TSKB’nin desteklediği yatırımlarla, Türkiye’nin yıllık karbon salımı 12 milyon ton azalıyor

Türkiye’nin kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınması alanında yaptığı çalışmalarıyla dikkat çeken TSKB, düşük karbonlu ekonomiye geçiş konusunda sunduğu yenilikçi çözümlerle Türkiye’nin yıllık karbondioksit salımının 12 milyon ton azalmasına katkıda bulunuyor. Kredi portföyünün yüzde 68’ini sürdürülebilirlik yatırımlarının oluşturduğu banka, dünyanın ilk Sermaye Benzeri Sürdürülebilir Tahvili ve Türkiye’nin ilk Sürdürülebilir/Yeşil Tahvili gibi yenilikçi ürünlerle de sürdürülebilirlik projelerini destekliyor.

Kurulduğu 1950 yılından bu yana Türkiye’nin kalkınması için faaliyet yürüten Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik finansman modelleriyle Türkiye’nin karbon salımının azaltılmasında önemli rol oynuyor. Banka, düşük karbonlu ekonomiye geçiş konusunda sunduğu yenilikçi çözümlerle, Türkiye’nin yıllık karbondioksit salımının 12 milyon ton azalmasına katkıda bulunuyor.

Dünya Çevre Günü nedeniyle açıklama yapan TSKB Genel Müdürü Suat İnce, TSKB’de Türkiye’nin kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınması için değer yaratma misyonuyla hareket ettiklerini, bu yaklaşımın bir yansıması olarak, kredi portföylerinin yüzde 68’ini sürdürülebilirlik yatırımlarına ayırdıklarını söyledi. Suat İnce şöyle konuştu: “Gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için tüm dünyada farkındalık yaratmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler, 1972 yılında aldığı kararla 5 Haziran’ı Dünya Çevre Günü olarak ilan etmişti. O günden bu yana, sürdürülebilirlik konusunda önemli adımlar atıldı, işbirlikleri gerçekleşti, sürdürülebilirlik niş bir kavram olmaktan çıkıp iş modellerinin önemli bir unsuruna dönüştü. TSKB olarak ilk günden beri bu dönüşümün içinde yer aldığımızı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarıyla olan yakın işbirliğimizle, zamanın ruhunu çok erken dönemde yakalama fırsatı bulduk. Sürdürülebilirlik alanında pek çok yeniliğe ve ilke imza attık. Bugüne kadar sadece yenilenebilir enerji projeleri için 4.9 milyar dolar kredi temin ettik.Aynı şekilde, Türkiye’nin kurulu yenilenebilir enerji gücünün yüzde 15’ini oluşturan 5.617 MW güce sahip, 299 yenilebilir enerji projesine kaynak yarattık. Enerji ve kaynak verimliliği alanında ise 131 projeye 900 milyon dolarlık finansman sağladık. Bu çalışmaların sonucu olarak, bugün ülkemizin yıllık karbon salımının 12 milyon ton azalmasına katkıda bulunmuş olmaktan büyük gurur duyuyoruz.”

“Finans sektörü sürdürülebilir dönüşümün en büyük destekçisi”

Finans sektörünün sürdürülebilirlik alanında yarattığı etkinin sadece kendi çevresel etkilerini kontrol altında tutmanın çok daha ötesine geçtiğini belirten İnce, sektörün, sağladığı fonlarla pek çok farklı endüstrinin sürdürülebilir dönüşümüne kaynak sağladığını söyledi. İnce, “Bu alanda yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği, çevre yatırımları, sürdürülebilir turizm gibi alanlardaki projeleri destekliyoruz. İşin sosyal tarafında, kadın istihdamı ile iş sağlığı ve güvenliği temalarımız var. Ar-Ge ve inovasyon da sürdürülebilirlik perspektifiyle odaklandığımız önemli alanlar.Tüm bu yatırımlar, verimli ve katma değerli üretime büyük fayda sağlıyor. Diğer yandan yatırım tutarından bağımsız olarak tüm projeleri kendi geliştirdiğimiz ERET modeliyle çevresel ve sosyal kriterlere göre değerlendiriyoruz” dedi.

