Satınalma Dergisi Ağustos 2025, Sayı:152 yayında

Ağustos 2025 Satınalma Dergisi Kapak

Değerli yöneticiler, 

Prof.dr.murat ErdalSıcak yaz döneminde iki önemli gelişmeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Birincisi İklim Kanunu’nun yürürlüğe girmesi diğeri ise rekor ihracat rakamlarımız. 

7552 Sayılı İklim Kanunu Yürürlükte 

9 Temmuz 2025 tarih ve 32951 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7552 sayılı İklim Kanunu ülkemizde önemli bir eksikliği ortadan kaldırıyor. Bu sayımızda Sn. Gül Saldıraner İklim Kanunu’nun dayandığı temel ilkeleri ve çerçeveyi sizlerle paylaşıyor. İlerleyen sayılarımızda Kanunun gündeme taşıdığı tüm konuları ve firmalara yansımalarını aşama aşama ele alacağız. 

Aylık İhracat Rekoru 

Ticaret Bakanı’mız Sn. Ömer Bolat, Samsun’da düzenlenen TİM toplantısında yaptığı konuşmada, “Temmuz ayında ihracatın 25 milyar dolara ulaşarak hem tüm zamanların en yüksek aylık ihracatı hem de en yüksek temmuz ayı ihracatı olduğunu vurguladı.” 

“Güçlü sanayi güçlü Türkiye” anlayışı içerisinde aylık ihracat rekorunun stratejik bir gösterge olduğunu düşünüyorum. İhracatta gerçekleşen rekorların sanayicinin moral motivasyonunu yükselteceğini, yeni yatırımlara yönelebileceğini böylelikle ithalat-ihracat arasındaki makasın düşeceğine inanıyorum. 

Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Verileri 

2025 yılı Temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre; 

• İhracat, % 11,0 oranında artarak 24 milyar 952 milyon dolar, 

• İthalat, % 5,4 oranında artarak 31 milyar 376 milyon dolar, 

• Dış ticaret hacmi, % 7,8 oranında artarak 56 milyar 327 milyon dolar olarak gerçekleşti. 

2025 yılı Ocak-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre; 

• İhracat, % 5,2 oranında artarak 156 milyar 360 milyon dolar, 

• İthalat, % 6,9 oranında artarak 212 milyar 221 milyon dolar, 

• Dış ticaret hacmi, % 6,2 oranında artarak 368 milyar 581 milyon dolar olarak gerçekleşti. (ticaret.gov.tr) 

Küresel İmalat PMI Aşağı Yönlü 

Temmuz 2025 S&P Küresel İmalat PMI 49.,7 olarak gerçekleşti. Ülkeler bazında İmalat PMI verileri: ABD 49.8, Avrupa Bölgesi 49.8, Japonya 48.9, Almanya 49.1, Fransa 48.2 ve Çin 49.5 oldu. İstanbul Sanayi Odası PMI verisi ise 45.9’a geriledi. 

Konteyner Yük Endeksleri 

Dünya ticaretinde tarifelerin getirdiği belirsizlik ve yüksek risk algısı devam ediyor. Küresel Konteyner Yük Endeksi % 2’lik düşüşle 2.330 Dolara gerilerken, FBX 13 Çin/Uzakdoğu-Akdeniz Güzergâh Endeksi % 4’lük düşüşle 3.263 dolara geriledi. 

Drewry’s World Container Index Ağustos 2025 ilk hafta itibariyle % 1 düşüşle 40ft konteyner başına 2.499 dolara geriledi. Temmuz sonunda Şangay-Cenova 3.362 Dolar, Şangay-Los Angeles 2.632 Dolara geriledi. 

Yeni Dönem Eğitim Programları 

İhracatta rekor kırarken, ithalat-ihracat operasyonlarında karşı karşıya gelinen problemleri örnek olay incelemeleri üzerinden ele aldığımız bir eğitim programı oluşturduk.
Pratik ağırlıklı Dış Ticarette Lojistik Sözleşme Eğitimi ile şirketlerin operasyonel riskleri doğru biçimde yönetmelerine rehberlik ediyoruz.

Yeni dönem AB düzenlemeleri ve İklim Kanunu ile daha fazla gündeme gelecek olan Tedarik Zinciri Dekarbonizasyonu konularını ise Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve sürdürülebilir satınalma (ISO 20400) eğitimleri çerçevesinde ele alıyoruz.

Yapay Zeka Okur Yazarlığı, Satınalma ve Tedarik Zincirlerinde Yapay Zeka Uygulamaları Eğitimi’ne göstermiş olduğunuz  yoğun ilgi için teşekkür ederiz.

Dijital Üyelik ile satınalma ekibinizi geliştirin. 

Firma olarak dergi arşivine (152 sayı), e-kitap, sektör raporları ve gelecek bir yıl boyunca 12 sayıya erişim sağlayın. Şirket ve kişisel dijital abonelik seçeneklerini incelemek için https://satinalmadergisi.com/dijital-islem-merkezi/ sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. 

Katkı veren tüm yazarlarımıza teşekkür ederim. 

Keyifli okumalar, 

Prof. Dr. Murat ERDAL
Editör

Ağustos 2025 Satınalma Dergisi Kapak

Sağlık İşletmelerinde Kriz Anlarında Stok Yönetim Planı

Sağlık İşletmelerinde Kriz Anlarında Stok Yönetim Planı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Sağlık İşletmelerinde Kriz Anlarında Stok Yönetim Planı

Kadir HANÇER

Sağlık İşletmelerinde Kriz Anlarında Stok Yönetim Planı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSağlık hizmetlerinin sürekliliğini ve etkinliğini sağlamak, hasta güvenliğini temin etmek ve operasyonel verimliliği korumak açısından kritik bir öneme sahiptir. Kriz anları, sağlık sisteminin normal işleyişinin bozulduğu, acil ihtiyaçların arttığı, kaynakların sınırlı olduğu ve genellikle belirsizliğin yüksek olduğu durumlardır. Bu nedenle, kriz durumlarında etkili stok yönetimi, hızlı ve doğru kararlar alınmasını sağlar, sağlık kurumlarının bu zorlu koşullarda hızlı bir şekilde adapte olmalarına yardımcı olur. Kriz durumlarında stok yönetimi, yalnızca tıbbi malzemelerin ve ilaçların yönetimini değil, aynı zamanda kriz sırasında ihtiyaç duyulan her türlü kaynağın (personel, ekipman, lojistik vs.) doğru ve verimli bir şekilde sağlanmasını da içerir.

Kriz anlarında sağlık kurumlarında stok yönetiminin neden önemli olduğuna dair temel noktalar:

  • Acil Durum İhtiyaçlarını Hızlı ve Etkili Karşılama

Kriz anlarında (örneğin, doğal afetler, salgın hastalıklar, büyük kazalar vb.) sağlık hizmetlerine olan ağır talep aniden artabilir. Stokların doğru yönetilmesi, bu anlarda sağlık kurumlarının acil ihtiyaçları hızlı bir şekilde karşılamasını sağlar. Önceden belirlenmiş acil durum envanteri sayesinde, hangi ürünlerin ve malzemelerin öncelikli olarak temin edilmesi gerektiği belirlenebilir ve bu ürünler hızlı bir şekilde hastanelere ulaştırılabilir.

  • Acil Durumda Stoklanacak Ürünlerin Belirlenmesi

Kriz durumlarında hangi malzemelere ve ilaçlara ihtiyaç duyulacağı önceden tahmin edilmelidir. Örneğin, solunum cihazları, cerrahi maskeler, antiviral ilaçlar, serumlar, ilk yardım malzemeleri gibi ürünler, özellikle pandemi veya salgın hastalıklar sırasında kritik öneme sahip olabilir. Sağlık kurumları, önceden yapılan ihtiyaç analizleri ve risk değerlendirmeleri doğrultusunda bu ürünlerin stoklarını belirlemeli ve kriz planlarına entegre etmelidir. Bu sayede sağlık kurumları kriz anlarında eksik malzeme sorunuyla karşılaşmazlar.

  • Stok Yönetiminin Şeffaflığı ve İzlenebilirliği

Şeffaflık ve izlenebilirlik, kriz durumlarında stokların doğru bir şekilde yönetilmesinde kilit rol oynar. Her bir ürünün nerede olduğunu, ne kadar mevcut olduğunu ve ne zaman kullanılabileceğini izlemek, sağlık kurumlarının ihtiyaçlarına göre hızlı kararlar almasına yardımcı olur. Dijital envanter yönetim sistemleri, sağlık kurumlarının stoklarını doğru bir şekilde takip etmelerini sağlar ve acil durumlar sırasında yanlış ürün siparişi ya da kaybolan malzemeler gibi hataları azaltır.

  • Tedarik Zinciri Kesintilerini Yönetme

Kriz durumları, tedarik zincirinde aksamalara yol açabilir. Örneğin, lojistik zincirinin bozulması, malzeme temini konusunda zorluklar yaratabilir. Sağlık kurumları bu tür durumlara karşı hazırlıklı olmalı ve alternatif tedarik kaynakları ve yedek tedarikçi planları oluşturmalıdır. Lojistik ve nakliye alternatifleri, kriz anlarında acil tedarik ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için önemlidir. Ayrıca, bazı kritik ürünlerin yerel üretimini teşvik etmek, dışa bağımlılığı azaltarak krizlere karşı dayanıklılığı artırabilir.

  • Fazla Stok ve Overstocking’den Kaçınma

Kriz sırasında, özellikle bazı tıbbi malzemelere olan talep aniden artabilir, ancak bu durum fazla stok oluşturma riskini de taşır. Overstocking (fazla stok bulundurmak), maliyetleri artırabilir ve bazı ürünlerin son kullanma tarihlerinin geçmesine neden olabilir. Sağlık kurumları, ürünlerin sınırlı raf ömrü dikkate alınarak, ihtiyaç duyulacak malzemeleri doğru bir şekilde tahmin etmeli ve stokları optimum seviyelerde tutmalıdır.

  • Hızlı İletişim ve Koordinasyon

Kriz durumlarında, sağlık kurumlarındaki staf ve tedarikçiler arasında etkili bir iletişim sağlanmalıdır. Stokların doğru ve zamanında temin edilmesi için sağlık yöneticileri, depolama birimleri, satınalma ekipleri ve tedarikçiler arasındaki koordinasyon büyük önem taşır. Ayrıca, hızlı ve etkili bir kriz iletişimi, malzemelerin doğru yerlere gönderilmesini sağlar ve yanlış anlaşılmaların önüne geçer. Bu sayede, sağlık kuruluşlarının hastalarına gereken hizmeti eksiksiz ve hızlı bir şekilde sunmaları sağlanır.

  • Kritik Kaynakların Önceliklendirilmesi

Kriz anlarında sağlık kurumlarının tüm kaynakları sınırlıdır, bu yüzden stok yönetiminde önceliklendirme yapmak hayati önem taşır. Örneğin, yoğun bakım ünitelerinde, ventilatörler, kan ürünleri, antibiyotikler gibi kritik malzemelere öncelik verilmelidir. Stokların hangi bölümlerde veya tedavi alanlarında daha fazla kullanılacağına dair bir plan yapılarak, kaynaklar en verimli şekilde dağılabilir.

  • Süreklilik ve Esneklik Sağlama

Sağlık kurumları, kriz durumlarında sürekliliği sağlamak ve esnekliği artırmak adına, stok yönetimini sadece kriz süresine odaklanmak yerine, uzun vadeli çözüm stratejileriyle birleştirmelidir. Örneğin, bir salgın sırasında ihtiyaç duyulan ürünlerin sürekli temin edilmesini sağlamak için tedarikçi çeşitliliği ve yerel üretim teşvikleri gibi stratejiler uygulanabilir. Bu, uzun vadede sağlık kurumlarının krizlere karşı dayanıklılığını artırır.

  • İnsan Kaynakları ve Eğitim

Personel eğitimi, kriz sırasında stok yönetimi süreçlerinin etkinliğini artırır. Sağlık çalışanlarının envanter yönetimi, acil durum prosedürleri ve stok kontrol teknikleri konularında eğitim alması, kriz durumunda doğru ve hızlı aksiyon almalarını sağlar. Ayrıca, kriz dönemlerinde görev dağılımı, yedek personel planları ve esnek çalışma sistemleri de sağlık kurumlarının operasyonel sürekliliğini sağlamak için gereklidir.

  • İzleme ve Değerlendirme

Kriz sonrası süreçlerin değerlendirilmesi ve izlenmesi, gelecek krizlere karşı hazırlık açısından önemlidir. Sağlık kurumları, kriz sırasında yaşadıkları tedarik zinciri problemlerini, stok yönetimi aksaklıklarını ve çözümleri gözden geçirmeli ve bu deneyimlerden ders çıkarmalıdır. İleriye dönük stratejiler oluşturulmalı ve sağlık kuruluşlarının krizlere yönelik stok yönetimi planları düzenli aralıklarla güncellenmelidir.

Sağlık kurumlarında kriz durumlarında stok yönetimi, hasta güvenliğini, sağlık hizmetlerinin sürekliliğini ve operasyonel verimliliği korumak için son derece kritik bir unsurdur. Kriz dönemlerinde doğru envanter yönetimi, hızlı ve etkin tedarik, doğru iletişim ve esnek planlamalar sağlık kurumlarının zorlukları aşmalarına ve hastalarına güvenli ve kesintisiz hizmet sunmalarına yardımcı olur.

Sağlık İşletmelerinde Kriz Anlarında Stok Yönetim Planı Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemSağlık kurumlarının krizlere hazırlıklı olması, etkili bir stok yönetimi stratejisi oluşturması ve sürekli olarak bu stratejileri güncellemesi, kriz anlarında yaşanacak zorlukları minimize eder ve sağlık hizmetlerinin kalitesini artırır.

Kadir HANÇER

Şikâyet Edip Durma İşine Sımsıkı Sarıl

şikâyet Edip Durma İşine Sımsıkı Sarıl Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Şikâyet Edip Durma İşine Sımsıkı Sarıl

Cavit SOY

şikâyet Edip Durma İşine Sımsıkı Sarıl Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemYaşlı teyze emekli maaşını çekmeye ve faturalarını ödemeye bankaya gider. Gişe memuru bir yandan işini yaparken bir yandan da söylenmektedir:
-Teyzem neden sen de herkes gibi internetten ve bankamatikten yapmıyorsun işlemlerini?

Teyze bu soruya gülümseyerek ve biraz da sitemli bir şekilde ders niteliğinde cevap verir.
-Evladım, herkes işlemini dediğin gibi yaparsa sen işsiz kalırsın. Bizim sayemizde seni işe aldılar.

Çalışanlar genelde bu hikâyedeki gişe memuru gibidir. Sürekli söylenip dururlar. Hâlbuki bir iş ne kadar zorlu, karışık, uzmanlık, tecrübe ve yetenek isteyen bir işse senin meziyetlerin o kadar ön plana çıkar. Sana olan ihtiyaç o kadar artar. Beceri isteyen işte beceri, sabır isteyen işte sabır, tecrübe isteyen işte tecrübe, yabancı dil isteyen işte yabancı dil, uzmanlık isteyen işte uzmanlık, güç isteyen işte güç, dikkat isteyen işte dikkat o kadar önemli hale gelir. Bütün bu meziyetler seni ön plana çıkarır. Her işin beraberinde birtakım zorluklar, kaoslar, karışıklıklar, aksaklıklar, plansızlıklar, düzensizlikler vardır. Zaten seni de işte tam bu yüzden işe alıp yetki vermişlerdir ki bütün bunların üstesinden gelip kendine ve çalıştığın firmaya faydalı olabilesin.

Özetle; işyerlerindeki türlü türlü ihtiyaçlar sonucu işe alım gerçekleşir. Doğru işe doğru elemanı almak önemli hale gelir. Sürekli şikâyet eden çalışanı hiçbir işveren sevmez. Yalnız bu noktada şikâyetle, çözüm önerilerini birbirine karıştırmamak gerekir. Çalışan bir şeyden şikâyet ediyorsa mutlaka çözüm önerileriyle gelmelidir.

Temizlik Personeli: Herkes neden sürekli etrafı kirletiyor? Çamurlu ayaklarınızı silip te içeri girin. Masalarınızın üzerlerini neden kendileri silmez bunların?

Tamam da ablam, sen bunun için varsın zaten. Herkes etrafı kirletecek ki sen de temizleyesin. Bunun için iş verdiler sana.

Planlama Mühendisi: Neden bu işyerinde herkes plansız hareket eder? Kimsenin aklına planlı çalışma, planlı üretin gelmez?

Tamam da mühendis arkadaşım, seni bunun için işe aldılar. Herkes planlı olsa sana ne gerek var?

Satınalma Uzmanı: Öff öff, her şey acil isteniyor. Hiç mi önceden fark edip de talepte bulunan olmaz? Yine mi eksik söyledin talebini?

İyi ya işte, satınalma uzmanı olarak sana bir sürü iş çıktı. Sensiz yapamazlar ki bunları. Kim takip edecek, kim sipariş verip hızlıca getirtecek istenen malzemeleri?

Tamir & Bakım Ustası: İnsan biraz dikkatli kullanır? Ne kadar kısa sürede bozuyorsunuz makinaları? Dikkatli kullansanız olmaz sanki.

Değerli ustam, söylenmekte haklısın ama sana bu yüzden ihtiyacımız var.

Muhasebeci: Ne kadar da çok mevzuat var. Bir de sık sık değişmeseler.

Sayın muhasebecim, bir iş ne kadar karmaşık ve anlaşılmaz olursa o kadar çok sana ihtiyaç duyulur. Kimsenin çözemediği konuları çözmek bilgi ve tecrübe ister. Bu da sana olan ihtiyacı doğurur. Şu okullar olmasa yönetmek ne kolay olurdu diyen Milli Eğitim Bakanı gibi söylenmeyi bırak ta işine bak istersen.

Depo Personeli: Ben topluyorum, arkamdan birileri dağıtıyor. Aldığınız malzemeyi geri getirdiğinizde nerden aldıysanız oraya koysanız olmaz sanki.

Depocunun görevinin depoyu sürekli düzenli tutmak, aranılanı anında bulmak olarak biliyordum ama neyse.

Neyin nerde olduğu bilgisi senin sırrındır zaten. Bir gün işe gelmediğinde hiçbir şeyi bulamadıklarını görmüyor musun?

şikâyet Edip Durma İşine Sımsıkı Sarıl Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemBu ve bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Siz siz olun, işinize sahip çıkın, kendinizi geliştirin, kabul ettirin, güven verin, sahiplenin, işinize odaklanın.

Cavit SOY

Dört Tarih – Dört Ülke

Dört Tarih – Dört ülke Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Dört Tarih  –  Dört Ülke

Dört Tarih – Dört ülke Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemHüseyin Cahit SOYSAL

ÜNSPED A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

Bir ürünü iç piyasada pazarlamak bir hayli güçtür. Dış piyasada pazarlamak ise çok daha güçtür. İhracat pazarına giriş, dünyadaki birçok üniversitede ders olarak okutulacak kadar ayrıntı içeren bir süreçtir.

Hedef pazarı doğru seçeceksiniz. Ürününüz açısından seçilen ülkedeki potansiyeli belirleyeceksiniz. Gerektiğinde ülkeye uzman göndererek pazar araştırması yapacaksınız. Ülkenin milli gelir düzeyini göz önünde bulundurarak pazara giriş ve fiyatlandırma stratejisini belirleyeceksiniz. Hedef ülkedeki lisans, standart ve sertifikasyon düzenlemelerine uygun bir ürün satmaya çalışacaksınız. Hedef ülkedeki gümrük vergilerini, harçları, kotaları ve diğer tarife dışı engelleri tespit ederek, buna göre taktik geliştireceksiniz.

Şüphesiz ki, bu planlama çalışmaları ihracat yapabilmek için yeterli olamayacak. Dağıtım kanallarını, tedarik zincirindeki partnerlerinizi doğru belirleyecek; varış ülkesinin lojistik altyapısını iyi bileceksiniz.

Yüz yüze yapılan iş görüşmelerinizde, hangi ülkedeki partnerlerinizle nasıl tokalaşacağınızdan başlayarak, kartvizitlerinizi nasıl takdim edeceğinize kadar uzanan bir yığın yerel geleneğe uygun davranacaksınız. Mail yazışmalarınızdaki üslup bile sipariş alıp almayacağınızda belirleyici olacak.

Ürününüzün sipariş edilmesinden başlayarak müşteriye ulaştırılmasına kadar geçen termin sürelerine dikkat edecek; kendi şirketinizin potansiyelini ve yetkinliklerini de göz önünde bulundurup, INCOTERMS kurallarına uygun bir teslim şeklini tercih edecek ve bunu satış sözleşmenize yansıtacaksınız.

En önemlisi, şirketinizin üstlenebileceği risklerin belirlenmesi açısından, ihracat yapılan ülkenin kambiyo mevzuatına vakıf olacak; bu ülkeye yapılan satışın, peşin mi, akreditifli mi, vesaik mukabili mi mal mukabili mi ile yapılacağına karar vereceksiniz.

Tüm bu aşamaları başarıyla geçip ilk parti siparişinizi teslim ettiğiniz andan başlayarak, ilişkinizin sonuna kadar müşteri memnuniyetini sağlamaya gayret edecek; elinizdeki müşteri portföyünden eksilmeler yaşanmamasına gayret göstereceksiniz.

Bir ihracatçı şirket olarak bunların tümünün gereğince yapılması sonrasında uluslararası piyasalarda yer edinilmesi de tek başına yeterli olamıyor maalesef. Uluslararası çatışmalar, gerginlikler, savaşlar, pandemik salgın hastalıklar, şirket olarak edindiğiniz tüm kazanımlarınızın bir anda yok olmasına neden olabiliyor.

Bu bağlamda, dört tarihi baz alarak dört bölge ülkesi ile Türkiye’nin dış ticaret istatistiklerini karşılaştırarak bir değerlendirme yapmak mümkün. Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi sonrası iki ülke arasında doğan gerginliğin yaşandığı ve Coronavirüs Pandemisi öncesi tarih olarak belirlediğimiz 2018 yılını, pandeminin zirve yapıp tüm dünyanın evlere kapadığı 2020 yılını, Rusya’nın Ukrayna topraklarına girmesiyle başlayan ve iki ülke arasındaki savaşın alevlendiği 2022 yılını, son olarak da 7 Ekim 2023 tarihinde başlamakla birlikte takip eden yıl zirve yapan, İsrail’in Filistin’e saldırılarının yaşandığı 2024 yılını baz almak istedik.

Öncelikle belirtmeliyiz ki, bu yazıda kesinlikle Türkiye’nin dış politikası ile ilgili bir değerlendirme yapılmayacaktır. Kaldı ki, bu politikaların genel doğrultusunun yanlış olmadığı kanaatindeyiz. Örneğin, Filistin halkına karşı acımasız bir soykırım uygulayan İsrail’e karşı Türkiye’nin yürüttüğü ticari ambargoyu tamamıyla destekliyoruz. Rusya – Ukrayna Savaşının sonlandırılması yönündeki Türkiye’nin arabuluculuk girişimleri de takdire şayandır. Suudi Arabistan’la gerilen ilişkilerimiz normal seyrine dönmüştür. Ancak, “elde olmayan nedenler”in iktisadi ve ticari gayretlere karşın dış ticaretin seyrini nasıl değiştirdiğini de irdelemek isteriz.

İlk olarak Suudi Arabistan ile olan dış ticaretimize ait istatistiklere bakmakta yarar var:

SUUDİ ARABİSTAN

2018 2020 2022 2024
İhracat 2.7 milyar $ 2.5 milyar $ 1,5 milyar $ 4.0 milyar $
İthalat 2.5 milyar $ 1.7 milyar $ 4,2 milyar $ 3.0 milyar $

 

Görüldüğü gibi, Cemal Kaşıkçı olayının yarattığı gerginlik 2020 ve 2022 istatistiklerine yansımış; Suudi Arabistan’a 3 milyar dolara ulaşmak üzere olan ihracatımız 1.5 milyar dolara kadar inmişti. İki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden gelişmesinin sonucu olarak, 2024 yılında bu ülkeye olan ihracatımız 4 milyar dolara ulaşmış bulunuyor. Keza, Türkiye bu ülkeden 2.5 milyar dolar düzeyinde ithalat gerçekleştirirken anılan gerginlik 2020 yılında ithalatımızı 1.7 milyar dolara indirmiş; sonra ithalatta tekrar yükseliş başlayarak 2022 yılında 4.2 milyar düzeyine ulaşmıştır. 2024 yılında ithalattaki oransal düşüş, iki ülke arasındaki ilişkilerden öte Türkiye’de yeşil enerjiye dönüş projeleri nedeniyle azalan petrol ihtiyacıyla ilintilidir.

RUSYA

2018 2020 2022 2024
İhracat   3.6 milyar $   4.5 milyar $   7,5 milyar $   7.8 milyar $
İthalat 22.7 milyar $ 17.8 milyar $ 53.4 milyar $ 44.0 milyar $

 

Rusya’dan yaptığımız ithalatın % 75’i enerji ürünlerinden ve % 7’si metal ürünlerden oluşuyor. Özellikle mavi akım doğal gaz hattının kurulmasından sonra ülkemiz doğal gaz ihtiyacını tümüyle Rusya’dan sağlamış durumda. Bu bağlamda, anılan ülkeden 2018 yılında 22.7 milyar dolarlık ithalat yapılmış iken pandemi nedeniyle bu tutar 2020 yılında 17.8 milyar dolara düşmüş; takip eden yıllarda artarak 44 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. Türkiye’nin Rusya’ya olan ihracatı 2018 yılında 3.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken, 2021 yılında başlayan Rusya – Ukrayna savaşı sonrasında batı ülkelerinin Rusya’ya uyguladığı ambargolar nedeniyle Rus işletmelerinin Çin’le birlikte Türkiye’ye de yönelmesiyle, 2024 yılında bu ülkeye ihracatımız 7.8 milyar düzeyine çıkmıştır.

UKRAYNA

2018 2020 2022 2024
İhracat 1.5 milyar $ 2.0 milyar $ 3,0 milyar $ 2.2 milyar $
İthalat 2.7 milyar $ 2.5 milyar $ 3,4 milyar $ 4.2 milyar $

 

Zaten çok yüksek düzeyde olmayan Ukrayna’ya olan ihracatımız pandeminin yaşandığı 2020 yılında düşmemiş; 2020 yılında 3 milyar dolar düzeyine çıkmış iken savaş nedeniyle fakirleşen ülkeye 2024 yılında sadece 2.2 milyar dolar tutarında ihracat yapılabilmiştir. Demir-Çelik ürünleri ve hububat ürünlerinin başı çektiği Ukrayna ithalatımız ise anılan ülkenin daha düşük hububat fiyatları vermesiyle 2.7 milyar dolardan 4.2 milyar dolar düzelerine çıkmıştır.

İsrail

2018 2020 2022 2024
İhracat 4.0 milyar $ 4.7 milyar $ 7.0 milyar $ 1.5 milyar $
İthalat 2.0 milyar $ 1.5 milyar $ 2.5 milyar $ 0.6 milyar $

 

Türkiye – İsrail ticari ilişkileri son iki yıla kadar olumlu yönde seyretmiş; İsrail Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği ülkelerden birisi olmuştur. Bu ülkeye olan ihracatımız pandemiden de etkilenmeden büyürken, 2018’de 4 milyar dolar, 2020’de 4.7 milyar dolar, 2022’de de 7 milyar dolar düzeyine yükselmiştir. 2023 yılının sonlarında başlayan İsrail’in Filistin’e saldırıları sonrasında Türkiye’nin aldığı kademeli ambargo kararlarıyla, 2024 yılının ilk dört ayında bu ülkeye 1.5 milyar dolar ihracat gerçekleştirilirken, anılan ülkeden 0.6 milyar dolar ithalat yapılmıştır. 2 Mayıs 2024’te hükümetin aldığı kararla, Türkiye’den İsrail’e bütün ürün gruplarında ihracat, ithalat, transit ticaret tamamen durdurulmuştur.

Dört Tarih – Dört ülke Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemDış ticareti, ihracatçının girişim kabiliyeti kadar uluslararası ticaret düzenlemeleri dışındaki etmenlerin de belirlediğine ilişkin dört tarih ve dört ülke örneği verdik. Savaşların, salgın hastalıkların, iklim felaketlerinin yaşanmadığı; dış ticareti sadece ekonomik ihtiyaçların belirlediği bir dünya, hepimizin ortak hayali olmalıdır.

Hüseyin Cahit SOYSAL

ÜNSPED A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi

KOBİ Tanımında Değişiklik Yapıldı

Kobi̇ Tanımında Değişiklik Yapıldı
KOBİ Tanımında Değişiklik Yapıldı

KOBİ Tanımında Değişiklik Yapıldı

Kobi̇ Tanımında Değişiklik Yapıldı
KOBİ Tanımında Değişiklik Yapıldı

7/8/2025 tarihli ve 32979 sayılı Resmi Gazete’de “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (Karar Sayısı: 10182)“ yayımlandı.

Bu Yönetmelik ile Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) tanım ve sınıflandırılmasında esas alınan “yıllık net satış hasılatı veya mali bilanço” üst sınırı  yeniden belirlenmiştir.

1) KOBİ Tanımı:

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Yönetmeliği‘nin “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 4 üncü maddesinde yapılan değişiklikle, KOBİ tanımında yer alan “yıllık net satış hasılatı veya mali bilanço” üst sınırı, 500 milyon TL’den 1 milyar TL’ye çıkarılmıştır.

Buna göre yeni KOBİ tanımı aşağıdaki şekildedir:

Küçük ve orta büyüklükte işletme (KOBÎ): Yıllık çalışan sayısı ikiyüzelli kişiden az olan yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri bir milyar Türk Lirasınıaşmayan işletmeleri,

2) KOBİ Sınıflandırması

Aynı Yönetmeliğin “KOBİ’lerin sınıflandırılması“ başlıklı 5. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte, orta büyüklükteki işletme tanımında yer alan mali sınır da 500 milyon TL’den 1 milyar TL’ye yükseltilmiştir.

Diğer sınıflarda ise herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu durumda işletmelerin sınıflandırılması aşağıdaki gibi olmaktadır.

İşletme Türü Yıllık Çalışan Sayısı Yıllık Net Satış Hasılatı veya Mali Bilanço Üst Sınırı
Mikro İşletme 10’dan az 10 milyon TL’ye kadar
Küçük İşletme 50’den az 100 milyon TL’ye kadar
Orta Büyüklükte İşletme 250’den az 1 milyar TL’ye kadar


3) Diğer Hususlar

  • İşletmenin sınıfı ve KOBİ niteliği, son hesap dönemine ait çalışan sayısı ve mali veriler esas alınarak belirlenir. KOBÎ niteliği belirlenirken dikkate alınan kriterlerden herhangi birini, son iki hesap dönemine ait verileri ile aşan işletmeler KOBÎ niteliğini kaybeder.
  • Çalışan sayısı, yıllık iş birimi (YİB) esas alınarak hesaplanır; çıraklar ve stajyerler bu hesaba dahil edilmez. (Yıllık iş birimi (YÎB): işletmede bir takvim yılı içerisinde hizmet akdi ile çalıştırılanların prim gün sayıları toplamının üçyüzaltmışa bölünmesi ile elde edilen sayıyı, ifade eder.)
  • Bilanço esasına göre defter tutmayan işletmelerde sadece çalışan sayısı dikkate alınır.

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen Özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması?

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündem

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen Özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması?

Mehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 Gündemİtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Teknik Şartname’nin 12’nci maddesinde, cihazların mikroskobi ve kimyasal kısımlarında ayrı ayrı barkot okuyucu sistemine sahip olması gerektiğinin düzenlendiği, komisyon kararında firmalarının teknik şartnameye verdiği cevapta her iki kısımda da barkot okuyucu sistem bulunduğunu beyan ettiklerinin kabul edildiği, ancak ihale komisyonunun katalog üzerinden yaptığı değerlendirmede, bu özelliğin yalnızca kimyasal kısımda olduğu sonucuna vararak teknik açıdan değerlendirme dışı bırakıldıkları, oysa katalogların cihazların tüm teknik özelliklerini ayrıntılı şekilde içermeyen özet bilgiler içerdiği, cihazlarının hem mikroskobi hem de kimyasal kısımlarında barkot okuyucu sisteminin bulunduğu, aktif olarak kullanılan kamu kurumlarından alınan fotoğraflar ve demo gösterimiyle açıkça ortaya konulabileceği, teknik değerlendirme yapılırken yalnızca katalog bazlı değerlendirme yerine demonstrasyon talebi ile cihazın gerçek özelliklerinin incelenmesi gerektiği, aktif hizmet verilen bir kamu hastanesi laboratuvarında yer alan çift barkod okuyuculu sisteme ait görsellerin de idareye sunulmasına rağmen idarece itirazlarının kabul edilmediği iddialarına yer verilmiştir.

 

Güncel Kamu İhale Kurulu Kararına Göre;

 

Yapılan inceleme ve tespitler neticesinde; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesinde “İdareler, bu Kanun’a göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur.” hükmü, Aynı Kanun’un “Şartnameler” başlıklı 12’nci maddesinde “İhale  konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin her türlü özelliğini belirten idari ve teknik şartnamelerin idarelerce hazırlanması esastır. Ancak, mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin özelliği nedeniyle idarelerce hazırlanmasının mümkün olmadığının ihale yetkilisi tarafından onaylanması kaydıyla, teknik şartnameler bu Kanun hükümlerine göre hazırlattırılabilir. İhale konusu mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin teknik kriterlerine ihale dokümanının bir parçası olan teknik şartnamelerde yer verilir. Belirlenecek teknik kriterler, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olacak, rekabeti engelleyici hususlar içermeyecek ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlayacaktır. Teknik şartnamelerde, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik  düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamelerde teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilmeyecektir. Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir.” hükmü,

Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Teknik Şartname” başlıklı 16’ncı maddesinde “(1) İşin teknik ayrıntılarını ve şartlarını gösteren bir teknik şartname hazırlanarak ihale dokümanına dâhil edilir. Teknik şartnamelerde belirlenecek teknik kriterlerin, verimliliği ve fonksiyonelliği sağlamaya yönelik olması, rekabeti engelleyici hususlar içermemesi ve bütün istekliler için fırsat eşitliği sağlaması zorunludur. Bu şartnamelerde yerli isteklilerin katılımını engelleyici düzenlemelere yer verilemez. (2) Teknik şartnamede, varsa ulusal ve/veya uluslararası teknik standartlara uygunluğu sağlamaya yönelik düzenlemeler de yapılır. Bu şartnamede teknik özelliklere ve tanımlamalara yer verilir. Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilemez. Ancak, ulusal ve/veya uluslararası teknik standartların bulunmaması veya teknik özelliklerin belirlenmesinin mümkün olmaması hallerinde “veya dengi” ifadesine yer verilmek şartıyla marka veya model belirtilebilir. (3) Teknik şartnamenin idare tarafından hazırlanması esastır. Ancak, işin özelliğinin gerektirdiği hallerde ihale yetkilisi tarafından onaylanması kaydıyla teknik şartname, Kanun hükümlerine uygun olarak danışmanlık hizmet sunucularına hazırlattırılabilir. (4) İhale konusu işte kullanılacak malzeme, araç, teçhizat, makine ve ekipmanın teknik özellikleri, öncelikle yerli malının da kullanılmasını sağlayacak şekilde belirlenir. Bunlara ilişkin kullanım kılavuzlarına yönelik teknik şartnamede düzenleme yapılabilir.” hükmü

Aynı Yönetmelik’in “Yeterliğin belirlenmesinde uyulacak ilkeler” başlıklı 28’inci maddesinde “…(2) Yeterlik değerlendirmesi için istenecek belgelerin ve yeterlik değerlendirmesinde aranılacak kriterlerin, ihale veya ön yeterlik ilanı ile idari şartnamede veya ön yeterlik şartnamesinde ya da davet yazısında belirtilmesi zorunludur…” hükmü,

Kamu İhale Genel Tebliği’nin 16.9’uncu maddesinde “Katalog, kılavuz, çizim, fotoğraf vb. belgeler ve/veya numune istenen ihalelerde, tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında bu belgelerden ve/veya numune üzerinden teknik şartnameye uygunluk değerlendirmesi yapılır. Tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında anılan belgeler ve/veya numune üzerinden teknik değerlendirme yapılmasının öngörülmemesi halinde ise bu durumun ihale dokümanında belirtilmesi koşuluyla istenen belgelerin ve/veya numunenin sadece teklif ekinde sunulup sunulmadığına bakılır.” açıklaması,

İdari Şartname’nin “İhaleye katılabilmek için gereken belgeler ve yeterlik kriterleri” başlıklı 7’nci maddesinde, “7.1. İsteklilerin ihaleye katılabilmeleri için aşağıda sayılan belgeler ve yeterlik kriterleri ile fiyat dışı unsurlara ilişkin bilgileri e-teklifleri kapsamında beyan etmeleri gerekmektedir. … 7.7.2.Avantajlı teklif sahibi firmalardan tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında teklif edilen cihaz ve kitlere ait katalog CD ve broşür gibi teknik dokümanlar talep edilecektir. Komisyonun gerekli görmesi halinde demonstrasyon talep edilebilir.” düzenlemesi,

Teknik Şartname’nin “5.Grup: Tam Otomatik İdrar Analizörleri Teknik Şartnameleri” başlığı altında “…12. İdrar cihazları: Strip kısmı ve Sediment kısmı olmak üzere 2 kısımdan oluşmalıdır. Cihazların mikroskobi ve kimyasal kısımlarında ayrı ayrı cihaza ait otomatik barkot okuyucu sistemi olmalıdır.

20.Sistemde hem kimyasal hem de mikroskopi cihazlarının analiz ünitelerinin ayrı ayrı kalibrasyonları yapılabilmelidir. Flow cell dijital görüntüleme yöntemiyle çalışan cihazların fokus işlemi haricinde hem mikroskopi, hem kimyasal kısmında kalibrasyon menüsü olmalıdır. Cihazlarla uyumlu ayrı ayrı kalibratörleri olmalı ve bunlara ait uygunluğu gösteren orijinal prospektüsleri, idarenin talebi üzerine beyan edilen bilgileri tevsik edici belgelerle birlikte idareye sunacaktır. Ayrıca cihazlarda kapsamlı kalite kontrol programı bulunmalı, kontrol değerleri sistem analiz üniteleri için Levey-Jennigs grafikleri ve aylık bazda izlenebilmelidir. Gerektiğinde kontrol sonuçları LIS’e gönderilebilmelidir.” düzenlemesi bulunmaktadır.

İhale dokümanında yer alan bilgilerden şikâyete konu ihalenin …… İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı tüm hastanelerin 16 Grup Sonuç Karşılığı Laboratuvar Hizmetinin gerçekleştirilmesi işine ilişkin olduğu, ihalenin 11.02.2025 tarihinde elektronik ortamda birim fiyat teklif alınmak suretiyle gerçekleştirildiği, ihalenin kısmi teklife açık olduğu ve 16 kısımdan oluştuğu, işin süresinin işe başlama tarihinden itibaren 15 (OnBeş) ay olduğu, söz konusu ihaleye ilişkin 32 adet ihale dokümanı indirildiği, 11.02.2025 tarihinde yapılan ihaleye 12 isteklinin katıldığı, başvuru sahibinin ihalenin 5’inci kısmı olan: İdrar testleri bölümü için teklif verdiği ve kesinleşen ihale komisyonu kararında belirtilen gerekçelerle teklifinin Teknik Şartname’nin bazı maddelerini karşılamaması gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakıldığı, ihale komisyonunca yapılan değerlendirme neticesinde 27.02.2025 tarihli ihale komisyon kararı ile ihalenin 1., 2., 3., 9., 10., 11, 13’üncü kısımlarının …….Medikal Tıbbi Cihazlar San. ve Tic. Ltd. Şti., 5., 6., 12., 14., 16’ncı kısımlarının ……. Tıbbi Ürün İthalat İhracat İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, 7’nci kısmının ……… Tıp İnşaat Gıda Nakliyat Tem. San. ve Tic. Ltd. Şti., 8. ve 15’inci kısımlarının ……..Medikal Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi üzerinde bırakıldığı, ihalenin 4’üncü kısmının ise geçerli teklif bulunmaması nedeniyle iptal edildiği belirlenmiştir.

İhale işlem dosyasında yer alan belgelerden, ihale komisyonunca yeterlik bilgileri tablosu üzerinden yapılan değerlendirme neticesinde söz konusu ihalenin 5’inci kısmında en düşük teklifi veren başvuru sahibi ile en düşük ikinci teklif veren ……. Tıbbi Ürün İthalat İhracat İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.ne 13.02.2015 tarihli yazı yazılarak İdari Şartname’nin 7.7.2’nci maddesinde istenilen teklif edilen cihaz ve kitlere ilişkin katalog , CD ve broşür gibi teknik dokümanların 20.02.2025 tarihine kadar sunulmasının istenildiği, isteklilerin süresi içerisinde istenen dokümanları sunduğu ve sunulan dokümanların değerlendirilerek ihale komisyonunca başvuru sahibinin teklifinin Teknik Şartname’nin 11, 12, 19, 20 ve 31’inci maddelerini karşılamadığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakıldığı tespit edilmiştir.

Başvuru sahibi tarafından, katalogların cihazların tüm teknik özelliklerini ayrıntılı şekilde içermeyen özet bilgiler içerdiği, cihazlarının hem mikroskobi hem de kimyasal kısımlarında barkot okuyucu sisteminin bulunduğu ifade edilmek suretiyle teknik değerlendirme yapılırken yalnızca katalog bazlı değerlendirme yerine demonstrasyon talebi ile cihazın gerçek özelliklerinin incelenmesi talep edilmektedir. İdarece İdari Şartname’nin 7.7.2’nci maddesinde komisyonun gerekli görmesi halinde demonstrasyon talep edebileceği düzenlemiş olmasına rağmen, söz konusu kısım için demonstrasyon yapılmasının istenilmediği belirlenmiştir.

Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri gereğince, idarelerce ihale konusu işin özelliği dikkate alınarak ihaleye katılacak isteklilerden, mesleki ve teknik yeterliklerinin belirlenmesine ilişkin olarak teklifleri ile birlikte numune/demonstrasyon sunmaları istenebilmektedir. Başvuru sahibi tarafından katalogların tüm özellikleri göstermediği iddia edilmesi halinde idare tarafından teklif edilen cihazın demosu üzerinden ihale dokümanı ile istenilen yeterlik kriterlerini sağlayıp sağlamadığı denetiminin yapılmasının mümkün olduğu anlaşılmıştır.

Ayrıca teklif edilen ürünün Teknik Şartname’de yer alan düzenlemelere uygun olup olmadığı yönünde yapılan değerlendirme neticesinde alınan kararlara ilişkin nihai sorumluluğun idareye ait olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte idare tarafından bu yetki ve sorumluluk kullanılarak değerlendirme yapılırken kamu ihale mevzuatına ve kesinleşen ihale dokümanına uygun olarak, isteklilerde herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, idarece ihalenin 5’inci kısmında Teknik Şartname’nin 12, 19, 20 ve 31’inci maddelerini karşılamadığı gerekçesiyle değerlendirme dışı bırakılan istekli ve ……..Tıbbi Ürün İthalat İhracat İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.nden teklif ettikleri ürünlere ilişkin demonstrasyon yapmalarının istenmesi ve bu değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Laboratuvar Hizmet Alımı İhalesinde Katalogda Görünmeyen özellikler İçin Demonstrasyon Yapılması Satınalma Dergisi 7 Gün 7 GündemMehmet ATASEVER

Simdata Danışmanlık Y.K. Başkanı

Sağlık Bak. SGB E. Bşk./KİK E. Üyesi

Mhatasever@gmail.com

Mehmetatasever.org

FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı Değerlendirmesi

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı Değerlendirmesi

FKB Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı Değerlendirmesi

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı DeğerlendirmesiFinansal Kurumlar Birliği’nin (FKB) İstanbul Üniversitesi iş birliğinde geliştirdiği “FKB Ekonomik Görünüm Endeksi”nin (FKB-EGE) Temmuz ayı bülteni yayımlandı.

FKB-EGE, Haziran ayında bir önceki aya göre 0,46 puan azalarak 98,46 değerini gördü. FKB Ekonomik Görünüm Anketi’ne göre Temmuz ayı enflasyon beklentisi ise yüzde 2,96’ya geriledi.

Banka dışı finans kesiminin ülke ekonomisine katkısını artırmak için faaliyet gösteren Finansal Kurumlar Birliği (FKB); Ekonomik Görünüm Endeksi’nin (FKB-EGE) Temmuz ayı bültenini yayımladı. Çatısı altındaki 5 sektörde, 124 şirketle finansmana erişimi kolaylaştırmak için önemli bir misyon yüklenen FKB’nin, İstanbul Üniversitesi iş birliği ile gerçekleştirdiği, Temmuz endeksi ve anket verilerinde, sıkılaştırma politikalarının etkilerinin kendini göstermeye devam ettiği gözlendi.

FKB Ekonomik Görünüm Beklenti Anketi verilerine göre; enflasyon beklentisi, bir önceki aya göre düşüş trendini Temmuz ayında da sürdürerek yüzde 2,96 olarak gerçekleşti. Haziran ayı için yüzde 3,17 olan ay sonu enflasyon beklentisine göre yaşanan azalış, ekonomiye ilişkin olumlu sinyaller olarak da değerlendirildi.

FKB-EGE’nin değişimine bakıldığında ise; Mayıs ayında 98,92 puana çıkan endeks Haziran ayında 0,46 puan azalarak 98,46 değerine geriledi. Endeksin alt bileşenlerinden Faktoring Sektörü Endeksi Haziran 2024’te 1,05 puan azalarak 99,21 değerini, Finansal Kiralama Sektörü Endeksi 0,29 puan azalarak 100,35 değerini ve Finansman Sektörü Endeksi, de 0,06 puan azalarak 95,81 değerlerini aldı.

FKB Ekonomik Görünüm Anketi Temmuz sonuçlarına göre, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi 2024 yıl sonu için yüzde 3,60 ve 2025 yıl sonu için yüzde 3,76 oldu. Aynı yıllar için OVP’nin sırasıyla %4 ve %4,5 ile IMF’nin sırasıyla %3,1 ve %3,2 olan öngörüleriyle karşılaştırıldığında, katılımcıların GSYH büyüme oranı beklentisi, OVP öngörülerinin altında ve IMF‘nin öngörülerinin üzerinde oldu.

Araştırma ekibinden İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, FKB Ekonomik Görünüm Endeksi’nde dalgalı seyrin devam ettiğini, bununla birlikte aylık enflasyona ilişkin beklentilerde düşüş eğiliminin sürdüğünü belirtti. Genel olarak değerlendirildiğinde sektörün ekonomiye ilişkin öngörülerinin OVP’nin altında belirlendiğini söyleyen Prof. Dr. Şeker, sektörün genel gidişatına yönelik kötümser eğilimde ise son 4 aydır sürekli azalış ivmesinin gözlenmesinin olumlu olduğunu ifade etti.

Yöneticiler Için Stratejik Müzakere Eğitimi Haber Fkb Ekonomik Görünüm Endeksi Temmuz Ayı DeğerlendirmesiFKB-EGE Temmuz ayı bültenine aşağıdaki linkten veya ekten ulaşabilirsiniz.

https://www.fkb.org.tr/Sites/1/upload/files/FKB_Temmuz_2024_Bu%CC%88lteni-3874.pdf

 


 

MÜZAKERE TEKNİKLERİ VE PAZARLIK BECERİLERİ MAKALELERİ
“Taktikler bazen pazarlık sürecinin başı, bazen ortası bazen de sonunda etkilidir.”

PAZARLIK MASASI ve PAZARLIK TAKTİKLERİ

“If you are not at the table, you are on the menu”.

PAZARLIK BECERİ ANKETİ

MÜZAKERE & PAZARLIK EĞİTİM TESTLERİ

Aralıklı Düşünme Becerisi

Aralıklı Düşünme Becerisi
Aralıklı Düşünme Becerisi

Aralıklı Düşünme Becerisi

M.Efsun Yüksel Tunç
Eğitmen ve Yönetim Danışmanı
Yaşam ve Yönetici Koçu
efsun@indus.com.tr

Düşünmek insana verilmiş en büyük armağanlardan biri. Ancak tıpkı bedenin sürekli çalışmaktan yorulması gibi, zihnin de sürekli düşünmekten tükenmesi mümkün. Bugünün dünyasında artık yalnızca “çok düşünmek” değil, “doğru zamanlarda durmak” da bir liderlik becerisi. İşte bu noktada karşımıza çıkan bir kavram: aralıklı düşünme. Yani, zihinsel oruç.

Aralıklı Düşünme Becerisi
Aralıklı Düşünme Becerisi

Beden sağlığı için nasıl zaman zaman aralıklı oruç (intermittent fasting) uygulanıyorsa, zihinsel sağlık için de düşünme pratiklerinde benzer bir yaklaşım fayda sağlıyor. Sürekli düşünmek yerine, bilinçli duraklamalarla zihni yenilemek, sadece bireysel değil, kurumsal başarı açısından da stratejik bir fark yaratabiliyor.

Harvard Business Review’da 2023 yılında yayımlanan bir makaleye göre, bilinçli düşünme molaları veren yöneticilerin %68’i, bu uygulamanın karar alma süreçlerini olumlu etkilediğini bildiriyor. Dahası, Stanford Üniversitesi’nin yürüttüğü bir çalışmada, dikkatli zihinsel mola veren bireylerin yaratıcı problem çözme yetkinliklerinin ortalamadan %45 daha yüksek olduğu gözlemlenmiş.

Bu sadece akademik bir veri değil, iş dünyasında da karşılık bulan bir gerçek. Hızın ve karar baskısının yoğun olduğu profesyonel hayat, artık yalnızca analitik zekâyla değil, bilişsel esneklik ve zihinsel denge ile yönetiliyor. Aralıklı düşünme, bu esnekliği ve dengeyi sağlayan temel becerilerden biri olarak öne çıkıyor.

Aralıklı düşünme, zihinsel süreçlerde sürekli işlem hâlinden bilinçli olarak uzaklaşmak anlamına geliyor. Bu, tembellik değil; stratejik bir duruş. Ekrana, mesaja, toplantıya boğulmuş bir zihin için bu duruş, bir “yeniden başlatma” komutu kadar etkili.

“Zihin, sürekli çalışan bir kas gibidir. Onu esnetmek, dinlendirmek ve yeniden yapılandırmak gerekir.”
— Daniel Kahneman

Aralıklı düşünme, zihni susturmak değil; zihne nefes aldırmaktır. Kimi zaman kısa bir yürüyüşle, kimi zaman birkaç dakikalık göz kapama egzersiziyle, kimi zaman ise bilinçli bir “düşünmeme süreciyle” gerçekleşebilir. Esas olan, zihnin her daim tetikte olması hâlini kısa süreliğine dindirebilmek.

Kurumsal dünyada aralıklı düşünmenin önemi giderek artıyor. Çünkü bu yaklaşım:

  • Karar alma kalitesini artırıyor
  • Odaklanma süresini uzatıyor
  • Yaratıcılığı tetikliyor
  • Stres toleransını geliştiriyor
  • Yanlış karar ihtimalini azaltıyor

PwC’nin 2022 yılında yayımladığı “Future of Leadership” raporuna göre, yüksek belirsizlik ortamlarında liderlerin en çok ihtiyaç duyduğu becerilerden biri “düşünce döngülerini kontrol edebilme” yetkinliği. Yani, sadece hızlı karar almak değil, doğru anda durabilmek de bir beceri artık.

Bu farkındalık bireysel olduğu kadar, kurumsal bir bakış açısı da gerektiriyor. Kurumların çalışanlarına zaman yönetimi eğitimi vermesi kadar, zihinsel dinlenme alanları yaratması da önemli. Bu sadece fiziksel alanlarla sınırlı kalmamalı; iş akışlarında da küçük “düşünme aralıkları” tanımlanmalı.

  • Toplantıların arasında bilinçli 10 dakikalık “zihinsel serbest zaman”
  • Yaratıcı projelerde “düşünmeye ara” politikaları
  • Sessizlik saatleri / dijital detoks uygulamaları
  • Yöneticiler için “refleksiyon seansları” gibi yeni nesil yaklaşımlar, kurumlarda psikolojik dayanıklılığı artırabilir.

Aralıklı düşünme, kişisel gelişimin temelini oluşturur. Çünkü gelişim, sadece öğrenmekle değil, öğrendiklerimizi sindirebilmekle mümkündür. Bu sindirme süreci, yoğun düşünmeden çok, doğru zamanda durmakla mümkün olur.

Her gün biraz daha koşturan, biraz daha yetişmeye çalışan profesyoneller olarak, zihnimizin de nefes alabileceği alanlar yaratmalıyız. Aksi hâlde ne yaptığımız işi tam kavrayabiliriz ne de kendimizi.

Yapılan bir başka araştırmaya göre (University of Michigan, 2021), “günde sadece 15 dakikalık zihinsel sessizlik” bile stres hormonlarının %25 oranında azalmasına katkı sağlıyor. Bu, uzun vadede hem bireylerin hem kurumların verimliliğini artırıyor.

Biz, sürekli daha fazlasını yapmaya değil, daha anlamlısını yapmaya inanıyoruz. Bu da ancak zihinsel duraklamaları kabullenmekle mümkün. Zihnimiz dinlendiğinde, düşüncelerimiz berraklaşır. Kararlarımız güçlenir. İşimizde, ilişkilerimizde, yaşamımızda daha stratejik adımlar atarız.

Çünkü gelişmek, bazen düşünmekle değil, düşünmeye ara vermekle başlar.

M.Efsun Yüksel Tunç

Eğitmen ve Yönetim Danışmanı

Yaşam ve Yönetici Koçu

efsun@indus.com.tr

#aralıklıdüşünme #zihinseldinlenme #liderlikbecerileri #kararalmabecerisi #zihinseldenge #kurumsalgelişim #psikolojikedayanıklılık #stratejikdüşünme #yaratıcılık #farkındalık #bilişselsesneklik #zamanayönetimi #verimlilik #kişiselgelişim #profesyonelduruş #dijitaldetoks #refleksiyonzamanı #liderlikvefarkındalık

JENERATÖR SANAYİSİ İÇİN TARİHİ ADIM: JENDER ve MEB İŞ BİRLİĞİ

Jeneratör Sanayi̇si̇ İçi̇n Tari̇hi̇ Adim Jender Ve Meb İş Bi̇rli̇ği̇
JENERATÖR SANAYİSİ İÇİN TARİHİ ADIM JENDER ve MEB İŞ BİRLİĞİ

JENERATÖR SANAYİSİ İÇİN TARİHİ ADIM: JENDER ve MEB İŞ BİRLİĞİ

Türkiye jeneratör ve güç sistemleri sanayisini temsil eden JENDER (Jeneratör Sanayicileri ve Güç Sistemleri Derneği) ile T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, sektöre özel nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi amacıyla önemli bir iş birliğine imza attı.

Jeneratör Sanayi̇si̇ İçi̇n Tari̇hi̇ Adim Jender Ve Meb İş Bi̇rli̇ği̇

İmzalanan Meslekî Eğitim İş Birliği Protokolü, elektrik-elektronik ve motorlu araçlar teknolojisi alanlarında faaliyet gösteren meslek liselerinde yeni nesil atölye ve laboratuvarların kurulmasını, öğrencilerin uygulamalı eğitim yoluyla sektörel ihtiyaçlara uygun bilgi ve becerilerle yetiştirilmesini hedefliyor.

✍️ İmza Töreni

Protokol, Millî Eğitim Bakanlığı adına

  • Genel Müdür Vekili Sn. Salih KAYGUSUZ,

JENDER adına ise

  • Başkan Sn. Rıdvan ÖZER tarafından imzalandı.

Törende ayrıca;

  • Daire Başkanı Sn. Mustafa GÜNAY
  • Proje Sorumlusu, Başöğretmen Sn. Şehnaz ÇİVİCİ
Jender Plaket Takdi̇m
JENDER PLAKET TAKDİM

👥 JENDER Heyeti:

  1. Rıdvan ÖZER – Başkan
  2. Burak BAŞEĞMEZLER – Başkan Vekili
  3. Kadir SÜMERKENT – Başkan Vekili
  4. Semih GÖKALP – Yönetim Kurulu Üyesi
  5. Faruk AKSOY – Genel Sekreter ve YK Üyesi
  6. Umut Hüseyin ŞENEL – Eğitim Komitesi Başkanı

Protokol sürecine destek sağladı ve katılım gösterdi.

🔧 Protokol Kapsamında Atılacak Adımlar:

  • İlk etapta 5 ilde 16 meslek lisesinde modern atölye ve laboratuvarların kurulması
  • Yaklaşık 80 öğrenciye işletmelerde mesleki eğitim ve staj imkânı sunulması
  • Eğitim ortamlarında iş sağlığı ve güvenliği için ekipman desteği
  • Öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimler ile beceri güncelleme
  • Başarılı öğrencilere burs desteği
  • Teknik geziler, seminerler, fuarlar ve yarışmalar ile farkındalık artırımı
  • Mezuniyet sonrası istihdam destekleri ile doğrudan sektöre kazandırma

📍 Proje kapsamındaki İller ve Okullar:

  • Balıkesir: Borsa İstanbul, Mimar Sinan, 100. Yıl MTAL
  • Eskişehir: Turgut Reis, Türk Telekom MTAL
  • İstanbul: Sancaktepe Eyüp Sultan, Tuzla Cezeri, Kâşif Kalkavan, Pendik Borsa İstanbul, Nuri Demirağ MTAL
  • Kocaeli: Bahçecik, Gebze, Darıca Aslan Çimento, Deniz Yıldızları MTAL
  • Tekirdağ: Çerkezköy Halit Narin, Veliköy MTAL

🎯 Ortak Hedef:Gençlerimizi teknolojiye hâkim, uygulamalı eğitimle donatılmış bireyler olarak geleceğe hazırlamak; nitelikli insan kaynağı ile jeneratör ve güç sistemleri sektörümüzü sürdürülebilir kalkınma ve küresel rekabet hedeflerine taşımak.

🏭 Sektöre Katkı:

Türkiye’nin stratejik sektörlerinden biri olan jeneratör ve güç sistemleri sanayisi, bu iş birliği sayesinde yerli üretim, sürdürülebilirlik ve ihracat alanlarında daha güçlü bir insan kaynağı altyapısına kavuşacaktır.

📚 JENDER Eğitim Komitesi Kuruldu:

Bu kapsamda, JENDER bünyesinde Eğitim Komitesi kurulmuş olup, eğitim faaliyetleri T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde yürütülecektir. Eğitim Komitesi, sektörün teknik ihtiyaçlarına uygun eğitim içeriklerinin hazırlanması, öğretmen eğitimleri ve öğrencilere yönelik programların uygulanmasından sorumludur.

🌍 Uluslararası İş Birliği:

JENDER’in Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kardeş derneği olan EGSA (Electrical Generating Systems Association)ile yapılan iş birliği çerçevesinde, eğitim ve sertifikasyon programlarında uluslararası destek ve danışmanlıksağlanacaktır. Bu sayede öğrenciler ve eğiticiler, küresel standartlara uygun bilgi ve yetkinliklere sahip olacaktır.

📄 PROTOKOL Okullar Listesi

Sıra İl İlçe Okul Kodu Okul Adı
1 BALIKESİR KARESİ 755809 Balıkesir Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
2 BALIKESİR ALTIEYLÜL 755805 Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
3 BALIKESİR ALTIEYLÜL 755807 100. Yıl Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
4 ESKİŞEHİR ODUNPAZARI 967489 Turgut Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
5 ESKİŞEHİR ODUNPAZARI 967490 Türk Telekom Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
6 İSTANBUL SANCAKTEPE 749857 Sancaktepe Eyüp Sultan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
7 İSTANBUL TUZLA 974645 Tuzla Cezeri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
8 İSTANBUL PENDİK 767165 Nuri Demirağ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
9 İSTANBUL PENDİK 964611 Pendik Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
10 İSTANBUL TUZLA 752731 Kaşif Kalkavan Çok Programlı Anadolu Lisesi
11 KOCAELİ BAŞİSKELE 967510 Bahçecik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
12 KOCAELİ GEBZE 174129 Gebze Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
13 KOCAELİ DARICA 967518 Darıca Aslan Çimento Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
14 KOCAELİ DARICA 967519 Deniz Yıldızları Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
15 TEKİRDAĞ ÇERKEZKÖY 971957 Çerkezköy Halit Narin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
16 TEKİRDAĞ ÇERKEZKÖY 763270 Veliköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi Ve Yeşil Satın Alma Eğitimi Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Yeşil Satınalma Eğitimi

SÜRDÜRÜLEBİLİR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ
VE YEŞİL SATINALMA MAKALELERİ

Sunum Klasörünü indirebilirsiniz:

Sürdürülebilir Kalkınma Raporu ve Türkiye Analizi 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK EĞİTİMİ ve TESTLER

Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Yönetimi ve Yeşil Satın Alma Eğitimi

İşçinin “…Bana verilen zam oranını insan kaynaklarına iade ediyorum” şeklinde mail atması haklı fesih nedeni midir?

İşçinin “…bana Verilen Zam Oranını Insan Kaynaklarına Iade Ediyorum” şeklinde Mail Atması Haklı Fesih Nedeni Midir

İşçinin “…Bana verilen zam oranını insan kaynaklarına iade ediyorum” şeklinde mail atması haklı fesih nedeni midir?

Lütfi İNCİROĞLU

İşçinin “…bana Verilen Zam Oranını Insan Kaynaklarına Iade Ediyorum” şeklinde Mail Atması Haklı Fesih Nedeni Midir4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan işçinin işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması haklı fesih nedenidir. Bu davranış sadece işverene değil vekillerine de yapılsa aynı sonucu doğurur. Başka bir deyişle, işveren ya da işveren vekillerinin onur ve saygınlığına zarar verebilecek davranışlarda bulunulması işçi açısından haklı nedenle feshi gerektirir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararına konu olan bir olayda, işçinin kendisine yapılan yıllık %5,3 oranındaki ücret artışını benimsemeyerek işyerindeki yönetici ve işçilerin hesabına “Merhabalar, bana verilen zam oranını zarf içinde insan kaynaklarına iade ediyorum. Bu oranı kim ya da kimler belirlediyse aralarında paylaşsınlar, bilgilerinize.” şeklinde elektronik posta atması gerekçesi ile iş sözleşmesi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendi gereğince işverenin veya onu temsile yetkili olan ve zam oranını belirleyen işveren vekillerinin onur ve saygınlığına zarar verebilecek örtülü hakaret niteliği taşıması nedeni ile işveren tarafından yapılan feshin haklı olduğu ve işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağına hükmedilmiştir.

Ancak işçi, Yargıtay’ın aleyhe kararını müteakip Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa mahkemesi işçinin elektronik postada sarf edilen söz sebebiyle iş akdinin feshedilmesini ifade özgürlüğünün, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi özetle, başvurucu işçinin işveren ve vekillerine gönderdiği elektronik posta içeriğinde herhangi bir somutlaştırma yapılmadan ve isnatta bulunulmadan başvurucunun maaş zammını düşük bulduğu ve bu durumdan duyduğu rahatsızlığı ilgililerin dikkatine sunmaya çalıştığını, başvurucunun bu memnuniyetsizliği dile getirmeyi amaçladığını ancak başvurucunun elektronik postada kullandığı eleştirel üslubun işyeri disiplinini, düzenini ve çalışma barışını nasıl olumsuz etkilediğine dair bir değerlendirmede bulunulmadığına hükmetmiştir.

Öte yandan 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan işçinin işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması şeklindeki haklı fesih sebebinin değerlendirilmesine yönelik olarak ihtilafa konu içeriğin niteliğini, kullanıldığı bağlamı ve muhtemel etkilerini kapsamlı ve detaylı bir şekilde incelenmemesi ve salt işveren vekillerinin ve diğer işçilerin elektronik postayı görmelerinin hakaret olarak değerlendirmesini de uygun bulmamıştır.

Bu durumda başvurucunun iş akdinin haksız olarak feshedildiğinden hareketle açtığı alacak davasını reddeden Mahkemenin başvurucunun ifade özgürlüğü ile işveren ve/veya işveren vekillerinin şeref ve itibar hakları arasında adil bir denge kurabildiğinden bahsetmek mümkün olmadığı, dolayısıyla mahkemenin başvurucunun ifade özgürlüğü ile işyerinin disiplini, düzeni ve çalışma barışının sağlanması amacı arasında adil bir denge kurulmasına yönelik ilgili ve yeterli bir gerekçe sunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 26. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden ve toplumun ilerlemesi, her bireyin gelişmesi için gerekli temel şartlardan biri olduğunu ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesi ayrıca özel hukuk iş ilişkisi kapsamında çalışan bireylerin Anayasa ile güvence altına alınan haklarına yönelik müdahale iddiası içeren uyuşmazlıkların karara bağlandığı davalarda yargı mercilerince söz konusu güvenceler göz ardı edilmemeli, işveren ve çalışanlar arasındaki çatışan çıkarlar adil biçimde dengelenmeli, ulaşılan sonuç hakkında hüküm kurulurken ilgili ve yeterli gerekçeler sunulmalıdır demek suretiyle başvurucunun gönderdiği elektronik posta içeriğinin işverenin saygınlığını zedelemediğine ve hakaret niteliği taşımadığına ihlal iddialarının ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiğini değerlendirilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, işçinin ifade özgürlüğü ile işverenin şeref ve itibarının korunması hakkı arasında kurulması gereken adil dengeye ilişkin dikkate alınması gereken birtakım ölçütler belirlemiştir. Buna göre dile getirilen düşünce açıklamalarının nerede, kimlerle ve hangi şartlarda paylaşıldığı, kişinin amacı, iyi niyetli olup olmadığı, ifade özgürlüğünü sırf üçüncü kişilere zarar vermek amacıyla kullanıp kullanmadığı, yürütülen kamusal tartışmanın önemi, yapılan açıklama veya kullanılan sözlerin bu kamusal tartışmaya yaptığı katkının ağırlığı, ayrıca kullanılan ifadeler ve bunların hedef alınan kişinin yaşamına etkileri gibi kriterleri somut olay bağlamında uygun düştüğü ölçüde dikkate alması gerektiğine hükmetmiştir.

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğünün ihlal edilmesi gerekçesi ile başvurucuya net 30.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiğine karar vermiştir[1].

Kanaatimiz odur ki, ücret artışını beğenmeyip işyerindeki yönetici ve işçilerin hesabına “Merhabalar, bana verilen zam oranını zarf içinde insan kaynaklarına iade ediyorum. Bu oranı kim ya da kimler belirlediyse aralarında paylaşsınlar, bilgilerinize.” şeklinde elektronik posta atan işçinin iş sözleşmesi haklı değil, geçerli nedenle sona erdirilmeli idi. Bu nedenle Yargıtay’ın bu konuda verdiği karara katılmıyoruz.

[1] AYM 02/05/2024/:2020/38733;RG: 16.09.2024/32664