Batı Anadolu Serbest Bölgesi Kapılarını Açtı

Tedarik Zinciri Eğitimleri Haber Batı Anadolu Serbest Bölgesi Kapılarını Açtı

20 Bin Kişiyi İstihdam Ederek, 2 Milyar Dolar İhracat Sağlayacak

Tedarik Zinciri Eğitimleri Haber Batı Anadolu Serbest Bölgesi Kapılarını AçtıTürkiye’nin 19. serbest bölgesi olan ve tam kapasiteye ulaştığında 20 bin kişiyi istihdam ederek, yılda 4 milyar dolarlık ticaret, 2 milyar dolarlık ihracat sağlayacak olan Batı Anadolu Serbest Bölgesinin resmi açılışı Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat’ın katıldığı törenle yapıldı. Yatırım ruhsatı alan firmaların üretime başlaması ile Bölgede 2024 sonuna kadar 500 kişi istihdam edilerek 20 milyon dolarlık ihracat sağlanması, 2025 sonunda ise bin kişilik istihdamla 70 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşılması hedefleniyor.

İzmir’in Bergama İlçesi Aşağıkırıklar Köyü’nde 2.5 milyon metrekare alan üzerine kurulan Batı Anadolu Serbest Bölgesinin açılışında konuşan Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, bölgenin serbest bölgecilikte çok büyük deneyimi olan ESBAŞ’ın hissedarı olduğu BASBAŞ tarafından işletilecek olmasının önemine değindi. Batı Anadolu Serbest Bölgesini Çanakkale deniz zaferinin yıl dönümü olan 18 Mart’ta açmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade eken Bakan Bolat, “Batı Anadolu Serbest Bölgesinde 1 yada 2 yıl içerisinde fabrikaların hepsi tamamlanmış olacak ve çevreye duyarlı yatırımlarla, yenilenebilir enerjinin tam ortasında olduğumuz bu güzel belde, Bergama’da ülkemizin ekonomisine ihracat eve istihdam olarak çok büyük katkı sağlayacak” diye konuştu. Türkiye’nin 18 serbest bölgesinde şimdiye kadar 7.5 milyar dolarlık yatırım yapıldığını ve bu bölgelerin 100 bin kişilik istihdam sağladığını aktaran Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, şöyle konuştu: “ 2 bin 111 firma serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ve bunların 548 yabancı firmalardır. Serbest bölgelerdeki istihdamın aşağı yukarı yüzde 20’sini ESBAŞ sağlamakta. Bu açıdan Batı Anadolu Serbest Bölgesinin de başarılı olacağını inanıyoruz. Buraya da yabancı firmalar büyük ilgi gösterecek. Limanlar çok yakın.”

Bakan Bolat: “Türkiye ekonomisinde bir yıldız gibi parlayacak”

Ticaret Bakanı Prf. Dr. Ömer Bolat, serbest bölgelerde 12 milyar 700 milyon dolarlık ihracat yapıldığını, bu miktarın bu yıl da yüzde 10 civarında arttığını belirterek, “ Geçen yıl 18 serbest bölgenin ülkemiz ekonomisine kattığı ticaret hacmi 31 milyar dolardır. Bunun yüzde 35’i ihracat geliri olarak elde edildi. Serbest bölgelerde yüksek katma değerli ürünlerin üretilmesi temel hedefimizdir. Bugün açılışı yapılan Batı Anadolu Serbest Bölgesi tam kapasiteye ulaştığında 20 bin civarında istihdama katkısı olacak. Bu da yaklaşık 100 bin nüfusun aş iş kazanması anlamına geliyor. 4 milyar dolar civarında ticaret, 2 milyar doları ihracat olmak üzere ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak, Türkiye ekonomisinde bir yıldız gibi parlayacak. Burada oluşacak yatırım, istihdam, ihracat ve döviz ile Kuzey Ege’nin, İzmir’in ekonomisi güçlenecek. Yakında buraya çok yakın bir serbest bölgenin daha kuruluşunun müjdesini vereceğiz” diye konuştu.

İlk Yıl 500 Kişi, ikinci yıl Bin Kişi İstihdam Edilecek

Batı Anadolu Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (BASBAŞ) Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Dr. Faruk Güler de, bölgenin Çanakkale Zaferi’nin 109. yıl dönümünün kutlandığı 18 Mart’a açıldığına vurgu yaparak, “BASBAŞ, böyle bir günde ve Türkiye yüzyılında, ülkemizin çok daha büyük hedeflere ulaşması için sorumluluk alarak, ülkemizin ekonomik kalkınması ve toplumsal refahı için daha fazla yatırım çekmeye ve yüksek teknoloji transferi sağlamaya odaklanmıştır” dedi.

Yaklaşık 2.5 milyon metrekare büyüklüğündeki arazi üzerine kurulan Bölgenin tamamlandığında, 20 bin kişiyi istihdam ederek, yıllık 4 milyar doların üzerinde ticaret, 2 milyar doların üzerinde de ihracat sağlayacağını aktaran Dr. Faruk Güler, BASBAŞ olarak bölgeye daha çok yüksek katma değer ve istihdam yaratan sektörleri çekerek ekonomiye maksimum fayda sağlayacaklarını belirterek, “ 2024 yılında yapılmakta olan fabrikaların devreye alınmasıyla ihracatımız 20 milyon dolar yaratacağımız istihdam 500 kişi olacaktır. Günümüz itibarıyla ruhsat alan yatırımcılarımızın faaliyete geçmesiyle 2025 yılı sonunda 70 milyon dolar ihracat gerçekleştirip 1000 kişiye istihdam sağlayacağız” dedi.

“Gelişmeler Bergama’nın İl olmasını sağlayacak”

Hedef yatırımcılarının katma değeri yüksek ürünlerini karayolu ve deniz yolu ile Avrupa’ya ve dünyanın özellikle zengin ülkelerine ihraç edecek firmalar olacağını belirten Dr. Faruk Güler, “Batı Anadolu Serbest Bölgesi tam kapasiteye ulaştığında, dolaylı işlerle birlikte yaklaşık 200 bin kişiye iş ve aş kapısı olacak, burada adım adım büyük bir istihdam sağlanacak. Batı Anadolu Serbest Bölgesi sağlayacağı ekonomik canlılıkla Bergama, Kınık ve Dikili’de ekonomik hayatı hızla canlandıracak, bölgenin çehresini değiştirecektir. Bu gelişmeler, kaçınılmaz olarak bölgesinin en önemli çekim merkezi olan Bergama’nın il olmasını sağlayacaktır.”

Dr. Faruk Güler, 2016 yılında yeni bir serbest bölge kurmak için yaptıkları fizibilite çalışmaları sonucunda limanlara yakınlığı ve Avrupa’ya karayoluyla ulaşım kolaylığı sağlayan lojistik avantajları ile ön palana çıkan Bergama’da yatırım kararı aldıklarını söyledi. Batı Anadolu Serbest Bölgesinde katma değeri yüksek ürünler üreterek, dünya pazarlarına ihraç edecek firmaların yatırım yapacağını aktaran Dr. Faruk Güler, “Bu firmalar hammaddelerini de Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden yine karayolu ve deniz yolu ile getirecekler. Bergama’dan Kuzey Ege Otoyolu ile İzmir’e ulaşmak zaman olarak çok kısa. Bergama’dan, İstanbul-İzmir Otoyolu ile Soma üzerinden Balıkesir’e Bursa’ya, Kocaeli’ne, İstanbul’a ulaşmak zaman ve mesafe olarak çok kısa. Bergama’dan Tekirdağ’a, Çorlu’ya Çanakkale Köprüsü ve bağlantılı otoyolları ile ulaşmak çok kısa. Bergama’dan Çanakkale Köprüsü ile Edirne’ye ve gümrük kapılarımıza ulaşmak çok kısa. Bergama’ya, Türkiye’nin en gelişmiş limanlarından olan Nemrut limanları çok yakın. Lojistik açıdan tüm bu ihtiyaçların karşılandığı yer işte burası; tarihte de dünyanın en önemli şehirlerinden birisi olan Bergama’dır” diye konuştu.

5G Altyapısına Sahip İlk Serbest Bölge Olacak

Dr. Güler, Türkiye’de, serbest bölgeler içinde 5G altyapısına sahip ilk bölge olarak sürdürülebilir ve çevre dostu bir anlayışı benimsediklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Bölgenin 1,5 milyon metrekarelik ilk etabında 30 yıllık ihtiyacımızı görecek şekilde altyapıyı tamamlamış bulunuyoruz. Hedef yatırımcılar için nitelikli ara eleman bulmak çok önemli. BASBAŞ olarak, Bergama’daki iş gücünü, bölgeye gelecek yatırım çeşidine uygun olarak daha vasıflı hale getirmek için buradaki 2 meslek yüksek okulu ve 10 teknik meslek lisesi ile birlikte 2 yıldır projeler yürütüyoruz. Geçen yıl 80 öğrenciyle başlattığımız mentorluk eğitimini bu yıl da devam ettiriyoruz. Bu öğrencilerimizi geliştirdiğimiz müfredata uygun olarak çalışma hayatına hazırlıyoruz. İddia ediyorum; burada yatırım yapacak şirketler ara elaman sıkıntısı çekmeyecek. Önceden hazırlayacağımız eğitim programlarından geçecek meslek lisesi ve meslek yüksek okulu mezunlarımızı yatırımcılarımız için biz hazır edeceğiz.”

Tedarik Zinciri Eğitimleri Haber Batı Anadolu Serbest Bölgesi Kapılarını Açtıİzmir Valisi Dr. Süleyman Elban ise, sanayi alanların son derece az olduğu bir dönemde, lojistik avantajları son derece fazla olan bir bölgede yeni yatırım alanının oluşturulmasının önemine işaret etti.

Alım Talebi : EMT Boru

Alım Talebi Emt Boru

Bir firmamız için 100 metre ve 150 metre olmak üzere toplamda 250 metre EMT Boru alımı yapılacaktır. İki siparişin de çap, mm, vs. spek detayları farklıdır. Teslim yeri İstanbul – Başakşehir olup ödeme şekli kredi kartıyladır.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Emt Boru

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Küresel Markalar DOMOTEX MIDDLE EAST’te Boy Gösterecek

Satınalma Eğitimi Küresel Markalar Domotex Middle East’te Boy Gösterecek

Halı ve Zemin Kaplamaları Sektörlerinde Orta Doğu’nun En Etkin Fuarı DOMOTEX MIDDLE EAST, 23-25 Nisan Tarihleri Arasında Dubai’de Gerçekleştirilecek. Dünyanın Önde Gelen Markaları, 2030 Yılına Kadar 14.55 Milyar Dolar Büyüklüğe Ulaşması Beklenen Orta Doğu Halı ve Zemin Kaplamaları Piyasasının En Önemli Etkinliklerinden Olan Fuara Katılımlarını Şimdiden Duyurdu.

Satınalma Eğitimi Küresel Markalar Domotex Middle East’te Boy Gösterecek2022’de 8,6 milyar dolar büyüklüğü bulunan Orta Doğu zemin kaplamaları ve halı pazarının 2030 yılına kadar yaklaşık 14,55 milyar dolara ulaşması bekleniyor.  Deutsche Messe AG, 23-25 Nisan tarihleri arasında Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde (DWTC) düzenlenecek olan DOMOTEX Middle East fuarı ile dünyanın en önemli halı ve zemin kaplamaları pazarına  dönüş gerçekleştiriyor. Şimdiden katılım açıklayan dünyanın önde gelen markaları DOMOTEX Middle East fuarında boy göstererek, yıllık yüzde 7,2 oranında büyüyen piyasadan pay almaya çalışacak. Deutsche Messe AG DOMOTEX Global Direktörü Sonia Wedell-Castellano, “Nisan ayında DOMOTEX Middle East nihayet Dubai’ye geri dönüyor.  Gelecek vaat eden ve hızlı büyüyen bu pazarda sektöre son derece cazip bir platform sunma kararlılığımız ve cesaretimizden dolayı çok memnunum. Halı ve zemin kaplamaları alanında dünyanın önde gelen fuarı DOMOTEX olarak Dubai’de bu platformu sunmak bizim için bir zorunluluk oldu” dedi.

