Dış Ticarette Bankaların Yaptıkları Hatalar – II

BİLGİ GÜÇTÜR

Hangi platformda olursa olsun, bilginin varlığı daima güçtür. O bilgiyi taşıyan her kim ise, hangi kurum ise, güç ondadır. Bilginin varlığının yanında bilginin güncel tutulması da tartışılmasız doğrudur. Topluma mal olmuş ve hizmet veren kurumlarda doğru bilginin varlığına her zaman ihtiyaç duyulmaktadır.

ULUSLARARASI TİCARETIN KURALLARI VE BANKALARIN UYGULAMALARI

 

Merkezi Paris’tedir. ICC, iş dünyasının herkes için barışı, refahı ve fırsatları güvence altına almasını sağlayan bir dünya iş organizasyonudur. Temiz ve hatasız bir ticaretin uygulanabilmesi için çıkartmış olduğu kurallara, dış ticarete taraf olan;

  • İhracatçılar,
  • İthalatçılar,
  • Bankalar

Bu kurallara uymak zorundadır.

Bilhassa bankaların uluslararası ticaretteki kuralları uygularken yorum hatasına düşmemesi gereklidir.

İHRACATÇILAR VE BANKALAR İÇİN ICC’NİN BAZI YAYINLARI

ICC Uniform Customs and Practice  for Documentary Credits — UCP 600

ICC Uniform Rules for Collections — URC 522

International Standby Practices — ISP98

International Standard Banking Practice

ICC Uniform Rules for Demand Guarantees —  URDG 758

Incoterms Rules

Incoterms 2010

Incoterms 2020

Uniform Rules for Bank Payment Obligations – BPO

DIŞ TİCARET İŞLEMİNDE BANKALARIN AFFEDİLMEZ YORUM HATALARI

Bilhassa akreditifli işlemlerde ihracatçının yanında bankaların da yorum hataları yaptıklarını görmek hiç de sürpriz olmuyor. Akreditif evraklarının incelenmesi sırasında bankaların yapacakları hatalar veya yorum farklılıkları ihracatçının aleyhinde bir karar olacaktır. Akreditif işlemlerinde yer alan bankaların yorum hatası içinde oldukları her kararları ihracatçıyı sıkıntıya sokmaktadır. ICC’nin akreditiflere ilişkin UCP 600 Sayılı Broşür hükümleri açık, net, kesin hükümler içerir. Bankaların akreditif evrağını incelemesi sırasında UCP 600 Sayılı Broşür hükümlerini farklı yorumlamaları, kuşkusuz ki akreditif evrağının değerlendirilmesinde hataya yol açacaktır.

Bankaların akreditifler konusundaki farklı yorumlamaları hususlarına bolca değineceğim. Kurallar ortada ancak yorumlar farklı. Farklı makalelerimde değineceğim.

BARİZ BİR BANKACILIK HATASI – GERÇEK VAK’A

Bankaların kolay kolay hata yapmayacakları, prosedürü son derece kolay ve az olan vesaik mukabili işlemden bahsetmek istiyorum. Kurallar ICC Uniform Rules for Collections — URC 522’da belirtilmiştir. Anlayacağınız bu işlemde bankaların olası hata yapmaları zor görünüyor.

Şu vak’aya göz atalım mı sizinle;

İşlem                                   : Vesaik mukabili ihracat (CAD)

İhracatçının bankası             : Karabank A.Ş. Mersin Şubesi

İthalatçının bankası              : Banca Della Svizzerra Italiana BSİ, Napoli / Italy

İthalatçı                                : Molina Bros Spa, Napoli, Italy

İhracatçı Firma                     : Güney Bakliyat İhracat A.Ş. Mersin

Vesaik tutarı                         : USD.370.000.-

Vesaikin gönderildiği banka   : National Bank of Egypt, Alexandria Branch

Olay şöyle;

Karabank A.Ş. Mersin şubesi neyse ki Mersin’e açılmış. Meğerse Mersin’deki dış ticaret tacirleri ihracat evraklarının tahsili ve akreditifli işlemler için Karabank A.Ş. Mersin şubesinin açılmasını bekliyorlarmış desem abartı sayılmaz.

Karabank A.Ş. Mersin şubesi açıldığı günü takip eden günlerde hızla müşteri potansiyelini arttırmış. Sadece dış işlemler konusunu gündeme getirecek olursam, bankanın dış işlemler servisine ilk birkaç ayda verilen tahsil vesaiki ihracat evraklarının adetsel olarak günlük 10 adet ile başladı ve bir sene geçmeden her gün tahsile verilen evrak sayısı 30 ila 40 adet oldu. Meğerse Mersin’de ne kadar çok ihracat işlemi oluyormuş. Hangi yıl olduğunu da yazmam yerinde olur; 1984 – 1995 yılları arası.

Dış işlemler servisinde çalışan önceleri iki kişi, sonrasında bir kişi daha istihdam edildi. Dış işlemler servisinde ağırlıklı olarak ihracat vesaiki, akreditif olmakla birlikte para transferleri, diğer kambiyo işlemleri de yapılmaktaydı. Çalışan personele gelince; can hıraş çalışıyorlardı vesaiki yurt dışına göndermek için. Mesai denen sınırlama yok, her gün gece saat 21:00 veya 22:30 civarına kadar çalışıyorlar, ihracat vesaikin hazırlayıp, ertesi sabah hemen kuryeye veriyorlardı. Kurye servis elemanları da bu bankanın sistemine alışmış durumda. Hem sabah saati, hem de akşam saatinde geliyor ve yurt dışına gidecek kuryeleri teslim alıyorlardı. Öyle ki bankanın dış işlemler servisinde çalışan personel yurt dışına göndereceği ihracat vesaikinin son kontrolünü dahi yapamadan kargoya vermektedir. Risk yok gibi görünse de, kontrol edilmeden gönderilen vesaike ait illa ki bir riski olabilir.

İşte, günler bu şekilde geçiyordu Karabank Mersin şubesinde. Hem müşteriler memnun, hem de kurye servisleri. Bir banka şubesinden bu kadar çok kuryenin alınması bir kurye şirketi için önemlidir kuşkusuz.

Yoğun tempo ile çalışmalarını sürdüren Karabank Mersin Şubesi’nin dış işlemler yetkilisi Reşat’a müşterilerinden sayısız telefon gelir. Müşteriler ya ihracat mevzuatı, ya da döviz kurları ile ile ilgili sorular sorarlardı. Ancak bu seferki telefon konuşması biraz farklıydı. Reşat’tan bahsediyorum ya. Yabancınız değil. Bildiğiniz Reşat. Yani Ben.

Telefondaki ses bankaya çok sayıda ihracat evrağı veren kişi Güney Bakliyat İhracat A.Ş. şirketi sahibi Ahmet Bey idi.

Telefondaki diyalog şöyle idi;

Ahmet Bey          : Reşat Bey, size iki hafta önce vermiş olduğum  ithalatçımız Molina

Bros Spa, Napoli, Italy’e ait USD.370.000.- lık, Banca Della Svizzerra Italiana BSİ, Napoli / Italy’e gönderilmesi gereken vesaik hala bankaya ulaşmamış.

