Dijital Dünyanın Markaları Açıklandı

GfK Araştırma Şirketi’nin The Brand Age dergisi için Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesini temsilen tüm yaş ve tüm SES gruplarında toplam 1036 kişi ile yüz yüze gerçekleştirdiği “Dijital Dünyanın Markaları Araştırması” sonuçları yayımlandı. Araştırmaya göre, dijital dünyanın en aktif markası Samsung olurken tüketicilerin algısında dijital dünyanın en genç markası yine Samsung oldu. Uygulamalar özelinde; Facebook’da en başarılı bulunan iki marka Nike ve Adidas oldu. Instagram’da ise Nike başı çekiyor. Twitter’da en başarılı bulunan marka ise Apple. Youtube’da ise yine iki rakip marka ipi göğüslüyor; Arçelik ve Vestel. Dijital dünyada en beğenilen viral videolarda Coca Cola ilk sırada yer alıyor.
Artık hepimizin dijital dünyada bir kimliği, bir kişiliği, bir yaşam biçimi ve geride bıraktığı bir ayak izi mevcut. Facebook hesabımızda neyi beğenip paylaştığımız, Instagram hesabımızdan kimleri takip edip beğendiğimiz, kimleri re-tweet ettiğimiz neredeyse bizim kim olduğumuzu ortaya koyuyor. Alışverişimizi, tercihlerimizi, yaşam biçimimizi, ilişkilerimizi, izlediklerimizi, sohbetlerimizi ve dünya görüşümüzü dijital platformda belirliyoruz ve herkesle anında paylaşıyoruz. Tüm bu hareketlerimizi markalar takip ediyor ve dijital dünyada adeta bizi kıskaca alıyor, adım adım takip ediyorlar.

GfK Araştırma Şirketi, The Brand Age için bu yeni nesil yaşam alanını ‘dijital dünyayı’ araştırdı. Bu dünyanın kahramanları olarak tüketicilerin gözünden “Dijital Dünyanın Markaları Araştırması” çok ilginç sonuçlar ortaya koydu.

Dijital dünyanın en başarılı markaları

Dijital dünyanın bireylerine, sosyal medyada en başarılı buldukları markalar soruldu. Facebook özelinde, tüketiciler en çok iki rakip markayı başarılı buluyor: Nike ve beraberinde Adidas. Bu durumu e-ticaret sitesi gittigidiyor.com takip ediyor. Son dönemlerde ürünleri ile sıkça konuşulan Samsung da Facebook’da başarılı bulunan markalardan. Flo ayakkabı markası da Facebook’daki çalışmaları ile tüketici beğenisini toplamış.

Instagram’da en başarılı bulunan markalarda ise, yine Nike başı çekiyor. Apple ise ikinci sırada yer alıyor. Diğerleri ise sırasıyla n11.com, Adidas, hepsiburada.com.

Tüketiciler Twitter’da ise, en çok Apple markasını başarılı buluyor. Bu durumu Adidas, Nike, Samsung, Beko, LG ve Flo takip ediyor.

Tüketiciler Youtube’da rakip iki markayı eşit oranda en başarılı buldu: Arçelik ve Vestel. Bu durumu Samsung, LG, Adidas ve Bosch takip ediyor.

Facebook’da en başarılı bulunan markalar:

Nike
Adidas
Gittigidiyor
Samsung
FLO

Instagram’da en başarılı bulunan markalar:

Nike
Apple
n11.com
Adidas
Gittigidiyor

Twitter’da en başarılı bulunan markalar:

Apple
Adidas
Nike ve Samsung
Beko ve LG
FLO

Youtube’da en başarılı bulunan markalar:

Arçelik ve Vestel
Samsung
LG
Adidas
Bosch

En aktif ve en genç marka Samsung

Araştırmada genel olarak, tüm sosyal medya uygulamaları, internet siteleri yani tüm dijital dünya düşünüldüğünde, dijital dünyanın bireylerinin en çok karşılaştıkları yani en aktif buldukları marka soruldu. Dijital dünyanın en aktif markası Samsung oldu. Tüketici gözünde dijital dünyanın diğer en aktif markaları; Arçelik, Apple Sony, Bosch.

Dijital dünyanın en dinamik ve en genç markası sorulduğunda ise cevap, daha önceki soruda olduğu gibi yine Samsung oldu. Diğer en genç algılanan markalar ise: Apple, Arçelik Bosch, Sony.
Viral videoda en başarılı marka Coca Cola

Viral videolar son zamanlarda markaların tüketiciye dokunması, markayı sevdirmesi veya bir sosyal sorumluluk projesinde farkındalık yaratması anlamında en etkili yollardan biri. Tüketici algısında Coca Coa viral videoda en beğenilen marka oldu. Viralde başarılı olan diğer markalar; Vodafone, Arçelik, Samsung.
Dijital dünyadaki etkileşim, kullanıcıların %14’ünü doğrudan satışa yönlendiriyor

Araştırmada, tüketicilerin dijital dünyada gördükleri ve sevdikleri bu markaları daha sonra satın alıp almadıkları soruldu. Yani dijital dünyada marka görünürlüğünün satışına olan etkisi incelendi. Elde edilen verilere göre, dijital dünyanın satışlar üzerinde %14 varan direk etkisi, %50’ye varan dolaylı etkisi mevcut. Markaların dijital dünyadaki performanslarından, satın alma tercihim konusunda hiç etkilenmem diyenler ise sadece %25.
Seyahat ve giyim alışverişi ilk sırada

Dijital platformlar üzerinden en çok satın alınan ürünlerin başında uçak, otobüs bileti geliyor. (%13) Bu durumu hazır giyim alışverişleri takip ediyor. (%12). Hazır giyimde kadınların oranı (%15) erkeklerden (%9) fazla. Ayakkabıda (%11) da durum değişmiyor. (Kadınlar %13, Erkekler %8) Tüketici elektroniğinde ise erkeklerin oranı (%8) kadınlara (%5) göre daha yüksek.
Web siteleri ana bilgi kaynağı

