Türk Kültürü

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Türk Kültürü

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Türk KültürüTürkler olarak Orta Asya’dan beri gelen kadim bir kültürümüz var. Köklerimiz çok sağlam. Örf ve adetlerimizin geçmişi çok derinlere dayanıyor. Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan yolda çok sayıda devlet ve uygarlık kurduğumuz için hükümranlık sürdüğümüz toprakların toplumlarından da kültürel alışverişimiz oldu. İslami, Arabi, Farisi, Alevi, Kürdi ve Avrupai kültürlerden etkilendik. Kendi kültürümüzle onların kültürlerini güzelce harmanladık. Nihayetinde kendi öz kültürümüzü büyük ölçüde koruyarak bugünlere geldik.

İslam’la tanışma, Arap ve Fars haklarıyla kaynaşma, Avrupa’lılarla temaslarımız ve ticaretimiz, Selçuklu, Osmanlı gibi büyük devletler kurup küresel çapta etkili oluşumuz, nihayetinde kurduğumuz son Cumhuriyet, batılılaşma hareketleri kültürümüze zenginlik kattı.

Yağlı Güreş GörselYiğitliğiyle, misafirperverliğiyle, yardımseverliğiyle, saf ve temiz oluşuyla, çalışkanlığıyla, ahlakıyla Dünya’ya nam salmıştır Türk insanı. Çok zor zamanlardan geçmiş, nice savaşlar ve badireler atlatmış, nice zaferler kazanmış, yokluğu da varlığı da görmüş geçirmiştir. Toprağına sahip çıkmış, nice şehit ve gaziler vermiştir bayrağı ve dini uğruna. Bizim ezanımız, kandillerimiz, büyüğe saygımız, küçüğe sevgimiz Dünya’ya örnektir. Ekmeğe basmayız, karıncayı incitmeyiz ama yeri gelince, milli ve manevi değerlerimize saldırılınca aslan gibi kükrer, birlik ve beraberlik içinde hareket ederiz. Bileğini bükemediğimizin elini öpmekten gocunmayız.

Bu topraklarımız güzel kokar, neden bilir misiniz? Çünkü tüm sevdiklerimizi bu topraklara gömdük te ondan. Bizim gökyüzümüz göçmen kuşların geçiş rotasıdır, her baharda yeniden gelip yuvalarını kurarlar. Çünkü bizim onlarla bile dostluğumuz vardır.

Yıllar içinde Dünya’nın değişik yerlerinde zulme uğrayan ne kadar Türk kökenli soydaşımız varsa sahip çıktık. Hepsi bizimle kaynaştı, kız alıp verdik, aile olduk. Hatta başka kültürlerden insanları bile bağrımıza bastık, evimizin kapılarını açtık, ekmeğimizi paylaştık. Bizi seven ev saygı duyan herkesle iyi geçindik. Toprağımıza, birlik ve beraberliğimize göz dikenlere bile kendilerine gelme şansı tanıdık.

Bizim cenaze ve düğünlerimizde, festivallerimizde, güreş, okçuluk gibi ata sporlarımızda, aile ve sosyal yaşantımızda, köylerimizde, şehirlerimizde, demokratik hayatımızda, müziğimizde, folklörümüzde, milli ve dini bayramlarımızda, mevlidlerimizde, kandil gecelerinde, Ramazan teravihlerinde, destanlarımızda, hikâye ve masallarımızda, İstanbul Türkçesinde, bozkurt işaretimizde, türkülerimizde ve ağıtlarımızda hep bu kültürümüzün izlerini görebilirsiniz. Bizim insanımız birbirine saygılıdır, inanan, inanmayan, içki içen, içmeyen, açık gezen, kapalı yaşamayı tercih eden, solcumuz, ülkücümüz tüm insanlarımız. Evet ara sıra tartışmalarımız olur ama kol kırılır yen içinde kalır. Daha doğrusu kalırdı. Artık kalmıyor. İşte bu noktada işin rengi değişmeye başladı. Maalesef ilk başta masum ve mazlum insanlara kucak açma şeklinde başlayan göçler Tük insanını ve kültürünü ele geçirmeye ve boğmaya başladı.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Türk KültürüBinlerce yıldır emek verdiğimiz, el emeği göz nuru ile büyütüp beslediğimiz, gözümüz gibi sakındığımız kültürümüz yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Mahallemizi, köyümüzü, kentimizi nerden geldiği belli olmayan, bize adapte olmamakta ısrar eden, iyi görünüp aslında içinde bize karşı ne hisler beslediğini bilmediğimiz insanlar kapladı her yanımızı. Başımıza ne geleceğini bilmeden, korku ve endişe içinde yaşamaya başladık. Artık çocuklarımız için endişe eder olduk. Tek başımıza gezmekten korkar hale geldik.

Cavit SOY

İsteklilerin İhalede Aynı IP Adresinden Teklif Vermesi?

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İsteklilerin İhalede Aynı Ip Adresinden Teklif Vermesi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İsteklilerin İhalede Aynı Ip Adresinden Teklif Vermesiİtirazen Şikayet Konusu;  İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; Karayolları 15. Bölge Müdürlüğü tarafından 17.04.2024 tarihinde açık ihale usulü ile ihale edilen 2024/381931 İhale Kayıt Numaralı “Karayolları 15. (Kastamonu) Bölge Müdürlüğü Sınırları İçerisindeki Muhtelif Yollarda Mıcır Temini, Yıkanması, Mıcır Sericiye Nakli ve Alttemel, Temel Yapılması” ihalesinde, ihale üzerine bırakılan ……….Taah. İnş. Pet. Nak. Turz. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ………… İnş. Nak. Turz. Taah. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından anlaşmalı teklif verildiği, irade birliği içinde hareket edildiği, anılan isteklilerin aynı binada faaliyet gösterdiği, tekliflerin aynı IP adresi üzerinden verildiğinin değerlendirildiği, yetkilileri arasında birinci derece akrabalık bağı bulunduğu, ………… Ltd. Şti.’nin müdürü ……………’nun, geçmişte ………… Ltd. Şti.’nin ortaklarından biri olduğu gözetildiğinde ……….. Ltd. Şti. ve ………. Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunduğu, ………. Ltd. Şti. ………. Ltd. Şti. ve ………………….’ın birbirleriyle birinci derece akrabalık yanı sıra ticari birliktelik ilişkisinin olduğu, bu durumun hayatın olağan akışına göre şirketlerin birbirinin tekliflerinden haberdar olduğuna kuvvetli karine teşkil ettiği, ……. Ltd. Şti. ve ……… Ltd. Şti.nin bankacılık uygulamaları nezdinde grup şirketler olup aralarında çapraz kefalet ilişkisi bulunduğu, ihale tarihi itibariyle ve hala …….. Ltd. Şti. ve ……. Ltd. Şti.’in aktif hesaplarının bulunduğu Halk Bankası Kastamonu şubesi nezdinde grup şirketi olarak tanımlandığı ve aralarında çapraz kefalet ilişkisi olduğu, ayrıca bu ilişkinin Türkiye Bankalar Birliği tarafından oluşturulan “TBB Risk Merkezi-https://www.riskmerkezi.org/tr” veri tabanında da Bankacılık Kanunu gereği kayıt altında tutulduğu somut bilgisinin sunulduğu, isteklilerin tamamına yakınının tekliflerinin anlaşmalı ve sıralı teklif niteliğinde olduğu, söz konusu ihalenin ……….. Ltd. Şti.’nde kalması için tüm tekliflerin birlikte bir arada özenle hazırlandığı, ortalamayı tutturma gayretlerinin olduğu, ihaleye teklif veren isteklilerin anlaşmalı olarak sıralı teklif verilmesi sonrasında sınır değerin 113.854.027,69.-TL olarak tekliflerle ayarlama usulüyle belirlendiği, bu birlikteliğin sonucu olarak da …………Ltd. Şti.’nin kendi aralarında tespit ettikleri sınır değerin hemen üzerinde teklif sunarak 114.950.025,00.TL ile ihalenin anlaşmalı olarak kendilerinde kalmasının sağlandığı, ayrıca isteklilerin tümünün geçici teminat aldıkları bankaların bir çoğunun aynı olduğu ve incelenmesi aşamasında aynı bankadan sıralı teminat aldıkları, bu firmalar arasında da çapraz kefalet ilişkisinin olduğu, söz konusu firmaların bölgedeki diğer kurum ve kuruluşların diğer tüm ihalelerinde de benzer teklif tarama usulüyle ayarlamaların yapıldığı, geçmiş ihaleler incelendiğinde firmalar arasındaki birlikteliklerin aynı olduğunun görüleceği, açıklanan gerekçelerle, ihale üzerine bırakılan ………. Ltd. Şti.’nin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu‘nun “Yasak fiil veya davranışlar” başlıklı 17’nci maddesinin (b) bendindeki yasak fiil ve davranışları gerçekleştirdiği değerlendirildiğinden, teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasını gerektiği iddialarına yer verilmiştir.

