Endüstri 4.0’da Tehditleri Fırsata Çevirelim

Endüstri 4.0’ın tehditlerin yanı sıra çok büyük fırsatları da beraberinde getirdiğini belirten Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, “Gerçekçi olmak mecburiyetindeyiz. Yeni endüstri devrimine yetişen ülkeler küresel rekabette öne çıkıyor. Biz de artık bu alanda aksiyon alarak, önceliklerimizi bir an önce belirleyip, hızlı bir şekilde ilerlemeliyiz” dedi.

Endüstri 4.0’ın özelinde düzenlenen ve Sanayi Bakanı Faruk Özlü’nün de katıldığı CEO Club toplantısında “Değişim Başlıyor mu” panelinde bir konuşma yapan Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, dünyada 24 trilyon dolarlık bir pazar oluşturan Endüstri 4.0’a dünyada ve Türkiye’de verilen önemden bahsetti.Şirket olarak kendilerinin de önceliklerine Endüstri 4.0’ı koyduklarını belirten Tamer Saka, bunun temel nedeninin “rekabetçilik” olduğunu ifade etti. Endüstri 4.0’ın doğru uygulanması halinde ciddi maliyet avantajı sağlandığını vurgulayan Tamer Saka, “Bu dönüşümü yakalayan şirketler küresel rekabette öne çıktı” dedi. Üçüncü endüstri devriminin sonuna doğru üretim merkezlerinin hızla batıdan doğuya kaydığına dikkat çeken Tamer Saka, Türkiye’nin bu dönemde katma değerli sektörleri çekmede başarılı olamadığını söyledi.

‘Nasıl’ kadar ‘Neyi’ ürettiğinize de dikkat edin

Türkiye’nin Endüstri 4.0 konusunda çok büyük tehdit ve aynı zamanda çok büyük bir fırsat ile karşı karşıya olduğunu belirten Tamer Saka, “Gerçekçi olmak mecburiyetindeyiz. Gerekli önlemleri almalıyız. Endüstri 4.0 konusunda eksikliklerimiz var. Bunu oluşturmak, uygulamak ve anlamlandırmak zaman alan bir süreç. Artık bu alanda mutlaka aksiyon olmamız lazım. Belki hepsini aynı anda yapmamız zor olacak, ancak önceliklerimizi belirleyip, hızlı şekilde ilerlememiz gerekiyor” dedi. Son 10-15 yılda insan hayatını kolaylaştıran teknolojilerin Endüstri 4.0’ın temelini oluşturduğunu vurgulayan Tamer Saka, 3 yıl sonra Endüstri 4.0 tarafında konuşan değil, uygulayan ve yaptığı başarılı örnekleri anlatan örnek bir şirket olmayı amaçladıklarını açıkladı. Tamer Saka ayrıca, Türkiye’de ve dünyada global rekabette söz sahibi olmak için ‘nasıl’ kadar ‘neyi’ ürettiğinize de dikkat etmeniz gerektiğini söyledi.

Değişimin temelinde insan var

Türkiye’nin dünya ile rekabet eder hale gelmesi ve yeni sanayi devriminin parçası olması için bütün bu yatırımlara ve yenilikçi adımlara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Tamer Saka, “Türk şirketlerinin Ar-Ge’ye yatırım yapması, nitelikli iş gücünün ülkemizde tutulabilmesi ve bilim adamı yetiştirecek olanakların Türk gençlerine ve üniversitelerine sağlanması gerekiyor” dedi. Bu değişimin temelinde insan kaynağı olduğu için, eğitim ve devletin yatırım teşvik programlarının önem arz ettiğine dikkat çeken Tamer Saka, “İmalat sanayinin verimlilik düzeyini artırmak için teknolojinin yanında insan kaynağının da etkin bir şekilde kullanılması gerekiyor. Bu doğrultuda; kamu destekleri ile kurulacak olan Ar-Ge, Ür-Ge merkezleri ile teknolojik gelişimin altyapısının hazırlanması ve özellikle inovatif ve katma değerli ürünlere yönelim sanayinin sürdürülebilirliği ve büyümesi için temel stratejik yaklaşım olacaktır. Eğitim ve yatırım teşvik alanlarında programlar niteliklendirilmeli, hedef sanayi alanlarına özel kurgulamalar yapılmalı” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin ilk Endüstri 4.0 özellikle esnek ambalaj yatırımı

Türkiye’nin en köklü sanayi gruplarından biri olan Kibar Grubu’nun metal, otomotiv, ambalaj, inşaat malzemeleri, gayrimenkul, lojistik, enerji, gıda ve hizmet sektörlerinde bünyesindeki 22 şirketi ile faaliyet gösterdiğini belirten Tamer Saka, “Dünyadaki dönüşüme paralel olarak, katma değer yaratan alanlara ve akıllı ürünlere yatırım yapıyoruz. Grup şirketlerimiz satışlarının yüzde 60’ını ihracattan elde ediyor. Dolayısıyla global boyutta güçlü aktörler olarak büyüme ve karlılıkta yoğun bir rekabet içerisinde faaliyetlerini sürdürüyorlar” dedi. Kibar Holding şirketlerinden İspak Ambalaj’ın teknolojik dönüşümü yakalamak üzere, tek seferde yapılan en büyük esnek ambalaj yatırımını gerçekleştirdiğini açıklayan Tamer Saka, “İzmit’te Asım Kibar Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan yeni tesiste otomatik üretim sistemleri, simülasyonlar, yatay ve dikey yazılım entegrasyonu, siber güvenlik ve bulut teknolojileri kullanılacak. Yeni fabrika ile mevcut üretim kapasitemiz 3 katına çıkacak ve Endüstri 4.0 alanında Türkiye’de parmakla gösterilen bir örnek olacak” dedi.

22. Dünya Petrol Kongresi Başlıyor

Enerji sektörünün en büyük buluşması olan 22. Dünya Petrol Kongresi, SOCAR’ın Co-Host sponsorluğunda 9-13 Temmuz tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Etkinlikte, SOCAR Yönetim Kurulu Başkanı Rövnag Abdullayev ve SOCAR Türkiye Operasyon Başkanı Emil Eminov konuşmacı olarak yer alacak.

Türkiye’de ilk kez düzenlenecek 22. Dünya Petrol Kongresi (WPC), Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın Co-Host sponsorluğunda başlıyor. 9-13 Temmuz 2017 tarihleri arasında yerli ve yabancı üst düzey yetkililerin katılımıyla İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek etkinlikte SOCAR Yönetim Kurulu Başkanı Rövnag Abdullayev ve SOCAR Türkiye Operasyon Başkanı Emil Eminov konuşmacı olarak yer alacak.

1933 yılından itibaren düzenlenen ve dünya enerji sektörünün en büyük buluşması olarak kabul edilen WPC, Türkiye’de ‘Enerji Geleceğimize Köprüler’ temasıyla düzenleniyor. Kongreye siyaset dünyası ile yerli ve yabancı şirketlerin üst düzey yöneticilerini de kapsayan 5 binin üzerinde katılımcı bekleniyor. 22. Dünya Petrol Kongresi kapsamındaki yuvarlak masa toplantıları, çalışma grupları ile teknik forumlar ve panellerde; petrol sektörü ile konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan enerji kaynaklarının geleceği, enerji verimliliğine yönelik küresel politikalar, altyapı ve yatırım imkanları ile düşük karbonlu çözümler ele alınacak.

Kongreye SOCAR ve SOCAR Türkiye’den de en üst düzeyde katılım gerçekleşecek. SOCAR Yönetim Kurulu Başkanı Rövnag Abdullayev, 10 Temmuz’da ‘Enerji Geleceğimize Köprüler İnşa Etmek’ temasıyla düzenlenecek oturumda bir konuşma yapacak. SOCAR Türkiye Operasyon Başkanı Emil Eminov’un da konuşmacı olarak yer alacağı kongreye, SOCAR Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Vagif Aliyev ile SOCAR Türkiye CEO’su Zaur Gahramanov da katılacak.

Jön Geri Döndü

Fiat 124 Spider Ankara’da Tanıtıldı

Fiat, Ankara’nın iş ve sanat dünyasının önde gelen isimlerini, 124 Spider modeli ile buluşturdu. Fiat’ın Ankara’daki bayileri Ali Uğurlu, Ankara Oto, Birmot, Kartaş ve Tan Oto’nun bayi sahipleri ve üst yöneticilerinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen özel davete yaklaşık 250 kişi katılım gösterdi.

Davetliler, gecede Fiat 124 Spider ile test sürüşü gerçekleştirerek benzersiz ‘roadster’ sürüş keyfini de yaşadı.

Fiat, Ankara’da çok özel bir etkinliğe imza attı. Fiat’ın Ankara’da faaliyet gösteren bayileri Ali Uğurlu, Ankara Oto, Birmot, Kartaş ve Tan Oto’nun organizasyonuna, Tofaş adına Ankara Bölge Müdürü Gürhan Paşolar da katılım gösterdi. Vesperna Restaurant’ın girişinde sergilenen Fiat 124 Spider’ların yanı sıra klasik bir Fiat 1500 de konukların ilgi odağı oldu. Yaklaşık 250 kişinin buluştuğu özel gecede, Beril Çavuşoğlu, Tuba Üstün, Nilgün Tonta, Tahir Yılmaz gibi tanınmış simalar da yer aldı.

Gecede kısa bir konuşma yapan Tofaş, Ankara Bölge Müdürü Gürhan Paşolar Fiat 124 Spider’ın yeniden doğuş hikâyesine değinirken, yaklaşık 50 yıl önce otomobil tutkunlarıyla buluşan ilk nesil 124 Spider modelinin, özgün tasarım mirasını yansıtan yeni jenerasyon 124 Spider hakkında da bilgiler verdi. Fiat’ın Ankara’da ve Türkiye otomotiv pazarındaki konumundan da bahseden Paşolar, Ankara’da faaliyet gösteren Fiat bayileri; Ali Uğurlu, Ankara Oto, Birmot, Kartaş ve Tan Oto’ya da katkılarından ötürü teşekkür ederek sözlerini noktaladı.

Özel gecenin davetlileri, Vesperna Restaurant’ta sergilenen Fiat 124 Spider’ı yakından inceleme fırsatı da bulurken, aynı zamanda otomobili test ederek, benzersiz roadster sürüş keyfini de yaşadı.

Fiat 124 Spider Hakkında:

Manuel ve otomatik şanzıman seçenekleri ile tercih edilebilecek olan Fiat 124 Spider’ın uzun kaputu altında 1.4 litrelik turbo beslemeli, MultiAir teknolojisine sahip 140 HP gücündeki benzinli motor görev yapıyor. 140 bin TL’den başlayan anahtar teslim satış fiyatına sahip olan Fiat 124 Spider, sürüş keyfini katlayacak 3 farklı donanım seçeneği ile tercih edilebiliyor.

Kordsa Gençlerle Geleceği Güçlendiriyor

Güçlendirme lideri Kordsa’nın, gençleri teknoloji, inovasyon, Ar-Ge ve mühendisliğe teşvik etmek amacıyla sponsor olarak desteklediği üniversite projelerinden biri olan Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan YTÜ Racing, yaptığı dördüncü aracıyla dünyanın öğrenciler arası yapılan en büyük mühendislik yarışması olan Formula Student yarışmasına katılacak. Kordsa’nın kompozit malzeme desteği verdiği YTÜ Racing proje ekibi, geçtiğimiz sene de F1 yarışlarının en ünlü pistlerinden İngiltere’deki Silverstone pistinde her yıl düzenlenen Formula Student yarışına katılmış, bu yarışta yer alan ilk ve tek Türk takımı olmuştu.

Türkiye’den tüm dünyaya teknoloji ihraç eden Kordsa’nın, geleceği güçlendirme misyonuyla destek verdiği projelerden biri olan YTÜ Racing takımı, 2011 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Makine Teknolojileri Kulübü bünyesinde farklı fakültelerdeki 30 öğrencinin katılımıyla kuruldu. Bu yıl 4. aracını yapan YTÜ Racing takımı, bu araçla İngiltere’deki Silverstone pistinde her yıl düzenlenen Formula Student yarışına katılmaya hazır. Aracın lansmanı Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşti. Sponsorların, akademisyenlerin ve ailelerin katıldığı etkinlikte, katılımcılar fuaye alanında daha önceki yıllarda yapılan ve Formula Student’a katılan ilk üç aracı da görme şansını yakaladılar. YTÜ Racing ekibi, yaptığı bu araçlarla Formula Student yarışında yer alan ilk ve tek Türk takımı olmuştu.

Geçen yıllarda olduğu gibi, bu yıl da YTÜ Racing ekibinin sponsorları arasında yer alan ve öncü yaklaşımıyla daima üniversite ve sanayi iş birliğini teşvik eden Kordsa, YTÜ Racing ekibine kompozit malzemeler konusunda destek veriyor. Kordsa tarafından tedarik edilen kompozit malzemeler, yapılan aracın özellikle kaporta, kanatlar ve koltuk bölümlerinde kullanılıyor. Kordsa’nın kompozit malzemesiyle üretilen aracın bölümleri daha dayanıklı, daha sağlam ve hız için daha elverişli hale geliyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin de hazır bulunduğu lansman toplantısında Büyükekşi gençlerin başarılarının ülkenin geleceği için taşıdığı önemi vurgulayan bir konuşma yaptı. Konuşmasında gençleri destekleyen ve bu şekilde ülkenin geleceğini güçlendiren sponsor firmalara da teşekkür etti.

