Türkiye Ekonomisine Can Suyu Spor Sektöründen Gelebilir

2026’dan itibaren Dünya Kupası’na katılan takımların sayısının 36’dan 48’e çıkarılmasının dünya ekonomisine büyük katkı sağlaması bekleniyor. Destek Yatırım Araştırma Uzmanı Hüseyin Akar, yapılan değişiklikler nedeniyle toplam 20 milyar doları aşkın harcama yapılmasının beklenebileceğini bunun da toplamda 1 milyon kişiye ke istihdam anlamına geldiğini kaydetti. Akar, “Bunun Türkiye’ye yansıması %1,6’lık bir büyüme şeklinde görülebilir.” dedi.

2016 yılı sonunda 85 milyar Dolarlık büyüklüğe eriştiği hesaplanan spor endüstrisinin, ülke ekonomileri üzerindeki katkıları yadsınamaz. Sektörün OECD’nin dünya büyüme oranları tahminlerine uyumlu gelişmesi halinde; 2017 yılı sonunda 87,5 milyar Dolara, 2018 yılı sonunda 90,4 milyar Dolara ve 2019 yılı sonunda 93,6 milyar Dolara erişmesini bekleyebiliriz. 2023 yılında ulaşması muhtemel 100 milyar Doların üzerindeki rakam ile de dünya ekonomilerinin yarısından daha büyük dev bir sektör karşımızda olacak. Futbol ve basketbolun toplam spor endüstrisi içindeki payı %70’in üzerinde kabul edildiği için bu dallardan gelen finansal kararların, ülke ekonomileri ve spor kulüplerinin bilançoları üzerindeki etkileri de gözle görülür oluyor. Son zamanlarda spor endüstrisindeki gelişmeler, dünyada güçlenen korumacı ticaret politikalarının aksine uluslararası ilişkileri kuvvetlendirerek kazanç sunmayı hedefliyor.

Dünya kupasına 48 takım katılacak, 1 milyon kişiye ek istihdam sağlanacak

Futbolda yeni yılın ilk flaş kararı, bu endüstrinin en büyük patronu FIFA’dan geldi. FIFA Konseyi, 10 Ocak’ta aldığı kararla 2026’dan itibaren Dünya Kupası’na 36 takım yerine 48 takımın katılmasının önünü açtı. Toplam maç sayısı 64’ten 80’e yükseleceği turnuva artık 32 gün sürecek. Bu durum, ev sahibi ülkeyi daha fazla altyapı harcaması yapmaya itecek ve en az 2 stadyumu daha programa sokacaktır. Stat maliyetlerini de göz önüne alırsak, stadyumlar yaklaşık 700 milyon Dolarlık ekstra yatırım ile inşaa edilecek. Bu öngörü ile kupa için harcanacak toplam para miktar da 20 milyar Doları aşabilir ve 1 milyon kişiye kadar istihdam sağlanabilir.

Türkiye’de düzenlenirse büyümeye %1,6 katkı sağlar

Güney Afrika’da yapılan 2010 Dünya Kupası, ülkeye yaklaşık 300.000 turist çekmişti. %30 oranında fazla ülke katılımlı yeni kupa, nüfus artışlarını da göz önüne alırsak turist sayısını 450.000 seviyesinin üzerine itecek ve ev sahibi ülkenin dış ticaret rakamlarında olumlu gelişmeler gösterecektir. Cari dengede de yaklaşık 3 milyar Dolarlık iyileşme bekleyebiliriz. Ayrıca, FIFA’nın bu değişiklikle reklam gelirlerinde 500 milyon Dolarlık artış ve toplamda 1 milyar Dolarlık ek getiri yakalamayı hedeflediği biliniyor. Katılımcı ülkeler bu hedefler doğrultusunda ceplerine ekstadan 20 milyon Dolar koyabilir ve bu rakamı güzel futbolları ile tur atladıkça artırabilir. Brezilya’nın ise 2014 Dünya Kupası’nda rekor bir rakamla yaklaşık 10 milyar Dolar net gelir elde ettiği hesaplanıyor. Son yıllarda birçok önemli organizasyon düzenleyen Türkiye’nin bu kupaya ev sahipliği yapacağı bir senaryo da oluşturalım. 860 milyar Dolarlık Türkiye ekonomisinin 2026’ya kadar ortalama %3 büyüdüğü ve turnuvadan 20 milyar Dolar net gelir elde edildiği durumda, ülkemiz 2026 yılında futbol endüstrisi sayesinde ekstradan %1,6’lık büyüme gösterecektir.

Basketbolda daha çok maç kulüplere daha çok getiri sağlayacak

Basketbol tarafında ise Euroleague’in 2016/2017 sezonundaki yeni formatını takip ediyoruz. İlk turu lig şekline dönen kupada, takımların daha çok maç yapıp seyirci ve reklam geliri rakamlarının yukarı çekilmesi ana gündem. 4 takımla katıldığımız turnuvada bu sezon seyirci ortalaması olarak; Fenerbahçe 10.476, Galatasaray Odeabank 5.044, Darüşşafaka Doğuş 4.603 ve Anadolu Efes 4.059 rakamlarını tutturmuş durumdadır. Yeni formatta her takımın kesinlikle 3 iç saha maçı daha fazla yapacağını düşünürsek ortalama bilet fiyatları ile; Fenerbahçe 5.000.000 TL, Galatasaray Odeabank 1.200.000 TL, Darüşşafaka Doğuş ve Anadolu Efes de yaklaşık 400.000 TL ekstra gelir elde edecektir. Ayrıca, artan rekabet ile yayın gelirleri de önemli artış gösterip yabancı para açığı olan şirketlerimiz bu yönüyle de varlıklarını destekleyebilir. BIST Spor Endeksi’nin yaklaşık %34’nün Fenerbahçe ve %22’nin Galatasaray hisselerinden oluştuğunu düşünürsek, kulüplerin net bilanço karları üzerinden basketbol gelirlerindeki artışın borsamızı sınırlı da olsa olumlu etkileyeceği söylenebilir.

