Dünya cam endüstrisi yeni nesil teknolojileri masaya yatırdı

Avrasya Kapı Pencere Cam Fuarı kapsamında REED TÜYAP ve Glass Performance Days (GPD) işbirliğiyle düzenlenen ‘Mimarlar ve Tasarımlar için Cam’ konulu panel, Türkiye ve dünyanın önde gelen kentlerinden İstanbul’a gelen birçok mimarı ve sektör profesyonelini aynı çatı altında buluşturdu. Panel kapsamında dünya cam sektöründeki yenilikler konuşulurken sürdürülebilir ve akıllı camlara ulaşmak için yapılması gerekenler masaya yatırıldı.

İstanbul, 9 Mart 2017Avrasya Pencere, Cam ve Kapı Fuarı 2017 kapsamında REED TÜYAP ve Glass Performance Days (GPD) işbirliğiyle düzenlenen ‘Mimarlar ve Tasarımlar için Cam’ adlı panel, Türkiye ve dünyanın önde gelen kentlerinden İstanbul’a gelen birçok mimarı ve sektör profesyonelini bir araya getirdi.

Muharremoğlu: Glass Performance Days organizasyonunun 2015’ten beri fuarımızda bizimle birlikte olması gurur verici

‘Mimarlar ve Tasarımlar için Cam’ adlı panelin açılış konuşmasını yapan REED TÜYAP Genel Müdürü Ali Muharremoğlu, “Düzenlediği eğitimlerle dünya cam endüstrisinin gelişimine önemli katkı sağlayan ve cam uygulamalarında yeni trendleri ve teknolojileri tüm dünyaya tanıtan Glass Performance Days organizasyonunun 2015’ten beri fuarımızda bizimle birlikte olması gurur verici. Bu değerli organizasyonu düzenleyen Glass Performance Days’e, sundukları katkılar için etkinlik sponsorları; Şişecam, Glaston, Kuraray ve Dow Corning firmalarına ve paylaştıkları kıymetli bilgilerden dolayı seminer konuşmacıları Werner Sobek, KH Tasarım & Danışmanlık ve Karakalem Cephe Tasarım firmaları yetkililerine teşekkürlerimizi sunarım. Hepimize verimli bir fuar ve seminer diliyorum ”dedi.

Vitkala: Cam denildiğinde kimsenin aklına sadece düz cam gelmemeli

Panelin ikinci konuşmacısı olan Glass Performance Days Başkanı Jorma Vitkala, organizasyonun; sektörün aktörlerini bir araya getirmenin ötesinde yeni teknolojilerin ve uygulamaların gün yüzüne çıkmasına olanak sağladığını belirtti. Cam denildiğinde kimsenin aklına sadece düz cam gelmemesi gerektiğinin altını çizen Vitkala, “Günümüzde sektör temsilcileri pek çok cam tipi ile karşılıyor ve bu camların nasıl kullanılacağıyla ilgili sorular aklına geliyor. İşte GPD olarak bu soruların cevabını bulmanıza yardımcı oluyoruz. Öte yandan günümüzde cam kullanımında enerji yönetimiyle ilgili farklı çalışmalar yapılıyor. Vakum izolasyonu bu anlamda önemli bir konu. Ve hatta 3mm ve 2mm aralığındaki ince camlar, yeni bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

Pekışık: Çevre dostu geri dönüşümlü yeşil malzemeler hedeflenmeli

Sürdürülebilir bir dünya için camın önemine değinen Şişecam Düzcam, İş Ortakları Gelişim Müdürü Gül Pekışık, bina tasarımlarında enerji ve ışık kullanımının çok önemli unsurlar olduğunu belirtti. Markaların çevre dostu geri dönüşümlü yeşil malzemeler hedeflemesi gerektiğini belirten Pekışık, “Doğal gün ışığından ne kadar faydalanılırsak yaşam kalitemiz o kadar artıyor. Yapılan araştırmalar da bunu gösteriyor. Bu nedenle doğal ışığın mekana alınması önemli bir parametre. Cam yüzeyler genişleyince ışık daha çok mekana giriyor. Tabii ki lamine ve temperli camlar kullanılarak emniyet ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Böylelikle olumsuz durumlarda kırılma gibi yaralanmalar ve hasar daha az olabiliyor. Hatta cam kaplamalar sayesinde esnek, sınırsız tasarım imkanı elde ediyoruz. Ayrıca önemli bir unsur olan gürültüyü kesen yeni sistemler tercih edilerek yaşam alanlarımızı bir üst skalaya taşımalıyız.”

Horasan: Camın A,B,C ve D’si bir bütün olarak ele alınmalı

Mimarlar ve tasarımcılar için camın A,B,C ve D’sini anlatan KH Tasarım ve Danışmanlık’tan Kayhan Horasan’da cam sektörünün mimarlara anlatacak çok şeyi olduğunu aktardı. Horasan, “A dediğimiz olay camların firesiz kesilerek ve işlenerek standart cam plaka ölçüsü olan 3,21mX6m seviyesine getirilmesidir. Çünkü cam kenar işlemeleri ve cam delme kuralları önemli unsurlardır. B dediğimizde ise emniyet camlarından bahsediyoruz. Camın herhangi bir işleme tabi tutulmadan, emniyetli bir cam olarak kullanılması gerekiyor. Örneğin; Lamine cam kırılınca yerinde kalma özelliği taşıyor. Bu durum yaralanma riskini çok aza indirme imkanı sunuyor. C’de anlatmak istediğimiz olay ise nerede hangi cam kullanılması gerektiğidir. Örneğin; Temperli lamine giriş katlarında kullanım için uygun bir cam çeşidi. D başlığında da dijital baskılı camları ifade ediyoruz. Estetik, mahremiyet, enerji verimliliği, gölgeleme gibi özelliklerin mümkün hale getirmesi ancak camın A,B,C ve D’sini tamamıyla yaptığımızda mümkün olmaktadır.

