Dörtnala İthalat

NE KADAR SÜPER FİKİR

Kısa bir süre önce Cumhurbaşkanımız bir konuşmasında;

“Ekilmedik bir karış toprak kalmayacak, üretim yapacağız, üretimi arttıracağız, bu konuda yapılması gerekenleri destekleyeceğiz” demişti.

Bu söze şapka çıkartılır, gerçekten isabetli tespitler. Biz ülke olarak üretirsek, ürettiğimizi yurt dışına satarsak, ithalatı azaltabilir veya önüne geçebiliriz.

Ülkemizde ekilmedik bir karış toprak kalmasın ancak Trakya’dan Akdeniz’e, Ege’den Doğu Anadolu’ya karadan seyahat edin. Ne kadar atıl kalmış, karış karış ekilmemiş toprak olduğunu göreceksiniz.

Turistik amaçlı bir süre önce gittiğim İtalya’nın,  farkında olmadan ekili topraklarını incelediğimi fark ettim. Po Ovası’ndan, güney İtalya’ya kadar karayolunun her iki tarafı ve göz alabildiği mesafelere kadar çeşitli tarımsal ürünler ekili. İmrenerek, biraz da kıskanarak baktım. Bir karış toprak dahi değerlendirilmiş. Bizim ülkemiz böyle olur mu diye düşündüm? İtalya gibi olamadık. İtalya sadece minik bir örnek. Daha çarpıcı bir örnek ise bakliyatta dünyanın sayılı ihracatçı ve üretici ülkesi Kanada.  İşte ekilmedik bir karış toprak kalmasın düşüncesi bir yana, ürünler çiftçinin elinde kalıyor, maliyetine dahi satılamıyorsa ithalatın kapıları aralanıyor demektir.

İTHALAT

Yurt dışından satın aldığımız ürünler. Aşağıdaki iki grafik T.C. Ticaret Bakanlığı sitesinden alınmış bilgilerdir. 2019 ve 2020 yıllarını kapsayan grafikler. Daha önceki yıllara baktığımızda dış ticaret dengemiz farklı değildi. İthalatımız ihracatımızdan daha fazla.

Kaynak; https://ticaret.gov.tr/data/5d63d89d13b8762f7c43a738/1-Yillara%20Gore%20Dis%20Ticaret.pdf

NEDEN İTHALAT YAPIYORUZ?

Neden ithalat yapıyoruz sorusuna yanıt birden fazladır;

  • DİİB – Dahilde İşleme İzin Belgesi kapsamında yapılan ithalat (karşılığında daha fazla ihracat yapılmaktadır). İhraç ürünlerimizin hammaddesi yurt dışından ithal edilen hammadde ile sağlanmaktadır. Sanayii ürünlerimizin ihracatında DİİB kapsamında hammaddelerin yurt dışından ithal edildiği ve ülkemizde işlenerek tekrar yurt dışına satıldığı bilinen bir gerçek. Pek çok sanayii ürününü ülke olarak Türk Malı / Türk Ürünü diye ihraç ediyor olsak da, DİİB belgesi kapsamında hammaddenin yurt dışından getirildiği unutulmamalıdır. Otomotiv ve otobüs endüstrisine göz atın; Bir Türk Malı otomobil veya otobüsün ne kadarlık bir yüzdesi yurt dışından geliyor dersiniz? Biz Türkiye olarak imal ettiğimiz bir otobüsün hangi parçasını Türkiye’de üretiyoruz dersiniz? En basit örnekle; otobüsün boyasını, koltuk döşemelerini, kauçuklarını dahi yurt dışından ithal ediyoruz. Zaten motor, teknik aksam ve elektronik donanımların ülkemizde üretilmediğini söylememe gerek yok değil mi?
  • Ülkemizde ihtiyacı karşılayamayacak derecede az ürün olması halinde, ülke halkının ihtiyacını karşılamak amacıyla ithalat yapılır. Çok güncel bir örnek; yıllarca soğan ve patates ihraç eden bir ülke olmamıza rağmen, 2018-19 yıllarında gümrük vergileri belirli periyodlar için sıfırlanarak soğan ve patates ithalatı yapıldı. Buradaki amaç; az olan ürünün ülke ihtiyaçlarına yetmesi ve ürünün az olması ile fiyatı bir mevsimde % 200-400 arasında artan patates ve soğanın fiyatını kırmak için.
  • Politik kararlar. İddialı bir cümle olsa da, ithalatımızın bazı kalemlerinde politik kararların var olduğu bir gerçektir. Yakın tarihteki en bariz örneği; şeker pancarı üretiminin daraltılması ve sonraki yıllarda yurt dışından nişasta bazlı glikoz ithalatındaki kotanın arttırılması. Tütün ürünü de benzer bir süreç içinde.
  • Yurt içinde üretimin az olması, maliyet ve fiyatların yüksek olması, bununla birlikte devlet teşviklerinin yetersiz olması dolayısıyla, ülke ihtiyacının karşılanması ve ülke fiyatlarının daha da yukarı tırmanmasının önüne geçmek amacıyla yurt dışından yapılan ithalat; En çarpıcı örnek büyük baş hayvan veya karkas et ithalatı.
  • Mevsimsel olumsuzluklar yaşanması durumunda, ürünün ülke ihtiyaçlarına yeterli olmaması halinde gümrük vergileri sıfırlanarak ithalata izin verilmesi,
  • 1980 – 2000’lı yıllarda Türkiye olarak bakliyat ihracatçısı konumunda iken, 2000’li yıllardan itibaren bu ihracat kalemimiz yerini ithalata bırakmıştır. İhraç ettiğimiz bakliyatları ithal etmeye başladık. İhracat yaptığımız yıllarda Türkiye olarak en fazla mal sattığımız ülke Kanada iken, 2000’li yılların başından itibaren Kanada, Türkiye’ye bakliyat satmaya (ihraç etmeye) başlamıştır. Buradaki en büyük neden Kanada’nın müthiş devlet destekleri, hibeleri, bilinçli tarım politikaları, AR-GE çalışmalarına ciddi anlamda destek vermeleri, ürettikleri bakliyatları ise rekabet edebilir bir fiyatla ülkemize ve tüm dünya ülkelerine satmalarıdır. Türkiye olarak ihracatçı konumdan ithalatçı konuma düşmemizin en bariz nedenleri; AR-GE çalışması yapılmayışı, önüne geçilemeyen enflasyonun üretici fiyatlarındaki olumsuz etkisi. (Bu konuda Satınalma Dergisi’nde her ay yayımlanan Dış Ticaretteki Riskler isimli köşe yazılarımda Ağustos ve Eylül aylarında ülkemizde bilhassa kırmızı mercimeğin ihracatının nasıl intihar ettiğini ve ithalata muhtaç kaldığımızı okuyacaksınız)
  • Ülkemizde yetiştirilmesine rağmen fiyatların kırılması açısından yapılan ithalatlar; Örnek; Çay, muz, bazı tropikal meyveler, kuru fasulye. Bazı narenciye ürünlerini daha ucuza Mısır’dan ithal edip, farklı bir ülkeye ihraç ettiğimiz de olmuştur. Örnek; limon…
  • Petrol ve doğal gaz ithalatımız. Olsa dükkân senin olsun diyeceğim ama gerçekten ülkemizde petrol yok. Komşu ülkelerde, ülkemiz sınırlarına yakın yerlerde petrol rezervleri bulunmasına karşın, ülkemiz maalesef petrol kaynaklarından yoksun. Acaba biraz daha AR-GE çalışmalarına ağırlık verilmesi ülkemizin kaderini değiştirebilir mi?

İTHALATI AZALTMAK İÇİN

Mutlaka AR-GE çalışmalarına destekler verilmeli, hibelerde devlet cömert davranmalı. Üreticilere verilen desteklerin yeterli olmadığı gerçeği daima göz önünde bulundurulmalı ve bu konuda üreticilere daha kapsamlı destekler verilerek üretim maliyetleri aşağı çekilmeli, ürettikleri ürünlerin üreticinin elinde kalmaması açısından kamu tarafından ürünlerin alınması, çiftçinin ve üreticinin ürününü nasıl satacak endişesinden kurtulması sağlanmalıdır. Devletimizin verdiği destekler ve sübvansiyonlar makul bir düzeye getirilmesi gerekir.

GÜMRÜK VERGİLERİNİ YÜKSELTMEK İTHALATI AZALTIR MI?

Lüks tüketim mallarının ithalatı ile birlikte farklı kalemlerdeki ithalatlarda gümrük vergilerini yükseltmek ithalat rakamlarını azaltmayacaktır. Gümrük vergilerinin yükseltilmesi ile ülkemizin hazinesine daha fazla gelir girecek anlamı da çıkartılmamalıdır. Yüksek gümrük vergileri suistimalleri körükleyecektir. Bir ürünün gümrük vergisi ne kadar yüksek ise, yasal olmayan yolların deneneceği açıktır. Geçmiş zamana bakıldığında yüksek gümrük vergisine tabii mallar; otomobil, muz, alkollü içecek, çay, tütün ve tütün mamullerinin ithalatında gümrük vergisi,  toplu konut fonu kesintisi, DFİF (Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu) fonu gibi katmerli vergilerin var olması, muz, çay, sigara, puro, içki, otomobil vs gibi ürünlerin ithalatının azalmasına neden olmamıştır. İthalat yine tam gaz devam etmektedir. Yüksek vergiler farklı sorunları beraberinde getirecektir.

Hiç düşündünüz mü, yurt dışından getirilen gümrük vergisi oldukça yüksek olan ithal çaylara neden “ithal çay” değil de “kaçak çay” deniliyor? Size sadece bir örnek… Güneydoğu illerimizde ithal ürünlerinin satıldığı yerler var. Adı; “kaçakçı pazarı” Sizce neden kaçakçı pazarı deniliyor?

Gümrük vergilerini yükseltmek ithalatı azaltmıyor. Yine ithalat dörtnala yoluna devam ediyor.

REŞAT BAĞCIOĞLU

Böl ve Yönet – Pazarlık Taktikleri

Böl Ve Yönet Müzakere Pazarlık Taktikleri

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ EĞİTİM YAZI DİZİSİ

– > PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

“If you are not at the table, you are on the menu”.

Böl Ve Yönet Müzakere Pazarlık Taktikleri“Böl ve Yönet” – Pazarlık Taktikleri
Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı
www.muraterdal.com

Böl ve yönet anlayışı, tarih boyunca uluslararası ilişkiler ve siyasette daima gözlemlenen bir strateji ve onun uygulamasının adı olmuştur. Böl ve yönet taktik bir hamleden daha fazlasını ifade etmekte ve “strateji” kapsamında değerlendirilmektedir. Temel amacı, birlik halinde güçlü bir yapıyı bölerek zayıflatmak ve sonrasındaki hamleler için uygun altyapıyı oluşturmaktır. Karşınızda güçlü bir yapı varsa ve kararlı bir irade taşıyorsa işiniz kolay değildir. Fakat birlik, bir kere kendi içerisinde ayrışmaya başladığında odağını ve enerjisini kaybetmektedir. Temel motivasyonunu ve kaynaklarını içerideki diğer taraflarla (rakipler) ilgilenmeye harcar. Bütünün parçaları, dışarısı ile değil tam tersine içerideki farklı gruplarla mücadeleye başlar. İçerideki mücadele için dışarıdan destek talep etmeye başlar. Böylelikle dağınık yapı, dışarıdan gelen yönlendirme ve tehditlere daha fazla açık hale gelir. İçerideki kümelerden bir ya da daha fazlası, böl ve yönet stratejisinin kurgulayan gücün temsilcisi ve onun çıkarlarına hizmet eden bir sese dönüşür.

Makaleye tam erişim için profesyonel üyelik gereklidir. “Abonelik” sekmesinden işlemlerinizi tamamlayarak okumaya devam edebilirsiniz. Üye iseniz giriş yapınız.
Hesap Oluştur
Yöneticiler Için Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Eğitimi
Yöneticiler için Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi. İleri Seviye Eğitim Teklif Almak için: egitim@satinalmadergisi.com

Her gün mesleki gelişiminize 15 dakika zaman ayırın.

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ – EĞİTİM YAZI DİZİSİ

PAZARLIK TAKTİKLERİ

TESTLER

 ANKET

Kitap Önerileri :

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com 

İşletmelerde Özümseme Kapasitesi

Özümseme kapasitesi kavramı ekonomi araştırmacıları tarafından keşfedilen ve öncelikle ülkelerin ekonomik performansıyla ilgili olarak değerlendirilen bilgiyi bulma, alma ve uyarlamayı içeren makro bir yetenek olarak ifade edilmiştir (1). İşletmeler düzeyinde mikro kapsamda değerlendirilmesi ise işletmeye dışarıdan gelen bilginin fark edilmesi, benimsenmesi ve ticarileştirilmesine yönelik örgütsel bir kapasitenin ortaya konulması ile vurgulanmıştır (2).

Özümseme kapasitesi işletmeler açısından bilgi yoğun bir çağda olan/olası bilgileri hazmetme, yenilikçi olma ve esnek bir örgüt yapısı ile hareket etme noktasında önemlidir. Günümüz işletmeleri için bilgiye erişmekten çok bilgiyi içselleştirerek işletme lehine kullanmak daha önemli bir konu haline gelmiştir. İşletme lehine kullanılan bilgi özümsendiği için diğer işletmelere yönelik bir rekabet avantajı yaratacaktır. Yaratılacak olan bu rekabet avantajı tamamen bilgiyi özümseme kapasitesi ile ilgili olacaktır. İşletmelerde özümseme kapasitesinin tamamlayıcısı olarak üç faktör önemli olmaktadır. Bu faktörler aşağıda ifade edilmiştir (3);

Faktör 1: Tetikleyiciler: İşletmeler tetikleyiciler sayesinde çevreden gelen tehditler karşısında kendilerini koruma altına alırlar. Tetikleyiciler işletmeyi hem iç çevredeki tehditlerden hem de dış çevredeki tehditlerden korumakta ve kendilerini konumlandırmaktadırlar. Sözgelimi teknolojinin değişmesi bir tetikleyicidir ve işletmeler bu değişime karşı kendilerini korumakta ve konumlandırmaktadırlar.

Faktör 2: Sosyal Bütünleşme Mekanizmaları: Bu mekanizmalar bilginin işletme içinde paylaşılmasını ve kullanılmasını kolaylaştıran unsurlardır. İşletme içinde bilginin daha sistematik bir şekilde hareket etmesi sosyal bütünleşme mekanizmalarıyla mümkündür.

Faktör 3: Uygunluk Rejimi: Bir başka ifade ile fikri mülkiyet hakları, bilginin kullanıma hazır hale geldiğinde işletmelerin kullanma yeteneğini etkileyen sektörel dinamikleri ifade etmektedir. İşletmeler uygunluk rejimi düşük bir çevrede faaliyet gösteriyorlarsa kullanıma hazır olan bilgiyi diğer işletmeler rahat bir şekilde taklit edebilirler. Bu taklit dolayısıyla işletmeler rekabet avantajını kaybetmektedirler. Yüksek uygunluk rejimi olan bir çevrede ise işletmeler bilgilerini koruyabilmekte ve performanslarını artırmaktadırlar.

İşletmelerin özümseme kapasitelerini güçlendirmeleri genel anlamda değerlendirildiğinde işletme performansının artmasını sağlamakta, yenilik üretimini ve artışını etkilemekte ve son olarak işletme için stratejik bir esneklik yaratmaktadır.

Kaynak ve ayrıntılı okuma önerisi: Aşağıdaki eserl(er) konu ile ilgili kaynak ve bilgilendirmeyi artırmaya yöneliktir.

  • Adler, J. H. (1965). Absorptive Capacity: The Concept and its Determinants, Washington DC: Brookings Institution. (Ekonomi alanındaki ilk çalışma)
  • Cohen, W. M. ve Levinthal, D. A. (1990). Absorptive Capacity: A New Perspective On Learning and Innovation. Administrative science quarterly, 128-152. (İşletme alanındaki ilk çalışma)
  • Zahra, S. A. ve George, G. (2002). Absorptive Capacity: A Review, Reconceptualization, and Extension. Academy of Management Review, 27(2): 185-203. (En çok okunun ve atıf alan çalışma)

 

İş Yaşamında Anlam Arayışı

Dr. Öğr. Üyesi Gözde MERT
Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi
İşletme Bölüm Başkanı & Gözde Araştırma Şirketi Kurucusu

“Her iş, onu yapanın, yüklediği anlamı taşır.

Sadece para için çalışırsanız hiçbir zaman başarılı olamazsınız ancak, yaptığınız işi severseniz ve müşteriyi birinci planda tutarsanız başarı sizin olur.”

Frank (2012) insanın anlam arayışını, yaşamdaki temel bir güdü olarak kabul etmiştir. İnsanoğlu yaşamın her alanında olduğu gibi işinde de anlam aramaktadır. Araştırmalar işin anlamlılığının “psikolojik iyi oluş” ve “yaşamın anlamı” arasında pozitif ilişki olduğunu göstermektedir. Rosso ve diğerlerine (2010) göre işin anlamı, bireyin yaptığı işinin yaşamındaki önemini temsil etmektedir. Bir başka deyişle işin anlamı kavramı, “iş, birey için ne ifade eder?” sorusunun yanıtını içermektedir. Bu yanıt nötr ve negatif olabileceği gibi pozitif de olabilmektedir. Bireyin işine dair yorumu negatif veya nötr ise bu “işin anlamını”, pozitif ise bu “işin anlamlılığını” ifade etmektedir. Bununla birlikte bireyin işine dair yorumu aşkın bir amaca hizmet etmesi (yüksek motivasyon) şeklinde olabilmektedir. Bu amaç dünyevi (seküler) boyutta olabileceği gibi kutsal (dini) bir boyutta da gerçekleşebilmektedir.

İşin anlamlılığı bireyin psikolojik iyi oluşunu etkileyen, ayrıca gelişimine ve amacına hizmet eden bir faktör olarak kabul edilmektedir. Bireyin, işinin anlamlılığına dair algısı üç seviyede meydana gelmektedir. İlk seviyede birey işine dair pozitif düşünceye sahip olmaktadır. İkinci seviyede ise birey bu pozitif kazanımını özel hayatına aktarabilmiştir. Bir başka deyişle işinde anlam bulan birey evinde de anlam bulmayı başarabilmiştir. Üçüncü seviyede ise birey işiyle büyük bir amaca hizmet ettiğini düşünmektedir.

Rosso ve diğerlerine (2010) göre işin anlamlılığını dört faktör (öz benlik, diğer insanlar, iş ortamı, manevi hayat) belirlemektedir.

Öz benlik; bireyin işi ile ilgili bireysel düşüncesidir.

Diğer insanlar ise; bireyin iş yerindeki çalışma arkadaşları ile ilişkisini temsil etmektedir.

İş şartları”; bireyin işini icra ederken yerine getirdiği görev kalemlerini ve bunun karşılığında sağladığı maddi kazancı ifade etmektedir.

Manevi hayat ise; bireyin işinde bulduğu yüksek motivasyon kaynağını temsil etmektedir. Burada birey işiyle tüm insanlığa hizmet ettiğini veya dini bir ritüeli yerine getirdiğine inanmaktadır.

İşin anlamlılığı kişiden kişiye değişebileceği gibi sosyal norm ve değerlerden de etkilenmektedir. Sözgelimi öğretmenlik veya doktorluk gibi meslek grupları hem bireysel hem de toplumsal açıdan anlamlı meslekler olarak algılanmaktadır. Anlamlı işler bunu yapanlara da işin anlamlılığını kazandırmaktadır.

Alan yazında anlam ve amaç birbirinden farklı ele alınmıştır. Anlam, bireyin yaşama dair deneyim ve yorumuna ilişkin iken; amaç, varılmak istenen nihai gayeyi ifade etmektedir. Amaç, anlama enerji veren bir motor gibidir ve yaşamın anlamının devam ettirilmesine yardım etmektedir. İşin anlamlılığı ise bireyin işine dair pozitif yorumuna karşılık gelirken işin amacı bireyin işine dair nihai hedefini işaret etmektedir.

Anlam, insanı insan yapan yegâne şeydir. Anlam bulmak veya anlam yaratmak insanın yaşamına büyük değer katmaktadır. Anlamlı olan şeylerin insan ruhu üzerinde izleri daha uzun sürmektedir. Araştırmalar anlamın bireyin fiziksel ve ruhsal yönlerini etkilediği yönündedir. Keza yine araştırmalar işlerini anlamlı gören çalışanların daha mutlu, daha üretken ve daha sıkı çalıştığını göstermektedir. O halde bireyin işte anlam bulması hem bireysel hem de toplumsal açıdan önem arz etmektedir. Dolayısıyla yöneticiler, çalışanların mesleğine yönelik anlam algılarını zedeleyecek uygulamalar ve politikadan vazgeçmelidir. Ayrıca personel seçiminde mesleğine yüksek anlam yükleyenler tercih edilmelidir.

Detaylı bilgiler için aşağıdaki makaleyi okuyabilirsiniz.

Mert, G. ve Balcı, O. (2019). Çalışanların İş Yaşamlarının Anlam Algısı ve Psikolojik Durumlarının Tespiti: Eğitim Sektöründe Bir Araştırma, The Journal of International Social Research, Volume:12, Issue:65, 650-656. www.gozdemert.com/eserler/eser14tr.pdf

 

Posta Yoluyla Gönderilen Teklif Dosyasının Dikkate Alınmaması İhalenin İptal Nedeni Olabilir mi?

Posta Yoluyla Gönderilen Teklif Dosyasının Dikkate Alınmaması İhalenin İptal Nedeni Olabilir mi?
Yazarlar:
Mehmet ATASEVER
Sinan ÖZESEN

Anahtar Kelimeler; teklif dosyası, teklif zarfı, tekliflerin açılması, ihalenin iptali

İtirazen Şikayet Konusu; Kargo yoluyla gönderilen teklif dosyasının, idareye ulaştığı halde idareden kaynaklanan bir hata neticesinde ihale tarihinde ihaleye iştirak ettirilmemesinin düzeltici işlemle giderilemeyecek nitelikte bir işlem olduğu gerekçesiyle ihalenin iptal edilmesinin yerinde olmadığı iddia edilmiştir.

Kamu İhale Kurulu Kararı Özeti; 30.06.2021 tarihli ve sayılı 2021/UH.I-1324 Kurul kararına göre; İdarelerin  4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumlu olduğu, isteklilerce idareye sunulacak tekliflerin posta ile gönderilmesine imkan tanındığı bununla birlikte posta ile gönderilecek tekliflerin ihale dokümanında belirtilen ihale saatine kadar idareye ulaşmasının zorunlu olduğu, postadaki gecikme nedeniyle işleme konulmayacak olan tekliflerin alınış zamanı bir tutanakla tespit edileceği, ayrıca yapılan idarece yapılan incelemede mevzuata uygun olmadığı anlaşılan teklif zarflarının değerlendirmeye alınmayacağı anlaşılmıştır.

Yapılan incelemede idarece alınan 21.05.2021 tarihli ihale komisyonu kararıyla özet olarak; Firma tarafından gönderilen kargo paketinin ihale tarihinden önce idareye teslim edildiği ancak kargo paketinin ihale tarihinden sonra ihale komisyonuna ulaştırılabildiği, bu durumun salgın hastalıkla mücadele kapsamında alınan tedbirler çerçevesinde kargo görevlilerinin idare binasına alınmamasından kaynaklandığı, dönüşümlü çalışma koşullarının kargonun ihale komisyonuna ulaşmasının engellediği, kargo paketi üzerinde teklif dosyası olduğuna dair bir ibarenin bulunmadığı, düzenlenen tutanakla söz konusu kargonun paketinin açılmasına karar verildiği,

Kargo paketi incelendiğinde, kargonun ihale tarihinde açılması zorunlu olan teklif zarfını içerdiği, teklif zarfının ihale tarihinden sonra açılmasının mümkün olmaması nedeniyle teklif zarfının açılmaksızın muhafaza edilmek üzere ihale işlem dosyasına konulduğu,

Açık ihale usulü ile yapılan ihalelerde ihale tarih ve saatinde hazır bulunanlar önünde gerçekleştirilen ilk oturumda ihaleye kaç teklif verilmiş olduğunun hazır bulunanlara duyurulması, teklif zarflarının incelenmesi ve uygun olmayan zarfların tutanak ile tespit edilmesi, uygun olan teklif zarflarının isteklilerle birlikte hazır bulunanlar önünde alınış sırasına göre açılması ve belge kontrolü yapılarak “Zarf Açma ve Belge Kontrol Tutanağı” ile hangi belgelerin sunulduğu ile teklif mektupları ve geçici teminatlarının uygun olup olmadığının tespit edilmesi, isteklilerin teklif fiyatlan ve yaklaşık maliyet tutarının açıklanması ve “Teklif Edilen Fiyatlara ve Yaklaşık Maliyetin Açıklanmasına İlişkin Tutanak” ile kayıt altına alınması, söz konusu tutanakların suretlerinin isteyenlere verilmesi ve buna ilişkin “Zarf Açma ve Belge Kontrol Tutanağı ve/veya Teklif Edilen Fiyatlara ve Yaklaşık Maliyetin Açıklanmasına İlişkin Tutanağın Hazır Bulunanlar Önünde Yapılan İlk Oturumda Talep Edenlere Verildiğine İlişkin Tutanak”ın düzenlenmesi gerektiği, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde belirtilen saydamlık ve güvenirlik ilkelerinin gereği olarak istekliler huzurunda yapılması gereken bu işlemlerde bir sakatlık oluşması durumunda, ihaleye ilişkin ilk oturumun ihya edilmesinin ve ihalenin bu haliyle sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılmasının mümkün olmayacağının açık olduğu

Söz konusu teklif zarfı içindeki teklif fiyatının ihalenin ilk oturumunda açıklanmadığı anlaşılmış olup, bu durumun istekliler huzurunda yapılması gereken işlemlerde eksikliğe yol açtığı ve 4734 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinde belirtilen saydamlık ve güvenirlik ilkeleri başta olmak üzere temel ilkelere aykırılık teşkil ettiği, anılan teklifin, ihale sonucunu doğrudan etkileyebileceği gibi sınır değeri ve buna bağlı olarak ihalenin sonucunu da doğrudan etkileyebileceği, bu haliyle ikinci oturuma geçilerek ihalenin sağlıklı şekilde sonuçlandırılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle oluşan mevzuata aykırılığın giderilemeyecek nitelikte olduğu sonucuna varıldığı ifade edilerek ihalenin iptal edildiği görülmüştür.

İlgili kargoya ilişkin idareye sunulan kargo teslim belgesinde ilgili kargonun belge numarasının “NV736549” olduğu ve 30.04.2021 tarihinde alıcıya teslim edildiğinin belirtildiği görülmüştür.

İdarece Kuruma gönderilen, söz konusu kargo paketinin ihale komisyonu üyeleri tarafından kamera kaydı eşliğinde açılma görüntülerinde ilgili kargo paketi üzerindeki belge numarasının da “NV736549” olduğu ve söz konusu belge numarasının idareye sunulan kargo teslim belgesindeki numarayla eşleştiği görülmüştür.

Kamu ihale mevzuatında teklif dosyalarının posta yoluyla gönderilmesine cevaz verildiği, bununla birlikte posta ile gönderilecek tekliflerin ihale dokümanında belirtilen ihale saatine kadar idareye ulaşmasının zorunlu olduğu ve bu hususun isteklinin sorumluluğunda olduğu anlaşılmış, bununla birlikte somut durumda idareye gönderilen teklif zarfının ihale tarihi öncesinde ihaleye ulaştırıldığı ancak idareden kaynaklı sebeplerle söz konusu teklif dosyasının ihale tarihinde ihaleye iştirak ettirilmediği, söz konusu hususun idarece de kabul edildiği, idareye teslim edilen kargo paketinin açılmamasının idarenin hatası olduğu, bu hususa ilişkin hatanın istekliye yüklenemeyeceği, ayrıca posta yoluyla gönderilen teklif dosyasının içine koyulduğu kargo poşeti için kamu ihale mevzuatında teklif zarfının taşıması gerektiği belirlenmiş bilgilerin yer alması şartının aranamayacağı zira ilgili hükümlerin teklif zarfına ilişkin olduğu, hayatın olağan akışı içerisinde idarelere gönderilen ve içlerinde teklif dosyası bulunan kargo poşetlerinin, teklif zarflarının taşıması gereken şekil şartlarını taşımasının beklenemeyeceği, ayrıca idarece yapılan değerlendirmede de söz konusu kargo poşeti içindeki teklif zarfının usulüne uygun olduğunun belirtildiği, bu haliyle mevcut istekli hatasından kaynaklanmadığı anlaşılmıştır.

Mevcut durumda idareden kaynaklı hatalar neticesinde Ağaoğlu Dan. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.nin teklif dosyasının ihaleye iştirak ettirilmediği ve söz konusu hususun düzeltici işlem tesis edilerek düzeltilemeyeceği anlaşıldığından idarece tesis edilen ihalenin iptali kararının mevzuata aykırılık teşkil etmediği sonucuna varılmıştır.

Eş Yazar: Sinan Özesen

Sinan ÖZESEN, Özel sektörde çalışmasının ardından kamuda 2013 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu’nda inşaat mühendisi olarak çalışmaya başlamış, 2014 yılından beri Kamu İhale Kurumu’nda kamu ihale uzmanı olarak çalışmaktadır. Kamu ihale mevzuatı eğitimi vermektedir. Kamu İhale Dünyası dergisinde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır.

Kurumsal Pazar Özellikleri Nedir? İşletme Pazarında Nelere Dikkat Edilir ?

İşletme Pazarında Nelere Dikkat Edilir

 

Kurumsal Pazarda İnteraktif Satış Eğitimi
Eğitim teklifi almak için egitim@satinalmadergisi.com

KURUMSAL PAZARDA SATIŞ – EĞİTİM YAZI DİZİSİ

SATIŞ EĞİTİMLERİ

Şirketinize yönelik Satış Eğitim talepleriniz için egitim@satinalmadergisi.com
e-posta adresine iletebilirsiniz.

B2B pazar özellikleri nedir? İşletme pazarında nelere dikkat edilir?

Prof. Dr. Murat ERDALmerdal@istanbul.edu.tr
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı
www.muraterdal.com

Geçen hafta satış yöneticilerimiz için bir rehber niteliğinde KURUMSAL PAZARDA SATIŞ YÖNETİMİ  kitabı hazırladığımızı belirtmiştik. Bu çalışma ile temel amacımızın satınalma ve satış dünyasının bir elmanın iki yarısı olduğunu vurgulamak. Satınalma Dergisi misyonu gereği olarak sektör tecrübemizle tarafları buluşturmaya ve deneyimlerin karşılıklı paylaşılmasına gayret göstermeye devam ediyoruz.

İşletme pazarı nedir?

B2B Satış rehberi içerisinde ağırlıklı olarak “işletme pazarı” kullanacağız.  Bilgi ve deneyimlerimizin bu alanda odaklı gelişimi belirleyici olmuştur. İşletme pazarı ifadesi ile özel sektör faaliyet alanına giren tüm iş kollarında firmalar arasında gerçekleşen ticareti anlamaya ve açıklamaya gayret edeceğiz.

Akademik tarafta “kurumsal pazar ve “örgütsel pazar” ifadeleri kullanılarak üç ana yapı: özel sektör, kamu ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar kapsanmaktadır. Benzer şekilde daha odaklı bir vurgu ve çoğunlukla da imalat sanayiini kastederek “endüstriyel pazar” ifadesini tercih ederiz. Endüstri dendiğinde geniş bir iş kolu, bir sektör (küme) ve bir faaliyet alanını temsil eder. Sözcük anlamı ile de doğrudan sanayi-imalat düşünülmektedir. Endüstri sözcüğü nedense günümüzde hızla büyümeye devam eden hizmetler sektörünü çağrıştırmamaktadır. Kısaca, hizmet pek aklımıza gelmemektedir.

İşletme Pazarında Nelere Dikkat Edilirİşletme pazarı tanımlamasıyla imalat sektörleri ile birlikte tüm hizmetler sektöründe gerçekleşen ticarete değineceğiz. Banka, sigorta, hastane, tesis yönetimi, bakım, danışmanlık ve filo araç kiralama hizmetlerine kadar tüm alanlarda firmalar arasında gerçekleşen işleri ele alacağız. Nihai tüketici (B2C) pazar konularına karşılaştırmalar ve örnekler dışında derinlemesine girmeyeceğiz.

İşletme Pazar (B2B) özellikleri nedir?
İşletme pazarında nelere dikkat edilir?

İşletme pazarının özü, yapılan işin kalitesi ve firmalar arasındaki güvendir. Bu pazarda profesyonelseniz verdiğiniz sözü zamanında tutarsanız. Herkes size saygı gösterir ve şartlar el verdiğince sizinle çalışmak ister.

Yaptığınız işle var olursunuz. İtibarınız her şeydir.

Yaptığınız işi müşteri yani kurumsal bir yapı değerlendirir. Sektör tecrübesi yüksek yönetici ve çalışanların gözünde bir yere gelirsiniz. Ya ayakta kalırsınız ya da silinir gidersiniz.

Güven yoksa…

B2B ticaret güven üzerine inşa edilir. Güven tesis edilmeden bir yere varamazsınız. Ticaretinizde bir adım öteye gidemezsiniz. Yerinizde sayarsınız.

Ürün ve hizmet özellikleri

Firmanızın ürün ve hizmetleri bir bütündür. Pazar sizi toplam olarak değerlendirir. Ürün iyi ama hizmet berbat değerlendirmesi ile sürdürülebilir bir başarı sağlayamazsınız. Pazarda rakipleriniz zayıf olduğunuz konuyu gündeme getirecektir.

Kurumsal Karar Alma

Alıcı ya da satıcı tarafta olun birden fazla departman firmanızı; ürün ve hizmetlerinizi değerlendirir. Kalite, operasyon (üretim), teknik ve satınalma başta olmak üzere detaylı bir incelemeye tabi tutulursunuz. Güçlü alıcılar döneminde olduğumuzu hatırlayın.

Uzmanların Varlığı

İşletme pazarında iyi eğitimli, donanımlı kişilerle muhatap olursunuz. Alanında uzman kişilerle iletişim kuruyorsanız dikkatli olun. Uzmanların gözünden bir şey kaçmaz. Kaçıyorsa zaten o kişiler uzman değildir.

Satış Yöneticilerinize Gereken Değeri Verin

Pazarda müşterinin seçeneği çoksa onu ikna etmek zordur. Yıllar içerisinde müşteri saha teması için büyük yatırımlar yaptınız. Hedef kitleyi tanıyan, firmanızı gururla temsil eden uzman satış yöneticilerinize gereken değeri verin. Bu değeri bir hatada bir çırpıda harcamayın. Sektör tecrübesi yüksek satış yöneticilerinizi asla rakibinize kaptırmayın. Satış bölümünüzde devir hızını düşürecek tüm imkanları seferber edin.

İlişkilerin Değeri

İşletme pazarında yüz yüze temaslar ve ikili ilişkiler emek istemektedir. Geçmişten bugüne ve geleceğe uzanan ticarette ilişkiler büyük rol oynar. İlişkilerinizin değerini bilin. Güçlendirmenin yollarını arayın.

Güçlü Kurumsal Hafıza ve Pazar İstihbaratı

Her işletme konusuna hakimdir. “Herkes herkesi tanır” ve “sektör hacim olarak büyük ama insan kaynağı olarak küçüksözleri ile anlatılmak istenen gayet açıktır. Firmalar çalıştıkları tedarikçileri ve müşterileri yakından tanır. Sürekli analiz ederler. Tedarikçi performans değerlendirme işin ayrılmaz bir parçasıdır. Her firmanın tedarikçileri bilgi formları ve yapılan işlerin işlendiği bir veri tabanı mutlaka vardır. Aradan yıllar geçse de bir tuşa basılıp tüm geçmiş işlerin dökümü karşınıza saniyeler içinde çıkmaktadır.

Yenilik

Ürün ve hizmet konusunda olduğunuz yerde duramazsınız her geçen gün üzerine ekleme mecburiyetindesiniz. Her ürün ya da hizmet bir meydan okumadır. “Yenilik yap ya da öl” temel iş felsefesi olmuştur. 

Bilimsel Yaklaşım

Hemen her konuda uzmanlarla çalışılmaktadır. Eski iş dinamikleri geride kalmıştır. Müşteri her temasta profesyonel bir çizgi aramaktadır. Firmanızda profesyonellerin sayısını artırın.

Toplam Değere Vurgu Yapın

Müşteri sürekli araştırma içerisindedir. Daha kaliteli ürün ve hizmet arayışı, daha iyi bir çözüm daha ekonomik olarak temin etme daimi performans göstergeleridir. Müşteriyi tek başına fiyat rekabeti ile ikna ettiğinizde işiniz sürdürülebilir olmaktan uzaklaşır. Zarar edersiniz. İş ile birlikte yaratılan toplam katma değerin altını çizin. İşletme pazarında kimse belirsizlik ve risk yaşamak istemez. Müşteriye profesyonel firma ile çalışmanın olası belirsizlik ve riskleri ortadan kaldırdığını açıklayın. Üstünlüklerinizi ve yeteneklerinizi anlatın.

B2B Marka İnşası Zaman Alır. Sabırlı olun.

B2B Marka inşa etmek zaman alır. Kısa kestirme bir yol yoktur. Tüm işletmeniz en üst kademeden en alt kademeye kadar girişimci olmalıdır. Tüm çalışanlar işini sahiplenmelidir. Her doğru iş B2B markaya bir tuğla olur. Tüm yapının zarar görmemesi için özenle yol almalısınız. Müşteri odaklı hareket etmeyen yapı ile işletme pazarında marka olamazsınız. Yaptığınız işin arkasında durun. Sağlam adımlarla yol alın.

ŞİRKETİNİZE ÖZEL YENİLİKÇİ SATIŞ EĞİTİM TEKLİFİ ALIN.

Satış Mühendislerine Özel Rol Canlandırma / Oyun Tabanlı SATIŞ YÖNETİMİ Eğitim Talebinizi egitim@satinalmadergisi.com a iletebilirsiniz. 

Yılın en çok tercih edilen satış eğitimi.

Kurumsal Pazarda Satış Eğitimi
İNTERAKTİF SATIŞ EĞİTİMİ:
KURUMSAL PAZARDA SATIŞ

“Satışa Yatırım Yapmak, Firmanın Geleceğine Yatırım Yapmaktır.”

Eğitimin Amacı:

Satış oyunları, rol canlandırma ve vaka çalışmalarına dayalı eğitimin amacı, kurumsal satış konularını uygulama ağırlıklı işleyişle ele almaktır.
Eğitim içerisinde etkileşim ve satış oyunlarına katılım teşvik edilmektedir.

Kurumsal pazarda firmalar, artan rekabet ve fiyatlandırma baskıları ile karşı karşıyadır. Satınalma yöneticileri alım sürecinde kapsamlı araştırma ve verilerle donatılmıştır. Alıcıların satış görüşmelerinden ve olası anlaşmalardan beklentileri her geçen gün artmaktadır. Yeni dönem, satıcıları teknik iş birliği, kalite, operasyonel destek ve birlikte değer yaratma konularında çözüm esaslı anlayış geliştirmeleri konusunda zorlamaktadır.

Satış mühendislerinin teknik konulardaki uzmanlıkları, tek başına yeni müşteri edinme ve yüksek satış rakamları için yeterli değildir. Satışçılar yeni uzman alıcı profillerine uygun yaklaşım biçimlerini ve müşterilerine sağladıkları değeri yeniden düşünmelidir. Yeni fikirlere liderlik eden satışçılar bir adım önde olacaktır.

Tüm şirketler, doğru alıcıları bulma, stratejik müşteri (key account) portföylerini genişletme, tekrarlı ve yüksek hacimli satışlar konusunda azami çaba içerisindedir. Unutulmamalıdır ki, kurumsal pazarda satış başarısı, topyekun birlikte çalışma ile elde edilmektedir. “Satış takım sporudur”.

Eğitim Süresi: Eğitim süresi 2 -4 gündür. Rol canlandırma ve satış oyunlarında sınıf içi motivasyonun korunması için önerilen katılımcı sayısı 15’tir.

Eğitmen: Prof. Dr. Murat ERDAL

Eğitim Yöntemi: Eğitim senaryo bazlı rol canlandırma ve etkileşim tabanlıdır.

Hedef Kitle: Satış Ekipleri, Satış Mühendisleri, Müşteri İlişkileri, Sipariş Yönetimi, Toptan Kanal, Ticari Pazarlama Birimi, Ürün ve Marka Yönetimi, İhracat, Hammadde Satışçılar, Distribütör Satışçılar, Proje Satışçılar

Sektörler:

Endüstri: Otomotiv, Makine, Elektrik, Enerji, Gıda, Demir-Çelik

Hizmet: Bankacılık, Finans, Perakende, Lojistik, Gümrük, Eğitim, Tesis Yönetimi, Sağlık

Eğitimin İçeriği:

  • Dünya Ekonomisi (Dönemsel Değerlendirme)
    • Pazarı Dönüştüren Makro Etkiler
    • Ana Oyuncular (Ülkeler ve Firmalar) ve Planlamalar
    • Emtia/Hammadde Piyasa Hareketleri
    • Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI)
    • Taşıma Maliyetleri ve Konteyner Fiyat Hareketleri
  • Firma Üretim ve Satış Hedefleri
    • Üretim Tesisleri, İmalat Kapasitesi ve Yıllık Üretim Planlaması
  • İşletme Stratejisi ile Satış Stratejilerini Entegre Etmek
    • Satış Kültürü ve Kurumsal Yapı Refleksleri
    • Başarı İçin Satış ve Üretim Arasında Koordinasyon
  • Pazarlama ve Satış Planlarının Uyumlandırılması
    • Birimler Arası İş Birliği ve Yürütme
    • Yıllık Pazarlama ve Satış Planları Nasıl Oluşturulur?
  • Üretim ve Kurumsal Satışın Zorlukları
    • Uzun Satış Döngülerini Yürütebilmek
    • Güçlü Alıcılar Dönemi
    • Satış Toplantılarında Alıcı Beklentileri Artıyor
      Danışmanlık ve Uzmanlığa Dayalı Diyalog
    • Doğrudan Müşteriye Satış
    • Toptan Kanal ve Dağıtım Kanal Üyelerine Satış
  • Firmographics: Kurumsal Pazarda Bölümlendirme
    • Mevcut Müşteriler ve Tekrarlı Satışlar
    • Yeni Müşteri Kazanma
  • Kilit Müşteri Yönetimi (Key Account Management)
  • Kilit Müşteri Beklentiler ve İlişki Dinamikleri
  • Kilit Müşteri ve Üretim Yeteneklerinin Uyumlandırılması
  • Kurumsal Pazar Özellikleri ve Alım Sürecini Anlamak
    • Pazar Öngörüleri ve Pazar İstihbaratı
  • Kurumsal Pazarda İş Yapmanın Sırrı Nedir?
  • Yeni Ürünler ve Çözümler Konusunda Müşteri ile İş Birliği (Co-Creation)
  • Kurumsal Pazarda İlişki Geliştirmek (Networking)
  • Karar Alıcılara Ulaşmak ve Sürecin Yapısı
  • Müşteri Karar Alma Hiyerarşisi
  • Tepe Yönetimi ve Satın Alma Yöneticileri ile Etkin İletişim Kurma

– Değer Teklifinin Geliştirilmesi ve Güven İnşa Etmek

– Satış Ekibinin Geliştirilmesi ve Etkin Yönetim

  • Satış Departmanı; Organizasyon, Hedefler ve Rol Dağılımı
  • Yeni Yeteneklerin Belirlenmesi ve Kadro Planlama
  • Bölge Satışları (Coğrafi; Uluslararası – Ulusal)
  • Sektörler Bazında Satışlar

– Satışçı Profilleri ve Uygun Yapıyı Oluşturma

  • Profesyonel – Amatör Satışçı
  • Avcı – Çiftçi Satışçı
  • Girişimci Anlayışın Tabana, Tüm Çalışanlara Yayılması
  • Satış Mühendisi ve Teknik Uzmanlık

– Kurumsal Pazarda Satış Yönetimi

-Satış Çevrimi ve Satış Müzakere Sanatı

-Strateji Belirleme, İş Düzeni ve Disiplin

-Satış Mühendisi İletişim Becerileri

  • Müşteriler ve Sektör Paydaşları ile İletişim
  • Kurumsal Kimlik, Temsiliyet ve Motivasyon

-Sipariş Yönetimi ve Satış Operasyon

  • Müşteri Teklif Taleplerine Uyumlu Ürün Geliştirme
  • Müşteri İlişkileri ve Sipariş Yönetimi

– Satış Mühendisinin İş Takvimi ve Hareket Tarzı Nasıl Olmalı?

  • İş Düzeni; Ajanda ve Çalışma Sistematiği
  • Müşteri Saha Ziyaretleri ve Görüşme Planlaması
  • Ön Hazırlıklar ve Teklif Hazırlama (Saha Ziyareti, Keşif, Proje)
  • Teklif Verme ve Takip
  • Değer Odaklı Müzakere Becerileri ve Pazarlık Tekniklerinin Geliştirilmesi
  • Yeni Alışkanlar Edinmek; Planlama ve Satış Kültürü
  • Araştırma Soruları Nasıl Geliştirilir? İhtiyacı Anlamak
  • Güvenilir Bir Açılış Pozisyonu Nasıl Oluşturursunuz?
  • Müzakere Kartları Nasıl Hazırlanır?
  • Kazan-Kazan Çözümleri
  • İş Anlaşmazlıkları, Çatışmalar ve Çözümleri
  • Müşteri İlişkileri, İş Birlikleri ve Ortaklıklar
  • Güvene Dayalı İlişki Yönetimi

– Yıllık Satış Hedefleri ve Bütçeler
– Satış Projeksiyonları
– Fiyatlandırma Matrisleri

 -Analitik

  • -Performans Yönetimi ve Göstergelerle Dost Olmak
  • -Sağlıklı “Lead Generation” Nasıl Oluşturulur?
  • -Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) ve Analizler
  • -Müşteri Datası ve Müşteri Yolculuğu
  • -Satış KPI’larının Belirlenmesi ve İzlenmesi

-Etik Kodlar

  • Rekabet, Satış ve Etik
  • Zaman ve Fiyat Baskıları
  • Dürüst Teklifler ve Örtülü Tehditler
  • Şirket Etik Kodları ve Değerler

Satış Oyunları, Rol Canlandırma ve Satış Vaka Çalışmaları

“Müşteri ile temasta olan herkes satıştadır.”

İş sözleşmesinde hafta tatili olarak kararlaştırılan cumartesi günü yıllık izin süresinden sayılır mı?

4857 sayılı İş Kanunu’nun 46’ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasa’nın 63’üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46’ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.

Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmi dört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmi dört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.

Bilindiği üzere 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 56 ncı maddesi gereğince yıllık izin süresi içindeki hafta ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz ve dikkate alınmaz.

Bu kapsamda kural olarak cumartesi günü işgünüdür. Başka bir deyişle, işçi çalışmadığı takdirde, akdi tatil günü olan cumartesi günleri, yıllık izin süresine ilişkin hesaplamada hafta tatili olarak değerlendirilemez. Ancak, taraflarca iş sözleşmesinde cumartesi gününün açıkça hafta tatili olduğu kararlaştırılmışsa, İş Kanunu’nun 56/5 inci maddesi uyarınca, cumartesi günü de, hafta ve genel tatil günleri gibi yıllık izin süresinden sayılmaz.

Bu konuda 9 ve 22 nci hukuk daireleri arasındaki görüş ayrılıkları dairelerin birleşmesi sonrasında alınan ilke kararları ile ortadan kaldırılmıştır. Konu ile ilgili daireler arasındaki görüş aykırılığı ve birleşme sonrası alınan ilke kararı şöyledir:

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nce verilen kararlarda, iş sözleşmesinde cumartesi gününün hafta tatili olarak kararlaştırılması durumunda, sözleşmede ayrıca “cumartesi gününün yıllık izin hesabında iş günü sayılacağına” dair kural bulunuyor ise, cumartesi gününün iş günü sayılarak izin süresinden düşülmesi gerektiği kabul edilmiştir.

Buna karşın birleşmeden önce Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nce, “taraflarca iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde cumartesi gününün hafta tatili olduğu açıkça kararlaştırılmış ise, sözleşmede başkaca hükümler ile bunun aksinin düzenlenmesinin mümkün olmadığı” yönünde kararlar verilmiştir.

Birleşmeden sonra alınan ilke kararına göre: Bireysel veya toplu iş sözleşmeleriyle Cumartesi ve Pazar günleri hafta tatili günü olarak belirlenmişse, İş Kanunu’nun 56/5. maddesi gereği her iki gün yıllık izin sürelerinden sayılmaz. Başka bir anlatımla yıllık izin kullanma dönemi içindeki Cumartesi ve Pazar günleri kullanılan izin süresinden düşülür. Ancak bireysel veya toplu iş sözleşmesinde hafta tatiline eklenen bu Cumartesi gününün yıllık izin hesabında iş günü olarak sayılacağı veya izin süresinden düşülmeyeceği şeklinde açık bir kural mevcutsa, bu hüküm geçerli sayılmalı ve İş Kanunu’nun 56/5. maddesi gereği sadece yıllık izne rastlayan Pazar günleri izin süresinden düşülmelidir (Y9HD. 2/3/2021 T., E.2021/897, K.2021/5272 Legalbank).

Sonuç olarak, Yargıtay’ın ilke kararına göre, 4857 sayılı Kanuna göre, hafta tatili 45 saatlik çalışmadan sonraki 24 saatlik bir gündür (m.46, 63). Bu nedenle kural olarak cumartesi günü iş günüdür. Akdi tatil günü olarak cumartesi günleri yıllık izin süresine eklenmez. Ancak, bireysel veya toplu iş sözleşmeleri ile cumartesi günü hafta tatili olarak belirlenmişse, İş Kanunu m.56/5 uyarınca, cumartesi günü yıllık izin süresinden sayılmaz. Bununla birlikte, bireysel veya toplu iş sözleşmesinde hafta tatiline eklenen cumartesi gününün yıllık izin hesabında iş günü sayılacağı veya izin süresinden düşülmeyeceği şeklinde açık bir düzenleme yapılmışsa, bu hüküm geçerli sayılmalı ve İş Kanunu m.56/5 gereğince, sadece izne rastlayan pazar günleri izin süresinden düşülmelidir.

İhracatımız Nasıl Şahlanır?

Ülkemiz için İhracat Neden Gerekli?

Ülkemizin ekonomik yönden kalkınmasının temel faktörlerinden bir tanesi, kuşkusuz ki katma değeri yüksek, hammaddesi dışa bağımlı olmayan, ARGE çalışmalarına ağırlık verilmiş ihracatımızın arttırılmasıdır. İhracat rakamlarının arttırılması için, global pazarda rekabetçi fiyatlamamızın var olması, rakiplerimizin ürünlerini ve pazarlarını iyi bilmemiz, devlet teşviklerinin ağırlıklı olması, üretim maliyetlerinin ihracatı destekler pozisyonda olması önemli etkenlerdir. İhracatımızın var olması ülkemizin refah seviyesini yukarı çıkartacağı gibi, ülkemize döviz girdisi açısından önemli bir faktör olarak karşımıza çıkacak. Üstelik TCMB’nin net kullanılır döviz rezervlerine de önemli katkısı olacağı unutulmamalıdır. Ayrıca diğer ihracat kalemleri arasında, hizmet ihracatının da yapılması istihdamı önemli ölçüde arttıracaktır. İhracatın var olması, ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracağı gibi, ülkemiz kaynaklarının olumlu ve verimli bir şekilde değerlendirilmesini, işgücü ve hammaddenin kullanılarak ülkemizin refah seviyesinin zirveye ulaşmasında önemli rol oynayacaktır.

PİYASA DİNAMİKLERİ İHRACATI DESTEKLİYOR MU?

İhracatı destekleyen piyasa dinamikleri arasında;

  • Üretim maliyetleri
  • İhracatın finansmanı için uygun maliyet
  • Devlet destekleri
  • Uygun döviz kurları

gerekecektir.

Söylemekten üzüntü duyuyorum ki yukarıda sayılan piyasa dinamikleri, ihracatın şahlanması için bir asli sorun olarak ihracatçının karşısına çıkmaktadır. Hangi ihracatçıyı dinleseniz, ya üretim maliyetlerinin yüksekliğinden ve buna bağlı olarak finansmanın maliyetinin yüksek kalması, yeterli devlet teşviklerinin olmayışı ve ihracatı ve ihracatçıyı teşvik eden, destekleyen döviz kurları seyrinin olmadığından dert yanmaktadır.

ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ

Ülkemizdeki enflasyonist ortamda üretim maliyetlerinin sürekli artması sonucunda, imalatçı ihracatçı konumundaki firmaların yurt dışına fiyatlama yapmasında zorluk yaşanabileceği doğaldır. Üretim maliyetlerinin artması ile döviz fiyatlarının da  yukarı yönlü hareket etmesinin, ihracatçının yurt dışına fiyatlama yapamamasına destek sağlayabileceği açıktır. Ancak üretim maliyetlerinin artmasına rağmen, döviz kurlarının çok hareketli oluşunun yanında aşağı doğru bir düşüş trendinde ihracatçının fiyatlama yapması pek olası görünmemektedir. İhracatçının yurt dışına mal satışında maliyetlerini kompanse edecek bir kur artışının olması ihracatçıyı daima korur.

KAYNAK; https://tr.investing.com/economic-calendar/

Üretici fiyat endeksine bakıldığında sürekli ve düzgün bir ivme ile artan üretici fiyatları karşısında, ihracat için mal üreten sanayici, çiftçi ve hammadde üreticisi yüksek maliyetler karşısında adeta köşeye sıkışmış durumdadır. Yüksek maliyetlerle üretilen malların yurt dışı piyasalarda satma şansımız günden güne azalmaktadır. Yüksek üretim maliyetlerimiz, küresel piyasada pazar kaybımıza neden olmaktadır.

Piyasadaki yüksek enflasyon, üretim maliyetindeki aşırı yükseklik ihracattaki şansımızı fazlasıyla zora sokmaktadır. İhracatımız var ancak, ithalat rakamlarıyla kıyaslandığında alınacak bir hayli yolumuz olduğunu görmekteyim.

FAİZ

Ülkemizdeki sorun yüksek enflasyon sorunu ve üretim maliyetleridir. Ayrıca ülkemizin uluslararası arenada kredibilite kaybını gösterir. Bizde önce siyasi baskılara boyun eğilip faiz indirilir. Ancak bunun sonrasında enflasyon kontrolden çıktıkça faiz artar. O nedenle artan faiz zayıf kredibilite ile birleştiğinde enflasyon beklentisini yukarı yönlü tetikler. Piyasanın kendi dinamiklerine bırakılmayan faiz ve döviz politikasında ülkemizin yurt dışındaki ülke risk primi puanı (CDS)  artış gösterecek, ülke olarak yurt dışından daha pahalı bir faiz oranıyla borçlanma yoluna girmiş olacağız.

Kaynak: www.investing.com

Politika faizini düşürerek enflasyon düşmez. Enflasyon düşmediği zaman da piyasa faizi düşmez, yatırımlar canlanmaz. Çünkü piyasa faizinin en önemli bileşenleri enflasyon beklentileri ve risk primidir. Dolayısı ile enflasyon düşmeden politika faizini düşürmek geri teper ve daha yüksek borçlanma maliyeti ile sonuçlanır. Türkiye’de “Faiz indirmek enflasyonu düşürür” şeklindeki yorumlara ne demeli?

İHRACAT VE DÖVİZ KURLARI 

Aşağıdaki Dolar TRL grafiği ne kadar ilginç bir seyir almış değil mi? Enflasyon oranında döviz kurlarının yükselmesi ile birlikte kurların derin dalga boyları ile oynaklık içine girmesi şahlanacak ihracatın ayağına bir köstek olur.

Grafikten de anlaşılacağı üzere;

  • Kasım 2020 tarihinde Dolar kuru C/8.5200
  • Temmuz 2021 tarihinde Dolar kuru C/ 8.7000

Demem odur ki dolar kuru tam 9 aydır bir arpa boyu yol gitmemiş, yerinde kalmış, üstelik 9 aylık süre içinde:

  • Şubat 2021 tarihinde Dolar kuru C/6.9000

civarına kadar gerilemiş. Döviz kurlarındaki dalgalanmadan ihracatçımız yara alacaktır. Şahlanacak ihracatın ayağına kurşun sıkılmış. İhracatçıların da döviz kurlarındaki aşırı oynaklıktan çok da memnun olmadıklarını söylemek yerinde olur.

ŞAHLANAN İHRACATIN AYAĞI KIRILDI

 Yukarıda saydığım piyasa dinamikleri ihracatın lehine gelişim gösterse, gerçek anlamda ihracat rakamlarımız şahlanır.

Ancak;

  • Yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak üretim maliyetlerinin yüksekliği,
  • Aşırı oynaklık içinde bulunan döviz kuru,
  • Reel faizlerin aşağısında seyreden gösterge faizler ve buna bağlı finansman maliyetlerinin yüksekliği

İhracatımızın şahlanamaması için asli engellerdir.

REŞAT BAĞCIOĞLU

 

Perakende E-Ticaret Tedarik Zinciri Operasyonları Araştırması

Satınalma Dergisi olarak Perakende / E-Ticaret alanında faaliyet gösteren işletmelerimize yönelik bir araştırma yürütüyoruz. Bu noktada siz okur ve yöneticilerimizin değerli görüşlerinizi almak isteriz.

Tüm katılımcılarımıza dijital Satınalma Dergisi aboneliği ve Buyer Network öğrenme merkezi üyelik hediyelerimiz bulunmaktadır.

Ankete katılmak için: https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSfTFS01HCzeBYfMbgkrx8nWGSh-ys_ycIAjY1-o9XfFzs_MSA/viewform

“Son Tarih ve Zaman Baskısı” – Pazarlık Taktikleri

Son Tarih Ve Zaman Baskısı Müzakere Pazarlık Taktikleri

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ EĞİTİM YAZI DİZİSİ

– > PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

“If you are not at the table, you are on the menu”.

Son Tarih Ve Zaman Baskısı Müzakere Pazarlık Taktikleri“Son Tarih ve Zaman Baskısı” – Pazarlık Taktikleri
Prof. Dr. Murat ERDAL
merdal@istanbul.edu.tr
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tedarik Zinciri Yönetimi Yüksek Lisans Program Başkanı
www.muraterdal.com

Satın alma pazarlık taktikHayatımızın her alanında son tarih ve zaman baskısı ile karşılaşırız. Aile bireyleri ve iş yerinde meslektaşlarla olan iletişimlerimizde daima bir takvim konuşulur. Yapılacak iş ve o işle ilgili ayrılması gereken süre gündeme gelir. Üstlenilen sorumlulukların son tarihe (örneğin 12.08.2021) kadar veya belirli zaman aralığında (örneğin iki iş günü) yerine getirilmesi gerekir. İki konu karıştırılmamalıdır.

Sıklıkla şu sözleri duyarız:

  • Vakit nakittir.
  • Saat 6’ya kadar teklifimizi iletmeliyiz. Yoksa iş işten geçecek.
  • 4 günde iş tamamlarım dedin ama biraz mesai yaparak 3 günde tamamlamaya ne dersin?
  • İşlerimi 16 Temmuz’a kadar toparlamak zorundayım. O tarihte izne çıkacağım. Zaten sonrasında bayram var.
  • Saat 10’dan önce tüm ödevlerini bitirmelisin.
  • Mutfak tadilatı artık bu hafta bitmeli. Pazartesi taşınacağız.

Sakın kaçırmayın! Unutmayın! Ertelemeyin! Klişeleri

Nihai tüketici pazarına yönelik reklamlarda kampanya içeriği ve tarihlerin altı çizilir.
Bu tarihlerde alış-veriş yaparsanız avantajlı olacaksınız. Aksi taktirde fırsatı kaçıracaksınız. Kampanya tarihlerinin akılda tutulması amacıyla sürekli vurgulama yapılır: Sakın kaçırma! Unutma! Erteleme! Fırsatı kaçırma korkusu özenle ya da özensiz bir iletişim diliyle işlenir. İnsanları endişeye yönlendirerek ya da korkutarak ikna etme araçları bol miktarda kullanılır.  Tarihleri not edip aksiyon alanlar “kazananlar”, tarihleri kaçıranlar ise “kaybedenler” sınıfında mı yer alacak?

E-ticaretin hızlı büyümesi ile birlikte yılın belirli bir dönemlerinde büyük indirim içeren özel günler hep satın alma davranışını tetikleme üzerine kurguludur. “Normal günlerde ihtiyacın olan ürün ya da indirimleri bulamayabilirsin. Faydayı maksimize etmek istiyorsan alış-veriş sepetini o tarihte (özel alış-veriş gününde) doldurmalısın.”

Yöneticiler Için Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Becerileri Eğitimi Müzakere Teknikleri Ve Pazarlık Eğitimi
Yöneticiler için Müzakere Teknikleri ve Pazarlık Becerileri Eğitimi. İleri Seviye Eğitim Teklif Almak için: egitim@satinalmadergisi.com
Makaleye tam erişim için profesyonel üyelik gereklidir. “Abonelik” sekmesinden işlemlerinizi tamamlayarak okumaya devam edebilirsiniz. Üye iseniz giriş yapınız.
Hesap Oluştur

Her gün mesleki gelişiminize 15 dakika zaman ayırın.

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ – EĞİTİM YAZI DİZİSİ

PAZARLIK TAKTİKLERİ

TESTLER

 ANKET

Kitap Önerileri :

  • MÜZAKERE TEKNİKLERİ ve PAZARLIK BECERİLERİ (E-Kitap 2. Baskı), Prof. Dr. Murat ERDAL, Erişim için profesyonel üyelik işlemlerinizi tamamlamanız gerekmektedir.
  • SATINALMA ve TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ, Prof. Dr. Murat ERDAL, (Beta Yayıncılık),  4. Baskı.

-> ŞİRKET EĞİTİMLERİNİZ İÇİN TEKLİF ALIN -> egitim@satinalmadergisi.com 

Kayıt Formu

Kayıt için Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası ve 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) Usul ve Esasları Uyarınca Kişisel Verilerinizin Korunması Hakkında Müşteri Aydınlatma Metnin okunması ve kabul edilmesi gereklidir.