İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu – 1993-2015 Dönemi ve 2016 Yılı Tabloları

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2016 araştırması sonuçlarına göre, sanayinin zirvesinde 32 milyar 594 milyon lira üretimden satışları ile Tüpraş yer aldı. Listede ikinci Ford, üçüncü ise Tofaş oldu.

 1993-2015 Dönemi ve 2016 Yılı Ayrıntılı Tablolar İçin Tıklayınız.

Sanayi devlerinin üretimden satışları bir önceki yıla göre yüzde 8,8’lik artışla 490 milyar liraya, toplam faaliyet karı yüzde 18,6 artışla 52,4 milyar liraya ve toplam ihracatı da yüzde 3,1 artışla 55,1 milyar dolara yükseldi. Sanayi kuruluşları, elde ettikleri 52 milyar liralık esas faaliyet karının yarısından fazlasını ise finansman gideri olarak kaybetti.

 İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan: “Türk sanayisi, finansman zorluğu, kur dalgalanmaları, sosyal, siyasal, terör ve jeopolitik olumsuzlukları barındıran bir yılda, ‘başarma’ azim ve kararlılığını korudu. Yüzde 3,9’luk büyüme performansıyla ekonominin en yakın yol arkadaşı, zor günlerin dostu olduğunu gösterdi. Türkiye’nin ilk 10 ekonomi arasına girmesine en güçlü katkıyı yapacak yegane sektör olan sanayi, üretim ekonomisine dönüş için her türlü desteği almayı hak etti.”

 İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 1968 yılından bu yana aralıksız gerçekleştirdiği, sektör için en değerli verileri oluşturan ve devler ligini belirleyen “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2016” araştırmasının sonuçları açıklandı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından basın toplantısında açıklanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2016 araştırmasına göre, sanayinin zirvesinde 32 milyar 594 milyon lira üretimden satışları ile Tüpraş yer aldı. Listede ikinci sırada 16 milyar 314 milyon liralık üretimden satışları ile Ford bulunurken, üçüncü sırayı ise üretimden satışları 12 milyar 856 milyon lira olan Tofaş elde etti.

Reel ekonominin mevcut durumunu ve yaşadığı sorunları ortaya çıkarması bakımından önem taşıyan araştırmaya göre, 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun üretimden satışları bir önceki yıla göre yüzde 8,8’lik artışla 450.505 milyar liradan 490.043 milyar liraya çıktı. Kuruluşların toplam faaliyet karı bir önceki seneye göre yüzde 18,6 artışla 52,4 milyar TL’ye, faaliyet karlılık oranını da yüzde 8,7’den yüzde 9,4’e yükseldi. Toplam ihracatı üç yıldır üst üste gerileyen 500 Büyük Kuruluşun 2016 yılında ihracatı yeniden ivme kazanarak yüzde 3,1 artışla 55,1 milyar dolar oldu.

İlk 10 içinde beş otomotiv şirketinin yer aldığı araştırmada, listeye 48 yeni sanayi kuruluşu girdi. Bunlardan 27 tanesi geçen yıl İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasında yer alan şirketlerden, 21 kuruluş ise İSO 1000 dışından olan şirketlerden oluştu. Listenin ilk 50 şirketi, toplam 490 milyar liralık üretimden satışların 241 milyar lirasını gerçekleştirerek 2015 yılında yüzde 48,8 olan payını yüzde 49,2’ye çıkardı.

 

Sanayi, ekonominin en yakın yol arkadaşı

Araştırma sonuçlarını açıklayan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Türkiye’de yaşanan beklenmedik olumsuz olaylar eğer dünyanın en gelişmiş ülke ekonomilerinde yaşanmış olsaydı, bu ülke ekonomilerinde bizim ekonomimizin yaşadığı tahribattan daha büyüğü yaşanırdı. Oysa Türkiye ekonomisi, Türkiye özel sektörü ve sanayimiz, bütün bu zorluklara rağmen ekonomik aktivitesini, dinamizmini kesmedi” dedi. Sanayi sektörünün ekonominin geneli üzerinde bir performans göstererek ekonomik büyümeye en nitelikli katkıyı sunduğunu ve yüzde 3,9’luk performansıyla büyümeyi sürüklediğini vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi:

“Sanayimiz böyle bir dönemde göstermiş olduğu performansla, her zaman olduğu gibi ekonominin en yakın yol arkadaşı, zor günlerin dostu olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda Türkiye’yi orta gelir tuzağına girmekten kurtaracak, nitelikli ve sürdürülebilir büyümeyi yaratacak, ekonomimizi dış rekabette bir üst lige çıkaracak ve nihayetinde Türkiye’nin dünyadaki en büyük 10 ekonomi arasına girmesine en güçlü katkıyı yapacak yegane sektör, sanayi sektörüdür. Türk sanayisi, finansman zorluğu, kur dalgalanmaları, sosyal, siyasal, terör ve jeopolitik tüm olumsuzlukları barındıran bir yıl içinde, ‘başarma’ azim ve kararlılığını korudu. Sanayici hem kar etme noktasında hem ihracatını artırmakta, hem üretimini sürdürmekte ve hem de yeni istihdam yaratmakta, ülkesine karşı temel sorumluluklarını kapsayan sınavların hepsinden başarıyla geçti. Bu çaba ve başarı da, sanayi sektörünün üretim ekonomisine dönüş ve ekonomide üretim kültürünün yeniden hakim kılınması için her türlü desteği almayı hak ettiğini ortaya koydu.”

İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının sonuçları şu şekilde gerçekleşti:

 

Faaliyet karının yarıdan fazlası finansman giderine gitti

Ana faaliyetlerinde başarılı olan sanayide, finansman yönetimi son yıllardaki en temel problem olmaya devam etti. Sanayi kuruluşları, elde ettikleri 52 milyar liralık esas faaliyet karının yarısından fazlasını finansman gideri olarak kaybetti. Finansman giderleri 2016 yılında yüzde 3,6 oranında artarak 29 milyar TL’ye yükseldi. Finansman giderlerinin net satışlara oranı ise 0,3 puan düşerek yüzde 5,2 oldu. Yine sanayi devlerinin FAVÖK mutlak büyüklüğü 76,1 milyar TL olarak hesaplandı. 2015 yılında bu büyüklük 62 milyar TL olmuştu. Yani FAVÖK büyüklüğü yüzde 22,8 arttı. Dönem kar ve zarar toplamı da 2016 yılında yüzde 33,2 artarak 28,3 milyar liradan 37,7 milyar liraya yükseldi. İSO Başkanı Bahçıvan, “Finansman noktası rahatlatıldığı zaman, bu kadar zorluklarla mücadele edebilen bir sektörün, daha başka neler yapabileceğinin de ipuçlarını bu raporda görmekteyiz” dedi.

Sanayici TL’deki değer kaybının etkisini sınırladı

TL’nin değer kaybının finansman giderlerinde beklentilerin altında etki yaptığını belirten Bahçıvan, “Çünkü finansman giderlerinin faaliyet karı içindeki payı 2016’da yüzde 63,4’ten yüzde 55,4’e indi. Her ne kadar geçen yıla göre bu parametrede bir düşüş gerçeklemiş olsa da finansman giderlerinin faaliyet karına oranında son 4 yıl ortalamasının yüzde 56 olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Dünyada bu oran ortalama yüzde 16. Sanayi firmaları, döviz kuru dalgalanmalarının ve Türk Lirasındaki değer kaybının finansman giderlerine olumsuz etkisini sınırlamayı başardı” dedi.

Ar-Ge konusunda sanayicilere eleştiri

Ar-Ge harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 16,3’lük azalma ile 2,8 milyar liraya indi. Ar-Ge harcamalarının üretimden satışlara oranı 2016 yılında yüzde 0,57’ye gerilerken, Ar-Ge yapan şirket sayısı da 239’a düştü. Ar-Ge konusunda sanayiciler olarak eleştirel bir pay çıkarmak gerektiğini belirten Bahçıvan, “Veriler, Ar-Ge yatırımları konusunda verilen destek ve teşviklere sanayicilerden yeteri kadar yanıt alınamadığını göstermektedir. Sanayiciye Ar-Ge yatırımları ile ilgili olarak daha fazla sorumluluk düşmektedir” dedi.

GSYİH’deki imalat sanayi payı 2015 ile aynı seviyede

Araştırmaya göre sanayi sektörünün uzun yıllara dayanan yapısal sorununun devam ettiğini belirten Bahçıvan “Bu da GSYİH’deki imalat sanayi payının gerilemesi. Türkiye ekonomisinin yeniden ve katma değeri daha yüksek bir üretim ekonomisine dönmesi gerekmektedir. 2015 yılında olduğu gibi geçen yıl da bu alandaki karnemizi iyileştiremedik. İmalat sanayinin GSYH içindeki payı geçen yıl yüzde 16,7 olarak aynı seviyede kalmaya devam etti. Bu trendin tersine çevrilebilmesi kaçınılmazdır ve sanayi sektöründe koşulların iyileştirilmesi ihtiyacı sürmektedir” dedi.

Kaynaklar içinde borçların payı yüzde 62’ye yükseldi

Borç/öz kaynak ilişkisinde, son 10 yıldır sürekli olarak öz kaynaklar aleyhine bozulan bir denge görüldü. Kaynak yapısı içerisinde borçların payı 2007 yılında yüzde 45,2 iken, bu oran 2016 yılında yüzde 61,9’a yükseldi. Aynı dönemde öz kaynakların payı da yüzde 54,8’den yüzde 38,1’e geriledi. Sonuçlar, son 10 yılın en olumsuz borç/öz kaynak ilişkisini gösterdi. Bahçıvan, “Borçluluk oranları, 65/35 bandında olan dünya ortalamasına yakın olmakla birlikte bu göstergenin verdiği bir önemli mesaj şu; sanayi kuruluşlarının büyük zahmetlerle ve adeta damla damla topladıkları karlarının önemli bir bölümünün finansman giderlerine gitmesinden dolayı iç kaynaklarını büyümede kullanamamaktadırlar. Yetersiz ve eriyen öz kaynaklar nedeniyle büyümek için yeni yatırımların daha çok borçlanmaya dayalı olarak yapılması, 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun görece olarak daha sağlıksız bir finansman çarkının içinde olduklarını gösteriyor” dedi.

Yine İSO 500 Büyük Kuruluşun borç yükü her geçen yıl biraz daha artarken, 2016 yılında bu oran yüzde 18,8’lik artışla 207 milyar liraya yükseldi.

Devreden KDV yükü nedeniyle devlete 6 milyar TL borç verdik

Sanayicilerin en önemli sorunlardan birinin yatırımlar ve işletme sermayesi açısından yeni kaynaklara ulaşamaması olduğunu belirten Bahçıvan “Kaynakların bu kadar kıt ve pahalı olduğu bir ortamda, sanayilerin üzerindeki devreden KDV yükü her geçen yıl artıyor. İSO 500’ün devreden KDV’sinin 2016 yılında çok daha fazla yükselerek yüzde 23,6 ile 6 milyar liraya çıktı. Sanayi finansmanda zorlanırken, devlete 6 milyar lira borç verdi. KDV, bugün artık uygulanış esası olarak sanayinin-sanayicinin kıt kaynaklarından kamuya adeta bir işletme sermayesi transfer yükü getirmektedir. Maliye Bakanlığımızın Mevcut KDV sisteminin değiştirilmesi çalışmalarını heyecanla izlerken, bu konuda da bir çözüm üretileceği ümidini taşıyoruz” dedi.

İstihdam yüzde 2,2 arttı

Türkiye’nin 500 Büyük kuruluşlarının istihdamları yüzde 2,2 ile yaklaşık 15 bin civarında arttı. Ödenen maaş ve ücretlerde de yüzde 15,7 oranında artış gerçekleşti. Son yıllarda duran varlıklar lehine olan iyileşme, 2016 yılında 1 puan kadar geriledi. İSO 500’de 2016 yılında vergi öncesi kar eden kuruluş sayısı 400’den 392’ye inerken, zarar eden kuruluş sayısı ise 108 oldu. Faiz, amortisman ve vergi öncesi kar (EBITDA) eden firma sayıları 2016 yılında 484’e yükseldi ve ölçülmeye başlandığı son dört yıl içindeki en yüksek sayıya ulaştı. Zarar eden firma sayısı ise 16’ya geriledi. 500 Büyük içinde yer alan yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısı da 123’e indi.

Yüksek teknoloji yoğun sektörlere ihtiyaç sürüyor

Teknoloji yoğunluklarına göre yaratılan katma değer itibarıyla en yüksek payı yüzde 39,3 ile orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayiler aldı. Düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerin payı ise 2016 yılında 1,5 puan azalarak yüzde 37,4 oldu. Orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise yüzde 19,5’e yükseldi. Yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun payı da çok küçük bir artışla 2016 yılında yüzde 3,7 oldu. 2016 yılında orta-yüksek ve yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerin toplam payı son yılların ortalaması olan yüzde 21,7’nin üzerinde yüzde 23,2’ye çıktı. Verilere göre 474 imalat sanayi firmasından 192’si düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerde faaliyet gösterirken, orta-düşük teknoloji yoğunluklu sanayilerde 149 firma, orta-yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerdeki 121 firma, yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerde 12 yer aldı.