Henkel Keşif Dünyası, Koruncuk Vakfı’na Geldi; Çocuklar Deney Yaparak Eğlendi

Faaliyet gösterdiği her ülkede kurumsal vatandaşlık anlayışı ile hareket ederek sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiren Henkel, Koruncuk Vakfı’ndaki çocuklarla Keşif Dünyası projesi kapsamında eğlenceli bilim deneyleri gerçekleştirdi. Henkel’in çalışanlarından oluşan Sürdürülebilirlik Elçileri de çevre bilinci oluşturmak üzere çocuklara bilgi verirken, çeşitli etkinliklerle de bu bilgileri pekiştirdi.

 

Sosyal sorumluluk projelerine büyük değer veren Henkel, bu doğrultudaki çalışmalarını ara vermeksizin sürdürüyor. Henkel, söz konusu çalışmaları kapsamında son olarak, korunma ihtiyacındaki çocukların sağlıklı bir ortamda yaşaması ve çağdaş bir eğitim alarak yeteneklerini geliştirmesi için hizmet veren Koruncuk Vakfı’nda bir dizi etkinlik gerçekleştirdi.

 

Henkel çalışanlarından çocuklara sürdürülebilirlik sunumu

 

Etkinlikler kapsamında kuruluşun Sürdürülebilirlik Elçileri Programı’nda yer alan Henkel çalışanları, Koruncuk Vakfı’nda sınıflara ayrılarak, çocuklara çevre bilinci kazandırmak üzere sürdürülebilirlik sunumu gerçekleştirdi. Sunumun ardından çocukların stres atmalarına yardımcı olmak; koordinasyon, ritim ve denge becerilerini geliştirmek üzere poi kullanımı, anlatımı ve uygulaması yapıldı. Daha sonra ise bahçeye geçilerek çevre bilinci eğitimini pekiştirmek üzere hep birlikte çiçekler ekildi.

 

Henkel’in “Sürdürülebilirlik Elçileri” iş başında

 

Henkel, Sürdürülebilirlik Programı kapsamında net bir sürdürülebilirlik anlayışı kazandırmak ve sürdürülebilirliğin önemini başkalarına aktarmalarını sağlamak amacıyla çalışanlarına eğitimler veriyor. Kuruluş, bugüne dek 79 ülkede yaklaşık 10.000 çalışanına eğitim vererek onların sürdürülebilirlik elçisi olmalarını sağladı. Henkel’in sürdürülebilirlik elçileri, çocuklara kaynakların sorumlu bir şekilde kullanımını öğretmek için faaliyetlerde bulunuyor.

 

Keşif Dünyası hem öğretti hem eğlendirdi

 

Henkel’in Koruncuk Vakfı’ndaki bir diğer önemli etkinliği ise çocuklara bilimi sevdirmek ve eğlenirken öğrenmelerini sağlamak için gerçekleştirilen “Keşif Dünyası” adlı bilim atölyesi oldu. Çocuklar, Yaratıcı Çocuklar Derneği iş birliğinde gerçekleştirilen Keşif Dünyası’ndaki bilim atölyelerinde sürdürülebilirlik dahil olmak üzere çeşitli konularda bilimsel deneylere katıldı. Su, limon, yumurta kabuğu gibi doğal malzemelerle gerçekleştirilen deneylerde de yarınlara yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için çocuklara özellikle doğa sevgisi kazandırılmaya çalışıldı

Saatte 10 Bin Kişiyi Taramadan Geçiren Canlı Bomba Tespit Sistemi Artık Türkiye’de

Saatte 10 bin kişiyi taramadan geçiren yeni nesil canlı bomba tespit sistemi artık Türkiye’de. AKBA Teknoloji’nin Türkiye’ye getirdiği “İnsan Güvenliği Radarı” dünyada ilk gerçek zamanlı olarak, insan akışını engellemeden tarama sağlayıp canlı bombayı 10 metreden tespit edebiliyor.

Müşterilerinin güvenlik ve savunma alanındaki ihtiyaçlarına yönelik özelleştirilmiş niş çözümler üreten AKBA Teknoloji ve Savunma Sanayi, dünyaca ünlü Apstec Systems™ ile gerçekleştirdiği iş birliğiyle “İnsan Güvenliği Radarı”nı Türkiye’ye getirdi. Canlı bomba vakalarını yüzde 100 tespitedebilen sistem, sıvı ve katı patlayıcı maddeleri, karışımları ve ev yapımı bütün patlayıcılarıtespit edebiliyor. Diğer sistemler saatte ortalama 350 kişiyi taramadan geçirirken ‘İnsan Güvenliği Radarı’, insanları sıraya sokmaya gerek duymadan, gerçek zamanlı olarak saatte 10 bin kişiye kadar tarama yapabiliyor. Sistem, havalimanı ve AVM’ler gibi kalabalık alanlarda ve iç ortamlarda canlı bombayı 10 metreden tespit edebiliyor. 14 yıllık AR-GE çalışması sonunda geliştirilen yeni nesil güvenlik sistemi, dünyada gerçekleşen tüm canlı bomba vakalarını analiz edilerek geliştirildi.

Şişecam Topluluğu’nun 120 milyon TL’lik fırın yatırımıyla Türkiye’deki cam ambalaj üretim kapasitesi 1 milyon tonu aştı

Şişecam Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren Şişecam Cam Ambalaj’ın Mersin fabrikasında yaklaşık 120 milyon TL’lik yatırımla yenilediği üçüncü fırını faaliyete geçti. Türkiye ekonomisi ve istihdamına önemli katkı sağlayan Şişecam Topluluğu, Endüstri 4.0 stratejisine uygun yeni teknolojiyle donattığı ve 90 bin ton/yıl kapasiteli fırının devreye girmesiyle Türkiye’deki yıllık cam ambalaj üretim kapasitesini 1 milyon tonun üzerine çıkardı.

Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, Türkiye için değer yaratmayı sürdürdüklerinin altını çizerek, “Topluluğumuz kuruluşundan bu yana aradan geçen 81 yılı aşkın sürede kazanımlarını yine ülkemize yatırmış ve bugün dünyada kendi alanında söz sahibi konuma gelmiştir. Son teknolojiyle yenilerek devreye aldığımız fırınla beraber ülke ekonomisine yaptığımız katkılara bir yenisini daha ekledik. Mersin’deki bu yatırımın geçen yıl rekor kıran cam ambalaj ihracatımıza da olumlu yansımasını hedefliyoruz. Topluluk olarak sürdürülebilir büyüme hedefiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz” dedi.

05.07.2017 – Şişecam Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren ve dört ülkedeki 2,3 milyon ton/yıl üretim hacmiyle dünyanın beşinci büyük cam ambalaj üreticisi olan Şişecam Cam Ambalaj, Mersin fabrikasında son teknolojiyle yenilediği 90 bin ton/yıl kapasiteli üçüncü fırını devreye aldı. Türkiye’de Bursa, Eskişehir ve Mersin’de kurulu üç fabrikasıyla faaliyet gösteren Şişecam Cam Ambalaj’ın yaklaşık 120 milyon TL’lik yatırımla yenilediği üçüncü fırınının devreye alınmasıyla birlikte Türkiye’deki yıllık üretim kapasitesi 1 milyon tonu aştı.

Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, söz konusu yatırıma ilişkin olarak yaptığı açıklamada, bugün dünyanın cam ev eşyasında üçüncü, cam ambalaj ve düzcamda beşinci büyük üreticisi olduklarına dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Ayrıca krom kimyasallarında dünya lideri olmamızın yanı sıra dünyadaki en büyük 10 soda üreticisi arasında yer alıyoruz. 13 ülkede üretim faaliyetlerini sürdüren Topluluğumuz, ulaştığı kapasite büyüklüğünü ve teknolojik gücünü yenilikçilik, yaratıcılık, uzmanlık ve yetişmiş insan gücü gibi özellikleriyle pekiştirmekte ve değişen pazar koşullarına uygun ürün ve hizmet kalitesiyle geleceğe güvenle bakmaktadır.”

“Hem ülke ekonomisine hem de üretime yaptığımız katkılara bir yenisini ekledik”

Mersin’deki cam ambalaj fabrikasının 1969 yılında kurulduğunu hatırlatan Kırman, “Topluluğumuz kuruluşundan bu yana aradan geçen 81 yılı aşkın sürede kazanımlarını yine ülkemize yatırmış ve bugün dünyada kendi alanında söz sahibi konuma gelmiştir. Devreye aldığımız son fırın yatırımımız ile yaklaşık 50 yıldır üretim faaliyetlerimizi gerçekleştirdiğimiz Mersin’de hem ülke ekonomisine hem de üretime yaptığımız katkılara bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Topluluk olarak sürdürülebilir büyüme hedefiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz” diye konuştu.

Türkiye için değer yaratmayı sürdürdüklerinin altını çizen Kırman, Topluluk bünyesindeki Şişecam Cam Ambalaj’ın en yüksek kalitede üretim yapma stratejisi doğrultusunda hareket ettiğini belirterek, şu bilgileri verdi: “Şişecam Cam Ambalaj mevcut tesislerini teknolojik gelişmelerin gereği olarak sürekli olarak yenilemektedir. Devreye aldığımız fırın ile beraber hem ülke ekonomisine yaptığımız katkıları sürdürmeye hem de Mersin fabrikamızda son teknoloji ile üretim yapmaya devam edeceğiz. Söz konusu fırını Endüstri 4.0 stratejisine uygun şekilde donattık. Şişecam Cam Ambalaj, bu fırına bağlı üç hatta kavanozdan şişeye geniş bir ürün yelpazesinde istenilen renkte üretim yapabilecek.”

