Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, Die Welt’e konuştu: “HEDEFİMİZ AVRUPA LİDERLİĞİ”

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, Die Welt Gazetesi’nin ‘Türkiye’nin İhracat Yıldızları Özel Eki’nde grubun yatırım ve hedefleri hakkında bilgiler verdi. Metal, otomotiv, esnek ambalaj, yapı malzemeleri, gıda, gayrimenkul, lojistik ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren Kibar Grubu’nun küresel oyuncu olma hedefiyle yatırımlarına hız verdiğini belirtti. Avrupa liderliğini hedeflediklerini belirten Saka, yenilikçi bir anlayışla gelişmeye ve büyümeye devam ettiklerini söyledi.

Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, Die Welt Gazetesi’nde yayınlanan röportajında, grup şirketlerinin yeni yatırımlarıyla Avrupa liderliğini hedeflediklerini söyledi. Saka, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ve Ekonomi Bakanlığı’nın desteği ile hazırlanan, Türkiye’nin ihracatta önder firmalarının yer aldığı Die Welt Gazetesi’nin ‘Türkiye’nin İhracat Yıldızları Özel Eki’nde Kibar Grubu’nun yatırım ve hedefleri hakkında bilgiler verdi.

Türkiye’nin neredeyse yarım yüzyıldır ülke bazında açık ara en çok ihracat gerçekleştirdiği Almanya başta olmak üzere, Avrupa’nın önem verdikleri bir pazar olduğunu söyleyen Saka, faaliyet gösterdiği tüm alanlarda ülke ekonomisine değerli katkılarda bulunan Kibar Holding grup şirketlerinin küresel oyuncu olma hedefiyle yatırımlarına hız verdiğini belirterek, sürdürülebilir, sorumlu ve yenilikçi bir yönetim anlayışı ile gelişmeye ve büyümeye devam ettiklerini söyledi.
Saka, otomotiv yan sanayi alanında faaliyet gösteren Assan Hanil’in Türk Hava Yolları işbirliği ile kurduğu TSI Uçak Koltuk Üretim A.Ş. ilk yerli tasarım uçak koltuklarını ürettiğini; uzun menzil ekonomi sınıfı koltuk tasarımını tamamlayarak Airbus’a teslim ettiğini belirtti. Halen business class uçak koltuğu tasarımı üzerinde çalıştıklarını anlatan Saka, “Kendi Ar-Ge merkezinde geliştirdiği özgün tasarımlı, ihracat potansiyeli yüksek, hava süspansiyonlu ticari araç sürücü koltuğu projesi için ilk fonksiyonel prototip koltuğu üreten Assan Hanil, 2017 sonunda seri üretime geçecek. Yalnızca Türkiye pazarı değil, yakın coğrafyadaki büyük üreticiler de hedef pazarlarımız arasındadır” dedi.

“Alüminyumda Avrupa’nın ilk üç üreticisinden biriyiz”
Grubun, özellikle alüminyum ve ambalaj alanında önemli yatırımları hayata geçirmek üzere olduğunu belirten Saka, şu bilgileri verdi:
“Assan Alüminyum 280 bin ton kurulu kapasitesiyle Türkiye yassı alüminyum sektörünün lideridir. 80 bin ton alüminyum folyo üretim kapasitesiyle ise Avrupa’nın ilk 3 üreticisi arasında. Alüminyum döküm ve folyo kapasitelerini artırmak üzere yeni yatırım planlayan şirketimiz, sürekli döküm kapasitesini büyütmek amacıyla yeni hat yatırımları başlattı. Yatırımın ilk aşamasında iki yeni döküm hattı, yılda 36 bin ton ilave döküm kapasite sağlayacak. Yüksek katma değerli folyo ürünlerine yönelik yeni folyo hattı yatırımları ile kademeli olarak üretimi yılda 130 bin tona çıkarmayı planlıyoruz. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk modern ve geniş en alüminyum sıcak haddeleme tesisi yatırımını gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda, uzay-savunma-havacılık, ulaşım ve esnek ambalaj gibi yüksek katma değerli sektörlere yönelik 260 bin ton kapasiteli entegre yüksek alaşım ve mukavemetli yassı alüminyum slab döküm ve sıcak haddeleme tesisi kurmayı planlıyoruz. 2016 sonunda çeyrek milyon tonun üzerinde üretim yapan ilk Türk yassı alüminyum üreticisi olma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Orta ve uzun vadede ciddi yatırım planları bulunan firmamız, kurulu kapasitesini orta vadede 350 bin tona çıkarmayı hedefliyor. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere 70’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Esnek paketleme alanındaki şirketimiz İspak Ambalaj ise, bu yıl temellerini attığı yeni tesisi ile mevcut üretim kapasitesini 3 katına çıkarmayı planlıyor.”