İSO Türkiye’nin 500 Büyük Kuruluşu -2016 (İlk 10-Üretimden Satışlara göre)

1-Tüpraş

2-Ford

3-Tofaş

4-Oyak-Renault

5-Arçelik

6-Toyota

7-EÜAŞ- Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü

8-Hyundai Assan

9-İçdaş Çelik

10-İskenderun Demir ve Çelik

 

Türkkep Tecrübeli İsimleri Ekibine Dahil Etmeye Devam Ediyor

Türkiye’nin öncü Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Hizmet Sağlayıcısı TÜRKKEP’in yeni genel müdür yardımcısı belli oldu. Türkiye’nin önde gelen firmalarında Sistem Analisti, Proje Yöneticisi, Bilgi Sistemleri Yöneticisi, İş Geliştirme ve Pazarlama Yöneticiliği, E-Ticaret Projeleri Danışmanlığı yapan Levent Karadağ, TÜRKKEP’in yeni genel müdür yardımcısı olarak atandı.

Kurulduğu günden bu yana güven odaklı çalışan, Türkiye’nin öncü KEP Hizmet Sağlayıcısı TÜRKKEP, ekibine tecrübeli isimleri dahil etmeye devam ediyor. Teknoloji sektörünün tanınan ismi, Levent Karadağ, 190’ın üzerindeki bayisi ile 2008 yılından bu yana hizmet veren TÜRKKEP’in yeni genel müdür yardımcısı olarak göreve başladı.

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nden 1988’de mezun olan Levent Karadağ, 1986 -1990 yılları arasında başta Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi olmak üzere birçok özel eğitim kurumunda ‘bilgisayar programlama’ dersleri verdi. Türkiye’nin önde gelen firmalarında Sistem Analisti, Proje Yöneticisi, Bilgi Sistemleri Yöneticisi, İş Geliştirme ve Pazarlama Yöneticiliği, E-Ticaret Projeleri Danışmanlığı görevlerinde bulundu. Karadağ, danışmanlığın yanında hizmet ve çözümlerle 100’den fazla kurumun e-Ticaret’e taşınmasına destek verdi. Karadağ, 1999 yılından beri Türkiye’nin bilişim ve e-Ticaret’e taşınmasında kamu ve özel sektör çerçevesinde çok sayıda etkinlik organize etmiş, e-Ticaret ve girişimcilik anlamında birçok AB ve Kalkınma Ajansı projesi tasarlayıp yürüttü.

Karadağ, 2000 yılından bu yana Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi yönetimde yer alarak, KOBİ bilişim, dijital yaşam, sosyal medya, akıllı şehirler, uzaktan eğitim, future learning, engelsiz bilişim, lojistikte bilişim, yönetim bilişim, Y kuşağı, Z kuşağı, siber güvenlik gibi konularda çok sayıda ulusal ve uluslararası sempozyum ve kongre organizasyonu gerçekleştirdi. Kadir Has Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevliliği de yapan Karadağ, birçok TV programında yer aldığı gibi dört yıldır çeşitli gazetelerde yazarlık da yapmaktadır. Çok sayıda ulusal ve uluslararası firmaya e-ticaret danışmanlığı yapan Karadağ, e-Ticaret yasası hakkında görüşlerini TBMM’de sunmuştur. Devletin e-Devlet’e taşınması projelerinde aktif rol almıştır.

Karadağ’ın yayımlanmış kitapları arasında; Uygulamalı BASIC Programlama Dili, Ev Kadınlarının İnternet El Kitabı, İnternet Pazarlama ve Başarı Öyküleri, Ailenin İnternet Klavuzu, E-Ticaret ve İnternet Girişimciliği Atölyesi bulunmaktadır.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD) Bilgi İşlem Yöneticiler Kulübü Başkanlığı, TBD İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanlığı, TBD Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Karadağ halen TBD İstanbul Şube Yönetim Kurulu üyesidir. Karadağ, son yıllarda akıllı şehirler, siber güvenlik, e-Dönüşüm, çocukların teknoloji kullanımı ve endüstri 4.0 konuları üzerinde çalışmaktadır.

Porçöz Yeni Spreyleriyle Raflarda

Porçöz, portföyüne eklediği sprey formlu yeni ürünleriyle temizliğe ‘çözüm’ getirmeye ve hayatı kolaylaştırmaya devam ediyor.  Banyo, Mutfak ve Leke Çıkarıcı Spreyleriyle raflarda yerini alan Porçöz, diğer ürünlerinde olduğu gibi sprey şişelerde de yer alan çocuk emniyet kilidi sayesinde güvenli kullanım sağlıyor.

 

Ekstra güçlü formülleri sayesinde kısa sürede etkili çözümler sunan Porçöz, Banyo, Mutfak ve Leke Çıkarıcı Sprey ürünleriyle günlük temizlikte güç ve kolaylığı buluşturuyor. Ergonomik tasarımıyla dik yüzeylerde rahatlıkla kullanılabilen yeni sprey ürünler daha fazla köpüğe ihtiyaç duyulan yüzeylerde köpük mekanizmasının aktif edilmesiyle her noktaya kolaylıkla ulaşmayı sağlıyor.

 

Sabun artığı ve su lekelerini önleyen Porçöz Banyo Sprey

Özel formülüyle banyolardaki kirleri ovalamaya gerek kalmadan çözen Porçöz Banyo Sprey, her türlü sabun artığı, kireç kalıntıları, pas lekeleri, banyo küflerine karşı yüzde 100 etkili çözüm sunarken, su lekelerinin oluşumunu da engelliyor. Ürün ayrıca, zorlu derz temizliklerinde de rahatlıkla kullanılabiliyor. Porçöz Banyo Sprey, özel formülü sayesinde; duşa kabin, fayans ve seramik gibi tüm banyo yüzeylerinde su lekelerinin oluşumunu engelliyor.

 

Çamaşır suyu katkılı Porçöz Mutfak Sprey

Çamaşır suyu katkılı güçlü ve özel formülü sayesinde mutfakların günlük temizliğinde hayatı kolaylaştıran Porçöz Mutfak Sprey, en zorlu kir ve lekelerde bile tek başına etkili oluyor.  Yağ ve yemek artıklarının yanı sıra genel mutfak kirlerine karşı da güçlü çözüm sunan Porçöz Mutfak Sprey, yüzeylerde kirlenme ve leke oluşumunu geciktiriyor. Üstelik mutfaktaki geniş kullanım alanlarına ilave olarak; Porçöz Mutfak Sprey bahçe mobilyaları, bisiklet gibi farklı alanlarda da kullanılabiliyor.