Şişecam Cam Ambalaj’ın dünyanın en büyük cam ambalaj üreticileri arasında yer aldığına dikkat çeken Kırman, “Şişecam Cam Ambalaj, 2016 yılında gerçekleştirdiği 125 bin tonluk ihracatla hem sektör hem de kendi rekorunu kırdı. Mersin fabrikamız limana yakınlığı ile ihracatımızda kritik öneme sahiptir. Gerçekleştirdiğimiz bu fırın yatırımıyla bu açıdan önemi daha da artmıştır. Şişecam Cam Ambalaj, 2016 yılında elde ettiği tarihi ihracat başarısını yeni yatırımlarla önümüzdeki yıllarda da sürdürülebilir şekilde artırmayı hedefliyor” dedi.

Kimya sektöründen yılın ilk yarısında 7 milyar 955 milyon dolarlık ihracat

Kimya sektörü yükseliş ivmesini yılın ilk yarısında koruyarak Türkiye ekonomisine en çok katkı sağlayan üçüncü sektör konumunu sürdürdü. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre; yılın ilk yarısında kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre miktarda yüzde 11,79 artışla 9 milyon 477 bin ton, değerde ise yüzde 13,17 yükselişle 7 milyar 955 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ocak-Haziran 2017 ihracatından yüzde 35’le en büyük payı AB ülkeleri aldı.

Yılın ilk yarısında ihracatta yaşanan artış kimya sanayicisinin yüzünü güldürdü. Sektörün ilk yarı ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre miktarda yüzde 11,79 artışla 9 milyon 477 bin ton, değerde ise yüzde 13,17 yükselişle 7 milyar 955 milyon dolara ulaştı. AB ülkelerinden gelen talebe ek olarak en önemli pazarları arasındaki ABD ve Rusya’ya yapılan ihracattaki artışlar da yükseliş trendini destekledi. ABD’ye ihracat yüzde 36,74 artışla 334 milyon 337 bin dolar olarak gerçekleşti ve ülkeyi en çok ihracat gerçekleştirilen ülkeler sıralamasında 5. sıraya yerleştirdi. Rusya ise yüzde 35,21 artış ve 144 milyon 653 bin dolarlık ihracatla 18. sırada yer aldı.

Ocak-Haziran 2017 döneminde kimya sektörünün en çok ihracat gerçekleştirdiği 10 ülke sırasıyla; Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, Irak, Mısır, ABD, İtalya, İran, İspanya, Singapur ve Yunanistan oldu.

AB ülkeleri ilk altı ayda kimya ihracatından yüzde 35 pay aldı…

Avrupa Birliği ülkelerinden gelen talep kimya ihracatına katkı sağlamaya devam ediyor. Yılın ilk yarısında AB’nin kimya ihracatından aldığı pay yüzde 35’e yükseldi. Almanya, İtalya, İspanya ve Yunanistan bu dönemde kimya sektörünün en çok ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında yer aldı.

İlk yarıda alt sektörler bazında liderlik plastik mamüllerde…

Yılın ilk yarısında kimya ihracatına alt sektörler bazında en fazla katkıyı plastikler ve mamulleri sağlarken en güçlü artış ise mineral yakıtlar ve yağlarda yaşandı. Ocak – Haziran 2017 döneminde plastikler ve mamülleri yüzde 1,17 artış ve 2 milyar 545 milyon dolarlık ihracatla liderliğini sürdürdü. Mineral yakıtlar, yağlar ve ürünleri yüzde 61,82 yükselişle 2 milyar 67 milyon dolarlık ihracatla ikinci sırada yer alırken üçüncülüğü ise yüzde 3,20 artış ve 607 milyon 586 bin dolarla kauçuk ve kauçuk eşyalar üstlendi.

Kimya sektörünün ihracatına aylık bazda bakıldığında sektörün Haziran ayı ihracatının geride bıraktığımız yılın aynı ayına göre miktarda yüzde 1,64 azalışla 1 milyon 447 bin ton, değerde ise yüzde 2,57 düşüşle 1 milyar 291 milyon dolar olarak gerçekleştiği görüldü. Sektörün bu dönemde en çok ihracat yaptığı ilk on ülke; Mısır, ABD, Almanya, Irak, İspanya, İtalya, İran, Romanya, Birleşik Arap Emirlikler ve Bulgaristan olarak sıralandı.

Kimya sektörünün ilk yarı performansını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz şunları söyledi: “İlk altı ayda elde ettiğimiz ihracat rakamlarımıza bakınca hem sektörümüz hem ülkemiz adına mutluyuz. Türkiye’nin büyüme hedeflerine ulaşmasında ihracatçılar olarak üzerimize düşen sorumlulukların bilincindeyiz. Kimya ihracatımız yılın ilk yarısında miktar ve değer bazında artışlar yakaladı. Sanayicimizin kararlı tutumu ve çalışma azmi, sorun yaşadığımız ülkelerdeki problemlerin yavaş yavaş aşılması ve AB ülkelerinden gelen talep artışı gibi faktörlerin etkisiyle ihracatımızdaki artış trendi devam ediyor. Diğer yandan Rusya’daki toparlanmanın olumlu etkisini görmeye başladık. Temennimiz ilerleyen aylarda artarak sürmesi. Siyasi olarak ilişkiler normale dönse bile bunun ticarete yansıması maalesef çok daha geç gerçekleşiyor. Rusya’ya ihracatta da aynı durumu yaşadık. İlk yarı ihracat performansını göz önüne aldığımızda kimya sektörü olarak yılın ikinci yarısından da umutluyuz, bu olumlu tabloyu sürdüreceğimizi düşünüyoruz. Özellikle sanayicilerimize finansal açıdan nefes aldıran teşvikler sayesinde daha cesur adımlar atılabileceğine inanıyoruz.”

Türkiye Hazır Beton Birliği “Hazır Beton Sektör Raporu”nu açıkladı

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), hazır beton sektörünü bilimsel olarak analiz eden “Hazır Beton Sektör Raporu”nu açıkladı. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Girişimci Bilgi Sistemi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve T.C. Merkez Bankasının verileri ışığında hazırlanan Rapor, sektörün beklenen gelişimini, büyüme performanslarını, fiyat, rekabetçilik ve etki analizlerini içeriyor. Rapor, deprem kuşağındaki Türkiye için ilk defa iktisadi olarak “hazır beton sektörü kalite denetim sisteminin” önemini ortaya çıkarıyor. 

Hazır beton sektörünün 2009 yılı finansal krizin etkilerini, üretim miktarı olarak değerlendirildiğinde 2014 yılında aşmayı başardığını belirten Rapor, girişim başına düşen üretim miktarı olarak ele alındığında sektörde dengeli bir büyüme trendinden bahsetmenin mümkün olmadığına, sektörün yükseliş trendini iki yıldan daha uzun süre devam ettiremediğine ve bu durumun üreticiler açısından önemli bir sorun teşkil ettiğine dikkat çekti.

İnşaat sektöründe yaşanan olumsuz gelişmelerin hazır beton sektörünü daha derinden etkilediğini ve hazır beton sektöründeki dalgalanmaların inşaata kıyasla daha derin olduğunu ortaya koyan Rapor, sektördeki volatilitenin yüksek olmasının da üretici firmaların projeksiyon yapmalarına engel olduğunu gösterdi.

Rapor, 2010 sonrası dönemde üretim miktarının ciddi bir artış göstermesine karşın fiyat düzeyinin oldukça sınırlı bir artış gösterdiğini belirledi. Piyasada faaliyet gösteren girişim sayısının artmasına bağlı olarak sektördeki rekabetin artması, bu sınırlı artışın sebeplerinden biri olarak gösterildi.

Rapor’da yapılan analizler, 2018’de hazır beton sektörünün her yıl yaklaşık %10’luk bir büyüme sergileyerek 20 milyar TL’lik bir ciro rakamının üzerine çıkması gerektiğini gösterdi.

Sektörün kârlılığını inceleyen Rapor, 2006-2014 yıllarının tamamında hazır beton sektörünün kârlılığının, imalat sanayi ortalamasının bir hayli altında olduğunu gösterdi. 2010 sonrası dönemde hazır beton sektörünün kârlılığında bir artış görünse de bu artışın yeterli görünmediği ifade edilen Rapor’da, 2006-2014 döneminde hazır beton sektörünün kârlılığının ortalamada imalat sanayinin %41 altında olduğu görüldü.

Hazır Beton Sektör Raporu ile ilgili görüşlerini açıklayan Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, hazır beton sektörünün 109 milyon metreküplük üretim ve 16 milyar TL’nin üstünde gelir hacmiyle inşaat sektörünün en önemli parçası olduğunu söyledi. Türkiye’nin beton üretiminde 2009’dan bu yana Avrupa’nın lideriyken, Çin ve ABD’nin ardından dünyanın üçüncü en büyük hazır beton üreticisi olduğuna dikkat çeken Yavuz Işık, sektörün bu performansı ve 38 bini aşan istihdam hacmiyle ülke ekonomisine büyük katkı sağladığını ifade etti.