“Satınalma ve birleşme imkanlarını takından takip ediyoruz”
İspak’ın 2017’de hayata geçireceği yeni fabrikanın, yılda 40 bin ton üretim kapasitesi ve yüksek üretim hızı ile alanında Avrupa’nın en büyüklerinden biri konumuna ulaşacağının altını çizen Saka, “Gıda ve medikal ambalaj alanlarında portföyü genişletmeyi hedefleyen İspak, Türkiye ve Avrupa’da esnek ambalaj sektöründe satın alma ve birleşme imkanlarını da yakından takip ediyor. Dört kıtada 35 ülkeye ihracat yapan İspak, dünyanın önde gelen birçok firmasına hizmet veriyor” dedi.

Gıda ve panel sektörlerinde de ihracat ağırlıklı çalıştıklarını belirten Saka, Assan Gıda’nın 4 kıtada 30’dan fazla ülkeye, Assan Panel’in ise 47 ülkeye ihracatının bulunduğunu söyleyerek şu bilgileri verdi:
“Sandviç panel sektörünün lideri Assan Panel ürün gamını genişleterek 2013 yılında polikarbonat hattı yatırımı yaptı ve üretime başladı. Grubumuzun yurtdışındaki ilk yatırımı olan Kibar Industry’nin Ürdün’deki fabrikasında sandviç panel üretim yatırımı 2013 yılında tam kapasiteye ulaştı. Ev dışı tüketim kanalındaki önemli oyunculardan biri olan Assan Gıda ile de yurtiçinde ve yurtdışında özellikle büyük zincir marketler ve çok uluslu restoran zincirleriyle çalışıyoruz. Assan Gıda, dünya sıralamasında endüstriyel domates işleyen firmalar arasında 2015’te 35. sıradadır.”

Yılda 1.5 milyon ton ihracat hacmi bulunan Kibar Dış Ticaret’in Türkiye’nin önde gelen birçok özel ve devlet sanayi kuruluşunun ihracatını ve bu kuruluşların hammadde gereksinimlerinin bir bölümünün ithalatını gerçekleştirdiğini belirten Saka, dış ülkelerden üçüncü ülkelere yüksek tonajlı ticaret yaptıklarını, dünya çapında yaygın temas noktaları ve dış ticaret bilgi ve birikimiyle Türkiye’nin en iyi 10 ihracatçısı listesinde yer aldıklarını söyledi.

OBA MAKARNA 2017’Yİ YENİ YATIRIMLA KARŞILAMAYA HAZIRLANIYOR

Makarna sektörünün 50 yıllık öncü markası Oba Makarna, 2017 yılını yeni yatırımla karşılamaya hazırlanıyor. 2006 yılını, ciro bazında yüzde 30 oranında büyüme rakamı ile kapatmaya hazırlanan Oba Makarna, 2017 yılında kapasite artışı ve yeni ürün gamı için ilave 9 milyon Euro tutarında bir yatırım yapacak.

Yarım asırdır Türkiye’nin değişmez lezzeti olan Oba Makarna, 2016 yılında göstermiş olduğu üstün performansını, 2017 yılına da taşımayı hedefliyor.

Türk makarna sektöründe yüzde 9 oranında pazar payına sahip olan Oba Makarna, 2016 yılında yurtiçi pazarda marka bilinirliğini arttırma amacıyla, pazarlama yatırımlarına ağırlık verdi. 2015 yılında 547 milyon TL tutarında bir ciro rakamına imza atan Oba Makarna, 2016 yılını ise 750 milyon TL’lik ciro rakamı ile kapatmaya hazırlanıyor. Oba Makarna, 2017 yılında kapasite artışı ve yeni ürün gamı için ilave 9 milyon Euro tutarında bir yatırım yapacak. Kolombiya’dan Norveç’e, İspanya’dan Tayvan’a, Amerika’dan Vietnam’a kadar, 96 ülkeye ihracat gerçekleştiren Oba Makarna, 2016 yılını ise yaklaşık 563 milyon TL tutarında bir ihracat rakamı ile kapatmayı planlıyor.

