Ülkemizde yetişmiş ya da üretilmiş ürünler/malzemeler için yerli malı ifadesi kullanılmaktadır. 1923 yılında gerçekleştirilen “İzmir İktisat Kongresi” ile ilgili Dr. Serdar ŞAHİNKAYA tarafından hazırlanan bir sunumda dikkat çeken bir bölüm vardır. Bu bölüm, Kongre’de iş ve ürün teşhir edenlerin birinci ve ikincilerine verilen madalyalardır.
Bu madalyalardan birinde “Yerli Malı, Milletin Kuvvetidir.” ifadesi zikredilmiş ve kongrede Başkumandan Gazi Paşa konuşmasında “Efendiler; Görülüyor ki, bu kadar kesin, yüksek ve başarılı bir askeri zaferden sonra dahi, bizi sulha kavuşmaktan alıkoyan neden, doğrudan doğruya iktisadi sebeplerdir, iktisadi anlayıştır…” ifadelerine yer verilmiştir.
Bilindiği üzere yerli malı kavramının önemi ve bilinci hakkında neredeyse bir asır öncesine dayanan örneklere, ifadelere ve metinlere rastlamak mümkündür. Çünkü bu bilince sahip kişilerin ortak düşünceleri;
- Dış borç yükünden kurtulabilme,
- İşsizliğin yerine istihdamın arttırılması ve yoksulluğun azalması,
- Ekonomiye katma değer oluşturması,
- Ekonomik ve siyasal sorunlardan minimum düzeyde etkilenme vb. olarak özetleyebiliriz.
Yerli Malının önemi hakkında bazı bilgiler paylaştıktan sonra bu yazımda değinmek istediğim asıl konu, Kamu alımlarının usul ve esaslarını belirleyen Kurumların yerli malına ilişkin oluşturdukları mevzuat ile bu alımları gerçekleştiren İdarelerin uygulamaları ve bu uygulamalarda dikkat edilmesi gereken hususları detaylı olarak anlatmaktır.
Öncelikle herkese tavsiye ettiğim bir hususu bu yazıyı okuyanlar ile de paylaşmak istiyorum. Mevzuatta yer alan metinleri değerlendirirken metnin çıkış yani varoluş gerekçesini lütfen okuyunuz. Örneğin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda yer alan bir maddenin kanun koyucu tarafından neden yasaya yerleştirilmek istendiğinin gerekçesini okumanızda büyük fayda görüyorum.
Gerekçeleri okumanız, değerlendirme aşamasında esastan kopmanızı engelleyecektir.
4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda en son 20/11/2008 tarihli ve 5812 sayılı Kanun ile kapsamlı bir değişiklik yapılmış olup aradan geçen beş yıllık sürede özellikle yatırım niteliğindeki işlerin, ihalelerin ve imzalanan sözleşmelerin zamanında bitirilmesine elverişli olmayan hükümlerin gözden geçirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Tasarı ile bu ihtiyacın giderilmesi de öngörülmüş ve Orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri arasından belirlenen malların ihalelerinde yerli malı üreten istekliler lehine 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması hususunda düzenleme yapılmıştır. Aslında kamu alımlarında yerli malı uygulamalarının ilk olarak 6518 sayılı kanun ile kendisine vücut bulmuş olduğunu ifade edebiliriz.
Yerli Malı Belgesi; sanayi sicil raporları ve kapasite raporları göz önünde bulundurularak, TOBB’a bağlı odalar ve borsalar tarafından sadece yerli üreticilere verilen bir belgedir.
Yerli malı belgesi alınabilmesi için gerekli şartlar ile ilgili tebliğ 13.09.2014 tarihli ve 29118 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yukarıda belirtildiği üzere yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması hususu ile eşdeğer olarak değerlendirilmesi gereken yerli istekli hususu Avrupa Birliği Kamu Alımları Direktifleri nezdinde yıllardır peşi sıra düzenlenen Türkiye İlerleme Raporlarında eleştiri konusu edilmiştir. Bu konu hakkında ki detaylı çalışmamı daha sonra sizlerle paylaşma arzusundayım.
Esas mevzudan ayrılmayarak ve işin biraz daha mutfağına inerek mal alım ihalelerinde ki uygulamalara, mevzuat metinlerine ve alınan kararlar ile oluşan içtihatlara kısa kısa bir bakalım fakat anlatılacakların anlam kazanabilmesi adına öncelikle Yerli Malı Belgesi ile ilgili bilinmesi gerekenleri ifade etmemiz gerekiyor.
