Şirketlerin Başarısının Sırrı Müesseseleşmekten (Kurumsal Yapılanma) Geçiyor..!

Prof. Dr. Mahmut TEKİN
Prof. Dr. Mahmut TEKİNhttp://www.mahmuttekin.com.tr
Eğitimini; Lisans, Yüksek Lisans ve Doktorasını İşletme alanında yaptı. Selçuk Üniversitesi İ.İ.B.F. 1987 yılında Yardımcı Doçent, 1989 yılında doçent ve 1995 yılında Profesör oldu. Halen Selçuk Üniversitesi Bölgesel Gelişme Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve İşletme Bölümü Üretim Yönetimi ve Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı olarak çalışıyor.
spot_imgspot_img

ŞİRKETLERİN BAŞARISININ SIRRI MÜESSESELEŞMEKTEN (KURUMSAL YAPILANMA) GEÇİYOR..!

Prof. Dr. Mahmut Tekin

Selçuk Üniversitesi
Bölgesel Gelişme Araştırma Ve Uygulama Merkezi Müdürü

Gelişen Küresel Dinamikler

Yaşadığımız çağın en önemli unsuru bilgi… Bilgi; hava ve su gibi şirket yaşaması için için vazgeçilmez… Bu döneme; bilgi toplumu,  bilgelik toplumu, sanayi ötesi toplum,  kapitalist ötesi toplum ve bilgi çağı gibi isimler veriliyor… Bu bağlamda bilgi odaklı önemli bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor… Dünyada gelişen küresel dinamiklere bağlı olarak ortaya çıkan değişim alanları; ekonomik, siyasi, teknolojik, sosyo-kültürel, demografik, ekolojik ve örgütsel alanlardaki değişimlerden oluşuyor… Dünyada teknolojik gelişmeye bağlı olarak gelişen küreselleşme ve küresel dinamikler sonucu piyasaya her dakikada yeni bir ürün ortaya çıkıyor… Bu durum yenilikçi ve girişimci bir yaklaşımla sürekli pazarlama araştırması yaparak ürünle ve süreçlerle ilgili; tasarım, üretim ve araştırma geliştirme yapılmasını öngörmektedir… Bunun için şirketlerin tedarik zincirini değer zincirine dönüştürerek katma değeri yüksek ürün ve süreçlere odaklanması gerekli olmaktadır. Yani; şirketlerin dünyada gelişen dinamikleri hızlı bir şekilde takip etmeleri gerekiyor… Bu bağlamda Örneğin; otomotiv sektöründe özellikle çevre kirliliğinden dolayı geliştirilen yeni motor teknolojilerinin ve buna bağlı olarak geliştirilen yeni modellerin üretici ve pazarlama yapan şirketlerce gelişmelerin yakından izlenerek yeniliklerin ve istenen standartların süreçlere ve ürünlere uygulanması gerekiyor… Ayrıca şirketlerin gelişen Endüstri 4.0 trendlerine uygun olarak iş zekâsı sistemlerine göre akıllı fabrika, depo, taşıma, akıllı makine sistemlerinin uyumlaştırılarak; insan kaynakları, finansal yönetim, pazarlama yönetimi ve üretim yönetiminin buna göre yapılanması gerekiyor… Tüm bunlar için kurumsal yapılanmaya gereksinim var… İşin profesyonel olarak yönetimi için şirketin ve ailenin buna göre yapılanması gerekiyor… Artık gelişen küresel dinamiklerle birlikte işi ve şirketi bir veya birkaç kişinin tek başına yönetebilmesi neredeyse imkânsız… Bunun yerine takımlarla yönetim birlikte yönetim şart… Bunun içinde şirketin danışmanlık alarak kurumsal yapılanması önemli… Bunun sonucunda şirket gelişen küresel dinamiklere uygun olarak yenilikçi ve rekabetçi bir organizasyon olarak yapılanacaktır…

