Günümüzde şirketlerin sürdürülebilir büyüyebilmesi için yenilikçi yaklaşımlara sahip olması gerekiyor. Yenilikçi yaklaşımlara sahip olmak için güncel olanı yakından takip edebilmek önemli. Güncel olanı ancak dijitali en yetkin şekilde kullanabilen şirketler takip ediyor. Dolayısıyla teknoloji şirketlerde yenilikçi yaklaşımların ve yeniliklerin temel bilişenidir denilebilir.
Dijitalleşme ve ileri teknoloji bir şirketin örgütsel performansına katkı sağlarken uzun soluklu bir büyümenin de önünü açıyor. Şirketlerin birçok bağlamda refahına katkıda bulunan kalite unsuruna ulaşmak bile teknolojinin şirkete entegrasyonu ile mümkün. Teknolojinin şirketlere entegrasyonunu sağlayarak yeniliklere ulaşmak ise ancak sosyal bir varlık olan insanla mümkün. İşte tam da bu noktada günümüzün en popüler kavramlarından biri sosyal inovasyonlardan bahsetmek yerinde olur. Çünkü günümüz iş dünyasında şirketlerin gerek başarıyı yakalamaları gerekse sürdürülebilir büyümeye ulaşmaları ancak sosyal inovasyonlar ile mümkün.
Son yıllarda büyük doğa olayları, pandemi, savaşlar vb. yaşanan pek çok toplumsal kaotik durumdan sonra müşteri beklentileri değiştiğinden; şirketlerin sosyal inovasyon ortaya çıkarma çabaları da arttı. Sosyal inovasyonlar, çalışma koşullarını iyileştirmeden tutun da eğitim, sağlık vb. sosyal ihtiyaçları karşılamaya yönelik yenilikçi sosyal girişimler olarak karşımıza çıkabiliyor.
Peki, Sosyal İnovasyonlar Neden Önemli ?
Son dönemde şirketler sadece kar getirmekle ilgilenmiyor. Artık daha ulvi faydalar oluşturma eğilimindedir. Çünkü en nihayetinde şirketleri insanlar oluşturuyor ve şirketleri ayakta tutanlar birer sosyal varlık olan insanlar… Şirketlerin pay sahiplerine gelir getirmesi kadar toplumun ve sosyal hayatın bir parçası gibi davranarak toplumun faydalarını da göz etmesi kaçınılmaz. Dünyanın deneyimlediği pek çok soruna kayıtsız kalmadan toplumda değer katmak için birtakım çabalar sergilemek; gözünü para hırsı bürümüş yöneticilerin savunduklarının aksine şirketleri geriletmiyor ya da şirketlerin büyüme ivmelerini yavaşlatmıyor. Tam aksine şirketlerin müşterileri gözündeki sosyal imajını güçlendiriyor, markaya olan sadakati ve bağlılığı arttırıyor. Bu bakımdan değerlendirildiğinde, sosyal fayda oluşturan şirketler için uzun ömürlü bir büyüme ivmesi yakalamak hiç de zor değil. Yani her ne kadar sosyal inovasyonları destekleyen şirketlerin birincil amacı bu olmasa da sürdürülebilir büyüme yakalamaları istemsiz ortaya çıkan bir olumlu durum. Zaten hem ekonomik hem toplumsal refahın aynı anda desteklendiği bu şirketlerin uzun ömürlü olmasını kim istemez ki ?
Öte yandan, sosyal inovasyonlar şirketlerde müşterilerde olduğu gibi çalışanların da şirkete olan aidiyet duygusunun gelişmesini sağlıyor. Sosyal faydayı destekleyen şirketlerde şirket kültürü, tüm toplumun değer yargıları ile kökleşmiştir. Her adımda kar zarar hesabı yapan ticari bir şirket yerine tek değer ölçütünün para olmadığını çalışanlara hissettiren bir şirketin karar ve stratejilerinde toplumun bir parçasıymış gibi davranması çalışanların şirketle ilgili tutumlarını olumlu etkiliyor. Aile şirketi gibi benimsenen bir şirket kültürünün oluşmasını ve sorumluluk bilincinin güçlenmesini teşvik ediyor. Şirketlerin bu bağlamda sosyal inovasyonlar geliştirerek toplumun geleceğini şekillendirmede rol oynaması veya dünya için doğru olanı yapması kritik önem taşıyor. Sosyal inovasyonlar, çalışan motivasyonunu arttırıyor, çalışanları birbirine bağlıyor ve aynı zamanda şirket kültürüne empati, şefkat ve anlayış kazandırıyor. Bu durumun doğal bir çıktısı, insan kaynakları departmanı uygulamaları daha çabuk başarıya ulaşıyor.
İş dünyasında artık teknik inovasyon kadar sosyal inovasyon da önemli. Sosyal inovasyon olmadan şirketler, kısa vadede çalışanlarını uzun vadede ise şirketlerini kaybetme riskiyle karşı karşıya… Çünkü unutulmamalı: “Sosyal inovasyonlar iyilik için bir güç oldukları kadar şirketlerin hayatta kalabilmesi için önemli bir itici güç”.
Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU