Türkiye’yi de kapsayan bölgenin siber tehdit trendleri açıklandı

Kaspersky Lab, Ortadoğu, Afrika ve Türkiye’yi kapsayan bölgede siber suçluların, bilgisayarlardaki tüm verileri yok eden ve wiper adı verilen silici yazılımlara yöneldiğini açıkladı.

Kaspersky Lab, her yıl düzenlediği Cyber Security Weekend etkinliği kapsamında Ortadoğu, Türkiye ve Afrika’dan (META) iş dünyasının temsilcileri ile bünyesinde çalışan siber güvenlik uzmanlarını Viyana’da bir araya getirdi. Küresel ve bölgesel siber tehditler ve güvenlik alanındaki trendlerle ilgili bilgiler paylaşan uzmanlar, öncelikli olarak sanayi ve finans sektörleri olmak üzere, bölgedeki iş dünyasını etkileyen başlıca tehdit vektörleri hakkında bilgiler verdi. Bireylerin, iş dünyasının ve hükümetlerin akıllı şehirler kapsamında kullandığı internet bağlantılı cihazların korunması ise özellikle üzerinde durulan bir konu oldu.

Kaspersky Lab Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi’nden Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Ghareeb Saad, “2017’nin ilk çeyreğinde siber suçluların dikkatinin wiper adı verilen silicilere ve özellikle de finansal suçlara kaydığını gözlemledik. Tespit edilmeyi neredeyse imkansız hale getiren ve adli araştırmaları zorlaştıran dosyasız zararlı yazılımlar, hem hedefli saldırılar düzenleyen failler, hem de siber suçluların geneli tarafından kullanıldı. Etkinliğimizde ATMitch olaylarında kullanılan böyle bir ‘görünmez’ saldırı örneğini yeniden canlandırdık. Bu tür tehditler düzgün güvenlik çözümlerinin, güvenlik istihbaratının ve dikkatli bir şekilde yönetilen olay müdahale süreçlerinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.” dedi.

Etkinlikte ayrıca Kaspersky Lab’ın büyük şirketlere yönelik gelişmiş tehditleri ve hedefli saldırıları tespit etmekte kullanılan Kaspersky Anti Targeted Attack Platform çözümünün yenilenmiş sürümü tanıtıldı. İleri makine öğrenimi algoritmalarını, tüm dünyadan gelen eyleme geçirilebilir tehdit istihbaratı ve müşteri altyapısına uyumluluk becerisiyle harmanlayan çözüm, en karmaşık ve en zararlı saldırıları dahi gelişimlerinin herhangi bir aşamasında tespit etmek konusunda büyük şirketlere yardımcı oluyor.

2017 yılı birinci çeyreği özelinde etkinlikte paylaşılan Kaspersky Security Network (KSN) istatistiklerine göre, yerel tehditlerden (yerel ağlar, USB bellekler, CD’ler, DVD’ler aracılığıyla yayılan zararlı yazılımlardan) etkilenen en yüksek kullanıcı sayısına sahip ülke %66,5 ile Cezayir oldu. Ardından ise Fas (%59), Tunus (%57,9) ve Mısır (%52,8) geldi. Ortadoğu’da ise listenin başını Umman (%54,6), Suudi Arabistan (%53,1) ve Katar (%49,8) çekti.

Ocak-Mart 2017 sürecinde en yüksek sayıdaki çevrimiçi tehditlere de yine Cezayir (KSN kullanıcılarının %38,1’i), Tunus (%32,4), Fas (%26,1) ve ardından Mısır (%23,5) olmak üzere, Afrika’nın aynı ülkelerinde rastlandı. Ortadoğu’da en fazla tehditle karşılaşan ülkeler ise Katar (%29,7), Suudi Arabistan (%24,2) ve BAE (%23,6) oldu. Güney Afrika, META bölgesinde siber tehditlerden etkilenen kullanıcı sayısı en düşük ülke olurken (%46,8 yerel ve %12,9 çevrimiçi tehditler), Türkiye’deki KSN kullanıcılarının %18,8’i çevrimiçi tehditlerden ve %47,1’i ise yerel tehditlerden etkilendi.

Bölgedeki fidye yazılımı tespitleri, bir önceki yılın ilk çeyreğine göre %36 artış gösterdi ve Kaspersky Lab uzmanlarına göre, fidye yazılımlarının siber suç ekosisteminde hizmet olarak yazılım modeliyle yayılıyor olması sebebiyle artmaya da devam edecek. Kaspersky Security Network, yine 2016’nın aynı dönemine kıyasla iki kattan daha fazla bankacılık Truva atı tespit etti (%121 artış). Kaspersky Lab ürünleri tarafından engellenen mobil saldırı girişimleri ise 1,5 kat artış gösterdi.

Etkinliğin özel konuğu olarak bir açılış konuşması yapan CYBERPOL Siber Terörle Mücadele Birimi Başkanı Shehab Najjar, şu yorumda bulundu: “Siber suç mevzuatı gerek dünya çapında, gerek META bölgesinde hala geliştirilmeye devam ediyor. Aynı zamanda, bilgi teknolojilerindeki ilerlemeler sebebiyle hem bireysel kullanıcılar hem de iş dünyasını hedef alan daha çok tehdit vektörüyle karşılaşıyoruz. Bu sebeple, Kaspersky Security Weekend etkinliğinde olduğu gibi, genel bilgilendirmeler ve tavsiyeler aracılığıyla siber güvenlik farkındalığını artırmak, interneti daha güvenli bir ortam haline getirmek konusunda önemli bir rol oynuyor.”

TürkTraktör, Kocaeli’ndeki kız öğrencileri üretim ve ağır sanayi istihdamında yer almaya davet ediyor

TürkTraktör, “Filizlerin Mucizeleri” Projesi’nin kız öğrencileri mezuniyetleriyle birlikte otomotiv alanında çalışmaya teşvik eden eğitim ayağı kapsamında

11 Mayıs’a kadar Kocaeli’ndeki okullara bilgilendirme ziyaretleri yapacak.

KOCAELİ, 2 Mayıs 2017 – TürkTraktör, Türkiye’de tarım ve otomotiv alanında kadın işgücünün artırılmasını desteklemek üzere başlattığı Filizlerin Mucizeleri Projesi’nin eğitim alanındaki çalışmaları için Kocaeli’nde bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerini ziyaret etmeye başladı.

Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri Okuyan Kız Öğrencilere yönelik yapılan ziyaretlerde Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) eğitimleri verildikten sonra, TürkTraktör çalışanlarından oluşan gönüllüler ekibi de katılımcılara deneyimlerini anlatıyor. Eğitimlerin tamamlanmasıyla birlikte ise katılımcılar ve öğrenciler projenin anısı olarak okullarının bahçelerine 5’er adet ağacın dikimini gerçekleştiriyor.

Kocaeli ziyaret programında toplam 14 okul ve 1.203 öğrenci bulunuyor

TürkTraktör Yetenek Yönetimi ve İnsan Kaynakları Müdürü Ceren Ertem projeyle ilgili şu bilgileri verdi: “Tarım ve otomotiv alanında kadın işgücü ve girişimciliğinin artırılmasını desteklemek üzere hayata geçirdiğimiz ‘Filizlerin Mucizeleri’ projemizi Eğitim, Tarımsal Üretim ve İstihdam olmak üzere 3 farklı konuyu sahiplenecek şekilde tasarladık. Projemizin eğitim tarafındaki çalışmalarının bir parçası olarak 11 Mayıs 2017 tarihine kadar Kocaeli’ndeki okullarımzın ziyaretlerini yapacağız. Ziyaretlerimizde temel amacımız kadın istihdamının geleceği olan kızlarımıza, üretim ve ağır sanayi alanına sağlayabilecekleri katma değeri anlatmak ve hayatın her alanında olduğu gibi, bu alanlarda da kadın gücünün önemini kendilerine örneklerle göstermek.”

Ceren Ertem, proje çalışmaları dahilinde, yapılan okul ziyaretleri için otomotiv sektörünün önemli üretim merkezleri olan Sakarya, Bursa, Kocaeli, Ankara ve Eskişehir’deki Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri’nin belirlendiğini söyleyerek; “Ziyaretlerimizde, kız öğrencilerimize ağır sanayide çalışmaları için rol model olup mentorluk yapıyor, öğrencilerle birlikte ailelerine ve öğretmenlere de toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalıklarını artıran seminerler veriyoruz. Aynı zamanda, bu okullarda öğrenim gören kız öğrencilerin meslek seçimi ve alan-dal tercihleri üzerinde nelerin olduğunu ve eğitimini gördükleri mesleğe dair algı ve tutumlarını da araştırıyoruz. Projemiz kapsamında 2017 yılı içerisinde toplam 58 okulda öğretmenler, veliler ile yaklaşık 3 bin kız öğrenci ile bir araya geleceğiz. Ziyaret programımızda yer alan Kocaeli ise, belirlenen 14 okul ve görüşülecek 1.203 kız öğrenci ile en yoğun programlardan birine sahip” diye açıkladı.

Okulların, makine teknolojisi, motorlu araçlar teknolojisi, metal teknolojisi, elektrik elektronik teknolojisi, ulaştırma hizmetleri, tarım teknolojisi alanlarında eğitim gören 100 öğrenciye Türk Eğitim Vakfı (TEV) koordinasyonunda eğitim bursu da verdiklerini ifade eden Ceren Ertem “Tüm bunlara ek olarak, kontenjan sayılarımız ve ilgili kriterlerimiz kapsamında öğrencilerimiz TürkTraktör’de staj yapma imkanına ve mezun olduktan sonra ise, istihdam önceliğine sahip olacaklar. Bu anlamlı ve hayatlara dokunmayı amaçlayan projemizde emeği geçen ve desteklerini sağlayan tüm proje ortaklarımıza, TürkTraktör adına tekrar teşekkür ederim” diyerek sözlerini tamamladı.

Nisan ayı ziyaret programında yer alan okullar:

  • Derince Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)
  • İMKB Darıca Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)
  • İzmit Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)
  • Deniz Yıldızları Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)
  • Gölcük İhsaniye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)
  • Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)
  • Gebze Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)
  • GOSB-TADIM Jale Yücel Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)
  • Gebze STFA Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (Tamamlandı)

Mayıs ayı ziyaret programında yer alan okullar:

  • Fevziye Tezcan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
  • Başiskele Selim Yürekten Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
  • TOKİ Şehit Can Duyar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
  • Hatice Bayraktar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
  • Mürsel Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

-*-

Selva Buğday Ruşeymine Uluslarası Büyük Altın Madalya

Selva Gıda, dünyanın en itibarlı kalite enstitülerinden biri olarak kabul edilen Monde Selection’da 8 gramlık pratik Buğday Ruşeymi ile Diyet & Sağlık Ürünleri Kategorisinde ‘Büyük Altın Madalya’ (Grand Gold Award)’ ödülüne lâyık görüldü.

Selva Gıda, ‘Sağlıklı Yaşam Ürünleri’ kategorisinde tüketicileriyle buluşturduğu, buğdayın en hayati besin deposu olan ruşeym ile yarım yüzyılı aşkın süredir faaliyet gösteren Monde Selection’ın tüketici ürünleri testlerinden geçerek Diyet & Sağlık Ürünleri kategorisinde ‘Büyük Altın Madalya’nın (Grand Gold Award) sahibi oldu.

Monde Selection, kalite düzeylerini belirleyen bağımsız ve uluslararası bir kalite enstitüsü olarak oluşturduğu tadım, test metodolojileri ve izlediği yasal kurallar ile bilimsel analiz güvenilirliğini sağlamış bir kurumdur. Bu yıl, 84 ülkeden 2 bin 938 ürünün, bilim adamı, uzman, beslenme ve sağlık danışmanları, gurmeler ve prestijli aşçılık kuruluşları şeflerinden oluşan 70 kişilik jüri tarafından değerlendirildiği Monde Selection’da Selva Gıda’nın, 8 gramlık pratik Buğday Ruşeymi yüzde 90’ın üzerinde skor elde ederek bu ödülü almaya hak kazandı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Selva Gıda Genel Müdürü Özkan Koyuncu; “29 yıldır, Konya ovası başta olmak üzere Anadolu’da yetişen en kaliteli durum buğdaylarından ürettiğimiz ürünleri müşterilerimize sunuyoruz. Bu topraklarda kurulan bir marka olarak ülkemize uluslararası alanlarda ödüller kazandırmak bizim için büyük bir onur… Monde Selection’da ödül alabilmek için ürettiğiniz ürünün mevcut gıda ürünlerinden açık ara farklı olması, beslenme ve sağlık ile ilişkisi olması gerekiyor. Biz de Selva Gıda olarak pratik Buğday Ruşeymi ürünümüzle en büyük ödülü almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ruşeym, yüksek miktarda besinsel lifler, vitamin E, folik asit, ve B1 kompleksi vitaminlerine, kalsiyum, fosfor, potasyum ve çinko gibi minerallere, doymamış esansiyel yağ asitlerine, doğal şekerlere, yumurta, et ve süt kalitesinde proteinlere sahip çok yoğun ve zengin bir besin maddesi olarak kabul ediliyor. Ayrıca bu ödül ile ürünümüzün hem sağlık hem de diyet ürünü olduğu uluslararası platformlarda onaylanmış oldu” dedi.

Selva Gıda ürünlerinin hiçbir kimyasal ya da koruyucu katkı maddesi içermemesi, gerçek gıda üretimi için sürekli Ar-Ge çalışmaları yapılması, helal gıda sertifikasına sahip olması gibi özellikleri de ürünün üstün yönleri arasında yer alıyor.

Marmara Üniversitesi Öğrencileri Monster’ın Başarı Hikâyesini İlhan Yılmaz’dan Dinledi

27 Nisan’da Marmara Üniversitesi Acıbadem Kampüsü’nde gerçekleştirilen The Tech’17, teknoloji dünyasının önde gelen şirketlerinden üst düzey yöneticileri üniversite öğrencileriyle bir araya getirdi. Üniversite öğrencilerine hitap eden Monster Notebook Genel Müdürü İlhan Yılmaz, Monster’ın teknoloji sektöründe başarıya ulaştıran unsurları dinleyicilerle paylaştı.

Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin kurduğu Marmara Industrial Engineering Society’nin (MieS) organize ettiği The Tech’17 ile üniversite öğrencileri Linkedin Eski Türkiye Bölge Direktörü ve Melek Yatırımcı Ali Rıza Babaoğlan, Microsoft Türkiye CTO’su Onur Koç ve IBM Executive IT Architect’i Kıvanç Uslu gibi teknoloji sektörünün başarı ve deneyim sahibi isimlerinin deneyimlerinden faydalanma şansını yakaladılar.

Yüksek performanslı bilgisayarları ve satış sonrası destek konusundaki tutumuyla rakiplerinden ayrılan ve kullanıcıların takdirini elde eden Monster Notebook’un Genel Müdürü İlhan Yılmaz da “Teknoloji Dünyasında Girişim” adlı oturumda üniversite öğrencilerine seslendi.

Monster’ı rakiplerinden ayıran yönleri detaylı olarak dinleyenlerle paylaşan İlhan Yılmaz, geleceğe yönelik hedeflerinden de bahsetti. Türkiye’den çıkan bir markanın dünya markası olabileceğine inandığını belirten Yılmaz, bu markanın Monster olması için gereken her şeyi yapacaklarını ifade etti.

Yılmaz’ın Monster Notebook’un kuruluşundan günümüze dek olan hikâyesi içerisinde sektördeki başarı sırlarını dinleyenlerle paylaştığı oturum öğrencilerden büyük ilgi gördü. Konuşmasında kendi tecrübelerinden yola çıkarak gençlere tavsiyelerde bulunan Yılmaz, rakiplerden farklılaşarak öne çıkmak için değişik fikirlere, görüşlere ve yeniliklere daima açık olmanın önemine vurgu yaptı. İlhan Yılmaz’ın konuşmasını https://youtu.be/muFv8EglV7w adresinden izlemek mümkün.

İTÜ Geleceğin Teknolojilerini Uluslararası Ar-Ge Zirvesi ve Fuarı’nda anlatacak

Geleceğin teknolojilerini üreten ve yaptığı bilimsel çalışmalarla adından sıkça söz ettiren İstanbul Teknik Üniversitesi,3-5 Mayıs 2017 tarihleri arasında Pullman Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek Ar-Ge Zirvesi ve Ar Ge Merkezleri Fuarı’na katılıyor.

Bilimsel araştırmaya, deneyselliğe ve teknoloji geliştirmeye odaklı İTÜ ARI Teknokent’e ev sahipliği yapan ve 400’ü aşkın araştırma ve geliştirme laboratuvarı bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi, Ar-Ge faaliyetleri konusunda ulusal ve uluslararası farkındalığın oluşması ve yeni iş birliklerine zemin hazırlanması amacıyla düzenlenen Ar-Ge İş Birlikleri Zirvesi ve Fuarı’ndaki yerini alıyor. Kalkınma Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himâyelerinde “Geleceğin Üretim Sistemlerinde Ar-Ge İşbirlikleri” ana temasıyla düzenlenen Ar-Ge Zirvesi ve Ar-Ge Merkezleri Fuarı, 3-5 Mayıs 2017 tarihleri arasında İstanbul Pullman Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Prof. Dr. Mehmet Karaca: Dünya çapında projeler yürütüyoruz

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin yaptığı Ar-Ge çalışmalarının sergileneceği zirvede, İTÜ ARI Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren Derindere Motorlu Araçlar (DMA), Ulusal Membran Teknolojileri Araştırma Merkezi (MEM-TEK), İTÜ Sentetik Gaz Yakıtlar Ar-Ge Merkezi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda laboratuvarında yapılan ürünler ve çalışmalar hakkında uzmanlardan bilgi alınabilecek.

İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, araştırmaların önemine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“4. Sanayi devriminin eşiğinde İTÜ olarak bir yandan temel bilimler alanındaki araştırmalarımıza devam ediyor, diğer yandan Ar-Ge ve inovasyon üssü olarak dünya çapında projeler yürütüyoruz. 4. Sanayi devriminin hedefleri doğrultusunda tüm üniversite bileşenleri ve paydaşlarımızla birlikte çalışıyoruz.”

Türkiye hızlı adımlarla ilerliyor

10. Kalkınma Planı çerçevesinde öncelikli Ar-Ge konularının ele alınacağı zirvede, Ar-Ge alanında yeni eğilimler ve yaklaşımlar ile Ar-Ge çalışmalarının finansmanı ve ticarileşmesi, gelişmekte olan ülkelere özgü Ar-Ge politikaları, temel bilimler, sağlık, üretim, internet, uzay ve havacılık, enerji, tarım ve gıda, otomotiv, ulaştırma, yeşil teknolojiler gibi birçok nokta öne çıkacak. Kamu kurumlarındaki ve özel sektördeki Ar-Ge merkezleri ile üniversiteler, yaptıkları projeleri kendilerine ayrılan stantlarda tanıtacak. Organizasyon özellikle Ar-Ge çalışmalarının dünyada aldığı mesafeyi göz önüne alarak, Türkiye’nin bu yönde izlemesi gereken yolu belirlemeyi ve bunun için uygulanacak politikalar ile gerekli iş birliklerini masaya yatırmayı amaçlıyor.

Sütaş’a ‘Etik’ ödülü!

Sütaş, Etik Değerler Merkezi Derneği’nin (EDMER) etik ve iş ahlakı farkındalığı yaratmak, etik bilincini yaygınlaştırmak, gençlere örnek olacak şirket ve yöneticileri ödüllendirmek amacıyla düzenlediği “ETİKA 2016” yarışmasında “Türkiye’nin En Etik Şirketleri”nden biri seçildi.

Süt ve süt ürünleri sektörünün lider markası Sütaş, Etik Değerler Merkezi Derneği’nin (EDMER) etik ve iş ahlakı farkındalığı yaratmak, etik bilincini yaygınlaştırmak, gençlere örnek olacak şirket ve yöneticileri ödüllendirmek amacıyla düzenlediği “ETİKA 2016 Türkiye’nin En Etik Şirketleri” yarışmasının kazananları arasında yer aldı. Etik Değerler, Etik Kültür, İtibar Yönetimi, Kurumsal Yönetim, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Liderlik, Uyum Yönetimi, Yaratıcılık ve Önderlik başlıkları üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda Sütaş, uluslararası etik standartları yerine getirerek “ETİKA 2016 Türkiye Etik Ödülü”ne layık görüldü.

Düzenlenen törende ödülü Sütaş Yönetim Kurulu Üyesi ve Etik Komitesi Başkanı Duygu Yılmaz, EDMER Kurucu Onursal Başkanı Bülent Şenver’den teslim aldı.

Duygu Yılmaz, ödülle ilgili, “Bugün, büyük ve itibarlı bir kurum, güçlü bir marka olmamızın arkasında, kurulduğumuz günden bu yana oluşturduğumuz değerlerimiz, iş yapış biçimimiz ve etik kurallarımız; kısaca Sütaş kültürümüz var. Aldığımız ödül, sürdürülebilir başarımızın güvencesi olduğuna inandığımız bu kültürün yayılması için yaptığımız çalışmaların ne kadar doğru olduğunu bizlere gösterdi. Bundan sonra da çalışanlarımıza ve toplumumuza karşı sorumluluk bilinciyle çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

SÜTAŞ Hakkında

Süt ve süt ürünleri sektörünün lider markası Sütaş, Karacabey, Aksaray ve Tire’deki Entegre Tesisleri’nde günde 3 bin 700 ton süt işleme kapasitesine sahiptir. Çiftlikten Sofralara entegre iş modeli ile faaliyet gösteren Sütaş, yatırım yaptığı her bölgede süt ve süt ürünleri üretiminin yanı sıra; bitkisel üretim yapmakta, yem fabrikaları, süt sığırı çiftlikleri, damızlık yetiştirme merkezleri, uygulamalı eğitim merkezleri, enerji ve geri kazanım tesisleri kurmaktadır. 4 bin 700 çalışanına doğrudan, başta 27 bin 500 süt üreticisi aile, 1.550 dağıtıcı ve 700 iş ortağı olmak üzere on binlerce kişiye dolaylı istihdam sağlayan Sütaş, her gün 77 çeşit ürünü, 1.550 araçlık bir filoyla Türkiye’nin dört bir yanındaki 140 bin satış noktasına dağıtmaktadır. Sütaş, İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı ‘En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu’ arasında 49. sırada yer almaktadır.

İş Portföy’e Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nden iki ödül

Yatırım fonlarının yanı sıra emeklilik fonu ve özel portföy yönetim hizmeti sunan İş Portföy, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nden (TSPB) iki ödül birden aldı.

İş Portföy, 24 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen 2. TSPB Sermaye Piyasaları Ödül Töreni’nde; “Yatırım Fonu Yönetimi – 2016 En Yüksek Portföy Büyüklüğü” dalında ve 2013-2016 yılları arasında en yüksek getiriye sahip olan “BIST Teknoloji Ağırlıklı Sınırlamalı Endeksi Hisse Senedi Fonu” ile “2016 En Yüksek Getiri” dalında iki ödüle layık görüldü.

Mart 2017 itibarıyla 28 milyar TL varlık yönetimi bulunan İş Portföy, yüzde 21,5 pazar payı ile Türkiye’nin lider portföy yönetimi şirketi olma başarısını sürdürüyor.

Enerji Sektörünün En Önemli Buluşması için Geri Sayım Başladı

???????

Enerji sektörünün Avrasya’daki en önemli buluşması ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı 03-05 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak. PennWell International ve Hannover Fairs Turkey Fuarcılık arasında gerçekleşen ortaklık sonucunda bu yıl “ICCI Powered by POWER-GEN” mottosuyla düzenlenecek olan fuarda, sektöre yön veren 200’e yakın firma enerji sektörüne ilişkin yeniliklerini sergileyecek. Katılımcı firmalar; Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu ve Balkan ülkeleri başta olmak üzere çeşitli ülkelerden profesyonel ziyaretçilerle bir araya gelip yeni iş bağlantıları ve anlaşmaları için fırsat yakalayacaklar. Fuar ayrıca, Yunanistan, Ürdün ve Kosova’dan gelecek önemli satın almacılara da ev sahipliği yapacak.

ABB, Nordex ve Garanti Koza Enerji’nin Özel Sponsor; Siterm’in Altın Sponsor ve TEKSAN Jenaratör’ün Teknoloji Sponsoru olarak yer aldığı ICCI 2017; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) desteği ile sektörün tüm bileşenlerini bir araya getirecek.

Konferanslar, Enerji Sektörünün Geleceğine Işık Tutacak

Fuar, konferans ve ikili iş görüşmelerini tek çatı altında buluşturan ICCI 2017, enerji sektörünün önemli bir değişimin eşiğinde olduğu günümüzde yenilikler hakkında bilgi sağlayan bir platform olma misyonuna da sahip. 23 yıldır enerji sektöründeki gelişmelere ışık tutan ICCI Konferansları, bu yıl da önemli konu ve konuklarla sektörün geleceğine ışık tutacak.

4 salonda düzenlenecek eş zamanlı oturumlarda Enerji Sektöründe Yeni Teknoloji ve Uygulamalar, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Yerli Enerji Kaynakları, Enerji Altyapı Sistemleri, Kömür Teknolojileri, Nükleer Enerji gibi önemli konular ele alınacak. Ayrıca, Enerji Depolama ve Yeni Teknoloji Depolama Sistemleri, Enerji Endüstrisinde Dijitalizasyon, Gaz Ticareti Merkezi, Yenilenebilir Enerji Sektöründe Yerli Ekipman Üretimi, 5.000 MW ve YEKA’ların Türkiye Rüzgar Sektörüne Etkileri, Lisanssız GES’lerde Çatı Uygulamaları ve Önündeki Engeller gibi yepyeni konular da konferansın bu yıl öne çıkan başlıkları arasında yer alıyor.

Konferans bu yıl çok değerli uluslararası konuşmacıları da ağırlayacak. Bosna Hersek Dış Ticaret ve Ekonomi İlişkileri Bakanlığı Enerji Sektörü Bakan Yardımcısı Admir Softic, ”Bosna Hersek – Rüzgar Santrallerinde/Hidroelektrik Santrallerinde Yatırım Fırsatları” konusunda bilgi paylaşacak.”İran Yenilenebilir Enerji Kurumu, Rüzgar ve Dalga Enerjisi Bölümü Direktörü” Mohammed Satkin, ”Ortadoğu’nun Rüzgar Enerjisi Gelişiminin Yüksek Potansiyelini Ortaya Çıkarmak” konulu konuşmasıyla yer alacak. Pakistan Ulusal Elektrik Enerjisi Düzenleme Kurumu (NEPRA) Başkanı Tariq Saddozai ”Türkiye & Pakistan Arasındaki Enerji İlişkileri: Pakistan’ın Enerji Sektöründeki Yatırım İmkanları (Üretim & İletim)” konusunda önemli bilgiler aktaracak

Enerji Ödülleri 2 Mayıs’ta Sahipleri ile Buluşacak

Enerji alanında özverili çalışmaları teşvik etmek amacıyla 2011 yılından beri her sene düzenlenen ve Türkiye enerji gücünü üreten lider firmaların en iyilerinin ödüllendirildiği, “ICCI Enerji Ödülleri” Töreni’nin altıncısı bu yıl 2 Mayıs 2017 tarihinde İstanbul WOW Convention Center‘da düzenlenecektir. Aktifbank’ın Ana Sponsor, Siterm’in Altın Sponsor olarak katkı sunduğu Enerji Ödülleri Töreni’nde Yenilenebilir Enerji Santralleri, Termik Enerji Santralleri ve Enerji Projelerinde Verimlilik kategorilerinde verilecek ödüller sahipleriyle buluşacak. Tören, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘ndan yetkililer ve kamu üst düzey yöneticileri ile çok sayıda akademik ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin ve enerji sektörünün önde gelen profesyonellerinin katılımıyla gerçekleşecek.

ICCI Enerji Ödülleri’ nin hemen ardından 3 – 4 – 5 Mayıs 2017 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi‘ nde düzenlenecek olan ICCI 2017 – 23. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı ise bakanlık, kurum ve sivil toplum örgütleri yetkililerini, enerji sektöründe yatırımcı, tedarikçi, ekipman ve hizmet sağlayıcılar ile bir araya getirerek ulusal ve uluslararası ziyaretçiler ve alım heyetleri ile buluşturacak.

Çalışanların %65’i sosyal güvencenin azalmasından endişe ediyor

HSBC Grubu’nun; “Emekliliğin Geleceği: Değişen Koşullar” raporuna göre çalışma çağındakilerin %65’i sosyal güvencenin azalmasından endişe ederken, %24’ü emeklilik yaşına geldiklerinde devlet emekliliğinin var olmayacağına inanıyor.

HSBC Grubunun “Emekliliğin Geleceği: Değişen Koşullar” raporu, dünyadaki emeklilik eğilimleri ile ilgili ilginç veriler ortaya koyuyor. Dünya genelinde 16 ülkede 18 binden fazla katılımcının dâhil olduğu araştırmanın sonuçları; politik, sosyal, ekonomik ve teknolojik değişimlerin insanların emeklilik beklentileri üzerinde büyük etkisi olduğunu gösteriyor. Rapora göre dünya genelinde, nüfusun yaşlanması ve artan kamu borçları ekonomilerin emeklileri destekleme gücüne duyulan güveni zayıflatıyor.

Raporda; çalışma çağındakilerin %65’i devlet emekliliği/sosyal güvencedeki azalıştan endişe ederken, %64’ü emeklilik maaşı/desteğine ihtiyaç duyan kişi sayısındaki artıştan kaygılanıyor. Bunun yanı sıra, yaklaşık üçte ikilik bir kesim (%66) artan kamu borçlarının emeklilere sağlanan desteği azaltacağını düşünürken, çalışanların %24’ü emeklilik yaşına geldiklerinde devlet emekliliğinin var olmayacağına inanıyor. Bununla birlikte sağlık hizmetleri maliyetlerinin artması çalışanlar için diğer bir endişe konusu. Çalışma çağındakilerin %77’si gelecekte emeklilerin sağlık hizmetlerine daha fazla harcama yapmak zorunda olacağını düşünüyor.

Y kuşağının emeklilik beklentileri gerçekçi değil

Çalışma çağındakilerin %68’i ekonomik belirsizliklerin emeklilik için birikim yapma güçleri üzerindeki etkisinden kaygılanırken, %61’i ise 2007-2008 küresel finansal krizin ardından rahat bir emeklilik için birikim yapmanın daha zor olacağını söylüyor.

Raporda; Y kuşağının diğer çalışma çağındaki kuşaklardan daha genç yaşta emekli olmayı öngördüğü belirtilirken, emeklilik beklentilerinin de gerçekçi olmadığı ortaya konuyor. Çalışma çağındakiler için ortalama emekli olma yaşı 61 iken, Y kuşağı 59 yaşında emekli olmayı bekliyor. Dünya genelinde artan finansal baskılar ve emeklilik yaşlarının yükseltilmesine rağmen, Y kuşağının yalnızca %10’u 65 yaşından sonra çalışmaya devam edeceğini öngörüyor. Buna karşın, Y kuşağının %59’u daha uzun bir yaşama sahip olacağını ve önceki kuşaklara göre daha uzun süre kendilerini finansal olarak desteklemeleri gerektiğinin de farkında.

Finansal kriz ve artan kamu borçlarının bedelini Y kuşağı ödüyor

Y kuşağı diğer tüm kuşaklara kıyasla en zayıf emeklilik görünümüne sahip. Araştırma kapsamında sadece 10 kişiden 1’i Y kuşağının rahat bir emeklilik geçireceğini düşünüyor. %53’ü Y kuşağının önceki kuşaklara göre daha zayıf bir ekonomik büyüme ile karşı karşıya kaldığını, %58’i ise küresel finansal kriz ve artan kamu borçları gibi daha yaşlı kuşaklardan kaynaklı ekonomik sonuçların bedelini ödediğini düşünüyor.

Buna karşın insanların %54’ü Y kuşağının önceki kuşaklara göre daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olduğuna ancak bunun farkında olmadığına inanıyor. %60’ı da Y kuşağının emeklilikte kendilerini finansal olarak desteklemek için yarı zamanlı çalışma gibi daha fazla esnekliğe sahip olacağına inanıyor.

Y Kuşağı daha fazla yatırım riski almaya açık

Y kuşağının emeklilik birikimlerini artırmak için diğer kuşaklara göre daha fazla yatırım riski almayı değerlendirebileceği görülüyor. Y kuşağının %39’u finansal istikrar sağlamak için riskli yatırımlar yapabileceğini belirtirken, bu oranın X kuşağında %33, Baby Boomers kuşağında %22 olduğu görülüyor. Y kuşağının %65’i (X kuşağı %59, Baby Boomers %54) birikim yapmak için harcamalarını azaltmaya hazırlıklı olduğunu belirtirken, %61’i (X kuşağı %56, Baby Boomers %50) finansal kararları için aktif olarak bilgi alma arayışını giriyor. %51’i (X kuşağı %45, Baby Boomers %39) ise en yüksek getiriyi elde etmek için aktif olarak birikimine yön veriyor.

HSBC Türkiye Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Yenel, HSBC Grubu’nun küresel çapta gerçekleştirdiği araştırma ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Y kuşağı karşı karşıya olduğu ekonomik ve demografik güçlüklerin farkında olsa da bu faktörlerin emeklilikleri üzerindeki etkilerini tam anlamıyla kavramış görünmüyor. Uzayan yaşam süreleri ile birlikte emekli olarak geçirilen yıllar arttıkça, geleneksel birikim yöntemleri tek başına yeterli olmayabilir. Bunun bir sonucu olarak da birikim yapmaya önceki nesillere göre daha erken başlamak ve ek birikim sağlayabilecek alternatif metotların emeklilik öncesinde değerlendirilmesi ilerleyen yaşlarda bireylerin çalışma hayatına dönme ihtiyacını azaltabilir.”

Pratik adımlar

HSBC Grubu’nun “Emekliliğin Geleceği: Değişen Koşullar” raporunda emeklilikteki finansal şartların iyileştirilmesi için atılabilecek dört adım şöyle sıralanıyor:

  • 1.Emekliliğinizle ilgili gerçekçi olun
  • Erkenden ve daha fazla birikim yapmaya başlayarak uzun ve rahat bir emeklilik için hazırlıklı olduğunuzdan emin olun. Emeklilik planınızda potansiyel sağlık maliyetlerini de hesaba katın.
  • 2.Farklı kaynakları değerlendirin
  • Riski dağıtmak ve getirileri en üst seviyeye çıkarmak için birikim ve yatırım yapma yollarınızı dengeleyin. Yatırımlarınızdan beklediğiniz getiriler konusunda gerçekçi olun.
  • 3.Beklenmedik olaylara karşı plan yapın
  • Beklenmedik olaylar emeklilikteki finansal durumunuz üzerinde büyük etkiler yaratabilir. Emeklilik planınızı yaparken en kötü senaryoları gözden geçirin ve emeklilik gelirinizi güvence altına alacak miktarı ayırmayı değerlendirin.
  • 4.Teknolojiden faydalanın
  • Emeklilik planınızı daha kolay yapabilmek için yeni teknolojileri kullanın. Online planlama araçları emeklilik ihtiyaçlarınızı anlamanıza ve hedeflerinize yönelik ilerleme sürecinizi takip etmenize yardımcı olabilir. Desteğe ihtiyacınız olduğunda profesyonel finansal danışmanlık alın.

HSBC Emekliliğin Geleceği Raporu Hakkında[1]:

Y kuşağı 1980 ila 1997 yıllar arasında doğanları kapsamaktadır.

HSBC Emekliliğin Geleceği Raporu, HSBC Grubu tarafından küresel emeklilik eğilimleriyle ilgili olarak yaptırılan, dünyanın önde gelen bağımsız araştırma çalışmalarından biridir. Araştırma, dünya geneline yaşlanan nüfus ve yükselen hayat beklentileri ile ilgili konulara ilişkin güvenilir değerlendirmeler sunmaktadır. Emekliliğin Geleceği Programı’nın başlatıldığı 2005 yılından bu yana, dünya genelinde 177 binden fazla kişi ankete katılmıştır. Değişen Koşullar adlı küresel rapor, serinin on dördüncü raporudur ve 16 ülkeden 18 bin 414 kişinin görüşünü temsil etmektedir. Bu ülkeler; Arjantin, Avustralya, Kanada, Çin, Mısır, Fransa, Hong Kong, Hindistan, Endonezya, Malezya, Meksika, Singapur, Tayvan, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nden oluşmaktadır. Raporun bulguları, bu ülkelerdeki çalışma çağında (21 yaş ve üzeri) ve emekli olan bireylerin katıldığı bir ankete dayanmaktadır. Söz konusu anket, Ipsos MORI tarafından 2016 yılı Kasım ve 2017 yılı Ocak ayları arasında online olarak gerçekleştirilmiştir. Ek olarak, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yüz yüze görüşmeler yapılmıştır.

Zorlu Enerji, bir kez daha “Düşük Karbon Kahramanı” oldu

Zorlu Enerji Grubu, “Enerjimiz Çocuklar İçin” projesiyle “Düşük Karbon Kahramanı” ödülüne layık görüldü. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından düzenlenen IV. İstanbul Karbon Zirvesi’nde konuşan Zorlu Enerji Grubu Ticaret Direktörü İnanç Salman, “Zorlu Enerji olarak karbon salınımını azaltan ve yenilenebilir enerjinin artmasını sağlayan tüm çalışmalarda yer alıyoruz. Türkiye’deki portföyümüzde yüzde 73 olan yenilenebilir enerji oranını yukarı taşımak için çalışıyoruz” dedi.

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) tarafından düzenlenen IV. İstanbul Karbon Zirvesi, karbon ekonomisi ve azaltımı konusunda çalışmalar yürüten şirketleri İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde buluşturdu.

Zirve kapsamında bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Düşük Karbon Kahramanı” ödül töreninde Zorlu Enerji Grubu, Türkiye’nin farklı bölgelerinde ilkokul öğrencilerine yönelik yürüttüğü “Enerjimiz Çocuklar İçin” kurumsal sosyal sorumluluk projesi ile ödüle layık görüldü. Geçtiğimiz yıllarda karbon yönetimi, sürdürülebilirlik ve temiz enerji sistemlerine geçiş çalışmalarıyla ödül alan Zorlu Enerji Grubu, üç yıldır “Düşük Karbon Kahramanı” seçiliyor.

“Kendi kendine yeten evlere/şehirlere doğru”

Zirvede, Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu’nun moderatörlüğüyle gerçekleştirilen “Karbon Yönetimi ve Endüstri” başlıklı oturumda konuşan Zorlu Enerji Grubu Ticaret Direktörü İnanç Salman, “Enerji sektöründeki yeni ana trendler, karbon salınımını azaltan noktaya doğru gidiyor. Santraller kurarak evlere enerji arzı sunan konvansiyonel sistemlerden; güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak kendi kendine yeten evlere/şehirlere doğru ilerliyoruz. Enerji depolama sistemlerinde yaşanan teknoloji gelişimi ve maliyet düşüşü de bu trendi destekliyor. Bu sayede yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretimindeki dalgalanmalarının önüne geçilerek enerji sektöründeki karbon ayakizini daha fazla küçültmek mümkün” diye konuştu.

İstanbul Karbon Zirvesi kapsamında son üç yıldır “Düşük Karbon Kahramanı” ile ödüllendiriliyor olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Salman, “Zorlu Enerji olarak karbon salınımını azaltan ve yenilenebilir enerjinin artmasını sağlayan tüm çalışmalarda yer alıyoruz. Türkiye’deki portföyümüzde yüzde 73 olan yenilenebilir enerji oranını yukarı taşımak için çalışıyoruz” dedi.

Çocuklar enerjiyi eğlenerek öğreniyor

Zorlu Enerji Grubu’nun Türkiye’nin ulusal ölçekli ile enerji eğitim projesi olarak başlattığı Enerjimiz Çocuklar İçin projesi, çocukların enerji, enerji kaynakları, enerji tasarrufu, iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji konularında bilinç kazanmasını hedefliyor. 2010 yılında başlayan proje, 2015-2016 eğitim öğretim döneminde yeniden yapılandırılarak, uzmanlar desteğiyle müfredata paralel hazırlanan içerikler, okul oyunları ve özel aktivitelerle zenginleştirildi.

Bu yıl Gaziantep, Manisa, Aydın, Denizli, Edirne, Tekirdağ ve Osmaniye’deki 155 okulda 464 sınıf öğretmeninin gönüllü katılımıyla devam eden projede, 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik etkili bir öğrenme süreci yaratılması konusunda Bahçeşehir ve Hacettepe Üniversitelerinden akademisyenlerle çalışıldı.