Çelik sektörü ilk çeyreği 5,2 milyon ton ihracatla kapattı

???????

Çelik ihracatçıları yılın başından bu yana sürdürdüğü yükseliş trendini ilk çeyrekte zirveye taşıdı. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre çelik ihracatı yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 21,7 artışla 5,2 milyon ton, değer bazında yüzde 41,6 artışla 3 milyar dolara yükseldi. Bu dönemde Avrupa Birliği’ne yapılan ihracat miktar bazında yüzde 101 artarak 1,5 milyon ton oldu. Sektör, Mart ayı ihracatında ise miktarda yüzde 39,3, değerde yüzde 60,9 artış yakaladı. Değerde yaşanan bu ciddi yükselişin temel nedeni Türkiye çelik ihracat fiyatlarındaki artış oldu.

Çelik İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2017 yılı Ocak-Mart dönemi verilerine göre; Türkiye’nin miktar bazındaki çelik ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,7 artışla 5,2 milyon tona ulaşırken, sektörün değer bazındaki ihracatı yüzde 41,6 artışla 3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Çelik sektörünün direkt ihracatına, diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin 2017 yılının ilk çeyreğindeki toplam çelik ihracatı; miktar bazında 5,4 milyon ton, değer bazında ise 3,5 milyar dolar oldu.

2017 yılının Ocak-Mart dönemi rakamlarına göre; Avrupa Birliği’ne ihracat yüzde 101 artış ile 1,5 milyon tona ulaştı ve bölgeler arasındaki liderliğini sürdürdü. Avrupa Birliği’ni 1,2 milyon tonla Ortadoğu, 664 bin tonla Kuzey Amerika ülkeleri ve 471 bin tonla Kuzey Afrika ülkeleri izledi.

Çelik sektörünün yılın ilk çeyreğinde miktar bazında ihracatta en fazla artış yakaladığı ülkeler; Singapur, İspanya, İtalya, Hong Kong ve Yemen olarak sıralandı.

İlk çeyrekte en çok ihraç edilen çelik ürünleri sıralaması; 1,9 milyon ton ile inşaat çeliği, 703 bin tonla yassı sıcak, 474 bin tonla dikişli boru, 451 bin ton ile filmaşin ve 397 bin tonla profil şeklinde oldu.

Mart ayında çelik ihracatı değerde yüzde 61 artış yakaladı…

Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2017 yılı Mart ayı ihracatı, 2016 yılının aynı ayı ile kıyaslandığında miktarda yüzde 39,3 artış ile 2 milyon ton, değerde yüzde 60,9 artış ile 1,2 milyar dolara yükseldi.

Türk çelik ihracatçıları Uzak Doğu’dan pazar payı almaya başladı…

2017 yılı ilk çeyrek ihracat verilerini değerlendiren Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “Çelik ihracatımız miktar ve değer bazındaki yükselişini yılın ilk çeyreğinde de sürdürdü. Söz konusu dönemde ihracatımız miktarda 5,2 milyon ton, değerde 3 milyar dolara yükseldi. 2017 yılı Mart ayı ihracatımız ise geçen yılın aynı ayına kıyasla miktarda yüzde 39,3 artışla 2 milyon ton, değerde yüzde 60,9 artış ile 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz ay özellikle değer bazında yaşanan önemli orandaki yükseliş temel olarak ihraç fiyatlarımızdaki artıştan kaynaklandı. Mart ayında çelik ihraç fiyatımız 78 dolar arttı. Bu artışın ana sebeplerine baktığımızda ilk sırada Çinli çelik üreticilerinin emtia fiyatlarına bağlı olarak artan maliyetlerinin global çelik ihraç fiyatlarını arttırmasını görüyoruz. Ayrıca Türk çelik sektöründe girdi mahiyetinde kullanılan emtia fiyatlarında yaşanan artış da çelik ihraç fiyatlarımızın yükselmesini sağladı” dedi.

Singapur ihracatında dikkat çekici bir artış yaşandığına da değinen Namık Ekinci, “Mart ayında Singapur’a olan ihracatımız geçen yıl 981 ton iken, 133 bin ton artış gösterdi. Aynı şekilde Endonezya’ya ihracatımız da 2016 yılı Mart ayında 1 ton iken, 2017 yılı Mart ayında 68 bin tona ulaştı. Bu durum Türk çelik ihracatçılarının Uzak Doğu çelik piyasasında pazar payı almaya başladıklarının göstergesidir. Uzakdoğu pazarlarının yanı sıra İtalya, İspanya, Birleşik Krallık, Belçika ve Portekiz gibi Avrupa ülkelerinde yaşadığımız artışlar da ihracatımıza ivme kazandırmaya devam ediyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Koleksiyon Almanya’nın En İyi 100 Listesinde

Koleksiyon “Kendini Kurgulayan Çalışma Alanı” teması altında sunduğu ve birçok önemli tasarımcı imzasını taşıyan yeni tasarımlarıyla dünyanın farklı bölgelerinde başarılar kazanmaya devam ediyor. En son, bu serinin ilgi çeken renkli ürünlerinden olan Boccaporto Almanya’da belirlenen en iyi 100 tasarım arasına girerek önemli bir başarı yakaladı. Böylece ofislere yönelik elektronik aletlerden mobilyalara kadar farklı kategorilerden markaların arasında yer alan Koleksiyon ayrıca bu listedeki tek Türk markası olarak dikkat çekti.

Finanstan eğitime kadar çok sayıda sektöre özel, yarının çalışma kültürünü şekillendirecek tasarımlar sunan Koleksiyon, ‘Self-Organised Workplace / Kendini Kurgulayan Çalışma Alanı’ teması altında sunduğu ürünlerle dünyanın farklı bölgelerine açılmaya, başarılar elde etmeye devam ediyor.

Daha önce AIT 2016’da “Innovation Award” ile ödüllendirilen oturma ve çalışma ünitesi Boccaporto, bu kez Almanya’nın önemli yayınlarından “Dasbüro” tarafından en iyi 100 tasarım listesine seçildi.

Ofiste Ses Geçirmeyen Özel Bir Liman

İtalyan tasarım ofisi Métrica imzası taşıyan Boccaporto, açık alanlara yönelik geliştirilmiş bir oturma ve çalışma ünitesi olarak öne çıkıyor. Çevre ile iletişimi çalışmak için ideal düzeye taşıyan Boccaporto, tek veya en fazla 3 kişiyi ağırlayabilecek iki farklı modele sahip. Ses geçirmeyen özel dış yüzeyi sayesinde mekan içinde mekan yaratan tasarım, böylece ortak çalışma alanlarında ihtiyaç duyulan bireysel konsantrasyonun güçlendirilmesini sağlıyor.

Boccaporto, aynı zamanda iç bölümünde kullanılan LED aydınlatma, enerji ve güç donanımı sayesinde kütüphane, havaalanı gibi kalabalık alanlarda çalışmak için uygun ortamı kullanıcısına sağlıyor. Tüm bu özellikleriyle Boccaporto, özellikle açık ofislerde ve ortak alanlarda sığınılabilecek bir liman olma niteliği taşıyor.

Türk çayının tahtı tehlikede mi? TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ NESİL KAHVEYİ SEVDİ

Farklı aroma ve lezzete sahip üçüncü nesil kahveler, ülkemizde de vazgeçilmez oldu. Artık kahve severler farklı çeşitte hazırlanmış kahve çeşitlerini denemekten büyük keyif alıyor. Türkiye’de 2012-2013 döneminde kişi başına 595 gram olan kahve tüketimi, 2015-2016’da 920 grama ulaştı.

Dünya çapında 70’den fazla ülkede üretilen kahveyi, tarih boyunca her toplum kendi kültürüne göre yorumlamış, ortaya binlerce farklı aroma ve lezzette kahve çıkmıştır. Öyle ki kahve tadım uzmanları, kahvenin özelliklerini ve tadımsal yönlerini belirlemek için kendi dillerini bile geliştirmişlerdir. Artık bugün hemen herkesin damak zevkine göre kahve bulmak mümkün. Hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen kahve ülkemizde de yalnızca, bol köpüklü Türk kahvesinden ibaret değil.

Kahvede yüzlerce çeşit aroma var

Cofee Gutta Genel Müdürü Kamber Çal, kahve sektörünün son dönemde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir gelişme gösterdiğini söyledi. Kahve sevenlerin farklı çeşitte hazırlanmış kahve çeşitlerini denemekten büyük keyif aldığını belirten Çal, “Kahve de şarap gibi bir kültüre sahip. Son yıllarda ülkemizde de duyulmaya başlanan üçüncü nesil kahve akımı, kahvenin ticari bir üründen ziyade gurme bir ürün olması fikrine dayanıyor. Artık kahveler de yöresi ve çiftlikleri ile anılmaya başlıyor. Kahvenin hazırlanışına, dolayısı ile kahveyi hazırlayan kişilere ve onların eğitimlerine de en az kahvenin kalitesi kadar önem veriliyor. Kahve yüzlerce çeşit aroma tadı ile de lezzetli bir içecek. Bu özellikleri ile üçüncü nesil kahvecilik ülkemizde vazgeçilmez olan çayın tahtını zorlayacak” dedi.

Son zamanlarda sıklıkla düzenlenen “coffee cupping” organizasyonlarıyla kahve severlerin bir araya gelerek farklı kahve çekirdeklerini deneyimleme fırsatı bulduğunu hatırlatan Çal, “Farklı kahve çekirdekleri demlenerek aroma, koku, asidite, gövde gibi farklı kriterlerle değerlendirilir. Kahvenin yetiştiği iklim, coğrafya ve toprak özellikleriyle gelişen ve kavurma esnasında farklılaşan koku ve aromalar analiz edilir. Kahve aromalarını değerlendirmek üzere hazırlanan ‘kahve tadım çarkı’ ile meyvemsi, odunsu, limoni, baharatlı gibi onlarca farklı aroma kriterine göre değerlendirilmeye çalışılır” diye konuştu.

“Kahvenin Rotası” mottosuyla yola çıkan Coffee Gutta, iyi ve taze kahve hareketinin öncüsü olarak dikkat çekiyor. Dünyanın farklı yörelerinde yetiştirilmiş kahve çekirdeklerini kendi harmanlayıp, kahve severler ile şubelerinde buluşturuyor.

Hayat Kimya’dan 800 milyon TL yatırımla iki yeni tesis

Hayat Kimya, Kocaeli kampüsüne eklediği 800 milyon TL değeriyle 600 kişiye istihdam sağlayan iki yeni tesis yatırımının açılışını T.C. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın katılımıyla gerçekleştirdi. Bebek bezinin olmazsa olmaz ‘’non-woven’’ tekstili ve tüm ürünlerinin ambalajını üreten tesisin yanı sıra Avrupa’nın en büyük otomatik deposunu bünyesine katan Hayat Kimya, hızlı tüketim sektöründe bu kapsamda uçtan uca üretim yapan ilk ve tek şirket oldu.

Hızlı tüketim sektöründe 30. yılında Hayat Kimya, Kocaeli’ne, ilk adımını attığı günden bu yana toplam 2.7 milyar TL yatırım yaparak 2.250 kişiye istihdam sağlıyor. Açılışını yaptığı 800 milyon TL değerindeki yeni yatırımlarıyla 600 kişiye ek istihdam sağlayarak büyümeye devam ediyor.

Ev bakım, hijyen ve temizlik kağıtları kategorilerinde Bingo, Molfix, Molped, Papia ve Familia gibi bilinen toplam 12 markasını, Cezayir’den İran’a, Mısır’dan Rusya’ya pek çok farklı coğrafyada üretiyor ve 100’e yakın ülkeye ihraç ediyor. Hayat Kimya, ihracat kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük 51. ihracatçısı ve en büyük 45. sanayi şirketi konumunda.

Türkiye’nin ilk hipoalerjenik bebek deterjanını, ilk çift taraflı yumuşak tuvalet kağıdını Kocaeli’ndeki üretim kampüsünden, Madagaskar’dan Kenya’ya, Gana’dan Kazakistan’a kadar dünyada milyonlarca eve ulaştıran Hayat Kimya, hem Türkiye’de, hem de dünyada sınırları aşan başarılar elde etti. İran’da Molfix ile üst üste 3 senedir lider bebek bezi olmasının yanı sıra “En Çok Tercih Edilen Bebek Bezi Markası” seçilirken, Nijerya’da “Afrika’nın En İyi Bezi” ilan edildi.

Hızlı Tüketim Sektöründe İLK ve TEK: Kapsamlı “Uçtan Uca Üretim”

Hayat Kimya, ev bakım, hijyen ve temizlik kağıtları üretim tesisleri bulunan Kocaeli’ndeki dev kampüsüne yaptığı 2 yeni yatırımın açılış törenini, T.C. Mili Savunma Bakanı Fikri Işık’ın katılımıyla gerçekleştirdi.

Non-woven ve Ambalaj üretimi yapan yeni tesiste, bebek ve yetişkin bezi ile hijyenik pedlerde kullanılan, dokumasız, örgüsüz, hava geçiren çok özel bir kumaş olan Non-woven üretiliyor. Dokunmadan ve örülmeden, son teknoloji ile oluşturulan bu özel kumaş, Molfix bezler, Molped hijyenik pedler, Joly yetişkin bezleri için özel ölçülerde kesiliyor. Aynı tesiste, Bingo’dan Molfix’e, Molped’den Papia’ya kadar 12 markasının tüm esnek ambalajlarını kendi bünyesinde üretiyor. Ambalajların renk çeşitliliğinden, baskılarına kadar tüm farklı uzmanlık gerektiren iş alanlarını tek çatı altında toplayarak, uçtan uca entegrasyonda derinlemesine birikim elde ediyor. Özellikle hijyen kategorisinde, bebek bezlerinde hammaddenin özel kumaş hale getirilmesinden, tüm ürün ambalajlarının üretilmesine kadar geniş kapsamda “uçtan uca entegrasyonu” Türkiye’de ilk kez Hayat Kimya gerçekleştiriyor.

Hayat Kimya İcra Kurulu Başkanı Avni Kiğılı, “Bu yatırımlarla, farklı coğrafyalarda tüketici ihtiyaçlarına daha hızlı, daha fazla çeşitlilikle cevap verebilecek esneklik kazandık, markalarımızın dünya çapında rekabet gücünü arttırıyoruz. Ürettiğimiz non-woven ve ambalajın %50’sini ihraç ediyoruz. Katma değerli operasyon verimliliğiyle bizi ayrıştıran bu 2 önemli tesis, sürdürülebilir büyümemizin teminatında büyük rol oynuyor.” dedi.

Avrupa’nın En Büyük Tam Otomatik Deposu, %75 alan verimliliği sayesinde 11 futbol sahasını dolduracak ürünü 4 futbol sahasına sığdırıyor

Tam Otomatik Depo’nun, 27 bin metrekare kapalı alanda, 12.600 metrekare depolama ve 14.500 metrekare operasyon alanı bulunuyor.Dikey mimariye sahip depo konvansiyonel depolara göre %75 alan verimliliği sağlıyor. İleri otomasyon teknolojisiyle birim alanda daha fazla ürün depolanabiliyor: Yaklaşık 11 futbol sahasını dolduracak ürün, 4 futbol sahası genişliğindeki alana depolanıyor. Ayrıca, depodaki yüksek teknoloji, düşük oksijen seviyesiyle, herhangi bir depoda yaşanabilecek yangın riskini minimum seviyeye indiriyor. Tam Otomatik Depo’nun ileri teknolojileriyle tek seferde doğru ve daha hızlı tedarik gücü artan Hayat Kimya, müşteri memnuniyetini yüzde 98’lere çıkartıp, aynı kampüste üretim ve depolama verimliliği sayesinde karbon ayak izini her sene yılda 200 ton azaltıyor.

Hayat Kimya İcra Kurulu Başkanı Avni Kiğılı, “Hızlı tüketim sektöründe, bu kapsamdaki entegre üretim sisteminin, Türkiye’ye ilk defa Hayat Kimya ile kazandırılmasından büyük onur duyuyorum. Hayat Kimya’nın 30. yılında, memleketimizin birikimine katkı sağlayacak yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.” dedi.

Dimes Küresel Ayak İzini Büyütüyor

Türkiye’nin ilk yerli sermayeli meyve suyu ve önde gelen içecek markası DİMES, uluslararası pazarlarını geliştirmeye devam ediyor. Japonya’nın yaklaşık 10 milyar dolar büyüklüğe sahip meyve suyu pazarında payını artırmayı hedefleyen DİMES, bu ülkenin iki önemli fuarına katıldı. Japonya’nın yıllık gıda ithalatı 60 milyar doları aşıyor.

Şubat ve Mart aylarında gerçekleştirdiği Japonya çıkartması kapsamında önce Tokyo’da düzenlenen Supermarket Trade Show etkinliğine katılan DİMES, daha sonra 78 ülkeden 82 binin üzerinde ziyaretçiyi bir araya getiren, Uzak Doğu pazarının en önemli gıda ve içecek fuarı Foodex Japan 2017’de yerini aldı.

Farklı coğrafyalarda 100’ü aşkın ülkeye ihracat yapan DİMES’in yurtdışı satışlarının, 2016 yılında 30 milyon TL düzeyinde gerçekleştiğini belirten DİMES Genel Müdürü Ozan Diren şirketin ihracatının yüzde 26’sının Uzak Doğu pazarına gerçekleştiğini söyledi.

Japonya’nın yanı sıra, Çin, Hong Kong, Malezya, Filipinler’i de içine alan Uzak Doğu pazarında güçlü bir potansiyel gördüklerini dile getiren Ozan Diren, “İşimize ve hayata farklı bakış açımızın kaynağı Doğaya ve İnsana Saygı ilkemiz, bu coğrafyada güçlü şekilde karşılık buluyor. Sağlığı ve doğallığı, yaşam tarzlarının merkezinde tutan Uzak Doğulular, hayata bizim gibi başka bakıyorlar. Yüzde 100 meyve suyu ürünlerimize artan tüketici ilgisi, bu ortak noktamızdan kaynaklanıyor” dedi.

Türk Portakalından Üretilen Yüzde 100 Meyve Suyu, Katma Değerli İhracat

Katma değerli ihracatla tarım ekonomisine katkı yapmanın DİMES’in öncelikleri arasında yer aldığını belirten Diren, “Türkiye’de yerli portakallardan %100 ve sıkma meyve suyu üreten ilk firmayız. Bunun için Aydın üretim tesisimizde özel bir üretim hattı kurduk” dedi.

Yüksek Potansiyelli, Ancak Zorlu Pazar

Meyve ve sebze ihtiyacının çoğunu ithalatla karşılayan Japonya, ülkenin güçlü ekonomik dinamiklerinin de etkisiyle, yılda yaklaşık 60 milyar dolar düzeyinde gıda ithalatı gerçekleştiriyor. Ülkenin gıda ithalatında kaliteden taviz vermeyen yaklaşımı ve kişisel tercih ve prensiplerin davranışlara yön verdiği tüketici profili, Japonya pazarında kendine özgü bir yapı oluşturuyor.

“Ağız tadı kadar akıllara ve kalplere de hitap ediyoruz”

Fidandan ürüne kaliteyi güvence altına alan dikey entegre üretim sistemi ve katkısız yüzde 100 meyve suyu ürünleriyle DİMES, bu zorlu pazarda marka yolcuğunu sürdürüyor.

Japonya’da gerçekleşen iki fuarda da yoğun ilgi gördüklerini belirten Ozan Diren, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle yüzde 100 meyve sularından oluşan ve 700 ml cam şişede sunulan, sıkma yüzde 100 Moments ürün serimiz büyük ilgi gördü. Japon tüketiciler ve bu bölgedeki iş ortaklarımız, ürün kalitesini ve üretici felsefesini ince eleyip sık dokuyarak uzun uzun düşünüp karar veriyorlar. Öte yandan, onların güvenini kazanabilirseniz ve bu güveni sarsmadan sürdürebilirseniz, potansiyel çok büyük. Ürünlerimiz tüketicilerin ağız tadına, ürün kalitemiz ve felsefemiz de onların akıllarına ve kalplerine hitap ediyor” dedi.

Ozan Diren, Japonya’nın yanı sıra diğer bölge ülkelerinde de büyümek istediklerini ve özelikle de Foodex fuarında bu konuda önemli işaretler aldıklarını sözlerine ekledi ve “Uzak doğu tüketim alışkanlıklarına uygun ürünlerimiz ve üretim felsefemizle bölge insanının sağlık merkezli hayat döngüsünde yerimizi alacağız” dedi.

Yeni Dönem Lider Olmanın Sırlarını Anlatacak

“Cesur, barışçıl ve samimi olanlar, yeni dönem lider adaylarıdır” diyen Mac Macartney, lider olmanın sırlarını vermek üzere İstanbul’a geliyor.

Dünyada yeni dönem liderlik anlayışının değiştiğini, hayal gücünün, sevincin, başkaları ve yaşamla kurulan ilişkinin, derin samimiyetin önemli olduğuna dikkat çeken, araştırmacı yazar Mac Macartney; 20-21 Nisan tarihlerinde, Tokyo’nun hemen ardından İstanbul’da gerçekleşecek olan Sürdürülebilir Markalar Konferansına (Sustainable Brands) katılıyor. Liderlik kavramını yeniden anlamlandıran, değişimin üreticisi olan, amaç, eylem ve cesareti kalbe yerleştirenlerin, sürdürülebilir şampiyonlara dönüştüğünü anlatan araştırmacı yazar Mac Macartney, Dünyanın en önemli 50 konferansı arasında gösterilen “Uluslararası Sürdürülebilir Markalar® Konferansına” katılmak amacıyla İstanbul’a geliyor. Amacını etkinleştiren, amacını hayata geçiren önemli marka yöneticilerini buluşturan konferans, değişimi yönetenlere ilham kaynağı olan gerçek bir değişim lideri ve düşünürü ağırlamaya hazırlanıyor.