Katma değeli ürünlere yönelecek

Oba Makarna’nın 2016 yılı performansı ve 2017 yılı hedefleri hakkında bilgi veren OBA Makarna CEO’su Alpaslan Özgüçlü, “Oba Makarna olarak, Türkiye’nin makarna ihracatında yüzde 25 pazar payına sahibiz. Üretimimizin yüzde 75’ini ihraç ediyoruz. 2016 yılını üretim bazında yüzde 40, cirosal anlamda yüzde 30 oranında büyüme rakamı ile kapatmaya hazırlanıyoruz. Türkiye’de ihraç edilen her 3 paket makarnadan biri Oba markasını taşıyor.

Gaziantep 4.Organize Sanayi Bölgesi’nde, 110 bin metrekarelik açık, 65 bin metrekarelik kapalı alana sahip tesislerimizde, İtalyan teknolojisi ve yüksek kapasite ile üretim yapıyoruz. Global makarna pazarında 250 bin tonluk bir hacmi elimizde bulunduruyoruz. Oba Makarna’nın en büyük pazarı yüzde 50 ile Afrika olurken, Güney Amerika, Uzak Doğu, Güney Kore ve Japonya pazarlarında da yer almayı hedefliyoruz. Grup olarak yeni bir sektöre girme planımız bulunmuyor. Ana işimiz olan makarnaya daha da fazla yoğunlaşıp, katma değerli ürünlere yöneleceğiz” dedi.

OBA MAKARNA’NIN GLOBALLEŞME YOLUNDAKİ KİLOMETRE TAŞLARI
1966) OBA Makarna kuruldu
(2005) OBA Makarna, Özgüçlü Ailesi tarafından satın alınarak Türkiye’nin makarna sektöründe öncü bir rol üstlenmeye devam etti
(2005) Marka ve fabrikaya ilave yatırımlar yapıldı
(2010) Üretim kapasitesinin önemli bir kısmına denk gelecek miktarda uluslararası bir ihale alındı
(2011) İhracatta Afrika ülkeleri hedef pazar olarak seçildi ve ilk yılın sonunda satışlarda bir önceki döneme göre yaklaşık yedi kat artış sağlandı
(2011) Şirketin büyüme belirtilerinin görülmesinin ardından alınan bir kararla bağımsız denetim yaptırılmaya başlandı
(2011) ISO 500 listesine 406. Sırada girdi.
(2012) OBA Makarna, Türkiye Makarna İhracatı Şampiyonu oldu
(2013) İhracat pazarlarını çeşitlendirme kararı alındı
(2013) ISO 500’de 290. Sıraya yükseldi.
(2014) Yurtiçi pazar payını artırma kararı alındı.
(2015) Yurtiçi pazarlama ve satış ekibi geliştirilerek, satış kanalı anlaşmaları yapıldı
(2015) ISO 500’de 262. sıraya yükselmiştir.
(2015) TİM’in açıklamış olduğu ilk 1000 İhracatçı listesinde 145. Sıraya yükselmiştir.
(2016) Esra Erol Dünya Turunda Reklamı ile Ipsos’da en beğenilen reklam filmlerinde ilk 5’e girdi.
(2016) Türkiye’de ve Dünya’da ilk Oyuncaklı Makarnayı Warner Bros lisansı ile tüketiciyle buluşturdu.
(Ekim 2016) Capital ve Ekonomist Dergilerinin düzenlediği Anadolu Markaları Ödül Töreni’nde bu yıl “Tarım-Gıda İmalat Kategorisi”nde üçüncülük ödülünün sahibi oldu
(Aralık 2016) TOBB ve TEPAV tarafından düzenlenen Türkiye 100 şirketlerinde, en hızlı büyüyen 100 şirket arasına girmiştir.

2017 yılında hangi mesleklerin yıldızı parlayacak?

Her yıl 730 bin yeni mezunun işgücüne katılmaya hazırlandığı Türkiye’de, revaçta olan meslekler hem kurumlar hem de şahıslar nezdinde her sene değişiyor. Peki, işsizliğin çift haneli rakamlara ulaştığı ülkemizde 2017 yılında hangi iş dallarının yüzü gülecek. İngiltere merkezli işe alım ve danışmanlık firması REED, 2017 yılında yıldızı parlayacak meslekler için ekonomi ve istihdam politikalarına bakılması gerektiğini söylüyor.

