KOBİ’ler İşlerini Bu Yöntemle Büyütüyor!

 

E-ticaret sektörünün geleceği olarak nitelendirilen abonelik e-ticaret modeli, KOBİ olarak bilenen küçük ve orta boy işletmelere işlerini büyütme olanağı sunuyor. Startsub CEO’su Deniz Kuran, “Sunduğumuz anahtar teslim çözüm ve düşük başlangıç maliyeti sayesinde büyük sermayesi olmayan KOBİ’ler, abonelik e-ticaret modelinde kolaylıkla işlerini büyütme fırsatı buluyor” diye konuştu.

E-ticaret sektörünün yeni oyuncusu abonelik e-ticaret modeli, KOBİ’ler için yepyeni bir iş sahası sunuyor. Türkiye’de ilk kez anahtar teslim abonelik e-ticaret çözümü sunan Startsub, KOBİ’lere abonelik e-ticaret işi kurmaları için gereken tüm teknik altyapıyı sağlıyor. Bunun içinde internet sitesi, entegre ödeme sistemi ve sipariş/abone/ürünlerin yönetebileceği yönetim paneli de yer alıyor.  Startsub olarak KOBİ girişimlerini kurdukları e-ticaret altyapısıyla çok daha ulaşılabilir kıldıklarının altını çizen Startsub CEO’su Deniz Kuran, “Bizim için önemli olan KOBİ’lerin işinin büyümesidir. Bizimle çalıştıklarında ayrıca bir internet sitesi tasarımcısı, yazılımcı veya ajansla çalışmalarına gerek kalmıyor. Startsub’ın sunduğu anahtar teslim çözüm ve düşük başlangıç maliyeti sayesinde büyük sermayesi olmayan KOBİ’ler bu alanda rahatlıkla iş kurabiliyor. KOBİ’lerin işi devam ettiği müddetçe onların teknoloji partneri olarak birlikte iş yapıyoruz” dedi.

KOBİ’lerin abonelik e-ticaret modelinde iş yaparak birçok avantaj elde ettiğinin altını çizen Kuran, “Abonelik e-ticaret modelinde iş yapan KOBİ’ler öncelikle müşterilerine tek seferlik satış yerine her ay/hafta düzenli satış yaparak, düzenli gelir elde eder. Aboneleri ile uzun süreli ilişki içinde olarak, müşteri kazanım maliyetlerini düşürür. Her ay önce ödemeyi alıp, başarılı olan ödemelere göre ürün/hizmeti sağladığı için stok tutmadan veya minimum stok maliyeti ile operasyonunu götürebilir. Ayda sadece bir kere tahsilat, kutulama, kargolama vb. operasyonel işlerle uğraşır ve bundan dolayı zaman kazanır. Düzenli müşterilerini faturayı ödediler mi ödemediler mi diye takip etmekle uğraşmaz” diye konuştu.

KOBİ’lere özel abonelik modelleri

KOBİ’ler için abonelik e-ticaret modelleri de öneren Kuran, “Özellikle düzenli tüketim alışkanlığının olduğu yiyecek-içecek (çay, kahve, su, ekmek, yumurta vb.), evcil hayvan (mama, oyuncak vb.), kişisel bakım (tıraş bıçağı, bebek bezi, tuvalet kağıdı, kozmetik vb.), hobi (kitap, oyun, çiçek vb.) hizmet (kuru temizleme, mali müşavirlik, otopark vb.) sektörleri abonelik modeline çok uygun sektörlerdir” şeklinde konuştu.

KOBİ’lerin yeni çözüm ortağı: Startsub!

Kuran, “Bir KOBİ iseniz büyük ihtimalle iş hayatınızın bir döneminde bu dört sorundan en az birini düşünmüşsünüzdür:

  • Yeni işimi kurdum, ilgi de var, ancak bir gelen bir daha ne zaman gelecek bilmiyorum, o kadar da pazarlama yatırımı yapmıştık.
  • Stok tutmam gerek, depodur, elemandır derken maliyetler coştu, hiç böyle tahmin etmiyordum.
  • Müşterilerime her ay fatura kesiyorum, gönderiyorum ama ne ödeyen var, varsa da en az 3-4 ay sonra ödüyor.
  • Her gün ayrı sipariş takip etmek, kargo yollamak, müşteri ile ilgilenmek beni yordu, böyle ne kadar süre daha devam edebilirim bilmiyorum.

Ancak artık yalnız değilsiniz. Büyük hayallerle kurduğunuz işiniz size düzensiz gelir, yüksek operasyonel maliyetler, büyük zaman kaybı vb. sebeplerden dolayı artık eskisi gibi keyif vermiyor olabilir. Bu durumda size dünyada son yıllarda hızlı büyüyen abonelik iş modelini öneriyoruz” dedi.

İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve Türk Hava Yolları Arasında İş Birliği Protokolü İmzalandı

İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve Türk Hava Yolları AR-GE Merkezi arasında bilimsel, teknolojik araştırma ve projeler ile ilgili olarak araştırma çalışmalarının ortak alanda gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla protokol imzalandı.

İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ve Türk Hava Yolları (THY) AR-GE Merkezi arasında, 28 Kasım 2017 tarihinde THY Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen tören ile iş birliği protokolü imzalandı.

İmzalanan protokol ile İstanbul Üniversitesi ve THY arasında iş birliği ve ortak çalışma imkânlarının ortaya çıkarılması, değerlendirilmesi, muhtemel proje ve hizmetlerin oluşturulması, yürütülmesi, birbirlerine gerektiğinde çözüm ortağı olması, ortak çalışma kültürünün yaygınlaştırılması hedefleniyor. İstanbul Üniversitesi ve THY’den teknik çalışanlar, öğretim üyeleri, yardımcıları, araştırmacıları ve öğrencileri bilimsel, teknolojik araştırma ve projeler ile ilgili olarak araştırma çalışmalarının ortak alanda gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla bilimsel ve teknolojik amaçlı ulusal ve uluslararası organizasyonlardaki deneyimlerini birbirlerine aktaracaklar.

“İstanbul Üniversitesi ve THY Birbirlerinin Çözüm Ortağı Olacak”

Protokolün imza töreninde konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, İstanbul Üniversitesi’nin THY ile imzaladığı protokollerin önemine dikkat çekerek bu tür iş birliklerine ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye’nin ilerleyen hedefleri doğrultusunda marka şirket ve kurumların güç birliği yapmasının altını çizen Prof. Dr. Mahmut Ak, üniversite-sanayi iş birliğinin önemine vurgu yaparak şunları dile getirdi: “Üniversitemiz kısa bir süre önce Araştırma Üniversitesi oldu. Aynı zamanda YÖK tarafından bu yıl kez verilen ‘YÖK Üstün Başarı Ödülleri’ kapsamında ‘Üniversite-Sanayi İş birliği’ Ödülü’nü aldık. Bu ödülü almamızda belirleyici kriter daha önce THY ile yaptığımız iş birliği kapsamında, kurumun ikinci pilot adaylarının psikolojik özelliklerinin değerlendirilmesi ve seçimine yönelik daha önce yurt dışında verilen hizmete alternatif sistem oluşturulması ve Üniversitemiz bünyesinde dünyada sayılı havacılık psikolojisi enstitülerinden birinin kurulması olmuştur. Bu iş birliği de Araştırma Üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi’nin üniversite-sanayi iş birliğine yönelik attığı önemli bir adım olacaktır. Bu iş birliği ile Üniversitemiz ve THY bilimsel, teknolojik araştırma ve projeler ile ilgili olarak birbirlerinin talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda çözüm ortağı olacaklar. Umulan faydanın en üst düzeyde olacağına inanıyorum. Bu protokol ülkemizin hedeflerini ileriye taşıyacak uygulamaları da beraberinde getirecek.”

