Y.Mimar Gökhan Aktan Altuğ yeni nesil ofislerin üç ana trendini açıkladı

Türkiye’nin önde giden kurumsal firmaları için ofis projeleri tasarlayan Tago Architects’in kurucusu Y.Mimar Gökhan Aktan Altuğ, ofis kültürünün geçmişten günümüze değişen bütün parametreleriyle farklı bir noktaya evrildiğini, çağdaş ihtiyaçlara yönelik olarak beklentilerin değiştiğini ve bu değişimin gerçekleşmesinde iş yaşamında kendine yer edinmiş dinamik, ne istediğini bilen ve kararlı Y kuşağının büyük rolü olduğunu söylüyor.

İstanbul merkez ofisinin dışında Tokyo, Bükreş, Kiev ve Dubai’deki ofislerinde Avrupa, Orta Asya ve Uzakdoğu’da projeler üreten Y.Mimar Gökhan Aktan Altuğ liderliğindeki Tago Architects, Enervis, Sur Yapı, Fer Yapı, Ulugöl Otomotiv, Taugutec, İçdaş gibi kurumsal firmalar için mimari ve iç mimari ölçekte ofis tasarımlarına imza atıyor. Biçimin fonksiyonu takip ettiğini savunan bir anlayışla farklı sektörlerden firmaların çalışma alanlarındaki farklı ihtiyaçlarına çözümler üreten Tago Architects, ofis projelerine işlevin gerektirdiği niteliklerde çok yönlü bir bakış açısıyla yaklaşıyor.

Her ofis yapısının, içerisinde üretilen iş bağlamında hem farklı bir tasarım anlayışı, hem de farklı bir mekan organizasyonu gerektirdiğine inanan Gökhan Aktan Altuğ, çekirdek yerinin ve aks sisteminin iyi kurgulandığı, zaman içerisindeki değişikliklere uyum sağlayacak mekansal planlamaya sahip, bölünebilir ofisler tasarlamanın gerekliliğine inanıyor.

“Ofislerdeki en güncel eğilim, çalışma alanlarında sosyal yaşam kurgusu…”

Değişen iş yapma biçimleri, gelişen teknoloji ve yeni kuşakların beklentileriyle birlikte ofis mekanlarında tasarım açısından da yeni bir anlayışın gerekliliğini ifade eden Y.Mimar Gökhan Aktan Altuğ, “Eskiden ofis tasarımlarında, çalışan beklentileri çok fazla dikkate alınmıyordu; ancak güncel durumda ofisler arası görsel bağlantının, ortak sosyal alanların iş gelişimine ve çalışan bağlılığına katkılarının farkına varıldı. Burada teknoloji ile iç içe büyüyen, dinamik ve gelişime açık Y kuşağının istekleri önemli parametreler olarak karşımıza çıkıyor. Güncel eğilimlerin, ofis alanındaki sosyal yaşam kurgusu ve birimler arasındaki ilişkiler olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Eskiden birimleri kat kat bölerken, şimdi artık farklı bir bakış açısı içerisindeyiz. Dolayısıyla tasarımlarımızı, o ofiste üretilen işin kendi dinamiklerini de dikkate alarak yapıyoruz”, diyor.

Kocaeli Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan Taegutec Fabrika ve Yönetim Binası, Gökhan Aktan Altuğ ve ekibinin bu bakış açısıyla ele aldığı ofis tasarımlarından biri… Ofis kültürünün, iş hayatının ve sosyal yaşamın farklı ihtiyaçlarını bir araya getirerek, profesyonel hayatın çalışanlar üzerindeki olumsuz yansımalarını minimize etmeyi hedefleyen Tago Architects, tasarladığı sosyal yaşam alanları ve dış mekan bütünlüğü ile de ofis çalışanlarının her fırsatta ‘dışarı’ ile olan bağlantısını yenilemeyi hedeflemiş.

Ofis yapılarını çok önemli ticari ürünler olarak değerlendiren Tago Architects, bu ticari değerin de mimari planlama ve kurgu bazında ölçüldüğünü belirtiyor. Verim ve değerin doğru orantılı olduğunu söyleyerek, bu verimin bina çekirdeğinin yapısı, maksimum kapalı ve açık alan oranı, iç mekanda çeşitliliğe izin verecek bir akslandırma, cephe kurgusunun çekirdekle ilişkisi, yaratılan paylaşıma açık sosyal alanlar ve çalışanlara özel kurgulanmış alanlarla sağlanabileceğine vurgu yapıyor.