Bir işletmenin Yerli Malı Belgesi alabilmesi için vizesi devam eden aynı zamanda işletmenin faaliyet alanına göre de bazı belge ve ruhsatının bulunması gerekmektedir. Burada sayılan her bir belgenin de ayrı bir değerlendirme konusunun (Sanayi Sicil Belgesinin vizesi gibi) olduğunu unutmayalım fakat işin özünden ayrılmama adına bu konulara girmeyeceğim.
Dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri, Yerli Malı Belgesinin geçerliliğine ilişkin değerlendirmelerdir.
İhalelerde Yerli Malı Belgesinin geçerli kabul edilebilmesi için, ihale tarihi itibariyle Belge Geçerlilik tarihinin geçerli olması, örneğin 05.05.2020 tarihinde yapılacak bir ihalede, Yerli Malı Belgesinde yer alan Belge Geçerlilik tarihinin 01.05.2020 olmaması gerekir.
Burada sıkça karşılaştığımız sorulardan birisi, örneğin, ihale tarihi 05.05.2020 ve ihale komisyon kararı 15.05.2020’dir. Yerli Malı Belgesinin geçerlilik tarihinin ise 10.05.2020 olması durumunda belgenin geçerli sayılıp/sayılmayacağı, fiyat avantajının uygulanıp /uygulanmayacağına ilişkindir. Burada baz alınması gereken tarih, ihale tarihidir aksi halde bazı ihale komisyon kararlarının uzun süreçler ve sürelerin ardından alındığı göz önünde bulundurulduğunda, İdare tarafından yürütülen bu süreçten dolayı isteklinin Yerli Malı Belgesinin değerlendirmeye alınmaması yerli malı belgesini sunan isteklilere karşı haksız bir muamele doğuracağı aşikardır.
Diğer bir husus ise, Yerli Malı Belgesinde yer alan yerli muhteva oranına ilişkindir. Bu oranın 51 olma zorunluluğu bulunmaktadır.
Yerli katkı oranının tespitinde;
A: Nihai Ürün Maliyet Tutarı (TL)
B: Nihai Ürün İçindeki İthal Girdi Maliyet Tutarı (TL)
C: Nihai Ürün Maliyet Tutarı (TL)
Yerli Katkı Oranı = ((A – B)/C) X 100 formülü kullanılmaktadır.
Belgenin geçerliliğine ilişkin en çok sorulan sorulardan bir diğeri ise, örneğin belge geçerlilik tarihinin 10.05.2020 olmasına rağmen, belge üzerinde yer alan kapasite raporu tarihinin 04.04.2020 olması durumunda belgenin geçerliliğin devam edip / etmeyeceğine ilişkindir. Kapasite raporunun geçerlilik tarihinin Yerli Malı Belgesi veriliş tarihi ile ilişkili olduğunu, Yerli Malı Belgesinin geçerlilik tarihine etkisinin olmadığını ifade etmek isterim.
Yerli Malı Belgesinin geçerlilik süresi, düzenlenme tarihinden itibaren bir yıl olduğunu unutmayalım.
Yerli Malı Belgesi, ihale dosyasında sunulabildiği gibi belgenin ayırt edici bilgilerinin Sunulmayacak Belgeler Tablosuna yazılması halinde de geçerli kabul edilebilecektir.
İhalelerde dikkat edilmesi gereken diğer bir konuda yetkilendirme hususunun gözden kaçırılmasıdır. Yetkiden kasıt, ihaleye katılan A firmasının, B firmasına ait bir ürünü teklif etmiş ve yerli malı belgesini ihale dosyasında sunmuş ise muhakkak olarak B firmasının ürünü satmaya yetkili olduğunu belgelendirmelidir. Aksi halde sunmuş olduğu belgenin değerlendirmeye alınmaması söz konusu olabilecektir.
Yerli Malı Belgesi ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlardan biride, Birim Fiyat Teklif Mektubunun 3. paragrafında atıf yapılan 2 nolu dipnot da yer alan ifadenin yazılmasıdır. İdarelerin uygulamaları da bu konuda farklılık göstermektedir. Bazı İdareler (Komisyonlar) Yerli Malı Belgesinin ihale dosyasında yer almasını yeterli görürken, bazı idareler ise ihale dosyasında yer alan belgeye ilişkin Birim Fiyat Teklif Mektubunda atıf yapılmamış olması nedeniyle fiyat avantajı uygulamamaktadırlar.
