Satın Alma Süreçlerinde Dijitalleşme Adımları:
Elektronik İhale Yönetmeliği ve 1 Ağustos’a Uzayan Geçiş Süreci
Gökhan AKTAŞ
Öncelikle yeni yılda başarı, sağlık ve huzur dilerim. 2025 yılı, kamu alımlarındaki dijital dönüşümün hızlanacağı, sektöre yön verecek adımların atılacağı bir yıl olacak. Dijitalleşmenin kamu alımlarındaki süreçleri nasıl daha verimli, şeffaf ve sürdürülebilir hale getireceğini görmek, 2025’in en merak edici gelişmeleri arasında olacak.
Son yıllarda teknolojinin hızlı gelişimi, kamu ve özel sektördeki satın alma süreçlerini büyük ölçüde değiştirmektedir. Geleneksel yöntemler yerini artık dijital değişimlere bırakırken, kamu alımlarındaki tam elektronik ihale sistemine geçiş, şeffaflık, etkinlik ve verimlilik sağlamak adına önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor.
Dijitalleşmenin Satın Alma Süreçlerine Etkisi
Verimlilik ve Hız: Dijital süreçler, teklif toplama, değerlendirme ve karar verme gibi işlemleri satın alma aşamalarını hızlandırarak sürecin daha verimli şekilde yürütülmesini sağlar. Ayrıca tedarikçi sayısını artırarak daha geniş bir pazara ulaşılabilmeyi sağlar.
Şeffaflık ve İzlenebilirlik: Elektronik ortamda gerçekleştirilen kamu alımları, süreçlerin her aşamasını kayıt altına aldığından şeffaflık ve hesap verilebilirliği sağlar. Gerektiğinde geriye dönük işlem geçmişinin denetlenebilir olmasını sağlar ve etik olmayan davranışların önünü keser. Ayrıca, tüm tedarikçiler için güven ortamı oluşturur.
Maliyet Azaltımı: Aynı zamanda kâğıt kullanımını da en aza indiren bu dijital süreçler maliyetlerin de düşmesine fayda sağlamaktadır.
Raporlama: Dijital sistemler, satın alma süreçlerinde toplanan verilerin erişimini ve analiz edilmesini kolaylaştırır. Bu sayede, istatistiksel çalışmalar yapmak ve yeni stratejik kararlar almak daha mümkün hale gelir.
Tam Elektronik İhale Sistemi
Tam elektronik ihale, ihale süreçlerinin tüm aşamalarının dijital platformlar üzerinden yürütülmesini ifade eder. Bu sistem ihaleye başvurudan başlar, teklif vermeye, değerlendirmeye ve sözleşme süreçlerini de tamamen çevrimiçi olarak gerçekleştirir. Fiziksel toplantılar zaten hatıralarda kalmışken artık belgelerle uğraşmaya da gerek kalmaz, tüm işlemler daha hızlı bir şekilde tamamlanır ve azımsanamayacak kadar zaman tasarrufu sağlanır. Ayrıca, elektronik imza sayesinde işlemler yasal olarak daha bağlayıcı hale gelir.
Türkiye’de Elektronik İhale Süreci ve Ertelenen Kamu Alımlarında Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Uygulama Yönetmeliği
Türkiye’de kamu alımlarında dijitalleşmeye yönelik adımlar peş peşe atılmakta olup adeta çağ atlanmaktadır. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde, elektronik ihale alanındaki son düzenlemelerle “Kamu Alımlarında Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Uygulama Yönetmeliği” ile 15 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe girmesi planlanıyordu ancak, bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesi 1 Ağustos 2025 tarihine ertelendi. Bu geçiş süreci, kamu kurumlarında zorluklar yaşatacak olsa da alımlarının daha şeffaf, hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamayacaktır.
Yönetmelikteki Zorluklar ve Çözüm Önerileri
Dijitalleşme ve elektronik ihale sistemine geçiş, sağladığı pek çok avantajla birlikte bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Hem idarelerin hem de tedarikçilerin yeni sistemleri doğru bir şekilde kullanabilmesi için eğitim ve uyum sağlanması gerekiyor. Diğer bir zorluk ise, geleneksel yöntemlere alışkın olan kurum ve bireylerin değişime karşı gösterebileceği dirençtir. Satın alma süreçlerinde dijitalleşme ve tam elektronik ihaleye geçiş aynı zamanda bir kültür dönüşümüdür.
