Turizm Ve Gastronomi Üzerine

“Yemeğin Serüveni ’’

Ben aşçılık sanatını çok renkli buluyorum. Şöyle düşünün her gün sabah kalktığımızda bir Dünya kuruyoruz ve bu Dünyayı akşam bozuyor yarın tekrar bir Dünya daha kuruyoruz. Bu günün başarısı ve taktiri yarına kefil olmuyor. zira bu başarı ve taktir her gün olmalı ve de artmalı. aksi taktirde başarılı olamazsınız.

Yemeğin önemi insanoğlunda çok büyük yeri vardır. Yemek keyiftir, güzelliktir burada biz şeflere çok büyük iş düşüyor bu keyfi yaşatmak için bütün yeteneklerimizi bilgimizi kullanarak o canım tabaklarımızı oluşturmalıyız. Devamlı gündemi de takip ederek farklı lezzetler farklı sunumlar oluşturmalıyız. Bu sunumlar ile yemek masalarımız çok daha keyifli olacaktır.

Etrafımıza baktığımızda Aşçılık sanatının hiç ölmeyeceğini devamlı çıkışını sürdüreceğini açık beyan görebiliriz. İnsanoğlunun doğasında var beslenme. Ne yapar isek yapalım günde üç öğün yemek yiyoruz. Ama az ama çok, ama kaliteli ama ucuz; ne olursa olsun beslenmek zorundayız.

Hal böyle olunca Aşçılık sanatının önemini görmemek mümkün değil. Tarihimize ve de günümüze baktığımız zaman yemeğin öneminin büyüklüğünü görmekteyiz.

Bütün kararlar ‘’savaş, barış, evlilik, ayrılık, sevinçler v.b.’’ yemek masasında alınmıştır. Bunları göz önünde tutuğumuz zaman, yemeğin ne kadar önemli olduğunu görürüz.

Etrafımıza baktığımız zaman aşçıları sevmeyen yoktur. Her kesin sevdiği memnun olduğu bir aşçısı vardır. Devlet büyüklerinden, memuruna, özel şirketlerden, emniyet teşkilatına, hatta ve hatta şahsen bizim bile vardır devamlı gittiğimiz bir restoran onun haricinde başka bir restorana gitmeyiz yemeğini beğendiğimiz yer orasıdır, mutlu olduğumuz keyif aldığımız yer. Yaşamımız boyunca etrafımıza bu göz ile baktığımız zaman aşçılar nasıl sevilmesin?

Tabii ki burada sevilmekteki en büyük unsur ise bahsettiğimiz gibi en iyi şekilde kafamızdaki ve ruhumuzdaki o güzelliği tabağımıza yansıtmak. Bunu yaptığımız takdirde bizi sevmeyen olmayacaktır.

Haftaya Pazar Görüşmek Üzere Sağlıcakla Sevgiyle Kalın…..

‘’ ,,..İyi Bir Aşçı

Mutluluğu Dağıtan

Bir Büyücü Gibidir…..’’

 

Saygılarımla / Best Regards

Ali Rıza DÖLKELEŞ

Mutfak Yöneticisi

Food Editor

Limak Cyprus Deluxe Hotel

Bafra Turizm Bölgesi – İskele/K.K.T.C.

T: +90 392 631 18 81

G: +90 533 826 88 99

www.limakhotels.com

Tecâhül-i Arif ve Tedarik Kalitesi

Tecâhül-i Arif (Bilip Bilmemezlikten Gelme Sanatı) en güzel Orhan Veli Kanık’ın Dalgacı Mahmut adlı şiirinde görülür;

İşim gücüm budur benim,

Gökyüzünü boyarım her sabah.

Hepiniz uykudayken.

Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,

Bilmezsiniz kim diker;

Ben dikerim.

Elbette Gökyüzü boyanmaz, Deniz yırtılmaz ama gökyüzünün mavi olması ya da yırtılan bir denizin dikilmesi sanki şairin kendisinin yaptığını düşünmemizi istediği için içinde gizli bir bilip de bilmemezlikten gelme vardır.

Şimdi, nasıl geleceksek gelelim bakalım asıl konumuz olan Tedarik Zinciri Yönetimine…

Valla konuyu oralardan alıp ta buralara kadar bağlarsam da artık kendimi aşmış olacağım.

Bakalım olacak mı?

Şimdi gözlerinizi iki dakika kapatıp arkanıza yaslanın ve iş hayatınızı şöyle bir gözden geçirin. Satınalma görüşmelerinde gökyüzünü boyadığını ya da yırtılan denizleri diktiğini anlatan kaç Dalgacı Mahmut’a rastlamışsınızdır…

Şahsen ben çok rastladım!

Efendim, çok iyi bir sistemmiş,

Ürün son derece başarılıymış,

İnanılmaz bir fiyatı varmış, -üstelik bize özelmiş-

Asla sıkıntı çıkartmazmış,

Bir kere malzemesi çok kaliteliymiş,

Zekiymiş,

Akıllıymış,

Fazlasıyla da seriymiş,

Tasarım harikasıymış vs. vs. vs.

Eyvallah bu bilgiler mutlaka doğrudur ama ya değilse?

Akredite[1] Olmamış Her Bilgi Benim Nazarımda Afaki[2] Bilgidir.

Bana bu bilgilerin doğruluğuna kefil olan, ispatlayan, doğrulayan bir belge göstermediğiniz sürece kusura bakmayın ama sizi sadece dinlerim, i-nan-maaam.

Madem bir şiirle başladık akreditasyon gibi ciddi bir konuya, edebi bir örnek de biz Tedarik Zinciri Yöneten kişilere özel gelsin:

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.”

Ziya Paşa da bu beytinde diyor ki: “İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.”

O zaman ne yapacağız?

Akredite olmamış bilgileri, Mutlak Butlan[3] kabul edeceğiz.

Eserimize yansıyacak Rütbe-i Aklımızın yüksek çıkmasını istiyorsak, kullanılmış bir akılla çıkacağız insanların karşısına.

Yani: Akılcı yaklaşımdır, Akreditasyon.

Yani: Mantıklı harekettir, Akreditasyon.

Yani: Risk yönetiminde önemli bir değerdir, Akreditasyon.

Yani: Karar vermede bir Mihenk Taşıdır[4], Akreditasyon.

Malzeme, Ürün, Hammadde ya da Hizmet, ne isterseniz satın ama mutlaka bir akreditasyon belgesi edinin.

Örneğin TURKAK’ın Akredite Kuruluş Arama Motorundan[5] yararlanarak size yardımcı olacak akreditasyon kuruluşuna, türünü seçerek ulaşabilirsiniz;

  • Deney Laboratuvarları
  • Kalibrasyon Laboratuvarları
  • Muayene Kuruluşları
  • Ürün Belgelendirme Kuruluşları
  • Personel Belgelendirme Kuruluşları
  • Tıbbi Laboratuvar
  • Yeterlilik Deneyi Sağlayıcıları
  • Referans Malzeme Üreticileri
  • Sera Gazları Doğrulayıcı Kuruluşları
  • Yönetim Sistemleri Belgelendirme Kuruluşları
  • OECD İyi Laboratuvar Uygulamaları

Size biraz da arama motorunun kullanımından bahsedeyim. Gerçi sitede de var ama en azından siteye bakmanızı istetecek bir sebep olur.

Aramak istediğiniz kuruluşun adını veya akreditasyon numarasını biliyorsanız bu kutulara akredite kuruluşun adını (en az bir kelime) veya akreditasyon numarasını yazarak arama yapabilirsiniz.

Belirli bir kuruluş aramıyorsanız akredite kuruluş türünü seçerek o türdeki tüm akredite kuruluşları listeleyebilirsiniz.

Akredite olunan kapsama (faaliyete) dair bir anahtar kelime vererek arama yapabilirsiniz. (Örneğin bir ürün adı, deney yöntemi veya standart numarası vb.) Arama dili seçimi verdiğiniz anahtar kelime dili için geçerlidir.

Tüm aramalarınızda ülke ve şehir seçerek sonuçların yalnızca bu şehirden getirilmesini sağlayabilirsiniz.

Bu durum altında; Tecâhül-i Arif yani “Bilip Bilmemezlikten Gelme Sanatı” sadece edebiyatta kalacak ve bizler ya bildiğimiz alımları gerçekleştireceğiz ya da bilmediğimizi almayarak kaliteyi garanti altına alacağız.

Konu ne ara Kaliteye geldi demeyin.

En azından bana demeyin.

Çünkü, dilimize Latinceden geçen Kalite kelimesinin orijinali Qualites’dır. Kökü olan Qualis ise bir malın ya da hizmetin nasıl oluştuğu anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bir hizmet ya da ürünün nasıl oluştuğunu garanti altına alacak her faaliyet bu bilginin yani kalitenin delili olacaktır.

Haydi döndük yine başa;

“Ayinesi akreditasyonudur malzemenin lafa bakılmaz,

Ürünün görünür rütbe-i kalitesi akredite belgesinde.”

Ruhun Şad olsun Ziya Paşam, bir kusur ettim ise affola.

Saygılarımla

Zafer URFALIOĞLU

[1] Akreditasyon, uygunluk değerlendirme kuruluşlarınca gerçekleştirilen çalışmaların ve dolayısıyla bu çalışmalar sonucunda düzenledikleri uygunluk teyit belgelerinin (Deney ve Muayene Raporları, Kalibrasyon Sertifikaları, Yönetim Sistemi Belgeleri, Ürün Belgelendirme Belgeleri, Personel Belgelendirme Belgeleri vb.) güvenilirliğini ve geçerliliğini desteklemek amacıyla oluşturulmuş bir kalite altyapısıdır.

[2] Afaki: Arapça kökenli bir kelime olarak afaki kelimesi Türkçede ‘gereksiz, önemsiz’ anlamlar taşımaktadır.

[3] Mutlak Butlan; borçlar hukuku, ticaret hukuku, idare hukuku, medeni hukuk gibi alanlarda sıkça kullanılan bir terim olmakla birlikte bir işlem veya olayın gerçek dünyada gerçekleşmiş olsa bile taşıdığı şartlar gereği hukuken hiç gerçekleşmediğini ifade eder.

[4] Mihenk taşı; gümüş ve altın alaşımlarının kalitesini test etmekte kullanılan, düz, sert, ince pütürlü, siyah veya koyu renkli bir taştır. Bu amaç için çeşitli taşlar kullanılır, bunlar genelde kuvars veya bazalt tipi olur. Lidit, çakmak taşı, arduvaz, akik veya koyu renkli yeşim taşı da kullanılabilir.

[5] Türkak Akredite Kuruluş Arama Motoru: https://secure.turkak.org.tr/kapsam/search

İş İlanı: SATIŞ PERSONELİ aranıyor

TEK OSGB ORTAK SAĞLIK GÜVENLIK BIRIMI AŞ

Mobil ve sağlık laboratuvarımızın tanıtım ve reklam faaliyetini yürütecek.
Yeni iş bağlantıları oluşturacak,
İnsan ilişkileri güçlü,
Planlı ve düzenli çalışabilecek,
Satış personeli alımı yapılacaktır.

CV Gönderimi için:
Leyla Türkoğlu – leyla@tekosgb.com 

İş ilanlarınızı sektörle buluşturuyoruz. Ücretsizdir.

https://satinalmadergisi.com/is-ilani-gonder/

Depo Donanımı ve Malzeme Seçimi Prensipleri

Donanım ve malzeme seçiminde şu ana konular dikkate alınır:

Seçimler için prensipler

  • Tasarrufların yatırım ile karşılaştırılması
  • Örnek hesaplar
  • Donanım ve malzemeler
  • Yapılacak işin detaylı tanımı
  • Ekonomik gerekçelerin belirlenmesi
  • Güvenlik gereği
  • Doğru donanımın ihtiyaçları karşılama oranı
  • Gerçekçi işletme maliyetinin öngörülmesi
  • Diğer yatırım nedenleri
Yapılacak İşin Tanımı

Donanım ve malzemenin hangi amaçla kullanılacağının belirlenmesi işlemidir.

Cevaplanması gereken sorular aşağıdaki gibidir:

Bu yazının tamamına Öğrenme Merkezi Üyeliği ile erişim sağlayabilirsiniz. Eğer üye iseniz, lütfen aşağıdaki bölümden giriş yapınız.
Hesap Oluştur

 

 

 

Karasu Limanı 8.1 Milyar Euroluk Ticaret Hacmi Yarattı

Karasu Limanı Karadeniz’in yeni ticaret merkezi oldu.

2017 yılında hizmete giren IC İçtaş Sakarya Karasu Limanı Yatırım ve İşletme A.Ş. (IC Karasu Limanı), açıldığı günden bu yana yarattığı ticaret hacmi ile ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor. Karadeniz’in en yeni ticaret merkezi olan IC Karasu Limanı’na yanaşan gemilerin sayısı 1.755 ’e ulaşırken, toplam ticaret hacmi de 8.1 milyar € oldu.

Türkiye’nin Karadeniz’e açılan en yeni limanı olan IC Karasu Limanı, Türkiye’nin ekonomik büyümesine olan katkısını, her geçen gün artırıyor. Bu kapsamda IC Karasu Limanı açılışından bugüne kadar limana yanaşan 1.755 adet gemi ile bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biri olurken, 8.1 milyar euroluk da bir ticaret hacmi yarattı.

Hizmet sunduğu geniş hinterland, sahip olduğu yüksek kapasite ve dünyanın en modern altyapı ve standartları ile sunduğu çok modlu taşıma avantajlarıyla Karadeniz’den dünyaya açılan en modern liman konumunda olan IC Karasu Limanı, yıllık 1.500.000 ton genel kargo / dökme yük ve 110.000 Adet Ro-Ro ve 50.000 TEU konteyner yük kapasitesine sahip.

IC Karasu Limanı’nın Türkiye’nin Karadeniz’e açılan en önemli ticaret kapılarından biri olduğunu belirten IC Karasu Liman Müdürü Gökçen Erdem “Pandemi sırasında ve sonrasında dünyada yaşanan lojistik ve tedarik zinciri ile ilgili darboğazların da net bir şekilde gösterdiği gibi, modern limanlar ülkelerin dış dünya ile bağlantılarında son derece önemli bir konuma sahip. Ocak 2017’de ilk geminin ziyareti ile faaliyete başlayan ve hizmetlerini kesintisiz ve sürekli büyüterek geliştiren IC Karasu Limanı, Türkiye’nin Karadeniz’e açılan en önemli ticaret kapılarından biri olarak ülkemiz için çok önemli hizmetler sunuyor.” dedi.

IC Karasu Bölgeye Binlerce İstihdam Sağlıyor 

IC Karasu Limanı’nın ana iş kolu ve ilgili yan sektörlerle birlikte sunduğu doğrudan ve dolaylı hizmetlerle on binlerce insana nitelikli istihdam sağladığını belirten Erdem “IC Karasu Limanı, sunduğu üstün standartlardaki hizmetler İlgili endüstrilerle ve ilgili iş kollarının ürettiği değer ile birlikte düşünülürse, bugün ve gelecekte çok büyük bir potansiyele sahip güçlü bir ticaret ekosisteminin tam merkezinde yer alıyor. IC Karasu Limanı, ülkemizin her geçen yıl yükselen ticaret ve üretim kapasitesinin gerektirdiği modern altyapılı ve yüksek kapasiteli bir limana olan ihtiyacı da başarı ile karşılıyor. IC Karasu Limanı sahip olduğu avantajlı konumla Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’u önemli bir kara ve deniz trafiği yükünden de kurtarıyor. Tarım ürünlerinin hedef pazarlara zaman kaybedilmeden hızlı bir şekilde ulaşmasını sağlayarak hem çevrenin korunmasına hem tarımsal verimliliğe hem de ihracata önemli katkılar sağlıyor.” Erdem tarımdan tüm sanayi kollarına, Türkiye ekonomisine hemen her alanda çok yönlü katkılar sağlayan IC Karasu Limanı’nın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye’nin ekonomik gelişimine güç vermeye devam edeceğini belirtti.

IC Karasu Limanı, başta Sakarya, Kocaeli, İstanbul, Düzce, Bolu, Zonguldak’taki sanayi bölgeleri olmak üzere Konya, Karabük, Çankırı, Bilecik, Eskişehir, Ankara, Kırıkkale, Yozgat ile sebze-meyve ihracatı özelinde Antalya, Mersin, Adana, Hatay, Manisa, Muğla ve Çanakkale illeri için stratejik bir önem taşıyor. Açıldığı Ocak 2017’de bugüne kadar IC Karasu Limanı üzerinden taşınan toplam yük miktarı, 6,75 milyon ton olarak gerçekleşti. Karasu Limanı üzerinden en çok ithalatın yapıldığı ilk üç ülke ise 2,7 milyon ton ile Rusya, 904 bin ton ile Ukrayna ve 176 bin ton ile Mısır oldu.

Rakamlarla IC Karasu Limanı 

· IC Karasu Limanı’na yanaşan en büyük gemi, Meghna Fortune isimli gemi oldu. 35.210 gros tonluk Meghna Fortune, 4 Mart 2022 tarihinde Hindistan’dan 9.900 ton rulo sac getirdi.

· IC Karasu Limanı üzerinden en çok ihracat yapılan ilk üç yük cinsi, 603.000 ton Kireç Taşı, 236.000 ton klinker ve 218.000 ton rulo sac oldu.

· IC Karasu Limanından en çok ihracat yapılan ilk üç ülke 695.000 ton ile Ukrayna, 160.000 ton ile ABD ve 66.000 ton ile Romanya oldu.

· En çok ithalat yapılan ilk üç yük cinsi 1,511 milyon ton ile buğday, 992 bin ton ile mısır ve 384 bin ton ile soya olarak sıralandı.

· Karasu Limanı’na son beş yılda 1.142’si genel kargo, 613’ü Ro-Ro gemisi olmak üzere 1.755 ticari gemi yanaştı.

· Karasu Limanı üzerinden en çok ithalatın yapıldığı ilk üç ülke ise 2,7 milyon ton ile Rusya, 904 bin ton ile Ukrayna ve 176 bin ton ile Mısır oldu

Uluslararası İşletmelerin Karşılaştıkları Sorunlar

“Ticaretin sadece iki basit işlevi vardır; pazarlama ve yenilik.” Peter Drucker

Son yıllarda Türk ekonomisinde yaşanan gelişmeler ve değişmeler, kurumların uluslararası piyasalara açılma isteği, bu pazarlardaki riskler, belirsizlikler ve fırsatlar şirketleri bazen olumlu, bazen de olumsuz yönde etkilemektedir. Dış piyasalara açılmayı düşünen firmalar için bazı sorun ve engeller mevcuttur. Kurumların dış piyasalarda başarılı olması ve rekabet edebilmesi; bu sorunların ve engellerin aşılmasıyla mümkündür.

Şirketlerin genelde yabancı pazarlarda karşılaştığı bazı sorunlar şunlardır:

  • Güvenlik: CE- İşareti,
  • Kalite: ISO 9000 Kalite Standartları,
  • Çevre: ISO 14000,
  • Yetişmiş Eleman ve Dil Sorunu,
  • Teknoloji ve Ar-Ge,
  • Hükûmet Uygulamaları ve İthalat Kotaları,
  • Standardizasyon,
  • Ülke ve Firma İmajı,
  • Kültür,
  • Üretim Maliyetleri,
  • Rakipler ve Rekabetin Şiddeti,
  • Taşıma-Depolama ve Dağıtım,
  • Kullanılmış ve Taklit Mallar.

Ülkedeki yasal boşluklar sayesinde firmalar dolaylı yollardan bazı sorunları aşmaktadır. Kurumlar, ülke dışına çıktıklarında, çevre, dil, güvenlik, rakipler, hükûmet uygulamalar gibi sorunları, yabancı ülkelerde daha büyük boyutlarıyla ve daha başka sorunlarla karşılaşırlar. Kurumlar, sorunların aşılması için öncelikle uluslararası piyasaya çıkmadan önce iyice incelemeli ve ülkeler bazında araştırma yapmalı ve kendini hazırlamalıdır. Bir başka yol da ülkedeki bir firma ile ortaklık kurmaktır. Böylece kârı paylaşılır ancak, sorunlar da aşılır ve riskler paylaşılır. Tüm kurumlar yabancı ülkelerin pazarına girmek için yerli bir ortak bulmalıdır. Şirket pazarı tanıdıktan sonra, faaliyetlerine kendisi devam eder. Böylece pazarı tanır ve bir sorunla karşılaşma olasılığı minimum seviyede olur.

Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT

Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi

İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu

Detaylı bilgiler için aşağıdaki eseri okuyabilirsiniz:

Mert, G. (2019). Uluslararası İşletmecilik Teori, Kavram ve Örnek Olaylar, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara.

Vergisel Düzenlemeler İçeren Torba Kanun Teklifi TBMM’ye Sunuldu !

Cumhurbaşkanı tarafından 28 Eylül’de açıklanan Torba Kanun TBMM’ye sunuldu. Birçok vergisel düzenlemeler içeren Torba Kanun Teklifi’nin detaylarına gelin beraber bakalım.

  • Çalışanlara verilen yemek parasının vergilenmesinde nakit olarak ödemeye imkân verilmesi (çalışılan günler için günlük 51TL),
  • Pandemi sırasında bizim de önerdiğimiz çalışanlara verilecek bazı yardımların (doğalgaz, elektrik ve ısınma giderleri) vergi ve SGK priminden bağışık tutulması, (2023 Haziran sonuna kadar aylık 1.000TL),
  • Kur korumalı mevduatta kurumlar vergisi istisnasının 2023 için de uygulanması,
  • Turizm paylarının iyileştirilmesi,
  • Melek yatırımcı olarak bilinen bireysel katılım yatırımcısı indiriminin süresinin 2027 sonuna kadar uzatılması ve tutarın artırılması,
  • Son yıllarda iyice karmaşık hale gelen sermaye azaltımında vergileme olup olmayacağını netleştiren düzenlemeler ilk göze çarpanlar.

Covid sırasında kesilen idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi, Covid sırasında fazla ve yersiz ödenen kısa çalışma ödeneklerinin terkin kapsamına alınması, karşılıksız çekler, öğrenci kredileri ile yaşlı ve engelli aylıkları gibi çeşitli af ve ertelemeler de Kanun Teklifi’nde yer alıyor.

Ülkemizdeki yeni ekonomik gelişmelere uyum, ekonomik program hedeflerinin gerçekleştirilmesi, çalışanlara ve işverenlere bazı teşvikler sağlanması, Türk lirası enstrümanlarına yatırım yapılmasının teşvik edilmesi, finansal piyasalara yönelik düzenlemeler gibi çeşitli konulara yönelik olarak muhtelif kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmaktadır.

Bu çerçevede hazırlanan Teklifte;

  • Apartmanların çatı ve cephelerinde kurulan elektrik üretim tesislerine 25kW’lık sınır dahilinde sağlanmış olan vergi teşvikinin sınırı 50kW olarak yeniden belirlenmektedir.
  • Çalışanlara yemek bedeli olarak yapılan günlük belirli bir tutarı aşmayan ödemeler, kullanım amacına bakılmaksızın doğrudan gelir vergisi istisnası kapsamına alınmaktadır.
  • İşverenlerce çalışanların aylık 1.000 Türk lirasına kadar elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerinin ödenmesi amacıyla sağlanan menfaatler gelir vergisinden istisna edilmekte ve bu ödemelerin sigorta prim kesintisine tabi tutulmaması sağlanmaktadır.
  • Yurt dışındaki onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabının ücretleri gelir vergisinden istisna edilmektedir.
  • Yabancı paralarını ve altın hesabı bakiyelerini Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştüren mükelleflerin elde ettikleri faiz ve kâr payı gibi kazançlarına sağlanan kurumlar vergisi istisnası uygulamasının, 2022 yılı sonunda sona erecek olan uygulama süresi 2023 yılının sonuna uzatılmaktadır.

Şaban KÜÇÜK

Yeminli Mali Müşavir

İş Deneyimini Tevsik Amacıyla Beyan Edilen Diplomanın EKAP Kaydı ?

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; İtirazen şikâyet dilekçesinde özetle, Diyarbakır Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından 22.07.2022 tarihinde gerçekleştirilmiş olan 2022/645017 İhale Kayıt Numaralı (İKN) “Diyarbakır İli Dicle İlçesi Hükümet Konağı Yapım İşi” ile ilgili kesinleşen ihale kararının 09.08.2022 tarihinde taraflarına tebliğ edildiği, söz konusu karara karşı 17.08.2022 tarihinde idareye şikâyet başvurusunda bulunulduğu, fakat ihaleyi gerçekleştiren idare tarafından 10 günlük süre içerisinde yanıt verilmediği,

Tebliğ edilmiş olan kesinleşen ihale kararında ekonomik açıdan en avantajlı teklif sahibinin ASL Grup Altyapı İnşaat A.Ş. ve Akman İnşaat Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı olduğunun belirtildiği,

Adı geçen ihalede ihale üzerinde bırakılan isteklinin tüzel kişi olması dolasıyla teknik personelin iş deneyimini gösteren belgelerin sunulduğu, söz konusu teknik personelin 09.05.2022 tarihli yönetim kurulu kararıyla 10.05.2022 tarihinden itibaren şirketi temsile yetkilendirildiği, ayrıca firmanın Ticaret Sicil Gazetesi’nden ortaklık yapısına bakıldığında söz konusu teknik personelin teklif sahibi tüzel kişiliğin yarıdan fazla hissesine en az bir yıldır sahip olmadığı, ortak olduğu süre boyunca 09.05.2022 tarihli yönetim kurulu kararı alınan döneme kadar temsile de yetkili olmadığının anlaşıldığı, teklif dosyasında sunulan ortaklık tespit belgesinin yanıltıcı bir belge olup olmadığının da ayrıca değerlendirilmesi gerektiği, ASL Grup Altyapı İnşaat A.Ş. tarafından beyan edilen diplomanın EKAP’a kayıtlı olmadığı, teyidinin yapılmadığı iddiasına yer verilmiştir.

28.09.2022 tarihli ve 2022/UY.II-1168 sayılı Kamu İhale Kurulu kararına göre;

İlgili mevzuat uyarınca tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere, en az beş yıldır % 51 veya daha fazla hissesine sahip mimar veya mühendis ortağının mezuniyet belgesinin sunulması durumunda; ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından, ilk ilan veya davet tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son beş yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belgenin sunulmasının zorunlu olduğu, mezuniyet belgelerinin iş deneyimini tevsik için sunulması durumunda; mezuniyetten sonra geçen sürenin on beş yıldan fazlasının değerlendirmeye alınabilmesi için, başvuru veya teklif kapsamında mezuniyet belgesi sahibine ait yapım işine ilişkin bir iş deneyim belgesinin sunulması zorunlu olduğu anlaşılmıştır.

İhale üzerinde bırakılan ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş. – Akman İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığında ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş.nin şirketinin %51 ortaklığı oranıyla pilot ortak sıfatında, Akman İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin ise özel ortak sıfatında olduğu belirlenmiştir. Pilot ortak sıfatındaki ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş. tarafından yeterlik bilgileri tablosunda “2018/621311-3354553-1-1” sayılı EKAP’a kayıtlı olan iş deneyim belgesinin ve 31.10.1974 tarihli, 21-653 sayılı Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen mezuniyet belgesinin beyan edildiği, ortaklara ve yöneticilere ilişkin bilgiler satırında ise %51 hisse oranıyla Sami Sivrikaya, %49 hisse oranıyla Ramazan Gönder’in beyan edildiği, anılan iki şahsın da yönetici pozisyonunda olduğu belirtilmiştir.

ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş tarafından beyan edilen iş deneyim belgesinin EKAP’tan temin edildiği, söz konusu belgenin İller Bankası A.Ş. Yatırım Dairesi Koordinasyon Başkanlığı tarafından “Sülün (Afyonkarahisar) Kanalizasyon İnşaatı işine” ilişkin Sami Sivrikaya-Emrah İnş. Nak. Elek. ve Müh. Mim. Hiz. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı adına düzenlendiği, söz konusu işin geçici kabulünün 26.11.2019 olduğu, iş deneyim belgesine konu işin ilk sözleşme bedelinin 8.374.351,00 TL, belge tutarının 9.664.416,33 TL olduğu belirlenmiştir. Beyan edilen mezuniyet belgesinin ise ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş.nin %51 ortağı olduğu belirtilen Sami Sivrikaya’ya ait Karadeniz Teknik Üniversitesinden alınan 21-653 sayılı ve Ekim 1974 tarihli İnşaat Mühendisliğine ait diplomanın olduğu belirlenmiştir.

EKAP üzerinden “Ticaret Sicili Belgeleri Sorgulama Ekranı” kullanılarak ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş. ortaklık yapısı ve son durumu gösteren bilgilerinin temin edilmesi sonucunda söz konusu tüzel kişilikte Ramazan Gönder ve Sami Sivrikaya’nın yönetici olarak görüldüğü, Sami Sivrikaya’nın temsil yetkisinin 10.05.2022 tarihi itibariyle başladığı görülmüştür. Ayrıca istekliler tarafından EKAP’a yüklenen belgeler arasında anılan anonim şirkete ait pay defteri ve yönetim kurulu kararının da sisteme yüklendiği tespit edilmiştir. Sisteme yüklenen pay defteri ve yönetim kurulu kararı incelendiğinde Sami Sivrikaya’nın 12.01.2015 tarihinden sonra % 51 hisse oranına, Ramazan Gönder’in % 49 pay oranına sahip olduğu, sistemde yüklü yönetim kurulu kararından da 10.05.2022 tarihli karardan sonra Sami Sivrikaya’nın aksi karar alınıncaya kadar temsile yetkili kılındığı anlaşılmıştır.

İdarece 27.07.2022 tarih ve 46897 numaralı yazı ile ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş.-Akman İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığından EKAP, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının internet sayfası üzerinden sorgulanamayan belgelerin 01.08.2022 tarihine kadar sunulmasının istenildiği, istenen belgelerin 01.08.2022 tarihinde idareye sunulduğu görülmüştür.

Sunulan belgeler arasında 22.07.2022 tarihli ve ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş. adına düzenlenen ve ilgili meslek mensubu tarafından imzalanarak kaşelenen ortaklık durum belgesinin bulunduğu, bu belge üzerinde Sami Sivrikaya’nın şirketin %51 hissesine sahip olduğunun, adı geçen kişinin belgenin düzenlenme tarihinden önceki 5 yıl boyunca anılan şirketin kesintisiz olarak %51 hisse oranıyla ortağı olduğunun beyan edildiği görülmüştür. Ayrıca 05.05.2022 tarih ve 10571 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde TESLA 17 Güneş Enerji Üretimi San. Tic. A.Ş.nin unvan değişikliğine giderek ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş. haline dönüştüğü görülmüştür. Yine sunulan pay defterlerinin ve yönetim kurulu kararlarının EKAP sistemi üzerinde kayıtlı olanlar ile aynı olduğu ve yeterlik bilgileri tablosunda beyan edilen bilgileri doğrular nitelikte olduğu tespit edilmiştir.

ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş. tarafından beyan edilen diplomanın EKAP’a kayıtlı olmadığı iddiasının yerinde olmadığı, zira diplomaların EKAP’a kaydının yapılmadığı ancak YÖK sistemine kaydının yapılmış olması ve belli bir ihalede iş deneyimini tevsik amacıyla beyan edilmesi durumunda sistem üzerinden idarelerce mezun belgesi sorgulama ekranından sorgulanabileceği, kayıtlı olmayan belgelerin ise tevsik edilemeyen belgeler kapsamında idarelerce istenebileceği belirlenmiştir.

Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri, iddia konusu husus ve yapılan tespitler bir arada değerlendirildiğinde Yapım İşleri İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “İş deneyimini gösteren belgeler” başlıklı 39’uncu maddesi çerçevesinde tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere, en az beş yıldır % 51 veya daha fazla hissesine sahip mimar veya mühendis ortağının mezuniyet belgesinin sunulması durumunda ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından, ilk ilan veya davet tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son beş yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belgenin sunulması zorunlu tutulmuş ancak, anılan ortağın Kanun’a göre yapılacak ihalelere ilişkin sözleşmelerin yürütülmesi konusunda kesintisiz olarak en az bir yıldır temsil ve yönetime yetkili olma şartı getirilmemiştir. Bu şart aynı Yönetmelik’in 39’uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasında tüzel kişi tarafından hakim ortağa ait iş deneyim belgesinin sunulması durumunda istenen bir kriter olarak belirtilmiştir.

Dolayısıyla ASL Grup Altyapı İnş. A.Ş.nin %51 hissesine sahip Sami Sivrikaya’nın son 5 yıldır adı geçen şirketin ortağı olduğu belgeler üzerinden anlaşıldığından söz konusu iddia yerinde bulunmamıştır.

Anılan Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikâyet başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen 

Tedarik Zinciri Yönetiminde Kurumsal Sürdürülebilirlik

Tedarik Zinciri Yönetiminde Kurumsal Sürdürülebilirlik
Dİlek AŞAN – Taksim Danışmanlık

Tedarik zinciri bir şirketin ürünlerinin tasarım, üretim, nakliye, depolama ve satış gibi süreçleri için oluşturduğu sistematik bir yapıdır. Ürünleriyle ilgili gerekli hammaddenin elde edilmesinden son ürün olarak kullanıcıya sunulmasına kadar geçen tüm süreçler tedarik zinciri kapsamındadır. Müşteri memnuniyetini ve verimliliği en üst düzeye çıkarmak için tedarik zinciri paydaşları arasında koordinasyon sağlanması, kaynakların yönetilmesi, dokümantasyon sisteminin oluşturulması ve kontrolü vb gibi uygulamalarla da tedarik zinciri yönetimi yapılmaktadır. Günümüzde geleneksel tedarik zinciri yönetimi yaklaşımlarında operasyonların hızlı olması, tüm sürecin düşük maliyetlerle ilerlemesi, ürün ve hizmetlerin bir yerden başka bir yere güvenli bir şekilde aktarılması etkili bir tedarik zinciri yönetimi için yeterlidir. Fakat konuyu kurumsal sürdürülebilirlik açısından ele aldığımızda bunların yeterli olmadığını görürürüz.

Bir şirket için tedarik zinciri yönetiminde de sadece finansal faydalar ön planda ise o tedarik zinciririnin sürdürülebilirliğinden söz etmek zordur. Evet, şirketler tedarik zinciri yönetiminde mutlaka finansal kârlılığı da önemsemeli. Fakat sadece kârlılığa odaklanmak sürdürülebilirlik yaklaşımı için yeterli değildir. Kurumsal sürdürülebilirlik farkındalığı yüksek olan işletmelerin tedarik zinciri yönetimi yaparken çevresel ve toplumsal değerleri koruma gibi prensipleri de bulunmaktadır. Bu şirketler, sürecin tamamında çevre üzerinde en az olumsuz etki oluşturacak ürün, hizmet ve süreçleri planlamaya çalışırken aynı zamanda sosyal açıdan da sürdürülebilir iş uygulamaları arayışında olurlar. Bu şirketlerin sürdürülebilirlik anlayışı sadece finansal konular üzerine değil sosyal ve çevresel konular üzerine de kuruludur ve bu üç temel konu tedarik zinciri yönetiminin bir bütün olarak sürdürülebilir hale gelmesini sağlar.