 

Soğuk suda bile etkili Porçöz Leke Çıkarıcı Sprey

Enzim içerikli özel formülüyle renkleri koruma altına alan Porçöz Leke Çıkarıcı Sprey, soğuk suda bile kumaş üzerindeki leke ve kirleri kolayca çıkartıyor. Ağartıcı içermeyen ekstra güçlü formülüyle pamuklu, yünlü ve sentetik kumaşlarda, renkli ve beyaz çamaşırlarda ve hatta halı, kilim, perde gibi ev tekstil ürünlerinin temizliğinde de kullanılabiliyor. Porçöz Leke Çıkarıcı Sprey; yağ, çikolata, kahve ve çimen gibi zorlu lekeleri bile kısa sürede çıkartıyor, renklere değil lekelere veda etmenizi sağlıyor.

TAV 17 yılda 17 havalimanına ulaştı

TAV Havalimanları Suudi Arabistan’da Medine’nin ardından Yanbu, Qassım ve Hail havalimanlarının geliştirilmesi ve işletmesi için imza attı. TAV üç havalimanını toplam 400 milyon dolar yatırımla geliştirecek ve 30 yıl boyunca işletecek.

Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki önde gelen markası TAV Havalimanları, Suudi Arabistan’da üç havalimanının geliştirilmesi ve işletmesi için Suudi Arabistan Sivil Havacılık İdaresi’yle (GACA) anlaşmayı imzaladı. TAV ve ortağı Al Rajhi Grubu, Yanbu, Qassim ve Hail havalimanlarını 30 yıl süreyle işletecek. Üç havalimanında yeni terminal ve hizmet birimleri için toplam 400 milyon dolar yatırım yapılacak. 2000’de İstanbul Atatürk Havalimanı’yla yola çıkan TAV’ın tüm dünyada işlettiği havalimanı sayısı 17’ye yükselirken şirket Suudi Arabistan’da toplam dört havalimanının işletmesini yürütecek.

 

TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “TAV olarak havalimanı yapımı ve işletmeciliğinde sahip olduğumuz deneyim ve bilgi birikimiyle tüm dünyada tercih edilen bir marka haline geldik. Suudi Arabistan’da ilk havalimanı özelleştirmesi olan Medine Havalimanı projesinde gösterdiğimiz başarı bu ülkede yeni fırsatlara kapı açtı. Yanbu, Qassim ve Hail ile birlikte tüm dünyada işlettiğimiz havalimanı sayısı 17’ye, yıllık hizmet verdiğimiz yolcu sayısı da 110 milyon seviyelerine yükselecek. Dünyanın en rekabetçi coğrafyalarından olan Körfez Bölgesi’nde altı başkent havalimanında imzamız bulunuyor. Önümüzdeki dönemde dünyanın farklı bölgelerinde, özellikle de gelişmekte olan ülkelerdeki fırsatları değerlendirmeyi sürdüreceğiz” dedi.

 

2016’da yaklaşık 3,6 milyon yolcuya hizmet veren Yanbu, Qassim ve Hail havalimanları, öngörülen toplam 400 milyon dolar yatırımlarla birlikte yılda yaklaşık 11,5 milyon yolcuya hizmet verebilecek. TAV, üç havalimanının işletmesini de bu yıl içinde devralmayı planlıyor.

 

Şirket işletmeyi devraldıktan sonra yeni terminal inşaatlarına başlayacak ve 2020’de yatırımı tamamlayacak. TAV, üç havalimanının işletmesini 2047’ye kadar sürdürecek.

 

Arabistan Yarımadası’nın coğrafi olarak ortasında bulunan Qassım, Suudi Arabistan’ın 13 yönetim bölgesinden birisi. Ülkenin tarımsal üretiminin büyük bölümünü gerçekleştiren ve önemli bir turzim destinasyonu olan bölgenin giriş kapısı Qassım Havalimanı’ndan THY’nin de aralarında bulunduğu 12 havayolunun düzenli seferleri bulunuyor.

 

TAV Suudi Arabistan’da 2012’den bu yana Medine Havalimanı’nın işletmesini yürütüyor. Ayrıca hizmet şirketleriyle Cidde, Riyad ve Dammam havalimanlarında da faaliyet gösteriyor.

Fidye Yazılımlara Karşı Verilerinizi Güvende Tutun

Zyxel, son dönemde kurumların ve bireylerin başını ağrıtan fidye yazılımlara karşı uyarıda bulundu. Maksimum veri güvenliği için ipuçlarını açıklayan Zyxel yöneticileri, kaynağına güvenilmeyen ekleri ya da yabancı web sitelerinin linklerini açarken dikkatli olunması gerektiğini yineledi, düzenli yedeklemenin ise önemine dikkat çekti.

06.06.2017

Ağ teknolojileri alanında dünya liderlerinden biri olan Zyxel, WannaCryfidye virüsü ile tekrar gündeme gelen siber tehditlere karşı ZyWALL USG serisi gibi ürünleri tavsiye ediyor.

Zyxel, teknik ürünleri kullanmanın yanı sıra dikkat edilmesi gereken diğer başlıklara da dikkat çekiyor.

Gecenin ilerleyen saatlerinde çalışırken bilgisayar ekranınızda tüm ağınızın kontrolünü devraldığını ve belirlenen ücreti ödeyene kadar finansal kayıtlar ya da hizmete özel müşteri dosyalarınız gibi önemli klasörlerinize artık erişemeyeceğinizi söyleyen bir pop-up mesaj belirdiğini düşünün. Gerilim filmindeki bir komplo gibi görünse de fidye yazılım atakları her yıl işletmelerin, şirketlerin ve bireysel kullanıcıların karşılaştığı bir durum.

Fidye Yazılım Nedir?

Fidye yazılım, mağdur şirketlerin veya bireylerin belirlenen fidyeyi ödemediği takdirde sisteminin kilitlendiği bir kötü niyetli yazılım türü olarak biliniyor. Bu yöntemle siber saldırgan sistem dosyalarını şifreleyerek okunamaz hale getiriyor. Mağdurlar, sistemini ya da verilerini tekrar kullanmak isterlerse belirlenen bir cezayı ödemek zorunda.

Fidye yazılım atakları mağdurların bilgisayarına genellikle e-postaların içerisine gömülü linkler ya da URL’ler aracılığı ile ulaşıyor. Yakın zamanda yayımlanan WannaCry fidye virüsü salgınında, saldırganlar kullanıcıların dosyalarını kilitlemek ve virüsü ağdaki diğer kullanıcılara yaymak için Windows Server Message Block (SMB) Protokolündeki bir açığı kullandı. Bu saldırı türünde kullanıcıya sisteminin tehlikede olduğunu bildirdikten sonra saldırgan, birkaç dosyanın şifresini açabildiğini göstererek mağduru ikna etmeye çalışır. Ardından, mağdurun birkaç yüz dolarla bin dolar arasında değişen fidye miktarı teklif edilir ve ödemesi için bir süre belirlenir.

Ödeme gerçekleşse dahi fidye yazılım saldırısını yapan kişinin şifreleri açacağı garanti değildir. Mağdur kişiler ise artık kendini güvende hissetmeyecektir. Bu arada çok değerli vaktin ve kaynakların da harcamış olması da cabası.

Rakamlar Çığ Gibi Büyüyor

2015 yılında günde 1000 civarında olan fidye yazılım saldırılarının 2016 yılında günlük 4 bin adede çıktığını belirten Zyxel Kıdemli Ürün ve İş Geliştirme Ömer Faruk Erünsal , “2017 yılında bu rakam daha da artmış durumda. 2016 yılının sadece ilk çeyreğinde kişi ve kurumlar bu saldırganlara 209 milyon dolar öderken yıl boyunca 62 yeni fidye yazılım türü tespit edildi.

Biz, kullanıcılara mutlaka anti spam ve anti virüs yazılım kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Bunun yanında kullanıcılar, içerik filtreleme ve IDP olarak bilinen zararlı girişim tespit ve önleme desteğine sahip cihazları mutlaka kullanmalı” dedi.

ZyWALL USG Front-line Koruması ile Fidye Yazılımlara Savaş Açın

Kullanıcılar fidye yazılımların sebep olabileceği tüm zararlar için, bu online hırsızlarla savaşlarında yalnız da değil. Kişisel ve kurumsal sistemleri tehlikeye atmamak için çeşitli güvenlik seçenekleri bulunuyor. ZyWALL USG serisi, kimlik avı e-postalarını engellemek için anti-spam, şüpheli bağlantılara erişimi önlemek için içerik filtreleme, kullanıcıları kötü amaçlı yazılımlara maruz kalmış dosyalardan korumak için anti-virus ve zararlı girişim tespit ve önleme (IDP) gibi özelliklerle potansiyel fidye saldırılarına karşı kapsamlı koruma sağlıyor.

Zararlı Fidye Yazılımdan Korunma İpuçları

Fidye yazılıma karşı savaş gerektiğinde, en iyi savunma güçlü bir saldırıdır. İşte size siber suçluları daha verilerinize erişemeden alt etmek için ihtiyaç duyacağınız birkaç ipucu.

1. Düzenli olarak yedeğinizi alın ve en güncel yedeği ağın dışında bir yerde muhafaza edin

Fidye yazılım tehditlerinden endişe etmenize gerek yok. Kolay ve hızlı bir şekilde verilerinizi eski bozulmamış hallerine geri getirin.

2. Yama, yama ve tekrar yama

Güvenlik yamalarını düzenli bir şekilde sisteminize uygularsanız çevrimiçi hırsızlara daha az şans tanımış olursunuz.

3. Kaynağına güvenmediğiniz ekleri ya da yabancı web linklerini açarken dikkatli olun

Bilinmeyen bir kaynaktan gelen eki açmak, cazip bir görsele tıklamak ya da zararsız gibi görünen bir reklama tıklamak sizi zararlı bir siteye yöneltebilir ve zararlı bir yazılımı indirmenize sebep olabilir.

4. Her bir cihazda ayrı ayrı anti-virüs yazılımı kullanın

İndirdiğiniz dosyaları her zaman tarayın. Anti-virüs yazılımlar sizi çoğu zararlı yazılımdan korumaya yardımcı olur.

 

AVM Ciro Endeksi Nisan’da yüzde 14 ile Yükselişte… Liderlik, yüzde 28,4’lük artışla Hipermarkette…

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği ile Akademetre Research tarafından ortaklaşa oluşturulan AVM Endeksi’nin Nisan ayı sonuçları açıklandı. Her ay düzenli olarak yayınlanan verilere göre ciro endeksi 2017 Nisan döneminde bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmadan incelendiğinde yüzde 14,2 artış kaydederek 208 puana ulaştı.

AVM’lerde kiralanabilir alan (m²) başına düşen cirolar Nisan 2017’de İstanbul’da 912 TL, Anadolu’da 715 TL olarak gerçekleşti. Türkiye geneli metrekare verimliliği ise Nisan 2017’de 794 TL’ye yükseldi.

Uzun soluklu lider Ayakkabı – Çanta, Nisan ayında yerini Hipermarkete bıraktı…

Kategoriler bazında en yüksek ciro artışı, hipermarket kategorisinde yaşandı. Hipermarket kategorisi geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 28,4’lük artış kaydederek uzun zamandır lider koltuğunda yer alan ayakkabı – çanta kategorisini geride bıraktı.

Geçtiğimiz yılın Nisan ayı ile karşılaştırıldığında AVM’lerdeki yiyecek kategori ciroları yüzde 14,6, teknoloji kategori ciroları yüzde 13,9, ayakkabı-çanta kategori ciroları yüzde 13,5 ve giyim kategori ciroları ise yüzde 13,2 artış gösterdi. Uzun zamandır dalgalı bir seyir gösteren diğer* alanlar kategori ciroları ise yüzde 20,1’lik artış kaydetti.

Ziyaret Sayısı Endeksi

Nisan 2017 verileri bir önceki dönemin aynı ayı ile karşılaştırıldığında ziyaret sayısı endeksinde yüzde 1’lik bir artış yaşandığı gözlemlendi.

AVM Endeksi Nisan 2017 sonuçlarını değerlendiren AYD Başkanı Hulusi Belgü: “Nisan ayında döviz kurlarında yaşanan rahatlama, hem ithalat yapan hem de döviz üzerinden verilen kiralar nedeniyle sorun yaşadıklarını paylaşan perakendecilerimize nefes aldırdı.

Ek olarak Nisan ayında AVM endeksinde hepimize umut veren gelişmeler görünüyor. Ziyaretçi sayısındaki azalan artışa rağmen ciro endeksi ve kiralanabilir alanlarda yaşanan artış ziyaretçilerin alışveriş alışkanlıklarında AVM’leri tercih ettiklerini ortaya koyuyor. Kategoriler bazında aylardır sakinliğini koruyan Diğer* kategorisi de hızlı bir ivmeyle yükselişe geçti. Bu durum ziyaretçilerinin AVM’leri yalnızca giyim ve hipermarket alışverişleri dışında da tercih ettiklerinin göstergesi.

Diğer yandan Hipermarket kategorisinin uzun zamandır zirvede yer alan Ayakkabı – Çanta kategorisinin yerini alması da ziyaretçilerin AVM’leri her şeyi bir arada buldukları sosyal alanlar olarak benimsedikleri görüşünü destekler nitelikte” değerlendirmelerinde bulundu.

