ESET’ten Tüm Türkiye’ye 3 Aylık Ücretsiz Güvenlik Yazılımı

Siber güvenlik markası ESET, koronavirüs nedeniyle eve kapanan Türkiye’nin, dijital olarak da güvende kalması için internet güvenliği yazılımını 3 ay boyunca ücretsiz kullanıma açtı.

Türkiye’de toplumun eve kapanması, evdeki internet kullanımını büyük ölçüde arttırdı. Aynı şekilde siber suçluların bu yoğun kullanımı kendi faydalarına dönüştürme ve koronavirüs endişesinden yararlanma çabası da arttı. Çeşitli oltalama (Phishing) ve zararlı yazılım bulaştırma yöntemleriyle kişilerin bilgisayar, tablet ve telefonlardaki hassas verilere ulaşmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin en çok tercih edilen siber güvenlik markası ESET, bu sıkıntılı dönemde internet kullanıcılarının korunmasında öncü ve yardımcı olmaya odaklandı.

 

Tüm Türkiye için siber güvenlik

ESET Türkiye, koronavirüs günlerindeki zor zamanları birlikte güvenle atlatabilmek için Türkiye’deki tüm kullanıcılara üç ay boyunca internet güvenliği yazılımını ücretsiz olarak kullanıma sundu.

ESET’in en kapsamlı yazılımlarından biri olan ESET Internet Security, ESET’in özel hazırladığı web sayfasından indirilebilir durumda. Üç ay ücretsiz kullanım, 30 Nisan 2020 tarihine kadar indirilen ESET Internet Security lisansları için geçerli.

Bilgisayar korsanlarını evinize sokmayın

ESET Türkiye CEO’su Alain Soria, “Türkiye’nin en büyük siber güvenlik kuruluşu olarak sorumluklarımızın farkındayız ve tüm internet kullanıcılarının yanındayız. İnisyatif kullanarak internet güvenliği yazılımımızı, huzurlu ve güvenli internet deneyimi için tüm Türkiye’nin kullanımına açtık. Hepimiz evde dijital cihazlarımızla çalışıyor veya zaman geçiriyorken, isteyeceğimiz en son şey, bilgisayarlarımıza ve diğer cihazlarımıza zararlı yazılım bulaşmasıdır. Korsanları evinize sokmamak elinizde” diye konuştu.

Tüm ev kullanıcılarına açık

Öğrenci, öğretmen, doktor, sağlık personeli, emekli, avukat, serbest meslek sahibi, kim olursa olsun; çalışırken, öğrenirken, öğretirken ister Windows ister Mac OS, Linux veya Android, hangi işletim sistemi olursa olsun, ESET Internet Security, herkesin bilgisayar, tablet veya telefonunda kullanılabilir.

Dijital virüslere kapınızı kapatın

Dijital dünyada kişisel ve finansal bilgilerimizi, fotoğraflarımızı, özel hayatımızı hedef alan 1 milyarı aşkın zararlı yazılım dolaşıyor. ESET Internet Security, Bankacılık ve Ödeme Koruması, UEFI Tarayıcı, Web Kamerası Koruması, Ağ Saldırısı Koruması, İstismar Önleyici, Davranışsal İnceleme gibi onlarca katman ve Augur makine öğrenim teknolojisiyle; ev ve küçük ofis kullanıcılarının dijital cihazlarını bilinen ve hatta henüz bilinmeyen tüm siber saldırı türlerine karşı koruma altına alıyor.

Bu linkten indirebilirsiniz

Aşağıdaki linkten ESET Internet Security yazılımını indirerek, kendinizi ve sevdiklerinizi üç ay boyunca dijital dünyanın tehlikelerine karşı hiçbir ücret ödemeden koruyabilirsiniz:

https://www.eset.com/tr/covid19/

Koronavirüs’e Karşı Olmazsa Olmaz: Dayanışma ve Ambalaj

Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Sükan, “Ülkemizi etkisi altına alan küresel koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle ulusal olarak dayanışma ihtiyacımızın olduğu günlerden geçiyoruz. Bu süreçte, sektörümüzün üretimi olan oluklu mukavva (Kutu, koli), toplum açısından vazgeçilmez olan endüstri, gıda, temizlik, hijyen ürünleri ve tıbbi malzemeler gibi acil öncelikli ihtiyaçların ambalajlanmasında, taşınmasında ve depolanmasında kullanılmaktadır. Bu sürecin aksamaması için sektör olarak var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

 

OMÜD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Sükan, “İçinde bulunduğumuz COVID-19 salgını küresel çapta bir sorun haline geldi. Bu süreci, vatandaşlar olarak hassas davranıp üzerimize düşeni yaparak ve devletimizin getirmiş olduğu ekonomik paketler ve almış olduğu önlemler ile atlatacağız. Gelinen noktada, virüsle mücadele ederken diğer taraftan da toplum düzeninin devamlılığının sağlanması çok önemli. Biz sektör olarak, toplumun acil öncelikli ihtiyaçlarının kesintisiz ve sorunsuz bir şekilde karşılanmasını, içinde bulunduğumuz krize karşı yürütülen milli mücadelemizin bir parçası olarak görüyoruz. Bu kritik süreçte gıda, ilaç, temizlik ve tıbbi malzeme gibi önemli ihtiyaçların kesintisiz olarak karşılanmaya devam edilmesi gerekiyor. Bizler oluklu mukavva sektörü olarak, bu ürünlerin ambalajlanması, paketlenmesi ve depolanması süreçlerinde faaliyet gösterdiğimiz için fabrikalarımızı açık tutarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Acil ihtiyaçların kesintiye uğramaması için çalışıyoruz. Üretim faaliyetlerimizi yürütürken de çalışanlarımızın güvenliğini ve hijyenini en önemli önceliklerimiz arasında tutuyor, tesislerimizde virüsle mücadele için dezenfeksiyon yapıyor, çalışanlarımıza eğitimler veriyor ve sağlık durumlarını düzenli olarak kontrol ediyoruz. İlaveten, Sağlık Bakanlığımızın genelgesi doğrultusunda kronik rahatsızlıkları olan çalışanlarımıza da izin verip, üretim kapasitemizi revize ediyoruz” dedi.