Bu Dönemde Artan Rekabetle Birlikte Pazarlamanın Zorluğu

Gelişen küresel rekabetle birlikte pazarda rakiplerin ve ürünlerin çoğalmasıyla birlikte artık şirketlerin varlıklarını sürdürebilmeleri yaşamsal öneme sahip olmuştur… Küreselleşme olgusuyla birlikte küresel üretim, küresel tedarik, küresel pazarlama, küresel finansman ve küresel yönetim tüm şirketleri ve iş süreçlerini yakından etkilemiştir… Bu gelişmeler ışığında ürün yaşam sürelerinin kısalmasıyla birlikte şirketler için pazarlama önemli oluyor… Bunu önlemenin yolu başta dış ticaret olmak üzere tüm pazarlama sistemlerinin yeniden yapılandırılarak yenilikçi ve rekabetçi bir yapıya kavuşması gerekiyor… Örneğin: satış sistemi bileşenlerini oluşturan; teklif ve sözleşme, sipariş, dağıtım, faturalama, muhasebe, istatistik işlemleri, fiyatlandırma gibi işlemler online olarak yapılandırılarak satış ekibi ve dağıtım sistemine entegre edilebilir… Elbette satış ekibi başta olmak üzere tüm pazarlama sistemlerinin üretim sistemleri ile birlikte insan kaynakları,  finansal yapı ve yönetim sistemleriyle operasyonel ve taktik süreçlerin danışmanlık alarak şirket yenilikçi ve rekabetçi bir anlayışla küresel dinamiklere uygun olarak yapılanmasıyla birlikte başarı sağlanacaktır… Ayrıca işletmelerin pazar yönlülük anlayışıyla hareket ederek pazarlama yeteneklerini geliştirmeleri de gerekiyor… Bu bağlamda şirketin pazar ve pazarlama için gerekli bilgilerin toplayarak yayılması ve bölümler arası eşgüdümün sağlanması da önemli… Bu amaçla teknoloji geniş ölçüde kullanılır… Örneğin; Apple ve Samsung şirketlerinin teknolojiyi pazar yönlü bir anlayış kullanarak cep telefonunda pazar liderliğini ele geçirmeleri gibi… Şirket pazar yönlülük anlayışı sonucunda yenilikçi bir anlayışla müşteri değeri oluşumuyla birlikte önemli rekabet avantajı sağlar…