‘Mesleklerin de modası olur mu?’ demeyin. Çünkü popüler meslekler her sene değişiyor. Ülkelerin istihdam politikaları, yatırım yaptığı sektörler ve kurumsal ihtiyaçlar farklılaştıkça, yıldızı parlayan iş dalları da farklı pozisyonlara ihtiyaç duyuyor.
Peki, 2017 yılında Türkiye’de hangi meslek dallarının yüzü gülecek? Kimler çift haleni rakamlara ulaşan işsizlik barajından çıkacak?

Bu sorunun yanıtını Türkiye’nin istihdam ve sanayi yatırımlarında aramak gerektiğinin altını çizen dünyanın önde gelen seçme ve yerleştirme uzmanı REED’in Türkiye Genel Müdürü Asiye Yıldırım, 2016’da onaylanan esnek çalışma kanunun pek çok farklı iş dalına ve istihdam pazarına olumlu etkiler yapacağına dikkat çekiyor.

Türkiye’nin Avrupa’daki ortalama yüzde 4.7 büyüme hızını yakalayan, en hızlı büyüyen ve gelişen ülkeler arasında sayıldığına, nüfusunun neredeyse yüzde 50’sinin 31 yaşını aşmadığına dikkat çeken Yıldırım, “Türkiye’de onaylanan esnek çalışma yahut geçici istihdam kanunu pek çok farklı kesime yeni iş imkanları açacak. Esnek çalışma şimdiye kadar Avrupa’da birçok ülkenin işsizlik sorununa çare oldu. Kadın istihdamının işgücüne katılıma olumlu etkisi olduğu gibi, kadınlara iş hayatından kopmamaları için imkânlar tanıdı. Genç mezunların iş deneyimi edinmeleri için kariyerlerindeki ilk adımların atılmasına yardımcı oldu. Günümüzde yaşam tarzı olarak geçici işlerde çalışmak isteyen ya da kendi ilgi alanlarına, hobilerine daha fazla zaman ayırmak isteyen kişiler de bu tarz bir iş modeline sıcak bakabiliyor” dedi.

Esnek çalışma kanunun da sağladığı ek faydalarla 2017 yılında; hizmet sektöründe, danışmanlık alanında, sağlık sektöründe, turizm sektöründe bilişim teknolojilerinde esnek işgücü talebinin artacağı düşünülmektedir. Aslında sektörlerden bağımsız olarak dönemsel olarak ihtiyaç duyulan her alanda esnek işgücü temini artıyor olacak. Esnek çalışma yasası yarı zamanlı işlerde çalışmayı tercih eden kadın ve gençlerimize de sosyal haklar getiriyor. Böylelikle call center elemanları, hemşire, fizyoterapist, hemşirelik, asistanlık, IT, elemanları gibi pozisyonlarda eleman ihtiyacı doğacak.

Türkiye’de inşaat sektöründe her yıl olduğu gibi bu yıl da talebin devam edeceğini anlatan Yıldırım, “Türk inşaat şirketleri yurtiçi faaliyetlerinin yanı sıra yurtdışı faaliyetlerini aktif olarak yürütüyor. İnşaat Mühendisi, Satış Müdürü, Proje Müdürü/Yöneticisi gibi roller bu sektörde en çok talep edilecek pozisyonlar olarak sıralanabilir” diyor.

Akademisyen ihtiyacı…
Kurumların teknolojiye olan yatırımlarının da arttığına dikkat çeken Yıldırım, “Rekabetçi olma isteği sanayicilerin yenilikçi teknolojilere olan yatırımlarını arttırıyor. Bu sebeple 2017’de birçok alanda eleman ihtiyacı doğacağını tahmin ediyoruz. Veri analizi yapabilecek uzmanlar, 3-D baskı, nesnelerin interneti, akıllı robotlar gündemimizde olacak. Sanayide nitelikli işgücü ihtiyacı artarken kurumlarda, CTO, Bilgi İşlem Müdürü, Yazılım Uzmanı, Proje Satış Müdürü, Sistem Mühendisi, Sistem Uzmanı, AR-GE Uzmanı, ERP Müdürü rolleri büyük talep görecek” dedi.