“Sürdürülebilir iş modellerinin başarısı için işbirliğinin gücüne inanıyoruz”

Finansman kaynağı olarak, kalkınma finansmanı kuruluşlarından sağladıkları fonların yanı sıra yenilikçi ürünler de geliştirdiklerini belirten İnce, “Sürdürülebilir finansman araçları geliştirmek oldukça güçlü bir kasımız. Son iki yıl içinde hem dünyanın ilk Sermaye Benzeri Sürdürülebilir Tahvili’ni hem de Türkiye’nin ilk Sürdürülebilir/Yeşil Tahvili’ni ihraç ettik. Bu tip yenilikçi finansman araçlarıyla ülkemizdeki sürdürülebilirlik yatırımlarına destek vermeye devam edeceğiz” dedi.

İklim finansmanı alanındaki çalışmaları ulusal ve uluslararası alandaki işbirlikleriyle de güçlendirmeye çalıştıklarını anlatan Suat İnce, sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilir iş modellerinin başarısı için işbirliğinin gücüne inanıyoruz. Türkiye’den tek üye konumunda olduğumuz IDFC (Uluslararası Kalkınma Finansmanı Kulübü) tarafından iklim çalışmalarını finans kurumları arasında yaygınlaştırma hedefiyle oluşturulan beş gönüllü ilkenin imzacılarındanız. UNEP FI, Global Compact, CDP Türkiye, SKD Türkiye (İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği), ERTA (Entegre Raporlama Türkiye Ağı) gibi ulusal ve uluslararası inisiyatiflerle işbirliklerimizi de deneyim paylaşımı açısından çok önemli buluyoruz.”


Satınalma Dergisi tüm içeriği ile Satınalma Cep’te !
Satınalma Cep
Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.


“Sosyal sorumlulukta önceliğimiz sürdürülebilirlik ve çevre”

Sürdürülebilirlik alanındaki yoğunlaşmalarının kurumsal sosyal sorumluluk alanına da yansıdığı belirten İnce, “İklim değişikliği, düşük karbonlu ekonomiye geçiş, fırsat eşitliği konularında farkındalığı artırmaya yönelik sosyal sorumluluk projeleri yürütüyoruz. Özellikle sürdürülebilirlik ve çevre konusunda farkındalık yaratmaya odaklandığımız dijital platformumuz www.cevreciyiz.com, 10 yılı geride bıraktı. www.cevreciyiz.com’da, takipçilerimize daha iyi bir gelecek için ilham verecek içerikler sunuyoruz. Farkındalık denince, karbon ayak izi de çok önemsediğimiz bir kavram. Düzenlediğimiz tüm etkinliklerin karbon ayak izini siliyoruz. Ayrıca sponsoru olduğumuz İKSV İstanbul Müzik Festivali konserinin karbon ayak izini silerek Türkiye’nin ilk karbon-nötr konserlerine imza atıyoruz. Son dönemde sürdürülebilirliğin önemli bir boyutu olan fırsat eşitliği konusundaki çalışmalarımızı da artırdık. 2017’de başlattığımız ve TEV (Türk Eğitim Vakfı) işbirliğinde hayata geçirdiğimiz Eğitimden Üretime burs fonuyla üniversite öğrencisi kızları destekliyoruz. Yakın zamanda başlattığımız Yarının Kadın Yıldızları ise, eğitimi sanatla buluşturduğumuz özgün bir proje. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ile birlikte geliştirdiğimiz Yarının Kadın Yıldızları burs fonu aracılığıyla, üstün yetenekli genç kadın müzisyenlerin çalgı, şan ve şeflik branşlarında uluslararası arenadaki kariyerlerinin ilerlemesine destek veriyoruz. Bu hafta bursiyerlerimizin başarısını İstanbul Müzik Festivali’nde sahne aldıkları konserde hep birlikte kutladık” dedi.