“Farklı ve Yenilikçi Çözümler Üretebileceğiz”

İmzalanan protokol ile ilgili görüş beyan eden Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilâl Ekşi ise, “Bu protokolü imzalayarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızca çizilen, üniversite-sanayi iş birliğinin artırılması hedefi doğrultusunda Türk Hava Yolları AR-GE Merkezi olarak ilk adımımızı atmış bulunuyoruz. Her iki tarafın uzman ekiplerince tesis edilecek sağlam bir iş birliği çerçevesinde geliştirilecek bilimsel ve teknolojik çalışmalar sayesinde sektörel anlamda yüz yüze gelebileceğimiz olası sorunlarla akademik düzlemde de mücadele edebilecek ve AR-GE bakış açısıyla farklı ve yenilikçi çözümler üretebileceğiz. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin bilinirliği en yüksek küresel değeri Türk Hava Yolları olarak üzerinde titizlikle çalışacağımız projeler ile uluslararası organizasyonlarda yer alarak ülkemizin ilerleyişine katkı sağlamaya devam etmek bir diğer öncelikli hedefimiz. Bu bağlamda, coğrafyamızın en köklü eğitim kurumlarından biri olarak çalışmalarıyla ülkemizi uluslararası arenada başarıyla temsil eden İstanbul Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ile Türk Hava Yolları AR-GE Merkezi olarak ilk iş birliği protokolünü imzalamış olmak bizler için memnuniyet verici” dedi.

Protokolün imza töreni İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve THY Genel Müdürü Bilal Ekşi’nin birbirlerine hediye takdimleri ile sona erdi.

Kasım Ayı SAMEKS Verileri Açıklandı

2017 yılı Kasım ayı SAMEKS verileri İstanbul’da açıklandı. Açıklanan verilere göre mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 1,0 puan azalarak 52,4 değerine geriledi. Sanayi sektörü, önceki aya göre 2,1 puan hızlanırken, hizmet sektöründeki artış 0,6 puanda kaldı. Böylece SAMEKS Bileşik Endeksi 50 referans değerinin üzerindeki seyrini sürdürerek Türkiye ekonomisindeki canlılığa işaret etti.

Sanayi sektöründe gözlenen artışta, önceki aya göre girdi alımlarının 4,5 puan artarak 64,4 puana, yeni siparişlerin ise 0,8 puan artarak 54,2 puana yükselmesi etkili olurken, bu gelişme neticesinde üretim, 0,2 puan artmış ve 52,0 olarak kayda geçmiştir. Hizmet sektöründe ise firmaların nihai mal stokundaki azalmaların devam etmesinden dolayı girdi alımlarındaki 4,6 puanlık artışa rağmen; iş hacmi daralmıştır.

Böylece mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik Endeksi’nin 52,4 puanlık değeri, 2017 yılı Kasım ayına ilişkin ekonomik aktivitenin canlılığına işaret etmiştir. Hem hizmet hem de sanayi sektörünün 50 referans puanı üzerindeki seyrini sürdürmesi; SAMEKS’teki olumlu görünümün önümüzdeki dönemlerde de süreceğinin sinyalini vermektedir.

  • 1. Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi
  • Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Sanayi Endeksi, 2017 yılı Kasım ayında, bir önceki aya göre 2,1 puan artarak 54,7 seviyesine yükselmiştir. Bu gelişmede firmaların girdi alımlarında meydana gelen 4,5 puanlık artış belirleyici olurken, buna bağlı olarak sektöre ilişkin üretim, 52,0 seviyesine yükselmiştir. Girdi alımlarındaki 4,5 puanlık artışa rağmen, yeni siparişlerdeki düşük artışla üretimde cüzi bir artış meydana gelmiş; böylece nihai mal stoku hızlı bir şekilde artış kaydetmiştir. Buna karşın 52,0 puanla Kasım ayında da artışını sürdüren sanayi üretimi, böylece 11 aylık kesintisiz bir artış eğilimi göstermiştir. Üretimde gözlenen artışa bağlı olarak sektöre ilişkin istihdam 1,2 puanlık artış kaydederek 51,7 seviyesine yükselmiştir. Böylece mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Sanayi Endeksi, Ocak 2017 döneminde başlayan olumlu görünümünü Kasım ayında da sürdürmüş ve 54,7 puanlık değeriyle sektördeki canlılığa işaret etmiştir.
  • a. Üretim Sanayi sektörüne ait Üretim alt endeksi, Kasım ayında bir önceki aya göre 0,2 puan artarak 52,0 seviyesine yükselmiştir. Bu dönemde firmaların yeni siparişlerinde gözlenen artışların, sanayi üretimini pozitif etkilediği görülmektedir.b. Yeni Sipariş Sanayi sektörüne ait “Yeni Sipariş” alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 0,8 puan artarak 54,2 seviyesine yükselmiştir. Yeni Siparişlerde gözlenen bu artış, sanayi sektöründeki canlılığın kasım ayında da sürdüğüne işaret etmiştir. c. Satın Alım Sanayi sektörüne ait Satın Alım alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 4,5 puan artarak 64,4 seviyesine yükselmiştir. Girdi alımlarının 64,4 puanlık bu seviyesi, sanayi sektöründeki canlılığın önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğine işaret etmektedir. d. Nihai Mal Stoku Sanayi sektörüne ait Nihai Mal Stoku alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 6,8 puan artarak 50,8 seviyesine yükselmiştir. Söz konusu artış, yeni siparişlerdeki artışın girdi alımlarındaki artışın oldukça gerisinde kalmasından kaynaklanmıştır.e. Tedarikçilerin Teslimat Süresi Sanayi sektörüne ait “Tedarikçilerin Teslimat Süresi” alt endeksi, Kasım ayında bir önceki aya göre 6,7 puan artarak 52,7 seviyesine yükselmiştir. Bu artış, firmaların kasım ayında mal ve hizmet tedariklerinde sorun yaşamadıklarına işaret etmektedir. f. İstihdam Sanayi sektörüne ait “İstihdam” alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 1,2 puan artarak 51,7 seviyesine yükselmiştir. Girdi alımlarının hız kesmeden devam etmesi, sektöre yönelik istihdamın önümüzdeki dönemde de artışta olacağının sinyalini vermektedir.
  • 2. Hizmet Sektörü SAMEKS EndeksiMevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Hizmet Endeksi; 2016 yılı Kasım ayında, bir önceki aya göre 0,6 puan artarak 50,8 değerine yükselmiştir. “İş Hacmi” ve buna bağlı olarak “İstihdam” alt endekslerinde gerçekleşen azalışlara karşın girdi alımlarındaki artışın sürmesi, bu dönemde endekste gözlenen artışın belirleyicisi olmuştur.Önceki aya göre nihai mal stokunda 2,4 puanlık bir toparlanma gözlenmiş olsa da ‘endeksin 48,0 puanlık seviyesi’ stoklardaki azalmaya işaret etmiştir. Girdi alımlarında gözlenen hızlı artışa rağmen iş hacminin daralmış olması, firmaların bu dönemde nihai mal stoklarını tüketme eğiliminde olduğunu göstermektedir.Hizmet sektörüne ilişkin istihdam alt endeksi ise önceki aya göre 1,4 puan gerilemiş olmasına karşın 50,7 puanlık seviyesiyle olumlu görünümünü sürdürmüştür.Böylece mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Hizmet Endeksi, 2017 yılı Kasım ayında 50,8 puanla 50 referans değeri üzerindeki seyrini sürdürerek sektöre yönelik olumlu görünümün devam ettiğine işaret etmiştir.
  • a. İş Hacmi
  • Hizmet sektörüne ait “İş Hacmi” alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 3,5 puan azalarak 45,4 seviyesine gerilemiştir. Böylece, sektörde Eylül 2017 döneminde başlayan iş hacmi daralması kasım ayında da sürmüştür.

b.Satın Alım

Hizmet sektörüne ait “Satın Alım” alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 4,6 puan artarak 63,1 seviyesine yükselmiştir. Girdi alımlarında gözlenen bu artış, önümüzdeki dönemde sektöre yönelik olumlu görünümün süreceğine işaret etmektedir.

