2017 Yılında %28.30’luk İhracat Artışı

Türk imalat sektörlerinin en büyükleri arasında yer alan ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan Türkiye Mücevherat Sektörü, Mücevher İhracatçıları Birliği’nin (JTR) verilerine göre 2017 yılında 3.295 milyar USD’lik ihracat gerçekleştirdi. Türkiye İhracat Meclisi (TİM) raporuna göre 2016 yılı total mücevher ihracatı 9.46 milyon USD seviyesinde olan Ankara, 2017 yılında %28.30 artışla mücevher ihracatını 12.1 milyon USD seviyesine çıkararak rekor bir artış sağladı.

Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Hasan Çavuşculu: “Ankara, İç Anadolu Bölgesi’nin en önemli altın merkezlerinden birisi. Ankara merkezli kuyumcularımız artık sadece yerel pazar için değil, yurtdışına ihracat yapabilecek ürün gamına ve üretim kapasitesine sahip. Ankara Kuyumcular ve Saatçiler Odası olarak bizim amacımız sektördeki gelişmeleri takip etmek ve ülkemizin, sektörün ve üyelerimizin menfaatlerini düşünmektir. Her geçen yıl ihracatımızı arttırmak hedefimiz var. Bu hedefe ulaşabilmemiz için sektörü yakından takip etmemiz gerekiyor. Ülkemizde uluslararası nitelikli tek mücevher fuarı olan Istanbul Jewelry Show’u her yıl olduğu gibi oda üyelerimizle ziyaret ederek sektördeki yeni trendleri inceliyor, yeni iş bağlantı kuruyoruz” dedi.

UBM Rotaforte Kurucu Ortağı Şermin Cengiz: “33 yıldır organize ettiğimiz IstanbulJewelry Show’u, sektörden aldığı güçle bugün 1250’nin üzerinde katılımcı firma ve markayla alanında dünyanın sayılıfuarlarından biri haline getirdik. Tüm sektör profesyonellerinin gündeminde en üst sıraya oturan ve önemli birbuluşma noktası olan fuarı 46. kez organize etmekten son derece mutluluk ve gurur duyuyoruz. UBM Rotaforte olarak Istanbul Jewelry Show’u düzenlemeye başladığımız ilk günden bu yanasektörün gelişimine öncülük ediyoruz. Bu doğrultuda sektörün paydaşlarını bir araya getirerek, yeni işfırsatları yaratmayı hedefliyoruz.Altın bankacılığı alanında sektörde lider konumda bulunan TEB’insponsorluğunda düzenlenecek fuarımız kapsamında gerçekleşecek iş görüşmeleri ve imzalanacak anlaşmalarla,Türkiye mücevher ihracatının %80’ine yakın bölümünün gerçekleşmesini hedefliyoruz. HRD Antwerp sponsorluğunda düzenleyeceğimiz seminer programımız ile sektör temsilcilerine bilgi akışı da sağlanmış olacak” dedi.

2017 Yılında İzmir’in Mücevher İhracatı %125,38 Arttı

Türk imalat sektörlerinin en büyükleri arasında yer alan ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan Türkiye Mücevherat Sektörü, Mücevher İhracatçıları Birliği’nin (JTR) verilerine göre 2017 yılında 3.29 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye İhracat Meclisi (TİM) raporuna göre 2016 yılı total mücevher ihracatı 6.24 milyon dolar seviyesinde olan İzmir, 2017 yılında %125,38 artışla mücevher ihracatını 14.06 milyon dolar seviyesine çıkararak rekor bir artış sağladı.

Kuru İncir İhraç Fiyatı 5 bin Dolara Ulaştı Kuru İncirde Rekor İhraç Fiyatı

Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden kuru incir ihracatta rekora koşuyor. 2016/17 sezonunda kuru incirin ton başına ortalama ihraç fiyatı 4 bin 153 dolar iken, 2017/18 sezonunda 4 bin 965 dolara ulaştı. Son haftalarda ortalama kuru incir ihraç fiyatı ise 5 bin 100 doları geçmiş durumda. Sezon sonunda kuru incir ihraç fiyatının ortalama 5 bin doları aşması bekleniyor.

Kuru incir ihracatında dikkat çeken bir diğer husus ise; geleneksel ihraç pazarı Avrupa Birliği’nin payı ilk kez yüzde 50’nin altına düştü. 2017/18 sezonunun geride kalan diliminde AB’nin payı yüzde 49 olurken, en büyük artış yüzde 45 ile Amerika kıtasına oldu.

Türkiye, kuru incir ihraç sezonunun başladığı 11 Ekim 2017 tarihinden 10 Mart 2018 dönemine geçen sürede 43 bin 352 ton kuru incir ihracatı karşılığı 193 milyon 148 bin dolar döviz geliri elde etti. 2016/17 sezonunun aynı döneminde ise; 42 bin 816 ton kuru incir ihracatı karşılığı 161 milyon 137 bin dolarlık kuru incir ihracatı olmuştu. Kuru incir ihracatı miktar bazında yüzde 1 artarken, değer bazında yüzde 20 artış yaşandı.

2017/18 sezonunun geri kalan diliminde bütün kuru incir ihracatı ise; 29 bin 158 ton karşılığı 144 milyon 770 bin dolar oldu.

Sezon başında; kuru incir ilk yükleme tarihinin kuru incir fiyatlarını düşürmek amacıyla uygulandığı ve 2017/18 sezonunda özellikle geç belirlendiği iddialarının gündeme geldiğini hatırlatan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, ihraç fiyatlarının ve iç piyasada oluşan kuru incir fiyatlarının bu iddiaları çürüttüğünü kaydetti.

Kuru incir ihraç fiyatı orta vadede 10 bin dolara ulaşabilir

Türkiye’nin dünya kuru incir üretiminin yüzde 65’ini, ihracatının ise yüzde 50’sini tek başına yaptığı bilgisini veren Celep, “Türk ihracatçısı doğru politikalarla orta vadede kuru incirin tonunu 10 bin dolara kadar çıkarabilir. Orman vasfını yitirmiş alanlarda yeni incir bahçeleri kurulması için Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na teklifimiz var. Bu gerçekleştiği takdirde hem üretimimiz artacak, hem ihraç fiyatlarının yükselmesiyle birlikte Türkiye’nin kuru incir ihracatından elde edeceği gelir yıllık 500 milyon dolara ulaşabilir” şeklinde konuştu.

Kuru incirde AB’nin payı yüzde 50’nin altına düştü

Türk ihracatçısının ihraç pazarlarını çeşitlendirme çabaları meyvelerini veriyor. Kuru incir ihracatında 2016/17 sezonunda Avrupa Birliği yüzde 56 pay alırken, 2017/18 sezonunun geride kalan diliminde bu oran yüzde 49’a geriledi. 2017/18 sezonunda 11 Ekim 2017 – 12 Mart 2018 zaman aralığında Türkiye’nin 193 milyon dolarlık kuru incir ihracatı olurken, bu ihracatın 94 milyon dolarlık dilimi AB’ye yapıldı.

Avrupa Birliği’ne kuru incir ihracatı yüzde 6 artarken, Amerika kıtasına yapılan kuru incir ihracatı yüzde 45, Asya ve Uzakdoğu ülkelerine yüzde 41, Ortadoğu ülkelerine ise yüzde 22 artış gösterdi.

Fransa, 27 milyon dolarlık kuru incir ihracatı ile ilk sırada yer alırken, Almanya’ya 25 milyon dolarlık kuru incir ihraç edildi. Amerika Birleşik Devletleri ise yüzde 54’lük artışla Türkiye’den 22 milyon dolarlık kuru incir ithal etti. Türkiye, 2017/18 sezonunun geride kalan diliminde 94 ülkeye kuru incir ihraç etmeyi başardı.

 

Fuar İçin Geri Sayım Başladı. (22-25 Mart CNR Expo)

Logo_M2017TR

Dünyanın en büyük beş fuarından biri ve Türkiye’nin ilk vet tek uluslararası nitelikli mücevher ihtisas fuarı olan Istanbul Jewelry Show, 33 yıllık tecrübesiyle UBM Rotaforte Uluslararası Fuarcılık A.Ş. tarafından, TEB sponsorluğunda, 22-25Mart 2018 tarihleri 46.kez CNR Expo, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek.

Alım Heyeti Programı kapsamında, mücevher sektörünün hedef ülkelerinden 1.500 kişilik alım heyeti de fuar kapsamında ağırlanacak. Usta vet genç mücevher tasarımcıları, en son model ürünlerini Designer Market’te sergileyecek.

Altın bankacılığı alanında sektörde lider konumda bulunan TEB’insponsorluğunda düzenlenecek fuarda; altın, mücevher, pırlanta, renkli taş, değerli vet yarı-değerli taş, inci, gümüş, gümüş takı vet gümüş ev eşyası, altın montür, rafineri, saat, kalıp, vitrin dekorasyon, makine-ekipman vet yan sanayi, kasa, yazılım, lojistik ile aydınlatma ürün gruplarının yer aldığı 1250’nin üzerinde yerli vet yabancı mücevher firma vet markası yer alacak. Katılımcılar; fuara özel ürün vet koleksiyonlarını, 110’u aşkın ülkeden gelecek 28.000’e yakın sektör profesyonelinin beğenisine sunacak.

Istanbul Jewelry Show, HRD Antwerp sponsorluğunda düzenlenecek seminerde sektörünün uzman isimlerini, Türkiye ve dünyadan sektör profesyonellerini bir araya getirecek. Fuarla eş zamanlı gerçekleşecek seminerde; HRD Antwerp Senior Instructor’ı Wouter Vansteelant’ın “Sentetik Elmas” ve “Ham Elmas” başlıklı panelleri, Antwerp World Diamond Centre’dan (AWDC) Beau Declerk’in “DnA – Diamonds and Antwerp – 570 years of Heritage” başlıklı paneli ve Avukat Kunter Gürel’in “Invest in Turkey” başlıklı paneli seminer programı arasında yer alıyor.

Dünyada fason üretim döngüsünden kurtularak, özgün tasarım ürünleriyle adından söz ettiren Türkiye Sektörü, 2018 İlkbahar / Yaz mücevher modasına dair trend tasarım vet koleksiyonlarını özel gösterileriyle dünya mücevher alıcılarının beğenisine sunacak.

Devlet Desteklerinde E-imza ve KEP Dönemi Başlıyor!

Türkiye, 2023 yılında dünya dış ticaretinden yüzde 1.5 pay almayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için Ekonomi Bakanlığı, ihracatçılara 2018 yılında yaklaşık 4 milyar TL’lik destek sağlayacak. Devlet yardımlarına başvurular 01 Nisan 2018’den itibaren Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) vasıtasıyla e-imzalı dosya ile yapılacak.

Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşması için Ekonomi Bakanlığı tarafından ihracatçılara verilen devlet yardımlarının ihracatçılara ulaşmasına aracılık eden Ege İhracatçı Birlikleri ihracatçıların devlet yardımlarından daha fazla yararlanması ve mevzuattaki güncel gelişmelerden haberdar olması için eğitim çalışmalarını kesintisiz sürdürüyor.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Ekonomi Bakanlığı’nın ihracatçılara sağladığı devlet yardımlarından ihracatçıların azami yararlanması için 10 yıl önce “MikroEğitim Projesi”ni hayata geçirdiklerini, geçen sürede ihracata yönelik devlet yardımlarını ihracatçılara anlatmak için 10 yılda önemli mesafe aldıklarını kaydetti. Ünlütürk, “Düzenlediğimiz yüzlerce eğitim programında binlerce dış ticaret çalışanına eğitim verdik. İhracatımızın artması için önemli ve güzel adımlar attık” şeklinde konuştu.

Devlet yardımlarına başvurular e-imza ve KEP ile yapılacak

Devlet yardımlarına başvuruların 01 Nisan 2018 tarihinden itibaren Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) vasıtasıyla e-imzalı dosya ile yapılmaya başlanacağı bilgisini veren EİB Koordinatör Başkanı Ünlütürk: “İhracatçılarımızla güncel gelişmeleri paylaşmak amacıyla Ege İhracatçı Birlikleri Devlet Yardımları Şubesi yetkililerince “İhracata Yönelik Devlet Yardımları ve Diğer Destekler” konulu seminer gerçekleştirdik. Seminerimize ihracatçılarımız yoğun ilgi gösterdi. Ayrıca “21 Mart 2018 Çarşamba günü EİB hizmet binasında “İhracata Yönelik Devlet Yardımları ve Diğer Destekler” başlığında bir eğitim daha düzenleyeceğiz. Eğitim programlarımızda değişen yenilenen devlet yardımları hakkında en güncel bilgileri ihracatçılarımızla paylaşıyoruz. İhracatçı firmalarımızı eğitim programlarımıza daha yoğun katılmaya davet ediyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.