En hijyenik ve çevreci ambalaj malzemesi: Oluklu Mukavva

Hijyenin daha fazla önem kazandığı günümüzde ambalaj malzemesi tercihlerine dikkat çeken Sükan, “Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınından korunmak için ambalaj ürünlerinde açık ara en hijyenik ve çevreci malzemenin oluklu mukavva olduğunu belirti. Yenilenebilir kaynaklardan üretilen ve geri dönüşebilir nitelikteki oluklu mukavva Türkiye’deki her üç üründen birini taşıyor. Hatta bu oran ilaç, gıda, hijyenik ürünlerde daha da yüksek. Ayrıca, hem tek kullanımlık olduğu için hem de hammaddesi kağıt olduğu için güvenli ve hijyenik bir ambalajlama sistemi sunuyor. Çünkü bir kez kağıt üretimi sırasında, iki kez de oluklu mukavva üretimi sırasında olmak üzere, en az üç kez 200°C sıcaklığa maruz kalıyor. Kullanımdan sonra ise ambalaj geri dönüşüm aşamasında yine 200 °C’nin üzerinde sıcaklığa tabi tutuluyor. Maruz kaldığı yüksek sıcaklık ve buhar uygulamaları sonucunda ise mikroorganizmaların hayatta kalmalarına imkan kalmıyor. Yaşamış olduğumuz bu süreç oluklu mukavvanın hijyenik yapısının önemini bir kez daha ortaya koymuştur” dedi.

Bitdefender Total Securıty Koronavirüs Nedeniyle 3 Ay Boyunca Ücretsiz!

Dünya’da 500 milyondan fazla kullanıcıyı koruyan Bitdefender Antivirüs, Koronavirüs tedbirleri nedeniyle zamanlarının büyük bir çoğunluğunu evde geçirmek durumunda kalan kullanıcıların internette daha güvenli olmalarını sağlayacak yeni bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında kullanıcılar 3 ay boyunca Bitdefender Total Security 2020 ürününü ücretsiz kullanabilecek.

Dünyada 500 milyondan fazla kullanıcıyı koruyan Bitdefender Antivirüs, Koronavirüs salgını nedeniyle evden çalışma sistemine geçen çalışanların, uzaktan eğitime başlayan öğrencilerin ve evden çıkmama kararı alan kullanıcıların internette daha güvenli zaman geçirmeleri için güvenlik yazılımlarını 3 ay boyunca ücretsiz sunacak. Bitdefender Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, Koronavirüs nedeniyle sosyal teması azaltmak için evden çıkmayan kullanıcıların, internette kişisel cihazlarıyla daha fazla zaman geçirdiklerini ve dolayısıyla tehditlere daha açık olduklarını belirterek bu kararı aldıklarını söyledi.

Evden Çalışanlara ve Uzaktan Eğitim Alan Öğrencilere Ücretsiz Antivirüs Desteği!

“Dünyada ve ülkemizde etkisini gösteren Koronavirüs salgınına karşı sosyal teması azaltmak adına zamanının önemli bir bölümünü evde geçiren kullanıcılarımızın internette güvende kalmaları amacıyla yeni bir kampanya başlatıyoruz.” ifadelerinde bulunan Bitdefender Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, evden çalışma ve uzaktan eğitim gibi tedbirlerin alındığı bu dönemde, Bitdefender Total Security 2020 ürününü 3 ay boyunca ücretsiz indirme imkanı sunduklarını belirtti. Akkoyunlu, “Bu kapsamda dünyada 500 milyondan faza kullanıcıyı koruyan ve güvenlik teknolojilerinin %37’sinde imzası bulunan Bitdefender Antivirüs’ü tüm müşterilerimize sunarak evdeki cihazlarını ve ev internetini daha güvenli hala getirmelerine yardımcı olmayı amaçlıyoruz.” açıklamasında bulundu.

Bitdefender Total Security 2020 içerisinde yer alan ebeveyn kontrolü ile anne babalar, uzaktan eğitim sürecinde internet kullanımı artan çocuklarını dijital tehlikelere karşı koruyabilirken, evden çalışanlar ise Wi-Fi koruması sayesinde şirket verilerini riske atmadan işlerini güvenle sürdürebilecek.

#EvdeGüvendeKal Diye Yılın Güvenlik Ürünü 3 Ay Ücretsiz

Cihazlarını siber tehditlere karşı güvenli hale getirmek isteyen kullanıcılar, https://bitdefender.com.tr/guvendekal/ linkine tıklayıp formu doldurduktan sonra Bitdefender Total Security 2020 ürününü indirerek 3 ay boyunca ücretsiz kullanabilirler. Koronavirüs salgını nedeniyle ücretsiz sunulan Bitdefender Total Security ürünü, bağımsız antivirüs test kuruluşu AV-Comparatives’in en büyük ödülü olan “Yılın Ürünü” ödülünü kazanmış ve Bitdefender, son 10 yılda ‘Yılın Ürünü’ ödülünü en çok hak kazanan güvenlik yazılımı şirketi olmuştu.

Leon Fast Food Zinciri, Koronavirüs Salgını Nedeniyle, Restoranlarını Mağazalara Dönüştürüyor

İngiltere’de faaliyet gösteren fast food zincirlerinden Leon, koronavirüsten finansal olarak etkilenmemek için 65 şubesini restorandan mağazaya dönüştürme kararı aldı.

Yediğimiz yemeklerin yaklaşık yarısının işteyken veya okuldayken yediğimizi belirten, Fast food zinciri Leon’un kurucusu ve genel müdürü John Vincent’a göre, restoranların kapatılması süpermarketlerin% 50 kapasiteden % 130’a kapasiteye çıkmak zorunda kaldıklarını belirtti.

İngiltere’deki sokağa çıkma yasağı ile birlikte, Çarşamba gününden itibaren internetten sipariş ve mağazadan teslim alma yöntemiyle yemek satışına geçeceklerini belirtiyor.

Şu anda mağazadaki kutularda servis edilen yemekler, soğutulmuş ve evde ısıtılabilen, saklanabilen veya dondurulabilen hazır yemek tipi plastik torbalara yerleştirilebilir olarak sunulacak.

Kurucu John Vincent, bu hamle ile sadece Leon’un kendisini kurtarmakla kalmayıp, aynı zamanda finansal olarak sıkıntılı günler geçiren gıda üreticilerine ve tedarikçilerine önemli bir yaşam çizgisi vermesini umduğunu belirtiyor.

Vincent: “İngiltere’de gıda tedariğinde iki ana motor var. Birincisi süpermarketler, ikincisi ise restoran ticareti. İkisi birbirinden oldukça bağımsız.”

Vincent, tedarikçilerinin çoğunun operasyonlarını küçültmeye ve işçileri eve göndermeye hazırlandığını ve bu da İngiltere’deki Leon için üretilen toplam gıda miktarını azaltacağını belirterek, planın kalbinde ticari çıkarların olduğunu itiraf etti, ve sözlerini uçaklardaki acil durum örneğini vererek yaptıkları bu hamleyi “acil durumdaki diğerlerine yardım etmeden önce kendi maskeni takmaya” benzeterek sürdürdü.

Vincent sözlerine şöyle devam etti: “Sektördeki birçok insan pes ediyor ve dükkanını kapatıyor. Ancak bu şekilde mağazalarımızın % 60’ını açık tutabileceğimizi ve gıda üretimini devam ettirebileceğimizi düşünüyoruz.” Vincent restoran ve bar sektöründe 1 milyon işin yok olduğunu, 1 milyon işin güvende olduğunu belirterek ortadaki 1 milyonu kurtarmaya çalışmalıyız diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kaynak: BBC

Koronavirüs Sonrası Ekonomi Senaryosu!

Toplum sağlığıyla birlikte ekonomiyi de etkileyen Koronavirüs salgını, etkisini yitirdiğinde dünyayı yeniden şekillendirecek. Bugünlerde karantina ve salgın konuşulsa da perakende dünyasında yeni bir çağ başlayacak. Yeni nesil araştırma ve perakende teknolojileri şirketi REM People’a göre Koronavirüs sonrası gelecekte üretim, istihdam, ithalat ve perakende satış stratejileri ve uygulamaları mecburen değişecek…

Dünyayı saran Covid-19 (Koronavirüs) salgını bu yıl gerçekleşecek hemen her şeyi yeniden şekillendirdi. Karantina kararları, Çin’in kapılarını kapatması, küresel taşımacılığın durması ve sosyal mesafe ekonomiyi de dönüştürüyor. Yeni nesil araştırma ve perakende teknolojileri şirketi REM People’a göre bu salgınla birlikte Türkiye ve dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Uluslararası markalara 43 ülkede perakende analitiği hizmeti veren REM People’ın CEO’su Bülent PEKER, Koronavirüs sonrası senaryoda üretim, istihdam, ithalat ve perakendede yaşanması muhtemel gelişmeleri şöyle anlattı:

Çin’in düşüşü mü?:

Çin geçtiğimiz 20 yılda dünyada hemen her şeyin lider tedarikçisi oldu. Ancak Koronavirüs sonrası birçok üretici karantina nedeniyle kapandı. Dünyanın büyüme motoru iki aylık bir uykuya daldı. Bu durum birçok kuruma Çin pazarının ne kadar öngörülemez olabileceğini gösterdi. Koronavirüs sonrası üretimle ilgili birçok alanda Çin pazarı liderliğini korusa bile bazı yerel alternatiflerine (rakiplerine) karşı güç kaybedeceğine kesin gözle bakılıyor.

Stok politikası değişecek:

Modern şirketlerin övündüğü en önemli eğilim ‘tam zamanında’ ürün politikasıydı. Yani ihtiyaçları karşılamak için mümkün olan en düşük stoğu muhafaza etmekti. Ancak karantina gibi tedarik zincirindeki olası sorunlar bu sistemi çökertiyor. Artık kurumlar, belirsizliklere karşı envanterlerini yeniden ayarlayacak ve daha fazla stok tutma eğiliminde olacaklar.

Yerel ürünler artacak:

Uluslararası nakliye ve seyahat kısıtlamaları insanlar gibi ürünlerin de bir noktadan diğerine ulaşmasını engelliyor. Bu durum bağlantılı küresel bir ekonomide büyük sıkıntılar yaratabiliyor. Koronavirüs sonrasında ürünlerin satılacağı ülke içinde üretilmesine dikkat edilmesi bekleniyor.

Toplantılar dijitalleşecek:

Dünyada hemen hemen her yerde büyük toplantıların yılın ikinci yarısına kadar erteleneceği bir gerçek. Ancak şirketlerin satış ziyaretleri, küçük toplantılar, seminerler ve sunumlar dijital iletişim kanallarına kaymaya devam edecek. Koronavirüs salgını bitse bile uzaktan çalışma (remote work) ve dijital platformlarda gerçekleşen toplantılar artık hayatın daha büyük bir parçası haline gelecek.

Evden çalışma dönemi:

Evden (uzaktan) çalışma sisteminin verimliliği üzerindeki tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Bu dönem evden çalışmanın gerçekten mümkün olup olmadığını ya da verimliliğini tüm şirketlere göstermek üzere. Salgın sonrası dönemde birçok şirket ofis alanlarına yapılan yatırımların ne kadar anlamlı olduğunu sorgulamaya devam edecek. Özellikle evden/uzaktan çalışma konusunda yepyeni bir dönemin başlangıcında olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Değişime açık olmak:

Koronavirüs pandemisi son 100 yılın en önemli olayları arasında yerini aldı bile. Bundan sonraki süreçte başta devletler olmak üzere, birçok kamu ve özel kurumun benzer olaylara karşı acil eylem ve alternatif kaynak yönetim planının olması gerekecek.

PLAT Derneği: “Paniğe Gerek Yok, İhtiyacımız Kadar Ürün Alalım”

Koronavirüs salgını ile birlikte temizlik ürünlerinden gıdaya pek çok ürüne talep arttı. Uzmanlar virüse karşı alınabilecek önlemler arasında ellerin su ve sabunla sık sık yıkanmasını tavsiye diyor. Su ve sabun olmayan durumlarda dezenfektan etkisi olan kolonya ve el temizleme jelleri ile hijyen sağlanabileceğine dikkat çekiliyor. Evlerimiz ve toplu yaşam alanlarının temizliğinde ise en etkili çözüm olarak çamaşır suyu öne çıkıyor. PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer, bir açıklama yaparak gıda, kişisel hijyen ve temizlik ürünlerine talebin artışa geçtiğini ancak panik yapacak bir durum olmadığını belirtti. Özer, üretimin kesintisiz devam ettiğine ve herkesin ihtiyacı kadar ürün almasının önemine dikkat çekti.

Market raflarında gıdadan kişisel bakım ve temizlik ürünlerine kadar pek çok ürün kategorisinde özel markalı (Private Label) üretim yapan şirketlerin üye olduğu PLAT Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri Derneği, yaptığı açıklamada ürün tedarikinde bir sorun yaşanmadığını ve stokların yeterli olduğunu söyledi. Market raflarını boş bırakmamak için firmaların kesintisiz üretime devam ettiklerinin altı çizilen açıklamada panik yapacak bir durum olmadığı belirtilerek tüketicilerden ihtiyaçları kadar ürün satın almaları istendi.

PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer, “Un, makarna, bakliyat gibi gıda ürünlerinin yanı sıra sabun, kolonya, el temizleme jelleri, çamaşır suyu gibi hijyen sağlayan temizlik ürünlerine olan talep çok arttı. Koronavirüs riskine karşı önlem olarak bu temizlik ürünlerine normalin 10 katı talebin geldiği olağanüstü günler yaşıyoruz. Artan talep karşısında firmalarımız market raflarını boş bırakmamak için kesintisiz üretime devam ediyor. Panik yapacak bir durum olmadığının altını çizmek istiyor ve halkımızdan bu süreçte ihtiyaçları kadar ürün satın almalarını istiyoruz.” dedi.

Özer, “Uzmanların da tavsiye ettiği gibi koronavirüse karşı ellerimizin temizliğine çok dikkat etmemiz gerekiyor. Elleri su ve sabunla sık sık yıkayalım. Dışarıdaysak, su ve sabunla ellerimizi yıkama imkanımız yoksa kolonya ve antibakteriyel el temizleme jellerini tercih etmeliyiz. El temizleme jelleri sıvı sabunun jelleştirilmiş halidir ve jel etkisini carbopol adlı kimyasal sağlar. Etil alkol ve carbopol ithal ürünler. Şu an herkesin talep ettiği bu hammaddelere ulaşmak güçleşti ancak kısa süre içerisinde rayına oturacağını düşünüyoruz. Devletimiz, el temizleme jeli, kolonya gibi ürünlerin içerisinde bulunan ve dezenfektan etkiyi sağlayan etil alkolün ithalatında yaşanan sıkıntıyı çözmeye çalışıyor ve sorunun kısa sürede çözülmesini umut ediyoruz. Bazı ürünlerin ihracatına gelen kısıtlamalar ve alınan diğer tedbirler sayesinde yurtiçinde stok problemi yaşanmadan sürecin atlatılacağını öngörüyoruz. Kolonya ve el temizleme jeli gibi talebin çok arttığı çamaşırı suyunda ise hammadde konusunda ithalata bağımlılığımız olmadığı için kapasite ve tedarik konusunda herhangi bir sorun yaşanmıyor, üretim aralıksız sürüyor. Dolayısıyla öncelikle sakin olalım ve ihtiyacımız kadar ürün alalım. Ürünlerin devamı geliyor” şeklinde konuştu.

Market çalışanları ve bu süreçte üretimlerini kesintisiz sürdürmek için gece gündüz demeden çalışan firmaların çalışanlarını da alkışlamak gerektiğini belirten PLAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı M. İmer Özer, açıklamalarına şu sözler ile son verdi: “Sağlık çalışanlarımız yaşadığımız bu zor günlerde canla başla görev yapıyor. Hepsine teşekkürlerimizi sunuyor, alkışlıyor ve yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz. Sağlık çalışanlarımız gibi bu süreçte fedakarca görev yapan market çalışanları ile halkımızın ihtiyaç duyduğu ürünleri üretmek için gece gündüz mesai yapan firmalarımızı ve çalışanlarını da alkışlamak gerektiğini düşünüyorum. Koronavirüs ile savaşta birlikte mücadele ederek başarılı olacağız.”

Perakende COVID-19 Sınavında

Perakende COVID-19 sınavında

Dünyayı sarsan COVID-19 salgını birçok sektörü derinden yaralarken perakende sektörünü ise dönüştürüyor. KPMG Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Emrah Akın, “Çok geniş bir coğrafyaya yayılmasına rağmen virüsün kontrol altına alınmasıyla birlikte tüketimin hızla iyileşeceği öngörülüyor. Sanal mağaza ziyaretlerinin arttığı, online alışverişin yükseldiği bu dönem perakende sektöründe kilometre taşı olacak, bundan sonra çok şey değişecek” dedi.

Perakende COVID-19 sınavında

KPMG Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Emrah Akın, Koronavirüs salgınının perakende sektörüne etkisini değerlendirdi. Salgının tüketici davranışlarını önemli ölçüde değiştirdiğini belirten Akın, virüsün sektörü yeniden şekillendirdiğini vurguladı. Fiziksel mağazaların alınan tedbirler ve müşteri tercihleri nedeniyle salgından olumsuz etkilendiğini ifade eden Emrah Akın, diğer tarafta online perakendecilerin satış hacmini artırarak sürekli müşteri kazandığını kaydetti. Son dönemde online alışverişlerde yüzde 70’e varan artışların yaşandığı belirtiliyor. Tüketicilerin alışverişlerinin daha çok hijyen ürünleri, temizlik malzemeleri, kuru gıda ve kişisel bakım ürünlerine yoğunlaştığı gözleniyor. Akın, “Satış hacmini artıran online perakendeciler teslimat kapasitelerini yükseltmeye ya da bazı ülkelerdeki sokağa çıkma yasaklarını aşmaya çalışıyor. Drone’larla teslimat haberlerine daha sık rastlanıyor” dedi.

COVID-19 salgınının perakendede bir kilometre taşı olacağına dikkat çeken Emrah Akın, şöyle konuştu:

“Çin’de 2002’de ortaya çıkan SARS salgınının zirveye ulaştığı dönemde tüketici ürünlerinin toplam perakende içinde büyümesi yüzde 4,3’e kadar düşmüştü. Koronavirüs’ün, SARS’tan çok daha geniş bir coğrafyaya yayılmasına rağmen beklentiler, salgının kontrol altına alınması halinde tüketimin hızla iyileşeceği yönünde. Şirketlerin maliyetlerini kontrol altında tutması kısa vadeli bir çözüm olarak ilk sırada. Burada dikkat edilmesi gereken, tedarik zinciri operasyonlarının iyileşmeye hazır hale getirilmesi. Talep tarafından baktığımızda, salgın ilk çeyrekte perakende sektörünü ve tüketici güvenini etkiledi ve bu durumun ikinci çeyreğin başında da devam edebileceği öngörülüyor. Ancak, özellikle yılın ikinci yarısında salgının yayılması yavaşladıktan sonra talepte yaşanan azalmayı telafi edecek nitelikle bir büyüme beklendiğini belirtmek gerek. Tedarik tarafında ise Çin’de Şubat ayında faaliyetlerin durduğu göz önünde bulundurulduğunda, ülkedeki küçük ve orta ölçekli işletmeler yetersiz nakit akışı nedeniyle faaliyetlerini durdurabilir. Böyle bir gelişme iyileşme yoluna giren ekonomiyi ikinci veya üçüncü çeyrekte zorlayabilir. Bu nedenle, perakende girişimlerinin krizi yönetebilmek için proaktif bir yaklaşımla yılın ikinci yarısına yönelik üretim planlaması yapması faydalı olacaktır. Uzun vadede ise, perakende şirketlerinin risk önleme sistemleri kurması gerekir.”

