BOSAD’dan Sektöre Çağrı: “Sektörün Büyümesi için Kazançlarınızı Yatırıma Döndürün”

Satınalma Eğitimi Bosad’dan Sektöre Çağrı Sektörün Büyümesi Için Kazançlarınızı Yatırıma Döndürün

Boya Sektörü, Büyümeye Devam Edebilmek için Yeni Yollar Arıyor

Satınalma Eğitimi Bosad’dan Sektöre Çağrı Sektörün Büyümesi Için Kazançlarınızı Yatırıma DöndürünBOSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Baytaş, Painİstanbul&Turkcoat Fuarı öncesi düzenlenen yemekte boya sektörüne 2024 yılında yüzde 20 büyüme beklendiğini belirtti. Boya sektöründe Türkiye’nin dünyada üretimde Almanya İspanya, Fransa ve İtalya’dan sonra 5. sırada olduğunu, hedefin 4. sıraya yükselmek olduğunu belirten Baytaş, “Türkiye de 600 bin ton boya üretimi var.  160 ülkeye ihracatımız var. Boya sektörünü sadece inşaatlar olarak düşünmeyin, koruyucu özelliği nedeniyle sanayide de çok yoğun kullanılıyor. İhracatın yüzde 85’ini 10 firma yapıyor, üretimin de yüzde 85’ini yine bu 10 firma yapıyor. Hammaddenin yüzde 70’ini yurtdışından ithal ediyoruz ancak katma değerli ürünlerimiz var. Uçak boyaları, gemi boyaları, yerli aracımız TOGG’un boyasını da Türkiye’de üretiyoruz.” dedi.

Maliyetler Arttı; Bu Sanayi Bu Ücretleri Kaldırmıyor

Baytaş, “Enflasyon arttı, cezayı sanayiciler çekiyor. Eleman kıtlığı başladı. Sektörde, mavi yakalıların maaşları yaklaşık 25-30 bin TL. Ancak eleman biraz fazla maaş verene hemen gidiyor. EYT bile bize yük oldu.” diye belitti. Sektörün en önemli sorunlarının finansman yapısı, yerelleşme, hammaddenin peşin ithal edilmesi olduğunu söyleyen Baytaş, “Uzun vadeler sektörü yoruyor, vadelerin, yurt dışında da olduğu gibi 2-3 aya inmesi gerekiyor” dedi.

BOSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hakan Ünel, Türkiye’nin boya ihracatının artması için markalaşmanın şart olduğunu bunun için de öncelikle kazancın yatırıma dönüşmesi gerektiğini söyledi.  Katma değeri yüksek boyalara ağırlık verilmesi gerektiğinin ve bunların da daha çok sanayi boyaları olduğunun altını çizen Baytaş, “Kimya olmadan hiçbir şey olmaz artık bu çok net anlaşıldı, teşvikler de verilmeye başlandı, açılmak üzere olan tesislerimiz var. Sektörel olarak büyüme gerçekleştirmiş olsak bile dünyadaki konjonktürün durağan seviyelere gelmiş olması yumurtalarını aynı sepete koyan firmalar için sıkıntı yaratabilir. 2024 ve sonraki yıllarda büyüyerek kapatabilmemiz için Ar-ge gibi önemli departmanlara yatırım yapmamız, firmalarımızı dünyayı yakından takip ederek global firmalara rakip olabilecek duruma taşımamız gerekiyor. Tabii ki yeni pazarlar bulmak ve bu pazarlardaki yatırım fırsatlarını doğru tespit etmek de büyümemizi etkileyecek” dedi.

BOSAD olarak deneyimli danışmanlar ve uluslararası derneklerle birlikte çalışmaya devam edeceklerini belirten Ünel, “Amacımız, sektörün farklı alanlara açılmasını sağlamak. Büyüyen inşaat sektörü ülkelerini tespit ederek, ihtiyacın bol olduğu ama üretime ulaşmakta zorlanan bölgelerde araştırmalar yapıyor ve bu alandaki tüm verileri değerlendiriyoruz. Büyüyen Türkiye’nin arkasında büyüyen bir BOSAD olmak için elimizden gelenin en iyisini yapmak için çalışıyoruz.” dedi.

Paintİstanbul&Turkcoat Fuarı’nın Satışları Ocak Ayında Tamamlandı, 50’den Fazla Firma Yer Bulamadı

Paintİstanbul&Turkcoat Fuarı’nı düzenleyen Artkim Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yaman,Türkiye’nin ticaret baş şehri İstanbul’un dünyanın önemli bir fuarcılık üssü olmaması için hiçbir neden olmadığını, fuarların sektörleri bir araya getirerek güçlendirmesinin yanı sıra turizmi de tetiklediğini belirtti. Yaman, “Artkim Fuarcılık olarak kimya, başta olmak üzere, 13 sektöre 13 özel ihtisas fuarları düzenliyoruz.  Toplamda 32 milyar dolardan fazla ihracat yapan sektörleri kucaklamaya, onları dünya ile buluşturmaya çalışıyoruz.  Son dönemde yaşanan pandemi nedeniyle fuarcılığın biteceğini düşünenlerin ne kadar yanıldığını dünyada hızla büyüyen fuarlardan anlayabiliyorsunuz. Bununla beraber biz de dünyanın en güzel kentlerinden biri olan, hatta bizce en güzeli olan İstanbul’u fuarlarımızla birlikte bir paket olarak sunuyoruz. Hem ticaret hem de keyif için zamanını en değerli şekilde geçirebileceği fuar tarihlerinin İstanbul’daki fuarlarımız olduğuna ikna ediyoruz alıcıları. Bunlarla birlikte güçlü fuarlar tabii ki sadARTece yerel katılımcı ile olmuyor, dünyadan tüm katılım gösterecek firmalarında, kendilerine iş ortakları bulabilecekleri en doğru yerin fuarlarımız ve İstanbul olduğuna anlatıyoruz. Fuarlarımıza ortalama 80 ülkeden katılımcı ve ziyaretçi geliyor” dedi.

TAİD Ağır Ticari Araçlar Derneği, 2024 Hedeflerini Açıklarken Yeni Kurumsal Lansmanını Gerçekleştirdi

Tai̇d Ağır Ticari Araçlar Derneği, 2024 Hedeflerini Açıklarken Yeni Kurumsal Lansmanını Gerçekleştirdi

Ağır Ticari Araçlar Sektöründe Yılın Ilk Çeyreği Beklentileri Karşılarken 2024’ün Gelecek Dönemlerinde Hareketlilik Bekleniyor

Tai̇d Ağır Ticari Araçlar Derneği, 2024 Hedeflerini Açıklarken Yeni Kurumsal Lansmanını GerçekleştirdiAğır Ticari Araç Sektörü’nü aynı çatı altında toplayan TAİD, Yönetim Kurulu Başkanı Burak Hoşgören, yönetim kurulu ve üyelerinin katılımlarıyla düzenlenen toplantıda 2024 yılının ilk çeyreğini değerlendirdi. 2024 yılından beklentiler görüşüldü ve TAİD’in yeni logosu da lanse edildi.

Türkiye’de ağır ticari araçlar pazarı, istikrarlı bir şekilde büyüme ivmesini sürdürüyor. Büyümenin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Öte yandan ağır ticari araçlar sektörü, son yıllarda önemli bir değişimden geçiyor. Elektrifikasyon, otonom sürüş ve bağlantılı araçlar gibi yeni teknolojiler, sektörde ayrıca bir dinamizm yaratıyor.

TAİD raporlarına göre 2024 yılı Ocak-Mart dönemi ağır ticari araç pazarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %3 oranında azaldı. Bu dönemde satışı gerçekleştirilen toplam araç sayısı 10.121 olurken yılın diğer çeyreklerinde ise bir ivmelenme bekleniyor.

Burak Hoşgören, yeni kurumsal kimlik ile ilgili yaptığı açıklamada; “Evet, TAİD Derneği’nin logosu değişti. TAİD’in yeni logosu, gücü ve otoriteyi temsil ederken derneğin sektördeki değişime ayak uyduran, modern ve yenilikçi vizyonunun altını çiziyor. Yeni logo, sadece görsel bir değişimi değil, aynı zamanda sektöre dair yeni bir bakış açısını da temsil ediyor.

Bu bakış açısı, birlik ve beraberlik, kesintisiz gelişim ve yenilikçilik üzerine kurulu. TAİD, yeni logosuyla birlikte sektörde daha da güçlü bir rol oynamaya ve Türkiye ekonomisine, ağır ticari araçlar sektörünün gelişimine katkıda bulunmaya devam edecek” dedi.

TAİD derneği bünyesinde bulunan üyelerin faaliyetleri, uzun yol taşımacılığından yurtiçi lojistiğine, dağıtım, inşaat, maden, atık yönetimi de dahil olmak üzere pek çok alanda Türkiye’nin ekonomisi için güçlü bir kaldıraç görevi görüyor. Bu konuya değinen Burak Hoşgören; “Sektörün 2023 yılı ihracat tutarı, 30 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Ağır Ticari Araçlar Derneği olarak ithal edilen ve Türkiye’de üretilen pek çok ticari araç üreticisini aynı çatı altında buluşturuyoruz. Bu markaların hepsi de Türkiye’de birçok farklı sektörün yükünü taşıyor, yerel üretime ve istihdama destek oluyor. Öte yandan araç kullanıcılarımız da ülke üretimi ve ihracatına katkı sağladığı için sektörümüz, stratejik bir öneme sahip bulunuyor” şeklinde açıkladı.

Sektörümüz, Stratejisini Uluslararası Standartlara Uyum Sağlamak ve Sürdürülebilirlik İlkelerini Benimsemek Üzerine Belirliyor

Burak Hoşgören; ‘‘Sürdürülebilirlik, her açıdan sektörümüz için bir zorunluluk. Avrupa Birliği ve tüm dünyadaki sürüdürülebilir politikaları uygulamak durumundayız. İklim krizinin yarattığı zorlukları ele almak adına dünya, karbon nötr olma hedefine kararlılıkla ilerliyor. Bunun paralelinde, teknolojideki gelişmeler de mobiliteyi radikal bir biçimde dönüştürüyor. Bu da yenilik, verimlilik ve güvenlik açısından bizlere benzersiz fırsatlar sunuyor. Sonuç olarak lojistik ve taşımacılık tarihinde son derece önemli bir dönüşüm dalgası yaşıyoruz. Elektrikli ve otonom araçlar gibi gelişen teknolojiler, sürdürülebilir uygulamalara duyulan acil ihtiyaçla birleşerek iş yapış tarzımızı yeniden şekillendiriyor. Akıllı lojistik çağında bağlanabilirlik, kilit önemde. Gelişmiş telematik, yapay zekâ ve veri analitiğinin entegrasyonu treyler ve ağır ticari araçların tasarlanma, üretilme ve işletilme şekillerinde devrim yaratıyor. Stratejik konumu, kalifiye iş gücü ve canlı girişimci ruhuyla Türkiye, bu devrimde iyi bir konuma sahip. Türkiye sadece bu teknolojileri benimsemekle kalmayıp aynı zamanda sektör liderleri, yeni girişimler ve araştırma kurumları arasındaki iş birliğini teşvik ederek bir inovasyon merkezi haline gelme potansiyeline sahip” diye belirtti.

TAİD bünyesinde; ağır ticari araç üreticilerinden Ford-Otosan, Iveco, MAN, Mercedes-Benz, Otokar, Renault Trucks, Scania, Volvo Trucks, Anadolu Isuzu’nun yanı sıra treyler, üst yapı ve yan sanayi markaları Koluman, Krone, Schmitz, Tırsan da yer alıyor.

Kässbohrer Treyler Yönetim Kurulu Üyesi İffet Türken, TAİD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı görevini üstlenirken yönetim kurulu üyeleri olarak Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Direktörü Alper Kurt, Renault Trucks Türkiye Marka İletişim Direktörü Z. Şebnem Uygurtürk, Otokar Ticari Araçlar Yurtiçi Pazarlama ve Satış Direktörü Murat Tokatlı, Krone Treyler Genel Müdürü Semih Pala, Schmitz Cargobull Genel Müdürü Kerem Taş dernekte görev alıyor.

Hannover Messe Fuarı Başladı

Satış Eğitimleri Haber Hannover Messe Fuarı Başladı

Satış Eğitimleri Haber Hannover Messe Fuarı BaşladıSiemens, Hannover Messe’de Yeni Teknolojilerini Tanıtacak

Siemens, dünyanın en prestijli endüstri fuarı olan Hannover Messe’de sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm, yapay zeka ve otomasyon teknolojileri alanındaki son ürün ve yöntemlerini sergileyecek. Siemens AG Başkanı ve CEO’su Roland Busch, fuar ile ilgili olarak “İş ortaklarımızla birlikte yapay zeka, dijital ikiz ve yazılım tanımlı otomasyon gibi inovasyonların müşterilerin çeşitli zorlukların üstesinden gelmelerine nasıl yardımcı olabileceğini sergileyeceğiz” dedi.

Endüstri sektörü, daha fazla sürdürülebilirlik ve dayanıklılığa ulaşılabilmesi için dijital dönüşüme ihtiyaç duyuyor. Bu bağlamda, değer üretimi ile dünyamıza yönelik eylemler arasında bir denge kurulması büyük önem taşıyor. Şirketler, daha az kaynakla daha fazlasını başarmaları gerekiyor. Bu konuda dünyanın en büyük fuarlarından biri olan Hannover Messe’ye katılacak olan Siemens, sürdürülebilirlik konusundaki teknolojik gücünü ve şirketlerle gerçekleştirdiği iş birliklerinin rekabetçi sonuçlarını ziyaretçilerle paylaşacak. 9’uncu salonda ve D53 numaralı stantta yer alan Siemens; otomotiv, gıda, kimya ve yarı iletken sektörlerindeki dijital ve sürdürülebilir dönüşüm için temel nitelik taşıyan teknolojilerini sergileyecek. Stantta; endüstriyel yapay zeka, dijital ikiz, siber güvenlik ve bilgi teknolojisi-operasyonel teknoloji füzyonu temalarına yer verilecek. Ayrıca, fuara bizzat katılamayan kişiler, Siemens’in Hannover Messe’nin en büyük standı olma özelliği taşıyan 2.800 metrekarelik standını sanal olarak deneyimleyebilecekler. Ayrıca Siemens, Hannover Messe’de müşterilerinin Siemens Xcelerator dijital iş platformundan nasıl faydalanabileceklerini gösterecek. Bu bağlamda, odak noktasında yapay zeka destekli makine görüşünün yanı sıra Microsoft ve Schaeffler ile birlikte geliştirilen Siemens Industrial Copilot gibi uygulamalar da yer alacak.

Şirketler İçin Tüm Teknolojilere Sahibiz

Roland Busch, Ceo Siemens AgSiemens AG Başkanı ve CEO’su Roland Busch, konuya ilişkin açıklamasında “İş ortaklarımızla birlikte yapay zeka, dijital ikiz ve yazılım tanımlı otomasyon gibi inovasyonların müşterilerin çeşitli zorlukların üstesinden gelmelerine nasıl yardımcı olabileceğini sergileyeceğiz. Siemens, rekabet gücünün artırılmasından maliyetlerin düşürülmesine, işgücü eksikliğinin giderilmesinden sürdürülebilirliğin artırılmasına kadar, endüstrilerin şu anda ihtiyaç duyduğu teknolojilerin hepsine sahip” diye konuştu. Ayrıca fuar kapsamında Siemens AG Başkanı ve CEO’su Roland Busch ve NVIDIA Omniverse ve Simülasyon Teknolojileri Başkan Yardımcısı Rev Lebaredian, yapay zeka destekli endüstriyel metaverse hakkında konuşacaklar. Busch ve Lebaredian, tüm sektörlerdeki müşteriler için sürükleyici deneyimlerin potansiyelini irdelerken, Siemens’in NVIDIA Omniverse ve yapay zeka destekli fiziksel tabanlı dijital ikizlerinin üretkenliği nasıl artırdığını ortaya koyacaklar.

Olaf Scholz Ziyaret Edecek

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, üretken yapay zekanın dönüştürücü gücünü bizzat deneyimlemek üzere fuarın en büyük standını ziyaret etmeyi planlıyor. Siemens ve Schaeffler’in dijital dönüşüm ve üretken yapay zeka konularındaki iş birliklerini artırmasına istinaden, Schaeffler Grubu CEO’su Klaus Rosenfeld de Scholz’un ziyareti sırasında hazır bulunacak. Bu bağlamda, iki şirket Siemens Industrial Copilot’a ilişkin iş birliklerinin kapsamını genişletmek üzere bir mutabakat zaptı imzalayacak.

Siemens ve Schaeffler, geçtiğimiz sonbaharda SPS fuarında gerçekleştirdikleri dünya prömiyerinde, bir üretim makinesine entegre edilmiş yapay zeka destekli asistanı tanıttı: Siemens Industrial Copilot, otomasyon mühendislerinin programlanabilir mantık kontrolörleri (PLC’ler) için kod üretme sürecini hızlandırmalarına yardımcı oluyor. PLC’ler, dünyanın her yerinde, fabrikalardaki makinelerin büyük bölümünü kontrol eden cihazlar olarak öne çıkıyor. Mühendislik ekipleri, doğal dil girdileri aracılığıyla kod üreterek zamandan tasarruf sağlarken, iş yükünü azaltarak hata ihtimalini düşürüyor.

Yapay Zeka Rekabeti Artırıyor

Siemens AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Siemens Dijital Endüstriler CEO’su Cedrik Neike’nin konuya ilgili yaptığı açıklamada “Siemens Industrial Copilot gibi yapay zeka çözümlerimiz, gerçek ve dijital dünyaları bir araya getirme konusundaki kararlılığımızı ortaya koyuyor. Geçen yıl, yapay zekayı parmaklarınızın ucuna getirme vizyonumuzu sunmuş ve bu kabiliyetlerin getireceği büyük fırsatların altını çizmiştik. Şimdi, yapay zekayı konseptten uygulamaya taşıyarak bu vizyonu gerçeğe dönüştürüyoruz. Üstelik, bu yeni gerçeklik mühendislik ve operasyonların ötesine geçiyor. İşgücü açığı ve iklim değişikliği gibi zorluklarla mücadeleye de hitap eden, oyunun kurallarını değiştiren bir dönüşümden söz ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Electrification X İlk Kez Tanıtılacak

Siemens, Xcelerator portföyü kapsamında ilk kez Electrification X’i tanıtmaya hazırlanıyor. Yüksek düzeyde ölçeklenebilir bulut hizmetleri üzerinde inşa edilen Electrification X, ticari, endüstriyel ve kamu hizmeti müşterilerinin zorlu elektrifikasyon altyapısını yönetmek, optimize etmek ve otomatikleştirmek için tasarlandı. Amaç, maliyetleri ve CO2 emisyonlarını azaltırken verimliliği ve performansı artırmak. “Binaların, elektrifikasyon altyapısının ve elektrik şebekelerinin dijitalleşmesi daha akıllı, daha verimli ve karbonsuzlaştırılmış bir sanayi sektörü yaratmanın anahtarıdır” diyen Siemens AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Akıllı Altyapı CEO’su Matthias Rebellius, şöyle konuştu: “Hannover’deki endüstriyel fuarda son derece yenilikçi Sentron elektronik devre koruma cihazı ve SF6 içermeyen şalt sistemi gibi sürdürülebilir dönüşümü destekleyen en yeni ürünlerimizi sergileyeceğiz. Ayrıca, ekosistemimizdeki yeni ortaklarımızı da duyuracağız. Bunların dışında, elektrifikasyon altyapısını dönüştürmeye yönelik son derece ölçeklenebilir bir hizmet olarak nesnelerin interneti yazılımı ürünü olan Electrification X’i gururla tanıtacağız.”

Yeni Teknolojiler Sergilenecek

Ayrıca, Siemens, Building X dijital bina platformu kapsamında yeni uygulamaları hayata geçiriyor. Bu uygulamalar arasında üretim ve ofis alanlarının işletilmesinde daha fazla şeffaflık elde etmede kullanılabilecek Sustainability Manager uygulaması da yer alıyor. Buna ek olarak, Comfort AI uygulaması bir binadaki tüm ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinin yapay zeka tabanlı kontrolü yoluyla enerji tüketiminin optimize edilmesini sağlıyor. Siemens, ayrıca Siemens EcoTech portföyüne altyapı ve endüstriyel uygulamalara yönelik ürünler de ekliyor.

Satış Eğitimleri Haber Hannover Messe Fuarı BaşladıSiemens EcoTech, müşterilere seçilen çevresel kriterlerin tamamında ürün performansı hakkında kapsamlı içgörü sunarken, endüstriyel sektöre yeni bir şeffaflık standardı getiriyor. Bu girişim, şirketin kendi operasyonlarının ve ürünlerinin çevresel ayakizini en aza indirme ve müşterilerinin dijital dönüşümlerini ve sürdürülebilirlik dönüşümlerini destekleme konusundaki uzun süredir devam eden kararlılığında bir üst aşamayı temsil ediyor.

İhtiyaç (Gereksinim) Sebebiyle Tahliye Yargıtay Uygulaması

7 Gündem Satınalma Dergisi İhtiyaç (gereksinim) Sebebiyle Tahliye Yargıtay Uygulaması

7 Gündem Satınalma Dergisi İhtiyaç (gereksinim) Sebebiyle Tahliye Yargıtay UygulamasıYargıtay uygulamasına göre, kiraya verenin ihtiyaç (gereksinim) sebebiyle tahliye davası açabileceği örnek durumlar ve davanın kazanılması için aranan bazı şartlar şöyle özetlenebilir:

Konut kiralarında ev sahibinin;

  • Kirada oturuyor olması,
  • Ailesiyle ya da akrabasıyla yaşıyor olması,
  • 18 yaşını doldurmuş olan çocuğunun ayrı eve çıkmak istemesi,
  • Çocuğunun evlenmesi ve oturacak bir evinin bulunmaması,
  • Yeni çocuğunun olması sebebiyle daha büyük eve çıkma ihtiyacı,
  • Sağlık sorunları sebebiyle, konumu ya da diğer özellikleri daha elverişli olan kiradaki eve ihtiyaç duyması,
  • Yurt dışından kesin dönüş yapması,
  • Oturduğu evin ulaşım koşullarının kiradaki evine göre elverişsiz olması,
  • Yazlık gibi dönemsel ihtiyaçları için kiradaki evine ihtiyaç duyması,
  • Kirada birden fazla taşınmazının olması hâlinde, seçim hakkını kullanarak kiradaki evlerden birini seçmesi gibi durumlarda ev sahibi ihtiyaç (gereksinim) sebebiyle tahliye davası açabilir.

İş yeri kiralarında iş yeri sahibinin;

  • İşsiz olması ve kiradaki iş yerinde iş kuracak olması,
  • Çalıştığı işten çıkarılıyor olması,
  • Kiradaki iş yerinin fiziki ve hukuki olarak iş yeri sahibinin yapmayı planladığı iş için uygun olması,
  • Kendisinin nitelik olarak yapmayı planladığı iş için uygun olması (yapmayı planladığı işin inandırıcı olması),
  • İş yeri sahibinin kirada olması ve iş yerinden tahliye edilme tehdidinin varlığı (konuttakinin aksine kendisinin kirada olması yeterli değil!)

veya

  • Kiradaki iş yerinin kendi kullandığı iş yerine göre daha üstün nitelikli, en azından eşit nitelikte olması aranır.

7 Gündem Satınalma Dergisi İhtiyaç (gereksinim) Sebebiyle Tahliye Yargıtay UygulamasıProf. Dr. Umut YENİOCAK

FedEx’ten 130 Milyon Dolarlık Tesis Yatırımı

Satınalma Eğitimi Fedex'ten 130 Milyon Dolarlık Tesis Yatırımı

130 Milyon Dolarlık Lojistik Ağı Yatırımının Yeni İnşaat Aşaması Başladı

Satınalma Eğitimi Fedex'ten 130 Milyon Dolarlık Tesis Yatırımıİstanbul, 28 Mart 2024 – FedEx Corp.’un (NYSE: FDX) bir yan kuruluşu ve dünyanın en büyük ekspres taşımacılık şirketi olan FedEx Express, bugün Hava Yolu ve Uluslararası Başkanı ve CEO’su Richard W. Smith’in iş liderleri ve havalimanı yönetimi ile birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nda yeni küresel FedEx hava transit tesisi için temelleri yerinde görmeye katıldığını duyurdu. Smith, FedEx’in Türkiye’de uluslararası hava kargoda hızla büyüyen önemli bir pazar olarak yükselişi sürecine bağlılığını yineledi.

Smith beyanında şu hususları paylaştı: “FedEx olarak işimiz ticaret, bu yüzden altı kıtayı birbirine bağlayan stratejik bir kargo merkezi olan iGA İstanbul Havalimanı’na yatırım yapmaktan dolayı çok heyecanlıyız. Türkiye, mükemmel altyapısı, bağlantılılığı ve canlı iş ortamı ile FedEx için çok önemli bir pazardır. Tamamlandığında, bu yeni tesis kabiliyetlerimizi artıracak ve müşterilerimiz için küresel büyüme fırsatlarını daha da açacaktır.”

FedEx, stratejik konumu ve Avrupa’da 45 ülkeyi kapsayan FedEx kara yolu ağına sorunsuz bağlantısı nedeniyle İstanbul’u yatırım yapmak için seçti. Tamamlandığında, yeni tesis müşterilere, basitleştirilmiş gümrük işlemleri ile birlikte tek bir ağda hem paket hem de yük taşıma imkanı sunarak Türkiye’ye ve Türkiye’den üstün bir hizmete katkıda bulunacaktır.

Richard W. Smith ile birlikte ziyarette FedEx Express Avrupa Başkanı Karen Reddington, Türkiye Yer Operasyonları Başkan Yardımcısı Eser Sezek ve iGA İstanbul Havalimanı Vekil CEO’su Selahattin Bilgen de yer aldı.

Rekorların Kırılacağı Bir Yılın İçindeyiz, Hedefimiz 100 Milyon Turist, 100 Milyar Dolar!

Satınalma Eğitimi Rekorların Kırılacağı Bir Yılın İçindeyiz, Hedefimiz 100 Milyon Turist, 100 Milyar Dolar!

Satınalma Eğitimi Rekorların Kırılacağı Bir Yılın İçindeyiz, Hedefimiz 100 Milyon Turist, 100 Milyar Dolar!Deniz-kum-güneş turizminin yanında sağlık, inanç, kültür, doğa turizmi gibi çok farklı çeşitliliğe sahip olduğumuz ülkemizdesektör öncüleri, “Turizm Haftası’nı ülkemizin tanıtımı açısından çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Turizm Haftası’nda turizmde sahip olduğumuz avantajlarımızı gözler önüne sermeliyiz. 2024, ülkemiz kruvaziyerinde yeni rekorların yaşanacağı bir yıl olacak. Turizmde hedefimiz 100 milyon turist, 100 milyar dolar” dedi.

Dünyanın en önemli turizm destinasyonları arasında yer alan Türkiye, deniz-kum-güneş üçlemesinin haricinde gezi-travel, doğa turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi, kültür turizmi gibi çok farklı turizm segmentlerine sahip.

Turizmdeki çeşitliliğin bir avantaj olduğunu belirtti. İnsanın doğasında gezmenin, yeni yerler görmenin ve keşfetmenin bulunduğunu belirten Çavuşoğlu, “Psikolojik açıdan farklı kültürlerle etkileşimin insanın ruh dinginliğine iyi geldiği bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Tüm bu aktiviteler turizm çatısı altında büyük bir sektörü oluşturmuştur. İnanç turizminden sağlık turizmine, kültür turizminden deniz turizmine kadar çok önemli avantajlarımız bulunmaktadır.  Turizm Haftası, her yıl dünyada 15-22 Nisan haftası olarak belirlenmiştir ve bu hafta içerisinde kutlanmaktadır” ifadesini kullandı.

Turizm Haftası’nda Etkinlikler ve Pr Çalışması Olmalı

Turizm Haftası’nın sektör açısından son derece önemli olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Turizm Haftası, bizim açımızdan bir fırsat. Bu hafta boyunca ülkemizin tanıtımının çok iyi yapılması gerekmektedir. Hala Türkiye’yi tanımayan ve dahası ülkemizin nerede olduğunu bilmeyen turist sayısı çok fazla. Doğru zamanda doğru tanıtımı yapabilirsek, doğru etkinlikler gerçekleştirirsek ülkemizin doğru bir şekilde bilinmesini sağlamış olabiliriz. Türkiye’nin deniz-kum-güneş açısından doğru tanıtılması gerekmektedir. Sahip olduğumuz kruvaziyer limanlarını, limanlardaki altyapılarımızı gören işletmeler şaşırıp kalıyor. Bizim dünyayı şaşırtan taraflarımızı vurucu kılmamız gerekiyor. Ülkemizin PR’ını profesyonel şekilde yapmamız gerekiyor. Turizm haftası da bu tanıtımda çok önemli bir öncü rol oynayabilir” dedi.

Hedef 100 Milyon Turist, 100 Milyar Dolar!

Dünya çapında en özel denizlere sahip olduğumuzun altını özenle çizen Çavuşoğlu, “Kruvaziyer turizmi son yıllarda ülkemiz adına çok önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Türkiye turizm sektörü 2023 yılında 60 milyar dolar ve 60 milyon turist hedefini tutturdu. Önümüzdeki hedefimiz ise 100 milyar dolar ve 100 milyon turist. Ocak-Aralık 2023 döneminde limanlarımıza gelen kruvaziyer gemi sayısı bin 192, yolcu sayısı da 1 milyon 542 bin 522 olmuştu. Bu verilerle 2023 hedefimiz olan 1.5 milyon kruvaziyer yolcu sayısını da aşmış olduk” dedi. Ocak ayında 18 ve şubatta 5 olmak üzere toplam 23 kruvaziyerin Türkiye’ye geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, bu verileri öngördüklerini belirtti ve 2024 yılında kruvaziyerde yeni rekorlar geleceğini belirtti.

45. Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’dan Mimarlara İpuçları

Satınalma Eğitimi 45. Yapı Fuarı Turkeybuild İstanbul’dan Mimarlara İpuçları

Satınalma Eğitimi 45. Yapı Fuarı Turkeybuild İstanbul’dan Mimarlara İpuçlarıTürkiye’nin lokomotif sektörü olan inşaat sektöründe 46 yıldır katma değer yaratan, yeni iş fırsatları sunan ve her sene birbirinden zengin içerikleriyle sektörel bilgi paylaşımına imkân tanıyan, Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, ülke ekonomisine yadsınamaz bir katkı sağlıyor.  17-20 Nisan tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde sektöre ev sahipliği yapan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, son gününde önemli etkinliklere yer verdi. Mimar Sedat Bayrak, mimari deneyimleri ile öğrencilere yön gösterdi, sosyal medyada öne çıkmanın ipuçlarını söyledi.

Her yıl binlerce yabancı yatırımcıyla yerli iş ortaklarını bir araya getiren Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, son gününde de sektör temsilcilerini güçlü ve yön veren etkinliklerle buluşturdu. Yabancı katılımcı, alıcı ve ziyaretçi ilgisinin katlanarak devam ettiği Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un son günü ‘Mimari İletişimin DNA’sı söyleşilerinde yapı sektöründe iletişim ve pazarlama alanlarına odaklanılarak, sosyal medyada mimarlara ulaşmanın kodları, yeni dünya düzeninde işverenlerle kontakt kurmanın ipuçları ve piyasadaki rekabet stratejileri gibi dikkat çeken başlıklar ele alındı.

Fuarın son gününde “Mimari İletişimin Güncel Kodlar: Karar Vericilere Ulaşmak” konulu oturum ile güne başlandı. Anahtar konuşmacı FS Mimarlık Kurucu Ortağı, Mimar Sedat Bayrak, projelerinin çoğunu Y kuşağına yaptığını ve bu sayının artacağına vurgu yaparak “Mimarlık ofisleri küçülecek. Daha çok kişinin kendi ofisi olacak. Bu nedenle sosyal medyada görünür olmak çok önemli. Çok takipçiniz olmanız işverenlerin sizi tercihini etkiliyor. İnsanlar B2B tanıdık yüzleri seviyor ve onlara iş veriyor” dedi.

Mimaride Fuar Katılımı ve Sosyal Medyanın Önemi…

Hangi sosyal platformların mimarlar için yararlı olduğunu anlatarak, sosyal medyada öne çıkma ve tanınmanın ipuçlarını da veren Bayrak, “Bütçe ve emsal en önemli 2 parametre, bunlara göre tasarım yapmak gerekiyor. Yeni mimarlar, laminant parke ve lamine parke farkını bilmediğini fark edebiliyor. Bu nedenle yapı malzemelerini bilmek, fuarları takip etmek, üreticilerle tanışmak çok önemli. Bu bilgiler, uygulama tarafında mimarlara çok destek veriyor” değerlendirmesinde de bulundu. Mimar Sedat Bayrak, üreticilere de seslenerek “Fuarlar, üreticiler için de çok önemli. Mimarları öğrenciyken yakalamak çok yararlı olabiliyor. Öğrenciyken beni yakalayan firmaları şu an müşterilerime proje teklifi verirken malzeme tedarik edeceğim firmalar arasında ilk sıraya yazıyorum” dedi.

İç mimaride pazarın sürekli büyüdüğüne de vurgu yapan Bayrak, “Proje ve inşaat birlikte çıkıyor.  Herkes sahada birlikte çalışıyor. Her şey hızlı olmaya doğru gidiyor. ‘Robotlar sıva yapacak, mavi yakaya ihtiyaç olmayacak’ diyorduk. Ancak piyasada şu anda usta yok. şantiyelerde 40 yaş altı uygulamacı yok.  Bu alanda ekipler kurabilirsiniz. Büyük potansiyel var ” şeklinde açıklamada bulundu.

Karbon Nötr Yapılar İnşa Etmenin Önemine Vurgu

Fuarın dikkat çeken oturumlarından “Taslakların Ötesinde: Karbon Nötr Yapılar İnşa Etmek”te konuşan AURA Design Studio Kurucusu, Filiz Cingi Yurdakul, neden karbon nötr yapılar inşa etmek gerektiğini anlattı. Cingi Yurdakul, “Karbon nötr yapılar inşa etmek gerekli… Sera gazları insanların tükettikleri, ürettikleri araç ve gereçlerin kullanımı sonrasında oluşan gazlar. İnşaat sektörü olarak da payımız var ve büyük bir sorumluluğa sahibiz. Yerküre ısısı artıyor ve dünya 2 derece ısınmayı kaldırabilir. Isı adaları oluşması kritik; yapılar ısındıkça, hava ısındıkça, soğutma ihtiyacı da ekstra enerji üretimine ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle yenilenebilir enerji üretimine, jeotermal sistemler, güneş panelleri, rüzgâr tribünleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı enerjisi santralleri çok önemli ve projelerde bu kaynaklara yer veriyoruz. Yapıların enerji verimliliği sağlanmalı ve daha az enerji tüketen yapılar üretmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Doğadan Öğrenen Mimarlık” konulu oturumda sürdürülebilir mimari konusunda ödül sahibi olan A Mimarlık Kurucusu, Mimar-Döngüsel Tarasımcı Özgül Öztürk, “Döngüsel ekonomi zincirini aktaran açıklamalar; azaltmak, geri kazanmak, yeniden kullanmak, geri dönüştürmek, reddetmek, onarmak, yeniden tasarlamak ve hediye etmek şeklinde özetlenebilir. Küresel ekonomide % 7.2 döngüsellik söz konusu, % 93 gibi el değmemiş alanda kim bilir neler mümkün… Sürdürülebilir mimari ve sürdürülebilir kalkınma açısından yapabileceğimiz çok şey var” açıklamasında bulundu.

“Sürdürülebilir Tasarım için İş Birliği” konulu oturumda ise sürdürülebilirlik için yeni nesil üretim metotlarının önemine değinen Daedalus Furniture Kurucu Ortağı, Ürün Tasarımcısı Nazar Şigaher, “Yeni nesil üretim metotlarını deneyimlemek ve aşina olmak çok önemli. Belli fikirler olabilir ama sürdürülebilirlik ekonomisi ile alakalı üreticilerin sektör içinde olması ve yaygınlaşması, kendi ekonomilerini yaratarak var olabilecekleri bir zemin olması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu yıl 46. kez kapılarını açan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, dört gün boyunca “VIP Alım Heyeti Programı” ile 70’ten fazla ülkeden 400’ün üzerinde yabancı satın almacıya ev sahipliği yaptı. 700 milyon Euro’luk iş hacmi hedefiyle ziyaretçilerini ağırlayan fuar, 10.000’den fazla uluslararası profesyonel alıcıyı ağırladı. Türk yapı sektörünün en uzun süredir düzenlenen Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, 4 gün boyunca 25 etkinlikte 50’den fazla konuşmacı ile mimarlık, tasarımda inovatif yaklaşımlar ve yapay zeka, sürdürülebilirlik ve yapı malzemeleri gibi sektöre yön verecek konuları, her gün farklı bir tema altında ele aldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Rusya ve Polonya’nın pavilyon olarak yer aldığı fuar; İtalya, Almanya, Rusya, Litvanya, Slovenya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore, Polonya, Avusturya ve Çin’den katılımcıları ağırladı.

Yapı Master Class ve Yapı Tech Garage

Yapı Fuarı’nın altıncı yılına giren etkinliği Yapı Master Class’ta ziyaretçilere mimarlar eşliğinde etkileşimli bir fuar deneyimi sunuldu. Sektöre ezber bozan fikirler sunan Start-up’lar, Yapı Tech Garage’da inovatif ürünlerini sergileme fırsatı buldular. Yapı Fuarı’nın klasiklerinden biri haline gelen Altın Mıknatıs “Stant Tasarımı Ödülleri” ile markalar ve ürünlerini sürdürülebilir ve yenilikçi bir şekilde tanıtan katılımcılar da ödüllendirildi.

Fabrikalarda İnsan Kaynakları Yönetimi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Fabrikalarda İnsan Kaynakları Yönetimi

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Fabrikalarda İnsan Kaynakları Yönetimiİnsan kaynakları yönetimi konusunda eğitimim veya tecrübem yok ancak bir İNSAN kaynağı olarak yıllarca çeşitli işyerlerinde ve fabrikalarda çalıştığıma göre söyleyecek birkaç kelimem olsa gerek diye düşünerek bu yazıyı kaleme aldım. Zira insan kaynakları yönetiminin fabrikalarda ve imalat sektöründe farklı noktaları olduğu kanaatindeyim.

Fabrikalarda hem beyaz yaka (mühendis, teknik ressam, muhasebeci, satın alma müdürü gibi) personeli olduğu gibi hem de mavi yaka (kaynakçı, imalatçı, tornacı, kesimci gibi) çalışanlar da bulunur. Bu sebeple İnsan kaynakları bölümünün fabrikalarda personele bakış açısı ve işe alım süreçleri farklılık gösterir.. İmalat sahasındaki mavi yakalı personelin çalışma şartları ve beklentileri, yönetimi ve idaresi, seçimi ve eğitimleri beyaz yakaya göre çok farklıdır.

İnsan kaynakları yöneticisi olarak en baştaki göreviniz bağımsız ve tarafsız olmayı becerebilmektir. Sizden maaşınızı diğer çalışanlar gibi işverenden aldığınız halde çalışan ile işveren arasında köprü vazifesi görmeniz beklenmektedir. İşverenin kanun ve kurallar dışındaki tüm baskılarından çalışanları korumalısınız. Sorumluluklarınız çok fazla olmasına rağmen eğer işveren size gerekli yetkileri vermiyorsa orada çalışmanızın manası yoktur.

Öncelikle her fabrikada bir kurum kültürü oluşturulmalıdır. Belirlenen bütün kurallar tüm personeli kapsayacak ve sürekliliği olacak şekilde belirlenmelidir. Günlük ve kişiye özel alınacak kararlarla işlerin yürütülmesi mümkün değildir.

Öncelikle işe alım süreçlerinde yapılacak işe göre işe alım yapılmalıdır. Kurum kültürünüze ve takım ruhuna uyacak personel seçimi çok önemlidir. Yani elinizdeki kişiye göre iş değil, yapılacak işe göre personel almanız gerekir. Doğru insanı işe alıp işine karışmamalısınız.

İşe alımlarda ve çalışmanın devamında ana motivasyon kaynağı maaşlardır. Devamında mesai ücretleri kriterlerinin çok iyi belirlenmesi gerekmektedir. Bundan sonraki adımda ise sosyal hakların bir düzene oturtulması gelir. Gerek maaş ve gerekse diğer mesai ve sosyal hakların dağılımında mavi ve beyaz yaka ayrımı yapılmamalı, tüm personel eşit haklara sahip olmalıdır. Kişiye özel ayrıcalıklar fabrika ortamındaki çalışma disiplinini kesinlikle bozar.

İşe her aldığınız yeni personele kurum kültürünü doğru bir şekilde aktarmalı, işyerinizde geçerli olan kuralları tümüyle anlatmalısınız. Ona iş sağlığı ve güvenliği eğitimi aldırmadan kesinlikle fabrikaya sokmamalısınız. Fabrikanızdaki organizasyon şemasını ve görev dağılımını ona aktarmalı ve kimlerin hangi yetki ve sorumlulukları olduğunu bildirmelisiniz. Kendisinin sahip olduğu hakları, yetki ve sorumluluklarının sınırlarını iyi çizmelisiniz. Çalışana çeşitli işler yükleyip hiç yetki vermezseniz bu durum sürdürülebilir olmaz. Yeni personel özellikle imalat bölümüne alındıysa iyi bir ustanın yanında belirli bir süre çalıştırılıp adaptasyon sürecini iyi atlatması sağlanabilir. Ustanızın vereceği rapora göre daha sonra kendisini en iyi bölüme ve çalışma alanına yönlendirebilirsiniz.

Çalışanlar arasında takım ruhu oluşturmalısınız. Özellikler çekirdek kadronuzu elinizde tutacak tavırlar sergilemelisiniz. Öte yandan çekirdek kadroyu yeni ve çalışkan insanlarla sürekli takviye etmelisiniz. Çalışanların işlerini sanki kendi işleri gibi yapmalarını sağlayacak tedbirleri almalısınız.

Konumu ve görevi ne olursa olsun herkesin fikirlerine müracaat etmek gerekir. İş ortamında çalışan ile işveren arasındaki ortak noktada buluşma bu şekilde çok yararlı olabilir. Fikirleri sorulan, dinlenen ve uygulamaya sokulan insanlar daha çok motive olurlar. Bence her çalışanın fabrikada bir izi olmalı veya iz bırakmasına müsaade edilmeli. Orijinal fikirleri uygulanan kişilerin isimleri yazılmalı o işin üstüne.

Fabrika Ik

Peki bütün bunları nasıl sağlayacaksınız ?

  • Öncelikle çalışma ortamının güvenli, sağlıklı, temiz, samimi ve sıcak bir ortam olmasını sağlamanız için gerekli olabilecek unsurları işverenden temin ediniz.
  • Dışarıdan bir danışman görevlendirip personelin tüm yasal haklarını iyice öğrenmelerini sağlayınız. İşveren bu durumdan memnun olmasa bile bunu mutlaka gerçekleştiriniz.
  • Her personeli yakından izleyiniz. Çalışanlar takip edildiklerini hissetmelidir. Bu takip neticesinde çok iyi performansları ödüllendirmelisiniz. Terfilerde ve maaş düzeltmelerinde bu takibin neticeleri kullanılabilir. Bir personele terfi verdiğinizde maaşında bir düzelme görülmezse terfinin bir önemi kalmaz.
  • İnsan kaynakları yöneticisi personel evraklarını ve performans çizelgelerini takip etmenin yanı sıra iyi bir psikologdur da aynı zamanda. “Korkma düşecek olursan ben seni tutarım” hissine kapılacak kadar yakındır çalışanlara. Onlarla birebir görüşmeler yapıp dertlerini dinler, taleplerini not alır. Bu durumda fabrikanın bir köşesinde istek ve şikayet kutusu olmasına gerek yoktur. Onların problemlerini dinleyip not alan yönetici fabrikanın her personelinin tüm yaşantısından haberdardır. Bu talepleri işverene güzel bir dille ulaştırıp çözüm yollarını bulur, iyileştirmeler yapar. Unutmayın ki size ulaşmayan her bir şikayet fabrikanın her yerinde geziyordur.
  • Gezi, toplantı, seminer, eğitimler, ödüller, doğum günü etkinlikleri, evlenenlere hediyeler, cenazesi olanlara taziyeler insan kaynakları yöneticisinin her zaman gündeminde olan şeylerdir.
  • Çalışanları en çok motive eden şeyler arasında en önemlilerinden biri de hiç ummadığı zamanda ödüllendirilmesidir.
  • İnsan kaynakları yöneticisi beraber ve grup çalışmalarında hangi ustanın hangi elemanla birlikte verimli çalışacağını da bilir. Özellikle şantiye çalışmalarına personel gönderirken grupları iyi seçmek çok önemlidir. Uzun sürecek birlikte çalışmalarda uyumlu kişilerin yan yana çalışmaları verimi artıracaktır.
  • Fabrikalarda en önemli adımlardan biri de ustabaşını seçmektir. Bin asker toplamak kolaydır ama onları yönetecek bir general bulmak zordur. O yüzden seçilecek kişinin yaş ve tecrübe olarak diğerlerinden üstün ve sözünü dinletecek pozisyonda olması gerekir.
  • İnsan kaynakları yöneticisi fabrikadaki yardımcı elemanların ve çırakların yetişmelerine çok dikkat eder. Onların mesleklerini öğrenmelerini ve sevmelerini, fabrikada yıllarca çalışmalarını sağlayıcı ortamı hazırlar. Onların hata yapmalarını tolere eder, hataları yine hata yapana çözdürerek onların da kendilerini geliştirmelerini sağlar.
  • İnsan kaynakları personeli gözlemlerine dayanarak işten ayrılması gereken personeli de fark edebilmeli ve gereğini yapabilmelidir. Verimsiz ve sorunlu personeli kovmasını bilme, pirincin içindeki taşı ayıklama, ilk camın kırılmasına veya ilk çöpün atılmasına izin vermeme sorumluluk alanındadır.
  • Aile şirketleri İnsan Kaynakları Departmanı kurduklarında kurumsallaşma yolunda ilk ve önemli atmış demektir. Bundan sonra aile bireylerinin yetki alanlarını daha titiz belirlemeli ve uygulamalıdırlar. Yeteneksiz ve yetersiz bir kişinin emrinde çalışmak, aile üyesi olmayan bir çalışan için rahatsız edici bir durumdur.

Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem Fabrikalarda İnsan Kaynakları YönetimiBütün bu çalışmaların ve gayretlerin neticesinde iş çevrelerinde şirketinizle ilgili olumlu hava dalga dalga yayılır, kaliteli insanlar gelip sizi bulur.

Cavit SOY

Tüketicilerin Tercihi “Hızlı ve Veriye Dayalı” Alışveriş

Satınalma Eğitimi Tüketicilerin Tercihi “hızlı Ve Veriye Dayalı” Alışveriş

Satınalma Eğitimi Tüketicilerin Tercihi “hızlı Ve Veriye Dayalı” AlışverişTüketici Davranışları Araştırması, tüketicilerin alışveriş tercihlerindeki değişimi ortaya koyuyor. Tüketicinin hızlı ve kolay online alışverişi tercih ettiğini gösteren araştırmaya göre tüketici ile veriye dayalı etkileşim kurmak markalar için her zamankinden daha önemli hale geldi.

Tüketici Davranışları Araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırma, yerel ve küresel dinamiklerin etkisindeki Türkiye ekonomisinde, tüketici güvenini şekillendiren parametrelerin yanı sıra tüketicilerin markalardan beklentilerini, deneyim ve sürdürülebilirlik özelinde bilinirlik, tutum ve davranışlarını irdeleyen oldukça kapsamlı bir analiz sunuyor.

Araştırma, Türkiye’de 2023 yılından itibaren hayata geçirilen yeni ekonomi politikalarının ve fiyat ve finansal istikrara ilişkin somut adımların tüketicinin risk algısında azalma olarak karşılık bulduğunu gösteriyor. Uygulanan politikalarda sergilenen kararlı duruşun etkisiyle, tüketicilerin ekonomiye bakış açısında önceki yıla göre daha olumlu bir görünüm gözlemlendi. Raporda katılımcıların %57’si ekonomi ile ilgili beklentilerini kötü veya çok kötü olarak değerlendirdi. Geçtiğimiz yıllarda bu oran %71’di. Raporda ekonomiyi çok olumlu olarak değerlendirenlerin oranı ise %15 olarak ölçüldü.

Perakende ve Tüketici Ürünleri Sektörü Lideri Cihan Harman, günümüzde tüketici beklentilerini anlamanın ve alışveriş deneyimlerini geliştirmenin başta perakende ve tüketici ürünleri sektörü olmak üzere tüm sektörlerdeki oyuncular için günlük iş akışının olağan bir parçası olmak zorunda olduğunu vurguladı. Harman, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Günümüzde şirketler, iş yapış şekillerinde köklü bir dönüşümü yaratmaya çalışırken, bir yandan da kısa vadede ortaya çıkan aksaklıklara rağmen tüketici beklentilerini kesintisiz karşılama çabası içerisindeler. 27. Küresel CEO Araştırması’na göre, şirketlerin kâr marjlarıyla; teknoloji geliştirme ve uygulama, yeni fiyatlandırma modelleri ve stratejik ortaklıklar gibi iş modeline kayda değer etkisi olan adımlar arasında pozitif korelasyon olduğu görülüyor. Tüketici Davranışları Araştırmamız, teknolojik gelişmelerin ışığında tüketici güvenini şekillendiren parametreleri, tüketicilerin markalardan beklentileri ve sürdürülebilirliğin tüketicinin gözündeki yerini anlamaya dönük ipuçları sunuyor. Sürekli değişen etkenleri doğru okumak, rekabetin gerisinde kalmamak, tüketicilerin beklentilerini anlamak için markaların esnek bir yaklaşımla değişime adapte olabilmesi kaçınılmaz bir gereklilik haline geliyor. Hızla değişen dünyada evrimini sürdüren tüketiciler, bu dönüşümü doğru okuyanların kazanacağı bir pazarı şekillendiriyor.” dedi.

 

Tüketici Hızlı ve Kolay Online Alışverişi Tercih Ediyor

Araştırma tüketicilerin online alışveriş kanallarını kullanım sıklığının önceki seneye oranla artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Tüketicilerin online alışverişi tercih etme nedenleri, fiyat karşılaştırma kolaylığı, fiyat avantajı, alışveriş kolaylığı, ürün çeşitliliği ve hızlı alışveriş olanağı ilk sıralarda yer alıyor. Ürün değerlendirmeleri ve kullanıcı yorumları ile desteklenen online alışveriş, müşterilere daha bilinçli ve güvenli bir alışveriş deneyimi sunmanın yanında, kişiselleştirilmiş öneriler, kampanyalar ve deneyimler ile önemini her geçen gün daha da artırıyor.

Genel tablo değerlendirildiğinde ise “hız” kavramının öne çıktığı dikkat çekiyor. Online alışveriş kanallarının tercih edilme sebepleri arasında hızlı ödemenin ve yine hızla ilişkilendirilen alışveriş kolaylığının arttığı görülüyor. Bu tablo, tüketicinin bu yöndeki taleplerini doğru değerlendirip hıza odaklanan yaklaşımların rekabette avantajlı olacağını gösteriyor. Araştırmaya göre, müşteri memnuniyeti ve sadakatinde en fazla öne çıkan konuların, teslimat ve iade süreçleri olması dikkat çekiyor. Hızlı teslimat uygulamalarını kullanan tüketicilerin memnuniyet oranı %81 ile halen oldukça yüksek bir seviyede.

Başarının anahtarı: Tüketici ile Veriye Dayalı Etkileşim

Tüketicilerin mağazaları tercih etmesinin en önemli nedenlerine bakıldığında, mağazada ürünü görüp inceleme olanağı, mağazaların yakınlığı, kişisel alışveriş deneyimi sunulması ve mağazaya gitmenin sosyal yönlerinin sevilmesi daha fazla öne çıkıyor. Araştırma, tüketicilerin çoğunun alışveriş deneyiminde almak istedikleri ürünler hakkında hem mağazalardan hem de online kaynaklardan bilgi edindiğini gösteriyor. Bunun sonucu olarak, belirli kategorilerde ürünleri mağazada inceleyip, sonrasında online platformlardan satın almayı tercih edebiliyorlar.

Rapora göre, satın alma kararlarında aile ve arkadaş çevresinin yanı sıra internet haberleri ve sosyal medya da büyük bir etkiye sahip. Araştırma bulguları, anında erişim sunarak alışveriş deneyimini daha cazip hale getiren sosyal medya kampanyaları ve indirim duyurularının, anlık satın alma kararlarını yönlendirdiğini de ortaya koyuyor. Tüketicilerin hem ekonomik hem de pratik bir alışveriş deneyimi yaşamalarını sağlayan online alışveriş kampanyalarında, ücretsiz teslimat ve indirim kuponları tüketicilerin en çok tercih ettiği avantajlar olarak ilk sıralarda yer alıyor.

Araştırma, tüketicilerin ödeme tercihlerine ilişkin değerli veriler de sunuyor: Buna göre, katılımcıların %73’ü alışverişlerinde kredi kartı, %20’si nakit ve %7’si ise banka havalesi ya da EFT ile ödeme yöntemlerini tercih ediyor.

Rapor hakkında detaylı bilgi için linki tıklayabilirsiniz.

Küresel ve Ulusal Dijital Finans Ekosistemi İstanbul’da Buluştu

Satınalma Eğitimi Küresel Ve Ulusal Dijital Finans Ekosistemi İstanbul’da Buluştu

Satınalma Eğitimi Küresel Ve Ulusal Dijital Finans Ekosistemi İstanbul’da BuluştuFinansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği’nin (FINTR) desteğiyle, KOOP Ventures tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen ‘Türkiye’nin ilk ve en büyük küresel finans teknolojileri etkinliği’ İstanbul Fintech Week (IFW’24), “Yakınsama: Web2 ve Web3 Dünyaları Bir Araya Geliyor” temasıyla 16-17 Nisan 2024 tarihleri arasında İstanbul Fişekhane’de yapıldı.

3.000’i aşkın sektör profesyonelinin ilgiyle takip ettiği 2 günlük etkinlikte, blokzincir ve dijital paralar, yapay zekâ, işletmelerde finansal teknolojilerin kullanımı, dijital bankacılık, ödeme sistemleri, tokenlaştırma gibi gündelik hayata da değen kavramlar konunun uzmanlarınca ve vizyoner bakış açılarıyla ele alındı.

Toplam 110 konuşmacıyı 6 ayrı zirvede düzenlenen 65 oturumda dijital finans ekosistemi ile buluşturan İstanbul Fintech Week, önümüzdeki yıl ‘Sparkz’ adıyla düzenlenecek.

Ekonomik Parametreler ‘Dijitalleşme’ Bağlamında Yeniden Tanımlanıyor

Türkiye, özellikle finans alanındaki dijital uygulamaları uzun süredir yaygın bir şekilde kullanan bir ülke olsa da bu durum dünyanın her tarafında aynı değil. ‘Dijital dönüşüm’ kavramının bir devrim niteliğinde hayatı yeniden biçimlendirdiği bir dünyada ekonomik parametreler de artık dijital bağlamda yeni bir kimlik kazanıyor. Bankacılık, finans ve dijitalleşme ile ilişkili tüm sektörlerin temsilcilerinin bir araya geldiği ve bu yıl beşinci kez düzenlenen İstanbul Fintech Week (IFW’24), finans ekosisteminin Türkiye’deki ve dünyadaki saygın 110 ismini İstanbul’da 3.000’i aşkın uzmanla bir araya getirdi. Zirvede, dijital finansta gerekli regülasyonlardan merkez bankalarının dijital para birimi alanındaki çalışmalarının detaylarına, halen hızla öğrenen 10 yaşlarında bir çocuk seviyesinde olan ‘yapay zeka’nın kısa zaman içinde yetişkin bir insanın öğrenme kapasitesine erişecek konuma gelmesinden yetişkinlerin ‘oyun’ diye nitelendirdiği uygulamaların aslında birer ‘platform’ olduğu gerçeğine, geleneksel finans oyuncularının Web3 dünyası ile yakınsamasından dijital finans sektöründe kadın varlığının neden artırılması gerektiğine kadar birçok ilginç başlık uzmanlarca değerlendirildi.

Finansal Teknolojiler Alanında Merkeziyetsizleşme Konuşuldu

Kripto paraların geleceğine ilişkin uzman değerlendirmelerinin yer aldığı İstanbul Fintech Week’te konuşmacıların hemen hepsinin üzerinde birleştiği nokta ise ‘merkeziyetsizleşme ve tek bir kaynağa / kuruma bağlı olmaktan ziyade çoklu kaynaklarla ilerleme’ gerekliliği oldu. İki günlük etkinliğin ilgiyle izlenen konuşmacılarından bazıları ise şöyleydi: Tarihçi Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hatice Karahan, ‘Decoding AI in Financial Services’ kitabının yazarı Clara Durodie, UCL Blockchain Merkezi’nden Christina Frankopan, Fintech Business Weekly’nin yayıncısı ve fintek sektöründe sosyal medyanın öncülerinden Jason Mikula, IBM Bankacılık Küresel Araştırma Direktörü Paolo Sironi, Mastercard EEMEA Genel Müdür Yardımcısı Amnah Ajmal, Oxford Üniversitesi Girişimcilik ve İnovasyon Profesörü Pınar Özcan, Topkapı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin ve ‘Mr Metaverse’ olarak da bilinen Aragorn Meulendijks.

Dijital Finansın Öncüleri Ödüllerini Aldı

İstanbul Fintech Week kapsamında Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) ile KPMG Türkiye işbirliğiyle düzenlenen ‘Dijital Finansın Öncüleri’ yarışmasının kazananları da düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Ülkemizde fintech ekosistemini destekleyerek finans ve teknolojiler bağlamında bölgedeki ve dünyadaki rolünü güçlendirmek amacıyla düzenlenen yarışmada, Türkiye finans sektöründe yenilikçiliği teşvik eden ve sektörün dijital dönüşümüne öncülük eden banka ve fintechler ödüllendirildi. Bu kapsamda bankalarda QNB Finansbank ‘Jüri Özel Ödülü’ne; Kuveyt Türk ‘İş Birliğine En Açık Banka Ödülü’ne; Akbank ‘Vizyoner Banka Ödülü’ne ve İş Bankası ‘Öncü Banka Ödülü’ne layık görülürken öncü fintechlerdeki sıralama da şu şekilde gerçekleşti: Garanti BBVA Kripto: Jüri Özel Ödülü; Faturalab: Finansal Kapsayıcılık Ödülü; Teamsec: Yenilikçi Fintech Ödülü; Tarfin: Yükselen Fintech Ödülü; United Payment: Küresel Fintech Ödülü ve Colendi: Öncü Fintech Ödülü.

