Brisa’dan Çevre Koruma Çalışmaları İçin 869 Bin Dolar Yatırım

Brisa ekonomiye, topluma ve çevreye değer katan çalışmalarını, 2015 yılı sürdürülebilirlik raporuyla yayınladı. Rapor döneminde sürdürülebilirlik çalışmalarına yatırım yapmaya devam eden şirket, sürdürülebilir ve yenilikçi yaklaşımıyla öne çıkıyor.

2015 yılı sürdürülebilirlik raporunu yayınlayan Brisa, ekonomik, toplumsal ve çevresel sürdürülebilirlik alanında imza attığı öncü çalışmalarla Türkiye lastik sektörü liderliğini koruyor. Şirket, 2015 yılında çevre koruma çalışmalarına 869.000 ABD Doları tutarında yatırım yaptı.

Brisa’nın kurulduğu yıldan bu yana 1 milyar ABD Doları’nı aşkın yatırım yaptığını ve sürdürülebilirlik çalışmalarının bu yatırımlarda önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Brisa Genel Müdürü Yiğit Gürçay; “Sürdürülebilirliği işinin temel yapı taşı olarak gören bir şirket olarak bundan tam otuz sene önce Yeşil Baca Ödülü’ne ve Çevre Ödülü’ne layık görülmüştük. Yıllar içinde gerçekleştirdiğimiz iyileştirmeler ve geliştirmelerle bugün birçok alanda öncülük ediyor ve liderliğimizi sürdürüyoruz. CDP İklim Değişikliği programında en yüksek performans değerlendirmesi ile “Türkiye İklim Saydamlık Liderleri” arasında yer alan en iyi endüstri şirketi olmamız da bunun güzel bir örneği. 2015 yılı da sürdürülebilirlik stratejimizin ve bu alanda yürüttüğümüz çalışmaların meyvelerini aldığımız bir yıl oldu. Elde ettiğimiz tüm sonuçlar hem şirketimizin hem de ülkemizin ekonomik, sosyal ve çevresel gelişimi için emek veren Brisalıların ortak başarısıdır. Bundan sonraki süreçte de enerji ve su verimliliği alanındaki çalışmalarımıza, sosyal sorumluluk ve biyoçeşitlilik projelerimize, kamu kuruluşlarına ve sivil insiyatiflere olan desteklerimize devam ederek ülkemiz ve geleceğimiz için değer yaratmaya devam edeceğiz” dedi.

Yedi yılda 13 kat enerji tasarrufu

Brisa, rapor döneminde enerji yönetimi ve doğal kaynakların etkili kullanımıyla ilgili dikkat çekici sonuçlar elde etti. 2008 yılına kıyasla enerji verimliliğinde 13 kat tasarruf sağlayarak birim üretim başına sera gazı salımını %22 oranında azalttı. Böylece, Enerji Verimli Endüstriyel Tesis kategorisinde birincilik ödülünün sahibi oldu. Evsel su kullanımının azaltılması ve atık suyun geri kazanımına yönelik çalışmaları sonucu ise 2008 yılına kıyasla %46 iyileşme elde ederek 2020 yılı su tüketimini azaltma hedefinin %75’ini gerçekleştirmiş̧ oldu. Böylece, CDP Global Su Raporu’nda B değeri ile Türkiye’deki en yüksek performansa sahip şirket oldu.

Atıkların azaltılması konusunda da önemli çalışmalar gerçekleştiren Brisa, LASDER ile ömrünü tamamlamış lastiklerin geri dönüşümüne destek verdi ve Bandag markası ile 127.000 lastik kaplayarak hammadde tasarrufu sağlanmasına katkıda bulundu. WWF Türkiye Yeşil Ofis programını da başarıyla uygulayan Brisa, 2014 yılına kıyasla organik atık miktarını %17,5 oranında azalttı.

2015 yılı itibariyle Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer almaya başlayan Brisa, tüm paydaşlarını sürdürülebilirlik alanına odaklanmaya teşvik etmek üzere ‘Brisa Sorumlu Satınalma Politikası’nı ve sorumlu iş yapış̧ anlayışının bir sonucu olarak ‘Brisa Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Politikası’nı yayınladı.

Şirket, 2013 yılında imzaladığı Birleşmiş̧ Milletler İş’te Eşitlik Bildirgesi kapsamında başlattığı istihdam, farkındalık ve destek çalışmalarını da başarıyla sürdürüyor. Brisa Akademi sektörün gelişimi için 2015 yılında toplam 33.200 saatlik eğitim vererek bilgi ve tecrübelerini paydaşlarına aktardı.

Brisa toplumsal gelişim için çalışıyor

“Yolculuğunuzun geleceğini tasarlıyoruz” vizyonu doğrultusunda önemli toplumsal projelere imza atan Brisa, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına dikkat çekmek amacıyla hayata geçirilen Solar Impulse projesinin Türkiye resmi partnerliğini üstlendi.Şirket aynı zamanda güvenli ve emniyetli sürüş̧ bilincini arttırmak için Lassa Yola Sağlam Çık projesi kapsamında, 2015 yılında, 32 şehirde 44 noktayı ziyaret ederek 5.501 uzun yol sürücüsünün tansiyon, kan şekeri ve vücut kitle endeksi ölçümlerini yaptı. Bridgestone “#Emniyetimiziçin2dk” projesi kapsamında, 2015 yılında, yaklaşık 30.000 aracın diş derinliğini, hava basıncını ölçümü ve dengelemesini gerçekleştirdi. “Tarım Sağlamsa Gelecek Sağlam Projesi” kapsamında 20 ilde 155 köyü̈ gezerek 9.500 çiftçiye ulaştı.

Brisaspor çatısı altındaki Lassa takımı 2015 yılında katıldığı 13 ulusal ve 33 uluslararası müsabakada 184 madalya ile büyük başarılar elde etti. WWF Türkiye işbirliğiyle Turnalar Hep Uçsun projesini de sürdüren Brisa, biyoçeşitliliğin korunması için çalışmaya devam ediyor.

Çalışan Bağlılığı Artıkça Şirketlerin Performansı Artıyor

Sunduğu Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri ile bireylerin yaşam kalitelerini, motivasyonlarını ve kurumlarına olan bağlılığını artırmayı hedefleyen Sodexo, gerçekleştirdiği bir araştırma ile çalışanlara yapılan yaşam kalitesi yatırımının şirket performansını artırdığını ortaya koydu.

Sunduğu hizmetler ile tüm paydaşlarına en iyi yaşam kalitesi deneyimini sunma vizyonuyla çalışan Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre çalışanların yaşam kalitesini artırmaya yönelik adımlar, şirketlerin performans ve verimliliğini doğrudan etkiliyor. Sodexo, son dönemdeki büyümesini önümüzdeki yıllarda da devam ettirerek 2020 için iki katı iş hacmi hedefliyor.

Firmanın gelecek planları ile ilgili bilgi veren Sodexo Türkiye Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri İcra Kurulu Başkanı Burçin Ressamoğlu, “Dünyada 50. yaşını kutlayan Sodexo, Türkiye’de 23 yıldır faaliyet gösteriyor. 18 binden fazla müşteri, 550 binden fazla tüketici ve 40 binden fazla üye iş yeri ile sektörün lideri konumundayız. 2012’den bu yana Türkiye’deki iş hacmini 2 katına çıkardık. Büyümemizdeki en önemli katkı ise çalışanlarımızın bağlılığı ve memnuniyeti. 2016 yılı Çalışan Bağlılığı araştırmasında, çalışan bağlılığını yüzde 81’e çıkararak önemli bir başarıya imza attık. Aynı zamanda 2016 Aon En İyi İşyeri unvanını aldık” dedi.


Sodexo Türkiye olarak, global ve fark yaratan değişimleri kucaklayarak, tüm paydaşlarımıza en İyi Yaşam Kalitesi deneyimini sunma vizyonu ile Çalışan Yan Hakları, Teşvik ve Ödüllendirme ve Harcama Yönetimi alanlarında hizmet veriyoruz” diyen Ressamoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Çalışan yan hakları alanında Restaurant Pass yemek kart ve çekleri ve Gift Pass hediye kart ve çekleri, teşvik ve ödüllendirme alanında Gift Pass hediye kart ve çekleri; harcama yönetiminde Business Pass yemek temsil ağırlama kartı ve Fuel Pass akaryakıt harcama yönetimi hizmetleri ile faaliyet gösteriyoruz.”


Sodexo
Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri Türkiye İcra Kurulu Başkanı Burçin Ressamoğlu, Teşvik ve Ödüllendirme alanının Sodexo’nun globalde odaklandığı, farklı ülkelerde birleşme ve satın almalarla tecrübesini geliştirdiği bir alan olduğunu, Türkiye pazarının ihtiyaçları göz önünde bulundurularak bu alanda Türkiye’de de yatırımlar planlandığını dile getirdi.


Çalışan memnuniyeti şirket performansını artırıyor

Sodexo ve TNS Sofres işbirliği ile gerçekleştirilen iş yerinde yaşam kalitesi araştırmasına göre çalışanların memnuniyeti, şirketin performansının da artmasını sağlıyor. Türkiye’den 10 ile 100 arasında çalışanı olan şirketlerin yer aldığı araştırmaya 563 yönetici katıldı. Yapılan araştırmada KOBİ yöneticilerinin yüzde 90’ı çalışanların yaşam kalitesinin artmasının şirketlerin performansını olumlu yönde etkilediğini düşünüyor. Ayrıca KOBİ’lerin yüzde 75’i iş yerinde yaşam kalitesini artırmak için çaba sarf ediyor. KOBİ’lerin yaşadığı en büyük sorunlar ise sırasıyla işe alım, çalışanları tutma ve çalışan devamlılığı olarak çıkıyor.


KOBİ araştırması ile ilgili bilgiler

Araştırmada KOBİ’lerde uygulanan iş yaşamının kalitesini artırıcı 12 ölçüt üzerinden çalışma yapıldı. Görüşülen KOBİ’lerin en çok dile getirdiği problemler; sırasıyla yüzde 69 oranında işe alım, yüzde 65 çalışanları tutundurma ve yüzde 49 ile çalışan devamsızlığı oldu. KOBİ’lerin yüzde 90’ından fazlası iş hayatında yaşam kalitesinin artırılmasının kurumun performansını olumlu etkilediğini düşünüyor. Yüzde 75’i iş yerindeki yaşam kalitesini yükseltmek için çaba sarf ediyor. KOBİ’ler bu zorluklarla mücadele/çözümde büyük şirketlerle aynı imkanlara sahip olmadıklarına inanıyorlar.


Yaşam kalitesini arttırmanın farklı uygulamaları olan fiziki ortamı iyileştirme, yemek imkanı sağlama, ödüllendirme, iş-yaşam dengesini gözetme, takdir gibi 10 uygulamanın çalışan verimliliği ve şirket performansı üzerine etkisi de soruldu: Firmaların yüzde 94’ü çalışanların emeklerine değer verip, çalışanları takdir etmenin şirket performansını artıracağına, yüzde 92’si de konforlu ve güvenli bir çalışma ortamı sunmanın şirket performansını artıracağına inanıyor. 100 yöneticiden 75’i iş yerindeki yaşam kalitesini yükseltmek için çaba sarf ediyor.


Araştırma ışığında hizmetlerini ve iletişimini geliştiren Sodexo, firmalara yaşam kalitesi hizmetleri sunarak karşılaştıkları İK problemlerinin çözümüne söylemi ‘Her İşin Kolayı Var’ olan programı ile destek oluyor.

AVRUPA TOYOTA C-HR İÇİN SIRAYA GİRDİ

Türkiye’de üretilen ve henüz konsept aşamasındayken bile katıldığı tüm fuarlarda bütün ilgiyi üzerinde toplayan Toyota C-HR’a tüm dünyadan büyük talep var. Türkiye’den ABD ve Kanada da dahil olmak üzere dünyanın 61 ülkesine ihraç edilecek olan Toyota C-HR’a Avrupalıların talebi ise büyük boyutlara ulaştı. Toyota C-HR için sıraya giren Avrupalılar, gelecek yıl için Türkiye’de üretilen Toyota C-HR’dan 100 bin adet istiyorlar. Başında Türk mühendis Mehmet Fatih Kale’nin bulunduğu bir ekip tarafından “standartların dışında” bir iç tasarımla sunulan Toyota C-HR, dokunsal kalitenin en mükemmel örneğini veriyor.

Avrupa ülkeleri için üretilmesi planlanan ancak, ilhamını elmastan alan iç ve dış tasarımı, teknolojisi, üst düzey donanımı ve konforuyla segmentine yeni bir soluk getiren Toyota C-HR’a tüm dünyadan gelen talepler büyük boyutlara ulaştı. Türkiye’de üretilen, Amerika ve Kanada da dahil olmak üzere 61 ülkeye ihraç edilmeye başlanan Toyota C-HR’ın satışa sunulduğu Avrupa ülkelerinde adeta “kapış kapış” gittiği belirtiliyor. Avrupa ülkeleri, müşterileri için 2017 yılında 100 bin adetlik Toyota C-HR hedefliyor.

Toyota C-HR’da Türk İmzası

Tüm dünyanın büyük ilgi gösterdiği Toyota C-HR’ın iç tasarımda bir Türk mühendisin de imzası bulunuyor. 10 yıldır Toyota Avrupa’da görev alan Kıdemli Mühendis Mehmet Fatih Kale, C-HR’ın iç tasarımı için standartların dışında çalıştıklarını ve dokunsal kaliteye büyük önem verdiklerini söyledi. 34 yaşındaki başarılı mühendis Kale “Toyota C-HR’ı Avrupa için tasarladık ancak iç tasarım o kadar çok beğenildi ki ana merkez Japonya bile Ar-Ge için know how’ı benim bölümümden almak istiyor” dedi. Toyota C-HR’ın iç tasarımda benzersiz özelliklere sahip çok fazla parça olduğunu da kaydeden Kıdemli Mühendis Mehmet Fatih Kale şunları söyledi;

“Ortaya çıkan ilk konseptin üretime kadar korunması kolay bir süreç değil. Toyota C-HR üretime kadar hemen hemen korundu. Çok efor sarfettik ve ortaya dokunsal kalite anlamında mükemmel bir otomobil çıktı. Başlangıçta aracı Avrupalı müşteriler için tasarlamıştık. Onların ne istediklerini ve dokunsal kaliteden ne beklediklerini biliyorduk. Bütün bunları en ince ayrıntısına kadar bir kuyumcu titizliği ile Toyota C-HR’a uyguladık. Şimdi görüyoruz ki crossover segmentinde iç tasarımı ve tüm malzemeleriyle benzersiz bir otomobil üretilmiş durumda. Sadece Avrupa için tasarlanan Toyota C-HR’ın tüm dünyanın beğenisini kazanarak global bir model haline gelmesi beni çok heyecanlandırıyor. Toyota C-HR’da Toyota’daki en iyi dokunsal kaliteyi yakaladığımıza inanıyoruz.”

Uzun Testler Yapıldı

Toyota C-HR’ın, Türkiye’deki üretimi öncesinde mükemmel sürüş dinamiklerine ulaşmak için Avrupa’nın önemli kentleri ve ülkelerinde uzun test sürüşleri gerçekleştirildi. Şehiriçi sürüşleri için Milano, hızlı otoyol sürüşü için Almanya, virajlı yol sürüşleri için de İsviçre, Güney Fransa ve İngiltere’nin yollarına çıkan Toyota C-HR’ın, direksiyon ve süspansiyon ayarları ise ürünün Baş Mühendisi Hiroyuki Koba tarafından Nürburgring pistinde test edildi.

Toyota C-HR’ın “Dururken bile sürekli olarak hareket ediyor hissi” uyandırmasını istediklerini söyleyen Baş Mühendis Hiroyuki Koba “direksiyon simidine” kadar kusursuz bir sürüş için tasarım yaparken, konfordan da hiç ödün vermedik. Avrupa’nın virajlı yollarında bile otomobil yere sağlam basıyor ve benzersiz bir sürüş keyfi sunuyor. Bu otomobilde beklentilerin tümü buluşuyor” diye konuştu.

Sportif, Farklı Bir Tasarım

Son yıllarda yükselen bir grafiğe sahip olan C-crossover segmentinde yerini alan Toyota C-HR, coupe hatlarıyla sportifliğini öne çıkarırken, farklı olmak isteyen, yeni ürünleri deneyimlemekten hoşlanan ve görsel çekiciliğe önem veren dinamik kullanıcıları hedefliyor. Türkiye’de üretilen Toyota C-HR, Toyota’nın yeni tasarım yaklaşımına da vurgu yaparken, gelecekteki dizayn anlayışının da ilk ipuçlarını da veriyor.

Toyota C-HR’ı geliştiren mühendisler; tasarım, güç aktarma organları ve dinamizm olmak üzere üç temel alana yoğunlaştılar. Böylelikle Toyota C-HR crossover segmentine tamamen yeni ve heyecan uyandıran bir tasarım yaklaşımı sunmayı başarmış oldu.