Perakendeciler için teknolojik dönüşümün bu dönemde her zamankinden daha önemli olduğunu vurgulayan Akın, “Şimdi herkes görüyor ki çok kanallı pazarlama ve dijital perakendecilik alanlarına yatırım yaparak iş modellerini yenileyen öne geçiyor. Ancak birçok şirket, bir uygulama aracılığıyla sipariş verilen online üyelik programlarından verimli şekilde yararlanamıyor. Birikmiş stok sorunu ortaya çıktığında, işletmeler veri yetersizliği nedeniyle tedarik seviyelerini planlamakta zorlanıyor. Şirketler bu gibi kriz dönemlerinde teknoloji ve yetenek konusundaki eksikliklerini daha kolay tespit ediyor. Bu bir fırsat olabilir, işletmeler teknolojiye dayanan yenilikçi iş modelleri sayesinde daha çok müşteriye erişerek geleceklerini güvence altına alabilirler. Ayrıca, otomasyon veya yapay zekaya yatırım yaparak maliyetlerini azaltabilirler” diye konuştu.

Küresel Ekonomide Kartlar Yeniden Karılıyor

Asya’dan Avrupa’ya 6 kıtanın tamamına yayılan koronavirüs küresel bir salgın aynı zamanda küresel bir ekonomik etki haline geldi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, tedarik zincirlerinde yaşanan problemlerin arz şokuna neden olabileceğini söyledi ve şöyle devam etti:

“Koronavirüs salgınının dünya ekonomisinde durgunluğa neden olacağı ve yeni bir küresel krizi tetikleyeceği endişeleri hat safhada. Piyasalarda tedirginlik hakim. Petrol fiyatlarında yaşanan tarihi düşüşün ekonomik etkisi salgından daha uzun sürebilir. Koranavirüs pandemisinin ardından küresel sistemin yeniden şekilleneceği, kartların baştan karılacağı ve dengelerin değişeceği bir döneme girdik. Uluslararası kuruluşların küresel ekonomik büyümeye yönelik projeksiyonlarında revizyonlarını görüyoruz. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın raporuna göre koronavirüs endişesi doğrudan yatırımları yüzde 15 düşürecek.”

“Çalışanlara sahip çıkalım”

Jak Eskinazi, “Tedbirlerimizi almamız lazım. Şu anki boşlukta evde otururken krizin bize etkilerini, bundan sonra neler yapmamız gerektiğini mutlaka kafamızdan geçirmemiz lazım. Sorumlu olduğumuz çalışanlarımız var. Onları kaybetmemek için elimizden geleni yapmalıyız. Farkındalık çerçevesiyle süreci tamamlamamız gerekiyor. Çalışanlarımızın fikirlerini bizle paylaşması en önemli noktalardan biri. Sorumlu kişiler olarak süreci üstlenip, çare bulmamız lazım.” dedi.

EİB ihracatçıya köprü olacak

Koronavirüs salgınının dünya ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerine karşı dayanışmanın öneminden bahseden Jak Eskinazi şunları söyledi:

“Bu sıkıntılı süreçte sektörlerin ve ihracatçıların sürekli bilgilendirilmesi gerekli. Ege İhracatçı Birlikleri olarak korona@eib.org.tr ismiyle ihracatçıların dış ticarette koronavirüs salgını nedeniyle yaşadıkları sıkıntılarını aktaracakları bir mail adresi oluşturduk. Sürecin takipçisi olup, ihracatçılarımızın sorunlarını resmi kurumlara aktaracağız ve onlara bilgi vereceğiz. Bu süreçte ihracatçıya nasıl deva oluruz ona bakmamız lazım, ihracatçılarımıza çözüme giden yolda aracı olacağız. Aynı zamanda web sitemizde online yardım hattımız var. Buradaki online destekten de tüm birimlerle iletişime geçebilirler.”

Yatırım Finansman, Covid-19 Salgınının Piyasalarda Yarattığı Etkileri Dikkate Alarak Tahminlerini Ve Hedef Fiyatlarını Güncelledi

Yatırım Finansman, Covid-19 Salgınının Piyasalarda Yarattığı Etkileri Dikkate Alarak Tahminlerini Ve Hedef Fiyatlarını Güncelledi

Yatırım Finansman Araştırma Bölümü, piyasadaki dalgalanmaların sürebileceği noktasından hareketle oluşan Pay Senedi Model Portföyünde daha defansif iş modelleri ve yüksek temettü gibi kriterlere dayanarak değişiklikler yaptı. Dar işlem hacmi ve yüksek kaldıraçlı pozisyonlarını azalttı.

Yatırım Finansman Menkul Değerler, Covid-19 salgının küresel ve iç piyasalarda yarattığı etkileri dikkate alarak, geçmiş dönemde yaşananlardan farklı bir krizle karşı karşıya olunması gerçeğiyle, 19 Mart 2020 tarihinde yayınladığı araştırma raporunda tahminlerinde ve hedef fiyatlarında revizyona gitti.

Yatırım Finansman, Covid-19 Salgınının Piyasalarda Yarattığı Etkileri Dikkate Alarak Tahminlerini Ve Hedef Fiyatlarını Güncelledi

Yatırım Finansman Araştırma Bölümü’nden yapılan açıklamada “Başlıca varsayımımız uzmanların ve yetkililerin açıklamalarına dayanarak ekonomik faaliyetlerin, sektöre bağlı olarak (seyahat, turizm hariç) bir çeyrek civarında duraklamadan sonra normale döneceğidir. Bu senaryoda Türkiye’de enflasyon (%10 seviyelerinde direnç), faizler (%13 uzun ve kısa vade ortalaması), kur (USD/TL’de yıl ortalaması 6.50) ve büyümede (GSYİH +2% civarında) riskler olacağını düşünüyoruz.

