Tedarik Zinciri Tasarımı
Günümüzde işletmeler iş çevrelerinde meydana gelen birçok değişiklikle karşı karşıya kalmaktadırlar. Sürekli artan rekabet işletmeleri kendilerini yeniden yaratmaya ve üretim ve malzeme maliyetlerinin düşürülebilmesi için yollar bulmaya sevk etmektedir. Tedarik zinciri yönetimi kavramının ortaya çıkışı, işletmelerin teknolojik gelişmelere, bilgi sistemlerine ve iş ortamlarına olan ilgisini arttırmış ve bunun yanında müşteri talebine konstantre olmalarını sağlamıştır.[1]
Tedarik zinciri yönetiminin misyonu veya amacı, Eliyahu M. Goldratt’ın “The Goal” isimli kitabındaki sözleriyle “Satışları arttırırken eşanlı olarak envanter (stok) seviyelerini ve operasyon giderlerini düşürmek” olarak açıklanabilir.[2]
İşletmeler, tedarik zincirlerini yapılandırırlarken aşağıdaki bileşenler üzerinde kararlar almaktadırlar:
A. Üretim Stratejisi |
B. Dış Kaynak Kullanım Stratejisi |
C. Kanal Stratejisi |
D. Müşteri Hizmetleri Stratejisi |
E. Varlık Ağı |
Bu bileşenler hep birlikte işletmenin tedarik zinciri stratejisinde rol oynarlar. Şimdiye kadar, işletmeler yukarıdaki bileşenleri satış, satınalma ya da üretim gibi fonksiyonel bir stratejiye ait bir bileşen olarak ele alma eğiliminde olmuşlardı. Hâlbuki işletmeler tedarik zincirlerini stratejik bir varlık olarak görmeli ve yukarıdaki birbirine bağlı bileşenleri de bütünün bir parçası olarak ele almalıdır. Şimdi bu bileşenlere yakından bakalım.
A) ÜRETİM STRATEJİSİ |
Ürün ve hizmetlerin üretimi ile ilgili kararlar üretim stratejisinin kapsamındadır. Üretiminizi stoğa göre mi, siparişe göre mi ya da mühendisliğe göre mi yapılandıracaksınız? Ya da tüm bunlardan oluşan bir kombinasyonu mu tercih edeceksiniz? Üretimi dış kaynak kullanarak mı gerçekleştireceksiniz? Offshore üretim stratejisi mi izleyeceksiniz? Ürününüzün en son yapılandırmasını fabrika dışında müşteriye daha yakın bir tesiste mi gerçekleştireceksiniz? Bunlar tüm tedarik zincirini ve yapılacak yatırımları şekillendiren ve etkileyen kritik kararlardır. Üretim stratejiniz fabrikanızın nasıl çalışacağından tüm süreçleri ve bilişim sistemlerini nasıl dizayn edeceğinize kadar birçok noktaya açıklık getirir.
Üretim Stratejisi Türleri
Stoğa Üretim: Yüksek miktarda satılan standart ürünler söz konusu olduğunda en iyi stratejidir. Büyük partiler halinde yapılan üretim maliyetleri düşürdüğü gibi, bu ürünlerin stokta olması talebin hızlı bir şekilde karşılanabileceği anlamına gelir.
Siparişe İstinaden Üretim: Özelleştirilmiş ya daseyrek talebi olan ürünler söz konusu olduğunda tercih edilen stratejidir. Bu üretim stratejisi seçildiğinde stok düzeyi sürekli düşük tutulabilir.
Siparişe İstinaden Yapılandırma: Ürünün kısmen tamamlanmış olduğu ve geri kalan kısmının sipariş alındığında tamamlanacağı zaman kullanılan melez bir stratejidir. Bitmiş ürünün çok sayıda varyasyonu olduğunda, stokta bitmiş ürün miktarını düşük tutmak ve siparişe göre üretim stratejisindeki teslimat sürelerini kısaltmak istendiğinde bu strateji edilmektedir.
[1] Fotios Misopoulos, Shpend Imeri, Ioanna Chacha, Supplier Performance Criteria- The case of SMEs in Former Yugoslavian Republic of Macedonia (FYROM), 2nd International Conference on Entrepreneurship, Innovation and Regional Development – ICEIRD 2009. Thessaloniki, Greece.
[2] Michael Hugos, Essentials of Supply Chain Management, John Wiley & Sons, Inc. , New Jersey, 2006. s.9.
…
Yazar: Adil Ünal
Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Kasım 2014 sayısında bulabilirsiniz.!
Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!