Prof. Dr. Emre Alkin ise Nisan ayı endeksine ilişkin aşağıdaki değerlendirmelerde bulundu: “Mart ayı ile ilgili değerlendirmemde, AVM ciro endeksindeki gözle görülür yükselişin, alışveriş merkezlerindeki mağaza yöneticileri ve müşterilerle yaptığım birebir sohbetlerle de teyit ettiğimi söylemiştim. Önümüzdeki aylarda da bu yükselişin devam etmesinin yüksek bir ihtimal olduğunun altını çizmiştim. Nisan ayında AVM Ciro endeksinin bir önceki yıla göre çift haneli büyümesi bu analizin doğru olduğunu gösteriyor.

İlginç ve önemli gelişme şu: Nisan ayında hipermarket kategorisinde en yüksek ciro artışı kaydedilmiş. Mart ayında performansta üst sıralarda bulunmayan bu kategorideki gelişmeyi birkaç açıdan değerlendirebiliriz.

Hipermarket ve Teknoloji kategorilerinin ilk 3 sırada yer alması, ziyaretçilerin AVM’leri sadece ‘zaman geçirme’ veya ‘moral düzeltme’ için gezmediklerini, giderek ‘her şeyin çözümü’ olarak gördüklerini bize anlatıyor.

Daha önceki ayların önde gelen kategorileri ayakkabı-çanta ve giyimin 4. ve 5. sıraya düştükleri de gözden kaçmamalı. ‘Moral Düzeltme’ eğiliminin yavaşladığını buradan da anlayabiliriz. Yiyecek, Nisan ayında ikinci sırada yer alırken, AVM’lerin seçenek zenginliğine de işaret etmiş oluyor.

Ziyaret sayısındaki artışın %1 gibi mütevazı bir artış göstermesi de ziyretçilerin geride bıraktığımız döneme göre AVM’lerde kişi başına tüketimi artırdıklarını göstermekte.

Ramazan Ayı sebebiyle bu trendin, yavaşlasa da devam edeceğini tahmin ediyorum.”

İSO 500’ün İncisi

İnci Holding, İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ listesinde üç iştirakiyle yer almaya devam ediyor. Maxion İnci Jantgeçtiğimiz yıla göre 10 basamak yükselmeyi başararak 129’uncu sıraya yerleşirken, akü devi İnci GS Yuasa da 311’inci sırada yerini aldı.

65 yıllık köklü geçmişi ile Türkiye ekonomisi ve kalkınmasına hizmet eden İnci Holding,otomotiv yan sanayi başta olmak üzere dört farklı sektörde dokuz iştirakiyle çalışmalarını sürdürüyor. İnci Holding bu yıl da Maxion İnci Jant, İnci GS Yuasa, Maxion Jantaş şirketleriyle Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşu arasında yer alıyor. Başarılı bir büyüme ivmesi yakalayan holding şirketleri arasında Maxion İnci Jant, bu yıl 500 sanayi kuruluşunun içinde 10 basamak yükseldi. İlk 250 şirket arasında yer alan Maxion İnci Jant 129’uncu,Maxion Jantaş ise 7 basamak yükselerek 420’nci sırada yer aldı.Akü sektörünün ihracat lideri İnci GS Yuasa ise 311’inci oldu.

İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök; “İnci Holding olarak ekonomik ve sektörel açıdan önde gelen listelerde iştiraklerimizin başarılı iş sonuçlarıyla yer alması bizi gururlandırıyor. Bu sonuçlar sahip olduğumuz azmin ve kararlığın bir göstergesi.

65 yılda gerçekleştirdiğimiz başarılarımıza yenilerini ekleyerek, yolumuza devam edeceğiz. Sürdürülebilir büyümenin devamlılığı ve verimlilik odaklı çalışmalar üzerine yoğunlaşıyoruz. Nitelikli ve genç insan kaynağımız, ar-ge ve teknolojik dönüşüm alanındaki gücümüz, yenilikçi yönetim anlayışımız sayesinde başarılarımızın artarak devam edeceğine inanıyorum. Holding olarak her yıl ortalama yüzde 13 büyüme göstererek, Türk ekonomisinin büyümesine katkı sağlamaya devam ediyoruz.” dedi.

Türk Telekom ve BOTAŞ’tan eğitimde ‘fiber’ iş birliği

Türk Telekom’un kurumsal okulu Türk Telekom Akademi, telekomünikasyon sektöründeki tecrübesini ve modern eğitim teknolojilerinden aldığı güçle tasarladığı eğitimlerini, Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) ile paylaşmak üzere iş birliği protokolü imzaladı. “Eğitim Faaliyetlerine Dair İş Birliği Protokolü” kapsamında Türk Telekom Akademi, alanında uzman eğitmenler ve güncel eğitim teknolojileriyle “Fiber Optik Ölçü Tekniği” ve “Fiber Optik Ek ve Terminasyon” gibi eğitim içeriklerini BOTAŞ mühendislerine aktaracak.

Türk Telekom’un, çalışanlarının gelişimine ve eğitimine destek vermek üzere faaliyet gösteren kurumsal okulu Türk Telekom Akademi, kurumsal eğitim alanındaki bilgi birikimi ve tecrübelerini aktarmak üzere Türkiye’nin saygın kamu kurumlarından BOTAŞ ile iş birliğine gitti. İş birliği kapsamında Türkiye’nin iki köklü kurumu arasında “Eğitim Faaliyetlerine Dair İş Birliği Protokolü” imzalandı. Ankara’daki BOTAŞ Genel Müdürlüğü’nde gerçekleşen imza törenine, Türk Telekom Akademi ve İç İletişim Direktörü Mehmet Aldanmaz ve BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Abdülkadir Yaylacı katıldı.

İki kurum arasında yapılan iş birliği kapsamında ilk olarak BOTAŞ çalışanlarına, Türk Telekom Akademi’nin tecrübeli eğitmenleri tarafından “Fiber Optik Ölçü Tekniği” ve “Fiber Optik Ek ve Terminasyon” eğitimleri verilecek. Ağustos ayında Türk Telekom Akademi Ankara yerleşkesinde gerçekleştirilecek eğitimlerle katılımcıların; fiber optik kablonun çalışma prensibi, yapısı, çeşitleri, avantajları, bağlantı elemanları, ölçümü, fiber optik kablo eki ve terminasyonu uygulamalarıyla ile ilgili bilgi ve beceri kazandırılması hedefleniyor.