Öte yandan panel kapsamında günümüzün inovatif camlarına değinen Wernek Sobek Stuttgart AG. İstanbul Bölgesi Genel Müdürü Mustafa Alkan ise mühendislik ve teknik olarak kendi izlenimlerini dile getirdi ve tasarım açısından neleri göz önüne aldıklarını aktardı.

Taşınır Rehni, işletmelere güvence sağladı. KOBİ’lerin kredi hacmi arttı

Son günlerde bankacılık sektörünün gündeminde ‘Taşınır Rehni’ konusu var. Bu gündemin yansıması olarak yılın ilk aylarında yürürlüğe giren kanun ile teminat vasfı olan, rehne konu olabilecek taşınırların kapsamı genişletilerek, özellikle KOBİ’lerin kredi kuruluşlarından kaynak bulmasının önünün açılması hedefleniyor. FU Gayrimenkul’un Genel Müdürü Ertuğrul Bul, “Bu düzenlemeyle finansman ihtiyacı içerisindeki esnafımız, çiftçimiz ile serbest meslek erbabımız rahat bir nefes alacak, ticari aktörlerimiz daha fazla yatırım ve üretim yapacak. Dolayısıyla ülkemiz ekonomisinin sürdürülebilir, dengeli ve istikrarlı büyümesine katkı sağlanacak” dedi.

Bugünlerde bankacılık sektörün birincil gündem konusu Taşınır Rehni. Bankacılık sisteminde taşınırların teminat olarak kullanılmasının sınırlı olmasının yanı sıra KOBİ’lerin varlıklarının çoğunun taşınır varlıklar olduğu biliniyor. Taşınır varlıklara ilişkin mevzuatın ve taşınır varlık kayıt sisteminin bugüne kadar parçalı bir yapıda olması nedeniyle de bu yılın ilk aylarında Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanun’u kabul edildi. Yürürlüğe giren bu kanunla; taşınırların teminat olarak kullanımı yaygınlaştırılarak, özellikle KOBİ’lerin kredi kuruluşlarından kaynak bulmasının önünün açılması hedefleniyor.

Güvenlik ihtiyacı kişiye özeldir

“Kişiselleştirme” kavramı artık hayatın bir parçası. Güvenlik alanında kişiselleştirme ise günümüzde bir lüks değil, mecburiyet. Çünkü ailesinde yaşlı veya hasta bir yakını bulunan kişiyle, çocuğunu bakıcıyla evde yalnız bırakan annenin güvenlik ihtiyacı birbirinden farklı. İşyerindeki kasasını güvence altına almayı arzu edenle, evini yangın, su baskını veya gaz kaçağı gibi tehlikelere karşı da korumak isteyenlerin beklentileri değişiklik gösteriyor. Türkiye’nin lider güvenlik şirketi Pronet, deneyimli ekibiyle kullanıcıların kişisel güvenlik senaryolarını oluşturup konfor ihtiyaçlarını belirleyerek, onlara özel teknolojik çözümler sunuyor.

Türkiye’nin lider güvenlik şirketi Pronet, kullanıcılarının ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda oluşturulan farklı senaryolara göre, kişiye özel güvenlik çözümleri sunuyor. Yalnızca hırsızlığa karşı değil, yangın, gaz kaçağı, su baskını ve acil sağlık gibi tehlikelere karşı da korunmak isteyen kullanıcılar, Pronet’in ‘5 Korumalı Güvenlik Hizmeti’ kapsamındaki farklı çözümlerden faydalanıyor.

Yangın, gaz kaçağı ve su baskınına karşı koruma

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İtfaiye Daire Başkanlığı’nın verilerine göre, geçtiğimiz yıl İstanbul’da 28 bin 586 yangın vakası gerçekleşti. Bunların yüzde 34’ü 12.00 – 18.00 saatleri arasında, yüzde 30’u ise 18.00 – 00.00 arasında meydana geldi. Bu gibi olaylarda Pronet sistemi ısı, duman ve gaz detektörleriyle yangın tehlikesi ve gaz zehirlenmelerine karşı koruma sağlıyor.

Yine İBB verilerine göre geçtiğimiz yıl itfaiye ekipleri 824 su baskını vakasına müdahale etti. Pronet su baskını detektörleriyle de su baskınlarına karşı koruyor.

Ailesinde hasta, yaşlı ve engelli olanlar için güvenlik

Acil sağlık ihtiyacına çözüm sunan Panik Butonu sayesinde, tek tuşla emniyet ve sağlık ekiplerine ulaşılabiliyor. Bu çözüm, ailesinde yaşlı, bedensel engelli ya da diyabet, epilepsi gibi kronik sağlık problemleri bulunanlar tarafından sıkça tercih ediliyor.

Ortalama 10 saniyede alarm durumuna müdahele ederek, hayat kurtarıyor

Pronet Alarm Haber Alma Merkezi’ne ulaşan sinyalin ardından kullanıcı ortalama 10 saniye içinde aranıyor. Acil durumun niteliğine göre güvenlik güçleri, itfaiye ve ambulans olay yerine yönlendiriliyor. Pronet Alarm Haber Alma Merkezi bir yılda ortalama 6 milyon arama yapıyor. Merkez, bu özellikleriyle geçtiğimiz yıl 2000’e yakın hırsızlık ve 409 gasp vakasına müdahale edilmesini sağladı, 615 ambulansı olay yerine yönlendirdi, 312 su baskını ve 284 yangın vakasını ilgililere haber verdi.

Anne babalar ve işyeri sahipleri ev ve işyerlerini uzaktan kontrol ediyor

Çocukları evde bakıcıyla yalnız kalan anne babalar veya işyerlerinde değilken, orada neler olduğunu takip etmek isteyen işyeri sahipleri Türkiye’nin ilk akıllı güvenlik hizmeti Pronet Plus’ı tercih ediyor. Mekandaki hareketi anında algılayan sistem, kullanıcılara anlık bildirimlerle durumu iletiyor. Akıllı Video hizmeti sayesinde ise ev veya işyerini canlı yayında veya geçmişe dönük olarak izlemek mümkün oluyor.