Konuya ilişkin KIK’ in 2017/UM.I-3136 sayılı kararında özetle “Bu bağlamda her ne kadar ihale üzerine bırakılan istekli tarafından sunulan birim fiyat teklif mektubuna “Yerli malı teklif edenler lehine fiyat avantajı uygulanması öngörülen ihalede bu avantajdan yararlanmak isteyenler, “Yerli malı teklif edilmesi lehine tanınan fiyat avantajından yararlanmak için gerekli olan yerli malı belgesi/belgeleri ekte sunulmuştur.” cümlesi eklenilmemiş olsa da söz konusu hususun esasa etkili nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.” kararı ile söz konusu duruma ilişkin netlik ortaya konulmuştur.
İdareler, istekliler tarafından sunulan yerli malı belgelerini EKAP (Elektronik Kamu Alımları Platformu) üzerinden kullanıcı girişi yaptıktan sonra Teklif İşlemleri / Belge Sorgulama / Yerli Malı Sorgulama modülü üzerinden istekli seçimi yaparak sorgulama işlemi yapmaktadırlar. EKAP tarafından verilen uyarı metninde “Yerli malı belgesinin doğrudan sahibi olmayan isteklinin teklif ettiği ürüne ait yerli malı belgesinin teyit işlemini, alım konusu malı teklif etmeye yetkili olduğuna ilişkin bilgiler çerçevesinde, belge sahibinin TCKN/VKN’ sini kullanarak aşağıdaki bölümden yapabilirsiniz.” olarak belirtilmiş olması yukarıda bahsetmiş olduğum yetkilendirmenin önemini anlatması açısından önemlidir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunun Yerli İstekliler İle İlgili Düzenlemeler başlıklı 63. Maddesinin “c” bendinde “Mal alımı ihalelerinde yerli malı teklif eden istekliler lehine, yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanabilir. Ancak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri arasından belirlenen ve Kurum tarafından ilan edilen listede yer alan malların ihalelerinde, yerli malı teklif eden istekliler lehine yüzde 15 oranında fiyat avantajı sağlanması mecburidir. Yerli yazılım ürünü teklif eden istekliler lehine de yüzde 15 oranında fiyat avantajı sağlanması mecburidir.” olarak belirtilmiştir. Aynı maddenin “e” bendin de ise; “Yerli malı belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir. İsteklilerce teklif edilen malın yerli malı olduğu, bu usul ve esaslara uygun olarak düzenlenen yerli malı belgesi ile belgelendirilir.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen Kanun metninde kısaca 3 hususa özellikle dikkat etmemiz gerekiyor. Bunlar;
Yerli malı teklif eden istekli lehine yüzde 15 fiyat avantajı uygulanabilir. (Takdir konusu)
Belirlenen orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünlerinde ve yerli yazılımda yerli malı teklif eden istekli lehine yüzde 15 fiyat avantajı sağlanması mecburi kılınmıştır. (Zorunlu)
Yerli malı belirlenmesine ilişkin usul ve esasları Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından belirlendiği hususuna dikkat etmeliyiz.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından oluşturulan orta ve yüksek teknoloji sanayi ürünleri listesi her yılın Ocak ayında Kamu İhale Kurumu tarafından yayımlanmaktadır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda ki durum bu şekilde iken, uygulamada yol rehberi olarak kullanılan Mal Alımları İhaleleri Uygulama Yönetmeliğinde ise Kanunda yer alan maddelerin dışında başlıklı 61. Maddesinin 4. paragrafında “ Yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı tanınan ve birden fazla mal kaleminden oluşan ihalelerin, kısmi teklife açık olarak gerçekleştirilmesi ve fiyat avantajı tanınan her bir kısmın tek bir mal kaleminden oluşması zorunludur. Ancak, birbirini tamamlayan veya teknik zorunluluklar nedeniyle birlikte alınması gereken mal kalemlerine bir kısımda yer verilebilir. Kısmi teklife açık ihalelerde, kısımların birinde, birkaçında veya tamamında yerli malı teklif eden istekliler lehine aynı veya farklı oranlarda fiyat avantajı sağlanabilir. Yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı, yerli malı teklif etmeyen diğer isteklilerin söz konusu mal kalemi için teklif ettikleri bedele, kendi teklif bedelleri üzerinden ihale dokümanında belirlenen fiyat avantajı oranı esas alınarak hesaplanan tutarın eklenmesi suretiyle bulunur.” olarak belirtilmiş 5. Paragrafında ise “Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin, fiyat dışındaki unsurlar da dikkate alınarak belirleneceği ihalede, öncelikle fiyat dışı unsurlar dikkate alınarak değerlendirilmiş teklif bedeli bulunur. Yerli malını teklif edenler lehine fiyat avantajı, bu istekliler dışındaki isteklilerin değerlendirilmiş teklif bedellerine, kendi değerlendirilmiş teklif bedelleri üzerinden fiyat avantajı oranı esas alınarak hesaplanan tutarın eklenmesi suretiyle uygulanır. Ancak, birbirini tamamlayan veya teknik zorunluluklar nedeniyle birlikte alınması gereken mal kalemlerine bir kısımda yer verilen ihalede, önce yerli malını teklif edenler lehine fiyat avantajı uygulanır ve avantaj uygulanmış fiyatlar üzerinden fiyat dışı unsurlar dikkate alınarak değerlendirilmiş teklif bedeli bulunur.” olarak belirtilmiştir.