“Bilgi Hazinesi Avı’ 2.000 Euro Değerinde Bitcoin Kazandırdı! 

Katılımcılar için düzenlenen ve iki gün boyunca etkinlik alanında gizlenen NFT’leri toplama esasına dayanan ‘Bilgi Hazinesi Avı’, en çok NFT’yi toplayan etkinlik katılımcısı İsmail Kucur’a 2.000 Euro değerinde Bitcoin ödülü kazanma şansı verdi. Kucur ödülünü, FINTR Yönetim Kurulu Başkanı Demet Zübeyiroğlu ve Utilify Kurucu Ortağı Eren Timur‘un elinden aldı.

Sponsorlar Finansal Teknoloji Ekosistemine Güç Verdi!

Gate.io’nun ‘İsim Sponsoru’ olduğu IFW’24’te, BankPozitif ve Payfix ‘Black Sponsor’; Akbank, Definex, Mastercard ve Türkiye İş Bankası, ‘Premium Sponsor’; BtcTürk, Ftechlabs, Garanti BBVA, Hiperaktif Kredi, KPMG, Paycell, Sipay, Solak & Partners ve Yapı Kredi FRWRD da ‘Co-Sponsor’ olarak yer aldı. Odeabank, C-Suite kapalı oturumlarının sponsorluğunu üstlenirken; Axis VIP Travel, Bybit, D&R, Endless Fairs, Interpress, Movenpick Otel İstanbul Marmara Sea, Utilify, Venus ve Warpiris ‘Destekçi’; Aposto, BloombergHT, Btchaber, Bundle, DAO Wagmi, FintechTime, Hizmetix ve Mall Report ‘Medya Partneri’; Cointelegraph Türkiye, StartupMarket ve IMM ‘Stratejik Partner’ ve son olarak Black Swan da “YouTube Partneri” olarak etkinliğe güç kattı.

İstanbul Fintech Week Önümüzdeki Yıl ‘Sparkz’ Adıyla Düzenlenecek

Beş yıldır İstanbul Fintech Week adı altında katılımcıların bir araya geldiği etkinlik, 2025 yılı itibarıyla ‘Sparkz’ adıyla düzenlenecek. Kıvılcımlar alt temasıyla marka dönüşümü yapan etkinlik, finans dünyasını değiştiren yenilikçi fikirleri ve uygulamaları, sektörü canlı tutan, rekabetçiliği güçlendiren devrimci girişimleri daha geniş bir perspektifte ve küresel ölçekte ele almayı hedefliyor. Etkinlik Sparkz markasıyla başka ülkelerde de düzenlenecek.

 Etkinlikten Öne Çıkan Demeçler / Cümleler 

 “Kripto paraların geleceği çok parlak.” / Russell Shen, Gate US

 “Türkiye’de etkili işleyen rekabetçi bir ekosistem yaratmayı hedefliyoruz. Parasal mimariyi etkileyen her teknolojik gelişme yeni faydaları ve riskleri beraberinde getiriyor. Bu noktada merkez bankaları olarak biz para ve ödemelerin istikrarını ve güvenliğini sağlamaktan sorumluyuz.” / Prof. Dr. Hatice Karahan, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı

 “Dijital kimliklerin popülaritesi giderek artıyor ve beş ila on yıl içinde devrim niteliğinde gelişmeler yaşanacak… 2030 yılına gelindiğinde tamamen tokenize olmuş bir pazarın dünya GSYH’sinin yüzde 10’unu oluşturacağı öngörülüyor.” / Christina Frankopan, UCL Blockchain Merkezi

 “Merkez bankalarının fai̇zleri̇ artırmaya başladığı 2022 yılından i̇ti̇baren fintech’e yatırılan dolar hacmi̇ i̇sti̇krarli bi̇r şeki̇lde ilerliyor. / Jason Mikula, Fintech Business Weekly.

 “Bankalar ve bankacılık birliklerinin ortak yollar ve çerçeveler belirlemek için bir araya gelmeleri gerek. Düzenleyici kuruluşların yapabileceği çok şey var.” / Amnah Ajmal, Mastercard.  

 “Günümüz dünyasında teknolojinin insanlığın bilgi birikimini artırmak için değil kolaylık yaratmak adına kullanılmasını doğru bulmuyorum.” / Tarihçi Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı

 “Merkez Bankası çalışanları konuştuğunda her bir kelime önemlidir:” / Paolo Sironi, IBM Institute for Business Value. 

 “Teknoloji̇ i̇ş strateji̇si̇ni̇ taki̇p etmeli̇dir, yapay zeka iş stratejisi hedeflerini sürdürmek için seçilmeli.” / Clara Durodie, Cognitive Finance Group. 

 “Bugünkü hızda teknolojik ilerlemelerin sonucu olarak, önümüzdeki 4-5 yıl içinde dünyada yüz yıllık değişime eşdeğer bir değişim göreceğiz.” Aragorn Meulendijks. 

 “Türk bankaları yıllar içerisinde servis kalitesini çok yükseltti ve bunu düşük maliyetle yapmanın yollarını bulmak zorunda kaldı.” / Tolga Ulutaş, Definex.

 “Blockchain sistemi sadece etiket amaçlı kullanılmamalı… Türk bankaları 10-15 yıllık yeni teknolojilere yatırım yapması açısından fintek ve diğer ekosistemleri destekleyen önemli bir kaynak” / Cahit Erdoğan, Yapı Kredi.

 “Mühendislik denkleme girdiğinde, yatırım yaparken dikkatli olmanız gerekir.” / Dr. Artunç Kocabalkan, Black Swan Finance 

 “Nakit kabul etmiyoruz tabelalarını artık Türkiye’de de görmeye başladık… Dijitalleşme gri ekonominin ortadan kalkması için olmazsa olmaz bir unsur. Biz 1 trilyon dolarlık bir değeri ekonomiyi dijitalleştirerek sağladık.” / Hüsnü Avşar Gürdal, Mastercard

 “Merkez Bankası yalnızca bir düzenleyici kurum değil aynı zamanda bir altyapı sağlayıcı. Finans sektöründe yıkıcı yenilikçilik gelenek haline geldi. Finteklerimizin de bu akımla birlikte gelişmesini umuyoruz.” / Zeynel Abidin Avcı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. 

 Ekosistemin önemi bir parçası olan düzenleyici kuruluşlar dijital dönüşümü çok desteklediler. Dijitalleşmenin maliyetinin düşürülmesi gerekiyor” / Sinan Erdem Özer, Odeabank.

 “Önümüzdeki 10 sene içerisinde kredi kartları cep telefonlarında saklanacak. Telefonlarda sanal poslar olacak ve iki telefon karşı karşıya geldiğinde ödemeler tamamlanacak.” / Kerem Orbay, Garanti BBVA Payment Systems.

 “Fintekin ve ödeme kuruluşlarının önü açık. Sektörde rekabet var ancak aynı zamanda birleşmeler de görüyoruz.” / Dr. Erhan Yazgan, Payfix. 

 “Finans şirketlerinin cinsiyet eşitliği konusundaki açıklamaları her geçen gün artıyor.” / Burçak İnel, European Banking Federation.

 “Tüm risk sermayesi endüstrisi ABD Merkez Bankası FED tarafından kontrol ediliyor. / Mike Sigal, Sigal Ventures.

 “Fintech çok güçlü bir rüzgar. Buna karşı durursanız sizi alıp götürür!” / Alper Özata, Hiperaktif Kredi.

 “Lütfen her türden kaynağı okuyun. Kavramlara hakim olun. Umutlu olun ancak heyecan ve coşkuyla değil bilgiyle hareket edin.” / Efe Bulduk, FirstBatch (Çeşitli iniş çıkışlar yaşanan kripto para piyasasında yükseliş dönemlerine dair)

 “Bugün geldiğimiz noktada 1980 ve sonrası doğumlu herhangi bir genç koltuğunun altına laptopunu sıkıştırıp dünyayı dolaşırken bir sanayi şirketinin ortaya koyduğu bir yıllık katma değeri pekala elde edebiliyor.” (WhatsApp örneğinden hareketle) / Prof. Dr. Emre Alkin, Topkapı Üniversitesi

Satınalma Eğitimi Küresel Ve Ulusal Dijital Finans Ekosistemi İstanbul’da Buluştu1