“Göremediğinizi Yönetemezsiniz”: Tedarik Zincirinde Dijital İkizler Devrimi
Olgar ATASEVEN
Dijitalleşme konusunda uzun zamandır yazıyorum. Genel olarak dijitalleşme deyince ilk akla gelen, veri tabanları, ERP sistemleri ya da otomasyon yazılımları oluyor. Ama bugünün tedarik zinciri yönetiminde asıl kırılma, görünmeyeni görünür kılmakta. İşte tam bu noktada “Dijital Twin” yani Dijital İkiz kavramı, yöneticilerin elindeki yeni süper güç olarak karşımıza çıkıyor.
Gerçek bir sistemin bire bir dijital yansıması olan bu teknoloji, artık sadece üretim hatlarında değil, tedarik zincirinin tamamında simülasyon, kestirimci analiz ve karar destek amaçlı olarak konumlanıyor. Bu yazıda, dijital ikizlerin nasıl çalıştığını, dünyadaki öncü uygulamaları ve Türkiye’deki potansiyelini gelin birlikte inceleyelim.
Dijital İkiz Nedir, Ne Değildir?
Dijital İkiz, fiziksel bir sistemin (örneğin bir fabrika, depo, sevkiyat hattı ya da tedarik ağı) sanal ortamda modellenmiş ve gerçek zamanlı veri ile beslenen dijital temsilidir. Ancak sadece statik bir model değildir; sürekli güncellenir, senaryolar çalıştırabilir, tahminlerde bulunabilir.
Düşünün: Türkiye’den Avrupa’ya uzanan bir tedarik zinciriniz var. Yolda bir grev çıkarsa, enerji fiyatları zıplarsa ya da hava koşulları rota değiştirirse, sistem bunu önceden öngörüp size yeni planlar sunabiliyor. Bu sadece verimlilik değil, ciddi bir rekabet avantajı demek.
Yapay zeka malumunuz 1960’larda düşünsel ve metodolojik temellerini atmıştı ama ancak hayatımızda yer buldu. Aynı durum dijital ikiz kavramı için de geçerli. Dijital İkiz teknolojisi 2002 yılında NASA tarafından kavramsallaştırıldı. Ancak son 5 yılda gerçek bir sıçrama yaşandı. Bunun birkaç temel sebebi var:
- Nesnelerin İnterneti (IoT) sayesinde gerçek zamanlı veri akışı mümkün hale geldi.
- Bulut bilişim ile devasa işlem gücü ve büyük veri analitiği artık erişilebilir.
- Küresel tedarik zinciri şokları (COVID-19, Ukrayna Savaşı, Süveyş Kanalı krizi) yöneticileri daha öngörülü olmaya itti.
Anlayacağız bir kavram ancak gerekli altyapı oluştuğunda hayatımıza geçebiliyor. Geçtiğinde de ciddi avantajlar ve verimlilik sağlıyor. McKinsey’in 2023 yılında yayınladığı bir rapora göre, dijital ikiz teknolojisini tedarik zincirine entegre eden şirketler, envanter maliyetlerini %25’e kadar, teslim sürelerini ise %35 oranında azaltabiliyor. Dünyada ve Türkiye’de bu konuda bilindik şirketlerin gerçekten farklı ve kayda değer uygulamaları var. Neler diye bakacak olursak, işte birkaç örnek:
Unilever – Dijital İkiz ile 30 Fabrikada Mükemmellik
Unilever, 2022 yılı itibariyle dünya çapında 30’dan fazla üretim tesisinde dijital ikiz modelleri kullanıyor. Bu sayede enerji tüketimini %15 azaltırken, üretim hatlarında kalite sapmalarını anlık izleyebiliyor. SAP ve Siemens iş birliğiyle geliştirilen sistem, hem üretim planlaması hem de tedarik tahmini için kullanılıyor.
BMW – Tüm Tedarik Ağı 3D Modellemede
BMW Group, tedarik zincirindeki her adımı — tedarikçiden bayiye kadar — sanal ortamda simüle ediyor. Nvidia ile geliştirilen “Omniverse” tabanlı dijital ikiz çözümü, sadece maliyetleri değil, karbon emisyonlarını da optimize ediyor. BMW, bu yatırımla 2030’a kadar %50 daha düşük lojistik kaynak kullanımı hedefliyor.
Amazon – Depolama & Dağıtımda Dijital Kopyalar
Amazon, fulfillment merkezlerinin her birini dijital ikizlerle modelleyerek sipariş akışlarını gerçek zamanlı izliyor. Bu sistem, Black Friday gibi yoğun dönemlerde stok pozisyonlarını ve personel planlamasını neredeyse sıfır hata ile yapmalarını sağlıyor.
Türkiye’de Dijital İkiz uygulamaları henüz üretim odaklı olsa da, tedarik zinciri tarafında da dikkat çeken adımlar atılıyor. İşte bildiğimiz kadar ile birkaç örnek:
Arçelik – Eskişehir Buzdolabı Fabrikası
Arçelik’in dijital dönüşümünün kalbinde dijital ikiz yer alıyor. Eskişehir tesisinde üretimden sevkiyata kadar birçok süreç dijitalleştirilmiş durumda. Tedarik zincirindeki kaynak planlaması, bu dijital model üzerinde test edilip devreye alınıyor.
Vestel – Lojistik Simülasyon ve Karar Destek
Vestel, 2023 sonunda lojistik süreçlerini dijital ikiz tabanlı bir simülasyon yazılımı ile optimize etmeye başladı. Gelen tır trafiğinden, depolama pozisyonlarına kadar binlerce veriyi canlı olarak takip ederek hem maliyetleri hem de karbon ayak izini düşürüyor.
Ford Otosan – Gölcük Fabrikası Entegre Sistemler
Ford Otosan, üretim tesisi kadar tedarikçileri de sisteme entegre ederek, ‘uçtan uca’ bir dijital ikiz kurgusu oluşturmaya başladı. Böylece bir tedarikçinin geç teslimi, daha oluşmadan öngörülerek aksiyon alınabiliyor.
Güzel örnekleri gördükçe bu konuda daha çok çalışılması gerektiğini görüyorum. Aslında en temel noktada bu teknolojinin kimler için gerekli olduğuna bakalım.
- Çoklu lokasyonlu firmalar: Farklı bölgelerdeki üretim, dağıtım ve depolama sistemlerini entegre görmek isteyenler.
- Yüksek hacimli perakende zincirleri: Talep dalgalanmalarını simüle ederek stok krizlerini önlemek isteyenler.
- İhracatçı KOBİ’ler: Sınırlı kaynakla maksimum verim isteyen, dış şoklara karşı daha dirençli olmak isteyen KOBİ’ler.
Özetle, sadece dev holdingler değil, orta ölçekli işletmeler de kendi ölçülerinde dijital ikiz uygulamalarıyla fark yaratabilir. Ama patronlara şimdiden söylüyorum, bu işlere bütçe ayırmanız gerekiyor. Ayrıca devlet desteklerinin de yabana atılmayacak kadar önemli katkı sağladığını hatırlatayım. Şimdi nereden başlayacağını bilemeyenler vardır diye düşünüyorum. Bu sebeple açıkçası yolun başında olanlar için 4 mini adımı tanımlıyorum. Buyrun;
- Küçük başlayın, ölçün, büyütün.
Öncelikle envanter veya depo yönetimi gibi tek bir süreci dijital ikizle modelleyerek başlayın. - Doğru veri altyapısını kurun.
IoT sensörleri, ERP bağlantıları ve veri temizliği bu işin temelidir. - Senaryo yazmayı öğrenin.
“Deprem olursa?”, “Ham madde %30 pahalanırsa?” gibi olasılıkları gerçekçi simüle etmek için uzmanlık gerekebilir. - IT ve operasyon ekiplerini aynı masada toplayın.
Teknoloji tek başına yetmez, iş süreçleriyle entegre olması şart.
Yönetmek İçin Görmek Gerekir
Tedarik zinciri yöneticilerinin karşı karşıya olduğu riskler artık sadece “stok bitti” türünden değil; çok daha karmaşık, sistemik ve senaryo bazlı. Bu yeni dünyada başarı, “görerek yönetmek”ten geçiyor.
Dijital ikizler, bu görmeyi sağlamakla kalmıyor; görmeden önce fark etmeyi mümkün kılıyor. Henüz geç kalmadık. Ama erken olanlar çoktan farkı açmaya başladı bile. Benden söylemesi…
Olgar ATASEVEN
Girişimci, İş İnsanı, Yazar, Konuşmacı