Hatchback otomobillerin dinamizmiyle SUV sınıfına özgü güçlü duruşu buluşturan yeni Toyota C-HR; şişkin çamurlukları, önden arkaya doğru yükselen omuz çizgisi, yan gövdedeki gölge oyunları ve iki tekerlek arasındaki marşpiyel kaplaması ile son derece dinamik bir görüntü veriyor.

Ön tasarımında olduğu gibi arka bölümde de sert ve köşeli hatlara yer verilirken, tasarımın devamlılığı sağlanıyor. Arka cam ve stopların bir kısmı ile birlikte açılan bagaj kapağının ardında ise 5 kişinin bagajını alacak geniş bir alan bulunuyor.

İç tasarımı Etkileyici

Toyota, ‘Sensual Tech’ adını verdiği yeni iç mekan tasarım konseptiyle teknoloji, fonksiyonellik ve görsel şöleni Toyota C-HR’da bir araya getiriyor. Sürücü ve yolcuları modern, çekici ve son derece ferah bir kabin karşılıyor. Ön konsol boyunca uzanan mavi ışık çizgisi kapı panellerinde de devam ederek tasarımda bütünlüğü sağlıyor ve sürücüyle beraberindeki yolcuyu çevreleyen bir bütünlük sunuyor. Sürücü odaklı orta konsolun üst kısmında, sürücünün göz hizasında olacak şekilde yüksekte konumlandırılan 8 inçlik dokunmatik ekran bulunuyor. Navigasyonu da bünyesinde barındıran HMI (Human Machine Interface – İnsan Makine Arayüzü) sisteminin gelişmiş versiyonu görsel bir şölen sunarken, aynı zamanda fonksiyonel yönüyle de sürücünün hayatını kolaylaştırıyor.

Sınıfının en iyi kalite algısını (SQ-Sensory Quality) hedefleyen C-HR’ın premium kokpit mimarisi yüksek kalite algısını karakteristik özellikleriyle öne çıkarıyor. Böylece dış görünüm ile iç mekan arasında tasarım bütünlüğü hemen göze çarpıyor. Dış gövdede kullanılan elmas tasarımı; kapı döşemelerinde, tavan döşemesinde, JBL marka hoparlör kapaklarında ve analog göstergelerin ibresinde de kullanılıyor. Lake siyah veya saten gümüş detaylar kadar mavi aydınlatma da genel kalite algısını tamamlayan detaylar olarak dikkat çekiyor.

Sıra dışı yeni kabin tasarımı üç farklı renkte temasıyla tercih edilebiliyor: Koyu Gri, Siyah/Mavi ve Siyah/Kahverengi.

Donanım Zengini “Toyota C-HR”

Toyota C-HR, hedef müşteri kitlesinin beklentilerini yansıtacak şekilde birçok üstün ve farklı özelliklerle donatıldı. Toyota C-HR, giriş seviyesi olan “Advance” ile birlikte tüm versiyonlarında son derece zengin bir ekipman seviyesi sunuyor. Giriş seviyesi Advance; 17 inçlik alüminyum alaşımlı jantlar, Çift Bölgeli Otomatik Klima, 8 inç Toyota Touch 2 multimedya sistemi, geri görüş monitörü, yağmur sensörü, Cruise Control, Otomatik yanan farlar, LED gündüz yanan farlar ve elektronik park freni gibi üstün donanım özelliklerine sahip. Toyota C-HR’ın üst donanım seviyelerinde ise ek olarak; ısıtmalı koltuklar, akıllı giriş sistemi, karartılmış yan ve arka camlar, yarı parçalı deri koltuklar, Kolay Akıllı Park Destek Sistemi (S-IPA), 18 inç alüminyum alaşımlı jantlar ve çift renkli gövde gibi özellikler de bulunuyor.

Gelişmiş ve Çevreye Duyarlı Motorlar

Toyota C-HR’ın 1,2 litrelik turbo benzinli motoru yüksek yakıt verimliliği sunarken, hibrit versiyonu ise yakıt verimliliğine yeni bir boyut kazandırıyor ve son derece sessiz ve sarsıntısız bir sürüşün önünü açıyor.

1,2 litrelik turbo benzinli motor 116 HP güç ve 185 Nm tork üretiyor. 100 km’de ortalama 5,9 litre yakıt tüketen motor ortalama 134 gr/km CO2 salınım değeriyle çevreci ve tutumlu bir yapı vaat ediyor. 122 HP güç üreten yeni hibrit motor 1.8 litre VVT-i motora sahip. Toyota’nın gelişmiş hibrit güç ünitesi, sadece daha yüksek bir verimlilik seviyesi sunmakla kalmıyor aynı zamanda çok daha etkin bir performans sağlıyor. Toyota C-HR Hybrid 3,8 lt/100 km ortalama yakıt tüketirken 86 gr/km ortalama CO2 emisyon salımı gerçekleştiriyor.

Toyota C-HR’ın 1.2T CVT şanzımanlı versiyonu, Dinamik Tork Kontrollü 4×4 sistemiyle donatılabiliyor.

Hibrit Aküsüne 10 Yıla Kadar Garanti İmkanı

Toyota C-HR ile birlikte Toyota’nın tüm hibrit versiyonları 3 yıl/100 bin km mekanik garantisine sahip. Hibrit versiyonlarda ayrıca; hibrit aksamı ile hibrit aküsü de 5 yıl/100 bin km için garanti kapsamına alınmış durumda. Hibriti tercih eden Toyota kullanıcıları, garanti süresi olan 5 yılın bitiminden hemen önce 25 Euro+KDV tutarındaki hibrit check-up menüsünü yaptırarak, bunu takip eden 1 yıl/15 bin km boyunca hibrit aküsünü garanti altına almayı sürdürecekler.

Bu check-up’ı her yıl yaptırarak hibrit aküsünü toplamda 10 yıl boyunca garanti altına almak mümkün olacak.

