Yapay Zeka Destekli Müşteri Hizmetleri Çözümleri, Müşteri Memnuniyetini Yüzde 25 Arttırıyor

Satınalma Eğitimi Yapay Zekâ Destekli Müşteri Hizmetleri Çözümleri, Müşteri Memnuniyetini Yüzde 25 Arttırıyor5

Satınalma Eğitimi Yapay Zekâ Destekli Müşteri Hizmetleri Çözümleri, Müşteri Memnuniyetini Yüzde 25 Arttırıyor5Yapay zeka hayatın her alanında olduğu gibi müşteri deneyimi yönetimi alanında da etkisini arttırıyor. Dijital dönüşüm çağında, yapay zeka (YZ) destekli müşteri hizmetleri çözümleri, müşteri memnuniyetini artırmada önemli bir rol oynuyor. Araştırmalar, YZ tabanlı sistemlerin müşteri memnuniyetini yüzde 25 oranında artırdığını gösteriyor. Yeni gelişmelerle birlikte her sektörde yer edinmeye başladı. Yapay zekâ insanların işlerini ellerinden alır mı kaygısı da bu gelişmelerle birlikte gündem olmaya devam ediyor.

Hızlı Geri Dönüş Almak Ve Farklı Kanallardan İletişim Sağlamak Ön Planda

YZ tabanlı chatbotlar ve sanal asistanlar, müşteri sorularını anında yanıtlayabilir. Bu sistemler, doğal dil işleme (NLP) teknolojisi sayesinde müşteri sorularını anlayıp, uygun yanıtları sunar. Böylece, müşteri hizmetleri temsilcilerinin yükü azalır ve müşterilere 7/24 hizmet sunulabilir.YZ destekli otomatik yanıt sistemleri, sıkça sorulan sorulara (SSS) anında yanıt verir. Bu sistemler, müşteri taleplerini analiz ederek en uygun yanıtları sunar ve müşteri memnuniyetini artırır. Ayrıca, karmaşık sorunlarda müşteri hizmetleri temsilcilerine yönlendirme yaparak, sorunların hızlı bir şekilde çözülmesini sağlar.

YZ, müşteri verilerini analiz ederek, kişiselleştirilmiş hizmetler sunar. Müşterinin önceki etkileşimleri ve tercihleri doğrultusunda önerilerde bulunur ve müşteri deneyimini geliştirir. Bu, müşterinin kendisini özel hissetmesini sağlar ve sadakatini artırır.

Yapay Zeka Destekli Çözümlerin Avantajları

YZ tabanlı sistemler, insan kaynaklı müşteri hizmetleri maliyetlerini azaltır. Otomatik yanıt sistemleri ve chatbotlar, insan müdahalesi olmadan birçok müşteri talebini karşılar, bu da işletmelerin personel maliyetlerini düşürür.

YZ destekli çözümler, müşteri taleplerini anında yanıtlar ve sorunları hızlı bir şekilde çözer. Bu, müşteri memnuniyetini artırırken, müşteri hizmetleri süreçlerini daha verimli hale getirir.

YZ tabanlı sistemler, müşterilere 7/24 hizmet sunar. Bu, özellikle küresel pazarlarda faaliyet gösteren işletmeler için büyük bir avantajdır. Müşteriler, zaman farkı gözetmeksizin her an destek alabilir.

Müşteri Memnuniyetindeki Artışın Sebepleri

Müşteriler, sorunlarına hızlı yanıt ve çözüm bekler. YZ tabanlı sistemler, anında yanıt vererek ve sorunları hızlıca çözerek müşteri memnuniyetini artırır.Müşteriler, kendilerine özel hizmet almayı sever. YZ, müşteri verilerini analiz ederek kişiselleştirilmiş hizmetler sunar ve müşterilerin beklentilerini karşılarMüşteriler, her an destek alabilmeyi ister. YZ destekli çözümler, 7/24 hizmet sunarak müşterilerin ihtiyaçlarını her an karşılar ve memnuniyeti artırır.

Yapay zeka destekli müşteri hizmetleri çözümleri, müşteri memnuniyetini yüzde 25 oranında artırarak işletmelere büyük avantajlar sunar. Chatbotlar, otomatik yanıt sistemleri ve kişiselleştirilmiş hizmetler gibi YZ tabanlı çözümler, müşteri deneyimini geliştirir ve işletmelerin rekabet gücünü artırır. Gelecekte, YZ’nin müşteri hizmetlerindeki rolü daha da büyüyecek ve müşteri memnuniyetini artırmaya devam edecektir.

Evden E-Ticaret ile 1.100.000 TL’ ye kadar Vergi Muafiyeti

Satınalma Eğitimi Evden E Ticaret Ile 1.100.000 Tl’ Ye Kadar Vergi Muafiyeti

Satınalma Eğitimi Evden E Ticaret Ile 1.100.000 Tl’ Ye Kadar Vergi MuafiyetiAile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş,  E-ticaret sektörünün kadınlara evden çalışma olanağı sunabilen başlıca sektör olduğunu belirten TOBB E-ticaret Meclisi    E-ticarette vergi muafiyeti şartlarının önemli bir destek sunduğunun altını çizdi.

1.100.000 TL’ye kadar Vergi Muafiyeti

E-ticaretin yaygınlaşmasıyla beraber, bir şirket sahibi olmayan kadınlar da evden ürettikleri ürünleri internet üzerinden vergi muafiyeti ile satarak para kazanabiliyor. E-ticaret vergi muafiyetinin, 2024 yılı için 1.100.000 TL olduğunu ve bu rakamın ayda ortalama 91 bin TL’ye denk geldiğini belirten TOBB E-ticaret Meclisi “Bu rakam, Türkiye’de evden kendi üretimi ile satış yaparak kazanç sağlayan birçok kadın için son derece motive edici bir rakam. Vergiden muaf olarak yola çıkan birçok kadın girişimci, bu destekle beraber ileriki yıllarda işlerini büyütme potansiyeline sahip. Devletin sağladığı bu avantajdan başta kadınlar olmak üzere evde kendi ürettiği ürünleri satmak isteyen herkes faydalanmalı” dedi.

E-ticarette vergiden muaf olmak için, şahısların bir işyeri açmadan ve sanayi tipi ya da seri imalat yapabilen makine ve materyal kullanmadan, evlerinde kendi el emekleri ile imal ettikleri ürünleri internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden satması gerekiyor.

Vergi Muafiyetine Uygun Ürünler

Evlerde kullanılan dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf, çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, deriden üretilen mamûller, örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet, süpürge, mum, defter, kimyasal içermeyen ev yapımı doğal kozmetikler, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri, ip ve urganları, turşu, salça, tarhana, erişte, mantı, bilgisayar programları, e-kitaplar, müzik, sanat eserleri, fotoğraf ve tasarım dosyaları gibi dosya tabanlı ürünler yapanlar vergi muafiyetine dahil olabiliyor.”

E-ticarette vergi muafiyetinden faydalanmak için belirli şartlara uymak gerektiğinin de altını çiziliyor, “Fiziksel bir iş yerine sahip olmayıp yalnızca e-ticaret faaliyeti yürütüyor olmalısınız. Yıllık geliriniz, belirlenen yasal sınırı -2024 yılı için 1.100.000 TL- aşmaması gerekiyor. Vergiden muaf olduğunuzu belgelemek için vergiden muafiyet belgesine sahip olmanız gerekmekte. Sanayi tipi veya seri üretim makineleri ile üretim yapmamalısınız. E-ticaret işlemlerinizi ticari bir banka hesabınız aracılığıyla yapmalısınız. Bu koşullara uyduğunuz taktirde e-ticarette vergiden muaf olabilirsiniz. Pazaryerleri üzerinden satış yapabileceğiniz gibi, kendi profesyonel e-ticaret sitenizi açarak kazancınızı daha da artırabilirsiniz” dedi.

Vergiden Muaf Belgesi Nasıl Alınır ?

