TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral: “Bugün açıklanan büyüme rakamları AB’ye en güzel cevaptır”

TÜİK tarafından bugün açıklanan büyüme rakamlarının, referandum sürecine ve dünya ekonomilerinde yaşanan siyasi gerginliklere rağmen, Türkiye’nin son 15 yıldır yakaladığı istikrarlı büyüme performansını sürdürdüğüne işaret eden TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, “Türkiye, ulusal birlik ve beraberlikten aldığı gücü bir kez daha kanıtlamıştır” dedi.

Erkan Güral, şu değerlendirmede bulundu:

“Son 15 yıllık süreçte istikrar ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma trendine kavuşan ülkemizde sağlanan güven ortamı, ekonomik istikrarı da beraberinde getirmiş ve ekonomisi her geçen gün büyüyen bir Türkiye doğmuştur. Bugün açıklanan büyüme rakamları referandum nedeniyle ülkemizde kaos oluşturmak isteyen AB’ye en güzel cevaptır.

Hükümetimizin hayata geçirdiği yapısal reformların yanı sıra iş dünyası tarafından atılan dev adımlar, ekonomimize ivme kazandırmıştır. Özellikle dış güçler tarafından oluşturulmak istenen karışıklıklarla ekonomisine darbe vurulmaya çalışılan bir ülke olarak, Türk iş dünyasının göstermiş olduğu performans takdire şayandır. Bu süreçte karşılaşmış olduğumuz olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye bu başarılı büyüme performansını sergileyebiliyorsa, dış etkenlerden uzak, tamamen büyüme ve gelişmeye odaklanmış bir Türkiye ekonomisinin sergileyeceği performansı tasavvur etmek bile gerçekten kolay değil! Bunun farkında olan AB’ye inat, Türkiye, birlik ve beraberliğinden aldığı güçle, büyümesini ve gelişmesini sürdürecektir.

FLO’nun yeni reklam filmi canlı renkleri ve sevilen markalarıyla baharın coşkusunu müjdeliyor!

FLO’nun yeni reklam filmi canlı renkleri ve sevilen markalarıyla baharın coşkusunu müjdeliyor!

Kaliteli, güncel moda ve geniş bir ürün yelpazesini ulaşılabilir fiyatlarla sunan FLO, 2017 ilkbahar sezonundaki moda coşkusunu yeni reklam filmine de yansıttı. Baharın gelişini canlı renkler, en sevilen markalar ve yüzlerce yeni model ile kutlayan FLO’nun yeni reklam filmine yine akıllardan silinmeyecek bir FLO şarkısı eşlik ediyor.

Türkiye’nin en büyük ayakkabı perakende markası FLO, zihinlerde yer edinecek yeni bir reklam filmi ile 2017 ilkbahar sezonuna iddialı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Baharın gelişini canlı renkler, en sevilen markalar ve yüzlerce yeni model ile kutlayan FLO, birbirinden farklı seçenekleriyle yeni sezondaki moda coşkusunu reklam filmine de yansıttı.

Canlı renklerin, dinamik bir anlatım ve etkileyici bir görsel dünya ile buluşturulduğu reklam filmine yine akıllardan silinmeyecek bir FLO şarkısı eşlik ediyor. Çok sevilen “Herkesin Ayakkabıcısı O” jingleının yeni yorumunda; “bak seni bekliyor FLO, renk renk çeşit çeşit” sözleriyle yeni sezonun mesajı veriliyor.

Ayrıca filmde, animasyon görüntüleri özellikle dikkat çekiyor. Çekimleri Stüdyo Aplus’ta, Toygun Başıdinç yönetmenliğinde, 50 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştirilen film, Vietnam 2.0 imzasını taşıyor.

“Marka iletişim stratejimizi daha çok kadın müşterilerimize odakladık”

FLO Mağazacılık Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Kemal Ömerci, yeni reklam filmi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Pazar araştırmaları gösteriyor ki, ayakkabı beğenme ve satın alma kararlarını çoğunlukla kadınlar veriyor. Yani kadın tüketiciler sadece kendileri için alışveriş yapmıyorlar, aynı zamanda eşleri ve çocukları için de ayakkabı satın alımını doğrudan belirliyorlar. O nedenle kadınların beğenisine daha çok önem vermemiz gerekliliğinden yola

çıkarak, 2017 yılından itibaren FLO marka iletişim stratejimizi daha çok kadın müşterilerimize odakladık. TV reklam filmlerimizin müziği, tarzı, tonu bu stratejinin yansıması ile planlandı, senaryolar hazırlandı, çok beğenilecek bir reklam filmi ortaya çıkardık” diye konuştu.

Reklam filmini aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=GTAwLgp_ik4

Sağlık endüstrisi Expomed’de buluştu

Avrasya Bölgesi’nin ve Türkiye’nin en büyük medikal fuarı olan EXPOMED, 30 Mart Perşembe günü 24. kez sektör profesyonellerine kapılarını açtı. Sağlık Bakanlığı’nın desteğiyle TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen fuarda; nikotin bağımlılık testi, son teknoloji ile donatılmış hasta yatakları, ışınla fizyoterapi, dünyanın en küçük taşınabilir kalp-akciğer sistemi, entegre hastaneler ve son teknoloji ile hazırlanan yeni nesil ameliyathaneler yer alıyor.

Fuar ile birlikte eş zamanlı 01-02 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek ‘Şehir Hastaneleri, Sağlık Turizmi ve Kamu Özel İşbirliği’ konulu sempozyum ise; yeni nesil şehir hastanelerine yapılan yatırımlara ve bu yolda gerçekleştirilen pek çok proje ile ilgili görüşmelere ev sahipliği yapıyor.

Avrasya Bölgesi’nin ve Türkiye’nin medikal alandaki en önemli buluşma platformu olan EXPOMED Fuarı, 50 ülkeden 1100’ün üzerinde marka ve marka temsilciliğine ev sahipliği yapıyor. Sağlık sektöründeki en yeni teknolojilerin, AR-GE ve inovasyon harikası ürünlerin sergileneceği bir platform olarak ön plana çıkan Expomed’i bu yıl 80’den fazla ülkeden 35 bin ziyaretçinin takip etmesi bekleniyor.

En son sağlık teknolojileri bu fuarda

Sağlık sektöründeki en yeni teknolojilerin, AR-GE ve inovasyon harikası ürünlerin sergilendiği fuarda; nikotin bağımlılık testi, son teknoloji ile donatılmış hasta yatakları, hasta yıkama çözümleri, hasta bakım koltukları, ışınla fizyoterapi, dünyanın en küçük taşınabilir kalp-akciğer sistemi, otomatik kalp masajı ürünleri, entegre hastaneler (PPP projeleri) ve son teknoloji ile hazırlanan yeni nesil ameliyathaneler yer alıyor.

Bu yıl fuar, ilk defa üç ana gruba ayrıldı

3 temel ürün grubuna göre salonlarını ayıran fuarda ziyaretçiler, aradıkları ürünleri ilgili salonlarda kolayca bulabilecek. 8 salonda gerçekleşen fuarda bu yıl ilk defa Ortopedi ve Sarf Malzemeleri 7-8 ve 9’uncu salonda, Elektro Medikal Ekipman ve Medikal Teknoloji ürünleri 3 ve 4’üncü salonunda yer alırken Hastane Yapı ve Tıbbi Tesis Yönetimi ise 2’inci salonda ziyaretçilerini bekliyor. Öte yandan, yerli ve yabancı sektör profesyonellerini bir araya getirme hedefiyle gerçekleştirilen fuar, dünyanın farklı noktalarında İstanbul’a gelecek olan alım heyetlerine de buluşma noktası olmayı amaçlıyor.

