İşletme içerisindeki malların bir yıl içerisinde kaç kere paraya dönüştüğünü hesaplamanın adına “stok devir hızı” diyoruz.
Depoda mallar artıkça, öz sermaye karlığı düşer diyebilir miyiz?
Elbette diyebiliriz.
Stoklarında yüklü miktarda satılacak ürün bulunan işletmeleri güçlü sayabilir miyiz?
Elbette mümkündür.
Sizce de yazılanlarda bir tezatlık yok mu?
Tezatlığın kök nedeni ne olabilir?
Her ne kadar stoklar mali açıdan işletmelerde kambur gibi gözükse de tedarik, depolama, ulaşım süreçleri doğru analiz edildiğinde finansal yatırımları güçlü olan şirketler stok maliyet çalışmaları ile ciddi kazançlar sağlayabilirler bunun için yapılması gerekenler sırasıyla doğru zamanda, doğru orandaki ürünü müşterinin istediği doğrultuda piyasaya sürmeyi başarmak, yapılan bir araştırmaya göre internetten alışveriş yapmak için siteye hemen ulaşılmaması halinde o siteden alışveriş oranı % 20 düşüyormuş. Bir de zamanında teslim edilemediği için geri dönen iptalleri düşünün, maliyetler ne kadar artıyor.
Stoklarına hakim olan şirketler gelecekte kazançlı çıkacaklar. Stoklarınızda ürün olması ya da olmaması önemli değil, stoklarınızda hangi ürünlerin olması ya da olmaması önem arz ediyor. Bunun adına da stok yönetimi diyoruz. Yani şirketlerin gücünü, kabiliyetini ölçebildiğimiz en kritik süreç.
Corona virüsü ile dünya sarsıldı. Stoklarında koruyucu maske bulunduran işletmeler %400 fahiş fiyatla kazanç elde ettiler. Elbette bu işlem etik değil ve örnek gösterilemez, lakin üretiminin tamamını Çin’de yaptırıp dünyaya pazarlayan devasa şirketleri hangi zorluklar bekliyor diye sorsam ne dersiniz?
Çok yakında Çin’de üretilen birçok ürüne ulaşmamız mümkün olmayacak. Üreticiler var olan satış organizasyonunu yönetebilmek için yeni üretim sahaları arayacaklar. Stokları ve iş gücü olan ülkeler bu pastadaki paylarını büyük ölçüde artıracaklar, alın size stokların ne kadar önemli olduğunu anlatan bir örnek.
İşletmelerde stoklar titiz bir şekilde takip edildiğinde, depolar işletmenin karlılığında aktif rol oynayacak işletmeye katkı sağlayacaktır. Aksi durumda satılmayı bekleyen günü ve modası geçmiş birçok ürün şirketlerin karlılığını düşürüp tökezlemesine hatta batmasına sebep olacaktır.
İşletmeler her ne kadar birbirlerine benzer gibi görünseler de aslında birbirlerinden çok farklı yönleri vardır. Bu yüzden yazılı kuralları kopyala yapıştır yapıp işletmenizde uygulamaya kalkarsanız başarılı olamayabilirsiniz.
Kötü bir futbol takımınız olduğunu düşünün. Dünyanın en popüler teknik direktörünü getirseniz takımınıza ne katabilir?
Kar eden bir e-ticaret sitesi sahibi olduğunuzu düşünün. İç dinamiklerini bilmediğiniz birçok ürünü al sat yapıyorsunuz, hata sisteminizi öyle kurmuşsunuz ki sıfır stok ile organizasyonu yönetiyorsunuz. Bir gün o iç dinamiklerini bilmediğiniz birkaç ürün için fabrika kurmaya kalkıyorsunuz. Sizce bilgi ve deneyiminiz bu iş için yeterli olup işletmenize katkı sağlayabilecek mi?
Önce analiz yapmalı, sonra değişime hazır olmalısınız. Kararınızı verdiyseniz sistemi kurum kültürünüze uygun kurguladığınızda başarınız daim olacaktır.
Satınalma işinin, en ucuza almak olmadığını birileri birilerine (yönetime) anlatması gerekiyor. Ürün istenilen “yani planlanan” zamanda, standartları belirlenmiş şartlarda, normlara uygun olarak geliyor mu?
Ben şirkete getirdim depo nasıl alırsa alsın günümüzün kansere dönmüş sorunu. Ülkemizde şirketler kendi Kilit Performans göstergelerini belirleyip uygulamadıkça bir adam hatasını/ hataları kapatmak için parmağını çıtlatır ve sorun çözüldü sanılır.
Üst yönetim sorgulayamadığı, neleri etkilediğini bilmediği çözümsüz sandığı süreçlerin stok devir hızı ile ölçülebildiğini sistematik olarak bilseydi ne olurdu?
Stok devir hızı şirketlerde nasıl ve kimler tarafından analiz edilmeli?
Stoklar satış yoluyla eritilebildiği için alış maliyetinden, stoklama maliyetine, hatta tedarik aşamasına kadar tüm süreçler ilgili kişiler tarafından analiz edilip uygulama bu yönde yapılmalıdır. Yoksa üretimde ham madde olarak kullandığınız bir ürünü X rakama ticari mal olarak sattığınızda kar ettiğinizi düşünseniz de üretim için ihtiyaç duyduğunuzda ve tedarik süreci 6 ay olarak hesaplandığında işletmenize büyük kayıplar yaşatmış olursunuz.
Şirketler stoklarındaki ürünleri hızlı bir şekilde satamadıklarını ve acil eylem planına geçmeleri gerektiğini düşündüren “düşük devir hızı” aslında her şirket için aynı şeyi anlatmaz. Sizin şirketiniz süt ya da mayo üretebilir, bu yüzden sistemleri kopyala yapıştır yapmayınız. Bilgili yönetici, işini bilen ekip ile güncel kalınız ki işletmeniz kuşaktan kuşağa aktarılsın.
Yüksek devir hızı ise bilinenin aksine her işletmenin sahip olmak istediği bir kavram değildir. Her ne kadar stoklardaki ürünlerin hızlı bir şekilde satışının yapıldığı ve ürün devrinin sağlandığı düşünülse de bu hızın yüksek olması, yetersiz stokla çalışıldığı için Çin örneğinde olduğu gibi stok sıkıntısı çekip pazardaki dengelerin değişebileceğine işaret olabilir.
“Bunları kaç şirket bilip uyguluyor? Yçnetim bu işlere yön verecek personeli nasıl belirliyor? KPİ neleri etkiliyor?” diye düşünüldüğünde şirketlerin iç dinamikleri ortaya çıkıyor. Dış denetim şirketleri borsada halka açık şirketleri doğru oranda sahada denetlemiş olsaydı ne olurdu sorusunun cevabını sizlere bırakıyorum.
Bir örnekle devam edelim, size 1 Mart’ta 10 adet pasta lazım. Tedarikçi 28 Şubat’ta ürünü size 12 adet yolladı, ne yaparsınız?
Depo o ürünü her şartta alır. Diyelim almadı, yaşanılacak sorunları bir düşünün. Yapmaması gerekeni yaptı ve aldı diyelim, şimdi ne olacak? İade edilme oranı neredeyse imkânsız, koy bir gün lazım olur.
Şimdi ne olacak? Zamanından 1 gün önce gelen ürün karşılığı finansınız 1 aylık maliyete katlanmak zorunda kalacak. Kdv hesaplamasından dolayı zamanından önce ödenen vergi maliyetine katlanacak. Stok devir hızını etkileyen o fazladan gelen 2 adet ürün için stok maliyeti ne olacak ve en önemlisi bu KPİ kimin hesabına yazılacak?
Ürünü zamanından önce geldiği için sesini çıkartmayan satınalmaya mı?
Almaması gereken ürünü gününden önce istenilen miktardan önce alan “almak zorunda bırakılan’’ depoya mı?
İstediğiniz kadar depolarınızda ABC analizlerine göre stok tutun, KPİ bir yerlerden kopyalayıp şirketinize uydurmaya çalışının kurgunuz yoksa ve inisiyatif alacak personele sahip değilseniz başarılı olamazsınız ve yarınlara güvenle bakamazsınız.
Tam da bu bağlamda stok devir hızı kadar önem arz eden personel devir hızınız devreye giriyor. Tüm çalışanlarınızın giriş tarihlerini toplayıp şirket kuruluş yılından bugüne kadar olan süreye bölün bakalım, yılda kaç personel değişimi yapıyorsunuz? Liyakat, yani insana yatırım ne kadar önemli analiz edin. Hatanın neresinden dönerseniz kardır.