Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri’nden ‘Gıda Güvenliği’ Özel Ödülü

16. Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri organizasyonunda dergi okuyucularının oylarıyla İstanbul’un en iyileri belirlendi. Ödül töreninde, Unilever Food Solutions, Gıda Güvenliği Derneği işbirliğiyle gıda güvenliği alanında farkındalık yaratmak ve mutfak ekiplerinin bu alanda standartlarını yukarı taşımak için başlattığı Güvenilir Eller Gıda Güvenliği Online Eğitim Programıyla Gıda Güvenliği Özel Ödülü’ne layık görüldü.

Törende konuşan Unilever Food Solutions Türkiye, Orta Asya ve İran Genel Müdürü Önder Arsan, “Güvenilir Eller Gıda Güvenliği Online Eğitim programı çok inandığımız ve sektörün desteği ile büyütmeye çalıştığımız bir projemiz. Uzun yıllar ajandamızda en üst sırayı koruyacak projemiz ile ilk yıl Türkiye genelinde 5.000 şefin bu alanda eğitimini tamamlamasını ve sertifika sahibi olmasını hedefliyorduk. Hedeflerimizi daha yukarıya taşıdık. Bir yılda hedeflerimizi arttırmamıza sağlayan şeflerimize ve projemizi destekleyen tüm meslek birliklerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Hep birlikte gıda güvenliği bilincini sektörde ileriye taşıyacağımıza inanıyoruz…” dedi.

Yeme-içme trendlerinin göz önüne alındığı ve yeni açılan mekanların da değerlendirildiği organizasyonda, ‘En İyi Burger Restoranı’ kategorisinde de Hellmann’s sponsorluğunda ödül Black Angus’a verildi.

‘En İyi Burger Restoranı’ kategorisinde ödülü Unilever Food Solutions Pazarlama Direktörü Nihan Kayı takdim etti. Unilever Food Solutions Pazarlama Direktörü Nihan Kayı “Dünyanın 1 numaralı mayonezi Hellmann’s’ı Türkiye’ye getirdiğimiz ilk günden bugüne amacımız Hellmann’s lezzetlerini Türkiye’de daha fazla insana deneyimletmek, daha fazla kafe, restoran ve bistronun servis masasında Hellmann’s soslarının olmasını sağlamaktı. Biz Hellmann’s ve Burgeri ayrılmaz bir ikili olarak görüyoruz. Burger’in olduğu her yerde Hellmann’sın da olmasını sağlamak için çalışıyoruz. Bunun için “Dünya Burger” gününe özel kutlamalar yapıyoruz, Burger Festivalleri düzenliyoruz ve Hellmann’s soslarımızı leziz burgerler ile buluşturuyoruz.

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yeme-içme sektörü için yılın en heyecanlı ödül töreni ‘Time Out Yeme İçme Ödülleri’nin bizim açımızdan en anlamlı kategorisini: ‘En İyi Burger Restoranı’ Ödülünü Hellmann’s olarak desteklemekten mutluluk duyuyoruz…” dedi.

Unilever Food Solutions her zaman şeflerin yanında…

Türkiye’de Knorr, Lipton, Carte d’Or, Calve, Hellmann’s, Rama, Sana ve Becel’i bünyesinde bulunduran Unilever Food Solutions’a ait ürünler, her iki işletmeden biri tarafından tercih ediliyor. Sunduğu profesyonel malzemelerle yoğun rekabet ortamında müşterilerini ve onların misafirlerini anlayarak, ev dışı gıda sektörünün referans merkezi konumunda olan Unilever Food Solutions, ‘her gün ilham kaynağınız’ sloganıyla mutfak ve beslenme konularında iş ortaklarına ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

Kelebek’ten 10 milyon TL’lik yeni proje

Türkiye’nin en büyük mutfak üreticisi konumunda olan Kelebek, yurtiçi ve yurtdışında 8 binden fazla projede edindiği deneyimle, büyük ve prestijli işbirliklerinde yerini almaya devam ediyor. Mutfak sektöründe ürünlerine 5 yıl garanti veren tek marka olan Kelebek, kalite standartlarını ön planda tutan üretim gerçekleştiriyor.

80 yılı aşkın sürelik tecrübesiyle Türkiye’nin ilk markalı mutfak üreticisi olan Kelebek, Erzurum’da inşa edilen Şehristan Konutları Projesi için KDV hariç 9.814.658 TL’lik anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre Kelebek projenin tüm mutfak, banyo ve aksesuarlarını üretecek. Projenin Aralık ayı sonunda tamamlanması öngörülüyor.

Kelebek Genel Müdürü Ersin Serbes, projeli işlere büyük önem verdiklerini, metropoller dışındaki projelerle de yakından ilgilendiklerini söyledi. “Erzurum’un önemli konut projelerinden Şehristan’ın tüm mutfak, banyo ve aksesuarlarını biz yapacağız” diyen Serbes, kaliteden ödün vermeyenlerin tercihi olmayı sürdüreceklerini iletti.

Kelebek olarak agresif büyüme hedefleri doğrultusunda; altyapı ve fabrika yatırımlarını artırıp üretim hattını genişlettiklerini de vurgulayan Serbes, “Güçlü iş ortaklarıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerde kentsel dönüşümle beraber fırsatlar arttı. Metropoller dışında da bütük potansiyel var. Hem yurtiçi hem yurtdışında yılların deneyimine sahip güçlü projeli işler ekibimizle hedeflerimize yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çok önemli projelerde imzamız bulunuyor. Yenilikçi tasarım anlayışımız ve fonksiyonel çözümlerimizi işbirliği yaptığımız projelere aktarmaktan ve bu projelere katma değer sağlamaktan dolayı mutluluk duyuyoruz” dedi.

GD Holding yüzde 50 büyüdü, 2017 yatırım hedefini 10 milyon TL’ye yükseltti

Teknoloji ve girişimcilik alanında yaptığı yatırımlar ve yenilikçi iş modeliyle öne çıkan GD Holding, 2016 yılında yüzde 50 seviyesinde büyüdüğünü açıkladı. GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar, “Geçen yıl bünyemizdeki girişimlere 5 milyon TL civarında yatırım yaptık ve yüzde 50 büyüdük. 2017 yılı hedefimiz 10 milyon TL yatırım yapmak ve büyümemizi sürdürerek istihdam yaratmaya devam etmek” dedi.

Girişimcilik alanında oluşturduğu vizyoner iş modeliyle dikkatleri üzerine çeken GD Holding, bünyesindeki tüm şirketlerle birlikte 2016 yılında yüzde 50 büyüdü. Bünyesindeki Eleman.net, Radix, TRCRM, Takım Takip, Serieleman.com, CrowdFON ve Dersverir.com gibi markalarla geniş bir alanda hizmet veren GD Holding, başta KOBİ’ler olmak üzere her büyüklükten şirkete değer katan çözümleriyle öne çıkıyor.

GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar, “Geçtiğimiz sene bünyemizdeki girişimlere 5 milyon TL civarında yatırım gerçekleştirdik ve büyümemizi iki yıl üst üste yüzde 50 seviyesinde korumayı başardık. Yatırımlarımızı ve büyümemizi bu yıl da sürdürerek istihdam yaratmaya devam edeceğiz. 2017 yılına 10 milyon TL yatırım hedefiyle başladık. Öte yandan yeni ve parlak girişimcileri desteklemeyi de sürdüreceğiz” dedi.

