Sürdürülebilir & Şeffaf Kaynak: ESG ile Satınalma Gücünü Artırmak

Olgar ATASEVEN
Olgar ATASEVENhttp://www.profesia.com.tr
Olgar Ataseven A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesinden 1989 yılında mezun olmuştur. Eğitimine ODTÜ'de MBA programına dahil olarak devam etmiştir. 1990 yılında Unilever bünyesinde çalışmaya başlamıştır. 6 sene Unilever'de kalmış ve kişisel temizlik grubunun marka yönetimini gerçekleştirmiştir. Askerlik görevinden sonra Pronto Halkla İlişkiler, BTR Direct & Promotions, Pergel Halkla İlişkiler, Think Free, Kilowatt, Digitall Inn1 gibi iletişim ve marka alanlarında hizmet veren şirketlerin kurucu ortaklığını ve üst düzey yöneticiliğini yapmıştır. Bu yapılar altında Türkiye'nin önde gelen markalarına marka, iletişim, marka ve pazarlama danışmanlığı ve/veya etkinlik yönetimi hizmeti vermiştir. Pazarlama ve kurumsal İletişim konularında Akademi İstanbul'da gönüllü olarak iki yıl ders vermiş, pazarlama iletişimi, marka iletişimi konularında teori geliştirmiş ve makaleler üretmiştir. Alanındaki konularda eğitimler vermekte ve çeşitli üniversitelere konuk konuşmacı olarak gitmektedir. Son 7 yıldır Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik alanlarında ağırlıklı çalışmaktadır. Profesyonel olarak iş hayatına devam ederken, kendi şirketlerini de yönetmektedir. Girişimci mentorluğu yapmaktadır. Girişimcilere fon bulmakta ve danışmanlık yapmaktadır. Özellikle dijitalleşme, marka ve pazarlama konusunda eğitimler vermektedir. Birçok aylık bir dergide ve sektörel bir web sitesinde köşe yazıları yayınlanmıştır. Bir dönem bir televizyon kanalında "Smart Business" adında kendi programını yapmıştır. Yeni yayına aldığı podcast serileri mevcuttur. Geri dönüşüm teknolojileri konusunda çalışmıştır. Kendi fabrikasını kurmuştur. Bu doğrultuda sürüdürülebilirlik başlığı altında farklı konular üzerine çalışmıştır. Bunlardan bir tanesi de "Green Marketing - Yeşil Pazarlamadır". Diğer taraftan kendisinin asıl meselesi dünyanın sürdürülebilirliği üzerine nasıl bir kişisel dönüşüm yaşanması gerektiği ile ilgilidir. Bu konuda "Bitersem Bitersin" adlı kitabı 2023'de yayın hayatına girmiştir. Aldığı eğitimler, birikimleri ve hedefleri sebebi ile performans ve iletişim koçluğu da vermektedir.
spot_imgspot_img

Sürdürülebilir & Şeffaf Kaynak: ESG ile Satınalma Gücünü Artırmak

Olgar Ataseven
Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

Sürdürülebilir şeffaf Kaynak Esg Ile Satınalma Gücünü Artırmak
Sürdürülebilir Şeffaf Kaynak ESG ile Satınalma Gücünü Artırmak

Son 2-3 yıldır duymaya başlamış olabilirsiniz ya da yeni duyuyor olacaksınız ama bugün hayatımıza etki edecek bir kavramı irdeleyeceğiz. 2020’lerden bu yana küresel tedarik zinciri, yalnızca düşük maliyet ve yüksek hız hedefiyle değil; şeffaflık, çevresel etki ve etik sorumlulukla yeniden tanımlanıyor. Artık sadece “ne aldığın” değil, “nasıl ve kimden aldığın” da kritik önemde. İşte bu dönüşümün merkezinde ESG (Environmental, Social, Governance) kriterleri var.

Satınalma birimi, ESG uygulamaları ile sadece maliyet avantajı değil, aynı zamanda uzun vadeli dayanıklılık ve marka itibarı kazanıyor. Bu yazıda, sürdürülebilir ve şeffaf kaynak bulma becerisinin, satınalma gücünü nasıl artırdığına ve ESG’nin nasıl bir kaldıraç etkisi yarattığına odaklanacağız.

ESG ile Uyumlu Tedarik Zincirinin Yükselişi

Dünya Ekonomik Forumu’na göre şirketlerin %60’ı 2025 yılına kadar ESG uyumlu tedarik zinciri oluşturmayı hedefliyor. Bu sadece çevreci bir niyet değil; aynı zamanda yatırımcıyı, müşteriyi ve regülasyonları tatmin etmenin bir yolu.

McKinsey & Co. 2024 raporuna göre, ESG performansı güçlü olan şirketler %10-20 oranında daha düşük sermaye maliyetiyle borçlanabiliyor. Satınalma profesyonelleri açısından bu, sadece etik değil aynı zamanda finansal olarak da akılcı bir yol haritası anlamına geliyor.