Yukarıdaki ihtimaller doğrultusunda, değişen FIFA ve Euroleague formatlarının hem makro anlamda ülke ekonomilerine hem de mikro anlamda spor kulüplerine olumlu katkı sağlaması beklenebilir. İktisadi anlamda ise, kuvvetlenen spor endüstrisinin ekonomiler üzerindeki etkileri önümüzdeki yıllarda daha da net hissedilecektir.

SMG’nin özel gün anonsları satışları artırıyor

Sevgililer Günü, Anneler Günü, karne hediyesi, bayram alışverişi… Özel günlerde tüm markalar birbirinden avantajlı kampanyalar sunuyor ancak seçenek çok olunca, karar vermek zorlaşıyor. İşte tam bu noktada, mağaza içinde yükselen bir ses, kurtarıcı olabilir! Markaların 2017 yılındaki özel günlerde kullanacakları anonsları şimdiden planlamaları gerektiğini söyleyen SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, “Mağazaya gelen müşterinin o anda karar vermesini ve ürünü satın almasını sağlayan en etkili yol anonstur” diyor.

Özel günlerde birçok marka kampanyalarını duyurmak için farklı mecralar kullanıyor. Sevgililer Günü’nde televizyondan billboardlara birçok yerde karşılaştığımız tektaş reklamları, Babalar Günü’nün yaklaşmasıyla birlikte yerini takım elbise ve saatlere bırakıyor. Ancak hediye almak için bir alışveriş merkezine gittiğimizde, birbirinden cazip kampanyalar sunan markalar arasından seçim yapmakta zorlanıyoruz. Seçenek fazla olunca, ürünü satın almak için gerçekten ikna olmamız gerekiyor, peki ama nasıl? İşte bu noktada devreye anonslar giriyor. “Müşterilerin satın alma kararlarını anonslar belirliyor” diyen SMG Yönetim Kurulu Başkanı Gül Gürer Alimgil, özel günlerde anons kullanan markaların bir adım öne çıktığına dikkat çekiyor.

Seslendirme sanatçılarından etkili anonslar

Markaların kampanya ve etkinliklerini doğrudan iletebileceği, sosyal medya hesapları konusunda bilgilendirme yapabileceği anonsları, SMG’nin profesyonel seslendirme sanatçılarından oluşan ekibi hazırlıyor. Markaların hazır gönderdiği anonslar da, yayına eklenebiliyor. Anonslar, markanın istediği noktada, sıklıkta ve tarihte yayına alınıyor. Birden çok lokasyonu bulunan markalar için, her mağazaya ayrı anons yapılabiliyor. Personelin yayına müdahale etmesi istenmeyen sonuçlar doğurabileceği için, anons yayınlarının akışı, SMG yönetimi tarafından uzaktan erişimle gerçekleştiriliyor. Anons girdiğinde duran müzik yayını ise, anonsun ardından kaldığı yerden devam ediyor.

Türk yolcusu bilinçleniyor, havayolları şirketlerinin Türkiye pazarıyla ilgili beklentileri yükseliyor

Avrupa ve Amerika’da faaliyetlerini sürdüren

Danimarka menşeili ucakgecikmeleri.com Türkiye pazarının beklediklerinden daha iyi performans göstererek yüksek oranda geri dönüş sağladığını belirtti. Ucakgecikmeleri.com CEO’su Johan Fugmann Türk yolcularının, yolcu hakları konusunda bilinçlendikçe, ucakgecikmeleri.com web sitesinin kullanım oranının da arttığını ve bu bilinçlenmenin havayolları şirketleri için de olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.

Türkiye pazarına ilişkin tüm beklentilerinin, piyasaya girmelerinin ilk 2 ayında olumlu yönde değiştiğini açıklayan CEO Johan Fugmann; ”Türkiye’nin umut verici bir pazar olduğunu biliyorduk ama iki ayda ulaştığımız sayı bizi tatmin etti,” dedi.

Uçakgecikmeleri.com Kasım 2016 tarihinden beri Türkiye pazarında ve bu süre zarfında 14 bin ziyaretçi sayısını aştı. Websitesi, uçak gecikmesi ve iptali nedeniyle mağdur olmuş yolculara ücretsiz olarak hizmet veriyor ve yolcular adına tazminat alabiliyor. Yardım alan mağdurların sayısı ilk iki ayda 1,000 kişiye ulaştı, diyen Fugmann, uçağı 3 saatten fazla geciken ya da iptal olan yolcuların tazminat alma haklarının olduğunu belirtti. Türkiye’de gecikme ya da iptal nedeniyle alınabilecek tazminatın ortalama olarak 7 milyon Türk Lirası olduğu tahmin ediliyor. Bu oran yılda 2,5 milyar TL’ye eşit.

”Türkiye’deki kullanıcıların her geçen gün daha da bilinçlendiğini ve tazminat haklarını almak için sitemizi ziyaret ettiklerini görüyoruz. Burada büyük bir potansiyel yatıyor,’’ diyen Fugmann, Türkiye genelinde Türk Havayollarının da yolcu haklarından haberdar olduğunu belirtti. ’’Ancak, bazı havayolları gecikme ve iptal tazminatlarını vermeyi hala ret etmekte. Bu da mahkemede bize daha çok iş düşüyor demek,” dedi.

2017 yılında 200 milyon yolcu beklentisi

Türkiye piyasasının havayolu şirketleri için çok ilgi çekici bir pazar olduğunu dile getiren Fugmann, geçtiğimiz 10 yıl içinde Türkiye’de havayolu yolcularının her yıl 2 basamaklı sayı ile artış gösterdiğini söyledi. 2017 yılında toplamda 200 milyon yolcu beklentimiz var diyen CEO, bu rakama göre yapılan araştırmalarda uçuşların yüzde ikisinin iptal olduğunu ya da geciktiğini söyledi. Bu durumda 4 milyon yolcunun gecikme ve iptal mağduru olduğunu belirtti. Fugmann, Türkiye havayolu rakamlarıyla ilgili de bilgi verdi. ”Bir yıl içinde 165 milyondan fazla yolcu Türkiye’deki havaalanlarını kullanıyor. Bu rakama bakıldığında 3 milyondan fazla yolcunun uçağı gecikme ya da iptal ile karşılaşabiliyor.”

Ucakgecikmeleri.com, tüm dünyada şu ana kadar başvurduğu davaların 94,7’sini kazandı ve 124,278 yolcuya tazminat alımında yardımcı oldu.

Ucakgecikmeleri.com hukuk alanındaki uzmanlığını havayolu yolcularının haklarını korumak üzerine yoğunlaştırıyor. Danimarka’da kurulan şirket, Avrupa ve İskandinav ülkelerinde hizmet vermekte. Site üzerinde yapılan başvurular dahilinde yolcular, hiçbir ücret ödemeden uçak gecikmeleri ve iptalleri üzerinden tazminat alabiliyor. Eğer, uçak en az 3 saat gecikmişse, web sitesi aracılığı ile direk tazminat için başvurulabiliyor. Ucakgecikmeleri.com ise mahkeme sürecinin sonunda kazanılan paranın yüzde 25’ini alıyor. Geri kalan tazminat müşteriye kalıyor. Ucakgecikmeleri.com 2012 yılından beri Danimarka, Norveç, Finlandiya, Polonya, Almanya, Kanada ve Çek Cumhuriyetinde faaliyet göstermekte.

Rusya ve Türkiye, Serbest Ticaret Anlaşması İmzalamalı…

Bu yıl ‘Deride Yüksek Ritm’ mottosu ile düzenlenen Türkiye’nin en büyük deri fuarı Alleather-IDF İstanbul kapsamında gerçekleştirilen ‘Deri Sektörü’nün Dünü, Bugünü ve Yarını’ konulu panelde, Rusya pazarındaki gelişmeler değerlendirilirken, iki ülke arasındaki ihracatın yol haritası da konuşuldu. Panelde Moskova Çevre Bölgesi Sanayi ve Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Vadim Vinokurov, önemli açıklamalarda bulundu. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Dinç’in Rusya ve Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması sözleri öne çıktı.

Alleather – IDF İstanbul Deri Fuarı’nı düzenleyen UBM EMEA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu, “Son dönemdeki Rusya özelindeki yakınlaşma sektörün önünü açtı ve gerçekten sektör bu dinamizmle tekrar atağa kalktı. Son dönemde ciddi bir Rus alıcının Türkiye’ye geldiğini sektörün tekrar hareketlendiğini görüyorum” dedi. UBM’in uluslararası bir şirket olduğunu ve dünya genelinde 450’nin üzerinde fuar düzenlediğini ifade eden Tığlıoğlu, İstanbul’un stratejik konumu, lokasyonu, üretim kapasitesi ve kalitesi ile fuarcılık üssü olacağına inandıklarını ve Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edeceklerini belirtti.

İstanbul Fuar Merkezi’nde Türkiye’nin en büyük deri fuarı Alleather-IDF İstanbul kapsamında düzenlenen ‘Deri Sektörü’nün Dünü, Bugünü ve Yarını’ konulu panel, hem Türkiye’den hem de Rusya’dan önemli konuklara ev sahipliği yaptı. Ekonomi Programı Yapımcısı Hande Berktan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele, Moskova Çevre Bölgesi Sanayi ve Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Vadim Vinokurov, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak, Deri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ruken Mızraklı, İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Dinç, Türkiye Deri Vakfı (TÜRDEV) Yönetim Kurulu Başkanı Kıyasettin Temuçin, Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Genel Sekreteri Remzi Özbay katıldı.

“Rusya Gümrük Vergisini Yüzde 5’e Çekmeli”

Türk işadamları için Rusya’da çok fazla yatırım olanağı olduğunu belirten aynı şekilde Rus yatırımcılar içinde Türkiye’de önemli olanakların var olduğunu ifade eden İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Dinç, “Bu nedenledir ki bu iki ülke arasındaki ticari ilişkileri Serbest Ticaret Anlaşması ile taçlandırılmalıdır.” dedi. İthalat ve ihracat açısından önemli rakamların kaydedildiği her iki ülke arasında Serbest Ticaret Anlaşması’nın gerekliliğini savunan Dinç, ayrıca diğer bir önemli konu olan gümrük vergilerinin yüksek olmasına da değinerek, “Bugün Rusya tarafından yüzde 10 gümrük vergisi alınmakta. Bizim kendilerinden bu konuda da önemli bir talebimiz bulunuyor Yüzde 10 olan gümrük vergisinin yüzde 5 çekilmesini istiyoruz” dedi.