Gökhan Duyarlar, özellikle KOBİ’lerin herkes tarafından desteklenmesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi: “KOBİ’lere verimlilik ve maliyet avantajı sunan çözümlerimize 2016 yılının ikinci yarısı da dahil olmak üzere büyük ilgi var. Bu doğrultuda, tıpkı 2015 yılında olduğu gibi geçen yıl da yüzde 50 oranında büyüme başarısına ulaştık. 2017 yılı itibariyle hem yatırımlarımız hem de büyümemiz devam ediyor. Özellikle KOBİ’lere sunduğumuz çözümlerle faaliyet alanımızı genişletecek ve ülke ekonomisine değer katacağız, çünkü KOBİ’lerin ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin yüksek hedeflerine ulaşmasında başrolü KOBİ’ler oynayacaktır ve bu nedenle bizlerin görevi onlara özellikle güncel teknoloji alanında gerçek anlamda değer yaratan çözümler üreterek, maliyet ve rekabet avantajı elde etmelerine yardımcı olmaktır.”

Gökhan Duyarlar, geliştirdikleri yenilikçi iş modeliyle girişimcileri desteklemeyi sürdüreceklerini de belirterek şöyle devam etti: “GD Holding olarak girişimcilerin yanındayız, çünkü girişimciliğin Türkiye açısından taşıdığı önemin farkındayız. İnternet girişimciliği alanında sahip olduğumuz bilgi birikimini inovatif girişimcilerle buluşturuyoruz. Sonuçta da kendine özgü ve bünyesinde ilkleri barındıran bir yapılanmaya sahip olan kuluçka merkezimizde hızlı büyüyen başarılı projeler ortaya çıkarıyoruz. Bu girişimler de GD Holding’in bünyesinde ve gerçek bir inovasyon ortamında faaliyetlerini genişletiyorlar.”

Petrokimyada İlk Risk Yönetimi Sistemi Doğrulama Belgesi Petkim’in Oldu

Petkim, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından TS ISO 31000 Risk Yönetimi Doğrulama tetkikini başarıyla tamamlayarak, bu alanda TSE belgesi almaya hak kazandı. Faaliyet gösterdiği petrokimya sektöründe pek çok alanda olduğu gibi entegre yönetim sistemiyle de fark yaratan Petkim, TS ISO 31000 Risk Yönetimi Sistemi Doğrulama Belgesi’yle risk tanımlama, değerlendirme, analiz etme ve risklerle ilgili aksiyonlar alma konularında sistematik bir yapısı olduğunu tescilledi.

Stratejik öneme sahip yatırımlarla büyüyen Türkiye’nin tek petrokimya hammadde üreticisi Petkim, faaliyet gösterdiği sektörde bir ilke daha imza atarak Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından verilen “TS ISO 31000 Risk Yönetimi Sistemi Doğrulama Belgesi” almaya hak kazandı. Petkim, bu belgeyi Türkiye’de alan 7’inci kurum olurken, üretim yapan firmalar arasında ilk 4’te yerini aldı.

Aralık ayı içinde Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından İzmir ve Ankara bölgesinden toplam beş tetkikçiyle gerçekleştirilen TS ISO 31000 Risk Yönetimi Doğrulama tetkikini başarıyla tamamlayan Petkim, kendi sektöründe Risk Yönetimi Sistemi Doğrulama Belgesi’ne sahip ilk kuruluş oldu. Sektöründe birçok konuda olduğu gibi entegre yönetim sistemi ile de fark oluşturan Petkim’in TS ISO 31000 Risk Yönetim Sistemiyle risk tanımlama, değerlendirme, analiz etme ve risklerle ilgili aksiyonlar alma konularında sistematik bir yapısı olduğunu tescilledi.

Petkim Genel Müdürü Anar Mammadov, Türkiye’de Risk Yönetim Sistemi Doğrulama Belgesi’ne sahip ilk üretici firmaların arasında yer aldıklarını belirterek, “Operasyonel ve finansal anlamda yüksek riskli bir sektörde faaliyet gösteriyoruz, riskleri azaltmayı ve risk yönetimini şirketimizin her kademesinde etkin şekilde yapılandırmaya büyük önem veriyoruz. Belgeye hak kazanmanın öneminin yanı sıra, şirketimiz bünyesinde risk yönetimini bir kültür haline getiren çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Riskleri azaltmada daha iyi noktalara gelmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla yürüttüğümüz çalışmalara, çalışanlarımızın gösterdiği katılım ve performanstan da büyük gurur duyuyoruz. Bu vesileyle, TSE’nin iş birliği ve desteğine, emeği geçen tüm Petkim personeline teşekkür etmek isterim” diye konuştu.

Pek çok konuda olduğu gibi petrokimya sektöründe bu belgeyi alan ilk kuruluşun Petkim olduğunu ifade eden TSE Genel Sekreteri Mehmet Bozdemir de, “Türkiye’nin en köklü kuruluşlarından Petkim’e bu belgeyi takdim etmekten mutluluk duyuyoruz. Pek çok konuda ilklere imza atan Petkim, petrokimyada bu belgeyi alan ilk kuruluş olma konusunda da öncü bir şirket oldu. 1996 yılından başladığımız belgelendirme çalışmalarını bugün en yüksek seviyeye getirdiğimiz için mutluyuz. Petkim, belge almaya hak kazanan ve tüm sistemi kuran kurumlardan biri oldu. Bu kadar büyük lokasyona yayılmış bir yapıda bu belgeyi almanın yönetimsel süreçler anlamında da çok zor olduğunu belirtmek isterim. Kalite Sistemleri günümüzde büyük bir önem sahip, kalitenin şirketlerin her bir kademesinde küçük de olsa yayılması gerekiyor. Bu anlamda Petkim’in buna çok inandığını ve başardığı söyleyebilirim. Petkim bugün, TSE’nin stratejik bir ortağı konumuna geldi. İş birliğimizin güçlenerek ve artarak devam edeceğine inanıyorum” dedi.

ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001: 2008 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 50001:2011 Enerji Yönetimi Sistemi, TS/ISO 10002:2014 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi, ISO 27001:2013 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi, Greenport, TS EN ISO/IEC 17025:2012 Deney Ve Kalibrasyon Laboratuvarlarının Yeterliliği sistemlerinden oluşan Petkim Entegre Yönetim Sistemi, TS ISO 31000 Risk Yönetim Sistemiyle Türkiye’de örneği bulunmayan bir başarıya ulaşmış oldu.

Türkiye Modern Statlarıyla EURO 2024’e Hazır

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na adaylığını açıklayan Türkiye, özellikle geçtiğimiz yıllarda yaptığı stadyum yatırımlarıyla büyük organizasyonlara ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Türkiye’de son 3 yılda 30 tane stat çalışması yapılırken, 11 yeni stadyumun açılışı gerçekleşti. 2017 yılında ise 9 stadyumun daha açılışının yapılması planlanıyor.

EN ÇOK KONUŞULAN STADYUMLAR

Türkiye’ye çağ atlatması planlanan stadyumların medya yansımaları ise merak konusu oldu. Medya takibinin öncü kuruluşu Ajans Press, Türkiye’nin en çok konuşulan stadyumlarını araştırdı. Ajans Press’in yazılı basın incelemesinde 2016 yılı başından beri en çok konuşulan stadyumlar şu şekilde oldu; Yapımı geçtiğimiz yıl tamamlanan Vodafone Arena 10 bin 340 haberle Türkiye’nin en çok konuşulan stadyumu oldu. Galatasaray’ın yaklaşık 6 yıldır kullandığı Türk Telekom Arena, 4 bin 722 haberle en çok konuşulan ikinci stadyum oldu. Bursaspor’un yeni stadı Timsah Arena 3 bin 683 haberle konuşulurken Fenerbahçe’nin mabedi Ülker Stadyumu bin 625 habere konu oldu. Denize dolgu yapılan bir alana inşa edilen Şenol Güneş Spor Kompleksi Medical Park Arena 601 haberde kendine yer bulurken Konya Büyükşehir Stadyumu 152 haberle konuşuldu.

L’oréal 2016 Yılı Sonuçlarını Açıkladı

Büyüme rakamlarında artış, pazar payı artışı, rekor operasyon karı

L’Oréal Grup Ceo’su Jean-Paul Agon’nun başkanlığını yaptığı L’Oréal yönetim kurulu 2016 yılı sonuçlarını açıkladı. L’Oréal 2016’yı 25.84 milyar Euro satış ile kapattı. Grup 2017 yılına 2016 yılında gerçekleşen üstün performans, artan satışlar ve kar büyümesinden aldığı güçle başladı. L’Oréal’in tüm dünyadaki başarılı sonuçlarına ve büyümesine katkı sağlayan ülkelerden biri de L’Oréal Türkiye oldu. L’Oréal Türkiye, gerçekleştirdiği yatırımlar ve pazara sunduğu yeniliklerle kozmetik pazarının çok üzerinde bir büyüme sağladı. 2017 yılında da hedef kozmetik pazarının genel büyüme oranının üzerinde olmak, satışlarda ve net karda büyüme sağlamak.

Ana finansal sonuçlar:

  • 25.84 milyar Euro satış
  • 4,54 milyar Euro operasyon karı, satışın %17.6’sı
  • Net nakit akışı: 3.3 milyar Euro, %9.5 artış

 

L’Oréal yönetim kurulu başkanı ve CEO’su Jean-Paul Agon:

“L’Oréal bir yılı daha başarıyla tamamladı. Satışlarda kayda değer bir artış oranını ve güçlü bir karlılığı yakaladık ”

L’Oréal başarılı bir yılı daha geride bıraktı. Satışlarda kayda değer bir artış oranını ve güçlü bir karlılığı yakalayan grup güzellik endüstrisindeki dünya liderliği pozisyonunu daha da güçlendirmiş oldu.

Grup tüm bölümlerinde satış büyümesini yakaladı. Ancak özellikle L’Oréal Lüks bölümü grubun pozisyonunu güçlendirmesine en çok katkısı olan bölüm oldu. Dermo kozmetik ürün grubunu içeren Aktif Kozmetik Bölümü de yılı çok iyi bir performansla kapattı ve tüm dünyada Pazar payı kazandı. Tüketici ürünleri bölümü ise yaptığı başarılı stratejik tercihler sonucunda satışlarda gözle görülür bir artış yakaladı ve pazarın üzerinde büyüdü.

Başarının coğrafi dağılımına bakıldığında ise L’Oréal Kuzey Amerika’da yüksek bir satış artışı yakaladı ve lider pozisyonunu daha da artırdı. Grup Avrupa’da da liderliğini devam ettirdi ve pazarın üzerinde büyüdü. Diğer taraftan gelişmekte olan pazarlarda sağlam bir büyüme rakamı elde edildi.

Grup operasyon karı ve net nakit akışı rakamlarında da yeni bir rekor yakaladı ve iş modelinin direnci yüksek bir performans sağladığını kanıtlamış oldu.

2016 aynı zamanda L’Oréal’in dijital dünyadaki liderliğini de güçlendirdiği sene oldu. E-parekende satışları %33 oranında arttı. Aynı zamanda markaların da dijital olarak daha dinamik olduğu bir sene oldu. Markalar tüketicilerle olan kişisel etkileşimlerini daha da güçlü hale getirerek artırdılar.

Marka satın alımları açısından da önemli bir yıldı. IT Cosmetics ve CeraVe gibi stratejik marka satın alımları grubun benzersiz marka portföyünü daha da güçlendirdi.

Sonuç olarak L’Oréal yeni güzellik pazarında net hedef ve stratejileri, konusunda uzman insan kaynağı, güçlü marka portföyü, araştırma ve geliştirme yatırımları, dijital yatırımları, benzersiz, esnek ve becerikli organizasyon yapısı ve güçlü girişimci kültürüyle liderliğini sağlamlaştırdı.