Teksan Jeneratör hibrit teknolojisi ile dünya pazarlarında

Ar-Ge ve teknoloji yatırımları ile öne çıkan Teksan Jeneratör, TÜBİTAK işbirliği ile geliştirdiği hibrit jeneratörünü Bolivya’ya ihraç etti. Türkiye’nin ilk hibrit jeneratörü hem yurtiçi hem de yurtdışında yoğun ilgi görüyor. Yeni ürünü ile Güney Amerika pazarına Telekom sektöründen giren Teksan Jeneratör, hibrit teknolojisinde sayılı dünya şirketleri arasında yer alıyor. 

Katma değeri yüksek ve yenilikçi ürünleri ile enerji sektöründe fark yaratan Teksan Jeneratör, hibrit teknolojiler kullanabilen sayılı dünya şirketleri arasında yer alıyor. Ürünleri ile 120’den fazla ülkede hizmet veren şirket, hibrit jeneratörünü Bolivya’ya ihraç etti. Türkiye’nin ilk hibrit jeneratörü Bolivya’da şebeke elektriğinin olmadığı baz istasyonunda kullanılacak.

Hibrit güç sistemleri, şebeke elektriğinin olmadığı ya da yetersiz olduğu yerlerde önemli bir avantaj sağlıyor. Kullanılacak alana özel projelendirme ile rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları dizel jeneratör ile birlikte kullanılıyor. Sistemde yer alan akülerin yenilenebilir enerjiden dolmasını esas alan hibrit teknolojisi, akülerdeki doluluk belli bir seviyenin altına indiğinde jeneratörü devreye alarak enerjinin sürekliliğini garantiye alıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının devrede olması yakıt tüketiminde yüzde 65’e varan tasarruf sağlıyor.

İhracat yaptıkları ülke sayısının hızla arttığını belirten Teksan Jeneratör Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler şunları söyledi: “Hibrit güç sistemleri mühendislik gücümüz ve önemli projelerde kazandığımız deneyimin son örneğini oluşturuyor. Türkiye’de bir ilk olmasının yanı sıra dünyada bu teknolojiye sahip sayılı şirketlerden biriyiz. Ar-Ge ekibimizin geliştirdiği hibrit jeneratörü, Güney Amerika’nın en büyük telekom operatörlerinden birinin Bolivya’daki baz istasyonunda kullanılmak üzere ihraç ettik. Bizim için önemli bir başarı ve bu alanda iyi bir referans olacağına inanıyoruz. Ürünümüz farklı ülkelerden de yoğun ilgi görüyor, satış için görüşmelerimiz devam ediyor. Yakında başka pazarlarda da hibrit jeneratörümüz ile yer alacağız. Bolivya pazarına daha önce de farklı projelerde kullanılmak üzere jeneratör setlerimizi ihraç etmiştik. Son olarak Radisson Hotel Santa Cruz’un enerji ihtiyacını karşıladık. Teksan Jeneratör markalı ürünlerimizle pek çok farklı ülkede önemli projelere enerji sağlamaya devam ediyoruz.”

Satınalma ve Tedarik Yönetimi Zirvesi

VI. Türkiye Satınalma ve Tedarik Yönetimi Zirvesi

Güçlü Türkiye İçin “Yerli Yerinde Satınalma”

Şampiyonlar TEMSA’da buluştu

Türkiye otobüs pazarının lider markası TEMSA, Süper Lig şampiyonu Beşiktaş JK ve 1. Lig Şampiyonu Adanaspor yönetimini ağırladı.

2015-2016 Süper Lig Şampiyonu Beşiktaş JK ve PTT 1. Ligi Şampiyon tamamlayarak bu yıl Süper Lig’de mücadele eden Adanaspor yönetimi 19 Kasım Cumartesi günü oynanacak maç öncesinde TEMSA’nın Adana fabrikasında buluştu. Beşiktaş JK Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Orman ve Adanaspor Başkanı Bayram Akgül fabrikaya gelişlerinde TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik ve çalışanlar tarafından karşılandı.

Adana Büyükşehir Belediye Bandosu’nun da yer aldığı buluşmada Beşiktaş ve Adanaspor marşları çalındı. TEMSA Genel Müdürü Dinçer Çelik, Türk futbolunun en önemli kulüpleri arasında yer alan Beşiktaş JK ve Adanaspor yönetimini fabrikalarında ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, “Bugün aslında üç şampiyon burada demek yanlış olmaz. Beşiktaş JK Süper Lig’imizin şampiyonu, kentimizin takımı Adanaspor 1. Lig şampiyonu, 3’üncü şampiyon da Türkiye otobüs pazarının lideri TEMSA. Şampiyonların bu buluşması bize büyük mutluluk verdi. Cumartesi günü Beşiktaş JK ve Adanaspor karşı karşıya gelecek. Bunun öncesinde TEMSA’da buluşulması da çok önemli. Biz iki önemli takımımıza da yarınki maçta ve süper lig yolculuğunda başarılar diliyoruz. Ayrıca, Şampiyonlar Ligi’nde ülkemizi başarıyla temsil eden Beşiktaş’a bundan sonraki süreçte başarılarının devamını diliyoruz” dedi.