Reşat                  : Ahmet Bey, şu an bana iletilen olumsuz bir kayıt yok gönderilerle

ilgili. Ancak yine de konuyu araştırıp size dönmem için bana izin veriniz.

Ahmet Bey          : Mersin Limanı’ndan yüklediğimiz mallar Napoli’ye varmış, mallar

liman sahasında bekliyor. Ancak İthalatçımız Molina  Bros Spa firması bankasına gitmiş vesaikin bedelini ödeyip, vesaiki almak istemiş. Ancak ithalatçının bankası Banca Della Svizzerra Italiana BSİ, Napoli / Italy kendilerine Karabank Mersin şubesi tarafından gönderilmiş olan her hangi bir vesaik olmadığı yönünde cevap vermiş.

Reşat                   : İnceleyip size döneceğim Ahmet Bey.

Reşat’ın halini bir görseniz saç telinden ayak ucuna kadar ter bastı adeta. Hemen bankada bulunan kopya kayıtlara baktı. 15 gün önce gönderilen vesaik kayıtlarını ve kurye alındılarını inceledi Reşat. Ancak dili damağı kurudu desem yeridir. Çünkü o tarihlerde  Banca Della Svizzerra Italiana BSİ, Napoli / Italy’e gönderilmiş bir vesaik görünmüyordu kurye alındı makbuzlarında. Ama ihracat vesaikine ait bankanın kopya evrakları dosyada mevcuttu.   Ahmet Bey Reşat’dan cevap bekliyor ama Reşat Ahmet Bey’e ne cevap verecek? Ortada bir terslik olduğu kesin. Vesaikin kopyası var, ancak kurye gönderi makbuzu yok.

Ertesi gün;

Ahmet Bey            : Reşat Bey hala bana dönmediniz?

Reşat                    : Ahmet Bey, bir terslik var, onu anlamaya çalışıyorum.

Ahmet Bey            : Reşat Bey, mallar Napoli Limanı’nda ve Free Time doldu.

Şu anda gümrükler ardiye ve demuraj parası talep etmeye başlayacaklar. Hadi   demuraj ve ardiyeden vazgeçtik, belli bir süre sonra gümrük mallara el koyabilir.

Aslında Ahmet Bey yerden göğe kadar haklıydı. Ben de biliyorum gümrüklerin neler yapabileceğini. Ah keşke iki cümle söyleyebilecek bir geçerli mazeretim olsa yanmayacağım…  Ben her zaman olduğu gibi gün içi pek inceleme yapacak zamanı bulamadığım için mesai sonrası gece bu evrakın akıbetinin ne olduğunu araştırmaya başladım.

Yok, yok, yok… Yer yarıldı sanki vesaik yerin içine girdi. Vesaik kopyaları bende ama vesaikin Banca Della Svizzerra Italiana BSİ, Napoli / Italy’e gittiğine dair bir kanıt yok… Aklıma çok kötü şeyler geliyor. Vesaik kayboldu. Veya bu vesaiki farklı bir vesaik ile birlikte aynı zarfa koyup çok alakasız bir yere göndermiş olabilirim. Olur mu dersiniz? Bu çalışma temposunda neden olmasın ki böylesi bir hata? Somut bir şey bulamadım ancak şirket sahibi bana tam saha pres yapmaya başladı. Vesaikim nerede diye… Keşke bilsem de iki cümle söylesem Ahmet Bey’e.

Çaresiz kaldığımı hissettim.

Ahmet Bey’e fikir üretmeliydim.. Bende hep dahiyane fikirler vardır bilirsiniz. Ahmet Bey’e şu aklı verdim…

Reşat                   : Ahmet Bey, daha fazla zaman kaybetmemek adına, ithalatçınıza

kopya konşimentoyu (N/N Bill of Lading) gönderin. Kendi bankası olan Banca Della Svizzerra Italiana BSİ, Napoli / Italy’den nakliyeci acenteye hitaben konşimento garanti mektubu istesin, bankanın vereceği konşimento garanti mektubu ile ithalatçınız Molina Bros Spa firması nakliyeci acenteye gitsin, konşimento garanti mektubunu versin ve karşılığında ordinosunu alsın. Ordino ile malları çeksin ki gümrükteki demuraj ve ardiye masrafının önünü kesmiş olalım. Bu arada ben vesaiki araştırmak için zaman kazanmış olurum, dedim.

Dedim ya, bende dahiyane parlak fikirler mevcuttur. Bu önerim de onlardan bir tanesi..

Ahmet Bey benim dediğimi yaptı, ithalatçısı ile görüştü ve konşimento garanti mektubu ile ordinosunu nakliyeci firmadan aldı, malları gümrükten çekti. Ahmet Bey bana an ve an durumu aktarıyordu. Ama benim tarafta vesaikin akibeti belirsizliğini koruyordu. Basbayağı vesaik ortada yok…

Ortada bir hata var ama bu hata firmadan değil, bankamız tarafından kaynaklanmış bir hata…

Günler geçer… Sanırım 5 hafta kadar…

Kuryeci yurt dışından bankamıza bir kurye getirdi. O zamanlar ithalat işlemi de pek yoktu ki ithalat evrağı geldi diye düşüneyim. Kurye zarfını açtım.. Sürpriz…. Kuryeyi gönderen banka; National Bank of Egypt, Alexandria Branch Egypt. Bankanın yazdığı yazıyı okumadan, yazının ekindeki evrağa göz attım. Aman Allahım, kayboldu diye düşündüğüm İtalya’ya göndermem gereken evrakı National Bank of Egypt, Alexandria Branch Egypt bana göndermiş. Olayı anlamaya çalışırken evrağı gönderen bankanın mektubunu okudum.

Aynen şöyle diyor;

İthalatçının lokasyonunun İtalya bankasının ise farklı bir banka olması dolayısıyla, bu evrağın tahsili mümkün görünmemektedir. Bu yüzden size evrağı iade ediyoruz.”

Ben olayı anladım; yüzüm kızardı. Ben İtalya’ya göndereceğim evrağı, aynı gün National Bank of Egypt, Alexandria, Egypt’a göndermiş olduğum kurye zarfının içerisine koyup göndermişim. Sehven..

Bankanın yaptığı af edilmez hata. Yani benim hatam. Müşterimizin kaybı var mıydı ? Elbette. Bankamızı dava edebilir miydi ? Ederdi elbette ve de müşteri haklıydı.

Sonuçta müşterimiz ile olan ikili iyi ilişkilerimiz adına müşterimiz konuyu fazla uzatmadı. İlişki yönetimi ön plana çıktı burada.

Hadi ben hatalıyım… Yahu National Bank of Egypt, Alexandria / Egypt sözüm sana. Senin hiç mi kabahatin yoktu. Bir zarf içerisinde iki adet ihracat evrağı var ve bir tanesi National Bank of Egypt, Alexandria / Egypt adına gönderilmiş, bu evrağa sözüm yok. Diğer evrak ise bir İtalyan bankasının adına. Ne diye sana ait olmayan bir evrağı 5 hafta elinde tutarsın değil mi? Hani ne demişler, elindeki karayı başkasının yüzüne sürer. Tam da beni anlattı bu ifade.

İşte hem suçlu, hem de güçlü diye bir söz var ya. Tam da benim için söylenmiş bir söz. Utanmadan Mısır bankasını suçluyorum. Yağız hırsız ev sahibini bastırır. Tam benim için söylenmiş bir söz.

Bankalar hata yapıyor. İşte gördünüz.

 

Reşat BAĞCIOĞLU

 

 

 

 

 

Ticaretle ilgili alım-satım ve danışmanlık taleplerinizi, https://satinalmadergisi.com/ticaritalep/ sayfasından iletebilirsiniz.

Artan Enerji Maliyetleri Tedarik Sanayini Çifte Kıskaca Aldı

Türkiye otomotiv tedarik sanayinin çatı kuruluşu Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), enerji maliyet artışlarının otomotiv tedarik sanayinde yer alan firmalara olan etkilerini ortaya koyan güncel araştırmasını kamuoyuyla paylaştı. Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin üyeleri arasında yaptığı son anket çalışmasına göre enerji darboğazı nedeniyle yurt dışı müşterilerin üretimlerinde düşüş olacağını öngörenlerin oranının %98 gibi çok yüksek bir düzeyde olması dikkatleri çekiyor. Katılımcıların yarısından fazlası, Eylül 2020’ye göre satılan mamul maliyetleri içinde enerji payının %200 arttığını belirtirlerken, katılımcıların %87’sinin yurt içi OEM’lerin, enerji maliyetlerinden dolayı üretim aşamasında oluşan artışın büyük bir kısmını ya da tamamını ödemediğini belirtmesi ayrıca öne çıktı.

Konu hakkında değerlendirmede bulunan TAYSAD Başkanı Albert Saydam, “Tüm dünyada hissedilen bir enerji krizinin içindeyiz. Bu kriz, küresel anlamda tüm otomotiv sanayini derinden etkiliyor. Avrupa’da çok yakın zaman içinde bu krizin üretimi ve birçok sanayi kolunu durdurma noktasına geleceğine yönelik kaygılar var. Avrupa’da yaşanan panik havası şu an bizim ülkemizde yok ama elbette endişe yüksek” açıklamasında bulundu. Artan enerji maliyetlerinin tedarik sanayinin bilançolarına negatif etkisine dikkat çeken Saydam, özellikle Türkiye’deki OEM’ler ile yapılan mevcut sözleşmelerin enflasyonun %15 gibi düşük ve stabil olduğu dönemlerden kalan uygulamalar olduğunun altını çizerek, “Yüksek enflasyonlu bu dönemde artan enerji maliyetlerinin eklenmesiyle Türk otomotiv tedarik sanayi çok ciddi kayıplar yaşıyor. Ana sanayi firmalarıyla yapılan sözleşmelerdeki uygulama ve fiyat güncelleme yöntemleri, güncel maliyet yapımız karşısında yetersiz kalıyor. Yaptığımız üretimde yurt içi OEM’lerin, enerji maliyetlerinde oluşan artışın büyük bir kısmını ya da tamamını ödememesi sektörün şu an en önemli sıkıntılarının başında geliyor. Tedarik sanayinin ayakta kalabilmesi için burada çok hızlı bir düzenleme yapılmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.

Bu İş, Sizlik mi Yoksa Bizlik mi ?

Haberlerde yine bilindik bir başlık; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ağustos ayı işsizlik verilerini açıkladı.

Ve altında bir sürü oranlar, yüzdelikler, tahminler vs. vs. vs.

Sonuç: GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 20,4 OLDU

15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre değişim göstermeyerek yüzde 20,4 oldu.

Sonuç: HER BEŞ GENÇTEN BİRİ İŞSİZ

Gençler; İş, Sizlik Değil, Bizlik Bir Sorun…

Yani 2022 yılında 15-24 yaşında olan arkadaşlar, 1998-2007 doğumlu olan kardeşlerimiz sizler işsiz olarak nitelenseniz de bu iş sizlik bir konu değil. Lütfen rahat olun ve olayı üzerinize alıp gerilmeyin.

Neden mi?

Çünkü konu sizlere bir iş bulamayan bizlerin, biz büyüklerin konusu olmalı. Kamuda ya da özel sektörde yönetici olan, siyaset yapan ya da ticaret yapan, eğitim veren ya da mal üreten herkesin konusu hatta ciddi bir sorunu olmalı.

Bu kadar genci üretime katamamak,

Bu kadar genci ekonomik özgürlüğüne kavuşturamamak,

Bu kadar genci sosyal hayattan kopartmak.

Ne yaptık da ya da ne yapamadık da bu genç, sağlıklı ve enerjik insanları çalıştıramadık. Ekonomimize dahil edemedik. İşsiz bıraktık.

Gençler; bu iş sizlik değil, bu iş bizlik !

Evet sayın emsalim büyükler, hatta saygı değer büyüklerimiz olan büyükler. Bu haber her yıl birçok kez ekranlarda gözüküp dururken biz ne yapıyoruz.

Ve nasıl oluyor da Gelişmiş Devletler işçi açığını kapatamazken, bizim nüfusumuzun 5’te 1’i iş bulamıyor.

Beylik cevaplara bakalım mı biraz:

  • Çalışmak istemiyorlarmış! / Biz neden istetemiyoruz?
  • İş beğenmiyorlarmış! / Biz neden beğendiremiyoruz?
  • Hiç istek yokmuş bunlarda! / Biz neden motive edemiyoruz?
  • Tecrübeleri de yokmuş! / Biz neden yetiştiremiyoruz?

Bakın bu benim favorim işte;

  • Efendim bütün gün ellerinde telefon, sosyal medya maymunu olmuşlarmış! / Hah, işte orada durun bakalım…

Bizler vermedik mi onların eline telefonu, tableti.

  • “Aman dursun yemeğini yesin, dur kafamı dinleyeyim biraz, of uslu dursun, sağı solu kurcalamasın.” Dedik verdik telefonu o minik parmaklarının arasına. Bir de marifet gibi anlattık, ne kadar zeki hemen öğrendi diye.

Sevgili dostlar hiç kızmayalım ama bu çocukları biz ekrana yapıştırdık.

Sayın Büyükler,

Beyler,

Hanımlar,

Abiler,

Ablalar!

İğneyi gençlere batırmadan önce çuvaldızı şöyle kemiğimize kadar kendimize bir batıralım bakalım, acı var mı acı?

Size bir cümle vereceğim şimdi bunu lütfen bir yere yazın, çünkü ben öyle yaptım.

“GENÇLERİNİ İHMAL EDENLER, GELECEKLERİNİ İMHA EDERLER!”

Yusuf Kaplan[1]

Gerisi size kalmış,

Saygılarımla.

