Fransız Kaldığımız Konular #4 “La stagiaire”

Zafer Urfalıoğlu
Zafer Urfalıoğlu
Zafer Urfalıoğlu 1974 Sakarya doğumlu, evli ve 2 çocuk babasıdır. İngilizce bilmektedir. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri üzerine lisans, Kalite Yönetimi ve Kalite Güvence Sistemleri üzerine de Yüksek Lisans yapmıştır. Sabancı Holding bünyesinde faaliyet gösteren ve DuPont ortaklığı olan DuSA LLC’nin Türkiye ve Amerika’daki fabrikalarında Tesis İşletimi, Proses Kontrolü ve İş Güvenliği konularında eğitimler almış, eğitimler vermiştir. 1992 yılından bu yana profesyonel olarak farklı işletmelerde; Proje, Üretim, İş Güvenliği, Tedarik Zinciri, Endüstri İlişkileri, İnsan Kaynakları, Kalite Güvence Sistemleri ve İmalat Sanayinde Fabrika Yönetimi alanlarında çalışmıştır. Halen plastikten mamul iç ve dış mekân oturma grupları üreten bir şirkette Süreç Geliştirme Yöneticisi olarak çalışmakta olan Urfalıoğlu, aynı zamanda bir yayınevinde, Yayın Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütmektedir.
spot_imgspot_img

Ve işte yine “Fransız Kaldığımız Konular” başlıklı bir yazı daha sizlerle. Dördüncü konumuz; La Stagiaire kelimesi üzerine !

Daha iyi anlaşılması için bir cümle içinde kullanalım:

  • “Bi Çay kap bakalım, La Stagiaire!”

Yok!

Yanlış anlaşılmasın “la” derken Ankara şivesindeki değil Fransızcadaki “la”. Yoksa normalde La Stagiaire kelimesi Türkçede Stajyer olarak kullanılır.

La Stagiaire, kökende stage “çıraklık, deneme aşaması” sözcüğünden alıntıdır. Yine Fransızca olan bu sözcük de eski Fransızcada Estage (Stage olarak İngilizcesini bilirsiniz) “Durma yeri, durak, menzil, etap” ve hatta “Manastırda çile süresi” sözcüğünden evrilmiştir.

Bizim stajyer kavramına da nasıl birebir oturmuş değil mi?

Hayret yani, bana göre de çok doğru, çile makamıdır stajyerlik yılları. Mümkün olan en az ücretle, eğitim alanına en uzak iş yapma dönemi.

İşyerindeki hemen hemen herkesin sana göre kıdemli, tecrübeli, bilgili olduğu; seninse en alt kasttan olduğun yıllardır.

Dolayısıyla işe katkısı az, mesleğe ilgisi yerlerde ve öğrenme hevesi ise zaten stajın ilk haftasında kırılmış olan bir insandır Mösyö Stajyer. 🙂

Sonuç;

  • “Allahım ben niye burdayım?” diye etrafa bakan bir gençlik.

E, ne yapacağız peki?

Konuya Fransız kalmayacağız.

Stajyer: İşimizi geleceğe taşısın diye bize emanet edilmiş bir insandır.

Stajyer: Mesleğin geleceği olan genç beyindir. Yepyeni bir bakış açısıdır.

Stajyer: Her sektörün ihtiyacı olan taze işgücü, temiz kan, yeni enerjidir.

Stajyer: İşlenmesi için bizlere sunulmuş bir cevherdir.

Kısacası Stajyer: Ülke sanayisinin ve ticaretinin geleceğidir.

Stajyer=Gelecektir.

Meslekler körelmişse, kalifiye eleman yoksa, çalışacak kimse yoksa olayın nedeni şimdide değil geçmiştedir.

Geçmişte stajyerlere ne yaptıysak bugün biçiyoruz.

Bu konu hakkında Fransız kalmak isteyip istememek elinizde; ama Türk Arşivciler Derneğinin 2017 yılında Arşiv Dünyası Dergisinin 20. sayısında yayınlanan “Staj Süreçlerinin Öğrencilerin Mesleki Beklentilerine Etkisi: Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü Üzerine Bir İnceleme” isimli çalışmada bu konu gayet güzel işlenmiş.

Özetlersek:

  1. Yapılan ankette sorulmayan ancak staj sürecinde gerçekleştirilen birebir görüşmelerde, yaz stajlarının staj verimliliğini etkilediği anlaşılmıştır. (Tatil olarak kafaya işlenmiş bir dönemde gençlerin ne kadar çalışmaya istekli olacağı da ortada!)
  2. Yaz dönemi stajları aynı zamanda koordinatörler açısından stajyerlerin takibini ve yerinde denetimini zorlaştıran bir durum. (Tatil olarak kafaya işlenmiş bir dönemde koordinatörlerin ne kadar çalışmaya istekli olacağı da ortada!)
  3. Stajların, öğretim döneminde yapılabilmesi için zorunlu staj dersleri olan bölümlerin başkanları ile üniversite yönetiminin birlikte hareket etmeleri ve öğrenciler için en uygun yöntemi seçmeleri gereklidir. (İş dünyasının beklentileri ve düzenleri göz önüne alınmadan staj planı yapmak ne kadar doğru.)
  4. Ancak stajların dönem içerisinde yapılması öğrencilerin staj yapacakları bölgenin sınırlandırılmasına sebep olmaktadır. Bu, İstanbul için sorun sayılmasa da farklı illerde dezavantaj olarak görülebilir. (Eğitim birimlerinin mutlaka uygulama alanlarına ve özellikle de sektörlerdeki iş gücü yapısına uygun yerlere yapılması.)
  5. Bu anlamda stajların en az bir tanesinin dönem ortasında olması öğrenciler açısından faydalı olacaktır. (Bu tespite söyleyecek sözüm yok.)
  6. Öğrencilerin staj uygulamasını ciddi bir biçimde ele almaları, staj yaptıkları kurum veya kuruluşu seçerken kariyer hedeflerine uygunluğuna dikkat etmeleri gerektiği bu çalışmanın ortaya koyduğu temalardan biridir. (Kesinlikle)
  7. Ankette verilen yaklaşık %83’lük bilinçli yaklaşım her ne kadar çok iyi olarak ifade edilse de kalan %17’lik (staj yerinin yakınlığı ve rahat staj imkânı) oranın azaltılması önemlidir. (Staj yerinde rahat etme fikri olanlara direkt “Staj Engellidir, Mezun Olamaz Belgesi” verilebilir.)
  8. Öğrencilerin staj süresince derslerde edindikleri teorik bilginin uygulamada kullanımı ve alanla ilgili teknoloji kullanım yoğunluğu, öğrencilerin kişisel gelişimlerinde ve bölümlerin müfredatlarında değişen çağa uyum sağlamaları, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikte mezun yetişmesi açısından teşvik edicidir.  (Akademik olarak sanırım iyi bir cümle; ama sanayiciler anlayamayabilir.) 🙂
  9. Bölümlerin öğrencilerin staj sonrasında edindikleri mesleki izlenim ve gelecek beklentilerini yakından takip etmeleri ve staj imkânı sağlayan kurumlarla işbirliği içerisinde bulunmaları mesleki imaja ve bilinirliğe katkı sağlayacak mahiyettedir. (Bu cümlede öğrenciye görev verilmiş olsa da bence esas görev sevgili İK Yönetecimizde olmalı. Stajyeri bir şekilde kazanmak ve ileride çalışan olarak tutmak onların başarısıdır.)
  10. İlk stajını yapanlarla, ikinci stajını yapanların mesleki anlamda beklentileri arasındaki farkın ikinci stajını yapanlar yönünde olumlu olması mesleki anlamda olgunlaşmayla açıklanabilecek bir etkendir. (Ne kadar çok staj o kadar çok tecrübe ve bilinç artışı demek)

Özetle staj yapan öğrencilerin, staj sonrası mesleki beklentilerinde farklılaşma eğiliminde olup olmadığı araştırmaya değerdir.

Stajyerler başlı başına bir değerdir. Onlara ilk, orta ve yüksek öğretim kurumlarında birçok şeyi öğretsek de uygulamalı mesleki eğitimi vermek zorundayız. Bu görev sanayi ve akademik entegrasyonla mümkün.

Bir ülke ekonomisi için stajyerin mezuniyet sonrasında aynı sanayicinin yanında çalışan olarak işbaşı yapması kadar güzel bir kazanım olamaz. Öğretim de, Eğitim de, Gençlik de boşa gitmemiş olur.

Saygılarımla

Zafer URFALIOĞLU

Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/619690

Zafer Urfalıoğlu
Zafer Urfalıoğlu
Zafer Urfalıoğlu 1974 Sakarya doğumlu, evli ve 2 çocuk babasıdır. İngilizce bilmektedir. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri üzerine lisans, Kalite Yönetimi ve Kalite Güvence Sistemleri üzerine de Yüksek Lisans yapmıştır. Sabancı Holding bünyesinde faaliyet gösteren ve DuPont ortaklığı olan DuSA LLC’nin Türkiye ve Amerika’daki fabrikalarında Tesis İşletimi, Proses Kontrolü ve İş Güvenliği konularında eğitimler almış, eğitimler vermiştir. 1992 yılından bu yana profesyonel olarak farklı işletmelerde; Proje, Üretim, İş Güvenliği, Tedarik Zinciri, Endüstri İlişkileri, İnsan Kaynakları, Kalite Güvence Sistemleri ve İmalat Sanayinde Fabrika Yönetimi alanlarında çalışmıştır. Halen plastikten mamul iç ve dış mekân oturma grupları üreten bir şirkette Süreç Geliştirme Yöneticisi olarak çalışmakta olan Urfalıoğlu, aynı zamanda bir yayınevinde, Yayın Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütmektedir.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı

Şirketler için Eğitim Kataloğu

Yapay Zeka Lojistik Süreç Yazılımı