Finans Sektöründe Yapay Zeka Devri

Foreks piyasaları (kaldıraçlı işlemler piyasası) İTÜ ARI Teknokent bünyesinde fintech olarak çalışmalarını sürdürenFOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin geliştirdiği yapay zeka uygulamalarla çok daha hızlı ve kolay takip edilebilecek. Yapay zekâ alanındaki gelişmeleri, finansal piyasalar analizinde kullanarak üç önemli proje geliştiren FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri, mobil alanda da ses getirecek uygulamalar üzerinde çalışıyor.

Kapalıçarşı esnafı piyasaları TV’den takip edecek

İTÜ ARI Teknokent’te şu an üç önemli proje üzerine çalıştıklarını ifade eden FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Fatmanur Arıcı, yatırımcıların hızlı ve doğru analiz yapmalarını sağlayacak projeleri hakkında şu bilgileri verdi:

Smartchart adındaki ürünümüz, tamamen yapay zekâ ile çalışıyor. Binlerce veriyi ve haberi okuyup, analiz eden bu sistem sayesinde yüzlerce sayfa okuyarak ulaşılabilecek teknik analizlere saniyeler içinde erişmek mümkün hale geliyor. Bir diğer uygulamamızda ise hologram teknolojileri kullanarak sanal seans odaları oluşturuyoruz. Özel tasarım gözlükler kullanarak bulunulan ortam bir anda seans odasına dönüşebiliyor. Geliştirdiğimiz VR gözlük ile analizlerin ve ayrıntılı incelemelerin yapılabildiği seans odalarına erişimi kolaylaştırıyor, fiziken seans odasında bulunuluyormuş efekti yaratıyoruz. Herhangi bir klavyeye ihtiyaç olmadan, sadece parmak hareketiyle ilgili işlemler gerçekleştirilebiliyor.

FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin üzerinde çalıştığı bir başka konunun özellikle Kapalıçarşı esnafını oldukça mutlu edeceğini düşündüklerini belirten Arıcı, “Kapalıçarşı’da metrekare olarak zaten küçük alanlara sahip esnafın, finansal piyasaları izlemek için uydudan bilgisayar ve özel kasa donanımlara kadar birçok yatırım yapması gerekiyordu. Geliştirdiğimiz yeni teknoloji ile bu soruna çözüm getiriyoruz. Dev kasaların ya da uyduların yerine, tasarladığımız HDMI cihazı ile esnafımız artık TV’leri üzerinden piyasaları canlı ve çok kolay bir şekilde takip edebilecek” diye konuştu.

Yunanistan’da da zirvede

İTÜ ARI Teknokent’te geliştirdiği projelerle yurtiçinde sağladığı başarılı performansını uluslararası arenada da devam ettirmek isteyen FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri, 2004 yılında Yunanistan’da Inforex S.A şirketini kurarak, kısa zamanda pazar lideri olmayı başardı. Şirketin müşteri profilinde ise bankalar, aracı kurumlar, döviz büroları, finansal kurumlar, internet servis sağlayıcıları, portallar ile bireysel yatırımcılar yer alıyor. FOREKS Bilgi İletişim Hizmetleri’nin veri sağlayıcı ve çözüm ortağı kimliği ile hareket ettiğini belirten Arıcı, “Özellikle mobil alanda ses getirecek projeler üzerinde çalışıyoruz. Yatırımcıya özel komple çözümler sunarken, teknolojinin yeni trendlerine ayak uyduruyoruz, hem kendimize hem de çalıştığımız kurumlara değer katıyoruz” dedi.

İnci Akü, Turquality ile sınırları aşıyor

Dünyanın devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı Turquality’nin akü sektöründeki tek temsilcisi İnci Akü, ‘Türk malı’ ürünlerini dünya arenasında tüketiciler ile buluşturuyor.

Türkiye topraklarında doğan ve dünya markası hedefine yürüyen İnci Holding ve GS Yuasa iştiraki İnci GS Yuasa’nın öncü markası İnci Akü, Turquality desteğiyle yurtdışı pazarlarda gücüne güç katıyor. “10 yılda 10 dünya markası yaratmak” sloganıyla başlayan dünyanın ilk ve tek devlet destekli markalaşma programı Turquality’de akü sektöründen sadece İnci Akü bulunuyor. Turquality programına 2010 yılında sektöründe ilk kez dâhil olan Dünyanın Enerji Uzmanı İnci Akü, 2015 yılında ikinci 5 yıl için de destek almaya hak kazandı.

4 kıtada 80’i aşkın ülkeye ‘Türk malı’ ürünleri ihraç eden İnci GS Yuasa, sektörünün önemli oyuncularından bir tanesi. 2010 yılında “Global Markalaşma Projesi”ni başlatan İnci GS Yuasa, hedef ülkeler belirleyerek bu ülkelerde tüketici analizleri gerçekleştirdi. Bu analizlerin çıktıları referans alınarak İnci Akü markasının marka konumlandırması oluşturuldu.

“Turquality programındaki tek akü markası İnci Akü”

İnci Akü’nün, akü sektöründe Turquality programındaki tek marka olmasını çok önemli ve değerli bulduğunu belirten İnci GS Yuasa Genel Müdür Yardımcısı Hakan Yıldırım,“Markalaşmanın oldukça zor olduğu bir sektördeyiz. Turquality programı uluslararası arenada gelişmek isteyen ve potansiyel vaat eden şirketleri dünyaca bilinen güçlü markalar yaratma yolunda teşvik ediyor. Bu programda devam etmenin omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluğu var. Önümüzdeki 5 yılda hedefimiz, mevcut yurtdışı pazarlarımıza yenilerini ilave etmek. Yakın zamanda Turquality’den de destek aldığımız Automechanika Dubai ve uluslararası MIMS Automechanika Moskova fuarlarında markamızı küresel alanda tanıtma fırsatını yakaladık. Gelişen marka gücümüz veakü teknolojileri üzerindeki uzmanlığımızı, iş ortağımız GS Yuasa’nın küresel deneyimiyle birleştirerek daha güçlü adımlar atacağız” dedi.

Özelden Özele Verilen İhaleli İşler

Kaynak: TÜRMOB Mevzuat Sirküleri 29.08.2017/113-2

Özet:

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında kalan, özel sektör işyerleri tarafından, aynı işverene, aynı iş kolunda olmak üzere tekraren verilen, güvenlik, temizlik ve benzeri hizmet alımı işlerinde sözleşmeyle yeniden verilen iş için yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmemesi bu bağlamda, sözleşmeyle yenilenen iş için işyeri dosyası tescil ettirilmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanmamasına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu 18.10.2016 tarihli 2016/23 sayılı genelgeyle düzenleme yapmıştır.

ÖZELDEN ÖZELE VERİLEN İHALELİ İŞLERİN TESCİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğin, 27’nci maddesinin ikinci fıkrasında; aynı işverenin, birden fazla özel ya da ihale konusu iş alması, işyeri kurması veya devir alması yahut kendisine intikal etmesi hâllerinde her işyeri için ayrı ayrı işyeri bildirgesi düzenleneceği öngörülmekte olup, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde; 5510 sayılı Kanunun 102’nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince idari para cezası uygulanması, öngörülmektedir.

Yönetmeliğin bu maddesine istinaden uygulamada aynı işverenin, sözleşmeyle tekraren aldığı iş için dolayısıyla her sözleşme için ayrı işyeri dosyası tescil ettirmesi, tekraren alınan aynı iş için aynı işyerinde aynı sigortalıların çalışmasına rağmenilk işyeri dosyasından bildirilen sigortalıların çıkışının verilmesi, yeni açılacak işyeri dosyasından işe girişlerinin yapılması gerekmekteydi. Bu durum birçok bürokratik işlemlere yol açmakta, sigortalıların kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmemesi için işyerinden çıkış ve giriş işlemlerinin yapıldığı duygusuyla şikayetlerine konu olmakta ve işverenlerin aynı iş için ayrı ayrı yapılan sözleşmelerden dolayı işyeri dosyası tescil ettirmemesi nedeniyle idari para cezasına maruz kalmasına neden olmaktaydı.

Bu durumun Sosyal Güvenlik Kurumu ile işverenler arasında yoğun ihtilaflara sebep olması nedeniyle söz konusu sıkıntıların ve ihtilafların asgariye indirilmesini teminen 2016/23 sayılı genelgeyle düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenlemeyle;

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında kalan, özel sektör işyerleri tarafından, aynı işverene, aynı iş kolunda olmak üzere tekraren verilen, güvenlik, temizlik ve benzeri hizmet alımı işlerinde;

  • ✓  Çalıştırılacak personel sayısının belli olması,
  • ✓  Konunun asgari işçilik işlemleri kapsamı içinde değerlendirilmesinin gerekmesi halinde

    gerekli işlemlerin tamamlanmış olması,

  • ✓  Önceki sözleşmenin bitim tarihi ile yenilenen sözleşmeyle tekrar verilen işin başlama

    tarihi arasında 30 günlük süreden (30 uncu gün dahil) daha az bir süre olması,

  • ✓  Sözleşmesi biten işten dolayı işten ayrılış bildirgesinin verilmeyerek çalışmaya devam

    edilmesi veya hizmet akdi askıya alınarak yeni sözleşme kapsamında işe başlatılması şartlarının bir arada bulunması kaydıyla, sözleşmeyle yeniden verilen iş için yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmemesi, sigortalıların çıkışı yapılmadan tescilli işyeri dosyasından bildirim yapılmaya devam edilmesi, bu bağlamda sözleşmeyle yenilenen iş için işyeri dosyası tescil ettirilmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanmaması uygun görülmüştür.

    Bu durum işverenin tercihine bırakılmıştır. Belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde işveren isterse aynı dosyadan bildirim yapma isterse de yeni bir işyeri dosyası tescil ederek yeni tescil edilecek dosyadan bildirim yapma hakkını sahiptir.

Çocuk mobilyası tercihinde Çilek ilk sırada

KDV indiriminin başladığı Şubat ayının ilk günlerinden itibaren mobilya pazarında satışlar artarken, çocuk mobilyası pazarı da bu artıştan payını aldı. Marka bazlı yüzde 30 oranında büyüyen sektör, ailelerin de çocuklarının odalarını rahatça değiştirmesine olanak tanıdı. Sektörünün lider markası Çilek’in markalı mobilya tercinde ilk sırada yer aldığını söyleyen Çilek Pazarlama Direktörü Erkan Aydın, “Kampanyalarımız ve piyasaya sürdüğümüz yeni ürünler tüketicilerin tercihlerini Çilek’ten yana kullanmasında büyük rol oynadı” dedi.

Mobilya sektörünün hareketlenmesine vesile olan KDV indirimi, çocuk mobilyası pazarının da gelişimine katkı sağladı. İndirim sayesinde ebeveynlere daha rahat bir alışveriş olanağı tanıyan sektör, marka bazlı yüzde 30 büyüme oranıyla da ülke ekonomisine önemli ölçüde yarar sağladı.

“KDV indirimin kalıcı olması, çocuk mobilyası sektörü için verimli olacaktır”

Kayıt dışı üretim yapan firmaların oluşturduğu rekabet ortamında KDV indiriminin tüketicileri markalı mobilyaya yönelttiğini söyleyen Pazarlama Direktörü Erkan Aydınmarkalı mobilya tercihinde ise Çilek’in ilk sırada yer aldığını belirtti. Kayıt dışılığın iç pazarda haksız rekabet oluşturduğunu ve ihracat yapan firmaları olumsuz etkilediğinin altını çizen Aydın, “KDV indiriminin kalıcı olması, çocuk mobilyası sektörü için verimli olacaktır. Ayrıca, satış rakamlarının yükselmesi ve kâr elde edilmesiyle birlikte mobilya sektöründe birçok firma yeni eleman istihdam etmeye ve ek yatırım planları yapmaya başladı. Ülke ekonomisinin en önemli taşlarından biri olan sektörümüzün geleceğini düşündüğümüzde bu sürecin devam etmesi taraftarıyız. Çünkü KDV indirimiyle, satışlarda yüzde 30’lara varan artış gözlemledik. Markalı mobilya tarafında ise özellikle ilk 3 ayda büyük bir hareketlilik yaşandı” dedi.

Aydın: Tasarımı güvenlikle birleştirdik

Konuya Çilek özelinden baktığımızda ise tüketicinin satın alma tercihinde en önemli kriterin özgün tasarım olduğunun altını çizen Pazarlama Direktörü Erkan Aydın, “Çilek olarak, tasarıma verdiğimiz önemi her fırsatta vurguluyoruz. Çocukların düşlerindeki odaları ileri çocuk güvenliği standartlarına göre tasarlıyor, özgün, kaliteli ve beğenilen ürünler üretiyoruz. KDV indiriminin başladığı dönemin, özellikle doğum oranlarının fazla olduğu aylara denk gelmesi, bebek odaları ve beşiklerin tercih edilmesini de beraberinde getirdi. Her zaman klasik olan Romantic, yeni trend ürünümüz Dark Metal ve fonksiyonelliğiyle öne çıkan Trio Genç Odası serilerimiz çok beğenildi. Sonuç olarak, beğenilen tasarımlara bir de KDV indirimi eklendiğinde satışlarda beklenin üstünde bir artış yaşandı.”

Gelinlik için 1,5 milyar TL harcıyoruz

Yılda 600 bin düğün yapılıyor, düğün pazarı 40 milyar, gelinlik pazarı 1,5 milyar TL’yi buluyor

Oleg Cassini pazar potansiyelini gördü, büyümesine hız verdi

Dünyaca ünlü Amerikan gelinlik ve abiye markası Oleg Cassini’nin CEO’su Jeff Zelenko, Türkiye’de 40 milyar TL’lik bir hacme ulaşan düğün pazarına yönelik yatırım planlarını ve bölgedeki hedeflerini paylaştı. Oleg Cassini, Eylül ayı itibarıyla ülkede toplam 19 mağazaya ulaşacak. Bu yıl yüzde 70 büyümeyi planlayan markanın orta vadeli hedefi ise 2020’de 50 noktada olmak.

Türkiye’de gelinlik ve düğün pazarı her geçen gün hızla büyüyor. Bugün ülkede her yıl 600 bin düğün yapılıyor. Türkiye’deki potansiyelleri görerek, 2010 yılında pazara giren yarım asırlık Amerikan markası Oleg Cassini’nin CEO’su Jeff Zelenko, “Türkiye için düğün kültürel olarak çok önemli bir konsept. Genç nüfus sayesinde her yıl yapılan evlilik sayısı çok yüksek. Bugün düğünler toplamda 30 milyar TL’lik bir pazar oluşturuyor. Kına ve nişanlar da eklendiğinde rakam 40 milyar TL’ye çıkıyor. Bu dev sektörün ortalama 1,5 milyar TL’lik kısmını ise gelinlik satışı oluşturuyor. Biz bu pazarın daha da büyüyeceğini öngörüyoruz” dedi.

Yılsonunda yüzde 70 büyüyecek

Çizdiği yol haritasıyla kısa süre içinde Türkiye’de ismini duyuran Oleg Cassini, 2017 itibarıyla büyümesine hız kazandıracak yatırımlarına ağırlık verdi. Oleg Cassini’nin hedefi yılsonunda Türkiye’nin en az 20 noktasında olmak ve yüzde 70 büyümek. Marka yılın ilk 6 ayında 6 açılış gerçekleştirdi. Eylül ayında açacağı mağazasıyla da toplam 19 noktada hizmet veriyor olacak. Böylece yılsonu hedeflerini tutturmayı garantileyecek.

2017 yatırımları 5,5 milyon doları bulacak

Oleg Cassini’nin 2017 sonuna dek Türkiye’ye yapmayı planladığı yatırım miktarı 5,5 milyon doları bulacak. Yılsonunda çalışan sayısının ise 350’yi geçeceği öngörülüyor. 2018 itibarıyla her yıl 10’ar mağaza açmak isteyen şirketin 2020 hedefi ise 50 mağazaya ulaşmak.

Hedef yılda 120 binden fazla parça satmak

Bugün İstanbul, Ankara, Bursa, Samsun, İzmit, İzmir, Adana, Mersin ve Antalya’da mağazaları bulunan Oleg Cassini’nin hedefi Anadolu’daki mağazalarının sayısını artırmanın yanı sıra mevcut mağaza başına satışı da yükseltmek. Zelenko bu alandaki hedeflerini, “Hızla olgunlaşan ve pazardaki yerini giderek sağlamlaştıran bir marka olmamız, fiyat aralıklarımızın genişlemesi ve agresif pazarlama çalışmalarımız sayesinde satışlarımızın da artmasını bekliyoruz” sözleriyle ifade etti.

Zelenko’nun öngörüsü ise şu şekilde: “Bu yıl 7 bin gelinlik, 20 – 25 bin kadar da abiye satacağımızı öngörüyoruz. 2020’de gelinlikte 20 – 25 bin, abiyede ise 100 bini aşmayı umuyoruz.”

Gelinlik tedarikinin yüzde 25’i iç pazardan

Farklı ülkelerde üretim tesisleri bulunan Oleg Cassini, Türkiye’de sattığı gelinliklerin yüzde 25’ini abiyelerin ise yüzde 40’ını iç pazardan tedarik ediyor. Jeff Zelenko, Türkiye’de üretim yapmaya da sıcak baktıklarını ve gelecekte mevcut tedarikçileriyle birlikte yatırım yapma kararı alabileceklerini belirtiyor.

Ortadoğu’ya Türkiye’den açılacak

Oleg Cassini’nin Türkiye operasyonu, gelecek yılın sonlarına doğru Ortadoğu bölgesinde franchise vermeye başlayacak. Türkiye’nin global hedefleri doğrultusunda önemli bir nokta olduğunun altını çizen Zelenko, “Türkiye’den sonraki rotamız Kuzey Afrika, Rusya, Ukrayna ve Ortadoğu olacak” diyor.

Marka bilinirliği yüzde 68’e çıktı

Oleg Cassini’nin başarısının ardında yatan sebeplere yönelik konuşan Jeff Zelenko, Türkiye’ye yeni bir konsept tanıttıklarının altını çiziyor: “Türkiye’deki gelin adaylarının alışkanlığı gelinliklerini terziye diktirmek. Ancak biz Türkiye’de yepyeni bir konsept tanıttık. Stok sistemiyle çalıştığımız için gelin adayları mağazaya geldiğinde beğendiği gelinliğini anında alabiliyor veya gerekiyorsa tadilat süreci başlıyor. Böylece, gelinliği alması için aylarca beklemesine gerek olmuyor. Şık tasarımların yanı sıra, kaliteyi erişilebilir fiyatlarla ve en pratik şekilde sunmamız nedeniyle Türk kadınlarının kalbini kazandık. 2 – 3 sene önce marka bilinirliğimiz yüzde 24’ken, bu rakam bugün yüzde 68’e çıktı.”

Hande Bursalıoğlu Beceren, Kantar Millward Brown ve Kantar TNS Türkiye (Türkiye Kantar Insights ) CEO’luğuna atandı.

2011 yılından bu yana Kantar bünyesinde çalışan ve son olarak Kantar Insights Turkiye CEO’luk görevini yürüten Carmen Bohoyo’nun Eylül 2017 itibariyle Kantar Millward Brown Los Angeles ofisine geçmesinin ardından, WPP Türkiye – GroupM firmalarından MEC Türkiye Genel Müdürü Hande Bursalıoğlu Beceren Kantar Millward Brown ve Kantar TNS Türkiye (Türkiye Kantar Insights ) CEO’luğu görevine resmi olarak 18 Eylül’de başlayacak.

Hande Bursalıoğlu Beceren‘in başarılı kariyeri 1996 yılında Kantar TNS (Piar)’ da Sosyal ve Medya Araştırmaları ile başladı.

Beceren, 2000-2006 yılları arasında MEC Türkiye bünyesinde İçgörü & Analiz Direktörlüğü, 2006-2015 yılları arasında Genel Müdür Yardımcılığı ve 2015 yılı itibariyle Genel Müdürlük pozisyonlarında yer aldı.
Kantar Insights Türkiye, Rusya, İsrail, Benelüks, Doğu & Güney Avrupa Bölge (TRIBES) CEO’su Sebastien Janini, Hande Bursalıoğlu Beceren’in Kantar Insights bünyesine katılmasıyla ilgili olarak grup çalışanlarına “Insights dünyasına dair iyi bir anlayışa sahip olmanın yanı sıra , hem geçmiş deneyimleri hem de şimdiki rolünde araştırma çıktılarının kullanıcısı olarak Beceren, yeni ve geniş bir bakış açısı getirecek. Kendisinin dijital yöntemlerin çoğalarak etkin olduğu dünyamızda, sektörümüzün nereye gittiğine, başarılı olmak için neye ihtiyaç duyulduğuna dair güçlü bir bakış açısı var. Hande’nin medya, dijital ve veri analitiği konusundaki tecrübesinden faydalanacağımız ve WPP Türkiye’nin geniş bir alana yayılan gücünü daha iyi kullanacağımız için çok mutluyum.“ açıklamasını yaptı.

Beceren, evli ve bir çocuk sahibidir.

SGK’da e-Fatura Kullanımı Artık Zorunlu!

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın 22 Ağustos 2017 tarihli duyurusuna göre (SGK)’da e-Fatura dönemi başlıyor. E-Fatura uygulamasına kayıtlı mükellefler için geçerli olacak düzenleme 1 Ekim 2017 tarihinde yürürlüğe girecek.

E-Fatura uygulamasına kayıtlı mükellefler, 1 Ekim 2017 tarihinden itibaren SGK’ya gönderecekleri faturaları elektronik ortamda e-Fatura olarak gönderecek. Elektronik faturaya yönelik Maliye Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeler gereği; e-Fatura uygulamasına dahil olan mükelleflerin birbirlerine yaptıkları mal teslimi ve hizmet ifasında e-Fatura kullanmaları zorunlu olacak.