“Deri Sektörü Açısından 2017, 2016’dan Daha İyi Olacak”

Rusya’nın dünyadaki süper güçlerden biri olduğunu ve gelişmeler ışığında Rus ekonomisinin olumlu yönde ilerleyeceğini ifade eden İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak, “Dünyada ekonomik anlamda bir daralma olduğu gibi bu daralma Rusya’da da var. Rusya’ya 2013 yılında 545 milyon dolar olan deri ve deri mamulleri ihracatımız şu an 1,107 milyon dolara gerilemiş durumda. Ancak deri sektörü açısından 2017’nin 2016’dan daha iyi olacağını düşünmekteyiz.” diyerek ihracat açısından Türkiye’nin katma değeri yüksek ürünler yapması gerektiğinin bilincinde olduklarını dile getirdi. Şenocak ayrıca Rusya’nın deri ürünlerine yönelik başlattığı ‘Chip’ uygulamasının ise 30-40 dolar olan nakliye bedellerini 100-120 dolarlara kadar çıkardığını ve buna bir çözüm bulunması gerektiğini sözlerine ekledi.

Alleather-IDF İstanbul Fuarı’nda Başta Rusya olmak üzere 18 ülkeden 100 profesyonel alıcıyı ağırladıklarını belirten Türkiye Deri Vakfı (TÜRDEV) Yönetim Kurulu Başkanı Kıyasettin Temuçin, fuar ile birlikte son dönemde azalan ihracat rakamlarının yükselmesini hedeflediklerini kaydetti. 25 yıldır deri sektörü olarak Rusya’ya ihracat yaptıklarını söyleyen Temuçin, “En büyük alıcımız olan Rusya ile eski günlere geri dönmek istiyoruz. Sektör olarak özgün tasarımlarımız ile Rusya’ya ihracat yapmaya devam edeceğiz. Ancak Rusya’nın başlattığı ‘Chip’ uygulaması bugün birçok işletmemizi mağdur etmekte. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz bu durumdan fazlasıyla etkilenmekte” şeklinde konuştu.

“Rusya Deri İşini Türkiye’ye Bırakmalı”

Deri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ruken Mızraklı ise doğalgaz ve deri ürünleri konusunda Türkiye ile Rusya’nın karşılıklı ihtiyaçlarını değerlendirdi. İş dünyası olarak ikili ilişkilere çok ihtiyaç olduğunu dile getiren Mızraklı, Deri üretiminin 1920’ler ve 1930’lardan sonra doğuya doğru kaymaya başladığını vurgulayan Mızraklı, alt yapı ve teknik konular ile Türkiye’nin tabakhane açısından önemli bir merkez olduğunun altını çizdi. Çorlu’da 36 milyon metreküp, Tuzla’da 30 milyon küp ve daha birçok bölgede büyük sanayi bölgeleri olduğunu hatırlatan Ruken Mızraklı, “Rusya deri işini Türkiye’ye bırakmalı ve alım konusunda stratejiler geliştirilmelidir. Sanayileşmede Rusya, deri sektörünü ayrı bir şekilde değerlendirmelidir. Bu konuda Rusların sıfırdan yatırım yapmasına gerek yok çünkü Türkiye var” dedi.

İyi bir ürün yapıldığı takdirde kimin yaptığının önemli olmadığını ve o ürünün satıcısını bulacağını ifade eden Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Genel Sekreteri Remzi Özbay, zor dönemlerin kendini geliştirme ve fırsat yaratma olanakları yarattığını belirtti. Türk sanayicileri olarak gerçek yeteneklerinin ve becerilerinin işletmecilik olduğunu vurgulayan Özbay, “Biz deri işini çok iyi biliyoruz. Bunu satmasını bilmeliyiz. Mesela Rusya’da milli gelir artarken bizim ihracatımızda gerileme yaşanmakta. O nedenle hem üretim hem de satış aşamasında beceri ve yeteneklerimizi ortaya koymalıyız.” diye konuştu.

“Türk – Rus ticari ilişkileri iyiye gidiyor”

Panelin Rusya’dan konuğu Moskova Çevre Bölgesi Sanayi ve Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Vadim Vinokurov, hem gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu hem de panelistler ile izleyicilerin sorularını yanıtladı. Öncelikle kriz konusuna değinen Vinokurov, Moskova Bölgesi’nin büyük bir sanayi potansiyeline sahip olduğunu söyleyerek, Rusya’da her bölgenin farklı değerlendirildiğini ve Moskova Bölgesi’nin 2016’yı artı yüzde 16 ile kapattığını vurguladı. Rusya ekonomisinden bahseden Vinokurov, Ruble’nin değerinde şu an için ciddi bir değişiklik beklemediklerini belirtti. Türk – Rus ticari ilişkilerinin ise uçak krizinden sonra şu an için normalleştiğini ifade eden Vadim Vinokurov, “Aslında kriz döneminde de ilişkilerimizi kesmedik. İnsani ve ticari ilişkilerin politikanın üzerinde olduğunu düşünüyorum. dedi.

Ofis ve mağaza kiralarında baskı artıyor

Türkiye’de inşaatı tamamlanan birçok yeni projeyle birlikte ofis arzı her geçen yıl artmaya devam ediyor. Yeni ofis alanlarının pazara katılımıyla artan boşluk oranları ve döviz artışlarının ofis ve mağaza kiralarına baskısının devam etmesi bekleniyor.

Dünyanın önde gelen gayrimenkul danışmanlık şirketlerinden Cushman & Wakefield tarafından hazırlanan Türkiye Pazar Analizleri 2016 yılı dördüncü çeyrek raporuna göre; İstanbul’daki toplam ofis arzı yaklaşık yüzde 9’luk artışla beraber 5 milyon metrekareyi geçti. Devam eden projeler de düşünüldüğünde 2020 yılına kadar toplam ofis arzının kademeli artışlarla 7,5 milyon metrekareyi bulması bekleniyor.