Türk Telekom Akademi ve İç İletişim Direktörü Mehmet Aldanmaz: “Eğitim Alanındaki Köklü Tecrübemizle Türkiye İçin Değer Yaratmayı Hedefliyoruz”

Türk Telekom Akademi ile BOTAŞ arasındaki iş birliği hakkında değerlendirmede bulunan Türk Telekom Akademi ve İç İletişim Direktörü Mehmet Aldanmaz, şunları söyledi; “Türk Telekom Akademi olarak odağımıza çalışanlarımızı ve onların gelişim ihtiyaçlarını alıyor, dünyadaki güncel iletişim teknolojilerinden faydalanarak onlara eşsiz bir eğitim deneyimi sunuyoruz. Çalışanlara verilen eğitim süresi bakımından dünya ortalamasının üzerindeyiz ve yeni iletişim teknolojilerini eğitimlere taşıma konusunda öncü bir kurumuz. Ülkemizin sınırlarını aşan, kurumsal eğitim alanındaki köklü tecrübemizi, alanında yetkin iç eğitmenlerimizin deneyimini ve özel olarak tasarlanmış eğitim programlarımızı yeni dönemde kamu kuruluşları ve özel sektörle de buluşturmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda Türkiye’nin saygın kuruluşlarıyla iş birliği anlaşmaları imzalıyoruz. Türk Telekom Akademi olarak çalışmalarımızı bir adım öteye taşıdığımız bu günde, ülkemizin önde gelen şirketlerinden BOTAŞ’la eğitim alanında iş birliği yaparak güçlerimizi birleştirmiş olmaktan gururluyuz. BOTAŞ eğitimlerimize, “Fiber Ölçü Tekniği ve Fiber Ek ve Terminasyon Eğitimi” ile başlayacak; sonrasında içeriği genişleterek devam edeceğiz. Teknik, mesleki ve kişisel gelişim programlarımızın yanı sıra güçlü liderlik kültürünü yaymak ve geliştirmek amacıyla tasarladığımız “Liderler Okulu” gibi eğitim programlarımızı da kamu kuruluşlarımıza sunmayı ve eğitim alanındaki köklü tecrübemizle Türkiye için daha fazla değer yaratmayı hedefliyoruz.”

BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Abdulkadir Yaylacı: “Türk Telekom Akademi ile Çalışmak Bizim İçin Çok Değerli”

BOTAŞ Genel Müdür Yardımcısı Abdulkadir Yaylacı, iş birliği hakkında;BOTAŞ Türkiye’nin en büyük kurumlarından biri. Türkiye’de çok önemli hizmetler veren ve stratejik öneme sahip varlıkları yöneten bir kurum. Bu varlıklar açıkçası bizim insan kaynaklarımız ile yönetiliyor. Bu yüzden insan kaynaklarımızı eğitime açık, gelişen ve sürekli geliştiren bir yapıda bulunmamız gerekiyor. Bu noktada kendi alanında uzmanlık kazanmış kurumlar ile çalışmak istiyoruz. Bu konuda kendini ispatlamış Türk Telekom Akademi ile çalışmak bizim için çok değerli. Teknik personelimizi daha iyi geliştirmek ve ileride bunların iş alanlarında etkinliklerini ölçmek bizim temel hedeflerimizden biri. İlaveten yöneticilerimize ve yönetici adaylarımızın da gelişimine katkı sağlamak, kurum içi eğitmenlerin eğitilmesi, kendi eğitimcilerimizle bir düzen kurmak da öncelikli hedeflerimiz arasında. Esas amacımız ise BOTAŞ’ın insan kaynaklarını şirketimizi daha da iyi bir noktaya taşıyacak temel değer haline getirmektir. Türk Telekom Akademi ile bugün başlayan iş birliğimizin bizi hedeflerimize en doğru şekilde ulaştıracağına inanıyor, protokolün her iki taraf içinde hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi.

“Teknoloji İçin İnsan, İnsan İçin Gelişim” mottosuyla, Türk Telekom çalışanlarını bugüne ve geleceğe hazırlayarak, kişisel, mesleki ve teknik alanda gelişimlerini destekleyen Türk Telekom Akademi, kurum içerisinde çalışanlara verdiği eğitimlerden farklı kurum ve kuruluşların faydalanmalarını sağlayarak tüm Türkiye’ye erişilebilir kılmayı ve sahip olduğu donanım, bilgi ve tecrübe ile tasarlanmış eğitim içerikleri ve gelişim programlarını Üniversite, Özel ve Kamu Kurumlarına yansıtmayı hedefliyor.

 

Nurol GYO’dan tek seferde 22.8 milyon TL’lik büyük satış

Nurol Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (Nurol GYO), Güneşli’deki Nurol Park projesinden tek seferde 6.5 milyon dolarlık (22.8 milyon TL) toplu ofis satışı yaptığını KAP’a bildirdi. Yabancı yatırımcının, Nurol Park J Ofis Bloğunda, 14 adet bağımsız bölümden oluşan 2 katın tamamını satın almasıyla ilgili işlemler, 2 Haziran 2017 Cuma günü gerçekleşti. Satışın Türkiye ekonomisine ve Nurol markasına yabancı yatırımcının güvenini gösterdiğini belirten Nurol GYO Genel Müdürü Samim Hatipoğlu, “Hükümetin, yurt dışı yerleşik bireysel yatırımcılara yönelik sağladığı vergi avantajı sektör için önemli bir destek. Yurt dışı yerleşik tüzel kişiliklere de benzer vergi avantajlarının sağlanması çok daha fazla yatırımı Türkiye’ye çekecektir” diye konuştu.

Kalite ve güven esaslarını üstün mühendislik tecrübesiyle birleştiren, tüm projelerinde odağına insanı alan Nurol GYO, İstanbul’un kalbinde yaşama kapılarını açan Nurol Park projesinde tek seferde yaptığı dev satışı KAP’a bildirdi. Yapılan açıklamada; “Şirketimizin kamuya açıklanmış son finansal tablolarında stoklar hesabında 13.954.643 TL kayıtlı değeri olan Nurol Park J Ofis Bloğundan 2 tam katın (14 adet bağımsız bölüm) 6.500.000 USD bedel ile yabancı yatırımcıya satışı 2 Haziran 2017 tarihi itibarıyla gerçekleştirilmiştir” denildi.

Tek seferde gerçekleştirdiği dev satışla gayrimenkul sektörüne cesaret veren Nurol GYO, yatırım yaptığı bölgenin yaşam kalitesini ve standartlarını arttırıyor ve yer aldığı bölgelerde fiyat belirleyici marka olarak konumlanıyor. Gayrimenkul sektörünün öncü firmalarından Nurol GYO, Nurol Maslak Plaza ile İstanbul’un 3. A+ sınıfı Maslak’ın ilk A+ sınıfı ofisini hayata geçirmiş, ofis sektörünün öncü firmaları arasında yer alıyor.

Sektör için önemli bir başlangıç

Gerçekleştirilen satışı değerlendiren Nurol GYO Genel Müdürü Samim Hatipoğlu, şunları söyledi: “Körfez bölgesi yatırımcısına gerçekleştirdiğimiz bu satış Türkiye ekonomisine ve 51 yaşındaki Nurol markasına olan güveni gösteriyor. Hükümetin, yurt dışı yerleşik bireysel yatırımcılara yönelik sağladığı vergi avantajı sektör için önemli bir destek. Yurt dışı yerleşik tüzel kişiliklere de benzer vergi avantajlarının sağlanması çok daha fazla yatırımı Türkiye’ye çekecektir. Yaz ayının ilk günlerinde yaptığımız bu satış hem bizim hem sektör için güzel bir başlangıç. Önümüzdeki günlerde daha da büyük satışlar gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Farklı yatırımcılarla görüşmelerimiz istediğimiz gibi devam ediyor.”

Nurol GYO sektörde fark yaratıyor

Kiracılarıyla ve iş ortaklarıyla uzun süreli ilişkiler kuran Nurol GYO, disiplinli bina bakımı, sürdürülebilir standart ve kalite yönetimi, perakende yönetimi, seçkin müşteri portföyü, yüksek kaliteli üniteler, hukuki altyapısı ve profesyonel bina yönetimi ile sektörde fark yaratıyor. Müşterilerine ofis kullanımı için farklı alternatifler sunan Nurol GYO, 73 metrekareden 2.500 metrekarenin üzerine kadar farklı ofis çözümleriyle tüm ihtiyaçlara cevap veriyor.

Nurol Park projesi, Atatürk Havalimanına 6, 3. Havalimanına 18 kilometre uzaklıkta, yeni Maslak hattı olarak bilinen Basın Ekspres üzerinde, metroya 150 metre mesafede yer alıyor. Barcelona’daki yeni kentsel dönüşüm projeleri referans alınarak tasarlanan Nurol Park, 119 üniteden oluşan 1 ofis bloğu, Türkiye’nin ilk Designer Outlet’i Oasis, 326 süitten oluşan Airport süit ve 1186 rezidanstan oluşan 8 rezidans bloğu ile karma proje olarak yatırımcıları cezbediyor. Projenin % 78’inin yürüme ve peyzaj alanlarından oluşması yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından tercih edilmesinin sebeplerinden biri.

Oasis Designer Outlet çekim merkezi olacak

Yaz aylarında açılması planlanan ve Nurol Park projesi içerisinde yer alan, Türkiye’nin ilk Designer Outlet’i Oasis, bölgenin gelişimi için katkı sağlayacak ve yeni bir çekim merkezi haline gelecek. Açık hava cadde kültürünü yaşatacak olan Oasis Designer Outlet, tasarımıyla öne çıkan markaları uygun fiyatlarla müşterileriyle buluşturacak. %30’unun yeme ve içme alanından oluştuğu Oasis, bölge için referans bir buluşma noktası olacak. Bölgeye değer katan projede yer alan dünya ve yerli markaların çeşitliliği sayesinde her yaşta kişinin uzun süre keyifli bir şekilde zaman geçirmesi amaçlandı. Oasis’te, çocuklar için oyun merkezi, Özel VIP Sinema, 3.000 metrekarelik spor merkezi, farklı damaklara uygun çeşitli yeme ve içme alanları yer alıyor.

Doğuş Otomotiv Değer ve İlgi Merkezi’ne 4 ödül birden

Doğuş Otomotiv Değer ve İlgi Merkezi (DİM), Londra’da düzenlenen Contact Center World Awards EMEA bölgesi finallerinden 4 ödülle döndü.

DİM, ‘En İyi İşe Alım Modeli’ ve ‘En İyi Müşteri Deneyimi’ kategorilerinde altın madalya, ‘En İyi Teknoloji İnovasyonu’ kategorisinde gümüş madalya ‘En İyi Çağrı Merkezi’ kategorisinde ise bronz madalyanın sahibi oldu.

Dünyanın en büyük çağrı merkezi organizasyonu ContactCenterWorld.com tarafından geleneksel olarak düzenlenen Dünya Çağrı Merkezi Ödülleri’nin 22-26 Mayıs tarihleri arasında Londra’da gerçekleştirilen EMEA Bölgesi (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi) finallerine Doğuş Otomotiv Değer ve İlgi Merkezi (DİM), aldığı 4 ödülle damga vurdu.

DİM, işe alım süreçlerindeki yenilikçi bakış açısıyla ‘En İyi İşe Alım Modeli’; inovatif ve kaliteli hizmet anlayışı odağında oluşturduğu müşteri merkezli yapısını anlattığı ‘En İyi Müşteri Deneyimi’ kategorilerinde birinciliği alarak, altın madalyanın sahibi oldu.

DİM ayrıca, Yol Yardım hizmetlerindeki dijitalleşmeyi aktardığı ve inhouse geliştirilen bir uygulama olan Diyalog uygulamasıyla ‘En İyi Teknoloji İnovasyonu’ kategorisinde gümüş madalya; farklılaşan tüm süreç ve uygulamalarını paylaştığı ‘En İyi Çağrı Merkezi’ kategorisinde ise bronz madalyaya layık görüldü.

Sektörün en prestijli ödül organizasyonu olarak gösterilen ve bu yıl 12’ncisi düzenlenen finallerde 34 farklı kategoride en iyiler belirlendi. İki etaptan oluşan organizasyonun ilk etabında tüm kategorilerde EMEA, APAC ve Amerika bölgelerinin belirlenen birincileri, Ekim ayında düzenlenecek organizasyonda dünya birinciliği için yarışacaklar. İki kategoride altın madalya kazanan DİM, Ekim ayındaki büyük finalde, APAC ve Amerika bölgelerinin kazananlarıyla mücadele edecek.

DİM finallere dünya birincisi unvanıyla gidecek

Geçen yıl düzenlenen ve ilk kez katıldığı organizasyonda da ‘En İyi Müşteri Deneyimi’ kategorisinde önce EMEA, sonra dünya birincisi olan DİM, aynı yıl ‘En İyi Çağrı Merkezi Dizaynı’ kategorisinde EMEA Bölgesi ikinciliği ve dünya üçüncülüğünü kazanmıştı.

Doğuş Otomotiv’in 2014 Kasım ayında hayata geçirdiği Değer ve İlgi Merkezi (DİM) şirketin Türkiye genelinde distribütörlüğünü üstlendiği markaların yol yardım ve çağrı merkezi (anket ve rezervasyon) hizmetlerini yürütüyor. 2016 yılında 1 milyonun üzerinde çağrı cevaplayan merkez, marka ve Yetkili Satıcılara sağladığı raporlama özellikleriyle tüketici beklenti ve görüşlerinin anlık ve şeffaf olarak takip edilmesini sağlıyor.