Alım Talebi: Bütün Tavuk (Piliç)

Alım Talebi Bütün Tavuk (piliç)

Bir firmamız için, günlük 4-5 tondan başlayarak, 10 tona kadar, dökme ürün olacak şekilde bütün tavuk alımı yapılacaktır. Bu miktarı sağlayacak tedarikçi firma aranmaktadır. Teslimat yeri İstanbul – Bağcılar olup, ödeme şekli, teslimatta havale veya kredi kartı iledir.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Bütün Tavuk (piliç)

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Ege Bölgesi Türkiye’nin Baharat İhracatının Yüzde 64’ünü Yapıyor

Satınalma Eğitimi Ege Bölgesi Türkiye’nin Baharat İhracatının Yüzde 64’ünü Yapıyor

Baharat Sektörü 2024 Yılına Güçlü Başladı, Sektör İki Turquality Projesi Ile Büyüyecek

Kekik ve defnenin üretim ve ihracatında dünya lideri olan Türk baharat ihracatçıları 2024 yılına yüzde 51 artışla başladı. Baharat sektörü Ocak-Şubat döneminde ihracatını 56 milyon dolardan 86 milyon dolara çıkardı. Bu ihracatın 54 milyon dolarlık kısmını ise Egeli ihracatçılar gerçekleştirdi. Baharat ihracatı miktar bazında da ilk iki ayda yüzde 31 artışla 24 bin tona ulaştı.

Satınalma Eğitimi Ege Bölgesi Türkiye’nin Baharat İhracatının Yüzde 64’ünü YapıyorEge İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki baharat ihracatçıları Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği bünyesinde bulunuyor.

Baharat İhracatını Artırmak İçin İki Turquality Projesi 

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Fuat Gürle, “Türk gıda ürünlerinin ABD pazarında bilinirliğini ve ihracatını artırmak için Ege İhracatçı Birlikleri tarafından 6 yıldır TURQUALITY Projemizi yürütüyoruz. Bu projenin en önemli ayaklarından birisi Türk baharatlarının tanıtımıydı. Şimdi ise Birliğimiz ve Akdeniz Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ortaklığında yürütülmesi planlanan “Turkish Herbal Tea” adlı Turquality Projemiz Ticaret Bakanlığı tarafından onaylandı. Proje ile 2023-2026 yılları arasında 4 yıllık bir süreçte tanıtım faaliyetleri yürütmeyi, bu faaliyetlerle kekik, adaçayı, defne, biberiye, meyan kökü gibi ürünlerin desteklenen kalemlerle tanıtımlarını yaparak ihracatta büyüme sağlamayı hedeflemekteyiz. ABD ve Almanya öncelikli hedef pazarlar olmak üzere hedef pazarlarda sağlık temalı Türk tıbbi ve aromatik bitkilerinin bitki çayı özelinde tanıtımını yapmayı planlıyoruz.” dedi.

Türkiye’nin Baharat İhracatının Merkez Üssü Ege Bölgesi

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Öztürk, “Türk baharat sektörü, 2023 yılında yüzde 10 artışla 186 milyon dolarlık baharat ihracatına imza attı. Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi ise baharat ihracatının yüzde 64’ünü gerçekleştirerek 118 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’de üretilen baharatları, 2023 yılında 153 ülkeye ihraç ettik. 2023 yılında ihracatımızda ilk sırada olan ülkeler; ABD’ye 23 milyon dolarlık, Almanya’ya 21 milyon dolarlık, Çin’e 10 milyon dolarlık, Fransa ve Tayland’a 6 milyon dolarlık, Birleşik Krallık, Hindistan ve Hollanda’ya 4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Uzakdoğu’nun en büyük gıda fuarı olan Foodex Japan Fuarı’na Türkiye Milli Katılım Organizasyonun bu yıl 26.’sını yaparak Türk baharatlarını da tanıtıyoruz. Japonya’nın son 5 yılda gıda ithalatı yüzde 17’lik artışla 62 milyar dolardan 73,6 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde Türkiye’nin Japonya’ya yaptığı gıda ihracatı ise; yüzde 72’lik artışla 164 milyon dolardan 282 milyon dolara yükseldi. Japonya pazarında güçlüyüz, verimli bir fuar geçiriyoruz. Günümüzde yıllık 200 milyon dolar ihracat rakamına ulaşan baharat ihracatımızı uzun vadede 1 milyar dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Ürünlerdeki Kalite Sorunu Üreticide Çözülmeli

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “2023 yılında 51 milyon dolarla kekik, 45 milyon dolarla defne, 17 milyon dolarla kimyon, 14 milyon dolarla toz biber, 7 milyon dolarla sumak ve adaçayı en fazla ihraç ettiğimiz ürünler arasında yer alıyor. Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatın devamlılığı için ürünlerdeki kalite sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide çözülmeli. Uzun süredir İl Tarım ve Orman Müdürlükleri ile birlikte toplantılar ve eğitimler düzenleyerek yabancı ot kalıntısı nedeniyle ortaya çıkan ürünlerdeki kalite sorununun ortadan kaldırılması için yapılması gerekenleri anlatıyoruz.” diye konuştu.

Analiz Fiyatları Makul ve İhracatı Destekler Boyutta Olmalı

Tarakçıoğlu, “Ürünlerdeki kalite sorununun ortadan kaldırılması için Tarım Bakanlığı, ihracatçı ve üretici işbirliği yapmalı. Üretimden paketlemeye kadar tedarik zincirinin komple çözüme kavuşturulması lazım. Analiz masrafları ihracatçıya maliyet oluşturuyor. Piyasa fiyatlarıyla analiz yapılmalı. İhracatın önünü açmak için analiz fiyatları makul ve ihracatı destekler boyutta olmalı. ABD pazarında ihracatımız istikrarlı bir şekilde devam ediyor. Uzakdoğu ve Avrupa’da defne ihracatında yoğun artış var. Kekik ve adaçayında kalite sorunu var. Düşük kur ihracatçılar için problem yaratıyor. Döviz kurları ihracatı destekler boyutta olmalı. İşçilik ve enerji maliyetleri arttı. Navlun fiyatları hareketlendi ve tekrardan yükselişe geçti. Enflasyonun hareketli olduğu bir ortamda maliyet yapmakta güçlük çekiyoruz.” dedi.

Akrilik Asit Üreticisi Aranıyor

Alım Talebi Akrilik Asit üreticisi Aranıyor

Türkiye’de akrilik asit üreten bir firma aranmaktadır. Yeni bir tesis kuruluşunda gerektiği için Türkiye’de üretim yapan bi firma olması gerekmektedir. Akrilik asit İthal eden değil, üreten bir firma olmalı.