BIST-100 için 116bin revize hedefimiz (önceki 134bin) 36% yükseliş potansiyeline işaret ediyor. Bu rakama takibimizdeki hisselerin getiri potansiyelleri üzerinden ulaşıyoruz. BIST birçok tarihi değer seviyesi kıyaslamasına göre cazip seviyelerdedir. Tahmini F/K çarpanı olan 4.6x, Kasım 2008’de kaydedilen 5.3x seviyesinin altına indi. Nominal olarak Mart 2019 (83bin) ve Ağustos 2018 (85bin) seviyelerine yaklaşmış bulunuyoruz. Dolar bazında bakıldığında BIST Ağustos 2018 ve Kasım 2008 dip seviyelerinin sırasıyla %2 ve %10 altındadır.” görüşü belirtildi.

Yatırım Finansman olarak mevcut endeks hedefinin cazip seviyeleri işaret etmesi üstünde durulurken, Covid-19 gündemli yaşanılan krizin daha önceki krizlere kıyasla kar tahminleri üzerinde daha fazla belirsizlik yarattığının ve normalleşme süresinin daha uzun sürebileceğinin de altının çizilmesi gerekliliği vurgulandı. Bir diğer risk faktörü de yabancı yatırımcılar açısından Türkiye’nin birlikte değerlendirildiği GOÜ hisse senedi piyasalarının petrol ve emtia fiyatlarına olan hassasiyeti sebebiyle sert düşüşler görmeye devam edebilecek olması görüldü.

Araf

Ne demişti Alice?  Hangi yoldan gideyim?

Tavşan; Nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yoktur.

Öncelikle amacınızı belirlemeli sonrada çok çalışmalısınız, hiçbir zaman başarı tesadüf değildir.

Seni Hayallerine ulaştıracak en önemli şey; ‘’CESARETİNDİR’’

Yandex aramalarına karmaşık yol yazdım çıkan cevap,

Bu seferki yazımız biraz karmaşık olsun istedim, oradan buradan yazalım, içinde lojistik olsun, depo olsun, patron olsun, işini doğru yapmayan yönetici olsun, sevgili olsun, saha olsun, mesleğimiz gereği karmaşa olsun, unutmayın kaptan fırtınalı havada belli olur, yoksa 70 lirası olan her Türk Cumhuriyeti vatandaşına gemi kaptanı belgesi zaten veriyorlar.

Lojistik mesleğine gönlü kaymış olan sevgili gençlerle konuya başlayalım, bu yola girerken neyi düşünüp yarınınızı nasıl hayal ettiniz?

Yoksa ismi cazip geldi bende Lojistikçimi olayım dediniz?

Ya da puanınız hasbelkader bu bölüme mi yetti?

Bir ömür içinde olacağınız bu kıymetli mesleği bilinçli isteyerek seçmiş olmanız durumunda başarılarınızın daim olacağını söylemek isterim, başarı merdivenlerine tırmanmak için ihtiyacınız olan şey günün 25 saati ve özveri, gerisi zaten teferruat.

Saat kavramını unutmanız sizin için en hayırlısı olacaktır, saatle bir işiniz varsa lojistik size göre olmayabilir, durun saat kavramını unutun derken sevdikleriniz ve kendinize ayıracağınız zamandan bahsetmiştim, yoksa saat sizin olmazsa olmazlarınızın başında gelir.

Sevgiliniz var ve flört zamanındasınız, malum sevdiğiniz kişi ilgi ister alaka ister sizi tanımak sizinle zaman geçirmek ister, mesai saatinin bitimine çok az bir zaman kala kargo şirketinin aracının gelmediğini düşünün, telefonunuz çalıyor sevgiliniz heyecanlı bir ses tonuyla akşama sinemaya gidelim mi diye size bir soru yöneltiyor, zaten üretimi 3 gün geçmiş ve haftanın son günü size sevk edilmek üzere verilmiş o paleti sevk etmekten başka hedefinizin olmadığı zaman dilimindesiniz.

Ruh haliniz ortada telefonu bir an önce kapatıp ambarı, sorumluyu, nakliyeciyi birilerini arayıp ‘B’ ‘C’ ‘D’ planını devreye alıp o paleti aldırıp müşteriye teslim etmekten başka hangi önceliğiniz olabilir?

İster istemez ses tonunuzdan mütevelli karşınızdaki kişinin heyecanı bir anda yok oluyor, senin çok işin var işin bitince ara deyip telefonu kapatıyor, bu en sıradan yaşayacağınız bir örnek vakaydı, düşünün bakalım ‘çaresizsiniz’ ne yapardınız?

Yapılacak çok bir şeyde yok aslında, sipariş zamanında açılsaydı, ham madde zamanında temin edilmiş olsaydı, müşteriye teslim zamanı 1 hafta sonraya verilmiş olsaydı, üretimde işini doğru ve zamanında yapmış olsaydı zaten sorunda kalmamış göbeğinizi kaşıyarak kahvenizi içtiğiniz yerden teslimatı yaptırıp sevgilinizle akşam sinemaya gitmiş olurdunuz.

Şöyle bir düşünün sorun olmazsa, iyi lojistikçi olduğunuzu kim nereden bilecek?

İnanın bu sorunlar bir çok şirketin çözüme kavuşturamadığı genel sorunlar, süreçleri tamamlayan şirketler başarılı tamamlayamayanlarda başarısız oluyorlar, şikayet sitelerine bir bakın derim şikayet edilmeyen bir firma karşınıza çıkacak mı?

Biz gerçeklere dönelim, ya kargo şirketi gelip o paleti alacak ya da siz şirket aracı ile o paleti kargo şirketine götüreceksiniz bunun başka yolu yordamı yok.

Ölçmezseniz yönetemezsiniz, şirketinizde KPİ soran yoksa ve bu sorularla muhatap olmuyorsanız parmağınızı çıtlatıp sorunları çözüp günü kurtarmaya devam edin, herkes tarafından sevilir başarılarınızla öğünürsünüz.

Birkaç tane kilit performans göstergesi yazalım, (KPİ)

Sipariş bekleme süresi siparişin depoya geldiği andan sevke hazır hale gelmesine kadar geçen süre / birim sipariş kalemi.

Bu ne demek sevk emri/ sipariş depoya geldikten sonra SKU başına geçen adam saat süresi böyle bir raporlama sisteminiz varsa size kimse bu ürün neden sevk edilmedi diye soramaz.

Fatura bedeli kdv öncesi navlun maliyeti.

Bu ne demek fatura başına navlun maliyet giderlerinizi görüp gerekli önlemleri almanızı gerektiren detaylar.

Hadi bir örnek verelim A noktasında üretim yapan 2 farklı firma B noktasına satış yapıyor, tuz üretimi yapan firmanın araç içi kdv öncesi fatura bedeli 30 bin lira olsun, Televizyon üreten firmanın da araç içi kdv öncesi fatura bedeli yüz bin lira olsun, şimdi iki firmada B noktasına yolladıkları ürün için aynı navlun bedelini ödemelerine rağmen navlun maliyetleri eşit mi?

Elbette hayır, e o zaman mali değeri tuz, soda gibi ürünleri üreten firmalar üretim yaptıkları bölge dışında rakiplerinle nasıl rekabet edecekler?

Siz üretim yaptığı bölge yakınına navlun maliyeti düşük olduğu için sodayı daha ucuz satan firma gördünüz mü?

Sistemsizliğin içerisinde sistem nidaları atarsanız, karanlıkta bilmem kaç kilometre öteden görünen sigara ışığı gibi göze batar hedef tahtası haline dönüşürsünüz.

Daha bu bir başlangıç, her bölümün işi öyle ya da böyle lojistik, depo ile mutlaka kesişir ve hep dakikaların bittiği tahammül sınırlarının kalmadığı nokta olur, zaman bizim için iki kere hızlı geçer dersek hiç abartmamış oluruz, siz, siz olun sorunun değil çözümün bir parçası olun demeyi çok isterdim lakin kurallar yoksa eğildiğiniz kadar başarılı gösterilirsiniz, böyle olunca da çözümün parçası olmaktan çıkıp görmezden gelmenin çözüm olmadığı gerçeği ile yüzleşmiş olursunuz.

Birazda şirketlerin yatak odası diye tabir ettiğim depolarına girelim, 2020 senesi ’de avuçlarımızın içinden akıp gidiyor ve yılın ilk ayının son günüde bitti birçok şirketteki dostlarla bilgi alışverişi yapıyoruz, envanterine sahip çıkamayan birçok şirket bu senede olmadı seneye diyerek 2019 yılını, zararının boyutunu bilmeden kapattı.

Stok devir hızı, stok maliyetleri, kayıp kaçak oranları, reçetelerin doğru olmaması gibi onlarca sebepten dolayı zarar eden işletmeler zararlarının farkında değiller.

Sihirli kelimeyi yazıyorum hazır mısınız?

‘’Sistem’’ Gri alanların ortadan kalktığı bir sistem kurmazsanız başarılıda olamazsınız, iki kefeli bir terazi düşünün dengeyi kuramazsanız terazinin her zaman bir kefesi aşağıda kalıp sizi yavaşlatacaktır, yaptığınız işin ekip işi olduğunu düşünüyorsanız en zayıf halkanız kadar güçlüsünüz lafını unutmadan o zayıf halkanın kuvvetlenmesi için çalışmalarınızı aralıksız sürdürmelisiniz.

Benim ihtisas alanım depo; hani şirketlerde sürekli paspas gibi üzerine basılıp geçilen, çalışanlarının değersiz görüldüğü, zaman kavramının olmadığı kural tanınmayan yer var ya, önüme gelene 25 yıldır oranın yatak odası olduğunu ahbap çavuş ilişkisi ile yönetilemeyeceğini, depo yöneticisinin sahada olması gerektiğini, korku ile değil saygı ile yönetilen depoların şirketlerinin daha çok başarılı olduğunu anlatıyorum.

Sadece depo işleyişini mi anlatıyorum elbette hayır, maliyet muhasebesini, depo yöneticisinin birden çok şeyi bilmesi gerektiğini, sürekli kanunlarla işimiz olduğu için kanunları yakından takip etmeyi, en küçük hatanın ölümle sonuçlanabileceği gerçeğini, karanlık fabrikaları, yalın üretimi, teknoloji 4.0 nedir, ne işimize yararı, 5S neden üretim yapan şirketlerde önemli ve fason işleyişini.

Fason işleyişi için çok güzel bir benzetmem vardır.

Elmanız, şekeriniz, boyanız, poşetiniz ve tahtanız var, bunları birkaç noktadan tedarik edip elmalı şeker yapıyorsunuz peki ham madde ve stok takibini nasıl yapacaksınız?

Üretim sonu kaydı (ÜSK) doğru şekilde yapılmalı, reçeteleriniz doğru olmalı ki kurduğunuz sistem işlesin, hangi ürünü nereden tedarik ettiğinizin yada elmalı şekeri nerede yatırdığınızın bir önemi yok, müşteri elmalı şeker ile ilgileniyor,gerisi teferruat.

Neyse biz mesleğimize dönelim, çünkü bunlar bizim gerçekten üzerimize vazife değil.

Zaten anlatıyorum da ne oluyor?

Gri alanlar olduğu sürece benden şu iki benzetmeyi sürekli duyarsınız.

1-Davul sizde tokmak başkalarında olduğu sürece, tokmak sahibi istediği zaman davulu çalmak ister, davulu tokmağa götürdüğünüz sürece sorundan kimse bahsedemez.

2- Eğilmenin sonu yok, istenilen her şeyi istenildiği zaman diliminde verirseniz kimse sizden şikayetçi olmaz.

Bunları yaptığınız sürece kaybeden tarafın şirketiniz olacağını sanıyorum biliyorsunuzdur.

Birazdan patronlar neden kötü yöneticilere katlanır, çalışanın işi, çalışmayanın maaşı neden artar onlara da değineceğim.

2020 yılında stoklarınıza daha fazla önem verip, doğru zamanda doğru stok yönetimi yaparsanız ve kuralları oyunu kurmadan önce kurgularsanız şirketiniz sattığından çok daha fazlasını kazanacaktır.

Tarafımdan yaşanan binlerce vakadan birisini hemen paylaşalım, tedarikçi şirkete aracını gönderir her zaman olduğu üzere 1 forklift 3 personel ile şirketin tüm gelen ürünlerinin alınması, ürünlerin tasnifi, üretime verilmesi, üretimden gelen ürünlerin stoklanması, sevk edilecek ürünlerin etiketlenmesi, irsaliye kesilmesi gibi işleri yapmakla görevli depo bölümü gelen aracı 10 dakika bekletir, birileri telefonla sizi arar, aracı boşaltmanızı emri vaki söyler hatta hakaret eder ve siz hiç bir şey yapamazsınız.

Neden mi?

Standartlarınız yoktur, gri alanlarınız çoktur, zamanı geçmiş bir üretime yetişmesi gereken ürünler gelmiştir ve sevkiyat çoktan gecikmiştir.

Sonuç olarak ekmeğinizin uğruna sineye çeker yolunuza devam etmek zorunda kalırsınız, oysa kuralları olan şirketlere mal teslimatı yapmak için günler evvelinden randevu almanız gerekir ve o randevu saatinden önce aracınızın orada olmasına rağmen asla o saatte ürünü teslim edemediğiniz için ambar yetkilileri sizi sürekli aramaları gerekir, aracı bekletseniz problem malı çekseniz problem çözüm mecburen eğilmek zorunda bırakılırsınız.

Değerinizi siz belirliyorsunuz, müşteri kaybederim endişesi şirketinizi öyle bir duruma getiriyor ki adeta Araf’ta kalıyorsunuz.

Sahi şirketlerde depolar neden Araf ta?

Öncelikle Araf neydi ona bakalım, Kısaca özeti arada kalmak diyelim ve yazımıza devam edelim.

Bunun cevabını anlamak için önce bir patronun çarığını giyip biraz yürüyelim bakalım, çarık ayağımıza bol mu gelecek, yoksa ayağımızı vuracak, yürümekten mi vaz geçeceğiz, yoksa ayağımızın su toplamasına rağmen yolumuza devam mı edeceğiz?

Patron diye tabir edilen insanlar neden paralarını risk edip, emek harcayarak şirket kurarlar?

Şirket kurmak için yola çıkan yatırımcılar farklı alanlarda hizmete talip olabilirler, lakin ortak noktada buluştukları tek gayeleri vardır oda kar etmek.

Şirketin hangi bölümünde ne pozisyonda olursanız olun işletmeye değer katmıyorsanız işletme içerisindeki varlığınız eninde sonunda sorgulanıp sonuçlarına katlanacağınız durumla karşılaşmanız kaçınılmaz olur.

En önemli maliyetlerden bir tanesi stok bir tanesi insan diğeri lojistik giderleridir, müşteri yani hizmeti satın alan bizler ürüne ne kadar para ödersek ödeyelim o navlun parası diye tabir ettiğimiz ücreti hiç ödemek istemeyiz.

İşini bilen iş profesyonelleri (Pazarlamacılar) şu kadar ürün alırsanız kargo ücreti bedava diye size cazip tekliflerle gelseler’ de işin aslı vergiler dâhil tüm maliyetler müşterinin yani nihai ürünü alan bizlerin cebinden çıkmak durumundadır, asla unutmayın bedava peynir sadece fare kapanında olur…

Siz fark edersiniz etmezsiniz tamamen sizlere kalmış…

Birazda satın alma bölümünü ele alalım.

Satın Alma aslında uzmanlık gerektiren çok kapsamlı bir iş, şirketlerin tüm satın almalarını bir birime yaptırdığınızda farkında olmadan şirketi ya da diğer değimle müşteriyi zarara uğratmış olursunuz.

Lojistik için hizmet satın alma işini yapan kişiler işin içinden gelen, maliyet hesaplaması yapabilecek, ürün fiyatının % kaçını Lojistik hizmetleri için ayrılacağını, ürünün hangi bölgeye kiminle sevk edileceğini, hangi ürünün hangi şartlarla sevk edileceğini çok iyi biliyor ve analiz ediyor olması gerekmekte.

Hani demiştim ya patronlar neden kötü yöneticilere katlanır bunu henüz çözebilmiş değilim, patronunuz çok iyi bir insan olabilir lakin o işletmenin ayakta kalabilmesi ve sonraki kuşaklara aktarılması için patronunuzun iyi bir insan olmasının yanında gemiye çok iyi yön verebilme kabiliyetinde olması ve en önemlisi adil olması gerekmektedir, yanlı bir patron iyi bir insan olmasına rağmen işleri iyi yönetemediği için şirket eninde sonunda zarar etmeye mahkumdur, zarar eden bir işletmeyi kim ne yapsın?

1950 yılından sonra kurulan şirketlerin çoğu büyük arsalara sahip marka değerleri olan holdingler olmalarına rağmen, aile şirketleri olmalarından dolayı iç dinamikleri köy bakkalı tadından öteye gidememiştir, patronlar bu günkü bilgi deneyim ve birikimlere şirketlerini kurdukları zaman sahip olsalardı şimdiki Türkiye zaten bu durumda olmazdı.

Patronlar neden kötü yöneticilere katlanırlar sorusunun cevabı da aslında burada saklı diyebiliriz, kansere dönüşmüş personel, patron ilişkileri şirketleri her zaman yavaşlatmakta patronlar radikal kararlar alıp kanserli hücreyi bedenden ayırmak mecburiyetindeler yoksa yarınlarımızın dünümüzden farkı olmaz.

Hadi konuyu toparlayalım,

*Ne iş yaparsanız yapın mutlaka hedefiniz olmalı.

*Kurallarınız olmalı ve vicdan terazinizi dengede tutmalısınız.

*Yaptığınız iş için mutlaka eğitim almalısınız.

*Analiz kabiliyetlerinizi geliştirip hızlı aksiyonlar almalısınız.

*Sorumluluk alıp verdiğiniz kararların arkasında durmalısınız.

Nihayetinde her insanın işletme sahibi olması beklenemez, ama her işletme sahibinin adil bir yönetici olması beklenilir, yönetici ile idareci arasında ciddi farklar vardır, yönetici sorunları önceden sezip bertaraf eden bilgi birikim ve deneyimlerini sahaya yansıtıp biz olmayı başaran kişilere denilirken, idareci kapısına her geleni dinleyip insanları ön yargıları ile yönetip çıkan sorunlarda bir kenara çekilip sorunların bitmesi için herkese şirin gözüken kişiye denilir.

Asla unutmayın açık denizlerde rüzgârın nereden estiğinin önemi yoktur önemli olan yelkene rüzgârı nereden alacağınızdır, zaten yelkene yön verende rüzgâr değil geminin kaptanıdır.

Sevgiyle kalın.