Günümüzde giderek derinleşen başta iklim krizi olmak üzere ormansızlaşma ve su güvenliği gibi konular gezegenimizin tüm paydaşları gibi kurumları da daha sorumlu davranmak zorunda bırakmıştır. Ülkeler uluslararası düzeyde aldıkları önemli kararlar tüm dünyanın daha düşük su ve karbon ayak izine sahip olması için çalışmaktadır. Kurumlar da bu önemli gelişmelere adapte olmak ve küresel ısınma, iklim değişikliği, güvenli su arzı, ormanların korunması vb gibi konularda yürütülen çalışmalara güçlü bir şekilde destek olmak ve katkı sağlamak için kendi iç ve dış süreçlerini sürdürülebilirlik perspektifiyle yeniden planlama yoluna gitmektedir. Tedarik zinciriyle yönetimi de dönüştürülmeye başlayan süreçlerden biridir ve birçok açıdan kritik öneme sahiptir. Çünkü şirketler ürettikleri ürün ve hizmetlerle var olurlar ve bunları üretirken doğrudan ve dolaylı olarak yüksek bir karbon emisyonu ve büyük bir su ayak izi üretirler (Sadece yüksek su kullanımı değil, temiz suların kirletilmesi de çok önemli bir su ayak izidir). Kontrollü davranmadıkları takdirde büyük yeşil alanların yok olmasına sebep olabilirler. Yani sürdürülebilirlik ilkeleri benimsenmediği takdirde bir ürünü inşa ederken kullanılan tüm süreçler çevre üzerinde çoğu zaman geriye alınması çok zor olan tahribatlar oluşturmaya devam etmektedir.

Peki şirketler tedarik zinciri yönetiminde çevresel etkileri azaltmak için ne gibi aksiyonlar alabilir? Öncelikle tedarik zincirini olabildiğince karbondan arındırması gerekir. Peki bu ne demek? Örneğin, ürünlerinin içerisinde plastik gibi yaşam döngüsü boyunca yüksek karbon ayak izine neden olan bileşenleri yavaş yavaş azaltması ve bir noktadan sonra sıfırlaması gerekir. Bunun yanı sıra tedarikçilerinden karbon ayak izi hesaplaması, raporlaması ve doğrulaması yapmalarını istemelidir. Tedarikçilerinin de sera gazı emisyonlarını azaltacak planlar ve politikalar oluşturmasını istemeli ve bu süreçte onları desteklemelidir. Yenilenebilir enerjiyi tercih eden, ürün ve malzemeleri geri dönüştüren tedarikçilerle çalışmaya özen göstermelidir. Ayrıca, tedarik zincirlerini olabildiğince kısa tutmaya çalışarak ulaşım ve nakliye kaynaklı emisyonları da en aza indirmelidir. Bunun için yerelliğe önem vermeli; tedarik zincirinde ihtiyaç duyduğu ürün, malzeme, hizmet, iş gücü vb gibi kaynakları mümkün olduğu kadar yerel düzeyde karşılamalıdır.

Atık yönetimi, su yönetimi, enerji verimliliği gibi çalışmalar da çevresel açıdan sürdürülebilir bir tedarik zinciri yaratmak için kritik önem arz etmektedir. Atıklarını geri dönüştüren, dönüştüremediği kısmı kontrollü bir şekilde çevreye zarar vermeden modern yöntemlerle bertaraf eden, su tüketimini azaltan, üretimde enerji verimliliği yüksek ekipman, cihaz, sistem, makine ve teçhizat kullanan tedarikçilerle çalışmak sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi için olmazsa olmazlar arasındadır.

Çevre konusunda hassas olduğumuz kadar sosyal konular üzerinde de büyük bir farkındalıkla durmamız gerekmektedir. Kurumsal sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk bilinci yüksek olan işletmeler tedarik zincirinde insan hakları, adil iş uygulamaları, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele vb gibi konuları da ele almalıdır. Tedarikçilerin, çalışanları için sağlıklı ve güvenli bir iş ortamı sunması, adil bir ücretlendirme politikası oluşturması, çocuk işçiliği kullanmaması, ayrımcılığın her türlüsünü engelleyecek kurallar koyması, bilgi güvenliğini sağlayacak bir yönetim sistemi kurması, çalışanlarına sendikal haklar tanıması, çalışma saatlerini yasalara ve insan hayatına uygun düzeyde belirlemesi vb gibi konular sosyal açıdan sürdürülebilir bir tedarik zinciri için çok önemlidir.

Kurumsal sürdürülebilirlik yaklaşımının tedarik zinciri yönetimine de taşınması günümüzde şirketler için bir bakıma zorunluluk halini almıştır. Çünkü bu yaklaşımı benimseyen şirketlerin sayısı her geçen gün artmakta ve şirketler piyasada rekabet edebilmek, dahası ayakta kalabilmek için kurumsal sürdürülebilirlik ilkelerine uygun çalışmak zorundadır. Bu yaklaşım modern bir kurumsal kültürün oluşmasını sağlar ve kurumsal itibarın korunmasına ve iyileştirilmesine katkı sunar. Sorumlu yatırımcıların ilgisinin firmaya doğru kaymasına yardımcı olur. Ayrıca, enerji ve su verimliği sayesinde tedarik zinciri maliyetlerinde ciddi bir azalma elde edilebilir. Eko-etiketleme prosedürlerine daha hızlı bir şekilde adapte olunabilir; bu sayede sorumlu tüketicilere ulaşmak daha kolay olur. Gelecekte tedarik zinciri yönetiminin sürdürülebilir olması için yapılabilecek yasal düzenlemelere daha kolay uyum sağlanabilir.

Akıllı Hedeflerle Yönetme Sanatı !

Management Review dergisinin 1981 yılı Kasım sayısındaki yazısında George T. Doran “S.M.A:R.T” kısaltması aracılığıyla yönetim hedefleri ile amaçlarının “Akıllı” (İng. Smart) bir biçimde ortaya konulması gerektiğini ve bunun bir dizi faydasının bulunduğunu ileri sürmüştür (1).

Doran’ın bu önerisi işletme ve yönetim alanında oldukça etkili olmuştur. İlgili akademik çalışmalar da modeli destekleyecek sonuçlara ulaşmaktadır. Bu nedenle SMART modelinin gelip geçici bir yaklaşım olmadığı, genel olarak günümüz örgütleri için kullanışlı, etkili ve ölçülebilir bir standart model haline gelmiş olduğu söylenebilir (2, 3).

SMART kısaltması modelin temel kriterlerini oluşturan specific (belirli), measurable (ölçülebilir), assignable (devredilebilir), realistic (gerçekçi) ve time-related (zamana yönelik) kavramlarının baş harflerinden oluşmaktadır.