Akrilik asitin teslimatı Gebze’ye yapılacaktır. Ödeme nakit (peşin) olacaktır. İlgilenen üreticilerin miktar, termin vb. detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Akrilik Asit üreticisi Aranıyor

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Microsoft TR’nin Düzenlediği “Kamuda Siber Güvenlik” Etkinliğinde Teknoloji Liderleri Bir Araya Geldi

Satınalma Eğitimi Microsoft Tr’nin Düzenlediği “kamuda Siber Güvenlik” Etkinliğinde Teknoloji Liderleri Bir Araya Geldi

Microsoft Türkiye’nin Ankara’da Düzenlediği “Kamuda Siber Güvenlik” Etkinliğinde Kamu, Özel Sektör ve Teknoloji Liderleri Bir Araya Geldi

Satınalma Eğitimi Microsoft Tr’nin Düzenlediği “kamuda Siber Güvenlik” Etkinliğinde Teknoloji Liderleri Bir Araya GeldiMicrosoft Türkiye’nin 5 Mart Salı günü Ankara Marriott Hotel’de düzenlediği “Kamuda Siber Güvenlik” konulu etkinlik Microsoft yöneticilerini, kamu & özel sektör paydaşlarını ve teknoloji liderlerini bir araya getirdi. Etkinlikte söz alan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, en büyük hedeflerinin Türkiye’yi teknolojiyle kalkınan ülkeler arasında zirveye taşımak olduğunu belirterek, Microsoft’un bulut ve yapay zeka gibi ileri teknolojilerin Ar-Ge’sine yılda 27 milyar dolar yatırım yaptığına dikkat çekti.

Microsoft Türkiye5 Mart Salı günü Ankara Marriott Hotel’de “Kamuda Siber Güvenlik” konulu bir etkinlik gerçekleştirdi. Microsoft yöneticilerini, kamu & özel sektör paydaşlarını ve teknoloji liderlerini bir araya getiren etkinlik, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin’in açılış konuşmasıyla başladı. Organizasyon kapsamında siber güvenlik & siber dayanıklılık; güvenlik operasyonlarının dönüşümü; bulut & yapay zeka & veri alanında yönetim ve regülasyonlar; sorumlu & yaratıcı yapay zeka; yeni nesil kodlama platformları gibi teknoloji dünyasının en fazla merak edilen gündem maddeleri, alanlarında uzman isimler tarafından canlı demolar eşliğinde değerlendirildi.

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin: “En büyük hedefimiz Türkiye’yi teknolojiyle kalkınan ülkeler arasında zirveye taşımak”

Levent Özbilgin, açılış konuşmasında Microsoft’un Türkiye’deki 30. yılını kutladığı için bu senenin kendileri için daha özel olduğunu belirterek Microsoft Türkiye’nin 30 yıllık tarihinde iz bırakan faaliyetleri değerlendirdi. Özbilgin, “Geçtiğimiz 30 yıl içinde Türkiye’de yarattığımız katma değerin önemli bir kısmını eğitim alanına yönelik çalışmalarımız oluşturuyor. Eğitim kurumlarına ücretsiz lisans sağlama; öğretmen ve öğrencilere ücretsiz eğitim programları sunma gibi faaliyetlerimizle gurur duyuyoruz. Microsoft Türkiye olarak aynı zamanda bölgede 400’e yakın çalışanımızla bölgesel bir operasyon merkezi görevi de üstlendik ve Türkiye’ye 500 milyon dolardan fazla sermaye getirdik. Son yıllarda yaptığımız Microsoft Türkiye Teknoloji Merkezi, Microsoft Türkiye Perakende Deneyim Merkezi, MEXT içinde açtığımız Microsoft Üretim Merkezi ve Microsoft Türkiye Ar-Ge Merkezi gibi yatırımlarla hem kamu hem özel sektördeki paydaşlarımıza çözüm üreten platformlar yaratmış olmak da bizim için ayrı bir gurur” dedi.

Özbilgin: “Microsoft, ileri teknolojilerin gelişimi için yılda 27 milyar dolarlık Ar-Ge yatırımı yapıyor”

Türkiye’yi teknolojiyle kalkınan ülkeler arasında zirveye taşımayı hedeflediklerine vurgu yapan Levent Özbilgin, bu doğrultuda özellikle hibrit ve hiper ölçekli bulut kullanımını mümkün kılmak için altyapı ve ekosistem oluşturmaya yatırım yaptıklarına dikkat çekerek “Dünyada çalışan en büyük ölçekli bulut Microsoft Azure. İleri model yapay zeka uygulamalarının bugün Azure üzerinde gerçek zamanlı hesapladığı parametre sayısı trilyonlarla ölçülüyor. Bunun altında sihir yok, Microsoft’un ileri teknolojilerin gelişimine yılda 27 milyar dolar Ar-Ge yatırımı yaptığı gerçeği var. Öte yandan 2023 yılında Türkiye’de kamu ve özel sektörü arasında teknolojiye harcanan bütçe ise maalesef sadece 4.1 milyar dolar. Biz teknoloji ekosistemi olarak bu rakamı yükseltmek için elimizden geleni yapıyoruz ancak Ar-Ge olmadan teknoloji olmuyor. Yapay zekanın özellikle gelişmekte olan uluslar için büyük bir sıfırlayıcı olduğunu unutmamalı ve bu avantajı zaman kaybetmeden kullanmalıyız. Biz Microsoft Türkiye olarak yapay zeka ve bulut gibi ileri teknnolojilerin Türkiye’nin ulusal rekabet gücüne güç katabilmesi için çalışmayı misyon edindik. Bunun için de yapay zeka ve bulut bulgularına net şekilde milli veri egemenliğimizi ön planda tutacak dengeli bir regülatif yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

“Siber Güvenlikte Dijital Ticaret Koridorları” başlıklı oturumda Microsoft Kamu Sektörü endüstri Danışmanı Emre Güngör ile Dtech Cloud CEO’su ve Demirören Medya CTO’su Yavuz Emir Beyribey farklı ülkelerde ve farklı pazarlarda kamuya yönelik güvenlik çözümlerinden ve kamunun konuya yaklaşımından bahsettiler. “Yapay Zeka Çağında Siber Dayanıklılık ve Güvenlik” başlıklı oturumda ise siber güvenlik uygulamaları ve Microsoft’un en yeni yapay zeka asistanı Copilot’un kullanım senaryoları Microsoft yöneticileri tarafından demolar eşliğinde anlatıldı.

“Kamuda Siber Güvenlik” etkinliği, eşzamanlı olarak gerçekleştirilen “Güvenlik” / “Yaratıcı Yapay Zeka” ve “Yazılım Geliştirmenin Geleceği” başlıklı 3 farklı panelle sona erdi.