Rapor’da sektörde yaşanan rekabetin boyutunun karşılaştırmalı analizinin gerçekleştirildiğini söyleyen Yavuz Işık, bunun için hazır beton, inşaat, imalat ve çimento sektörlerindeki rekabet düzeylerinin karşılaştırıldığını ve 4 sektör arasından rekabetçilik derecesi en yüksek olan sektörün ise hazır beton sektörü olduğuna dikkat çekti.

Yavuz Işık, Rapor ile ilgili değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Fiyata duyarlı bir talebin olduğu ve aynı zamanda göreli rekabet düzeyinin yüksek olduğu hazır beton sektöründe üreticilerin fiyatı düşürmek sureti ile rekabet etmeleri, ürün farklılaştırmasının oldukça sınırlı olduğu sektörde üreticilerin kaliteden ödün vermelerine neden olacaktır. İnşaat ve imalat ortalamasının üzerinde bir rekabet seviyesi, hazır beton gibi yapı güvenliği açısından kritik bir üründe olumsuz sonuçları beraberinde getirecektir. Türkiye gibi deprem kuşağı üzerinde yer alan bir ülkede hazır beton sektöründeki rekabetin fiyat odaklı olduğu kadar kalite odaklı da gitmesi gerekmektedir. Sektördeki fiyat rekabetinin, kaliteden ödün vermeyen firmalar aleyhine işlememesi için kalite denetiminin tüm hazır beton üreticilerini kapsayacak şekilde uygulanması gerekmektedir. Aksi durumda fiyata duyarlı hazır beton sektöründeki yoğun fiyat rekabeti yalnızca sektöre değil konut sektörüne ve dolayısı ile tüm tüketicilere zarar verir hale gelecektir. Söz konusu piyasa başarısızlığının engellenmesi ve aynı zamanda piyasada sağlıklı bir rekabet ortamının tesis edilmesi için, kalite denetim sisteminin tüm hazır beton üreticilerini kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir.

Hasbro Türkiye’nin Yeni Genel Müdürü Aslı Çetkin oldu

5 Haziran 2017 itibarıyla Hasbro Türkiye Genel Müdürlüğü görevine Aslı Çetkin atandı. Cyrille Guerin’dan bayrağı devralan Çetkin, Hasbro Türkiye’nin tüm iş süreçlerine liderlik edecek.

Çalışma hayatına Danone Türkiye’de başlayan Aslı Çetkin, sırasıyla RTC-Etap, Digiturk, Ontex’te önemli pozisyonlarda görev aldı. 2007’de Hero Türkiye’ye geçen Çetkin, 2013’te Pazarlama Direktörlüğü’ne, 2016’da ise Hero Türkiye Genel Müdürlüğü’ne atandı.

Aslı Çetkin, başarılı kariyer hayatını 5 Haziran 2017 itibarıyla Hasbro Türkiye’nin Genel Müdürü olarak sürdürecek.

1975 yılında İzmir’de doğan Aslı Çetkin, Saint Benoit Fransız Lisesi’nin ardından eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gıda mühendisliği alanında devam etti. Çetkin, yine aynı üniversitede pazarlama alanında Exe- MBA yaptı. Çetkin, evli ve iki çocuk annesi.

Hasbro hakkında:

Dünya oyuncak devi Hasbro; 1984 yılından beri Türkiye’de, küçükten büyüğe herkesi gülümsetmek için çalışıyor. Markalı oyun ve oyuncak sektörünün önde gelen şirketlerinden biri olan Hasbro, ülkemizde Monopoly, Tabu, Jenga, Transformers, Spider-Man, Star Wars, Play-Doh, Playskool, My Little Pony,Littlest Pet Shop Minişler, Nerf gibi markalarıyla çok geniş bir tüketici yelpazesine ürünlerini ulaştırıyor.

Hasbro, Türk insanını markalı oyun ve oyuncaklarıyla buluşturmakla kalmıyor, düzenlediği aktiviteler, yarışmalar ve sosyal medya uygulamalarıyla tüm tüketicilerine eğlenceli deneyimler de yaşatıyor. Markalı oyunlardan oyuncaklara, sinema ve Hasbro stüdyolarında yaratılan çizgi filmlerinden televizyon programlarına, lisanslı ürünlerinden video oyunlarına markalarını tüketicilerle buluşturan Hasbro, 30 yılı aşkın bir süredir Türk insanına eğlencenin kapılarını açıyor.