Burada özellikle dikkat edilmesi gereken hususlardan biride “…birden fazla mal kaleminden oluşan ihalelerin, kısmi teklife açık olarak gerçekleştirilmesi ve fiyat avantajı tanınan her bir kısmın tek bir mal kaleminden oluşması zorunludur.” metninde belirtilen “her bir kısmın tek bir mal kaleminden” hususuna özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.
Konuyu daha somut ve anlaşılır hale getirmek adına bazı örnekler verelim.
Örneğin; XYZ Devlet Hastanesinin, 1 adet Tomografi Cihazı almak için ihaleye çıktığını, ihaleye A LTD. ŞTİ. – B LTD. ŞTİ. ve C LTD. ŞTİ. firmalarının iştirak ettiğini, kalemin ileri teknoloji ürünü olduğu, yerli malı teklif eden istekli lehine 15 fiyat avantajının uygulanacağı, B LTD. ŞTİ. firmasının ihale dosyasında Yerli Malı Belgesinin bulunduğunu ve bu belgenin uygun/geçerli olduğunu varsayalım. Teklifler sırasıyla;
A LTD. ŞTİ. | 800.000,00 TL | (1. Sırada) |
B LTD. ŞTİ. | 900.000,00 TL | (2. Sırada) |
C LTD. ŞTİ. | 910.000,00 TL | (3. Sırada) |
Yerli Malı Belgesi bulunan B firmasının teklif bedeli aynı kalmak kaydıyla diğer isteklilerin (A ve C LTD. ŞTİ.) teklifleri ihalede öngörülen (15) oran nispetinde arttırılır.
B LTD. ŞTİ. | 900.000,00 TL | (1. Sırada) |
A LTD. ŞTİ. | 920.000,00 TL | (2. Sırada) |
C LTD. ŞTİ. | 1.046.500,00 TL | (3. Sırada) |
Görüldüğü üzere her ne kadar A firmasının teklifi ilk etapta en uygun görülse de Yerli Malı Belgesi bulunan B firmasının fiyat avantajı uygulaması nedeniyle en avantajlı duruma geçtiğini görüyoruz.
Pekala, B LTD. ŞTİ. firmasının yanı sıra C LTD. ŞTİ. firmasının da ihale dosyasında Yerli Malı Belgesinin bulunduğunu ve bu belgenin uygun/geçerli olduğu durumda ise;
B LTD. ŞTİ | 900.000,00 TL | (1. Sırada) |
C LTD. ŞTİ | 910.000,00 TL | (2. Sırada) |
A LTD. ŞTİ | 920.000,00 TL | (3. Sırada) |
Bu durumda ise sıralamada ilk etap da 1. Sırada yer alan A firmasının 3. Sıraya gerilediğini görmekteyiz.
Yaklaşık maliyetin altında bir teklif veren firmanın yerli malı fiyat avantajı sonrası yaklaşık maliyetin üstüne çıkmasına ilişkin sıkça sorulan soruya aynı örnek üzerinden cevap verelim.
Yukarıda ki örnekten hareketle, yaklaşık maliyetin idare tarafından 850.000,00 TL olarak hesaplandığını düşünelim. Bu durumda ilk etap da A firmasının yaklaşık maliyetin altında olduğu, B ve C firmalarının ise yaklaşık maliyetin üstünde olduğunu görüyoruz.