Değişim Yaşayan Bir Organizasyon Olarak Şirketlerin En Önemli İhtiyacı

Her şirket insan tarafından kurulan açık bir sistemdir… Bu sistemi kuran insan olduğu için ve insanda yaşayan bir canlı varlık olduğundan dolayı şirkette yaşayan bir organizasyondur… Şirket, kâr sağlamak amacıyla müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere, mal ve hizmet üreterek ve pazarlayarak faaliyette bulunan kuruluşlardır…  Buna göre şirket; kâr sağlamak ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak için yöneticiler,  çalışanlar ve müşteriler olarak insanlar tarafından kurulan, işletilen ve yaşatılan bir organizasyondur… Bu organizasyonu yaşatan değerler vardır… Her şirketi yaşatan değerlere, şirket kültürü denir…  Şirket kültürü değerleri arasında olarak şirketi kuran müteşebbislerin davranışları, sahip olduğu etik değerler, iş yapma şekli, insanlara sevgi ve saygısı, kanun ve kurullara saygısı, örf, adet ve gelenek olarak kabul ettiği ve yaşattığı normlar ve değerlerdir. Yaşayan bir organizasyon olarak bu değerlerin şirketi geçmişten günümüze gelinceye kadar tüm çalışanlarca benimsenerek uygulanması gerekiyor… Elbette bu değerlerin bazıları gelişen dinamiklere ve teknolojiye bağlı olarak değişiyor… Örneğin; e-business, e-working, e-yönetim gibi…  Değişen ve değişmeyen özellikleriyle şirketi yaşatan bu değerlerin şirket tarafından kurumsal değerler olarak yaşatılarak gelecek nesillere aktarılabilmesi yaşayan şirket için önemli… Bunun için şirketin danışmanlık alarak kurumsal yapılanmasını tamamlaması gerekiyor… Uzun yaşayan şirketler yaşama sırları; iyi yönetim, yetenekli yöneticilerle çalışmak, yönetici ve aile uyumlu olması, geleceği her gün yeniden planlamayla şekillendirmek, çalışanların yöneticileri izleyerek örnek alması, sürekli kâr peşinde koşmak yerine değerlere önem vererek büyümek, kalıcı olabilmek için gelecek nesillere önem vermek… Uzun yaşayan şirketler en ortak özelliği zaman içinde geliştirdikleri ilişkilere göre ortaya çıkan değerler… Değerlerin içselleştirilmesi, yaşaması ve sürekliliği… Değerlere göre şirket kültürü oluşumu… Değerlere göre rol ve modelin ortaya çıkışı… Geçmişin deneyimleriyle birlikte geleceği şekillendirmek… Bu değerlere göre aile kültürünü iyice anlayarak benimseyerek şirketi buna ve pazarın dinamiklerine göre yönlendiren yöneticiler ve çalışanlar sayesinde şirketin ileri giderek hızla büyür… Burada şirketi kuşaktan kuşağa yöneticilerin rolü kurumsal yapılanmanın oluşumu ve sürekliliği bakımından kritik önemdedir… Değişim yaşayan bir organizasyon olarak şirketlerin en önemli ihtiyacı olduğu için kurumsal yapılanmayla birlikte bu değişimi sağlamak üzere danışmanlık şart…!

Şirketlerde İnsanı Yönetmenin Zorluğu…!

Yönetici, şirketi yöneten kişi… Aynı zamanda yönetici, şirkette üretim faktörlerini bir araya getirerek müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal ve hizmet üretimi veya pazarlaması için kullanan kişi… Bunun için yöneticinin işi öncelikle çalışanlar başta olmak üzere iletişim halinde olduğu insanları yönetebilmek için ikna etmek… Şirkette, şirket sahibi yönetici olacağı gibi dışarıdan profesyonel yöneticiler (işi sadece yönetim olan) de şirketi yönetebilirler… Bu durumda yöneticinin işleri kolaylaşır… Bunun için işin delege edilmesi gerekiyor… Profesyonel yönetim için delegasyon şart…  Yönetici şirkette yönetim görevini yerine getirir. Şirketlerde yapılan yönetim işlevine şirket yönetimi denir. Şirketi yönetimi; kâr amacıyla, müşteri ihtiyaçlarını karşılamak mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak üzere işletmede çalışanları planlama, organize etme, düzenleme, motivasyon ve denetleme çalışmalarından meydana gelir… Tüm bu yönetim faaliyetlerinin yerine getirilmesi önemli bilgi, çaba, motivasyon ve yetenek gerekir… Elbette şirkette tüm bunlar bir yönetici olan kişiyi yorar… Her şeyden önce şirket yönetiminin amacı, şirkette mevcut kaynakları en iyi biçimde kullanarak personeli şirketin amaçlarını gerçekleştirmek üzere etkin ve verimli olarak çalıştırmaktır… Şirkette yöneticilik ise, yönetim görevini yerine getirme ve yürütme işidir… Yöneticilik, bir bakıma insanı yönetme sanatı ve bilimidir… Şirkette çalışanların yaptıkları işte yönetici seviyesine yükselerek ilerlemeyi düşünürler… Onlara göre işi yaptıran kişi olarak yöneticilik, bir işi yapmak ve yöneticiye rapor vermekten daha kolaydır… Bir çalışan olarak yönetici olmak çalışan olmaktan daha kolay ve az stresli bir iş olarak görülebilir… Oysa durum böyle değildir… Yöneticilik ve özellikle üst ve orta kademe yoğun çalışma, emek, çaba ve zaman gerektirir… …