Belirsiz ve değişken ekonomik şarlar içinde L’Oréal 2017 yılında da güzellik pazarının üzerinde bir büyümeyi satış ve karlılıktaki artışla sağlayacağının güvencesini veriyor.

TÜRKİYE

L’Oréal’in tüm dünyadaki başarılı sonuçlarına ve büyümesine katkı sağlayan ülkelerden biri de L’Oréal Türkiye oldu. L’Oréal Türkiye, gerçekleştirdiği yatırımlar ve pazara sunduğu yeniliklerle kozmetik pazarının çok üzerinde bir büyüme sağladı.

“TÜRKİYE BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR”

L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Claude Rumpler; “Türkiye hem bulunduğu Doğu Avrupa bölgesinin hem de global olarak tüm şirketin büyümesinde önemli rol oynayan stratejik bir ülke. Aynı zamanda Türkiye benzersiz bir ekosisteme sahip bir ülke çünkü genç, dijital ve perakendede çeşitli ve çok dinamik. Hızla gelişen orta gelir grubu, artan kozmetik ürün kullanım oranları, kozmetiğe duyulan ilgi ve harcamalardaki artış, genç nüfus, ülkenin dijitalleşme hızı, artan yatırımlar ve ekonomik potansiyeli sayesinde Türkiye’nin gelecek için de fırsatlar sunan, stratejik bir ülke olduğunu biliyor ve çalışmalarımızı da buna göre şekillendiriyoruz. 2017 için önceliklerimiz ürün ve servisteki inovasyonları Türkiye’ye getirmek, dijital değişimi hızlandırmak. Bu hedefleri başarırken de sürdürülebilirlik programımıza olan inancımızı devam ettirmek ve kurumsal sorumluluklarımızı yerine getirmek en büyük tutkumuz.”

Türkiye’nin Bir Numaralı Oyuncak Markası Toyzz Shop

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) ve Akademetre Research Company tarafından her yıl gerçekleştirilen “Türkiye’nin 1 Numaralı Markaları” araştırmasında “Bebek Ürünleri – Oyuncak” kategorisi ödülünü Toyzz Shop aldı.

Zorlu PSM’de düzenlenen ve perakende sektörüne ilişkin 15 farklı kategoride ödüllerin sahiplerini bulduğu törende ödül alan Toyzz Shop Pazarlama Grup Müdürü Didem Özgüven konuyla ilgili açıklamasında, “Kuruluşumuzdan bu yana gerek deneyimlerimiz, gerekse çocukları iyi tanıyor olmamız bizi farklılaştırarak Toyzz Shop’un gelişimi ve bugünlere gelmesinde büyük rol oynuyor. ‘Oyun oynamak herkesin hakkıdır’ diyerek, farklı yaş gruplarına göre çocukların duygusal ve fiziksel gelişimini olumlu yönde etkileyecek, analitik düşünmelerini sağlayacak ve pratik zekâlarını geliştirecek geniş ürün ve fiyat yelpazesi sunuyoruz. Ayrıca oyuncak sektöründeki tecrübemiz ile ekonomik yavaşlama dönemlerinde bile ailelerin çocuklarına uygun fiyatlarla oyuncaklar alabilmelerine imkan tanıyoruz. Aldığımız bu ödül, Toyzz Shop olarak doğru yolda olduğumuzun bir işareti. Tüm çocuklara ve ailelerine teşekkür ederiz” dedi.

BM Türkiye yeni temsilcisi Türkiye’deki ilk özel sektör ziyaretini Türk Telekom’a yaptı

Birleşmiş Milletler tarafından Türkiye Mukim Koordinatörü olarak atanan Irena Vojáčková-Sollorano, ilk özel sektör ziyaretini Türk Telekom’a yaptı. Vojáčková-Sollorano’nun Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany’i ziyaretinde; Türk Telekom’un kalkınma odaklı kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları, iki kurum arasında geliştirilen güçlü iş birliği ve bu iş birliğinin yeni projelerle genişletilmesi konuları konuşuldu.

Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü olarak atanan Vojáčková-Sollorano, Türkiye’deki ilk özel sektör ziyaretini Türk Telekom’a yaparak, Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany ile bir araya geldi. Vojáčková-Sollorano’nun ziyaretinde; Türk Telekom’un, toplumdaki dezavantajlı kesimlerin bilgiye ve dijital hizmetlere erişimini kısıtlayan toplumsal sorunlarla mücadeleye yönelik sürdürdüğü sosyal sorumluluk projeleri ve bu sorunlara çözüm olabilecek ortak adımlar konuşuldu.

Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany: “Projelerimizin başarısı yaşadığımız toplum için daha fazlasını yapma konusunda bizi cesaretlendiriyor.”

Ziyaretten sonra bir açıklama yapan Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany, ‘Türk Telekom olarak sürdürülebilir kalkınma için bilgi ve iletişim teknolojilerinin toplumun her kesimi tarafından benimsenmesinin önemini göz önünde bulundurarak, Türkiye’nin her yerinde herkes için erişilebilir iletişim olanakları yaratıyoruz. Bu sayede bireyler arasındaki dijital uçurumu kapatmayı ve dezavantajlı kesimleri evrensel bilgi toplumunun nimetlerinden faydalandırmayı amaçlıyoruz. Projelerimizden elde ettiğimiz olumlu sonuçlar, içinde yaşadığımız toplum için daha fazlasını yapma konusunda bizi cesaretlendiriyor” dedi.

Irena Vojáčková-Sollorano’nun göreve başlamasının ardından gerçekleştirdiği ilk özel sektör ziyaretini Türk Telekom’a yapmış olmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Doany sözlerine şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler gibi güçlü bir iş ortağımızın olması ve projelerimize verdikleri destek bizim en değerli motivasyon kaynaklarımızdan biridir. Birleşmiş Milletler ile yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek ve iklim değişikliğinin üstesinden gelmek gibi maddelerden oluşan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi doğrultusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ortak adımlar atmaya ve dünyaya örnek gösterilecek değerde projeler geliştirmeye devam edeceğiz.”

Birleşmiş Milletler’in Türkiye Mukim Koordinatörü olarak atanan Irena Vojáčková-Sollorano da şu açıklamalarda bulundu: “Türk Telekom’un Türkiye’deki dijital uçurumu kapatmak için BM Kalkınma Programı ile yaptığı güçlü iş birliği övgüye değer. İş birliğimiz; bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetlerinin dijital dünyanın nimetlerinden faydalanamayan toplumun dezavantajlı kesimleri tarafından da benimsenmesini öngören mükemmel bir toplumsal dönüşüm modelini kapsıyor. BM Kalkınma Programı (UNDP), kalkınma için bilgi ve iletişim teknolojilerine büyük önem vermeye ve bu amaçla da özel sektör iş birlikleri kurmaya devam ediyor. Türk Telekom’un katkılarını ve hem New York hem de İstanbul’da yapılan Sosyal Fayda Zirvesi’nde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin öne çıkarılmasında üstlendiği lider rolü çok değerli buluyoruz.”

Digiturk’ten yeni dönemde güçlü transfer

En iyi içeriği en yeni teknolojilerle birleştirerek üyelerine sunma hedefini benimseyen ve Ağustos 2016’dan bu yana faaliyetlerine küresel yayıncılık devi beIN MEDIA GROUP çatısı altında devam eden Digiturk, yeni vizyonuna paralel olarak yönetim kadrosunu sektörün önde gelen isimlerinden Erem Demircan ile güçlendirdi.
Demircan 2 Şubat 2017 tarihi itibarıyla, Digiturk Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Grup Başkanı olarak görevine başladı.

