Türkiye ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte Değerlendirecek

Satınalma Eğitimi Türkiye Ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte Değerlendirecek

Satınalma Eğitimi Türkiye Ve Rusya İnşaat Sanayileri İş Birliği Fırsatlarını Birlikte DeğerlendirecekNükleer Sanayi Derneği (NSD) ile Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu, 10. Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES’te bir iyi niyet anlaşması imzaladı. Bu anlaşma ile Rusya ve Türkiye arasında nükleer enerji başta olmak üzere inşaat ve üretim sanayilerinde karşılıklı etkileşimi geliştirmek hedefleniyor.

Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu, Rusya’nın Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği’nin katkılarıyla kuruldu. Anlaşmanın imza törenine; Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ile Rusya Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Artem Eliovich katıldı.

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi anlaşmanın önemine ilişkin şunları aktardı: “ Şangay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu ile yaptığımız bu anlaşma sadece nükleer enerji alanında değil, inşaat ve üretim sanayilerini de kapsaması açısından oldukça önemli. Nükleer enerji gibi en yüksek standartların söz konusu olduğu bir alanda deneyim kazanmış sektör temsilcileri, Rusya, Türkiye ve yakın coğrafyalarda inşaat ve üretim sanayisinin ortak projelerle geliştirilmesi için birlikte çalışacak. İki kuruluşun üyeleri, çeşitli sektörlerdeki inşaat projelerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi konusunda hukuki, organizasyonel ve danışmanlık gibi alanlarda da birbirini destekleyecek.”

Rusya Nükleer Sanayii İnşaat Kompleksi Kuruluşları Derneği Genel Müdür Yardımcısı Artem Eliovich anlaşmanın kapsamıyla ilgili şunları söyledi: “Nükleer Sanayi Derneği ile yaptığımız bu anlaşma ile Rusya ve Türkiye’nin inşaat ve üretim sanayileri arasında diyalog, bilgi alışverişi ve iletişimi genişletmeyi hedefliyoruz.  İki kuruluş da üyelerinin birlikte yatırım ve altyapı projelerinin gerçekleştirmesine katılımı sağlamak için çalışacak.”

NPPES ASO ve NSD tarafından düzenleniyor

Türkiye’nin ilk ve tek nükleer enerji etkinliği, 10. Nükleer Santraller Zirvesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenleniyor.

10. Nükleer Santraller Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi almak isteyenler www.nuclearpowerplantsexpo.com adresini ziyaret edebilir.

İGA İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyor

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyor

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini AğırlıyorİGA İstanbul Havalimanı, havacılık sektörünün en önemli ve prestijli etkinliklerinden birine daha ev sahipliği yapıyor. ACI Europe “Avrupa Havalimanları Konseyi Yıllık Genel Kongresi”, sektörün önde gelen CEO ve üst düzey yöneticileri ile 500’ü aşkın havalimanı profesyonelinin katılımıyla İstanbul’da düzenleniyor.

İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen: “Türkiye’ye sağladığımız katma değeri artırmak için çalışmayı sürdürecek, Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist’ operasyonuyla sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

Dünya havacılık sektörü için kritik öneme sahip İGA İstanbul Havalimanı, 3-4 Temmuz tarihleri arasında Avrupa’nın en önemli havalimanı etkinliklerinden “Avrupa Havalimanları Konseyi Yıllık Genel Kongresi”ne (Airport Council International (ACI) Annual Congress & General Assembly) ev sahipliği yapıyor.

Avrupa’daki havacılık sektörünün mevcut durumu, karşılaştığı zorluklar ve gelecek beklentileri, sektörün ekonomik durumuna ilişkin içgörüler ve önümüzdeki yıl için politikaların tartışıldığı kongrenin açılış konuşmalarını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve ACI Europe Genel Direktörü Olivier Jankovec yaptı.

Türkiye’nin 4 saatlik uçuş süresiyle 1,4 milyar insanın yaşadığı 67 ülkenin merkezinde çok önemli bir lokasyonda yer aldığını söyleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 169 ülkeden 2 bin 110 havalimanının temsilcisinin yer aldığı ACI Europe Genel Kongresi’nin Avrupa ve Asya-Pasifik coğrafyalarının merkezinde yer alan İstanbul’da düzenlemesinin son derece yerinde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, 2002 yılından itibaren yürüttükleri hava ulaşım politikaları ve faaliyetleriyle, Türkiye’nin dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Uraloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İç hat yolcu taşımacılığını rekabete açmamız, havacılık sektörümüz açısından bir milattır. 2002’den bu yana aktif havalimanı sayımızı 26’dan 57’ye çıkardık ve Türkiye’yi dünyanın ‘en geniş uçuş ağına sahip’ ülkelerden birine dönüştürdük. ‘Hava Ulaştırma Anlaşmamız’ bulunan ülke sayısını 81’den, 174’e yükselttik. Böylece dış hatlarda 50 ülkede 60 noktaya düzenlenen uçuş ağımıza 286 yeni nokta ekleyerek 131 ülkede 346 noktaya ulaştırdık. 2002’de iç ve dış hatlarda seyahat eden yaklaşık 34,5 milyon olan yolcu sayımızı da 2023 yılında 214 milyonun üstüne taşıdık.”

Bakan Uraloğlu: “Gökyüzünde kurduğumuz köprülerle dünyada ise küresel bir havacılık merkezi olduk”

İGA İstanbul Havalimanı’nın günlük ortalama 1.520 uçuş ile Avrupa’nın en yoğun havalimanı olmayı yıllardır sürdürdüğünü belirten Uraloğlu, ACI Europe’un dün açıklanan “Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu”na da değindi. Türkiye’nin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın sektör açısından kayda değer başarılara imza attığını belirten Uraloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İGA İstanbul Havalimanı, doğrudan bağlantı açısından Avrupa sıralamasının zirvesinde yer alıyor. Gökyüzünde kurduğumuz köprülerle Türkiye, havacılık alanında Avrasya bölgesinde lider, dünyada ise küresel bir havacılık merkezi oldu. 2018 yılında hizmete açtığımız İstanbul Havalimanı ile birlikte İstanbul; havacılık alanında dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri hâline geldi. İstanbul Havalimanı, küresel planda iddialı havayolu şirketlerine faaliyet merkezi hizmeti verebilecek çok önemli bir üs olabilme potansiyelindedir.”

Sayısız medeniyetin ve kültürün izlerini taşıyan İstanbul’u dünyaya tanıtma fırsatına sahip olmaktan gurur duyduklarını söyleyen İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, Doğu ve Batı arasında ‘küresel bağlantının simgesi’ ve ‘dünyaya açılan kapı’ olan İGA İstanbul Havalimanı’nın ve Türk havacılığının son yıllardaki hızlı büyümesinin altını çizerek, bu başarının özellikle turizmde ve Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal gelişiminde oynadığı role değindi.