Yangın tehlikesine karşı Akıllı Priz

Pronet’in akıllı ailesinin son üyesi Akıllı Priz ile ütüyü fişte unutma gibi durumlarda yangın tehlikesinin önüne geçiliyor. Uzaktan kontrol edilerek açık unutulan ev aletlerinin bağlı olduğu prizler kapatılabiliyor. Ayrıca aletlerin ne kadar elektrik harcadığı ölçümlenerek tasarruf sağlıyor.

Sıcacık bir eve girmek isteyen çalışanlara Akıllı Termostat

Akıllı Termostat’la ise ısı seviyesi uzaktan ayarlanabiliyor. Örneğin çalışanlar kombiyi tüm gün açık bırakmak yerine, eve varmadan önce uzaktan sisteme bağlanarak açabiliyorlar. Böylece hem akşam sıcacık bir eve giriyorlar hem de enerji tasarrufu yapıyorlar.

LC Waikiki’nin E-Ticaret Cirosu %69 Arttı

Türkiye‘den 44 ülkeye online satış yapan LC Waikiki, 2016 yılında e-Ticaret sitesi ziyaret sayısında yüzde 80 artış sağladı, cirosunu yüzde 69 artırdı. E –Ticaret üzerinden en çok alışveriş yapan ülke Rusya oldu.

Türkiye’nin lider moda perakende firması LC Waikiki, Türkiye ve dünya çapındaki yaygınlığını her geçen gün artıran, daha fazla müşterinin hayatına dokunan ürün ve hizmetleriyle büyümeye devam ediyor. LC Waikiki, 2016 yılında site üzerinden 2.045.248 siparişe karşılık 7.642.500 ürün sattı. LC Waikiki’nin online satış kanalında ziyaret sayısı yüzde 80 artarken ziyaretçiler sitede 15,2 milyon saat vakit geçirdi.

Bundan 6 yıl önce, 2011 yılında başladıkları e-ticaret yolculuğunda bugüne kadar milyonlarca ürün satışında bulunduklarını söyleyen LC Waikiki e-Ticaret Direktörü Salih Yılmaz konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “LC Waikiki olarak, dijital trendlerdeki yenilikleri ve teknolojileri yakından takip eden bir markayız. Geleceğe ulaşmak için bu kanalda yer almak bizim için önemli. Online satışın, ciro içindeki payı ve etkileşimi hızla artıyor. Çok uzun zamandır online kanaldan yaptığımız satışlarımız, en yüksek cirolu fiziki mağaza satışından daha fazla geri dönüşüm sağlıyor. Dolayısıyla, internet kanalımız en çok ciro yapan mağazamız konumunda. İnternet üzerinden yaptığımız satışların tutarı ortalama olarak 15 mağaza ciromuza eşdeğer. 2016 yılında ziyaret sayımızda yüzde 80 artış gözlendi ve bu ciromuzda yüzde 69 gibi önemli artış sağlayarak geri dönüşümü sağladı. Toplam e-Ticaret ciromuz ise 160 milyon TL oldu” dedi.

LC Waikiki’nin e-Ticaret alanında ciddi yatırımlarının olduğunu söyleyen Yılmaz; “Konuya sadece online satış değil, dijital dönüşüm penceresinden de bakıyoruz. Müşterinin online-offline alışveriş deneyimini birbirine bağlayan ve bu ayrımı yıkan bir yaklaşımla ilerliyoruz. Son 1 ayda mobil, uygulama ve tabletten toplam yaklaşık 11 milyon ziyarete karşılık 9,5 milyon TL’lik sipariş almamız da doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bunun yanında online kanalı, 2009 yılında başlattığımız yurtdışı mağazacılık faaliyetlerimize de taşıyacağız. Hali hazırda 44 ülkeye Türkiye’den online satış yapabiliyoruz. 2017’de artık uluslararası pazarlarda yerel operasyonlarımız başlayacak” dedi.

LC Waikiki’nin e-Ticaret alanındaki hedefi dijital kanalların toplam satıştan aldığı payı artırmak ve bu rakamı 2023’te yüzde 15’e ulaştırmak.

Nef 2017’de; 1,9 milyar TL yatırım değerine sahip 4 yeni proje gerçekleştirecek

2016’nın son çeyreğinde 1,2 milyar TL’yi bulan yatırım değeriyle
Bahçelievler, Sancaktepe ve Ataköy Residence projelerini devreye alan Nef; 2017’de ise toplam 1,9 milyar TL yatırım değerine sahip 4 yeni projeye başlayacak.

Nef, yeni dönemde Basın Ekspres, Kandilli, Beykoz ve Bodrum Gölköy’de gerçekleştireceği konut projelerinin yanı sıra Sütlüce ve Dolapdere’de iki yeni Novu akademik rezidansı projesi planlıyor.

Son 3 yıldır satış adedi ve ciro bazında konut sektörünün lider markası olan Nef; 2017’de 1,9 milyar TL yatırım değerine sahip konut ve akademik rezidans yatırımı gerçekleştirmeyi planlıyor. 2016’nın son çeyreğinde 1,2 milyar TL’yi bulan yatırım değeriyle Bahçelievler, Ataköy ve Sancaktepe’de üç yeni projeyi devreye alan Nef; bu sene de Güneşli Basın Ekspres, Kandilli, Beykoz ve Bodrum Gölköy’de 4 yeni konut projesi yatırımı gerçekleştirecek.

2016’DA 1,3 MİLYAR TL CİRO

2016 yılında 1,3 Milyar TL tutarında konut satışı ile sektör liderliğini sürdüren Nef, kurulduğu 2010 yılında bu yana aralıksız büyüme göstererek ulaşılması zor bir rekor kırdı. 2016 yılında Bahçelievler, Sancaktepe ve Ataköy Residence projelerinin satışına başlayan ve İş GYO ile beraber yürüttüğü İnistanbul projesinin satışlarına devam eden Nef; lansman sonrası ilk 3 ayda %77 satış tamamlanma oranı ile ayrıca sektörün en hızlı satış yapan şirketi olarak dikkat çekiyor.