Türkiye’nin lider dijital yayıncılık platformu Digiturk, küresel hedefleri doğrultusunda kurumsal yapısını yeniden tasarlama yolunda önemli bir adım attı. beIN MEDIA GROUP’un küresel gücünü arkasına alan, en iyi içeriği en iyi teknolojilerle sunan, yaptığı her işte müşteri memnuniyetini odağına alan ve bu yeni dönemdeki vizyonuna paralel olarak kendini sürekli geliştiren Digiturk; yönetim kadrosunu da sektörün tecrübeli isimlerinden Erem Demircan ile güçlendirdi. Demircan yeni görevinde Digiturk’ün Pazarlama, Kurumsal İletişim ve Reklam, Ulusal ve Uluslararası Satış, Müşteri Hizmetleri ve Müşteri Deneyimi birimlerinin tek bir çatı altında yönetimini sağlayarak; marka itibarı ile kurumun ticari stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasından sorumlu olacak.

Erem Demircan yeni görevi ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi, “Türkiye’nin lider dijital platformu olan ve beIN MEDIA GROUP çatısı altındaki yeni döneminde önüne küresel boyut da taşıyan çok daha iddialı hedefler koyan Digiturk ailesine katılmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ulusal ve uluslararası alanda yöneticilik görevi üstlendiğim kurumlardan edindiğim deneyimleri, Digiturk’ü müşterileri ve paydaşları nezdinde daha da ileri bir noktaya taşıma yönünde kullanabilecek olmak heyecan verici. Sayın Al-Obaidly ile yaptığımız görüşmelerde, Digiturk’ün bu yeni dönemi ile ilgili aktardığı vizyondan çok etkilendim ve şimdi de bu geleceğin bir parçası olmaktan dolayı çok heyecanlı ve gururluyum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de yapacağımız her şeyin merkezinde müşterilerimiz yer alacak ve temel önceliğimiz de onlara sunduğumuz değeri artırmak olacak.”
Demircan’ın yönetim kadrosuna katılması ile ilgili görüşlerini ifade eden Digiturk CEO’su Yousef Al-Obaidly ise, “Digiturk’ün beIN MEDIA GROUP bünyesine katılmasının hemen ardından artık yepyeni bir dönemin başladığını da ilan etmiştik. Bu doğrultuda çok kısa bir süre zarfında, beIN çatı markası altında topladığımız kanallarımızdan, yenilenen stüdyolarımıza ve zenginleşen içeriklerimize kadar pek çok önemli adım attık. Şimdi bu dönüşüm ruhunu, organizasyon yapımıza ve insan kıymetimize de yansıtıyoruz. Bizi hedeflerimize daha hızlı ve emin adımlarla taşıyacak şekilde kurguladığımız yeni yapılanmamız içindeki Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Grup Başkanlığı satış, pazarlama, müşteri hizmetleri, marka itibarı gibi pek çok kritik alanın tek noktadan, daha entegre biçimde ve uyum içinde yönetilmesini sağlayacak. Bu önemli görevi kabul ederek, aramıza katılan Erem Demircan’ın birikimine ve yöneticilik vasıflarına güveniyorum. Bugüne kadar imza attığı başarıları, Digiturk’te de sürdüreceğinden emin olduğum Sayın Demircan ile birlikte çalışacak olmaktan memnuniyet duyuyorum” dedi.

Uluslararası alanda ülkemizin yetiştirdiği etkin yöneticilerinden biri olarak kabul edilen Erem Demircan, sahip olduğu yetkinlik ve deneyim ile Digiturk’ün dönüşüm sürecine katkı sağlayacak.

Türkiye’nin lider dijital platformu Digiturk, bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da müşteri memnuniyeti odaklı tutumundan taviz vermeden, teknolojiden insan kıymetlerine kadar her alandaki güçlü yatırımlarıyla öncü konumunu sürdürecek.