Bilgen: “Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist’ operasyonuyla sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

İGA İstanbul Havalimanı’nın Türkiye’ye sağladığı katma değeri artırmak için çalışmalarına devam ettiğini belirten Bilgen şöyle devam etti:

“Avrupa ve Asya’nın kesişim noktasındaki stratejik konumumuz, 316 destinasyona uçan 100’den fazla havayoluyla çalışma başarımız küresel ölçekteki kritik rolümüzü vurgulamaktadır. Etki alanımızı daha da büyütmek için şu anda üç bağımsız ve iki yardımcı pist ile yıllık 90 milyon yolcuyu ağırlama kapasitemizi geliştirecek yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Yakın gelecekte Avrupa’nın ‘ilk üçlü bağımsız paralel pist operasyonu’nu başlatarak sektöre liderlik etmeye devam edeceğiz.”

Bilgen, Avrupa’daki havalimanlarının operasyonel mükemmelliği için çalışan ACI Europe’un “2024 Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu”nda İGA İstanbul Havalimanı’nın başarısının bir kez daha tescillendiğini ifade etti.   Avrupa’daki doğrudan ve dolaylı toplam hava bağlantısının pandemi öncesi (2019) seviyelerin %14 altında kaldığının ortaya konulduğu Rapor’da, İGA İstanbul Havalimanı’nın performansının ise pandemi öncesi seviyesine kıyasla yüzde 9 arttığı ortaya konuldu. ACI Europe ayrıca, ‘doğrudan bağlantı’ açısından Avrupa’daki birinci havalimanı İGA İstanbul Havalimanı’nın, Orta Doğu’ya ‘en iyi’, Asya-Pasifik’te ise ‘en iyi ikinci’ doğrudan bağlantıya sahip havalimanı olduğunu; bu bağlantıların geçen yıla kıyasla yüzde 23 arttığını açıkladı.

ACI Direktörü: “İGA İstanbul Havalimanı etkileyici bir büyüme sergiledi”

ACI EUROPE Genel Direktörü Olivier Jankovec ise yaptığı konuşmada; Avrupa havacılık sektörünün genel durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Sektörün trafik ve ekonomide pandemi sonrası ‘yeni normali’ yaşadığı dönemden geçtiğine değinen Jankovec, 2023 yılında Avrupa’da taşınan yolcu sayısının 2019’un altında kaldığını ifade etti. Jankovec şöyle konuştu: “Avrupa’daki havalimanlarının yüzde 47’si Mayıs ayı itibarıyla pandemi öncesi seviyelere tamamen dönmüş durumda. Ancak, bazı havalimanları hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor ve bunda jeopolitik gelişmelerin de etkisi var.”

Öte yandan İGA İstanbul Havalimanı’nın 2018’den bugüne “etkileyici bir büyüme” sergilediğini vurgulayan ACI Direktörü Jankovec, “Londra en yoğun havalimanı olmaya devam ederken, İstanbul Havalimanı ise etkileyici bir büyüme ile 2018 yılında 5’inci sıradayken bu yıl 2’inci sıraya yükseldi. Sektör olarak şu ana kadarki en güzel yaza hazırlanıyor gibiyiz; bu yıl yüzde 5’lik bir büyüme bekliyoruz” dedi.

Sektördeki riskleri de aktaran Jankovec, yedek parçaya erişim, bakım-onarım, enflasyon, işsizlik gibi sorunların öne çıktığını bildirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Avrupa’daki pek çok havalimanı kapasite artışı ve verimliliğe odaklanmış durumda. Bu havalimanlarının büyüme planları ve gelecek hedefleri oldukça umut verici. AB genişlemesi sonucunda hava yoluyla bağlantı konusunda daha fazla talep yaratması, jeopolitik gelişmeler, küreselleşme, iklim değişikliği ve altyapı problemleri sektörü doğrudan ilgilendiriyor.

Havalimanı kapasitelerinin düşük olması, özellikle İGA’nın yaptığı üçlü bağımsız paralel pist gibi kapasite geliştirme çalışmalarının önemini ortaya koyuyor ve bunları takdirle karşılıyoruz. Sektörde önümüzdeki dönemde 240 ila 360 milyar dolar arasında yatırım planlanıyor ve bu da gelirlerin artması zorunluluğunu doğuruyor. Ayrıca geleceği şekillendirecek sürdürülebilirlik, inovasyon ve çeşitlendirme, ACI üyelerinin benimsediği yaklaşımlar arasında yer alıyor.”

Satınalma Eğitimi İga İstanbul Havalimanı Avrupa Havacılık Liderlerini Ağırlıyorjpeg

TURYİD Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı ile Bahşiş Ödenmesi Yasal Düzenlemesini Sektör Çalışanlarıyla Birlikte Desteklediklerini Açıkladı

Satınalma Eğitimi Turyi̇d Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı Ile Bahşiş Ödenmesi

Satınalma Eğitimi Turyi̇d Başkanı Kaya Demirer Kredi Kartı Ile Bahşiş ÖdenmesiTURYİD (Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) Başkanı Kaya Demirer, sektör olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan uzunca bir süredir bizzat talep edilen, kredi kartı ile bahşiş ödenmesi yasal düzenlemesini sektör çalışanlarıyla birlikte desteklediklerini açıkladı.

Demirer, yeni düzenlemenin pandemi dönemi ile başlayan, enflasyon ile tepe noktasına ulaşan servis personeline nakit olarak bırakılan bahşiş gelirlerinin azalmasına çözüm olacağını belirterek, bahşişin kredi kartı ile ödenebilmesi ve işletme hesabına girmeden farklı bir hesapta toplanmasının çalışanların gelirine ciddi oranda bir artış sağlayacağını ve bunun kayıtlı ekonomi adına önemli bir adım olduğunu belirtti.

Yeni düzenleme ile sistem şeffaf olarak takip edilebiliyor ve ödeme yapan kişi/kurum nakit bulundurma zorunluluğu olmadan bahşiş verebiliyor ve gider olarak kayıt altına alabileceği bir belge oluşturuyor.

Zorunlu Değil Gönüllü Ödeme

Kaya Demirer, restoranlarda ödenen hesaplarda kredi kartı kullanımının yüzde 95’lere varan bir orana çıkması ile birlikte tamamen gönüllülük esasına dayalı olarak, çalışandan alınan hizmeti mükafatlandırmak amaçlı bir lütuf/armağan kapsamında verilen bahşişin kredi kartı yöntemiyle ödenmesi durumunun mevcut yasalar çerçevesinde ancak hesap pusulalarında yer alan “servis ücreti” namı altında mümkün olduğunu ve bu durumda da ücretin tanımı içinde değerlendirilmek zorunda olduğunu, buna bağlı olarak da yüzde 55’e varan kesintiler sonrası çalışana aktarılan servis ücreti hak edişinin çok azaldığını ve bu durumun çalışanların alın teri olarak gördükleri kazançlarını erittiğini vurguladı.