Konuyla ilgili konuşan TÜRKKEP Yönetim Kurulu Başkanı M. Kurtuluş Nevruz, “Bilindiği üzere 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren ihracat yapan ve e-Fatura kullananların, ihracat faturalarını e-Fatura olarak oluşturmaları zorunlu hale getirilmişti. Son olarak SGK gibi önemli bir kamu kurumunda e-Fatura kullanımının zorunlu olması kurumların dijitalleşmesi açısından önemli bir adım oldu. Biz de; KEP, e-İmza, e-Fatura, e-Arşiv, e-Saklama, e-Defter ve e-Yazışma gibi hizmetler ile şirketlerin dijitalleşmesine öncülük eden Türkiye’nin ilk özel kurumu olarak bu süreçte SGK’nın dijital dönüşümüne katkı sağlayacağımıza yürekten inanıyoruz” dedi.

Teknolojinin kamu kurumlarında kullanılmasının hız ve kontrolü kolaylaştırdığını vurgulayan Nevruz, “Bugün Adalet Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), başta olmak üzere pek çok kamu kurum ve kuruluşu KEP sistemine geçerek mükellefleriyle KEP ile haberleşebiliyor” diye konuştu.

İhracat şampiyonu otomotiv sektöründe değişim kapıda

Deloitte’un otomotiv sektörünün 2017 ilk yarısını değerlendiren raporuna göre kur ve faiz oranlarının etkisiyle otomotiv sektörü iç pazarda daralırken, ihracat şampiyonluğu pozisyonunu koruyor. Öte yandan otonom araçların ise yakın gelecekte gündemimize girmesi bekleniyor. 

Dünyanın en büyük profesyonel hizmet şirketlerinden biri olan Deloitte, Türkiye Otomotiv Sektöründe 2017 Yarıyıl Gündemi analiz raporunu yayınladı. Rapora göre 2016’da ortaya çıkan negatif makroekonomik tablo ve bu tablo ile oluşan sektörel durgunluk hala devam etse de otomotiv sektörü, 2017’de de ihracat şampiyonu pozisyonunu koruyacak. Araştırmaya göre 2017’nin ilk altı ayında, 2016’nın aynı dönemine göre otomotiv ihracatı %28,5 artarak 714 bin adet olarak gerçekleşti. Toplam ihracat değeri ise %22,1 oranında artarak 14,5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Otomotiv sektöründen 2017’de elde edilen ihracat gelirinin ise 26,5 milyar dolar seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor.

Diğer taraftan Türkiye otomotiv pazarında, 2017’nin ilk altı ayında gerçekleşen otomobil satışları 2016 yılının aynı dönemine göre %9,6 azalarak 306 bin adede geriledi. Hafif ticari araçlarda satış adedi 2017’nin ilk altı ayında 2016’nın aynı dönemine oranla %5 azalarak 95 bin adete geriledi. Ağır ticari araç pazarına bakıldığında ise 2017 yılı ilk altı aylık döneminde 2016 yılının aynı dönemine göre %22,4 azalarak yaklaşık 9,5 bin adet olduğu görülüyor.

Otomotiv pazarı daralıyor; daralmanın büyüklüğünü kur ve faiz oranları belirleyecek

Deloitte Türkiye Tüketim ve Endüstriyel Ürünler Endüstrisi Lideri Özkan Yıldırım, pazardaki daralma eğiliminin 2017 yılının ikinci yarısında da benzer şekilde devam edeceğini ileterek şunları söyledi: “Türkiye otomotiv toplam pazarı, yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,96 oranında daraldı. Yıl genelinin ise bir önceki yıla göre toplamda %8-10 civarı daralma ile kapanacağını öngörüyoruz. Daralmanın büyüklüğünü kur ve faiz oranları belirleyecek. Sınırlı bir bantta hareket etmeye başlayan kurların tüketiciler tarafından olumlu algılanma ihtimali söz konusuyken; şirketlerin pazar paylarında ise, piyasaya sunulacak yeni modellerin ve tüketicilerin daha düşük donanımlı giriş paketlerine doğru yönelmelerinin etkisi olacak.”