29.05.2024 tarihli ve  2024/UY.I-710  sayılı Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; Başvuru sahibinin iddiaları kapsamında ve ihale işlem dosyasında yer alan ve ihale süreci içerisinde beyan edilen/sunulan bilgi ve belgeler çerçevesinde yapılan incelemede; ….. Taah. İnş. Petrol Nak. Turizm Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ………. İnş. Nak. Turizm Taah. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ortakları arasında akrabalık bağı bulunduğu ve …….. İnş. Nak. Turizm Taah. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı ………………’nun ……….. Taah. İnş. Petrol Nak. Turizm Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kurucu ortaklarından olduğu, ancak şirketlerin son durumunu gösteren ortaklık yapısında aynı kişilerin yer almadığı, şirket adreslerinin ve ortakların adreslerinin aynı olmadığı, ihale dokümanının indirildiği IP adreslerinin ve tekliflerin gönderildiği IP adreslerinin farklı olduğu, teklif mektuplarını e-imza ile imzalayan kişilerin farklı olduğu, tüm istekliler tarafından sunulan geçici teminatların incelenmesi neticesinde, aynı bankalardan alınan teminatlar olduğu, ancak tarihler arasında bir uyum bulunmadığı, aynı bankadan aynı tarihte sıralı teminat alındığına dair bir bilgiye ulaşılamadığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, anılan isteklilerin ortakları arasındaki akrabalık bağının, isteklilerin irade birliği içinde hareket ettiği ve birbirlerine ait teklif bilgilerinden haberdar olabilecekleri yönünde yeterli karine oluşturacak nitelikte olmadığı,

Ayrıca mevzuat gereğince aşırı düşük tekliflerin tespitinde esas alınan sınır değerin teklif mektubu ve geçici teminatı uygun olan isteklilerin teklif tutarları ve işin yaklaşık maliyeti esas alınmak suretiyle belirleneceği, mevcut ihalede sınır değer tutarının altındaki tekliflerin aşırı düşük teklif açıklaması istenmeden reddedileceği anlaşılmakla birlikte, ihaleye teklif sunan tüm isteklilerin geçici teminatlarının ve teklif mektuplarının idarece uygun bulunduğu ve sınır değer hesabına katıldığı, mevcut durumda sınır değer tutarının altında teklif sunan istekli de bulunmadığı anlaşıldığından başvuru sahibinin iddialarının yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.

İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmelik’in 18’inci maddesinin ikinci fıkrası yönünden yapılan inceleme sonucunda tespit edilen aykırılıklar ve buna ilişkin inceleme ve hukuki değerlendirme aşağıda yapılmıştır.

İhaleye katılan isteklilerden ……………..ın ihale dokümanını indirdiği IP adresi (95.***) ile ………………. İnş. Nak. Tur. Taah. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. nin teklif verdiği IP adresinin (95.***) aynı olduğu tespit edilmiş olup, anılan isteklilerin irade birliği içinde örtülü hareket ettiklerine dair karine oluştuğu anlaşıldığından, Kanun’un 17’nci maddesinin (a), (b) ve (d) bendi hükümlerine aykırı hareket ettiği tespit edilen istekliler hakkında idare tarafından 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (j) bendi kapsamında işlem tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem İsteklilerin İhalede Aynı Ip Adresinden Teklif VermesiMehmet ATASEVER

S.B. Strateji Geliştirme E. Bşk.

KİK E.  Üyesi

Avrupa’da Türkiye’nin Hidroelektrik Enerji Liderliği

Satınalma Eğitimi Avrupa’da Türkiye’nin Hidroelektrik Enerji Liderliği

Satınalma Eğitimi Avrupa’da Türkiye’nin Hidroelektrik Enerji LiderliğiTürkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yatırımını artırarak hidroelektrik enerji kapasitesinde Avrupa’nın lideri konumuna geldi. 2023 yılı boyunca 399 megavatlık yeni hidroelektrik santrali (HES) kapasitesini devreye alarak, bu alanda Avrupa’da birinci sıraya yerleşti. Türkiye, bir önceki yıl 558 megavatlık yeni kapasite kurulumuyla Avrupa’da üçüncü sırada yer almıştı.

Küresel Hidroelektrik Enerji Görünümü

Uluslararası Hidroelektrik Derneği’nin  “2024 Hidroelektrik Enerji Görünümü” raporuna göre, dünya genelinde hidroelektrik santrallerden üretilen elektrik miktarı 4.185 teravatsaat olarak kaydedildi. En fazla üretim 1.503 teravatsaat ile Asya-Pasifik bölgesinde gerçekleşirken, Güney Amerika 728 teravatsaat ve Kuzey-Orta Amerika ise 645 teravatsaat üretim gerçekleşti.