Arz her geçen yıl artmaya devam ederken 2016 yılında ofis kiralama işlem hacmi ise yaklaşık 200 bin metrekare ile son 4 yılın en düşük seviyede gerçekleşti.

ARZLA BİRLİKTE ARTAN BOŞLUK ORANI KİRALARI DÜŞÜREBİLİR

Rapora göre, ofis arzında yaşanan artışlar ve döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalar, özellikle ikincil bölge ve binalarda düşüş yaşanmasına neden olacak. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde 300 bin metrekarelik yeni ofis arzıyla birlikte yüzde 23,6’ya ulaşan boşluk oranı ise kiralarda yaşanması muhtemel düşüşleri destekleyici bir nitelik taşıyor.

Ofis satış rakamlarına da değinilen raporda, 2016 yılının son çeyreğinde inşa süreci devam eden projelerdeki kat satışları dışında bir işlem gerçekleşmediği hatırlatıldı. Ancak artan ofis arzıyla beraber orta ve uzun vadede ofis yatırımlarının artması bekleniyor.

2016 YILININ SON ÇEYREĞİNDE TOPLAMDA 560 BİN METREKARELİK AVM ALANI AÇILDI

2016 yılının son çeyreğinde perakende sektörüne yeni marka girişlerinin ve mağaza açılışlarının diğer çeyreklere göre daha sınırlı kaldığı belirtilen raporda, 2016 yılı genelinde yeni açılış hacminin 2015 yılına göre yüzde 33 gerilediği ifade edildi. Toplamda 560 bin metrekarelik yeni AVM alanı açılışının yapıldığı perakende sektöründe, 193 bin metrekarelik alan 4.çeyrekte gerçekleşti.

50 bin metrekareyle AHL Park Çorum, 49 bin metrekare ile İstanbul Watergarden ve 35 bin metrekarelik Sivaspark geçtiğimiz yılın son çeyreğinde dikkat çeken AVM açılışları oldu.

LOJİSTİK VE DEPO ALANI KİRALAMALARINDA YILIN EN İYİ PERFORMANSI

Toplam lojistik ve depo alanı kiralama işlemleri 90 bin metrekareye ulaştı ve 2016 yılının en parlak performansını son çeyrekte sergiledi. Artan yeni kiralama hacminde lojistik ve dağıtım sektörleri başı çekerken, sanayi ürün ve hizmet şirketler ile e-ticaret şirketleri bu kiralamalarda en aktif sektörler oldu.

Yıl boyunca yaşanan ekonomik belirsizlikler nedeniyle ertelenen işlemlerin yılın son aylarında gerçekleştiği hatırlatılan raporda, arsa ve fabrika satışları bakımından son çeyreğin hareketli geçtiği vurgulandı.

Moto Mod’larla uyumlu Lenovo Moto Z Play 3510 mAh’lik güçlü bataryası ile geldi

Akıllı telefon segmentinde yeni bir kategoriye öncülük eden Moto Z’den sonra şimdi de Moto Z Play Türkiye’de satışa sunuldu. Tıpkı Moto Z gibi tüm Moto Modlar ile uyumlu olan Moto Z Play, Lenovo’nun bu ürün segmentindeki iddiasını da kanıtlar nitelikte! Moto Z Play 1.999 TL’lik fiyatı ve 3510 mAh’lik güçlü bataryasının yanı sıra birçok artıyı bir araya getiren üst düzey bir akıllı telefon.

İSTANBUL, 26 Ocak 2017 – Lenovo adından çok söz ettiren Moto Z ürününün ardından şimdi de Moto Z Play’i Türkiye’de satışa sundu. Moto Z Play de tıpkı dünyanın en ince premium akıllı telefonu Moto Z gibi Moto Modlar ile uyumlu. Bu sayede Moto Z Play’i de tek “tık” ile bir fotoğraf stüdyosuna, sinema salonuna, müzik festvaline ya da enerji deposuna dönüştürmeniz çok kolay!

Moto Z Play: Mükemmel pil ömrü ve sınırsız yetenek

Moto Z Play, 5.5 inç Full HD ekranı, 3510 mAh güçlü bataryası, 6.99 mm inceliği ve 165 gr. hafifliği ile benzersiz bir akıllı telefon. 2. 0 GHz Qualcomm® SnapdragonTM 625 işlemcisi, 3 GB RAM’i ve 32 GB dahili hafızasıyla aynı zamanda son derece güçlü bir ürün. Alüminyum çerçevesi, ince ve hafif tasarımı ile Moto Z Play oldukça şık. Moto Z Play TurboPower™ hızlı şarj özelliği sayesinde de 15 dakikalık şarj ile 9 saat pil ömrü sunuyor. Moto Z Play, 16 MP arka kamerası ve lazer fokusu ile de dikkatleri üzerine çekiyor. 5MP flaşlı ön kamerasında yer alan geniş açılı lens, tüm arkadaşlarınızın fotoğrafınızda yer alabilmesi için ideal bir özellik.

Su sıçramalarına dayanıklı kaplamasıyla yağmur ve dökülen sıvılar telefonunuza zarar vermeyecek. Parmak izi okuyucusu sayesinde telefonunuzu tek dokunuşla açabileceksiniz. 2 TB’ye kadar microSD kart desteği sunan Moto Z Play’e fotoğraflarınızı, videolarınız ve uygulamalarınızı dilediğinizce saklayabileceksiniz. Yol tarifi alırken veya sorularınıza sesli yanıt ararken, Moto ile geliştirilen Moto Ses yazılımı sayesinde telefonunuzu sesinizle kontrol edebilirsiniz.