E-ticaret vergi muafiyeti belgesi alabilmek için Gelir İdaresi Başkanlığı üzerinden başvuru yapmanız gerekiyor. Gelir İdaresi Başkanlığı Müdürlüklerinden ya da Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi internet sitesi üzerinden kolayca başvuru yapabilirsiniz. Vergiden muaf esnaf belgesi almak isteyenlerin 283 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ekinde yer alan dilekçe ile ikametgahlarının bulunduğu yerdeki yetkili vergi dairesine başvurmaları gerekmektedir.

Tüpraş, Döngüsel Ekonomiye Katkı Sağlayacak Yeni Teknolojiler Geliştiriyor

Satınalma Eğitimi Tüpraş, Döngüsel Ekonomiye Katkı Sağlayacak Yeni Teknolojiler Geliştiriyor

Satınalma Eğitimi Tüpraş, Döngüsel Ekonomiye Katkı Sağlayacak Yeni Teknolojiler GeliştiriyorTüpraş, Stratejik Dönüşüm Planı ve 2050 Karbon Nötr hedefi doğrultusunda yenilikçi Ar-Ge teknolojileri geliştirmeye devam ediyor.  IS2H4C isimli projesiyle Ufuk Avrupa Programı’ndan desteğe hak kazanan Tüpraş, proje kapsamında karbon yakalama ve yeşil hidrojen teknolojileri bir arada kullanarak hem karbon emisyonunu azaltma hem de döngüsel ekonomi için değer üretme vizyonuyla çalışacak.

Tüpraş, karbon yakalama metotları ile sürdürülebilir rafinaj faaliyetlerini güçlendirirken, aynı zamanda yeşil hidrojen teknolojilerini kullanarak beyaz eşya sektöründe düşük karbonlu buzdolabı üretimine girdi sağlayacak.

Tüpraş, Stratejik Dönüşüm Planı ve 2050 Karbon Nötr hedefi doğrultusunda odaklandığı iş kollarından sürdürülebilir rafinaj ve yeşil hidrojen alanında, Avrupa Birliği destekli yenilenebilir enerji projeleri ile dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Avrupa Birliği’nin Ufuk Avrupa Programı kapsamında fon almaya hak kazanan Tüpraş Ar-Ge Merkezi’nin de yer aldığı IS2H4C* projesi, sürdürülebilir döngüsel ekonomi dönüşümünü hedefliyor ve endüstriyel iş birliğinden döngüsel ekonomi merkezlerine geçişi amaçlıyor.

İzmir Rafineri sahasında demo ölçekli ünitelerin uygulamaya alınacağı projede, rafineri baca gazından karbondioksit yakalanacak ve yeşil hidrojen altyapısı kullanılarak önce e-metanol, ardından poliüretan üretilecek. Üretilen bu düşük karbonlu poliüretan, buzdolabı üretiminde kullanılacak.

Rafineri sahasında yenilikçi teknolojilerin test edilmesi rolü ile projede yer alan Tüpraş, Türkiye merkezinin liderliğini üstlenecek. Almanya’dan Fraunhofer Enstitüsü Türkiye merkezinde, uygulanacak teknolojileri geliştirmek üzere yer alırken, araştırma faaliyetlerine katkı verecek ve son kullanıcı olacak.

Avrupa Birliği’nin Ufuk Avrupa Programı kapsamında desteklenen projede, Türkiye dahil 4 ülkede Döngüsellik Merkezleri (Hubs for Circularity) oluşturulacak. 35 paydaşın yer aldığı projede, Tüpraş yüzde 70 destek oranı ile 1,8 milyon Euro teşvik alacak.

Türkiye’de İlk Defa Bir Endüstriyel Kuruluşta Karbon Yakalama ve Yeşil Hidrojen Teknolojileri Döngüsel Üretim için Bir Arada Kullanılacak

Konuyla ilgili görüşlerini aktaranTüpraş Genel Müdür Yardımcısı Murat Şimşek , Stratejik Dönüşüm Planımız ve 2050 Karbon Nötr hedefimiz doğrultusunda, yeni karbon yakalama teknolojileri geliştiriyor ve saha uygulamalarını hayata geçiriyoruz. Tüpraş Ar-Ge Merkezi’nde, emisyonları azaltmaya yönelik karbondioksit yakalama, kullanım ve depolama (KYKD) teknolojilerinin demo ölçekli çalışmaları yürütülüyor. Ayrıca, yeşil hidrojen çalışmalarımız da hızla devam ediyor. Ar-Ge Merkezimiz, temiz hidrojen ekosisteminin ve pazarının oluşturulmasına öncülük etmek amacıyla çalışıyor. Ufuk Avrupa Programı kapsamında desteklenen IS2H4C projesi de bunlardan biri dedi.

Şimşek şöyle devam etti: Döngüsel ekonomi yaklaşımı ile karbonsuzlaştırma çözümleri sunan projemizle, üretim süreçlerine de katkı sağlıyoruz. Türkiye’de ilk defa bir endüstriyel kuruluşta karbon yakalama ve yeşil hidrojen teknolojileri bir arada kullanılarak hem karbon emisyonları azaltılacak hem de döngüsel ekonomi için değer üretilecek. Bu projenin, dönüşüm stratejimizi destekleyecek önemli teknolojik kazanımlar sağlayacağına inanıyorum.

Tüpraş Ar-Ge Merkezi, uluslararası tanınırlığı ve güçlü iş birlikleri sayesinde Avrupa Birliği destekli projeler almaya devam ediyor. Halihazırda devam eden 9 projenin yanı sıra 12 tamamlanan proje ve 3 kabul alan yeni proje ile merkez, Türkiye’nin önde gelen Ar-Ge merkezleri arasında yer alıyor. Merkez, odaklandığı alanlarda dünya çapında önde gelen kuruluşlarla ortak çalışma ve teknoloji geliştirme imkânı buluyor. Bu sayede, stratejik dönüşüm yolculuğunda Tüpraş’a önemli katkılar sağlıyor ve karbon nötr olma hedefine yönelik en ileri teknolojileri birinci elden takip ediyor.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Incoterms 2020 – D’li Teslim Şekillerinde Sigorta Sorunsalı

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Incoterms 2020 D'li Teslim şekillerinde Sigorta Sorunsalı

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Incoterms 2020 D'li Teslim şekillerinde Sigorta SorunsalıMerhabalar.

Bu yazımı hazırlarken ihracat bedellerinin tahsili ile ilgili bir gelişme yaşandı dolayısıyla başlarken aslında önceki yazımın konusu olan ihracat bedelleri konusuna değinmem gerekti.

Yazımın güncel konusu da bir önceki yazımda olduğu gibi yine Incoterms 2020. Keza bir önceki yazımda doğru bilinen yanlışlardan bahsetmiştim. Bu yazımda ise D’li teslim şekillerinin kullanımında gözlemlediğim aksaklıklardan bahsetmek istedim.

İhracat bedelleri ile ilgili olarak 10.06.2024 tarihinde İhracat Genelgesinde yapılan değişiklikle Türkiye’ye getirilen ihracat bedellerinin TCMB’ye satılması gereken kısmının en az %40 olması zorunluluğu %30 olarak değiştirilmiş olup bu tarih itibariyle artık gelen ihracat bedellerinin en az %30’unun TCMB’na satılması kambiyo hesabının kapanması için yeterli olacaktır.

Gelelim asıl konumuza, yani Incoterms 2020 kapsamındaki D’li teslim şekillerine. Değinmek istediğim ilk konu DAP ve DPU teslim şekillerinin DDP ile karıştırılıyor olması. En azından tarafıma gelen sorulardan ve zaman içerisinde karşılaştığım örnek olaylardan bu çıkarımı yaptım.

Kanımca bu karışıklığın iki sebebi var. İlki ICC 725 no’lu broşürdeki tanımlardan kaynaklanıyor keza eşyanın nerede teslim edileceği her üç teslim şeklinde de “belirlenen yer” olarak belirtilmiş ve bu belirlenen yerin neresi olması gerektiği ile ilgili detay verilmemiş (Görsellerdeki A2 ve A4 maddeleri).

Incoterms 2020 Dap Dpu Ddp

Görsellerden de anlaşılacağı üzere teslim (A2) ve taşıma (A4) maddeleri neredeyse birbirleri ile aynı ve eşyanın nerede teslim edilmesi gerektiğine dair “belirlenen yer” ifadesinden başka net bir tanım ya da talimat yok. Madem “nerede” sorusunun yanıtı muğlak o zaman bir de “nasıl” sorusunun yanıtına bakmak gerekir. Nitekim A7 maddesinde sorumuzun yanıtını buluyoruz. Keza DAP ve DPU’da ihracat/ithalat için gereken gümrük işlemleri (A7) maddesinin altında “ithalat ülkesi hariç” ifadesi varken yani ithalat ülkesindeki gümrük işlemlerinden satıcının sorumlu olmadığı ifade edilirken DDP’de böyle bir ifade olmadığı gibi “ithalat için gereken bütün gümrük işlemlerini yerine getirmeli ve bunların masraflarını ödemelidir” diyerek açıkça eşyanın ithalat ülkesinde serbest dolaşıma sokulması için gerekli tüm işlemlerin yapılmasından ve bunların masraflarının da karşılanmasından sonra teslimin gerçekleşmiş olacağı belirtilmektedir.

Aslında bu kadar detaya girmeden de ithalat prosedürlerinin satıcı tarafından tamamlanması gerektiği zaten teslim şeklinin isminden anlaşılıyor. DDP’nin açılımı olan “Delivered Duty Paid” tanımındaki “Duty” ifadesi gümrük vergilerini dolayısıyla eşyanın serbest dolaşıma sokulmasını ifade etmektedir.

Karışıklığın ikinci sebebi ise mevzuatımızın DDP’nin önünü tıkaması. Şöyle ki; her ne kadar DDP’de eşyanın serbest dolaşıma sokulması satıcının sorumluluğunda olsa da uygulamada mevzuatımız ithalat prosedürlerinin satıcı tarafından tamamlanmasına müsaade etmediğinden serbest dolaşıma giriş işlemlerini ve bunların gerektirdiği ödemeleri ithalatçı yani alıcı yapmaktadır.  Dolayısıyla aradaki bariz fark belirsizleşmektedir.

Bir diğer alt başlık olarak geçtiğimiz haftalarda TURKTRADE iş birliği ile düzenlemiş olduğumuz bir eğitimde sorulan bir soruyu faydalı olması ümidiyle paylaşmak isterim. DDP teslim şekli ile mal alan bir alıcı yapmaması gerektiği halde mecburen serbest dolaşıma giriş işlemlerini tamamlamış ve masrafları da yüklenmiş sonrasında eşyanın gümrükten fabrikalarına taşınmasını da kendileri organize edip iç nakliye ücretini de ödemişler. Bu ücretleri satıcıya yansıtıp yansıtamayacaklarını sormuşlardı.  Bu sorunun yanıtını da doğrudan ICC 725 no’lu broşürden alalım: “Satıcı malların belirlenen teslim/varma yeri veya noktasına taşınması için sözleşme yapmalı veya bunu ayarlamalıdır. Bunu yapmaması halinde satıcı, Incoterms’ DDP kuralı uyarınca yükümlülüklerini ihlal etmiş olur ve bundan sonra oluşabilecek her türlü zarardan alıcıya karşı sorumludur. Örneğin satıcı, mallar gemiden boşaltıldıktan sonra yapılacak herhangi bir ek taşıma için taşıyıcı tarafından alıcıya uygulanan bütün ek masraflardan sorumlu olacaktır.” Dolayısıyla soruyu soran firma hem gümrük işlemleri ile ilgili katlandığı masrafları hem de iç nakliye ücretini doğrudan satıcıya yansıtabilir.

Bununla birlikte DDP’nin “Kapıya teslim” bir teslim şekli olduğu da tam anlamıyla doğru değil aslında. Keza eşyanın teslim yerinin belirsizliği üzerinde çok durduk. Dolayısıyla önemli olan eşyanın ithalat ülkesinde serbest dolaşıma sokularak teslim edilmesidir, ithalatçının kapısına ya da fabrikasına götürülmesi değil. İşte bu aşamada belirlenen yer kavramı önem kazanıyor. Şöyle ki; ben İzmirde yaşayan bir imalatçı olarak, “DDP EDİRNE TÜRKİYE” şartıyla bir ithalat yapabilirim. Bu durumda satıcının sorumluluğu eşya Edirne’de serbest dolaşıma sokularak tamamlanmış olur, İzmir’e kadar getirilmesi artık ithalatçı olarak benim sorumluluğumdadır.

Teslim yerinin “belirsizliği” ya da neresi olduğu ile ilgili önemli bir başka konu daha var. D’li teslim şekillerinde sigorta yapılmalı mı yapılmamalı mı sorusuyla birleştirerek bahsedeceğim konunun başımıza, nasıl ve ne gibi işler açabileceğini anlatabilmek için araya bir başka açıklama almam gerekiyor.

Bildiğiniz gibi bir eşyanın serbest dolaşıma sokulabilmesi için çeşitli vergiler tahsil edilir. Bu vergilerin matrahının nasıl oluşturulacağı, diğer bir deyişle eşyanın üzerinden vergi tahsil edilecek kıymetinin nasıl hesaplanması gerektiği, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 23 ila 31 inci maddelerinde açıklanmıştır.

Bunlardan biri olan 27.madde’de, sigorta ve navlun  bedellerinin, gümrük kıymeti belirlenirken, ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına eklenmesi gerektiği de hüküm altına alınmıştır. Diğer bir deyişle eşyanın gümrük kıymetinin belirlenebilmesi için “mal bedeli + navlun + sigorta ücreti” birlikte hesaplanmalıdır (ilgili mevzuatta gümrük kıymetinin belirlenmesi için eklenmesi gereken başka kalemlerden de bahseder ama konumuz sadece navlun ve sigorta olduğu için diğerlerinden bahsetmiyorum).

Şimdi konumuza geri dönebiliriz.

D’li teslim şekillerinden biri ile gümrüğe gelen eşya için fatura tutarı üzerine sigorta bedeli ve navlun eklenmeli midir yoksa gümrük idaresine ibraz edilen fatura tutarı navlun ve sigorta bedellerini de içerdiğinden böyle bir ek masraf beyanına gerek yok mudur?

Burada önce sigorta ile ilgili kısma cevap vermek isterim keza üç teslim şekli için de değişmeyen bir faktördür sigorta konusu.

Incoterms 2020’ye göre D’li teslim şekillerinin hiçbirinde, Incoterms® 2020 A5 (Sigorta) maddesi uyarınca, satıcının alıcıya karşı sigorta sözleşmesi yapma yükümlülüğü yoktur. Terimlerin B5 maddesi de alıcının satıcıya karşı sigorta sözleşmesi yapma yükümlülüğü olmadığını belirtir. Dolayısıyla;

  • Satıcı hiç sigorta yaptırmamış olabilir
    • Alıcı sigorta yaptırmış olabilir, yaptırdığı sigorta için ödediği prim tutarını ispat edici bir evrak eşliğinde gümrüğe beyan etmelidir.
    • Alıcı da sigorta yaptırmamış ise o zaman emsal uygulaması ile sigorta gideri beyanında bulunulmalıdır.
  • Satıcı teslim için anlaşılan yere kadar, diğer bir deyişle teslimin gerçekleşeceği yere kadar bir sigorta yaptırmış olabilir.
    • Alıcı ile satıcı bu şekilde anlaşmış olabilir ve satıcı tarafından ödenen sigorta primi fatura tutarına dahil edilmiş olabilir. Bu durum herhangi bir şekilde ispat edilebiliyorsa o zaman ithalatçının herhangi bir ekstra beyanda bulunması gerekmez, ithalat faturasının (ve fatura tutarının sigorta bedelini de kapsadığını ispat eden evrakın) beyan edilmesi yeterli olacaktır.
    • Satıcı bu tutarı haricen ödemiş dolayısıyla fatura tutarına dahil etmemiştir.
      • Satıcı bu tutarı alıcıya yansıttıysa ve alıcı da fatura tutarından haricen ayrıca satıcıya sigorta için de bir ödeme yaptıysa bu ödemeyi ispat eden belgenin gümrüğe beyan edilmesi ve o tutarın kıymete ilave edilmesi gerekir.
      • Satıcı bu tutarı alıcıya yansıtmadı ise dolayısıyla alıcı hiçbir şekilde sigorta ile ilgili bir ödeme yapmadıysa, satıcı tarafından yapılan sigorta ödemesine ait ispat edici bir belgenin gümrüğe beyanı ve bu tutarın kıymete ilave edilmesi gerekir. Eğer satıcının yaptığı ödeme ispat edilemiyorsa o zaman emsal uygulaması ile sigorta gideri beyanında bulunulmalıdır.

Konunun navlun tarafını da anlatarak yazımı bitireyim.

Teslim Seneryoları Dap Dpu Ddp

Görseldeki senaryolara göre DDP teslim şekli çok net, kafa karıştıracak bir durum yok, ekstra bir navlun maliyeti beyan etmek gerekmiyor.

DAP ve DPU’da ise dikkatli olmak lazım keza teslim yeri ithalat ülkesi olabileceği gibi arada başka bir ülke de olabilir bu durumda eşyanın gümrük kıymetini hesaplayabilmek için teslim için belirlenen yerden ithalat ülkesine kadar yapılacak taşımaya ait tutarın da gümrüğe beyan edilmesi gerekecektir. Bu beyan yapılmazsa 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun “Vergi kaybına neden olan işlemlere uygulanacak cezalar” başlığı altında düzenlenmiş olan 11.kısmının 2.bölümü (234-238.maddeler) uyarınca çeşitli yaptırımlara maruz kalma riski oluşur.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Incoterms 2020 D'li Teslim şekillerinde Sigorta SorunsalıBu yazı uzun oldu, sabrınız için teşekkür ederim. Önümüzdeki yazılarda görüşmek üzere, esenlikler dilerim.

Ömer Haluk TURANLI

Zor Dönemlerin Yeni Girişimcilerine Yol Haritası

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Zor Dönemlerin Yeni Girişimcilerine Yol Haritası

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Zor Dönemlerin Yeni Girişimcilerine Yol HaritasıDünya ekonomileri ve işletmeler göz göre göre ayağımızın altından adeta kayarken, bugün işlerinizi nerede nasıl yürüttüğünüze bağlı olarak geliştirdiğiniz tüm senaryoların artık gerçekle bir alakası kalmadı…

Pandemi, Ekonomik Krizler, Maraş Depremi, Rusya-Ukrayna Savaşı, Gazze Saldırıları vb. birçok elim hadise sonrası dünya genelinde tüm ticaret dinamikleri değişti ve değişmeye de devam ediyor. Örneğin pandemi döneminde bir şirket online alışveriş, yemek dağıtımı, video oyunları veya video konferans endüstrilerinde faaliyet gösteriyor ise; otel, restoran, perakende, eğlence veya spor endüstrilerinde faaliyet gösteren bir işletmeye kıyasla oldukça şanslı demekti. Pandemi döneminde bu endüstrilerde bulunan ve şanslı adledilen firmalar, müşterileriyle online iletişim kanallarını arttırmak için geçmişte geliştirdikleri iş modelleri uygulamalarını güncelleştirerek dijitalleşmeye yatırım yaptılar ve bu yatırımlarının karşılığını ise fazlasıyla aldılar.  Şimdi ise durum değişti ve online faaliyetlerden bunalan bireyler daha sosyal etkileşimli faaliyetler içinde bulunmayı tercih ediyor.

Girişimciler Unutmayın!

-Unutmayın girişimciler olarak siz savaşçı, iyimser ve dayanıklısınız! Birçok zor dönemle karşılaşacaksınız ve bu dönemleri zarar görmeden aşacaksınız. Çünkü zor zamanları aşma gücü sizin DNA’larınızda kodlanmış!

-Unutmayın her kriz sınırsız değil ve girişimciler her koşulda her zaman iyi bir iş çıkarabilir!

Bir şirketin karlı ve sürdürülebilir olması için 3 temel varlığa ihtiyacı var:

1-Para (sermayeye erişim)

2-Teknik bilgi ve beceri (know-how) veya belirli bir uzmanlık

3-Ekip (insan gücü)

  1. Varlığınız “Para”

Hayatta kalmak için kazanmak için oynamaya devam edin: Hayatta kalmak için yönetin ve yönetmek sadece kriz zamanı değil kriz aşıldıktan sonraki günlere de hazırlanmanız gerek.

Önceki iş planınızın artık bugünün koşullarıyla alakasız, iş planının modası geçmiş olduğunu kabul edip en kötü senaryo için hazırlanın ve planlayın. Gerçekle yüzleşmeniz gerekiyor.

Şunlara biraz kafa yormalı

-Köpekbalığı olmadan fırsatçı olmak – etik, adil ve vizyoner…

-Finansal Liderlik – Finansal Krizde Ne Yapmalı?

-Gelecekteki Hava Yolculuğu (İş Seyahatleriniz): Dört Saatlik Süreç, Otomatik Check-In, Dezenfeksiyon, Bağışıklık Geçişleri

Kendinize soru? Pandemi döneminin yani 2020’nin başında (Ocak ayında) neredeydiniz? İyi durumda mıydınız, değil misiniz ve neden? Kendinizi 2024’ün ikinci yarısında nerede görüyorsunuz? Bugün nakit hesabında ne kadar paranız var? Önümüzdeki 18 ay boyunca hayatta kalmak için ne kadar paraya ihtiyacınız var? 2025 1. Çeyrek için planınız hazır mı?

Nakit anahtardır. Tüm masraflarınızı gözden geçirmenizin zamanı geldi, nakit tüketiminizi azaltmak için temel ihtiyaç olmayan masrafları kesmelisiniz. Daha çevik olabilmek için sabit maliyetlerinizi değişken maliyetlere dönüştürerek şirketinizi daha yalın hale getirmelisiniz. Pazarlama ve etkinlik maliyetlerini azaltmalı ve şirketinizin günlük aktiviteleri için gerekli olmayan her şeyi kesmelisiniz.

Potansiyel riskleri değerlendirip ve hesaplamalısınız. Aynı zamanda, risk sermayelerinizi yeni piyasa koşullarına göre güncellemelisiniz. Hissedarlarınızla, ortaklarınızla, bankacınızla, sizi desteklemeye ve bu kriz döneminde ve nerede ve ne zaman size yardımcı olmaya hazır olan tüm kişilerle güven ilişkilerinizi gözden geçirmenizde ve sağlamlaştırmanızda fayda var. Gelecek en az 18 aylık dönem için hayatta kalmanıza yardımcı olacak fonunuzu oluşturun ve güvence altına alın; belirsizlik uzun bir süre devam edecek. Unutmayın, video konferansta toplantılar gerçekleştirerek ticaret yapma bugün eskisinden daha çok işe yarıyor. Tabi her ne kadar bir ekran görüntüsüyle güvenin sağlanması ve yeni ticari ilişkiler kurulması oldukça zor ve riskli olsa da…

Yapmayın: Ekonomik sorun ve krizlerin sizin kontrolünüz ve sorumluluğunuz dışında geliştiğini düşünerek, derhal harekete geçin. Yeni eylem planları hazırlamak ve uygulamak için krizin geçmesini beklemeyin.

Yapın: Şirketinizin büyüme hedeflerinden vazgeçmeyin sadece şirketinizi büyümesi için doğru konumlandırın, kriz temellerinizi geliştirmek için en iyi fırsattır.

  1. Varlığınız: Uzmanlığınız, Değer Teklifiniz, Pazarınıza Uygun Ürün

Temel firma yetenek ve becerilerinizi geliştirmek ve daha sağlam hale getirmek için bu fırsatı değerlendirin.

