1.400’den fazla küresel risk uzmanı, politika yapıcı ve sektör liderinin görüşlerinden yararlanılarak hazırlanan 2024 Küresel Riskler Raporu’nun sonuçları, Zurich Sigorta Grubu Türkiye ve Marsh Türkiye stratejik ortaklığında ve TÜSİAD’ın destekleriyle İstanbul’da düzenlenen toplantıda açıklandı. Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, raporda öne çıkan risklerle ilgili görüşlerini paylaştı.
2024 Küresel Riskler Raporu’nda yapay zekâ ile ilişkili olarak dezenformasyon, aşırı hava olayları ve sosyal kutuplaşma, gelecek 2 yıldaki en önemli riskler olarak dikkat çekiyor. Uzmanların üçte ikisinin gelecek 10 yıl içerisinde dünya genelinde kutuplaşmanın artacağına yönelik görüş bildirdiğinin altını çizen Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, “Her ne kadar çok kutuplu bir dünya var gibi gözükse de kısa ve orta vadede global sorunlara global çözümler bulmalıyız. İş birliği anlamında yeni anlayışlara ve çözümlere ihtiyaç var” dedi.
“Önemli doğal kaynakların belli ülkelerde yoğunlaşması çatışma riskini artırıyor”
Devletlerarası silahlı çatışmalar önümüzdeki iki yılın en önemli beş riski arasında yer alıyor. Rusya- Ukrayna savaşının Avrupa güvenliği, İsrail- Filistin çatışmasının Ortadoğu dengeleri için çok önemli olduğunu hatırlatan Yıldız, “Çin tarafında ise özellikle Tayvan seçimleri sonrası izlenecek politika dünya açısından kritik. Tayvan dünyada yüksek teknolojili çip üretiminin yaklaşık %60’ını yapıyor. Aynı kapasiteyi dünyanın başka yerinde yaratmak için, eğer ki insan kaynağını bulabilirseniz yaklaşık 20 yıl ve 300 milyar dolarlık bir yatırım gerekiyor” dedi. Yeni dünya düzeni için önemli doğal kaynakların belli ülkelerde yoğunlaşmasının da çatışma riskini artırdığını ifade eden Yıldız şu bilgileri paylaştı: “Dünya platin kaynaklarının %90’ı Güney Afrika’da, kobaltın %46’sı Kongo’da, lityumum %42’si Şili’de. Tayvan çip üretiminde başı çekerken, çip üreten makinalar ise %60 ile Hollanda’da üretiliyor.”
“En ciddi sorunlardan biri ekonomik eşitsizlik”
Rapora göre, önümüzdeki yıllara kalıcı ekonomik belirsizlik ve ekonomide fırsat eşitsizliği damgasını vuracak. Süregelen hayat pahalılığı krizi, etkisini sürdürecek. Dünyanın karşı karşıya olduğu en ciddi sorunlardan biri olarak eşitsizliğe işaret eden Yıldız: “Ülkeler arası ve ülkeler içi eşitsizlik; hayat pahalılığı, toplumsal kutuplaşma, istemsiz göç, bölgesel çatışmalar ve benzeri riskler yaratan, pek çok sorunun kaynağı olan çok ciddi ekonomik ve sosyal bir sorundur. Kolay bir çözüm de gözükmüyor.”
Gelecek 10 yıla yönelik en önemli 10 riskin 5’i çevreyle ilişkili
Yakın ve uzun vadeli risk ortamında çevresel riskler öne çıkmayı sürdürüyor. Gelecek 10 yıla damga vuracağı düşünülen risklerin beşi, “olağanüstü hava olayları, dünya sisteminde kritik değişimler, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, doğal kaynak kıtlığı ve hava kirliliği” olarak çevreyle ilişkili konulardan oluşuyor. Yıldız’ın konuyla ilgili yorumu şu şekilde:
“Gıda talebini karşılamak için her yıl Kanada kadar alana ihtiyaç var”
“İnsanlığın çevreye verdiği zarar artık geri dönülemez bir noktada. İklim değişikliğini gıda ve su enflasyonu, soluduğumuz kirli hava ve doğal afet olayları ile yaşıyoruz. Biyoçeşitlilik kaybı, çok konuşulmayan fakat bir o kadar da önemli bir konu. İnsanlık dünyadaki canlı türlerinin sadece yüzde 0,01’ini temsil ederken hayvan türlerinin yüzde 83’ünü, bitki türlerinin yüzde 50’sini, böcek türlerinin yüzde 40’ını şimdiden yok etmiş durumda. Biyoçeşitlilik olmadan, böcekler olmadan tarımın olması, gıda sanayinin olması mümkün değil. Diğer taraftan 2050 yılına kadar dünya gıda tüketimi yaklaşık iki kat artacak. Her yıl yaklaşık Kanada büyüklüğünde bir alana ihtiyaç var ki yeni gıda talebini karşılayalım. Bu anlamda, iyimser olmak zor” dedi.
Çevre sorunlarıyla mücadelede de eşitsizliğe dikkat çekti
Çevre sorunlarına yönelik alınacak tedbirlerin ülkeler arasında eşit dağılmadığını, bunun da gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında çatışma yarattığını ifade eden Yıldız, “Gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkeler seviyesine erişme yolculuğunda, bu tedbirlere ayıracak zamanları ve kaynakları yok. Dünyada sadece yeşil enerji için yapılması gereken yatırım yılda 9 trilyon dolar. Dünyanın gayrisafi hasılası kabaca 100 trilyon dolar. Bunun 500 milyar dolar kadarını gelişmekte olan ülkelerin yapması lazım. Böyle bir kaynak yok” şeklinde konuştu.
“Hemen hemen tüm hastalıklara çare bulabileceğimiz bir teknolojiden bahsediyoruz”
2024 Küresel Riskler Raporunda, yanlış bilgi ve dezenformasyon kısa vadede en önemli riskler olarak değerlendiriliyor. Yapay zekâ, teknolojilerinin gelişmesine paralel olarak, önümüzdeki 10 yıl içinde de bu riskin ön planda olacağı görülüyor. Chat GPT için “yapay zekanın demokratikleşmesi” ifadesini kullanan Yılmaz Yıldız, bu alandaki fırsatlara dikkat çekiyor: “Dünyadaki seçim takvimiyle kesişince, yapay zekanın bu seçimleri nasıl manipüle edeceği çok tartışılıyor. Fakat yapay zekanın risklerinin yanında fırsatları daha fazla. Tıp ve sentetik biyoloji alanında büyük ilerleme kaydedeceğimiz, insanlığın hemen hemen tüm hastalıklarına çare bulabileceğimiz bir teknolojiden bahsediyoruz.”








İtirazen Şikayet Konusu; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle; ihalede yaklaşık maliyetin 139.495.870,57 TL olarak belirlendiği, piyasa şartlarına uygun olarak verdikleri 99.845.100,00 TL olan tekliflerinin sınır değerin altında olduğu gerekçesiyle doğrudan değerlendirme dışı bırakıldığı, ancak idarece yaklaşık maliyetin hatalı belirlendiği, mevzuata aykırı olarak belirlenen yaklaşık maliyet esas alınarak oluşturulan sınır değer hesabına göre işlem yapılmasının hukuka aykırı olduğu, Tedaş Birim Fiyat Kitabı’ndaki (kırmızı kitap) (1 Ocak tarihi itibari ile geçerli birim fiyatları içerir.) birim fiyatların TUİK tarafından yayımlanan Yİ-ÜFE endeksine göre güncellenebildiği, Yüksek Fen Kurulu’nun 15.08.2018 tarih ve 2018/31 sayılı kararında belirtilen yönteme benzer olarak güncellendiği, buradaki tek farkın özel düzenleme olması sebebiyle Kırmızı Kitap Yİ-ÜFE endeksine göre güncellenmekte iken, Çevre Şehircilik birim fiyatlarının “TUİK İnşaat Maliyet Endeksi ve Değişim Oranına” göre güncellendiği, TEDAŞ Birim Fiyat Kitabı’ndaki (mavi kitap) (Tüm Yıl Geçerli Birim Fiyat Kitabı (Tüm yıl geçerli birim fiyatları içerir.) birim fiyatlar ise tüm yıl gelecek artışları da bünyesinde barındırdığından ayrıca güncellenmesine gerek olmadığı, bu bağlamda kırmızı kitap esas alınarak yaklaşık maliyet oluşturulduğunda piyasanın gerçek karşılığı olan ve ilgili aya ait güncellenmiş Yİ-ÜFE rakamlarının reel maliyetleri yansıttığı, mavi kitap esas alınarak yaklaşık maliyet oluşturulduğunda yıl boyunca geçerli olacak şekilde itibari bir değerin ortaya çıktığı, somut durumda kırmızı kitap kullanılarak oluşacak güncelleme sonucunda reel rakamlarla yaklaşık maliyet tespiti gerekmesine rağmen, itibari ve daha yüksek rakamlarla yaklaşık maliyetin oluşturulduğu, oysa mevzuata uygun ve kırmızı kitaba göre yaklaşık maliyet oluşturulduğunda tekliflerinin sınır değerin üzerinde kalacağı, 2023 yılı TEDAŞ kırmızı kitap birim fiyatlarına göre maliyetin 86.108.068,92 TL olarak hesaplandığı, bu tutar 2024 yılına göre güncellendiğinde 123.995.619,25 TL’ye tekabül ettiği, idare tarafından ise hem “2023 yılı tüm yıl geçerli birim fiyat kitabı” esas alınarak yaklaşık maliyetin oluşturulduğu, hem de bu fiyatların ayrıca güncellenmesiyle yaklaşık maliyetin olması gerekenden çok daha yüksek hesaplandığı, yaklaşık maliyetin düzeltilerek ihale işlemlerine devam edilmesi gerektiği iddialarına yer verilmiştir.
İstanbul Ticaret Odası (İTO), 22.05.2024 Çarşamba günü, “Tedarik Zincirlerinde Dijitalleşme ve Ticarette Riskler & Fırsatlar” başlıklı seminere ev sahipliği yaptı. Etkinlik, İTO’nun 4. Kat Meclis Salonu’nda farklı sektör ve şehirlerden çok sayıda yöneticinin yoğun bir katılım ile gerçekleşti.
Tedarik Zincirlerinde Dijital Dönüşüm başlıklı ilk oturumun ilk konuşmacısı olarak, İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Adil Ünal, “Tedarik Zincirlerinde Performans Yönetimi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Dr. Ünal sunumunda, şirketlerin stratejik yönetim süreçleri ve tedarik zincirlerindeki performansa dayalı süreçler hakkında bilgi verdi. Ünal, tedarik zincirinde performansın ölçümü için özel olarak geliştirilmiş bir modelin tercih edilerek şirketin yapısına entegre edilmesi gerektiğini ve tüm şirketler ve sektörler için uygun bir performans ölçüm modelinin bulunmadığını vurguladı.
Tedarik Zincirlerinde Dijital Dönüşüm başlıklı ilk oturumun, ikinci konuşmasında, TeamProcure INC şirketinden, Associate Partner, Sayın Alper Sağız kürsüye geldi. Sn. Sağız, “Dijital Satınalma Çevresi ve E-Satınalma” adlı sunumunu gerçekleştirdi. Sağız sunumunda genel hatları ile satınalma ekosistemini ele alarak, şirketler için elektronik satınalmanın (e-satınalma) önemi üzerinde durdu. Sn. Sağız, globalleşen ve dijitalleşen iş dünyasında e-satınalma uygulamalarının, şirketlere kazandırdığı zaman, tasarruf, maliyet avantajları ve işlemlerin hızlı yapılabilmesi kolaylığını sunumunda ele aldı. Sn. Sağız konuşmasında, sipariş döngüsü, siparişin statüsü, onay sürecinin kısalmasıyla, satınalma yöneticilerinin zamanlarını efektif bir şekilde kullanabileceklerini açıkladı. E-satınalma süreçleri ve e-satınalma uygulamaları hakkında bilgi vererek, farklı sektör örnekleri üzerinden e-satınalma uygulamalarını anlatarak sunumunu tamamladı.
Etkinliğin ilk oturumunun son konuşmacısı olarak, Sirius Tedarik CVUS Co-Founder &CEOsu, sayın Levent Çuhadar kürsüye geldi. Sn. Çuhadar, “Tedarik Zincirlerinde Takip ve İzlenebilirlik” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Sn. Çuhadar sunumunda, tedarik zincirinde ve lojistik operasyonlarda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini ele aldı. Bu kapsamda, şirketlere kolaylık sağlayacak, filo yönetimi ve müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) yapay zeka destekli teknolojilerden bahsetti. Sn. Çuhadar, katılımcılardan gelen sorular üzerine, yapay zekanın lojistik rotalama ve optimizasyon için önemine ve yapay zekanın ERP programlarına entegrasyon kolaylığı üzerinde durarak, lojistik profesyonellerine sağlayacağı faydalar üzerinde durdu. Sn. Çuhadar, uygulama ile ilgili kısa ve bilgilendirici, yapay zekâ destekli saha uygulamalarını içeren videolarını katılımcılarla paylaşarak, sunumunu tamamladı.
Aranın ardından, başlayan Tedarik Zincirinde Risk Yönetimi ve Fırsatlar başlıklı ikinci oturumun ilk sunumunu, İstanbul Üniversitesi Tedarik Zinciri Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Erdal yaptı. Dr. Erdal, “Tedarik Zinciri Yönetiminde Riskler” adlı sunumunu gerçekleştirdi. Son dönemde Uluslararası ilişkilerin ve ticaret savaşlarının tedarik zincirlerini derinden etkilediğini vurgulayarak sunumuna başlayan Dr. Erdal, tedarik zincirlerinde yaşanan değişimlerin, satınalma ve tedarik zinciri ekosistemi profesyonelleri üzerindeki etkilerini, sektörel örneklerle tek tek açıklayarak, operasyonel risklere değindi. Dr. Erdal sunumuna, işletme çevresindeki ve tedarik zincirindeki makro ve mikro riskleri ele alarak devam etti. Riskler kapsamında, satınalma ve tedarik zinciri yöneticilerinin yapması gereken analizlere de sunumunda yer veren Erdal, uzun vadeli ve kısa vadeli planlamalarla yapılacak olan hamleler ve alınacak önlemleri anlatarak sunumunu tamamladı.
İkinci oturumun ikinci konuşmasını yapmak üzere kürsüye, Ünsped Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş- Genel Müdürü, sayın Rıza Mehmet Korkmaz geldi. Sn. Korkmaz, “Dış Ticaret Riskleri ve Fırsatlar” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Sunumuna, yakın tarihteki ekonomi ve politik çevredeki dönüm noktası olayları anlatarak başlayan Sn. Korkmaz, bu olayların dış ticaretimize (ithalat ve ihracat) olan etkilerini ele alarak, özellikle ilave gümrük vergileri ve operasyon süreçlerinin hızı konusunda, iyileştirmelerle ilgili tespit ve önerilerde bulundu. Gümrük idarelerini derinden etkileyen teknolojileri anlatarak devam eden Sn. Korkmaz, yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda, ülkemiz şirketlerinin ve gümrük firmalarının alması gereken aksiyonları ve sahadaki uygulamaları, güncel örnekleriyle anlattı. Mevzuat ve uygulamalardaki değişikleri de slaytları ile katılımcılarla paylaşan Sn. Korkmaz, Türkiye’nin rekabet gücünün artmasında ve yükselmesinde gümrük operasyonlarındaki verimliliğin önemine vurgu yaparak, sunumunu sona erdirdi.
Günün son sunumunu gerçekleştirmek için, EG E-Consulting Partner, SMMM, BD, sayın Gül Saldıraner kürsüye geldi. Saldıraner, “İklim Riskleri ve Tedarikte AB Düzenlemeleri” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarını kısaca açıklayarak sunumuna başlayan Saldıraner, bu kapsamdaki yurtiçi ve uluslararsı mevzuat ve güncellemeleri ele alarak sunumuna devam etti. Saldıraner sunumunda, Avrupa Birliği’nin düzenlemelerine ve AB üyesi ülkelere yapılacak olan ihracatlarda ülkemiz şirketlerini bekleyen regülasyonları ve gereklilikleri ele aldı. Sunumunda, Türkiye İklim Değişikliği Taslak Kanununa değinen Saldıraner, iklimle ilgili riskler, fırsatlar ve bunların finansal etkilerini detaylı slaytlarla anlatarak sunumunu sonlandırdı.


Bu topraklardan kazandığını bu toprakların insanıyla paylaşma” prensibiyle, yaklaşık 100 yıldır toplumsal kalkınmaya öncülük eden Sabancı Topluluğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılını yeni bir seferberlikle kutluyor.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından sahibinden.com’da yayınlanan ilanlardan hareketle hazırlanan ve ikinci el otomobil piyasasının genel durumunu, fiyatlarını, arz ve talep dengesini; araç sınıflarına, yaş gruplarına ve yakıt türlerine göre analiz eden ‘’Otomobil Piyasası Görünümü’’ raporunda son dönemde otomobil piyasasında yaşanan değişimler incelendi.








Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçı Birlikleri, sürdürülebilirlik konusunda başvuru kaynağı niteliği taşıyan Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nı ihracatçılara sundu. Yoğun uğraş, araştırma ve emekle hazırlanan plan; Hammadde, Girdi ve Tedarikçiler, Üretim Süreci, Lojistik ve Depolama, Atık Yönetimi, Genel Yönetim, Eğitim ve İnsan Kaynakları, Dijitalleşme vb. başlıklar olmak üzere toplam 8 alanda uygulanacak. Böylelikle sektör, sürdürülebilir kalkınma ilkeleriyle uyumlu hale gelerek ekonomik büyüme, sosyal eşitlik ve çevresel yönetim arasında uyumlu bir denge sağlanmış olacak.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, ev hizmetlerinde çalışanlar kanun kapsamı dışında bırakılmıştır. 4857 sayılı Kanunda ev hizmetlerinden kastedilen temizlik, yemek, ütü gibi günlük ev işleridir. Ancak işçinin vasfından dolayı istihdam edildiği ve fakat evde iş gördüğü durumlarda İş Kanunu hükümleri uygulanmalıdır. Örneğin evde hasta, yaşlı kimselere bakan hemşire, çocuk bakıcısı
Ülkemizin ödemeler dengesi, TCMB rezervleri, ihracatın ithalatı karşılama oranları, yurt dışından ithal edilen tüm ithalat kalemleri için gerçek anlamda ihtiyaç duyduğumuz varlık; dövizdir.




İzmir, zeytin, zeytinyağı ve kahve tutkunlarını bir araya getiren iki önemli etkinliğe ev sahipliği yapacak. 11. Olivtech Zeytin, Zeytinyağı, Süt Ürünleri, Şarap ve Teknolojileri Fuarı ile 2. İzmir Kahve Fuarı, fuarizmir A ve B hollerinde gerçekleştirilecek.
Yeni yatırım açılımlarını ekonomi, toplum ve gezegen için sürdürülebilir değer yaratma stratejisi doğrultusunda hayata geçiren Alarko Holding, enerji sektörünün geleceğini belirleyecek önemli bir adım attı. Holding’in bağlı ortaklıklarından Altek Alarko, Türkiye’de enerji depolama sistemleri ve lityum-iyon batarya üretim hattı kurmak için dünyanın önde gelen teknoloji ve batarya üreticilerinden Gotion Group ile ortak bir girişim kuruyor.