Sizin Moto Modunuz Hangisi? Hepsi de Olabilir Tabi…

Yeni Moto Mod’ları sayesinde şimdi Moto Z Play ile cihazınızı ihtiyaçlarınıza göre yeniden tasarlayabileceksiniz. 80 desibele kadar ses verebilen 2 adet 3W’luk hoparlörden oluşan JBL SoundBoost Hoparlör modu ile yüksek ses ve kalitede stereo müzik dinleyebilirsiniz. Kendi bataryası sayesinde 10 saate kadar kesintisiz müzik sağlayan bu mod ile bulunduğunuz her yer bir parti atmosferine kavuşurken siz de dilediğinizce dans edebilirsiniz.

Ailenize en yeni seyahat fotoğraflarınızı göstermek veya arkadaşlarınızla film mi izlemek istiyorsunuz? Insta-Share Projektör modu ile telefonunuzu 70 inç’lik sinema ekranına çevirin. Çektiğiniz görüntüleri ve ilk yönetmenlik denemelerinizi dostlarınızla paylaşmak hiç bu kadar keyifli olmamıştı. Üstelik modun kendine ait bataryası sayesinde keyfinizi 1 saat uzatabilirsiniz.

Hasselblad True Zoom ise tüm dünyada fotoğraf meraklılarının akıllarını başından alan Moto Mod olarak karşımıza çıkıyor.10x optik zoom ve Xenon flaşı ile mükemmel fotoğraflara imza atacak, bunları tek tık’la istediğiniz mecrada paylaşabileceksiniz. Üstelik ücretsiz olarak size sunulacak Hasselblad Phocus yazılımıyla fotoğraflarınızı yeniden düzenleyip yüksek kaliteli sonuçlar elde edebileceksiniz.

Daha çok enerjiye mi ihtiyacınız var? 2200 mAh’lik bataryasıyla Incipio offGRID™ Ek Batarya sayesinde akıllı telefonunuza 22 saate kadar pil ömrü ekleyin.

Moto Z Play sadece zincir mağazalarda 1.999 TL*’den satışa sunuluyor. Ayrıca Moto Mod’lar bundan sonra çıkacak tüm Moto ürünlerinde kullanılabilecek. Moto Mod’lar perakende mağazalarında şu fiyatlarla satılacak: Insta-Share Projektör 899 TL*, Hasselblad True Zoom 799 TL*, JBL SoundBoost Hoparlör 399 TL*, Incipio offGRID™ Ek Batarya 199 TL*, Aksesuar Kapaklar 49 TL*.

*Tavsiye edilen son kullanıcı fiyatıdır.

Wilson’un Türkiye Distribütörü , FİNSPOR Oldu

Wilson, Salomon, Atomic, Arc’teryx, Mavic, Suunto ve Precor gibi dünyaca ünlü markalara sahip spor malzemeleri firması Amer Sports, dünyada ve Türkiye’de tenis dünyasının lider markası Wilson’un Türkiye distribütörlüğü için FinSpor’la anlaştı.

Türkiye’de FinSpor distribütörlüğü ile perakende, toptan ve e-ticaret kanallarında satış noktalarını arttırarak Türkiye tenis pazarında daha da büyüyecek.

FinSpor’un, spor perakendeciliğinde 40 yılı aşkın deneyimi, 240 perakende noktası, takım ve bireysel sporları geliştirmek için çeşitli liglerde ve sporcularla sponsorluk anlaşmaları bulunuyor.

Amer Sports;

“Türkiye’ye inanıyoruz, tenis pazarını büyütmeyi hedefliyoruz”

Amer Sports, yeni başlayanlardan profesyonel sporculara kadar spor yapan herkese en iyi spor malzemelerini sağlamak misyonu ile Wilson markasının Türkiye’deki konumunu daha da güçlendirerek, sektörün ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamayı ve Türkiye’de tenis sporunun gelişmesine destek olmayı hedefliyor.

Tenis kategorisinin lideri konumunda bulunan Wilson, özellikle tenis akademileri ve antrenörleriyle elele vererek Türkiye’de alt yapı çalışmalarına hız verecek.

Wilson markasıyla Türkiye’den tenis sporuna dünya çapında oyuncular kazandırmayı hedefleyen Amer Sports Türkiye, İran ve Körfez Ülkeleri İş Geliştirme Müdürü Ceylan Mergen, distribütörlük anlaşması kapsamında yaptığı açıklamada; “Amer Sports ve Wilson markamızın vizyonu ile paralel bakış açısına sahip olması, FinSpor’u partner olarak seçmemiz için en önemli unsur oldu. Türkiye’ye inanıyoruz, Türkiye’deki operasyonlarımıza yeni distribütörümüz Finspor’la devam ederek, tenis kategorisine olan talebi ve pazarı büyütmeyi hedefliyoruz.”dedi.

Başkent, Uzay ve Havacılık OSB ile çekim merkezi olacak

MAG Business’a önemli açıklamalarda bulunan Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Başkent’in savunma sanayinin merkezi olduğunu söyledi. Özdebir sözlerine şunları ekledi: “Ankara, Uzay ve Havacılık Organize Sanayi Bölgesi’nin de buraya gelmesiyle ciddi bir çekim merkezi olacak.”

Ülkenin en iyi üniversiteleri Ankara’da”

Yürütülen başarılı projeler ile Başkent, ihtisas organize sanayi bölgesi olacak. Bu da hem Ankara hem Türkiye ekonomisine katkı demek.”

Nükleer teknolojide; Türk firmaları söz sahibi olmalı”

Rusya ile yaşanan uçak krizinden sonra; iki ülke birbirine ne kadar ihtiyacı olduğunu anladı”

Ürdün, Suudi Arabistan, Ukrayna Hava Yollarının sefere başlaması, Ankara için olumlu gelişmeler”

Dünya ekonomisi ile entegre olmuş bir ekonomiyiz. Dünya ticareti uzun zamandır büyüyemiyor. Bunun sıkıntılarını biz sanayicilerde yaşıyoruz”

Tek eksiğimiz maalesef malzeme teknolojisinde. Türk Sanayisi’nin bana göre en zayıf halkalarından bir tanesi”

ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Başkent sanayi ve ekonomisine dair her şeyi MAG Business okuyucuları ile paylaştı. Başkent sanayisine değer katacak olan projeler sayesinde Ankara’nın her geçen gün cazibe merkezi haline geldiğini kaydeden Özdebir “Şu an uzaya gönderilmek üzere Türkiye’den sevk edilen Göktürk Uydusu’nun nihai testleri yapılıyor. Onun bir çok parçası Ankara’da ki sanayi kuruluşları tarafından tasarlandı ve imar edildi. Bu anlamda Ankara’da ciddi bir potansiyel var” dedi. Bunun yanı sıra ASO olarak odaklandıkları 2 önemli konu olduğunu da aktaran Özdebir “Bu başlıklardan ilki, nükleer teknolojide Türk firmalarının; yani öncelikli olarak Ankara firmalarının söz sahibi olması. Diğer önemli başlık ise Sanayi Bakanlığı ile yürüttüğümüz proje. O proje kapsamında; Türkiye’deki firmaların kabiliyetlerini tespit edip onları nükleer teknoloji tedarik zinciri içerisine almak önceliklerimiz içerisinde” diye konuştu.

Şişecam Topluluğu son yatırımı için Balıkesir’i seçti

Düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanlarında küresel bir oyuncu olan Şişecam Topluluğu bu yıl gerçekleştireceği 400 milyon TL’lik cam elyaf üretim tesisi yatırımı için Balıkesir’i seçti. Yıllık 70 bin tonluk üretim kapasitesine sahip olacak tesis için arsa tahsis sözleşmesinin imzaları atıldı. Balıkesir OSB’de gerçekleşen imza törenine Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, Balıkesir OSB Yönetim Kurulu Başkanı ve Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, Balıkesir Sanayi Odası Başkanı İsmail Uğur, Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Fahri Ermişler ve Şişecam Kimyasallar Grup Başkanı Burhan Ergene katıldı

02.02.2017- Düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanları ile soda ve krom bileşiklerini kapsayan iş kollarında küresel bir oyuncu olan Şişecam Topluluğu, son tesis yatırımı için Balıkesir’i seçti. 400 milyon TL’lik yatırımla kurulacak olan Cam Elyaf üretim tesisinin arsa tahsis sözleşmesi, Balıkesir OSB’de imzalandı. İmza törenine Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, Balıkesir OSB Yönetim Kurulu Başkanı ve Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, Balıkesir Sanayi Odası Başkanı İsmail Uğur, Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Fahri Ermişler ve Şişecam Kimyasallar Grup Başkanı Burhan Ergene katıldı.

‘Kazanımlarımızı ülkemize yatırıyoruz’

Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan vekili ve Genel Müdürü Prof Dr. Ahmet Kırman, Şişecam Topluluğu’nun gerek yeni yatırımlar gerekse ortaklık ve satın alma hamleleriyle büyümeye devam ederek, Türkiye için değer yaratmayı sürdürdüğünün altını çizerek,“1935’te ülkemizin cam sanayini kurmak ve geliştirmek misyonuyla kurulan Topluluğumuz, aradan geçen 80 yılı aşkın sürede kazanımlarını yine ülkemize yatırmış ve dünyada kendi alanında söz sahibi konuma gelmiştir. Bugün ülkemizin içinden geçtiği zorlu süreçte köklü kurumlara düşen temel görevin yatırıma ve üretime kararlılıkla devam etmek olduğu bilinciyle yeni bir yatırımın daha kararını almış bulunuyoruz. Türkiye’ye güveniyor, birlik ve beraberlik içinde her zamankinden daha fazla çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Ülkemizin lokomotif sektörlerinin temel girdisi olan cam elyafı alanında stratejik bir yatırım kararı aldıklarını belirten Kırman, yatırımı Balıkesir OSB’de yapma gerekçelerini de şöyle açıkladı: “Topluluk olarak yatırım yapacağımız ili belirlerken 3 temel kriteri göz önüne aldık. Hammadeye yakınlık, müşterimize yakınlık, lojistik avantajlar gibi bizim için önemli kriterlere göre değerlendirme yaparak karar verdik. Değerlendirmelerimizin sonucunda, gerek hammadde ve müşterilerimize yakınlığı, gerekse sunduğu lojistik imkanlar nedeniyle yatırımımızı Balıkesir’de Organize Sanayi Bölgesi’nde yapmayı tercih ettik. Üretimde kullanacağımız ana hammaddeler olan kaolen ve bor Balıkesir’de bulunmaktadır. Balıkesir, İstanbul-İzmir otoyolu, hızlı tren hattına olan yakınlık avantajı ile hem Bandırma limanı hem de Aliağa limanına demiryolu bağlantısı olması nedeniyle, lojistik avantajlarıyla da öne çıkmaktadır.”