Gelir kaynaklarınızı doğru belirleyin. . Müşteri portföyünüzü analiz edin, müşterileriniz arasından kimlerin zor dönemlerde borçlarını ödeyemeyeceğini tahmin etmeye çalışın. Müşterilerinize vadeli satışı kesin hatta daha hızlı ödeme yapmalarını teşvik edin.

Ürününüz:

Araştırma geliştirme faaliyetlerinizi yürüten ekibinizi zor dönemlerde farklılaşan ihtiyaçlar doğrultusunda ürününüzü geliştirmek için etkin şekilde çalıştırabilirsiniz. Zor dönemlerde parlayan sağlık, gıda, ambalaj, bilişim vb. sektörler için ürün geliştirme stratejinizi doğru belirleyin ve bu stratejileri en etkin bir biçimde uygulayın. Örneğin, bilişim teknolojisi ürünleri geliştiren bir firmanız varsa teknoloji geliştiren ekibinizi çevrimiçi ve ücretsiz açık platformlar gibi yeni teknoloji yazılımları konusunda eğiterek bu alanda araştırma geliştirme faaliyetlerine devam etmelerini isteyebilirsiniz.

Ya da zor koşullarla karşılaştığınızda bu koşulları fırsata çevirmeyi bilin ve değişen dinamikleri pazardaki uyumunuzu geliştirmek için kullanın. Şu soruyu sorun: Tüketicilere değişen koşullar için sunacağınız gerçek değer teklifiniz nedir?

Zor dönemlerde uzun vadede stratejik bir planlama mümkündür. Çünkü bu dönemde kimse sizden kısa vadeli verileri değerlendirerek uzun vadede büyük hedeflere ulaşmanızı bekleyemez. Uzun vadeli stratejinizi yeni şartlara uyarlamaya ve yeni süreçler geliştirmeye çalışın.

Satış ve Pazarlama Ekipleri:

En iyi müşterilerinizle konuşmak ve yenilik yapmak, tüketici bildirimlerini değerlendirmek, ürününüzü neden sevdiklerini ve sizin markanıza neden sadık kaldıklarını anlamak için zaman ayırın. Müşteri verilerinizi derinlemesine inceleyin. Ürününüzde müşteriler açısından hangi özelliklerin eksik olduğunu keşfedin. Müşterinin beklediği özellikleri eklediğiniz ürünü geliştirmek için bu dönemi iyi değerlendirin.

Ayrıca zor dönemler yeni işbirlikleri kurarak yenilik yapma zamanı! Restoranlar yiyecek siparişi almak için hareket geçebilir. Bazı restoranlar her sabah sosyal medya sayfalarında veya hesaplarında bazı tarifler hazırlayıp sunabilir ve takipçiler ise sosyal medya hesabından yemek sipariş edebilir. Restoranların kurye firmalarla işbirliği yaparak müşterilerine yemeklerini gönderebilecekleri yeni gıda teslimatı uygulamalarına geçmeleri avantajlı olacaktır. Her ne kadar zor döneme kadar bu stratejiyi hayal bile etmeseler de…

  1. Varlığınız: Kişiler

“Geleceğinizi ve Çalışma Şeklinizi Yeniden Tasarlayın”

Zor dönemlerden en az zararla kurtulmak için çalışanlarınıza her zamankinden daha fazla bağlı olmalısınız. İletişim çok önemlidir. Günlük iletişiminizi artırın ve çalışanlarınızı rahatlatmak için belirsizliği mümkün olduğunca azaltmaya çalışın. Onlara dikkat edin, koruyun, huzurlu ve güvenli olduklarından emin olun. Bildikleriniz, bilmedikleriniz konusunda ekiplerinize şeffaf, açık ve dürüst olun. Unutmayın, uzaktan çalışma daha fazla esneklik sunar, kendiliğinden alınan kahve zamanı kararları her ne kadar otoriteyi sarssa da bir süre göz yummaya çalışın.

Güven ve tevazu, yönetimsel uygulamalarınızı benimsetmek ve yenilikler yapmak için kritik öneme sahiptir. Takımlarınıza daha yakın olun. Bu dönemde geliştireceğiniz yönetimsel yenilik anlayışınız daha az kontrol ve daha fazla güven olabilir. Çalışma şeklinizi yeniden keşfetmeli ve değiştirmelisiniz. Bu sıkıntılı zaman, farklı kültürel değişimler gerektirir. Çalışanlarınıza nasıl çalışmak istediklerini sormakta tereddüt etmeyin.

2001 krizi sırasında Google, e-Bay, LinkedIn gibi en yıkıcı yenilikçi ve ilginç şirketlerin kurulduğunu unutmayın… 2008 krizinden sonra ise Uber, Instagram, WhatsApp; kriz dönemleri büyük girişimciler için büyük fırsatlardır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Zor Dönemlerin Yeni Girişimcilerine Yol HaritasıYeni dönemin başarılı girişimcilerinin bu yenidünya düzeninde hızla başarıya ulaşabilmeleri için girişimlerini yatırım fonu uygulamaları ve sermaye piyasası araçları kaydileştirilmesini dikkate alarak ve yenilikçi bir yaklaşımla yenilikçi girişim uygulamalarına yönelmeleri oldukça önemli…

Doç. Dr. Duygu HIDIROĞLU

Sıfır Emisyonun Geleceğe Dönüşüm Kazanımları

Satınalma Eğitimi Sıfır Emisyonun Geleceğe Dönüşüm Kazanımları

Satınalma Eğitimi Sıfır Emisyonun Geleceğe Dönüşüm KazanımlarıGünümüzde iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik, küresel gündemin ön sıralarında yer almakta. Fosil yakıtların kullanımının azaltılması ve sıfır emisyona geçiş, bu sorunlarla mücadelede kilit rol oynamaktadır. Sıfır emisyona geçiş, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal birçok fayda da sağlamaktadır. Ekonomik faaliyetlerin çevreye yaşatacağı olumsuz etkilerden arındırılması gerekiyor. Böylece küresel ekonomi daha sürdürülebilir bir sürece girebilir. Bu, küresel ısınmanın zararlı etkilerinden sadece çevrenin değil aynı zamanda ekonomik refahın da korunmasıyla ulaşılabilir. İklim değişikliğini azaltmak pahalıdır ve temelde fosil yakıta dayalı enerji kullanımından uzaklaşmayı gerektiriyor.

Çevresel Kazanımlar

Sıfır emisyona geçişin en belirgin faydası, çevresel etkilerin azaltılmasıdır. Karbon dioksit (CO2) ve diğer sera gazlarının atmosferdeki birikimi, küresel ısınmanın başlıca nedenidir. Fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan bu gazlar, iklim değişikliğine, deniz seviyelerinin yükselmesine ve aşırı hava olaylarının artmasına yol açmaktadır. Sıfır emisyon politikaları, bu gazların salımını azaltarak iklim değişikliğinin hızını yavaşlatacaktır. Ayrıca, hava kirliliğinin azalmasıyla birlikte, halk sağlığı da iyileşecektir. Özellikle büyük şehirlerde, hava kalitesindeki iyileşmeler solunum yolu hastalıkları ve erken ölümlerde azalmaya yol açacaktır.

Ekonomik Kazanımlar

Sıfır emisyona geçiş, uzun vadede ekonomik faydalar da sunmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, yeni iş alanları yaratmakta ve ekonomik büyümeyi teşvik etmektedir. Örneğin, güneş ve rüzgar enerjisi sektörleri, birçok ülkede hızla büyüyen iş kolları haline gelmiştir. Ayrıca, enerji verimliliği ve temiz enerji teknolojilerine yapılan yatırımlar, enerji maliyetlerini düşürmekte ve enerji güvenliğini artırmaktadır. Fosil yakıt ithalatına olan bağımlılığın azalması, enerji arzında daha büyük bir istikrar sağlayacaktır.

