Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu
“Gücün yeni kaynağı çok az insanın elinde olan para değil, çoğu insanın elinde olan bilgidir.” John Naisbitt
Donald B. Keesing, Nitelikli İşgücü Teorisini ortaya koyarken; endüstri alanında gelişmiş ülkelerin birbirleri ile dış ticaret yaparken bu ticaretin büyük kısmının sanayi malları olduğunu varsaymıştır. Keesing, nitelikli iş gücüne sahip ülkelerde nitelikli ürünlerin üretilmesini ve ihraç etmesinin gerektiğini belirtmiştir. Nitelikli iş gücüne sahip olmayan devletler, niteliksiz iş gücünün üretilebileceği ürünlerde uzmanlaşması ve ihraç etmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Nitelikli İşgücü Teorisinde; sermayenin oluşturulması, iş gücünün nitelikli bir şekilde bilgilendirilmesi, tasarruf yapılması belirtilmektedir. Bunun sonunda, emek ve sermayenin yoğun olduğu malların üretildiği açıklanmıştır. Bundan dolayı, iktisatçılar bu iki mal çeşidinin “türetilmiş kaynaklar” kapsamında bir arada tutulmasını savunmuşlardır.
Keesing 1965-1968 yıllarında yaptığı, analitik ve ampirik çalışmalarda insani sermayenin, uluslararası ticareti etkileyip-etkilemediğini araştırmıştır. Keesing’e göre, nitelikli iş gücünün, niteliksiz iş gücüne göre farklı şekilde değerlendirilmesinin iki sebebi bulunmaktadır:
- İlk neden; teori, endüstrinin kuruluş yerlerini saptamasında etkilidir.
- Diğer neden; teorinin, ülkelerdeki ekonomik büyüme rakamlarının açıklanmasını sağlamış olmasıdır. Nitelikli İşgücü Teorisi; dış ticaretle büyümeyi bir arada düşünmekte olup, dış ticareti etkileyen bir unsurdur.
Keesing, Heckscher-Ohlin Modelinden farklı olarak sermaye, doğal kaynaklar ve nitelikli iş gücü ile niteliksiz iş gücü gibi unsurların hareketliliğine ilişkin farklılıklar olduğunu belirtmektedir. Bu durumda Keesing’e göre; doğal kaynak dışında, diğer faktörler hareketlidir. Ekonomik faaliyetleri sınıflandırırken, doğal kaynaklara ulaşım bakımından yakın yerlere kurulan kuruluşlar birincil, uzak yerlere kurulan kuruluşlar ise ikincil faaliyet olarak adlandırılmaktadır.
Keesing, nitelikli iş gücünün uluslararası ticarete etkisini araştırmak için meslek gruplarını sınıflandırılmıştır. Bu gruplar:
- Bilim adamları, mühendisler,
- Teknisyenler, teknik ressamlar,
- Diğer ustalık gerektiren meslekler,
- Yöneticiler,
- Makinistler, elektrikçiler ve küçük alet üretenler,
- El becerilerine sahip nitelikli iş görenler,
- Memurlar, satış ve hizmet çalışanları,
- Yarı nitelikli ve niteliksiz çalışanlar olmak üzere sekiz gruba ayırmıştır.
Keesing, ithalat ve ihracat verilerinde, nitelikli iş grubuna göre bir ayrım yaparak; net nitelikli iş gücü katsayılarını ortaya koymuştur. Keesing’in elde ettiği bulgularla; bilinenin aksi özelliklerin var olduğu görülmektedir:
- İlk özellik; ABD, İngiltere, Almanya, Japonya ve Fransa’nın, sekiz meslek grubunun tamamında; net ihracatçı konumunda olmalarıdır. İtalya, İsviçre, Belçika, İsveç ve Hollanda ise bazı meslek grupları dışında net ihracatçı durumundadır.
- İkinci özellik; ABD, İngiltere ve Almanya’nın, Keesing’in bilim adamı ve mühendis meslek grubunu istihdam eden endüstri dallarında yapılan ihracat, yaklaşık %95,4 gibi önemli bir paya sahiptir. Aynı meslek grubunda ABD’nin payı %48,5 olarak saptanmıştır.
Keesing’in yaptığı bu çalışma, endüstri yoğun ülkelerin ihracatının, nitelikli iş gücü ağırlıklı olduğunu göstermektedir. Keesing’e göre Nitelikli İşgücü Teorisi, uluslararası ticareti açıklamak için bir model olarak kullanılmalıdır.
Detaylı bilgiler için aşağıdaki eseri okuyabilirsiniz.
Mert, G. (2019). Uluslararası İşletmecilik Teori, Kavram ve Örnek Olaylar, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.