“Etkin denetim ve raporlama, sürdürülebilirlik için önemli bir kriter”

Finanse edilen projeler ve iç çevresel etkiler konusundaki şeffaf yaklaşımın hem toplum hem yatırımcı nezdinde takdir gördüğünü hatırlatan Suat İnce, kredilendirme hizmetlerinden kaynaklanan çevresel risklerin yanı sıra banka içi faaliyetlerden doğan riskleri de azalttıklarını belirtti.

Suat İnce şöyle devam etti: “Binalarımızdaki tüketimden kaynaklanan etkileri ISO 14001 ve ISO 14064 sistemleriyle takip ediyoruz. Bu kapsamda 2005’ten bu yana elektrik, su, doğalgaz, kâğıt gibi pek çok tüketim kaleminde önemli oranda tasarruf gerçekleştirdik. Ayrıca, ofis binalarımızda yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanıyoruz ve faaliyetlerimizden kaynaklanan karbon ayak izini sıfırlayarak, karbon-nötr bankacılık yapıyoruz. Çevresel etkilerin yönetimi konusunda hedef koyma ve raporlamaya da önem veriyoruz. 2010’da finans sektörünün GRI onaylı ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınlamıştık. 2017’de ise Türk finans sektörünün ilk Entegre Raporunu hayata geçirdik. Entegre Rapor aracılığıyla hem finanse ettiğimiz projeler hem de iç çevresel etkilerimiz konusundaki performansımızı şeffaf şekilde paylaşıyoruz. Değer yaratma modelimizi ve gelecek hedeflerimizi de içine alan bu raporlama yaklaşımının sürdürülebilirlik yolculuğumuzda önemli fark yarattığına inanıyoruz.”

Siber atakların %24’ünün hedefinde bankalar var

Siber saldırganların öncelikli hedefi bankalar. EMEA bölgesindeki siber saldırıların yüzde 24’ü banka ve finans kuruluşlarına yapılıyor. Saldırganların hedefteki diğer sektörler ise yüzde 18 oranında kamu kurumları ve yüzde 12 oranında iş dünyası.

31.05.2018 – Platin Bilişim ve stratejik iş ortakları FireEye ve Bt Bilgi, Yapı Kredi BT Günü etkinliğinde siber atak trendlerini ve makine öğrenme teknolojisi ile henüz saldırı gerçekleşmeden, saldırganların davranışlarını analiz edilerek nasıl yakalayabildiklerini anlattı. Banka ve finans kuruluşları günümüzde EMEA (Avrupa, Orta Doğu, Afrika) bölgesinde yaşanan siber saldırıların yüzde 24’ünün hedefinde yer alıyor.

Siber saldırılara karşı kurumların güvenlik sistemleri de yeni teknolojilerle güçlendirilerek gelişmesini sürdürüyor. Geçtiğimiz yıllarda, sistemlere bir saldırının gerçekleştiği bir yıldan uzun bir süre sonra fark edilebilirken, günümüzde tespit süreleri göreceli olarak azalmış durumda. Güvenlik sistemleri 2011 yılında saldırı gerçekleştikten 416 gün sonra tespit edebilirken, bu süre 2014 yılında 205 güne, 2017 yılında ise 101 güne indi. 2018 yılında bu süre 96 güne inmiş durumda. Yaşanan saldırıların tespit edilmesini zorlaştıran en önemli sebep saldırıların tamamında, ele geçirilmiş gerçek kişilere ait kimlik bilgilerinin kullanılmasından kaynaklanıyor.

Yeni Teknoloji: Davranış Analizi

Siber saldırılara karşı geliştirilen yeni güvenlik teknolojisi ise davranışların analizine dayanıyor. Saldırganlar hedefteki kurumda çalışan bir mühendisin kimlik bilgilerini e-posta oltalama (phishing) saldırısı ile ele geçirerek, mühendisin yetkileri ile sisteme sızmaya çalışsalar dahi, bu kez davranış analizi ile mühendisin normalde erişmek istemeyeceği bilgilere ulaşmaya çalıştığı anda saldırgan tespit edilerek, bertaraf ediliyor.

Platin Bilişim, stratejik iş ortağı FireEye’ın ön istihbarat teknolojisi ile bilinen ve bilinmeyen saldırıları gerçek zamanlı olarak önlüyor. Platin Bilişim tarafından kurumlara sunulan bir diğer teknoloji olan makine öğrenme teknolojisine dayalı davranış tabanlı güvenlik analitiği uygulaması ise Hindistan merkezli bir yazılım şirketi olan Gurucul tarafından geliştiriliyor.

Yapı Kredi BT Günü etkinliğinde siber atak trendleri ile ilgili sunumu gerçekleştiren Platin Bilişim İş Geliştirme Müdürü Ozan Özkara, davranış analizine dayanan yeni güvenlik teknolojisi ile ilgili olarak, “Siber saldırganlar çeşitli yöntemlerle bir kişinin kimlik bilgilerini çalabilirler ama davranışlarını çalamazlar. Örneğin bir mühendisin kimliğini çalarak sisteme giriş yapan bir siber saldırgan, mühendisin normalde hiç yapmayacağı müşteri hesabına erişmek, kayıtları çalmak gibi bir işlem gerçekleştirmeye çalıştığında davranış analizi teknolojisi bu tehdidi anlık alarm verir. Bu sayede saldırı gerçekleştikten aylar sonra değil, saldırı yapılmaya çalışıldığı anda tespit edilerek önlem alınabilir. Bu teknoloji sayesinde gerçekten önemli olan tehditler, diğer alarmlardan ayrıştırılmış, öne çıkarılmış olur. Örneğin 30 bin kullanıcısı bulunan bir sistem aylık olarak ürettiği 10 binin üzerinde güvenlik alarmı üretir. Davranış analizi gerçekten yüksek risk taşıyan ve anormal olan davranışları anlık olarak ayrıştırarak aylık olarak 30 tehdit alarmı verir. Bu sayede BT uzmanları, ayda 10 bin tehdit arasında kaybolmak yerine belki sadece 30 tehdidi inceleyerek gerçek saldırıyı yakalayabilirler.” dedi.

Platin Bilişim Kurumsal Satış Yöneticisi Murat Gürocak ise, siber saldırıya uğrayan kurumların yüzde 56’sının sonradan tekrar saldırıya uğradığını belirterek, “Hırsızların aynı eve tekrar tekrar girdiği gibi, siber saldırganlar da bir defa saldırdığı hedefe tekrar tekrar saldırırlar. Bir defa hedef olduysanız, artık her zaman hedefsinizdir. Siber saldırıların daha sık ve sofistike hale gelmesiyle, yöneticiler, iş dünyası liderleri ve yönetim kurulları siber risk yönetimi ve veri ihlaline hazırlıklı olma konusunda aktif rol almalılar.” şeklinde konuştu.

Hedeftekiler: Bankalar, Kamu ve İş dünyası

EMEA bölgesinde yaşanan siber saldırıların yüzde 24’ünün hedefinde yer alıyor. Asya Pasifik ülkelerinde bu oran yüzde 39 düzeyinde iken küresel ortalamada yüzde 20 ile en yüksek risk altında bulunan sektör finans sektörü. Türkiye’nin de içinde yer aldığı EMEA bölgesinde gerçekleşen siber saldırıların ikinci öncelikli hedefi ise kamu kurumları durumunda. Kamu kurumlarına yapılan saldırıların oranı Amerika kıtasında yüzde 6 ve Asya Pasifik ülkelerinde yüzde 7 oranında iken, EMEA bölgesinde saldırıların yüzde 18’i kamu sektörüne yönelik gerçekleşiyor. EMEA bölgesindeki siber saldırıların hedefindeki üçüncü sektör ise yüzde 12 oranında iş dünyası oluyor. İş dünyasına yönelik saldırıların küresel ortalaması ise yüzde 16 düzeyinde bulunuyor.

E-ticaret 25.5 milyon kredi kartına ulaştı

Türkiye’de her yıl ortalama yüzde 30-35 gibi inanılmaz bir hızla büyüyen e-ticarette kullanılan kredi kartı sayısı 25,5 milyona ulaştı.

Türkiye’nin ilk para iadeli alışveriş sitesi Avantajix.com’un kurucu ortağı Güçlü Kayral, TÜİK’in Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre her 10 evden sekizinde internet erişiminin bulunduğunu, 2000’li yılların başında 2 milyon olan internet kullanıcı sayısının 55 milyona yaklaştığını söyledi.

Kayral, internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte online alışverişin de inanılmaz bir hızla büyüdüğünü, 2011 yılında 18 milyar lira olan internetten kartlı harcamaların 2017 sonunda 99 milyar liraya yükseldiğini belirtti.

Dijital alışverişlerde ödemelerin yüzde 80’inin kredi kartıyla yapıldığını anımsatan Kayral, şunları söyledi:

“İnsanlar başlangıçta güvenlik kaygılarından dolayı kredi kartıyla internetten alışverişe mesafeli duruyorlardı. Bu kaygılar zamanla yok oldu ve dijital alışverişlerde ödemeler gönül rahatlığı ile kredi kartıyla yapılmaya başlandı. Her beş kredi kartından ikisi internet alışverişlerinde kullanılır oldu. Bankaların resmi verilerine göre, bu yıl 4 ayda 600 bin yeni kredi kartı daha internetten alışverişlerde kullanıldı. Böylelikle 2018 Nisan ayı sonunda e-ticaret sektörünün ulaştığı kredi kartı sayısı 25,5 milyon oldu.”

Kayral, bu rakamların rehavete yol açmaması gerektiğini vurgulayarak, “Hala online alışverişte hiç kullanılmamış 38 milyon kredi kartı olduğunu unutmamak gerekir. E-ticaretin avantajları yeni yeni kavranıyor. Bu konuda bilinirlik arttıkça e-ticaretin perakende içindeki payı gelimiş ülkeler seviyesine çıkacaktır” diye konuştu.


Satınalma Dergisi tüm içeriği ile Satınalma Cep’te !
Satınalma Cep
Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.


Kayral’a göre e-ticaretin avantajları şöyle:

-Zaman ve yer sınırlaması yok: E-ticaretin en büyük artılarından biri günün her saati ve yılın her günü alışveriş yapılabilmesi.

Ayrıca tüketici, yaşadığı şehirde hatta ülkede bulamadığı ürünlere internet üzerinden ulaşabiliyor.

-Geniş ürün yelpazesi: İnternetten alışverişin bir avantajı da insanların ihtiyaç duydukları her ürün ve her hizmete anında ulaşabilmesi.

-En uygun fiyat: İntenette fiyat araştırması yapmak son derece kolay olduğundan, aranılan bir ürünü en uygun fiyatla satın alabilmek mümkün. Ayrıca e-ticaret sitelerinden aldığı komisyonu müşteriye aktaran, yani “alışveriş yapana para veren” Avantajix.com gibi siteler, online alışverişlerin benzersiz şekilde ucuza gelmesini sağlıyor. Bu yüzden İngiltere, ABD, Almanya gibi ülkelerde online alışverişlerin çoğu bu siteler üzerinden yapılıyor.

-Kalabalıktan uzak alışveriş: E-ticaret, alışveriş merkezinin, çarşı pazarın karmaşasından, gürültüsünden ve kalabalığından kaçanlara da çare oluyor. Özellikle mağaza dolaşmayı sevmediği araştırmalarla kanıtlanan erkek tüketiciler ile alışverişe ayıracak zamanı olmayan kişileri de bu dertten kurtarıyor.

-İkinci el ürünlere erişim: Sadece büyük markaların ürünlerini size ulaştırmakla kalmayan e-ticaret, ikinci el ürünlere ulaşmanızı veya isterseniz kendi eşyalarınızı satışa çıkarmanıza da yardımcı oluyor.

İSO Türkiye İmalat PMI mayıs ayında 46,4 oldu

İmalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) mayıs ayında 46,4’e gerileyerek ikinci çeyrek ortalarında Türk imalat sektöründe zorlu faaliyet koşullarına işaret etti.

İstanbul Sanayi Odası İstanbul İmalat PMI ise mayısta 47,4 olarak gerçekleşti. PMI, İstanbul imalat sektörünün faaliyet koşullarının zorlaştığına işaret etti.

Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında en hızlı ve güvenilir referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye ve İstanbul İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi)anketlerinin Mayıs 2018 dönemi sonuçları açıklandı.


Satınalma Dergisi tüm içeriği ile Satınalma Cep’te !
Satınalma Cep
Akıllı Satınalma Asistanını aşağıdaki butonlar yardımıyla ücretsiz indirebilirsiniz. Tüm sektörlerden en yeni gelişmeler, mesleki yayınlar, kolay teklif toplama, fırsat ve kampanyalar, tedarikçi arama, e-öğrenme, dergi ve haber içerikleri, satınalma check-up ve hediyeler uygulama içerisinde sunulmaktadır.


Eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ettiği anket sonuçlarına göre, nisan ayında 48,9 olarak ölçülen PMI endeksi mayıs ayında 46,4’e gerileyerek ikinci çeyrek ortalarında Türk imalat sektöründe zorlu faaliyet koşullarına işaret etti. Anket katılımcıları bu durumun büyük ölçüde talepteki durgunlaşma ve piyasalardaki dalgalanmalardan kaynaklandığını belirtti.

 

Türk imalatçıları tarafından alınan toplam yeni siparişler mayısta önceki aya göre yavaşlama sergiledi. Anket katılımcıları bu durumu talep yönlü gelişmelere bağladılar. Bunun yansıması olarak, firmalar satın alma faaliyetlerinde ve istihdamda da hız kesti. Türk imalat sektöründeki üretim nisan ayına göre yavaşlama kaydetti. Anekdot temelli bilgiler, bu gelişmenin büyük ölçüde piyasa koşullarından kaynaklandığını gösterdi. İhracattaki ivme kaybı da bu gelişmede etkili oldu.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI anket verileri hakkında değerlendirmede bulunan IHS Markit Ekonomisti Gabriella Dickens, şunları söyledi:

“PMI, imalat sektörünün faaliyet koşullarının daha da zorlaştığına işaret etti. Bu gelişme özellikle üretim ve yeni siparişlerdeki hız kaybından kaynaklandı. Bu eğilimin yansıması olarak, firmalar istihdam faaliyetlerini de yavaşlattılar. Ayrıca maliyet baskılarındaki artış nihai ürün fiyatlarının yükselmesine neden oldu.”

İstanbul Sanayi Odası ve IHS Markit’ten elde edilen PMI® anket verileri Mayıs ayında Türk imalat sektörünün faaliyet koşullarının zorlaştığına işaret etti. Bu durum özellikle yeni siparişler ve üretimdeki ivme kaybından kaynaklandı. Döviz piyasalarındaki olumsuz gelişmelerin yansıması olarak sektördeki enflasyonist baskılar kuvvetlendi.

İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), imalat sanayinin kaydettiği performansı sergilemek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesidir. Manşet gösterge; yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilmektedir. 50,0 değerinin üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde genel anlamda iyileşmeye işaret etmektedir.

Nisan ayında 48,9 olarak ölçülen PMI endeksi Mayıs’ta 46,4’e gerileyerek ikinci çeyrek ortalarında Türk imalat sektöründe zorlu faaliyet koşullarına işaret etti. Anket katılımcıları bu durumun büyük ölçüde talepteki durgunlaşma ve piyasalardaki dalgalanmalardan kaynaklandığını belirtti.

Türk imalatçıları tarafından alınan toplam yeni siparişler Mayıs ayında önceki aya göre yavaşlama sergiledi. Anket katılımcıları bu durumu talep yönlü gelişmelere bağladılar. Bunun yansıması olarak, firmalar satın alma faaliyetlerinde ve istihdamda da hız kestiler.

Türk imalat sektöründeki üretim Nisan ayına göre yavaşlama kaydetti. Anekdot temelli bilgiler, bu gelişmenin büyük ölçüde piyasa koşullarından kaynaklandığını gösterdi. İhracattaki ivme kaybı da bu gelişmede etkili oldu.

Üretim Endeksi

S: Üretiminiz bir ay öncesine göre nasıl değişti?

Mevsimsel etkilerden arındırılmış Üretim Endeksi Mayıs ayında eşik değer 50,0’nin altında gerçekleşerek Türk imalat sektöründeki üretimin hız kaybettiğine işaret etti. Anket katılımcılarına göre bu düşüş, piyasa koşullarından kaynaklandı.

Yeni İhracat Siparişleri Endeksi

S: Yurtdışından aldığınız siparişler bir ay öncesine göre nasıl değişti?

Mevsimsel etkilerden arındırılmış endeksin eşik değer 50,0’nin altına gerilemesi yurt dışından alınan yeni işlerin Mayıs ayında yavaşladığını gösterdi. Anket katılımcıları bu durumun büyük ölçüde dış talep gelişmelerinden kaynaklandığını belirtti.

İstanbul İmalat PMI mayısta 47,4 oldu

Geçen nisanda 49,2 olarak ölçülen İstanbul Sanayi Odası İstanbul İmalat PMI da mayısta 47,4 olarak gerçekleşti. PMI, İstanbul imalat sektörünün faaliyet koşullarının zorlaştığına işaret etti. Anket katılımcıları bu durumun büyük ölçüde talep ve piyasa koşullarından kaynaklandığını belirtti. Son anket verileri toplam yeni siparişlerin hız kaybettiğine işaret ederken, bu durum ihracat siparişleri için de geçerli oldu. İmalatçılar talep koşullarındaki gelişmelere uyum sağlamak amacıyla üretimlerini de yavaşlattılar.

İstanbul İmalat PMI® Endeksi, İstanbul imalat sektörünün Mayıs ayında zorlu faaliyet koşulları ile karşılaştığına işaret etti. Bu durum özellikle yeni siparişler ve üretimdeki yavaşlamadan kaynaklandı. Benzer bir durum satın alma faaliyetleri ve istihdam için de gerçekleşti. Anket katılımcıları genel olarak bu gelişmeleri talep koşullarına bağladılar. Döviz piyasalarındaki olumsuz gelişmeler girdi maliyetlerinin artmasına neden oldu. Bunun yansıması olarak da nihai ürün fiyatları yükseldi.

İstanbul Sanayi Odası İstanbul İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), imalat sanayinin kaydettiği performansı göstermek amacıyla tasarlanmış tek rakamlı, bileşik performans göstergesidir. Manşet gösterge; yeni siparişler, fabrika çıkışları, istihdam, tedarikçilerin teslim süresi ve satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilmektedir. 50,0 değerinin üzerinde ölçülen tüm rakamlar sektörde genel anlamda iyileşmeye işaret etmektedir.

Nisan’da 49,2 olarak ölçülen PMI endeksi Mayıs’ta 47,4 olarak gerçekleşti. Endeks, İstanbul imalat sektörünün faaliyet koşullarının zorlaştığına işaret etti. Anket katılımcıları bu durumun büyük ölçüde talep ve piyasa koşullarından kaynaklandığını belirtti.

Son anket verileri toplam yeni siparişlerin hız kaybettiğine işaret ederken bu durum ihracat siparişleri için de geçerli oldu. İmalatçılar talep koşullarındaki gelişmelere uyum sağlamak amacıyla üretimlerini de yavaşlattılar.

Tedarikçilerin teslim süreleri Mayıs ayında üst üste on yedinci ay olacak şekilde uzadı. Teslim sürelerindeki uzama Ekim 2012’den beri gözlenen en güçlü düzeyde gerçekleşti.

Firmalar birikmiş işlerini Mayıs’ta azaltmaya devam edebildiler. Anket katılımcıları, yeni siparişlerdeki ivme kaybının birikmiş işlere odaklanabilmelerini sağladığını belirtti. Ayrıca birikmiş işlerdeki düşüş Nisan ayına kıyasla hızlandı.

Fiyat cephesinde girdi maliyetlerinin Mayıs ayında yüksek hızda arttığı gözlendi. Firmaların büyük çoğunluğu girdi maliyetlerindeki artışın Türk lirasındaki değer kaybından kaynaklandığını belirtti. Bunun yansıması olarak, firmalar ortalama satış fiyatlarını arttırmayı sürdürdüler.

Yorum:

IHS Markit Ekonomisti Gabriella Dickens, İstanbul Sanayi Odası İstanbul İmalat PMI anketi hakkında yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Mayıs anketi verileri, İstanbul imalat sektörü faaliyet koşullarının zorlaştığını gösterdi. Fiyatlardaki yükseliş talebi baskılarken bu durum üretime de yavaşlama olarak yansıdı. Ayrıca hem iç hem de dış pazarlardan alınan yeni siparişlerde de ivme kaybı gözlendi. Türk Lirasındaki değer kayıplarının etkisiyle imalat sektöründeki enflasyonist baskılar güçlendi.”

İstihdam Endeksi

S: Firmanızda çalışan sayısı bir ay öncesine göre nasıl değişti?

Mevsimsel etkilerden arındırılmış İstihdam endeksi Mayıs’ta eşik değer 50,0’nin hafif altında gerçekleşti. Firmaların bir kısmı bu durumun üretimdeki hız kaybından kaynaklandığını belirtti.

Yeni İhracat Siparişleri Endeksi

S: Yurtdışından aldığınız siparişler bir ay öncesine göre nasıl değişti?

Mevsimsel etkilerden arındırılmış İhracat Siparişleri Endeksi, İstanbul imalatçılarının yurt dışından aldığı işlerin 14 aylık artışın ardından Mayıs’ta ılımlı düzeyde hız kaybettiğine işaret etti.

Begati Çanta

ektörünün genç fakat deneyimli firmalarından biri olan "BEGATİ ÇANTA" nın misyonu sürekli gelişimdir.
Bu perspektifte siz değerli müşterilerimize en iyi hizmeti verebilmek için sürekli kendini yenilemeyi, hep ileriye, yeniye ve gelişime açık olmayı hedef almıştır.


Etiketler:

BGT Begati ,HI-Bag

Bayındır Kırtasiye

Bayındır Kırtasiye 1979 yılında kurulmuş, zaman içerisinde üretim, ürün geliştirme ve dağıtım faaliyetlerini tek bir çatı altında birleştirerek entegre bir yapıya kavuşmuştur.
Kendi tescili ve temsilciliklerini üstlendiği Dünyanın önde gelen firmalarının ürünleriyle Türkiye kırtasiye ve büro malzemeleri pazarında haklı ve saygın bir şöhrete kavuşmuştur.
Ürünlerinin kalitesi, çeşitliliği, ürün tasarımlarındaki özen ve servislerinin profesyonelliği Bayındır Kırtasiye’yi ayrıcalıklı kılan özelliklerindendir.


Etiketler:

Bayındır,Bayındır Kırtasiye

Başarı Dağıtım Kitap Kırtasiye Yayıncılık

Başarı Dağıtım; Yayıncılık sektöründeki faaliyetlerine 1959 yılında başlayan Altın Kitaplar, kitap dağıtım sektöründe 20 yılı aşkın satış, pazarlama, finans ve operasyon deneyimi olan ortakların bir araya gelmesi ile kurulmuştur.
Faaliyetlerine 4500m2 kapalı alanda 165.000' in üzerinde kitap çeşidiyle başlamış olup Türkiye geneline kitap dağıtımı yapmaktadır.


Etiketler:

Başarı Dağıtım Kitap Kırtasiye
Yayıncılık ,Ortay Yayıncılık,Okuyan Çocuk Yayıncılık,Varış Yayıncılık,Kaf Kitap