Yeni düzenlemeyle birlikte müşteriler için zorunlu bir ödeme olmaktan çıkacak olan bahşişin sadece yüzde 10’luk bir vergi kesintisi sonrası çalışanlara aktarılacağını ifade eden Demirer, mevcut durumda yer yer karşımıza çıkan (ve fakat ülke geneline bakıldığında kullanımı yaygın olmayan) servis ücreti adı altında zorunlu olarak tahsil edilen her 100 TL’de personelin eline net 45-50 TL civarı para geçtiğini, önerilen gönüllülük esasına dayalı uygulama ile bu tutarın 90 TL’ye çıkacağını söyledi.

Nitelikli İş Gücüne ve Kayıtlı Ekonomiye Destek

Yeni uygulama ile çalışanlar için daha fazla gelir oluşacak ve gelirlerin tamamı kayıtlı gelir olacaktır, böylece kazançlarının tamamını belgeleyebilecekler. Nakit bahşişleri gelir olarak gösteremeyen sisteme veda edilecek.

Gelir İdaresi için kayıt dışı olan nakit bahşiş ekonomisi üzerinden yüzde 10 ile ilave gelir sağlanacağı gibi yeni düzenleme, sektör çalışanlarının gelirlerini arttırarak nitelikli iş gücünün sektöre kazandırılmasını sağlayacak ve ülkemizin misafirperverlik geleneğine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bahşişlerin kayıtlı ekonomiye dahil edilmesinin sektördeki şeffaflığı ve vergi uyumunu artırması öngörülüyor.  

Yeni Düzenlemeyle Bahşiş Gelirinin Artması Hedefleniyor

Çalışanlar, kredi kartı ile bahşişin tahsilatına izin veren düzenlemenin gelirlerini artıracağı konusunda son derece eminler ve mutluluk duyduklarını açıkça ifade ediyorlar. Ancak diğer taraftan önemli bir talepleri var; alın teri ile kazanılan bahşişlerinin üzerinde her ne nam altında olursa olsun bir üst limit kısıtlaması olmamasını istiyorlar. Emeğin ve hizmetin takdirinin tamamen müşteriye bırakılması yönünde görüş bildiriyorlar. Elde edecekleri aylık bahşiş gelirlerinin aylık asgari brüt ücret ile sınırlanması durumunda, çalışanların ay içinde sürekli olarak bahşiş gelirlerini takip edeceklerini ve üst limite yaklaşması durumunda ise misafirleri tekrardan nakit ödemeye yönlendirecekleri yönünde uyarıda bulunuyorlar. Gelir idaresinin kayıt altına almak istediği ekonomide aksaklıklara yol açacak olan bu durumun istenilen hedefi ıskalama noktasına getirebileceğinin altını çiziyorlar. Bahşiş oranlarının dünya genelinde olduğu gibi yüzde 10’dan başlayarak, alınan hizmetin kalitesine göre yüzde 15 ve hatta yüzde 20’ye kadar yükseleceğine inanan çalışanlar, ek gelir getirecek yeni düzenlemenin özellikle turizm bölgelerindeki istihdamı olumlu yönde etkileyeceğine ve daha nitelikli elemanların sektöre kazandırılmasına katkı sağlayacağına inanıyorlar.

TURYİD’den Sektöre Çağrı

TURYİD Başkanı Kaya Demirer, “Yeni yasal düzenlemeyi sektörümüzün gelişimi için olumlu bir adım olarak görüyoruz. Bu doğrultuda, Gelir İdaresi Başkanlığı ve ilgili tüm paydaşlarla iş birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye PMI® İmalat Sanayi Raporu PMI Haziran’da 47,9 olarak gerçekleşti.

Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi

İstanbul Sanayi Odası Türkiye PMI® İmalat Sanayi Raporu PMI Haziran’da 47,9 olarak gerçekleşti.

Haziran 2024 Önemli Noktalar:

• Yeni siparişlerde yılın en sert yavaşlaması kaydedildi.
• İstihdamda Ekim 2022’den bu yana en belirgin daralma gerçekleşti.
• Satış fiyatları enflasyonu son dört buçuk yılın en düşük seviyesine geriledi.
Sanayi Satınalma Yöneticileri EndeksiÖzet: Türk imalat sanayi sektöründe talep koşullarının zayıf seyri, ikinci çeyreğin son ayında da devam etti. Bunun sonucu olarak, üretim ve yeni siparişler yavaşlarken istihdamda son 20 ayın en hızlı düşüşü kaydedildi. Enflasyon oranlarının azalmaya devam etmesi ise anketin görece olumlu gelişmesi olarak öne çıktı. Firmalar satış fiyatlarını son dört buçuk yılın en düşük oranında artırdı. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), imalat sanayinin kaydettiği performansı sergilemek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesidir. Manşet gösterge; yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilmektedir. 50,0 değerinin üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde genel anlamda iyileşmeye işaret etmektedir.
Mayıs ayında 48,4 seviyesinde kaydedilen manşet PMI, Haziran’da 47,9’a gerileyerek üst üste üçüncü ay 50,0 eşik değerinin altında gerçekleşti. Endeks, Türk imalat sektörünün faaliyet koşullarında hafif bir bozulmaya işaret etti. Öte yandan, bu bozulma 2024’ün başından bu yana en belirgin düzeyde kaydedildi. Talep koşullarındaki zayıflık, sektörün faaliyet koşulları üzerinde belirleyici olmaya devam etti ve hem yeni siparişlerde hem de üretimde yavaşlamanın sürmesine neden oldu. Üretimde üst üste üçüncü ay azalma gerçekleşirken, düşüş bir önceki aya göre hafif hız kesmesine rağmen belirgin gerçekleşti.
Haziran PmiYeni siparişlerdeki düşüş ise hem iç hem de dış pazarlardaki zayıflık nedeniyle Mayıs ayına kıyasla hızlandı. Diğer yandan, yurt dışından alınan yeni siparişlerdeki yavaşlama toplam yeni siparişlerdekine göre daha ılımlı seyretti. İş yüklerindeki azalış, Haziran’da imalatçıların istihdam ve satın alma faaliyetlerini bir önceki anket dönemine göre daha yüksek oranda azaltmalarına yol açtı. İstihdamdaki daralma Ekim 2022’den bu yana en yüksek oranda kaydedildi. Girdi maliyetleri enflasyonu Haziran’da üst üste beşinci ay gerileyerek Mayıs 2023’ten bu yana en düşük seviyede ölçüldü. Satın alma maliyetlerinde artış bildiren anket katılımcıları, bu durumun yüksek ham madde ve deniz taşımacılığı fiyatlarının yanı sıra liradaki zayıflıktan kaynaklandığını belirtti. Maliyet enflasyonundaki gevşeme ve talepteki durgunluk nedeniyle firmaların kendi satış fiyatlarını artırma hızı da son dört buçuk yılın en düşük düzeyine geriledi. Son olarak, özellikle Kızıldeniz’de yaşanan sorunlar olmak üzere deniz taşımacılığındaki aksamalara bağlı gecikmeler, tedarikçilerin teslimat sürelerinin daha da uzamasına yol açtı.
Yorum: İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan S&P Global Market Intelligence Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Talepte devam eden durağan seyir, imalat sektörünün istihdam verilerinde daha belirgin hissedilmeye başlandı. Türk firmaları, ayrılan personelini yenileri ile ikame etmek konusunda isteksizlik gösterdi ve buna bağlı olarak da istihdam Ekim 2022’den bu yana en yüksek oranda daraldı. Diğer taraftan, firmalar maliyet enflasyonundaki gerilemeden faydalanarak Haziran’da nihai ürün fiyatlarında artışları daha ılımlı düzeyde tutma imkanı buldular. Bu durumun, önümüzdeki aylarda talebe destek sağlaması açısından faydalı olabileceği değerlendiriliyor.”
Kaynak: İstanbul Sanayi Odası (ISO) 
https://www.iso.org.tr/projeler/iso-turkiye-imalat-pmi/