Endüstriyel Fırın İmalatında Refrakter & İzolasyon Uygulaması

7 Gündem Satınalma Dergisi Endüstriyel Fırın İmalatında Refrakter & İzolasyon Uygulaması

7 Gündem Satınalma Dergisi Endüstriyel Fırın İmalatında Refrakter & İzolasyon UygulamasıSon yıllarda enerji maliyetlerinin artması ile enerji verimliliği gibi kavramları daha çok duyar olduk. Özellikle yüksek enerji talebi olan endüstriyel tesisler, maliyetlerini düşürmek adına birçok proses geliştirme ve enerji verimlilik çalışmaları yürütüyor.

Bu süreçte fırın üreticileri olarak bizler, müşterilerimize düşük enerji maliyetleri sunan fırın sistemleri sağlayabilmek adına özellikle ısıtma soğutma ekipmanları ve izolasyon malzemeleri konusundaki yenilikleri yakından takip ediyoruz.

Bugünkü yazımda yüksek sıcaklık izolasyon ve refrakter malzemeler konusunda sektörün öncü firmalarından biri olan AKM Metalurji firması Satış Koordinatörü İlker Arısoy ile görüşmemizde oluşturduğum notları sizlerle paylaşmak istedim.

Enerji, Petrokimya, Demir Çelik, Alüminyum, Cam ve Seramik sektörü başta olmak üzere tüm bacalı endüstriler için gerekli enerjiyi üretmek adına farklı fırın ve kazan tipleri kullanılmaktadır.

Bildiğiniz gibi endüstriyel fırınlar, nihai kullanıcının konusuna göre ısıtma, ergitme veya pişirme gibi işlemlerde kullanılmaktadır. Sistemin hedeflenen sıcaklığa ulaşmasını, ısının istenen süre boyunca muhafaza edilmesini ve hedeflenen prosesin gerçekleşmesini sağlarlar. Refrakter malzemeler, işte tam da bu sürecin sağlıklı gerçekleşmesini sağlayan ana bileşenlerden biridir.

Refrakter malzemeleri kısaca ateşe ve yüksek sıcaklığa dayanıklı malzemeler olarak tanımlayabiliriz. Genel olarak, 538 °C’nin (1000 °F) üzerindeki sıcaklıklarda kimyasal ve fiziksel yapısı bozulmadan kullanılabilen ve metal olmayan her türlü materyal, bu tanımın kapsamına girmektedir. Refrakter malzemeler prosese göre uygun kimyasal kompozisyon ve formlarda üretilip kullanılmalıdır. Doğru refrakter malzeme seçimi ve uygulaması ile proses ve kalite iyileştirmeleri, enerji tasarrufu ve fırın bakım sürelerinin uzaması gibi konularda faydalar sağlayabilir.

Refrakter üç

Genel olarak sektörde yüksek alüminalı ağır tuğla ve betonlar refrakter malzemeler olarak tanımlanmaktadır. Bu sebeple, cam elyaf & seramik elyaf ürünler, taş yünleri, Ca-Si plakalar ve düşük alüminalı hafif izole tuğlalar yüksek sıcaklık izolasyon ürünleri olarak değerlendirilmektedir.

Endüstriyel fırınlarda, izolasyon ve refrakter malzeme seçimi yapmak için öncelikle prosesin ve fırın içi şartların doğru şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Fırının tipi, ebatları, ısıtma tipi, fırın içi atmosfer, çalışma sıcaklığı, çalışma süreleri gibi ön bilgiler fırının genel izolasyon tipinin belirlenmesi için yeterli olacaktır.

Doğru izolasyon sistemini oluşturmak için fırının her bir bölümünün ayrı değerlendirilmesi ve uygun ürün seçimlerinin yapılması çok önemlidir. Tercih edilen izolasyon sistemlerinin mutlaka ısı hesap programında simüle edilip, sonrasında hedeflenen fırın dış sıcaklığının elde edildiği teyit edilmelidir.

7/24 çalışan, agresif atmosfere sahip fırınlar ve mekanik mukavemet gerektiren proseslerde, arka izolasyonun doğru yapılması kaydı ile daha çok tuğlalı veya betonlu sistemler tercih edilmektedir. Fırın içi sıcaklık değişimleri yüksek olan, devamlı çalışmayan ve termal şok yaşanabilecek fırınlarda ise elyaflı sistemler doğru seçim olacaktır.

Elyaf izolasyon sistemlerinde fırın içi hava akış hızına göre seramik veya çözünebilir elyaf battaniyeler, serme halinde veya modül formlarında uygulanabilir. Elyafların yüzey sertliğini arttırmak ve daha uzun süreli kullanabilmek adına ürün üzerine sertleştirici solüsyonlar uygulanabilmektedir. Aynı şekilde plaka formunda elyaf ürünler diğer bir tercih olarak değerlendirilebilir.

Sıvı veya gaz halinde metal teması olan alanlarda gerekli sınıflandırma sıcaklığına sahip, korozyon direnci yüksek, alkali ataklarına dayanıklı özel refrakter tuğla veya betonlar kullanılmaktadır. Bu tip sistemlerin ısı iletkenliği yüksek olduğu için izolasyon yeteneği sınırlıdır. Farklı arka izolasyon ürünleri ile sistem mutlaka desteklenmelidir.

Beton uygulamalarında betonun içindeki suyu bertaraf ederken kötü bir sürpriz yaşamamak adına kürleme diyagramına harfiyen uyulmalıdır. Aynı şekilde, fırının ısınması ve soğuması sürecinde beton yüzeyde bir deformasyon oluşmaması adına, mutlaka dilatasyon boşluklarına dikkat edilmeli ve beton blokların arasında uygun izolasyon malzemesi kullanılmalıdır.

Prosese uygun malzeme seçimi, izolasyon katmanlarının ve kalınlıklarının belirlenmesi, ankraj yerleşim planı, uygulama detayları gibi konulara önem verilmesi gerekmektedir. Bilinçli izolasyon dizaynı, kaliteli malzeme kullanımı ve doğru işçilik ile ileride yaşanması olası birçok problemin önüne geçilebilmektedir. Sorunsuz çalışan bir fırın, plansız duruşlara neden olmayacağı için üretim kaybı yaşatmayacaktır. Bakım sürelerinin kısa ve daha düşük bütçeli olmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda, yüksek enerji verimliliğinin sağlanması ile hedeflenen enerji maliyetleri elde edilecektir. Bu sebeple dizayn çalışmaları, yüksek kaliteli izolasyon ürünleri ve doğru işçilik için yapılacak ek küçük maliyetlerin, bu bedellere kıyasla çok büyük kazançlar sağladığı unutulmamalıdır.

Refrakter Iki

Hedef enerji maliyetlerinin devamını sağlayabilmek adına, belirli aralıklarla fırın dış konstrüksiyonundan termografi çalışmalarının yapılması sağlıklı olacaktır. Basitçe, fırının farklı bölgelerindeki ısı haritası çıkarılmalı ve problemli olan bir alan var ise hızlıca müdahale edilmelidir. Bu tip küçük revizyonlar fırının daha uzun süre hizmet vermesini sağlayacak ve uzun süreli üretim kayıplarının önüne geçecektir.

Refrakter Bir

Katkılarından dolayı AKM Metalurji firması Satış Koordinatörü İlker Arısoy’a teşekkürlerimi sunarım.

Cavit SOY

İstanbul PPP Week ( KÖİ Haftası) Başladı

Satınalma Eğitimi İstanbul Ppp Week ( Köi̇ Haftası) Başladı

Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) Araştırma Merkezi ve DEİK İşbirliğiyle Düzenlenen İstanbul PPP Week (KÖİ Haftası) Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu Katılımıyla Başladı.

Satınalma Eğitimi İstanbul Ppp Week ( Köi̇ Haftası) BaşladıKÖİ Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, “PPP Week, KÖİ alanındaki aktörleri, tek bir platformda açık diyalog içinde buluşturarak, modeli birlikte tartışmak, iyi uygulamaları paylaşmak, mevcut koşulları değerlendirmek, iş birliği ve ortaklıklar başlatmak için küresel bir platform”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “PPP (KÖİ) projeleri, eşitsizlikleri adil bir şekilde gidermek için büyük fırsatlar sunuyor”

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, “KÖİ projeleri, Türkiye’nin başarı hikâyesinde büyük rol oynuyor”

DEİK Başkanı Nail Olpak, “Çevre odaklı büyümenin önemli araçlarından biri de yatırımlarda PPP (KÖİ) modelinin kullanılmasıdır”

Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) Araştırma Merkezi tarafından Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) işbirliğiyle düzenlenen İstanbul PPP Week (KÖİ Haftası), PPP: Global Greener Growthful (KÖİ: Küresel, Çevreci, Büyüyen) mottosuyla başladı. Yaklaşık 60 ülkeden bürokratlar, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, firma yetkilileri, akademisyenler, öğrenciler ve sektör profesyonelleri yanı sıra; altyapı firmaları, uluslararası kurumlar ve mega proje temsilcilerinin katıldığı hafta, dört gün sürecek. Etkinliğin açılışında konuşan KÖİ Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Eyüp Vural Aydın, 63 ülkeden yaklaşık 200 delegenin katılımıyla başlayan haftanın önemli bir küresel etkinlik olduğuna dikkat çekti. Aydın, “PPP Week, KÖİ alanındaki aktörleri, tek bir platformda açık diyalog içinde buluşturarak, modeli birlikte tartışmak, iyi uygulamaları paylaşmak, mevcut koşulları değerlendirmek, iş birliği ve ortaklıklar başlatmak için küresel bir fırsat sunuyor” dedi. Altyapı projelerinin hem gelişmekte olan ülkeler hem de görece daha yoksul ülkeler için önemini vurgulayan Aydın, PPP Week süresince, enflasyon, iklim değişiklikleri, bölgesel çatışmalar, ticaret savaşları gibi olumsuzluklara rağmen, gelişmekte olan ülkeler için sürdürülebilir, dayanıklı, yeşil geçiş ve insan odaklı altyapıyı tartışacaklarını sözlerine ekledi.

“PPP Projeleri eşitsizliğe karşı fırsat sunuyor”

KÖİ Haftası açılışında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, doğru, akıllı, çevreci ve sürdürülebilir altyapı projelerine olan ihtiyaca dikkat çekerek, “PPP (KÖİ) projeleri, eşitsizlikleri adil bir şekilde gidermek için büyük fırsatlar sunuyor. Yeter ki kurgulanırken insana odaklı olsun” diye konuştu. Şimşek, KÖİ projelerinin ciddi bir hizmet ürettiğine dikkat çekerek, bunun ekonomik anlamda olumlu yansımalarının da çok açık şekilde göründüğünü ifade etti. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu da konuşmasında, PPP Haftası’nın global ölçekte önemine dikkat çekerek, “KÖİ projeleri, 2003’ten bu yana Türkiye’nin altyapı odaklı başarı hikayesinde önemli rol oynuyor” dedi.

Türkiye’nin son 20 yılda PPP modeliyle gerçekleştirdiği projeler ile ciddi bir deneyim ve uzmanlığa sahip olduğuna dikkat çeken DEİK Başkanı Nail Olpak ise“Çevre odaklı büyümenin önemli araçlarından biri de yatırımlarda PPP modelinin kullanılmasıdır. Dolayısıyla yeşil dönüşüm odaklı küresel bir büyümeye ihtiyacımız var. Şimdi altyapımızı geliştirmek ve yeşil ekonomiye geçişi sağlamak için daha fazla yatırıma ihtiyacımız var. Bu nedenle yeni bir anlayış ve belki yeni modellerle doğru PPP modellerinin kullanımını artırmamız gerekiyor. Ben bunu yeni nesil PPP olarak adlandırıyorum.” diye konuştu.

PPP Week Ödülleri İlk Kez Verildi

İstanbul PPP Week kapsamında, bu yıl ilk kez başarı ödülleri de verildi. Projelerin, stratejik hedefleri, büyüklüğü, coğrafi ya da sektörel çeşitliliği, trendlere olan uyumu, yenilikçilik derecesi gibi özelliklerinin değerlendirildiği ödüller ve kazananlar şöyle:

Yılın ESG (çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim) Projesi Ödülü: Avrasya Tüneli Türkiye

Yılın En İyi Sosyal Altyapı Ödülü: Katar School PPP Program

Küçük Ölçekli Kamu-Özel İş Birliği Projeleri Ödülü: Kırgızistan Cumhuriyeti

Yılın Finansmanı Ödülü: Syrdarya Özbekistan

Yılın En Aktif PPP Merkezi Ödülü: NCP Suudi Arabistan

PPP Haftası Özel Ödülü: Fast Infra Group

IBAKTECH, 4 Günde 4 Milyar Euroluk Ticaret Hacmi Hedefliyor

Satınalma Eğitimi Ibaktech, 4 Günde 4 Milyar Euroluk Ticaret Hacmi Hedefliyor

Alanında dünyanın ikinci, Avrasya’nın en büyüğü unvanına sahip uluslararası IBAKTECH Fuarı, 24-27 Nisan tarihleri arasında unlu mamul endüstrisi, çikolata- dondurma- tatlı üreticileri ve HORECA sektörü profesyonellerini 14. kez bir araya getirecek. Önceki yıllarda Avrupa, Afrika ve Orta Doğu bölgelerinden gelen 80 binden fazla profesyonel ziyaretçiyi ağırlayan IBAKTECH, katılımcılarına yeni pazarlara ulaşma fırsatları sunarken, sektör profesyonellerinin yatırım kararlarında önemli bir rol oynamaya devam edecek. Türkiye’nin önde gelen kuruluşları tarafından da desteklenen fuarda; 4 milyar euro ticaret hacmi gerçekleşmesi hedefleniyor…

Satınalma Eğitimi Ibaktech, 4 Günde 4 Milyar Euroluk Ticaret Hacmi HedefliyorMesse Stuttgart Ares Fuarcılık tarafından düzenlenecek olan fuar; 6 salonda, 30 bin m2’lik alanda organize edilecek. Ticaret Bakanlığı, KOSGEB, GIDABİL, EKMADER ve Türkiye Fırıncılar Federasyonu’nun desteğiyle düzenlenecek olan IBAKTECH, Türkiye, Almanya, Azerbaycan, İtalya, Fransa, Slovenya, Ukrayna, Çin, İran, Lübnan ve Suriye’den 300’ün üzerinde katılımcıya ve 500’ün üzerinde markaya ev sahipliği yapacak. Bu sayede ziyaretçiler farklı ülkelerden gelen sektör profesyonelleri ile iletişim kurarak iş birlikleri ve ticari ilişkiler geliştirebilecekler.

Fuar; ekmek – pasta makinaları, hamur makinaları, ekmek – pasta katkı maddeleri, çikolata ve üretim teknolojileri, dondurma ve üretim teknolojileri, ambalaj makinaları, dekor malzemeleri, fırın – pastane ekipmanları, pişiriciler, gıda ve içecek, gıda & içecek makine ve ekipmanları, konveyör sistemleri ve ekipmanları, makine ekipmanları otel, kafe – bar mutfak ekipmanları, soğutma grupları, dondurulmuş ürünler, mobilya dekorasyon, dernek, sektörel yayınlar gibi tüm sektörleri tek çatı altında bir araya getirerek, dünya gıda ve teknolojileri ticaretine yön verecek.

“ULUSLARARASI İŞ BAĞLANTILARININ BULUŞMA NOKTASI OLACAK”

Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Genel Müdürü Ufuk Altıntop, IBAKTECH fuarının sektördeki önemine değinerek; “IBAKTECH fuarı, ekmek, pasta, çikolata, şekerleme ve dondurma sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların bir araya geldiği ve son teknolojileri bir arada görebileceği önemli bir platform. Bu yıl 4 günde yaklaşık 4 milyar euroluk ticaret hacminin yaratılmasının hedeflendiği fuarda; Almanya, Azerbaycan, İtalya, Fransa, Slovenya, Ukrayna, Çin gibi ülkelerden gelen katılımcılar sektördeki en son teknolojileri sergileyecekler. Geçtiğimiz yıllarda, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Bölgeleri başta olmak üzere 115 ülkeden 80 binin üzerinde profesyonel ziyaretçiyi ağırlayan IBAKTECH, hem katılımcılarına yeni pazarlara ulaşmaları için fırsatlar sunmuş hem de uluslararası bir ticari platform olarak sektör profesyonellerinin yatırım kararlarındaki önemini bir kez daha ortaya koymuştu. Bu başarısıyla alanında dünyanın ikinci büyük fuarı olma konumunu koruyor. Katılımcılar ve ziyaretçiler, bu fuar sayesinde sektördeki gelişmeleri takip ederek, potansiyel yeni iş ortakları ile bağlantı kuracak ve uluslararası pazarlara açılma fırsatı yakalayabilecek ” ifadelerini kullandı.

Güneş Sektörünün Dünyadaki En Büyük 5. Buluşması için Geri Sayım Başladı !

Satınalma Eğitimi Güneş Sektörünün Dünyadaki En Büyük 5. Buluşması Için Geri Sayım Başladı !

Türkiye’nin Sektördeki Potansiyelini Ortaya Çıkarmak, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme Hedefine Ulaşmak için Tüm Gücü ile Çalışmalarını Sürdüren, Sektörden Aldığı Güven ile Sınırlarını Uluslararası Arenaya Taşıyan SolarEX İstanbul, 4-6 Nisan 2024 Tarihlerinde 16.kez Kapılarını Açmaya Hazırlanıyor.

Satınalma Eğitimi Güneş Sektörünün Dünyadaki En Büyük 5. Buluşması Için Geri Sayım Başladı !Uluslararası arenada statü kazanarak güneş enerjisi ve teknolojileri sektöründe dünyanın en büyük 5 fuarı arasında yer alan SolarEX İstanbul, Türkiye yüzyılını güneşin gücüyle büyütmek için milyon dolarlık anlaşmalara imza atmaya hazırlanıyor. Yeni eklenen salonları ile 65 bin m2’lik fuar alanında yerli ve yabancı 500’e yakın katılımcı firması ve binlerce ziyaretçisi ile kapılarını açmaya hazırlanan etkinlik, sektör için yeni yatırım alanları yaratmaya ve sektöre yön vermeye devam ediyor.

Enerjide Yeni Yatırımlar ve Büyüme Stratejileri SolarEX İstanbul’da Belirleniyor!

Türkiye’nin uluslararası arenada sektöründeki ilk ve en büyük organizasyonu SolarEX İstanbul, 16. yılında güçlü ve hızlı büyümesini sürdürerek dünyanın dört bir yanında yapmış olduğu reklam ve tanıtım çalışmaları ile sektörün en iyi oyuncularını ve satın alım heyetlerini sektörün çatı organizasyonu olarak bir araya getiriyor. Sektör markalarının, enerjide büyümeye yönelik inovatif bakış açısıyla, çevresel ve sosyal değerleri ön planda tutarak, dünya standartlarındaki çalışmalarıyla yer aldığı Solarex İstanbul, 16.yılında mevcut alanlarını 5 kat daha büyüterek 150’ten fazla ülkeden yatırımcı ve nitelikli ziyaretçiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Fuarla Eş Zamanlı Gerçekleşen Konferans Oturumları Sektöre Yön Veriyor

Dünya genelindeki birçok STK, dernek, birlik ve kuruluşla işbirliği yapan SolarEX İstanbul, fuarla eş zamanlı gerçekleştireceği konferans oturumlarını simultane tercüman eşliğinde ve canlı yayın altyapısı ile gerçekleştirerek sektöre ışık tutmaya ve sektörde pusula olmaya devam ediyor. Güneş Enerjisinde Depolama Çözümleri salonu ile katılımcı ve ziyaretçilerine geleceğin enerji çözümlerini deneyimleme imkânı sunan SolarEX İstanbul, çevre dostu çözümlerle, sektörü bir araya getirerek tüm güneş enerjisi sanayisini bilinçlendirmeyi hedefliyor.

SolarEX İstanbul Ulaşım ve Konaklamada Avantajlı Fırsatlar Sunuyor!

Dünyanın dört bir yanından binlerce katılımcı ve ziyaretçiye ev sahipliği yapacak organizasyon; Türk Hava Yolları ile gerçekleştirdiği resmi havayolu anlaşması ile THY’nin yurt içi ve yurtdışı uçuşlarında %15, otel konaklama sponsoru WOW İstanbul Hotels & Conventions Center ile yaptığı anlaşmada ise %30’a varan indirim imkânı sağlıyor.

Güneş Sektörünün Dünyadaki En Büyük 5. Buluşması Için Geri Sayım Başladı !1Yılın Avrasya’daki En Büyük Güneş Enerjisi Buluşması İstanbul Fuar Merkezi’nde

Sektörde ilklerin öncüsü olarak sektörün en iyilerini, son teknoloji ürünleriyle 4-5-6 Nisan 2024 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde 16.kez bir araya getiren yılın en büyük buluşmasında katılmak, ücretsiz davetiye ve detaylı bilgi için; www.solarexistanbul.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Reeskont Faizi Öldü !

7 Gündem Satınalma Dergisi Reeskont Faizi öldü !

7 Gündem Satınalma Dergisi Reeskont Faizi öldü !Para borcunu geç ödeyen borçlunun ödemesi gereken temerrüt faizine ilişkin düzenleme, 3095 sayılı Kanun’da yer alır. Taraflar sözleşmede temerrüt faizine ilişkin bir anlaşma yapmamışlarsa, uygulanacak temerrüt faizi 3095 sayılı Kanun’a göre belirlenir.

Kanun, temerrüt faizi bakımından ticari iş ve ticari olmayan iş ayrımı yapar. Ticari olmayan işlere uygulanacak temerrüt faizi (yasal faiz) yıllık %9 olarak uygulanır. Ticari işlere uygulanacak temerrüt faizi bakımından ise, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ilan ettiği avans faizi oranına atıf yapılır. Ancak uygulamada dava ve icra takiplerinde, ticari işlerde temerrüt faizi olarak bazen reeskont faizinin talep edildiği görülür.

3095 sayılı Kanun’un Temerrüt Faizi başlıklı 2. maddesinde avans faizine atıf yapan düzenleme 1999’da getirildi. Öncesinde ise, ticari işler için bu maddede Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ilan ettiği reeskont faizine atıf yapılmaktaydı.

Bu değişikliğe rağmen avukatlar arasında nesilden nesile aktarılan dava dilekçelerinde reeskont faizi bir kalıp olarak yaşatılmaya devam ediliyor. Hâlbuki Kanun, 1999’dan bu yana avans faizine atıf yapıyor.

Bir dava ya da icra takibinde “reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesi” talep edilince hâkim, taleple bağlı olduğu için alacağın reeskont faiziyle tahsiline karar veriyor.

Ancak dikkat ! Reeskont faizi her zaman avans faizinden düşük olur. Bu sebeple, avans faizi talep etme imkânı varken reeskont faizi talep edildiğinde, daha düşük faiz talep edilmiş böylece hem müvekkil hem de vekâlet ücreti yönünden avukat zarar görmüş olur.

Sonuç: Reeskont faizi öldü! Artık bunu kabul edelim…

Prof. Dr. Umut YENİOCAK

“Yatırımcılar Ülkemizi Küresel ve Bölgesel Üretim Üssü Olarak Konumlandırsınlar”

Satınalma Eğitimi Yatırımcılar Ülkemizi Küresel Ve Bölgesel Üretim Üssü Olarak Konumlandırsınlar

Türkiye’yi Nitelikli Uluslararası Yatırımlarla Buluşturmada YASED Aktif Rol Oynuyor

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) 43. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, YASED’in Türkiye’yi nitelikli uluslararası yatırımlarla buluşturmada aktif rol üstlendiğini söyledi. Bakan Kacır, “Türkiye’de bulunan veya yeni yatırım yapmayı planlayan yatırımcılardan en temel beklentimiz, yatırım kararlarını alırken ülkemizi küresel ve bölgesel üretim üssü olarak konumlandırmaları ve yatırımlarını tamamlayacak güçlü bir Ar-Ge altyapısı inşa etmeleri” diye konuştu.

Satınalma Eğitimi Yatırımcılar Ülkemizi Küresel Ve Bölgesel Üretim Üssü Olarak KonumlandırsınlarYASED Başkanı Engin Aksoy da Türkiye yatırım ortamının tanıtımına ve daha fazla uluslararası doğrudan yatırım çekilmesine en fazla katkı sağlayan unsurun, uluslararası yatırımcıların yatırım ve büyüme haberleri olduğunu dile getirdi. Aksoy, “Ülkemizin bölgesel bir üretim ve hizmet merkezi olması hedefi çerçevesinde, üyelerimizin üçte biri çevre ülkelere Türkiye’den hizmet veriyor, her geçen gün daha fazla üyemiz de Türkiye’nin ‘üs olma’ fonksiyonunu güçlendirecek hizmetleri gündemlerine almayı planlıyor” diye konuştu.

 Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) 43. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye imalat sanayini daha rekabetçi ve yenilikçi yapıya kavuşturacaklarını vurgulayarak, “Makine, mobilite, üretimde yapısal dönüşüm, sağlık ve kimya ile dijital dönüşüm alanlarında desteklediğimiz, orta yüksek ve yüksek teknoloji odaklı 103 milyar Türk lirası yatırım tutarında 182 proje ile cari açığımızın kapanmasına yılda 7 milyar ABD doları katkı sunacağız” dedi. Bakan Fatih Kacır, Türkiye’de bulunan veya yeni yatırım yapmayı planlayan yatırımcılardan en temel beklentilerinin de “Yatırım kararlarını alırken ülkemizi küresel ve bölgesel üretim üssü olarak konumlandırmaları, yatırımlarını tamamlayacak güçlü bir Ar-Ge altyapısını inşa etmeleri” şeklinde açıkladı.

YASED’in Türkiye’yi nitelikli uluslararası yatırımlarla buluşturmada aktif rol üstlendiğini söyleyen Bakan Kacır, Türkiye için stratejik öneme sahip sektörlerde ve ikiz dönüşüm kapsamında ihtiyaç duyulan alanlarda sanayi-eğitim iş birliğini artırarak nitelikli insan kaynağının güçlendirileceğini vurguladı. Bakan Kacır, “Hedef odaklı ve seçici yatırım finansmanı sağlanması, girişimcilik ekosisteminin desteklenmesi, 5G ve fiber iletişim altyapısının yaygınlaştırılması, lojistik bağlantıların genişletilmesi, emisyon ticaret sistemi ve karbon düzenlemesi başlıklarında atacağımız adımlarla ülkemizi dünyanın sayılı tedarik ve inovasyon merkezlerinden biri haline getireceğiz” diye konuştu.

YASED Başkanı Engin Aksoy da Türkiye’deki uluslararası doğrudan yatırımların %85’ini temsil eden YASED üyelerinin küresel düzeydeki tüm bilgi ve uzmanlıklarını tedarik zincirindeki şirketlere aktardıklarını, dünya standartlarında üretim yapmalarını sağlarken, çoğunun ilk ihracatına ön ayak olduğunu ve küresel tedarik zincirlerinde her geçen gün daha yüksek öneme sahip rolleri üstlenmelerini sağladıklarını vurguladı. Engin Aksoy, “Ülkemizin bölgesel bir üretim ve hizmet merkezi olması hedefi çerçevesinde, üyelerimizin üçte biri çevre ülkelere Türkiye’den hizmet veriyor, her geçen gün daha fazla üyemiz de Türkiye’nin ‘üs olma’ fonksiyonunu güçlendirecek hizmetleri gündemlerine almayı planlıyor” diye konuştu.

Önceliklerimiz Dikkate Alınıyor

Conrad İstanbul Bosphorus Otel’de düzenlenen YASED 43’üncü Olağan Genel Kurulu, kamu, uluslararası kuruluş, sivil toplum ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirdi. YASED üyelerinin ve paydaşlarının geniş katılımıyla düzenlenen genel kurula, onur konuğu olarak başta Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu ve Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Doç. Dr. Salim Atay’ın yanı sıra, büyükelçiler ile uluslararası ve yerel örgütlerin başkanları da katıldı.

Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan YASED Başkanı Engin Aksoy, Türkiye’ye yatırım kararlarının, küresel, bölgesel, siyasi ve ekonomik gelişmelerin belirsizlikleri her geçen gün artırdığı, uluslararası doğrudan yatırım çekme konusundaki rekabetin de her geçen gün daha da çetin bir hal aldığı bir ortamda gerçekleştiğini vurguladı. Aksoy, “Böyle bir konjonktürde, ülkemizin iş ve yatırım ortamını uluslararası doğrudan yatırım çekme konusunda rekabet içinde olduğumuz ülkelerle mukayeseli bir şekilde analiz eden tüm çalışmalarımızda, iki konunun ülkemize yatırım yapma kararını en çok etkileyen faktörler olarak öne çıktığını görüyoruz: Makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevenin öngörülebilirliği” dedi.

Engin Aksoy konuşmasına şöyle devam etti:

“Ülkemiz yatırım ortamının tanıtımına ve daha fazla uluslararası doğrudan yatırım çekilmesine en fazla katkı sağlayan unsurun, uluslararası yatırımcıların yatırım ve büyüme haberleri olduğunu biliyoruz. Ülkemizde inşa ettikleri güçlü bağlarla artık Türkiye’nin şirketleri haline gelmiş üyelerimizin Türkiye’nin gücünü yansıttıklarını görmekten, şirketlerimizin küresel yönetimlerinde Türkiye’de yetişmiş birçok profesyonelin görev almasından da büyük gurur duyuyoruz. Makroekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik olarak, Orta Vadeli Program çerçevesinde belirlenmiş olan hedeflerin gerçekleşmesine destek vermeye çok önem veriyoruz. Enflasyonla mücadelenin, rasyonel politikalar çerçevesinde, öngörülen yol haritası ile sürdürülmesi, fiyatlama mekanizmalarında ortaya çıkan belirsizliklerin planlandığı şekilde giderilmesi ülkemize duyulan güvenin yeniden inşasında da büyük önem taşıyor. Başta dijital ve yeşil dönüşümün düzenleyici altyapısı olmak üzere, mevzuat ve uygulamalarımızın rekabet içinde olduğumuz ülkelere kıyasla bizi daha rekabetçi hale getirmesi, daha yenilikçi ve yatırımcı dostu olmayı hedeflemesi önümüzdeki dönemin en önde gelen gerekliliklerinden. Nitekim şubat ayında basın lansmanını yaptığımız YASED Pulse CEO Anketimiz; makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevedeki öngörülebilirlik başta olmak üzere, yatırım kararını etkileyen temel alanlarda gerçekleştirilecek iyileştirmelerin, önümüzdeki dönemde Türkiye’ye gelebilecek 18,6 milyar ABD doları yatırımı harekete geçireceğini işaret ediyor. Ülkemizin, 2023 yılında 10,6 milyar ABD doları yatırım çektiği dikkate alındığında, halihazırda ülkemizde yatırımı olan şirketlerimizin geleceğe yönelik bu olumlu öngörüsünü destekleyecek iyileşmelerin 2024 yılında ülkemizin de öncelikli gündemi olması gerektiğini düşünüyoruz.”

Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmalarının, YASED Gündem önceliklerini de dikkate alan YOİKK 2024 Yılı Eylem Planı ile neticelendiğini görmekten memnuniyet duyduklarını da dile getiren Engin Aksoy, “Ankara’da gerçekleştireceğimiz etkinliklerde paydaşlarımızla diyaloglarımızı daha da artıracağımız, ülkemiz yatırım ortamının küresel düzeyde tanıtımını daha üst düzeyde gerçekleştirmek için Uluslararası Yatırım Zirvemizi düzenleyeceğimiz bu yeni yılda üyelerimizle iş birliğimizi daha da güçlendireceğiz” diye konuştu.

Yatırım Teşviklerinde Yeni Yaklaşım 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da yatırım teşviklerinde yeni yaklaşımın ilk örneği olarak teknolojik ve stratejik yatırımlara odaklanan Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programını hayata geçirdiklerini kaydetti. Bakan Kacır, “Yatırımcılarımızın uzun vadeli ve uygun koşullarda yatırım kredisine erişimini kolaylaştıran bu programla Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artırıyoruz, millî ekonomimizin yükselişini destekliyoruz” diye konuştu.

Firmaların dijital dönüşümüne yönelik desteklerini güçlendirmek amacıyla, 8,2 milyar avro bütçeli Dijital Avrupa Programı’na katıldıklarını hatırlatan Bakan Kacır konuşmasına şöyle devam etti: “KOBİ’lerimiz program kapsamında Avrupa çapında kurulacak altyapılara erişebilecekleri gibi, programın bir bileşeni olarak ülkemizde kurulumu tamamlanacak Avrupa Dijital İnovasyon Merkezlerinden, yatırım öncesi test, yatırımcı bulma desteği gibi hizmetlerden faydalanabilecek. Önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz Dijital ve Yeşil Dönüşüm Destek Programları ile de yeşil ve dijital dönüşüm yatırımlarını öncelikli olarak destekleyeceğiz.”