Sosyal Kazanımlar

Sıfır emisyona geçişin sosyal kazanımları da göz ardı edilemez. Temiz enerjiye erişim, enerji yoksulluğunu azaltarak toplumun genel refahını artırabilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde, yenilenebilir enerji projeleri, kırsal alanlarda elektrik erişimini artırmakta ve yaşam kalitesini yükseltmektedir. Ayrıca, temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaşması, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerini de beraberinde getirmektedir. Bu durum, toplumun çevre bilincinin artmasına ve sürdürülebilir yaşam tarzlarının benimsenmesine katkıda bulunur.

Politik ve Küresel Kazanımlar

Sıfır emisyona geçiş, uluslararası ilişkilerde de olumlu etkiler yaratmaktadır. Küresel iklim anlaşmalarına uyum sağlamak, ülkeler arasındaki iş birliğini ve diplomatik ilişkileri güçlendirmektedir. Ayrıca, çevresel sürdürülebilirlik konusundaki liderlik, ülkelerin uluslararası arenada saygınlık kazanmasına yardımcı olmaktadır. İklim değişikliğiyle mücadelede öncü olan ülkeler, diğer ülkelere örnek teşkil ederek, küresel çabaların koordinasyonunu artırabilir.

Sıfır emisyona geçiş, çevresel, ekonomik, sosyal ve politik açıdan birçok fayda sağlamaktadır. İklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olan bu geçiş, aynı zamanda daha sürdürülebilir ve refah dolu bir gelecek için de fırsatlar sunmaktadır. Hükümetler, işletmeler ve bireyler, sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için ortak çaba sarf etmeli ve bu dönüşümü hızlandırmalıdır. Bu şekilde, hem gezegenimizi koruyabilir hem de toplumun genel refahını artırabiliriz. Sürdürülebilir çevre ve yeşil ekonomiye geçiş sürecinin 2050’ye kadar küresel ekonomide büyük fırsatlar oluşturacağı, temiz enerjiye geçişin tüm endüstrilerde rekabeti de artıracağı belirtildi.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Modern Lojistik Çözümleri: 3PL, 4PL ve 5PL Arasındaki Farklar ve Avantajlar

Satınalma Eğitimi Modern Lojistik Çözümleri 3pl, 4pl Ve 5pl Arasındaki Farklar Ve Avantajlar
Satınalma Eğitimi Modern Lojistik Çözümleri 3pl, 4pl Ve 5pl Arasındaki Farklar Ve Avantajlar3. Parti Lojistik (3PL), 4. Parti Lojistik (4PL) ve 5. Parti Lojistik (5PL) Nedir?

Lojistik sektörü, işletmelerin mal ve hizmetlerini daha etkin ve verimli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmak için sürekli olarak evrim geçiriyor. Bu süreçte, 3PL, 4PL ve 5PL gibi çeşitli lojistik hizmet sağlayıcı kavramları ortaya çıkmıştır. Bu kavramlar, hizmetin karmaşıklığı ve kapsamı açısından birbirinden farklılık gösterir. Aşağıda bu kavramların detaylı bir incelemesi ve aralarındaki farklar yer almaktadır.

3. Parti Lojistik (3PL)

Tanım: 3. Parti Lojistik (3PL), işletmelerin tedarik zinciri ve lojistik operasyonlarını dış kaynak kullanarak yöneten bir hizmettir. 3PL sağlayıcıları, taşımacılık, depolama, sipariş karşılama ve dağıtım gibi lojistik hizmetleri sunar.

Hizmetler:

Depolama ve envanter yönetimi

Taşımacılık yönetimi

Sipariş karşılama ve dağıtım

Gümrük işlemleri ve dokümantasyon

Tersine lojistik (iade işlemleri)

Avantajlar:

Maliyet tasarrufu: 3PL hizmetleri, işletmelerin sabit maliyetlerini değişken maliyetlere dönüştürmelerine yardımcı olur.

Esneklik: İşletmelerin büyüme veya küçülme durumlarına hızlıca uyum sağlama imkanı sunar.

Uzmanlık: 3PL sağlayıcıları, lojistik ve tedarik zinciri yönetiminde uzmanlaşmıştır.

Dezavantajlar:

Kontrol kaybı: İşletmeler, lojistik operasyonlarının bir kısmını veya tamamını dış kaynak kullanarak yönetirken kontrolü kısmen kaybedebilir.

Bağımlılık: 3PL sağlayıcılarına bağımlılık, uzun vadede stratejik esnekliği azaltabilir.

4. Parti Lojistik (4PL)

Tanım: 4. Parti Lojistik (4PL), 3PL hizmet sağlayıcılarının bir adım ötesine geçerek, tüm tedarik zinciri sürecini yöneten ve optimize eden bir stratejik ortaklık modelidir. 4PL sağlayıcıları, çeşitli 3PL sağlayıcılarını ve diğer lojistik hizmetlerini koordine ederek, tüm tedarik zincirinin entegrasyonunu sağlar.

Hizmetler:

Tedarik zinciri tasarımı ve optimizasyonu

Bilgi teknolojisi çözümleri ve veri analitiği

Stratejik planlama ve danışmanlık

Risk yönetimi ve uyum

Performans izleme ve raporlama

Avantajlar:

Kapsamlı yönetim: 4PL sağlayıcıları, tüm tedarik zinciri sürecini kapsayarak işletmelere daha entegre ve verimli çözümler sunar.

Stratejik ortaklık: İşletmeler, tedarik zinciri yönetiminde uzun vadeli ve stratejik ortaklıklar kurabilir.

Teknoloji ve yenilik: 4PL sağlayıcıları, en son teknoloji ve yenilikçi çözümlerle işletmelere rekabet avantajı sağlar.

Dezavantajlar:

Yüksek maliyet: 4PL hizmetleri, genellikle 3PL hizmetlerinden daha yüksek maliyetli olabilir.

Karmaşıklık: 4PL yönetimi, daha fazla koordinasyon ve entegrasyon gerektirir, bu da süreçleri daha karmaşık hale getirebilir.

5. Parti Lojistik (5PL)

5. Parti Lojistik (5PL), dijitalleşme ve e-ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan bir lojistik modeli olup, tüm tedarik zincirini entegre eden ve yönetimi tamamen dijital platformlar üzerinden gerçekleştiren bir hizmettir. 5PL sağlayıcıları, ileri teknoloji çözümlerini kullanarak tedarik zinciri süreçlerini optimize eder.

Hizmetler:

Dijital tedarik zinciri yönetimi

E-ticaret lojistiği ve fulfillment hizmetleri

Büyük veri analitiği ve yapay zeka çözümleri

IoT (Nesnelerin İnterneti) ve blockchain entegrasyonu

Robotik ve otomasyon çözümleri

Avantajlar:

Dijital entegrasyon: 5PL hizmetleri, dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tüm tedarik zincirinin entegrasyonunu sağlar.

Verimlilik: Büyük veri analitiği ve yapay zeka kullanımı, lojistik süreçlerin daha verimli ve optimize olmasını sağlar.

Yenilikçi çözümler: 5PL sağlayıcıları, en son teknolojileri kullanarak işletmelere yenilikçi ve rekabetçi çözümler sunar.

Dezavantajlar:

Teknoloji bağımlılığı: 5PL hizmetleri, ileri teknolojilere bağımlıdır ve bu da işletmelerin teknolojik yatırımlarını artırabilir.

Güvenlik riskleri: Dijital platformların kullanımı, siber güvenlik risklerini artırabilir.

3PL, 4PL ve 5PL Arasındaki Farklar

Hizmet Kapsamı:

3PL: Taşımacılık, depolama ve sipariş karşılama gibi temel lojistik hizmetlerini sağlar.

4PL: Tüm tedarik zinciri sürecini yönetir ve optimize eder, 3PL sağlayıcılarını koordine eder.

5PL: Dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tedarik zincirini tamamen entegre eder.

Teknoloji Kullanımı:

3PL: Temel teknoloji çözümleri (örneğin, lojistik yönetim yazılımları) kullanır.

4PL: Gelişmiş bilgi teknolojisi çözümleri ve veri analitiği kullanır.