İLK 2 AYDA 420 MİLYON TL CİRO, %212 BÜYÜME

1 Şubat itibari ile “Güçlü Türkiye İçin Birlik Vakti” kampanyası kapsamında Nef’in şu ana kadar 335 Milyon TL’nin üzerinde konut satışı gerçekleştirdiğini açıklayan Nef Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Selçuk Çelik, “2017’nin ilk 2 ayında geçen senenin aynı dönemine göre %212 büyüyerek 420 Milyon TL satış cirosuna ulaştık. Kampanya kapsamında 20 yıla varan vade imkanı sunduğumuz Nef Ataköy Residence; ön lansmanları yapılan Nef Bahçelievler ve Nef Sancaktepe ile İş GYO ve Nef ortak projesi olan İnistanbul Topkapı projelerimiz oldukça ilgi görüyor” dedi.

Konut kredi faiz oranlarında yaşanan düşüş ve hükümetin sektörün önünü açan adımlarının da hareketliliği artırdığını söyleyen Çelik, “Ocak 2016’da konut kredi faiz oranlarının yüzde 1,15 seviyelerinde seyretmişti. Bu yıl bu oran kampanya kapsamında yüzde 0,45 seviyelerinde. Bu durum tüketicinin konut alma eğilimini pozitif etkiliyor” dedi. Çelik kampanya kapamasında en çok talep gören ödeme seçeneklerinin ise 60 ay için %0 ve 120 ay için %0,45 kredi faizli ödeme planları olduğunu sözlerine ekledi.

SON 3 YILDA 51 PRESTİJLİ ÖDÜL

Son 3 yılda mimari proje ödüllerinin yanı sıra “Avrupa’nın En İnovatif İş Modeli” ve “Yılın En İyi Büyüme Stratejisi” gibi 51 adet ulusal ve uluslararası ödül aldıklarını belirten Selçuk Çelik ayrıca, “Satış, mimari, pazarlama, strateji gibi birçok alanda ödül almak gayrimenkul sektörünün uluslararası markası olma hedefimize olan inancımızı daha da artırıyor” dedi.

İSTANBUL VE BODRUM’DA 4 YENİ KONUT PROJESİ

Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur ise bu yıl devreye alacakları bu 4 yeni konut projesi için önümüzdeki 2 yıl içinde toplam 1,9 milyar TL yatırım yapacaklarını açıkladı. 2017’de İstanbul’da yeni projeler geliştirmeye devam edeceklerini kaydeden Timur şöyle devam etti: “Anadolu yakasındaki ilk projemiz olan Sancaktepe’nin gördüğü yoğun ilginin nedeniyle,Kandilli ve Beykoz’da projelerimizi 2017 yılına çektik. Boğaz manzaralı rezidans ve şehir villalarının yer alacağı yeni Nef projelerinin, Anadolu Yakası’nın merkezinde oturuma yönelik en kapsamlı projeler olması için çalışıyoruz.”

2017 yılı içerisinde ayrıca Güneşli Basın Ekspres’te metro hattının üzerinde yer alan bir proje geliştireceklerini açıklayan Timur, “Kağıthane ve Sancaktepe gibi yatırım değeri yüksek bölgelerde yakaladığımız başarıyı, Basın Ekspres’te de tekrarlamak istiyoruz. Hem bölgeye değer katacak hem de yatırımcısına kazandıracak bir konsept üzerinde çalışıyoruz” dedi.

NEF BODRUM GÖLKÖY’DE 45 AYRICALIKLI VİLLA

Nef Bodrum Yalıkavak projesinin VIP ön satışında gördüğü ilgiden çok mutlu olduklarını belirten Timur şu bilgileri verdi: “2017 yazında Nef Yalıkavak lansmanımızı yaparak projeyi genel satışa açacağız. Ayrıca, Bodrum’un en güzel ve gözde koylarından Gölköy’de denize sıfır yaklaşık 50 dönümlük bir arazide, dünyaca ünlü AW2 mimarlık ofisi tarafından tasarlanan 45 adet müstakil villa içeren Nef Bodrum Gölköy projemizde çalışmalarımızı hızlandırdık, Mayıs ayı içerisinde VIP ön satışlara başlamayı planlıyoruz. Projede ünlü bir moda ve tasarım markası ile de işbirliği yapacağız.”

2 YENİ NOVU KAMPÜSÜ GELİYOR

Yatırımların konut projeleriyle de sınırlı olmadığını belirten Timur, ”Nef’in gençler için geliştirdiği ve ilki geçtiğimiz yıl Merter’de açılan 900 yatak kapasiteli akademik rezidans projesi Novu’yla ilk senemizde %95 doluluğa ulaştık. Bu başarının verdiği heyecanla Dolapdere ve Sütlüce’de iki yeni Novu kampüsü hayata geçecek. 2017 Eylül’de açılacak Novu Dolapdere ve 2018 Eylül’de açılacak Novu Sütlüce ile Novu’nun kapasitesi yüzde 150’ye yakın artacak” dedi.

2017’DE ENERJİMİZİ YURTİÇİNE HARCAYACAĞIZ

Erden Timur, “2017’de enerjimizi yurtiçine harcayacağız, yurtdışı yatırımlarımızı bu sene için Türkiye’ye kaydırmaya karar verdik. Herkesin olduğu gibi bizim de önceliğimiz ülkemiz” dedi.

Nef’in de 2016’da 1.435 adet konut satışı ile 1,3 milyar TL ciroya ulaştığını açıklayan Timur şöyle devam etti: “2017’den de oldukça umutluyuz. Ağustos 2016’da başlayan ‘Gayrimenkulde Güç Birliği Daha Güçlü Türkiye’ kampanyası ile Şubat 2017’de başlayan ‘Güçlü Türkiye İçin Birlik Vakti‘ kampanyasının sektöre bir canlılık getirdi.” dedi. Geçen yıl ülkemizin önemli bir sınav verdiğini belirten Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur şöyle devam etti: “Gayrimenkul sektörü 2016’yı beklentilerin üzerinde kapattı. Türkiye genelinde konut satışları 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 4 oranında arttı ve 1 milyon 341 bin 453 adet konut satıldı. Sektör rekorunu tazeledi.”