Mercedes-Benz Türk’ten Yerli Tedarikçi ile Deniz Aşırı İhracat!

Satınalma Eğitimi Mercedes Benz Türk’ten Yerli Tedarikçi Ile Deniz Aşırı İhracat

Satınalma Eğitimi Mercedes Benz Türk’ten Yerli Tedarikçi Ile Deniz Aşırı İhracatMercedes-Benz Türk, yerli tedarikçilerin kamyon ve otobüs üretim parçalarını tek noktada toplayarak çatı şirketi Daimler Truck AG’nin Brezilya ve Amerika’daki üretim tesislerine Türkiye’den direkt ulaşım sağlayacak ‘Consolidation Center’ı hizmete açtı. Yeni merkez, deniz aşırı ihracat gerçekleştirmenin yanı sıra yerli tedarikçilerin küresel pazardaki rekabet gücünü artırmalarında kaldıraç görevi üstlenecek.

Mercedes-Benz Türk, gerçekleştirdiği yatırımlarla tedarik zinciri operasyonlarına bir halka daha ekliyor. Bu kapsamda Mercedes-Benz Türk, deniz aşırı ülkelerdeki Daimler Truck tesislerine yerli tedarikçilerden temin edilen üretim parçalarının gönderimini sağlayacak Türkiye Consolidation Center’ı açtı.

Daimler Truck AG Güç Aktarma Sistemleri Başkanı Yariş Pürsün açılış için şu ifadeleri kullandı: “Daimler Buses ağı içerisinde, en büyük entegre otobüs üretim tesisi olan Hoşdere Otobüs Fabrikası ve Mercedes-Benz Trucks’ın 3 büyük kamyon üretim tesisinden biri olan Aksaray Kamyon Fabrikası ile hizmet veren Mercedes-Benz Türk, Daimler Truck AG ağı içerisinde çok önemli bir konuma sahip. Bugün açılışını yaptığımız Consolidation Center ile de bu önemli konumu daha da pekiştiriyor. Bugüne kadar tedarik hacimlerine ve tedarik zinciri operasyonlarımıza bağlı olarak farklı zamanlarda 5 merkezimiz ile hizmet vermekteydik. Almanya, Amerika, Brezilya, Japonya ve Hindistan’daki merkezlere ilave olarak da bugün altıncı Consolidation Center’ın açılışını Türkiye’de yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Projenin hayata geçmesinde büyük katkı sağlayan Türkiye ve Almanya’daki çalışma arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum” dedi.

Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ise açılışta yaptığı konuşmada; “Bugün burada hep birlikte açılışını yaptığımız Consolidation Center, üretim kapasitesine sahip olup ihracat yapamayan veya halihazırda Almanya üzerinden diğer lokasyonlara dolaylı ihracat yapan yerel tedarikçilerimizin küresel arenaya açılmalarına büyük fırsatlar sunuyor. Bu merkez ile yerli tedarikçilerimiz kamyon ve otobüs üretim parçalarını Brezilya ve Amerika’ya daha kısa sürede ve daha kolay biçimde ulaştırma imkanına sahip olacak. Merkez, yerel tedarikçilerin ihracat hacimlerini artırarak ölçek ekonomisinden faydalanmalarına ve maliyet avantajı sağlamalarına da yardımcı olacak. Şu an 19 kişiden oluşan bir ekiple yönettiğimiz bu merkezden, Türkiye’deki yaklaşık 80 farklı tedarikçiden temin edilebilecek 600 farklı üretim parçası ile yıllık toplamda 400 konteynerlik gönderim yapmayı planlıyoruz. Tedarik zincirine ve yerel tedarikçilerimize katkı sağlayarak ülkemizin ekonomisine olan katkımızı da artırarak sürdüreceğiz” dedi.

Türkiye Consolidation Center, Türk Tedarikçilere Küresel Rekabet Gücü Kazandıracak

Yerel tedarikçiler, ürünlerini Almanya yerine Mercedes-Benz Türk Genel Müdürlük Kampüsü’nde yer alan Consolidation Center’a göndererek, ihracat prosedürlerine takılmadan Türkiye üzerinden deniz aşırı ihracat ile Brezilya ve Amerika’ya daha kısa sürede ulaştırabilecek. Mercedes-Benz Türk’ün çatı şirketi Daimler Truck AG’nin verimli ve daha sürdürülebilir tedarik zincirleri oluşturma stratejisine katkı sağlayacak olan merkez, yerel tedarikçilerin ihracat hacimlerini artırarak ölçek ekonomisinden faydalanmalarına ve maliyet avantajı sağlamalarına yardımcı olacak. Böylece küresel pazardaki rekabet güçlerini artırmalarına da katkıda bulunacak. Bununla birlikte merkez, yerel tedarikçilerin Mercedes-Benz Türk’ün küresel ağından faydalanmalarını sağlarken, istihdama ve ekonomiye katkı sunacak.

