Postfinansman – Vesaik Mukabili İthalat

VESAİK MUKABİLİ (CASH AGAINST DOCUMENTS – CAD)

Bu ödeme şeklinde İhracatçı malları gönderdikten sonra bedelini tahsil etmek üzere tahsile belge (vesaik) gönderir. Belgeler bir talimat ekinde bankaya verilir. Tahsil vesaikini alan banka ödeme veya kabul karşılığı vesaiki alıcıya (ithalatçıya) teslim eder.  Bankalar tahsil vesaiki bedelinin tahsiline veya poliçenin kabulünün sağlanmasına aracılık ederler. Bu ödeme şeklinde bankanın yükümlülüğü talimatlara uygun olarak belgelerin tahsile gönderilmesi, teslim edilmesi ve tahsil edilen bedeli yine talimata uygun olarak ödemektir.

VESAİK MUKABİLİNDE İŞLEM ADIMLARI

  • Alıcı ve satıcı satım sözleşmesi düzenler.
  • Satıcı malı hazırlar ve gönderir
  • Satıcı belgeleri  fatura, konşimento, menşe şehadatnamesi, çeki listesi, varsa poliçe vs.) talimat ekinde bedeli tahsil edilmek/kabul edilmek üzere tahsil bankasına gönderilmek üzere bankasına verir.
  • Banka römiz mektubu düzenler ve ekinde belgeler ile tahsil bankasına (collecting bank) gönderir. Poliçe veya konşimento ciro gerektiriyorsa uygun şekilde cirolar verilir.
  • Tahsil bankası  ihbar mektubu düzenler alıcıya gönderir .
  • Alıcı bankaya gelir. Duruma göre bedelini ödeyerek veya kabul ederek vesaiki alır ve malı çeker.
  • Tahsil bankası bedeli transfer eder.
  • Gerek ithalatçının bankası, gerekse ihracatçının bankası alıcıya vesaikin alınması ve bedelinin ödenmesi konusunda zorlama yapamazlar. Sadece aracılık görevlerini yerine getirirler.

POSTFİNANSMANLI VESAİK MUKABİLİ İTHALAT

Yurtdışından vesaik mukabili ödeme şekline göre alınacak mallarla ilgili olarak, ihracatçının bankası tespit edilir ve ihracatçının bankası ile ithalatçının bankası arasında, gönderilecek vesaik mukabili işlemle ilgili olaerak ödemenin postfinansmanlı olabileceği şeklinde bir teklif iletilir ve karşı bankanın mütabakatı sağlanır. İhracatçı banka göndereceği vesaik mukabili işlemin ödemesinin postfinansmanlı olması konusunda ithalatçının bankasını postfinansman kredisi açmaya karar verdiğinde;

  • Postfinansman tutarı,
  • Postfinansman vadesi,
  • Postfnansman faiz oranı,
  • Postfinansman banka masrafı,
  • Psotfinansman sözleşmesi

Konularında tam bir mütabakat sağlanır, ithalatçının bankası ile ihracatçının bankaları  arasında protokol imzalanır. Protokol sonrasında ithalatçı ile de ayrı bir sözleşme imzalanır. Bu aşamada ithalatçının bankası nezdinde gayrinakdi bir kredi limiti ve aktif kullanabileceği teminatlandırılmış bir gayrinakkdi kredisinin var olması gerekir. İthalatçı ile ithalatçının bankası arasında yapılacak sözleşmede yurtdışı bankadan sağlanan postfinansman kredisi ile ilgili;

  • Postfinansmanın ithalatçıya maliyeti
  • Komisyon oranı,
  • Bankaların masrafları,
  • Postfinansman tutarı,
  • Postfinansman vadesi

Konuları sözleşme ile imza altına alınır.

POSTFİNANSMAN KULLANIMI

Yukarıda sayılan postfinansman sözleşmesinin imzalanmasını müteakip, ihracatçının bankası tarafından, ithalatçının bankasına ithalat vesaiki gönderilir. Vesaiki teslim alan ithalatçının bankası, vesaikin alındığını ihracatçının bankasına (acknowledgement), aynı zamanda da ithalatçıya bildirir. Sonrasında uygulanacak işlem adımları şu şekildedir;

  • Gelen ithalat vesaiki banka kayıtlarına alınır,
  • İthalatçı bilgilendirilir,
  • Vesaikin ithalatçıya teslimi sağlanır,
  • Teslim edilen her ne kadar “görüldüğünde ödeme / cash against documents” olarak görünse de daha önce yapılan postfinansman protokoli çerçevesinde ithalat vesaki bedelsiz olarak ithalatçıya verilir ve malların gümrükten çekilmesi sağlanır,
  • İthalatçıya teslim edilen vesaik ile ilgili, vesaiki gönderen ihracatçının bankasına durum bildirilir,
  • Vesaikin tesliminin muhabir bankaya ihracatçının bankasına bildirilmesini müteakip, ihracatçının bankası kendi bünyesinden ihracatçıya vesaik bedelini öder ve ihracatçının kendi bankası ile alacak  vereceği kalmaz,
  • İhracatçının bankasının vesaik bedelini ihracatçıya ödemesi ile postfinansman kredisi ithalatçının bankasına dolayısı ile ithalatçıya kullandırılmış olur.

POSTFİNANSMAN KREDİSİNİN GERİ ÖDEMESİ

Kullandırılan postfinansman kredisinin belli bir vadesi olduğundan, vade sonunda postfinansman kredisinin geri ödenmesi söz konusudur. Bu postfinansman kredisinin ithalatçıya kullandırılırken garantörü ithalatçının bankasıdır. Postfinansman geri ödemesinde;

  • Ana para
  • Faiz
  • Banka masrafları

İthalatçıdan nakdi / nakit veya nakdi kredi hesabı borçlandırılarak alınarak muhabir bankaya transfer edilir ve postfinansman kredisinin sözleşme hükümlerine göre kapatılması sağlanır.

Postfinansman kredi olanakları oldukça cazip olup, yurt içinden kullanılacak kredi faizlerinden daha düşük bir faizle borçlanılabilir.

Yurtdışına Görevli Giden İşçinin Dönüşte Karantinaya Alınması Halinde, Çalışamadığı Günlerin Ücretleri Tam Olarak Ödenmeli Midir?