5PL: Büyük veri analitiği, yapay zeka, IoT ve blockchain gibi ileri teknoloji çözümleri kullanır.

Stratejik Yönetim:

3PL: Operasyonel düzeyde hizmet sağlar.

4PL: Stratejik düzeyde tedarik zinciri yönetimi ve optimizasyonu sağlar.

5PL: Dijital stratejiler ve yenilikçi çözümlerle tedarik zinciri yönetimini dönüştürür.

Maliyet ve Esneklik:

3PL: Daha düşük maliyetli ve esnektir.

4PL: Daha yüksek maliyetli ancak daha entegre ve stratejik çözümler sunar.

5PL: Yüksek teknoloji yatırımları gerektirir, ancak uzun vadede verimlilik ve yenilik sağlar.

3PL, 4PL ve 5PL lojistik hizmetleri, işletmelerin ihtiyaçlarına ve stratejik hedeflerine göre farklı avantajlar sunar. 3PL, temel lojistik hizmetleri sağlayarak işletmelere esneklik ve maliyet tasarrufu sağlar. 4PL, tüm tedarik zinciri sürecini yöneterek daha entegre ve stratejik çözümler sunar. 5PL ise dijital platformlar ve ileri teknoloji çözümleri ile tedarik zincirini tamamen entegre eder ve optimize eder. İşletmeler, lojistik hizmet sağlayıcılarını seçerken, ihtiyaçlarını ve stratejik hedeflerini göz önünde bulundurarak en uygun modeli belirlemelidir.

Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’da

Satınalma Eğitimi Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’da

Satınalma Eğitimi Gıda Endüstrisinde Yapay Zeka Teknolojileri F İstanbul’daTürkiye’nin en kapsamlı gıda endüstrisi fuarı olan F İstanbul Gıda ve İçecek Ürünleri ve Üretim Teknolojileri Fuarı, katılımcı firmaları dünyanın dört bir yanından gelen binlerce uluslararası alıcıyla buluşturacak. Geçen yıl yüzde 76 büyüme kaydeden fuar, bu yıl değişen dünya koşullarıyla birlikte sektörün bugünü ve geleceğini ele alarak sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi konu başlıklarıyla alanında uzman kişiler tarafından çeşitli konuşmalara, sunumlara ve oturumlara ev sahipliği yapacak.

F İstanbul Gıda İhracat Fuarı, sektörün ihtiyaçlarına yönelik şekillenen ve ülkemizin ihracatını artıracak alternatif ihracatçıları ve ürünleri dünya pazarlarına ulaştıran bir platform olarak öne çıkıyor.

Dünya Aşçılar Birliği Başkanı F İstanbul’da

Dünyaca ünlü siyasi, sanatçı ve spor adamına yemekler yapan Thomas Gugler’in yemeklerini tadanlar arasında; Suudi Arabistan Kralı Salman Bin Abdulaziz Al Saud , Almanya Eski Başbakanı Angela Merkel, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, müzisyen Elton John, Madonna, sporcu Colin Mc Rae gibi daha birçok dünyaca ünlü siyasi, sanatçı ve spor adamı buluyor. Milyonlarca dolarlık bir organizasyonu ve dünya çapında 12 milyon profesyonel şefi yöneten ve alanında Dünya çapında 1500’den fazla kupa ve ödülün sahibi Thomas Gugler 10- 13 Temmuz 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek sektörün en geniş kapsamlı uluslararası fuarı F İstanbul – Gıda, İçecek Ürünleri ve Üretim Teknolojileri Fuarı’nda olacak.

Tüm fuar boyunca gerçekleştirilecek lezzet şovları ile F İstanbul Fuarı hem ticarette hem de damaklarda tad bırakacak. Michelin yıldızlı ünlü şefler ödüllü tariflerini ziyaretçilerle paylaşacak. Ayrıca ünlü birçok şef etkinlik alanında interaktif olarak yemek yaparken, yemeğin inceliklerini, pişirme tekniklerini anlatacak. Kahve demleme tekniklerinden vişneli kuzu kebabına, zeytinli narenciye soslu Trabzon somonundan pancarlı bahar pilavına kadar birbirinden farklı lezzetler ve sunumlar F İstanbul şeflerin alanında olacak. Şef alanının yanındaki bölümde ise gastronomi dünyasına dair konular konuşulacak.

Federal Fuar ve Kongre Yönetimi ile So Fuar grubu organizasyonunda gerçekleşecek olan fuarda F-NEXT etkinlik programı, sektördeki yenilikleri ele alacak panel, konuşma ve oturumlarla katılımcılara yeni bakış açıları kazandırmayı hedefliyor. Ayrıca bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Güvenilir Ürün Platformu Sahnesi, 11 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirilecek etkinliklere ev sahipliği yapacak ve alanında uzman isimleri ağırlayacak.

Teknolojik Yenilikler Işığında Buğdaydan Sofraya Gıda

10 Temmuz’da yapılacak “TÜRES Özel Sahnesi” etkinlikleri kapsamında aralarında Ramazan Bingöl, Vedat Başaran, Kaya Demirer, Sinan Öncel gibi yeme içme sektörü ve iş dünyasının önemli isimleri bir araya geliyor. TÜRES Özel Sahnesi’nde ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı’nın özel oturumu ve Anadolu mutfağının temsilcileri ile şeflerin konuşmacılar arasında yer aldığı farklı nitelikte ve konularda da önemli oturumlar yapılacak.

11 Temmuz Perşembe günü Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşecek olan “Teknolojik Yenilikler Işığında Buğdaydan Sofraya Gıda” oturumunda TUSAF( Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu), Tahıl ve Bakliyat İşleme Teknolojileri, Depolama ve Analiz Sistemleri Derneği Başkanı Prof.Dr. Mustafa Bayram da yer alacak.

“Yapay Zeka Ekseninde Değişen Perakendecilik ve Rekabet” panellerine ek olarak, TÜKONFED Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Komisyonu Başkanı Nurten Sırma moderatörlüğünde İstanbul Tarım ve Orman İl Müdürü Ahmet Yavuz Karaca’nın da katılımı ile “Gıda Sektöründe Sürdürülebilir Dönüşüm” paneli gerçekleşerek sektöre dair tüm merak edilenler konuşulacak.

12 Temmuz Cuma günü ise Gurme Tv ve Gurme Magazin sahibi Ufuk Güngör koordinesinde “Markalar için Dijital Pazarlamanın Rolü”, “Dünyada ve Türkiye’de Gastronomi Turizmi” ve “Gıda Sektöründe Artan Maliyet Yükü ve Sürdürülebilirlik” panelleri sektörde yer edinmiş değerli konuşmacılar eşliğinde gerçekleşecek.

Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor mu ?

Satınalma Eğitimi Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor Mu ?

Satınalma Eğitimi Konut Yatırım Aracı Olmaktan Çıkıyor Mu ?2024 yılı ilk çeyreğinde konut satışları 279 bin adette kaldı ve 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 1,3 geriledi. Bu düşüş, konut fiyatlarındaki ani artış, konut kredisi faiz oranlarındaki yükselme, krediye erişim zorluğu ve ipotekli konut satışlarındaki azalış gibi faktörlere bağlanıyor.Konut kredisi faiz oranları önemli ölçüde arttığı için ipotekli konut satışları düştü. Mevduat faiz oranlarının yüksek olması yatırımcıyı konut alımından uzaklaştırdı. Ancak evini satıp mevduata yatırmayı düşünenler dikkat etsin. Faizler düştüğünde konut fiyatları tekrar yükselişe geçecek. Sattıkları evi almaları zor olabilir” dedi.

KPMG tarafından hazırlanan rapora göre, 2024 yılı ilk çeyreğinde konut satışları 279 bin adette kaldı ve 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 1,3 geriledi. Bu düşüş, konut fiyatlarındaki ani artış, konut kredisi faiz oranlarındaki yükselme, krediye erişim zorluğu ve ipotekli konut satışlarındaki azalış gibi faktörlere bağlanıyor.