“Yenilenebilir enerji sistemleri ofis tasarımlarına entegre edilmeli…”

Tasarımlarında sürdürülebilirlik konusuna önem veren ve projelerini bu temel üzerinde var eden Tago Architects kurucusu Gökhan Aktan Altuğ, ofis yapılarına ekolojik değerler katabilmenin önemini şu sözlerle vurguluyor: “Ofis yapılarının, mimari tasarımdan iç mimari tasarıma kadar bütün detaylarının sürdürülebilirlik kavramı üzerine kurgulanması hem çalışan mutluluğu, hem de tasarım anlamında başarıyı getiriyor.Örneğin, çift cephe tasarımlarında arada sadece cephenin bakımı için bırakılan boşluklardan ziyade, çıkılabilir kat bahçeleri yaratarak hem çift cepheyi anlamlandırıyor hem de her katta kolay ulaşılabilir kat bahçeleri yaratıyoruz. Doğal ışığı içeriye maksimum derecede almaya, güney ve kuzey cephelerine uygun bir işlev dağılımı yapmaya ve önlem almaya, güneş kırıcılarını da en verimli olacak noktalarda doğru kullanmaya dikkat ediyoruz. Enerji tüketiminin en yoğun olduğu yapı tipolojilerinden biri olan ofislerde akıllı bina uygulamalarının ve otomasyon sistemlerinin kullanımına da büyük önem veriyoruz.”

Bursa, Osmangazi’de konumlanan ve yerel doğalgaz distribütörlerinin merkez binası olarak tasarlanan EWE & Bursagaz Merkez Ofisi, Tago Architects’in mimari tasarım ile yenilenebilir enerji sistemlerini birbiriyle entegre bir şekilde uyguladığı projelerin başında geliyor. Ofis yaşamı ve doğa dostu enerji sistemleri arasında pozitif bir bağ kurulan EWE & Bursagaz Merkez Ofisi’nde bu sayede yapı içerisinde iklim kontrolü sağlanarak binanın enerji tüketimi ve üretimi arasında bir denge yakalanmış.

Etrafındaki pek çok ikonlaşmış proje arasından doluluk-boşluk oranları, farklı malzemeleri birbirine etkileyici bir şekilde entegre eden cephe kurgusu ve kendine has mimari kimliğiyle sıyrılan Ulugöl Otomotiv Ofis Binası’nda ise bu değerler ışığında standart bir ofis tipolojisi sorgulanarak yeniden yorumlanmış. Tago Architects, Ulugöl Otomotiv Ofis Binası’nda yeşil teraslarla ofis işlevi birlikteliğini ve ortak alanlarla da çalışanlar arasındaki sosyal etkileşimini sağlamayı başarmış.

Yeni Nesil Ofislerde ‘Mekansızlaşma’…

1930’larda Frank Lloyd Wright’ın modern bir bakış açısıyla tasarladığı, açık ofis kavramının ilk örneklerinden biri olarak değerlendirilen “Johnson Wax Building DK 8” ofisi ile Amerika’da başlayan çözülmenin hızlı bir şekilde ve evrilerek devam ettiğini ifade eden Y.Mimar Gökhan Aktan Altuğ, süregelen zaman içerisinde birçok dinamikle şekillenen ‘yeni nesil ofis’ algısında, ‘mekansızlaşma’nın giderek önem kazandığına inanıyor. Bu yeni eğilim, toplantı odalarının, seminer salonlarının ayrıca kiralandığı, ofis içerisinde açık bir kurguyla hareket edildiği, sosyal mekanların da çalışma alanı olarak kullanıldığı bir yapılaşmaya işaret ediyor. Çalışanların ofis içerisinde bulunma süreleri ve zamanlarının da değişmesiyle klasik mesai saatleri esniyor ve bu da ofis mobilyaları başta olmak üzere tüm tasarıma yansıyor.

Öte yandan kolektif ofislerin artık hiç de yabancı olmadığımız bir kavrama ve duruma dönüştüğüne işaret eden Altuğ, bütün bu çoklu yaklaşımların ofis tasarımlarını da kökünden değiştirdiğini ve daha da değiştireceğini savunuyor. Artık yeni beklentilere cevap veren ofisler tasarlamak, farklı ihtiyaçları öngörebilmek ve mekanları dönüşebilme esnekliğinde tasarlamak gerekiyor. Stabil bölüntülerle ayrılmış, görsel iletişimin kesildiği ofis mekanları giderek önemini yitiriyor…

Dosyalama, arşivleme gibi çalışma alışkanlıklarına sahip, 90’lar kültüründe yetişmiş insanların yavaş yavaş emekli olmaya başlaması, 2000’ler kültürüyle yetişmiş insanların iş yaşamında çok aktif bir şekilde dahil olmasının en önemli dinamik olduğunu dile getiren Gökhan Aktan Altuğ, “İki nesil arasında mekanın kişiselleştirilmesiyle ilgili önemli farklar bulunuyor. Y kuşağının ofislerinde kullanıcının kendinden de bir şeyler katabileceği açık ortamlar sağlamazsanız, kişileri o şirkete bağlayamazsınız. Bu da ofis tasarımını temelden değiştiren bir konu… Y kuşağı için kendi özgürlük alanlarını yaratılabilecekleri, içini tamamen diledikleri gibi değiştirebilecekleri ofisler tasarlamak zorundasınız. Geleceğin ofisleri, merkezi birey olan bir yapı üzerinde şekilleniyor…”, diyor.

Xperience GEFCO, lojistikte kariyer isteyen genç yeteneklere iş imkanı sunuyor

Lojistik sektörünün önde gelen isimlerinden GEFCO Türkiye, sektöre lojistik tutkusunu paylaşacak yeni gençler kazandırıyor.

GEFCO’nun genç yetenekleri bünyesine katmak amacıyla başlattığı Xperience programı, yeni mezun ya da kariyerinin başındaki gençleri lojistik sektörüne kazandırmayı hedefliyor. 2011’den beri yürütülen GEFCO kariyer programı kapsamında hayata geçirilen Xperience GEFCO, lojistik alanında kariyer yapmak isteyen tüm genç yeteneklere iş imkanı ve lojistik sektöründe deneyim kazanma fırsatı sunuyor.

Yeni mezun veya en fazla 1 sene tecrübeli adaylara açık olan programa katılmak isteyen adaylar, değerlendirme merkezi uygulaması kapsamında Xperience GEFCO Day’e katılarak, GEFCO’yu daha yakından tanıma fırsatı buluyorlar. Operasyon birimlerinde görev verilen adayların, ihtiyaçlara göre yapılacak rotasyonlarla firma işleyişinin bütününü görmeleri sağlanıyor. Değerlendirme uygulamaları sürecinde adaylara ayrıca mülakatlar yapılıyor, yeterlilik ve yabancı dil testleri uygulanıyor.

GEFCO Grup Hakkında

GEFCO sanayi ve üretim sektörlerinde faaliyet gösteren kuruluşlara katma değer sağlamak ve rekabet avantajlarını artırmak için lojistik planları tasarlıyor ve uyguluyor. GEFCO’nun müşterilerine sunduğu performans son 65 senede özellikle de en karmaşık ve en talepkar sektörlerden biri olan otomotiv sektöründe edindiği uzmanlığa dayanıyor. 150 ülkede faaliyet gösteren GEFCO Avrupa’nın en büyük 10 Lojistik Grubu arasında yer alıyor. Dünyanın dört bir yanında 350’den fazla merkez ve tesiste 11.500 çalışanıyla hizmet veren GEFCO Grup, 2015 yılında 4,2 milyar € ciro yaptı. Grup, Güneydoğu Asya, Orta ve Doğu Avrupa, Balkanlar, Doğu Asya ve Güney Amerika’daki faaliyetlerini artırarak sürdürmektedir.

Çelik Sektörü Sorunlarını Mısır Sanayi Bakanına İletti.

Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci:
“Korumacı tedbirler uzun vadede yerli üreticiye ve iç piyasaya zarar verir”

Türk ve Mısırlı iş adamları 4 yıllık bir aradan sonra Mısır’da bir araya geldi. TOBB ve Mısır Ticaret Odaları Federasyonu tarafından düzenlenen Türkiye-Mısır İş Forumu’nda çelik sektörünü Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci temsil etti. Türk çelik sektörünün önemli ihracat pazarlarından biri olan Mısır’da gerçekleştirilen görüşmelerde sektörün yaşadığı sorunları anlatan ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “Türk çelik sektörünün önemli ihracat pazarlarından biri olan Mısır ile Türkiye arasında tarihsel bağlar var. Bizimle iş birliği yapmaları Mısır’ın kendi menfaatine olacaktır. Korumacı tedbirler sanıldığının aksine yerli üreticiye ve iç piyasaya zarar verir ” dedi.

Türkiye ve Mısır sivil toplum kuruluşları ekonomik ilişkileri yeniden canlandırmak için harekete geçti. Türk ve Mısırlı iş adamları 4 yıllık bir aradan sonra Mısır’da buluştu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Mısır Ticaret Odaları Federasyonu Başkanı Ahmed El-Wakeel önderliğinde gerçekleştirilen Türk-Mısır İş Forumu’na çelik sektörünü temsilen Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci katıldı.

Mısırlı iş adamlarının yanı sıra Mısır Ticaret ve Sanayi Bakanı Sn. Tareq Qabi ile de bir araya gelen Ekinci, Mısır’ın Türk çelik firmalarına karşı haksız gerekçelerle açtığı damping ve telafi edici vergi soruşturmalarının yarattığı sorunlar ile Mısır’ın uyguladığı kayıt sisteminde evraklarını tamamlayarak kayıt onayı bekleyen firmaların işlemlerinin bir an önce sonuçlanmasını beklediklerinin aktarılmasını sağladı.

Mısır’ın Türk çelik sektörünün önemli ihracat pazarlarından biri olduğu söyleyen Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Mısır inşaat çeliği ihtiyacının büyük bir kısmını Türkiye’den ithal ediyor. Bu anlamda bizim için oldukça önemli bir pazar. Mısır, 2016 yılı sonunda miktar bazında ihracatta en fazla artış yakaladığımız ülkeler arasında ilk 5’te yer aldı. Geçtiğimiz yıl ihracatımız miktarda yüzde 10 aratarak 1,4 milyon tona ulaştı” dedi.

Ekonomik ilişkilerde yaşanacak olumlu gelişmelerin siyasi ilişkileri de canlandıracağını söyleyen Ekinci, “Ülkeler arasındaki siyasi gerilimlerin ticari iş birliklerine yansıtılmaması lazım. Mısır ile Türkiye arasında tarihsel bağlar var. Bizimle iş birliği yapmaları Mısır’ın kendi menfaatine olacaktır. Korumacı tedbirler sanıldığının aksine yerli üreticiye ve iç piyasaya zarar verir. Ancak yaptığımız görüşmelerden oldukça memnun kaldık ve önümüzdeki dönemde ortaya çıkacak sonuçlardan da oldukça umutluyuz. Görüşme yaptığımız yetkililer aktardığımız sorunların karşılıklı diyalog ve işbirliği içerisinde çözmeye hazır olduklarını belirtti” diyerek sözlerine son verdi.

KDV oranı yüzde 8 bandına çekildi

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı İsmail Doğan,  uzun zamandır üzerinde yoğun olarak çalıştıkları mobilyada KDV oranının yüzde 18’den yüzde 8’e çekilmesinden memnun olduklarını açıkladı. KDV düzenlemesiyle mobilya satışlarında ciddi oranda artış yaşanacağını söyleyen Doğan, sektörün 2017 yılını yüzde 25 büyümeyle kapatabileceğinin sinyallerini verdi.

 

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı İsmail Doğan, bugün Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararnameyle mobilyada yüzde 18 olan KDV oranının 30 Nisan 2017’ye kadar yüzde 8’e çekilmesinden son derece memnun olduklarını açıkladı.

‘Academia Barilla’ makarnaları Türkiye’de

Dünyanın lider makarna üreticisi Barilla, lezzet tutkunları için ürün gamını genişletmeye devam ediyor. İtalya’da Barilla’ya özel olarak ekilen en yüksek kalitedeki ‘Aureo’ buğdayı ile üretilen Academia Barilla makarna serisi Türkiye’de satışa sunuldu. Geleneksel bronz kalıp yöntemi ile üretilen, yüksek miktarda kaliteli protein içeriği ve her zaman al dente kıvamı ile öne çıkan Academia serisi, 5 çeşidi ile makarna severlere lezzet şöleni yaşatacak

Gıda devi Barilla, İtalya’nın en özel buğdayı ile ürettiği en iyi makarnası Academia Barilla serisini satışa sundu. İtalyan gastronomi kültürünün tüm dünyaya tanıtılması, geliştirilmesi ve Akdeniz mutfağının kültürel mirasını korumak için Barilla tarafından Parma’da kurulan Academia Barilla ile aynı ismi taşıyan yeni seri, İtalyanların en çok sevdiği 5 makarna çeşidiyle üretildi.

HER PİŞİRMEDE EŞSİZ, HER ZAMAN AL DENTE

Sadece Barilla için ekilen İtalya’nın en özel buğdayı ‘Aureo’ ile üretilen Academia Barilla serisi, “Mükemmelliğe alışacaksınız” sloganı ile makarna severlerin beğenisine sunuldu. Yüksek miktarda kaliteli protein içeriği öne çıkan yeni seri, gurmelerden ve şeflerden de tam not aldı. Geleneksel bronz kalıp yöntemi ile üretilen Academia Barilla, pürüzlü yüzeyi sayesinde, hazırlanan sosların makarna ile çok daha iyi bütünleşmesini sağlıyor. Al dente kıvamı ile gurme makarna deneyimlerinin vazgeçilmezi olacak yeni seri, spaghetti, linguine, penne rigate, fusilli ve orecchiette çeşitleriyle Türkiye’de raflardaki yerini aldı.

CNR Avrasya Boat Show başlıyor

Karada yapılan dünyanın ikinci en büyük tekne ve yat fuarı olan CNR Avrasya Boat Show, 1000’in üzerinde markanın katılımı ile 11’inci kez düzenlenecek.

Eylül 2016’da Ataköy Mega Yat Marina’da gerçekleştirilen CNR Avrasya Boat Show, denizdeki buluşmasının ardından, 10 Şubat tarihinde VIP açılış günü ile medya mensupları, iş ve sanat dünyasından özel konuklarını CNR EXPO Yeşilköy’de ağırlayacak.

Deniz ve tekne tutkusuyla tanınan ünlü oyuncu Ata Demirer, CNR Avrasya Boat Show’un VIP açılış gününe katılacak. Ata Demirer’e, senaristliğini ve oyunculuğunu üstlendiği “Olanlar Oldu” filminde denizcilik sektörüne yaptığı katkılardan dolayı “DENTUR Sektör Özel Ödülü” verilecek.

Karada yapılan dünyanın ikinci en büyük tekne ve yat fuarı olan ‘CNR Avrasya Boat Show-11.Uluslararası Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı’na geri sayım başladı. Eylül 2016’da Ataköy Mega Yat Marina’da gerçekleştirilen CNR Avrasya Boat Show denizdeki buluşmasının ardından, 10 Şubat tarihinde VIP açılış günü ile medya mensupları, iş ve sanat dünyasından özel konuklarını CNR EXPO Yeşilköy’de ağırlayacak. 1000’in üzerinde markanın katılımı ile düzenlenecek fuar, 11-19 Şubat tarihleri arasında da tüm ziyaretçilere açık olacak. CNR Avrasya Boat Show, Princess, Sealine, Hanse, Azimut, Moody, Prestige, Dufour, Jeanneau, Azuree, Sunseeker gibi dünya markalarının en iddialı motor yat ve yelkenlileri ile görsel bir şölene dönüşecek.

300’ün üzerinde özel tasarım

Milyon dolarlık yatların dünya ve Türkiye tanıtımlarına ev sahipliği yapacak fuarda, teknoloji, tasarım ve konforu bir arada sunan 300’ün üzerinde süper yat, mega yat, katamaran, yelkenlinin yanı sıra amatör denizciler için daha az bütçeyle sahip olunabilecek tekneler de sergilenecek. Amatör balıkçılık malzemeleri, deniz tekstil ürünleri, dalgıç malzemeleri, şişme bot, jet ski gibi denizcilik sektörüne ait tüm aksesuar ve ekipmanların da yer alacağı fuar, CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık ve Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) iş birliğinde 85 bin metrekarelik alanda organize edilecek. Uluslararası Boat Show Organizatörleri Federasyonu (IFBSO) ve Uluslararası Denizcilik Endüstrisi Dernekleri Konseyi (ICOMIA) üyesi olan CNR Avrasya Boat Show Fuarı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile KOSGEB ve İMEAK Deniz Ticaret Odası tarafından da destekleniyor.

Deniz aşkı Ata Demirer’e ödül getirdi

CNR Avrasya Boat Show birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapacak. Deniz ve tekne tutkusuyla tanınan ünlü oyuncu Ata Demirer, CNR Avrasya Boat Show’un VIP açılış gününe katılacak. Ata Demirer’e, senaristliğini ve oyunculuğunu üstlendiği “Olanlar Oldu” filminde denizcilik sektörüne yaptığı katkılardan dolayı “DENTUR Sektör Özel Ödülü” verilecek.

Tuluyhan Uğurlu, CNR Avrasya Boat Show tutkunlarına müzik ziyafeti sunacak

Ünlü besteci ve piyanist Tuluyhan Uğurlu, CNR Avrasya Boat Show ziyaretçileri için konser verecek. Müzik yeteneği 4 yaşında keşfedilen ünlü sanatçı aynı yıl İstanbul Belediye Konservatuvarı piyano bölümüne kabul edildi. Türk sanat camiasının en önemli piyano sanatçılarından olan Tuluyhan Uğurlu 12 Şubat günü, sevenleri ile Avrasya Boat Show’da buluşacak.

Birbirinden renkli etkinlikler

Doğu Akdeniz Yatçılığı, Metal Tekne İmalatı gibi denizcilikle ilgili pek çok konunun konuşulacağı seminerler düzenlenecek. Fuarda, İp Parkuru, Tırmanma Duvarı gibi etkinliklerle ziyaretçilere eğlenceli anlar yaşatılacak. CNR Avrasya Boat Show kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerde ziyaretçilere sürpriz hediyeler de verilecek.

Fuarda öne çıkan tekne ve yatlar

CNR Avrasya Boat Show’un yıldızı: Princess 82

İngiliz tersane Princess Yachts’ın Flybridge serisinin en gözde yatlarından olan Princess 82, 25.5 metrelik uzunluğuyla CNR Avrasya Boat Show’un en büyük teknesi olarak öne çıkıyor. Dış yaşam mahallerindeki geniş alanlar ve iç mekanlarının modernliği, beyaz gövdesiyle Princess 82 bir zarafet örneği olarak nitelendirilebilir.

Seriye özgü “geniş ve kullanışlı dış yaşam mahalleri” anlayışı Princess 82’de kendini iyice göstermiş. Yatın dış tasarımı daha önce pek çok kez ödül alan Bernard Olesinski ve Princess Yachts mühendislerinin ortak çalışması olarak karşımıza çıkarken, iç tasarımda şık ev tasarımlarıyla tanınan İtalyan Missoni’nin imzası yer alıyor. Özellikle Flybridge’i ve havuzluğundaki ferah alanlarıyla öne çıkan yatta gövde sağlamlığı ön planda tutularak üretim sürecinde infüzyon tekniğinden yararlanılmış. Tekne gövdesinde tercih edilen malzeme ise fiberglas.

CNR Avrasya Boat Show’un en büyük yerlisi: 78 Flybridge Evolution

Orijinal konseptin çarpıcı ve füturistik çizgilerle birleştiği 78 Flybridge Evolution, mevcut Flybridge motor yatları arasında taze bir estetik yarattı. 78 Fly Evolution; sekiz misafir, üç mürettebat konaklama kapasitesine sahip. CNR Avrasya Boat Show’un en büyük yerli yapım teknesi olarak öne çıkan tekne, 23,98 metre uzunluğa, 5,78 metre genişliğe, 36 bin 700 kilogram ağırlığa sahip. Tekne, üstün performansı, yenilikçi teknolojileri, lüks dinlenme aranjmanından oluşan yüksek sosyalleşebilme düzeni ve doğal ışık alan iç bölümleriyle dikkat çekiyor. Dışarıda, daha çok sosyalleşebilmek için dizayn edilen geniş pruva, kıç taraftaki oturma ve yemek alanı daha büyük tekne hissini vurgulayan 78 Flybridge Evolution, çevik olması için dizayn edilen tasarımı ile tekne sahiplerinin gönüllerini fethediyor.

Fuarın gözdesi olacak: Hanse 588

Yelken performansı ile konforun bir araya getirildiği Hanse 588’in Türkiye lansmanı CNR Avrasya Boat Show’da yapılacak. Hanse 588’de, yeni amiral gemisi Hanse 675’te de olduğu gibi “Duygulara dokunan bir sadelik ile modern lüksü bir arada bulmanız mümkün. Stil sahibi, spor ve elegan bir tekne.

Prestige 680 kolay manevra kabiliyeti ile öne çıkıyor

Prestige 680, CNR Avrasya Boat Show Fuarı’nda kolay manevra kabiliyeti ile dikkatleri üzerine çekecek. Model üç taraftaki geniş pencereleri sayesinde 360 derecelik bir görüş açısı sağlıyor. Girişte ise mutfak, masa ve oturma köşesi ile oluşturulmuş bir yemek alanı ile karşılaşıyorsunuz. 21.46 metre uzunluğundaki tekne renkler ve kaplamalarla oluşturulan sıcak ve sakin atmosferin yanı sıra, geniş gövdesi sayesinde tekne sahibine ön tarafta diğer kabinlerden ayrı lokasyonuyla özel ve aydınlık bir kabin sunuyor.

Jeanneau 54 sınıfının tek VIP iç yerleşimini sunuyor

Jeanneau bu yıl CNR Avrasya Boat Show 2017’ye iki teknesi ile katılıyor. Jeanneau 54 ve Jeanneau 51 her yönüyle stilinize uyarlanmış yepyeni tasarımlar olarak öne çıkıyor. Jeanneau 54 kendi sınıfında tek VIP iç yerleşiminden, geniş yaşam alanına servis butonunun kullanılmasına kadar tüm ayrıntılar detaylı düşünülmüş. Jeanneau 51’de ise her fonksiyon tekne hayatını güzelleştirmek, daha konforlu hale getirmek ve eşsiz bir yelken seyri sağlamak amacıyla tasarlanmış. Unutulmaz seyirler için Jeanneau Yachts artık 50 Feet’ten başlıyor.

Sealine F530 ezberleri bozan bir tasarımla görücüye çıkıyor

Sealine F530 birçok yeniliğiyle bu segmentteki standartları baştan tanımlıyor. CNR Avrasya Boat Show 2017’de görücüye çıkacak F530, tabandan-tavana cam anlayışla tasarlanan salon alanıyla motor yat dünyasında bir ilki gerçekleştiriyor. Ünlü İngiliz tasarımcı Bill Dixon tarafından tasarlanan yeni model, salon hacmi, aydınlık iç alanları, ön güverte yaşam alanları, yan güvertelerin güvenliği konularında pazar lideri olma konusunda iddialı.

Performans ve konfor açısından maksimum keyif

Philippe Briand’ın tasarladığı Sun Odyssey 479, 14,43 metre tam boyu, güçlü, dengeli yapısıyla adından çok söz ettireceğe benziyor. Uzun su hattı boyu ve çeneli yapısı sayesinde sürat ve manevrada sıkıntı yaşatmıyor. Odyssey 479, şık güverte tasarımı, gömme heçler, güverte altına gizlenen hareketli arma donanımı ile güvenlik ve ergonomik bir arada kullanım sunuyor. 13,34 metrelik boyu ile Sun Odyssey 449 ise meraklılarına, performans ve konfor açısından maksimum keyfi yaşatacak

Dufour özel tasarımı ile tam bir Akdenizli

Kokpit alanında bulunan katlanabilir yatakları kokpitte maksimum konforun sağlandığı D412’de kokpit barbekü ile yaşam çok daha keyifli. Kokpit altındaki depo alanı son derece kullanışlı. Salona indiğinizde büyük tavan camı çok daha aydınlık ve ferah bir yerleşim sunuyor. Burunda demir locası içeren bowsprit ile farklı yelken alanları taşıyabileceğiniz D412, stabil ve yüksek yelken performansı deniz tutkunlarının taleplerine yanıt veren bir tekne.

Eagle: Konforlu, dengeli ve keyifli bir gezinti botu

Su sporları, balıkçılık, tüplü dalış, su kayağı için harika bir platform sunan BRIG botlarla, kıyıları dolaşarak, saklı koyları ve plajları keşfedebilirsiniz. Eagle modellerinden biri olan 780, serinin en büyük botu olma özelliği taşıyor. Uzun su hattı boyu ve derin 38º V omurgası ile hız yaparken dengeyi artırarak üstün sürüş hakimiyeti sağlıyor. Konforlu, dengeli ve keyifli bir gezinti botu. İçine bir tuvalet alabilen geniş konsol bölmesi ile bir buzdolabı alabilen güverte dolabı, 340 litrelik yakıt deposu, elektrikli demir ırgatı, iki sintine pompası, 45 litrelik temiz su tankı, duşu, katlanabilir merdiven ve kayak direği ile oldukça iddialı bir model.

Türkiye Endüstrisi 4.0’a Hazır Mı?

SANAYİ YENİ BİR ÇAĞIN EŞİĞİNDE

 

“ENDÜSTRİNİN RÖNESANSI” OLARAK ADLANDIRILAN SANAYİ 4.0’I TÜRKİYE’NİN ISKALAMAMASI GEREKİYOR. AKSİ TAKDİRDE MEVCUT PAZARLARINI BİLE KAYBEDEBİLİR.

 

Sanayi 4.0’a geçiş yapabilen şirketlerin üretim verimliliğini yüzde 4 ilâ 7 artırması, bunun da kısa vadede 50 milyar TL katma değer yaratması bekleniyor.

 

Buhar gücüyle çalışan makinalar, elektriğin üretime girmesi ve 1970 sonrasında gittikçe yaygınlaşan robotlu otomasyon akımı… Geçen 150 yılda sanayide çığır açan bu üç önemli gelişme artık geride kaldı. Şimdi akıllı robotlar, büyük veri, nesnelerin interneti, 3D baskı ve bulut gibi yeni nesil teknolojilerin tetiklediği dördüncü sanayi devriminin eşiğindeyiz.

Fatih kalem, üretim kapasitesini %30 arttırdı

Yaklaşık 25 yıldır kırtasiye pazarının önde gelen markalarından olan Fatih, 250 milyon kalemlik üretim kapasitesini geçtiğimiz yıl 325 milyon kaleme çıkararak hem iç pazardaki konumunu daha da güçlendirdi hem de ihracat hacmini yükseltti.

Fatih, Denizli’deki fabrikasında kurşun kalemin yanı sıra boya kalemleri, jumbo boya kalemleri, okul öncesi çocuklara hitap eden kalemler; teknik resim, sanat ve mühendislikte kullanılan H ve B serisi dereceli kalemler üretiyor. 18 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 25 bin metrekare alanda üretimini gerçekleştiren grup, toplam 400 kişiye istihdam sağlıyor.

Geniş pazarlama ekibi ve yaygın satış ağıyla Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırılan Fatih ürün çeşitleri, aynı zamanda zincir marketlerde de satışa sunuluyor.

Tükenmez kalem çeşitleriyle Türkiye’nin en çok tercih edilen markalarından Pensan ile aynı grubun bünyesinde yer alan ve uluslararası akreditasyon için tüm kalite belgelerine sahip Fatih’in ürünleri; Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da yer alan toplam 58 ülkeye ihraç ediliyor.

TEMSA’dan Fransa’ya 22 adet otobüs teslimatı

TEMSA otobüsler, Fransız taşımacıların gözdesi olmaya devam ediyor

Türkiye otobüs pazarının lider markası TEMSA, ihracat pazarlarında da başarıdan başarıya koşuyor. 66 ülkeye ihracat gerçekleştiren TEMSA, en güçlü pazarları arasında yer alan Fransa’da otobüs sayısı artmaya devam ediyor. 2016 yılında Fransa’ya 179 adetlik otobüs teslimatı gerçekleştiren TEMSA, 2017 yılına da hızlı başladı ve Ocak ayında Fransa’ya 22 adet otobüs teslimatı gerçekleştirdi.