  • c. Nihai Mal Stoku

Hizmet sektörüne ait “Nihai Mal Stoku” alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 2,4 puan artarak 48,0 seviyesine yükselmiştir. İş hacminde gözlenen durgunluğun sürmesi, firmaların nihai mal stoklarında hızlı bir düşüş gözlenmesine neden olmuştur.

  • d. Tedarikçilerin Teslimat Süresi

Hizmet sektörüne ait “Tedarikçilerin Teslimat Süresi” alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 4,4 puan artarak 51,2 seviyesine yükselmiştir. Kasım ayında firmaların yaklaşık %82’si teslimat sürelerinde önemli bir değişim olmadığını ifade etmiştir.

e.İstihdam

Hizmet sektörüne ait “İstihdam” alt endeksi, kasım ayında bir önceki aya göre 1,4 puan azalarak 50,7 seviyesine gerilemiştir. Gözlenen bu gerilemeye karşın 50,7 seviyesindeki endeks, hizmet sektörüne ilişkin istihdamın artmaya devam ettiğini göstermektedir.

SAMEKS’in Önümüzdeki Dönemde de Artış Eğiliminde Olacağı Düşünülüyor

Ekim ayındaki 53,4 puanlık değeriyle 2017 yılının son çeyreğine olumlu bir giriş yapan SAMEKS Bileşik Endeksi, bu görünümünü kasım ayında da sürdürmüş ve ekonomik aktivitenin canlılığına işaret etmiştir. Hizmet ve sanayi sektöründe gözlenen artışlar, her ne kadar önceki aya göre 1,0 puan azalmış olsa da Türkiye ekonomisine yönelik pozitif görünümün sürdüğüne işaret etmiştir.

Kasım ayında T.C. Merkez Bankası tarafından açıklanan İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranının 0,1 puan artarak 79,5 seviyesine ulaşması ve 106,3 seviyesinde gerçekleşen Reel Kesim Güven Endeksi, SAMEKS’in olumlu görünümünü destekleyen etmenler olmuştur.

Girdi alımlarının hizmet sektöründe 63,1, sanayi sektöründe ise 64,4 seviyesinde gerçekleşmesi, reel sektörün ekonomiye olan güveninin sürdüğüne işaret etmektedir. Bu bağlamda SAMEKS’in önümüzdeki dönemde de artış eğiliminde olacağı tahmin edilmektedir. Bununla birlikte hizmet sektörünün iş hacmi durgunluğunu, kasım ayında da sürdürmesi, sektöre yönelik risk unsuru oluşturmaktadır.

“FED’in 2018 Yılında Faiz Artırımında Temkinli Bir Duruş Sergilemesi Bekleniyor”

2017 yılı Kasım ayında küresel ekonominin gündemi; FED’in aralık ayında faiz artırımına gideceğine yönelik beklentiler ve Avro Bölgesi’ndeki siyasi belirsizliklerin ekonomik yansımaları üzerine yoğunlaşmıştır.

FED yetkililerinin 1 Kasım’da sona eren toplantısının ardından, ABD’deki güçlü ekonomik aktiviteye yönelik görüş birliğinde oldukları görülmüştür. Birçok yetkili faiz oranlarının yakın dönemde artırılması gerektiği öngörüsünde bulunurken, enflasyonun beklenenden daha uzun süre %2’lik hedefin altında kalacağına yönelik endişeler, FED’in 2018 yılında faiz artırımında daha temkinli bir duruş sergileyeceğine işaret etmektedir. İşsizlik maaşı başvurularının, beklentilerin altında kalmasına ek olarak, ekim ayı konut başlangıçlarının yıllık %13,7 artışla beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi, ABD ekonomisine yönelik iyimser beklentileri desteklemektedir.

Siyasi Belirsizlikler Euro’yu Küresel Piyasalarda Baskı Altına Soktu

Avro Bölgesi ekonomisinde siyasi belirsizliklerin ekonomiye etkisi, kasım ayının bir diğer önemli gündem maddesi olmuştur. Koalisyon kurma sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Merkel’in azınlık hükümeti kurmak istemediğini dile getirmesi sonrasında, piyasalar erken seçim ihtimaline yoğunlaşırken, Avrupa’nın en büyük ekonomisinde yaşanan siyasi belirsizlikler küresel piyasalarda Euro’nun baskı altında kalmasına neden olmuştur.

Bölge’de kasım ayına ilişkin öncü imalat sanayi ve hizmet sektörleri PMI’ları, beklentilerin üzerinde gerçekleşirken; Almanya ve İngiltere’de üçüncü çeyrek için daha önce sırasıyla %2,3 ve %1,5 olarak açıklanan yıllık büyüme oranları revize edilmeyerek beklentiler paralelinde gerçekleşti.

Avrupa Ekonomilerinde İyileşme Süreci Devam Ediyor

Diğer taraftan İngiltere’de kabinenin Brexit sürecinde tazminat ödenmesi konusunda anlaştığını iddia edilirken, İngiliz basınında yaklaşık 40 milyar İngiliz Sterlini seviyesinde bir ödeme yapılabileceği belirtildi.

IMF tarafından yayımlanan Avrupa’ya yönelik Bölgesel Ekonomik Görünüm Raporu’nda, Avrupa ekonomilerinde iyileşmenin güçlendiği vurgulanırken, bölge ekonomilerinin bu yıl %2,4, 2018’de ise %2,1 büyüyeceği öngörüldü. Bölgede iç talep ve yatırımlarla hızlanan büyümenin küresel ekonomiye ciddi katkı sağladığı ve Avrupa’nın küresel ticaretin motoru haline geldiği ifade edildi. Raporda Avrupa’nın 2016-2017 döneminde küresel ithalat artışına Çin ve ABD’nin toplamı kadar katkı sağladığı tespitine yer verildi.

İhracattaki Artış İle Dış Talebin Büyümeye Olan Pozitif Katkısı Sürecek

2017 yılının ikinci çeyreğinde %5,1 oranında büyüyen, yılın üçüncü çeyreğinde ise çift haneli büyüme beklenen Türkiye ekonomisine ilişkin kasım ayı içerisinde açıklanan makroekonomik veriler, pozitif büyüme sürecinin sürdüğüne işaret etmiştir. Eylül 2017 dönemine ilişkin ihracat yıllık bazda %8,7 artarak 11,8 milyar dolar olurken, ithalat %30,6 yükselerek 20 milyar dolar olarak gerçekleşti. İthalatın ihracattan hızlı bir şekilde artmasıyla dış ticaret açığı %85 oranında artarak 8,1 milyar dolara yükseldi. İhracattaki bu artış, üçüncü çeyrekte dış talebin büyümeye olan pozitif katkısının süreceğine işaret etmiştir.

Yine Eylül döneminde sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış verilere göre yıllık bazda %10,4 artış kaydederken, böylece 3. çeyrekte sanayi üretim endeksindeki artış, yıllık bazda %10 olarak gerçekleşti.

Yıl Sonu Büyüme Oranının %5’in Üzerinde Gerçekleşeceği Düşünülüyor

Beklentileri aşan bu veriyle birlikte, 2017 yılı büyüme tahminleri yukarı yönlü güncellenirken, yıl sonu büyüme oranının %5’in üzerinde gerçekleşeceği düşünülmektedir. Bu gelişmeye uygun olarak AB Komisyonu, Türkiye’nin 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin GSYH büyüme tahminlerini yukarı yönlü güncelledi. Buna göre, 2017 yılı için büyüme tahmini %3’ten %5,3’e, 2018 tahmini de %3,3’ten %4’e yükseltildi.

Ağustos 2017 dönemine ait işsizlik oranının önceki yılın aynı dönemine göre %0,7 oranında azalarak %10,6’ya gerilemesinin yanı sıra, Ekim ayında bütçe gelirlerinin %21,8 oranında artması; Türkiye ekonomisine yönelik diğer olumlu gelişmeler olmuştur.

Eylül ayına ilişkin cari işlemler açığı ise 4,5 milyar dolarla beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Bu dönemde dış ticaret açığındaki yüksek oranlı artış, cari açığın genişlemesinde etkili olurken, turizm gelirlerindeki toparlanmanın sürdüğü izlenmiştir.

Türk Lirası’nın Kasım ayı içerisinde (24 Kasım itibariyle) Dolar karşısında %3,3 oranında değer kaybetmesi, Kasım ayına ilişkin en olumsuz gelişme olarak kayda geçmiştir. Böylece 2017 yılının başından bu yana, TL’nin Dolar karşısında yaşadığı değer kaybı yaklaşık %12 olurken, bu bağlamda Türk Lirası gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif olarak ayrışmıştır.

Dış Ticaret Açığı %27,9 Oranında Artış Kaydetti

2017 yılı Eylül ayında toplam ihracat hacmi 2016 yılının aynı ayına göre %8,7 artarak 11,8 milyar dolar olurken, toplam ithalat hacmi de %30,6 artarak 20,0 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece Eylül ayında dış ticaret açığı %85 artarak 8,1 milyar dolara yükseldi.

2017 yılının Ocak-Eylül dönemi dikkate alındığında, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ihracat %10,5, ithalat da %15,5 oranında artış kaydetti. Böylece bu dönemde dış ticaret açığı %27,9 artış kaydetti.

Yıllık dış ticaret açığının artış kaydetmesinde en etkili unsur altın ticareti olmuştur. Altın ticareti hariç dış ticaret rakamlarına bakıldığında, Eylül 2017 dönemi itibariyle dış ticaret açığının daralmış olduğu görülmektedir. Nitekim önceki yılın Ocak-Eylül döneminde 3,9 milyar dolar olan “Kıymetli veya Yarı Kıymetli Taşlar” ithalatı, 2017 yılının aynı döneminde 13,8 milyar dolara yükselmiştir.

Motorlu Taşıt İhracında Gelişme Sağlandı

Eylül ayında ihracatta meydana gelen %8,7’lik artışta “Motorlu Taşıtlar” ve “Makine” ihracatı belirleyici olmuştur. Bu dönemde Motorlu Taşıtlar ihracatı %11,8 artarak 1,8 milyar dolar olurken, Makine ihracatı %10,1 artarak 1,1 milyar dolara yükselmiştir.

Altın ithalatındaki güçlü seyrin yanı sıra enerji ithalatı da dış ticaret dengesini olumsuz etkilemektedir. Ekonomik aktivitedeki toparlanma ve petrol fiyatlarındaki yükselişin etkisiyle enerji ithalatı %51 oranında artarak 3,2 milyar dolar olmuştur.

Avro Bölgesi ekonomisindeki canlanma ihracat artışını desteklemektedir. Buna karşın küresel petrol fiyatlarındaki artış ve yurt içi ekonomik aktivitedeki olumlu görünüm dış ticaret açığı üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Altın ithalatındaki seyrin dış ticaret dengesi açısından önümüzdeki dönemde belirleyici olacağı tahmin edilmektedir.

Turizm Gelirlerindeki Artış Yüzleri Güldürdü

2017 yılı Eylül ayına ait cari işlemler açığı, bir önceki yılın eylül ayına göre 2,9 milyar dolar artarak 4,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece 2017 yılı Ocak-Eylül döneminde cari açık, önceki yılın aynı dönemine göre %27,1 oranında artarak 31,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yıllıklandırılmış bazda cari işlemler açığı ise 39,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.

Turizm gelirlerinde geçtiğimiz Nisan’dan bu yana güçlenerek süren toparlanma Eylül’de de devam etmiştir. Ağustos ayında 3,7 milyar dolar ile son iki yılın en yüksek düzeyine çıkan turizm gelirleri Eylül’de yıllık bazda %32,8 oranında artarak 3,1 milyar dolar ile yine bu seviyelere yakın düzeyde gerçekleşmiştir. Yılın ilk üççeyreğinde net turizm gelirlerindeki artış yıllık bazda 3 milyar dolar olmuştur.

Petrol Fiyatları Cari Açığı Doğrudan Etkiliyor

Eylül ayındaki 1,4 milyar dolarlık ithalatla birlikte Ocak-Eylül döneminde 13,2 milyar dolara ulaşan altın ithalatı cari işlemler açığını yukarı yönlü baskı altında bırakmıştır. Eylül’de petrol fiyatlarında yıllık bazda %20’nin üzerinde gerçekleşen artış da cari dengedeki görünüme olumsuz yansımıştır. Eylül 2016 döneminde portföy yatırımları kaleminde 3,4 milyar dolarlık net sermaye girişi kaydedilmiştir. Bu dönemde hisse senedi piyasasından 248 milyon dolar net yabancı sermaye çıkışı gözlenirken, tahvil piyasasına güçlü girişler sürmüştür.

Net hata ve noksan kaleminde eylül’de 1,7 milyar dolar sermaye girişi yaşanmıştır. ocak-eylül döneminde ise söz konusu kalemden 930 milyon dolar çıkış gözlenmiştir. Petrol fiyatlarının uluslararası piyasalarda güçlenme eğilimi sergilemesi nedeniyle önümüzdeki dönemde cari açık üzerindeki risklerin sürmesi beklenmektedir. Öncü verilere göre Ekim’de başta enerji ithalatı olmak üzere ara malı ithalatındaki yükselişin etkisiyle dış ticaret açığı hızlı genişlemiştir. Bununla birlikte turizm gelirlerindeki toparlanmanın sürmesi cari dengeyi olumlu etkilemeye devam edecektir.

Sanayi Üretimi Yılın Üçüncü Çeyreğinde Olumlu Bir Görünüm Arz Ediyor

Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi, Eylül ayında, aylık bazda cüzi bir artış gösterirken ve yıllık bazda beklentileri aşmış ve yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamları için olumlu bir görünüm arz etmiştir. Bu dönemde, aylık bazda sanayi üretimi %0,6 artarken, yıllık bazda sanayi üretimi %10,4 artış kaydetmiştir.

Aylık bazda gerçekleşen %0,6 oranındaki artışta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksinin %5,7, imalat sanayi sektörü endeksinin %0,2 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksinin %1,6 artması etkili olmuştur.

Yıllık bazda sanayi üretiminde ise artış Eylül ayında da sürmüş ve böylece artış trendi 12 aya çıkmıştır.Yıllık sanayi üretiminde gözlenen bu yüksek artışta, madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksinin bir önceki yılın aynı ayına göre %4,6, imalat sanayi sektörü endeksinin %10,4 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksinin ise %13 artması etkili olmuştur.

Eylül ayı verisiyle birlikte 3. çeyreğe ilişkin sanayi üretimi de tamamlanmış oldu. Buna göre 2017 yılı 3. çeyreğinde sanayi üretimi yıllık bazda %10 artarken, önceki çeyreğe göre artış %1,9 olmuştur. %10 oranındaki yıllık artış oranı, bu dönemde ekonomik büyümenin ilk iki çeyreğin ortalaması olan %5,1’in oldukça üzerinde olacağına işaret etmektedir.

Eylül 2017 döneminde ise SAMEKS Sanayi Endeksi 4,7 puan azalmasına karşın 52,7 puan olarak gerçekleşmişti. Bu bağlamda Ekim ayında sanayi üretiminin bir miktar hız kaybetse de olumlu görünümünü sürdüreceğini tahmin edebiliriz.

İşsizlik Rakamlarında Artış Söz Konusu

Haziran, Temmuz ve Ağustos dönemlerinin ortalaması alınarak hesaplanan Temmuz 2017 dönemi işsizlik rakamları, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre herhangi bir değişim göstermezken, geçtiğimiz aya göre ise 0,5 puan artarak %10,7 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranındaki bu artış Ocak 2017 döneminden beri gözlenen ilk artış olarak kayıtlara geçmiştir.

%10,7’lik bu seviye son 4 ayın en yüksek işsizlik oranı olmuştur. İşsizlik oranında gözlenen bu artışta, Temmuz 2017 döneminde sağlanan istihdam artışının işgücüne katılımın çok gerisinde kalması etkili olmuştur.

Önceki aya göre 55 bin yeni istihdam sağlanmış ve toplam istihdamda 28 milyon 758 bin seviyesine ulaşılmış olmasına karşın, işgücüne 246 bin kişinin daha dâhil olması; bu dönemde toplam işsiz sayısının 192 bin kişi artmasına neden olmuştur.

Yılın ilk 7 ayında istihdamda sağlanan artış 2 milyon 86 bin olmuştur. Ocak 2017’de 26,7 milyon seviyesinde bulunan istihdam Temmuz ayı itibariyle 28,8 milyon seviyesine yükselmiştir. Toplam istihdamda gelinen yaklaşık 28,8 milyonluk bu seviye, son 13 yılın en yüksek istihdam sayısı olarak dikkat çekerken, istihdam oranı %48,0 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında ise, yine işgücüne katılımdaki yoğunluk dikkat çekmektedir. Temmuz 2016 döneminde toplam işgücü 30 milyon 961 bin kişi iken, Temmuz 2017 döneminde 32 milyon 200 bin kişi olmuştur. Böylece son 12 ayda işgücü arzı 1 milyon 239 bin kişi artış kaydetmiştir. Bu dönemde gerçekleşen toplam istihdam artışı ise 1 milyon 122 bin seviyesinde gerçekleşirken, böylece 12 ay öncesine göre toplam işsiz sayısı 119 bin artış kaydetmiştir.

Ağustos 2017 döneminde ise SAMEKS Hizmet Endeksine ilişkin istihdam alt endeksi önceki aya göre 1,9 puan azalmış, Sanayi Endeksine ait istihdam alt endeksinde de önceki aya göre 0,7 puanlık bir kayıp gözlenmişti. Bu verilere dayanarak önümüzdeki dönemde sanayi ve hizmetler sektörü istihdamındaki düşüşlerin süreceğini bekleyebiliriz.

Enerji Fiyatlarındaki Artış Enflasyona Yukarı Yönlü Baskı Yapıyor

2017 yılı Ekim ayına ilişkin tüketici fiyatları, piyasa beklentilerinin bir miktar üzerinde, aylık bazda 2,08 yıllık bazda ise 11,90 puan arttı. Böylece yıllık enflasyonda Ağustos ayında başlayan artış eğilimi Ekim ayında da sürmüş oldu.

%11,9’luk yıllık enflasyon oranı Ekim 2008 döneminden (%11,99) bu yana görülen en yüksek tüketici fiyatları artışı olarak kayıtlara geçmiştir.Yurtiçi üretici fiyatlarında gözlenen artışlar ekim ayında da sürmüştür. Buna göre bir önceki aya göre %1,71 önceki yılın aynı ayına göre %17,28 oranında artış kaydeden Yİ-ÜFE, önümüzdeki dönemde TÜFE’deki artışların süreceğine işaret etmektedir.

Ekim ayında yalnızca eğlence ve kültür ile haberleşme grupları TÜFE’yi azaltıcı yönde etkide bulunmuştur. Bu dönemde, TÜFE artışına en fazla katkıyı mevsimsel faktörlerin etkili olduğu giyim ve ayakkabı grubu yapmıştır.

Son 5 aydır aylık bazda gerileyen gıda fiyatları ekim ayında %2’ye yakın yükselmiştir. Böylece gıda fiyatlarındaki yıllık artış da %12,7’ye ulaşmıştır. Son dönemde petrol fiyatlarının 60 USD/varil düzeyinin üzerine çıkması enflasyon görünümü açısından olumsuz bir tablo çizmektedir. Nitekim enerji fiyatlarına duyarlılığın yüksek olduğu ulaştırma grubunda fiyatlar aylık bazda %2,6 oranında artmıştır.

Enerji fiyatlarının geçtiğimiz seneye kıyasla yüksek seyretmesi enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskının devam edeceğine işaret etmektedir. Son dönemde TL’de meydana gelen değer kaybının gecikmeli etkilerinin de orta vadede enflasyon görünümü açısından olumsuz olduğu değerlendirilmektedir.

“Yılın En Başarılı Yöneticisi” Yataş Grup Genel Müdürü Nevzat Yıldız Oldu!

Mobilya, yatak, ev tekstili ve aksesuarları alanında 41 yıldır uzmanlığını sürdüren Yataş Grup’un Genel Müdürü Nevzat Yıldız, yılın en başarılı profesyonel yöneticisi oldu. 2017 Perakende Günleri kapsamında verilen ve sektörün en prestijli ödülleri olan Perakende Güneşi Ödülleri’nde “En Başarılı Profesyonel Yönetici ” ödülüne layık görülen Yıldız, 2012’den bu yana Yataş’ın Yataş Bedding ve Enza Home markaları ile yenilenme stratejisinin ve global bir marka olma vizyonunun mimarları arasında yer alıyor.

Her yıl başarılı ve özgün çalışmalarıyla perakende sektörünün gelişimine katkıda bulunan kişi ve kurumların ödüllendirildiği Perakende Güneşi Ödülleri’nde bu yıl “En Başarılı Profesyonel Yönetici” ödülünü Yataş Grup Genel Müdürü Nevzat Yıldız kazandı. Konusunda uzman 15 kişiden oluşan Jürinin titiz değerlendirmesi sonucu, sektörün en prestijli ödüllerinden kabul edilen Perakende Güneşi Ödülleri’nde “En Başarılı Profesyonel Yönetici ” ödülüne layık görülen Nevzat Yıldız, ödülünü de Lütfi Kırdar’da düzenlenen törende aldı.

Ödül Yataş Ailesine!

Ödül töreninde bir konuşma yapan Yıldız, şunları söyledi;

“Yataş Grup olarak değişim ve dönüşüm sürecimizin 6. yılında ekibimizle birlikte ciddi emekler veriyoruz. Şu anda sektörün en büyük 2. grubuyuz. Yurtiçinde 375, Dünyada ise 29 ülkede, 50’nin üzerinde mağazamız var. Bu ödül her ne kadar kişisel takdim edilse de bu “başarı” kelimesini dolduran çok büyük parçalar var; inanan ve çalışan bir ekibimiz, değişim dönüşüm projemizin başından beri destek olan yönetim kurulumuz, bize vizyon çizen CEO’muz Nuri Öztaşkın ve hepimizin yoğun iş temposuna sabreden ve dayanan eşlerimiz var hepsine çok teşekkür ederim, aslında bu ödül hepsinindir.”

Yataş Grup’u 3 yıl içerisinde ikinci kez yeniledi

Mart 2012’de Yataş Grup ailesine Pazarlama Direktörlüğü göreviyle katılan Nevzat Yıldız, bu süre zarfında birçok başarıya imza attı. 2010 yılında konumlandırılan ve Yataş Grup bünyesinde bulunan Yataş Bedding ve Enza Home markalarını; şirket yönetimini ikna ederek 2013 yılında ekibiyle tekrardan yeniledi. Satış kanallarından büyük direnç görülse de ürün portföyünün %70’i, marka konumlandırmaları, marka mağaza konseptleri ve tüm pazarlama bileşenleri son 3 yıl içinde ikinci kez yenilenmiş oldu. Kısa süreli bu tekrar değişim, yurt içi ve yurt içinde bir önceki döneme göre tüketici ve yatırımcılar tarafından büyük ilgi gördü. Yurt dışında İngiltere’den Çin’e kurumsal franchise yatırımları başlarken, yurt içinde de ciddi bir talep artışı getirdi. Mevcut satış noktalarında m2 verimliği artarken, yeni satış noktaları hızla arttı. Yıldız, bu gelişmelere paralel olarak, Temmuz 2016’da Genel Müdürlük görevine atandı. Şirketin 2021 yılında bu büyüme trendi ile 2 Milyar Ciro ile global bir marka olması hedeflenmektedir.

Türk ihracatçıları için Japon pazarının anahtarı markalaşma

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), dış ülkelerle ticareti ve ihracatçı sayısını artırmak amacıyla Coface’ın desteğiyle düzenlediği “İhracat Pusulası” etkinlikleri kapsamında Japonya pazarındaki fırsat ve riskleri ele aldı.

TİM Genel Sekreteri Dr. Halil Bader Arslan “Dünyada birkaç ülkede fiziksel uzaklığının da etkisiyle ihracatımız kısmen düşük. Son dönemde ABD’de ciddi bir ilerleme yaşanıyor. Benzer bir atılımı Japonya’da da görmek istiyoruz” dedi.

Japonya’nın İstanbul Başkonsolosu Norio Ehara: “Japon pazarında Türk ürünlerinin algısı iyi ama bilinirlik konusunda eksiklikler var. Türk firmaları Japon pazarında markalaşmaya ağırlık vermeli.”

DEİK Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Ahmet Tuncay Sagun: “Güven ilişkisine çok önem veren Japonya pazarına dış ticaret firmaları aracılığıyla girilmesi doğru. Ülkede kanatlı ürünler sektörü için de büyük fırsatlar var.”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), hem ticaret yapılan ülke hem de ihracatçı sayısını artırmak amacıyla Coface’ın desteği ile düzenlediği “İhracat Pusulası” etkinlikleri kapsamında Japonya pazarını ele aldı. Güney Kore, Gana, Rusya, Katar, Fas, Endonezya ve Singapur’un ardından “Rota: Japonya” adıyla sekizincisi gerçekleştirilen etkinlikte, Japonya pazarının risk ve fırsatları, pazara giriş yöntemleri gibi konularda ihracatçılara bilgi verildi, ayrıca pazarda başarılı olan firmaların hikayeleri katılımcılarla paylaşıldı. TİM Genel Sekreteri Dr. Halil Bader Arslan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya Japonya İstanbul Başkonsolosu Norio Ehara, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Ahmet Tuncay Sagun ile çok sayıda ihracatçı katıldı.

TİM Genel Sekreteri Dr. Halil Bader Arslan, açış konuşmasında “Dünyada birkaç ülke var ki, fiziksel uzaklığının da etkisiyle ihracatımız kısmen düşük seviyelerde. Avustralya, Kanada ve ABD’nin yanında Japonya da bu ülkelerden birisi. Son dönemde ABD pazarında ciddi bir ilerleme yaşanıyor. Benzer bir atılımı Japonya pazarında da görebilmek için bu toplantıları düzenliyoruz” diye konuştu.

“Türk firmaları Japonya’da markalaşmaya ağırlık vermeli”

Japonya’nın İstanbul Başkonsolosu Norio Ehara da “Bundan 50 yıl önce Japonya ile Türkiye arasında ticarete konu ürünler hangi ürünler ise, bugün de benzer ürün grupları üzerinden ticaretimiz devam ediyor. Yatırımlarda ise Japon firmalarının Türkiye’ye yaptığı doğrudan yabancı yatırım son yıllarda ciddi artış kaydetti. Japon pazarında Türk ürünlerinin algısı iyi ama bilinirlik konusunda eksiklikler var. Türk firmaları Japon pazarında markalaşmaya ağırlık vermeli” şeklinde konuştu.

“Japonya’da kanatlı ürünler için büyük fırsat var”

DEİK Türkiye-Japonya İş Konseyi Başkanı Ahmet Tuncay Sagun da oldukça benzer kültürel özelliklere sahip olduğumuz Japonya pazarına dış ticaret firmaları aracılığı ile girilmesinin doğru olduğunu söyledi. Japonya’nın sabırlı davranılması gereken bir pazar olduğunu belirten Sagun “Japon pazarında güven ilişkisi ile yürünebilir. Buna çok önem veren bir ülke. Japonya’ya ihracatımızın büyük kısmını orkinos oluşturuyor. Ancak aynı zamanda kanatlı ürünler sektörü için de büyük fırsatlar var, bu alanda da ülkemizin söz sahibi olmasını temenni ediyorum” dedi. Akdeniz’de orkinos avlanma kotasının düzenlenmesinden sorumlu Uluslararası Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu’nun (ICCAT) 25.Olağan Toplantısında Japonya’nın Türkiye lehine çok önemli bir destek verdiğini de kaydeden Sagun “Türk balıkçılarının avlanma kotası, Japonya’nın da desteği ile 2018 yılı için yüzde 40 arttırıldı. Toplantıda Japon dostlarımızın desteği çok etkili oldu” bilgisini paylaştı.

Nakliyeden sigortaya pek çok konu ele alındı

Toplantının Japonya Pazar Analizi başlıklı panelinde de Japon pazarına yönelik başarı hikayeleri, Türk ihracatçıların Japon firmalarına nasıl ulaşabileceği, nakliye, gümrükleme ve sigorta gibi çeşitli konular ele alındı. Panel TİM Genel Sekreter Yardımcısı Medine Atay moderatörlüğünde gerçekleşti.

Panelde konuşan Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı ve Japonya Eski Ticaret Başmüşaviri Musa Demir “Japonlar Türkiye ve Türk pazarına karşı daha bilinçli hareket ediyor. Ancak bizim pek öyle olmadığımızı görüyoruz. Bu pazarda başarıya ulaşabilmek için daha sistematik ve hazırlıklı olmalıyız” dedi.

JETRO (Japan External Trade Organization) Başkan Vekili Mitsuaki SANO da “Yemek artık Japonlar için bir hobi seviyesinde. Japonya’da 600 tane Meksika restoranı, 250 de Türk restoranı var. Yeni açılacak restoranların kapısında saatler öncesinden kuyruklar oluşuyor. Türk firmaları bu pazarda başarılı olabilmek için gıda çeşitliliğine önem vermeli. Kendi ürünlerini pazara özgü beklentilere göre şekillendirmeli” dedi.

Mitusbishi Türkiye, Orta Asya ve Kafkaslar eski CEO’su Hiroshi Miyoshi de “Türk firmaları Japon pazarına sadece ihracat için değil, yatırım alanında da ilgi göstermeli. Aynı şekilde Japon firmaları da Türkiye’deki mega projelerde yerel ortaklıklar ile başarılı çalışmalara imza atıyor” şeklinde konuştu.

Coface Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Emre Özer ise “Dünyadaki firmaların yüzde 80’i en az bir kere tahsilat sorunu yaşıyor. Yüzde 25 oranında firma ise tahsilat sorunları yüzünden iflas ediyor. Firmalarımıza Japon pazarında güvenli ticaret olanağı, alacak sigortası poliçelerimizin yanında risk önleme, tahsilat, kredi bilgisi, ayrıntılı ticari raporlar gibi hizmetler de sunuyoruz” dedi.

Hem “Müstakil” hem “Akademik” ödül

Bu zamana kadar ödüllü birçok projeye imza atan GAD, Türkiye’nin en büyük gayrimenkul ödülleri arasında yer alan Sign of the City Awards’da da iki farklı proje ile ödüle layık görüldü.

Gökhan Avcıoğlu/GAD Mimarlık tarafından tasarlanan projelerin ilki “En İyi Müstakil Konut” kategorisinde ödül alan AHK Kndu Villaları oldu. Devam eden projeler kategorisinde yarışan AHK Kndu villaları yaşam enerjisini güneşten alıyor. AHK KnduVillaları’nın “akıllı ve çevre dostu” olarak öne çıktığını belirten AHK Yönetim Kurulu Başkanı Haldun Kilit, “Bu projemiz yurtdışında da pek çok ödül aldı. GAD tarafından gerçekleştirilen projemizde sürdürülebilirlik kavramını ön planda tuttuk. Konforlu bir evin ötesinde, hayatınızı paylaşıp içinde olmaktan huzur duyacağınız özel bir mahalle kurmayı amaçladık. Aldığımız ödüller de gösteriyor ki; sanırım bunu başardık” dedi.

Yaşar Holding için tasarladı

GAD Office ödüllü ikinci projesini ise Türkiye’nin önde gelen gruplarından Yaşar Holding için tasarladı. YBP, Avrupa Yakası Depo, Lojistik ve Akademi Binası, “En İyi Endüstriyel/Lojistik Yapı” ödülünü aldı.

Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, “Aldığımız ödülden memnunuz. Bu lojistik merkez, kuru bir depodan öte aynı zamanda bizim bir akademimiz olacak. Ürünlerimizin tanıtılacağı, tanınacağı, deneyler yapacağımız bir yer olacak. Kendi ürünlerimizin dışında da başka grupların da profesyonelce lojistik merkezimizden yaralanmasını istiyoruz. Hali hazırda 3-4 farklı firmanın lojistik, dağıtım hizmetleri de burada olacak. Gastronomide dağıtımını yaptığımız ürünlerin kullanımı için akademi iç düzeninde yüksek teknoloji robotik düzen kullanıyoruz. Ayrıca enerji tasarrufu konusunda ciddi çözümler üretildi” diye konuştu.

24 proje ödüllendirildi

Türk gayrimenkul sektörünü en iyiye teşvik etmek ve sektöre farklı bir bakış açısı kazandırmak amacıyla gerçekleştirilen Sign of the City Awards, 5 ana kategoride 24 projeyi ödüllendiriyor. Projeler tamamen bağımsız jüriler tarafından yapılan üç aşamalı değerlendirme sonucunda seçiliyor.

Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen Sign of the City Awards, Hürriyet gazetesinin öncülüğünde ve Lineadecor’un proje ortaklığı ile düzenlendi.

KOBİ’ler İşini Abonelik E-Ticaret İle Büyütüyor

E-ticaret sektörünün geleceği olarak nitelendirilen abonelik e-ticaret modeli, KOBİ olarak bilenen küçük ve orta boy işletmelere işlerini büyütme olanağı sunuyor. Startsub CEO’su Deniz Kuran, “Sunduğumuz anahtar teslim çözüm ve düşük başlangıç maliyeti sayesinde büyük sermayesi olmayan KOBİ’ler, abonelik e-ticaret modelinde kolaylıkla işlerini büyütme fırsatı buluyor” diye konuştu.

E-ticaret sektörünün yeni oyuncusu abonelik e-ticaret modeli, KOBİ’ler için yepyeni bir iş sahası sunuyor. Türkiye’de ilk kez anahtar teslim abonelik e-ticaret çözümü sunan Startsub, KOBİ’lere abonelik e-ticaret işi kurmaları için gereken tüm teknik altyapıyı sağlıyor. Bunun içinde internet sitesi, entegre ödeme sistemi ve sipariş/abone/ürünlerin yönetebileceği yönetim paneli de yer alıyor.  Startsub olarak KOBİ girişimlerini kurdukları e-ticaret altyapısıyla çok daha ulaşılabilir kıldıklarının altını çizen Startsub CEO’su Deniz Kuran, “Bizim için önemli olan KOBİ’lerin işinin büyümesidir. Bizimle çalıştıklarında ayrıca bir internet sitesi tasarımcısı, yazılımcı veya ajansla çalışmalarına gerek kalmıyor. Startsub’ın sunduğu anahtar teslim çözüm ve düşük başlangıç maliyeti sayesinde büyük sermayesi olmayan KOBİ’ler bu alanda rahatlıkla iş kurabiliyor. KOBİ’lerin işi devam ettiği müddetçe onların teknoloji partneri olarak birlikte iş yapıyoruz” dedi.

KOBİ’lerin abonelik e-ticaret modelinde iş yaparak birçok avantaj elde ettiğinin altını çizen Kuran, “Abonelik e-ticaret modelinde iş yapan KOBİ’ler öncelikle müşterilerine tek seferlik satış yerine her ay/hafta düzenli satış yaparak, düzenli gelir elde eder. Aboneleri ile uzun süreli ilişki içinde olarak, müşteri kazanım maliyetlerini düşürür. Her ay önce ödemeyi alıp, başarılı olan ödemelere göre ürün/hizmeti sağladığı için stok tutmadan veya minimum stok maliyeti ile operasyonunu götürebilir. Ayda sadece bir kere tahsilat, kutulama, kargolama vb. operasyonel işlerle uğraşır ve bundan dolayı zaman kazanır. Düzenli müşterilerini faturayı ödediler mi ödemediler mi diye takip etmekle uğraşmaz” diye konuştu.

KOBİ’lere özel abonelik modelleri

KOBİ’ler için abonelik e-ticaret modelleri de öneren Kuran, “Özellikle düzenli tüketim alışkanlığının olduğu yiyecek-içecek (çay, kahve, su, ekmek, yumurta vb.), evcil hayvan (mama, oyuncak vb.), kişisel bakım (tıraş bıçağı, bebek bezi, tuvalet kağıdı, kozmetik vb.), hobi (kitap, oyun, çiçek vb.) hizmet (kuru temizleme, mali müşavirlik, otopark vb.) sektörleri abonelik modeline çok uygun sektörlerdir” şeklinde konuştu.

111 otomobil Türkiye’nin 31 farklı ilinden tek tıkla satın alındı

80 bini aşkın mağazasıyla internetin en büyük alışveriş merkezi olarak hizmet veren n11.com’un bir günde 140 milyon lira ciroya imza atılan 11.11 kampanyasında satılan 111 Yeni Golf sahipleriyle buluştu. Türkiye’nin 31 farklı ilinden satın alınan otomobiller İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Samsun, Balıkesir, Bursa, Malatya, Antalya gibi birçok farklı ile dağıldı.

E-ticaret sektöründe devrim niteliğinde bir alışveriş deneyimine imza atan n11.com, 11 Kasım tarihinde düzenlediği ‘Yılın En Uğurlu Kampanyası 11.11’e özel sadece bir gün gerçekleştirilen online otomobil alışverişinde 111 adet Yeni Golf Comfortline 1.6 TDI 115 PS DSG modeli sahipleriyle buluştu. 11 Kasım’da kampanyanın başladığı ilk yarım saat içerisinde sadece online ödeme yöntemleriyle satılan 111 otomobil, Türkiye’nin 31 farklı iline dağıldı. 111 otomobilin 38 tanesi İstanbul, 20 tanesi ise Ankara’dan satın alınırken, otomobiller satış adetlerine göre Samsun, Balıkesir, Bursa, Malatya, Antalya, Eskişehir, Şanlıurfa, Sakarya, Muğla, İzmir, Tekirdağ, Diyarbakır dahil ülkenin dört bir yanından 31 farklı ile gitti.

Otomobillerin yüzde 20’si mobil satın alındı

Sektörde bir ilke imza atarak 111 otomobili kampanya dahilinde satışa açan n11.com’a gösterilen ilgi sonucunda ilk 81 otomobil ilk dakikada, otomobillerin tamamı ise ilk yarım saat içinde tükenirken, otomobillerin yüzde 20’si n11.com’un mobil uygulaması üzerinden satın alındı.

 

IFS, Ankara’da Farklı Üretim Metodlarını Anlattı

Global Kurumsal Yazılım şirketi IFS, Endüstri Günleri kapsamında Ankara’da düzenlediği etkinlikte Ankara ve çevre illerden gelen pek çok firma ile buluştu.

Pek çok sektöre ve farklı üretim metodlarına özel geliştirdiği çözümlerini paylaştığı “Farklı Üretim Metodları için ERP Stratejileri” etkinliği 23 Kasım Perşembe günü JW Marriott Hotel’de gerçekleşti.

Etkinliğe çok sayıda şirketin IT, üretim ve üst düzey yetkilisi katıldı.

Farklı endüstri modelleri ve üretim şekilleri için ERP iş modellerinin nasıl uygulanması gerektiğinin paylaşıldığı, IFS’in dünyadaki pek çok uygulamasından örnekler verildiği “Farklı Üretim Metodları için ERP Stratejileri” etkinliğinde, ayrıca IFS’in Endüstri 4.0 uygulamaları ve Dijital Dönüşüm yolunda yapılanlar da anlatıldı.

Klasik ERP yazılımlarının farklı üretim modellerindeki gereksinimlere cevap veremediği gerçeği ile kurulduğu günden bu yana çalışmalarını 4 ana süreç ( Varlık ve Servis, Proje Yönetimi, Tedarik Zinciri ve Endüstriyel Üretim) ve farklı üretim modelleri üzerinde yoğunlaştıran IFS, “IFS Endüstri Günleri” kapsamında düzenlediği etkinlikte farklı üretim tipleri ile çalışan işletmelere yönelik ERP stratejilerini ve IFS Applications’ın bu alanlardaki çözümlerini aktardı.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan IFS Türkiye Operasyonlar Direktörü Mete Yücel, IFS olarak uluslararası rekabette yer alan güçlü oyuncular için süreçleri entegre, verimli ve akıllı şirketler  yarattıklarını aktardı. Mete Yücel “ERP söz konusu olduğunda sektörü ne olursa olsun akla bir işletmedeki tüm iş süreçlerinin entegre bir şekilde çalışması geliyor. Otomotiv gibi seri imalat yapan bir işletme ile siparişe özel konfigüratif makine yapan bir işletmenin ya da proje bazlı tesis kuran bir işletmenin uygulayacağı ERP modelleri birbirinden çok farklıdır. Tekliflendirmeden planlamaya, üretimden satış sonrası servise kadar tüm süreçler seçilen iş modeline göre büyük farklılıklar gösterir. IFS Applications bu modellerin hepsi için özel çözümler sunuyor. Bunun yanında birden çok üretim modeli kullanan Mix-Mode Üretim yapan işletmelerin de hangi kombinasyonda olursa olsun IFS Applications ile tüm süreçlerini yönetmelerini sağlıyoruz.” dedi.

IFS Genel Müdür Yardımcısı Göksel Sanbay’ın IFS’in Varlık Yoğun, Proje Bazlı, Üretim Yoğun, Dağıtım Odaklı ve Servis Odaklı iş süreçlerine sahip dünya ve Türkiye referansları hakkında bilgi vermesi ve bu alanlardaki IFS çözümlerini aktarmasının ardından, IFS Kıdemli ERP danışmanları tarafından stoğa üretimden, siparişe özel üretime, siparişe özel konfigürasyondan, siparişe özel mühendisliğe ve siparişe özel montaja kadar planlama modellerine yönelik IFS Applications çözümleri örnek uygulama ve ekranları katılımcılarla paylaşıldı.

IFS’in Kapasite Planlama ve Çizelgeleme uygulamaları hakkında bilgi verilmesinin ardından IFS Türkiye’nin Sonlu Kapasite Planlama ve Çizelgeleme aracı CBS ile yapılan projelerden bazı örnekler verildi.

Endüstri 4.0 alanında IFS uygulamaları hakkında bilgi paylaşımında bulunan IFS Türkiye Operasyonlar Direktörü Mete Yücel, IFS’in bulut uygulamaları, IoT Business Connector adı verilen Nesnelerin İnterneti uygulamaları hakkında bilgi verdi.

Son olarak IFS Applications 9 ile birlikte müşteriye sunulan kullanıma hazır IFS Lobby İş Zekâsı çözümü hakkında bilgi verildi. Şirketlerde uzun süreçler alan, çok yüksek yatırım maliyeti gerektiren ve pek çok firmanın ayrı bir proje olarak değerlendirdiği BI-İş Zekası projelerini ve bununla birlikte yaşanan sıkıntıları ortadan kaldıran IFS Applications 9 ile birlikte sunulan IFS Lobby İş Zekası çözümünün kullanıcı ve rol spesifik olarak kolaylıkla dizayn edilebilen ekranları, dashboardlar ve portalları ile yöneticilere sağladığı kolaylıklar anlatıldı.  IFS’in IFS Lobby ile ERP alanında bir ilke imza attığı vurgulandı.

23 Kasım 2017 Perşembe Günü JW Marriott Hotel’de gerçekleştirilen “IFS Endüstri Günleri Ankara: Farklı Üretim Metodları için ERP Stratejileri” etkinliği yoğun katılım ile tamamlandı.

Sançelik Endüstri Ekipmanları

Sançelik, market ve depolara en uygun çözümleri üretmektedir. Yenilikçi yapısı ile geliştirmekte olduğu ürünlerini müşterilerine sunan Sançelik, Türkiye’nin her bölgesine hizmet sunma imkanına sahiptir. Ürünlerin üretiminden, paketlemesine kadar geçen süre zarfında titiz ve öz verili bir şekilde sizlere hizmet vermektedir.