Şüphesiz dünyada en zor işlerden birisi insanı yönetmektir… Çünkü; her insanın mizacı, huyu, davranışı diğerinden farklı ve değişkendir. İnsan davranışları çok sayıda kontrol edilemeyen değişkenin etkisi altındadır… Her bir çalışan olarak insan davranışlarını işletme amaçlarına uygun şekilde düzenlemek oldukça zordur. Şirkette yönetim ve yöneticinin temel görevi bu zorlukların üstesinden gelerek insanları; planlama, organizasyon, koordinasyon, motivasyon ve denetleme süreçlerine göre sevk ve idare etmektir… Yönetim görevi tanımlanmış olsa bile içinde birbirini etkileyen çok sayıda değişkene göre karar almayı gerektiren sonu olmayan bir görevler zinciridir… Bu zincirin tüm halkaları birbirini etkiliyor…  Yöneticilik; bir saat, gün ve hafta gibi çeşitli zaman dilimleri içerisinde sayısız farklı konuda kısa ve uzun görüşmeler ve toplantılar yaparak isabetli karar almanın zorlukları… Yönetim işi doğası gereği durumsal olarak süreklilik isteyen bir iş olduğu için ertelenemez…  Zaman sınırı yoktur…  Kısıtlı zaman ve kaynaklarla yüksek bir tempoda çalışmanın zorlukları… Sürekli değişen koşullara göre alarak işi başarmanın stresi… Ayrıca zorluk ve stres sektöre ve şirketin kurumsal ve profesyonel olmasına göre de değişkenlik gösterebilir… Yönetici kısıtlı kaynakları en iyi şekilde bölüştürerek en verimli kullanarak yeni kaynak oluşturarak şirketin hedefini gerçekleştirmeye çalışmak… Bu amaçla çalışanlara yeni görevler vererek her şeyden önemlisi onları ikna ederek onlardan başarı beklemenin baskısı… Yöneticinin günlük yaşamında; koşulların hızla değişerek beklenmedik zamanda aksaklıkların ortaya çıkması, ekonomide beklenmeyen olumsuzluklar ve dalgalanmalar, müşterilerin ürün ve hizmetten şikâyetleri önemli baskı ve zorlukları oluşturur… Anlık gelişmelere bağlı planlanamayan durumlar sonucu yöneticinin zamanına hâkim olamayarak zamanı yönetememesi… Tüm bunlar yönetici de strese ve yorgunluğa yol açar… Yöneticilik işin doğası gereği aynı anda birçok rolü üstlenerek iş yaptırmayı gerektiren stresli görevlerden oluşur… Tüm bu zorlukların üstesinden gelerek stresi yok etmek için şirketin kurumsal yapılanması için danışmanlık alması gerekir… Bu bağlamda şirket yöneticisi; kurumsal yapılanma ile şirkette; amaç ve politika belirleme, kaynakları sağlama ve düzenleme, personel yönetimi ve kadrolama, teşvik ve motivasyon, bütçe ve mali işler, yönetimi geliştirme, yetki devri temsil, karar verme, haberleşme, önderlik etme, müşteri ilişkileri yönetimi ve dış ilişkileri başarılı olarak yönetecektir. İşleri iyi yapmanın yolu delege ederek onları azaltmaktan geçer… Bunun için danışmanlık almak gerekiyor…