Küresel Markalar Son Yeniliklerini DOMOTEX MIDDLE EAST Fuarında Sergileyecek 

Dünya markalarının yaklaşan etkinliğe yönelik ilgisi çok büyük. Küresel markaların birçoğu katılımlarını şimdiden teyit etmiş durumda. DOMOTEX Middle East, önde gelen küresel markalar Merinos, Oriental Weavers, Solomon Carpet ve Al Abdullatif’i Dubai’de tek bir fuarda bir araya getiren ilk etkinlik olma özelliğini taşıyor. Farrahi Carpets, Almas Kavir Carpet, Art De Vivre, Standard Carpets, Abu Dhabi National Carpets, Heritage Carpet, Madhu India, Nirmal International, Extraweave, Dodhia Synthetics Limited, Nayyer Industries, Indian art Gallery, Card Monroe ve daha birçok sektör devi katılımcı da çağdaş tasarımlar, benzersiz parçalar ve üstün işçilik dahil olmak üzere öne çıkan ürünlerini ve en son yeniliklerini fuarda sergileyecek.

Domotex Middle East 2024’e katılım sağlayacağını teyit eden İran’lı Almas Kavir Halı şirketinin Ticari Müdürü Amir Entezari, fuardaki beklentileri hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Domotex Middle East 2024’te yer almaktan onur duyuyoruz ve Körfez ve Orta Doğu ülkelerinden güçlü bir ziyaretçi katılımı bekliyoruz. Özellikle İranlı katılımcıların öne çıkacağı ilk fuar olması nedeniyle, ülkenin ihracat oranını artırmak için İranlı şirketler arasındaki dayanışmaya tanık olmayı dört gözle bekliyoruz.”

Küresel Markalar Domotex Middle East’te Boy Gösterecek

Tüpraş Beş Yılda 1,1 Milyon Kişinin Yıllık Su Tüketimine Eşdeğer Su Tasarruf Etti

Satınalma Eğitimi Tüpraş Beş Yılda 1,1 Milyon Kişinin Yıllık Su Tüketimine Eşdeğer Su Tasarruf Etti

Atık Su Geri Kazanım Yatırımlarını ve Su Verimliliği Projelerini Sürdüren Tüpraş, Son Beş Yılda 1,1 Milyon Kişinin Yıllık Su Tüketimine Eşdeğer Miktar Olan 87 Milyon Ton Suyu Geri Kazanarak Üretim Süreçlerinde Yeniden Kullandı. Öte Yandan Şirket, Su Verimliliğine Yönelik Yenilikçi ve Dijital Projeleriyle 2024 Yılında 600 Bin Ton Su Tasarrufu Hedefliyor.

Satınalma Eğitimi Tüpraş Beş Yılda 1,1 Milyon Kişinin Yıllık Su Tüketimine Eşdeğer Su Tasarruf EttiSorumlu üretici bilinciyle hareket eden Tüpraş, doğal kaynakların korunması ve en verimli şekilde kullanılması, geri dönüşümün artırılması, atık suların yeniden kullanılması ve biyoçeşitliliğin korunması odağıyla çalışmalarına devam ederken; çevresel performansını dijital teknolojilerle takip ederek sürekli iyileştirmeyi ve geliştirmeyi hedefliyor.

Koç Holding’in başlattığı Karbon Dönüşüm Programı kapsamında Tüpraş, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve iklim değişikliğinin etkilerinden korunmak amacıyla 2050 Karbon Nötr stratejisi ile uyumlu olarak oluşturduğu “Su Yol Haritası” doğrultusunda çalışmalarını yürütüyor.

Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu: “2024 yılında su verimliliğine yönelik yenilikçi ve dijital projelerle 600 bin ton su tasarrufu elde etmeyi hedefliyoruz”

Tüpraş Genel Müdürü İbrahim Yelmenoğlu, “Türkiye’de enerji sektörünün dönüşümüne liderlik etmek üzere ‘Enerjimiz Geleceğe’ sloganıyla 2022’de devreye aldığımız Stratejik Dönüşüm Planı doğrultusunda çalışmaya devam ediyoruz. Yeni enerji kaynaklarına gerçekleştireceğimiz yatırımlar ve enerji verimliliği projelerinin katkısıyla, 2030 yılı itibarıyla faaliyetlerimizden kaynaklanan karbon salımını, 2017 yılına göre yüzde 27 oranında azaltmayı, 2050’de ise karbon nötr olmayı taahhüt ettik. Sürdürülebilir rafinaj ve verimli kaynak kullanımı da bu hedefimizin önemli bir parçası” dedi ve ekledi:

“Suyu ve ekosistemini koruyabilmek amacıyla, mevcut ve gelecekteki su kaynaklarının kullanımında iklim değişikliği etkilerini göz önüne alarak hareket ediyoruz. 2050 Karbon Nötr stratejimizle uyumlu Su Yol Haritamız kapsamında; doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı amacıyla su tasarrufu, su geri kazanımı, simbiyoz uygulamaları ve biyoçeşitliliğin korunmasına odaklanıyoruz. Şirketimiz, su yönetiminde Avrupa politikalarına yön veren, Avrupa su pazarının lider paydaş kuruluşu Water Europe’a üye ilk Türk sanayi kuruluşu konumunda yer alıyor. 2024 yılında 600 bin ton su tasarrufu hedefi belirledik. Bu hedefimize ulaşmak için; rafinerilerimizde çalıştaylar düzenliyor, su geri kazanım sistemlerini güçlendirerek suyun azami seviyede yeniden kullanımını artıran ve ham su tasarrufu yapan yenilikçi ve dijital su projelerini hayata geçiriyoruz.”

“Tüpraş, CDP Karbon Saydamlık Projesi’nin “Su Güvenliği” ve “İklim Değişikliği” programında “B” notu ile derecelendirilerek önemli bir başarıya imza attı” 

Tüpraş’ın CDP Karbon Saydamlık Projesi’nde önemli bir başarı elde ettiğini ifade eden Yelmenoğlu, “Doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi için devreye aldığımız uygulamalarla 2023 yılında ilk defa katıldığımız ve 21 binden fazla şirketin raporlama yaptığı CDP Karbon Saydamlık Projesi’nin hem İklim Değişikliği hem de Su Güvenliği programlarında “B” Yönetim Seviyesi notu ile derecelendirildik. Petrol sektöründe faaliyet gösteren ve CDP tarafından “Su Güvenliği” programında değerlendirmeye alınan şirketler arasında üst sıralarda yer alıyoruz. Sektöründe örnek teşkil eden bir nota sahip olan şirketimiz, gelecek yıllarda devam edeceği çevresel raporlamalarıyla küresel liderler listesinde yer almak için çalışmalarını sürdürüyor” dedi.

Dijital ve İnovatif Uygulamalarla Yenilikçi Su Teknolojileri Destekleniyor

Tüpraş, yer aldığı AB destekli UFUK 2020 ve UFUK Avrupa projeleri ile de atık suların geri kazanımı, su tasarrufu konusunda yenilikçi teknolojiler üzerine çalışıyor. Ayrıca, açık inovasyon çalışmaları kapsamında atık su yönetimi ve geri kazanım optimizasyonuna odaklanıyor.

Diğer yandan, İzmit Rafinerisi’nde bulunan Atıksu Geri Kazanım Ünitesi sayesinde operasyonlarda suyun tekrar kullanılması ve süreç iyileştirmeleri ile ham su tasarrufu uygulamalarına da devam ediliyor. İzmit Körfez Belediyesi arıtılmış atık sularının geri kazanılarak rafineri süreçlerinde tekrar kullanılması, su yönetimindeki ‘endüstriyel simbiyoz’ kavramının hayata geçirildiği uygulamalardan biri.

Uluslararası Dünya Su Günü, her yıl 22 Mart’ta tatlı su kaynaklarının önemine dikkat çekmek ve tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine odaklanılmasını sağlamak amacıyla kutlanıyor. BM SU Kuruluşu (UN-Water) tarafından her yıl farklı bir tema ile kutlanan Dünya Su Günü’nün 2024 yılı teması “Barış İçin Sudan Faydalanmak” olarak belirlendi.

Tebrikler ! Hava Kirliliğini Sürdürebiliyoruz

7 Gündem Satınalma Dergisi Tebrikler ! Hava Kirliliğini Sürdürebiliyoruz

7 Gündem Satınalma Dergisi Tebrikler ! Hava Kirliliğini SürdürebiliyoruzSatınalma Dergisi’nde 07 Mart 2024 tarihinde yayınlanan “Sürdürülebilirliğin sürdürebilirliği” başlıklı bir önceki yazımda elektrikli araç üretiminde ve yatırımlarında son dönemde yaşanan gelişmelerden hareketle 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden uzaklaşmakta olduğumuza dikkat çekmeye çalışmıştım (1).

Bu hafta IQAir tarafından yayınlanan “2023 World Air Quality Report” (2023 Dünya Hava Kalitesi Raporu) da ne yazık ki, Hava Kirliliği açısından da 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden uzaklaşmakta olduğumuza ilişkin veriler içermektedir (2).

Söz konusu rapor, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hava kalitesinin göstergeleri arasında saydığı “PM2.5” ölçütünü esas almaktadır. Bu ölçüt çerçevesinde metreküpte en fazla 5 μm (mikrometre) partikül bulunması ulaşılması hedeflenen hava kalitesi açısından üst sınır olarak kabul edilmektedir (2). “PM2.5” ölçütü basitçe “partiküllerin aerodinamik çapının 2.5 μm’ye eşit veya daha küçük olduğu partikül madde” olarak tarif edilmekte ve sülfür dioksit, karbon monoksit ve nitrojen dioksit seviyesi gibi diğer kirletici ve zehirleyici gazlarla birlikte ele alınmaktadır. PM2.5 ölçütü DSÖ tarafından hava kirliliği tanımlamasında dikkate alınan tek ölçüt olmamakla birlikte partikül miktarını ve büyüklüğünü esas alan bir üst sınır olarak belirlenmiştir (2, 3).

IQAir tarafından hazırlanan 2023 Hava Kalitesi Raporunda 134 ülke ve bölgeden başta şehirler olmak üzere 7,812 yerleşim yeri dikkate alınmış ve çeşitli ölçümler yapılmıştır. Rapora göre 134 ülke ve bölgeden yalnızca 10 tanesi ve yerleşim yerlerinin de yalnızca % 9’luk bölümü iklim değişikliği ile ilişkilendirilen “PM2.5” ölçütüne bağlı hedefi karşılamaktadır (4). Aynı kuruluş tarafından 131 ülke ve bölgeden 7.323 yerleşim yeri esas alınarak hazırlanan “2022 World Air Quality Report” (2022 Dünya Hava Kalitesi Raporu) dikkate alındığında ise 2022 yılında yalnızca 6 ülke ve bölgenin, yerleşim yerlerinin de yalnızca % 10’luk bölümünün DSÖ’nün “PM2.5” ölçütüne uygun olduğu görülmektedir (5).

DSÖ’nün “PM2.5” ölçütüne uyan ülke ve bölge sayısının artması sevindirici olmakla birlikte yerleşim yeri sayısı için aynı şeyi söylemek pek de mümkün değildir. Her ne kadar bazı yerlerde iyileşmeler bulunsa yine bazı yerlerde gerilemeler de söz konusudur. Örneğin 2022 raporunda Bangladeş metreküpte ortalama 65.8 μm partikül ile havası en kirli 5. ülke iken, 2023 yılında metreküpte ortalama 79.9 μm ile havası en kirli ülke haline gelmiştir. Almanya’da ise bir yıl içerisinde ortalama 11 μm’den 9 μm’ye bir düşme yaşanmıştır. Dolayısıyla Almanya açısından hava kalitesinde belirgin bir iyileşme olduğu söylenebilir. Türkiye’de de 1 yıl içerisinde 21.1 μm’den 20.3 μm’ye doğru bir düşüş yaşandığı görülmektedir. Kanada’da ise durum farklıdır ve 7.4 μm’den 10.3 μm’ye bir artış meydana gelmiştir (6, 7).

Dolayısıyla bölgesel anlamda iyileşmelerin yanı sıra kötüye gidişler de söz konusudur ve hava kalitesinin iyileştirilmesi açısından dünyanın geneli dikkate alındığında küresel anlamda bir durağanlık olduğu söylenebilir. İklim krizi gibi bir durumda herkesin kendi kapısının önünü süpürmesinin yeterli olmayacağı açıktır. Küresel bir soruna küresel yanıt vermek gerekmektedir.

Her iki rapor karşılaştırıldığında özellikle iklim krizi açısından 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak konusundaki iyimser bakış açısının daha ne kadar sürdürülebileceği bir soru işareti haline gelmektedir. Belki de sarkastik bir üslupla şunu söylemek gerekir: İnsanlık olarak kendimizi tebrik etmeliyiz; çünkü hava kirliliğini sürdürmek konusunda başarılı olmuşuz.

Prof. Dr. Umut OMAY

Kaynaklar

(1) Omay, U. (2024), “Sürdürülebilirliğin sürdürülebilirliği”, Satınalma Dergisi, Çevrim içi: https://satinalmadergisi.com/surdurulebilirligin-surdurulebilirligi/, (20.03.2024).

(2) IQAir (2024), 2023 World Air Quality Report, Çevrim içi: https://www.iqair.com/dl/2023_World_Air_Quality_Report.pdf, (20.03.2024), pp. xiii-xvi.

(3) WHO (2021), WHO global air quality guidelines. Particulate matter (PM2.5 and PM10), ozone, nitrogen dioxide, sulfur dioxide and carbon monoxide, Çevrim içi: https://iris.who.int/bitstream/handle/10665/345329/9789240034228-eng.pdf?sequence=1, (20.03.2024).

(4) IQAir, 2023 World Air Quality Report, p. 4.

(5) IQAir Staff Writers (2023), “IQAir World Air Quality Report 2022 Finds Only 5% of Countries Meet WHO PM2.5 Air Pollution Guideline”, Çevrim içi: https://www.iqair.com/newsroom/world-air-quality-report-press-release-2022, (20.03.2022).

(6) IQAir, 2023 World Air Quality Report, p. 9.

(7) IQAir (2023), 2022 World Air Quality Report, Çevrim içi: https://www.greenpeace.org/static/planet4-india-stateless/2023/03/2fe33d7a-2022-world-air-quality-report.pdf, p. 11.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

Daimler Truck ve Linde’nin Geliştirdiği sLH2 Teknolojisiyle, Hidrojen Yakıt Dolumunda Yeni Bir Çağ Başlıyor!

Satınalma Eğitimi Daimler Truck Ve Linde’nin Geliştirdiği Slh2 Teknolojisiyle, Hidrojen Yakıt Dolumunda Yeni Bir Çağ Başlıyor!

Mercedes-Benz Türk’ün Çatı Şirketi Olan ve Geleceğin Karbon Nötr Ulaşımını Şekillendirecek Projelere İmza Atan Daimler Truck, Linde Engineering ile Birlikte Geliştirdikleri Yeni sLH2 Soğutulmuş Sıvı Hidrojen Yakıt Dolumu Teknolojisini Tanıttı. Bu Teknoloji, Gaz Hidrojene Kıyasla Daha Yüksek Depolama Yoğunluğu, Daha Uzun Menzil, Daha Hızlı Yakıt Dolumu, Daha Düşük Maliyet ve Daha Yüksek Enerji Verimliliği gibi Avantajlar Sunuyor.

Satınalma Eğitimi Daimler Truck Ve Linde’nin Geliştirdiği Slh2 Teknolojisiyle, Hidrojen Yakıt Dolumunda Yeni Bir Çağ Başlıyor!Mercedes-Benz Türk’ün çatı şirketi Daimler Truck ve Linde Engineering, ulaşımda karbon nötr hedefi doğrultusunda geliştirdikleri yeni sLH2 soğutulmuş sıvı hidrojen yakıt dolumu teknolojisiyle, yeni bir dönemin kapılarını açıyor. Yeni soğutulmuş sıvı hidrojen yakıt dolumu teknolojisi (sLH2) ile 1000 kilometre veya üzeri bir menzile sahip 80 kg sıvı hidrojen taşıyan 40 tonluk bir ağır hizmet kamyonunun yakıt dolumu, yaklaşık 10 ile 15 dakika sürüyor. Bu teknoloji aynı zamanda hidrojen yakıt istasyonu için gerekli yatırım maliyetini 2 ile 3 kat arasında ve işletim maliyetlerini de 5 ile 6 kat arasında düşürüyor.

Yeni sLH2 teknolojisinde, sıvı hidrojen basıncını hafif oranda yükseltmek amacıyla yenilikçi bir sLH2 pompası kullanılıyor. Bu yöntem sayesinde hidrojen, soğutulmuş sıvı hidrojene (sLH2) dönüştürülüyor. Hidrojen bu durumda yakıt dolum sürecini son derece kolay ve güvenilir bir hale getirirken, aynı zamanda dolum sırasındaki enerji kayıplarının asgariye indirilmesini sağlıyor. Yakıt istasyonu ile araç arasında herhangi bir veri iletimi gerektirmeyen yeni teknoloji, süreci oldukça basit bir hale getiriyor. İlk halka açık sLH2 yakıt istasyonu Almanya’da Wörth am Rhein şehrinde hizmet vermeye başladı. 2024 yılının ikinci yarısından itibaren Mercedes-Benz GenH2 kamyonları da ilk deneme seferlerini gerçekleştirecek.

Daimler Truck ve Linde Engineering, sLH2 teknolojisini ağır hizmet kamyonları için önde gelen hidrojen yakıt dolum teknolojisi haline getirmeyi hedefliyor. Bu teknoloji açık bir ISO süreciyle standart hale getirilerek tüm ilgili taraflara sunuluyor. Daimler Truck ve Linde Engineering diğer orijinal ekipman üreticilerine, altyapı şirketlerine ve diğer ilgili kuruluşlara yeni sıvı hidrojen standardını uygulamaya koyma ve böylece dönüşüm sürecinde yaygın bir küresel pazar oluşturma çağrısında bulunuyor.

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Mart 2024 Klasörünü İndirebilirsiniz.

Tedarik Zinciri Klasoru

Değerli Yöneticiler,
Bu ay Klasörümüzün teması «Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi» .
Bu çok geniş alana 2023 yılında «Yeşil Ekonomiden Yeşil Lojistiğe» klasörümüzle
ilk adımı atmıştık. Şimdi ana çerçeve ile devam ediyorum.
İlerleyen süreçte konuları daha detaylı bir şekilde inceleyeceğim.

İnsan Kaynakları biriminiz için eğitim kataloğumuzun linkini de paylaşıyorum.
6 Uzmanla 6 günlük Sürdürülebilirlik Eğitimi için
http://satinalmadergisi.com/egitim.pdf
Klasör gönderim listesine katılım isteyen arkadaşlarımızın
egitim@SatinalmaDergisi.com a kısa bir dönüş yapmaları yeterli.
Ücretsiz gönderimdir 🙂
Saygılarımla,

Prof. Dr. Murat ERDAL
Editör – Satınalma Dergisi

«Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi» Klasörünü İndirmek İçin Tıklayınız. 

Tedarik Zinciri Klasoru

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ EKİPLERİ İÇİN

Satın alma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Eğitimi
Eğitim İçeriği için Eğitim Kataloğunu https://satinalmadergisi.com/egitim.pdf indirebilirsiniz.
Ekibinizin ihtiyacı doğru eğitim teklifini almak için talebinizi egitim@satinalmadergisi.com e-posta adresimize iletebilirsiniz.

 Satınalma ve Tedarik Zinciri Eğitimi
Eğitim taleplerinizi egitim@satinalmadergisi.com a iletebilirsiniz.

Şirketinize Özel Eğitim Programlarımızı (4-6 günlük) İncelemek için
https://satinalmadergisi.com/egitim-programlari/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

SATIN ALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ YAZI DİZİSİ

Tedarikçi Günü Nasıl Planlanır? Organizasyon ve Yürütme için Yol Haritası

Satınalma Yönetiminde Minimum Sipariş Miktarı Sorunu Nedir?                                       

E-Satınalma Yatırımları Satınalma Departmanlarını Güçlendirir

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Proje Esaslı Satınalma Yönetimi – I                                  

Danışmanlık Hizmet Alımları ve Sözleşmeler: Kontrol Listesi-II                                          

Satınalma Check-Up ile Operasyonlarınızı Ölçümleyin                                                       

Yeşil Satın Alma ve Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?                                    

Tedarik Zinciri Yönlendiricileri ve Performans Ölçümleme                                                  

Tedarik Zinciri Kurmak İstiyoruz. Nereden Başlamalıyız ?                                                   

Güçlü Alıcılar Dönemindeyiz                                                                                                    

Tedarikçi Bilgi Formları Kurumsal Özgeçmiş mi ? Bumerang Etkisi                                  

Tedarikçi Araştırması ve Örgütsel Pazarlarda Yeni İstihbarat Kaynakları                          

Tedarikçi Müşteri Seçiyor, Alıcılar Ürün Bulamıyor                                                               

Tedarik Zincirinin Amacı Ne?              

Küresel Tedarik Zinciri Atmosferi       

Ürün Hayat Eğrisi ve Tedarik Zinciri Operasyonları                                                              

Satınalmacı Olmak Ülkemizde Zordur                                                                                     

Yemek Sektöründe Restoran Zincirleri ve Satınalma Yönetimi                                           

Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Vaka Çalışması

Satınalma Nedir? İşin Başladığı Yer – Doğru Talep ve Satın alma Mesleğinin Doğruları 

Satın Alırken Kazanmanın Koşulları

Tedarikçi Performans Değerlendirme ve Tedarikçi Geliştirme Eğitimi                               

Tedarik Zinciri Entegratörlüğü Nedir? 4. Parti Lojistik ve İlerisi                                          

KİTAP:
SATIN ALMA VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
Kitap temini için E- MAĞAZA yı ziyaret ediniz. 

PROF. DR. MURAT ERDAL

İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Hizmeti

Şirketinizin Sürdürülebilirlik Yolculuğu ve Net Zero Hedeflerine Ulaşmasında Rehberlik Ediyoruz.

Yalın bir sürdürülebilirlik raporu, satış, iletişim, pazarlama, halkla ilişkiler, insan kaynakları ve yatırımcı ilişkilerinizde etkin şekilde kullanılabilir. Sürdürülebilirlik raporu, ölçtüğünüz, yönettiğiniz ve güncel verilerle desteklenen odaklanmış sürdürülebilirlik faaliyeti gerçekleştirdiğinizi ifade etmektedir.

Sürdürülebilirlik Raporlama hizmeti için en doğru teklifi egitim@satinalmadergisi.com üzerinden alabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Raporu

  • AB Direktifleri & Mevzuat
  • Uçtan Uca ESG Kriterleri
  • Strateji ve Eylem Planları
  • Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi
  • Green Sourcing
  • Üretim ve Emisyon Hedefleri
  • Uluslararası Standartlar
  • ISO 14001 : ISO 14046, ISO 14064
  • ISO 26000 
  • ISO 20400
  • Sürdürülebilir Stratejiler

Sürdürülebilirlik raporu kolayca anlaşılabilir olmalı. Tüm paydaşlarınızın
– müşteriler
– potansiyel iş ortakları ve tedarikçiler
– yatırımcılar ve
– yeteneklerin (İK) ilgisini çekmeli ve saygı uyandırmalıdır.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMLERİ

6 GÜN SÜRELİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMİ

Eğitim Kataloğu için tıklayınız. 

Sürdürülebilirlik Eğitim Programları

 

İşlevini Yitiren Kamu İhale Mevzuatının Yenilenmesine Yönelik Çalışmalar Bir An Önce Tamamlanmalı

Satınalma Eğitimi İşlevini Yitiren Kamu İhale Mevzuatının Yenilenmesine Yönelik Çalışmalar Bir An Önce Tamamlanmalı

Satınalma Eğitimi İşlevini Yitiren Kamu İhale Mevzuatının Yenilenmesine Yönelik Çalışmalar Bir An Önce TamamlanmalıKamu, özel sektör ve STK temsilcileri, Türk inşaat sektörünün en köklü sivil toplum kuruluşlarından olan Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) düzenlediği “Gündem Toplantısı” iftar programında bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın teşrifleri ile gerçekleşen programda, müteahhitler öncelikli 3 taleplerini dile getirdiler.

Gündem Toplantısı’nda Konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri ve dünyanın dört bir yanına değer katan inşaat sektörümüzle ülkemizi afetlere daha dirençli hale getireceğiz.” dedi.

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı M. Erdal Eren ise, “İşlevini ve güvenilirliğini iyice yitirmiş olan kamu ihale mevzuatımızın yenilenmesine yönelik Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile başlatılmış olan çalışmaların bir an önce tamamlanarak hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.” diye konuştu.

Kamu, özel sektör ve STK temsilcileri, 72 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en köklü sivil toplum kuruluşlarından olan Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) Ankara’da düzenlediği “Gündem Toplantısı” iftar programında bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın teşrifleri ile gerçekleşen programda, Türk müteahhitler kamu ihale mevzuatı, istihdam açığı ve teminat mektubu sorunu için acil çözüm çağrısında bulundular.

Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk müteahhitlerin yurt dışında ortak iş yapma kültürü ile daha büyük projelere imza atabileceklerini ifade etti. Kamu ihale mevzuatına yönelik olarak çalışmaların sürdüğüne değinen Yılmaz, mesleki eğitim ile ilgili, kendi koordinasyonunda özel sektörün ihtiyaçlarını baz alan bir çalışmaları olduğunu anlattı. Türk bankalarınca verilen teminat mektuplarının yurt dışında da kabulü için de çalışmalar yürüttüklerini belirten Yılmaz, “Birçok sektörü besleyerek harekete geçiren ve bu sayede önemli ölçüde doğrudan ve dolaylı istihdam sağlayan inşaat sektörü, ülke ekonomimizin ve sanayimizin önemli ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri ve dünyanın dört bir yanına değer katan inşaat sektörümüzle ülkemizi afetlere daha dirençli hale getireceğiz” dedi.

Pazarlık Usulü İhale Sadece Afet Dönemlerinde Uygulanmalı

Programda konuşan Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı M. Erdal Eren, Türk müteahhitlerin bugün itibariyle 136 ülkede, 506 milyar dolar tutarında dev bir proje portföyüne sahip olduğunu söyledi. Türk müteahhitlerin ana işleri olan inşaat sektörünün yanında ülkemizde ve birçok başka ülkede turizm, enerji, sağlık, ulaşım ve sanayi sektörlerinde yatırımcı ve işletmeci olarak da yer aldığını anlatan Eren, “Dış pazarlarımızdaki siyasi ve ekonomik krizlerden de, ülkemizdeki ekonomik gelişmeler ve alınan kararlardan da ne kadar etkilendiğimizi takdirlerinize sunuyorum. Makro ekonomik konuların yanında her fırsatta yapıcı bir çözüm arayışı ile gündeme getirip, destek istirham ettiğimiz üç temel talebimizi, bir kez daha arz etmek istiyorum. İşlevini ve güvenilirliğini iyice yitirmiş olan kamu ihale mevzuatımızın yenilenmesine yönelik Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile başlatılmış olan çalışmaların bir an önce tamamlanarak hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Kamu vicdanını yaralayan ve sürekli olarak olumsuz dedikodulara neden olan 21/b dediğimiz pazarlık usulü ihale yönteminin sadece afet ve benzeri şartlarda uygulanmasını sağlayan; kamu kaynağının heba edilmesine ve istismara neden olan aşırı düşük tekliflerin geçersiz olacağı; her yıl gündeme gelen fiyat farkı konusuna kalıcı ve adil çözüm içeren bir düzenleme en kısa zamanda hayata geçirilmelidir.” dedi.

‘Türk Bankalarının Teminat Mektupları Yurt Dışında da Kabul Edilmeli’

Türk müteahhitlerin yurt dışında faaliyet gösterirken karşılaştıkları en büyük sorunun teminat mektupları olduğunu dile getiren Erdal Eren, Türk bankaları tarafından verilen teminat mektuplarının yurt dışında doğrudan kabul edilmemesinin, daha çok sayıda yeni proje üstlenilmesinin önünde engel oluşturduğunu kaydetti. Türk bankalarının teminat mektuplarına yabancı bankalardan kontr-garanti alınması şeklinde üretilen çözümün ise ilave yüksek maliyet nedeniyle Türk müteahhitlerin rekabet gücünü ortadan kaldırdığını anlatan Eren, “Türk bankaları tarafından verilecek teminat mektuplarının özellikle siyasi ilişkilerimizin en üst seviyesinde seyretmekte olduğu ülkeler tarafından doğrudan kabulü yönünde bir süreç başlatılmalıdır. Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımızın muhatapları ile gerçekleştireceği temaslar başta olmak üzere, ikili üst düzey görüşmelerde sorunun gündeme getirilmesi, dünya inşaat pazarındaki payımızın daha da artırılması açısından hayati önemi haizdir. Bu konuda da desteklerinizi esirgemeyeceğinizi biliyorum.” diye konuştu.

‘Orta Asya ve Uzak Doğu’dan Eleman Getirmek Zorunda Kalıyoruz’

Sektördeki nitelikli işgücü açığının kronik bir soruna dönüştüğünü anlatan TMB Başkanı Eren, şöyle devam etti: “Deprem bölgesinde ve büyükşehirlerdeki yeniden inşa ve kentsel dönüşüm projelerinin de etkisiyle, yüksek ücretlere rağmen büyük bir ara eleman açığı bulunmaktadır. Bu sorun, sektörümüze mahsus olmayıp, tüm sanayi dallarını ve ekonomimizi etkilemekte, aramızda bulunan Sayın Oda Başkanlarımız tarafından da sürekli dile getirilmektedir. Yurt dışı projelerimize daha fazla Türk çalışan götürme hedefimizi yerine getirememe üzüntüsü bir yana, ülkemizdeki şantiyelerimize bile, Orta Asya ve Uzak Doğu’dan eleman getirmek zorunda kalıyoruz.  Tüm gençlerimizi üniversite diploması sahibi olmaya yönlendiren anlayışı el birliği ile ortadan kaldırmalıyız. Eğitim sistemimizi ekonomimizin ihtiyaçlarına göre şekillendirmeli, üniversite mezunlarımızı da hem nitelik hem de nicelik olarak bir planlamaya ve geliştirmeye tabi tutmalıyız.”