Sürdürülebilir sağlık yatırımları için EXPOMED

Ayrıca fuar kapsamında 01-02 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek ‘Şehir Hastaneleri, Sağlık Turizmi ve Kamu Özel İşbirliği’ konulu sempozyum, sektörün bilirkişilerini bir araya getiriyor. REED TÜYAP, Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği (SAYED) ve Kamu ve Özel Ortaklığı Derneği işbirliğiyle düzenlenecek olan sempozyum; T.C. Sağlık Bakanlığı ve bakanlık yetkililerinin yanı sıra Azerbaycan, Bahreyn, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Pakistan, Suudi Arabistan ve Madagaskar’dan Sağlık Bakanları ve bakanlık yetkililerinin katılımıyla gerçekleşecek.

Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fatma Aktaş, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Dr. Hasan Aydınlık ve Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş açılış konuşmalarıyla başlayacak olan sempozyumda; Şehir Hastanelerinin Yönetilmesi̇, Problemleri̇ ve Çözüm Önerileri, Türkiye’de Sağlık Turizmi, Etkin Bir Finans Metodu Olarak PPP, Sağlıkta PPP Modeli Uygulama ve Aşamaları ve Geçmişten Günümüze Sağlık Yatırımı Uygulamaları ile ilgili tüm detaylar masaya yatırılacak. Ayrıca dünyanın ve Türkiye’nin farklı bölgelerinden İstanbul’a gelecek olan sektör profesyonelini de aynı açtı altında buluşturacak olan sempozyum; dünya genelindeki yeni nesil hastanelerin tam olarak yayılmasını ve bu alandaki yenilikleri paylaşmak ve farkındalık yaratmak için buluşma noktası olacak.

Oyak Renault’ya Engelli İstihdamı Ödülü

Türkiye’nin en büyük otomobil üreticisi Oyak Renault, Bursa Engelliler İstihdamı Buluşması’nda “En Fazla Engelli İstihdam Eden Firma” ve “Kontenjan Harici En Fazla Engelli Çalıştıran Firma” olarak iki büyük ödülün sahibi oldu.

Türkiye’nin en büyük otomobil üreticisi Oyak Renault, bu yıl ilki düzenlenen BENİB-BURSA Engelliler İstihdam Buluşması’nda Bursa’da engelli istihdamına yönelik gerçekleştirdiği katkılarından dolayı, “En Fazla Engelli İstihdam Eden Firma” ve “En Fazla Engelli Kontenjan Harici Engelli Çalıştıran Firma” olarak iki önemli kategoride ödüle layık görüldü.

31 Mart’ta düzenlenen BENİB-BURSA Engelliler İstihdam Buluşması, İŞKUR Bursa, Bursa Kent Konseyi, Bursa Kent Konseyi Engelliler Meclisi, Bursa Engelliler Federasyonu ortaklığı ve Bursa Büyükşehir Belediyesinin destekleri ile gerçekleşti. Ödülleri alan Oyak Renault Karoseri Montaj ve İmalat Direktörü Kaan Özkan, Oyak Renault olarak engelli istihdamını artırmaya yönelik büyük bir çaba içinde olduklarını ve bu alanda ödüle layık görülmekten duydukları memnuniyeti ifade etti.

ENGELLİ İSTİHDAMINA KATKI SAĞLAMAK ÖNCELİĞİMİZ

Oyak Renault Genel Müdürü Tunç Başeğmez ise alınan ödüle ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında, “Engelli bireylerin ekonomik ve sosyal yaşama kazandırılmasının ilk adımı onlara istihdam sağlamaktan geçiyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 5 milyon engelli bulunuyor. Türkiye nüfusunun ise yüzde 6,6’sını engelliler oluşturuyor ve engellilerin iş gücüne katılım oranı %22,1. Dolayısıyla engellilere yönelik toplumsal algının değişmesi, engellilerin eğitim ve iş alanlarına kazandırılması için alınacak idari ve yasal önlemler kadar toplumsal sorumlulukların da yerine getirilmesine bağlı. Oyak Renault olarak, engelli bireylerin toplumun bir parçası olduğu bilinciyle, onlara doğrudan iş imkanı sağlamak ve böylelikle ülkemizin de istihdam gücüne katkıda bulunmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

Oyak Renault engelli bireylerin istihdamını artırırken; engelli bireylerin çalışma koşullarını iyileştirmeye yönelik projeler planlıyor. Oyak Renault bünyesinde istihdam edilen 100’den fazla engelli çalışan; işaret dili tercümanı eşliğinde pek çok alanda eğitim alırken, şirket, engelli çalışanların ailelerini ve yine engelli arkadaşlarını dâhil edebilecekleri çeşitli organizasyonlar ve başarı hikâyelerinin aktarılacağı seminerler üzerinde çalışıyor.

Yatırım Amaçlı Ev Satın Alırken Dikkat!

Ödüllü Gayrimenkul Danışmanı Evrim Kırmızıtaş, ev satın alırken yatırım amaçlı düşünüldüğünde tek kriterin fiyat olduğunu belirterek oturum amaçlı ev alındığında duygusal faktörlerin de önemli olduğunu belirtiyor.

Yatırım amaçlı ve oturum amaçlı ev alırken farklı karar süreçleri ve kriterleri göz önüne almak gerekir. Fiyat uygunluğu yatırım amaçlı alınan bir evde başlıca ve en önemli konudur. Oturum amaçlı alınacak bir ev içinde elbetteki fiyat önemlidir ancak o ev hayalinizdeki ev olduğu için fiyat konusu ikinci planda dahi kalabilir. Çünkü orası sizin hayalinizdeki evdir ve oraya sahip olmaya karar vermişsinizdir. Peyzaj açısı,evin büyüklüğü,hastane,okul,metro gibi yerlere yakınlığı da önemli olacaktır.

Yatırım amaçlı alınacak bir ev için araştırmaya başladığınızda en karlı gayrimenkul yatırım aracı doğru lokasyonda ve doğru fiyatta arsa ve arazi alımıdır. Bunun dışında da kira getirisi yüksek olan; mümkünse uzun dönemli kurumsal kira sözleşmesi bulunan kiracısı olan ve kısa sürede yatırımınızı amorti edebilecek iş yeri yatırımı öneririm. Yeni bitmiş bir projeden ev almak istiyorsanız eğer,evin değer artışı için projenin %100 dolu olmasını bekleyin.Topraktan yani yeni projelerden ev satın alırken dikkat edin çünkü vaat edilenden çok farklı olabiliyor ya da evin yapılışı çok uzun sürebiliyor.Eğer yatırım amaçlı ev almak istiyorsanız aidatlara dikkat edin!Ev satın almadan önce mutlaka evin aidatlarını iyice araştırın.Yönetimden öğrenin.

DOĞRU GAYRİMENKUL DANIŞMANI İLE ÇALIŞIN…

Doğru gayrimenkul danışmanıyla çalışmanız size daha fazla kazanç sağlatacak ve lokasyon seçiminizde rehberiniz olacaktır.

Ömrünüzde belki 1 veya 2 defa ev alıyorsunuz ve bu konuda yeterli tecrübeniz olmadığı için her zaman büyük hatalar yapabilir ve sonrasında pişmanlık duyabilirsiniz. Bu olumsuzlukları yasamamak için kurumsal olarak çalışan iyi bir gayrimenkul danışmanından yardım almanız sizi hem doğru yatırıma yönlendirerek yatırımınızın en iyi şekilde değerlendirmenizi sağlayacaktır.

Dünya Ekonomisinde Çin Mucizesi

Dış ticaret hacmi yüzde 5,6 oranında artış göstererek 4 trilyon doları aşan Çin; hem ileri teknoloji hem de katma değeri yüksek ürünler ile dünyada Amerika’dan sonra ikinci büyük ekonomi haline geldi. Dünya ekonomisinin başlıca büyüme motoru olarak görülen Çin, genişleyen pazar kimliğiyle de küresel platformlarda ağırlığını her geçen yıl arttırmaya devam ediyor. Çin ile Türkiye arası ticaretin en önemli platformlarından olan China Homelife Turkey Fuarları kalite kontrolleri, ticari ilişkilerin sürekliliği, danışmanlık, tercüman ve protokol işbirliklerinin sağlanması konusunda Türkiye’de Çin ticaretine öncülük ediyor.

Dünya’nın ikinci büyük ekonomisi haline gelen Çin ekonomisi, 2017 verilerine göre dünyada en çok ithalat yapılan ülke olarak lider konumda bulunuyor. Ucuz iş gücü ile girdiği piyasada kaliteli ürünlerle yer almaya başlayan Çin, China Homelife Fuarı ile Türkiye’ye geliyor. Tekstil, hazır giyim, kumaş, dekoratif kumaş, ev tekstili, inşaat malzemeleri, ev gereçleri, elektrikli ev aletleri, mobilya, aydınlatma ürünleri, hediyelik eşya, lojistik malzemeler, mutfak ve banyo armatürleri başta olmak üzere pek çok ürünün yer alacağı China Homelife Fuarı, 1-3 Haziran’da İstanbul Fuar Merkezi, Yeşilköy’de gerçekleşecek.

Türk mutfağı ihracatta aktif rol istiyor

“2 trilyon dolarlık gastronomi pazarından yeterli pay alabilmemiz için yerel mutfakları, markaları ihraç emeliyiz.”

Sultanahmet Köftecisi’nin 3. Nesil Patronu ve Gastronomi Uzmanı Mehmet Tezçakın, Türkiye’nin ekonomide 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için yerel mutfakların, markaların ihraç edilmesi gerektiğini söyledi.

Tezçakın, dünyada yeme içme sektörünün pazar büyüklüğünün 2 trilyon dolara ulaştığını, köfte, kebap gibi et ürünleri, hamur işleri, zeytinyağlılar ve Osmanlı’nın mirası saray mutfağı gibi zenginlikleri ile gastronomi cenneti olan Türkiye’nin, bu pazardan aldığı payın ise “denizde küçücük bir damla” olduğunu belirtti.

Gastronomi sektöründe karlılığın Avrupa ve ABD’de Türkiye’den 3-4 kat daha fazla olduğuna dikkati çeken Tezçakın, şöyle konuştu:

“Kendi sektörümüzden örnek vermek gerekirse, Türkiye’de Sultanahmet köftesinin üretiminde çok özel et kullanırız ve bu etin bize kilogram maliyeti 36,5 TL’dir. Bir kilo köfteye müşterinin ödediği rakam ise 152,1 TL. Yaklaşık 4 katı. Kar gibi gözüken 115 liranın içinde Londra’dan bile pahalı dükkan kiraları, personel giderleri , elektrik, su vs. giderler var. Aynı eti Almanya’da 4,6 Euroya alıp, müşteriye 66,75 euroya satıyoruz. Oradaki oran 14,5 kat. Almanya’da bu işi yapmak 3-4 kat daha karlı. Diğer Avrupa ülkeleri ve ABD’de durum pek de farklı değil. Bir örnek daha vermek gerekirse, yaklaşık 150 milyar dolar ciroları bulunan Honda ve Mazda’nın toplam yıllık karları 4 milyar dolar. Mc Donalds ise 25 milyar ciro ile iki otomotiv devinden daha fazla, 4,5 milyar dolar kar elde ediyor. Bu yüzden, en az otomotiv kadar Türk mutfağının, yerel markaların desteklenmesi, dünyaya açılmalarının teşvik edilmesi gerekir diyoruz.”

-177 firmadan sadece biri gastronomi

Marka teşvikinin devletin resmi politikası olduğunu, uluslararası pazarlarda faaliyet gösterecek markaların desteklenmesi amacıyla yaklaşık 10 yıl önce Turquality programının başlatıldığını anımsatan Tezçakın, şöyle devam etti:

“Bugün bu program kapsamında 177 firma ve markaya çok ciddi destek sağlanıyor. Ancak, biraz da özeleştiri yapmamız gerekiyor. Gastronomi sektörü olarak geciktik. Bugün 177 firma ve marka arasında gastronomi sektöründen sadece bir firma Turquality desteği alıyor. Sektör olarak geç kalmış olsak da elimizi taşın altına koyduk. İhracatta aktif rol almak istiyoruz. Yurt dışında açacağımız her şube, ülkemize ciddi manada döviz girdisi sağlayacaktır. Bu nedenle şu anda çok sayıda gastronomi firması Turquality programına girmek için çalışmalarını sürdürüyor.”

Sultanahmet Köftecisi olarak 4. Nesil patronların işbaşı yapmasıyla birlikte yurt dışı pazarlara açılmak için çalışmalara hız verdiklerini de kaydeden Tezçakın, “ İlk durağımız kardeş ülke Azerbaycan oldu. Ardından, Almanya ve İngiltere’de şube açtık. ABD’de şirket kurduk. Avrupa’da ve ABD’de marka tescili yaptık. Turquality programına alınmamız halinde, şube sayımızı kısa sürede onlarla ifade edilen sayılara çıkarabiliriz” dedi.

6 yılda 8 milyar adet e-fatura ve e-arşiv fatura üretildi

GİB verilerine göre e-fatura çözümü gönderen için yüzde 57, faturayı alan için yüzde 62 oranında tasarruf sağlıyor. 2017 başı itibariyle e-defter uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı yaklaşık yüzde 10’luk bir artışla 59 bin 875’e yükseldi. E-arşiv uygulamasına geçiş yapan mükellef sayısı ise yaklaşık yüzde 29’luk bir artışla 6.573’e ulaştı.

29.03.2017

E-Dönüşüm stratejisi kapsamında yürürlüğe giren hizmetler, ülke çapında hızla yaygınlaşıyor. Yeni yasal düzenlemeler ve teknoloji alanındaki gelişmeler, fatura, defter ve arşiv gibi iş süreçlerinin dijital ortama aktarılmasına imkân sağlıyor. E-fatura mükellef sayısı, 2017 yılı başında 62 bini aştı. Kayıtlı mükellef sayısı 1,5 senede 2,5 kat artmış durumda. Yıllık düzenlenen e-fatura adedi 170 milyon 673 bin, e-arşiv fatura sayısı ise 1 milyara ulaşmış bulunuyor.

E-fatura maliyeti 1 TL, kâğıt fatura 5-15 TL

E-fatura, e-defter, e-arşiv fatura gibi e-dönüşüm uygulamaları, kullanıcılara yüzde 50 ila yüzde 90 arasında tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda ülke ekonomisine yıllık 3 milyar TL’nin üzerinde katkı sunuyor. E-dönüşüm uygulamaları, kâğıt, yazıcı, kartuş, baskı, zarf, kargo, posta, depolama, işçilik, noter tasdikleri gibi birçok kalemden oluşan maliyetleri minimuma indirerek, ticari işlemlerde hız ve kolaylık kazandırıyor. Saniyeler içinde gönderilip alınabilen e-fatura gönderme ve alma maliyeti 1 TL’nin altında. Birkaç gün içinde teslim edilebilen kâğıt faturanın ise 5-15 TL arasında maliyeti mevcut. E-fatura kullanımı aynı zamanda kâğıt fatura kullanımı sırasında harcanan işgücünü altıda bire düşürüyor.

2016’da 2 trilyonluk e-fatura üretildi

2017’de e-fatura için 10 milyon TL olan yıllık ciro sınırının 8 milyon TL’ye inmesi durumunda, yıl sonunda e-fatura mükellef sayısının 100 bini aşabileceğini belirten Doğan E-Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Doğan, “GİB verilerine göre, 2016 yılında e-fatura mükelleflerinin e-fatura adeti 170.673.313. Oluşturulan e-fatura tutarı 2 trilyon TL’ye ulaştı. Verilere göre, 2010 yılından 2016’ya kadar e-fatura ve e-arşiv fatura kullanıcıları tarafından oluşturulan toplam fatura sayısı ise 8 milyar. Ayda 60 milyon bireysel e-fatura, 25 milyon kurumsal e-fatura kesiliyor. E-dönüşüm süreci kurumların ve ülkemizin önemli ölçüde tasarruf elde etmesini sağlıyor. Doğan E-Dönüşüm olarak, yenilikçi uygulama ve hizmetlerimizle e-dönüşüm pazarına katkı sunmayı hedefliyoruz.” dedi.

Doğan E-Dönüşüm Hakkında:

Doğan E-Dönüşüm Hizmetleri, e-dönüşüm sektöründe hizmet vermek amacıyla, 1994 yılında zarf sektöründe faaliyetine başlayan Doğan Zarf yatırımıyla 2016 yılında faaliyetine başladı. Doğan E-Dönüşüm Hizmetleri, Doğan Zarf’ın 20 yılı aşkın deneyim ve 35 ülkeye yapılan ihracat gücünü arkasına alarak, e-dönüşüm sektöründe fırsat eşitliği sağlamak için çalışmalarını yürütüyor. Uzman ekibi, yenilikçi teknolojisi, Ar-Ge gücü ile müşterilerine e-fatura, e-defter ve e-arşiv hizmetleri sunan Doğan E-Dönüşüm Hizmetleri, Türkiye çapındaki yaygın bayi ağı ile hizmet veriyor. Doğan E-Dönüşüm Hizmetleri’nin ana hedefleri arasında, güvenli, hızlı ve kaliteli şekilde hizmet vermek ve servis aşamasında müşteri memnuniyetini en üst noktalara taşımak bulunuyor. Gelişmiş alt yapısı sayesinde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanan mevzuatlara hızla uyum sağlayan Doğan E-Dönüşüm Hizmetleri, e-dönüşüm sektörüne öncülük etmeyi hedefliyor.

Greeneco’dan istihdam ve yatırım atağı

Türkiye’deki artan enerji ihtiyacının; ithal girdiye ihtiyaç duymaksızın çevreci, yerli ve yenilenebilir kaynaklarla karşılanmasına katkı sağlamak amacıyla Saray Holding ve Acarsan Holding ortaklığı ile kurulan Greeneco Enerji, yatırımlarına devam ediyor.

2012 yılında, 110 milyon Dolar değerinde çevreci bir proje olarak yola çıkan ve o tarihten bu yana sektöre düzenli olarak yatırım yapmaya devam eden marka, sağladığı istihdamla da alanının önde gelen oyuncuları arasında yer alıyor. Greeneco Enerji şimdi de yeni bir yatırıma imza atarak, 2017 için mevcut kadrosuna ek yaklaşık 450 kişilik yeni bir istihdam atağı yapmaya hazırlanıyor.

Yenilenebilir enerji sektöründe yatırım ve yeni istihdam planları hakkında bilgi veren Greeneco Enerji Elektrik Üretim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kamil Özdağ “Greeneco Enerji, Türkiye’deki ithal enerji ihtiyacının minimum seviyeye indirilebilmesi amacıyla çalışmalarını yürütüyor. Buradaki öncelikli hedefimiz, birlik beraberlik ruhuyla hareket ederek iç piyasadaki canlılığı arttırmak. Bu anlayışla yeni yatırımlar yapıyor, yeni istihdamlara olanak sağlıyoruz” dedi.

2017 yılı sonuna kadar yenilenebilir enerji alanında Türkiye’ye daha çok katma değer sağlamak için yeni tesis projeleri hayata geçireceklerine değinen Özdağ, “Ülkemiz ekonomisine değer katan önemli yatırımlar yapıyor, insanımıza istihdam sağlıyoruz. Şimdi, yenilebilir enerji alanındaki yeni girişimimiz ile istihdam atağı başlattık. Greeneco Enerji’de bu yıl 450 kişilik ek istihdam yapacağız. Amacımız hem ekonomimize hem de çevremize en üst düzeyde katkı sağlamak. Devletimiz istihdam konusunda önemli teşvikleri hayata geçirdi. Bizlerin de bu konuda elini taşın altına koyması gerekiyor” dedi.

240 Milyon Dolarlık yatırım”

Yakın zaman önce İtalyan Exergy SPA ile yeni bir anlaşma yaptıklarını ve Greeneco’nun üçüncü ve dördüncü üniteleri için çalışmalara başlandığını anlatan Özdağ, “Geçmiş yıllarda yapılan yenilenebilir enerji yatırımlarının hedef kapasitesine ulaşması jeotermal enerji ihtiyacı her geçen gün artan Türkiye’de adeta yüreklere su serpiyor. Saray Holding A.Ş. ve Acarsan Holding ortaklığıyla kurulan Greeneco Enerji Elektrik Üretim A.Ş. olarak ikinci etap yatırımımızla ilgili mühendislik çalışmalarımız da hızla devam ediyor. İkinci etap yatırımımızın ilk kısmı 2017 yılı üçüncü çeyreğinde, ikinci kısmı ise 2018 yılı içerisinde tamamlanacak. Böylece 240 Milyon Dolarlık bir yatırım değerine erişeceğiz. 51,2 MWe kurulu güç ile yıllık 434.000.000 KWh üretim kapasitesine ulaşacağız. Üçüncü ve dördüncü ünite çalışmaları için imzaladığımız bu anlaşma ile hedeflerimizi daha da büyüttük” dedi.

İki üniteden oluşan 25,6 MWe gücündeki ilk santralin kurulumunu yapan Greeneco Enerji, 2016 yılsonu itibariyle yıllık 217.000.000 Kwh’lık üretim kapasitesine ulaşmıştı.

KoçSistem Genel Müdürü görevine Mehmet Ali Akarca atandı

Türkiye’nin köklü ve lider bilgi teknolojileri şirketi KoçSistem Genel Müdürü görevine Mehmet Ali Akarca atandı. Koç Topluluğu’nda 2001-2012 yılları arasında üst düzey yönetici olarak çalışmış olan Akarca, 1 Nisan 2017 itibarıyla KoçSistem Genel Müdürlüğü görevini Mehmet Nalbantoğlu’ndan devraldı. Akarca, son olarak Türk Telekom Grubu’nda Kurumsal Müşteri Başkanı ve Kurumsal İş Birimi Genel Müdürü olarak görevini sürdürmekteydi.

Mehmet Ali Akarca Hakkında

1969 İstanbul doğumlu olan Mehmet Ali Akarca, 2000-2003 yılları arasında bookinturkey.com Genel Müdürlüğü görevinin ardından; 2004-2011 arasında 7 yıl Koç.Net Haberleşme Teknolojileri ve İletişim Hizmetleri AŞ’nin Genel Müdürlüğünü yürüttü. 2011-2012 arasında Zer Merkezi Hizmetler ve Ticaret A.Ş’deki Genel Müdür Yardımcısı olarak görev aldı. Akarca, 2012-2016 yılları arasında Türk Telekom Grubu’nda sırasıyla Pazarlama ve İletişim Başkanı, Kurumsal Müşteri Başkanı ve Kurumsal İş Birimi Genel Müdürü görevlerinde bulundu.

Lisans eğitimini Nottingham Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde tamamlamış olan Mehmet Ali Akarca, Surrey Üniversitesi’nde pazarlama ve turizm alanlarında yüksek lisans yaptı.