Zafer URFALIOĞLU

[1] Sözün sahibi olarak ben bu kaynağı buldum: https://tr.wikipedia.org/wiki/Yusuf_Kaplan

Çimento Sektörü, Küresel Enerji Kriziyle Ar-Ge ve İnovasyonun Gücüyle Mücadele Edecek

TÜRKÇİMENTO tarafından düzenlenen Anadolu Buluşmaları’nın İzmir durağında bir araya gelen çimento üreticileri, küresel enerji krizinin tetikleyici gücüyle artan enerji maliyetlerinin önümüzdeki aylarda çimento üretimini zora sokabileceğine dikkat çekti.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Batıçim Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Üyesi Gülant Candaş, “Çimentoda her zamankinden daha çok Ar-Ge ve inovasyona ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. BATIÇİM olarak döner fırınlarımızda yakılarak bertaraf edilen alternatif yakıtlar sayesinde karbondioksit tasarrufu sağlıyor, üretim sırasında oluşan atık ısıdan enerji üretiyoruz. Daha fazla alternatif yakıt kullanabilmek için yatırımlarımıza devam ediyoruz” dedi.

TÜRKÇİMENTO tarafından gerçekleştirilen Anadolu Buluşmaları’nın 6. durağı olan İzmir’de düzenlenen panelde konuşan Batıçim Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Üyesi Gülant Candaş, küresel enerji kriziyle mücadelede Ar-Ge ve inovasyonu adres gösterdi. Gülant Candaş, konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:

“Ege Bölgesi’nin en köklü kuruluşlarından biri olan Batıçim olarak başta çimento olmak üzre faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlerde Ar-Ge ve inovasyona yönelik önemli adımlar atıyoruz. Çimento üzerinde gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarıyla Türkiye’ye ilkleri kazandırıyoruz. Çimentoda düşük karbon salınımına odaklanarak TS EN 197-5 standardı kapsamında Türkiye’nin ilk akredite sertifikalı CEM II/C çimentosu üretimini gerçekleştirdik ve çok düşük karbon salınımlı bu çimentoyu yapısal beton üretimlerinde kullanılmasını sağladık. Döner fırınlarımızda yakılarak bertaraf edilen alternatif yakıtlar sayesinde karbondioksit tasarrufu sağlıyor ve daha fazla alternatif yakıt kullanabilmek için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ayrıca 2012 yılından bu yana üretim esnasında oluşan atık ısıdan enerji üretilmekte ve üretilen enerji ile elektrik tüketiminin İzmir fabrikamızda %30’u, Söke fabrikamızda %17,5’i geri kazanımla karşılanmakta böylece yaklaşık toplam 300.000 ton karbondioksit emisyonu engellenmektedir.”

“Sürdürülebilirlik ilkesinin izinden gidiyoruz”

Sürdürülebilirlik ilkesinin izinden giderek sektörde öncü adımlar attıklarını kaydeden Gülant Candaş, “Attığımız her yeni adımda, İzmir, Ege Bölgesi ve asıl olarak da Türkiye ekonomisine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Doğal kaynakları bilinçli bir şekilde kullanmaya maksimum düzeyde özen gösteriyor, çevreyle dost üretim modeli ile karbon salınımının azaltılması için önemli adımlar atıyoruz. Oluşan atıkları kaynağında azaltıyor ve mümkün olan her durumda bu atıkları ülke ekonomisine tekrar kazandırıyoruz. Ege Bölgesi’nde üretilen klinkerin üretiminin %45’ine Batıçim imzası atıyoruz. Türkiye ekonomisine sağladığımız katma değer arttıkça, sorumluluklarımızın da arttığının bilincindeyiz. Bu bilinçle hem faaliyet alanlarımızda hem de sosyal sorumluluk projelerimizde, toplumun yaşam kalitesini yükselten, eğitim, kültür, sanat gibi birçok alanda değer yaratan çalışmalar gerçekleştiriyoruz” dedi.

“Bin kişiyi aşan istihdam sağlıyoruz”

Konuşmasında üretim faaliyetlerine de değinen Candaş, “1966 yılında, %100 Türk sermayesi ile kurulan grubumuz, çimento alanında İzmir’de Batıçim ve Aydın’ın Söke ilçesinde Batısöke olmak üzere iki entegre klinker-çimento üretim tesisinde toplam 4 milyon ton/yıl klinker ve 6 milyon ton/yıl çimento kapasitesine ulaştı. Burdur’daki çimento öğütme tesisimizle bölgenin çimento ihtiyacının önemli bir kısmını karşılıyoruz. Hazır beton alanındaki kuruluşumuz Batıbeton da 17 farklı lokasyondaki hazır beton tesisi ile bölgede en yüksek hazır beton kapasitesi ile faaliyetlerini sürdürüyor. Batıliman ile İzmir Aliağa’da 6 milyon ton elleçleme liman, Batıenerji ile hidroelektrik santrallerimizde elektrik enerjisi üretimi ve satışı hizmeti veriyoruz. Çimento üretimi, enerji ve liman işletmeciliği alanlarındaki faaliyetlerimizle hem Türkiye ekonomisine katkıda bulunuyor hem de yarattığımız bin kişiyi aşan istihdam ile iş gücünü destekliyoruz” ifadelerinde bulundu.

“Türkiye’de 1 litre su 1 kilo çimentodan daha pahalı”

Anadolu Buluşmalarında düzenlenen panelde çimento sektörünün zor bir yıl geçirdiğine işaret eden TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “Endüstrimizin en önemli maliyet kalemi olan enerjide, yıllardır görmediğimiz bir kriz döneminden geçiyoruz. Döviz kurlarındaki ve enerji birim maliyetlerindeki bu yükseliş, enerji maliyetlerinin değişken maliyetler içindeki payının hala yaklaşık %85’ler düzeyinde seyretmesine neden olmaktadır. Enerji krizine rağmen, Türkiye piyasasına neredeyse dünyanın en ucuz çimentosunu sunuyoruz. Bugün 1 litre su, binlerce derecede işlenen ve sayısız işlemden geçerek üretilen 1 kilo çimentodan daha pahalıdır. Çimento sektörü önündeki dönemde önemli teknolojik değişikliklere gitmek zorundadır. Yani tüm bu zorluklara rağmen yatırım yapmak zorundayız” dedi.

 

Ticaretle ilgili alım-satım ve danışmanlık taleplerinizi, https://satinalmadergisi.com/ticaritalep/ sayfasından iletebilirsiniz.

Tersine Lojistik

  1. LOJİSTİK KAVRAMI

Lojistiğin en genel tanımı şu şekilde yapılabilir: Lojistik; doğru ürünün, doğru miktarda, doğru şekilde, doğru yerde, doğru zamanda, doğru fiyatla, doğru müşteriye ulaştırılması sürecidir. Lojistik maliyetler ise, işletmelerin lojistik faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla katlandıkları maliyetlerin bütününü ifade etmektedir. Bir başka deyişle işletmelerin lojistik faaliyetler için katlandıkları özverilerin parasal tutarıdır.