DHL eCommerce, E – Ticaretteki Son Trendlere İlişkin Raporunu Yayımladı

Satınalma Eğitimi Dhl Ecommerce, E Ticaretteki Son Trendlere İlişkin Raporunu Yayımladı

Satınalma Eğitimi Dhl Ecommerce, E Ticaretteki Son Trendlere İlişkin Raporunu YayımladıOnline alışverişte akıllı telefonlar üzerinden gerçekleştirilen satın almalarda artış yaşanıyor. Shein ve Temu gibi uygulama tabanlı pazar yerleri önemli bir popülarite kazanıyor. Yurtdışından online alışveriş yapanların yüzde 65’i satın alma yapmadan önce teslimat sağlayıcı firmayı bilmek istiyor.

Geçtiğimiz yıl ekim ayında MNG Kargo’yu satın alan DHL eCommerce, küresel Online Shopper Trends Report 2024’ün ilk sonuçlarını yayımladı. Rapor, dünya çapında online alışveriş tüketici davranışlarına dair önemli veriler sunuyor. 24 ülkeden 12 bin tüketiciyle yapılan bir ankete de yer verilen raporda elde edilen verilere dayanarak günümüz e-ticaret sektörünü şekillendiren trendlere odaklanılıyor. Rapora göre; sosyal ticaret, giderek artan popülaritesiyle dikkat çekerken, özellikle Asya bölgesi bu konuda öne çıkıyor.

Online Shopper Trends Report 2024 sonuçlarına göre, online alışveriş yapanların yüzde 57’sinin satın alma işlemlerini yapmak için akıllı telefonlarını kullandığı belirtiliyor. Shein ve Temu gibi uygulama tabanlı platformların, geniş ürün yelpazeleri ve uygun fiyatlarıyla küresel çapta büyük popülerlik kazandığına dikkat çekilen raporda ayrıca, yurt dışından alışveriş yapanların yüzde 65’inin satın alma işlemi öncesinde teslimat sağlayıcıyı bilmek istediği vurgulanıyor.

Rapora ilişkin açıklamalarda bulunan DHL eCommerce CEO’su Pablo Ciano, “Online Shopper Trends Report 2024; Amerika, Orta Doğu ve Afrika’dan Asya Pasifik ve Çin’e kadar tüm büyük pazarları kapsıyor. Bu nedenle, dünya genelinde çevrimiçi alıcıların davranışları hakkında kritik ve değerli iç görüler elde ediyoruz. E-ticaret pazarında ortaya çıkan trendleri, sosyal medya alışverişinin artan popülaritesini veya teslimat seçeneklerinin satın alma kararları üzerindeki etkisini anlayarak, hizmetlerimizi müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarına uygun hale getirebiliriz. DHL eCommerce olarak dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarını karşılayabilmek, hizmetlerimizi uyarlamak ve olağanüstü çözümler sunmak adına iyi bir altyapıya sahibiz.” dedi.

E-Ticarette Sosyal Medyanın ve Akıllı Telefonların Gücü

Online Shopper Trends Report 2024’e göre, sosyal ticaret e-ticaretin gelecekteki büyük trendlerinden biri haline gelecek. Sosyal medya platformları üzerinden yapılan satışların 2024 yılında tahmini 700 milyar dolar olması, 2030 yılında ise yaklaşık 12 katlık bir artışla 8,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Asya bölgesi, sosyal ticaret trendinin öncüsü konumunda yer alırken; Çin’de sosyal medyada gerçekleştirilen alışverişlerin oranı yüzde 53’ü ve Tayland’da ise yüzde 59’u buluyor. Bununla birlikte, çevrimiçi alışveriş yaparken tercih edilen cihazlarda da bir değişim gözleniyor. Online alışveriş yapan tüketicilerin yüzde 57’si alışverişlerini akıllı telefonlarından gerçekleştirirken, bu trend ürünlerin sunumu ve online mağazaların yapısını etkileyecek sonuçlar doğuruyor.

DHL eCommerce tarafından yayımlanan rapora göre uygulama tabanlı pazar yerlerinin popülaritesi, Shein ve Temu’nun yarattığı etkiyle artış gösterdi. Shein, Birleşik Arap Emirlikleri, Fas ve Brezilya’daki tüketiciler arasında son derece popülerken, Temu ABD ve Hollanda’daki kullanıcılar arasında önemli bir iz bıraktı. Avrupa pazarına bakıldığı zaman Hollanda haricinde, Asya merkezli pazar yerleri henüz öncü bir konuma ulaşamazken, Zalando bu bölgede tercih edilen platformlar arasında dikkat çekti.

Teslimat Hizmetleri E-Ticaretin Başarısında Kritik Bir Faktör Olarak Öne Çıkıyor 

Günümüzde online alışveriş yapan tüketiciler özellikle uygun, esnek ve kullanışlı teslimat seçenekleri ararken maliyetler konusunda da yüksek bilince sahipler. Alışverişini yarıda bırakanların yüzde 41’i sebep olarak pahalı teslimat ücretlerini gösterirken, küresel alışveriş yapanların yüzde 65’i ise satın alma işleminden önce teslimat sağlayıcıyı bilmek istiyor.

Yapay Zeka Yüksek Vasıflı İş Gücüne Olan Talebi Artıracak !

Satınalma Eğitimi Yapay Zeka Yüksek Vasıflı İş Gücüne Olan Talebi Artıracak !
Satınalma Eğitimi Yapay Zeka Yüksek Vasıflı İş Gücüne Olan Talebi Artıracak !Yapay zeka iş gücü piyasasını dönüştürüyor !

Yapay zekanın, iş gücü piyasasında rutin işlerde çalışan kişilere olan talebi azaltırken, yüksek vasıflı iş gücüne olan talebin artmasına yol açtığını dile getiren uzmanlar, iş gücü piyasasında önemli değişimlerin yaşandığını, bu dönüşümün çalışanların beceri ve yetkinliklerini yeniden şekillendirdiğini söylüyor.

Yapay zekanın yükselişi ile yeni meslek gruplarının ortaya çıkmaya başlayacağını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “İnsanlar yapay zeka teknolojilerinin ihtiyaç duyduğu alanlarda kendilerini geliştirerek, yeni beceriler edinerek bu teknolojinin potansiyelinden yararlanabilirler.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, yapay zeka kaynaklı işsiz kaygısını değerlendirdi.

Yapay Zeka İnsanlara Yardımcı Olmak Amacıyla Kullanılıyor

Yapay zekanın rutin işlemleri hızlandırmak, verimliliği ve kaliteyi arttırmak, hata oranını azaltmak, kısacası insanlara yardımcı olmak, onların hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla kullanıldığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Yapay zeka alanındaki gelişmeler ofis işleri, muhasebe, hukuk hizmetleri, sağlık hizmetleri ve müşteri hizmetleri gibi birçok sektörün çalışma şekillerinde değişimlere ve dönüşümlere yol açıyor. Bu süreçte iş gücü piyasasında rutin işlerde çalışan kişilere olan talep azalırken, yüksek vasıflı ve gelecekteki ihtiyaçlara yönelik çözümler üretebilecek kişilere olan talep ise artıyor. Çalışanlardan sahip olmaları beklenen yetkinlik, bilgi ve becerilerin içeriklerinde değişimler oluyor. Bu yeni dönemde beklentileri karşılayamayan çalışanların iş gücü piyasasındaki talebi azalıyor. Burada yapılması gereken, çalışanları becerilerini vasıflı işleri yapabilecek seviyeye getirebilecek yüksek kaliteli bir eğitim sürecinden geçirmek olacaktır.” dedi.

Basit Ve Tekrarlanan İşlerde İş Gücünü Azaltmak Amacıyla Kullanılabilir

Yapay zekanın belirli bir rutini olan, basit ve tekrarlanan işlerde iş gücünü azaltmak amacıyla kullanılabileceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Örneğin çağrı merkezlerinde kullanılan yapay zeka destekli sohbet botları, basit müşteri taleplerine kısa sürede ve günün her saatinde yanıt verme yeteneğine sahiptir. Böylelikle çağrı merkezi çalışanlarının bazı görevlerini üstlenirler. Ancak karmaşık bir sorun olduğunda, müşteriler çalışanlar ile iletişime geçerler.” diye bilgi verdi.

Benzerlik Gösteren Davaları Stajyer Avukat Yerine Araştırabilir

Yapay zekanın insan kaynakları alanında işe alım, performans değerlendirme ve ücretlendirme gibi süreçlerde de yöneticilere yardımcı olabileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Finans alanında müşteriler için raporlar hazırlayıp onlara finansal önerilerde bulunabilir. Başka bir örnek ise Hukuk alanında verilebilir. Üzerinde çalışılan davayla benzerlik gösteren diğer davaların araştırılması işini stajyer avukat yerine yapay zeka yapabilir. Yapay zeka kısa sürede yüzlerce davayı araştırıp, analiz edip bir sonuç sunabilir.” dedi.

Yapay Zeka İle Özgün Olmayan Haber İçerikleri Üretilebilir

Risk altında olarak değerlendirilebilecek mesleklerden bir diğerinin de gazetecilik olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Yapay zeka ile özgün olmayan haber içerikleri üretilebilir. Bununla birlikte tıp alanında yapay zeka hekimlere teşhis koyma ve tedavi aşamalarında yardımcı olabilir. Yapay zeka görüntü analizinin otomatikleştirilmesi gibi görevlerde kullanabileceği için radyologların ve patologların işlerini kolaylaştırabilir. Yazılım alanında ise yazılım geliştirme sürecini iyileştirmek ve ortaya çıkan yazılımın kalitesini arttırmak için kullanılabilir.” şeklinde konuştu.

Yeni Meslek Grupları Oluşacak

Yapay zekanın yükselişi ile yeni meslek gruplarının ortaya çıkmaya başlayacağını da vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Örneğin yapay zeka hızlı bir şekilde yol almaya devam ederken, insanların aklına beraberinde etik kaygıları da getiriyor. İlerleyen süreçte yapay zekanın ortaya çıkardığı etik sorunları çözecek yeni bir meslek dalı olarak yapay zeka etik uzmanlığını iş gücü piyasasında göreceğiz. Yapay zekanın yapmış olduğu hatalardan kimin sorumlu olacağı ise hukuk alanının yeni çalışma konusu olacaktır ve yeni hukuki düzenlemeler yapılacaktır. Bununla birlikte yapay zeka mühendisliği, robotik mühendisliği, veri bilimi uzmanlığı, siber güvenlik uzmanlığı, dijital pazarlama uzmanlığı gibi meslekler iş dünyasında öne çıkacaktır. Veri analizi, makine öğrenmesi, doğal dil işleme, veri tabanı yönetimi gibi alanlarla ilgili alt yapısı olan çalışanlara bu dönemde daha fazla ihtiyaç duyuluyor. İnsanlar yapay zeka teknolojilerinin ihtiyaç duyduğu alanlarda kendilerini geliştirerek, yeni beceriler edinerek bu teknolojinin potansiyelinden yararlanabilirler.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Türk Kültürü

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Türk Kültürü

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Türk KültürüTürkler olarak Orta Asya’dan beri gelen kadim bir kültürümüz var. Köklerimiz çok sağlam. Örf ve adetlerimizin geçmişi çok derinlere dayanıyor. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan yolda çok sayıda devlet ve uygarlık kurduğumuz için hükümranlık sürdüğümüz toprakların toplumlarından da kültürel alışverişimiz oldu. İslami, Arabi, Farisi, Alevi, Kürdi ve Avrupai kültürlerden etkilendik. Kendi kültürümüzle onların kültürlerini güzelce harmanladık. Nihayetinde kendi öz kültürümüzü büyük ölçüde koruyarak bugünlere geldik.

İslam’la tanışma, Arap ve Fars haklarıyla kaynaşma, Avrupa’lılarla temaslarımız ve ticaretimiz, Selçuklu, Osmanlı gibi büyük devletler kurup küresel çapta etkili oluşumuz, nihayetinde kurduğumuz son Cumhuriyet, batılılaşma hareketleri kültürümüze zenginlik kattı.

Yağlı Güreş GörselYiğitliğiyle, misafirperverliğiyle, yardımseverliğiyle, saf ve temiz oluşuyla, çalışkanlığıyla, ahlakıyla Dünya’ya nam salmıştır Türk insanı. Çok zor zamanlardan geçmiş, nice savaşlar ve badireler atlatmış, nice zaferler kazanmış, yokluğu da varlığı da görmüş geçirmiştir. Toprağına sahip çıkmış, nice şehit ve gaziler vermiştir bayrağı ve dini uğruna. Bizim ezanımız, kandillerimiz, büyüğe saygımız, küçüğe sevgimiz Dünya’ya örnektir. Ekmeğe basmayız, karıncayı incitmeyiz ama yeri gelince, milli ve manevi değerlerimize saldırılınca aslan gibi kükrer, birlik ve beraberlik içinde hareket ederiz. Bileğini bükemediğimizin elini öpmekten gocunmayız.

Bu topraklarımız güzel kokar, neden bilir misiniz? Çünkü tüm sevdiklerimizi bu topraklara gömdük te ondan. Bizim gökyüzümüz göçmen kuşların geçiş rotasıdır, her baharda yeniden gelip yuvalarını kurarlar. Çünkü bizim onlarla bile dostluğumuz vardır.

Yıllar içinde Dünya’nın değişik yerlerinde zulme uğrayan ne kadar Türk kökenli soydaşımız varsa sahip çıktık. Hepsi bizimle kaynaştı, kız alıp verdik, aile olduk. Hatta başka kültürlerden insanları bile bağrımıza bastık, evimizin kapılarını açtık, ekmeğimizi paylaştık. Bizi seven ev saygı duyan herkesle iyi geçindik. Toprağımıza, birlik ve beraberliğimize göz dikenlere bile kendilerine gelme şansı tanıdık.

Bizim cenaze ve düğünlerimizde, festivallerimizde, güreş, okçuluk gibi ata sporlarımızda, aile ve sosyal yaşantımızda, köylerimizde, şehirlerimizde, demokratik hayatımızda, müziğimizde, folklörümüzde, milli ve dini bayramlarımızda, mevlidlerimizde, kandil gecelerinde, Ramazan teravihlerinde, destanlarımızda, hikâye ve masallarımızda, İstanbul Türkçesinde, bozkurt işaretimizde, türkülerimizde ve ağıtlarımızda hep bu kültürümüzün izlerini görebilirsiniz. Bizim insanımız birbirine saygılıdır, inanan, inanmayan, içki içen, içmeyen, açık gezen, kapalı yaşamayı tercih eden, solcumuz, ülkücümüz tüm insanlarımız. Evet ara sıra tartışmalarımız olur ama kol kırılır yen içinde kalır. Daha doğrusu kalırdı. Artık kalmıyor. İşte bu noktada işin rengi değişmeye başladı. Maalesef ilk başta masum ve mazlum insanlara kucak açma şeklinde başlayan göçler Tük insanını ve kültürünü ele geçirmeye ve boğmaya başladı.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Türk KültürüBinlerce yıldır emek verdiğimiz, el emeği göz nuru ile büyütüp beslediğimiz, gözümüz gibi sakındığımız kültürümüz yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Mahallemizi, köyümüzü, kentimizi nerden geldiği belli olmayan, bize adapte olmamakta ısrar eden, iyi görünüp aslında içinde bize karşı ne hisler beslediğini bilmediğimiz insanlar kapladı her yanımızı. Başımıza ne geleceğini bilmeden, korku ve endişe içinde yaşamaya başladık. Artık çocuklarımız için endişe eder olduk. Tek başımıza gezmekten korkar hale geldik.

Cavit SOY

İsteklilerin İhalede Aynı IP Adresinden Teklif Vermesi?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İsteklilerin İhalede Aynı Ip Adresinden Teklif Vermesi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İsteklilerin İhalede Aynı Ip Adresinden Teklif Vermesiİtirazen Şikayet Konusu;  İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü tarafından 17.04.2024 tarihinde açık ihale usulü ile ihale edilen 2024/381931 İhale Kayıt Numaralı “Karayolları 15. (Kastamonu) Bölge Müdürlüğü Sınırları İçerisindeki Muhtelif Yollarda Mıcır Temini, Yıkanması, Mıcır Sericiye Nakli ve Alttemel, Temel Yapılması” ihalesinde, ihale üzerine bırakılan ……….Taah. İnş. Pet. Nak. Turz. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ………… İnş. Nak. Turz. Taah. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından anlaşmalı teklif verildiği, irade birliği içinde hareket edildiği, anılan isteklilerin aynı binada faaliyet gösterdiği, tekliflerin aynı IP adresi üzerinden verildiğinin değerlendirildiği, yetkilileri arasında birinci derece akrabalık bağı bulunduğu, ………… Ltd. Şti.’nin müdürü ……………’nun, geçmişte ………… Ltd. Şti.’nin ortaklarından biri olduğu gözetildiğinde ……….. Ltd. Şti. ve ………. Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunduğu, ………. Ltd. Şti. ………. Ltd. Şti. ve ………………….’ın birbirleriyle birinci derece akrabalık yanı sıra ticari birliktelik ilişkisinin olduğu, bu durumun hayatın olağan akışına göre şirketlerin birbirinin tekliflerinden haberdar olduğuna kuvvetli karine teşkil ettiği, ……. Ltd. Şti. ve ……… Ltd. Şti.nin bankacılık uygulamaları nezdinde grup şirketler olup aralarında çapraz kefalet ilişkisi bulunduğu, ihale tarihi itibariyle ve hala …….. Ltd. Şti. ve ……. Ltd. Şti.’in aktif hesaplarının bulunduğu Halk Bankası Kastamonu şubesi nezdinde grup şirketi olarak tanımlandığı ve aralarında çapraz kefalet ilişkisi olduğu, ayrıca bu ilişkinin Türkiye Bankalar Birliği tarafından oluşturulan “TBB Risk Merkezi-https://www.riskmerkezi.org/tr” veri tabanında da Bankacılık Kanunu gereği kayıt altında tutulduğu somut bilgisinin sunulduğu, isteklilerin tamamına yakınının tekliflerinin anlaşmalı ve sıralı teklif niteliğinde olduğu, söz konusu ihalenin ……….. Ltd. Şti.’nde kalması için tüm tekliflerin birlikte bir arada özenle hazırlandığı, ortalamayı tutturma gayretlerinin olduğu, ihaleye teklif veren isteklilerin anlaşmalı olarak sıralı teklif verilmesi sonrasında sınır değerin 113.854.027,69.-TL olarak tekliflerle ayarlama usulüyle belirlendiği, bu birlikteliğin sonucu olarak da …………Ltd. Şti.’nin kendi aralarında tespit ettikleri sınır değerin hemen üzerinde teklif sunarak 114.950.025,00.TL ile ihalenin anlaşmalı olarak kendilerinde kalmasının sağlandığı, ayrıca isteklilerin tümünün geçici teminat aldıkları bankaların bir çoğunun aynı olduğu ve incelenmesi aşamasında aynı bankadan sıralı teminat aldıkları, bu firmalar arasında da çapraz kefalet ilişkisinin olduğu, söz konusu firmaların bölgedeki diğer kurum ve kuruluşların diğer tüm ihalelerinde de benzer teklif tarama usulüyle ayarlamaların yapıldığı, geçmiş ihaleler incelendiğinde firmalar arasındaki birlikteliklerin aynı olduğunun görüleceği, açıklanan gerekçelerle, ihale üzerine bırakılan ………. Ltd. Şti.’nin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu‘nun “Yasak fiil veya davranışlar” başlıklı 17’nci maddesinin (b) bendindeki yasak fiil ve davranışları gerçekleştirdiği değerlendirildiğinden, teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasını gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

29.05.2024 tarihli ve  2024/UY.I-710  sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Başvuru sahibinin iddiaları kapsamında ve ihale işlem dosyasında yer alan ve ihale süreci içerisinde beyan edilen/sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılan incelemede; ….. Taah. İnş. Petrol Nak. Turizm Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ………. İnş. Nak. Turizm Taah. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ortakları arasında akrabalık bağı bulunduğu ve …….. İnş. Nak. Turizm Taah. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı ………………’nun ……….. Taah. İnş. Petrol Nak. Turizm Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kurucu ortaklarından olduğu, ancak şirketlerin son durumunu gösteren ortaklık yapısında aynı kişilerin yer almadığı, şirket adreslerinin ve ortakların adreslerinin aynı olmadığı, ihale dokümanının indirildiği IP adreslerinin ve tekliflerin gönderildiği IP adreslerinin farklı olduğu, teklif mektuplarını e-imza ile imzalayan kişilerin farklı olduğu, tüm istekliler tarafından sunulan geçici teminatların incelenmesi neticesinde, aynı bankalardan alınan teminatlar olduğu, ancak tarihler arasında bir uyum bulunmadığı, aynı bankadan aynı tarihte sıralı teminat alındığına dair bir bilgiye ulaşılamadığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, anılan isteklilerin ortakları arasındaki akrabalık bağının, isteklilerin irade birliği içinde hareket ettiği ve birbirlerine ait teklif bilgilerinden haberdar olabilecekleri yönünde yeterli karine oluşturacak nitelikte olmadığı,

Ayrıca mevzuat gereğince aşırı düşük tekliflerin tespitinde esas alınan sınır değerin teklif mektubu ve geçici teminatı uygun olan isteklilerin teklif tutarları ve işin yaklaşık maliyeti esas alınmak suretiyle belirleneceği, mevcut ihalede sınır değer tutarının altındaki tekliflerin aşırı düşük teklif açıklaması istenmeden reddedileceği anlaşılmakla birlikte, ihaleye teklif sunan tüm isteklilerin geçici teminatlarının ve teklif mektuplarının idarece uygun bulunduğu ve sınır değer hesabına katıldığı, mevcut durumda sınır değer tutarının altında teklif sunan istekli de bulunmadığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddialarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 18’inci maddesinin ikinci fıkrası yönünden yapılan inceleme sonucunda tespit edilen aykırılıklar ve buna ilişkin inceleme ve hukuki değerlendirme aşağıda yapılmıştır.

İhaleye katılan isteklilerden ……………..ın ihale dokümanını indirdiği IP adresi (95.***) ile ………………. İnş. Nak. Tur. Taah. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. nin teklif verdiği IP adresinin (95.***) aynı olduğu tespit edilmiş olup, anılan isteklilerin irade birliği içinde örtülü hareket ettiklerine dair karine oluştuğu anlaşıldığından, Kanun’un 17’nci maddesinin (a), (b) ve (d) bendi hükümlerine aykırı hareket ettiği tespit edilen istekliler hakkında idare tarafından 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (j) bendi kapsamında işlem tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İsteklilerin İhalede Aynı Ip Adresinden Teklif VermesiMehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Avrupa’da Türkiye’nin Hidroelektrik Enerji Liderliği

Satınalma Eğitimi Avrupa’da Türkiye’nin Hidroelektrik Enerji Liderliği

Satınalma Eğitimi Avrupa’da Türkiye’nin Hidroelektrik Enerji LiderliğiTürkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yatırımını artırarak hidroelektrik enerji kapasitesinde Avrupa’nın lideri konumuna geldi. 2023 yılı boyunca 399 megavatlık yeni hidroelektrik santrali (HES) kapasitesini devreye alarak, bu alanda Avrupa’da birinci sıraya yerleşti. Türkiye, bir önceki yıl 558 megavatlık yeni kapasite kurulumuyla Avrupa’da üçüncü sırada yer almıştı.

Küresel Hidroelektrik Enerji Görünümü

Uluslararası Hidroelektrik Derneği’nin  “2024 Hidroelektrik Enerji Görünümü” raporuna göre, dünya genelinde hidroelektrik santrallerden üretilen elektrik miktarı 4.185 teravatsaat olarak kaydedildi. En fazla üretim 1.503 teravatsaat ile Asya-Pasifik bölgesinde gerçekleşirken, Güney Amerika 728 teravatsaat ve Kuzey-Orta Amerika ise 645 teravatsaat üretim gerçekleşti.

Avrupa ve Türkiye’nin Hidroelektrik Kapasitesi

Dünya genelinde hidroelektrik kapasitesi 13.700 megavat artarak 1.416.000 megavata ulaştı. Bu artışın 6.500 megavatı pompaj depolamalı HES’lerden, 7.200 megavatı ise barajlı HES’lerden sağlandı. Asya-Pasifik bölgesi 8.586 megavat ile en büyük kapasite artışını kaydederken, Avrupa’da 717 megavat yeni kapasite eklenerek toplam kurulu güç 259.000 megavata çıktı.

Ülke Kurulu Kapasite (Megavat)
Çin 421.000
Brezilya 110.000
ABD 102.000
Kanada 83.000
Rusya 56.000
Hindistan 52.000
Japonya 50.000
Norveç 34.000
Türkiye 34.000
Fransa 26.000

 

Türkiye, 2023 yılında eklediği 399 megavatlık yeni hidroelektrik kapasitesiyle Avrupa’da ilk sırada yer aldı. Türkiye’yi 120 megavat ile Avusturya, 91 megavat ile Almanya ve 90 megavat ile Norveç takip etti. Norveç 33.000 megavat ile kurulu güç bakımından Avrupa’da birinci sırada yer alırken, Türkiye 34.000 megavat ile ikinci sırada bulunuyor.

Türkiye’nin Dünya Sıralamasındaki Yeri

Dünya genelinde hidroelektrik kapasitesinde Çin 421.000 megavat ile birinci sırada yer alırken, Türkiye 34.000 megavatla 9. sırada bulunuyor. Diğer büyük hidroelektrik üreticileri arasında Brezilya 110.000 megavat, ABD 102.000 megavat, Kanada 83.000 megavat, Rusya 56.000 megavat ve Hindistan 52.000 megavat kapasiteyle öne çıkıyor.

Kurulu Hidroelektrik Kapasitesi

Türkiye’nin hidroelektrik kurulu gücü yıllar içinde önemli bir büyüme gösterdi. 1923’te 0,1 megavat olan kapasite, 2023 yılı sonu itibarıyla 34.000 megavata ulaştı. Türkiye, bu artış ile dünya hidroelektrik kapasitesinde ilk 10 ülke arasında yer alıyor.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.