İnternet kullanıcıları, markaların indirim, çekiliş ve kampanya gibi uygulamalarını en çok markanın kendi web sitesinden (%63) takip ediyor. Tüketiciler daha önceki verilerde ortaya çıktığı gibi, marka hakkında bilgiye ihtiyaç duyduğunda ilk markanın kendi web sayfasına tıklıyor. Bu durumu %16’lık oranla markanın Facebook sayfası takip ediyor.
İndirim talebi başı çekiyor

Son olarak internet kullanıcılarına, markaların dijital ortamlarında (web sayfası, sosyal medya uygulamaları, aplikasyonlar, video izleme siteleri, internetin tüm mecrası) ne tarz aksiyonlar, ne tarz projeler yürütmesi gerektiği soruldu. Yüzde 74 gibi yüksek oranda indirim kampanyaları ilk beklenti oldu. Bu durumu çekiliş, hediyeler, interaktif uygulamalar, sosyal sorumluluk projeleri ve daha sık viral video isteği takip etti.
Araştırma Künyesi

Araştırma şirketi GFK tarafından gerçekleştirilen “Dijital Dünyanın Markaları Araştırması” Türkiye geneli internet kullanıcılarını temsil ediyor. Araştırma Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesini temsilen seçilmiş, 15 ilin kentsel kesimlerinde yaşayan, internet kullanan 15-65 yaş arası, ABC1C2DE tüm SES grubunda toplam 1036 kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirildi.

Girişimciliğin başarıya açılan kapısı; Yıldız Teknopark

Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Teknopark, iş dünyasındaki Ar-Ge faaliyetlerini yürütmek isteyen girişimci ve akademisyenleri, yatırımcılar ile bir araya getiriyor. Kurulduğu günden bu yana birçok yenilikçi iş fikrini de bir araya getiren Yıldız Teknopark, Türkiye’nin en büyük kuluçka merkezi Yıldız Kuluçka’yı girişimcilerin hizmetine sunarak, Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini daha da büyütmeyi hedefliyor.

Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, teknoparkların ülkemizdeki ar-ge ekosistemindeki önemli rolünü anlatıyor:

Türkiye’de Teknoloji Geliştirme Bölgeleri kanununa göre kurulan ve inovatif girişimleri buluşturan teknoloji merkezleri olan teknoparklar, hem girişimcilere, hem üniversitelere, hem de ülke ekonomisine sağladıkları katkılardan ötürü, ülkemizin 2023 hedeflerine ulaşmadaki lokomotifi haline geldiler.

1479369268_y__ld__z_teknopark_1Teknoparklar özellikle yeni kurulma aşamasında olan şirketlere, fiziksel bir mekan sağlamaktan çok daha fazlasını sunuyorlar. Bu anlamda Türkiye’nin en kapsamlı ve büyük kuluçkası olan Yıldız Kuluçka henüz kurulma aşamasında olan veya gelişmekte olan şirketlerin, yenilikçi fikirlerini hayata geçirebilecekleri ortamı sağlayarak, hedeflerine ulaşmalarına destek oluyor.

Kendini sürekli yenileyen, sorgulayan, araştıran, üreten, yaratıcı girişimciler, inovatif iş fikirleri geliştiren ve bunu ticarileştirebilecek zeka ve özveriye sahip gençlerden oluşuyor. Bu fikirlerini bir projeye dönüştürebilmek için belli başlı ihtiyaçları var; bir ofis, üretim atölyeleri, danışmanlar bunlardan sadece bir kaçı. Girişimcilerin daha hızlı hareket etmek adına ihtiyaç duydukları tüm bu bilgilere, konunun uzmanlarına, sektördeki diğer önemli firmalara ve kaynaklara doğrudan ulaşabilecekleri, tüm bu kaynakların aynı çatı altında olabileceği bir yapıya ihtiyaçları var. Teknoparklar da bu ihtiyaçlara cevap vermek için varlar.

Prof. Dr. Mesut GÜNER
İşte tam da bu ihtiyaçtan yola çıkarak şunu diyebilirim ki, Yıldız Kuluçka bir girişimcinin ihtiyaç duyabileceği pek çok şeyi sunan ve başarıya ulaşmasında hızlandırıcı rolü görecek en kapsamlı adres. Burada,girişimcilere ücretsiz çalışma alanları, eğitim, hızlandırma ve mentörlük programları, şirketleşme desteği, temel makine ve teçhizatların bulunduğu Prototip Atölyesi,süper bilgisayar, YTÜ merkez laboratuvarını kullanma hakkı gibi çok değerli imkanlar sunuluyor. Sunulan tüm bu imkanlar sayesindegeliştiren girişimler için, yatırım kapıları daha kısa bir sürede açılabiliyor ve Türkiye’de bir ekonomik değer olarak büyüme fırsatını yakalamış oluyor.

Yıldız Teknopark, toplam 11 binada 125 bin m2’lik alanda hizmet vererek Türkiye’nin en kapsamlı ve büyüğü olma özelliğini taşıyor. Ar-Ge ofislerinde 380’den fazla firmada 7 binden fazla ar-ge ve yazılım personeline ev sahipliği yapıyor. Bunlardan 100’ü kuluçkada yer alıyor. Aralarında Ulusal ve uluslararası hibe desteklerden faydalanan NASA tarafından da kullanılacak olan “Dokunma Hissine Sahip Yapay Deri” ile çığır açan HTMSS yüksek teknoloji firması, “Genetik işletim sistemi ve DNA kodlama dili”geliştiren Türkiye’nin ilk gen ve hücre mühendisliği GEEN Biyoteknoloi, “Üç boyutlu yazıcı” projesine sahip Katı Hal gibi gurur verici birçok kuluçka firması bulunuyor. Bu yıl 4 girişim yüksek değerlemeler ile yatırım aldı, yakın zamanda da 1 girişim daha yatırım alıyor olacak.

Yıldız Teknopark’ın asıl hedefi; bu çatı altında toplanan büyük şirketlerin, startupların, kuluçka ve ön kuluçkaların faaliyetlerini en verimli şekilde yürütebilmesini sağlayacak alt yapı desteği sağlamak. Ayrıca teknolojik girişim hayallerini gerçeğe dönüştürmek isteyen tüm diğer girişimcilerin Türkiye’de ve tüm dünyada çığır açacak yeni projelerine bu ekosistemde yer vermek.

