Petkim’in ikinci çeyrekte net kârı 356 milyon TL oldu

Petkim, 2018 yılının ikinci çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Nisan – Haziran döneminde 356 milyon TL net kâr elde eden şirketin, faiz, amortisman ve vergi öncesi kârı da (FAVÖK) ilk çeyreğe oranla yüzde 80 artarak 439 milyon liraya ulaştı. Petkim Genel Müdürü Anar Mammadov, STAR Rafineri’nin bu yılın dördüncü çeyreğinde devreye girmesiyle çok önemli bir sinerji yakalayacaklarını ifade ederek, Petkim’de yaşanan dijital dönüşümün de etkisiyle bölgenin en büyük üretim merkezi olma hedefini kısa süre içinde yakalayacaklarını belirtti

SOCAR Türkiye’nin iştiraki; Türkiye’nin ilk ve tek entegre petrokimya şirketi Petkim, 2018 yılının ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladı. Dünya piyasalarındaki yansımalar karşısında güçlü duruşunu devam ettiren Petkim, operasyonel verimliliğini korudu. Yılın ikinci çeyreğinde, birinci çeyreğe göre net satışlarını yüzde 25 artırarak 2.3 milyar liraya çıkaran Petkim’in aynı dönemde net kârı da yüzde 183 artarak 126 milyon liradan 356 milyon lira seviyelerine geldi. Petkim’in ikinci çeyrekte faiz, amortisman ve vergi önceki kârı (FAVÖK) ilk çeyreğe göre yüzde 80 artarak 439 milyon lira olarak gerçekleşti. İkinci çeyrekte Petkim’in kapasite kullanım oranı yüzde 96 oldu.

Petkim Genel Müdürü Anar Mammadov, elde ettikleri başarının arkasında başarılı operasyonlar, verimli iş ortaklıkları ve teknolojiye yaptıkları yatırımların olduğunu belirterek, “2018 Petkim için dönüşüm yılı. Verimlilik odaklı yatırımlara odaklandığımız bu yıla, STAR Rafineri ortaklığı ile başladık. STAR Rafineri’nin yılın dördüncü çeyreğinde faaliyete başlamasıyla hammadde ihtiyacımızın yüzde 100’ünü buradan karşılayacağız. Global olarak petrol fiyatlarının artmasına karşı tedbirlerimizi alarak, STAR Rafineri’nin üretime geçmesiyle doğacak fırsatları iyi kullanmaya odaklı bir hareket planımız var. Petkim şu anda Türkiye’nin petrokimya ürünü ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayabiliyor. Bu entegrasyonla Türkiye’nin ihtiyacı olan katma değerli ürünler üretmeye devam ederek, ekonomiye katkımızı da artırmayı hedefliyoruz” dedi.

‘2018, dönüşüm ve dijitalleşme yılı olacak’

Orta vadeli bir proje olan dijitalleşmede de yıl sonunda ilk sonuçları almayı hedeflediklerini belirten Anar Mammadov, şöyle devam etti: “Bu yıl bizim için çok önemli bir yıl; çünkü verimliliğe çok önemli katkısı olacağına inandığımız dijitalleşme için yol haritamızı oluşturarak ilk adımlarımızı attık. Ayrıca ülkemizi ve sektörümüzü global arenada daha ileri taşıyacak stratejik ve yenilikçi Ar-Ge çalışmalarımız için dünyanın önde gelen bir enstitüsüyle bir işbirliğine başlıyoruz. Nihai hedefimiz Petkim’i kendi sektöründe en inovatif ve dijital şirket seviyesine getirmek.” Tüm bu yatırımları yaparken bilançoda da dengeli pozisyonlarını koruduklarını dile getiren Mammadov, daha verimli üretim ve daha kârlı satışlarla önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin en güçlü petrokimya şirketi olarak yola devam edeceklerini de sözlerine ekledi.

BAŞLICA GÖSTERGELER Q2 2018 Q1 2018 Değişim Fark
Q2 2018 vs Q1 2018 Q2 2018 vs Q1 2018
Net Satışlar (milyon TL) 2.353 1.879 % 25 474
Brüt Kâr (milyon TL) 472 276 % 71 196
Brüt Kâr Marjı % 20,10 % 14,70 5,4 yp
Net Kâr (milyon TL) 356 126 % 183 230
Net Kâr Marjı % 15,10 % 6,70 8,4 yp
FAVÖK (milyon TL) 439 244 % 80 195
FAVÖK Marjı % 18,70 % 13 5,7 yp

Turizmde 3 Milyar Dolarlık Çin Pastası

TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan, ‘TSKB Bakış’ isimli rapor serisi Türkiye turizm sektörüyle devam ediyor. Türkiye’nin milli gelirinde önemli bir etkiye sahip olan turizm sektörünün bugünü ve fırsatlarının değerlendirildiği “Turizm: Yine Yeni Yeniden” başlıklı raporda, turizm çeşitlendirilmesinin önemine dikkat çekilerken, Çin pazarının potansiyeli tüm yönleriyle ele alınıyor.

Türkiye genelinde 2 milyonu aşkın kişiye istihdam kapısı olan turizm sektörü sadece geçen yıl milli gelire doğrudan yüzde 3,8, dolaylı etkilerle yüzde 11,6 oranında katkı verdi. 1980’li yıllardan bu yana ekonomideki konumunu güçlendiren sektör, 90’lı yılların ortasından günümüze kadar olan dönemde ödemeler dengesinin güçlü aktörlerinden biri haline geldi. Sektörün gelişimi ülke ekonomisine olduğu kadar Türkiye’nin marka değerine de önemli katkı sağlıyor.

TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan, “Turizm: Yine Yeni Yeniden” başlıklı rapor, Türkiye turizm sektörünün mevcut durumunu ortaya koyarken, “Nasıl bir turizm?” sorusunun yanıtını arıyor. Raporda, sağlık, gastronomi ve yurtiçi turizminin yanı sıra Çin’le geliştirilecek ilişkilerin, turizmde sürdürülebilir ve sağlıklı bir büyümenin modeli olacağına dikkat çekiliyor. Hazırlanan Çin Eylem Planı’yla Türkiye’ye Çinli turist çekmenin hedeflendiği belirtilen raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Kültür, sanat ve gastronomi odaklı, deneyimsel bir turizm içeriğinin hazırlanması durumunda Türkiye’nin Çinli turistlerden elde ettiği kişi başı ortalama gelirin Avrupa ortalamasına yaklaşması mümkün olacak. Sektör oyuncularının telaffuz ettiği, “2023 yılında 1 milyon Çinli turist” hedefinin gerçekleşmesi, yaklaşık 3 milyar dolarlık bir turizm ekonomisinin oluşması anlamına geliyor.”

Büyümenin sürdürülebilirliğine katkı sunuyor

Buket Alkan ve Cem Avcıoğlu tarafından kaleme alınan rapor, turizm sektörüyle arasında birbirini besleyen karşılıklı bir ilişki olduğunu söylerken, bu ilişkide turizmin GSYH’ye yaptığı katkıyı sayısal olarak ortaya koyuyor.

1950 yılında sadece 25 milyon olan küresel turist sayısının geçen yıl 1,3 milyar kişiye ulaştığı kaydedilen raporda 2017 yılında gerçekleşen yüzde 6,7 oranındaki büyümenin son 10 yıldaki en yüksek performans olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda ayrıca, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne göre (UNWTO) 2030 yılına kadar küresel turist sayısının 1,8 milyar kişiye ulaşmasının beklendiği, Türkiye’nin ise 2017 yılında toplam 38 milyon ziyaretçi ağırladığı hatırlatılıyor. Bu rakamla Türkiye’nin de dünyada en çok turist çeken 10’uncu ülke olduğu belirtilirken, sektörün ülke ekonomisine verdiği güçlü destek şu rakamlarla aktarılıyor: “Turizm sektörü 2017 yılında milli gelire doğrudan yüzde 3,8, dolaylı ve uyarılmış etkilerle yüzde 11,6 oranında katkı verdi. Sektörün yarattığı toplam ekonomik aktivite 2,1 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Bunların yanı sıra, turizm sektörü, dış tasarrufun ülke ekonomisine kanalize edilmesine de aracılık ederek sürdürülebilir büyümeye katkı sunuyor.”

Küresel çapta seyahat eden kişi sayısında artış bekleniyor

Diğer taraftan, Dünya Turizm Örgütünün 2018 yılında küresel çapta seyahat eden kişi sayısında yüzde 4 ila yüzde 5 arasında büyüme beklediğine değinilen raporda, bu oranın, dünyada yaşanan belirsizliklere rağmen gerçekleşmesinin önemli olduğu belirtiliyor.

Raporda, bölgeler arasında turist dağılımı incelendiğinde Avrupa ve ABD’den Asya Pasifik bölgesine doğru bir kayma olduğu hatırlatılarak, “1980’den bu yana toplam seyahat eden turist sayısı incelendiğinde Afrika ve Ortadoğu’nun payı yüzde 3 ile 6 arasında değişiyor. Asya Pasifik ise bu dönemde payını yüzde 8’den yüzde 25’e çıkarmış durumda. Dünya Turizm Örgütünün 2030 yılı öngörüleri bu eğilimin süreceğini ortaya koyuyor” bilgisine yer veriliyor. Sözü edilen bölgeler arasındaki değişimde en önemli etkenin Çin’in uluslararası dış turizm potansiyelinin açığa çıkması olduğu vurgulanan raporda, “2010 yılında 55 milyar dolarlık uluslararası turizm harcamasıyla bu alanda dördüncü sırada yer alan Çin, 2017 yılındaki 258 milyar dolarlık harcamayla ise ilk sıraya ulaşmış durumda” deniliyor.

Dünya turizm harcamasının yüzde 20’sini Çinliler yapıyor

2012 yılından bu yana en fazla turizm harcaması yapan ülke konumunda bulunan Çin’den geçen yıl yurtdışına çıkan ziyaretçi sayısının 135 milyon kişi olduğuna dikkat çekilen raporda, günümüz küresel turizm harcamasının yüzde 20’sinin bu ülke tarafından gerçekleştirildiğinin altı çiziliyor.

Raporda, Çin’den Türkiye’ye gelen turist sayısının son 10 yılda kademeli olarak arttığı belirtilerek şu ifadeye yer veriliyor: “2015 yılında Çin vatandaşları için kapıda vize uygulamasıyla bu sayı 314 bin kişiye ulaştı. Daha da artırılması için bu ülkeye yönelik özel turizm politikalarının uygulanması yararlı olacaktır. Bugün Avustralya, Kanada, Singapur, Güney Kore gibi ülkeler Çinli turistler için 10 yıllık vizeler çıkarıyor. Öte yandan, 67 ülke Çin vatandaşlarına pasaportla giriş ya da sınırda vize imkânı sağlamış durumda.”

Hazırlanan Çin Eylem Planı’yla Türkiye’ye Çinli turist çekmenin hedeflendiği belirtilen raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Kültür, sanat ve gastronomi odaklı, deneyimsel bir turizm içeriğinin hazırlanması durumunda Türkiye’nin Çinli turistlerden elde ettiği kişi başı ortalama gelirin Avrupa ortalamasına yaklaşması mümkün olacak. Sektör oyuncularının telaffuz ettiği “2023 yılında 1 milyon Çinli turist” hedefinin gerçekleşmesi, yaklaşık 3 milyar dolarlık bir turizm ekonomisinin oluşması anlamına geliyor.”

“Kadın istihdamını artırma yolunda önemli bir basamak olabilir”

Öte yandan, turizm sektörünün yarattığı istihdam imkânını, Türkiye’de kadın istihdamı konusunda yaşanan darboğazın aşılması konusunda önemli bir fırsat olarak değerlendiren çalışmada “Turizm diğer birçok sektörden farklı olarak hizmetin makineleştirilmesi veya otomasyona dönüştürülmesi olanağı taşımıyor. Sektörün kalıcı biçimde emek-yoğun yapısı, ulaştırma, eğlence ve perakende gibi birçok farklı alanı harekete geçirme kabiliyetine sahip. Sektörün bu alandaki en önemli özelliği, Türkiye kalkınmasında önemli bir engel niteliğinde olan kadının işgücüne katılım oranının artırılması yönünde fırsat sunması olarak öne çıkıyor. Turizm ve ilişkili alanlarda kadın çalışan sayısının toplam çalışan sayısına oranı yüzde 32,1. Bu oran turizm dışı sektörlerden 4,9 puan daha yüksek bir seviyeyi ifade ediyor” bilgisi paylaşılıyor.

TSKB Ekonomik Araştırmalar tarafından hazırlanan “Turizm: Yine Yeni Yeniden” raporunun tamamı aşağıdaki linkte paylaşılıyor:

http://www.tskb.com.tr/i/content/3769_1_TSKB_Bak%C4%B1%C5%9F_Turizm_Yine_Yeni_Yeniden.pdf

Ticari havacılık sektörünün stratejik tedarikçileri arasına giren Kordsa’dan 2018’in ilk yarısında %54’lük kâr artışı

Kordsa, 2018 yılı ilk yarıyıl sonuçlarını açıkladı. Pazar ve müşteri odaklı faaliyetleri, operasyonel verimlilik yaklaşımı ve son dönem gerçekleştirdiği stratejik yatırım kararları finansal göstergelerine olumlu yansıdı. Kordsa, ilk yarıyılda cirosunu 1,5 milyar TL’ye ulaştırdı. Ciro 2017 yılının ilk yarısına göre %24, bu yılın ilk çeyreğine göre ise %16 oranında artış gösterdi. Net kârı ise %39 artarak 155 milyon TL’ye ulaşırken ana ortaklık payı %54 artarak 136 milyon TL oldu. Bir önceki yılın aynı dönemine göre %36 artış ile 263 milyon TL’lik FAVÖK’e ulaşan Kordsa, güçlü sermaye yapısı ile kârlı büyümesini sürdürdü.