Kamu Alımlarında Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin dikkat çeken en önemli maddelerden birisi özellikle büyük ölçekli kamu kurumlarında, her komisyon üyesinin e-imza sahibi olma zorunluluğudur. Bu madde, dijitalleşme yolunda kritik ve büyük bir adım olmakla birlikte, uygulama açısından bazı zorluklar doğurmaktadır. Hastane gibi büyük kamu idarelerde personel sayısının fazla ve iş çeşitliliğinin geniş olması, her bir komisyon üyesinin e-imza temin etmesini zorlaştırabilir. Başvuru ve temin süreçlerinin karmaşıklığı, bu zorunluluğun etkin bir şekilde hayata geçirilmesini güçleştirebilir. Bu noktada, süreçlerin daha verimli hale getirilmesi için kamu kurumlarına rehberlik sağlanması ve eğitimlerin artırılması oldukça önemlidir.
Yeni Yönetmeliğe Hazırlık Sürecinde Neler Yapılabilir?
Erteleme süreci, kamu kurumlarının ve tedarikçilerin yeni elektronik ihale sistemine daha sağlıklı bir şekilde uyum sağlamalarına olanak tanımaktadır. Bu süre zarfında, başarılı bir geçiş için atılması gereken en önemli adımların ilki eğitimdir. Hem kamu çalışanları hem de tedarikçiler için, yönetmelik detaylarının anlatıldığı eğitimlerin yapılması, sistemin etkin bir şekilde kullanılabilmesi adına önemlidir. Ayrıca, pilot çalışmaların gerçekleştirilerek deneme ihaleleri yapılmalı, sürecin işleyişindeki eksiklikler tespit edilip düzeltilmelidir. Bu süre zarfında değişikliklerde yer alan elektronik değişikliklere uymak zorunluluk değil tercihe bırakılabilmelidir. Bu yeni yönetmelik, kamu alımlarında dijitalleşme açısından önemli bir kilometre taşıdır. Elektronik sistemlerin tam anlamıyla uygulanması, alım süreçlerinde verimliliği artıracak ve şüphesiz ki yolsuzluk riskini en aza indirecektir. Ancak, bu dijital dönüşümün başarıya ulaşabilmesi için kurumların altyapı hazırlıklarını tamamlaması ve değişim sürecini yönetmesi gerekmektedir.
Son olarak, Kamu Alımlarının Elektronik Ortamda Yapılmasına İlişkin Yönetmelik yalnızca bir yasal zorunluluk olmanın ötesindedir; aynı zamanda daha şeffaf, etkin ve sürdürülebilir bir kamu alım sistemi için sağlam bir temel oluşturmaktadır.
Peki, kamu kurumları bu süreci daha etkili bir şekilde yönetmek için hangi ek adımları atabilir?
Gökhan AKTAŞ
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğit. Araş. Hast.
İdari Ve Mali İşler Müd. Yard.
gokhan.aktas@saglik.gov.tr









Mercedes-Benz Türk, Yeni Actros L’yi yeni tasarımıyla ocak ayında yollara çıkarmaya hazırlanıyor. Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray Fabrikası’nda üretimine başlanan, yenilenen yüzü ve teknolojik kabiniyle öne çıkan yerli üretim yeni Actros L’nin ilk tanıtımı Mercedes-Benz Türk Kamyon Satış Bayilerine gerçekleştirildi. “Verimliliğin Yeni Şekli” mottosuyla yollara çıkmaya başlayan Mercedes-Benz “Yeni Actros L”, yüksek konforu, son teknoloji donanımları ve üst düzey verimliliği ile sektöründe öncülüğünü pekiştirecek ve çekici segmentinde yeni standartları belirleyecek.

Türkiye’ye değer katan stratejik sektörlerde büyümeye devam ettiklerini kaydeden Ergün Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özbey Ergün, “Finanstan, sigortaya; teknolojiden, e-ticarete kilit sektörlerde çeşitlendirilmiş bir yatırım portföyümüz var. Üstün teknolojik altyapımız, kendi sektörlerinde derin deneyim sahibi uzman ekibimizle birlikte Türkiye’nin en değerli holdingleri arasında yer alma hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz. Spesifik alanlarda yenilikçi projelerimizle, başta müşterilerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımız için değer yaratmaya devam ediyoruz” dedi.
Borsa İstanbul’da işlem gören Forte Bilgi İletişim Teknolojileri ve Savunma Sanayi, Ankara Genel Merkezi’nde düzenlediği toplantı ile savunma ve teknoloji sektörünün önemli etkinliklerinden birine ev sahipliği yaptı. Aerospace, Security and Defence Industries Association of Europe (ASD) tarafından organize edilen 60. SVC Toplantısı, hem yüz yüze hem de çevrimiçi platformlarda geniş bir katılımla başarıyla gerçekleştirildi.
Forte Teknoloji, bu standartlara uygun olarak geliştirdiği Forips Suite yazılımı ile sektöre katkı sağlıyor. Forte Teknolojinin alt iştiraki olan ELD Bilişim tarafından geliştirilen Forips Suite, ASD’nin belirlediği yeni savunma sanayi standartlarına tamamen uyumlu olacak şekilde tasarlanmakta ve sürekli olarak bu standartlarla paralel olarak güncellenmektedir. Toplantıda ayrıca ASD tarafından yayınlanan savunma sanayi standartlarının güncellenmesi ile ilgili konular da ele alındı.
İtirazen Şikayet Konusu; Başvuru sahibinin dilekçesinde özetle; Teknik Şartname’nin “İşletme” başlıklı 7’nci maddesinde yer alan “7.21. Firma internet üzerinden yapacağı görüntü transferinin ve göndereceği raporların ilgisiz kişi veya kuruluşlar eline geçmemesi ve hasta mahremiyetinin korunması konusunda gerekli donanım ve yazılımlara sahip olmalıdır. Verilerin ilgisiz kurum ya da kişilerin eline geçmesi durumunda sorumluluk yüklenici firmada olacaktır. Firma hastalara ait bilgi ve görüntüleri hiçbir şekilde kullanmayacak, üçüncü şahıslara devretmeyecektir. Yüklenici firma Sağlık Bakanlığı 2015/17 sayısı genelgesi gereği tüm bu verilerin güvenliğinden sorumlu olup Hukuki olarak Yüklenicinin konu ile alakalı bu sorumluluğu taşıyabildiğini gösterir ilgili ISO 27001:2013 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi belgesi ve ISO 20000:2011 Bilgi Teknolojisi Yönetim Sistemi belgesi bulunmalıdır. Bu belgeleri yeterlik bilgileri tablosunda beyan etmesi aynı zamanda ihale dosyasında sunması gerekmektedir.” şeklindeki düzenlemenin ihale dokümanından çıkarılması gerektiği,
Küçük Ev Aletleri Sanayici ve İhracatçıları Derneği (KESİD), sektörün geleceğine dair önemli öngörüler içeren bir araştırma gerçekleştirdi. Research İstanbul tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre sektörde, satın alma kararlarında insan etkileşimi öne çıkıyor. Ürün seçiminde tüketicilerin fiyattan çok işlevselliğe ve zaman tasarrufuna önem verdiğini gösteren araştırma; Türk tüketicisinin yenilikçi ürünleri kullanma konusunda zorlanmadığını da ortaya koyuyor.
Zorlu ekonomik koşullara rağmen tüketicilerin kişiselleştirilmiş veya premium deneyimler sunan ürünlere olan ilgisi devam ediyor. McKinsey’in ‘2023 Tüketici Nabzı’ anketine göre, tüketicilerin yüzde 40’ı ekonomik sıkıntılarına rağmen kendilerini ödüllendirme arzusuyla harcamaya istekli. Bu durum özellikle genç ve yüksek gelirli tüketiciler arasında belirgin olup, bu gruplar modaya, yiyeceklere ve restoranlara harcama yapmayı tercih ediyor.


Yeşil Ekonomi Koalisyonu (Green Economy Coalition) tarafından araştırma şirketi Savanta verileri ile yayımlanan yeni bir anket, Türetim Ekonomisi’nin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Dünya genelinde insanların %71’i, ekonomik büyümenin yavaşlaması pahasına daha güçlü çevre koruma tedbirlerini tercih ediyor. Üstelik, genel kanının aksine, çevreci eylemlere yönelik talep yoksul ülkelerde zengin ülkelere kıyasla çok daha güçlü.
Yeşil Ekonomi Koalisyonu’nun çalışmadaki ortağı Türetim Ekonomisi Derneği Başkanı Dr. Uygar Özesmi, “Bu sonuçlar mevcut ekonomik paradigmanın halkın gözünde iflas ettiğinin göstergesi. Bir alternatifsizlik hissi içindeler, ancak alternatifler var ve güçlü. Türetim Ekonomisi ile büyüme olmadan, doğayı koruyarak daha büyük bir refah mümkün” dedi.



Devletler zorunlu ve haklı olarak kriz dönemlerinde; geçim kaynaklarının ve işletmelerin üretim kapasitelerinin yok olmaması için büyük miktarda destek politikalarını hayata geçirmektedir. Ancak ekonomik sıkıntılar giderilmeye başlandığında, hükümetlerin küresel ekonomide haksız rekabet ve çarpıklık kaynağı haline gelmelerini önlemek için sağladıkları destekleri ve önlemleri güncellemeye ve tasarlamaya dikkat etmeleri gerekmektedir.