Alım Talebi: Trietilen Glikol Yağ (Triethylene Glycol)

Alım Talebi Trietilen Glikol Yağ

Bir firmamız için,  30 – 25 – 20 litrelik ya da daha düşük bidon / teneke kaplar halinde olacak şekilde, ilk etapta toplamda 500 litre Trietilen Glikol Yağ alımı yapılacaktır. Teslim yeri Bursa olup, ödeme şekli teslim sırasında peşindir.

İlgili olan üretici ya da satıcıların, detaylar için aşağıdaki adımların ardından, iletişime geçmesi rica olunur.

Alım Talebi Trietilen Glikol Yağ

Teklif Vermek İçin;

  1. SATINALMA DERGİSİ’ne abone ol.
  2. Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK işlemlerini tamamla.
  3. Ödeme sonrasında FİRMA BAŞVURU FORMU’nu doldur.

https://satinalmadergisi.com/satici/

TEKLİF VERME : İhtiyacın detaylarını öğrenmek ve teklif vermek için Dergi Aboneliği sayfasından PROFESYONEL ÜYELİK (600 TL) SATIN ALMANIZ GEREKMEKTEDİR. Aboneliğiniz 1 yıl geçerli olup bir sene boyunca tüm alım taleplerine teklif verebileceksiniz.

Türkiye’nin Meyve Suyu İhracatı 500 Milyon Dolara Dayandı

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Meyve Suyu İhracatı 500 Milyon Dolara Dayandı

Meyve Suyu Sektörü 2028 Yılı için 1 Milyar Dolar İhracat Hedefine Kilitlendi

Satınalma Eğitimi Türkiye’nin Meyve Suyu İhracatı 500 Milyon Dolara DayandıTürk meyve suyu sektörünün ihracatı son 1 yıllık dönemde yüzde 10’luk artışla 430 milyon dolardan 472 milyon dolara ulaştı. İhracatta 2024 yılında 500 milyon doları aşmayı hedefleyen sektör, 2028 yılı için 1 milyar dolar ihracat hedefi belirledi.

Türkiye’nin meyve sebze mamulleri ihracatı yıllık bazda ilk kez 2,5 milyar doları aşarken, meyve sebze mamulleri grubunda en güçlü ihraç kalemi 472 milyon dolarlık tutarla meyve suları oldu.

2024 Hedefi 500 Milyon Doları Aşmak

Türkiye’de üretilen 27 milyon ton meyve üretimi olduğu bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, yıllık meyve üretiminin yüzde 10’unun meyve suyu endüstrisi tarafından işlendiğini ve katma değere dönüştürüldüğünü, 2024 yılında sektörün ihracat hedefinin 500 milyon doları aşmak olduğu dile getirdi.

2028 Hedefi 1 Milyar Dolar İhracat

Türkiye’de iç piyasaya şeftali, kayısı, vişne, portakal suları ağırlıklı bir tüketim olduğunu aktaran Başkan Uçak, “Türkiye’nin konsantre (yarı mamul) ihracatının yarısı elma suyu konstrantesinden geliyor. İhracatta nar, siyah havuç konsantresi Türkiye’nin rekabet gücü çok yüksek ürünleri arasında geliyor. Kişi başı tüketimde Avrupa ortalama 20 lt’de iken, Türkiye’de bunun henüz yarısına ancak ulaşılabiliyor. Meyve suyu sektörümüz hem ihracatta hem de iç piyasada büyüme potansiyeline sahip. 2028 yılında Türkiye’nin meyve suyu ihracatından döviz getirisiniz 1 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz” şeklinde konuştu.

Sektör Yeni Yatırımlar için Uygun Zemin Sağlıyor 

Meyve suyu sektöründe yeni yatırımlar için Türkiye’nin meyve deseninin bir avantaj olduğuna işaret eden Uçak sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye’nin mevcut meyve deseni yanında tropikal meyvelerin üretimi hızla artıyor. Ham madde avantajına sahip olmamız, kaliteli iş gücüyle birlikte, yatırım alternatifi olarak Türkiye her zaman gözde ülkeler arasında yer alıyor. Uluslararası rating kuruluşu Fitch Türkiye’nin kredini notunu geçtiğimiz hafta “B”den, “B+”ya yükseltti. Makro ekonomik göstergelerde Türkiye’de yatırım için şartların iyiye gittiğini ortaya koyuyor. Meyve suyu sektöründe olası yatırımlarında itici gücüyle Türkiye’de meyve sebze mamulleri sektöründe meyve suyu sektörünün ihracattaki liderliğini sürdüreceğine inanıyoruz.”

Meyve Suyu İhracatı 2024 Yılına da Parlak Bir Giriş Yaptı

Türk meyve suyu sektörünün ihracatta 2024 yılına da parlak bir giriş yaptığını dillendiren Uçak, “Türkiye 2023 yılının ocak-şubat döneminde 74 milyon dolarlık meyve suyu ihraç etmişken, 2024 yılının ilk iki aylık döneminde ihracatını yüzde 27’lik artışla 94 milyon dolara çıkardı. Bu başarının 2024 yılı geneline yayılacağına inanıyoruz. Türkiye’nin 2023 yılındaki meyve suyu ihracatında elma suyu ihracatı 251 milyon dolarla açık ara lider olurken, vişne, şeftali ve kayısı suyu ihracatı 130 milyon dolar, karışım meyve suları 23 milyon dolar, portakal suyu 8 milyon dolar, üzüm suyu 5 milyon dolar katkı sağladı” diyerek sözlerini noktaladı.

Türkiye 151 Ülkeye Meyve Suyu İhraç Etti 

Türkiye’nin 2023 yılında meyve suyu ihracatında Amerika Birleşik Devletleri 196 milyon dolarlı tutarla açık ara lider pazar konumunda. Hollanda 36,5 milyon dolarlık taleple ikinci, İtalya 22 milyon dolarlık meyve suyu ihracatıyla üçüncü sıranın sahibi oldu. Bu ülkeleri 18 milyon dolarla Almanya, 17 milyon dolarla Kanada, 13,5 milyon dolarla Japonya, 11 milyon dolarla İngiltere takip etti.