Balıkesir OSB Yönetim Kurulu Başkanı ve Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı da yaptığı konuşmada “Türkiye’nin 2023 yılı hedefleri arasında yer alan dünyada en iyi 10 ekonomiden biri olabilmek için her şeyden önce üretim yapması gerekmektedir. Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi olarak sanayicimizin bir düzen içerisinde üretim yapması ve faaliyetlerini sürdürmesi altyapı ihtiyaçlarını karşılayarak uygun koşullarda üretim ortamı hazırlamaktayız. Şişecam Topluluğu’nun Balıkesir’de yatırım yapmasından mutluluk duymaktayız. Bu yatırım hem Balıkesir hem de ülke ekonomisine katkı sağlaması açısından önem arz etmektedir” dedi.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur “Balıkesir’in İstanbul gibi metropol kentlere ulaşım süresi azaldı. Artık İstanbul’dan 2 saatte Balıkesir’e ulaşabileceğiz. Artık Balıkesir cazibe merkezi haline gelmeye başladı. Çünkü Balıkesir üretim ve tüketimin olduğu bölgelerin merkezinde. Ege ve Marmara Bölgelerinde tüketim oluyor, Balıkesir buraların merkezinde. Antalya’ya giden de Ege sahiline giden de Balıkesir’den geçiyor. Yatırımcı Balıkesir’e geliyor. Şişecam’ın Balıkesir’e gelmesini çok önemsiyoruz. Bu çerçevede Şişecam Balıkesir’e sanayi anlamında eşik atlatacaktır. Bize düşen de gelen yatırımcıya Balıkesir’i hazırlamaktır. Sosyal hayatı ile yeşil alanları ile ticari alanlarıyla. Biz Balıkesir’i geleceğe, yani sosyal hayatıyla, ticari alanlarıyla hazırlıyoruz. ” diye konuştu.

Balıkesir Sanayi Odası Başkanı İsmail Uğur “Hükümetimizin uygulamış olduğu ulaşım politikalarından olumlu etkilenen Balıkesir; Osmangazi Köprüsü’nün faaliyete geçmesi, yapımı süren İstanbul-İzmir otobanının Balıkesir’den geçmesi ve son olarak ihalesi yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün bu otobana Balıkesir üzerinden bağlanacak olması Balıkesir’i yatırımcının gözbebeği haline getirmiştir. Bu bağlamda Şişecam Topluluğu Balıkesir’de yatırım yaparak hem kendisi kazanacak hem de Balıkesir’e kazandıracaktır. Marmara ticari ringinin üzerinde olan çok önemli bir merkezi haline gelen Balıkesir’de sanayi yatırımları kentin can damarı haline gelmeye başlamıştır. Biz de hem yerli hem de yabancı yatırım dinamiklerini harekete geçirmek için var gücümüz ile çalışıyoruz. Biz şehrimizi, ülkemizi çok seviyoruz. Yarınların daha güçlü Balıkesir’i, daha güçlü Türkiye’si için yatırımlarımızı aralıksız sürdürmeye, birlikte büyümeye devam edeceğiz.”diye konuştu.

Şişecam Topluluğu Hakkında

Türkiye’nin en köklü kuruluşları arasında yer alan Şişecam Topluluğu düzcam, cam ev eşyası, cam ambalajvecam elyafıgibi camın tüm temel alanları ile soda ve krom bileşiklerini kapsayan iş kollarında global bir oyuncudur.“Düzcam”, “Cam Ev Eşyası”, “Cam Ambalaj” ve “Kimyasallar” olmak üzere dört ana iş grubunda faaliyet gösteren Topluluk, Türkiye’nin yanı sıra Almanya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Slovakya, Macaristan, Bosna Hersek, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Ukrayna, Mısır ve Hindistan’da üretim yapmaktadır.

Bugün dünyanın cam ev eşyasında 3’üncü, cam ambalajda ve düzcamda 5’inci büyük üreticisi konumundaki Şişecam Topluluğu, Avrupa’nın 4’üncü, dünyanın 10’uncu büyük soda üreticisi olmasının yanı sıra krom kimyasallarında dünya lideridir. Şişecam, 80 yılı aşkın deneyimi, 21 binden fazla çalışanı,13 ülkeye yayılan üretim faaliyetleri ve 150 ülkeye ulaşan satışlarıyla uluslararası ölçekte bir Topluluk olarak ana faaliyet alanlarında dünyanın en büyük üç üreticisinden biri olma hedefiyle yoluna devam etmektedir.

Uluslararası Değerleme Standartları Yayımlandı

Sermaye piyasası mevzuatına tabi ortaklıkların, sermaye piyasası kurumlarının ve ihraççıların, sermaye piyasası mevzuatı uyarınca yaptıracakları değerleme faaliyetlerinde kullanılacak uluslararası değerleme standartları yayımlandı.

 

01.02.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Sermaye Piyasası Kurulu’nun “Sermaye Piyasasında Değerleme Standartları Hakkında Tebliği” ile sermaye piyasası mevzuatına tabi ortaklıkların, sermaye piyasası kurumlarının ve ihraççıların, sermaye piyasası mevzuatı uyarınca yaptıracakları değerleme faaliyetlerinde kullanılacak değerleme standartlarının Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) ile Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği (TDUB) tarafından yayımlanmasını düzenledi.

Uluslararası Değerleme Standartları Konseyi’nin uluslararası değerleme standartları esas alınarak hazırlanan “Uluslararası Değerleme Standartları”, “Teknik Bilgi Notları” ve “Uluslararası Değerleme Standartları Terimler Sözlüğü” TSPB ve TDUB tarafından yayımlandı.