Adana’da olmaktan ve karayolu ulaşım sponsorları TEMSA’nın fabrikasında bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Beşiktaş JK Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Orman ise “Bu yıl hem ligde hem kupada şampiyonluk mücadelesi verirken, Şampiyonlar Ligi’nde de yolumuza namağlup devam ediyoruz. Türkiye’nin ve Avrupa’nın pek çok kentinde zorlu mücadelelere çıkıyoruz. TEMSA bu yolculuklarımızda hep bizimle birlikte. Tüm bu şehirlerde karayolu seyahatlerimizi onların bize sağladıkları konfor ve güvenle yapıyoruz. Bugün ise onların misafiriyiz. Evleri Adana’da Adanaspor yönetimi ile birlikte bizi çok iyi bir şekilde ağırlıyorlar. Yarın akşam da yine izleyenlerin keyif alacağı centilmence bir maç olacak ve öncelikle dostluk kazanacak” dedi.
BJKTörende konuşan Adanaspor Başkanı Bayram Akgül de TEMSA’nın otobüs üretiminde elde ettiği başarılardan gurur duyduklarını ifade ederek, “Kentimize sağladığı istihdam katkısıyla, ihraç ettiği otobüslerle ülkemize sağladığı katma değerle TEMSA bizlere büyük gurur veriyor. Burada kentimizin gurur duyduğu marka olan TEMSA’nın kalbinde olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Bugün burada Süper Lig şampiyonu Beşiktaş JK Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Fikret Orman ile yarınki maç öncesinde bir araya gelmekten de büyük mutluluk duyduk. Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne güzel kentimiz Adana’da en güzel ev sahipliğini göstermek istiyoruz. Yarınki maçta centilmence bir mücadele olmasını diliyoruz” dedi.

4 milyon üyeye ulaşan Hopi’den 230 milyon TL değerinde Paracık

4 milyon üyeye ulaşan Hopi’den 230 milyon TL değerinde Paracık
4 milyon üyeye ulaşan Hopi’den 230 milyon TL değerinde Paracık

Boyner Grup’un Nisan 2015’de tüketici ile buluşturduğu Hopi 4 milyon üyeye ulaştı. Hopi’nin Paracık isimli ödül puan sistemiyle ilklere imza attığını söyleyen Hopi Genel Müdürü Onur Erbay, “Hopi, bugüne kadar üyelerine 150 milyon Paracık kazandırdı ve bu Paracıkları 230 milyon TL değerinde kullandırdı. Hopi üzerinden geçen toplam alışveriş hacmi ise 2,6 milyar TL’ye ulaştı” dedi. Hopi’yi hem üye markalar hem de teknoloji anlamında geliştirmeye devam ettiklerini anlatan Erbay, “Yakın zamanda ‘Paracık Gönder’ özelliğiyle Hopililerin Paracıklarını arkadaşlarıyla paylaşabilmesini sağladık. Yeni yıl itibariyle de bünyesinde Burger King®, Popeyes®, Sbarro®, Arby’s® ve Usta Dönerci® markalarını bulunduran TAB Gıda’yı üye markalarımız arasına ekleyeceğiz” diye konuştu.

Türkiye’de mobil sadakat uygulaması sektörünü yaratan Hopi’nin üye sayısı 4 milyona ulaştı. Marka koalisyonu ile dikkat çeken Hopi, yeme içme alanında yapacağı dev işbirliğiyle hem üye sayısını arttırmaya hem de kullanıcılarının günlük hayatında daha fazla yer edinmeye hazırlanıyor. Yeni Yıl itibariyle Burger King®, Popeyes®, Sbarro®, Arby’s® ve Usta Dönerci® markalarını bünyesinde bulunduran TAB Gıda’yı üye marka ağına ekleyecek olan Hopi, 2017 sonuna kadar 120 marka ve 5,5 milyon üyeye ulaşmayı hedefliyor.

10 milyon işlem, 230 milyon Paracık

Hopi’nin şu anda 75 markada kullanılabildiğini ve bu sayının her geçen gün arttığını belirten Hopi Genel Müdürü Onur Erbay, “Bugüne kadar Hopi’yle 10,3 milyon işlem gerçekleştirildi. Hopi, üyelerine 150 milyon Paracık kazandırdı, bu Paracıkları 230 milyon TL değerinde kullandırdı. Hopi üzerinden geçen toplam alışveriş hacmi ise 2,6 milyar TL’ye ulaştı” dedi.

Hem Hopi’liler hem de arkadaşları kazanıyor

Hopi’nin üye marka ağının yanı sıra teknoloji anlamında da sürekli yenilendiğini anlatan Erbay, “Kullanıcılarımıza sunduğumuz alışveriş deneyimi bizim için çok önemli. Teknolojisi gereği sürekli akıllanan ve kullanıcısını tanıyan Hopi ile artık kazanılan Paracıklar da paylaşılabiliyor. ‘Paracık Gönder’ özelliği ile Hopililerin 300 Paracık’a kadar Paracıklarını istedikleri zaman arkadaşlarına gönderebilmelerini sağladık” dedi.

SMG bu yıl da Deloitte Teknoloji Fast 50 sıralamasında yerini aldı

SMG, Deloitte Teknoloji Fast 50 2016 Programı’nda Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen Teknoloji Kuruluşları Arasına Girdi

SMG bu yıl da Deloitte Teknoloji Fast 50 sıralamasında yerini aldı

Türkiye’de halka açık mekanlarda kapalı devrede yasal müzik ve reklam yayını yapan SMG, Deloitte’un Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerini belirlemek amacıyla yürüttüğü, prestijli Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye 2016 Programı’nda yer aldı. Kuruluşların 2012-2015 yılları arasında net satış gelirlerinde kaydettikleri büyümeye göre sıralandıkları listeye, SMG bu yıl da girdi.

SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, 2012-2015 yılları arasında cirolarında kaydettikleri muazzam büyümenin ardında, lisansı kendilerine ait olan yazılımın ve müşteri memnuniyetini merkeze alan titiz çalışmalarının etkili olduğunu söyledi. Alimgil, sözlerini şöyle sürdürdü: SMG olarak uzman kadromuzla alışveriş merkezleri, oteller, perakende satış noktaları, restoranlar, sağlık merkezleri gibi oldukça geniş bir yelpazede, 300’ün üzerinde firmaya 8.500’e yakın noktada hizmet veriyoruz. Yasal müzik, anons ve reklam yayını başta olmak üzere, müşterilerimizin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda, müzik ve teknolojiyi birleştirdiğimiz özel çalışmalar yapıyoruz. Deloitte Teknoloji Fast 50’de geçen yıl altıncı sıradaydık. Bu yıl yine sıralamada yer alıyor oluşumuz, çalışmalarımızın başarıya ulaştığının önemli bir göstergesi olarak bizleri gururlandırıyor.