İşçi iş görme borcu altındadır ve yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır (TBK m.393,396). İşveren yönetim hakkı kapsamında işçisini yurtdışında iş seyahati için görevlendirebilir. İş seyahatinden dönen işçinin yurda girişte ondört gün boyunca karantinaya alınması söz konusu olabilir. İşçinin ondört gün süresince evinde kendisini izole etmesi gerekebilir. Görevli olarak yurtdışına giden ve ülkeye döndükten sonra on dört gün süreyle zorunlu olarak karantinaya alınan işçi, iş görme borcunu yerine getiremeyeceği için ücretinin işveren tarafından tam mı yoksa bir haftaya kadar yarım mı ödeneceği konusu tartışmalıdır.

İş görme borcunu yerine getirmek amacıyla yurtdışına giden işçi, dönüşte zorunlu olarak karantinaya alındığı için işverenine karşı iş edimini sunma imkanı bulamayacaktır.  Bu durum işçiden kaynaklanmamaktadır. Öyleyse işletme rizikosunun işçi üzerinde bırakılması iş hukukunun temel ilkelerine ve hakkaniyete aykırı olur. Bu nedenle işçinin ücreti tam olarak ödenmelidir (ÖZDEMİR MANAV, Eda, Covid-19 Salgınının Çalışma Şekilleri ve İşçinin İzin ve Ücret Hakları Açısından İş Sözleşmesine Etkisi, SİCİL, Yıl 2020, Sayı 43).

Nitekim işçinin iş edimin ifa edememesi işverenin talimatı ile iş görme borcunu ifa etmek üzere yurt dışına seyahat eden işçiden kaynaklanmamaktadır. Ancak işçinin, seyahat kısıtlaması öncesinde işi ile bağlantılı olmaksızın kendi insiyatifi ile yurtdışına çıkıp dönmesi nedeniyle karantinaya alınması durumunda, işçiye bir hafta boyunca yarım ücret ödenmesi gerekir. Bu sürecin bir haftadan fazla sürmesine bağlı olarak bir haftadan sonra iş ilişkisi askıya alınabilecektir. Fesih yasağı nedeniyle işverenin İş Kanunu m.25/III uyarınca derhal fesih hakkı bulunmamaktadır (İşK. Geçici m.10).

Bununla birlikte, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı- İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan İşyerlerinde Koronavirüsten (Covıd-19) Korunma Tedbirleri kapsamında, işyerlerinde iş seyahatleri ve iş toplantıları ile ilgili uygun tedbirler öngörülmüş ve ülke genelinde faaliyet gösteren tüm işyerlerinin bu tedbirlere uygun hareket etmesi istenilmiştir. Bu kapsamda, yurtiçi ve yurtdışına düzenlenecek iş seyahatleri, konferans, kongre vb. etkinlikler mümkün olabildiğince ertelenmesi, zaruri olduğu hallerde Sağlık Bakanlığı’nın önerilerine mutlaka uyulmalıdır.

Yurtdışına görevlendirilecek bölgede Covid-19 salgın hastalığı kapsamında ciddi ve yakın bir tehlike söz konusu ise, örneğin salgının yoğun yaşandığı bir bölgeye görevlendirilecek işçinin, özellikle psikolojik olarak zarar görmemesi açısından iş seyahatine gitmesi için zorlanmaması gerekir. Ancak işçinin iyiniyet kuralları çerçevesinde hareket etmesi gerekir. Covid-19 salgın hastalığını bahane ederek güvenli bölgeye seyahati ve toplantıyı reddetmemesi iş görme borcu kapsamında değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak, işçinin görevli olarak yurtdışına gönderilmesi sonrasında yurda döndüğünde karantinaya alınması zorlayıcı sebep sayılır. Ondört günlük karantina süresince işçinin ücreti tam olarak ödenmelidir. Çünkü bu durumdaki işçi, işverenin talimatı ile iş görme borcunun ifası kapsamında yurtdışına gittiği için iş edimini ifa edememesi kendisinden kaynaklanmamaktadır. Şayet işçi, yurtdışı seyahatine görev harici gitmiş ve döndüğünde karantinaya alınmış olsaydı, işverenin tam ücret ödeme yükümlülüğü bulunmayacaktı. İşveren bu durumdaki işçiye bir haftaya kadar yarım ücret ödeyecek daha sonra iş ilişkisi askıya alınacaktır (İşK. m.40).

Girişimcilik ve Strateji Yönetimi

Toplumu oluşturan bireyler, özellikle Z kuşağı ve Alpha Alfa kuşağı, yeni inovatif fikirler ile yaşamlarını dizayn ederek, Girişimcilik ve Strateji Yönetimi bazında kendilerine özel çalışma alanları yaratmak istemekte ve aksiyonu hemen hayata geçirmekteler.

Sektörleri incelediğimizde, her sektör kendi hiperlandı içerisinde, iş modelleri geliştirmekte ve demografik yapılarına uygun çalışmalar yapmaktalar.

Geçmişten günümüze bütün meslek kuruluşları standart yapılarına yeni niche alanlar yaratmadıklarından, toplum gözünde cazibe alanları kısıtlanmaktadır.

Girişimcilik; bir çoğumuza göre zor, çoğumuza göre gündelik sıradan bir çalışma modeldir.

Girişimcilik,

  • Vizyoner olmayı,
  • Farklı bakış açılarına sahip olmayı,
  • Demografik ve Kültürel düzeylere dikkat etmeyi,
  • Soğuk kanlı olmayı,
  • İnovatif düşünceyi desteklemeli,
  • Paylaşımcı olmayı,
  • Aksiyon odaklı yaklaşımlar,
  • Rakipleri iyi analiz etmeyi,
  • Rakipler ile iletişimde kalmayı,
  • Sosyal çevre ile iletişim odaklı olmayı,
  • Stratejik Pazarlama Yöntemleri’ ni uygulayabilmeli,
  • Dijital Mecralar da, refleks gösterebilmeyi,
  • Yapay Zeka Teknolojilerini ustalık ile kullanmayı,
  • Dijital Teknoloji ve Akıllı Teknolojilerde Profesyonelce fayda sağlamayı,
  • Reaktif ve Proaktif Yönetim stratejilerine sahip olmayı,
  • Online ve Offline Mecralarda organik hareket etmeyi,
  • B2B sektöründe aranılan bir kişi veya firma olmayı,
  • Sosyal ve İş çevresinde, mentör’ lük ve rol modeli olabilmeyi,

gerektiren multitask özelliklere sahip olunmayı gerekli kılar.