Güçlendirme lideri, 2018 yılı ciro ve FAVÖK beklentilerini yukarı yönlü revize etti. 2018 sonunda satışların %25-35 arasında artması beklenirken, FAVÖK’teki artış da %30-40 seviyelerinde öngörülüyor. Amerika’daki kompozit şirket satınalımlarının etkisiyle bu oranların satışlarda %30-40; FAVÖK’te ise %35-45 olması bekleniyor.

Kordsa 2018 yılına cirosunu artırarak devam ederken, müşteri portföyüne stratejik eklemeler yaparak güçlendirdiği pazarları da genişletti.

100 milyon dolarlık yatırımla başta Boeing ve Toray Composites Materials America Inc. olmak üzere dünyanın önde gelen ticari havacılık sektörü markalarının stratejik tedarikçileri arasında yer alan Fabric Development Inc. (FDI) ve Textile Products Inc. (TPI) şirketlerini bünyesine kattığını duyuran Kordsa, bu satın almayı, ABD kompozit pazarındaki konumunu güçlendirme ve büyüyen havacılık sektörünün tedarik zincirinde güçlü bir oyuncu olma yolunda çok önemli bir adım olarak görüyor. Kordsa, bu satınlalma ile yılda 80 milyon ABD doları ciro artışı sağlayarak yeni bir Kordsa oluşturma hedefine doğru önemli bir adım attı.

Doğru pazar stratejisi ile hareket etmelerinin, uzun dönemli kârlı büyümeyi beraberinde getirdiğini dile getiren Kordsa CEO’su Ali Çalışkan yarıyıl finansal sonuçları ve yaptıkları bu iki yatırım ile ilgili şunları söyledi: “Yılın ilk yarısı güçlü operasyonel performansımızın yanı sıra yatırımlarımızla büyüme stratejimizi desteklediğimiz, inovasyonlarımızla teknolojik yetkinliklerimizi pekiştirdiğimiz bir dönem oldu. İnşaat güçlendirme teknolojilerimizde yeni polipropilen monofilament hattımızı yakın zamanda devreye almanın heyecanını yaşıyoruz. Bu hattan çıkacak teknolojilerin hem Türkiye hem de Avrupa pazarına hizmet etmesi hedefi ile yol alıyoruz. Lastik güçlendirme teknolojilerinde hammadde fiyatlarında artışları satış görüşmelerinde doğru yönetiyor, pazarı ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını doğru anlıyor ve onların ihtiyaçlarına göre üretim yapıyoruz. Böylece müşterilerimizle birlikte stratejik olarak büyüyoruz. Dünya çapında Kordsa’nın mevcut büyüklüğüne bir Kordsa daha eklememizin yolunu açan ve bizi ticari havacılık sektörünün önde gelen oyuncuları konumuna getirecek Amerika yatırımımızla başarı hikayelerimize yenilerini eklemeye hazırlanıyoruz. Lastiklerini güçlendirdiğimiz uçakların, artık kompozit teknolojilerimizle kanatlarını ve gövdelerini; inşaat güçlendirme teknolojilerimizle ise iniş pistlerini güçlendirir konumda olacağız. Güçlendirdiğimiz 3 iş kolunda hayata geçirdiğimiz inovasyonlar ve büyümemizi destekleyen yatırımlarımızla “Yaşamı Güçlendirmeye” devam edeceğiz.”

Siber Korsanların Yeni Gözdesi; Akıllı Şirket Telefonları

Platin Bilişim Satış Direktörü Pınar Bamyacı: “Yaz aylarında mobil siber koruma çözümlerine olan talep artı. Kamu ve finans sektörü çalışanları kırmızı hacker’ların ana hedefi konumuna geldi.”

09.08.2018

Türkiye’de özelikle yaz aylarında artan sosyal medya kullanımı, siber korsanlara adeta davetiye çıkartıyor. Gerek özel cep telefonları,gerek çalışanların şirket telefonlarına yönelik siber saldırıların son aylarda ciddi oranda artış gösterdiğine dikkat çeken Platin Bilişim Satış Direktörü Pınar Bamyacı, siber saldırıların telefona masum görünümlü bir zararlı yazılımın yüklenmesiyle başladığını belirtiyor. Cep telefonu kullanıcılarını ‘Blueborne’ ve Jailbreak türü ataklar hakkında uyaran Pınar Bamyacı şöyle konuşuyor:

“Zararlı yazılımlar kullanılarak telefonlara direk erişim sağlanması mümkün. Böylece siber korsanlar,telefonunuzu kontrolü ele geçirip, kamera ve mikrofonu kendi amaçlarına hizmet edebilecek şekilde kullanabiliyor.

Ay sonunda sürpriz bir faturanın sebebi siber korsanlar olabilir!

Günümüzde 4.5G şebekeleri sayesinde 3-5 dakikada internet kotanız kısa sürede aşılabiliyor. Böylece ay sonunda sürpriz bir fatura ile karşılaşabiliyorsunuz.

Öte yandan ‘red alert 2’ atağına maruz kaldıysanız sonuçları çok daha can yakıcı olabiliyor.Bu zararlı yazılım, cep telefonunuzdan internet bankacılığı uygulamasına girmek istediğinizde devreye giriyor. Cep telefonunuzdan her zaman kullandığınız mobil bankacılık ekranına giriş yaptığınızda benzer bir ekran ile karşılaşıyorsunuz. Bu nedenle eğer şifrenizi ilk girdiğinizde bir hata mesajı ile karşılaşıyorsunuz ekstra dikkatli olmanızda fayda var. Çünkü Bu esnada şifreniz çalınıyor olabilir. Şifreyi ikinci defa girdiğinizde erişim sağlıyorsunuz. Ancak şifreyi siber korsanlar da ele geçirmiş oluyor. Bankaların yanı sıra sosyal medya hesaplarınızın parolaları da bu yöntem ile çalınabiliyor.”

Pınar Bamyacı, bu zararlı yazılımların bankadan size uyarı için gelen telefon aramalarını da engelleyebildiğini vurguluyor.

Türkiye’de maalesef akıllı cep telefonu kullanıcılarının yüzde 56.2’si online tehditlerden korunmak için herhangi bir yazılım kullanmıyor. Dünya genelinde akıllı telefonlarında güvenlik yazılımı bulundurmayanların oranı ise yüzde 35.9 seviyelerinde. Bu profil doğrudan tehdit altında.

Türkiye ile beraber son aylarda mobil telefonlardan nasibini alan ülkelerin arasında ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Çin, Ürdün, Hindistan, Suriye, Güney Kore de bulunuyor. Casus yazılımları kişinin akıllı telefonuna gönderen siber korsanlar; fotoğraflara, belgelere, mesajlaşmalara ve sohbetlere kolayca ulaşıyor. Korsanlar ayrıca telefonun kontrolünü ele geçirerek sahibinin bilgisi dışında fotoğraf çekip, kayıt da yapabiliyor.

Bankacılık ve kamu çalışanları yoğun risk altında

Pınar Bamyacı söz dönemde özellikle kamu ve bankacılık sektörünün mobil ataklara maruz kaldığını sözlerine ekliyor.

“Platin bilişim olarak işletmeleri mobil siber saldırılardan korumak için kötü amaçlı yazılım, ağ ve güvenlik açıklarını öngörme, algılama ve önleme konusunda destek oluyoruz.” diyen Bamyacı sözlerine şöyle devam ediyor.

Machine learning ile etkin koruma mümkün

“Mobil cihazlar küçük bilgisayarlardan daha fazla internete bağlı olarak kullanılıyor. Bu cihazlarda, işlenen verilerin güvenli kalmasını sağlamaya yardımcı olacak yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyuluyor. Endpoint Protection Mobile çözümümüz risk tabanlı mobil güvenlik yaklaşımı ile kullanıcıları gizlilik, hırsızlık ve manipülasyon riskine maruz kalan tüm tehditlere karşı savunurken, mobile kullanıcıların verimliliği ön planda tutuyor. Birçok mobil güvenlik sağlayıcısı, tek bir tehdit vektörüne veya tek bir analiz katmanına odaklanırken, Symantec Endpoint Protection Mobile, mobil cihazları, “bilgisayar korsanı gibi düşün” felsefesiyle koruyor. Böylece her mobil tehdit vektörüne karşı koruma sağlanıyor. Çözüm tespit edilen birçok tehdide ve kasıtlı eylemlere karşı gerçek zamanlı olarak yanıt veriyor. Sistem Mobil cihazları ve bağlandıkları kaynakları korumak için machine learning, yöntemini kullanıyor.”

Pınar Bamyacı, Siber saldırılara maruz kalmamak için alınacak önlemleri şöyle özetliyor:

  • “Halka açık alanlarda zorunlu olmadıkça ücretsiz wi-fi hizmetini kullanmayın.
  • Türkiye’deki çoğu bankacılık uygulamalarının görünüşleri siber korsanlar tarafından kopyalandı. İnternet bankacılığı kullanırken çok daha dikkatli olun. Şüpheli durumları bankanızla temasa geçin.
  • Android kullanıcı iseniz uygulamaları, Google Play adlı resmi uygulama kütüphanesi haricindeki yerlerden yüklemeyin.
  • Bazı meslek grupları daha çok risk altında. Özellikle;askeri personel, aktivist, gazeteci veya avukat iseniz siber saldırılara karşı daha tetikte olun.
  • Bilinmeyen kişilerden gelen her eklentiyi asla açmayın. Alakasız hediye-ödül vaat eden mesajlara itibar etmeyin.
  • Tanınmadığınız kişi ve numaralar tarafından gönderilen SMS’lere kesinlikle “EVET“ cevabı vermeyin.
  • Tıpkı bilgisayarlarda olduğu gibi akıllı cep telefonlarında da proaktif “Mobile Security“ çözümleriyle, tehditlere karşı önlem alın.”
  • Kurumlar çalışanlarına yönelik olarak, şirket telefonlarına antimalware yazılımı kurmalı,
  • VPN türü bağlantılar daha güvenli olduğu için uzaktan çalışırken tercih edilmeli,
  • Kurumsal yetkilendirme ve şifre denetimi kontrolü yapılmalı,
  • Çalışanlarınıza mobil cihazlar veriyorsanız, üçüncü parti yazılımların kullanımını kısıtlayan ya da engelleyen ilkeler oluşturun,
  • Mobil trafiği özelleştirilmiş firewallar kullanın,
  • Blootoothu keşfedilir durumda bırakmayın, şirket politikası olarak kapatılmasına yönetlik politika oluşturun,
  • Düzenli mobil güvenlik denetimleri ve sızma testleri yapın.

Yemeksepeti’nden dünyada ilk restoranlar arası kurye paylaşımı modeli

Yemeksepeti, paylaşım ekonomisi vizyonuyla hayata geçirdiği Vale projesi ile online yemek siparişi sektörünün dinamiklerini bambaşka bir yere taşıdı. Dünyadaki ilk restoranlar arası kurye paylaşımı modelini kullanan Yemeksepeti Vale “Artık hiçbir lezzet ulaşılmaz değil” mottosuyla kullanıcıları için lezzet seçeneklerini daha da genişletiyor. Vale sayesinde, paket servisi olmayan işletmeler siparişlerinin iletiminde Yemeksepeti restoranlarının kuryelerinden faydalanabiliyor ve bu sayede sisteme dahil olan restoranlar cirolarını ortalama yüzde 30’a kadar artırıyor. Yemeksepeti Vale, 1000 restoranla İstanbul, Ankara ve İzmir’de hizmet veriyor.

08.08.2018

Yemeksepeti’nin paylaşım ekonomisi ekosistemi kapsamında geliştirdiği ve dünyadaki ilk restoranlar arası kurye paylaşımı modelini kullanan Yemeksepeti Vale, kapsamını genişletmeye devam ediyor. “Artık hiçbir lezzet ulaşılmaz değil” mottosuyla hayata geçirilen Yemeksepeti Vale sayesinde, paket servisi olmayan işletmeler Yemeksepeti restoranlarının kuryelerinden faydalanıyorlar.

Dünyada ilk restoranlar arası kurye paylaşımı modeli

Yemeksepeti Vale; iş modelleri, operasyonel verimlilik, hizmet kalitesi gibi kaygıları nedeniyle paket servise girmeyi tercih etmeyen işletmelerin, halihazırda bu hizmeti veren deneyimli restoranların kuryelerini kullanmalarına imkân tanıyor. Böylece restoranlar kendi uzmanlıkları dışındaki bir işe yatırım yapmak zorunda kalmadan, operasyonel anlamda Yemeksepeti’nin desteğinden faydalanıyorlar.

Dünyada ilk kez Yemeksepeti’nin geliştirdiği restoranlar arası kurye paylaşım modeli olan Vale, sisteme dahil olan restoranların cirolarını ortalama yüzde 30 kadar artırmalarını sağlıyor. Bu model sayesinde kuryelerini diğer restoranların hizmetine sunan restoranlar ise, hem birden fazla paydaş için değer yaratmış oluyor hem de halihazırdaki kuryelerinin boş vakitlerinde ekstra kazanç elde ediyor. Yemeksepeti bu sayede restoranlara sahip olmadıkları bir know-how ve altyapıyı Vale sayesinde sunabiliyor.

Kullanıcılarına diledikleri her lezzeti ulaştırmak hedefiyle hayata geçirilen Yemeksepeti Vale, o güne kadar paket servis hizmeti, iş modeli itibarıyla buna yatırım yapmayı tercih etmeyen restoranların yanı sıra lokal olarak isim yapmış küçük işletmelere, 3. nesil kahvecilerden butik pastacılara her türlü işletmenin sisteme dahil olmasını sağlıyor.

Yemeksepeti İş Geliştirme Direktörü Mert Baki, paylaşım ekonomisinin girişimcileri ve yenilikçi şirketleri inovatif modeller geliştirmesi için teşvik ettiğini belirterek ekliyor: “Dünya paylaşım ekonomisine doğru evrilirken, biz de bundan ilham alarak, milyonlarca paydaşımıza fayda sağlayan Yemeksepeti Vale projesi ile restoranlar arası kurye paylaşımı modelini dünyada ilk kez uygulamaya geçirdik. Amacımız bu sistemde yer almayan aktörleri, içeri dahil etmek ve farklı paydaşlar arasında koordinasyon sağlayarak, paylaşım ekonomisi yaratmaktı. Verimliliği odağımıza alarak, kullanıcılardan restoranlara, milyonlarca paydaş için değer yaratıyoruz. Bu modelin 2. yılını geride bırakırken Yemeksepeti Vale’nin kapsamını genişletmek ve daha fazla restoranı bu ekosisteme dahi edebilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

3 ilde, 1000 restoranla hizmet

Şu an İstanbul, Ankara ve İzmir’de 1000’e yakın restoranla faaliyet gösteren Yemeksepeti Vale ile ilgili Yemeksepeti İş Geliştirme Direktörü Mert Baki, “Bu yıl itibarıyla hedeflediğimiz restoran sayısına ulaştık ve bugün sistemimizde 1000 restoran bulunuyor. Ancak Yemeksepeti olarak önceliğimiz Vale’nin kapsamını genişletmek ve daha fazla restoranı bu ekosisteme dahil edebilmek.” dedi.

Vale ile Yemeksepeti, restoran ağını genişletmeye devam ediyor

Yemeksepeti Vale, farklı mutfaklara daha çok ilgi duymaya başlayan, diledikleri herhangi bir yemeğe daha hızlı ve daha kolay ulaşmak isteyen kullanıcıların beklentilerine cevap veriyor.

Vale ile Yemeksepeti, restoran ağını genişletmeye devam ediyor ve Uzakdoğu mutfağından ev yemeğine, deniz mahsulünden Hint mutfağına, dondurmadan kahve, kahvaltı ve pastaya akla gelebilecek her türlü lezzeti kullanıcılarının ayağına getiriyor. Yalnızca lokal olarak isim yapmış lokantalarda tadılabilecek özgün lezzetler artık evde veya işyerinde de yenebiliyor.

Paylaşım ekonomisinde aktif katılımın en yüksek düzeyde olduğu ülke Türkiye

Türkiye’de paylaşım ekonomisi alanındaki girişimlerin sayısının her geçen gün arttığını belirten Yemeksepeti İş Geliştirme Direktörü Mert Baki “Türkiye, paylaşım ekonomisi hakkında en fazla bilgi sahibi olan, paylaşım ekonomisine aktif katılımın en yüksek oranda gerçekleştiği ve paylaşım ekonomisine katılımın en fazla artması beklenen ülkelerden biri. Bu konuda yapılan araştırmalara göre yüzde 9’luk oranla paylaşım ekonomisine aktif katılımın en yüksek olduğu ülke Türkiye. Yemeksepeti olarak restoranlar arası kurye paylaşım ekonomisi modelimiz ile bu büyümede önemli rol üstleniyoruz.” dedi.

Türkiye’deki PPG tesisi, Ford Markasının Global Tedarikçi Havuzuna Girdi

Dünyanın önde gelen otomotiv boya ve yüzey kaplama şirketi PPG, Bursa’daki otomotiv orijinal ekipman (OEM) kaplama tesisinin Ford Motor Company’nin global tedarikçisi statüsüne (Ford Q1) ulaştığını açıkladı. Otomotiv sektörü yapıştırıcı ve sızdırmazlık ürünleri üreten Bursa tesisi, bu statüye ulaşan dünyadaki dördüncü PPG tesisi oldu.

PPG’nin Bursa tesisi, Ford denetçilerinin bir yıllık denetim sürecinin ardından Ford Q1 Ödülü’nü alarak Ford Motor Company’nin global tedarikçi havuzuna girmeye hak kazandı. Ford Q1 Ödülü, bir şirketin üretim sistemleri, kalite kontrol yönetimi, müşteri memnuniyeti ve bu süreçleri sürekli geliştirebilme politikalarının detaylı inceleme süreci sonrası veriliyor. Bu ödülü almaya hak kazanan şirket, Ford Motor Company’nin global tedarikçi havuzuna giriyor. Tedarikçi statüsüne giren şirket daha sonra ise, senede en az bir kez gerçekleşen yeniden değerlendirme ve aylık olarak düzenli denetim süreçlerine tabii tutuluyor.

Türkiye’de otomotiv sektöründe iki tesisle hizmet veren PPG şirketi, Ford’un global tedarikçi havuzuna girmeye hak kazanan Türkiye’deki az sayıdaki şirketlerden biri olma özelliği taşıyor.

PPG Bursa Fabrika Müdürü Hasibe Işık: “PPG’nin Ford’la işbirliği tüm dünyayı kapsıyor, Türkiye pazarında da 15 yıldır birlikte çalışıyoruz” dedi. “Ford Q1 global tedarikçi statüsü kazanmak ekibimiz için bir onur ve motivasyon kaynağı oldu. Süreçlerimizi her zaman, üstün müşteri memnuniyetianlayışı ve endüstri lideri yenilikler ile geliştirmeye çalışıyoruz.”

PPG Global Genel Müdürü Juanjo Ardid ise, “Bu ödüle layık görülmekten dolayı gurur duyuyoruz. Ford, önde gelen otomotiv yapıştırıcı ve sızdırmazlık ürünleri müşterilerimizden biri. İşbirliğimizi Türkiye ve dünya genelinde daha da güçlendirmek için sabırsızlanıyoruz.” dedi.

 

Şakarlar Ambalaj ve Temizlik Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti.

Sakarya ve bölgesinde ambalaj, kağıt, temizlik maddeleri; aparat ve makineleri, poşet ve hırdavat çeşitleri, medikal ürünler, kokulandırma hizmetleri, toptan ve perakende satışlarımız ile ürün ve hizmet sektöründe 1999 yılından itibaren kendimizi sürekli geliştirerek yolumuza devam etmekteyiz.

Kurumsal hizmetlerden, e-siparişlere, toptan satıştan sevkıyatlara, Sakarya merkezde dört şubemiz ile de perakende müşterilerimize "hedefimiz memnuniyetiniz..." sloganımız ile hizmet vermekteyiz.

Firmamız; Pendik, Sakarya, Düzce, Bilecik bölgesinde muhtelif kamu ve kurumsal tedarik ihalelerinin yüklenicisidir.

Etiketler: Ambalaj, temizlik, deterjan, oxy, sızdırmaz, köpük, kase, çamaşır suyu, parlatıcı, sökücü, şampuan, vücut jeli, mineralli krem, kürdan, tuvalet kağıdı, kağıt, kağıt havlu, oda parfümü, bez, temizlik bezi, el sabunu, bulaşık deterjanı, çamaşır suyu, streç, palet, alüminyum folyo, peçete, kese kağıdı, ıslak havlu, kolonyalı mendil, fırça, sap, çöp poşeti, silaj poşeti, rulo poşet, havlu makinesi, zemin temizleme makinesi, gırgır, mandal, süpürge, çekçek, çekpas, temizlik kovası, mop ipi, aparatlar, sızdırmaz, bardak, karton, faraş, toz püskülü, cam kazıma jileti, yer kazıma jileti, sıvı sabun aparatı, köpük aparatı, havlu aparatı, peçetelik, inşaat sonrası atık temizleme, otomat temizlik maddeleri, makine deterjanları, mavi su, derz temizleyiciler, geniş alan kokuları, oto lastik kiti, oto kokusu, köpük tabaklar, köpük bardaklar, dondurma kaseleri, çorba kaseleri, renkli poşetler, renkli tabaklar, plastik bardak, plastik çatal, plastik kaşık, üç gözlü tabak, buz dolabı poşetleri, pamuk, kulak temizleyici, tıraş bıçağı, yumuşatıcı, sinek ilacı, Sakarya, naylon

3A DGR Tehlikeli Maddeler Yönetim Sistemleri A.Ş.

Tehlikeli  madde servis sağlayıcısı, tehlikeli maddeler için ambalaj tedariği, paketlemesi, danışmanlığı, Tehlikeli Maddeler Eğitimleri, ambalaj ve lojistik tasarımı hizmetleri verilmektedir.

Etiketler: Tehlikeli  madde servis sağlayıcısı, tehlikeli maddeler için ambalaj tedariği, paketlemesi, danışmanlığı, Tehlikeli Maddeler Eğitimleri, ambalaj ve lojistik tasarımı hizmetleri