Aile Şirketleri Ve Kurumsallaşma

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de aile şirketleri oldukça yaygındır… Türkiye’deki işletmelerin yüzde 95’ini aile şirketleri oluşturuyor… Ülkemizde aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 yıl ve bu aile şirketlerinin sadece yüzde 22’si ikinci kuşağa geçebiliyor… Bunlardan sadece yüzde 13’ü üçüncü kuşağa geçebiliyor… Aile şirketlerinden Dördüncü kuşağa geçebilenlerin oranı ise sadece yüzde 3′ te kalıyor…. Bu bağlamda Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı; Cumhuriyet öncesi dönemde kurulmuş ve bugün hala devam eden işletme sayısı sadece 69 olduğunu belirterek Aile Şirketlerine Küresel Bakış” konferansında yaptığı açılış konuşmasında, aile şirketlerinin sadece Türkiye ekonomisinde değil, dünya ekonomisinde de önemli bir yerde bulunduğunu belirtmiştir… Ayrıca aile şirketlerinin dünya ekonomisinde her geçen gün daha da önemli hale geldiğini dile getirerek 2025 yılı itibarıyla dünyadaki en büyük şirketlerin yüzde 40’ını aile şirketlerinin oluşturmasının beklendiğini ifade etmiştir… Bununla birlikte Türkiye’nin dünya ekonomisinde söz sahibi olması için aile şirketlerine, bu şirketlerin nesilden nesile aktarılarak büyümesine ve dünyaya açılması gerektiğini söylemiştir…

Küresel rekabetin yoğun olarak yaşandığı bir dünyada aile şirketlerin profesyonel olarak gelecek kuşaklara geçebilmesi için mutlaka kurumsal olarak yönetilmesi gerekir… Çünkü: şirket yönetimi aynı zamanda; birbirine bağlı/bağımsız çok sayıda kişi/kurum/yapı ile çok sayıda ihtimale bağlı ilişkilerin yönetimidir… Üstelik bu ilişkiler ortam ve koşullara göre her an değişebiliyor… Kurumsallaşma: şirkette işlerin ve çalışmaların kişilerin varlığına bağımlı olmadan değişen koşullara göre en iyi kararın alınarak başarılı bir şekilde yapılmasıdır… Bunun için öncelikle şirkette kurumsallaşmayla birlikte işlerin geliştirilerek sürdürebilmesini sağlayan bir sistem oluşturulur… Sistem üzerinden süreçler etkin ve verimli bir şekilde yönetilir… Bu bağlamda kurumsallaşmanın amacı şirkette her kademede yönetimin ve işlerin kişilerden bağımsız hale getirilerek sürekliliğinin sağlanmasıdır… Bu bağlamda kurumsallaşma işlerin kişilere bağlı olmaksızın hiçbir aksama olmaksızın başarıyla yapılmasını sağlıyor… Elbette bu durumda belli yönetim kademelerinde ve görevlerde olan kişiler önemsiz hale getirecektir… Bunun sonucunda “önemsiz olmanın önemi” kuralı geçerli olacaktır… Bu kurala göre bazı kişiler şirkette kurumsallaşmaya karşı bir direnç gösterebilirler… Zamanla kişiler sistemin sağlayacağı faydayla ve objektiflikle birlikte kurumsallaşmaya sahip çıkıyorlar…