  1. TERSİNE LOJİSTİK KAVRAMI

Tersine lojistik, hammaddenin, yarı mamullerin, bitmiş ürünlerin ya da ilgili bilginin; tüketim noktasından başlangıç noktasına, değerin geri kazanılması veya uygun şartlarda bertaraf edilmesi amacıyla verimli ve uygun maliyetle akışının planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesi sürecidir. Tersine lojistik süreç, ürün, hizmet ya da bilginin, kullanıcıdan üretim noktasına toplanması, depolanması ya da planlaması faaliyetlerini içermektedir. Diğer bir ifadeyle, bir ürünün ömrünü tamamlayıp bertaraf edilmesi de bir tersine lojistik faaliyetidir. Bir ürünün kullanıcı tarafından elden çıkarılıp yeniden kullanılması ya da yeniden üretimi için geri dönüşüm kutularına atılması da tersine lojistik faaliyeti olarak değerlendirilir. Aynı zamanda müşterilerin satın alarak ihtiyacını giderdikleri ürünler ile ilgili olumlu veya olumsuz geri dönüşleri de tersine lojistik kavramı içindedir. Tersine lojistik faaliyetlerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi sonucu; kaynak tasarrufu sağlanır, çevre korunur, çöplerin miktarı azalır ve müşteri memnuniyeti artırılabilir.

Üretim sektöründe tersine lojistik, son müşteriden satıcıya veya hizmet sunucuya geri gelen malların hareketi, depolanması ve elleçlenmesi faaliyetlerini kapsar. Genelde ihmal edilen ve dikkate alınmayan tersine lojistik faaliyetleri defolu ürünler,  arızalanan ve eskiyen malzemeler, çeşitli gerekçelerle yapılan iadeler, boş kaplar veya kutular ile tekrar kullanılabilecek paketleme malzemeleri gibi ürünlerin ters yöndeki hareketleri kapsar.

  1. TERSİNE LOJİSTİK FAALİYETLERİ

Tersine lojistik faaliyetleri, değerinin geri kazanılması veya uygun şekilde yok edilebilmesi için ürünün ve bilginin tüketim noktasından orijin noktasına doğru akışının etkinleştirilmesi için yapılan planlama, uygulama ve kontrol faaliyetlerini ifade etmektedir. Tersine lojistik faaliyetleri tamir, ürün yerleştirme, yakma ve gömme (imha etme), yeniden üretim, ürün yamyamlaştırma (ürünün kısmi kullanımı), geri dönüşüm, yeniden kullanım/yeniden satış şeklinde sıralanabilir.

3.1. Tamir

Tamir yapmanın amacı, geri dönmüş ve kullanılmış ürünü yeniden çalışır veya kullanılabilir hale getirmektir. Tamir edilmiş ürünün kalitesi genellikle yeni ürünün kalitesine göre biraz daha düşük olmaktadır. Ürünün tamir işlemi, kırılmış veya bozulmuş olan parçalarının tamir edilmesini veya değiştirilmesini içerir. Tamir genellikle oldukça sınırlı düzeyde parçaların sökülmesini ve yeniden montaj edilmesini gerektirir.

3.2. Ürün Yenileştirme

Ürün yenileştirmenin amacı, kullanılmış ürünü, belirlenmiş kalite düzeyine getirebilmektir. Ürün yenileştirme faaliyeti sonucunda ürünün kalitesi artırılmış ve ömrü uzatılmış olur. Kullanılmış ürün, sökme işlemi ile modüllerine ayrıldıktan sonra kritik modüller kontrol edilir ve gerekiyorsa değiştirilir. Uygun modüller yenilenmiş ürüne monte edilir. Bazen ürün yenileme sürecinde eski modüller, teknik olarak daha iyi olan modül ve parçalarla değiştirilerek, ürün iyileştirilmesi (upgrade) gerçekleştirilir.

3.3. Yeniden Üretim

Tersine lojistikte yeniden üretimin amacı, kullanılmış ürünü yeni ürüne uygulanan kalite standartlarına uygun hale getirmektir. Kullanılmış ürün tamamıyla demonte edilir, tüm modüller ve parçalar kontrolden geçirilir. Aşınmış, eskimiş veya teknolojik olarak modası geçmiş parça ve modüller yenisi ile değiştirilir. Tamir edilebilir parça ve modüller onarılır ve testlerden geçirilir. Uygun parçalar, alt montajlar ve modüller monte edilir. Yeniden üretim esnasında da üründe geliştirme sağlanabilir.

3.4. Yakma ve Gömme (İmha Etme)

Tersine lojistikte yakma, tersine lojistik sürecine girmiş ürün veya atıkların yakılarak yok edilmesidir. Gömme ise tersine lojistik uygulanan ürün veya atıkların toprağa gömülerek yok edilmesi işlemidir.

3.5. Ürün Yamyamlaştırma (Ürünün Kısmi Kullanımı)

Tamir, ürün yenileştirme ve yeniden üretim faaliyetlerinde kullanılmış ürünün büyük bir kısmı yeniden kullanılmaktadır. Yamyamlaştırmada ise ürünün sadece ufak bir kısmı yeniden kullanılır. Amaç, kullanılmış ürün ya da bileşenden, kullanılabilir sınırlı bir dizi parçanın geri alınmasıdır. Bu parçalar başka ürün veya bileşenlerin tamir, yenilenme veya yeniden üretiminde yeniden kullanılır.

3.6. Geri Dönüşüm

Geri dönüşümün amacı, kullanılmış ürün ve bileşenlerin materyallerinin yeniden kullanılabilmesidir. Geri dönüşümde, ürün ve bileşenlerin orijinal özellik ve fonksiyonları kaybolmaktadır.

3.7. Yeniden Kullanım/Yeniden Satış

Atıkların toplama ve temizleme dışında hiçbir işleme tabi tutulmadan aynı şekli ile ekonomik ömrü doluncaya kadar defalarca kullanılmasıdır. Cam şişelerin yıkanarak evlerde kullanılması tekrar kullanıma bir örnektir.

  1. TERS LOJİSTİK FAALİYETLERİNİN UYGULANMA SEBEPLERİ

4.1. Ekonomik Sebepler

İşletmelerin ne kadar ürünün geri döneceğini, ya da ürünlerin hangi şartlar altında kendilerine iade edileceğini tam olarak bilmeleri genellikle mümkün olmaz. Geri dönen ürünler içerisinde kullanılabilecek durumda olan ürünleri yeni ürün üretim sürecinde değerlendirmek, hammadde kullanımını azaltarak doğrudan tasarruf sağlar. Üretim maliyetlerinin azaltılmasına paralel olarak, ürün fiyatlarının da olumlu yönde etkilenmesi mümkün olabilir.

4.2. Yasal Zorunluluklar

Geri dönüşüm faaliyetleri bazı sektörler için kârlılık yaratan bir işlem olmayabilir. Bu durumdaki işletmeler geri dönüşüm faaliyetlerinin maliyetinden kaçınmak isterler. Bu durumda işletmeye geri gelen ürünleri genellikle arazi dolgusu olarak bertaraf etmeyi tercih ederler. Ancak arazi dolgusunun sınırlı olması ve çevre üzerinde meydana getireceği olumsuz etkileri nedeniyle bazı ülkeler bu konuda yasal düzenlemeler yapmıştır. Yasal düzenlemelerin olması durumunda işletmeler zorunlu olarak tersine lojistik faaliyetlerini uygulamak zorunda kalırlar.