Girişimci olmaya giden yol haritanız; hazır olmalı ve strateji çalışmalarınız olmak zorundadır.

Girişimcilik Kuralları,

  • Fikriniz olmalı,
  • Fikrinizi hayata geçirebilecek hırsa sahip olmalısınız,
  • Fikirlerinizi gireceğiniz; B2B ve Sosyal çevrenizde anlatabilme beceriniz gelişmiş olmalı,
  • Girişimci olarak, çevrenizden gelebilecek feedback’ leri can kulağıyla dinlemeniz gerekir,
  • Neuro Marketing Bilimine hakim olmalısınız,
  • Yeni jenerasyonları iyi analiz etmiş olmalısınız,
  • Her kuşağa hitap eden; üslubunuz ve vücut diliniz olmalı,
  • Sorunlara çözüm odaklı yaklaşabilmelisiniz,
  • Kültürel yapınız; araştırma yapmaya, yorumlamayabilme becerisine ve analiz etmeye elverişli olmalı,
  • Girdiğiniz ortamlarda; dikkat çekmeli ve ilgi uyandırmalı,
  • Giyiminiz ve Kişisel Temizliğiniz ile karşınızdakilere örnek olmalısınız,
  • Ürün bilginiz yüksek, sunum beceriniz gelişmiş ve ikna stratejileriniz dinlenebilir olmalı,

Girişimcilik kişilere göre değişim göstermektedir.

Çoğumuz doğuştan gelen yeteneklere sahip olduğumuz gibi, bir çoğumuz da; eğitim ve tecrübeler sonucu öğrenilerek kazanılmaktadır.

Piyasa ekonomisinde, bilgi düzeyinizin güçlü olması kadar, sosyal yaşantınızda da çevreniz ile olan etkileşiminiz bir o kadar kuvvetli olmalıdır.

Piyasa koşullarında sürdürülebilir olmanız için;

  • İtibarı Yüksek,
  • Kaliteli Ürünler,
  • Doğaya Saygılı,

bir girişimci olmanız, sizleri her zaman bir adım öne taşıyacaktır.

Pazar ekosisteminde stratejileriniz planlayarak, sürdürülebilir kalkınma programları oluşturmalısınız.

  • Kısa Vadeli (0 – 1 Yıl),
  • Orta Vadeli (1 – 5 Yıl),
  • Uzun Vadeli (5 – 10 Yıl),
  • Sektörel yapıya göre değişim gösterebilir,

2020 yılı ve gelecek yıllar; vizyoner odaklı olmayı, yaşanılan süreçlere geniş bakış açıdan bakılıp detayları görebilmek ile mümkün olabilecektir.

Uluslararası İşletmelerde Politik ve Hukuki Çevre

Uluslararası işletmelerin, işletme politika ve stratejilerini belirlemede doğru bir çevre analizinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Günümüzde ticari olarak, her ne kadar sınırlar kalksa da, “global işletme” terimi terminolojiye yerleşse de, ticaret yapılacak bölgenin kültür yapısı ve beklentileri göz ardı edilemez bir gerçektir. Yapılması gereken en önemli analizden ikisi politik ve hukuki çevredir. Şimdi bunları biraz detaylandıralım.

Politik Çevre

Uluslararası politik çevre denildiğinde özellikle faaliyet gösterilen yabancı ülkelerdeki; yönetim şekli, politik ideolojisi, siyasi istikrarsızlık, politik huzursuzluklar, dış politika ve hükümet ile siyasi çevrelerin uluslararası işletmelere bakışı anlaşılmaktadır.

Uluslararası işletmelerde faaliyette bulunan yerel ülkelerin politik koşulları işletmenin hem organizasyon yapısını, hem de yerel ülkedeki varlığını etkileyebilecek düzeydedir. İşletmelerin faaliyet gösterdikleri her ülke ayrı bir siyasi birimdir. Bu birimde merkezi otorite, ülkede yaşayan ve aynı dile, dine, kültüre, gelenek ve göreneklere sahip insanlar bulunmaktadır.

Görüldüğü gibi uluslararası politik çevrenin organizasyona yaptığı etki bir işletmenin yabancı bir ülkedeki varlığını bile etkileyebilecek düzeydedir.

Uluslararası işletmelerin faaliyet gösterdikleri uluslararası piyasalar, genellikle faaliyet gösterilen ülkelerin uyguladıkları politikalar nedeniyle birbirlerine benzemezler.

Son yıllarda işletmelerin ülke ekonomisine yaptığı olumlu katkıların farkına varan ülkelerin hükümetleri, politik riskleri ortadan kaldırarak yabancı sermayeyi ve uluslararası işletmeciliği teşvik edici kanunlar çıkarmışlar ve yasal düzenlemeler yapmışlardır.

Hukuki Çevre

Uluslararası işletmelerin faaliyette bulunduğu ülkelerdeki hukuki düzenlemelerin birçoğu dolaylı veya dolaysız olarak uluslararası işletmeleri ilgilendirmektedir.

Faaliyet gösterilen ülkedeki anayasalar ile ithalatı, ihracatı, ticareti, yatırımları, yabancı sermayeyi düzenleyen kanunlar uluslararası kanunlar uluslararası işletmeler için büyük önem taşımaktadır.

Ayrıca; özellikle faaliyette bulunulan ülkelerde ki devlet ve mahali idareler sık sık işletmelere müdahale edici nitelikte hukuki kararlar almaktadırlar.

1-) Asgari ücretler

2-) Teşvik politikaları

3-) İş güvenliği yasaları

4-) İstihdam koşulları ile ilgili düzenlemeler

5-) Çevre ile ilgili mevzuatlar

6-) Sendikal düzenlemeler

7-) Grev, lokavt ve toplu pazarlık ile ilgili yasalar

😎 Sağlık ve emeklilik sistemleri ile ilgili düzenlemeler

9-) İşsizlik sigortası ile ilgili düzenlemeler

10-) Diğer hukuki mevzuatlar

Pandemide Artan Siber Saldırılardan Korunmanın Yolu Güçlü Altyapılardan Geçiyor

Dikkat, Alışverişinize Corona Virüsü Bulaşmasın

Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan: “Pandemi dönemini fırsat bilen siber saldırganlar uzaktan çalışmanın ve uygulanan kısıtlamaların getirdiği güvenlik risklerinden faydalanmak için saldırılarını her geçen gün yoğunlaştırıyor. Uzaktan çalışma süreçlerini aceleye getirip güvenliği ihmal eden birçok şirket büyük tehdit altında.”

Pandemi dönemiyle birlikte siber güvenlik ve diğer BT süreçlerinde çok önemli değişimler yaşandı. Şirketler ve kamu kuruluşları bu dönemde uzaktan çalışma modelini hızlı bir şekilde uygulamaya koydular. Birçok şirketin yeterli güvenlik testleri yapmadan kullanıma aldığı sistemler çeşitli güvenlik risklerini beraberinde getirirken, zaten yetersiz olan siber güvenlik uzmanlarının üzerindeki yükü de artırdı. Tüm bunları fırsat bilen siber korsanlar saldırılarını giderek daha da yoğunlaştırdılar. Siber güvenlik şirketi McAfee’ye göre Ocak ve Nisan ayları arasında bulut tabanlı siber saldırılar yüzde 630 oranında arttı. Barracuda Networks, oltalama e-postalarının şubat ayının sonundan itibaren yüzde 600 oranında arttığını açıkladı. Kaspersky’ın yaptığı bir araştırmaya göre ise şirketlere yönelik DDoS saldırıları bir önceki yılın aynı dönemine göre üç kat artış gösterdi.

Siber saldırganların hiçbir fırsatı kaçırmayacağını belirten Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan, “Şirketlerin siber saldırılardan en az etkilenmeleri ve iş sürekliliğini sağlamaları için öncelikle başta iletişim olmak üzere tüm altyapılarını ve veri merkezlerini güçlendirmeleri gerekiyor. Uzaktan çalışanların kullandıkları cihazların güvenli olduğundan emin olmanın yanı sıra bu çalışanlara oltalama gibi saldırılardan etkilenmemeleri için güvenlik eğitimi verilmesi gerekiyor. Aksi takdirde siber saldırılardan etkilenmemeleri kaçınılmaz” dedi.

Ozan İnan, şirketleri artan siber saldırılara karşı güvende kalmaları ve siber saldırılardan etkilenmemeleri için aşağıdaki konulara dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyardı;

  • Uzaktan çalışmayı daha güvenli hale getirmek için kullanıcı cihazlarında güvenlik yamalarının ve antivirüs programınının yüklü olduğundan, VPN kullandığınızdan emin olun.
  • Uzaktan çalışanlara başta oltalama gibi saldırılar olmak üzere siber güvenlik riskleriyle ilgili olarak eğitim verin.
  • Sistemlerinize uzaktan erişim için çok faktörlü doğrulamayı aktif hale getirin.
  • Veri merkezinizdeki güvenlik altyapısını güçlendirin.
  • Veri merkezinizi anormal faaliyetleri hızlı bir şekilde tespit edebilmek için sürekli izleyin ve otomasyona gidin.
  • Altyapınızdaki sunucuların, yönlendiricilerin, güvenlik duvarlarının ve diğer cihazların doğru bir şekilde yapılandırıldığından emin olun.

Türkiye’nin Gençlerinin İş Yaşamına Bakışı

Young business team watching for new presentation
Young business team watching for new presentation, teamwork. Project start up, adherents cooperation

Eski Normal ve Yeni Normal Arasında Bir Ayraç;

TÜRKİYE’NİN GENÇLERİNİN İŞ YAŞAMINA BAKIŞI

Her yıl düzenlenen Universum En Çekici İşverenler Araştırması’nın 8.si tamamlandı.

Türkiye’nin öğrenci ve çalışan gençlerinin görüşlerinin yer aldığı araştırma, gençlerin şirketlerden neler beklediğini ortaya koymasıyla firmalar için önemli bir yol gösterici oluyor.

Genç yetenek araştırmalarının küresel lideri Universum tarafından 40 ülkede, 3.351 üniversiteden 1.179.904 katılımcı ile gerçekleştirilen En Çekici İşveren araştırmalarının Türkiye etabının sekizinci yılı tamamlandı. Bu yılki araştırma, ülkenin önde gelen 55 üniversitesinin İktisadi İdari Bilimler, Mühendislik, Bilişim Teknolojileri, Fen Bilimleri, Sağlık, Tıp, Edebiyat, Hukuk, Eğitim ve Sosyal Bilimler öğrencilerinden oluşan toplam 54.597 öğrenci ve ortalama 4,3 yıl iş deneyimi olan 17.025 genç profesyonelden edinilen içgörülerle sonuçlandı.

Geleceğe yatırım yapmak ve önümüzdeki yılların stratejilerini oluşturmak adına araştırmayı merakla bekleyen pek çok firmanın olduğunu belirten Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı & Universum Orta Doğu Direktörü Evrim Kuran: “Türkiye’nin üniversiteli gençleri için en çekici işverenler araştırmamızın sekizinci yılında, yetmiş binden fazla gence kulak verdik. Bu yıl araştırmamızı kapattığımız Mart ayı, tüm dünyada işe ve yaşama dair yeni bir paradigma yaratılmasına sebep bir tarihi işaret ettiği için, 2020 araştırmamızın eski normalin son içgörüleri olduğuna inanıyorum. Ara dönem nabız yoklamalarımızda edindiğimiz kanılara bakılacak olursa, 2021 yılı işveren markalarına, liderlere, kurumlara sanırım evvelce duymaya alışkın olmadıkları mesajlarla gelecek.

2020 araştırmamız bir mihenk taşı. Eski normal ve yeni normalin arasında bir ayraç. Dünya çapında bir milyondan fazla gençle gerçekleştirdiğimiz bu araştırma ile gençler ve kurumlar arasında köprüler kurmak, iş yaşamını daha anlamlı bir yer haline getirmek için çalışıyoruz. Türkiye ekibi olarak bu misyonun sorumluluğunu daha derinden hissettiğimizi söylemek zorundayım. Türkiye’nin üniversiteli gençliğine dair işverenler, liderler, eğitim kurumları ve kural koyucular için genç nüfusta istihdam edilebilirliğin artmasını sağlayacak çözümler geliştirilmesine baz teşkil edecek veriler ortaya koyabilmek en önemli amacımız.” dedi.

Gençlerin Kariyer Profillerinde Dikkat Çekici Değişimler

Araştırmada yer alan sonuçlardan bazıları şöyle;

– Türkiye’nin üniversite öğrencisi gençliğinin kariyer profillerindeki en dikkat çekici değişim, uluslararası çalışma fırsatlarının daha da fazla önceliklendirilmiş olması. Önceki yıllarda ilk sıralarda çıkan Kariyerci ve Avcı profilleri daha yüksek oranda yerini Çokulusçu profile bırakmış durumda.

– Kariyer profillerine kuşak bazlı olarak bakıldığında geçtiğimiz yıl gözlemlenen trend devam etmekte; Z kuşağının Çokulusçu profili Y kuşağının epey önünde.

– Profil analizimizde dikkat çekici biçimde karşımıza çıkan uluslararası fırsatlar peşinde olan öğrencilerin oranındaki artış, araştırmanın farklı bölümlerinde de kendini doğruluyor. Öğrencilerin %78’i, genç profesyonellerin %76’sı Türkiye dışında kariyer yapmak istiyor.

– Araştırmaya katılan 17.025 genç çalışanın yarısı Pazartesileri işe enerjik gittiğini söylüyor.

– Araştırmanın 8. yılında, bir kez daha, gençlerin işveren olarak seçecekleri şirketlerden en önemli beklentilerinin eğitim ve gelişime yatırım olduğu görülüyor.

– Şirketlerin, çalışanlarının gelişimlerine yatırım yapması Türkiye’de en önemli işveren markası ayrıştırıcısı.

– Türkiye’nin gençlerinin potansiyel işverenlerine ulaşmakta en sık kullandıkları kanallar %96 ile dijital mecralar.

– Araştırmaya katılan öğrencilere, en çok geliştirmek istedikleri yetkinlikleri sorulduğunda zaman yönetimi, esneklik, iletişim ve takım çalışması yanıtları verildi.

Kasım’da gerçekleşecek olan People Make The Brand Konferansı’nda Universum – Türkiye’nin En Çekici İşverenleri araştırması sonuçları dünya karşılaştırmaları ile paylaşılacak.

Araştırmanın tamamına ulaşmak için info@dinamo.co adresine mail gönderebilirsiniz.

Kimya İhracatı 8 Ayda 11,5 Milyar Dolara Ulaştı

chemical research
close-up of colorful medical tubes placed in a plastic rack, in a laboratory

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, kimya sektörü ihracatı 2020 yılı Ağustos ayında 1 milyar 378 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektörün 8 aylık ihracatı 11,5 milyar dolara ulaşt

Bu yıl Ocak-Ağustos döneminde 11 milyar 521 milyon dolarlık kimyevi maddeler ve mamulleri ihracatı gerçekleştiren kimya sektörü, geçen yıl aynı döneme kıyasla yüzde 14,09 geriledi. Irak, ABD ve Almanya en çok kimyevi maddeler ihracatı yapılan ilk üç ülke oldu.

Ağustos ayı kimya sektörü ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Bu yıl pandemi dolayısıyla özellikle ikinci çeyrek itibariyle daralan dünya ve ülkemizin ekonomisinde ihracattaki genel gerilemede kimya sektörümüz de etkilendi. Haziran ve Temmuz ayında toparlanmanın ardından Ağustos ayında ise hem ülkemizin ihracatında hem de sektörümüzde bayram tatilinin de etkisiyle bir gerileme oldu. Ağustos ayında 1 milyar 378 milyon dolarlık kimya ihracatı gerçekleştirdik. En çok kimyevi maddeler ve mamulleri gerçekleştirdiğimiz ülkelerde ise Ağustos ayında Irak birinci sırada yer alırken, yüzde 39,06 artışla ikinci sırada yer alan ABD dikkat çekiyor. Diğer yandan kimya sektörümüzün kapasite kullanım oranlarına baktığımızda ortalama Mayıs ayında yüzde 67,08’a kadar indiğini, Haziran ayından itibaren yükselmeye başladığını ve Ağustos ayında yüzde 70,85’e kadar yükseldiğini görüyoruz. Türkiye İmalat PMI’ı (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) ise ağustosta 54,3 düzeyinde gerçekleşti ve Temmuz’a göre gerileme olsa da toparlanmanın devam ettiği görülüyor. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Buna rağmen sekiz aylık dönemde en çok ihracat gerçekleştiren ikinci sektör konumumuzu koruyoruz. Ticaret Bakanımız yakın zamanda “Kolay İhracat Platformu”nun duyurusunu yaptı. Bu platform ihracatçılara pazar bilgilerinden ülkelerin vergi oranlarına kadar detaylı bilgileri sunuyor. Dijital dönüşümü tüm ihracatçılarımıza yaygınlaştıracak, ihracatçı adaylarımızın dahi yararlanabileceği Kolay İhracat Platformu’nun ihracatçılarımızın özellikle e-ticarette önünü açacağına inanıyoruz.”

Ağustos ayında en fazla ihracat yapılan ülke Irak oldu

Irak, Ağustos ayında en çok ihracat yapılan ülke oldu. Ağustos ayında Irak’ı takip eden ilk onda yer alan diğer ülkeler ise ABD, Almanya, İngiltere, İspanya, Hollanda, İsrail, İtalya, Rusya ve Romanya oldu.

Irak’a yapılan kimya ihracatı 2020 yılı Ağustos ayında 85 milyon 960 bin dolar olarak gerçekleşti. Ağustos ayında Irak’a en çok “plastikler ve mamulleri”, “uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun”, “yıkama müstahzarları”, “eczacılık ürünleri”, “boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları”, “muhtelif kimyasal maddeler”, “gübreler”, “mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler”, “yapıştırıcılar, tutkallar, enzimler” ve “anorganik kimyasallar” ihraç edildi.

2020 yılı Ocak-Ağustos olarak sekiz aylık dönemde en çok kimya ihracatı yapılan ülkeler ise sırasıyla Hollanda, Irak, Almanya, ABD, İtalya, İngiltere, İspanya, İsrail, Romanya ve Belçika olarak ilk onda yer aldı.

Ağustos ayında en çok “plastikler ve mamulleri” ihracatı gerçekleştirildi

Ağustos ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı, 489 milyon 214 bin 499 dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 196 milyon 121 bin 717 dolarlık ihracatla mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler yer alırken, anorganik kimyasallar ihracatı 123 milyon 169 bin 459 dolarla üçüncü sırada yer aldı. Anorganik kimyasalları takiben ilk onda yer alan diğer sektörler ise; ‘uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun’, ‘eczacılık ürünleri’, ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’, ‘muhtelif kimyasal maddeler’, ‘yıkama müstahzarları’ ve ‘organik kimyasallar’ oldu.

2020 aylık bazda kimya ihracatı

AY 2019 DEĞER ($) 2020 DEĞER ($) FARK (%)
Ocak 1.540.769.133,16 1.683.339.106,89 % 9,25
Şubat 1.645.862.599,42 1.495.039.447,61 % -9,16
Mart 1.844.543.244,29 1.503.598.574,27 % -18,48
Nisan 1.773.905.701,26 1.271.581.944,21 % -28,32
Mayıs 1.939.043.000,19 1.177.282.945,06 % -39,29
Haziran 1.297.571.923,73 1.426.310.107,54 % 9,92
Temmuz 1.737.960.266,10 1.585.516.915,06 % -8,77
Ağustos 1.631.563.988,57 1.378.741.677,75 % -15,50
TOPLAM 13.411.219.857 11.521.410.718 % – 14,09

2020 yılı Ağustos ayı en fazla kimya ihracatı yapılan ülkeler

S. NO Ülke AĞUSTOS 2019 DEĞER ($) AĞUSTOS 2020 DEĞER ($) DEĞİŞİM DEĞER (%)
1 IRAK 75.741.889,76 85.960.683,63 % 13,49
2 AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ 55.625.073,17 77.354.943,29 % 39,06
3 ALMANYA 63.245.142,84 68.884.508,26 % 8,92
4 İNGİLTERE 47.530.488,14 54.286.597,20 % 14,21
5 İSPANYA 51.366.413,32 43.942.477,42 % -14,45
6 HOLLANDA 161.845.474,03 43.550.589,46 % -73,09
7 İSRAİL 36.853.471,40 39.001.495,78 % 5,83
8 İTALYA 116.936.666,61 38.814.111,10 % -66,81
9 RUSYA 35.582.153,01 37.598.389,07 % 5,67
10 ROMANYA 32.745.096,71 36.391.309,30 % 11,14

2020 yılı Ağustos ayı kimya sektörü ihracatında alt sektörler

2019 -2020
AĞUSTOS 2019 AĞUSTOS 2020 %FARK
ÜRÜN GRUBU DEĞER ($) DEĞER ($) DEĞER
PLASTİKLER VE MAMULLERİ 461.568.972 489.214.499 % 5,99
MİNERAL YAKITLAR, MİNERAL YAĞLAR VE ÜRÜNLER 519.075.914 196.121.717 % -62,22
ANORGANİK KİMYASALLAR 134.763.742 123.169.459 % -8,60
UÇUCU YAĞLAR, KOZMETİKLER VE SABUN 90.669.658 114.497.761 % 26,28
ECZACILIK ÜRÜNLERİ 63.743.230 92.115.452 % 44,51
KAUÇUK, KAUÇUK EŞYA 87.476.641 90.691.942 % 3,68
BOYA, VERNİK, MÜREKKEP VE MÜSTAHZARLARI 68.645.732 71.540.642 % 4,22
MUHTELİF KİMYASAL MADDELER 58.610.574 68.571.453 % 17,00
YIKAMA MÜSTAHZARLARI 37.878.905 48.386.717 % 27,74
ORGANİK KİMYASALLAR 64.453.762 39.440.776 % -38,81
GÜBRELER 25.178.095 25.245.254 % 0,27
YAPIŞTIRICILAR, TUTKALLAR, ENZİMLER 17.782.455 17.560.437 % -1,25
BARUT, PATLAYICI MADDELER VE TÜREVLERİ 703.356 1.286.171 % 82,86
FOTOĞRAFÇILIK VE SİNEMACILIKTA KULLANILAN ÜRÜNLER 981.122 835.124 % -14,88
GLİSERİN, BİTKİSEL MAMULLER, DEGRA, YAĞLI MADDELER 23.749 60.913 % 156,49
İŞLENMİŞ AMYANT VE KARIŞIMLARI, MAMULLERİ 8.080 3.362 % -58,39
TOPLAM 1.631.563.989 1.378.741.678 % -15,50

 

www.ikmib.org.tr

Satınalma Dergisi Eylül 2020 Sayısı Çıktı

Değerli yöneticiler,

Yaz dönemi geride kaldı. Kısa bir değerlendirme yaparak başlamak istiyorum. Dergi açısından çok verimli bir süreci geride bıraktık.
Yeni yazarların katılımı ve farklı alanlardaki uzmanlıkları ile gücümüze güç katıyoruz. Farklı üniversitelerden öğretim üyelerimiz ve sektörden yöneticiler aramıza katıldı. Tüm katkı veren hocalarımıza ve yöneticilerimize teşekkür ederim.

Ülkemizde aileler için Eylül ayı okulların açılması ve tatil dönüşleri anlamına geliyor. Ekonomi dünyası için ise son çeyrekte programların kontrolü, revizeler ve yeni projelerin hayata geçirilmesi anlamını taşıyor. Aile ve iş hayatımızda yoğun bir gündem bizleri bekliyor. Pandemi zihinleri meşgul etmeye devam ediyor. Aileler çocuklarının okulları ve uzaktan öğrenme faaliyetlerinin verimliliğini sorguluyor. İş hayatı ise mevcut müşterilerle ilişkiler, şirket hedefleri ve sapmalar ile yeni fırsatları kovalama konusunda gayret gösteriyor.

Bu dönemde Satınalma dergi ailesi olarak firmalarımızın işlerini büyütmede, yeni müşteriler edinme ve rakiplere üstünlük sağlamada destek oluyoruz. Kurumsal pazarda satış geliştirme ve satış ortaklıkları konusunda firmanıza ilave
güç sağlıyoruz. BuyerNetwork ve Startup Vadisi.com platformlarımızla Satış Geliştirme hizmetleri ile yanınızdayız.

Ticaret Portalımızı Aktif Kullanın

Alım talepleri, satış ilanları, makine, işyeri kiralama ve proje duyurularınızı ücret ödemeden ticaret.buyernetwork.net Portalına girebilirsiniz. İlk adım BuyerNetwork.net e kullanıcı (ücretsiz) girişi yapmak. 1 dakika içerisinde işlemlerinize başlayabilirsiniz.

19 Eylül 2020 Saat 20:00 Yöneticilerle Okuma Kulübü #5

Sektör yöneticilerimizle İlk 90 Gün ( Michael Watkins ) kitabı üzerine sohbet edeceğiz. İş hayatına ilişkin bilgi birikim ve deneyimlerinizi interaktif bir paylaşım ortamında konuşacağız.

Webinar.buyernetwork.net etkinlik programızı inceleyebilirsiniz.

Uzaktan Öğrenme Programlarına İlgi Arttı

Satınalma Dergisi arşivimize Learning.buyernetwork.net üzerinden erişebilirsiniz. Bu merkeze birey ya da kurumsal üyelik sağlayabilirsiniz.

Yüksek Lisans ve Doktora Program Önerilerimiz

Sektörün yoğun ilgi gösterdiği İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü “Tedarik Zinciri Yönetimi” Yüksek Lisans Programı, “Perakende Yönetimi ve Marka” Yüksek Lisans Programı ile “Üretim Yönetimi ve Pazarlama” Doktora Programına başvuru tarihleri 7-17 Eylül 2020 arasında. Sakın kaçırmayın. Başvuru Hakkında Bilgi: https://sosyalbilimler.istanbul.edu.tr

Keyifli Okumalar

EDİTÖR

PROF. DR. MURAT ERDAL

www.muraterdal.com

Satınalma Dergisi Dijital Abonelik için Tıklayınız:
1-30 Eylül tarihleri arasında Dijital İşlem Merkezi’nden gerçekleştireceğiniz Dijital Üyeliklerde geçerli %25 İndirim Kodu: EYLUL25
İndirim ilgili tarihler arasında Dijital Üyelik satın alımlarında geçerlidir. Dijital İşlem Merkezi’nde ilgili üyelik türünü sepetinize ekleyip kupon kodunu girmeniz yeterlidir.

Satınalma Dergisi’nin Tüm Sayılarını Görüntülemek için Tıklayınız:

Iron Mountain, İşletmelerin Ofislere Güvenle Dönmelerine Yardımcı Olacak Clean Start Programını Türkiye’de Başlattı

Fiziksel ve dijital arşiv ile bilgi yönetimi hizmetleri sunan Iron Mountain Incorporated(New York Borsası: IRM), Clean Start® programını Türkiye’de de başlattığını duyurdu.

İşletmelerin işyerlerini dönüştürme çabalarına destek vermek üzere tasarlanan Iron Mountain Clean Start® programı; ofis alanlarının optimize edilmesi, taşınma, konsolidasyon veya kapatma durumlarında işletmeleri zorlayabilecek karmaşıklığı yönetmeye yardımcı olmak için hazırlandı.

İlk olarak 2019’da Kuzey Amerika’da başlatılan Clean Start programının Türkiye’de de kullanıma sunulması, işletmeleri ofis alanlarını nasıl kullandıklarını ve gayrimenkul ayak izlerini artırmadan çalışanlar için nasıl daha fazla kişisel alan sağlayabileceklerini yeniden düşünmeye zorlayan COVID-19 salgınıyla birlikte hız kazandı.

Clean Start programı Türkiye başta olmak üzere, Benelüks, Fransa, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Polonya, İspanya, İsveç, İsviçreve Birleşik Krallık’ta hizmete sunulmaya başladı.

Clean Start, her bir işletmenin özel ihtiyaçlarına yöneliktasarlanan esnek bir programdır. İşletmeler kendilerine tahsis edilen Iron Mountain Clean Start temsilcileri sayesinde üç kolay adımda programdan faydalanabilirler:

  1. Ön-değerlendirme: Iron Mountain temsilcisi işyerini sanal veya fiziksel olarak inceler ve iyileştirilecek alanları araştırır.
  2. Değerlendirme: İşletmelere kendi içlerinde değerlendirip tartışmaları için önerilen iyileştirme planının özeti sunulur.
  3. Etkinleştirme: İşyerinin dönüştürülmesi için işletmenin ihtiyacı olan en iyi uygulama planı oluşturulur.

Farklı yapıdaki işyerlerinin konum değişikliği veya mevcut bir alanın yeniden yapılandırılması için tasarlanan Clean Start, işletmelerin işyerlerinden maksimum fayda sağlamasına yardımcı olur. IronMountain, düzenleme sürecini baştan sona yöneterek, ihtiyaç duyulmayan malzemelerin veya ekipmanın bağışlanmasını veya güvenli bir şekilde elden çıkarılmasını ve diğer malzemelerin geçici veya kalıcı olarak saklanmasını kolaylaştıracak hizmetler sunuyor. Aynı zamanda, her işletmenin süreçlerini değerlendirerek iş akışlarının en iyi şekilde nasıl yeniden tasarlanacağı ve daha dijital çalışma yöntemlerine nasıl geçileceği konusunda tavsiyelerde bulunuyor.

“CleanStart ile işletmeler ofislerine güvenle dönerken, maliyetlerini azaltacaklar”

Clean Start programının Türkiye’de de sunulmaya başlamasından mutluluk duyduklarını belirten IronMountain Gelişen Pazarlar Başkan Yardımcısı -Türkiye&BAE Genel Müdürü Cenker Özhelvacı sözlerine şöyle devam etti: “İşletmelerin işyerlerini değerlendirmeleri, verimli ve kalıcı değişiklikler yapmaları için çok doğru bir zaman. Clean Start programımızla, işletmelerin ofislerine sorumlu ve güvenli bir şekilde dönmelerine yardımcı olurken bilgi yönetimlerini iyileştirmeyi, süreçleri optimize etmeyi ve fazla maliyetleri azaltmayı hedefliyoruz.”

Clean Start programına katılan işletmeler;

  • Maliyetleri düşürmek veya küçülme sürecini desteklemek için gayrimenkul ayak izlerini azaltabilir,
  • Ofisleri ve toplantı odalarını, çalışanlara ek çalışma alanı yaratmak gibi daha değerli alternatiflere dönüştürebilir,
  • Arşiv malzemeleri, sezonluk kullanılan ürünler, pazarlama malzemeleri ve fazla mobilyalarla doldurulan depolama alanlarını geri kazanabilir,
  • Kullanılmayan Bilgi Teknolojileri varlıklarının çevre dostu ve güvenli şekilde imha edilmesi veya geri dönüştürülmesinin yanı sıra gereksiz ofis mobilyaları ve ekipmansaklamak için kullanılan dolap ve depolama alanlarını boşaltıp, daha faydalı amaçlar için kullanmaya başlayarak şimdiye kadarki kayıplarını telafi edebilirler.

 

İSO Türkiye İmalat PMI Ağustos 2020 Raporu ve Türkiye Sektörel PMI Raporu Açıklandı

Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) ağustosta 54,3 düzeyinde gerçekleşti. Covid-19 salgınından kaynaklı sert daralmanın ardından, Türk imalat sektörü böylece üst üste üç ay güçlenen bir performans sergiledi. Bu dönemde toplam yeni siparişlere göre yavaş olmakla birlikte yeni ihracat siparişleri de artış gösterdi.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI ağustos verilerine göre de imalat sanayi sektörlerinin çoğu ağustosta toparlanma bölgesinde kaldı ancak farklı faaliyet alanları arasında eğilimler belirgin ayrışmalar gösterdi. Takip edilen 10 sektörün sekizi ağustosta üretim artışı gerçekleştirdi. En güçlü yükseliş, talep koşullarındaki iyileşmeye bağlı olarak rekor büyüme kaydeden kara ve deniz taşıtları sektöründe gerçekleşti. Hem gıda ürünleri hem de giyim ve deri ürünleri sektörlerinde üretim, yeniden büyüme bölgesine geçti.

Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) anketinin Temmuz 2020 dönemi sonuçları açıklandı. Eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket sonuçlarına göre, temmuzda 56,9 olarak ölçülen manşet PMI ağustosta 54,3 düzeyinde gerçekleşti. Ancak endeksin eşik değer 50,0’nin belirgin bir şekilde üzerinde olması, faaliyet koşullarında aylık bazda güçlü iyileşmeye işaret etti. Koronavirüs (Covid-19) salgınından kaynaklı sert daralmanın ardından, Türk imalat sektörü böylece üst üste üç ay güçlenen bir performans sergiledi.

Geçtiğimiz aylarda Covid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesine bağlı olarak müşteri talebinde iyileşme gözlenmişti. Söz konusu eğilim ağustosta da devam etti ve yeni siparişlerde son iki buçuk yılın en yüksek oranlı artışlarından biri gerçekleşti. Bu dönemde toplam yeni siparişlere göre yavaş olmakla birlikte yeni ihracat siparişleri de artış gösterdi.

Üretim hacminde devam eden genişleme, mevcut büyüme trendini üçüncü aya taşıdı. Üretim artışı, temmuzda son dokuz yılı aşkın bir dönemin en yüksek hızında gerçekleştikten sonra bir miktar yavaşlamakla birlikte güçlü seyrini korudu. Üretim gereksinimlerindeki yükseliş, istihdamın üst üste üç ay artmasını sağladı ve istihdam yaratma hızı ağustos ayında da hızlı seyretti. Yeni siparişlerde süregelen keskin artışa rağmen, operasyonel kapasitedeki genişleme firmaların mevcut işleri üzerinde çalışmaya devam edebilmesini sağladı. Böylece temmuzda gözlenen artışın ardından birikmiş işler genel olarak yatay seyretti. Yeni siparişlerdeki büyüme, firmaları istihdam ve satın alma faaliyetlerini artırmaya teşvik etti. Öte yandan girdilerin direkt olarak üretimdeki artışı desteklemek için kullanılması nedeniyle girdi stoklarındaki artış çok hafif düzeyde gerçekleşti. Para birimindeki değer kaybı, ay içerisinde girdi maliyetlerinin keskin bir şekilde ve hızlanarak artmasına yol açtı. Enflasyon oranı Ekim 2018’den beri en yüksek düzeye çıktı. Buna bağlı olarak firmalar satış fiyatlarında son 23 ayın en hızlı artışını gerçekleştirdi.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: “Türk imalatçıları, önceki ay gözlenen güçlü büyüme temposunu ağustosta da büyük ölçüde sürdürebildi. Son PMI verileri, Covid-19 kaynaklı kriz döneminde yaşanan üretim daralmasının ardından sektörün toparlanmaya devam ettiğini ortaya koydu. Ağustosta firmaların istihdam yaratmayı sürdürmesi, üretim artışının devam etmesine yardımcı oldu. Diğer taraftan, enflasyonist baskıların yükseldiğine ilişkin sinyaller dikkat çekti. Hem girdi maliyetleri hem de ürün fiyatlarında yaklaşık son iki yılın en keskin artışı gerçekleşti.”

Sektörlerin çoğu toparlanma bölgesinde kaldı

İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI ağustos ayı verilerine göre de Türk imalat sektörlerinin çoğu ağustosta toparlanma bölgesinde kaldı, ancak farklı faaliyet alanları arasında eğilimler belirgin ayrışmalar gösterdi. Bazı sektörler Covid-19 salgınının süren etkilerine bağlı olarak zorlanmaya devam etti, ancak aynı zamanda dengelenmeye yaklaştı.

Anket kapsamında takip edilen 10 sektörün sekizi ağustosta üretim artışı gerçekleştirdi. En güçlü yükseliş, talep koşullarındaki iyileşmeye bağlı olarak rekor büyüme kaydeden kara ve deniz taşıtları sektöründe gerçekleşti. Hem gıda ürünleri hem de giyim ve deri ürünleri sektörlerinde üretim yeniden büyüme bölgesine geçti. Üçüncü çeyrek ortasında üretimin azaldığı iki sektör, ağaç ve kağıt ürünleri ile metalik olmayan mineral ürünler oldu. On sektörün altısında yeni siparişler artarken en güçlü artış ana metal sektöründe gerçekleşti. Diğer yandan Covid-19 salgınının uluslararası talep üzerindeki etkisi belirgin şekilde devam etti ve sektörlerin yarısında yeni ihracat siparişleri azaldı. Üretimdeki büyümeyi desteklemeye yönelik çabalar sonucunda istihdam genele yaygın artış kaydetti. Para birimindeki zayıflık, takip edilen tüm sektörlerde girdi maliyetlerinin keskin şekilde artmasına yol açarken 10 sektörün dokuzunda girdi fiyatları enflasyonu yükseldi. Bu artış çoğu sektörde 2018 sonlarından beri en yüksek oranda gerçekleşti. Nihai ürün fiyatları, bir yıldan daha uzun bir süredir ilk kez 10 sektörün tamamında arttı.