Yıldız Teknopark hakkında

Yıldız Teknik Üniversitesi, ülkemizin ar-ge faaliyetlerine katkıda bulunan 21. yüzyılın girişimci üniversite modeli doğrultusunda teknoloji geliştirme bölgesi açma faaliyetlerine başlamış ve 2003 yılında Yıldız Teknopark’ı kurmuştur. Teknopark, yeni fikirlerin değer oluşturan çıktılara dönüşme sürecinin bütün aşamalarında yer alan uluslararası bir işbirliği merkezi olma vizyonuyla çalışmalarına devam etmektedir. 2003 yılından bu yana sürdürülebilir gelişim ilkesi doğrultusunda büyümeye devam eden Teknopark, kurulduğu Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsünün yanı sıra 2014 yılı sonunda faaliyete geçen İkitelli yerleşkesi ile de hizmet veriyor. Toplam 11 binada 125 bin metrekarelik ar-ge ofis alanında 380’den fazla firmaya ve 7 binden fazla ar-ge personeline ev sahipliği yapmakta. Yıldız Teknopark bünyesinde yazılım, bilişim ve iletişim teknolojileri, telekomünikasyon, elektronik, ilaç, makine ve teçhizat imalatı, kimya, havacılık, enerji, savunma sanayi, ,inşaat, gıda gibi birçok sektörde ar-ge çalışmalarını yürüten firmaları bir arada bulunduran dev bir ekosistem.

Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner 

İlk ve Orta öğrenimi İstanbul’da tamamladıktan sonra, 1984 yılında Pertevniyal Lisesi’nden, 1988 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesi, Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nin Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 1989 yılında ise Yüksek Lisans ve Doktora yapmak üzere İngiltere’de bulundu. 1990 yılında yüksek lisans, 1994 yılında ise doktora çalışmalarını Newcastle Üniversitesi’nde tamamladı. 1995 yılında Türkiye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi, Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği bölümünde yardımcı doçent olarak göreve başladı. Aynı yıl gemi hidrodinamiği alanında doçent oldu. 1996 yılı ortasına kadar askerlik hizmetini yedek subay olarak Deniz Harp Okulu’nda yerine getirdi. 2001 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde profesör unvanı aldıktan bugüne kadar üniversite içinde ve dışında değişik idari görevlerde bulundu. Bunlar arasında anabilim dalı başkanlığı, bölüm başkan yardımcılığı, fakülte ve üniversite yönetim kurulu üyelikleri, dekan vekillikleri, üniversitelerarası kurul üyeliği,rektör yardımcılığı,kurucu rektörlük gibi birçok görevler yer almaktadır. 2013 yılından bugüne kadar daüniversite-sanayi işbirliği, projeler,girişimcilik ve fikri sınai haklar konusunda faaliyet göstermesi için kurulanTeknoloji Transfer Ofisi koordinatörlüğü görevi ileYıldız Teknopark AŞ yönetim kurulu üyeliği görevlerini sürdürmektedir. Eylül2016 tarihinden itibaren de Yıldız Teknopark A.Ş. Genel Müdürü olarak görev yapmaktadır.

Turizm sektörü Uzakrota Seyahat Zirvesi’nde buluştu

Only Travel Marketing’in medya iletişim hizmet sponsorluğunu üstlendiği, Uzakrota Travel Summit, 18 Kasım Cuma 10:00 – 18:00 saatleri arasında, Işık Üniversitesi Ayazağa kampüsünde gerçekleştirildi. Her yıl organize edilen Uzakrota Travel Summit, geçtiğimiz yıla göre iki katına varan bir katılımcı ve birbirinden değerli konuşmacılarıyla turizm sektöründe yaşanan son gelişmeler, turizmin geleceği, turizmde teknolojinin kullanımı gibi konularda sektörün nabzını tuttu. Türkiye’nin en etkili seyahat zirvelerinden biri olan Uzakrota Travel Summit, bu yıl 2 salon, 1 fuaye alanı ve değerli turizmci meslektaşları bir araya getiren bir b2b ticari fuar alanı ile dikkat çekti. Geçtiğimiz yıl 400 kişinin katılımı ile gerçekleşen zirve, bu yıl 700’e yakın katılımcı ile gerçekleşirken, katılımcılarına değer katan panelleri, Eski Turizm ve Sağlık Bakanı Bülent Akarcalı ve değerli turizmcileri bir araya getirmesi ile dikkat çekti.

Uzakrota Seyahat Zirvesi’nin panellerinde dikkat çeken bazı satır başları :

11 yeni gemimiz, teknolojimiz ve şovlarımızla liderliğimizi perçinleyeceğiz.

Moderatörlüğünü Only Travel Marketing’in kurucusu Sarp Özkar’ın üstlendiği, “Cruise sektörünün geleceği” konulu panelde konuşan Avrupa’nın en büyük Cruise firması olan MSC Cruises’ın Türkiye ofisi Genel Müdürü Necla Tuncel “Yakın ve uzun gelecekte çok önemli gelişmeler-yeniliklerle Cruise sektöründe yine farkımızı göstereceğiz. Aralık ayında Cruise adası olarak faaliyete geçecek olan Abu Dhabi açıklarındaki Sir Bani Yas adasına, ilk ziyareti MSC Cruises gemileri yapacak, biz de adanın açılışında orada yer alacağız. Haziran’da Akdeniz seyahatlerine başlayacak yeni nesil mega gemimiz MSC Meraviglia suya inip, Temmuz’da bu gemimizde yapılacak Cirque du Soleil şovları ile çok konuşulacak. 2017 Aralık’ta suya inecek Seaside gemimizde de cam yürüyüş alanları sayesinde, denize daha yakın bir cruise deneyimi yaşanacak. 2018’de MSC’ye ait Bahamalar’da hizmete girecek olan MSC Ocean Cay adası, gemide servis yapan robotlar, çocukların kollarına taktıkları bir bilezik ile gemide nerede olduklarını ailelerin kolaylıkla takip edecekleri bir sistem, mobil Wellness aplikasyonları gibi pek çok yenilikle misafirlerimize hizmet vereceğiz. 2026’ya kadar siparişi verilmiş toplam 11 gemimizin de katılımı ile devasa bir filoya ulaşacağız.”

Türkiye’nin en büyük havayolu biziz!