Başarılı bir kurumsal bir yönetim için de aile şirketlerinin kurumsallaşması gerekir… Aile şirketlerinde ilişkilerin yönetimi kurumsallaşma olmadığı sürece, son derece karışık ve değişken (kaygan) bir yapıda olduğu için oldukça zordur… Ayrıca, bu ilişki yönetiminde amaçlar, hedefler ve beklentiler birbirleriyle çoğu kez zıt ve farklı özellikler taşıyor… Örneğin; şirkette bir taraftan; ailenin amaçları, hedefleri ve beklentileri… Patronun, yönetimin beklentileri… Ortakların beklentileri… Şirketin beklenti ve hedefleri zıt ve farklı özellikler taşıyor… Ayrıca birbirleriyle farklı özellik taşıyan ve uyumlaştırılması gereken; şirket dinamikleri ve beklentileri… Sektör dinamikleri ve beklentileri… Ülke ve beklentileri… Şirket dinamikleri ve beklentileri… Rekabet dinamikleri ve beklentileri ile birlikte dünya ve beklentileri var… Örneğin; küresel kriz, göçler, afetler ve savaşlar.. gibi. Tüm bu beklentiler çoğu kez birbirine zıt ve uyumsuz…!  Dengeleri gözetmek ve yönetmek çok zor…! Ama bir şekilde bunların yönetilmesi de gerekiyor… Bunun içinde bir şekilde yönetim mühendisliği ve insan mühendisliği gerekiyor… Bunlar yapılmadığı sürece ilişkiler yönetilemeyeceği için aile şirketleri aile içi çıkar çatışmalarından dolayı çok kolay bir şekilde dağılabilir… Bunu önlemek üzere aile şirketlerinin kurumsallaşma çalışması yapılarak şirket gelecek nesillere aktarılır… Kurumsallaşma ile şirketler; iyi yönetimle kaynaklarını etkin ve verimli kullanabilir… Nitekim dünyada otomotiv, bilişim, cep telefonu ve yazılım şirketleri kurumsallaşma ile profesyonel olarak yönetilmektedir… Dünyanın en zengin ilk sırada yer alan 10 şirketin 7’si aile şirketidir… Örneğin; Dünyanın ikinci büyük otomobil üreticisi Volkswagen, Avrupa’nın en büyük aile şirketi, ikinci sırasında yer alan Mittal ailesinin Arcelor Mittal çelik şirketi aile şirketi… Dünyada ilk sırada yer alan Volkswagen, BMW, Aldi, Bosch, vb. şirketler yer alıyor. Avrupa’nın en büyük 100 aile şirket listesinde Türkiye’den Koç Grubu, Hacı Ömer Sabancı Holding ve Doğuş Grubu yer almaktadır. Aile şirketlerinin sektörlere göre dağılımında en çok %20’si ile perakende sektörü olduğu görülüyor…

Aile şirketlerinin kurumsallaşma sürecinin başarılı olmasında şirketteki herkesin iyi niyetle ve motivasyonla çalışmaları çok önemli… Bunun için de aile şirketi, kurumsal yapılanma ile uzmanlardan danışmanlık desteği alırlar… Bu destek sonucu aile şirketler, öğrenen organizasyon yapısına giderek girişimci ve yenilikçi bir yaklaşımla araştıran, akıllı çözümler üreten, işbirliğine dayalı ve rekabetçi bir anlayışla sürekli gelişerek büyürler… Yaşayan şirket olarak işletmelerin değişen koşullara göre vizyonlarını değiştirmeleri önemli… Bunun için yeni koşullara ve ortama uyum sağlayabilmek için kendilerinin esnek bir yapılanmayla öğrenen organizasyon olarak geliştirmeleri gerekiyor…

Aile Şirketlerinde Yeniden Yapılanma Ve Danışmanlık

Şirketlerde kurumsallaşmaya dayalı olarak şirketin dinamik bir şekilde yeniden yapılanması gerekir… Bir bakıma şirketin sürekli olarak yeniden yapılanması; şirketin sahipleri ve aile ile şirketi yaşatan değerler, rekabete bağlı olarak pazarın dinamikleri ile şirketin profesyonel yönetim ile günümüz küresel rekabet ortamında şirketlerin güçlü ve dinamik bir şekilde yeniden organize olmasını da sağlar… Şirketin yeniden yapılanarak stratejik hedeflerine ulaşabilmesi için tüm yönetim kademelerindeki  görev, yetki ve sorumlulukların tanımlanarak sistemin kurulması, operasyonel ve taktik süreçlerinin organize edilerek etkin ve verimli bir şekilde tasarlanarak kurumsallaşması sağlanır… Kurumsal danışmanlıkla birlikte yeniden yapılanmanın aile şirketine sağlayacağı kazanımlar;