Avrupa ve Türkiye’nin Hidroelektrik Kapasitesi

Dünya genelinde hidroelektrik kapasitesi 13.700 megavat artarak 1.416.000 megavata ulaştı. Bu artışın 6.500 megavatı pompaj depolamalı HES’lerden, 7.200 megavatı ise barajlı HES’lerden sağlandı. Asya-Pasifik bölgesi 8.586 megavat ile en büyük kapasite artışını kaydederken, Avrupa’da 717 megavat yeni kapasite eklenerek toplam kurulu güç 259.000 megavata çıktı.

Ülke Kurulu Kapasite (Megavat)
Çin 421.000
Brezilya 110.000
ABD 102.000
Kanada 83.000
Rusya 56.000
Hindistan 52.000
Japonya 50.000
Norveç 34.000
Türkiye 34.000
Fransa 26.000

 

Türkiye, 2023 yılında eklediği 399 megavatlık yeni hidroelektrik kapasitesiyle Avrupa’da ilk sırada yer aldı. Türkiye’yi 120 megavat ile Avusturya, 91 megavat ile Almanya ve 90 megavat ile Norveç takip etti. Norveç 33.000 megavat ile kurulu güç bakımından Avrupa’da birinci sırada yer alırken, Türkiye 34.000 megavat ile ikinci sırada bulunuyor.

Türkiye’nin Dünya Sıralamasındaki Yeri

Dünya genelinde hidroelektrik kapasitesinde Çin 421.000 megavat ile birinci sırada yer alırken, Türkiye 34.000 megavatla 9. sırada bulunuyor. Diğer büyük hidroelektrik üreticileri arasında Brezilya 110.000 megavat, ABD 102.000 megavat, Kanada 83.000 megavat, Rusya 56.000 megavat ve Hindistan 52.000 megavat kapasiteyle öne çıkıyor.

Kurulu Hidroelektrik Kapasitesi

Türkiye’nin hidroelektrik kurulu gücü yıllar içinde önemli bir büyüme gösterdi. 1923’te 0,1 megavat olan kapasite, 2023 yılı sonu itibarıyla 34.000 megavata ulaştı. Türkiye, bu artış ile dünya hidroelektrik kapasitesinde ilk 10 ülke arasında yer alıyor.

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları 

Standart eğitim programı Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Yönetimi
 2 gün ve Genişletilmiş Sürdürülebilirlik Eğitim Programı ise 6 tam gün üzerinden gerçekleştirilmektedir.

Sustainability Supply Chain1. gün- Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi
2. gün- Döngüsel Stratejiler ve KPI’lar
3. gün- Kurumsal Sürdürülebilirlik
4. gün- Etik ve Davranış Kuralları
5. gün- Sürdürülebilirlik Raporlaması
6. gün- Sürdürülebilir Pazarlama

Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr

Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitim Kataloğu
Eğitim kataloğunu indirmek için https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf

Şehir dışı eğitimlerde uçak ve otel konaklama organizasyonu eğitim alan firma tarafından karşılanmaktadır.

Eğitim Gün Planı: 9:30 – 12:30, 1 saat öğle arası, 13:30 – 16:30

Şirketiniz için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

– – – – – – –  – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Prof. Dr. Murat ERDAL liderliğinde Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • Çevre Yönetim Standardı ISO 14001
  • Su Ayak İzi Standardı ISO 14046
  • ISO 14064 Sera Gazı Emisyonlarının Belirlenmesi / Karbon Ayak İzi Doğrulaması
  • Sosyal Sorumluluk Standardı ISO 26000 
  • Green Procurement Yeşil Tedarik Standardı ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

Mersin Uluslararası Limanı’na “En Çok Yük Elleçleyen Liman Tesisi” Ödülü

Satınalma Eğitimi Mersin Uluslararası Limanı'na En Çok Yük Elleçleyen Liman Tesisi Ödülü

Satınalma Eğitimi Mersin Uluslararası Limanı'na En Çok Yük Elleçleyen Liman Tesisi ÖdülüAkdeniz’in önde gelen limanlarından Mersin Uluslararası Limanı (MIP), İstanbul’daki Haliç Tersanesi’nde, 2 Temmuz 2024 tarihinde T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından üçüncüsü düzenlenen Türkiye Denizcilik Zirvesi’nde “En Çok Yük Elleçleyen Liman” ödülünü aldı.

Türkiye’nin Akdeniz’e açılan en önemli kapılarından biri olan ve 2 bin 700’den fazla çalışanıyla hizmet veren Mersin Uluslararası Limanı (MIP), 2023 yılında yaklaşık 2 milyon TEU konteyner, 8 milyon tonun üzerinde konvansiyonel yük elleçledi.

MIP Ticaret Grup Müdürü Kerem Kavrar, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun elinden aldığı ödülü, başarıda emeği geçen ve katkısı olan tüm MIP paydaşlarına adadı.

MIP CEO’su Ajay Kumar Singh, “Bu ödülden son derece mutluyuz! Türkiye’nin en büyük limanlarından biriyiz ve hem yerel hem de uluslararası ticaret için önemli bir merkeziyiz. Bu ödülle aldığımız takdir, yatırımlarımıza devam etmemiz ve bu sayede operasyonel verimliliğimizi, müşteri memnuniyetimizi ve bölge ekonomisine katkımızı artırmamız için bizi motive ediyor. Bu başarıda emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

Açık Havada Güneşe Maruz Kalarak Çalışan İşçilerin Çalışma Saatleri Sıcak Havalara Göre Ayarlanmalı