İki örnek vermek gerekirse, ilki; Apple, tedarikçilerinden karbon emisyon verilerini düzenli olarak raporlamalarını ve 2030’a kadar %100 yenilenebilir enerjiye geçmelerini istiyor. Uyumsuzluk, iş ilişkisinin sona ermesine neden oluyor. Bu baskı, tedarikçilerde de dönüşümü tetikliyor. İkincisini Türkiye’den verelim. Arçelik benzer şekilde tedarikçilerinden sürdürülebilirlik taahhütleri alıyor. 2023 itibariyle, tedarikçi değerlendirme sürecinde ESG puanlaması %40 ağırlıkla değerlendirme kriterlerine dahil edilmiş durumda.

ESG Perspektifiyle Satınalma: Yeni Bir Güç Alanı

Satınalma, şirketin en görünmeyen ama en stratejik kaslarından biri. ESG ile bu kas, artık şirketin sürdürülebilirlik reflekslerinin de taşıyıcısı haline geliyor. Peki ESG bakış açısı satınalmaya nasıl katkı sağlıyor?

1. Risk Azaltımı

Geleneksel tedarik zinciri analizleri, çoğu zaman yalnızca fiyat, teslimat süresi ve kalite gibi metriklerle sınırlıydı. Ancak bu yaklaşım, tedarikçinin çocuk işçi çalıştırıp çalıştırmadığını ya da atık yönetimini düzgün yapıp yapmadığını görmezden geliyordu.

ESG ile birlikte satınalma ekipleri, bu “görünmeyen” riskleri de değerlendiriyor. 2021 yılında Almanya merkezli bir perakende zinciri, Bangladeş’teki bir tekstil tedarikçisinin karbon salım sınırlarını ihlal ettiğini fark edemediği için kamuoyunda ciddi bir itibar kaybı yaşadı. ESG skorlama sistemi kurulmuş olsaydı, bu durum erken tespit edilebilirdi.

2. Yatırımcı ve Finans Kuruluşlarıyla Uyum

Bankalar ve yatırım fonları, kredi ve fon sağlarken tedarik zinciri sürdürülebilirliğini değerlendiriyor. BlackRock, yönettiği 10 trilyon dolarlık portföyün büyük kısmında ESG kriterlerine uyumlu şirketleri tercih ediyor. Satınalma ekibi, sürdürülebilir kaynakları tercih ederek şirketin bu yatırımcılarla uyumunu artırıyor ve finansmana erişimini kolaylaştırıyor.

3. İtibar ve Marka Değeri Kazanımı

Müşteriler, ürünün çevresel ayak izini artık sorguluyor. Bir tekstil markası, pamuk tedarik ettiği çiftliğin su kullanım politikasını şeffaf biçimde açıklayabiliyorsa, bu doğrudan marka değerine katkı sağlıyor. H&M, dijital olarak her giysi etiketi üzerinden tedarik bilgilerini görünür kılarak bu konuda öncülük ediyor.

Şeffaflık: ESG’nin Kalbindeki Dinamizm

Sürdürülebilir kaynak sadece “yeşil” olmakla ilgili değil. Aynı zamanda şeffaflık demek. Bun hızlıca şirketlerdeki tüm birimlerin aklına kazıması gerekiyor. Şeffaf olmayan bir tedarik zinciri, ne kadar düşük maliyetli olursa olsun risklidir.

Blockchain Teknolojisi ile İzlenebilirlik

Nestlé, kakaodan kahveye kadar birçok ürününde blockchain ile izlenebilirlik uygulaması başlattı. Son kullanıcı, satın aldığı çikolatanın hangi çiftlikten, hangi taşıma rotasıyla geldiğini görebiliyor. Bu sadece bir teknoloji şovu değil. Tedarik zinciri boyunca ESG yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemenin en etkin yolu.

Türkiye’de özellikle ihracat yapan firmalarda bu şeffaflık talebi hızla artıyor. AB’nin “CBAM” (Carbon Border Adjustment Mechanism) gibi karbon düzenlemeleri, tedarik süreçlerini daha görünür hale getirmeyi zorunlu kılıyor. KOBİ düzeyinde birçok tedarikçi henüz bu hazırlığı yapmamış olsa da, büyük şirketler bu konuda dijital dönüşüm projeleriyle öncülük ediyor.

ESG ile Satınalma Süreçlerinin Yeniden Tasarımı

Birçok satınalma yöneticisi için ESG hâlâ “ek bir iş yükü” gibi görünebilir. Ancak bu, doğru bir organizasyonla tam tersine stratejik bir avantaja dönüşebilir. Bunun için üç temel adım atılmalı:

1. Tedarikçi Segmentasyonu Yeniden Yapılandırılmalı

Tüm tedarikçiler ESG açısından sınıflandırılmalı. Bu sınıflandırma sadece çevresel değil; iş gücü politikaları, şeffaflık ve yönetişim kriterlerini de içermeli.

