4857 sayılı İş Kanunu m.22’den yola çıkılarak, Anayasa, Yasalar, toplu ya da bireysel iş sözleşmesi, personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ile işyeri uygulamasından doğan işçi ve işveren ilişkilerinin bütünü, çalışma koşulları olarak değerlendirilmektedir.
İş ilişkileri, 4857 sayılı Kanun ile belirlenen esaslar çerçevesinde iş sözleşmelerinde düzenlenmektedir. Bu kapsamda; işin niteliği, görev tanımları, çalışma süre ve koşulları, işçiye ödenecek ücret ve diğer esaslar iş sözleşmelerinde düzenlenmektedir. İş sözleşmesinin esaslı unsurları olan işçinin iş görme borcu ile bunun karşılığında işverenin ücret ödeme borcu, çalışma koşullarının en önemlileridir. Bundan başka, işin nerede ve ne zaman görüleceği, işyerindeki çalışma süreleri, yıllık izin süreleri, ödenecek ücretin ekleri, ara dinlenmesi, evlenme, doğum, öğrenim, gıda, maluliyet ve ölüm yardımı gibi sosyal yardımlar da çalışma koşulları arasında yerini alır. İşçiye özel sağlık sigortası yapılması ya da işverence primleri ödenmek kaydıyla bireysel emeklilik sistemine dahil edilmesi de çalışma koşulları kavramına dahildir (Y9HD.25.05.2010 T., E.2008/28002, K.2010/14742 Legalbank.).
Temel çalışma koşulları kapsamında, çalışma süreleri, fazla çalışma, ara dinlenmeleri, gece çalışması ve işyerinde yapılacak mesleki eğitim, yıllık izin, iş sağlığı ve güvenliği, genç çalışanların ve hamilelerin korunması gibi tüm koşullar yer almaktadır. (Geniş bilgi için bkz: İNCİROĞLU, Lütfi, Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, İstanbul 2019; SÜMER, Haluk Hadi, İş Hukuku, 24. Baskı, Ankara 2019).
Nitekim, Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik m.13’e göre, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerinde, yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150’den çok kadın çalışanı olan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın Yönetmelik EK-IV’te belirtilen şartları taşıyan bir yurdun kurulması zorunludur. Bu kapsamda işveren yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, işçinin İşK m.24/II-f bendinde yer alan “çalışma koşulları uygulanmazsa” hükmü uyarınca, haklı nedenle derhal fesih hakkı bulunmaktadır. Yargıtay da aynı görüştedir (Y9HD.14.11.2016 T., E.2015/5175., K.2016/19971 Legalbank.).
Benzer şekilde, eksik iş verme veya çalışma koşullarını uygulamama ile ilgili olarak işveren, akort ücrette işçiye yapabileceğinden az iş vermesi halinde, aradaki farkın zaman esasına göre ödeyerek karşılamazsa veya çalışma şartlarını uygulamazsa işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkı verir (İşK m.24/II-(f)). Örneğin işyerinde çalışma sürelerinin altında çalışma yaptırılarak düşük ücret ödenmesi, işverenin iş yoğunluğu bahanesiyle sürekli yasal iş sürelerini aşarak çalışma yaptırması, işçinin onayı olmamasına rağmen işçiyi fazla çalışma yapmaya zorlaması, yıllık ücretli iznini kullandırmaması işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkı verir (İNCİROĞLU, Lütfi, Sorulu Cevaplı İş Hukuku Uygulaması, İstanbul 2019).
Sonuç olarak, işveren, kanun ve sözleşme ile belirlenen çalışma koşullarını uygulamazsa, işçiye haklı nedenle derhal fesih hakkı doğar (İşK m.24/II-f). Nitekim işverenin işçiye yıllık ücretli iznini kullandırmaması, ara dinlenmesini vermemesi, hafta tatilinde çalışmaya veya işçinin onayının olmamasına rağmen genel sebeplerle fazla çalışma yapmaya, ücretsiz izne ayrılmaya veya başka işyerinde ödünç çalışmaya zorlaması birer fesih sebebidir.