Yani ilk etap da ki durumun;
A LTD. ŞTİ. | 800.000,00 TL | (1. Sırada) |
Yaklaşık Maliyet | 850.000,00 TL | |
B LTD. ŞTİ. | 900.000,00 TL | (2. Sırada) |
C LTD. ŞTİ. | 910.000,00 TL | (3. Sırada) |
olduğunu görüyoruz. B ve C firmasının ihale dosyasında Yerli Malı Belgesinin bulunduğu ve fiyat avantajı uygulandığında;
Yaklaşık Maliyet | 850.000,00 TL | |
B LTD. ŞTİ. | 900.000,00 TL | (1. Sırada) |
C LTD. ŞTİ. | 910.000,00 TL | (2. Sırada) |
A LTD. ŞTİ. | 920.000,00 TL | (3. Sırada) |
3 isteklinin de yaklaşık maliyetin üzerinde kaldığını görüyoruz. Burada Komisyon tarafından karar verilmesi gerekiyor. Bu kararda, söz konusu alımın yaklaşık maliyet üstü alınıp/alınamayacağına ilişkindir. Yaklaşık maliyet üstü alımlara ilişkin değerlendirmelere bu yazımda girmeyeceğim. A firmasının ilk etapta yaklaşık maliyetin altında olmasına rağmen nasıl olurda yaklaşık maliyet üstü olarak değerlendirilir hususu akıllarda bir soru olarak kalmaktadır. Yerli malı fiyat avantajı uygulamalarında öncelikle yaklaşık maliyeti unutmanız ve sıralamayı yaptıktan sonra oluşan sıralama ve fiyatlar üzerinden değerlendirilmelerin yapılması gerekiyor. Bu konuda anlatmaya çalıştığım şekliyle alınmış KIK kararları da (2019/UM.II-663) mevcuttur. Konuya ilişkin örneğin KİK’in 2018/UM.II-306 sayılı kararında özetle “… ihale dokümanında yerli malı teklif eden istekli lehine fiyat avantajının uygulanacağına yönelik düzenleme bulunmasına karşın idare tarafından öncelikle tekliflerin değerlendirilmesinde teklifi yaklaşık maliyetin üstünde olan başvuru sahibi isteklinin teklifinin uygun görülmediği, idarece ihale dokümanında yerli malı teklif eden istekli lehine fiyat avantajının uygulanacağına yönelik düzenlemenin uygulanmadığı, ancak ihale dokümanında yerli malı teklif eden istekliler lehine söz konusu kısımlarda yüzde 15 oranında fiyat avantajı uygulanacağının düzenlenmiş olduğu bu itibarla ihalenin yerli malı teklif eden istekliler lehine yüzde 15 oranında fiyat avantajı uygulanması ve mevcut duruma göre teklif bedelleri ve yaklaşık maliyete göre değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” olarak belirtilmiş ve konu açıklığa kavuşturulmuştur.
Kısmi teklife açık ihalelerde, kısımlar üzerinden değerlendirme yapıldığından hangi kısma ait yerli malı belgesi sunulmuş ise o kısma fiyat avantajı uygulaması yapılmalı, toplam bedel üzerinden herhangi bir işlem tesis edilmemelidir.
Ancak, Mal Alımları İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 61. maddesinin 4. paragrafının son kısmında yer alan “Ancak, birbirini tamamlayan veya teknik zorunluluklar nedeniyle birlikte alınması gereken mal kalemlerine bir kısımda yer verilen ihalede, önce yerli malını teklif edenler lehine fiyat avantajı uygulanır ve avantaj uygulanmış fiyatlar üzerinden fiyat dışı unsurlar dikkate alınarak değerlendirilmiş teklif bedeli bulunur.” olarak belirtilmiştir.
Bu tür bir durumda ise, fiyat avantajı uygulanacağı öngörülen ve kısmi teklife açık ihalede, bir kısım altında birden fazla mal kalemine yer verilmesi, yukarıda belirtildiği üzere birbirini tamamlayan veya teknik zorunluluklar nedeniyle birlikte alınması gereken mallar yönünden mümkündür. Bu durumda da ilgili kısımda fiyat avantajı uygulaması mal kalemi bazında yapılacaktır. İsteklinin ilgili kısım kapsamındaki bazı mal kalemleri için yerli malı belgesi sunması, bazı mal kalemleri için sunmaması durumunda, istekli yalnızca yerli malı belgesi sunduğu mal kalemleri yönünden fiyat avantajından yararlanacaktır. Söz konusu duruma ilişkin 2019/UM.I-461 sayılı Kurul Kararında detaylı açıklama yapılmıştır.
