Dr. Adil ÜNAL – Arş. Gör. Sedat BOYACIOĞULLARI
Tedarik zinciri yönetimi, akademik anlamda son yılların işletmecilik alanındaki popüler araştırma konularından biridir. Tedarikçinin tedarikçisinden müşterinin müşterisine kadar ulaşan sürecin koordinasyonunu ve kontrolünü sağlamak hiç kuşkusuz zorlu bir görevdir. İşletmeler yasal mevzuatlar ile zincir boyunca gerçekleştirdikleri faaliyetlerden daha fazla sorumlu hale gelmektedir. Bu durum işletmelerin tedarik zinciri boyunca çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri ölçümlemelerini ve yarattıkları çeşitli olumsuz etkilere yönelik yaptırımları da beraberinde getirmektedir.
Bu sebeple tedarik zincirinde sürdürülebilir olmak artık bir opsiyon (seçenek) olmaktan çıkarak, obligasyon (hukuki zorunluluk) haline gelmiştir. Bu yazımızda kavramsal bir değerlendirme sonrasında işletmelerin tedarik zinciri sürdürülebilirliğini ölçümlemeleri ve sürdürülebilirlik raporlarında hangi kriterleri kullanarak değerlendirme yapabileceklerine ilişkin bir hazır bir tablo ve çerçeve sunuyoruz.
SÜRDÜRÜLEBİLİR RAPORLAMA
Sürdürülebilir raporlama, bir kuruluşun ekonomik, çevresel ve sosyal boyutlarının mevcut durumunu değerlendirmek ve sürdürülebilirlik ilerlemesini paydaşlarına iletmek amaçlarını taşıyan gönüllü bir faaliyettir (Lozano ve Huisingh, 2011:100). Sürdürülebilir raporlama sayesinde, sürdürülebilirlikle ilgili konuların açıklanması sağlanarak, paydaşlar ve şirketlerin hesap verebilirliğiyle birlikte şeffaflığı da arttırılmış olmaktadır. Sürdürülebilirlik raporları, yatırımcıların işletme ile ilgili daha uygun değerlendirmeler yapmasını da sağlamaktadır. Ayrıca kurum imajının geliştirilmesi, toplumla ilişkilerin güçlendirilmesi ve firma faaliyetlerinin meşrulaştırmasında da bir dayanak oluşturmaktadır (Kuzey ve Uyar, 2017:28).
İşletmeler;
- Karşılaşacakları riskleri ve fırsatları daha iyi anlamak,
- Kurumsal itibarı ve marka bağlılığını arttırmak,
- Sürdürülebilirlik kapsamında, kurumun etki ve performansını paydaşların anlamalarını sağlamak,
- Finansal ve finansal olmayan performans arasındaki bağlantıyı vurgulamak
- Uzun vadeli yönetim stratejisi, politikası ve iş planlarını etkilemek,
- Sürdürülebilirlik performansını yasalara, normlara, yönetmeliklere, performans standartlarına ve gönüllü̈ girişimlere göre değerlendirmek ve kıyaslamak,
- Kurumun sürdürülebilir kalkınma yönündeki beklentileri nasıl etkilediği ve onlardan nasıl etkilendiğini göstermek,
- Performansı, kurum içinde ve başka kurumlarla karşılaştırmak,
- Ulusal mevzuata ve borsaya kotasyon şartlarına uymak,
amacıyla sürdürülebilirlik raporları yayımlamaktadır. Sürdürülebilirlik raporlarını belirli bir standart çerçevesinde hazırlama ihtiyacı 2000’li yılların başında ortaya çıkmıştır. Dünyada binlerce işletme sürdürülebilirlik raporlaması yapmaktadır. Ancak raporlar arasında karşılaştırmalı bir analiz yapabilmek, raporları sistematik bir şekilde değerlendirmek bazı standartlarla mümkün olabilmektedir (Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye, t.y.: 1). İşletmeler, raporların içeriğinin belirlenmesi ve çerçevesinin çizilmesi konusunda Tablo 1’de sunulan, ISO 14000 serisi standartlardan, SA 8000 sosyal sorumluluk standardından, AA1000 çerçevesinden ve GRI yönergelerinden sıklıkla faydalanmaktadır. Bunlardan en çok kullanılan “Küresel Raporlama Girişimi” tarafından sağlanan raporlama yönergeleridir (Lozano ve Huisingh, 2011:100). GRI, işletmelere ve diğer kuruluşlara, bu etkileri iletmeleri için küresel ortak bir dil sağlayarak, bu etkilerin sorumluluğunu almalarına yardımcı olan bağımsız, uluslararası bir kuruluştur (GRI, 2022).
Tablo 1: Sürdürülebilirliği Değerlendirme ve Raporlama Araçları