4.3. Sosyal Sorumluluk

Günümüzde “yeşil imaj” önemli bir pazarlama unsuru haline gelmektedir. Bu gelişme, bazı işletmelerin geri dönüşüm ve ürünlerinin geri kazanılma seçeneklerini keşfetmesine yol açmıştır. Bu da çevresel açıdan motive edici bir unsur haline gelmiştir. İşletmeler pazarlarda bu imaja sahip olmak için bir sorumluluk olarak tersine lojistik faaliyetlerine yönelebilmektedirler.

  1. TERSİNE LOJİSTİK PRENSİPLERİ

Ürün, bileşen, ekipman ve materyaller, aşağıda belirtilen sebeplerle tedarik zinciri sürecinde tersine lojistiğe konu olabilir.

  1. Üretim Dönüşleri: Yeterli olmayan kalite, üretim sonucu artan ürünler gibi sebeplerle geri dönüşler olabilir.
  2. Ürün Geri Çağırma: Bazen hatalı ürünler ancak, ürün tedarik zincirine girdikten sonra fark edilebilir ve zincirden geri çağırılır.
  3. Ticari Dönüşler: Bazı ticari anlaşmalara dayalı geri gönderimler veya zamanlama ve ürün kalitesi açısından talep ve tedariğin eşleşmemesi durumunda oluşan dönüşler.
  4. Garanti ve Servis Dönüşleri: Garanti kapsamında ürünler tamir veya eşdeğeri ile değiştirilmek üzere geri dönebilir.
  5. Kullanım Sonu ve Ömür Sonu Dönüşleri: Ürünün kullanım veya ömrü sonunda yeniden üretim, geri dönüşüm veya uygun şekilde yok etme amacı ile oluşan dönüşlerdir.
  6. TERS LOJİSTİK SÜRECİ

Tersine lojistik süreci toplama, muayene ve ayıklama, ürün geri kazanımı, yeniden dağıtım ve imha aşamalarından oluşan bir süreçtir.

6.1. Toplama

Tersine lojistikte toplama süreci, ürünlerin müşteriden alınıp yeniden değerlendirileceği noktaya ulaştırılması anlamına gelmektedir.

6.2. Muayene ve Ayıklama

Geri dönüşüm amacı ile toplanan malzemelerin bu amaca hizmet edebilmeleri için, seçilen değerlendirme yönteminin gerektirdiği şekil ve titizlikte ayrılmaları şarttır. Ayrıca, toplanan malzemenin içine karışmış durumda olan istenmeyen maddeler de bu aşamada elimine edilmektedir. Geri dönen ürünlerin toplama noktasında lokal eleme yapılmaktadır. İlk olarak tedarik zincirine girmemesi gerekli olan ürünler ayıklanmaktadır. Bu işlem ilk önce yapılmazsa, değer sağlanamayacak ürünler, gereksiz sevk, idare ve yükleme-boşaltma giderlerine neden olmaktadır. İmalatçının ürünle alakalı bilgileri detaylı tanımlamasına göre ürünler toplama noktasında elenmektedir.

6.3. Ürün Geri Kazanımı

Ürün geri kazanımı daha önce kullanılmış bir ürünü yeniden kullanılabilir biçime getirme aşamasıdır. Bu aşama tamir, temizlik gibi işlemlerle gerçekleştirilmektedir.

6.4. Yeniden Dağıtım

Yeniden dağıtım aşaması; satış, nakliye, depolama ve kiralama işlemlerinden meydana gelen aşamadır. Piyasadan toplanabilecek atık miktarları yeniden dağıtım stratejilerinin meydana getirilmesinde dikkat edilmesi gereken önemli bir öğedir.

6.5. İmha

Teknik ve ekonomik sebeplerle tekrar kullanılamayacak durumda olan ürünler imha edilir. Önemli ölçüde tamir gerektiren, ayırma safhasında reddedilen ve pazar ihtiyaçlarını karşılayamayan ürünlere imha işlemi uygulanır.

  1. TERSİNE LOJİSTİK MALİYETLERİ

Tersine lojistik maliyetleri tersine lojistik faaliyetleri nedeniyle katlanılan maliyetleri ifade etmektedir. Tersine lojistik maliyetlerinin tersine lojistik tanımından hareketle açıklanması olanaklıdır. Bu anlamda tersine lojistik maliyetleri; ürünlerin (hammadde, yarı mamul veya mamul mallar) ilk çıktığı nokta ile son kullanım veya tüketim noktası arasında herhangi bir yerde, herhangi bir nedenle geri dönmesi durumunda ürünlerin, servis hizmetlerinin ve bilgi akışı faaliyetlerine ilişkin maliyetlerin etkin ve verimli bir şekilde geriye doğru olmak üzere planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesi sırasında ortaya çıkan taşıma, ayrıştırma, yenileme, tamir etme, depolama veya elden çıkarma faaliyetleri sonucu katlanılan fedakârlıkların parasal tutarların karşılığı olarak tanımlanabilir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi tersine lojistik faaliyetler işletmelere az veya çok ek bir maliyet getirmektedir. Ancak bu durum, tersine lojistik faaliyetlerinin sadece bir yönünü ortaya koymaktadır. Tersine lojistik faaliyetler, bu faaliyetlere katlanma nedeniyle işletmeye ek bir yük getirmekle birlikte, kaynak (maliyet) tasarrufu, müşteri memnuniyeti ve ekonomik katma değer sağlamaktadır. İşletmeler tersine lojistik yaparak rekabet avantajı elde etmekte, sürdürülebilir büyüme sağlayabilmektedirler.

Tersine lojistikteki en önemli maliyetlerden biri nakliye maliyetleridir. Nakliye miktarının az olması, paketlemenin düzgün olmaması nakliye maliyetlerinin artmasına sebep olur. Stok bulundurma maliyeti ise değişkendir, daha düşük miktarlarda olduğundan stok maliyetinin daha düşük olması beklenebilir. Ancak, paketlemenin düzgün olmaması, bozulmalar ve mevsimsel dalgalanmaların olması ürünün ikinci el pazarlarındaki değerini düşürebilir.

Vefa TOROSLU

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

Bağımsız Denetçi

vefa.toroslu@gmail.com

Kaynakça

Ayşen COŞKUN, Üreticilerin Tersine Lojistik Faaliyetlerini Etkileyen Faktörler: Beyaz Eşya Sektöründe Bir Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Nevşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Nevşehir, 2011

Deniz YILDIZ, “Türkiye’de Tersine Lojistiğin Rolü”, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 1, 2021

Dilşad GÜZEL-Sena ASAR, “Tersine Lojistik Faaliyetleri: Erzincan ve Erzurum İllerinde Bir Uygulama”, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1, 2017

Elif GİLANLI-Nevin ALTUĞ-Adil OĞUZHAN, “İşletmelerde İleri ve Ters Lojistik Karşılaştırması”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 1, Haziran 2012

Erol BULUT-Ali DERAN, “Ters Lojistik ve Şirketlerin Maliyet Yönetimi Üzerine Etkileri”, Ekonomik Yaklaşım, Cilt: 19, Özel Sayı, 2008

Gülsün KARAÇAY, “Tersine Lojistik: Kavram ve İşleyiş”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 14, Sayı: 1, 2005

Gülsün NAKIBOĞLU, “Tersine Lojistik: Önemi Ve Dünyadaki Uygulamaları”, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 2, 2007

Kader TÜRKOĞLU, “Lojistik ve Ters Lojistik Maliyetleri”, Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 82, 2022

  1. Hakan KESKİN, Lojistik Tedarik Zinciri Yönetimi, 6. Baskı, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara, 2014

Özlem FEDAİ DENİŞ, Tersine Lojistik ve Denizli İlinde Ömrünü Tamamlamış Lastik Geri Kazanımı İçin Tersine Lojistik Ağ Modelinin Tamsayılı Programlamayla Tasarımı, Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli, 2012

Semih Hüseyin TOKAY-Ergün KAYA (editörler), Lojistik Maliyetleri ve Raporlama-II, Anadolu Üniversitesi AÖF Yayını, Eskişehir, 2013

Ümran ŞENGÜL, “Atıkların Geri Dönüşümü ve Tersine Lojistik”, Paradoks Ekonomi, Sosyoloji ve Politika Dergisi, Cilt: 6, Sayı: 1, Ocak 2010

İnşaatta Dalgalanma Yüksek, Yön Belirsiz

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ve bununla bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2022 Ağustos Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, faaliyette ağustosta yukarı yönlü bir hareket olmasına rağmen yılın başından bu yana inşaatın hâlen yönünü tayin edemediği görülmektedir. 2 ay üst üste faaliyette yükselişin görülmemesi sektörün ne yönde hareket edeceğinin belli olmadığının net bir göstergesidir.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.

THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2022 Ağustos Ayı Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, Faaliyette ağustosta yukarı yönlü bir hareket olmasına rağmen yılın başından bu yana inşaatın hâlen yönünü tayin edemediği görülmektedir. Ağustos ayında Beklenti ve Güven Endeksleri eşik değerin altında kalmıştır. Güven temmuz ayına paralel hareket ederken Beklenti Endeksi yılın en düşük seviyesine gerilemiştir. Birleşik Beton Endeksi, 2 endeksteki azalmaya rağmen faaliyetteki yükseliş nedeniyle yukarı yönlü hareket etmiş ancak eşik değerin altında kalmaya devam etmiştir.

Her 4 endeks de geçen yılın aynı dönemine kıyasla gerilemiş görünmektedir. Özellikle beklentideki gerileme daha yüksek durumdadır.

Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Beklenti ve güvenin geçen yıla kıyasla düşük kalması, hem mevcut durumda hem de önümüzdeki dönemde inşaat sektöründe beklenen canlanmadan hâlen uzak olduğumuz anlamına gelmektedir.” dedi.

Faaliyet Endeksi’nin yükselmesine rağmen geçen yıla kıyasla gerilemiş olmasını da değerlendiren Yavuz Işık, “Bu durum hükûmetin inşaata yönelik almış olduğu tedbirlere rağmen sektörün daralmaya devam ettiğini bize göstermektedir. Yılın geride bıraktığımız ikinci çeyreğinde %7,6 büyüyen Türkiye ekonomisinde en çok küçülen sektör %10,9 ile inşaattır. Tarım sektörü ile birlikte negatif büyüyen 2 sektörden biri olan inşaat sektöründeki geriye gidiş devam etmektedir.” diye konuştu.

İhale Günü Yasaklama Kararı Alınan İstekli ile İlgili Danıştay Görüşü

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından yapılan 2021/532873 ihale kayıt numaralı “İş Makinesi Kiralama Hizmet Alımı İşi” ihalesine ilişkin olarak Celal Kubat Taşımacılık Turizm İnşaat Gıda Tarım Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kamu İhale Kurulunca alınan 29.12.2021 tarihli ve 2021/UH.I-2374 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine” karar verilmiştir.

Davacı Celal Kubat Taşımacılık Turizm İnşaat Gıda Tarım Sanayi ve Ticaret Limited tarafından anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Ankara 8. İdare Mahkemesinin 06.04.2022 tarihli ve E:2022/558, K:2022/798 sayılı kararıyla dava konusu işlem iptal edilmiş olup söz konusu Mahkeme kararı doğrultusunda Kurul tarafından alınan 18.05.2022 tarihli ve 2022/MK-173 sayılı kararında “1- Kamu İhale Kurulunun 29.12.2021 tarihli ve 2021/UH.I-2374 sayılı kararının iptaline,

2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine,” karar verilmiştir.

Yapılan temyiz başvurusu sonucunda konunun Danıştay Onüçüncü Dairesi tarafından incelendiği ve 28.06.2022 tarihli ve E:2022/2574, K:2022/2881 sayılı kararında “…1-Temyize konu Mahkeme kararının, dava konusu Kurul kararının davacının geçici teminatının gelir kaydedilmesine ilişkin kısmının iptali yönünden;

Dosyanın incelenmesinden, davacının Alanya Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nce gerçekleştirilen 2020/574008 ihale kayıt numaralı “Belediye Şantiyelerinde Kullüz Beko-Loader, Paletli Ekskavatör ve Silindir Kiralanması” ihalesi nedeniyle ihalelere katılmaktan yasaklandığı, bu kararın 08/10/2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlandığı ve davacı şirketin 08/10/2021 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklı hâle geldiği, bu yasaklama kararının bir Mahkeme kararıyla iptal edilmediği, kamu ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı bulunduğu hâlde 08/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen dava konusu ihaleye davacı şirketçe iştirak edildiği anlaşılmaktadır.

Davacı şirket hakkındaki ihalelerden yasaklama kararının 08/10/2021 tarih ve 31622 sayılı Resmî Gazete’de yayımlandığı, dava konusu değerlendirme dışı bırakılma ile geçici teminatın irat kaydedilmesi kararına konu 2021/532873 ihale kayıt numaralı ihalenin ise yasaklama kararının Resmî Gazete’de yayımlandığı gün olan 08/10/2021 tarihinde saat 10:30’da gerçekleştirildiğinin 22/10/2021 tarihli İhale Komisyonu kararı ile sabit olduğu,

davacının elektronik teklifini davaya konu ihale günü olan 08/10/2021 tarihinde saat 09.17’de EKAP üzerinden sunduğu, idarece hakkında yasaklılık bilgisinin tekliften sonra saat 11.20’de EKAP’a işlendiği hususu dikkate alındığında,

davacının ilk yasaklama kararından haberdar olmaksızın uyuşmazlık konusu ihaleye katıldığının kabulü gerektiği, davacının ihaleye teklif vermeden önce yasaklı olduğunu bilemeyeceği anlaşıldığından, geçici teminatının gelir kaydedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, dava konusu Kamu İhale Kurul kararının, ihaleyi yapan idarece davacının geçici teminatının gelir kaydedilmesine ilişkin kısmına yönelik yapılan itirazen şikâyet başvurusu ile ilgili “geçici teminatın yalnızca %3’lük kısmının gelir kaydedilmesi, kalan kısmının başvuru sahibine iade edilmesi gerektiği” yönündeki kısmında hukuka uygunluk, bu kısım açısından dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Mahkeme kararında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Mehmet ATASEVER

Kamu İhale Kurulu Eski Üyesi/ Akademisyen

Depo Raf Sistemi İhtiyaçlarınız için E-Mağazadan Teklif Alın

Depo raf sistemi yaptırırken raf sistemi resmi projelerinizin ruhsat alımı, temel kazısından, temel betonu işleri, raf sisteminin imalatı, sifonik yağmur drenaj sistemi, endüstriyel kapılar, sandviç panel kaplaması kısaca belediye ruhsat alımından iskan alımına kadar olan inşaat uygulamalı süreci TEK YÜKLENİCİYE yaptırmak isterseniz 25 yıllık saha tecrübemizle ve profesyonel ekibimizle BİZ TALİBİZ.

 

BATNA Nedir ? Nasıl Kullanılır ?

Müzakere yapılan anlaşma için en iyi diğer alternatif (Best Alternative To a Negotiated Agreement) olarak adlandırılan BATNA, 1981 senesinde müzakere literatürüne girmiş bir kavramdır. BATNA, müzakereci tarafların anlaşmaya varamadığı durumlarda, başvuracakları bir B planına sahip olmalarını sağlar. Sahip olunan bu B planı; anlaşma yapılacak farklı bir kurumun yanı sıra, mahkeme yoluna gitme, arabulucu kullanma hatta koalisyon kurarak müzakere yapılan karşı tarafı güçsüzleştirmeye kadar herhangi bir diğer alternatif olabilir. Bu alternatiflerin iyi bir BATNA olabilmesi için her türlü alternatif değil masadaki anlaşmanın ne olduğuna bağlı olarak, objektif olarak değerlendirilmiş en iyi herhangi bir alternatif olması gerekir.

BATNA’nın müzakere masasındaki gücü üzerine 1996 senesinde Temple Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, müzakere sürecinde güçlü BATNA’ya sahip olan tarafın, müzakere masasından daha kazançlı çıktığını göstermektedir. Müzakere masasında BATNA’sı zayıf olanın, karşı taraftan BATNA’sını saklaması bu sebeple doğru bir yaklaşım olacaktır.  Ayrıca Dr. Schaerer önderliğindeki bir araştırma grubunun yaptığı çalışmanın sonuçları, BATNA’nın var olmamasının zayıf olmasından daha iyi olduğunu belirtmektedir. Alternatifsizliğin neden zayıfta olsa bir alternatiften daha iyi olduğu konusunda ise araştırmacılar, taraflardan birisi zayıf BATNA’ya sahip olduğunda, müzakere yapılan karşı tarafın masaya getirilen anlaşmaya karşı algıladığı değeri düşürdüğünü yani değersizlik konusunda çapa değeri oluşturduğu için BATNA’sı zayıf olan tarafı masada güçsüz gösterdiğini belirtmiştir. Bu bulgular, tarafların müzakeredeki gücünü, müzakere masasına getirdikleri değerin yanında müzakere yapılan anlaşmaya alternatif olacak durum yani ellerinde bulunan BATNA’nın belirlediğini göstermektedir.

Güçlü BATNA’ya sahip olan taraf, müzakerelerde daha avantajlı pozisyonda olsa da BATNA’nın kesin olarak var olması gerekmez. Hayalet BATNA (Phantom BATNA) olarak adlandırılan bu durum, ünlü müzakere uzmanı Robin L. Pinkley ve meslektaşları tarafından müzakere literatürüne kazandırılmış bir kavramdır ve belirsiz yani gerçekleme ihtimali %100 olmayan alternatifleri belirtir. Pinkley’nin literatüre kazandırdığı bu kavram test edilirken BATNA’lı ve BATNA’sız iki durumun yanında deneklere gerçekleşme ihtimali kesin olmayan diğer bir alternatif yani hayalet BATNA (Phantom BATNA) bilgisi verilmiş ve bir iş görüşmesine katılan bu deneklerin, hayalet BATNA’ya (Phantom BATNA) sahip olduklarında anlaştıkları başlangıç maaşlarının nasıl değiştiği araştırılmıştır. Deneyin sonuçları, hayalet BATNA’nın (Phantom BATNA) adayların sahip oldukları güç algılarını etkilediğini ve müzakere yaptıkları iş verenle daha yüksek başlangıç maaşı için anlaştıklarını göstermiştir.

BATNA’ya başvurulurken masaya getirilen değer iyi analiz edilmeli ve objektif davranılmalıdır çünkü taraflar müzakere masasına oturduklarında, ellerindeki argümanların karşı tarafınkinden daha güçlü olduğuna inanmakta ve aşırı güven duygusu olarak adlandırılan durumu yaşamaktadır. Bu konu üzerine Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, tarafların mevcuttaki bir anlaşmazlığın kendi lehlerine çözüleceğine daha fazla inandıklarını göstermektedir. Bu önyargı sebebiyle BATNA’ya başvurulursa, üzerinde anlaşmaya varılabilecek bir konudan vazgeçilmiş olunur. Ayrıca BATNA’ya başvurmak sektörlerin ve firmaların birbirleriyle sıkı sıkıya bağlı ve uzun dönemli ilişkilerin önemli olduğu günümüz pazarlarında, ilişkilere zarar verebilir. Bu bakımdan kısa ve uzun dönemli kayıpların iki taraf içinde iyi analiz edilmesi önem taşımaktadır.

BATNA müzakere yapan taraflardan birinin karşı taraf ile anlaşıp anlaşmama konusunda kayıtsız kaldığı ‘’Reservasyon’’ noktasının yani en kötü senaryonun bir sonraki basamağıdır. Bunun bir sonucu olarak, müzakere masasında alternatifin direk ileri sürülmesi muhtemel anlaşmazlıklara yol açacağı için, taraflar son ana kadar BATNA’sını saklama eğilimdedir. Bu eğilim müzakere yapılan anlaşmanın yanında müzakere yapılan kişiye göre de farklılık göstermelidir çünkü sektörel bilgisi yüksek olan ve otorite olarak kabul edilen müzakere profesyonelleri, çapa değeri oluşturmak için ilk teklifi yapma ve karşı tarafın BATNA’sı hakkında bilgi talep etme konusunda daha fazla özgüvene sahiptir. Dolayısıyla müzakerenin nasıl sonuçlanacağının en başından tahmin edilebildiği, müzakere yapılan taraflardan birisinin otorite gücünü kullanabileceği ve ilişkilere zarar verebilecek olumsuz durumların ortaya çıkmasının muhtemel olduğu durumlarda, BATNA’nın müzakerenin en başında masada olması yanlış olmayacaktır.

BATNA, müzakereci tarafların masadan kalma zamanını ve masadan kalkınca nereye gitmesi gerektiğini bilmesi açısından bir yol haritası sağladığı için iyi bir müzakere sürecinin olmazsa olmaz parçasıdır ve müzakere masasından elde edilecek kazanımları etkilemektedir. Bu sebeple taraflar mevcut BATNA’sını iyi değerlendirmeli, doğru zamanda kullanmalı ve sebep olacağı sonuçları iyi analiz etmelidir.

Oğuzhan ÖZYİĞİT