2017’DE YATIRIMLAR ARTARAK DEVAM ETMELİ

2016 yılında gerçekleştirdikleri Galatasaray sponsorluğu ile ulusal ve uluslararası arenada olan bilinirliklerini pekiştirdiklerini belirten Timur, iş dünyasının her zamanki gibi 2017’de de elini taşın altına koyarak ekonomiye katkısını artırması gerektiğini ifade ederek, “Memleketimiz için elbette ihtiyatlı analizler yaparak cesaretle yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bu sene devlet teşviklerini sürdürürken, şirketler de yatırımlarına devam etmeli. Böyle bir dönemde yatırıma yönelik atılan her bir adım çok anlamlı” dedi.

Ege Endüstri Taysad Patent Ödülleri’nde 1’inci Oldu

Bayraktar Grubu bünyesinde otomotiv yan sanayi sektörünün öncü ve yenilikçi kuruluşu olarak faaliyet gösteren Ege Endüstri, Taşıt Araçları Yan Sanayi Derneği TAYSAD’ın 2016 Başarı Ödülleri Patent kategorisinde 1’inci oldu. Ege Endüstri Genel Müdürü Ayhan Özel ödülü T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Danışmanı Pertev Cinalioğlu’nun elinden aldı.

Ege Endüstri son 2 yıl aldığı ikincilik derecelerini bu yıl kategorisinde birinciliğe taşıyarak sektöre kattığı değeri, tercih edilirliğini ve rekabetçiliğini bir kez daha kanıtlamış oldu.

Türkiye otomotiv yan sanayi sektörünün çatı örgütü Taşıt Araçları Yan Sanayi Derneği TAYSAD’ın 2016 patent ödül töreni, 9 Mart 2017 Perşembe günü derneğin Şekerpınar’daki merkezinde yapıldı. Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun, çok sayıda sektör temsilcisinin ve TAYSAD yöneticilerinin katıldığı törende, TAYSAD 2016 Başarı Ödülleri Patent kategorisinde birincilik ödülünü Ege Endüstri kazandı. Ege Endüstri Genel Müdürü Ayhan Özel ödülü T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Danışmanı Pertev Cinalioğlu’nun elinden aldı.

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği TAYSAD’ın Patent Ödülleri, firmaların ilgili yıl içerisindeki tescil edilen patent sayılarına göre veriliyor. Buluş sahibi olan, buluşu hayata geçiren, patent çalışmalarını dokümante eden, bunlarla ilgili prosedürleri takip eden firmaların ödüllendirildiği bu süreçte Ege Endüstri’nin kazandığı 1’incilik ödülü, şirketin, Ar-Ge konusunda yıllardır yürüttüğü çalışmaların önemini de bir kez daha gözler önüne koymuş oldu. 5746 nolu yasa çerçevesinde Ar-Ge Merkezi statüsüne sahip olan ve çalışmalarının altıncı yılını tamamlayan Ege Endüstri, üniversiteler, TÜBİTAK, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (SANTEZ), uluslararası araştırma enstitüleri ve Global Müşteriler ile birlikte çok sayıda Ar-Ge projesi yürütüyor ve hayata geçiriyor. Ege Endüstri birincilik ödülüne hak kazandığı 2016 yılında toplam 17 adet patent tescil ettirdi. Firmanın toplam onaylanmış patent sayısı ise 31.

Genel Müdür Ayhan Özel: Üretilen bilgi ve teknolojiyi yurtdışına satıyoruz

Ege Endüstri Genel Müdürü Ayhan Özel, TAYSAD Ödülleri Patent kategorisinde bu yıl ilk kez aldıkları birincilikle ilgili şunları söyledi: “2014 ve 2015’te ikincilik ödülü aldığımız bu kategoride bu sene birinciliği elde etmiş olmaktan son derece mutluyuz. Başarılı Ar-Ge projelerimiz sonucunda elde ettiğimiz tescilleri sadece Türkiye değil, ABD ve Hindistan gibi iş yaptığımız diğer ülkelerde de yürütüyoruz. Firmamız patentlerin yanı sıra ürettiği bilgi ve teknolojiyi, İsveç, Finlandiya, Hindistan ve İran gibi ülkelerde de kullanıma sunuyor.”

1974 yılında kurulan ve iki ayrı üretim tesisiyle İzmir’de faaliyet gösteren Ege Endüstri, otomotiv sektörü için dingil ve dingil parçaları (diferansiyel kovanları, komple arka dingiller, ilave dingiller ve treyler dingilleri, kendinden yönlendirilebilir ilave dingil, ön dingiller ve diğer dingil komponentleri) geliştirerek üretiyor.

Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı müşterilerine hizmet veren Ege Endüstri’nin %64’ü Bayraktar Grubu’na ait; hisselerinin %34’ü ise Borsa İstanbul’da BIST 100 firmaları içinde işlem görüyor.

Anadolu Isuzu Satış ve Pazarlama Direktörü A. Fatih Tamay Görevinden Ayrılıyor

37 senedir Şirketimizin farklı kademelerinde görev alan, son olarak Anadolu Isuzu Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevini yürüten Sn. A. Fatih Tamay 10.03.2017 tarihi itibarıyla Anadolu Grubu yaş yönetmeliği gereği görevinden ayrılıyor.

1957 yılında İstanbul’da doğan A.Fatih Tamay, 1974 yılında Haydarpaşa Lisesini, 1980 yılında İTÜ Makina Fakültesi Uçak Mühendisliği Bölümünü bitirmiştir. 1980 yılında Anadolu Otomotiv Sanayi’nde Satın Alma Mühendisi olarak başladığı çalışma hayatına 1982 yılında askerlik görevi nedeniyle ara vermiş, askerliğinden sonra Türkiye’deki ilk Türk Japon Joint Venture girişimi olan Anadolu Isuzu’da sırasıyla Satınalma Şefi, Üretim Planlama ve Stok Kontrol Müdürü, Satınalma Müdürü olarak görev yapmıştır.

