“Bu sözleşmeden doğacak uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemeleri yetkilidir.”
Hemen her sözleşmede kalıp olarak gördüğümüz bu cümleye yetki anlaşması diyoruz.
Eskiden yetki anlaşması, Kanundaki istisnalar dışında, kural olarak herkes tarafından yapılabilecek bir anlaşmaydı.
Ancak 2011’de yapılan değişiklikle, sadece tacirlerin ve kamu tüzel kişilerin yetki anlaşması yapabilecekleri, bunun dışındaki kişilerin taraf olduğu sözleşmelere yetki kaydı konulamayacağı kuralı getirildi.
Üstelik bu değişiklik yapılırken, önceki dönemde uygulanan kuraldan farklı olarak, taraflar arasında geçerli bir yetki anlaşması varsa, davanın sadece bu anlaşmada gösterilen mahkemede açılabileceği, genel yetkili mahkemelerin yetkisiz hâle geleceği kabul edildi.
Ancak bu durum kesin yetki halleriyle de karıştırılmamalıdır. Kesin yetki, mahkemece kendiliğinden (resen) gözetilirken, anlaşmayla belirlenen yetkili mahkemenin yetkisi mahkeme tarafından gözetilmez.
Buna rağmen sözleşmelerde yaygın şekilde ve sorgulanmaz bir kalıp olarak yetki anlaşmalarına yer verildiğini görürüz. Kanun, tacir ve kamu tüzel kişileri dışındaki; esnaf, serbest meslek mensubu, tüketici ve benzeri kişilerin taraf olduğu yetki anlaşmalarını kural olarak geçersiz saydığı için, bugün itibariyle “ortalık geçersiz yetki anlaşmalarıyla dolu” desek yeridir.
Gerek davacı gerekse davalı pozisyonunda olan kişilerce davanın dayanağı olan sözleşmedeki yetki kaydının geçerli olup olmadığının kontrol edilmesi ve buna göre yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Prof. Dr. Umut YENİOCAK
EĞİTİM PROGRAMLARI İÇİN TIKLAYINIZ.
Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.
Eğitim Kataloğunu https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirebilirsiniz.