Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu
“Teknoloji bir fikir değil, fikri elde etme yoludur. O yüzden teknolojiye aşırı hayranlık duymamalı, ondan korkmamalısınız.” John Hegarty
Küreselleşme ile daha da hızlanan uluslararası ekonomik faaliyetlerin ardında yatan temel neden, faaliyetleri gerçekleştiren ülkelerin, karşılıklı olarak yapılan ticari faaliyetlerin sonucundan yarar sağlamasıdır. Bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde temel unsur, yapılan ekonomik faaliyette yüksek verimlilik sağlayarak karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olmaktır. Ülkelerin niçin uluslararası ticaret faaliyetlerine katılmalarının gerekli olduğu ve uluslararası ticarette de diğer ülkelere kıyasla üstünlüğe nasıl sahip olacakları veya kazanabilecekleri konusunda çeşitli teoriler bulunmaktadır. Bu teorilerden biri de Teknoloji Açığı Teorisi’dir.
Klasik dış ticaret teorilerinde sabit olarak kabul edilen teknoloji konusu, 1961 yılında Posner tarafından Teknoloji Açığı Teorisi’nde öne çıkarılmıştır. Posner’e göre teknolojik açıdan daha fazla gelişmiş ülkeler, yeni ürünler üretirler. Bu ülkeler, geliştirmiş oldukları teknolojinin, ilk ihracatçısı olurlar. Aradan belli bir zaman sonra, diğer devletler de kendilerini geliştirdiklerinde, ithalatçı konuma gelebileceklerdir.
Posner, Teknoloji Açığı Teorisi’ndeki teknolojik değişmeyi; yeni bir malın üretimine girmesi ve teknolojik üstünlüğü olan ülkedeki teknolojinin uygulanması ile diğer ülkelerde bu mala olan talebin oluşması arasında geçen bir zaman olarak açıklamaktadır.
Teknoloji Açığı Teorisi’nin esası, buluş ve yenilikçiliktir. Eğer talepteki gecikme, teknolojideki gelişmeden geç olursa, tüketiciler yeni malı talep etmeden, üreticiler yeni teknolojiyi kullanacaklardır. Bu durumun sonucunda, teknolojik yenilik, ticaret yapmak için avantajlı olmamaktadır. Posner’e göre, teknolojide yapılan yeniliğin gecikmesinin; ürünlere gecikmesinden daha uzun sürmesi sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Ülkedeki yatırımcıların, teknolojiyi kullanmaya karar vermesinden sonra teknolojiyi öğrenme, uygulama ve patent konuları, bu gecikmenin nedenleridir. Ticaretin gelişmesi, teknolojik yenilik ile bağıntılıdır. Bu teoriye göre, sanayileşmiş ülkeler yeni malların başlangıçtaki ihracatçısıdır. Sonrasında ise rakipler tarafından ürünlerin taklit edilmesi ile üstünlüklerini kaybederler. Gelişmekte olan ülkeler, taklit ile rekabet üstünlüğünü ele geçirirler ve bu ürünleri ihraç ederler. Gelişmiş ülkeler ise bu ürünleri ithal etmeye başlarlar.
Detaylı bilgiler için aşağıdaki eseri okuyabilirsiniz.
Mert, G. (2019). Uluslararası İşletmecilik Teori, Kavram ve Örnek Olaylar, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.