Aynı dönemde OSD bünyesindeki Satınalma Komitesi Başkanlığı görevini de yürütmüş bu dönemde OSD Yan Sanayii Kalite Geliştirme, OSD Yan Sanayii Başarı Ödülü projelerinin hayata geçirilmesinde önemli görevler üstlenmiştir. 2001 yılı başında ekonomik krizin başlamasıyla birlikte firmanın yeni yapılanmasında Satış, Servis ve Yedek Parçadan sorumlu Satış Müdürü olarak atanmış ve Bayi ve Servis Teşkilatının yeniden yapılanması, ihracatın artırılması, yurtiçi ve yurtdışı Servis Teşkilatının kurulması projelerini yürütmüştür. Aynı dönemde OSD bünyesindeki Pazarlama Komitesi Başkanlığı’nı da yürütmüştür. Son olarak 2006 yılında Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevine atanmış olup Satış, Pazarlama, Servis ve Yedek Parça Operasyonlarından sorumlu olarak görevine devam etmiştir.

Koçluk ve mentorluk eğitimleri almış olup Anadolu Grubu bünyesindeki orta kademe yönetici gelişiminde mentor olarak görev yapmıştır. Yer aldığı görev ve projeler nedeniyle başta Japonya olmak üzere çeşitli ülkelerde fuar, konferans, eğitim vb çalışmalara katılmış olup bu katılımlara devam etmektedir.

2013 yılında İstanbul Sanayi Odası Meclisi’ne seçilmiş olup İSO Meclis Üyeliği ve İSO Otomotiv ve Yan Sanayi Komitesi Başkan Yardımcılığı, TOBB Otomotiv Meclisi Üyeliği ve İTO Ulaşım İhtisas Komitesi Üyeliği görevlerini sürdürmektedir.

Eylül 2015 tarihinden itibaren Türkiye’de Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş olan İlk Uluslararası Kuruluş olan IPRU (International Passanger Road Transportation Union) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na ve TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisi Üyeliği’ne seçilmiş olup bu görevlerine halen devam etmektedir.

A.Fatih Tamay evli ve bir çocuk babasıdır.

‘Otomotiv sektörünün ülkemizdeki gelişiminde aktif rol almış olmanın gururu ile dopdoluyum.’

Konuyla ilgili açıklama yapan Sn. Tamay ‘Görev aldığım ilk günden bu yana gerek firmamızda gerek muhtelif sektörel ve sivil toplum örgütlerinde aldığım görevlerle otomotiv sektörünün ülkemizdeki gelişiminde aktif rol almış olmanın gururu ile dopdoluyum. Eğer başarılı olabildiysem ne mutlu!

Umuyorum ki, aldığım görevler ve yer aldığım tüm projelerde ülkemiz ekonomisinin, sektörümüzün ve markamızın geleceğinde rol alacak gençlere gücüm yettiğince destek olabilmişimdir. ’dedi.

‘Her dem yeniden doğmak gerek’

Sözlerine; ‘‘Biz plan yaparken talih bizi gülümseyerek izlermiş. Bu yüzden bundan sonra yapacaklarım ile ilgili sorulara, planım yok diyorum. Daha çok niyetlerim ve isteklerim var.

‘Her dem yeniden doğmak gerek’ demiş Yunus Emre. Ben de bu yeni dönemimde, yoğun tempo ile geçirdiğim çalışma hayatımın birikimlerini paylaşmaya devam edeceğim. Uzun yıllardır biriktirdiğim yetkinlik ve tecrübelerimi kullanıp geliştireceğim. Rilke’nin deyimiyle ‘insana büyük sözleşmeler yüklemeyen’ ama ‘iddialı’ işler yapabilirim diye düşünüyorum. Sağlığım elverdiği sürece daha esnek ama yine aktif bir yaşam içinde olmayı sürdüreceğim. En önemlisi; sevdiklerimle, siz dostlarımla ve ailemle daha çok birlikte olabileceğim.’’ diye devam etti.

Dün dünle birlikte yaşandı gitti cancağızım. Artık yeni birşeyler söylemek lazım

“Dün dünle birlikte yaşandı gitti cancağızım. Artık yeni bir şeyler söylemek lazım.” demiş Mevlana. Kısacası, daha özgür bir insan olabileceğim; aileme, ülkeme ve özellikle de ülkemizin ihtiyacı olan Sürdürülebilir Kurumsal Yönetim ve İş Etiğinin gelişimine daha fazla katkıda bulunabileceğim bir hayat yaşamak isteğindeyim.’’ diye sözlerini tamamladı.

Daikin Kadınları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Hep Birlikte Kutladı

İklimlendirme sektöründe kadınlar
fırsat eşitliği ilkesi ile güçlerini artırıyor

Kadın sporcuları desteklemekten Sakura Kadın Girişimci Programı’na kadar birçok çalışması ile tüm alanlarda fırsat eşitliğini gözeten Daikin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kadın çalışanları ve bayileri ile birlikte kutladı. Girişimcilikten teknolojiye kadar birçok konunun konuşulduğu bu anlamlı ve özel günde Daikin’in sosyal medya hesapları da kadın çalışanlarına ayrıldı.

Faaliyet gösterdiği 145 ülkede fırsat eşitliği ilkesini benimseyen Daikin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü hem şirkette, hem de sosyal medyada kadın çalışanları ve bayileri ile birlikte kutladı. Levent’teki Daikin Solution Plaza fuha İstanbul’da bir araya gelen Daikin Kadınları, iş hayatından sosyal konumlarına, sektördeki değişimden geleceğin dünyasına kadar pek çok konuda görüş alışverişinde bulundu.