Borajet Airlines Genel Müdür Yardımcısı Onur Akgül, Havayolu Endüstrisi ve Analizler ana başlıklı ve Singapur Havayolları Dijital Pazarlama Müdürü Derya Pekruh Gerçeker’in moderatörlüğünü üstlendiği panelde, ilk olarak “Biraz önce Sabre Genel Müdürü Altuğ Bekdemir’in bahsettiği Türkiye’nin en büyük havayolu biziz” şeklinde sözlerine esprili bir şekilde başladı. Borajet Airlines Gen.Md.Yard. Onur Akgül konuşmasına şöyle devam etti : İç hatlar 20 TL sloganı ile yaptığımız bilet kampanyası çok ses getirdi. Bölgesel havayolunun yapması gerekenleri doğru uygulamaya çalışıyoruz. Örneğin lokal taleplere göre operasyonlarımızı organize edip, uçtuğumuz şehirlere katkı sağlıyoruz. Siirt’e uçuyoruz, en çok Business sınıfı uçak bileti sattığımız rotamız. Önemli olan lokal talepleri doğru çözümlediğinizde, doğru zamanda doğru servisleri sunabiliyorsunuz.

Globale açılma planları yapıyoruz!

Jabiroo’nun kurucu ortağı Mete Varas “İnternet üzerinden misafirlerin 3,4, 7 veya 10 günlük seyahat taleplerine arka planda çalışan kuratör arkadaşlarımız var. Kişiye özel seyahat konseptinde çalışıyor ve misafirlerin taleplerini yerine getirmek adına titizlikle çalışıyoruz. Bu dönemde globale açılma üzerine de bir yapılanma içindeyiz.”

Mobil ilk kurulduğumuzdan bu yana ilk önceliğimiz.

Skyscanner Sosyal Medya Departman Sorumlularından Zeynep Mutlu konuşmasında, “ Sosyal medyada doğru iletişimde bulunmak son derece önemli bizim için. Amacımız öncelikle insanlara ilham verebilmek. Sosyal medyada Portofino’yu paylaştığınızda, gerçekten evler böyle rengarenk mi diye yorumlar gelmeye başlıyor. Organik olarak bizi takip edenler ile her daim iletişimde olmaya çalışıyoruz ve onlara değer verdiğimizi gösteriyoruz. İl kurulduğumuzda bu yana, dünyadaki gelişim aşamalarımızda her dönem ilk önce mobilde etkinlik gösterip, ilk mobilde başarıyı planlıyoruz, zira her yerde insanların ulaşabileceği en önemli mecranın mobil olduğunun bilincindeyiz.”

Türk Markaları Ortadoğu Pazarı’na Çıkarma Yaptı

Birleşik Arap Emirlikleri’nin en köklü şirketlerinden INDEX Holding bünyesinde yer alan Index Fuarcılık tarafından düzenlenen The Global Franchise Market Fuarı, 14-15 Kasım tarihlerinde Dubai Uluslararası Zirve ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Türkiye’de tek yetkili acentesi Medyafors Fuarcılık A.Ş olan, Türk markaları ile Ortadoğu’lu yatırımcıların bir araya geldiği “The Global Franchise Market (TGFM)” Fuarı’nda , sektörlerinde başarılı işlere imza atan Oses Çiğköfte, Dry Clean Express, Bursa Kebap Evi, Biev, Bernardo, Tatlıses Çiğköfte ,Pizza Pizza ve ayrıca Türkiye’de markaları tek bir çatı altında toplayan Türkiye Franchising Derneği (UFRAD) fuarda standları ile yer aldılar. Katılımcılar, fuarda gördükleri ilgiden duydukları memnuniyeti dile getirirken, Ortadoğu pazarının büyüme ve markalaşma sürecinde kendilerine önemli katkı sağlayacağına dikkat çektiler.
Dubai Turizm Ajansı, Dubai Ticaret Odası ve Ortadoğu’nun en büyük franchise danışmanlık firması Francorp tarafından desteklenen fuarda katılımcılar, Franchise Danışmanlık Firmaları, Ticaret Odaları, Katar Kalkınma Bankası yetkilileri, diğer devlet kuruluşları ve değerli yatırımcılarla görüşme olanağına sahip oldular. Yatırımcılar, fuara gelerek yeni iş fırsatlarını karşılaştırmalı olarak değerlendirdiler. 14 Kasım 2016 da gerçekleştirilen fuarın açılış töreninde Dubai Ekonomi Bakanı Sami Dhaen Al QamziT.C. Dubai Başkonsolosu Erdem Ozan, T.C. Dubai Başkonsolosluğu Ticaret Ateşesi Hasan Önal, Index Holding Yönetim Krl.Bşk. Dr. Abdul Salam Al Madani, Index Holding Ceo’su Anas Al Madani, Francorp Danışmanlık Ceo’su Don Boroian ve Francorp Orta Doğu Başkanı Imad Charafeddine hazır bulundu.
Sadece Dubai’den değil tüm Ortadoğu’da ziyaretçi akınına uğrayan fuar, bu yıl 9.’su düzenlen ‘’Licensing Dubai Fuarı’’ ile eş zamanlı organize edildi. Eğitim ve network çalışmalarına da büyük önem verilen fuarda, 2 gün boyunca franchising alanında farkındalık yaratacak eğitici konferanslar gerçekleştirildi. Ziyaretçi ve katılımcı marka yetkililerinin dinleyici olarak yoğun ilgi gösterdiği oturumlar franchise sektörüne yön verici nitelikte idi.

Konuyla ilgili Medyafors Fuarcılık Genel Müdürü Aycan Helvacıoğlu; “Türkiye’de 14 yıldır Bayim Olur musun Fuar’ını düzenleyen Medyafors Fuarcılık, franchising sistemine ve gelişimine önem vermekte, bu konuda önemli çalışmalara imza atmakta ve markaların yurt içi ve yurt dışında büyümelerine önemli katkılar sağlamaktadır. Türkiye yetkili acentesi olarak The Global Franchise Market Fuarı’nı Türk Markalarının Ortadoğu’ya açılan kapısı olarak değerlendirmekteyiz. Hedefimiz 2017’de daha çok Türk markasını yurtdışında taşımak olacak ” dedi.