Markaların, yeni yol haritalarının belirlendiği, değişimi yönetenlerin bir araya geldiği, markaların birbirinden ilham aldığı Sürdürülebilir Markalar Konferansı (Sustainable Brands), 20-21 Nisan tarihlerinde
“Amacını Etkinleştirme” (Activating Purpose) temasıyla, Swissotel The Bosphorous’ta yapılacak. Amacının peşinden koşan, dünyanın önemli projelerini hayata geçirmiş, markalara değişimin parametreleri konusunda ilham vermiş, 15’i yabancı olmak üzere 35 konuşmacı konferansa katılacak.

Konferans için İstanbul’a gelecek konuşmacılar arasında; Nike ve NASA’nın birlikte kurduğu sürdürülebilir malzeme ve inovasyon platformu ‘’LAUNCH’’ ın Nordik LideriSofus Midtgaard ;Global Lider Ahmet Bozer, , tüm sektörlerden 5000 in üzerinde marka takımı ile davranış değişikliği stratejisi çalışmaları yapan Sille Krukow; Start-up ların ve yatırımcıların buluştuğu en önemli platform olan YouNoodle’ın Kurucusu Thorsten Kolind;Creative Design&Branding Agency -Pearl Ficher Newyork CEO su Angela Hariche , Mobil Endüstride, İlham Veren Çöp Adama Dönüşümün Yaratıcısı ve Çöpü altına Çeviren Sihirli Dokunuşun Sahibi Closing The Loop Kurucusu Joost de Kluijver, Gelecek Nesil Markaların ve Liderlerin Değişiminde Yön Göstericisi ve Geleceğe Uzanan Değişim Köprüsünün Mimarı olan Jenny Andersson, dünyanın en önemli iletişim şirketlerinden Radley Yeldar Kurucularından ve “Fit for Purpose Index” Yaratıcısı Ben Richards, ,

BASF Global Sürdürülebilirlik Başkanı Andreas Kischerer, Ülker Global Pazarlama Başkan Yardımcısı Berna Akyüz Öğüt ,Loreal Türkiye CEO su Claude Rumpler, Given London Kurucusu ve Genel Müdürü Ortak Deneyim Yaratmanın Orkestra Şefi Becky Willan, , Kavramsal Psikoloji ve Davranış Ekonomisinin Sayılı Öncülerinden ‘’Innervetion’’ Kavramının yaratıcısı ve Ogilvy Change‘in Direktörü Sam Tatam, gibi isimler ile birlikte Oyuncu Şevket Çoruh, Gazeteci- Yazar Aslı Şafak, Yazar Azra Kohen, Oyuncu – Girişimci Mert Fırat,Orkestra şefi Cem Mansur katılan konuşmacılar arasında yer alıyor. Bu yıl da her yıl olduğu gibi Sustainable Brands Istanbul 2017 nin moderatörlüğünü Mr.Goodvertising Thomas Kolster yapıyor.

Dünya ekonomisini, sürdürülebilir ekonomiye dönüştürmek amacıyla geleceği şekillendiren şirketlerin oluşmasına katkı sağlayan Sürdürülebilir Markalar® Küresel Platformu (Sustainable Brands) markalar ve tüm paydaşlarını Boston, San Diego, Kopenhag, Rio de Janeiro, Buenos Aires, Barselona, Cape Town, Bangkok, Kuala Lumpur, Sydney, Tokyo ile birlikte İstanbul’da da bir araya getiriyor. Türkiye’den ve dünyadan birçok kişi ve kurumun katılacağı konferansın Sustainable Brands İstanbul Başkanı Semra Sevinç;21. yy değişen pazar dinamiklerinde, belirsizliklerin dünyasında amaçlarını harekete geçiren lider markalar karlılıklarını arttırarak ve büyüyerek başarıyla yollarına devam ediyor. Dünya çapında markaların geleceğini şekillendiren bir milyondan fazla profesyonelin buluştuğu bir platform olan Sustainable Brands, İstanbul buluşması bu yıl 5. Kez, profesyonelleri ‘amacı için harekete geçmeye çağırıyor” dedi.

Konferansın Platin Sponsorluğunu BASF – Unilever, Gümüş Sponsorluğunu; Loreal Türkiye, Schnieder Electric, Bronz Sponsorluğunu ise Tofaş, Panasonic, Prefabrik Yapı ve Philips yapıyor.

Ford Otosan’ın “Bal Arıları Mühendis Oluyor” projesine TİSK’ten İyi Uygulama Ödülü

Ford Otosan’ın Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği ile T.C. Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle 81 ilde yürüttüğü “Bal Arıları Mühendis Oluyor” projesi, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından düzenlenen Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde “İyi Uygulama Ödülü”ne layık görüldü.

Türkiye otomotiv sektörünün öncü kuruluşu Ford Otosan’ın, Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği ile birlikte yürüttüğü “Bal Arıları Mühendis Oluyor” sosyal sorumluluk projesi önemli bir ödüle daha layık görüldü. Proje, son olarak Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) geleneksel Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde, “Büyük Ölçekli Şirketler” kategorisinde İyi Uygulama Ödülü’nü almaya hak kazandı.