Perakende sektörünün hem ülkemizde hem de global arenada düzenli büyüyen dinamik sektörlerden biri olduğunu anlatan Yıldırım, “Perakende sektöründe e-ticarete bağlı pozisyonların artacağını söyleyebiliriz. Ancak 2017’de akademik dünyada da büyük hareketlilik yaşanacak” dedi.

2017 yılında sosyoloji ve psikoloji dallarına olan ilginin artacağına dikkat çeken Yıldırım, “Bilimsel araştırmalar gündemimizde olacak. Akademisyen, öğretmen ve araştırma uzmanlarına istihdam yapılacak. Kurumlarda yaratıcılık içeren tüm pozisyonlara olan talep çoğalacak. Hukuk, satış, finans pozisyonları her daim talep edilen pozisyonlardandır. Bütün kurumlar için finansman bulmak ve parayı yönetmek önemli olduğu için 2017’de finans alanındaki pozisyonlar da gözde mesleklerden olacak” dedi.

Enerji sektörü canlanıyor…
Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 2015 ­ 2021 yılları arasında rüzgâr enerjisinde üretim maliyetlerinde yüzde 15 düşüş yaşanacak, bu durum proje sayısının artmasına ve daha çok istihdama yol açacak.

“Uzmanlara göre doğru politikalar, rüzgâr enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payını 2030 yılında yüzde 20’ye taşıyabilir” diyen Yıldırım; “Artık devletler, nükleer enerjiden uzaklaşıp, rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir kaynaklardan daha fazla faydalanmanın yollarını arıyor. Türkiye ise dünyanın en büyük 10’uncu yeni rüzgâr türbini pazarı olarak kendini daha da geliştirmek istiyor. Yeni çıkan enerji kanunu da göz önüne alındığında enerji mühendislerine ve rüzgâr tribünü teknisyenlerine duyulan ihtiyacın 2017’de daha da artacağını düşünüyorum” dedi.

Avrupa yenilebilir enerji yatırımlarında yeniden ivme kazanıyor

EY’nin 48. Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi’nde Fransa, Belçika, İsveç, İrlanda, Norveç ve Finlandiya gibi gelişmiş ülkeler yükseliş gösterirken, Birleşik Krallık geriledi. Bununla birlikte yenilenebilir enerji projelerinin finansmanında kullanılmak üzere 2016’nın ilk 7 ayında satılan 48,2 milyar dolarlık yeşil tahvilin büyük bölümünün Avrupa kaynaklı olduğu belirtiliyor

Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY, 48. Yenilenebilir Enerji Ülke Çekiciliği Endeksi (RECAI) sonuçlarını açıkladı. Endekste, Mayıs 2016’da gelişmekte olan piyasaların gerisine düşen Avrupa ülkelerinin yeniden ivme kazandığı görülüyor. 40 ülkenin yenilenebilir enerji yatırımları bakımından sıralandığı endekste Fransa, önümüzdeki üç yıllık dönemde 3 GW’lik yeni güneş enerjisi kapasitesi oluşturmaya yönelik planı ile bir basamak yükselerek 7. sıraya yükseldi. Ayrıca ülkede güneş paneli üretimini gerçekleştirecek bir fabrikanın inşası da devam ediyor. Endekste Belçika 18, İsveç 20, İrlanda 30, Norveç 32 ve Finlandiya 35. sıraya yükselirken, ABD 1, Çin 2, Hindistan 3, Şili 4 ve Almanya ise 5. sıradaki yerlerini koruyor. Norveç ile Almanya arasında inşa edilecek 2,3 milyar dolarlık deniz altı tünel ile ilgili çalışmalar, iki ülke arasında yeni bir hidro-rüzgâr tesisi kurulması fırsatı sunuyor.

Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı alan Birleşik Krallık, Avrupa ülkelerinin yenilebilir enerji yatırımlarında gösterdiği yükselişin aksi yönde ilerliyor. Ülke, endekste 14. sıraya gerileyerek şimdiye kadarki en düşük seviyesine indi. Birleşik Krallık Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın dağılması ve Hinkley Point C nükleer santraline onay verilmesi, ülkenin yatırımcı gözünde çekiciliğini kaybetmesine neden oldu.