Deloitte Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Endüstrisi Lideri Tolga Yaveroğlu ise, “Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye Programı’nda yer alabilmek için bir firmanın son 4 yıl içinde cirosunda olağanüstü bir büyüme kaydetmiş olması gerekir. SMG de Türkiye’deki hızlı büyüme başarı öykülerinden birine imza attı. Vizyonlarını gerçeğe dönüştürdükleri için kendilerini tebrik ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye 2016 Programı’na katılmak isteyen şirketlerin 2012 yılında en az 50.000 Euro, 2015 yılında ise en az 800.000 Euro net satış geliri elde etmiş olmaları, merkezlerinin Türkiye’de bulunması ve bir “teknoloji şirketi” olması gerekiyor. Programda, faaliyet gelirlerinin önemli kısmını sağladığı bir teknolojiye sahip olan ya da gelirlerinin önemli bir bölümünü teknoloji araştırma ve geliştirme çalışmalarına ayıran firmalar, “teknoloji şirketi” olarak tanımlanıyor. Diğer şirketlere ait bir teknolojiyi farklı bir şekilde kullananlar ise bu başlık altında değerlendirilmiyor.

Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) bölgesindeki Deloitte Teknoloji Fast 50 programlarında sıralamaya giren firmalar, EMEA’nın en hızlı büyüyen 500 teknoloji şirketinin belirlendiği Deloitte Teknoloji Fast 500 EMEA Programı’na aday olmaya da otomatik olarak hak kazanıyor. Deloitte’un Teknoloji Fast 50 veya Teknoloji Fast 500 programları hakkında daha fazla bilgi için http://fast50.deloitte.com.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Karayolu Lojistik Hizmeti Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Günümüzde çoğu firma lojistik hizmetlerinde dış kaynak kullanmaktadır. Dış kaynak kullanılarak satın alınan bu lojistik hizmetler,iç nakliyeden depolamaya; gümrüklemeden proje taşımalarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.Lojistik hizmetlerin gönderici veya alıcının sorumluluğunda olması, tarafların aralarında yaptıkları anlaşmada belirtilen teslim şekline göre değişmektedir. Bu yazıda, lojistik hizmetlerin ödemesini kendisi yapacak şirketler ön planda tutulmuş ve satın alınacak lojistik hizmetler için dikkat edilmesi gereken bazı noktalara değinilmeye çalışılmıştır.

[one_half]

Günümüzde çoğu büyük ölçekli firma, lojistik hizmet talebi yoğun olan hatlar için sanal ortamda ihale yöntemini tercih ederek, piyasada yaşanan rekabetten faydalanmakta ve bu sayede lojistik hizmet maliyetlerini düşürebilmektedir. Bu büyük ölçekli firmalar, hizmeti satın alırken kazanmakta ve daha en başından kendi şartnamesinde belirtilen kurallara göre oynayabilecek oyuncuları yarışa dahil etmektedirler. İhale sonrasında, en iyi teklifi veren lojistik firmaları tekrar değerlendirilmektedir. Detaylarda da mutabık kalındığı takdirde, istenen şartlar ve bu şartlara uyulmaması halinde geçerli olacak müeyyidelerde taraflar arasında hazırlanan sözleşmede belirtilerek,anlaşma yapılmaktadır.

Birçok firma yukarıdaki örnekte belirtildiği gibi ölçek ekonomisinin getirdiği avantajları kullanarak satın alacağı lojistik hizmetleri tek bir çatı altında toplamayı hedeflemekte ve yine örnekte belirtildiği gibi yıllık anlaşmalarla çalışmayı tercih etmektedir. Ancakçoğu firma için lojistik hizmet satın alma görüşmelerini bu kadar detaylı yapmak ve hizmet verecek firmaları bu denli detaylı incelemek mümkün olmamaktadır. Hatta hizmet alma süreci kimi zaman o kadar süratle yapılmaktadır ki sadece telefon görüşmesinde anlaşılan fiyatın ardından gönderilen talimatla işlem yapıldığına dahi şahit olunabilmektedir. Burada özellikle lojistik hizmet sözleşmelerinde dikkat edilmesi gerekenlerden bahsedilecektir.*

Rekabet halindeki lojistik firmalarından alınanfarklı fiyat teklifleri, maliyetler göz önünde bulundurularak değerlendirilmekte, böylelikle lojistik hizmet alınacak firmalar çeşitlendirilmektedir.Lojistik sektöründeki bu fiyat farklılıkları, taşımacılık modundan, taşıma yapılan destinasyona;taşınacak malzemenin cinsinden, malzemenin konulduğu kabın ölçüsüne ve çeşidine kadar varan bir dizi değişkenden kaynaklanmaktadır. Lojistik hizmet sağlayıcı firmaların uzmanlık alanları ve yoğun çalıştığı destinasyonların, hizmet alacak firmanın talepleriyle örtüşmesi halinde alınacak hizmetin maliyetleri düşürebilmektedir. Her ne kadar hemen her hatta taşıma yaptığını iddia edebilen firmalar bulunsa da yükün esas sahibi firmanın lojistik hizmet satın aldığı lojistik organizatörü firma, başka bir alt taşıyıcı kullanarak ilgili yükü taşıtabilmektedir. Burada hizmet satın alınanlojistik organizatörü firma, sektördeki bilgi birikimi ve ilişkilerini kullanarak ilgili yükün sorumluluğu taşımakla birlikte, taşıtılan yük ile birebir temas halinde bulunmamaktadır.