Toplam 55 şirketin başvurduğu ve 24 şirketin sosyal sorumluluk projelerinin finale kaldığı yarışmanın seçici kurulunda medya, siyaset ve iş dünyasından etkin isimler yer aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla düzenlenen törende, Ford Otosan’ın ödülü şirketin İnsan Kaynakları Direktörü Nursel Ölmez Ateş’e takdim edildi.

Ölmez Ateş: “Türkiye sanayisine daha fazla kadın mühendis kazandırmak için yola çıktık”

“Bal Arıları Mühendis Oluyor” projesinin toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine odaklanan bir proje olduğunun altını çizen Ford Otosan İnsan Kaynakları Direktörü Nursel Ölmez Ateş, ödül töreninde şunları söyledi:

“Bundan iki yıl önce Türkiye’nin 81 iline ulaşmak için bir yola koyulduk. 81 okulda toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını kız ve erkek öğrencilere anlatarak, Türkiye sanayisine daha fazla kadın mühendis kazandıralım istedik. Bugüne kadar 55 ili ziyaret edip, kız çocuklarımıza toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını anlattık ve siz de mühendis olabilirsiniz dedik. Bu projeyi yaparken kadın ve erkek mühendislerimiz bizimle beraber okullara gelip, ‘Biz yaptık siz de yapabilirsiniz’ diyerek çocuklarımıza rol model oldular. Bu ödülü, Ford Otosan’ın gönüllü çalışanları, gönüllü bayileri ve projeye emek veren tüm çalışma arkadaşlarım adına alıyorum.”

Proje ile bugüne kadar toplam 12.064 öğrenciye ulaşıldı

Meslek seçiminde cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekmek, kadınların iş ve mesleklere katılımının önemi hakkında kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla geliştirilen ve bugüne kadar 12 binden fazla öğrenciye ulaşılan “Bal Arıları Mühendis Oluyor” kurumsal sosyal sorumluluk projesiyle 81 ilde eğitim gören kız öğrenciler mühendis olma yolunda teşvik ediliyor. Ayrıca, proje kapsamındaki okullarda eğitimini tamamlayarak üniversitelerin mühendislik bölümlerini tercih eden kız öğrencilere Ford Otosan tarafından staj imkanı da sunuluyor. 24 ay sürecek projenin saha uygulaması, Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği’nin organizasyonu ve uzman desteğiyle gerçekleştiriliyor ve saha çalışmalarında Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği uzmanları ile Ford Otosan’ın gönüllü mühendislerinin desteği alınıyor. Proje gönüllüsü olan mühendisler, rol model olarak mühendislik mesleğini, çalışma koşullarını ve kendi deneyimlerini öğrencilere ve ailelerine aktarıyor.

“Bal Arıları Mühendis Oluyor” projesi kapsamında bugüne kadar toplam 55 il ziyaret edilerek, 7069’u kız öğrenci olmak üzere 12064 öğrenciye ulaşıldı.

Uluslararası Ulaşım Sektörü, Mayıs Ayında Intertraffic İstanbul 2017’de Buluşuyor

Intertraffic İstanbul 9. Uluslararası Altyapı, Trafik Yönetimi, Yol Güvenliği ve Park Sistemleri Fuarı, 24-26 Mayıs 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 90’dan fazla ülkeden ziyaretçi ve 200 firmanın katılımı ile gerçekleşecek…

UBM NTSR tarafından düzenlenen Intertraffic İstanbul, akıllı ulaşım sistemleri, trafik güvenliği, trafik yönetimi ve planlaması, park sistemleri, ulaşım altyapı sistemleri alanında faaliyet gösteren sektör profesyonellerinin 3 gün boyunca uluslararası bağlantılar kurmasına olanak sağlayacak.

Intertraffic İstanbul 2017’yi, başta T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma, Özel İdareler, Belediyeler, Müteahhit, Proje ve Danışmanlık Firmaları ve ulaştırma alanında faaliyet gösteren tüm üreticiler katılacaklar.

Intertraffic İstanbul’un, Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren ve stratejik konumu ile bölgesinde ticaretin merkezi olan İstanbul’da iki yılda bir düzenlendiğini ifade eden Intertraffic İstanbul Proje Müdürü Buket Ilıcalı Soytürk, “Ulaşım sektörünü 24-26 Mayıs 2017 tarihleri arasında İstanbul’da buluşturuyoruz. Başta Avrupa, Asya, Balkan ve Körfez ülkeleri pazarlarına ulaşmak isteyen sektör profesyonelleri, Türkiye’nin ulaşım ile ilgili uluslararası tek organizasyonu Intertraffic İstanbul 2017’de yerlerini alacaklar. Akıllı ulaşım sistemleri, trafik güvenliği, trafik yönetimi ve planlaması, park sistemleri, ulaşım altyapı sistemleri alanında faaliyet gösteren 90’dan fazla ülkeden ziyaretçi ve 200 firmanın fuarımıza katılım sağlamasını bekliyoruz. Sektörün en önemli hedef pazarları arasında yer alan başta Avrupa ülkeleri olmak üzere İran, Irak, Suudi Arabistan, Katar, Rusya, Türki Cumhuriyetleri’nden (özellikle Türkmenistan, Azebaycan ve Kazakistan) önemli bir ziyaretçi katılımı bekliyoruz. Ayrıca, Türkiye’deki dev projelerde imzası bulunan Kore’den önemli firmalar ikili görüşmeler ve yatırımlar yapmak üzere Intertraffic Istanbul’da olacaklar. Ülkemizin yeni işbirlikleri geliştirmek adına hedeflediği Mozambik, Madagaskar ve Tanzanya gibi yeni pazarlardan gelecek ziyaretçilerimiz de sektöre sunacağımız fırsatlar arasında yer alıyor”” dedi.