Satınalma Eğitimi Açık Havada Güneşe Maruz Kalarak Çalışan İşçiler
Satınalma Eğitimi Açık Havada Güneşe Maruz Kalarak Çalışan İşçiler1 Haziran’dan itibaren Afrika üzerinden gelen sıcak havanın etkisi altına giren Türkiye’de hava sıcaklıkları mevsim normallerinin 5 ile 10 derece üzerinde seyrediyor. Açık havada güneşe maruz kalarak çalışan tüm işçilerin can güvenliği tehlike altında. Emek yoğun sektörlerde inşaat, tarım, yol, ulaşım, liman, tersane gibi dış mekânda uzun süre güneş ışınlarına ve yüksek ısıya maruz kalmak, kapalı ortamlarda yeterli havalandırma/soğutma sistemlerinin bulunmadığı ortamlarda yoğun çalışmak, sıcak çarpması, kas ağrısı-kas yıkımı, sıcak baygınlığı, isilik gibi sağlık sorunlarını tetikliyor.
Sıcak havalarda çalışan işçiler için genel olarak hangi tehlikelerin olduğunu , işverenlerin alacağı önlemleri anlattı. İşçi sağlığı ve güvenliğinin korunmasının önemini vurgulayarak, işverenlerin ve çalışanların bu konudaki sorumluluklarını anlatan Ebru Akyüz, “Türkiye’de sıcak havada çalışma mevzuatı, işçilerin sağlığını korumak için çeşitli önlemler içeriyor. Mevsimsel sıcak hava dalgaları, mücbir sebep olarak kabul edilmiyor; ancak normalin dışında gerçekleşen doğa olayları doğal afet olarak değerlendirilebiliyor. İşverenler, çalışanların termal konforunu sağlamakla yükümlü olup, yüksek sıcaklıklarda çalışma zorunlu ise gerekli önlemleri almalı ve kişisel koruyucu donanım sağlamalıdır” dedi.
İşverenlerin çalışma saatlerini sıcak hava koşullarına göre düzenleyebileceğini, çalışma saatlerinin kısaltılması veya serin saatlere kaydırılması gibi uygulamaları mümkün, çalışanların biyolojik saatleri ve kanuni düzenlemeler göz önünde bulundurularak, mola sürelerinin uzatılması veya sıklaştırılması da dahil olmak üzere, çalışma şartlarının iyileştirilmesi gerekmektedir.
Çalışanın Gerekli Koşullar Sağlanmıyorsa Çalışmayı Reddetme Hakkı Var
Sıcak hava koşullarında çalışmayı reddetme hakkı da gündeme geldi. İşverenin gerekli şartları sağlamadığı durumlarda, çalışanların çalışmaktan kaçınma hakkına sahip olduğunu ve bu durumda yapılan fesihlerin haksız veya geçersiz sayılacağını açıkladı. Çalışanların, bu hakkı kullanırken iş sağlığı ve güvenliği kuruluna veya işverene başvurması gerektiğini ve alınan kararların tutanakla tespit edilmesi gerektiğini vurguladı.
Sürekli sıcağa maruz kalan iş sınıfındaki çalışanlara tanınan ek haklara da değindi. 5510 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesine göre, belirli işyerlerinde ve işlerde çalışanlara, emeklilik için tabi olunan yaştan indirilmek üzere, ilave hizmet süresi verildiğini belirtti.  sıcak hava koşullarında çalışma mevzuatının, çalışanların sağlığını korumayı hedeflediğini ve işverenlerin bu konuda proaktif olmaları gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı.
İşverenin Yükümlülükleri
Sıcak havalarda çabuk yorulma, dikkatin çabuk dağılması, sinirlilik hali, isteksizlik, hata sıklığının artması gibi olumsuzluklar da görülebiliyor. İşverene çeşitli mevzuatlarda yükümlükler var ama bunlar yetersiz. Termal konfor şartlarının oluşturulması, çalışma ortamının işçi sağlığını olumsuz etkilememesi yönünde yükümlülükler var. Açık alanda taşıtla çalışma ile ilgili çok net bir tanımlama mevcut değil. İşyeri tanımı kanunda araçları da kapsar dese de işyeri dışında kullanılan taşıma araçları termal konfor yükümlülüklerini içeren yönetmeliğin dışında bırakılmıştır. İşyeri dışında, işin yürütümü gereği kullanılan tüm araçlar da aslında işyeri sayılır. Bu yüzden işyerinde işverence sağlanması gereken tüm termal konfor şartları taşıma araçlarını kullanırken de sağlanmalıdır.

ÇİMSA, Düşük Karbonlu Çimento Ürünlerine EPD Belgelerini Aldı

Cimento Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Eğitimi

Cimento Sürdürülebilir Tedarik Zinciri EğitimiÇimsa, sürdürülebilirlik yolculuğunda önemli bir adım daha atarak, düşük karbonlu gri çimento ürünleri için EPD (Environmental Product Declaration) belgelerini aldı. Çimsa’nın yeni düşük karbonlu Izo Power ürünleri, Mersin, Eskişehir ve Afyon fabrikalarında bu önemli sertifikaları almaya hak kazandı.

Sürdürülebilir yaşam alanlarının gelişimini sağlayacak yeni çalışmalara odaklanmaya devam eden Çimsa, düşük karbonlu gri çimento ürünleri için EPD (Environmental Product Declaration) belgelerini aldı. Çimsa’nın Izo Power 42,5 gri çimento ürünleri, Afyon, Eskişehir ve Mersin fabrikalarında bu önemli belgeleri almaya hak kazanarak, çevresel performanslarını tescilledi.

Çimsa Gri Çimento Pazarlama & Satış Genel Müdür Yardımcısı Barış Karahüseyin, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Tüm fabrikalarımızda üretilen Izo Power ürünümüz artık EPD belgesine sahip. Bu sertifikalar, ürünlerimizin çevreye olan duyarlılığını ve düşük karbonlu üretim taahhüdümüzü uluslararası platformda tescil ediyor. EPD belgesi, ürünlerin çevresel performanslarını şeffaf bir şekilde değerlendiren ve doğrulayan bir belge. Izo Power ürünümüz için bu belgeyi almamız, düşük karbon emisyonlu ürünler geliştirme konusundaki ilerlememizi ve bu alandaki kesin taahhüdümüzü yansıtmaktadır. The International EPD System tarafından verilen bu belgeler, Çimsa’nın ürünlerinin çevre dostu olma konusundaki iddiasını uluslararası düzeyde doğruluyor. Bu belgeyi almak zorunlu olmasa da, Çimsa olarak ürünlerimize ve çevreye olan güvenimizle bu sertifikaları almaktan gurur duyuyoruz”.

Çimsa, daha önce de CAC ve Süper Beyaz ürünleri için EPD belgeleri almıştı. Şimdi ise Izo Power ile gri çimento alanında düşük karbonlu ve çevre dostu ürün yelpazesini genişletiyor. Çimsa’nın sürdürülebilirlik ve inovasyon konusundaki bu adımları, çevreye duyarlı üretim politikalarının ve uluslararası sertifikaların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Nükleer Santraller Zirvesi’nde Rekor İş Birliği Görüşmesi: 325 Yeni Görüşme Yapıldı

Satınalma Eğitimi Nükleer Santraller Zirvesi’nde Rekor İş Birliği Görüşmesi

Satınalma Eğitimi Nükleer Santraller Zirvesi’nde Rekor İş Birliği GörüşmesiBu yıl 10’uncusu gerçekleşen Nükleer Santraller Zirvesi – NPPES, bin 600 nükleer enerji sektörü temsilcisini İstanbul’da buluşturdu. Zirve’de, nükleer santral projelerinde görev almak isteyen firmalar arasında 325 yeni iş birliği görüşmesi gerçekleştirildi

Sıfır karbon ve enerjide arz güvenliği politikaları doğrultusunda ülkelerin enerji karmalarında nükleer enerjinin payının artırmayı hedeflediğinin konuşulduğu günümüzde, İstanbul’da dev bir buluşma gerçekleşti. Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Nükleer Sanayi Derneği (NSD) tarafından düzenlenen 10.  Nükleer Santraller Zirvesi, bin 600 nükleer enerji sektörü temsilcisi ile 252 firmayı ağırladı. Uluslararası kimliği ile dikkat çeken Zirve, Rusya, Çin Halk Cumhuriyeti, Güney Kore, Almanya, Fransa, İngiltere, Slovenya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Hindistan ve İsviçre’den nükleer endüstrinin lider isimlerini buluşturdu. Sunduğu iş birliği fırsatlarıyla bugüne kadar birçok iş birliğinin doğduğu yer olan NPPES’te, 325 yeni iş birliği görüşmesi de gerçekleştirildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen 10. Nükleer Santraller Zirvesi, 2-3 Temmuz 2024 tarihlerinde  Hilton Bomonti Konferans Merkezi’nde düzenlendi.

Nükleer Enerji Katma Değerli Sektörlerin Gelişimini Sağlıyor

Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, “Küresel iklim krizinin, çevresel olduğu kadar ekonomik boyutuyla da ele alınması ve tüm iş süreçlerimizi yeniden düşünmemizi gerektirdiği bir gerçek. Bu noktada da fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında çevreci kimliğinin yanı sıra oldukça ucuz olan nükleer enerji kullanımının artışı, enerji karmamızı çeşitlendirerek arz güvenliğimize de olumlu yansıyacaktır. Elektriği yoğun olarak kullanan biz sanayiciler, nükleer enerjinin ülkemizin sıfır karbon hedefine ulaşma ve yüksek katma değerli üretimin gelişmesindeki stratejik öneminin farkındayız. Nükleer Santraller Zirvesi bu açıdan sektörün vizyonunu ve yeniliklerle tanışmasını sağlayan önemli bir platform, Zirve dünyanın nükleer enerjideki en önemli buluşma noktalarından biri olmasıyla da uluslararası arenada dikkat çekiyor” diye konuştu.

Ardıç, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Kümelenme Destek Programıyla desteklenen Ankara Sanayi Odası Nükleer Sanayi Kümelenmesi NÜKSAK’ın, Türkiye’ye bu alanda çok önemli tecrübeler kazandırdığını da vurguladı.

Türkiye, Nükleer Enerjide Tedarik Üssü Olabilir

Nükleer Sanayi Derneği Başkanı Alikaan Çiftçi ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin kararlı nükleer enerji hamlesi, hız kesmeden devam ediyor. Nükleer Santraller Zirvesi de Türk sanayicisinin nükleer enerji sektörünün ihtiyaçlarını daha iyi analiz etmesi, fırsatları görmesi ve nükleer teknolojiyi üreten uluslararası firmalarla buluştuğu önemli bir hub noktası oldu. Her yıl sonrasında imzaya dökülen birçok iş birliği anlaşması NPPES’te atılıyor. Bu yıl Zirve’de baz yük üreticisi nükleer santrallerin ülkemizin enerji politikasının tam merkezinde yer aldığının altı çizildi. 2050 yılına kadar Türkiye’nin nükleer kapasitesini 20 gigavatın üzerine çıkarma hedefi, yeni konvansiyonel santral yatırımları ile küçük modüler reaktörlerin (SMR) oynayabilecekleri rol Zirve’de tartışıldı. Türk sanayicileri olarak yeşil dönüşüm hamlesiyle dünyada kapasitesi üç katına çıkarılması hedeflenen nükleer santrallerde önemli bir tedarikçi olma şansımız çok açık. Bu konuda edindiğimiz tecrübeleri doğru oyuncularla eşleştirirsek, Türkiye katma değerli bu sektörün tedarik üssü olabilir.”

Nppes’te İki Önemli İyi Niyet Anlaşması Yapıldı

Nükleer endüstrisinin gelişmesi için Nükleer Sanayi Derneği, Şanghay İnşaat ve İmalat Endüstrisi Kuruluşu ve Güney Kore’nin en önemli kongre mekanı olan Gyeongju Hwabaek Uluslararası Kongre Merkezi (HICO) ile iki önemli iyi niyet anlaşması imzaladı. İş birliği anlaşmaları ile Türk sanayicileri için global arenada önemli bir yol haritası ve fırsatlar sunuyor.

Nppes’te 14 Özel Sunu Gerçekleşti

İki gün boyunca NPPES’te yedi oturum ve 14 özel sunu gerçekleşti. Nükleer enerji sektörünün gündemindeki başlıklar alanında uzman konuşmacılar tarafından paylaşıldı.

NPPES’teki oturum konuları şunlar oldu: Nükleer Finansmanı, Düşük Karbon Geçişi İçin Nükleer Enerji, Küçük Modüler Reaktörler – SMR’ların Geleceğini Yönlendirme, Yurt Dışında NGS İnşaası İçin En İyi Teknolojiler, Orta Asya Enerji Karmasının Bir Parçası Olarak Nükleer Enerji, Nükleer Endüstride Yüksek Teknoloji ve İnovasyonun Geliştirilmesinde Kadın Liderliği ve Nükleerde Gençlik.

Nppes’in Açılışında Önemli Konuşmalar Gerçekleştirildi

NPPES’in açılışında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, ASO Başkanı Seyit Ardıç, NSD Başkanı Alikaan Çiftçi, Akkuyu Nükleer A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anton Dedusenko, Yeni Nükleer İzleme Enstitüsü (NNWI) Başkanı Tim Yeo ile Şangay Nükleer Mühendislik Araştırma ve Tasarım Enstitüsü (SNERDI) Uluslararası Projeler Başkanı Min FEI önemli konulara dikkat çekti.

Türkiye’de 4. Nükleer Santral Projesinin Kurulması Hedefleniyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, NPPES’in açılışında şunları söyledi: “Ulusal Enerji Planımıza göre; nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payını 2053 yılına kadar ise yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı planlıyoruz. Bunun için en az 20 GW nükleer kapasiteye ihtiyacımız var. 2053 yılında bu hedefi gerçekleştirdiğimiz takdirde dünyanın önde gelen nükleer güç sahibi ülkelerinden biri olacağız. Bu kapasiteye ulaşmak için Akkuyu, Sinop ve Trakya dahil olmak üzere 3 farklı sahada toplam 12 ile 16 arası büyük ölçekli reaktör kurmayı hedefliyoruz. Bu santrallere yönelik şu anda Çin, Güney Kore, Rusya gibi teknoloji sahibi ülkelerin şirketleriyle müzakerelerimiz devam ediyor. Küçük modüler reaktörlerin de ülkemizde ticarileşmesinin önünü açacak, yerli sanayimizin sürece daha fazla dâhil olacağı yenilikçi iş modelleri ile yasal ve kurumsal çerçevenin oluşturulmasına yönelik de çalışmalarımız, teknoloji sahibi ülke ve şirketler ile görüşmelerimiz devam ediyor.”

Zirve’ye sundukları katkılardan dolayı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Yusuf Ceylan, Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürlüğü Nükleer Altyapı Geliştirme Dairesi Başkanı Salih Sarı ve Türkiye Nükleer Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Necati Yamaç’a plaket takdim edildi.

Elektronik Satınalma (E – satınalma) Yazılımları Kullanmak Satınalma Yöneticilerine Ne Gibi Avantajlar Sağlar?

Mobil Uygulama Geliştirme Hizmeti (1)

Mobil Uygulama Geliştirme Hizmeti (1)Elektronik satınalma (E-satınalma) yazılımları, satınalma süreçlerini dijitalleştirerek otomatik hale getiren teknolojik çözümlerdir. Bu yazılımlar, işletmelerin satınalma operasyonlarını daha verimli, şeffaf ve kontrol edilebilir kılarak, yöneticilere önemli faydalar sunar. E-satınalma yazılımlarının sunduğu avantajları ve bunların satınalma süreçlerine etkilerini detaylı olarak inceleyelim.

Verimlilik ve Hız

Otomasyon

E-satınalma yazılımları, manuel işlemleri otomatik hale getirir. Teklif alma, sipariş oluşturma ve onay süreçleri gibi tekrarlayan işlemler yazılım tarafından yönetilir. Bu sayede:

Zaman Tasarrufu:Rutin işler hızla tamamlanır, yöneticiler stratejik kararlar için daha fazla zaman ayırabilir.
Hata Azaltma: Manuel işlemlerde sıkça karşılaşılan insan hataları minimize edilir, doğruluk oranı artar.

Gerçek Zamanlı Veri Erişimi

Bu yazılımlar, satınalma yöneticilerine gerçek zamanlı veri erişimi sağlar. Anında erişilebilen stok seviyeleri, sipariş durumları ve tedarikçi performans verileri sayesinde:

Hızlı Karar Alma: İhtiyaç duyulan bilgilere anında ulaşarak hızlı ve bilinçli kararlar alınabilir.
Güncel Bilgi:Gerçek zamanlı güncellemeler sayesinde süreçlerin her an doğru ve güncel verilere dayanması sağlanır.

Maliyet Tasarrufu

Daha İyi Fiyatlandırma

E-satınalma yazılımları, farklı tedarikçilerden kolayca teklif toplanmasını sağlar. Tekliflerin detaylı karşılaştırılması, en iyi fiyatın seçilmesini kolaylaştırır. Bu da:

Maliyet Azaltma: En uygun fiyatlı tedarikçilerin seçilmesi maliyetleri düşürür.
Toplu Alım Avantajları: Büyük ölçekli alımlarda indirim ve avantajlardan daha etkili faydalanılır.

Şeffaflık ve Kontrol

Yazılımlar, tüm satınalma süreçlerinin şeffaf olmasını sağlar. Harcamaların izlenmesi ve onay mekanizmaları sayesinde:

Bütçe Kontrolü: Gereksiz harcamaların önüne geçilerek bütçeye uygun hareket edilir.
Finansal Kontrol: Satın alma harcamaları detaylı raporlanarak finansal yönetim daha etkili hale getirilir.

İyileştirilmiş Tedarikçi İlişkileri

Tedarikçi Yönetimi

E-satınalma yazılımları, tedarikçilerin performansını detaylı olarak izlemeyi ve yönetmeyi sağlar. Tedarikçi puanlama ve değerlendirme sistemleri sayesinde:

En İyi Tedarikçilerle Çalışma: Performans değerlendirmeleri ile en iyi tedarikçilerin belirlenmesi sağlanır.
Uzun Vadeli İşbirlikleri: Güvenilir tedarikçilerle uzun vadeli ve sağlam işbirlikleri kurulur.

Anlaşma ve Sözleşme Yönetimi

Bu yazılımlar, tedarikçilerle yapılan anlaşma ve sözleşmelerin dijital ortamda yönetilmesini sağlar:

Kolay Takip:Sözleşme şartlarının takibi kolaylaşır, ihlal durumlarında hızlı müdahale edilir.
Uyumluluk:Anlaşma şartlarına uyumluluk sürekli izlenerek sorunlar önceden tespit edilir.

Risk Yönetimi

Veri Güvenliği

E-satınalma yazılımları, hassas verilerin güvenli bir şekilde saklanmasını sağlar:

Güvenli Veri Saklama: Veri şifreleme ve güvenlik protokolleri ile bilgilerin güvenliği sağlanır.
Gizlilik:Hassas bilgilerin yetkisiz erişimlerden korunması, veri ihlallerini engeller.

Risk Analizi

Yazılımlar, tedarik zinciri risklerini analiz eder ve olası problemleri öngörerek önlem alınmasını sağlar:

Önleyici Tedbirler: Tedarikçi iflası, teslimat gecikmeleri veya kalite sorunları gibi riskler önceden tespit edilir.
Proaktif Yönetim:Potansiyel sorunlara karşı proaktif önlemler alınarak operasyonel aksaklıklar minimize edilir.

Entegre Çalışma

ERP ve Diğer Sistemlerle Entegrasyon

E-satınalma yazılımları, ERP ve diğer kurumsal sistemlerle entegre çalışabilir:

Veri Bütünlüğü: Tüm sistemlerde verilerin tutarlılığı sağlanarak işlemler daha koordineli yürütülür.
Departmanlar Arası İşbirliği: Satınalma, finans ve lojistik gibi departmanlar arasında daha etkin işbirliği sağlanır.

Kullanıcı Dostu Arayüz

Modern E-satınalma yazılımları, kullanıcı dostu arayüzleri sayesinde kolay kullanım sağlar:

Kolay Öğrenim:Kullanıcıların yazılımı hızla öğrenip etkin kullanmasını sağlar.
Hata Azaltma:Kullanıcı hataları azalır, süreçler daha sorunsuz işler.

 Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk

 Çevresel Etki

E-satınalma yazılımları, çevresel etkileri göz önünde bulundurarak tedarikçilerin seçilmesini destekler:

Sürdürülebilir Tedarik: Çevre dostu tedarikçilerin tercih edilmesi, işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur.
Yeşil Satınalma:Enerji verimliliği ve atık azaltma gibi çevresel kriterler göz önünde bulundurularak yapılan alımlar, çevresel etkileri azaltır.

Sosyal Sorumluluk

Yazılımlar, sosyal sorumluluk ilkelerine uygun tedarikçilerin belirlenmesini ve izlenmesini sağlar:

Etik Ticaret: İşçi hakları, adil çalışma koşulları ve etik ticaret gibi konularda hassasiyet gösteren tedarikçilerle işbirliği yapılır.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk: İşletmenin sosyal sorumluluk hedeflerine katkıda bulunacak tedarikçi seçimleri yapılır.

E-satınalma yazılımları, satınalma yöneticilerine verimlilik, maliyet tasarrufu, iyileştirilmiş tedarikçi ilişkileri, risk yönetimi, entegrasyon ve sürdürülebilirlik gibi birçok avantaj sunar. Bu yazılımlar, satınalma süreçlerini daha şeffaf, kontrollü ve etkili hale getirerek işletmelerin rekabet gücünü artırır. Dijital dönüşüm sürecinde E-satınalma yazılımlarının kullanımı, gelecekte daha da yaygınlaşacak ve işletmelerin satınalma yönetiminde kritik bir rol oynamaya devam edecektir.

Karasu Limanı, Türkiye’nin Avrupa’ya Açılan Yeni Lojistik Kapısı Olacak

Satınalma Eğitimi Karasu Limanı, Türkiye'nin Avrupa'ya Açılan Yeni Lojistik Kapısı Olacak

Satınalma Eğitimi Karasu Limanı, Türkiye'nin Avrupa'ya Açılan Yeni Lojistik Kapısı OlacakKarasu Limanı, Türkiye ile Romanya arasında faaliyete başlayan Karasu-Köstence Ro-Ro Hattı ile Avrupa’ya açılıyor. Yeni Ro-Ro hattı, Türkiye ve Avrupa arasındaki ticaretin hızlanmasına, maliyetlerin düşmesine ve çevresel etkilerin azaltılmasına önemli katkılar sağlayacak. Yeni dönem, nakliyeciler, ihracatçılar ve ithalatçılar için yeni fırsatlar ve avantajlar sunarken Karasu Limanı’nın stratejik önemini de artıracak.

Karasu Limanı, yeni bir döneme giriyor. Marmara Bölgesi’nden Karadeniz’e geçiş kapısı olarak hizmet veren, İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiğinin azalmasına, taşıma maliyetleri ve sürelerinin düşmesine önemli katkılar sağlayan Karasu Limanı, Türkiye ile Romanya arasında faaliyete başlayacak yeni bir Ro-Ro hattına ev sahipliği yaparak hizmet ağını genişletiyor. 3 Temmuz 2024 tarihinde faaliyete başlayan Karasu-Köstence Ro-Ro hattının açılışı; Karasu Kaymakamı Mehmet Uğur Arslan, Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı, SEA Line üst düzey yetkilileri ve yerel otoritelerin geniş katılımı ile gerçekleşti. Karasu-Köstence Ro-Ro hattı, Avrupa’ya açılan önemli çıkış kapılarından biri olacak. Bu yeni hat, özellikle Kapıkule ve Hamzabeyli’de yaşanan uzun TIR kuyruklarında zaman kaybetmek istemeyen nakliyeciler için alternatif bir güzergâh sunacak. Türkiye-Romanya arasında gerçekleştirilecek yeni Ro-Ro hattı, nakliyecilere zaman ve maliyet avantajı sağlayarak ticaret ve lojistiği hızlandıracak. 

Kara Taşımacılığında Yaşanan Sorunlara Çözüm Sunacak

Karasu-Köstence Ro-Ro hattı, özellikle son yıllarda ülkemizden Avrupa’ya gerçekleşen kara taşımacılığında yaşanan sorunlara çözüm sunacak. Kara lojistiğinde yaşanan uzun bekleme sürelerine ekonomik ve çevreci bir alternatif olan Karasu Limanı çıkışlı Ro-Ro hattı, ilk etapta gün aşırı 100 tırın Avrupa Birliği ülkelerine çok daha hızlı ulaşımını sağlayacak. Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki ihracatı güçlendireceğini düşündüğümüz Karasu Limanı’nın Türkiye’nin Avrupa’ya açılan yeni lojistik kapısı olacağına inancımız tam.

Yeni Yatırımlarla Büyümeye Devam Edeceğiz

Karasu Limanı’nın, açıldığı günden bu yana yük grafiğini sürekli yukarıya taşıdığını, ithalat ve ihracatçı firmalar için talep gören, çözüm ortağı olan bir cazibe merkezi haline geldiğini söyledi. Erdem, “Karasu-Köstence Ro-Ro Hattı, Türkiye’nin Avrupa’ya açılan yeni kapısı olacak. Almanya, Belçika, Hollanda ve Fransa gibi Avrupa ülkelerine giden araçlar, bu hattı kullanarak zaman kazanacaklar. Ukrayna ve Moldova için de kritik öneme sahip olan bu güzergâh, Türkiye’den Romanya’ya ihracat yapan, Romanya’dan Türkiye’ye ithalat yapan ve Avrupa’ya transit taşımalar yapan firmalar için büyük avantajlar sunacak” dedi. Binlerce insana dolaylı olarak istihdam sağlayan Karasu Limanı’nın, bugün ve gelecekte çok büyük bir potansiyele sahip güçlü bir ticaret ekosisteminin tam merkezinde yer alıyor  “Karasu Limanı sahip olduğu avantajlı konumla İstanbul’u önemli bir kara ve deniz trafiği yükünden de kurtarıyor. Bölgenin gelişmiş sanayisine destek verebilmek için yeni yatırımlarla büyümeye devam edeceğiz” diye konuştu.  

İhracata Katkıda Bulunacak  

Yeni Ro-Ro hattı, 100 standart TIR kapasiteli Ro-Pax gemiyle hizmet verecek. Soğuk gıda taşımacılığında kullanılan frigo TIR’lar için de uygun olan gemi, 250 yolcu kapasitesine sahip. Her iki limandan gün aşırı kalkış saati 22:00 olmak üzere düzenli tarifeli seferler yapılacak. Karasu-Köstence Ro-Ro hattı, 12 saatlik kısa sefer süresi ile ihracat ve ithalatçıların rekabet gücünü artıracak. Avrupa’daki yeni pazarlara giriş imkânı sağlayarak Türk firmalarının ihracat potansiyeline katkıda bulunacak olan hat, Avrupa’dan Türkiye’ye yatırımları teşvik ederek Türkiye ekonomisine katkıda bulunacak. Deniz yolu taşımacılığı ile araçların daha az kilometre kat etmesi, kaza riskini azaltırken emisyonların düşürülmesine de katkı sağlayacak. Başlangıçta bir gemi ile haftada 4 sefer yapılacak, 2024 yılının son çeyreğinde ikinci geminin de devreye girmesiyle birlikte seferler her gün düzenlenecek.  Bu kapsamda, tek gemi ile yılda 175 sefer, ikinci gemi ile birlikte yılda 350 sefer yapılması hedeflenirken, ilk yıl 65 bin adet, devam eden yıllarda 100 bin adet araç kapasitesine ulaşılması öngörülüyor.  

Karadeniz’den Dünyaya Açılan En Modern Liman

İlk geminin Ocak 2017’de yanaştığı Karasu Limanı’ndan düzenli Ro-Ro seferleri Temmuz 2019’da başladı. 250.000 metrekare alan üzerine kurulu olan liman, 670 metre rıhtım alanı ve 11 metre su derinliği ile bölgedeki deniz taşımacılığına büyük katkı sağlıyor. Hizmet sunduğu geniş hinterland, sahip olduğu yüksek kapasite ve dünyanın en modern altyapı ve standartları ile sunduğu çok modlu taşıma avantajlarıyla Karadeniz’den dünyaya açılan en modern liman konumunda.

Karasu Limanı, yıllık 1 milyon 500 bin ton genel kargo / dökme yük ve 110 bin adet Ro-Ro ve 50.000 TEU konteyner yük kapasitesine sahip. 2023’te 1.147.101 ton/yıl genel ve dökme yük elleçlemesinin yanı sıra demir cevheri ve çimento yükünün de elleçlendiği Karasu Limanı’na, açılışından bugüne kadar Ro-Ro gemileri dahil 2.532 adet gemi yanaştı. Açıldığı Ocak 2017’den bugüne kadar Karasu Limanı üzerinden taşınan toplam yük miktarı 7,65 milyon ton olarak gerçekleşti. Karasu Limanı üzerinden en çok ithalatın yapıldığı ilk üç ülke ise 4,16 milyon ton ile Rusya, 1,48 milyon ton ile Ukrayna ve 176 bin ton ile Mısır oldu.

Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Karbonsuz Geleceğin Anahtarı !

Satınalma Eğitimi Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Karbonsuz Geleceğin Anahtarın

Satınalma Eğitimi Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Karbonsuz Geleceğin AnahtarınYenilenebilir enerji sektörü; elektrikli araçlar, ısı pompaları, büyük veri merkezleri ve kuantum bilgisayarlar gibi teknolojilerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için büyüme hızını artırmak zorunda görünüyor. , uzun süredir elektrik enerjisi üretiminin merkezinde yenilenebilir kaynaklarının olduğunu belirterek, “Günümüzde temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiş, tüm dünya için kritik bir hâle geldi. Yenilenebilir enerji teknolojilerini, iklim değişikliği etkilerinin geriye döndürülmesinde anahtar olarak görüyor, yatırımlarımıza Türkiye’nin her bölgesinde hız kesmeden devam ediyoruz.” dedi.

Enerji sektörü, özellikle küresel düzlemde karbonsuz elektrifikasyon ve sürdürülebilir enerji üretimi hedefleri doğrultusunda önemli adımlar atıyor. Fosil yakıtların yerini hızla yenilenebilir enerji kaynakları alırken, güneş ve rüzgar gibi doğal kaynakların verimli kullanımı, enerji üretiminde tarım alanları ve doğal yaşam alanları arasındaki dengenin korunmasını gerektiriyor. Özellikle endüstriyel süreçlerde ve ulaştırmada kullanılan yeşil hidrojen, hidrokarbonların yerine geçecek önemli bir enerji taşıyıcısı olarak öne çıkıyor. Suyun verimli kullanımı ve atmosferin korunmasıyla doğrudan ilişkili olan elektroliz teknolojileri, tarımsal su ihtiyaçları başta olmak üzere artan enerji talebinin dikkate alınarak sürdürülebilir şekilde karşılanması ve karbon salımının doğal dengeye kavuşturulmasında kritik bir rol oynuyor.

Teknoloji Kullanımı Çevresel Etkileri Minimize Ediyor 

Yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi arttıyor, elektrifikasyonun hızlanması ve iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle temiz enerjiye geçişin kritik hale geldiğini vurgulanıyor. “Ekstrem hava olayları enerji üretim verimliliğini etkilerken, verimli tüketimi de yeniden değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Ekipman dayanıklılığının artması ve tasarımların aşırı iklim olaylarına göre gözden geçirilmesi, kesintisiz üretimi sağlamak için önemli. Yenilenebilir enerji teknolojilerini enerji güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadelede anahtar olarak görüyor ve bu nedenle Türkiye genelinde temiz enerji yatırımlarımıza devam ediyoruz. Teknolojik gelişmelerin doğru yönetimi ve etik çerçevede kullanımı, enerji maliyetlerini kontrol etmek ve kaynakları verimli kullanmak açısından hayati önemde.” 

Yenilenebilir Enerjide Çığır Açıcı Teknolojiler 

Yenilenebilir enerjide devrim yaratacak yenilikler, “Hidrokarbon yakmanın bir süre daha devam etme zorunluluğu göz önünde bulundurulduğunda, güvenilir nükleer enerji teknolojileri ile enerji talebine cevap vermek, arz güvenliğini artıracak. Takip edilmesi elzem olan küçük modüler nükleer reaktörler gibi üretim kaynaklarının da hayatımıza girmesi için çalışılıyor. Aynı zamanda, güneş ve rüzgar enerjilerinden yararlanarak tüketim yerlerine yakın bölgelerde, elektrik üretecek dağıtık mikro şebekeler geliştiriliyor. Böylece hem iletim şebekesinin yükü bir miktar azaltılıyor hem de elektriğin yüksek taşıma maliyetinden tasarruf sağlanabiliyor.” dedi.  Yenilenebilir enerji üretimi artıklarından hidrojen ve saf su üretiminin gerçekleştirilebilmesi konusun da ,  “Yüksek ısı enerjisi ihtiyacı için suyun kapalı çevrim kullanılacağı hidrojen-oksijen-su döngüsü sağlanırken, karbondioksit salımı tutularak yenilenebilir enerji desteği ile tekrar sentetik metana dönüşümü ardından saf su elde edilebiliyor. Hidrojen üretimi için yenilenebilir enerji fazlasından yararlanılması ve batarya depolama teknolojisi sayesinde elektrik enerjisine ihtiyaç duyulduğunda anlık destek sağlanarak şebeke kalitesinin korunması, çığır açan teknolojiler arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu.

Enerjide Sürdürülebilirliği, Pil Teknolojileri ve Depolama Çözümleri Sağlıyor

Yenilenebilir enerji kaynaklarının düzensiz üretimi ve talebi karşılamak için sürekli olarak depolama teknolojileri gelişTİRİLİYOR “Pil teknolojileri ve diğer depolama çözümleri, tüketicilere ekonomik ve güvenilir elektrik sağlamanın yanı sıra enerji sistemlerinin sürdürülebilirliğini de artıracak. Bu teknolojiler, enerji üretim tesislerinin üretim kapasitelerini ve verimliliğini optimize etmek, elektrik enerjisinin transferi ve ticareti ile sınırları aşan çözümler sunmak, arz-talep dengesini hassas bir şekilde yönetmek için önemli bir görev görüyor.” dedi.

Enerji Altyapılarımıza Son Teknolojileri Entegre Ediyoruz  

Elektrikli araçlar, ısı pompaları, büyük veri merkezleri ve yapay zeka algoritmalarını çalıştıracak kuantum bilgisayarlarının enerji yönetiminde önemli araçlar, “Bu teknolojilerin etik çerçevede kullanılması, enerji verimliliğini artırırken doğal kaynakları korumamıza ve zamanımızı verimli kullanmamıza olanak tanıyor. Mevcut enerji altyapılarımızı gelişen teknolojilerle bütünleştirerek üretim ve tüketim verimliliğini artırmaya devam ediyoruz. Akıllı şebeke sistemleri, yapay zeka ve veri analitiği, enerji tüketim modellerini optimize ederek enerji tasarrufunu maksimize etmemizi sağlıyor. Yapay zeka ile enerji tesislerimizin projelendirme, yapım, üretim planlama ve bakım süreçlerinde kaynak-zaman yönetimini optimize ediyoruz. Böylece, enerji arz-talep dengesini doğru öngörebiliyor, tesislerimizin ömrünü uzatıyor ve kapasite kullanımını artırıyoruz.” dedi.