TESİD’in Yeni Yönetim Kurulu Başkanı, Netaş CEO’su C. Müjdat Altay oldu

Türk Elektronik Sanayicileri Derneği’nin (TESİD) 28. Olağan Genel Kurul toplantısında, Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, 2018-2019 dönemi TESİD Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildi.

Seçimlerin ardından, bir açıklama yapan Altay, “Türkiye’yi geleceğe taşıyacak endüstrilerin başında elektronik ve bilişim sanayi geliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023 hedefleri kapsamında ülkemizden dünya pazarında belirleyici rolü olacak teknoloji markaları çıkarmak, elektronik ve bilişim sektörlerini ülkemiz ekonomisinin yüksek katma değer üreten lokomotifi haline getirmek istiyoruz. Bunun bir ayağı start-up’ları destekleyerek bilişim ekosistemini güçlendirmek, diğer ayağı ise KOBİ’lerin dijitalleşme yolcuklarını kolaylaştırarak ekonomiye katkılarına hız kazandırmaktır.

Yeni yönetim kurulu olarak sloganımız ‘Türkiye’nin geleceği gençlerdedir’ olacak. Düşünen, araştıran, sorgulayan, risk alan, yeni şeyler denemeye ve inovasyona açık olan bireyler ülkemizi her alanda daha da ileriye taşıyacak. Bu anlayışla, yeni yönetim olarak bizler de gerek ülkemizdeki girişimci gençlerimizi, gerekse derneğimiz içindeki ‘Genç TESİD’ oluşumunu daha da fazla destekleyeceğiz.

TESİD çatısı altındaki Genç TESİD Topluluğu, elektrik-elektronik, bilgisayar, endüstri, yazılım mühendisliği ve ilgili alanlarda okuyan öğrencileri iş hayatına daha donanımlı hazırlama ve sektöre kaliteli mühendis sağlama amacıyla kuruldu. Buradaki gençlerimiz, elektronik ve yazılım sanayinin ülkemizde gelişmesi, tanınması ve öneminin anlaşılması için çeşitli öğrenci kulüpleri ve platformlar ile çalışmalar yapıyorlar.

TESİD olarak yeni dönemde, ülkemizin yüksek kapasiteli insan kaynağını, akımları takip eden değil, bizzat başlatan ve teknoloji üreten bir noktaya çekmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

C. Müjdat Altay, 2010-2011, 2012-2013 ve 2014-2015 dönemlerinde de TESİD Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştı.

TESİD 2018-2020 DÖNEMİ YÖNETİM LİSTESİ

YÖNETİM KURULU (Asil Üyeler)

  1. C. Müjdat ALTAY NETAŞ
  2. Y. Suat BENGÜR ASELSAN
  3. Can GÜRCANOVATE
  4. Faik EREMENTES
  5. Vural AKMANEMPA
  6. Mete SANSALKRON
  7. Davut YILMAZ STM
  8. Şakir Yaman TUNAOĞLUKAREL
  9. Prof.Dr Sıddık YARMANSAVRONİK

DENETİM KURULU (Asil Üyeler)

1) Aziz Can YÜCETÜRKVODAFONE

2) Ahmet Tarık UZUNKAYAENTES

3) Kenan IŞIKSAVRONİK

YÜKSEK DANIŞMA KONSEYİ (Asil Üyeler)

1) Faik EKENASELSAN

2) Lütfi YENELKRON

3) Şükrü KUTLUTÜRK TELEKOM

4) Hasan SÜELVODAFONE

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan TTYD geleneksel yemeğinde konuştu: Turizm ile cari açık yarıya iner

2018 yılında turizminin seyrini belirleyecek etkinlikler dizisi, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin dün akşam (24 Ocak) gerçekleştirdiği geleneksel değerlendirme ve vizyon yemeği ile başladı. Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve Almanya Turizm Endüstrisi Birliği Başkanı Michael Frenzel’in ana konuşmacı olduğu buluşmaya, TTYD Başkanı Oya Narin ev sahipliği yaptı.

Bugün (25 Ocak) başlayan EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı

öncesi sektörün en etkili bileşenlerini bir araya getiren yemekte, 2017 yılında Türkiye turizminin geldiği nokta ve 2018 hedefleri ele alındı.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin (TTYD) Yıllık Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, TTYD üyelerinin 30 yılda sektöre 50 milyar dolarlık yatırım yaptığını, 150 binden fazla istihdam sağladığını söyledi.

Elvan, pek çok sektörle etkileşim halinde olan turizmin döviz girdisi, istihdama katkı, sosyal fayda, vergi geliri açısından ülke ekonomisinin vazgeçilmezi olduğunu anlatarak “Turizm cari açığı yarıya indirmeyi sağlar” dedi.

Türkiye turizmini daha ileri götürmek için hükümet tarafından yapılan çalışmalardan bahseden Elvan, Orta Vadeli Program’daki turizm kalkınma planına değindi. Lütfi Elvan, “2018’de hem turist sayısı hem de turizm gelirleri ve ihracatımız yoluyla rekorlar kırmaya devam edeceğimize inanıyorum“ dedi.

Turizmde çok önemli başarılar elde edildiğini vurgulayan Elvan, “Ancak turist sayısı dikkate alındığında; gelirin düşüklüğü, son 3-4 yıldaki yavaşlama trendi ülkemiz için turizm politikasının gözden geçirilmesi gereğini ortaya koymaktadır. Sektörümüzün yeni bir ivme yakalaması; değişen tüketici eğilimlerini, yeni kaynak pazarlarını ve rakip destinasyonları irdeleyerek oluşturulacak olan bir stratejiyle mümkündür. Bu nedenle 2018-2020 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programda, turizmde dönüşümü sağlamak üzere, Turizm Stratejisinin ülke ve tür çeşitliliğini artıracak şekilde, yenilenmesini amaçlıyoruz” dedi.

“Turizmde yatırımcımızın yanındayız”

Lütfi Elvan, yatırımcıların kamu ile iş ve işlemlerinde kolaylık beklediğini bildiklerini belirterek “Bürokratik süreçleri azaltmak konusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sektörün toparlanması ve yeni bir ivme kazanması için bazı tedbirler aldık ve almaya devam edeceğiz.

Turizmde yatırımcımızın yanındayız, sizlerle birlikte hareket ediyoruz” dedi.

2018’de hedef 36 milyon ziyaretçi, 28 milyar dolarlık turizm geliri

Turizmcilere seslenen Elvan, “2017 yılında sektörde başlayan toparlanmayı daha da hızlandırmak için hep birlikte gayret edelim. Bu yıl sonu için 36 milyon ziyaretçi 28 milyar doları aşan turizm geliri beklentisini gerçekleştirmek sizler için hiç de zor değil” diye konuştu.

Michael Frenzel: Türkiye çok rekabetçi bir ürün sunuyor

Bugün (25 Ocak) başlayacak EMITT – Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı öncesinde TTYD’nin davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Almanya Turizm Endüstrisi Birliği Başkanı Michael Frenzel, konuşmasında Almanya’dan bakıldığında 2018 sezonunun Türkiye turizmi açısından nasıl göründüğü sorusuna açıklık getirdi:

“Almanlar hâlâ dünyanın seyahat şampiyonu olarak şöhretlerinin hakkını veriyorlar; aynı zamanda Almanya’daki ekonomik durum da oldukça iyi ve kişisel gelir artmaya devam ediyor. Türkiye bundan yarar sağlayacaktır: 2018 yazı için Alman pazarındaki ilk rezervasyon rakamları, önemli bir artış olduğunu ortaya koyuyor. Tüm organizatörler talebin büyük ölçüde arttığını rapor ediyor; örneğin TUI daha birkaç gün önce yüzde 70’lik bir artış olduğunu açıklayarak Antalya’ya uçuş kapasitesini dikkate değer derecede artırdı. Türkiye, adil bir fiyat/performans dengesi sunan yüksek kalitede otelleriyle çok rekabetçi bir ürün sunuyor.”

“Aşırı turizm” sorunu çözüm bekliyor

Aynı zamanda Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) eski Başkanı ve BM Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Özel Elçisi olan Frenzel, dünyanın çeşitli ülkelerinde giderek büyüyen “aşırı turizm” sorununa dikkat çekti:

“Turizm, farklı ulusların birbirlerini anlamasına, ülkeler arasında kültürel değişim olanağı sağlanmasına katkıda bulunuyor. Ancak bazı bölgelerde, sürekli büyüyen turizm, çeşitli dezavantajları da ortaya çıkarıyor. Venedik, Amsterdam ve Barcelona gibi şehirler, hatta Mayorka, İzlanda ya da kış sporları merkezleri, ziyaretçi akınının yüküyle zorluklar yaşıyor. Bu henüz Türkiye için öncelikli bir mesele değil ama rezervasyon rakamları artmaya devam etmesi gösteriyor ki kısa süre içerisinde bu konu Türkiye’de de tartışma yaratacak.”

Memnuniyetsizliği ciddiye alarak durumu düzetmeye ya da hiç ortaya çıkmamasını sağlamaya yönelik çözümler bulunması gerektiğini vurgulayan Frenzel, BM Dünya Turizm Örgütü’nün 2030’a kadar yılda yaklaşık 1,8 milyar turistin seyahat etmesini öngördüğünü hatırlattı.

“Aşırı turizm” sorununa çözüm olarak akıllı pazarlama, sezon genişleten önlemler, sezon-dışı dönemler için yeni fikirler ve teklifler, sıklıkla tercih edilenlerin dışında kalan rotalar ve cazibe merkezleri geliştirilmesi gerektiğini belirten Frenzel, ilgili tüm paydaşların iş birliği içerisinde hareket etmeleri gerektiğine dikkat çekti.

Rezervasyon düşüşleri geçici bir reaksiyondu

Konuşmasında güvenlik konusuna da değinen Frenzel, “Evet, terör saldırıları ya da doğal afetlerden sonraki birkaç hafta ya da birkaç ay boyunca rezervasyonlarda düşüşler yaşanıyor. Ama pek çok örnek, bu durumun genellikle yalnızca geçici bir reaksiyon olduğunu gösteriyor. Söz konusu olan ister New York olsun ister Bali ya da Mısır, turistler bazen kısa bazen daha uzun bir belirsizlik döneminden sonra geri geliyorlar. Bu iyi bir şey; çünkü insanlar, temel haklarından olan seyahat etme haklarının terörizm tarafından kısıtlanmasını kabul etmiyorlar. Çünkü terörizmin hedefi tam da bu. Ayrıca, üzücü ama bir dereceye kadar güvensizlik içinde yaşamayı öğrendik.” diye konuştu.

Alman turist geri dönecek

Frenzel, “Ülkeler, misafirlerinin kuşkucu yaklaşımlarını ve korkularını ciddiye almalı. Eğer misafirlerinizi koruyup kolluyor, onlara iyi bir fiyat-performans oranı sunuyor ve güvenlik meselesini önemsediğinizi, önlemler aldığınızı gösteriyorsanız ben geri geleceklerine inanıyorum. Bu bakımdan Alman turistlerin Türkiye’yi ziyaret etme oranlarında bu yıl ve önümüzdeki yıllarda yeniden kayda değer bir artış görüleceğine kesinlikle inanıyorum. Her ne kadar son iki yılda ziyaretçilerin sayısında ciddi bir düşüş yaşanması üzücü olsa da Türkiye’nin hâlâ Almanlar için en çok seyahat edilen ülkeler

arasında yer aldığı unutulmamalı. Uçan yolcu sayısı bakımından Türkiye hâlâ İspanya ve Yunanistan’ın ardından üçüncü sırada” dedi.

Oya Narin: Turizmde üçüncü yatırım hamlesinin zamanı geldi

Geceye ev sahipliği yapan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin ise konuşmasında dünya net hasılasının ve istihdamının toplamda yüzde 10’unu, yatırım harcamalarının da yüzde 5’ini oluşturan turizm sektörü için, küresel konjonktürün birinci derecede önemli olduğunu belirterek, “Eğer 2018-20 dönemindeki dünya büyümesitahminler çerçevesinde gerçekleşecek ise, bu turizm sektörü açısından hem büyümek hem de bir dizi reformu hayata geçirmek için bir fırsata dönüştürülebilir.” dedi.

Oya Narin, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye, Orta Vadeli Plan hedefi olan yüzde 5,5’lik ortalama büyüme hedefini yakalayacak ve bu büyümeyi enflasyonu kontrol ederek gerçekleştirecek ise yeni yatırımlar şarttır. Turizm sektörümüz bu aşamada kilit role sahip stratejik bir rol oynuyor. Turizm sektörümüz Türkiye ekonomisinde büyümenin ve kalkınmanın temel taşıyıcı kolonudur. Turizm faaliyeti, ekonomimizde hem ileri hem de geriye doğru çok sayıda sektörü besliyor, olağanüstü bir istihdam kapasitesi yaratıyor ortaya çıkardığı yüksek katma değer oranıyla ekonomimize ısınma yaratmadan büyüme sağlayan yegane iktisadi faaliyet alanı niteliği taşıyor.

“Turizm imalat sanayiinden ayrı tutulmamalı ihracatçı desteklerinden aynı şekilde yararlanmalı”

Turizm sektörümüz 21. yüzyıl turizm trendlerine göre yeniden yapılanma ihtiyacı içindedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın kullandığı ifadeyle “Turizmde 3. Yatırım Hamlesi”nin zamanı gelmiştir. 21 yüzyılda seyahat eden kişinin değişen talebini merkeze alan bir yapılanma artık kaçınılmazdır. TTYD olarak bu atılım ihtiyacını “Turizmde Dönüşüm” olarak adlandırıyoruz ve bu yönde tüm sektör paydaşları ile iş birliği içinde bir çalışma gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ülke sathında 12 aya yayılan; markalaşmayı, çeşitliliği ve destinasyon bazlı yönetimi öngören bu dönüşüm, turizmin fiziksel alt yapısının dönüştürülmesini ve artık çok geride kalmış olan turizmin temel yasalarının da tümüyle gözden geçirilmesini, imar planlarında 60-70-80 milyon turisti bize kazandıracak değişikliklerin, tesislerimizi ve destinasyonlarımızı uluslararası rekabet ve konfor düzeylerine getirecek yatırımların yapılmasını, turizmin imalat sanayiinden ayrı tutulmadan ihracatçı kimliğine uygun muamele görmesini, yönetim sistemimizin baştan aşağı yeninden ele alınmasını gerektiriyor. Turizm imalat sanayiinden ayrı tutulmamalı ihracatçı desteklerinden aynı şekilde yararlanmalı. Bu yönde görüş ve politika üretmek sorumluluğu elbette biz turizm sektörü aktörlerinindir; 2018 yılı içinde, ülke örneklerinin de aynı çerçevede incelendiği bir çalışma taslağını tamamlamayı ve hükümetimizle paylaşmayı hedefliyoruz.”

Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması İçin Başvurular Başlıyor

Türkiye’de ambalaj sektörüne yön veren Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin düzenlediği ve sektörün en prestijli yarışmalarından biri olarak kabul edilen “Ambalaj Ay Yıldızları 2018” için başvurular 1 Şubat’ta başlıyor. Yarışmaya yurt içi ve yurtdışındaki ambalaj üreticileri, tedarikçileri, marka sahipleri ve tasarımcıları son iki yılda üretilmiş ve piyasaya sürülmüş ambalajlarıyla katılabiliyor.

Yürüttüğü çalışmalar ve projelerle Türkiye’de ambalaj sanayinin gelişmesine katkıda bulunan Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin (ASD) gelenekselleşen yarışması “Ambalaj Ay Yıldızları” için başvurular 1 Şubat’ta başlıyor. 13 ayrı kategoride düzenlenen yarışmayla ASD; markalara, tasarımcılara ve ambalaj üreticilerine uluslararası pazarlarda rekabet gücü kazandırmayı, özgün tasarım ve uygulamaları özendirmeyi, ambalajlı ürünlerin kurumsal kimliğini güçlendirmeyi amaçlıyor. Özgün ambalaj tasarımlarının, farklı ve yenilikçi ambalaj uygulamalarının ödüllendirildiği “Ambalaj Ay Yıldızları” Yarışması’nda dereceye giren tüm katılımcılar, Türkiye’yi temsilen WorldStar ve AsiaStar Yarışmaları’na da katılabiliyor.

Dereceye giren ambalajların Altın, Gümüş, Bronz ve Yetkinlik Ödülü ile ödüllendirildiği yarışmada, Türk Standardları Enstitüsü (TSE) işbirliği ile ‘Altın Ödül’ almaya hak kazanan ürünler arasından “Altın Ambalaj Ödülü”nün sahipleri de belirleniyor. Başvuruların 1 Haziran’a kadar süreceği yarışma şu kategorilerde gerçekleştiriliyor: Gıda, İçecekler, Elektronik ve Elektrikli Eşya, Sağlık ve Güzellik Ürünleri, Ev – Otomotiv – Ofis Araç ve Gereçleri ile İhtiyaç Malzemeleri, Diğer Gıda Dışı Ürün Ambalajları, Tıp ve Eczacılık Ürünleri, Endüstriyel ve Taşıma Ambalajları, Ambalaj Malzemeleri ve Bileşenleri (Komponentleri), Satış Noktası Sergileme, Sunum ve Muhafaza Ürünleri, Fleksibıl Ambalajlar, Grafik Tasarım, Lüks Ambalajlar.

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı (ASD) Zeki Sarıbekir “Türkiye ambalaj sektörü olarak inovatif bakış açısıyla çıtamızı hep daha yukarı taşıyoruz. Sektör olarak teknolojik altyapımız, kaliteli ve çeşitli ürün gruplarımızla dünyadaki yerimizi her geçen gün güçlendiriyoruz. Ambalaj Sanayicileri Derneği olarak gerek kendi düzenlediğimiz gerekse katıldığımız yarışmalarla sektörümüzü bir adım daha öne çıkarmayı hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl AsiaStar ve WorldStar yarışmalarında elde ettiğimiz başarılar sektörümüzü gururlandırdı. Bu yıl da Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda birbirinden başarılı çalışmaların kıyasıya yarışacağına eminiz. Şimdiden tüm yarışmacılara başarılar diliyoruz” dedi.

Yarışmayla ilgili detaylı bilgilere www.ambalajyarismasi.com adresinden ulaşılabiliyor.

Webcast ile internet üzerinden yayınlara etkileşim geldi

Medianova tarafından sunulan yeni Webcast platformu, internet üzerinden yapılan canlı yayınları farklı bir boyuta taşıyor. Lansmandan konferans ve eğitime kadar birçok farklı amaçla kullanılabilen platform, katılımcıların da yayınlara kendi cihazları ile dahil olmalarını sağlayarak etkileşimli ve verimli bir yayın deneyimi sağlıyor.

Medianova, internet üzerinden interaktif katılıma olanak tanıyan canlı yayın platformu Webcast’i kullanıma sundu. Medianova Webcast, konferans, seminer, basın toplantısı, lansman ve eğitim gibi farklı amaçlarla gerçekleştirilen etkinliklerin internetten yayınlanmasını ve online katılımcıların hem birbirleriyle hem de etkinliğin gerçekleştiği alanda bulunanlarla etkileşim kurmalarını sağlıyor.

Webcast’i kullanan markalar ve kurumlar, platformla birlikte gelen sunum, soru-cevap, chat ve sosyal medya gibi modüllerin tümünden ya da birkaçından yararlanabiliyorlar. Bu sayede, katılımcılar canlı yayın ile birlikte eş zamanlı olarak yazılı iletişim kurabiliyor, sunumları takip edebiliyor ya da sorularını iletebiliyor. Bu üst düzeyde etkileşim, etkinliklerin verimliliği kadar katılımı da artıran önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.

En çok sağlık sektöründe kullanılıyor

Medianova Webcast’i en çok kullanan sektörlerin başında yüzde 38 ile sağlık sektörü geliyor. Ağırlıklı olarak konsültasyon, operasyon ve seminer gibi farklı ihtiyaçlar için Webcast’i tercih eden sağlık sektörünü yüzde 34 ile özellikle dijital dönüşümü ilk plana koyan uluslararası markalar takip ediyor. Markalar ve kurumlar; iç iletişim, konser yayını, basın toplantıları, bayi iletişimi gibi etkinlikler için Webcast’i kullanıyor. Ayrıca kamu kurumlarının ilgili birimleri ve büyük kurumların yatırımcı ilişkilerine yönelik bölümleri de yatırımcı sunumlarında Webcast platformunun sunduğu avantajlardan yararlanıyor. Platform, herhangi bir ekstra uygulamaya ihtiyaç olmaksızın mobil ve masaüstü cihazlardan kullanılabiliyor. İçeriklerin izlenme rakamları kişi, cihaz ve konum bazlı olarak alınabiliyor.

Gümrük Bakanı Tüfenkci, İstanbul Mobilya Fuarı’nı açıyor

Mobilya sektörünün tüm enstrümanlarını aynı çatı altında buluşturacak 14.Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı (CNR İMOB) 23-28 Ocak tarihlerinde kapılarını açıyor. CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek fuara, 150 binin üzerinde ziyaretçi bekleniyor.

Mobilya sektörünün 2018’de hedeflediği 3 milyar dolar ihracatın önemli bir bölümünün gerçekleştirileceği fuara,600 mobilya firması 1000’in üzerinde marka ile katılım gösterecek.

 

2017 Perakende Güneşi Ödül Sahipleri Bir Araya Geldi

Perakende sektöründe başarılı çalışmalara imza atan sektör temsilcilerine ve kurumlara verilen Perakende Güneşi Ödülleri’ni 2017 yılında almaya hak kazanan isimler bir araya geldi. Sektörün önde gelen şirketleri 2018 beklentilerini ve hedeflerini paylaştı.

Soysal ve Perakende Güneşi Ödülleri 2017 sponsoru ATÜ’nün ev sahipliğinde 22 Ocak Pazartesi günü Ferahfeza’da düzenlenen toplantıya ATÜ İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Pınar Şener Harput, Vakko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko, Boyner Grup CEO’su Cem Boyner, Yataş Genel Müdürü Nevzat Yıldız, Hopi Genel Müdürü Onur Erbay, McDonald’s İnsan Kaynakları Direktörü Mehmet Büyükçolak ve McDonald’s Eğitim Yöneticisi Derya Teker katıldı.

ATÜ İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Pınar Şener Harput: “2016 zor bir sene oldu, 2017’de hızlıca toparlandık. 2018 sürprizlerle dolu olacak bizim için… İstanbul’da yeni havaalanı açıldığında İstanbul mağazalarımızı kapatıyor olacağız. Yurtdışında büyümemiz devam ediyor. 2017’de bazı ülkelerde 2 haneli büyüdük. Gürcistan, Makedonya, Letonya, Ankara, İzmir, Gazipaşa çok iyi gidiyor. 2018 için gözümüzü yurt dışına çevirdik: İhaleleri takip ediyoruz. TAV’ın aldığı, duty freesini bizim işletmediğimiz havalimanları var Suudi Arabistan gibi… Oralarda olmayı hedefliyoruz. Hareketli bir sene bizi bekliyor” dedi.

En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü’nün sahibi Yataş Genel Müdürü Nevzat Yıldız: “Yataş mobilya sektörünün en büyük 2. grubu… Başlattığımız dönüşüm programının meyvelerini fazlasıyla aldık. Satışlarımızın % 90’ını perakendeden sağlıyoruz diyebilirim. 2016 yılında yaklaşık % 54 büyümüştük, 2017’de de yaklaşık % 59 büyüdük. Türkiye’de şu anda 350 yurtdışında da 51- 52 mağazamız oldu. 2018 ile 2023 arasında yurt dışında en az 3 ülkede lider olma amacımız var. İran’da 14 mağazamız var ve şu anda Yataş olarak en bilinen 2. markayız. Suudi Arabistan’da çok iyi gidiyoruz. Romanya’da 4-5 mağaza açma hedefimiz var. Bu seneki büyüme hedefimiz % 50… Birebirde ise %28. 2023’de de Türkiye’deki ilk 20 şirket arasına girmeyi hedefliyoruz. Bu yıl Kasım ayında yeni bir marka çıkarmayı planlıyoruz. Bununla birlikte 2021 yılında yaklaşık 3 milyar ciro hedefimiz var” ifadelerini kullandı.

ATÜ Perakendeye Katkı Özel Ödülü’nün sahibi ‘Hopi’ adına toplantıda söz alan Hopi Genel Müdürü Onur Erbay: “Hopi ile araba da alınabiliyor, maydonoz da, milli piyango bileti de… Bugün Hopi, perakende müşterilerinin şirketlere katkısını % 30’a kadar artırabilecek noktaya geldi. Geçen sene mobil ödemenin ölçeklemesini yaptık. Şu ana kadar yaklaşık 300 bin kişi Hopi’nin mobil ödeme özelliğini kullandı. Kahve Dünyası ile başladık buna… Kahve Dünyası ile ilgili çok büyük hedeflerimiz var. Hopi kullanarak tek seferde 60 bin TL’ye yakın ödemeler var. 2017’de Hopi ile alınan moda ürünlerinin % 40’ının içinde ‘siyah’ var. Geçen sene en fazla ayakkabı, sonra pantolon ve tişört alınmış. Hopi’de an fazla alışveriş yapılan saat aralığı 16.00 -18.00 aralığı ve en fazla Aralık ayında alışveriş yapmışız. En fazla alışveriş yapılan gün de Pazar iken hafta içi en fazla ise Çarşamba günü alışveriş yapıyoruz. Hopi’de yapılan alışverişlerin % 42’si 36-45 yaş arasındaki insanlar tarafından yapılıyor. En fazla tercih edilen tarz ise casual idi. 2018’in ilk 3 ayında Vestel, Vatan Bilgisayar ve Tekzen de aramızda olacak” yorumlarında bulundu. Hopi’nin 2018’de katlanarak büyüyeceğini dile getiren Erbay, üye sayısının 7,5 milyona, üye iş yeri sayısının 170’e çıkacağını bildirdi.

Toplantıya katılan Boyner Grup CEO’su Cem Boyner, perakende sektörünün 2017’yi çok iyi geçirdiğini belirterek, 2018’de temkinli olmakla birlikte fevkalade pozitif bir beklenti olduğunu söyledi.

Alışverişin yeni icadı olarak tanımladıkları Hopi’nin her geçen gün daha iyiye gittiğini dile getiren Boyner, geçen yıl Hopi ile 1,75 milyon ayakkabı, 1 milyon pantolon, 1 milyon tişört satıldığını söyledi. Boyner: “Black Friday’de Hopi üzerinden 27 otomobil satıldı ama Aralık ayında on binin üzerinde piyango bileti de satıldı. 2018’de 300 milyon litre akaryakıt satmaya programlanmış durumda.”

Boyner sözlerine şöyle devam etti: “Perakende sadece perakende olmaktan uzun süredir çıktı. İnternetle birlikte alışveriş dalgası mağaza dışına çıktı, mobille birlikte her yer ve her saat perakendenin yeri ve saati oldu. Müşterinin üye markalarla olan ilişkisini 24 saat kesintisiz sürdürmek istiyoruz. Burada önemli olan datayı anlamlı kullanmak. Sizin ilgi alanınızda sizle konuşması çok önemli. Çok büyük planlarımız var, datayı çok daha akıllı kullanıyoruz. Yapay zeka ile bu becerimizi katlamak istiyoruz.”

Cem Boyner, Hopi’nin hızla büyüyeceğini kaydederek mevcut verilerin önlerinin çok açık olduğunu gösterdiğini söyledi. Boyner: “Geçen yıl büyümeler sert ve güçlü oldu. Perakendeci aslında fırtına kaptanıdır, sakin su kaptanı değildir. Dolayısıyla hazırlıklar her zaman çok iyi yapılmıştır. Her türlü sürprize çok hazır sektördür. 2017’de çok hızlı bir büyüme yaşadık. 2018’de temkinli olmakla birlikte fevkalade pozitif bir beklenti olduğunu söylemem lazım. Tedbirli diyorum çünkü bu coğrafyada hiçbir veriye sonsuza kadar kalıcı diye bakamayız. Her an değişebilir ve biz de kendimizi buna adapte ederiz. Yeni bir formülle, tedbirle büyümeyi ve genişlemeyi garantilemeye çalışırız. 2018 için dikkatli, tedbirli ama pozitifiz.”

En Başarılı İnsan Kaynakları Uygulaması Ödülü’nün sahibi McDonald’s adına toplantıya katılan McDonald’s İnsan Kaynakları Direktörü Mehmet Büyükçolak: “Ben üniversitede yaptığımız çalışmaları tek bir formülle anlatıyorum: Sunduğumuz değer eşittir deneyim bölü fiyat… Fiyatı etkileyen pek çok faktör olduğu gibi deneyimi etkileyen de pek çok faktör var; restoranlarımızın dizaynı, teknolojiyi nasıl kullandığımız gibi… Ama deneyim için olmazsa olmaz faktör insan… Bu formülde payı ne kadar artırabilirsek değer de o kadar artıyor. ‘Servis Sahnemizdir’ projemiz de insana dokunmak ve değer katmak için hayata geçirdiğimiz bir proje… 2016 ve 2017 zor yıllardı, 2018 daha zor bir yıl olacak. Biz de tedbirliyiz ama pozitifiz. 2016 yılından bu yana hazırladığımız dönüşüm planını istikrarlı bir şekilde uyguluyoruz. Bunun 3 tane sac ayağı var. Bir tanesi müşteri segmentini yeniden tanımlamaktı. İş modelimizi değiştirdik; malı alırken kazanmak ve tüketiciye fiyatlarımızı buna göre yansıttık. Sonuncusu ise bunu birleştirecek bir çimento olarak nitelendirdiğimiz kurum kültürünü oluşturmaktı. Bunu da birtakım projelerle destekledik. Son iki yıldır çift haneli büyüyoruz.”

Vakko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko da sektörün büyümeye devam ettiğini belirterek, “Bizler çalıştıkça sektör büyüyor. Türkiye’nin geleceği de çok büyük… Dolayısıyla bizim için de güzel bir yıl geçti” dedi. Hakko, iyi günlerin kendilerini beklediğini ifade ederken 2018’e pozitif baktıklarını ve Vakko’nun bu yılın Eylül ayında Katar’da büyük bir mağaza açacağını ifade etti.

2018’de Gençler Şirketlerden Neler Bekliyor?

Türkiye’de 50.000’e yakın Y kuşağı ile gerçekleştiren Universum İdeal İşveren Araştırması’nın sonuçları 2018 yılında işveren markalarının nasıl şekilleneceğini gösteriyor.

Her yıl dünyanın 61 ülkesinde 1,5 milyon gençle gerçekleşen Universum İdeal İşveren araştırmasının Türkiye’de bu yıl 5.si yapıldı. 44.260 öğrenci ile Türkiye’de bugüne kadar yapılan en kapsamlı gençlik araştırması olan Universum İdeal İşveren Araştırması, gençlerin istihdama bakışı, sektörlerle ve şirketlerle ilgili algıları ve iş yaşamına dair beklentileriyle ilgili önemli ipuçlarını veriyor.

Y kuşağı ile gerçekleştirilen Universum İdeal İşveren Araştırması sonuçları işveren markalarının yol haritasını çizmesinde önemli bir etki oluyor. Y kuşağının kariyer hedefinde girişimciliğini ve yaratıcılığını kullanabileceği bir iş yaşamı istedikleri ortaya çıkıyor. Ardından ise “uluslararası kariyer yapmak”, “insan yönetmek”, “iş güvencesi” geliyor.

Araştırma gençlerin kariyer ve şirket seçimlerine dair karar alma süreçlerini şekillendiren 40 temel işveren markası unsurunun ölçümünü baz alıyor. Türkiye’de 5 yıldır gerçekleştirilen araştırmada birinciliği kaptırmayan işveren markası unsuru “profesyonel eğitim ve gelişim”. Türkiye’nin üniversiteli gençlerinin bir şirketi çalışmak için ideal bir yer olarak görebilmesinde en belirleyici unsur, o şirketin çalışanlarının gelişimlerine yatırım yapmayı önemsemesi ve bunu sürdürülebilir kılması. Araştırma gösteriyor ki, Türkiye’nin üniversiteli Y Kuşağı yaşam boyu öğrenmek istiyor.

Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı & Universum Global Türkiye Lideri Evrim Kuran:“Türkiye’de Universum İdeal İşveren Araştırması’nın beş yıldır Türkiye’de de gerçekleştiriyoruz. Her yıl sonuçlarını Türkiye’nin en önemli işveren markası konferanslarından biri olan People Make The Brand’de paylaşıyoruz. Merakla beklenen sonuçlar ve konferansta ele alınan konular işveren markalarının geleceğini şekillendiriyor. Kasım ayında gerçekleştirdiğimiz People Make The Brand 2017’de Universum İdeal İşveren Araştırması sonuç olarak şirketlerin artık sadece müşterileri nezdindeki algılarına yani tüketici markalarına ya da kurumsal markalarına değil, aday ve çalışanları nezdindeki algılarına da odaklanmak zorunda olduklarını ortaya koyuyor. İşveren markalarına diyoruz ki insanların uçmasını ve şirketinizi uçurmasını istiyorsanız kanatları ve yolculuğu iyi tasarlamalısınız.” dedi.

İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı ile 2018 hedeflerinizi büyütün

21-25 Şubat 2018 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı, katılımcı bazında %55 büyüyerek, 5 salon 40 bin metre kare alanda güçlü iş bağlantıları ve fırsatlar yaratmaya devam ediyor.

2018 yılı hedeflerini artırarak devam eden İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı, yeni katılımcı sayısında %45 büyüme yakalarken, hedeflenen metre kare satışlarının %95’i tamamladı.

Yapılan sağlık testleri sonucu üretilen ürünlerin %98’inin güvenilirlik testinden geçmesiyle birlikte ziyaretçiler hem kaliteli ürünü uygun fiyata bulabilecek hem de bölgenin stratejik konumu itibariyle lojistik avantajlarından yararlanabilecek.

Yurtiçi ve yurtdışı heyet organizasyonu çalışmaları devam ediyor…

Yurtiçinde ve yurtdışında aktif pazarlama çalışmaları yürüten TÜYAP, hedef ülkelerde potansiyel katılımcı ve ziyaretçilerle birebir iletişime geçti.

T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın ve Moskova, Sofya, Tahran, Tiflis, Üsküp ve Kahire’de yer alan TÜYAP yurt dışı ofislerinin desteğiyle Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Sırbistan, Ukrayna, Moldova, Azerbaycan, Gürcistan, Ürdün, Kıbrıs, Irak, Kahire, Bulgaristan, Filistin, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan, Yemen ve Yunanistan’dan heyet organizasyonu yapılacak. Yurtdışı heyet organizasyonlarının yanı sıra Anadolu’da faaliyet gösteren perakendeci, toptancı firmaların fuara gösterdiği yoğun talebi karşılamak için Ticaret Odalarının da desteği alınarak 1000’in üzerinde perakendeci fuarda ağırlanacak.

MYTÜYAP ile B2B görüşmeleri tek bir platformdan organize etmek artık çok kolay…

Gerçek zamanlı iç mekan yönlendirme sistemi, detaylı katılımcı araması, etkinlik takvimi ve elektronik yaka kartı gibi özellikler ile benzersiz ve zahmetsiz bir fuar deneyimi sunan MYTÜYAP mobil uygulaması artık B2B eşleştirme sistemiyle katılımcı ve ziyaretçilere hizmet veriyor.

Eşleştirme sistemi sayesinde fuarda sergilenen ürün ve hizmetlerle ilgilenen ziyaretçiler, online davetiyelerini aldıktan sonra ilgilendikleri ürün grubu kapsamında eşleşen firmaları hem sistemde hem de e-posta olarak görüntüleyebilecek. Buna bağlı olarak katılımcı markalar da fuar öncesi kendisiyle ilgilenen tüm ziyaretçilerle toplantılarını tek bir platform üzerinden kontrol edebilecek.

Lansman ürünleri bu yıl da etkinlik alanında ilk kez sergilenecek…

Güvenilirliği tescillenmiş ürünlerin sergilendiği fuarda bu yıl da birçok marka ürün lansmanını etkinlik alanında sergileyebilecek ve workshop alanında uygulamalı olarak tanıtma imkanı bulabilecek.

Makinecilerin 2018 İhracat Hedefi 17 Milyar Dolar

Makine sektörünün 2017 yılı toplam ihracatı 15 milyar dolara yaklaştı. Son çeyrekte piyasa beklentilerinin üzerine çıkan sanayi üretim artışına dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, “Makine-teçhizat yatırımlarındaki artış sanayi rakamlarımıza, sanayideki üretim artışı da Türkiye’nin toplam ihracatına olumlu yansıdı. Yeni yılda yaklaşık yüzde 15 artışla 17 milyar dolar düzeyinde makine ihracatı hedefliyoruz” dedi.

2017 yılını yüzde 10,7 ihracat artışıyla geride bırakan makine sektörünün toplam ihracatı 14,9 milyar dolar oldu. Dünya makine ihracatının yüzde 22 gerilediği 2009 krizi sonrasındaki dönemi en iyi ülkemizin değerlendirdiğinin altını çizen Dalgakıran, dünya makine ihracatının toplam yüzde 3 artabildiği son 7 yılda Türkiye’nin Makinecilerinin yüzde 40 artış yakaladığını ve yeni yıl hedeflerinin yaklaşık yüzde 15 artışla 17 milyar dolar olduğunu belirterek şunları söyledi:

Bu yıl ihracat pazarlarımızda önemli bir açılım yaptık. Brexit kararı ve Katalonya krizi gibi pek çok sorunun hâkim olduğu Avrupa genelinde ciddi bir ihracat artışı sağladık. Rusya’ya yaptığımız makine ihracatı yüzde 54 arttı. Dünya genelinde Türk makinelerine ilgi artarken, yerli sanayicimiz de boş durmadı. Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekteki yüzde 11,1’lik büyüme başarısında makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 15,3’lük artış ile makine imalatındaki takvim etkisinden arındırılmış yıllık yüzde 16 üretim artışının büyük bir etkisi var. Neticede yatırımların sanayideki üretim artışına yansıdığını, Türkiye’nin ihracat artışında makine sektörünün kritik bir rol oynadığını görüyoruz.”

Sektör tanıtım faaliyetlerinde hız kesmedi

Makine İhracatçıları Birliği olarak bu yıl katıldıkları tüm fuarlarda ve toplantılarda Türk makine sektörünü başarıyla temsil ettiklerini dile getiren Dalgakıran, yürüttükleri faaliyetlerle ihracatçı firmalara yol gösterici olmaya çalıştıklarını belirterek şunları söyledi:

İhracatçılarımızı uluslararası rekabette güçlü kılacak iş bağlantıları oluşturmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl da düzenlediğimiz organizasyonlarla Tayland’dan Tanzanya’ya kadar pek çok ülke yetkilisini Türkiye’de ağırladık, İran’dan Polonya’ya kadar birçok ülkeye sektörel ticaret heyetleri düzenleyerek veya fuarlarda tanıtım kampanyaları gerçekleştirerek yurt dışında sektörümüzü temsil ettik.”

Makinecilerin gözü Çin pazarında

Yeni yıl itibarıyla Çin vizesi başvurularında online sisteme geçildiğini ifade eden Dalgakıran sözlerini şöyle tamamladı:

Çin ile yapılan anlaşmaya göre, üye firmalarımızın ticari vize başvurularında davet mektubu talep edilmeyecek, Çin’de bulunan bir firmadan temin edecekleri davet mektubu üyelerimizin vize almaları için yeterli olacak. Çin dünyanın en büyük makine ihracatçılarından biri ama toplam ithalatı içinde makineler çok önemli bir yer tutuyor. Pazar çeşitliğimizi artırmak ve ihracatta sürekli yükselttiğimiz çıtayı daha yukarı taşımak için çalışmalar yürütmeye devam edeceğizBu noktada Uzak Doğu ülkelerinin çoğunda makinelerimize yüzde 30 civarında vergiler uygulandığını, oysa onların makinelerinin ihmal edilebilir düzeyde gümrük vergileriyle ithal edildiklerini vurgulamak isterim. Dünya makine pazarının üçte birini oluşturan bu ülkelere yüksek vergiler nedeniyle henüz ciddi bir satış yapamadığımız dikkate alınırsa, makinecilerimizin ihracattaki başarısı daha çarpıcı hale gelecektir.

Çelik İhracatı 2017 Yılında Değerde Yüzde 26,4 Arttı

İhracat pazarlarında yaşadığı sorunlara rağmen 2017 çelik sektörü açısından geçmiş yıllardaki kayıpların kısmen telafi edildiği bir yıl oldu. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre ihracat 2017 yılında önceki yıla kıyasla miktar bazında yüzde 7,7 artışla 17,8 milyon ton, değer bazında yüzde 26,4 artışla 11,5 milyar dolara yükseldi. Önemli ihraç pazarlarımızda devam eden sorunlar, haksız yere yürütülen ticaret politikası soruşturmaları, ülkelerin yerli çelik sanayilerini kuruyor olmalarının yarattığı tehdit ve hammadde fiyatlarındaki yükselişin süreceği beklentisi 2017 yılında olduğu gibi 2018 yılında da çelik ihracatçılarını zorlamaya devam edecek.

Çelik İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2017 yılı ihracat verilerine göre; Türkiye’nin miktar bazındaki çelik ihracatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 artışla 17,8 milyon tona ulaşırken, sektörün değer bazındaki ihracatı yüzde 26,4 artışla 11,5 milyar dolara yükseldi.

Çelik sektörünün direkt ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin 2017 yılında toplam çelik ihracatı; miktar bazında 18,7 milyon ton, değer bazında ise 13,6 milyar dolar oldu. Bu rakamlara ihraç edilen beyaz eşya, makina imalat, otomotiv gibi ürünlerin bünyesinde bulunan çelik dâhil edilmemektedir.

2017 yılsonu verilerine göre; bölgeler bazında ihracatta yılı lider olarak tamamlayan Avrupa Birliği’ne ihracat yüzde 55 artış ile 5,6 milyon tona yükseldi. Avrupa Birliği’ni 4,1 milyon tonla Ortadoğu, 2,2 milyon tonla Kuzey Amerika ülkeleri ve 1,5 milyon tonla Kuzey Afrika ülkeleri izledi.

2017 yılında Singapur, Hong Kong ve Malezya gibi ülkelerin başı çektiği Uzak Doğu ülkelerine ihracat yüzde 507 artış göstererek 1,2 milyon tonu aştı. Geçen yıl Orta ve Güney Amerika bölgesine gerçekleştirilen ihracat ise önceki yıla kıyasla yüzde 35 artarak 1,2 milyon tona ulaştı.

Geride bıraktığımız yılda en fazla miktar artışı yaşanan ülkeler; Singapur, İtalya, İspanya, Hong Kong ve Kanada olurken, en fazla azalışın yaşandığı ülkeler Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, ABD, Irak ve Umman olarak sıralandı.

İhracat rakamlarındaki düşüşün sürmesine karşın 2017 yılında miktar bazında en fazla ihraç edilen çelik ürünleri sıralamasında inşaat çeliği 5,6 milyon tonla ilk sırada yer aldı. İnşaat çeliği ihracatını 2,5 milyon tonla yassı sıcak izlerken hemen ardından 1,9 milyon tonla dikişli boru, 1,5 milyon tonla profil ve 1,4 milyon tonla filmaşin geldi.

Çelik ihracatı 2017 son çeyrekte atağa geçti…

Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2017 yılının son çeyreğinde gerçekleşen ihracat önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında miktar bazında yüzde 10,2 artışla 4,7 milyon tona; değerde ise yüzde 35,3 artışla 3,3 milyar dolara yükseldi.

2017 yılı ihracat rakamlarını değerlendiren Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “İhracatta süregelen kayıpları telafi etmeye başladığımız bir yılı geride bıraktık. Yaşadığımız tüm sorunlara rağmen firmalarımızın olağanüstü gayretleri ile ihracatımızı artırmaya gayret ettik. 2017 yılında geleneksel pazarlarımız olarak nitelendirdiğimiz Ortadoğu ülkelerine olan çelik ihracatımızda düşüş yaşandı. Bu durumun nedeni bazı ülkelerdeki siyasi istikrarsızlık ve bölgede genel olarak artan çelik üretimidir. Ayrıca başta ABD olmak üzere dünyada artan korumacılık eğilimi ve haksız yere uygulanan ticaret politikası önlemlerinden dolayı kayıplar yaşadık. Bütün bu olumsuzluklara karşın pazar esnekliğine sahip bir sektör olduğumuz için bu kayıpları yeni pazarlara açılarak telafi etmeyi başardık. Bunun en somut örneği Uzak Doğu ülkelerine gerçekleştirdiğimiz ihracatta 2017 yılında kazandığımız büyük ivmedir. Örneğin; 2016 yılında 12,4 bin ton ihracat gerçekleştirdiğimiz Singapur’a 2017’de 562 bin ton ihracat yaptık. Yine 2016 yılında Hong Kong’a 2,6 bin tonluk ihracat yapmışken, 2017 yılında bu rakamı 283 bin tona taşıdık. Ayrıca AB ülkelerinin Çin’den gelen yassı çelik ürünlerine koymuş olduğu anti-damping vergisi sayesinde yassı çelik ihracatçılarımız İspanya ve İtalya başta olmak üzere AB ülkelerine olan ihracatlarını da arttırmayı başardılar” dedi.

Namık Ekinci ayrıca 2016 yılında Hong Kong’a ve Kanada’ya inşaat çeliği ihracatı gerçekleştiremeyen sektörün 2017’de ise Hong Kong’a 280 bin ton, Kanada’ya 225 bin tonluk inşaat çeliği ihraç ettiğini belirtti.