İlk kez ‘Intertraffic Istanbul İnovasyon Ödülleri’ Verilecek”

Sektörün fuarda yer almasının ve ziyaret etmesinin en önemli nedenlerinden biri de Intertraffic İstanbul’un ulaşıma dair en yeni teknoloji ve hizmetlerin ilk kez sunulduğu bir platform olması. Fuar, bu nedenle 2017 yılında ilk kez ‘Intertraffic İstanbul İnovasyon Ödülleri’ düzenleyerek sektöre ilham veren yenilikçi projeleri seçecek. Ödüller, fuar kapsamında düzenlenen törenle sahiplerine takdim edilecek.

Fuar ticari işbirlikleri kurulmasına aracılık etmesi ve sektörü en son teknoloji ile buluşturmasının yanında konferans, sempozyum, Interaktif çalıştaylar, sunumlar, yuvarlak masa oturumları gibi zengin içerikli ve kapsamlı etkinliklere de evsahipliği yapacak. Ulaştırma Bakanlığı’nın destekleri ile gerçekleşecek etkinliklerde Karayolları Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü Belediyeler ve özel sektör yer alacak.

“Intertraffic Istanbul 2017’de Mobilite Çözümleri Ön Plana Çıkacak…

‘Kişisel Mobilite Hizmetleri’, ‘Özerk – Ortak Sürüş’, ‘ Sürücü Yardım Sistemleri’, ‘Bağlı Araba Verileri – Hizmetleri’ , ‘Akıllı Şehirlerde Ulaşım Çözümleri’, ‘Entegre Biletlendirme ve Akıllı Ödeme Sistemleri’ , ‘Elektrikli ve Hibrid Araçlar’, ‘Ekolojik Sürüş’, ‘Şarj Sistemleri’, ‘Sürdürülebilir lojistik ve Kentsel Dağıtım’ gibi mobilite çözümleri bu yıl fuarda ön plana çıkacak konular arasında yer alıyor.

Aytemiz En Yeni Ürün ve Hizmetleri ile Petroleum İstanbul Fuarı’na Damga Vurdu

Akaryakıt sektörünün en hızlı büyüyen markası Aytemiz, en yeni ürün ve hizmetlerini sergilediği 13. Petroleum Istanbul Uluslararası Petrol, LPG, Madeni Yağ, Ekipmanları ve Teknolojileri Fuarı’nda, hem bayilerin hem de müşterilerin en çok ilgi gösterdiği stantlardan biri oldu.

Aytemiz, Optimum Yakıtları, Castrol Madeni Yağları, yeni istasyon ve market konseptinin yanı sıra; akaryakıt sektöründe bir ilki temsil eden Motorcu Dostu İstasyon Projesi’yle de fuara damga vurdu. Ayrıca yeni açılacak anlaşmalı Aytemiz istasyonlarında yer verilecek D&R köşesi de ilk kez fuarda sergilendi.

Türkiye’nin en hızlı büyüyen akaryakıt markası Aytemiz, alanında dünyanın en büyük ve en çok ziyaret edilen fuarı 13. Petroleum Istanbul Fuarı’nda en yeni ürün ve hizmetlerini sergiledi. 1997 yılından bu yana her iki yılda bir düzenlenen ve enerji sektörünün en önemli buluşmalarından biri olan Petroleum İstanbul 2017 Fuarı’ndaki Aytemiz standı, bayi ve tüketiciler tarafından yoğun ilgi gördü. Ziyaretçiler, Aytemiz yöneticileri, satış, pazarlama ve teknik ekibinden markanın gelecek proje ve hedefleri ile ilgili olarak bilgi aldı. Stantta ayrıca Aytemiz’in büyüyen yapısını, Optimum Yakıtlarını, Aytemiz Gaz’ı ve markanın genel konsepti olan ‘Hizmetinizdeyiz’ mottosunu anlatan görsellere ve filmlere de geniş yer verildi. Öte yandan operasyonel iyileştirme hedefi çerçevesinde bayi çalışanlarının eğlenceli ve öğretici şekilde eğitim almasını sağlayan teatral skeçlerin mimarı Umut Oğuz ve Kurumsalhane ekibi de fuarda ziyaretçilerle bir araya geldi.

AYTEMİZ’DE YENİLİKLER DÖNEMİ

2010 ve 2015 yıllarında akaryakıt bayileri tarafından en çok tercih edilen marka olan Aytemiz, Optimum Yakıtları, müşterilerin araçtan inmeden ödeme yapmalarını sağlayan Aytemiz Kart – Araçtan Öde / Motordan Öde ve Castrol Madeni Yağları fuarda ziyaretçilerle buluşturdu. Aytemiz’in fuardaki en önemli yeniliklerinden birisi de yeni istasyon ve market konseptini de ilk kez fuar kapsamında ziyaretçilere tanıtan Aytemiz, artık anlaşmalı istasyonlarında D&R köşesine yer vererek, akaryakıt sektöründe müşterilerinin diledikleri an kültür ve eğlence dünyasına ulaşabilmesini sağlayacak. Mevcut bayiler ise istek üzerine istasyonlarında D&R ürünlerine yer verebilecekler.

MOTORCU DOSTU İSTASYON

Aytemiz’in fuardaki bir diğer sürprizi ise akaryakıt sektöründe bir ilki temsil eden Motorcu Dostu İstasyon Projesi oldu. Sektörde bir ilke imza atarak “Motorcu Dostu İstasyon” projesini hayata geçiren Aytemiz, Petroleum İstanbul 2017 Fuarı’nda yeni projesi ile ilgili olarak hem bayilerini hem de müşterilerini bilgilendirdi. Standa yerleştirilen iki motosiklet ile Motorcu Dostu İstasyonlar’da kullanılan kaymaz zemin çalışması ziyaretçilere gösterildi. Aytemiz’in, motosiklet kullanıcılarının istek ve taleplerini tespit ederek geliştirdiği Motorcu Dostu İstasyon projesi, hizmet konusunda fark yaratan önemli bir yeniliği temsil ediyor. Tespit edilen ihtiyaçlar doğrultusunda motosiklet kullanıcılarının hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen Motorcu Dostu İstasyon projesi, motosiklet kullanıcılarının desteği ile Türkiye geneline yayılarak büyümesini sürdürecek. Motorcu Dostu İstasyon projesi motosiklet kullanıcılarının trafikteki algısını yükseltmeyi ve emniyetlerine katkıda bulunmayı hedefliyor.

500 metrekare alana yayılan Aytemiz standı, 30 Mart – 2 Nisan 2017 tarihleri arasında TÜYAP Kongre ve Fuar Merkezi’ndeki 12’nci salonda ziyaretçilerini ağırlayacak.

Kış Lastiği Dönemi Bitiyor

CO PremiumContact 6 Key visual,

Dünyanın en büyük uluslararası lastik ve orijinal ekipman tedarikçilerinden Continental, kış mevsiminin sona ermesiyle birlikte, güvenli sürüş ve araç performansı açısından mevsimine uygun lastik kullanımına dikkat çekiyor. Continental, tüm sürücülere baharla birlikte kış lastiklerini rafa kaldırarak, yaz lastiklerini kullanmaları yönünde tavsiyede bulunuyor.

Mevsiminde lastik kullanımı hem güvenli sürüş hem de araç performansı açısından büyük önem taşıyor. Havaların ısınması ile birlikte mevsimine uygun lastik kullanımı hakkında sürücülere önemli tavsiyelerde bulunan Continental, araca ve mevsimine uygun olmayan lastik kullanımı sonucunda yaşanabilecek olumsuzluklara da dikkat çekiyor.

Yaz mevsiminde kış lastiği kullanmaya devam edersek ne olur?

Birçok sürücünün aklındaki bu soruyu Continental Türkiye Binek Lastikleri Satış Müdürü Mehmet Akay şöyle yanıtlıyor; “Bizimle iletişime geçen ve neden lastik değiştirmeleri gerektiğini sorgulayan sürücülerimize gerekçeleri anlatmadan evvel, kışın sandalet, yazın ise bot giyip giymeyeceklerini soruyoruz. Yazın kış lastiği kullanmak lastikleri çabuk yıpratacağı gibi, araç performansını, yol tutuşunu ve fren mesafesini olumsuz etkiler. En önemlisi de yazın kış lastiği kullanmanın fren mesafesine olan etkisi. Yapılan testlerde görüyoruz ki, yazın kış lastiği kullanmak fren mesafesini artırıyor ve bu fark, beklenmeyen ani olaylarda hayati önem taşıyabilir. Bu yüzden yazın yaz lastiği kışın ise kış lastiği kullanmak gerekir.” diyor.

Neden iki farklı lastik seti?

Akay konu ile ilgili, “Otomobilimizi 100.000 km kullandığımızı varsayarsak 2 takım yaz lastiği ile bu 100.000 km mesafeyi almak yerine; aynı bütçeyi ayırarak 1 takım yaz lastiği 1 takım da kış lastiği ile hem yaz şartlarında maksimum performans elde ederek hem de kış şartlarında üst düzey güvenlik sağlayarak lastiklerimizi kullanmış oluruz” açıklamasını yaptı.

Continental, yazın kış lastiği kullanımının sonuçlarını şöyle özetliyor;

Çabuk yıpranır

Yaz koşullarında kullanılan kış lastikleri; yaz lastiklerine göre daha uzun bir fren mesafesinde durmanıza neden olur ve buna ilave olarak lastikleriniz daha çabuk aşınır.

Yakıt tüketimi ve CO2 salınımı artar

Mevsimine uygun lastik kullanmamak yakıt tüketimini artırır. Yaz lastiklerinin dönme direnci kış lastiklerine oranla daha düşüktür. Bu nedenle yazın yaz lastikleri daha az yakıt harcar ve daha az aşınır.

Aracın performansı düşer

Yaz lastiklerinin yüksek performans sağlayabilmesi için diş derinliğinin 3 mm altına düşmemesi gerekir. Hızlı girilen keskin virajlarda, yumuşak lastik yanaklarının etkisi ile araç savrulma riski ile karşı karşıya kalır ve bu durum sürücüleri öngörülmeyen bir direksiyon hareketi refleksine iter. Bu aşırı toparlama hareketi aracın takla atmasına dahi neden olabilir.

Fren mesafesi uzar ve gürültü seviyesi artar

Kış lastikleri, yaz mevsiminde +7 derecenin üstündeki hava koşullarında daha uzun fren mesafesine neden olur. Yaz lastikleri deseni ve sırt hamurunun özelliği nedeni ile kış lastiğine göre daha sessizdir. Özellikle sıcak havalarda ABS ile frenlemede yapılan yaz ve kış lastikleri karşılaştırmasında yaz lastikleri kış lastiklerine göre yüzde 40’lara varan oranlarda daha kısa mesafede durur.