  • Esnek ve çevik bir yapılanma ile operasyonel süreçlerde hız sağlar.
  • Yalın bir örgüt yapılanması ile maliyetlerde önemli tasarruf sağlar.
  • Tedarik zinciri etkinliği ile üretim ve dağıtım süreçleri kısalır.
  • Yalın delegasyon sistemi ile süreç yönetiminde etkinlik ve verimlilik artar.
  • Yalın organizasyon sistemi ile görev, yetki ve sorumluluk dengesi oluşumuyla süreç etkinliği artar.
  • Yenilikçi ve girişimci olarak sürekli gelişen şirket oluşumu sağlar.
  • Yeniden yapılanma gücüyle profesyonel yönetimle kurumsallaşma sağlar.
  • Şirketin yönetim kurullarının icra kurullarının yeniden yapılandırmasıyla esnek ve çevik bir organizasyon, yönetim süreçlerinde hız sağlar.
  • Şirkette en az bürokrasi ile daha hızlı sonuç odaklı yenilikçi ve rekabetçi bir şirket iklimi oluşur.
  • Yalın delegasyon sistemi ile süreç yönetiminde etkinlik ve verimlilik artar.
  • Şirketin tüm yönetim süreçleri müşterinin sesine göre tasarlanarak müşteri memnuniyeti ve şirket cirosu artar.
  • Yönetim kurullarının yalın organizasyon sistemi ile görev, yetki ve sorumluluk dengesi oluşumuyla süreç etkinliği ve şirket performansı yükselir.
  • Profesyonel yönetim anlayışıyla yenilikçi ve girişimci olarak sürekli gelişen şirket oluşur.
  • Şirkette profesyonel yönetimle kurumsallaşma sağlar.
  • Şirket içi çatışmalar ve delegasyon sorunları ortadan kalkar.

Aile Ve İş Konularının Ayrıştırılarak İşin Gereğinin Yapılması

Şirketlerde danışmanlık hizmetleri şirketin değerlerini ve dinamiklerini dikkate alarak dışardan profesyonel bir bakışla şirketin kurumsal yapılandırılması geliştirilir… Şirket yönetimde kuvvetler ayrılığına uygun olarak yönetim ve icra görevleri birbirinden ayrı hale getirilir… Şirket ve aile menfaatleri eşit veya dengede olarak yönetilmeli… Bu dengeyi sağlama üzere aile ve iş konularının ayrıştırılır… Bunun sonucunda; tüm yönetim faaliyetlerinin etkinliği ve verimliliğinin artırılması suretiyle daha esnek ve çevik bir profesyonel bir yönetim sistemiyle kurumsallaşma sonucu şirketin rekabet gücü artar… Şirket, ailenin şirkete hizmet etmesi ile yükselecektir. Bu bilinç ve düşünce ile sürekliliğin yolu aile anayasası ile;  aile yapısına, örf adet, düşünce ve felsefesine uyum sağlayan bir Aile Anayasası ile şirketinizi kurumsallaştırarak (müesseseleştirerek) tüm dünyanın başarılı şirketlerinin yaptığı gibi zirveye taşıyabilirsiniz…  Araştırmalar; Aile Şirketlerinin ülkemizde sadece yüzde 22’sinin ikinci nesile, yüzde 13’ünün üçüncü nesile geçebildiğini gösteriyor… Elbette tüm dünyada ve ülkemizde müesseseleşebilen şirketler ayakta kalıyor…  Bunların hepsi çeşitli konularda danışmanlık alıyor…  Sahi, siz bunun farkında mısınız…? Sevgiyle ve sağlıcakla kalınız…!

Prof. Dr. Mahmut TEKİN
Prof. Dr. Mahmut TEKİNhttp://www.mahmuttekin.com.tr
Eğitimini; Lisans, Yüksek Lisans ve Doktorasını İşletme alanında yaptı. Selçuk Üniversitesi İ.İ.B.F. 1987 yılında Yardımcı Doçent, 1989 yılında doçent ve 1995 yılında Profesör oldu. Halen Selçuk Üniversitesi Bölgesel Gelişme Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve İşletme Bölümü Üretim Yönetimi ve Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı olarak çalışıyor.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı