Anadolu’nun zenginliği Antalya’da görücüye çıkıyor

Antalya Ticaret Borsası tarafından TOBB’un desteği ve “Sizin oraların nesi meşhur” sloganı ile düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, 13-17 Eylül tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek.

 

Fuarın açılışını, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır yapacak.

 

Antalya Ticaret Borsası tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) desteği ile organize edilen ve bu yıl 8’incisi düzenlenecek olan Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), 13 Eylül 2017 Çarşamba günü Antalya’daki Anfaş Fuar Merkezi’nde açılıyor. “Sizin oraların nesi meşhur” sloganı ile düzenlenen fuar, 17 Eylül tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.

Fuara Türkiye’nin tüm bölgelerinden katılım olacak. 70’in üzerinde ilden 100 oda-borsa, 15 kalkınma ajansı, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve firmalar olmak üzere 400’ün üzerinde kurumsal katılım gerçekleşecek.

Büyük ilgi gören fuarın açılışını; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır yapacaklar. Geçen yıl 155 bin kişinin ziyaret ettiği fuarın ziyaretçi sayısının bu yıl 200 bine ulaşması bekleniyor.

 

Coğrafi işaretlerin resmi geçidi

Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, üretildiği veya yetiştirildiği yörenin adıyla yani coğrafi işaretiyle anılan tarım ürünlerinin, gıda ürünlerinin, el sanatlarının ve sanayi ürünlerinin ulusal ve küresel ölçekte tanınmasına katkı sağlıyor. Fuarda, bu anlamda Anadolu’nun üretim ve yaratım kültürü görücüye çıkıyor.

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, yaklaşık 12 bin yıllık tarihiyle Anadolu topraklarının eşsiz bir medeniyet hamuruna sahip olduğunu, YÖREX fikrinin de geçmişe sahip çıkma, 12 bin yıllık birikimi ekonomiye kazandırma ruhuyla Yöresel Ürünler Projesi’nin bir etabı olarak ortaya çıktığını söyledi. Yöresel ürünlerin aynı zamanda önemli bir ekonomik değer olduğuna dikkat çeken Çandır, YÖREX’in yöresel ürün farkındalığını artırdığını kaydetti.

 

YÖREX’le coğrafi işaretli ürün sayısı katlandı

YÖREX’le birlikte coğrafi işaretli ürün sayısında artış yaşandığını belirten Çandır, “Geçen 8 yıllık sürede yöresel ürünlerin korunmasında önemli bir mesafe kaydedildi. 112 olan coğrafi işaretli ürün sayısı 209’a ulaştı. Türkiye’de 2 bin 500’ün üzerinde coğrafi işaret ürün olduğunu göz önünde bulundurursak, potansiyelin oldukça yüksek olduğunu görürüz” dedi.

Çandır, “Ülkemizde Finike portakalı, Malatya kayısısı, Kayseri ve Afyon pastırmaları, Antep baklavası, Aydın inciri, Adana kebabı, Antalya piyazı, Pervari balı gibi yüzlerce yöresel ürünümüz var. Bu ürünlerin coğrafi işaretle korunması, ürünlerin hak ettiği değerde ticari işlem görmesini sağlayacak” dedi.

 

Dünya arenasına çıkacak

Bir yörenin özsermayesi olan yöresel ürünlerin ünlerini, ait oldukları bölgenin doğal kaynaklarla insanların becerisinin birleşiminden aldığını aktaran Çandır, 13-17 Eylül’de 8’incisi düzenlenecek YÖREX’te, yaklaşık 10 bin metrekarelik fuar alanında rengarenk bir Türkiye oluşturulacağını da anlattı. Çandır, önümüzdeki yıl uluslararası alanda, çok büyük bir gıda fuarının içinde yaklaşık 2 bin-2 bin 500 metrekarelik alanda Türkiye’nin yöresel tatlarını dünya insanına tattırmak istediklerini ve konuda girişimlerde bulunduklarını kaydetti.

 

100 milyar dolarlık pazar

Ülkenin ciddi bir ekonomik değeri olan yöresel ürünlerin ekonomiye kazandırılması için çalıştıklarını kaydeden Çandır, “Coğrafi işaretli ürünlerin ticareti dünyada yaklaşık 100 milyar dolar civarında bir hacim oluşturuyor. Bunun büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerinde. Türkiye’ye baktığımızda hane halkı tüketiminin 3’te 1’i coğrafi işaret alabilecek ürünlerden oluşuyor. Böylesine müthiş bir zenginliğin ticari hayata kazandırılması için coğrafi işaretle bunların tescillenmesi, daha sonra da dünyaya açılmasının sağlanması gerekiyor” dedi.

Çandır, YÖREX’in amacının; yöresel ürünlerin ticarileştirme süreçlerini desteklemek, markalaşmayı sağlamak, katma değerini artırmak, işletmelerin kapasitelerini artırmak ve bu ürünlerin ulusal ve uluslararası pazarlarda tanınırlığını sağlamak olduğunu sözlerine ekledi.

Kurban Bayramınızı Tebrik Ederiz

Sevdiklerinizle birlikte mutlu ve sağlıklı bir bayram geçirmenizi ve yıllarca tekrarını görmenizi dileriz.

Teknoloji müşterilere yeni pencereler açıyor

KPMG Küresel Perakende Trendleri 2017 araştırmasıyla sektöre ışık tuttu:

Teknoloji müşterilere yeni pencereler açıyor

KPMG Küresel Perakende Trendleri 2017 araştırmasıyla müşteri tercihlerindeki değişimi inceledi. KPMG Pazarlama ve İş Geliştirme Lideri Sinem Cantürk, “Araştırma teknolojinin sektörü etkisi altına aldığını gösteriyor. Teknoloji müşteri deneyimini değiştiriyor, mobil alışveriş yükseliyor, müşteri bağlılığı yaratmak için anlamlı ve kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmak gerekiyor. Ayrıca sektörün aktörlerinin değişen piyasa şartlarına ayak uydurabilecek potansiyele sahip yeteneklere de şiddetle ihtiyacı var” dedi.

KPMG, Küresel Perakende Trendleri 2017 araştırmasıyla sektörde fark yaratan noktaları belirledi. Araştırma teknolojinin müşterilere yeni pencereler açtığına ve perakende sektörü için teknolojinin kilit rol oynadığına dikkat çekiyor. 2017 yılı için beş önemli perakende trendinin ön plana çıktığını belirten KPMG Pazarlama ve İş Geliştirme Lideri Sinem Cantürk, “Bu trendleri; gelişen teknoloji, yükselen mobil alışveriş, sunulan müşteri deneyimi, kişiselleştirilen ürünler ve şirket bünyesindeki yetenekleri koruma başlıkları altında yorumlayabiliriz. Perakende sektöründeki gelişim hareketinin beş başlığı teknoloji paydasında birleşiyor. Teknoloji penceresinden sektöre bakan şirketler rakipleri karşısında maça 1-0 önde başlıyor” dedi.

Cantürk beş trendi şöyle açıkladı:

  • · Teknoloji müşteri deneyimini değiştiriyor:
    Artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) uygulamaları tüm müşteri deneyimini dijitalleştiriyor. Bu teknolojilerin perakende sektöründe yıkıcı bir etki yaratması bekleniyor. Veri analitiği kullanımıyla yapılacak ileriye dönük analizler ise, perakendecilerin gelecekte kullanacağı en etkin araç olarak değerlendiriliyor.Artırılmış gerçeklik, bilgisayar ürünü görsellerin, kullanıcının gerçek dünya görüşüyle üst üste eklenmesi sonucunda oluşuyor. (Örnek: PokemonGo oyunu)
    Sanal gerçeklikte ise kullanıcıların özel ekipmanlar (Gözlük vb…) kullanarak üç boyutlu ve gerçekçi bir etkileşim içerisine girebiliyor.

    · Mobil alışveriş büyümeye devam ediyor: Akıllı telefonlar perakende alışverişlerinde başrolü almak üzere… KPMG’nin Türkiye’nin de dahil olduğu 18 bini aşkın tüketicinin katılımıyla hazırlanan 2017 KPMG Küresel İnternet Tüketicileri Araştırması’nda katılımcıların yüzde 77’sinin mağazaları ziyaret etmek yerine internet alışverişi yapmayı tercih ettiğini belirtmişti. Adobe’nin hazırladığı 2016 Mobil Perakende Raporu’nda akıllı telefonlar aracılığıyla perakende şirketlerinin internet sitelerine ziyaretlerin 2015’e göre yüzde 54 arttığı belirtiliyor. Mağazalardan uzaklaşıp, internetten alışveriş yapmayı seçen müşteriler artık alışveriş yolculuğunun başından sonuna kadar akıllı telefonlarını tercih ediyor.
    E-Marketer’ın yayımladığı raporda 2016’da internet alışverişinin yüzde 34’ünün akıllı telefonlar aracılığıyla yapıldığı, 2017’de bu oranın yüzde 65’e yükseleceği belirtiliyor.

    · Müşteri bağlılığı için anlamlı bir deneyim şart: Müşteri deneyimi, sektörün bir sonraki rekabet alanı olarak öne çıkıyor. Bu noktada ‘anlamlı’ bir deneyim yaratmak ve müşterilerin markaya bağlılığını sağlamak kritik önem taşıyor. Pazarda farklılaşmak ve müşteriler tarafından tercih edilmek isteyen birçok perakendeci, müşterilere internet platformunda, mağaza içinde veya ikisinin birleşimiyle ‘anlamlı’ bir deneyim sağlamaya çalışıyor. Gartner’ın 2017’de yayımlanan Müşteri Deneyimi Raporu’na göre, pazarlama liderlerinin yüzde 89’u müşteri deneyimini rekabette farklılaşmanın temel yolu olarak görüyor.

    · Perakendenin geleceği kişiselleştirmede: Perakendeciler kişiselleştirmenin gücünü keşfetmeye başladı. Geliştirilen son teknolojiler, perakendecilerin zorlayıcı modern tüketicinin beklentilerini karşılayabilmesine ve rakiplere üstünlük sağlamasına olanak tanıyor. HSO’nun Perakende Sektöründe Kişiselleştirmenin Önemi raporuna göre, internet alışverişindeki müşteri yolculuğunu kişiselleştiren ve gelişimi ölçümleyebilen sektör şirketlerinin satışlarında yüzde 19’luk bir artış görülüyor. Yakın zamanda yayımlanan Retail Assist Küresel Perakende Araştırması’na göre, tüketicilerin yüzde 77’si kişisel zevklerine uygun ürün ve hizmetlerin kendilerine sunulmasını bekliyor.

    · Önemli olan yeteneği yakalamak ve korumak: Dijital devrim, perakende sektörünü benzersiz bir değişime zorluyor. Pazarın artan talep ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeteneğe sahip işgücünü çekmek, korumak ve geliştirmek her zamankinden daha hayati bir önem taşıyor. Perakendecilerin büyümeyi sürdürmek için doğru becerilere sahip yeteneği çekip koruyabildiklerinden emin olmaları gerekiyor. Birçok perakende şirketi üstün yetenekleri işe alabilmek için üniversitelerle işbirliği yapıyor. Ancak bu yeteneklerin şirkette kalıcılığını sağlamak, en az onları işe almak kadar önemli.

Ağustos Ayı SAMEKS Verileri Açıklandı

Ağustos ayı SAMEKS verileri İstanbul’da açıklandı. SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 2,6 puan azalarak 56,7 değerine geriledi. Endekste gözlenen bu düşüşte sanayi endeksinin 3,8 puan azalarak 59,8 puana gerilemesi etkili olurken, hizmet endeksi de 3,0 puanlık azalışla 55,4 puana geriledi. Böylece SAMEKS, 56,7 puanlık değeriyle Ağustos ayında ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğünü gösterdi. MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, SAMEKS’in önümüzdeki dönemde olumlu görünümünü sürdüreceğini ve Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde de pozitif büyümeye devam edeceğinin öngörülebildiğini ifade etti.

2017 yılı Ağustos ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 2,6 puan azalarak 56,7 değerine geriledi. Endekste gözlenen bu düşüşte sanayi endeksinin 3,8 puan azalarak 59,8 puana gerilemesi etkili olurken, hizmet endeksi de 3,0 puanlık azalışla 55,4 puana geriledi. Böylece SAMEKS, 56,7 puanlık değeriyle Ağustos ayında ekonomik aktivitedeki canlılığın sürdüğünü gösterdi.

Kaan: “Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde pozitif büyüyecek”

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Temmuz ayında tarihi zirvesini görerek yılın üçüncü çeyreğine yönelik büyüme rakamları için oldukça olumlu bir sinyal veren SAMEKS Bileşik Endeksi’nin; 56,7 puana gerilemiş olmasına karşın, pozitif görünümünü Ağustos 2017 döneminde de sürdürdüğünü belirtti ve “Endeksin önceki aya göre 2,6 puan azalmasında, Temmuz ayında gözlenen yüksek oranlı artışın sebep olduğu baz etkisi dikkat çekiyor.

Hem hizmet hem de sanayi sektörüne ilişkin girdi alımlarının 50 referans değerinin çok üzerinde seyretmesi, reel sektörün Türkiye ekonomisine olan güveninin devam edeceğine ve endeksteki pozitif görünümün önümüzdeki dönemde de süreceğine işaret ediyor. Nitekim Türkiye ekonomisine ilişkin açıklanan son makroekonomik veriler de ekonomideki olumlu görünümün sürdüğünü gösteriyor.

İşsizlik oranının üst üste 4. ayında da gerileyerek %10,2 seviyesine düşmesi, sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı ayına göre %3,4 oranında artması ve tüketici fiyatlarındaki yıllık artışın %9,79 ile yeniden tek hanelere gerilemesi; Türkiye ekonomisine ilişkin temel göstergelerin olumlu seyrettiğine işaret etti. Bu gelişmeler ışığında, SAMEKS’in önümüzdeki dönemde de olumlu görünümünü sürdüreceğini ve Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde de pozitif büyümeye devam edeceğini öngörebiliriz” şeklinde konuştu.

Siparişlerdeki hız kaybı Sanayi Endeksini etkiledi

SAMEKS Hizmet Endeksi; 2017 yılı Ağustos ayında, bir önceki aya göre 3,0 puan azalarak 55,4 değerine gerilemiştir. İş Hacmi (4,9 puan), Satın Alım (2,1 puan), ve İstihdam (1,5 puan) alt endekslerinde gerçekleşen azalışlar, hizmet sektöründe gözlenen hız kaybının en önemli belirleyicileri olmuştur.

Hizmet Endeksinde olumlu görünüm sürüyor

SAMEKS Hizmet Endeksi; 2017 yılı Ağustos ayında, bir önceki aya göre 3,0 puan azalarak 55,4 değerine geriledi. Endeks, Ağustos ayında 55,4 puana gerilemiş olmasına karşın, 50 referans değeri üzerindeki seyrini sürdürerek sektöre yönelik olumlu görünümün devam ettiğine işaret etti.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Yılın ilk çeyreğinde %5 oranında büyüyerek 2017 yılına oldukça iyi bir giriş yapan Türkiye ekonomisinde, oldukça olumlu bir şekilde geride kalan ikinci çeyreğin ardından, Ağustos ayı içerisinde açıklanan makroekonomik veriler de pozitif büyüme sürecinin sürdüğünü gösteriyor.

İhracat arttı, ithalat ve dış ticaret açığı azaldı

İhracat 2017 yılı Haziran ayında, 2016 yılının aynı ayına göre %2,3 artarak 13,2 milyar dolar, ithalat %1,5 azalarak 19,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece Haziran ayında dış ticaret açığı %9,1 azalarak 6,0 milyar dolara geriledi.

Cari açık beklenilenin altında

2017 yılı Haziran ayında cari açık, beklentilerin bir miktar altında gerçekleşmiş ve 3,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Sanayi üretimi yıllık artış beklentilerine uygun görünüm arz ediyor

Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi, Haziran ayında, aylık bazda artış beklentilerine rağmen %0,4 oranında gerilerken, yıllık bazda gerçekleşen %3,4’lük artış beklentilere uygun bir görünüm arz etti.

İşsizlik rakamları azaldı

Nisan, Mayıs ve Haziran dönemlerinin ortalaması alınarak hesaplanan Mayıs 2017 dönemi işsizlik rakamları, geçtiğimiz aya göre 0,3 puan azaldı, önceki yılın aynı ayına göre ise 0,8 puan arttı ve arındırılmamış veriye göre %10,2 seviyesinde gerçekleşti. Böylece Ocak ayında %13,0’e kadar yükselen işsizlik oranı, Şubat 2017 döneminden itibaren üst üste dördüncü ayında da geriledi.

Yıllık enflasyonda düşüş eğilimi sürdü

2017 yılı Temmuz ayına ilişkin tüketici fiyatları, aylık bazda beklentilere yakın bir görünüm arz ederek 0,15 puan arttı. Yıllık bazdaki fiyat artışı ise piyasa beklentilerinin gerisinde kalarak %9,79 seviyesinde gerçekleşti. Böylece yıllık enflasyonda Mayıs ayında başlayan, Haziran ayında devam eden düşüş eğilimi Temmuz ayında da sürdü.

DÜNYA EKONOMİSİ

2017 yılı Ağustos ayında küresel ekonominin gündemi; ABD’de son açıklanan makroekonomik verilerin olumlu seyri, Avro Bölgesi’ndeki toparlanma sürecinin güçlenmesi ve üretim kesintisi kararıyla toparlama sürecine giren petrol fiyatlarındaki son gelişmeler olarak özetleniyor.

ABD ekonomisinde imalat sanayi PMI endeksi Temmuz ayında 53,3 puanla ekonominin yılın üçüncü çeyreğinde olumlu seyrini koruduğuna işaret ederken, tarım dışı istihdam artışının beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmesi ve işsizlik oranının %4,3 ile beklentilere paralel gerçekleşmesi, işgücü piyasasının tam istihdama yaklaştığını gösteriyor. Bu gelişmelere karşın, üretici fiyatlarında gözlenen %0,1 oranındaki gerileme ve tüketici fiyatlarında gerçekleşen %0,1 oranındaki düşük artış; bu dönemde ABD ekonomisine ilişkin olumsuz işaretler olarak sıralandı.

Avro Bölgesinde ise Ağustos ayında açıklanan veriler ekonomik toparlanmanın hızlandığına yönelik güçlü sinyaller verdi. Temmuz ayına ilişkin tüketici fiyat enflasyonu beklentilere uygun şekilde yıllık bazda %1,3 artarken, Haziran ayına dair işsizlik oranı %9,1 ile 2009’dan beri en düşük seviyesinde gerçekleşerek iş gücü piyasasına dair oldukça olumlu bir görünüm sundu.

OPEC ve OPEC dışı petrol üreticisi ülke temsilcilerinin Ağustos ayı başında yaptığı toplantıda alınan kararların etkisiyle, Brent türü ham petrolün varil fiyatı 52 doların üzerine çıkarak Mayıs 2017 döneminden beri en yüksek seviyesini gördü. OPEC ve OPEC dışı üreticilerin, üretim kesintisi taahhütlerinin uygulanmasına yönelik kararlı tavırlarının sürmesiyle; petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde de kademeli bir şekilde artışa devam etmesi bekleniyor.

Bir Dirhem Eti Ancak İki Bardak Su Örter

Geleneksel bayram sofraları hepimize keyif verse de, başta kırmızı et olmak üzere ağır ve yağlı yemekler ile şerbetli tatlılar sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Taze et, tuz ve şeker tüketiminin arttığı Kurban Bayramı’nda içilen su miktarına her zamankinden daha çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, bir porsiyon et karşılığında çocukların bir, yetişkinlerin ise en az iki bardak su içmesini önerdi.

Kurban Bayramı’nda kavurma ile başlayıp şerbetli tatlılar ile sonlanan sofralara pek çok kişi karşı koyamıyor ancak bu durum sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor. Yağlı, tuzlu ve şekerli besin tüketiminin arttığı bayram dönemi için önerilerde bulunan Waternet Sağlıklı Yaşam Uzmanı Diyetisyen Canan Aksoy, et pişirme yöntemleri ve su tüketimi hakkında bilgi verdi.

Kavurmalı kahvaltıya mevsim sebzeleri ekleyin

Rutin beslenme düzenimizde olduğu gibi, bayram sabahında da ideal olan güne sağlıklı bir kahvaltıyla başlamak. Ancak, ‘bayram kahvaltısı kavurmasız olmaz’ diyorsanız, eti yakmamaya özen göstererek çok iyi pişirmeniz gerekiyor. “Kavurmanın yanında mutlaka domates, salatalık ve biber gibi mevsim sebzelerine yer verin. Sebzeler hem eti sindirmenize hem de etin içindeki demirden daha fazla yararlanmanıza yardımcı olur” diyen Canan Aksoy ayrıca, eti pişirirken çok az yağ ve tuz kullanılmasını öneriyor.