Plastik Tanıtım Grubu sektörün ortak kararıyla kapatıldı

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Olağanüstü Genel Kurulu Plastik Tanıtım Grubu (PTG) gündemi ile toplandı ve oybirliği ile kapatılmasına karar verildi. 

Plastik Tanıtım Grubu, sektörü temsil eden Sivil Toplum Kuruluşlarından gelen talebi değerlendiren İKMİB ve AKMİB Genel Kurullarında alınan karar sonrası TİM ve Ekonomi Bakanlığı’nın onayları ile iki yıl önce kurulmuştu. Sektörde bazı sivil toplum kuruluşlarının karşı çıkması üzerine Olağanüstü Genel Kurul kararı alan İKMİB yönetimi, tanıtım grubunun geleceğini üyelerin oylarına sundu ve kapatılması yönünde tavsiye kararında bulundu. Tek gündemli genel kurulda oy birliği ile kapatılma kararı alındı.

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz’ün yaptığı açılış konuşması ile başlayan İKMİB Olağanüstü Genel Kurulu açık oylama ile devam etti. Oylama sonucunda Plastik Tanıtım Grubu, İKMİB üyelerinin katıldığı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararla kapatıldı. Toplantıda ayrıca İKMİB Yönetim Kurulu’nun tavsiye kararı ile PTG kapsamında yapılacak faaliyetlerde kullanılmak üzere alınan onbinde 5 seviyesindeki toplam 2.834.735 TL tutarındaki katkı paylarının iade edilmesine de oy birliği ile karar verildi.

Plastik Tanıtım Grubu’nun sektörün ihracatını artırmak üzere sektörden gelen talep üzerine kurulduğunu belirten İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz şunları söyledi: “Plastik Tanıtım Grubu’nun geleceğini değerlendirmek üzere bir araya geldik. İKMİB olarak plastik sektörümüzdeki Sivil Toplum Örgütlerinden gelen talep doğrultusunda bundan yaklaşık 2 yıl önce İKMİB ve AKMİB Genel Kurullarında kabul edilen, TİM ve Ekonomi Bakanlığı onayı ile kurulan Plastik Tanıtım Grubu hakkında asıl karar en başta olduğu gibi üyelerimizindir. Toplantıda oybirliği ile Plastik Tanıtım Grubu’nun kapatılması kararı alınmıştır. Sektördeki bazı Sivil Toplum Kuruluşlarının konuyu farklı yönlere çekme ve ‘rol kapma’ gayretleri plastik sektörü adına olumlu sonuçlar doğuracağına inandığımız bir oluşumun faaliyete bile geçmeden sona ermesine sebep olmuştur. Plastik Tanıtım Grubu’nun bu şartlarda faaliyetlerini sürdürmesi zaten mümkün olamayacaktır. Biz İKMİB olarak ihracatımızı ileriye taşıyacak, üyelerimize katkı sağlayacak çalışmalarla hiç durmadan yol almaya devam edeceğiz.”

ÖTV düzenlemesi otomotiv sektörünü nasıl etkileyecek?

Emrah Akın

Otomobil alacaksanız geç kalmayın

Otomobillere uygulanacak yeni ÖTV düzenlemesi soru işaretleriyle birlikte geliyor. Hem ÖTV düzenlemesi hem de döviz kurlarındaki artış nedeniyle fiyatların ciddi anlamda artma ihtimali olduğunu belirten KPMG Türkiye Vergi Şirket Ortağı Emrah Akın uyarıyor: Otomotiv ÖTV’sinde motor hacmine göre her kademede bir artış yaşanması kuvvetli ihtimal. Artan döviz kurları da düşünüldüğünde otomobil almak isteyenlerin geç kalmaması gerekiyor.

Otomotiv sektöründe nefesler tutuldu, kapıdaki yeni ÖTV düzenlemesi bekleniyor. Yakın zamanda mecliste kabul edilen kanun, Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanıp Resmi Gazete’de yayımlanmadığı için henüz resmi olarak yürürlüğe girmedi. Ancak ilgili kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte otomotiv sektöründe tam anlamıyla taşlar yerinden oynayacak. KPMG Türkiye Vergi Ortağı Emrah Akın otomobil almayı düşünenlerin elini çabuk tutması gerektiğini söyledi.

Otomobil fiyatları artacak

Akın, “Otomobil almak isteyenler için olumlu tablo çizmek oldukça zor. Yeni düzenlemede fiyatı düşük otomobillerde vergi indirimi yapılmayacağı anlaşılıyor. Bu da otomotiv ÖTV’sinde her kademede bir parça artış olacağını gösteriyor. Bunun yanı sıra ÖTV, KDV’nin de matrahına giriyor. Yani artan ÖTV tutarının yüzde 18’i kadar da bir KDV artışı yaşanacak. Ayrıca artan döviz kurları sonucunda otomobil zamları da kapıda… Tüm bu gelişmeleri değerlendirdiğimizde otomobil almak isteyenlerin acele etmesi gerektiğini söyleyebiliriz” dedi.

2017 Bütçe Tasarısı’nda gelecek yıl “motorlu taşıt araçları” üzerinden yaklaşık 19,9 milyar TL ÖTV tahsil edilmesinin planlandığına dikkat çeken Akın, “Otomobil piyasası canlılığını yitirmez ve satışlar normal seyrinde giderse toplam ÖTV tahsilatı içinde otomobillerin payı artabilir. Ancak fiyatlardaki artışlar, satışları engellerse bütçe adına karşımıza karamsar bir tablo da çıkabilir. Satın alınmayan her otomobilin sadece ÖTV değil; yüzde 18 KDV kaybı olduğunu da hatırlatmak gerekiyor. Bu nedenle otomotiv piyasasını hareketlendirecek “hurda indirimi” gibi vergisel teşviklerin tekrar gündeme alınması yararlı olabilir” dedi.

Yeni düzenlemede aracın fiyatı dikkate alınacak

Bakanlar Kurulu’nun tamamen yetki sahibi olduğu yeni düzenlemede motor silindir hacmi eskiden olduğu dikkate alınmaya devam edecek. Bunun yanında “otomobilin fiyatı” da ÖTV vergilemesinde göz önünde bulundurulacak. Yeni ÖTV düzenlemesinde şu noktalar ön plana çıkıyor:

Şu anda 1500cc motor hacmindeki bir otomobil fiyatı ne olursa olsun yüzde 45 ÖTV’ye tabi tutuluyor. Yeni düzenlemede ise fiyatı 100 bin TL üzerinde olan 1500cc’lik bir otomobil için örneğin yüzde 60’lık oran belirlenebilir. Yani eskiden sadece motor hacmi büyüdükçe artan ÖTV, artık fiyat yükseldikçe de artabilecek.
Mevcut sistemde de ucuz otomobilden alınan vergi ile pahalı otomobilden alınan vergi aynı değil. Çünkü şu anda da otomobillere oransal bir ÖTV uygulanıyor. Bugün de otomobil fiyatı arttıkça, hesaplanan ÖTV tutarı da otomatik olarak artıyor. Bu sistemde amaçlanan, aynı motor hacminde olan ancak fiyatları farklı olan otomobillerde vergi makasının daha da açılması…
Bakanlar Kurulu silindir hacmi aynı; ancak fiyatları farklı otomobiller için yeni bir ÖTV oranı belirleyebilecek. Örneğin yeni sistemde 1500cc motor hacmindeki 50 bin TL’lik bir otomobil satın alanlar yüzde 45 öderken, 1500cc motor hacminde 100 bin TL’ye otomobil alanlar yüzde 70 ÖTV ödemek zorunda kalabilir.
Bakanlar Kurulu’nun “çevre dostu araçlar” için ÖTV oranını yarıya kadar indirme yetkisi de öteden beri var. Mevcut sistemde tam elektrikli ve hybrid araçlarda ciddi bir ÖTV indirimi hali hazırda uygulanıyor.

Mevcut sistem tamamen değişiyor

Otomobiller şu anda motor silindir hacmine göre ÖTV’ye ve yüzde 18 de KDV’ye tabi tutuluyorlar. Hybrit otomobiller için de özel ÖTV oranları uygulanıyor. Şu anda otomobiller şu şekilde ÖTV’ye tabi tutuluyor :
Motor silindir hacmi 1600 cm³’ü geçmeyenler ile elektrik motor gücü 50 KW’ı geçip silindir hacmi 1800 cm³’ü geçmeyen araçlardan yüzde 45 ÖTV alınıyor.
Silindir hacmi 1600-2000 cm³ arasındaki diğer araçlar ile elektrik gücü 100 KW’ı geçip, silindir hacmi 2500 cm³’ü geçmeyen elektrikli motorlardan yüzde 90 oranında ÖTV tahsil ediliyor.
Motor silindir hacmi 2000 cm³’ü geçen araç sahipleri ise yüzde 145 oranında ÖTV ödüyor.
Elektrikli motorlarda ise 85 KW’ı geçmeyenler yüzde 3, 85-120 KW arasındakiler yüzde 7, 120 KW’tan güçlü motora sahip olanlardan yüzde 15 ÖTV alınıyor.

Mobil çalışan oranı yüzde 37’den 42’ye çıkacak

Kurumların yüzde 53’ü verimlilik için tümleşik iletişim kullanıyor. 2021 yılına kadar internete bağlı cihaz sayısı yıl bazında yüzde 23 büyüyecek. 2021’de toplam 28 milyar cihazın birbirine bağlı olması öngörülüyor. Bağımsız araştırma şirketi Grand View Research tarafından yapılan araştırmaya göre, küresel tümleşik iletişim pazar büyüklüğü 2024 yılında 143,49 milyar dolara ulaşacak. Unify tarafından yapılan araştırmaya göre ise kurumların yüzde 53’ü verimliliği artırmak için tümleşik iletişimi tercih ediyor.

Bağımsız araştırma şirketi Grand View Research tarafından yapılan araştırmaya göre, küresel tümleşik iletişim pazar büyüklüğü 2024 yılında 143,49 milyar dolara ulaşacak. Unify tarafından yapılan araştırmaya göre ise kurumların yüzde 53’ü verimliliği artırmak, yüzde 11’i geleneksel araçların kullanımındaki zorlukları gidermek, yüzde 10’u yöneticilerin talebini yerine getirmek için tümleşik iletişim uygulamalarını tercih ediyor. Seyahat masraflarını azaltmak ve müşteri taleplerini karşılamak için tümleşik iletişimi kullanan firmaların oranı yüzde 9 iken, kurumların yüzde 8’i ise çalışanların talebine cevap vermeyi hedefliyor.

Mobil işgücünün toplam işgücüne oranı yüzde 42 olacak

Kurumların tümleşik iletişim uygulamalarını tercih etme sebeplerinin başında verimliliği artırmak geldiğini belirten Unify Türkiye Ülke Müdürü Erda Tütüncüoğlu, “Yaptığımız araştırmalarda kurumların tümleşik iletişim çözümlerini tercih etmelerinin nedenleri arasında yüzde 53 ile verimliliği artırmak ve yüzde 11 ile geleneksel araçların kullanımındaki zorlukların geldiğini görüyoruz. Dünya genelinde mobil işgücünün toplam işgücüne oranının şu anda yüzde 37’ler seviyesinde olduğu ve bu oranın 2020 yılında yüzde 42 seviyesine yükseleceği tahmin ediliyor. Çalışanların mekân ve zaman bağımsız iş uygulamalarına ve kurum verilerine erişip, iş süreçlerini verimli kılma oranlarının giderek artacağı kanaatindeyiz.” dedi.

Seyahat masrafları azalıyor, mobil çalışan sayısı artıyor

İletişim yazılımları ve servisleri sunan Unify, farklı networkleri, cihazları ve uygulamaları kullanımı kolay tek bir çatı altında birleştiriyor. Tümleşik iletişim teknolojileri iş süreçlerini kolaylaştırırken maliyetleri azaltıyor ve verimliliği artırıyor. Her yerden ve her zaman bilgiye ulaşma ihtiyacı mobilite ile desteklenirken, şirketler iş sürekliliğini kesintiye uğratmamak için yenilikçi çözümler kullanmayı tercih ediyor. Sade ve kolay yönetilebilir bir sistem altyapısıyla farklı iletişim modellerini bir araya getirmeyi başaran şirketler, maliyet, iş gücü ve iş süreçleri konularında avantaj elde ediyor.

 

GÖRGÜN ÖZDEMİR’İN OBJEKTİFİNDEN “DOĞUNUN GİZEMLİ DENGESİ”

Türkiye’nin lider otomotiv perakendecisi ve araç kiralama şirketi Otokoç Otomotiv’in Genel Müdürü Görgün Özdemir ve kardeşi Tayfun Özdemir, fotoğraf severleri “Doğunun gizemli dengesi” sergisiyle Hindistan’ı keşfe çıkarıyor.

Türkiye’nin lider otomotiv perakendecisi ve araç kiralama şirketi Otokoç Otomotiv’in Genel Müdürü Görgün Özdemir, 3. fotoğraf sergisini Olympus Galeri’de açıyor. Doğunun Gizemli Dengesi isimli serginin fotoğrafları Görgün Özdemir ve kardeşi Tayfun Özdemir tarafından çekildi. Hindistan’ın farklılıklarının gizemli dengesini yorumlayan sergi 24 Kasım – 31 Aralık tarihleri arasında gezilebilecek.

Görgün Özdemir sergiyle ilgili olarak ; “Hindistan, farklı etnik yapısı, inançları, dilleri, gelenekleri, görenekleri, kıyafetleri, renkleri, festivalleri ile karmaşa içinde yaşar, fakat bir o kadar kendi içindeki dengeyi oluşturmuştur. Tüm bu mistik, gizem ve sırların buluştuğu topraklar oralara yolu düşenleri etkiler, hayrete düşürür, büyüler, hayal kırıklığına uğratır, adeta içine çeker ve kendine hayran bırakır. Kardeşim Tayfun Özdemir ile birlikte bu dünyayı görsel olarak anlatma çabasına giriştik. Yolculuğumuz boyunca farklılıkların uyumu ve dengesi adeta bir mozaiğe dönüşmüş olan Hindistan’da birçok hayata dokunarak kadrajlarımızı renklendirdik. Sergimizde yer alan 30 fotoğraf ile hikayemizi anlattık. Sanatseverlerin de tanık olduğumuz yaşamlardan bizim aldığımız keyfi alacaklarına inanıyoruz” dedi.

Perakende Günleri 2016’nın Gündemi: Yeni Pazarlar, Yeni Kavramlar ve Farklılaşma

Perakende Günleri 2016 sektöre ışık tutan konu ve konukları ile ilk gününü tamamladı. 

‘İşimizin Tadı’ konulu konuşmasında gastronomiden ve gerçek tatlardan hareketle, işimizin tadını etkileyecek uygulamalar anlatan Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan: Türkiye’de gastronominin ilerlemesi için gastronomi konusunda eğitim verdiklerini ve Türk şeflerle çalışmalar yaptıklarını belirtti. Özerkan şöyle konuştu: “Gastronometro adında bir yer açtık. Gastronomi konusunda verilen eğitimin yanı sıra Türkiye’de gastronominin ilerlemesi için Türk şeflerimizle çalışma yapıyoruz. İki veya üç michelin yıldızlı şefler dair önemli şefleri Türkiye’ye getiriyoruz. Bu şeflerden birisi Christian, Fransız şef. Kendisine mutfakta standart, yaratıcılık ve disiplinin nasıl bir birlikteliği olduğunu sordum. Mutfakta, tabakta, serviste netlik, kesinlik, zamanlama senkronizasyon ve organizasyon. Aynı girdilerle ve elementlerle farklılaşma ancak bu sürecin arkasında ciddi bir çalışma ve sonraki süreçlerde de mükemmelleşme söz konusu. Rutin tekrar demek, tavırlaşma demek. Ancak organizasyonlarda aynı süreçlerin hep aynı kalitede sonuç vermesi demek. Bu haliyle de istikrar önemlidir. Markanın en büyük düşmanı biliyoruz istikrarsızlıktır. Müşterilerimizin de, kendi işlerimizde de görüyoruz. Domates bir gün iyi bir gün kötü, satıcılar bir gün müşterilerle ilgileniyor bir gün ilgilenmiyor. İstikrar ve tutarlılık marka olmak için çok önemli; rutinlerde mükemmelleşmeniz de çok önemli. Şirketinizi farklılaştıracak şekilde vizyon ve strateji belirlemiş olabilirsiniz. Ancak rutinlerde mükemmelleşip ortaya çıkardığınız sonuçları organizasyonel bir davranış biçimi olarak tavırlaştırdığınızda ancak bir farklılaşma söz konusu olabilir. Biz Metro olarak bu konuda şanslıyız. Gastronomi farklılıkları kucaklamak demek, aynılıklardan farklılık yaratma sanatıdır. Hayata karşı bir duruş, bir yaşam biçimidir bu anlamlarıyla. Gastronomi ile birlikte, koordinasyonu, süreç optimizasyonunu, takım ruhunun önemini öğreniyoruz.”

Perakende Günleri 2016’nın yeniliklerinden biri olan Açıksözlü Kırmızı Koltuk Oturumları’nın katılımcıları ise Big Chefs Kurucusu Gamze Cizreli ve Etude Co., Tahran Kurucu Ortağı Gökhan Bozkurt oldu. Oturumda Gamze Cizreli şunları söyledi: “2016’da sektör büyümedi. İki bölüme ayırabiliriz. 15 Temmuz öncesi ve sonrası. Öncesinde yaşanan terör olayları, turizmdeki daralma ile yüzde 6’lık bir daralma ile kapattık ilk yarıyı. 15 Temmuz sonrası ise, özellikle son dönemdeki kur dalgalanmaları ile de bu seneyi 15-17 daralma ile kapatacak sektör. 2017’nin ilk döneminde ise bu daralmanın devam edeceğini düşünmüyorum. Hızlı bir düşme olmayacak. Sektörümüz çok hızlı büyüyor. Türkiye yüzde 6 büyürken, biz sektör olarak yüzde 30’un üzerinde büyüdük. Özellikle Türkiye ve Ortadoğu’da. 2017’nin ikinci yarısında eğer terör olayları azalır ya da biterse ve güvenlik sorunu ortadan kalkarsa; seneye yüzde 6’lık büyüme öngörüyoruz. Cizreli Anadolu’da hangi şehirler potansiyel sorusuna; “Akdeniz markamız açısından Adana, Mersin, İskenderun, Antalya iyi giden iller. Bir de İzmir tabi ki. Hızlı büyümeyi hedeflediğimiz noktalar. Suudi Arabistan beni oldukça şaşırttı. Dubai iyi bir pazar, çok hareketli. Arabistan kapalı yaşadıklarımızı düşündüğümüz halde dışarıda çok fazla tüketiyor. Alışveriş konusunda da önemli bir hareketlilik var. İkinci dükkanı açıyoruz. Metrekare verimliliği olarak Arabistan’daki dükkan, Türkiye ve Dubai’den fazla. Kuzu eti ve künefe en çok tüketilen ürünler.”