2. Satınalma Sözleşmelerine ESG Maddeleri Dahil Edilmeli

Tedarikçi sözleşmeleri artık çevre, sosyal haklar ve yönetişim konularında somut taahhütler içermeli. Bu maddelerin takibi için dijital altyapı kurulmalı.

3. ESG KPI’larıyla Performans İzlenmeli

Tedarikçiler yıllık değil, 3 aylık ESG performans göstergeleriyle değerlendirilmeli. Gerekirse bu ölçüm dış kaynaklı ESG denetim firmalarıyla yapılmalı.

ESG ile satınalma yalnızca daha sürdürülebilir değil, aynı zamanda daha güçlü, daha hazırlıklı ve daha itibarlı hale geliyor. Artık fiyat tek başına karar belirleyici değil. Geleceği şekillendiren satınalma profesyonelleri, değer zincirini sadece satın alarak değil, dönüştürerek inşa ediyor olacaklar.

Ve tam burada, “Bitersem Bitersin” kitabımda da vurguladığım gibi, kurumların sürdürülebilirlik yolculuğu bireyin etik kararlılığıyla başlıyor. Şeffaf kaynak yönetimi yalnızca bir iş modeli değil; bir bilinç, bir ahlak anlayışı, bir ortak yaşam ilkesi. Bugünün satınalma gücü, gelecekteki gezegen hakkındaki pozisyonumuzu belirliyor. Unutmayın bu gezegen biterse, hepimiz biteriz.

Olgar Ataseven

Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı

olgar.ataseven@profesia.com.tr

Olgar ATASEVEN
Olgar ATASEVENhttp://www.profesia.com.tr
Olgar Ataseven A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesinden 1989 yılında mezun olmuştur. Eğitimine ODTÜ'de MBA programına dahil olarak devam etmiştir. 1990 yılında Unilever bünyesinde çalışmaya başlamıştır. 6 sene Unilever'de kalmış ve kişisel temizlik grubunun marka yönetimini gerçekleştirmiştir. Askerlik görevinden sonra Pronto Halkla İlişkiler, BTR Direct & Promotions, Pergel Halkla İlişkiler, Think Free, Kilowatt, Digitall Inn1 gibi iletişim ve marka alanlarında hizmet veren şirketlerin kurucu ortaklığını ve üst düzey yöneticiliğini yapmıştır. Bu yapılar altında Türkiye'nin önde gelen markalarına marka, iletişim, marka ve pazarlama danışmanlığı ve/veya etkinlik yönetimi hizmeti vermiştir. Pazarlama ve kurumsal İletişim konularında Akademi İstanbul'da gönüllü olarak iki yıl ders vermiş, pazarlama iletişimi, marka iletişimi konularında teori geliştirmiş ve makaleler üretmiştir. Alanındaki konularda eğitimler vermekte ve çeşitli üniversitelere konuk konuşmacı olarak gitmektedir. Son 7 yıldır Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik alanlarında ağırlıklı çalışmaktadır. Profesyonel olarak iş hayatına devam ederken, kendi şirketlerini de yönetmektedir. Girişimci mentorluğu yapmaktadır. Girişimcilere fon bulmakta ve danışmanlık yapmaktadır. Özellikle dijitalleşme, marka ve pazarlama konusunda eğitimler vermektedir. Birçok aylık bir dergide ve sektörel bir web sitesinde köşe yazıları yayınlanmıştır. Bir dönem bir televizyon kanalında "Smart Business" adında kendi programını yapmıştır. Yeni yayına aldığı podcast serileri mevcuttur. Geri dönüşüm teknolojileri konusunda çalışmıştır. Kendi fabrikasını kurmuştur. Bu doğrultuda sürüdürülebilirlik başlığı altında farklı konular üzerine çalışmıştır. Bunlardan bir tanesi de "Green Marketing - Yeşil Pazarlamadır". Diğer taraftan kendisinin asıl meselesi dünyanın sürdürülebilirliği üzerine nasıl bir kişisel dönüşüm yaşanması gerektiği ile ilgilidir. Bu konuda "Bitersem Bitersin" adlı kitabı 2023'de yayın hayatına girmiştir. Aldığı eğitimler, birikimleri ve hedefleri sebebi ile performans ve iletişim koçluğu da vermektedir.

PAYLAŞIMLAR

Lütfen yorumunuzu girin !
Lütfen adınızı giriniz.

Şirketler için Eğitim Kataloğu

📚 Eğitim Kataloğu
💼 B2B Satış Geliştirme