Kızartmayın, haşlayın!

Taze etin soğan, yoğurt veya süt, zeytinyağı ile bir gün marine edilerek yumuşatıldıktan sonra tüketilmesi gerektiğini söyleyen Aksoy, sağlıklı pişirme yöntemleriyle ilgili şu bilgileri verdi, “Etleri ızgara, haşlama yapmak veya sebzelerle pişirmek en sağlıklısıdır. Kızartılmış etlerin kalorisi artar ve et kızartıldığı zaman içinde bulunan proteinler yapı değiştirdiği için faydalı olmaz.”

Su tüketimini artırın, ayran tüketimine dikkat edin

Etin yanında tüketilecek en sağlıklı içeceğin su olduğunun altını çizen Diyetisyen Canan Aksoy, bir porsiyon et (Yaklaşık olarak bir el büyüklüğü) yenildiğinde çocukların bir, yetişkinlerin ise iki bardak su içmeleri gerektiğini ifade etti. Aksoy, etin yanında keyifle tüketilen ayran ve cacıkla ilgili de önemli bir uyarıda bulundu, “Kansızlık problemi olmayanlar etin yanında az tuzlu ayran ya da cacık tüketebilir, bu problemi yaşayanlar ise kesinlikle su içmeli. Az şekerle hazırlanmış ev yapımı komposto veya hoşaf da, sağlıklı kiloda olanlar tarafından tercih edilebilir.”

Tatlı yiyenler yürüyüşü göze almalı!

Ramazan Bayramı’ndan farklı olarak Kurban Bayramı’nda kalori alımının hem etten hem de tatlıdan olduğunu hatırlatan Canan Aksoy, “Bayram boyunca ziyarete gittiğiniz her yerde tatlı ikram edileceğini dikkate alın. Sunulan her tatlıyı bitirmeyin, yalnızca tadına bakın ve yanında mutlaka bol su için. Tatlı yedikten sonra hareket edin, bir sonraki ziyaretiniz için yürüyerek gideceğiniz bir yer seçin. Olmuyorsa, bulduğunuz ilk fırsatta yürüyün ve merdivenleri kullanın” diye konuştu.

Finans Sektöründe Yapay Zeka Devri

Foreks piyasaları (kaldıraçlı işlemler piyasası) İTÜ ARI Teknokent bünyesinde fintech olarak çalışmalarını sürdürenFOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin geliştirdiği yapay zeka uygulamalarla çok daha hızlı ve kolay takip edilebilecek. Yapay zekâ alanındaki gelişmeleri, finansal piyasalar analizinde kullanarak üç önemli proje geliştiren FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri, mobil alanda da ses getirecek uygulamalar üzerinde çalışıyor.

Kapalıçarşı esnafı piyasaları TV’den takip edecek

İTÜ ARI Teknokent’te şu an üç önemli proje üzerine çalıştıklarını ifade eden FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Fatmanur Arıcı, yatırımcıların hızlı ve doğru analiz yapmalarını sağlayacak projeleri hakkında şu bilgileri verdi:

Smartchart adındaki ürünümüz, tamamen yapay zekâ ile çalışıyor. Binlerce veriyi ve haberi okuyup, analiz eden bu sistem sayesinde yüzlerce sayfa okuyarak ulaşılabilecek teknik analizlere saniyeler içinde erişmek mümkün hale geliyor. Bir diğer uygulamamızda ise hologram teknolojileri kullanarak sanal seans odaları oluşturuyoruz. Özel tasarım gözlükler kullanarak bulunulan ortam bir anda seans odasına dönüşebiliyor. Geliştirdiğimiz VR gözlük ile analizlerin ve ayrıntılı incelemelerin yapılabildiği seans odalarına erişimi kolaylaştırıyor, fiziken seans odasında bulunuluyormuş efekti yaratıyoruz. Herhangi bir klavyeye ihtiyaç olmadan, sadece parmak hareketiyle ilgili işlemler gerçekleştirilebiliyor.

FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin üzerinde çalıştığı bir başka konunun özellikle Kapalıçarşı esnafını oldukça mutlu edeceğini düşündüklerini belirten Arıcı, “Kapalıçarşı’da metrekare olarak zaten küçük alanlara sahip esnafın, finansal piyasaları izlemek için uydudan bilgisayar ve özel kasa donanımlara kadar birçok yatırım yapması gerekiyordu. Geliştirdiğimiz yeni teknoloji ile bu soruna çözüm getiriyoruz. Dev kasaların ya da uyduların yerine, tasarladığımız HDMI cihazı ile esnafımız artık TV’leri üzerinden piyasaları canlı ve çok kolay bir şekilde takip edebilecek” diye konuştu.

Yunanistan’da da zirvede

İTÜ ARI Teknokent’te geliştirdiği projelerle yurtiçinde sağladığı başarılı performansını uluslararası arenada da devam ettirmek isteyen FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri, 2004 yılında Yunanistan’da Inforex S.A şirketini kurarak, kısa zamanda pazar lideri olmayı başardı. Şirketin müşteri profilinde ise bankalar, aracı kurumlar, döviz büroları, finansal kurumlar, internet servis sağlayıcıları, portallar ile bireysel yatırımcılar yer alıyor. FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin veri sağlayıcı ve çözüm ortağı kimliği ile hareket ettiğini belirten Arıcı, “Özellikle mobil alanda ses getirecek projeler üzerinde çalışıyoruz. Yatırımcıya özel komple çözümler sunarken, teknolojinin yeni trendlerine ayak uyduruyoruz, hem kendimize hem de çalıştığımız kurumlara değer katıyoruz” dedi.

İnci Akü, Turquality ile sınırları aşıyor

Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı Turquality’nin akü sektöründeki tek temsilcisi İnci Akü, ‘Türk malı’ ürünlerini dünya arenasında tüketiciler ile buluşturuyor.

Türkiye topraklarında doğan ve dünya markası hedefine yürüyen İnci Holding ve GS Yuasa iştiraki İnci GS Yuasa’nın öncü markası İnci Akü, Turquality desteğiyle yurtdışı pazarlarda gücüne güç katıyor. “10 yılda 10 dünya markası yaratmak” sloganıyla başlayan dünyanın ilk ve tek devlet destekli markalaşma programı Turquality’de akü sektöründen sadece İnci Akü bulunuyor. Turquality programına 2010 yılında sektöründe ilk kez dâhil olan Dünyanın Enerji Uzmanı İnci Akü, 2015 yılında ikinci 5 yıl için de destek almaya hak kazandı.

4 kıtada 80’i aşkın ülkeye ‘Türk malı’ ürünleri ihraç eden İnci GS Yuasa, sektörünün önemli oyuncularından bir tanesi. 2010 yılında “Global Markalaşma Projesi”ni başlatan İnci GS Yuasa, hedef ülkeler belirleyerek bu ülkelerde tüketici analizleri gerçekleştirdi. Bu analizlerin çıktıları referans alınarak İnci Akü markasının marka konumlandırması oluşturuldu.

“Turquality programındaki tek akü markası İnci Akü”

İnci Akü’nün, akü sektöründe Turquality programındaki tek marka olmasını çok önemli ve değerli bulduğunu belirten İnci GS Yuasa Genel Müdür Yardımcısı Hakan Yıldırım,“Markalaşmanın oldukça zor olduğu bir sektördeyiz. Turquality programı uluslararası arenada gelişmek isteyen ve potansiyel vaat eden şirketleri dünyaca bilinen güçlü markalar yaratma yolunda teşvik ediyor. Bu programda devam etmenin omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluğu var. Önümüzdeki 5 yılda hedefimiz, mevcut yurtdışı pazarlarımıza yenilerini ilave etmek. Yakın zamanda Turquality’den de destek aldığımız Automechanika Dubai ve uluslararası MIMS Automechanika Moskova fuarlarında markamızı küresel alanda tanıtma fırsatını yakaladık. Gelişen marka gücümüz veakü teknolojileri üzerindeki uzmanlığımızı, iş ortağımız GS Yuasa’nın küresel deneyimiyle birleştirerek daha güçlü adımlar atacağız” dedi.

Özelden Özele Verilen İhaleli İşler

Kaynak: TÜRMOB Mevzuat Sirküleri 29.08.2017/113-2

Özet:

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında kalan, özel sektör işyerleri tarafından, aynı işverene, aynı iş kolunda olmak üzere tekraren verilen, güvenlik, temizlik ve benzeri hizmet alımı işlerinde sözleşmeyle yeniden verilen iş için yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmemesi bu bağlamda, sözleşmeyle yenilenen iş için işyeri dosyası tescil ettirilmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanmamasına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu 18.10.2016 tarihli 2016/23 sayılı genelgeyle düzenleme yapmıştır.

ÖZELDEN ÖZELE VERİLEN İHALELİ İŞLERİN TESCİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğin, 27’nci maddesinin ikinci fıkrasında; aynı işverenin, birden fazla özel ya da ihale konusu iş alması, işyeri kurması veya devir alması yahut kendisine intikal etmesi hâllerinde her işyeri için ayrı ayrı işyeri bildirgesi düzenleneceği öngörülmekte olup, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde; 5510 sayılı Kanunun 102’nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince idari para cezası uygulanması, öngörülmektedir.

Yönetmeliğin bu maddesine istinaden uygulamada aynı işverenin, sözleşmeyle tekraren aldığı iş için dolayısıyla her sözleşme için ayrı işyeri dosyası tescil ettirmesi, tekraren alınan aynı iş için aynı işyerinde aynı sigortalıların çalışmasına rağmenilk işyeri dosyasından bildirilen sigortalıların çıkışının verilmesi, yeni açılacak işyeri dosyasından işe girişlerinin yapılması gerekmekteydi. Bu durum birçok bürokratik işlemlere yol açmakta, sigortalıların kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmemesi için işyerinden çıkış ve giriş işlemlerinin yapıldığı duygusuyla şikayetlerine konu olmakta ve işverenlerin aynı iş için ayrı ayrı yapılan sözleşmelerden dolayı işyeri dosyası tescil ettirmemesi nedeniyle idari para cezasına maruz kalmasına neden olmaktaydı.

Bu durumun Sosyal Güvenlik Kurumu ile işverenler arasında yoğun ihtilaflara sebep olması nedeniyle söz konusu sıkıntıların ve ihtilafların asgariye indirilmesini teminen 2016/23 sayılı genelgeyle düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeyle;

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında kalan, özel sektör işyerleri tarafından, aynı işverene, aynı iş kolunda olmak üzere tekraren verilen, güvenlik, temizlik ve benzeri hizmet alımı işlerinde;

  • ✓  Çalıştırılacak personel sayısının belli olması,
  • ✓  Konunun asgari işçilik işlemleri kapsamı içinde değerlendirilmesinin gerekmesi halinde

    gerekli işlemlerin tamamlanmış olması,

  • ✓  Önceki sözleşmenin bitim tarihi ile yenilenen sözleşmeyle tekrar verilen işin başlama

    tarihi arasında 30 günlük süreden (30 uncu gün dahil) daha az bir süre olması,

  • ✓  Sözleşmesi biten işten dolayı işten ayrılış bildirgesinin verilmeyerek çalışmaya devam

    edilmesi veya hizmet akdi askıya alınarak yeni sözleşme kapsamında işe başlatılması şartlarının bir arada bulunması kaydıyla, sözleşmeyle yeniden verilen iş için yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmemesi, sigortalıların çıkışı yapılmadan tescilli işyeri dosyasından bildirim yapılmaya devam edilmesi, bu bağlamda sözleşmeyle yenilenen iş için işyeri dosyası tescil ettirilmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanmaması uygun görülmüştür.

    Bu durum işverenin tercihine bırakılmıştır. Belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde işveren isterse aynı dosyadan bildirim yapma isterse de yeni bir işyeri dosyası tescil ederek yeni tescil edilecek dosyadan bildirim yapma hakkını sahiptir.

Çocuk mobilyası tercihinde Çilek ilk sırada

KDV indiriminin başladığı Şubat ayının ilk günlerinden itibaren mobilya pazarında satışlar artarken, çocuk mobilyası pazarı da bu artıştan payını aldı. Marka bazlı yüzde 30 oranında büyüyen sektör, ailelerin de çocuklarının odalarını rahatça değiştirmesine olanak tanıdı. Sektörünün lider markası Çilek’in markalı mobilya tercinde ilk sırada yer aldığını söyleyen Çilek Pazarlama Direktörü Erkan Aydın, “Kampanyalarımız ve piyasaya sürdüğümüz yeni ürünler tüketicilerin tercihlerini Çilek’ten yana kullanmasında büyük rol oynadı” dedi.

Mobilya sektörünün hareketlenmesine vesile olan KDV indirimi, çocuk mobilyası pazarının da gelişimine katkı sağladı. İndirim sayesinde ebeveynlere daha rahat bir alışveriş olanağı tanıyan sektör, marka bazlı yüzde 30 büyüme oranıyla da ülke ekonomisine önemli ölçüde yarar sağladı.

“KDV indirimin kalıcı olması, çocuk mobilyası sektörü için verimli olacaktır”

Kayıt dışı üretim yapan firmaların oluşturduğu rekabet ortamında KDV indiriminin tüketicileri markalı mobilyaya yönelttiğini söyleyen Pazarlama Direktörü Erkan Aydınmarkalı mobilya tercihinde ise Çilek’in ilk sırada yer aldığını belirtti. Kayıt dışılığın iç pazarda haksız rekabet oluşturduğunu ve ihracat yapan firmaları olumsuz etkilediğinin altını çizen Aydın, “KDV indiriminin kalıcı olması, çocuk mobilyası sektörü için verimli olacaktır. Ayrıca, satış rakamlarının yükselmesi ve kâr elde edilmesiyle birlikte mobilya sektöründe birçok firma yeni eleman istihdam etmeye ve ek yatırım planları yapmaya başladı. Ülke ekonomisinin en önemli taşlarından biri olan sektörümüzün geleceğini düşündüğümüzde bu sürecin devam etmesi taraftarıyız. Çünkü KDV indirimiyle, satışlarda yüzde 30’lara varan artış gözlemledik. Markalı mobilya tarafında ise özellikle ilk 3 ayda büyük bir hareketlilik yaşandı” dedi.

Aydın: Tasarımı güvenlikle birleştirdik

Konuya Çilek özelinden baktığımızda ise tüketicinin satın alma tercihinde en önemli kriterin özgün tasarım olduğunun altını çizen Pazarlama Direktörü Erkan Aydın, “Çilek olarak, tasarıma verdiğimiz önemi her fırsatta vurguluyoruz. Çocukların düşlerindeki odaları ileri çocuk güvenliği standartlarına göre tasarlıyor, özgün, kaliteli ve beğenilen ürünler üretiyoruz. KDV indiriminin başladığı dönemin, özellikle doğum oranlarının fazla olduğu aylara denk gelmesi, bebek odaları ve beşiklerin tercih edilmesini de beraberinde getirdi. Her zaman klasik olan Romantic, yeni trend ürünümüz Dark Metal ve fonksiyonelliğiyle öne çıkan Trio Genç Odası serilerimiz çok beğenildi. Sonuç olarak, beğenilen tasarımlara bir de KDV indirimi eklendiğinde satışlarda beklenin üstünde bir artış yaşandı.”

Gelinlik için 1,5 milyar TL harcıyoruz

Yılda 600 bin düğün yapılıyor, düğün pazarı 40 milyar, gelinlik pazarı 1,5 milyar TL’yi buluyor

Oleg Cassini pazar potansiyelini gördü, büyümesine hız verdi

Dünyaca ünlü Amerikan gelinlik ve abiye markası Oleg Cassini’nin CEO’su Jeff Zelenko, Türkiye’de 40 milyar TL’lik bir hacme ulaşan düğün pazarına yönelik yatırım planlarını ve bölgedeki hedeflerini paylaştı. Oleg Cassini, Eylül ayı itibarıyla ülkede toplam 19 mağazaya ulaşacak. Bu yıl yüzde 70 büyümeyi planlayan markanın orta vadeli hedefi ise 2020’de 50 noktada olmak.

Türkiye’de gelinlik ve düğün pazarı her geçen gün hızla büyüyor. Bugün ülkede her yıl 600 bin düğün yapılıyor. Türkiye’deki potansiyelleri görerek, 2010 yılında pazara giren yarım asırlık Amerikan markası Oleg Cassini’nin CEO’su Jeff Zelenko, “Türkiye için düğün kültürel olarak çok önemli bir konsept. Genç nüfus sayesinde her yıl yapılan evlilik sayısı çok yüksek. Bugün düğünler toplamda 30 milyar TL’lik bir pazar oluşturuyor. Kına ve nişanlar da eklendiğinde rakam 40 milyar TL’ye çıkıyor. Bu dev sektörün ortalama 1,5 milyar TL’lik kısmını ise gelinlik satışı oluşturuyor. Biz bu pazarın daha da büyüyeceğini öngörüyoruz” dedi.

Yılsonunda yüzde 70 büyüyecek

Çizdiği yol haritasıyla kısa süre içinde Türkiye’de ismini duyuran Oleg Cassini, 2017 itibarıyla büyümesine hız kazandıracak yatırımlarına ağırlık verdi. Oleg Cassini’nin hedefi yılsonunda Türkiye’nin en az 20 noktasında olmak ve yüzde 70 büyümek. Marka yılın ilk 6 ayında 6 açılış gerçekleştirdi. Eylül ayında açacağı mağazasıyla da toplam 19 noktada hizmet veriyor olacak. Böylece yılsonu hedeflerini tutturmayı garantileyecek.

2017 yatırımları 5,5 milyon doları bulacak

Oleg Cassini’nin 2017 sonuna dek Türkiye’ye yapmayı planladığı yatırım miktarı 5,5 milyon doları bulacak. Yılsonunda çalışan sayısının ise 350’yi geçeceği öngörülüyor. 2018 itibarıyla her yıl 10’ar mağaza açmak isteyen şirketin 2020 hedefi ise 50 mağazaya ulaşmak.

Hedef yılda 120 binden fazla parça satmak

Bugün İstanbul, Ankara, Bursa, Samsun, İzmit, İzmir, Adana, Mersin ve Antalya’da mağazaları bulunan Oleg Cassini’nin hedefi Anadolu’daki mağazalarının sayısını artırmanın yanı sıra mevcut mağaza başına satışı da yükseltmek. Zelenko bu alandaki hedeflerini, “Hızla olgunlaşan ve pazardaki yerini giderek sağlamlaştıran bir marka olmamız, fiyat aralıklarımızın genişlemesi ve agresif pazarlama çalışmalarımız sayesinde satışlarımızın da artmasını bekliyoruz” sözleriyle ifade etti.

Zelenko’nun öngörüsü ise şu şekilde: “Bu yıl 7 bin gelinlik, 20 – 25 bin kadar da abiye satacağımızı öngörüyoruz. 2020’de gelinlikte 20 – 25 bin, abiyede ise 100 bini aşmayı umuyoruz.”

Gelinlik tedarikinin yüzde 25’i iç pazardan

Farklı ülkelerde üretim tesisleri bulunan Oleg Cassini, Türkiye’de sattığı gelinliklerin yüzde 25’ini abiyelerin ise yüzde 40’ını iç pazardan tedarik ediyor. Jeff Zelenko, Türkiye’de üretim yapmaya da sıcak baktıklarını ve gelecekte mevcut tedarikçileriyle birlikte yatırım yapma kararı alabileceklerini belirtiyor.

Ortadoğu’ya Türkiye’den açılacak

Oleg Cassini’nin Türkiye operasyonu, gelecek yılın sonlarına doğru Ortadoğu bölgesinde franchise vermeye başlayacak. Türkiye’nin global hedefleri doğrultusunda önemli bir nokta olduğunun altını çizen Zelenko, “Türkiye’den sonraki rotamız Kuzey Afrika, Rusya, Ukrayna ve Ortadoğu olacak” diyor.

Marka bilinirliği yüzde 68’e çıktı

Oleg Cassini’nin başarısının ardında yatan sebeplere yönelik konuşan Jeff Zelenko, Türkiye’ye yeni bir konsept tanıttıklarının altını çiziyor: “Türkiye’deki gelin adaylarının alışkanlığı gelinliklerini terziye diktirmek. Ancak biz Türkiye’de yepyeni bir konsept tanıttık. Stok sistemiyle çalıştığımız için gelin adayları mağazaya geldiğinde beğendiği gelinliğini anında alabiliyor veya gerekiyorsa tadilat süreci başlıyor. Böylece, gelinliği alması için aylarca beklemesine gerek olmuyor. Şık tasarımların yanı sıra, kaliteyi erişilebilir fiyatlarla ve en pratik şekilde sunmamız nedeniyle Türk kadınlarının kalbini kazandık. 2 – 3 sene önce marka bilinirliğimiz yüzde 24’ken, bu rakam bugün yüzde 68’e çıktı.”