Otomotiv dünyası ortak kullanımlı otonom araçlara doğru evriliyor

Deloitte araştırması, kısa vadeli ekonomik durgunluğun otomotiv sektörüne etkisini göz ardı etmezken, diğer taraftan uzun vadede otomotiv sektöründe hızlı bir dönüşüm ve dinamizmin geleceğe hâkim olacağının altını çiziyor. Sektörün geleceğine şekil verecek otonom (sürücüsüz), elektrikli, internet bağlantılı ve paylaşımlı kullanılan araçlara geçiş çok uzak değil. Teknoloji şirketlerinin girişimleri ve büyük otomobil devlerinin yatırımları, otomotiv dünyası için hızlı bir değişiminin habercisi olacak.

Deloitte, mobilitenin geleceğinin yepyeni bir ekosistem modeli ve farklı iş yapış şekilleri ile benzersiz bir noktaya doğru kaydığı değerlendirmesinde bulunuyor. Bir önceki mobilete kayması 1890’larda motorlu araçların yollarda boy göstermesi ile başlamıştı. Benzer bir kırılma noktasına; şehirlerde otonom araçlar, akıllı telefonlar sayesinde trafikte geçen zamanın ve harcanan paranın tüketiciler tarafından çeşitli şekillerde optimize edildiği ve otomotiv devlerinin kendilerini mobilite hizmet sağlayıcısı olarak görmeye başladığı bir döneme girerek hızla yaklaşılıyor. Deloitte, otomotiv sektörünün geleceğini bugünden başlayarak birbiriyle aynı zamanlarda var olacak dört aşamalı bir senaryo analizi çerçevesinde değerlendiriyor.

Deloitte analizine göre mobilite dünyasının ‘ortak kullanımlı otonom araçlar’ dünyasına doğru evrilmesi, tahmin edilenden de erken, hatta yakın gelecekte yaşanacak bir değişim olarak değerlendiriliyor. 2040’a gelindiğinde gelişmiş ülkelerde araç satışlarının yaklaşık %40, petrol tüketiminin yaklaşık %30 oranlarında azalacağı, satış yapılan araçlardan sadece %25’inin bugün anladığımız anlamda geleneksel araçlardan oluşacağı öngörüleri hesaba katıldığında, gelecekte otomotiv sektöründe hızlı bir dönüşüme ve dinamizme tanıklık edilebilir.

Çelik Federasyonu Kuruldu

Çelik sektörünü temsil eden STK ve üretici firmalar Çelik Federasyonu çatısı altında bir araya geldi. Türkiye ekonomisi açısından kilit öneme sahip olan sektörün gelişimine katkı sağlamak ve işbirliğini geliştirmek amacıyla kurulan Federasyon, çelik sektörünün ulusal ve uluslararası alandaki temsilcisi oldu.

Merkezi İstanbul olan Çelik Federasyonu (ÇELFED); çelik sektörünün ilgili tüm sektörler ile birlikte ilerlemesine ve kalkınmasına katkıda bulunmayı, küresel rekabet gücünü artırmayı ve sektörel bütünleşmeyi sağlamayı hedefliyor. Çelik Federasyonu’nun kurucu üyeleri; Bağlantı Elemanları Sanayici ve İş Adamları Derneği, Çelik Boru İmalatçıları Derneği, Çelik Dış Ticaret Derneği, Türk Yapısal Çelik Derneği ile Yassı Çelik İthalat, İhracat ve Sanayicileri Derneği olarak sıralandı.

ÇELFED temel olarak; üye derneklerin ve kişilerin demokratik, sosyal, kültürel ve mesleki haklarını koruyacak ve geliştirecek çalışmalarda bulunacak. Sektör firmalarına yönelik bilgilendirmeler yapılması, eğitim çalışmaları yürütülmesi, sektörde yaşanan sorunlara çözümler üretilmesi ve ilgili kurumlarla paylaşılması gibi konularda faaliyet gösterecek. Türkiye’de sektörün çatı kuruluşu olacak olan Çelik Federasyonu, uluslararası alanda da çelik sanayiini temsil edecek. Sektörü tanıtmak ve küresel rekabet gücüne katkı sağlamak için sektörel uluslararası kuruluşlarla işbirliği halinde çalışmalar yapacak. Sektörün gelişimine katkı sağlayacak ulusal ve uluslararası fuar ve etkinlikleri de organize edecek.

Çelik Federasyonu (ÇELFED) Başkanı Namık Ekinci, çelik sektöründeki dernekleri ve üretici firmaları bir araya getiren Çelik Federasyonu’nun kuruluşu ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Türkiye ekonomisi ve ihracatına önemli katkılar yapan çelik sektörümüzü temsil eden STK’lar ve üretici firmalarımız güçlerini birleştirmeye karar vermişlerdir. Sektörümüzün bugünü ve geleceği açısından hayati önem taşıyan sorunların çözümü, sektörel yol haritaları ile stratejilerinin belirlenmesi bakımından Ortak Akıl geliştirilmesine duyulan ihtiyaç uzun zamandır gündemimizde yer alıyordu. Bu çalışmaların meyvelerini vermesi ve Çelik Federasyonu’nun kurulmasından dolayı mutluyuz. Çelik Federasyonu, sektörü tek bir çatı altında toplayarak çelik sektörümüzün ulusal ve uluslararası alanda temsilcisi olmuştur. Sektördeki STK’lar ve üretici firmaların Federasyon çatısı altında bir araya gelmeleri ortak rekabeti de sağlayacaktır. Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı pazarlarda rekabet gücümüzü artıracak işbirliklerinin geliştirilmesine büyük katkılar yapacağına inanıyoruz. Çelik sektörü ve ülkemiz adına hayırlı olmasını diliyoruz.”

ÇELİK FEDERASYONU KURUCU ÜYE DERNEKLERİ

(Alfabetik sırayla)

1) Bağlantı Elemanları Sanayici ve İş Adamları Derneği (BESİAD) (İstanbul)

2) Çelik Boru İmalatçıları Derneği (ÇEBİD) (İstanbul)

3) Çelik Dış Ticaret Derneği (ÇDTD) (İstanbul)

4) Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) (İstanbul)

5) Yassı Çelik İthalat, İhracat ve Sanayicileri Derneği (YİSAD) (İstanbul)

ÇELİK FEDERASYONU YÖNETİM KURULU

  • Namık Kemal EKİNCİ – ÇDTD
  • Ahmet Kamil ERCİYAS – ÇEBİD
  • Yener GÜREŞ – TUCSA
  • Mustafa Necati TECDELİOĞLU – BESİAD
  • Hasan Tuncay SERGEN – YİSAD

Kâmil Koç’tan 10 Milyon TL’lik Otobüs Yatırımı

Karayolu yolcu taşıma sektörünün lider ve öncü firması Kâmil Koç, yeni nesil otobüs alımlarıyla filosunu yenilerken yolcularının seyahat konforunu da artırıyor.

Türkiye’nin lider karayolu yolcu taşımacılığı şirketi Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş yaptığı yeni otobüs yatırımlarıyla filosunu büyütmeye devam ediyor. Bu kapsamda 10 milyon TL’lik otobüs alımı gerçekleştiren Kâmil Koç, 2017 yılının ikinci yarısına dair ilk yatırımını da yapmış oldu.

90 yıldır Türkiye yollarında olan ve yolcu konforu çıtasını her yıl yukarı çeken Kâmil Koç, yapılan satın almayla 10 adet 2017 model Man Neoplan Tourliner’ı filosuna katmış oldu. Toplamda 1.100 araçlık filo büyüklüğüne ulaşan Kâmil Koç, toplam araç sayısıyla ülkemizin en büyük otobüs filosuna sahip marklardan biri konumunda. Her yıl oldukça yüklü bir bütçeyi araç filosunun yenilenmesine ve teknolojik olarak gelişmiş araçların filoya kazandırılmasına ayıran marka, hizmet sunulan otobüslerin standartlarının yükselmesi, daha konforlu ve daha güvenilir hâle gelmesi için yatırım yapmaya devam ediyor.

24 Ağustos Perşembe günü Bursa otogarında yapılan teslim töreninde konuşan Kâmil Koç Otobüsleri A.Ş Genel Müdürü Cengiz Doğan, “90 yılı aşkın süredir Türkiye yollarındayız. Yolcularımıza daha güvenli ve konforlu yolculuk deneyimi sunma geleneğini geleceğe taşımak adına çeşitli yatırımlara imza atıyoruz. Bu yatırımlarla büyümeye, yolcularımıza sunduğumuz hizmet standardımızı yukarı çekmeye devam ediyoruz. Sezonun en yoğun dönemi olan bayram öncesinde bu yatırımın olumlu geri dönüşleri olacağını düşünüyorum. 2017 yılının ilk yarısı beklentilerimiz doğrultusunda son derece olumlu geçti, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüksek bir büyümeyle yılın ilk yarısını kapattık. Yapılan yeni yatırımların da etkisiyle yılın ikinci yarısını da beklediğimiz gibi geçireceğimizi ve yılsonu hedefimiz olan 19 milyon yolcu hedefine ulaşacağımıza inanıyorum” dedi.