ÖTV’siz yatlar, CNR Avrasya Boat Show’a ilgiyi artırdı

aret etti.

DENTUR Başkanı Alparslan Sirkecioğlu, “Vergi teşvikleri sektörde ve CNR Avrasya Boat Show’da sinerji yarattı. Geçtiğimiz yıla göre fuarda yaklaşık yüzde 20 ziyaretçi artışı oldu” dedi.

Yat, kotra ve teknelerde ÖTV’nin sıfırlanması ve KDV’nin yüzde 1’e indirilmesinin hemen ardından düzenlenen CNR Avrasya Boat Show-11.Uluslararası Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı deniz severlerin yoğun ilgisi ile devam ediyor. CNR EXPO Yeşilköy’de 19 Şubat’a kadar devam edecek fuarı, ilk üç günde 20 binin üzerinde yerli ve yabancı tekne tutkunu ziyaret etti. Fuar ve sektörle ilgili değerlendirmelerde bulunan Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) Başkanı Alparslan Sirkecioğlu, şöyle konuştu: “Vergi teşvikleri ile Türk bayrağı taşımak isteyen Türk tekne sahipleri yüzde 27,4’ü bulan vergi yükünden kurtarıldı. Yeni düzenleme ile Türk tekne sahipleri yüzde 1 KDV ile Türk bayrağı taşıma imkanı elde ettiler. Bu düzenleme sektörde ve CNR Avrasya Boat Show’da sinerji yarattı. Geçtiğimiz yıla göre fuarımızda yaklaşık yüzde 20 ziyaretçi artışı oldu. Özellikle fuarımıza alıcı olarak gelen ziyaretçideki artış fuar katılımcılarını memnun etti.”

“Teknelerde kayıt dışı dönem sona erecek”

CNR Avrasya Boat Show’un katılımcı firmaları da vergi teşviklerini sektör adına sevindirici bir düzenleme olarak değerlendirdiler. Vergi indirimlerinden sonra özellikle Türk bayraklı tekne sahipliğinde düşük peşinat ve 60 aya varan vadeli satışların mümkün kılındığına dikkat çeken Trio Yatçılık Satış ve Pazarlama Direktörü Deniz Özçakır, “Yapılan düzenleme sonrasında tekne sahipleri artık marinalara muhtaç olmayacak. Teknelerini istedikleri yere bağlayabilecekler. Teknelerde kayıt dışı dönem sona erecek. Devlet tekne satıcılarından da vergi toplayabilecek. Tekne satıcıları arasındaki adaletsiz rekabet sona erecek” diye konuştu. Özçakır, tekne almak için fuara katılan ziyaretçilerin de düzenlemeyi beklediklerini, düzenlemenin de etkisi ile satışlarının geçen yılı geçeceklerini umduklarını belirtti.

“Türk bayrak kullanımı amatör denizciliğin de önünü açacak”

Karina Yatçılık Satış ve Pazarlama Direktörü Uğur Şahin, vergi teşvikinin etkisi ile fuara olan ilginin arttığını belirterek, “CNR Avrasya Boat Show, alıcılarımıza düzenlemeyi tüm detayları ile paylaştığımız bir platform oldu. Düzenlemenin alıcıları memnun ettiğini gözlemliyoruz. Düzenlemeye yalnızca vergi teşviki olarak bakmamak lazım. Özellikle amatör denizcilerimizin önü ciddi anlamda açıldı. Yabancı bayrak taşıyan teknelerin 5 yılda bir yurt dışına çıkma zorunluğu vardı. Gümrük izni olmadan yabancı bayrak taşıyan tekneyi sevk etmeniz mümkün değildi. Bu gibi yaptırımlar özellikle 10 metre civarında uzunluğu olan tekneleri zorluyordu. Türk bayrağı ile bütün bu yaptırımlar son bulacak” dedi. Düzenlemenin piyasayı hareketlendirdiğine de dikkat çeken Şahin, “CNR Avrasya Boat Show, hem vergi teşvikleri hem de sezona yaklaştığımız bir döneme denk gelmesi nedeni ile tekne satın almak isteyenler için en doğru zaman oldu” dedi.

Ruslar jakuzili yatları seviyor

CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık ve Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) iş birliğinde düzenlenen fuarda, 25.5 metrelik uzunluğuyla CNR Avrasya Boat Show’un en büyük teknesi olarak öne çıkan Princess 82’ye en çok Ruslar ilgi gösteriyor. Princess Teknik Servis Müdürü Recep Akaslan, Rusların özellikle jakuzili yatları sevdiğini söyledi.

Unilever, 2025 itibariyle %100 geri dönüştürülebilir plastik ambalajın sözünü verdi

Tüm hızlı tüketim ürünleri sektörünü, birlikte hareket ederek döngüsel ekonomiye ivme kazandırmaya davet etti.

Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın altıncı yılında, küresel iş dünyasına ve sektörüne örnek olacak çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamındaki taahhütlerine bir yenisini ekleyen Unilever, 2025 yılına kadar ürünlerinde kullandığı plastik ambalajların yüzde 100’ünün yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir ve kompostlanabilir olacağını açıkladı. Bu kapsamda Unilever, hızlı tüketim ürünleri endüstrisini kullan-at alışkanlığına dayalı olan tüketim modelinden, ürünlerin yaşam döngüleri sonunda yeniden kullanım ve geri kazanımlarının sağlandığı döngüsel ekonomi modeline doğru geçişe çağırdı.

Döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırmak vizyonuyla kurulan ve bu alanda Unilever ile de ortak çalışmalar yürüten Ellen MacArthur Vakfı’nın (EMV) açıklamasına göre, küresel olarak kullanılan plastik ambalajların sadece %14’ü geri dönüşüm tesislerine giderken, %40’ı çöp sahalarında yerini buluyor. Küresel ölçekte plastik ambalajların üçte biri ise okyanus ekosistemlerine karışıyor. 2050’ye kadar okyanuslarda balıklardan çok daha fazla miktarda plastik atıkların olması bekleniyor.

Unilever, döngüsel ekonomi yaklaşımlarını benimseme konusundaki kararlılığını göstermek ve endüstri için bir “Plastik Protokolü” oluşturulmasına yardımcı olmak amacıyla ambalajlamada kullandığı plastik malzemelerin detay bilgilerini 2020 yılına kadar yayınlayacağını duyurdu. Unilever, ayrıca EMV’nin “Yeni Plastik Ekonomisi” girişimini destekleyeceğini ve özellikle okyanusa plastik sızıntısı riskinin en yüksek olduğu kıyı bölgelerinde küçük lamine ambalajların geri dönüştürülmesini sağlayacak teknolojik bir çözüme yatırımda bulunacağını açıkladı.

Paul Polman: “Endüstrideki plastik ambalajların tümünün tamamen döngüsel olmasını istiyoruz.”

Unilever CEO’su Paul Polman konuya ilişkin şunları söyledi: “Plastik ambalajlarımız, ürünlerimizi müşterilerimiz için güvenli, hoş ve cazip hale getirmek adına oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Yine de bu çok yönlü malzemenin faydalarından yararlanmayı sürdürmek istiyorsak, tüketici kullanımı sonrasını duyarlı ve verimli bir şekilde yönetebilmek için endüstri olarak çok daha fazlasını yapmamız gerekiyor.

“Okyanuslardaki plastik atığı sorununa değinmek için, ilk olarak su yollarımıza plastiklerin girmesini önleyecek sistematik çözümler üzerinde çalışmalıyız. Bu taahhütlerin endüstriyi, tüm plastik ambalajlarımızın tamamen geri dönüştürülebilir ve dönüştürülmüş olmasını sağlamak amacıyla kolektif bir ilerleme kaydetme yönünde cesaretlendireceğini umuyoruz.

“Ayrıca, döngüsel ekonomiye geçişi sağlamak için, toplama ve işleme altyapısını geliştirmek ve büyütmek amacıyla hükümetlerle ve ilgili tüm paydaşlarla işbirliği içerisinde çalışmamız gerekiyor. En nihayetinde, endüstrideki plastik ambalajların tümünün tamamen döngüsel olmasını istiyoruz.”

Harm Goossens: “Geliştirilmiş ambalajlama çözümleri sayesinde çevresel etkimizi azaltıyoruz.”

Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Harm Goossens, “Türkiye’de uyguladığımız geliştirilmiş ambalajlama çözümleri, inovasyonlar ve yenilikçi projelerle, 2025 yılına kadar ürünlerimizde kullandığımız plastik ambalajların yüzde 100’ünün yeniden kullanılabilir, geri dönüştürülebilir ve kompostlanabilir olması hedefine katkı sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın 6. yılında, hedeflerinin büyük çoğunluğunu gerçekleştirme yolunda ilerlediklerini belirten Harm Goessens sözlerine şöyle devam etti: “Kullandığımız ambalaj miktarını son iki yılda Gıda ve Ev Dışı Gıda’da 66,38 ton; Dondurmada 63 ton; İçeceklerde 166 ton; Ev Bakım ürünlerinde 252 ton azalttık. Sürekli olarak ambalajlarımızda kullanılan kaynak miktarını azaltmanın yenilikçi yollarını arıyoruz. 2017 yılında da yeni şampuan ve saç kremi ambalajı dizaynımız sayesinde 212 ton daha az plastik ve 78 ton daha az kağıt kullanacağız. Gıda kategorisinde de, 2017-2018 yılları arasında yaklaşık 250 ton ambalaj atığı azaltmayı hedefliyoruz.”

Atık yönetimi ve tüm dünyada sıfır atığa geçilmesi konusunda da Unilever’in öncü bir rol üstlendiğini belirten Goossens, “Türkiye’deki tüm Unilever fabrikaları, 2013 yılından bu yana ‘çöplüğe sıfır atık’ statüsünde üretim yapıyor. 2015 itibarıyla fabrikaların yanı sıra depolar, dağıtım merkezleri ve ofisler de bu statüyü elde etti. Unilever’in tüm dünyadaki en büyük tesislerinden biri olan, 2017 yılı içinde tam kapasite üretime başlayacak Konya Ev ve Kişisel Bakım Ürünleri Fabrikası da ‘çöplüğe sıfır atık’ statüsüne sahip olacak şekilde tasarlandı.” dedi.

Unilever, hali hazırda 2020’ye kadar ambalaj ağırlığını üçte bir oranında azaltma çalışmalarını sürdürüyor. 2025 yılına kadar da, 2015 rakamlarını baz alarak, ambalajlarında kullandığı geri dönüştürülmüş plastik içeriği oranını en az %25 oranında artırmak için çalışıyor.

TAB Gıda Türkiye’de 1.000’inci restoran için geri sayıma başladı!

1994 yılında Burger King ile hızlı servis sektöründeki faaliyetlerine başlayan ve 23 yıllık tecrübesiyle geçtiğimiz yıl 400 milyonu aşkın müşteriyi ağırlayan TAB Gıda, bu yıl Burger King®, Popeyes®, Sbarro®, Arby’s® ve Usta Dönerci® markalarıyla 1.000’inci restoranını açmaya hazırlanıyor.

Türkiye’de hızlı servis restoran sektörünün lideri TAB Gıda, hizmete açtığı restoranlarla hız kesmeden büyümeye devam ediyor. Hızlı servis restoran zinciri kategorisinde dünyaya örnek olacak bir gıda ekosistemi yaratmayı başaran TAB Gıda, yeni yıl itibarıyla restoran sayısını 970’e yükselti. 23 yıllık tecrübesiyle her yıl 400 milyonu aşkın müşteriye hizmet veren TAB Gıda’nın Burger King®, Popeyes®, Sbarro®, Arby’s® ve Usta Dönerci® markalarıyla Türkiye’de 1.000’inci restorana ulaşmasına ise sadece 30 restoran kaldı.

“70’ten fazla ilde 1.000’e yaklaşan restoranda 20 bin kişiye istihdam sağladık”

Konuyla ilişkin değerlendirmede bulunan TAB Gıda Genel Müdürü Caner Dikici, “1994 yılında sıfırdan kurulan bir sistemle yola çıktık ve bugün, 20 bin çalışanımızla 70’ten fazla ildeki 1.000’e yakın restoranımızda tüketicilerimizi ağırlamaya devam ediyoruz.” dedi.

Dikici, sözlerine şöyle devam etti: “TAB Gıda olarak, hâlihazırda Burger King’in dünyadaki en büyük master franchisee’si konumundayız. Türkiye genelinde 70’i aşkın ilde 600’den fazla Burger King restoranımız var. Dünyanın en büyük pizza restoran zincirlerinden biri olan Sbarro ile 30’dan fazla ilde toplam 90’a yakın restoranımız bulunuyor. Geleneksel tarifleri sıra dışı Louisiana mutfağıyla buluşturan Popeyes ile 40’tan fazla şehirde 170’ten fazla restoranda misafirlerimizi ağırlıyoruz. Şu an 50’den fazla restoranla faaliyetlerine devam eden Arby’s, yenilikçi menülerle lezzetli ve benzersiz seçenekler arayanların tek adresi konumunda. Ayrıca 2013 yılında 20 yıllık deneyimimizle yarattığımız Usta Dönerci ile 60’a yakın restoranımızda müşterilerimize geleneksel döner lezzetini sunmaya devam ediyoruz.”

“Türkiye’de 150, Çin’de ise 225 yeni restoran açmayı hedefliyoruz”

TAB Gıda olarak 2016 yılını yüzde 23 büyüme ve 2.7 milyar TL ciroyla kapattıklarını hatırlatan Dikici, “2016 yılında 250’ye yakın yeni restoran açarak hedeflerimiz doğrultusunda önemli adımlar attık. 2017 yılında da istikrarlı bir şekilde büyümemizi sürdüreceğiz. Bu yıl Türkiye’de 150, Çin’de ise 225 yeni restoran açmayı hedefliyoruz. Ayrıca TAB Gıda Franchise sistemi, ülke çapında hızla büyümeye devam ediyor; geçtiğimiz yıl 80 franchise restoranı verdik, bu yıl toplamda 60 franchise restoranı verme hedefimiz var. Buna ek olarak büyüme hedeflerimizle birlikte bu yıl yaklaşık 2.500 kişilik yeni istihdam yaratmayı planlıyoruz.” diye konuştu.

TAB Gıda hakkında:

ATA Grubu’na bağlı TAB Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş, Burger King®, Sbarro®, Popeyes® ve Arby’s® markalarının Türkiye’de münhasır lisans hakkı sahibi ve Burger King®, Sbarro®, Popeyes® ve Arby’s® restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi ve geliştirme ortağıdır. TAB Gıda bünyesinde Burger King® 1995 yılında, Popeyes® ve Sbarro® markaları ise 2007 yılında faaliyete geçmiştir. TAB Gıda 2010 yılında da Arby’s®’i bünyesine katmış, 2013 yılında da kendi markası olan Usta Dönerci’yi kurmuştur. Bugün Türkiye genelinde 600’den fazla Burger King® restoranı, 90’a yakın Sbarro®, 170’ten fazla Popeyes®, 50’den fazla Arby’s® ve 60’a yakın Usta Dönerci® restoranı bulunmaktadır. Hızlı servis restoran zincirlerini bünyesinde bulunduran TAB Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş. bugüne kadar pek çok ödül alarak, sektörünün lideri konumundadır.

Turkcell Grup Global Bilgi Desktop+Mönitor Alımları

Turkcell Grup Global Bilgi Desktop+Mönitor Alımları 13.02.2017

İhalenin Adı : Global Bilgi Desktop+Mönitor Alımları
Teklif Gönderme Tarihi : 15-02-2017 16:00

Global Bilgi Desktop+Mönitor Alımları için ihale sürecimiz başlamıştır. Teklifler geldikten sonra e-ihale kuralları tedarikçiler ile paylaşılacaktır.

Ürünün teknik özellikleri aşağıda belirtilmiştir. Teknik özellikler hakkında ilgili sorular için teknik sorumlu ALPER GÜR ile irtibata geçebilirsiniz.

270 adet Desktop pc

İŞLEMCİ
Min Intel® Core™ i5-6500 Processor (6M Cache, up to 3.60 GHz)

150 adet 19” Monitor.
120 adet 22” Monitör.

Monitör Min Specs

Minimum 21.5”
Viewing angle Horizontal: 170°/160°
Brightness3 250 cd/m2
Aspect ratio 16:09
Native resolution 1920*1080
DVI-D, VGA (analog) USB Integrated USB 2.0 hub
Height Adjustable

İlgilenmeniz halinde satınalma kontağı olarak Kağan Çardak ile irtibata geçebilirsiniz.

E-Posta: cardak.kagan@turkcell.com.tr
Tel. No.: 532 210 6456

Ürünle ilgili teknik sorularınız için ise ALPER GÜR ile irtibata geçebilirsiniz.

E-Posta: alper.gur@global-bilgi.com.tr
Tel. no: 532 555 0255

GE ve Çalık Enerji’den Yemen’e mobil enerji santrali

GE (NYSE: GE) ile Çalık Enerji, Yemen’in elektrik altyapısını desteklemek üzere anlaşma imzaladı. Bu kapsamda GE, iki adet gelişmiş TM2500 aeroderivetif gaz türbini jeneratörü sağlayacak. Aden’deki elektrik ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayacak olan jeneratörler, 60 megawatt’a (MW) kadar elektrik üretecek. GE’nin Macaristan’da bulunan tesisinden gönderilen gaz türbinlerinin kısa sürede kurularak yaz aylarından önce elektrik sağlaması planlanıyor.

Sahadaki zorlu koşullara rağmen GE ve Çalık Enerji’nin projeyi kısa sürede hayata geçirebilmeleri, Yemen’in güçlü bir altyapı oluşturma ve ekonomiyi yeniden canlandırma çabalarına da katkıda bulunacak. Power Electricity Corporation’a ait olan (PEC)Yemen’deki Al Hiswa Enerji Santrali için geliştirilen projeyi, Katar Kalkınma Fonu (QFFD) finanse ediyor.

Çalık Enerjii CIS Projeler ve Teklif Koordinatörü Özgür Sarıkaya konuyla ilgili olarak; “Al Hiswa Enerji Santrali, endüstriyel büyümenin getirdiği artan enerji ihtiyacı ile vatandaşların günlük ihtiyaçlarını karşılamak açısından Yemen için stratejik bir öneme sahip.Tesisin GE’nin gelişmiş aeroderivetif gaz türbini jeneratörlerini kullanacak şekilde genişletilmesi ile hızlı ve istikrarlı bir şekilde enerji sağlayabileceğiz. Bu türbinler, kesintisiz enerji üretimi açısından kritik önem taşıyan yakıt esnekliği sağlayarak verimliliklerini kanıtlamış bulunuyor”dedi.

GE Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Gaz Enerji Sistemleri Satışından Sorumlu Başkan ve CEO’su olan Ghassan Barghout ise şu sözleri dile getirdi: “Gelişmiş gaz türbini jeneratörleri sunmaya yönelik bu anlaşmamız, uzak ve zorlu bölgelerde bile 4-5 ay içinde güvenilir enerji sağlama yetkinliklerimizi gösteriyor. Lojistik anlamda büyük güçlüklere rağmen ciddi bir dalgalanma döneminin ardından Yemen’in elektrik altyapısını geliştirmeyi desteklemek üzere bölgesel paydaşlarla birlikte çalışarak vatandaşların refahını yükseltmek için faaliyet gösteriyoruz. Bu anlaşma, Yemen’e gerçekleştirdiğimiz ilk GE aeroderivetif jeneratörlerinin satışıdır. İleride ülkenin elektrik altyapısını kalkındırmaya yardımcı olacak projeleri hayata geçirmeyi heyecanla bekliyoruz.”

GE’nin “Mobil Enerji Santrali” olarak bilinen TM2500 aeroderivetif gaz türbini jeneratörü, hızlı bir şekilde enerji çözümü sunuyor ve genellikle acil durumlarda elektrik sağlamak üzere kullanılıyor. Kolay kuruluma sahip bu eksiksiz anahtar teslim enerji çözümü, ihtiyaç duyulan yerde ve ihtiyaç duyulan zamanda enerji sağlıyor. Donanımda önemli bir değişiklik gerektirmeyen çözüm, gazlı ve likit yakıtla çalışabiliyor ve sadece 10 dakikalık kısa bir başlatma döngüsü gerektiriyor. Jeneratörler, Al Hiswa santralinde likit damıtılmış yakıtla kullanılacak.

Yüksek güç yoğunluğuna imkan veren TM2500, kompakt bir ayakizi bırakıyor ve düşük ağırlığı daha fazla mobilite sağlıyor. Önemli bir sermaye harcaması gerektirmeksizin kademeli genişlemeye imkan veren ölçeklenebilir teknoloji çözümleri sunuyor ve gazla çalıştırıldığında dizel jeneratörlerden yüzde 50 daha düşük emisyonu bulunuyor.

GE ve Çalık Enerji, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya 2.500 MW’ın üzerinde elektrik sağlamak üzere işbirliği yapıyor ve Irak’tan Libya’ya kadar çeşitli projeleri başarıyla hayata geçiriyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da 80 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren GE, bölgenin elektrik üretimi, petrol ve gaz, su arıtma, havacılık ve sağlık alanlarındaki altyapı ihtiyaçlarını destekliyor.

Teksüt, AB’ye ihracat onayı aldı

Teksüt bu onayı, Avrupa Birliği normlarına uygun olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yürütülen uzun ve yoğun denetimler sonrasında almaya hak kazandı. Bakanlık, resmi tanımıyla “Avrupa Birliği Ülkelerine İhracat Amaçlı Onaylanacak Süt İşletmelerinin Kontrol Prosedürü” uyarınca, Teksüt için ihracat iznini bu yılın Ocak ayında onayladı.

Teksüt, böylece 2017 başında Uzakdoğu’da Tayvan’a ürün göndererek hızlandırdığı ihracat hamlesine, Avrupa Birliği ülkelerini de ekleyebilecek konuma geldi.

Amerika’ya 20 yıldır ürün gönderiyoruz

Teksüt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık; ihracat onayını hem Teksüt’ün hem de Türkiye’nin ihracat potansiyelini geliştirecek önemli bir adım olarak değerlendirdi. Arınık, ”Aslında Türkiye, süt ve süt ürünleri konusunda AB’nin kalite standartlarını çoktan yakalamış durumda. Teksüt olarak Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA)onayıyla 1997 yılından bu yana Amerika Birleşik Devletleri’ne ürün gönderiyoruz ve bunu da gıda sektöründe olabilecek en yüksek standartlara uyarak gerçekleştiriyoruz. Firma olarak şimdi Avrupa’daki işimizi geliştirecek önemli bir eşiği aşmış olduk. Bu aşamadan sonra bölgedeki potansiyel pazarları inceleyerek, ihracat hacmimizi genişletmeye odaklanacağız” diye konuştu.

Yasak, uzun çabalardan sonra kalkmıştı

Avrupa Birliği, Türkiye’deki üretim koşullarını gerekçe göstererek 2002 yılında süt ve süt ürünleri konusunda genel bir ithalat yasağı uygulamaya koymuş, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın öncülüğünde Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) ve sektör oyuncuları tarafından yürütülen uzun soluklu çalışmalar sonucu 2013 yılında bu yasak kaldırılmıştı. Ancak henüz çok az sayıda firma ihracat izni alabildi.

Vergi Ödemeleri 2017 Raporu

Vergi uyumu şirketler için kolaylaşsa da yeni veriler beyan sonrası zorluklara işaret ediyor

Dünya Bankası ve PwC işbirliğinde gerçekleştirilen Vergi Ödemeleri 2017 raporuna göre dünya çapındaki ekonomiler, şirketler üzerindeki vergi uyumu yükünü basitleştirme ve hafifletme yönünde aşama kaydetmeye devam ediyor. Dünya Bankası raporu tüm ülkelere bir örnek olay üzerinden sorulan sorulara verilen cevaplar üzerinden oluşturuluyor. Türkiye’de PwC dışında başka kurumların verdikleri yanıtlar da dikkate alınıyor.

Rapora göre, Toplam vergi oranı 0,1 puan azalarak %40,6’ya düşerken; vergi uyumu için harcanması gereken zaman 8 saat azalarak 251 saate geriledi. Ödenen vergi sayısı ise %0,8 azalarak 25’e düştü.

Bu sene daha geniş bir analizle hazırlanan rapora göre bazı ekonomilerde katma değer vergisi ve kurumlar vergisi beyannamesi için beyan sonrası süreçler, şirketlerin uyum göstermesi gereken zor ve uzun süreçler haline gelmiş olabilir. Bazı durumlarda süreçlerin uzunluğu bir seneden uzun süren nakit akışı ve şirketlerde idari gecikmeler yaratabiliyor.

Vergi Ödemeleri 2017 raporu 190 ekonomideki vergi ödeme kolaylığını inceliyor. Rapor, her bir ekonomideki şirket vergilendirmesini ve örnek orta ölçekli yerel bir şirketi örnek alarak modelliyor.

Küresel ortalama uyum süresindeki 8 saatlik azalma, elektronik vergi sistemlerinde ve özellikle Brezilya’da uygulanan yeniden yapılandırmaların sonucundaki iyileştirmeler sayesinde önceki yıllara oranla sürenin daha fazla kısalmasını sağlamıştır. Aynı şekilde ödeme alt göstergesindeki düşüş, geçtiğimiz yıldaki vergi yeniden yapılandırılmasındaki en yaygın özellik olan elektronik beyan ve ödeme sistemlerinin kullanılması sayesinde gerçekleşti. 44 ekonomide vergilerin artması ve 38 ekonomide azalması sonucunda, toplam vergi oranında küçük bir azalma meydana geldi. Ayrıca, diğer vergilerdeki azalış, hem kar hem de işgücü üzerinden alınan vergilerdeki küçük artışla dengelendi.

Küresel olarak geçmiş yıldaki vergi yeniden yapılandırmalarının en yaygın özelliği vergi beyanı ve ödemeleri için elektronik sistemlerin kullanılmaya başlanması veya iyileştirilmesiydi. 26 ekonomi böyle değişiklikler uyguladı. En büyük değişikliği ödeme sayısını 26’dan 11’e çeken Jamaika gösterdi.

Rapor kapsamına bu yıl ilk defa yapılan araştırmada şirketler için en zorlayıcı işlemler, vergi beyannamesi sonrası vergi idareleriyle gerçekleştirdikleri işlemler olarak ortaya çıktı. Süreçler bir yetki alanından diğerine önemli derecede değişiyor.

Rapora göre 162 ekonomide KDV sistemi bulunurken, 93 ekonomide ise KDV iadesi sistemi mevcut. Şirketlerin nakit akışı zorluğu yaşamaması için hızlı ve etkili süreç önem arz ederken KDV iade sistemi bulunan ekonomilerde iade talebinde bulunmak 14 saatin biraz üstünde sürüyor fakat iadeyi alabilmek için 5 ayı aşkın süre (yaklaşık 22 hafta) beklenmesi gerekiyor. Rapordaki sonuçlara göre, yüksek gelirli ekonomilerde KDV iadesine uyum göstermek (yaklaşık 8 saat), düşük gelirli ekonomilere göre (yaklaşık 27 saat) daha kısa zaman alıyor. KDV iadesi, ekonomilerin %70’inde denetim ihtiyacı ortaya çıkarıyor ve bunların yarısından fazlasında (%58) kapsamlı bir denetim gerçekleştiriliyor.

PwC Türkiye Vergi Hizmetleri Lideri Zeki Gündüz rapor sonuçlarını şöyle değerlendiriyor:

“Kamu harcamalarına fon yaratabilmek için hükümetler üzerinde vergi gelirlerini artırmalarına yönelik bir baskı olduğunun bilincinde olsak da Vergi Ödemeleri Raporu, birçok ekonomide devletlerin ve vergi idarelerinin şirketlere vergi ödemesi konusunda kolaylık sağlayabileceğini gösteriyor. Bu kolaylığa KDV iadesi talebinde bulunma veya kurumlar vergisi teftişiyle başa çıkma becerisi de dahil. Daha etkili vergi sistemleri işletmeler için yararlıdır ve ekonomik gelişme ve yatırımı teşvik ederler.”

Türkiye ile ilgili sonuçlar

Raporda Türkiye ile ilgili yer alan veriler ise şöyle.

– Türkiye’deki işletmelerin ödedikleri toplam vergi oranı %41,1. Bu oran geçtiğimiz yıl da benzer düzeyde %40,9’du. Bu oranı; %18,2 ile gelir vergisi (2015:%17,9), %19,9 ile istihdam vergisi (2015:%19,9) ve %3,1 ile diğer vergiler (2015:%3,1) oluşturuyor.

– İşletmelerin vergi ödemeleri için harcadıkları zamanda gerileme yaşandı. 2016 verilerine göre bir şirket yılda 226 saatini vergi ödemelerine harcarken 2017 raporuna göre bu rakam 217 saate geriledi. Harcanan zamanı, 46 saat ile kurumlar vergisi (2016: 49), 80 saat ile istihdam vergileri (2016: 80) ve 91 saat ile tüketim vergileri oluşturuyor.

PwC Türkiye Vergi Hizmetleri Lideri Zeki Gündüz Türkiye ile ilgili ortaya çıkan tabloyu şöyle değerlendirdi:

“Türkiye’deki şirketlerin vergi ödemeleri için harcadığı zamanın azalması vergi ödemelerinin kolaylığı açısından önemli bir gelişme. Bununla birlikte diğer ülkelerin de bu alanda çok önemli adımlar attığına şahit oluyoruz. Türkiye mevcut durumdaki iyileşmeye rağmen vergi ödemeleri kolaylığında geçtiğimiz yıl 189 ülke arasında 61. sıradayken bu yıl 128. sıraya geriledi. Bu sıralamada bu yıl ilk defa değerlemeye alınan vergi hatalarını düzeltme (vergi inceleme dahil) süreci ile devreden KDV’ye iade imkanının mevzuatımızda “istisna” ve “düşük oran” vb. durumlarla sınırlı olmasının rolünün büyük olduğunu tahmin ediyoruz. Diğer bir deyişle Türkiye aslında büyük gelişmeler gösterdiği bir dönemde yeni dikkate alınan kriterler ve diğer ülkelerdeki agresif iyileştirme çabaları nedeniyle, çabası ile uyumlu bir sıraya yerleşemediğini müşahede ediyoruz.”

Çalışma ayrıca, çalışmaya katılan 180 ekonominin 2015 yılında kurumlar vergisine tabi olduğunu gösteriyor. Kurumlar vergisi beyannamesinde isteğe bağlı düzeltmelerin yapılması bu ekonomilerin 74’ünde vergi denetimine yol açması muhtemeldir. Örneğin şirketin kurumlar vergisi beyannamesinde hata düzeltmesi ortalama 17 saat sürüyor. Vergi idaresi denetim talebinde bulunursa, denetimi sonuçlandırmak 17 haftadan biraz daha uzun sürüyor. Düşük gelirli ve yüksek gelirli ülkeler arasındaki farkı inceleyen çalışma ise düşük gelirli ülkelerin kurumlar vergisindeki hataları düzeltme prosedürlerine uymasının iki kat daha fazla zaman aldığını ve düşük gelirli ülkelerin denetim gerçekleştirmesi ihtimalinin iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor.

Dünya Bankası Grubu Gelişme Ekonomisi sorumlusu ve Küresel Göstergeler Grubu Direktörü, Augusto Lopez-Claros’un rapor sonuçlarını şöyle değerlendiriyor:

“Bugüne kadar beyan sonrası prosedürlerin maliyeti hakkında pek az bilgi vardı. Yeni beyan sonrası endeks, dünyanın farklı yerlerindeki vergi idarelerinin KDV iadeleri ve kurumlar vergisi denetimleri konusunda önemli ölçüde farklı yaklaşımlara sahip olduğunu gösteriyor. Yeni verilerin hükümetlere, bu prosedürlerin şirketler üzerindeki etkisini daha iyi anlama fırsatı vereceğini ve hükümetleri şirketlerin iş yapabilmesini kolaylaştırmak adına bu prosedürleri yeniden yapılandırmaya veya iyileştirmeye teşvik edeceğini umuyoruz.”

Perakendenin Başkanları IX. AVM Yatırımları Konferansı’nda Buluşuyor

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) tarafından SOYSAL işbirliği ile düzenlenen AVM Yatırımları Konferansı’nın 9.’su bu sene 9 Mart 2017 Perşembe günü Wyndham Grand Levent İstanbul’da gerçekleşecek. AVM Yatırımları Konferansı 9. yılında yine AVM yatırımcıları ve yöneticileri, perakendeciler ve sektöre destek veren firmaları buluşturuyor. Konferansta, sektörel konuların yanı sıra ilham veren yol gösterici oturumlar yer alacak. Konferansın en ilgi çekici oturumlarından biri ise sektörün önde gelen dernek başkanlarının buluşacağı ‘Başkanlar Oturumu’ olacak.

Konferansın bu seneki konu başlıkları arasında; Türkiye ekonomisindeki sıcak gelişmeler ve küresel ekonominin ülkemize yansımaları, dijitalleşen dünya ve yeni pazarlama yaklaşımları, dünyadan en son AVM tasarım trendleri, yaratıcı ve yeni çözümler, yeni tüketim alışkanlıkları ve perakendeye etkileri, AVM’lerden ilginç hikâyeler, farklı uygulamalar, sürdürülebilir, güvenli, müşterinin yaşamını kolaylaştıran AVM yönetimi ve sektörü yakından ilgilendiren en sıcak konular yer alıyor.

AYD Başkanı Hulusi Belgü, bu sene 9.’su düzenlenen AVM Yatırımları Konferansı ile ilgili şöyle konuştu: “Perakende sektörü, AVM yatırımcısı, yöneticisi, perakendecisi, markaları, tedarikçileri ile bir bütünü temsil ediyor. Hepimiz Türkiye ekonomisine büyük değer katan bu zincirin birer halkasıyız. Her birimiz bu ülke için daha fazlasını yapmak için çaba içindeyiz. IX. AVM Yatırımları Konferansı’nda da tam da bunları konuşmak üzere bir araya geliyoruz.”

Perakendenin Başkanları ‘Başkanlar Oturumu’nda Buluşuyor

IX. AVM Yatırımları Konferansı, perakende sektörünün tüm temsilcilerini, sektörün önde gelen derneklerinin başkanlarını ‘Başkanlar Oturumu’nda bir araya getiriyor. SOYSAL Kurucusu Suat Soysal’ın moderatörlüğünü yapacağı ‘Başkanlar Oturumu’na TAMPF (Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu Başkanı) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kurşun, KMD (Kategori Mağazacılığı Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Acar, TMD (Tescilli Markalar Derneği) Yönetim Kurulu başkanı Hülya Aslantaş, AYD (Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hulusi Belgü, TURYİD (Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer, BMD (Birleşmiş Markalar Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, GPD (Gıda Perakendecileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Songör katılacak.

Başkanlar Oturumu’nda perakendenin mevcut durumu masaya yatırılırken, sektörün geleceğine ilişkin tespitler ve yol haritaları paylaşılacak. Oturumda, başkanlar sektörün güçlü ve zayıf yanlarını, önündeki fırsat ve tehditleri değerlendirecek ve bu değerlendirmeden hareketle, çözüm önerilerini, sektörün her kesimine düşen görevleri, atılması gereken adımları ortaya koyacaklar.

Dijital Dünyanın Sıradışı İsmi Leonard Brody AVM Yatırımları Konferansı’nda

IX. AVM Yatırımları Konferansı’nın en önemli konuşmacılarından biri yeni dünya düzeninin tartışmalar yaratan lideri olarak tanımlanan Leonard Brody olacak. Brody konferansta önümüzdeki 2 yılda yaşayacağımız “tahmin edilemez” değişimi anlatacak. Dijital dünyada iş dünyasının ve insan davranışının evrimini en iyi değerlendiren girişimcilerden biri olan ve Birleşmiş Milletler, G8, Hindistan, İrlanda ve Güney Afrika’ya danışmanlık yapan Brody, “40 yaşın altındaki en başarılı 40 insan” listesinde. Kurucusu olduğu, dünyanın en büyük haber sitelerinden biri olan NowPublic, Time dergisinin belirlediği “dünyanın en iyi 50 web sitesi” arasında ve Emmy ödülüne sahip. Brody’nin “Innovation Nation” ve diğer kitapları ise dünyada bestseller oldu. Dijitalleşmeyle dünyanın “yeniden yazıldığını” söyleyen Brody, konferansta şirketlerin bu dönüşümde başarıyı yakalamaları için ipuçları sunarken fiziksel self ve dijital self karşıtlığının pazarlamaya etkilerini anlatacak.

Mahfi Eğilmez Ekonomide Ne Oluyor? Ne olacak? Sorularına Yanıt Verecek

Konferansın bir diğer konuşmacısı ise ülkemizin önde gelen ekonomistlerinden Mahfi Eğilmez. Mahfi Eğilmez, konuşmasında önümüzdeki ekonomik fırsat ve tehditleri değerlendirerek işimiz için doğru kararlar almak, kısa ve orta vadeli planlarımızı doğru yapmak için yol gösterecek.

Türkiye ekonomisi nereye gidiyor? Küresel ekonomideki gelişmelerin ülkemize yansımaları ne olacak? Döviz kurları 2017’de nasıl seyredecek? Yatırımlarımızı yaparken bizleri ne tür ekonomik riskler bekliyor? gibi sorulara da IX. AVM Yatırımları Konferansı’nda cevap aranacak.

‘AVM’lerde Güvenlik’ konusunu dünyanın önde gelen güvenlik şirketlerinden Securitas anlatacak

AVM’lerde yeni güvenlik uygulamaları gündeme gelirken, ziyaretçilerin artan güvenlik beklentilerini karşılamak büyük önem taşıyor. Risklerimiz neler? Nasıl tedbirler almalıyız? Ziyaretçiyi güvende hissettirmek için ne yapmalıyız? Güvenlik hizmeti alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Securitas Türkiye Ülke Başkanı Murat Kösereisoğlu, IX. AVM Yatırımları Konferansı’nda tüm bu sorulara yanıt verirken yeni güvenlik ortamıyla ilgili de ufuk açıcı bir oturum yapacak.

Kırmızı Koltuk’ta Perakendenin Genç Yöneticileri Sektördeki Trendleri Anlatacak

Konferansın ‘Kırmızı Koltuk’unda bu sene perakende sektörünün genç kuşak temsilcilerinden HD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Demirağ ve Derimod Yönetim Kurulu Üyesi Murat Zaim oturacak. Zorlu Gayrimenkul Grubu Genel Müdürü Didem Aydın’ın moderatörlüğünü yapacağını Kırmızı Koltuk’ta Demirağ ve Zaim perakende sektöründeki trendleri aktaracaklar.

Ocak 2017 Emlak Endeksine Göre; Satılık Konut Fiyatları Yüzde 12 Arttı

HÜRRİYET EMLAK OCAK 2017 EMLAK ENDEKSİ

TÜRKİYE’DE ORTALAMA SATILIK KONUT FİYATI 2.735 TL/M²

Hürriyet Emlak Ocak 2017 Emlak Endeksi açıklandı. * Türkiye genelinde satılık konutların ortalama metrekare fiyatı son bir yılda yüzde 12 oranında artış göstererek, 2 bin 735 lirayı buldu. Kiralık konutlarda ortalama metrekare fiyatı 18 lira ile değişim yüzdesi yaşanmadı. Türkiye’de amortisman (geri dönüş) süresi ise 13 yıl olarak açıklandı.

* Türkiye geneli fiyat ortalaması 5 ilin (İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya) ortalama değerleri alınarak hesaplanmıştır.

İSTANBUL’DA 4 BİN 491 LİRA OLDU

İstanbul’da Ocak 2017 itibariyle satılık konutların ortalama metrekare fiyatı 4 bin 491 liraya ulaştı. İlde son bir yıllık artış yüzde 22 oranında. Kiralık konutlarda ise fiyat ortalaması değişmedi ve Ocak 2017’de 21 lira metrekare ortalaması ile devam etti. İstanbul’da amortisman süresi ise 18 yıl olarak hesaplandı. İlde son bir ayda fiyatların en çok arttığı ilk üç ilçe; yüzde 26 ile Şile, yüzde 25 ile Üsküdar, yüzde 20 ile de Silivri ve Beykoz oldu.

İlçe Ocak 17 12 Aylık Ortalama Yıllık Değişim
Arnavutköy 2.192 TL 2.051 TL %16
Ataşehir 5.652 TL 5.728 TL %2
Avcılar 2.381 TL 2.340 TL %6
Bağcılar 3.095 TL 2.987 TL %10
Bahçelievler 3.063 TL 2.952 TL %9
Bakırköy 9.167 TL 8.427 TL %11
Başakşehir 3.364 TL 3.421 TL %-1
Bayrampaşa 3.333 TL 3.261 TL %10
Beşiktaş 15.631 TL 14.785 TL %2
Beykoz 10.178 TL 9.011 TL %20
Beylikdüzü 2.308 TL 2.307 TL %0
Beyoğlu 7.071 TL 6.768 TL %10
Büyükçekmece 3.067 TL 2.845 TL %13
Çekmeköy 3.072 TL 2.933 TL %10
Esenler 2.706 TL 2.558 TL %17
Esenyurt 1.871 TL 1.857 TL %-2
Eyüp 4.138 TL 4.077 TL %3
Fatih 4.063 TL 4.029 TL %5
Gaziosmanpaşa 2.947 TL 2.731 TL %14
Güngören 3.000 TL 2.945 TL %7
Kadıköy 7.967 TL 8.090 TL %-1
Kağıthane 3.600 TL 3.445 TL %9
Kartal 3.310 TL 3.189 TL %13
Küçükçekmece 3.608 TL 3.511 TL %8
Maltepe 4.200 TL 4.072 TL %9
Pendik 2.889 TL 2.741 TL %8
Sancaktepe 2.477 TL 2.395 TL %11
Sarıyer 8.889 TL 8.903 TL %-2
Silivri 2.128 TL 1.940 TL %20
Sultanbeyli 3.000 TL 3.080 TL %4
Sultangazi 2.231 TL 2.235 TL %3
Şile 3.333 TL 3.245 TL %26
Şişli 5.771 TL 5.673 TL %9
Tuzla 3.018 TL 2.982 TL %3
Ümraniye 3.667 TL 3.577 TL %10
Üsküdar 5.200 TL 4.696 TL %25
Zeytinburnu 3.750 TL 3.632 TL %7
İstanbul 4.491 TL 4.135 TL %22

ANKARA’NIN ŞAMPİYONU KAZAN OLDU

Başkent Ankara’da satılık konut fiyatları son bir yıllık süreçte yüzde 8 oranında artarak bin 750 lira metrekare ortalamasına ulaştı. Kiralık konut fiyatları ise yüzde 9 artarak metrekarede 17 lira mertebesinde. 16 yıl amortisman süresi olan Ankara’da son bir ayda satılık konut fiyatlarının en fazla arttığı ilçe yüzde 9,8 ile Kazan. İkinci sırada yüzde 3,5 ile Gölbaşı, üçüncü sırada ise yüzde 1,7 ile Altındağ var.

İlçe Ocak 17 12 Aylık Ortalama Yıllık Değişim
Altındağ 1.424 TL 1.360 TL %10
Çankaya 2.385 TL 2.318 TL %7
Etimesgut 1.752 TL 1.673 TL %4
Gölbaşı 2.329 TL 2.130 TL %16
Kazan 1.121 TL 1.071 TL %18
Keçiören 1.375 TL 1.350 TL %3
Mamak 1.283 TL 1.239 TL %6
Polatlı 1.107 TL 1.044 TL %16
Pursaklar 1.400 TL 1.350 TL %8
Sincan 1.182 TL 1.144 TL %9
Yenimahalle 2.029 TL 1.964 TL %8
Ankara 1.750 TL 1.697 TL %8

İZMİR’DE YILLIK ARTIŞ YÜZDE 12 OLDU

İzmir’de satılık konutların metrekare ortalama fiyatı son bir yılda yüzde 12 oranında artışla 2 bin 429 liraya ulaştı. Kiralık konutlarda ise fiyatlar yüzde 10 oranında artarak metrekare bazında 11 liraya yükseldi. Amortisman süresi 19 yıl olan İzmir’de, Ödemiş geçtiğimiz ay fiyatların en fazla arttığı ilçe. Ödemiş’de bir aylık fiyat artışı yüzde 4,9 oldu. İkinci sırada yüzde 3,9 artışla Güzelbahçe, üçüncü sırada ise yüzde 3,5 ile Menderes var.

İlçe Ocak 17 12 Aylık Ortalama Yıllık Değişim
Aliağa 1.765 TL 1.527 TL %32
Balçova 2.800 TL 2.625 TL %9
Bayraklı 2.636 TL 2.517 TL %15
Bergama 1.341 TL 1.228 TL
Bornova 2.812 TL 2.645 TL %12
Buca 2.093 TL 1.979 TL %14
Çeşme 6.296 TL 5.750 TL %16
Çiğli 2.041 TL 1.890 TL %22
Dikili 2.061 TL 1.952 TL %13
Foça 2.727 TL 2.553 TL %23
Gaziemir 2.601 TL 2.446 TL %12
Güzelbahçe 3.523 TL 3.081 TL %27
Karabağlar 2.077 TL 1.938 TL %16
Karşıyaka 2.813 TL 2.683 TL %14
Kemalpaşa 1.667 TL 1.570 TL %18
Konak 2.300 TL 2.111 TL %15
Menderes 2.308 TL 2.151 TL %15
Menemen 1.613 TL 1.469 TL %25
Narlıdere 3.550 TL 3.432 TL %10
Seferihisar 2.083 TL 2.003 TL %35
Tire 1.556 TL 1.435 TL %23
Torbalı 1.412 TL 1.296 TL %21
Urla 3.438 TL 3.127 TL %23
İzmir 2.429 TL 2.329 TL %12

ANTALYA’DA OCAK AYININ BİRİNCİSİ SERİK

Antalya’da satılık konut fiyatları son bir yılda tam yüzde 7 oranında artış gösterdi. Metrekare ortalamasının 1.860 liraya ulaştığı ilde amortisman süresi ise 18 yıl. Kiralık konut fiyatlarına bakıldığında ise metrekare fiyatı 9 lira ve yıllık artış yüzde 3. İlde son bir ayda fiyatlar en çok Serik’te arttı. Yüzde 4,7 oranla Serik ilk sırada yer alırken, yüzde 2,3 ile Kemer ikinci, yüzde 0,7 ile Konyaaltı üçüncü sırada.

İlçe Ocak 17 12 Aylık Ortalama Yıllık Değişim
Aksu 1.967 TL 1.834 TL %26
Alanya 1.781 TL 1.759 TL %1
Döşemealtı 1.756 TL 1.894 TL %-8
Kepez 1.513 TL 1.485 TL %11
Konyaaltı 2.441 TL 2.355 TL %8
Korkuteli 1.141 TL 1.095 TL %11
Manavgat 1.578 TL 1.574 TL %8
Muratpaşa 2.045 TL 2.009 TL %11
Serik 1.745 TL 1.672 TL %
Antalya 1.860 TL 1.865 TL %7

BURSA’DA GEMLİK, NİLÜFER VE KESTEL EN FAZLA ARTIŞ GÖSTEREN İLÇELER

Bursa’da satılık konut fiyatları Ocak 2017 itibariyle ortalama bin 706 lira mertebesinde. Satılık konutta yıllık fiyat artışının yüzde 19 olduğu Bursa’da kiralık konutlardaki artış oranı da yüzde 19. Kiraların ortalama metrekare bazında 8 lira olduğu ilde amortisman süresi ise 18 yıl. Bursa’da geçtiğimiz bir aylık süreçte fiyatlar en çok yüzde 1,9 ile Gemlik’te arttı. İkinci sıradaki ilçe yüzde 1,6 artışla Nilüfer, üçüncü sıradaki ilçe ise yüzde 0,9’la Kestel yer aldı.

İlçe Ocak 17 12 Aylık Ortalama Yıllık Değişim
Gemlik 1.182 TL 1.111 TL %18
İnegöl 1.213 TL 1.143 TL %
Mudanya 1.938 TL 1.828 TL %22
Nilüfer 1.917 TL 1.830 TL %15
Osmangazi 1.640 TL 1.526 TL %23
Yıldırım 1.333 TL 1.239 TL %23
Bursa 1.706 TL 1.608 TL %19

Nitelikli 1 Milyon Konuta İhtiyacımız Var

Konut sektörünün ihtiyaç duyduğu yeni düzenleme ve teşvikler hakkında düşüncelerini paylaşan Memduh Türkoğlu “Türkiye’nin genç nüfusunu ve mevcut kötü yapı stoğunun yenilenmesi zorunluluğunu dikkate aldığımızda yılda yaklaşık 1 milyon konuta ihtiyacımız var” dedi.

Benevre Beytepe Yönetim Kurulu Başkanı Memduh Türkoğlu, vatandaşların depreme karşı güvenli, sağlıklı, kaliteli ve donanımlı konutlarda yaşamak istediğini söyledi. Türkoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Ancak yüksek arsa maliyeti, KDV, tapu harcı, damga vergisi ve kredi faiz oranları derken her iki tarafın da işi zorlaşıyor. Tüm bunlara inşaat maliyetlerindeki hızlı artışın da eklendiğini eklersek, konut fiyatlarının düşmesini beklemek hayal olur.”

‘Doların üst üste rekor kırdığı tabloda konut fiyatlarının düşmesi kalitenin düşmesi anlamına gelir’ ifadelerini kullanan Türkoğlu “Bu kesinlikle tercih edilecek bir yöntem olmaz. Bizlerin hedefi vatandaşlarımızın güven ve huzur içinde yaşayabilecekleri kaliteli konutlar üretmek” dedi.

2017 yılında sektör teşvik bekliyor

2017 yılında inşaat sektörünün teşvik beklediğini belirten Memduh Türkoğlu “Öncelikle arsa maliyetlerinin düşmesi için devletin arsa üretmesi çok faydalı olur. Tapu harçlarındaki yüzde 4’lük dilimin yüzde 1’lere indirilmeli, hatta bu oran daha aşağılara çekilmeli. Tüketicinin konut kredisi kullanırken banka koşulları esnetilmeli faiz oranları düşürülmeli” dedi. Kriz döneminde tüketiciye daha sıkı yöntemler sunmanın krizin derinleşmesine neden olacağını da anlatan Türkoğlu “Tüketicinin konut almaya teşvik edilmesi lazım; bunun içinde kredi faiz oranlarının yeni bir yapılanma ile düşürülmesi gerektiği kanısındayım” diye konuştu.