Kalitesiz İthal Oyuncağa Denetim Freni

Anne babaları oyuncak seçerken en çok kaygılandıran soru: “Çocuğum için sağlıklı mı, güvenli mi?” Özellikle Çin ve Uzakdoğu menşeli ürünlerde bu kaygı daha da artıyor. Ekonomi Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl Temmuz ayından bugüne kadar yapılan denetimlerde 141 milyon adet oyuncak teste tabi tutulurken 4 milyon adet oyuncak güvenlik testlerinde sınıfta kaldı yani çocuklarımız için risk taşıyan bu oyuncakların ithaline izin çıkmadı. İthal oyuncaklarda denetimlerin artması standart dışı ve kalitesiz oyuncakların Türkiye pazarına girişini engellerken yerli oyuncak sanayini de canlandırdı. PAGEV Plastik Sanayicileri Vakfı’nın açıkladığı verilere göre oyuncak üretimi 2017 yılında önceki yıla kıyasla yüzde 5 artarak 173 milyon dolara yükseldi. Dünya oyuncak pazarının lideri Çin ile rekabette zorlanan yerli oyuncak üreticileri büyümeye yönelik yatırımlarda gaza bastı ve istihdamlarını artırdı.

Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Zafer Soylu ile PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, oyuncak sektörünün köklü markalarından Dolu Oyuncak’ın fabrikasında gerçekleştirdikleri toplantıda oyuncak sektörüne yönelik önemli açıklamalarda bulundular. Toplantıda sektörün ulaştığı boyut ve oyuncak güvenliği hakkında bilgiler paylaşılırken ithal ya da yerli olsun çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği açısından büyük önem taşıyan oyuncakta standart dışı ürünlere göz yumulmaması gerektiği mesajı verildi.

Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Zafer Soylu, oyuncakların Ekonomi Bakanlığı Ürün Denetmenleri tarafından ithalat aşamasında denetlendiği ve 15 akredite laboratuvarda yapılan elektriksel, fiziksel, mekanik, kimyasal ve alevlenebilirlik testlerinden geçer not alan ürünlerin Türkiye pazarına girişine izin verildiğini belirtti. Son dönemde özellikle Uzakdoğu’dan gelen ürünlere ilişkin ibraz edilen belgelerde (test raporu, uygunluk beyanı, işaretleme bilgileri gibi) eksiklik veya hatalarla sıkça karşılaşılması ve çok sayıda belgenin doğru olmadığının belirlenmesinden dolayı 2017 yılının Temmuz ayından itibaren oyuncakların da ithalat aşamasında teste tabi tutulmaya başlandığı bilgisini verdi.

Geçen yıl Temmuz ayından bugüne kadar 141 milyon adet oyuncağın teste tabi tutulduğunu ifade eden Zafer Soylu, şunları söyledi: “Ekonomi Bakanlığımızca yapılan bu denetimlerde teste tabi tutulan 141 milyon adet oyuncaktan 4 milyon adeti uygunsuz bulunarak ithali engellenmiş ve iç piyasaya arzına izin verilmemiştir. Test uygulamasına ilk başlanılan dönemde uygunsuzluk oranı çok daha yüksekken Ekonomi Bakanlığımızın sıkı ithalat denetimi politikası sonucunda bugün bu oran yüzde 1’lere kadar gerilemiştir. Bu da ülkemiz tüketicisinin daha kaliteli ve daha güvenli ürünlere ulaştığını, diğer bir ifadeyle tüketicinin hakkının korunduğunu gösteriyor. Sıkı ithalat denetimi politikası sayesinde üreticilerimiz de özellikle Uzakdoğu’dan gelen kalitesiz ve standart dışı ürünlerin haksız rekabetinden korunmaktadır”.

Yerli oyuncak sanayi üretim ve yatırımda gaza bastı…

Toplantıda oyuncak sektöründeki son durumu değerlendiren ve hazırladıkları rapordan veriler aktaran PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ise oyuncak üretiminin 2017 yılında önceki yıla kıyasla yüzde 5 artarak 173 milyon dolara yükseldiğini, üretimde yüzde 70 gibi yüksek oranda plastik oyuncakların başı çektiğini söyledi. Son yıllarda Çin’in Türkiye pazarındaki hakimiyetine yenik düşen yerli oyuncak sektörünün yeniden canlandığına dikkat çeken Eroğlu, “Standart dışı ve kalitesiz, çocuklarımızın sağlığı açısından risk oluşturan ithal ürünlere geçit verilmemesi haksız rekabet karşısında yerli oyuncak sanayinin elini güçlendirirken firmaların büyümeye yönelik yatırımlara hız verdiğini ve istihdamlarını artırdıklarını görüyoruz. Sektördeki üretim rakamlarındaki artış kadar ihracatta da olumlu gelişmeler yaşanıyor. “Made in Turkey” etiketli yerli oyuncaklar dünya pazarlarına ihraç ediliyor. Türkiye’nin toplam oyuncak ihracatı 2017 yılında 2016’ya göre yüzde 5,1 artışla yaklaşık 35 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhraç edilen oyuncakların yüzde 90’ı ise plastik oyuncaklardan oluştu. Geçen yıl 30 milyon dolarlık plastik oyuncak ihraç ettik. 2017 yılında toplam oyuncak ihracatının yüzde 9,4’ü Fransa’ya yapıldı. Çin, Irak, Polonya ve Yunanistan, Fransa’dan sonra en çok ihracat yapılan diğer ülkeler olarak sıralandı” diye konuştu.

İthal oyuncağın yüzde 85,5’i Çin’den

Aynı dönemde oyuncak ithalatı ise 392 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti ve Çin ilk sırada yer almayı sürdürdü. İthalatın yüzde 82,5’i Çin’den yapıldı. Çin’in ardından en fazla oyuncak ithal ettiğimiz ülkeler ise İtalya, ABD, Vietnam ve Tayvan oldu.

2017 yılında oyuncağa 2 milyar Lira harcadık

Çocukların yaşam oyununun ilk provalarını oyuncaklar ile yaptıklarını bu nedenle güvenliklerinin ilk sırada gelmesi gerektiğini dile getiren Yavuz Eroğlu, “Oyuncaklar çocuklarımızın fiziksel ve duygusal gelişimlerinde çok önemli bir role sahip. Dolayısıyla onlara sağlıklı ve güvenli oyuncaklar sunmak zorundayız. İthal ya da yerli önemli olan standartlara uygun üretilmiş olmaları. Geçtiğimiz yıl ülkemizde toplam oyuncak tüketimi yaklaşık 531 milyon dolar olarak gerçekleşti yani oyuncağa 2 milyar TL harcadık. Büyüyen ve teknolojik gelişimle birlikte hızla değişen bu pazarda yerli üretim için ciddi bir potansiyel bulunuyor. Bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor” şeklinde sözlerine son verdi.

Güvenli oyuncak için nelere dikkat edilmeli?

  • Oyuncağın üreticinin veya ithalatçının adını veya markasını taşıması gerekir. Çocuğunuzun güvenliği ve sağlığı için markasız oyuncak satın almayın.
  • Oyuncakların üzerinde Avrupa normlarına uygunluğunu belgeleyen “CE” işareti, ambalajının üzerinde üretici/ithalatçı bilgilerinin olması gerekir.
  • Oyuncaklarda kullanılan malzemeler özel standartlara göre üretilir. Üretici firmanın bu standartlara uygun üretim yapıp yapmadığını sorgulayın.
  • Oyuncakların üstünde uyarı metni ve yaş sınırı olması gerekir. Büyük çocuklar için yapılmış oyuncaklar küçük çocuklar için tehlike oluşturabilir. Bu nedenle çocuğunuzun yaşına göre oyıncak seçmelisiniz. 3 yaşından küçük çocuklar için tehlikeli olan özel bir uyarı işareti taşırlar. Bazen tehlike işareti yerine yazılı bir uyarı da olabilir. Uyarı metnini mutlaka okuyun.
  • Kullanma talimatlarını okumayı ihmal etmeyin ve bu bilgileri çocuğunuza da anlatın. Kontrolü elden bırakmayın.
  • Oyuncaklarda fitalat denen kimyasalların kullanımı ülkemizde yasaktır ve bakanlıkça da denetlenmektedir. Yerli ya da ithal olsun standartlara uygun olarak üretilmiş oyuncaklar güvenlidir.

Malezya, Asya Pasifik pazarına doğrudan giriş kapısı olacak

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatçı firmaları hedef pazarlar ile buluşturmak amacıyla başlattığı “İhracat Pusulası” etkinliğinde bu kez rotasını Malezya’ya çevirdi. 2014 yılında her iki ülke arasında imzalanan ve 2015 yılında yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması (STA) ile birçok üründe gümrük vergilerinin azaltıldığı ya da kaldırıldığı Malezya, sadece ülke bazında bir hedef pazar değil, Asya Pasifik ülkelerine ulaşma konusunda da Türk ihracatçılarına önemli fırsatlar sunuyor.

Tüm yönleriyle Malezya pazarının ele alındığı panelin açış konuşmasını yapan TİM Genel Sekreteri Dr. Halil Bader Arslan, TİM’in ihracatçı firmalara yeni ufuklar açmak için başlattığı “İhracat Pusulası” etkinliğinde bugüne kadar 11 ülkenin değerlendirildiğini söyledi. Arslan, “Genellikle TİM’in Ticaret Heyeti düzenleyeceği ülkeleri birkaç ay öncesinde Rota kapsamına alıyor ve o ülkeye gitmeden önce ihracatçılar için pazarın tüm yönleri hakkında üyelerimizi bilgilendiriyoruz. Malezya’nın durumu biraz farklı. Çünkü aramızda imzalanmış bir Serbest Ticaret Anlaşması var ve bu anlaşma ihracatçılarımız için önemli fırsatlar sunuyor” dedi.

Hedef 5 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmak

Türkiye ile Malezya arasında 2015 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması, iki ülke arasındaki ticaret hacmine yansıdı. 2016 yılında 2,3 milyar dolar olan ticaret hacmi anlaşmanın imzalanması ile birlikte 2017 yılında 3,4 milyar dolara çıktı. Hedef ise kısa sürede 5 milyar dolara ulaşmak. Bugüne kadar iki ülke arasındaki ticarette Türkiye aleyhine açık yaşanıyor. En son 2017 yılında ticaret açığı 2,9 milyar dolar oldu. Türkiye, daha çok aramalı ithalatı yaptığı Malezya’ya en çok altın, tekstil, motorlu taşıtlar aksamları ve metal ürünler ihraç ediyor.

Türk ihracatçıları için Malezya’daki fırsat ve riskler

TİM Ar-Ge Direktörü Nevsal Zülküf Alhas’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Malezya ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması (STA) Müzakere Ekibinde yer alan T.C. Ekonomi Bakanlığı AB Genel Müdürlüğü’nden Yıldız Onur, Malezya STA’sı ile birlikte ticareti avantajlı ürünler, ihracatta potansiyel sektörler, gümrük vergileri gibi konularda katılımcılara bilgiler verdi.T.C. Ekonomi Bakanlığı Kuala Lumpur Önceki Ticaret Müşaviri Esat Durak ise konuşmasında Malezya pazarına giriş, Malezya firmalarına erişim yöntemleri ve pazarda dikkat edilmesi gereken hususları aktardı. Coface Ticari Gruptan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ali Gençtürk, Malezya ile ticarette alacak sigortası ve Coface’ın hizmetlerine değinirken, başarı hikâyeleri bölümünde ise Kibar Dış Ticaret firması Dış Ticaret Direktörü Nezih Kırımlı ile LC Waikiki Genel Müdür Yardımcısı İlker Hacıoğlu, Malezya’da yaşadıkları deneyimler, fırsatlar ve karşılaştıkları sorunları aktardı.

Yapı Merkezi, Doğu Afrika’yı Hint Okyanusu’na açacak 1.9 milyar dolarlık demiryolu projesinin temelini attı!

Dünya çapında önemli projelere imza atan Yapı Merkezi, Tanzanya’daki standart ray açıklığındaki Demiryolu projesinin Morogoro ve Makutupora kısmının temelini attı. 1 milyar 924 milyon dolarlık proje, Merkezi Koridor olarak bilinen Darüsselam – Mwanza arasını bağlayan Doğu Afrika’nın en hızlı tren hattının 2. bölümünü oluşturuyor. Yapı Merkezi, elektrifikasyon ve sinyalizasyon gibi teknolojik birimler de dahil olmak üzere tüm altyapı ve üstyapı çalışmalarını da kapsayan anahtar teslimi bir proje oluşturacak. Atölye alanları, depo ve yan hatlarla birlikte uzunluğu 409 kilometreyi bulan demiryolunun yapımı 36 ay sürecek. Uganda, Ruanda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Tanzanya’yı birbirine bağlayan Merkezi Koridor’un bir parçası olan proje, Doğu Afrika’yı da Hint Okyanusu’na açacak.

Dünya çapında tanınan Türk inşaat firması Yapı Merkezi, Tanzanya’da Morogoro ve Makutupora demiryolu projesinin temelini attı. Ihumwa/Dodoma’daki temel atma töreni Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı ve Başkanı HE Dr. John Pombe Joseph MagufuliTanzanya Çalışma, Ulaştırma ve İletişim Bakanı Hon. Prof. Makame Mbarawa, Tanzanya Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Dr. Leonard ChamurihoTRC Genel Müdürü Mr. Masanja K. KadogosaYapı Merkezi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erdem ArıoğluGenel Müdür Özge ArıoğluGenel Müdür Yardımcısı İlker İncelemeDoğu Afrika Bölge Müdürü Abdullah Kılıç ve Proje MüdürüKemal Artüz’ün katılımıyla, 14 Mart 2018 tarihinde gerçekleşti. 1 milyar 924 milyon dolarlık Morogoro – Makutupora Demiryolu Projesi, Yapı Merkezi tarafından inşa edilen, Doğu Afrika’nın en hızlı tren hattı Darüsselam – Mwanza projesinin 2. bölümünü oluşturuyor. Yapı Merkezi, elektrifikasyon ve sinyalizasyon da dahil olmak üzere demiryolunun bütün altyapısını sağlayacak. 409 km uzunluğundaki demiryolu inşaatı, istasyonlar, atölye, depo alanları ve yan hatlar da dahil olmak üzere 36 ay içinde tamamlanacak. Projenin 2. kısmı, başkent Dodoma’dan da geçerek Morogoro ve Makutupora şehirlerini birbirine bağlayacak.

160km / saat hıza sahip ve bölgenin ilk şehirlerarası elektrikli demiryolu sistemi olan Morogoro – Makutupora Demiryolu Projesi 1,435 milimetrelik Standart Açıklık ile inşa edilecek. Dodoma ile Darüsselam arasında emniyetli ve güvenilir bir ulaşım kurulmasını sağlayacak olan bu kısım aynı zamanda Dodoma’yı modern bir başkente dönüştürme vizyonunu da güçlendirecek. Yapımı 36 ay sürecek proje tamamlandığında Uganda, Ruanda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Tanzanya’yı birbirine bağlarken, Doğu Afrika’yı da Hint Okyanusu’na açacak.

Anahtar teslim proje, 36 ay sürecek

Anahtar teslim olarak inşa edilecek proje kapsamında demiryolunun tüm tasarım işleri, altyapı inşaat işleri, ray döşeme, sinyalizasyon, haberleşme sistemleri, yedek parça temini, elektrifikasyon ve personel eğitimi de Yapı Merkezi tarafından gerçekleştirilecek. Projede yaklaşık 50 milyon metreküplük kazı ve dolgu işi yapılacak. Yapı Merkezi tarafından 36 ayda tamamlanacak projede ayrıca 2.250 metre uzunluğunda 46 adet köprü, 1.250 metre uzunluğunda 30 adet altgeçit, 1.142 metre uzunluğunda 34 adet üstgeçit, 2.700 metre uzunluğunda 4 adet tünel, 217 metre uzunluğunda 8 adet hayvan geçidi, 500’den fazla menfez, 8 adet istasyon ile atölye ve depo alanları da yapılacak.

Ticaret ve turizm hızla gelişecek

Morogoro ve Makutupora demiryolu tamamlandığında Tanzanya’nın başta ticaret ve turizm olmak üzere genel ekonomisine çok büyük katkıda bulunacağı bekleniyor. Denize kıyısı bulunmayan Uganda ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkelerin zengin yeraltı kaynaklarının demiryolu ile Tanzanya limanlarına ihraç etmesine de olanak sağlayacak.

Yapı Merkezi 3 kıtada 3.600 km demiryolu inşa etti

1965 yılında kurulan Yapı Merkezi, taşımacılık, altyapı ve genel müteahhitlik alanlarında global bir öncü olmuştur. 2017 yılı sonu itibariyle 3 kıtada 3.600 kilometre demiryolu ve 51 raylı sistem projesini başarıyla tamamlayan firma dünyada günde 3,5 milyondan fazla yolcunun güvenle taşınmasını sağlamıştır.

Yapı Merkezi, 2016 yılında Asya ve Avrupa kıtalarını deniz tabanının altından karayolu tüneli ile birleştiren Avrasya Tüneli Projesi’ni tamamladı. 2017 yılında ise Yapı Merkezi liderliğindeki Ortak Girişim, tamamlandığında dünyanın en uzun (2.023m) açıklıklı asma köprüsü olacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü ihalesini kazandı.

25.000’den fazla çalışanıyla Yapı Merkezi, aranan ve güven duyulan bir “dünya markası” olma vasfını gittikçe pekiştirmeyi, Türkiye’nin ve dünyanın bayındırlık tarihindeki seçkin konumunu sürdürmeyi hedefliyor. Engineering News-Record – ENR tarafından her yıl belirlenen TOP 250 Global Müteahhitler listesinde 2017’de 78. sırada yer alan Yapı Merkezi, Dünyada En İyi Demiryolları-Toplu Taşıma Müteahhitler Listesinde de 9. sırada yer aldı. Yapı Merkezi’nin, Etiyopya, Cezayir, Fas, Senegal ve Sudan gibi diğer Afrika ülkelerinde de devam eden ve tamamlanmış ulaşım projelerinde imzası bulunuyor.

Turkey Expo Qatar 2019’un Tarihi Belli Oldu

Türkiye ve Katar arasında yeni ticaret köprüleri kuran Expo Turkey by Qatar üçüncü yılında yine rekor satış ve ihracat anlaşmalarına sahne olmaya hazırlanıyor. Bu yıl yeni adı Turkey Expo Qatar ile boy gösterecek fuar 16-18 Ocak 2019 tarihlerinde Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenecek.

2018 yılında ikincisi düzenlenen Expo Turkey By Qatar fuarı üçüncü yılında iki katına çıkan fuar alanı büyüklüğü ve değişen ismiyle yine Türkiye’nin Katar’daki ticaret vitrini olacak. Kısa zamanda Katar’ın en çok ziyaretçi alan fuarları arasına adını yazdırmayı başaran Turkey Expo Qatar 16 -18 Ocak 2019 tarihleri arasında Doha Exhibition and Convention Center’da gerçekleşecek.

Rekor satış ve ihracat anlaşmalarına yenileri eklenecek

Bu yıl Gayrimenkul, İnşaat ve Yapı Malzemeleri, Mobilya ve Dekorasyon, Bilişim, Sağlık, Gıda ve Ulaşım sektörlerinin öncüsü 112 firmanın katılımıyla Türk iş dünyasının Katar’a çıkarma yaptığı dev organizasyon 100 milyon dolarlık ihracat anlaşmasına sahne oldu. Bölgenin en büyük ticari buluşma noktası olan Turkey Expo Qatar, 3 bin 600 ikili iş görüşmesiyle 150 milyon TL’lik sıcak satış ve yeni anlaşmalara da ev sahipliği yaptı.

Bölgenin cazibe merkezi Katar

İkinci yılında 7 bin 500 ziyaretçiyi ağırlayan Turkey Expo Qatar, Türk firmalar ve yatırımcılar için büyük fırsatlar sunuyor. Bölgedeki yeni pazarlara açılma ve güçlü iş bağlantıları kurma yolunda Katar’da yeni ihracat kapıları açacak Turkey Expo Qatar, Türk firmalarına 5 milyar dolarlık bir cazibe merkezi sunuyor. 2022 Dünya Kupası öncesi Katar’daki altyapı, taahhüt iş fırsatları özellikle Türk inşaat şirketleri için ciddi bir potansiyel barındırıyor. Dünya Kupası için ayrılan 170 milyar dolarlık bütçe Türk taahhüt, yapı malzemeleri, ev & ofis mobilyaları ile ev tekstili firmaları için büyük bir iş hacmi sunuyor.

Geçtiğimiz yıl Türksat, Emlak Konut GYO, Sinpaş GYO, Teknik Yapı, Artaş, İttifak Holding, Çaykur, Antalya Belediyesi, İdevit ve Çilek Mobilya gibi pek çok firma ve kurumun katıldığı dev organizasyona önümüzdeki yıl da yoğun katılım bekleniyor.

Hepsiburada, Kadınların Kozmetik Alışveriş Alışkanlıklarını Açıkladı

bride applying perfume on her wrist

Türkiye’nin lider e-ticaret platformu Hepsiburada, kadınların kozmetik alışverişleri alışkanlıklarını açıkladı. Kadınların en çok tercih ettiği ürünler arasında başı, çiçeksi kokuya sahip kadın parfümleri çekerken, kadınların en fazla satın aldığı diğer ürün grubunda ise şampuanlar yer alıyor. 20-29 yaş aralığındaki kadınlar ferah, meyveli, çiçeksi kokuları tercih ederken 30-35 yaş aralığındaki kadınlar çiçeksi ve oryantal, baharatlı kokuları tercih ediyor. Parfüm tercihlerinde çiçeksi kokular kadınların ortak paydasında buluşuyor. Kadınların %87’si yoğunluk olarak Eau de Parfume/EDP ürünleri tercih ediyor. Kadınlar, bilinçli olarak yoğunluğu fazla olan parfümleri satın almak istiyor.

Saç bakımına en çok önem veren şehirler arasında sırasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardından Kocaeli, Hatay ve Antalya bulunuyor. Kadınlar saç bakımında tercih ettikleri onarıcı bakım şampuanlarının yanı sıra saç bakım kremlerine de ilgi duyuyor. Hepsiburada alışveriş gözlemlerine göre bu sezonun makyaj trendleri arasında hacim veren siyah maskaralar ve mat likit rujlar, kadınlar tarafından en çok rağbet gören ürünler arasında yer alıyor. Kış aylarında olmanın da etkisiyle nemlendirici kremler de kadınların en çok satın aldıkları ürünler arasında.