 

Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu:

Türkiye 2003 Yılından İtibaren 262 Milyar Dolar Yatırım Çekti

YASED Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu da “Türkiye, 2003 yılından bu yana 262 milyar ABD doları yatırım çeken bir ülke. 6 binin altında olan uluslararası sermayeli şirket sayısı artık 80 binin üzerine çıkmış durumda” dedi. Türkiye’nin 2003 yılında 3 bin ABD doları kişi başı milli geliriyle orta düşük gelirli ülkeler arasında yer aldığını belirten Dağlıoğlu, “Türkiye, artık 13 bin ABD doları kişi başı milli gelirle orta yüksek gelirli ülkeler arasında. Yine bakıldığında, Türkiye o zaman dünyadaki ticaretten %0,5’in az üzerinde pay alan bir ülkeyken artık %1,1’in üzerinde ihracat payıyla dünya ticaretindeki payını artırmış durumda” diye konuştu. A. Burak Dağlıoğlu, şunları söyledi:

“Sanayi Bakanlığımız ve Ticaret Bakanlığımızın verileriyle, 2006-2021 dönemini incelediğimiz bir çalışma gerçekleştirdik. Sonuçları yakın zamanda kamuoyuyla paylaşmaya başladık. 2021 yılı verilerine göre, uluslararası sermayeli şirketler Türkiye’deki özel sektör istihdamının %8,8’ini oluşturuyor. Bu çok kıymetli bir oran. Yine bakıldığında, 2021 yılı itibarıyla Türkiye’deki ihracatın %30’unu uluslararası sermaye şirketlerimiz sağlıyor. Uluslararası sermayeli şirketler Türkiye’deki özel sektör Ar-Ge harcamalarının da %30’unu gerçekleştiriyor. İhracatın %60’ı ise yüksek ve orta yüksek ürünlerden oluşuyor. Bu veriler ışığında, YASED üyelerinin Türkiye’deki yatırım ortamını pozitif yönde, katma değeri artırır şekilde iyileştirdiğini, uluslararası tedarik zincirlerine Türk şirketleri de çekerek o katma değer zincirini daha yukarı halkalara taşımalarını sağladığını görüyoruz.”

Türkiye’de Ar-Ge faaliyeti yürüten 700 kadar uluslararası şirket bulunduğunu belirten Dağlıoğlu, uluslararası şirketlerin tasarım merkezlerini, ürün ticarileştirme faaliyetlerini, üretimin öncesindeki ve sonrasındaki bütün aşamaları Türkiye’de yerelleştirmek istediklerini belirtti.

Türkiye’ye ve  Küresel Yatırım Ortamı Özel Panelde Tartışıldı

YASED 43’üncü Olağan Genel Kurulu’nun açılışında, YASED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Işıl Yalçın’ın moderatörlüğünde düzenlenen “Küresel ve Bölgesel Gelişmeler ve İş Dünyasına Yansımaları” Paneli’nde, küresel ve Türkiye ekonomisindeki son gelişmeler, uzun vadeli eko politik perspektiften değerlendirildi. Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez ve İktisat Profesörü, TOBB ETÜ, TEPAV ve Ekonomi Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Fatih Özatay soruları yanıtladı. Panelin açılışında bir konuşma yapan Işıl Yalçın, küresel ekonominin 2007-2008 döneminde yaşanan küresel krizin ardından önemli bir toparlanma sürecine girdiğini hatırlatarak, “Bu dönemin ana farklılığı çok uzun dönem çok düşük seyreden politika faizleri oldu ve küresel ekonomi önemli bir toparlanma yaşayarak, 2010-2014 döneminde yıllık ortalama %3,1 gibi yüksek bir büyüme performansı yakaladı” diye konuştu. Işıl Yalçın, serbest ticaret koşullarının hâkim olduğu bu dönemde gelişmekte olan ülkeler iyi bir performans sergilerken, özelikle Doğu Asya ekonomilerinin teknoloji odaklı performansının dikkat çekici olduğuna vurgu yaparak, şunları söyledi:

“Yine aynı dönemde farklı coğrafyalarda küreselleşmeyi artırıcı yeni nesil farklı serbest ticaret anlaşmalarının da gündeme geldiğini gördük. Kovid salgının ardından ise, küresel tedarik zincirlerindeki kırılma bütün dengeleri bozarak bölgeselleşme gibi yeni yaklaşımları ve mevcut küreselleşme yaklaşımının ekonomik düzeninin yeniden düşünülmesine neden olurken, dijitalleşmenin hızlanmasına da sebep oldu. Sonraki süreçte Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere artan jeopolitik gerginlikler re-shoring, slowbalization gibi yaklaşımları da gündeme getirdi. Diğer taraftan çevre sorunları, artan doğal afetler ve iklim krizine bir tepki olarak yeşil dönüşüm veya Enflasyon Kanunu gibi yeni araçları gündeme getirdi. Bütün bu gelişmeler uluslararası doğrudan yatırımları da etkiledi.”

Dünya Bankası’nın, Türkiye’nin uluslararası doğrudan yatırımlar konusunda daha rekabetçi olmasına yardımcı olmak amacıyla sanayi ve tarımın rekabetçiliğini ve çevresel sürdürülebilirliğini güçlendirmek için ülkeyle birlikte çalıştığını belirten Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, panelde şu değerlendirmeleri yaptı:

“Türkiye’de yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla uluslararası yatırımlarla ilgili mevzuat ve idari süreçlerin düzenlenmesi için YOİKK tarafından geliştirilen ve 2024 yılı sonuna kadar tamamlanması hedeflenen yeni eylem planı, doğru yönde atılmış çok iyi bir adım olmakla kalmayıp aynı zamanda mükemmel bir hamledir. Plan, Türkiye’nin uzun vadeli vizyonu üzerine düşünmeye sevk etmekte ve 20 yıl sonra Türkiye’nin kendisini bir destinasyon, enerji dönüşümü, kapsayıcılık, üretkenlik ve beşerî sermaye gelişiminin yönlendirdiği bir güç merkezi olma açısından nerede gördüğünü sorgulamaktadır. İleriye giden yolda, ihtiyaç duyulan yapısal reformların hayata geçirilmesi ve hem yerli hem de uluslararası yatırımcılar için belirsizliğin azaltılması kilit önem taşımaktadır. Dünya Bankası daha hızlı büyüme, daha fazla refah ve istikrara katkıda bulunan özel sermayeye ve uzun vadeli finansmana erişimin geliştirilmesine öncelik vermektedir.”

Panelde soruları yanıtlayan Prof. Dr. Fatih Özatay da Türkiye’nin hem iklim değişikliği hem de yapay zekâ konusunda yapması gereken düzenlemeler olduğunu belirtti. Özatay, “Bu çerçevede sanayi politikası denen politikalara ihtiyaç var. Öte yandan Türkiye’de ihracatçıların da verimliliği artırıcı bir sanayi politikası talep edebiliyor olması gerek. Yeşil dönüşümü sağlayacak politikaları aynı zamanda büyüme dostu yapabilme konusunda neler yapabiliriz? Yapay zekanın yarattığı teknolojik gelişmeyi istihdam dostu olacak şekilde nasıl uygulayabiliriz? Bu konularda da çalışmalar var” diye konuştu.