“Rseimn btününüe bmakak ömelnidir. Pkei kçaımızrseimn tmaaımnı gröebilyior ya da oallyarı btünüselbkaış aıçyısla dğelerğenridioyr? Cambridge Üinrevsietsi’nin ypağıtı bir aşarmırtyaa gröekleiemleirn içnikedi hfraliren yreini dğeiştisreniz blieilk ve son hrafreli anyı kadlığı scüere keilyemi droğuokuaybilyiorumşuz. Bnuun needni kleimereli hrafhraf dğeil de bir btüün oralak oyokur omlazımmış.”
Yukarıdaki paragrafı ifade eden araştırmada olduğu gibi; herhangi bir yapı bir bütün oluşturduysa onu parçalasak bile parçalar arasındaki ilişki ve etkileşim sürmekte; tıpkı harflerden oluşan kelimelerin bütünlüğü koruduğu gibi kendini korumaktadır. Eski Yunanca’datam ve bütün anlamına gelen “Holos” kelimesinden türeyen holizm; bütünün parçaların toplamından büyük olduğunu ifade etmektedir. Holizm canlıyla cansız, doğal ile doğal olmayan arasında gerçek, temel ve indirgenemez bir farklılık bulunduğunu; canlı doğal bütünleri oluşturan parçaların bütün içinde, bütünün dışında olduğundan daha farklı bir biçimde işlevgösterdiklerini ifade etmektedir. Aslında bu durum bir kavramı anlamak için bütünlük içinde her parçanın yalın toplamlarından daha fazla anlam, anlayış ve yaklaşım gerektiğini anlatmaktadır. Sözgelimi, bir işletmeyi anlamak için onun bütününü anlamak onun tek tek parçalarını ya da işlevlerini anlamaktan daha fazla bir gerçekliği ifade etmektedir. Holistik kelimesi ise bütünsel, bütüncül ve eksiksiz bütünlük olarak değerlendirilmektedir.
“Bir kişinin ne çeşit hastalığı olduğunu bilmektense,ne çeşit bir kişinin hasta olduğunu bilmek daha önemlidir.” (Hipokrat)
Hipokrat’ın da vurguladığı gibi; hastalığın teşhis ve tedavi süreçlerinde tıp uygulamalarının yanısıra; ruhsal etkiler de dikkate alınmalı ve/veya eksiksiz bütünlük/holistik bakış açısı olmalıdır. İşletmelerde bir çalışanın işe alınması sürecinde sadece özgeçmişinde neler yazdığına odaklanmak yeterli olmamakta; belki çalışanın gelecekteki amaçlarını vurgulayacak bir özgelecek belki de sadece entelektüel zekasına değil de ruhsal, duygusal ve kültürel zekalarına da odaklanmak gerekecektir. Burada da insan kaynakları uygulamalarında holistik bakış açısını görmekteyiz. Bu bakış açısı insan kaynakları yöneticisinin adayı çok yönlü değerlendirmesini sağlayacaktır.
İşletme yöneticisi açısından değerlendirdiğimizde toplam kalite yönetimi yaklaşımındaki “toplam” kelimesi holistik bakış açısını yansıtmaktadır. İşletmenin başarısında kalite uygulamaları “toplam”/holistik açıyla daha değerli kılınmaktadır. Yönetimdeki sistem yaklaşımında da bütünü anlayabilmek için tek tek parçaların ve süreçlerin yeterli olmayacağından parçalar ve süreçler arasındaki etkileşimi de incelemek gerektiği vurgulanmaktadır. Yine durumsallık yaklaşımında da “en iyi örgüt/işletme” olmayacağını savunurken işletmenin tüm çevresel koşullarını dikkate alarak holistik bakış açısı sergilemektedir.
Kaynak ve ayrıntılı okuma önerisi: Aşağıdaki eserl(er) konu ile ilgili kaynak ve bilgilendirmeyi artırmaya yöneliktir.