TEMSA, Fransa’da 5 binli adetleri aşmayı hedefliyor

Fransa otobüs pazarında 5 binli adetlere emin adımlarla ilerlediklerini belirten TEMSA Yurtdışı Satış ve Pazarlama Direktörü Kadri Özgüneş, “TEMSA otobüsler Fransız taşımacıların gözdesi olmaya devam ediyor. Ocak ayında yine Fransa pazarında önemli bir satış adedi olarak ifade edebileceğimiz 22 adetlik bir otobüs satışı elde ettik. Ocak ayındaki satış seviyesi 2016 yılında Fransa pazarına gerçekleştirdiğimiz 179 adetlik satış rakamının üzerine çıkabileceğimizin en önemli göstergesi. Yaptığımız teslimatlarla Fransa yollarında hizmet veren otobüs sayımızın 5 binli adetleri aşması yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. TEMSA, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da müşteri ihtiyaçlarına en uygun araçları pazarlara sunmaya ve işletme sürecinde iş ortaklarının kazançlarına kazanç eklemeye devam ediyor. TEMSA’nın Türk işçi ve mühendislerinin emeği ve alın teri ile üretimini gerçekleştirdiği otobüsler bugün dünyanın 66 ülkesinde hizmet veriyor. TEMSA, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki süreçte de ülkemizin gurur duyulan markalarından biri olmaya devam edecektir” dedi.

2017’de e-Fatura mükellef sayısı 100 binin üzerine çıkacak

Türkiye’nin lider e-Dönüşüm firması FIT Solutions, şirketlere önemli oranda maliyet ve zaman tasarrufu sağlayan, iş süreçlerinde verimi artıran e-Dönüşüm uygulamalarına olan ilgiye dikkat çekiyor. Her sektörden küçük- büyük birçok şirketin e-Dönüşüm süreçlerini hızlandırdığını hatırlatan FIT Solutions, büyümenin 2017’de artarak devam edeceğinin altını çiziyor.

Türkiye’de 2014 yılında e-Fatura ile ilk adımları atılan e-Dönüşüm uygulamalarında önemli bir yol alındı. e-Dönüşüm süreci, ekonominin kayıt altına alınmasını, sahtecilik, dolandırıcılık ve haksız rekabet gibi sorunların önüne geçilmesini sağladı. Çıkarılan tebliğlerle dönüşüm sürecine hızla adapte olan pek çok şirket ise maliyetlerinde elde ettikleri önemli oranda tasarrufun yanı sıra iş süreçlerinde zaman, verimlilik, güvenlik avantajını da yakaladı.

e-Fatura ile şirketlerin basım, arşivleme, kargo ve noter maliyetleri azaltılarak, birim başı ortalama 6 TL olan kağıt fatura maliyetleri, 2 kuruşa (0,02 TL) kadar düşürülüyor ve 1 tek basılı faturanın masrafı ile 300 adet e-Fatura gönderilebiliyor. Yani şirketlerin masraflarını 300’de 1’e indiriyor. Yapılan istatistiki araştırmalar gösteriyor ki, Ocak 2017 itibariyle e-Fatura uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı 2016 yılsonu rakamlarına oranla yaklaşık yüzde 15 artarak 62019’a ulaştı. 2016 GİB verilerine göre yıllık düzenlenen e-Fatura adedi 170.673.313, e-Arşiv fatura adedi ise 1.005.239.719 oldu. Bu oranlara göre e-Fatura ve e-Arşiv faturalarını uc uca ekleseydik 26 kereden fazla dünyanın çevresi dolaşılırdı, üst üste koysaydık Everest Dağı’nın 40 katı yüksekliğinde olurdu.

FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar, 2017’de e-Fatura için 10 milyon TL olan yıllık ciro sınırı 8 milyon TL’ye inmesi durumunda, halen 62 bin civarında olan e-Fatura mükellef sayısının 100 binin üzerinde olabileceğini öngörüyor.

e-Defter ile yılda ortalama 10.000 sayfa defter tutan bir firmanın 5.000 TL civarında olan noter tasdik maliyeti ortadan kalkıyor. Ocak 2017 itibariyle e-defter uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı yaklaşık yüzde 10’luk bir artışla 59875’e yükseldi ve ülke ekonomisinde yılda 500 milyon TL civarında tasarruf sağlandı.

Faturaları 10 yıl boyunca saklayan düşük maliyetli e-Arşiv sistemi ile de süreçler şeffaf bir şekilde izlenirken, işletmelerin iş yükünü azalıyor ve saklama alanı, arşivleme zorluğu gibi problemleri ortadan kalkıyor. Ocak 2017 itibariyle e-Arşiv uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı yaklaşık yüzde 29’luk bir artışla 6573’e ulaştı.

Rakamlarla e-dönüşüm sektörü

e-Fatura Özel Entegratör 61

e-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Mükellef 62019

e-Defter Uygulamasına Kayıtlı Mükellef 59875

e-Arşiv Hizmet İzni Alan Entegratör 52

e-Arşiv Uygulamasına Kayıtlı Mükellef 6573

e-Bilet Özel Entegratör 15

e-Bilet e-Yolcu Listesi İzni Alan Mükellef 17