Daikin’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliği, Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, Daikin Genel Müdür Yardımcısı Neslihan Yeşilyurt ve girişimci akademisyen Prof. Dr. Aytül Erçil’in katılımıyla gerçekleşti. Günün anlam ve önemine vurgu yapılan etkinlikte, kadın iş arkadaşlarını dinleyen ve iki kız babası olarak onlara yol gösteren Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, kadınlardan ‘cam tavanları’ kırarak daha fazla inisiyatif almalarını istedi. Daikin’in fırsat eşitliği ilkesini benimseyen bir şirket olarak, erkek egemen bir sektör olarak bilinen sektöründe değişime öncülük ettiğine dikkat çeken Önder, “Potansiyelinizi göstermekten çekinmeyin. Girişimci veya liderlik yanınız varsa her yerde inisiyatif alıp, öne çıkabilirsiniz. İşinizin uzmanı olun ve yeteneklerinizi değerlendirin” dedi.

HEDEFİNİZ DAIKIN’İ EN ÇOK KADININ ÇALIŞTIĞI ŞİRKET YAPMAK’

Daikin’in girişimci liderliğine önem veren bir şirket olduğunu vurgulayan Önder, sözlerine şöyle devam etti: “Girişimcilik sadece iş kurmak anlamına gelmiyor. Girişimcilik fırsatları herkesten önce görmek ve değerlendirmektir. Sizler de çalıştığınız alanlarda kendinizi gösterip girişimci lider olabilirsiniz. İş hayatında kadın-erkek ayrımını kabul etmiyorum. İş hayatında artık kas gücü ön planda değil, yaratıcı fikirler daha önemli. Bu yüzden de Daikin Türkiye’de şu anda 300’e ulaşan kadın çalışan sayısının daha da çok artmasını istiyorum. Hatta Daikin Türkiye’nin en çok kadının çalıştığı şirket olmasını hedefliyorum. Ama bu hedefi gerçekleştirecek olanlar sizlersiniz. Bu hedefe bizi sizler ulaştırabilirsiniz. Hep birlikte çalışalım ve Daikin Türkiye’yi en çok kadının çalıştığı şirket yapalım.”

‘BİRBİRİMİZE DESTEK VERİP, MENTOR’LUK YAPALIM’

Daikin Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Neslihan Yeşilyurt da, kadınların sektöre katılmaları için başlattıkları Daikin Sakura Programı’nın başarılı sonuçlarından söz ederken, iklimlendirme sektöründe bir değişime öncülük ettiklerine dikkat çekti. İş hayatında yönetim kurulu üyeliğine ulaşmış bir kadın olarak kendi deneyimlerini de paylaşan Yeşilyurt, iş hayatında kadın-erkek gibi bir ayrımcılık yapılamayacağının altını çizdi. Kadınların korumacı ve kontrolcü özellikleri ile iş hayatına artı değer katabildiklerini vurgulayan Yeşilyurt, “Daikin fırsat eşitliğine önem veren bir şirket. Böyle özgün ve samimi ortamda, karşımızdakilere değer vererek çalışmak bizleri başarıya taşıyacaktır. Kariyerimde ben de yukarı çıktıkça yalnızlaştığımı hissettim, pek çok toplantıya, etkinliğe tek kadın olarak katılmak durumunda kaldım. Bu yüzden öncelikle biz kadınlar birbirimizi desteklemeliyiz, birbirimize mentorlük yapmalıyız” diye konuştu.

‘YÜZDE 100 EMİN OLMAYI BEKLEMEYİN, İŞİNİZİ SAHİPLENİN’

Bir akademisyen olduğu kadar bir teknoloji girişimcisi olarak pek çok ödülün sahibi olan Prof. Dr. Aytül Erçil ise iş hayatında kadınları bekleyen zorlukların nasıl aşılabileceği konusunda önemli tavsiyelerde bulundu. Kadınlara yönelik pek çok desteğin kağıt üzerinde kaldığını, bunlara ulaşmanın çok zor olduğuna dikkat çekmekle birlikte Prof. Dr. Erçil, kadınların iş hayatında daha aktif olabilmeleri için öncelikle kendilerine güvenmelerini önerdi. Erçil, bu tespitini şöyle aktardı: “Biz kadınlar genellikle yüzde 100 emin olmadan bir işe başlamıyoruz. Kadınların iş hayatında geri planda kalmasında en önemli faktörlerden birinin de bu olduğunu gözlemliyorum. Erkekler çok daha kolay ‘yapabilirim’ diyor ve sorumluluk üstleniyor. Bizim de bu yönümüzü geliştirmemiz lazım. Kadınların ‘yapabilirim’ diyerek işlerini sahiplenmeleri, takım çalışması yaparak, ‘network’lerini daha fazla geliştirmeleri gerekiyor.”

Sosyal medya hesaplarını da bu özel güne ayıran Daikin, gün boyunca Facebook, Instagram, Twitter, Youtube, Google+ gibi mecralardan #DaikinKadınları ve #8MartDünyaKadınlarGünü hashtag’leri ile iletiler paylaştı. Daikin’in erkek çalışanları tarafından kadın iş arkadaşları için özel olarak hazırlanan video da sosyal medyada büyük ilgi gördü.

Daikin bu anlamlı gün kapsamında ayrıca, tüm kadın çalışanları adına Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na da bağışta bulundu.

Ekonomi Bakanlığı, Türkiye’nin İlk Nükleer Sanayi Geliştirme Poojesini Başlatıyor

Konsorsiyumun teknoloji lideri olarak Rolls-Royce, projeye dahil olan Türk sanayi kuruluşlarının teknik ihtiyaç analizini yapacak ve nükleer pazarda rekabet güçlerini arttırabilmek için gelişime açık alanlarla ilgili önerilerini sunacak. Projeyi hayata geçirme konusunda Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi (AMTC) kilit rol oynayacak.

Ekonomi Bakanlığı tarafından finanse edilen ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından yürütülen Türkiye’nin “nükleer sanayi kabiliyet geliştirme projesi” kapsamında konsorsiyum açan İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi’ne (TTO) Rolls-Royce teknik danışmanlık verecek. İTÜNOVA TTO, Rolls-Royce ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na teknoloji danışmanlığı veren STM’yi kapsayan konsorsiyuma liderlik ediyor. Bu konsorsiyum, Türkiye’de nükleer endüstrisini kurmak için Türk yerli sanayi kuruluşlarını değerlendirmek, gerekli olan gelişim alanlarını belirlemek ve bu alanları geliştirmek için önerilerini sunmak üzere 6 aylık bir proje yürütecek.

Projeyi hayata geçirme konusunda Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi (AMTC) kilit rol oynayacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın liderliğinde TÜBİTAK işbirliğiyle ve Savunma, Enerji ve Ulaştırma Bakanlıklarının onayıyla AMTC, ilk etapta uzay ve havacılık ve nükleer sanayi kabiliyetlerinin geliştirilmesine odaklanacak. Rolls-Royce Ekim 2015’te Türkiye’nin Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi (AMTC)’nin kurucu sanayi ortağı olmuştu.

Rolls Royce, Türk şirketlere nükleer alanındaki bilgi, birikim ve tecrübelerini aktaracak

Nükleer sanayi kabiliyet geliştirme projesi kapsamında Türkiye’nin mevcut sanayi kabiliyeti analiz edilecek ve dünyanın önde gelen nükleer ülkeleriyle karşılaştırmalı değerlendirmesi yapılacak.. Bu analizle, Türk şirketlerinin rekabet güçlerine dair somut verilere ulaşılacak veyerli sanayi kuruluşlarının kendilerini Türkiye’de ve küresel pazarlarda nasıl daha iyi konumlandırabilecekleri ortaya çıkacak.

Konsorsiyumun teknoloji lideri olarak Rolls-Royceprojeye dahil olan yerli üreticilerin teknik ihtiyaç analizini yapacak, nükleer pazarda rekabet güçlerini arttırabilmek için gelişime açık alanları belirleyecek ve bu alanları geliştirmek için önerilerini sunacak.

İTÜNOVA Genel Müdürü Dr. Ercan Çitil projeyle ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Türk şirketlerin nükleer endüstrisinde rekabet güçlerini arttırma arzularına olumlu katkılar sunacak bu projede çalışmak üzere İstanbul Sanayi Odası tarafından görevlendirildiğimiz ve Rolls-Royce ile birlikte çalışacağımız için çok mutluyuz. Rolls-Royce’un dünya çapındaki saygınlığı ve uzmanlığı projenin amaçlarına önemli değerler katacaktır.”

AMTC, Türkiye’de nükleer endüstriyel kapasite oluşturulmasında kilit platform

Rolls-Royce Türkiye ve Orta Asya CEO’su Patrick Regis ise şunları söyledi: “Rolls-Royce olarak endüstriyel stratejimiz üzerinden Türkiye’nin ekonomik hedeflerine ulaşmasını destekleme taahhüdümüzü sürdürüyoruz. Bu projeyle Türkiye’nin yerel sanayisinin gelişmesine yardımcı olmak için kararlılıkla yürüttüğümüz çalışmalarımızda yeni bir adım atıyoruz. Türkiye’nin Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi (AMTC), bu projede ve Türkiye’de nükleer sanayi kabiliyetinin oluşturulması kapsamında ideal bir destek platformu rolü üstlenecektir.”

Rolls-Royce Nükleer Hizmetler ve Projeler Departmanı, Tedarik Zinciri ve Operasyonlar Yöneticisi Rich Everett ise projeyi şöyle değerlendirdi: “Rolls Royce olarak 40 yıldan uzun bir süredir, dünya genelinde nükleer santral projeleri ve reaktör operasyonları için özel ekipmanlar tasarlıyor, mühendislik işlerini yürütüyor, üretiyor ve tedarik ediyoruz. Nükleer alanında yıllar içerisinde geliştirdiğimiz çok geniş bir tecrübemiz var, bu bilgi birikimimizi Türk sanayi kuruluşları ile paylaşma fırsatı bulduğumuz için çok mutluyuz. ve uzun vadede birlikte çalışmayı umuyoruz.”

En çok kadınlar kitap okuyor!

Kültür, sanat ve eğlencenin buluşma noktası D&R, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Türkiye’deki kadın alışkanlıklarını inceledi. D&R’ın 28 şehirdeki 153 mağazasının verilerine göre kitapların yüzde 64’ü kadınlar tarafından satın alınıyor. Kadınların tercih ettiği kitapların ise yüzde 65’i macera türünde. En çok kitabı Bursa, İstanbul ve Antalyalı kadınlar okuyor

Türkiye’de kültür, sanat ve eğlencenin buluşma noktası D&R, Kadınlar Günü dolayısıyla Türkiye’deki kadın alışkanlıklarını inceledi. D&R’ın 28 şehirdeki 153 mağazasının verilerine göre kitapların yüzde 64’ü kadınlar tarafından satın alınıyor. Kadınlar yine bu verilere göre en çok macera türünde kitap okuyor. İşte Türkiye’de kadınların okuma alışkanlıklarına ilişkin ilginç sonuçlar:

En çok roman okuyorlar: Verilere göre kadın okuyucuların ilk sırasında Türk romanları var. İkinci sırada ise çocuk gelişimi kitapları geliyor. En çok satan üçüncü kategori ise sağlık.

Fantastik ve macera seviyor: Kadınlar en çok fantastik ve macera türünde kitap okuyor. Satılan kitaplar içinde en çok talebi yüzde 65 ile macera türü görüyor.

Erkekler yüzde 36’da kaldı: D&R’da satılan kitaplar cinsiyete göre incelendiğinde yüzde 64 ile en büyük payı kadınlar alıyor. Kitapların sadece yüzde 36’sı erkekler tarafından alınıyor.

En çok Bursalılar okuyor: Müşteri sayısına göre satışlar incelendiğinde en çok Bursa’daki kadınların kitap satın aldığı görülüyor. Bursa’yı İstanbul, Antalya, Muğla ve İzmir takip ediyor.

En çok alıveriş 38-43 yaş arasında: 17-78 yaş arasında yapılan araştırmaya göre kadınların en çok alışveriş yaptığı yaş aralığı ise 38-43.

Üç alışverişten ikisi kitap: D&R verilerine göre kadınların yaptığı her üç alışverişten ikisi kitap üzerine oluyor.