Etude Co., Tahran Kurucu Ortağı Gökhan Bozkurt ise kırmızı koltuk oturumunda şöyle konuştu: “İran’da Türk markalarının en büyük rakibi yine Türk markaları. Son 6 ayda çok fazla Türk markası satılıyor. Türk ürünlerinin satıldığı sahte Türk markalarının dükkanları söz konusu. Bu önemli bir sıkıntı. Türkiye için en büyük fırsat Türk markası olmak; çok beğeniliyor. Sonrasında ise yeniliğe, iyi ürüne çok çabuk yanıt veren bir ülke ve nüfus var İran’da. Geleneksel perakende biçiminden uzaklaşıldığı takdirde. Mesela Zara resmi olarak İran’a gelene kadar 70 Zara dükkanı vardı İran’da.” Bozkurt sözlerini şöyle tamamladı: “Biz İran’a ne yollarsak satarız fikri yanlış. Son altı aydaki gelişmelerden dolayı ihracat ve ithalat süreçlerinde ciddi yaptırımlar getirildi. 6 ay öncesi gibi bir mal alışı veya satışı mümkün değil. Hazır giyim alanında İran gibi bir algı var. Ancak devlet, çok önemli teşvikler veriyor bu alanda. Yılın 174 günü tatil var bir yılda İran’da. Bu da perakende sektörü için oldukça önemli.”

BTA “Yeşil Nesil Restoran” diploması aldı; 3,8 ton daha az kağıt kullandı

BTA’nın Anadolu’nun geleneksel lezzetlerini geleceğe taşıyan konsepti Tadında Anadolu, gıda atığı, enerji kullanımı ve ambalaj atıklarını azaltma yolunda önemli adımlar atarak WWF-Türkiye’den “Yeşil Nesil Restorancılık” diploması almaya hak kazandı.

TAV Havalimanları’nın iştiraki BTA’nın Anadolu’nun yöresel tatlarını sunan konsepti Tadında Anadolu, daha bilinçli bir tüketim amacıyla sürdürülebilir restorancılık anlayışını benimsedi. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Boğaziçi Üniversitesi işbirliği ve Unilever Food Solutions desteğiyle hayata geçirilen “Yeşil Nesil Restorancılık” projesine katılan Tadında Anadolu, gıda ve ambalaj atıklarını azaltma, enerji verimliliği, kaynak kullanımı konusunda önemli iyileştirmeler gerçekleştirerek diploma almaya hak kazandı.

BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur, konuya ilişkin şunları söyledi: “Yeme-içme sektöründe atık üretimi çok yüksek. Yeşil Nesil Restorancılık projesi de bu sektördeki süreçleri daha sürdürülebilir hale getirmek, tüketim ve atık miktarını azaltarak enerji ve doğal kaynak kullanımında verimliliği artırmayı amaçlıyor. Restoran sahipleri ve müşterilerin bu konudaki farkındalığı arttıkça, atılan küçük adımlar büyük kazançlara dönüşüyor. İşte biz de bundan yola çıkarak Yeşil Nesil Restorancılık anlayışını benimsedik. Tadında Anadolu olarak bu diplomayı almaktan gurur duyuyoruz. Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak istiyoruz. Bunun için, sürdürülebilir restorancılık anlayışını diğer konseptlerimize de uygulamayı hedefliyoruz.”

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ise “Ev dışı tüketimin önemli noktaları restoranların doğa üzerindeki baskısını azaltmak ve gıda sektöründe bir dönüşüm yaratmak için oluşturduğumuz Yeşil Nesil Restoran Programı’nda, bizimle aynı heyecanı paylaşarak diploma almaya hak kazanan BTA’ya teşekkür ederiz. Enerji verimliliği ve kaynak kullanımı gibi konularda halihazırda titiz çalışmalar yürüten BTA ekibi, Yeşil Nesil Restoran süreci boyunca diğer restoranlara örnek gösterilebilecek önlemler aldı ve kayda değer faydalar sağladı. Tüm ekibi tebrik ediyor ve bu konudaki çabalarının devamını diliyoruz” şeklinde konuştu.

Proje çerçevesinde Tadında Anadolu restoranlarında menüler esnek hale getirildi ve aylık 13 bin porsiyon garnitürün çöpe gitmesi önlendi. Tuz, karabiber ve şekerde tek kullanımlık paketlerin yerine dökme ürün geçilerek yıllık 600 kilo, Amerikan servislerin ve tepsi altlıklarının da kaldırılmasıyla yıllık 3,2 ton kağıt tasarrufu sağlandı. Böylece restoranlarda kullanılan kağıt miktarı yılda toplam 3,8 ton azaldı. Tadında Anadolu’nun dört restoranında 2016 yılının ilk 10 ayında 17 bin 20 litre atık yağın doğal kaynaklara karışarak temiz suları kirletmesi engellendi. Böylece dört kişilik, yaklaşık 57 bin 500 hanenin bir yıllık tüketimine eşit miktarda suyun kirlenmesi önlendi.

Yeşil Nesil Restoran olan Tadında Anadolu noktaları ise şöyle: İstanbul Atatürk Havalimanı, Ankara Esenboğa Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı ve UNIQ İstanbul içinde yer alan Tadında Anadolu restoranı. Ayrıca Tadında Anadolu Milas Bodrum Havalimanı, Yenikapı İDO Hızlı Feribot İskelesi, Yalova İDO Hızlı Feribot İskelesi, Bursa Güzelyalı İDO Hızlı Feribot İskelesi ve Capitol AVM’de de hizmet veriyor.