Konuyu basit bir örnekle anlatalım. Aşağıdaki tabloda A ve B firmasının bir kısım içerisinde ki x, y ve z kalemlerine vermiş oldukları teklifler gösterilmiştir.
Mal Kaleminin Adı | A Firması | B Firması |
x | 82 | 70 |
y | 100 | 90 |
z | 120 | 125 |
1.Kısım Toplamı | 302 TL | 285 TL |
Kısım toplamına göre 1. Kısmın B firmasının uhdesinde kaldığı görülüyor. A firmasının x ve y kalemlerine ait yerli malı belgesinin olduğunu ve ihalede yerli malı ürünü teklif eden istekli lehine yüzde 15 fiyat avantajının uygulandığını düşünelim. A firmasının x ve y kalemlerine fiyat avantajı uygulandığında;
Mal Kaleminin Adı | A Firması | B Firması |
x | 82 | 70+(70*0,15) = 80,5 |
y | 100 | 90+(90*0,15) = 103,5 |
z | 120 | 125 |
1.Kısım Toplamı | 302 TL | 309 TL |
Görüldüğü üzere A firmasının x ve y kalemlerinin yerli malı olması, geçerli bir yerli malı belgesi sunmuş olmasından dolayı uygulanan fiyat avantajı uygulaması neticesinde ilk etap da B isteklisinin uhdesinde görünen 1. Kısmın A isteklisi uhdesinde kaldığı görülmektedir.
Yerli malı üretiminin belgelendirilmiş olmasının firmalar lehine sağladığı avantaj bu şekilde iken, mal alım ihalelerinde tekliflerin eşitliği durumunda da yerli malı teklif edilmesi dikkate alınabilmektedir. Mal Alımlıları İhale Uygulama Yönetmeliği’nin Tekliflerin eşit olması başlıklı 62. maddesine istinaden, İdareler tarafından EKAP üzerinden hazırlanan İdari Şartnamelerde genellikle aşağıda belirtilen metin seçilmektedir.
“Birden fazla istekli tarafından teklif edilen fiyatın en düşük fiyat olması ve bu fiyatların da birbirine eşit olması durumunda ekonomik açıdan en avantajlı teklif, sırasıyla;
1) İstekli tarafından sunulan malın yerli malı olmasına,
2) İhale konusu iş veya benzer işe ilişkin olarak istekli tarafından sunulan iş deneyimini gösteren belgedeki belge tutarına göre belirlenecektir.
Tekliflerin eşitliği halinde, yerli malı ürün teklif eden isteklinin lehine avantaj sağladığı görülmektedir.
Sonuç olarak;
Yerli malı üretiminin teşviki amacıyla yapılan düzenlemelere ilişkin, Avrupa Birliği tarafından yapılan çeşitli dönemlerde yayımlanan ilerleme raporlarında ki eleştirilere rağmen özellikle orta ve yüksek teknoloji ürünlerde uygulanan yüzde 15 oranında ki fiyat avantajı uygulaması ile sermayenin ülke sınırları içerisinde kalması, istihdamın arttırılması ve işsizliğin azaltılması adına önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Yerli malı ile ilgili Avrupa Birliği ülkelerinde ki durum ise daha farklıdır, birliğin sınırlarının tüm üye ülkelerin sınırları olarak kabul edilmesinden dolayı bizdeki oranlar uygulanmamaktadır. Tabi ki AB’ ye üye bazı ülkelerin yer malı uygulamaları söz konusudur fakat oradaki oranlar 3-4 seviyelerindedir. Ülkemizin kendi kendine yetebilmesi çok büyük bir önem arz etmektedir. Dışa bağımlılığın azaltılması, özellikle katma değerli ürünleri ihraç edebilme adına eleştirileri bir kenara bırakmalı ve yerlilik kavramını daha da parlatmalıyız.
Üreticiler kalite, satış sonrası hizmet ve yedek parça imkânlarının arttırılması amacıyla gerekli atılımları yapma noktasında azami çabayı göstermelidirler. Bu kapsamda, üreticilere gereken destek sağlanmalı ve ithal ürün kalitesinin üzerinde bir ürünün ortaya çıkarılarak, üretimin ağının geliştirilmesi gerekmektedir.
Son yıllarda özellikle askeri makine ve teçhizatların yerli üretim olması noktasında atılan adımların stratejik tüm alanlarda atılması zaruridir.
Yusuf YOGUN
Teknik Öğretmen