İstanbul, 48 bin konut satışı ile Türkiye genelinde en çok konut satışı yapılan şehir oldu. Türkiye’de Mart 2024 itibarıyla konut fiyat endeksi (KFE) 1.230,5 seviyesinde seyrederken, bu değer 2023 yılının aynı ayına göre yüzde 52 artış gösterdi. Ancak, reel bazda yüzde 9,8’lik bir azalma kaydedildi. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki endeks değerleri nominal olarak bir önceki yılın aynı ayına göre sırasıyla yüzde 40,4, yüzde 63,9 ve yüzde 49,5 oranlarında arttı.

Yatırımcı Konut Yerine Mevduat Faizini Tercih Etti

“2020 yılından sonra fiyatlar şişti. Örneğin 10 milyon TL’lik ev 15 milyon TL’den satışa sunuluyordu, bunun nedeni de öncelikle Pandemi, sonradeprem, akabinde yabancıların Türkiye’yi tercih etmesiydi. O zamanlar alıcı çoktu. Bir dönem bundan dolayı da satıcılar istedikleri müşteriyi bulabiliyorlardı ve bundan dolayı da inanılmaz fiyatlar yukarıya balon şeklinde çıktı. Bu süreç bitti ve sonra piyasa aslında gerçekte olması gereken fiyatlara düştü. Yani o 15 milyon TL istenilen evler 10 milyon TL’lere düştü. Tabii ki mevduat faizinin yüksek olması da çok büyük bir etken ev almak yerine paramı mevduat faizine yatırmayı mantıklı bulan yatırımcılardan bu yolu tercih edenler fazla oldu.

Sahte İlanlara Dikkat !

Yabancıya konut satışlarında %70’e varan bir düşüş yaşandığını da belirten gayrimenkul uzmanları, tüketicilerin sahte ilanlar konusunda dikkatli olmaları gerektiğini önemle vurguladı. Emlak fiyatları şişti bunun nedeni de sahte ilanlar diyebiliriz. Sahte ilanlar ile tüketicilere tuzak kuruluyor, kapora ve sahte dolandırıcılar revaçta, evi görmeden hatta mümkünse mal sahibi ile tanışın. Kiralık rakamını aracı firma kurumsal veya cebinizden para transferi ve fotoğraftan diyorlar ki telefonla siz bana kapora gönderirseniz evi sizin için tutarız, aslında öyle bir ev yok fiziki olarak yok sadece bu dolandırıcılık maalesef ki şu anda inanılmaz revaçta.

Evinizi Satmayın! Sonra Almak Çok Zor Olacak

KPMG’nin raporuna göre, inşaat sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin yüzde 59,4’ü herhangi bir kısıtlayıcı faktör olmadığını belirtirken, finansman sorunları yüzde 30,2 ile girişimleri sınırlayan en büyük faktör olarak öne çıktı. Talep yetersizliği ise yüzde 15,8 ile ikinci sırada yer aldı. Banka faizleri şu anda %55 civarında, %25-%30’lara bir şekilde düşecek. O zamanlar ev fiyatları daha da yükselebilir.

Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı

Satınalma Eğitimi Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı

Satınalma Eğitimi Türk İhracatçılar, İpek Yolu’nun Batı’ya Açılan Kapısı Urumçi’de, Yeni İşbirliklerine İmza Attı“8. Çin-Avrasya Expo” Fuarı, Çin Ticaret Bakanlığı, Çin Dışişleri Bakanlığı, Çin Uluslararası Ticareti Geliştirme Konseyi (CCPIT) ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi Hükümeti tarafından ortaklaşa olarak 26-30 Haziran 2024 tarihleri arasında Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’de organize edildi.

Fuar “İpek Yolu’nun yeni fırsatları, Avrasya’nın yeni dinamikleri” temasıyla, 140.000 metrekarelik bir alanda gerçekleştirildi.Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye’yi temsilen etkinliğe 81 m2 bir alanda 4 katılımcı firma ile birlikte katılım sağladı.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “8. Çin-Avrasya Expo genel nitelikli bir fuar olarak pek çok farklı sektörü bünyesinde barındırıyor. Bilişim teknolojileri, kimya, tekstil, lojistik, gıda gibi farklı alanlarda fuar genelinde toplam 610 milyar yuan (83,9 milyar dolar) değerinde 360 iş birliği anlaşması imzalandı. Fuarda 50 ülke ve uluslararası organizasyondan 1900’den fazla katılımcı yer aldı. 6.000’den fazla ürün çeşidi sergilendi. Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Kuşak ve Yol İnisiyatifi (KYİ) çerçevesinde uluslararası ilişkilerini geliştirmeyi hedefliyor ve bu bağlamda geçtiğimiz on yıl içinde 192 ülke ve bölge ile iş birliği geliştirildi, 51 uluslararası şehir ile kardeş şehir ilişkisi kuruldu ve 19 ülkedeki 23 şehirle hava bağlantısı sağlandı.” dedi.

Başkan Ertan, “Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Kuşak ve Yol İnisiyatifi kapsamında çok önemli bir rol oynuyor. Çin’i Orta Asya ve Avrupa’ya bağlayan stratejik bir konumda yer alıyor. Bölgede demiryolları, karayolları ve havalimanları gibi önemli altyapı projeleri gerçekleştirilmiş ve halen gerçekleştirilmeye devam ediliyor. Özellikle Çin-Avrupa demiryolu hatları, Sincan üzerinden geçmekte. Urumçi, Çin-Orta Asya-Azerbaycan-Türkiye’den geçen orta koridor hattı boyunca ve Çin-Avrupa ticaretinde önemli bir lojistik merkezi konumunda.  Bölge, Orta Asya’dan Çin’e uzanan petrol ve doğalgaz boru hatlarının geçiş noktası. Kuşak ve Yol İnisiyatifi projeleri sayesinde bölgede üç tane serbest bölge kurulmuş, ekonomik aktivite artmış, istihdam olanakları genişlemiş bulunmakta. Bu gelişmelerin heyecanını her kesimde gözlemlemek mümkün. Biz Türk ihracatçıların ve yatırımcıların bu bölgeye şimdiden ilgi göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Zira önümüzdeki 10 yıl o bölgede hızlı bir gelişim süreci yaşanacaktır. Dünyada denize en uzak şehir olan Urumçi; denizden uzaklığına rağmen, İpek Yolu üzerindeki konumu nedeniyle tarihte ve günümüzde önemli bir ticaret merkezi. Çin hükümeti bölgenin gelişimine özel önem vermekte ve Çin’in batıya açılan kapısı olarak görülmekte.” diye konuştu.

Yalçın Ertan, “Son dönemde Süveyş Kanalı’nda gemi taşımacılığına yönelik saldırılar sebebiyle Süveyş geçişli gemi trafiğinin çok azaldığını ve ortalama 30-32 gün olan Çin-Türkiye seyir süresinin gemilerin Ümit Burnu’ndan dolaşımı tercih etmelerinden dolayı 67-70 güne çıktığını bu sebeple navlun fiyatlarının neredeyse üç kat arttığı ve Kanalın baypas edilerek gemilerin Ümit Burnu’nu tercih etmeleri sebebiyle teslim sürelerinin uzadığı da göz önüne alındığında, Urumçi’deki demiryolu taşımacılığı daha da önem kazanmıştır. Bu durum, demiryolu taşımacılığının güvenilir ve hızlı bir alternatif olarak öne çıkmasını sağlamakta, Urumçi’nin Çin-Avrupa ticaretinde kritik bir lojistik merkezi olarak konumunu güçlendirmektedir. Önümüzdeki yıl en az 400 m2 alanla milli katılım organizasyonu gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu fuar Türkiye için hem ticaret hem de yatırımlarda yeni kapıların açılmasına vesile olacaktır. İlişkilerimizi ve temaslarımızı daha fazla artırarak Kuşak ve Yol işbirliğini daha fazla teşvik etmeyi ve verimli sonuçlar elde etmeyi umuyoruz.” dedi.Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Pekin Ticaret Başmüşaviri Atakan Özdemir de fuarı ziyaret ettiler.