Specific (belirli) kavramı gelişim kaydedilecek belirli bir alanın hedef alınmasını ifade ederken, measurable (ölçülebilir) kriteri ile gelişmenin tespit edilebilmesi için bir göstergenin belirlenmesi gerektiğine atıf verilmektedir. Assignable (devredilebilir) ise o işi kimin yapacağının belli olmasını, realistic (gerçekçi) kriteri söz konusu hedefin mevcut kaynaklarla ulaşılabilir olup olmadığının belirlenmesini ifade etmektedir. Time-related (zamana yönelik) ile de hedeflenen sonuçlara ne zaman ulaşılabileceğinin belirlenmesine gönderme yapılmaktadır (4).

Konu ile ilgili literatür incelendiğinde SMART modeli üzerindeki çalışmaların devam ettiği ve kavramlaştırmalarla ilgili bazı değişikliklerin önerildiği görülmektedir. Örneğin assignable (devredilebilir) kriteri bazı yazarlar tarafından actionable/action-oriented (uygulanabilir/uygulamaya yönelik) ya da achievable (başarılabilir) ve realistic kriteri de relevant (amaca uygun) olarak ele alınmaktadır (5, 6, 7).

SMART yöntemi bir işin yürütülmesi sırasında nelerin gerekli olduğunu göstermesinin yanı sıra nelerin gereksiz olduğunun anlaşılması açısından yararlı görülmektedir (8). Örneğin 1 yıl içerisinde pazar lideri olmak için katlanılacak maliyetlerin geri dönüşü buna değecek midir? Ya da ürün farklılaştırmak örgüt için yarar sağlayacak mıdır?

SMART modeli birçok kriterin etkileşimini içerdiğinden, yöneticiler için örgüte ilişkin geniş bir bakış açısı sunmaktadır. Örneğin, örgütün ürün farklılaştırması amacıyla üretmeyi hedeflediği yeni bir ürün için müşteri potansiyeli açısından bir sorun yaşamıyor olması, o ürünü sorunsuz bir biçimde üretebileceği anlamına gelmemektedir. Zira örgütün çalışanları buna uygun niteliklere sahip olmayabilir. Böyle bir durumda örgütün ulaşmak istediği hedef bu hedefe uygun çalışanların bulunmaması nedeniyle gerçekçi bir hedef olmaktan uzaklaşmaktadır.

Ulaşılamaz ya da gerçekçi olmayan bir hedefin seçilmesi zaman da dâhil olmak üzere bugünün işletmeleri açısından çok değerli kaynakların israfı anlamına gelmektedir. Bu nedenle gelecek planlarının hazırlanmasında ve buna ilişkin hedeflerin ulaşılabilir olup olmadığının tespitinde SMART yönteminin sağladığı bakış açısından yararlanmak önemlidir.

Vurgulanması gereken diğer önemli bir nokta SMART modelinin uygulanması sonucunda ortaya çıkacak sonuçların yalnızca bir hedefe ulaşılıp ulaşılamayacağını göstermekle sınırlı kalmayabileceğidir.  Kısacası SMART modeli ile ulaşılacak sonuçların farklı bir bakış açısıyla yorumlanabilmesinin mümkün olduğu ileri sürülebilir.

Diyelim ki “1 yıl içerisinde Pazar lideri olmak için katlanılacak maliyetlerin geri dönüşü buna değecek midir?” sorusunu SMART modeli ile inceledik ve değmeyeceğine karar verdik. Çünkü mevcut çalışanlarımızın hem nitelik hem de nicelik açısından yeterli olmaması nedeniyle piyasanın bir hayli üzerinde ücretlerle ve yan haklarla yeni işgören bulmanın maliyetleri çok fazla yükselteceğini anladık.

Dikkat edilirse yukarıdaki örnekte SMART modeli bize “1 yıl içerisinde Pazar lideri olamayacağımızı” sonucunu verirken, bunun neden olmadığını da açıklamaktadır. Zira model bize dolaylı yoldan da olsa mevcut çalışanlarımızın hem nitelik hem de nicelik bakımından pazar lideri olmamızı engellediği bilgisini de vermektedir. Kısacası model, örgüt olarak çalışanlarımıza yeterince yatırım yapmamış olduğumuzu ya da yüksek nitelikli işgörenlerin bizi tercih etmediğini kulağımıza fısıldamaktadır.

Kısacası SMART modelinin yalnızca bir hedefe ulaşılıp ulaşılmayacağı bilgisini vermekle sınırlı kalmayabileceği, aynı zamanda örgütün söz konusu hedefe ulaşmasını neyin ya da nelerin engellediğinin ve böylelikle bunlara ilişkin iyileştirilmelerin neler olması gerektiğinin ortaya çıkartılması açısından da kullanışlı bir araç olabileceği de söylenebilir.

Prof. Dr. Umut OMAY

 

Kaynaklar

(1) Doran, G. T. (1981), “There is a S.M.A.R.T way to write management’s goals and objectives”, Management Review, November, pp. 35-36.

(2) Bjerke, M. B. and Renger, R. (2017), “Being smart about writing SMART objectives”, Evaluation and Program Planning, 61, p. 125.

(3) Bowles, S., Cunningham, C.J.L., De La Rosa, G.M. and Picano, J. (2007), “Coaching leaders in middle and executive management: goals, performance, buy‐in”, Leadership & Organization Development Journal, 28 (5), p. 389.

(4) Doran, a.g.e., p. 36.

(5) Bowles, et. al., a.g.e.

(6) Cameron, S. (2021), The MBA Handbook, 9. B., Pearson, Harlow, p. 43.

(7) Nieto-Rodriques, A. (2021), Harvard Business Review project management handbook: how to launch, lead, and sponsor successful projects, Harvard Business Review Press, Boston, p. 79.

(8) A.g.e.

PROF. DR. UMUT OMAY – MAKALE LİSTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE YÖNETİCİ GÜÇLENDİRME

PAZARLAMA

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İŞ DÜNYASINDA TUTUM VE DAVRANIŞ

DİĞER KONULAR

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.