[one_half_last]

Her ticari ilişkide olduğu gibi lojistik hizmetlerde de güven faktörünün önemi yadsınamaz. Lojistik hizmet sağlayıcının, malzemenin yola çıkışından önce tahmini çıkış ve varış tarihlerini bildirmesi gerekir. Aynı şekilde yola çıkış gerçekleştikten sonra çıkış ihbarnamesini; vardıktan sonra da varış ihbarnamesini hem göndericiye hem de alıcıya bildirmesi gerekmektedir. Lojistik hizmeti veren tarafın güvenilirliği, malzemelerin emanet edildiği şekilde ve istenilen zamanda teslimatı konusunda öne çıkarken; hizmet alan tarafın güvenilirliği ise beyanların doğruluğu konusunda önem kazanmaktadır. Bugün teslimat süresi çoğu sektör için kritik öneme sahiptir.Öyle ki alıcılar göndericileri teslim sürelerinde yaşanacak gecikmelerden sorumlu tutarak,gecikmelerler ilgili “reklamasyon” adı altında ceza ödemelleriyle karşılaşabilmektedirler. Lojistik hizmet sağlayıcılar,kimi zaman kendilerinden kaynaklanan gecikmelerde,hizmeti alan firmaların zararını karşılamaya yardımcı olabildiği gibi kimi zaman da hizmeti alan firma tarafından yaşatılan gecikmeler nedeniyle aynı şekilde zararlarının karşılamasını talep edebilmektedir.Lojistik hizmeti veren firma, olası gecikmeler öngörüldüğünde, vakit kaybetmeden gönderici ve alıcıya bu gecikme bilgisini ulaştırmalıdır ki malzemeyi bekleyenler gerekli önlemi alabilsin. Aynı şekilde yükleme veya boşaltma alanında bekleme yapılacağı zaman bunun da lojistik hizmeti veren firmaya vakit kaybetmeden bildirilmesi gerekir ki diğer firmalar da mağdur olmadan bir çözüm bulunabilsin. Bu sayede vaktinde bilgi paylaşımı ve her iki tarafın da çözüm odaklı yaklaşımı sayesinde maliyetlerin düşürülmesi ve hataların giderilmesi çoğu zaman mümkün olabilmektedir. Burada bahsedilen çözüm için kimi zaman 2. şoför eklenerek ekspres araçlar kullanılmakta, kimi zaman da teslimat sırasında değişiklikler yapılabilmektedir.

Bir diğer önemli konu da yükleme ve boşaltmalardır. Ürünlerin istiflenmesinde kullanılacak kat sayısı, ürünün konulduğu kapların doluluk oranı ve mukavemeti dikkate alınarak belirlenmelidir. Malzemelerin konulduğu kapların dayanıklılığı göndericinin sorumluluğundadır. Ürünün özelliğiyle ilgili uyarılar ambalajın üzerinde belirtilmelidir. Malzeme teslim alındığı sırada ise kontrol edilmeli, teslim alınırken gözlenebilecek hasar veya eksiklikler taşıma senedine not düşülmelidir.

[/one_half_last]

[/one_half]

5. Uluslararası Dünya Kalite Zirvesi Rusya’da Yapılıyor

İlki Los Angles’da, 2. si; Newyork’da 3.sü Washington’da, 4.sü Tokyo’da yapılan Uluslararası Kalite Zirvesinin 5.si, 16-18 Aralık 2016 Tarihinde St. Petersburg yapılıyor.

Dünya’nın dört bir yanında ki Türk İş İnsanları, Türkiye – Rusya iş hacmini arttırmak, yeni iş imkânları sağlamak, bilgi ve birikimlerini paylaşmak için Rusya’da buluşuyor.

“Hedef 100 Milyar Dolar”

Dünyanın çeşitli ülkelerinden, inovasyona yönelik başarıları ilke edinen kurum ve kuruluşların davet edildiği, “5. Uluslararası Dünya Kalite Zirvesi (5th World Quality Summit)” 16-18 Aralık 2016 tarihleri arasında St. Petersburg’da yapılacak. Ticaret hacmini geliştirerek, Türkiye’nin kalite vurgusunun dünyaya örnek olacağını belirten LOB’IN World Türkiye Başkanı Fahri Ustaoğlu, kalite zirvesi ile ilgili şöyle konuştu; “Türkiye Rusya ilişkilerinin ticari anlamda 100 Milyar dolarlık hedef göstermesiyle birlikte, yeni bir döneme girmiştir. Bu hedefe destek vermek amacıyla geleneksel olarak düzenlediğimiz dünya kalite zirvesinin bu yıl, 5.sini düzenliyoruz. 16-18 Aralık 2016 tarihleri arasında Uluslararası Diplomatlar Birliği ile 5th World Quality Summit kapsamında, Türk iş dünyasının önde gelen isimleri Rusya’daki meslektaşlarıyla iş birliği imkânlarını geliştirmek üzere bir araya gelecektir. St. Petersburg’da, gerçekleşecek olan 5. Uluslararası Dünya Kalite Zirvesinde, devlet ve özel sektör temsilcileri, üniversitelerden akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve bürokrasinin önde gelen isimleri yapacakları konuşmaları ile imalat ve hizmet sektörünün geleceğine, Türk Rus İlişkilerinin ticari ve stratejik iş birliğinin önemine yönelik mesajlar vereceklerdir. Türkiye’nin yanı sıra tüm dünyadan da iş ve siyaset dünyasının geniş katılımıyla gerçekleşecektir. Türkiye, tüm dünya ülkeleri için önemli bir pazar ve fırsatlar ülkesidir ve Türkiye’nin dünyada lider ülkeler arasındaki yerini alması en büyük hedefimizdir.”

FahriUstaoğlu

“2016 World Quality Award” Ödül Töreni

AR-GE ve o’na bağlı olarak kalite ve inovasyon tanımını yeniden şekillendiren, üretim, tüketim ve hizmet boyutunda uygulanabilir modeller geliştiren şirketler; “2016 World Quality Award” ödüllerinin sahibi olacak.