EY Türkiye Enerji ve Altyapı Sektör Lideri Ethem Kutucular, “Kasım 2016’da yürürlüğe giren Paris Antlaşması’nın iklim değişikliğine direkt etki eden, enerji sektöründe değişimi sağlayıcı bir rolü bulunuyor. Petrol ve gaza yapılan yatırımların azaldığı, temiz enerjinin en önemli unsurlarından yenilebilir enerji yatırımlarının ise arttığı bir döneme girdik. Dünyanın enerji ihtiyacı artmaya devam ederken enerji sektörü bu artışı yenilebilir enerji yatırımlarına ciddi bir hız vererek sektörün profilini değiştiriyor” değerlendirmesini yaptı.

2016’da 48,2 milyar dolarlık yeşil tahvil satıldı
Endekse göre; Temmuz 2016 itibarıyla küresel olarak 48,2 milyar dolarlık yeşil tahvil satışı gerçekleşti. 2015 yılında 41,8 milyar dolarlık yeşil tahvil satışı yapılırken, 2014 yılında bu rakam 36,6 milyar dolar seviyesindeydi. Verilere göre; yeşil tahvil piyasasının başlangıcı olan 2007 yılından bu yana satılan yeşil tahvil ile elde edilen 95,6 milyar dolar (toplam ihracın %65’i) yenilenebilir enerji projelerine aktarıldı. 2007’den buyana yapılan toplam küresel yeşil tahvil ihracının 54,9 milyar dolarlık bölümü Avrupa’da gerçekleşti. Avrupa’yı 19,8 milyar dolar ile Kuzey Amerika ve 4,5 milyar dolar ile Asya takip ediyor.

TAB Gıda Yurt Dışı Yatırımlarına Devam Ediyor

Makedonya’daki 5. Burger King Restoranı

Burger King®’in Türkiye’deki master franchisee’si TAB Gıda, Çin’deki yatırımlarının ardından Makedonya’da açtığı 5’inci restoranıyla, yurtdışı büyümesini sürdürüyor. TAB Gıda’nın Çin’deki 600’aşkın Burger King® restoranının yanı sıra KKTC ve Gürcistan’da da restoran yatırımları mevcut.

Türkiye’de 1000’e yakın restoranı ve 22 yıllık tecrübesiyle hızlı servis restoran zinciri sektörü lideri olan TAB Gıda bünyesinde Burger King® yurtdışı büyüme atağını sürdürüyor. Gelişmekte olan ekonomisi ile yatırımcıların dikkatini çeken Makedonya’da, 5’inci Burger King restoranı yeni yılda hizmet vermeye başlayacak. TAB Gıda Genel Müdürü Caner Dikici; “2011’de Makedonya Üsküp’te açtığımız Burger King restoranı bizim ilk yurt dışı operasyonumuzdu. Ülkenin lokasyon olarak potansiyelini biliyor ve 5 yıllık deneyimizle bölgeyi çok iyi tanıyoruz. Bu doğrultuda oluşturduğumuz stratejimiz bizi başarıya taşıdı. Şimdi bölgede 5’inci restoranımızı açmanın heyecanını yaşıyoruz.” dedi.

Burger King®’in yurt dışı yatırımları devam edecek
TAB Gıda olarak Burger King® sisteminin dünyadaki en büyük master franchisee’si olma özelliğini taşıdıklarını belirten Dikici; “TAB Gıda olarak, bünyemizdeki Burger King®, Popeyes®, Sbarro®, Arby’s® ve Usta Dönerci® olmak üzere 5 markamızla hem yurtiçi hem de yurtdışında büyümeye devam ediyoruz. Ciromuz, 2016 yılının 10 aylık döneminde 2,2 milyar TL ‘ye ulaştı. 2016 sonu itibari ile ciromuzun 2,7 milyar TL’ye ulaşacağını öngörüyoruz. Buna paralel olarak %23 büyüme hedefimiz mevcut. 2017 yılında ciromuzu %37 büyüterek 3,7 Milyar TL ‘ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bütün bu hedeflerimizi yurt dışı yatırımlarımızla paralel olarak şekillendiriyoruz. Büyümemizde yabancı bölgelere yapacağımız yatırımlar önemli bir paya sahip olacak. 2017 öngörülerimize göre bu doğrultuda büyümeyi hedefliyoruz.” dedi.
1995 yılından bu yana TAB Gıda çatısı altında Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan Burger King®’in bugün Türkiye genelinde 70’ten fazla ilde, 600’den fazla restoranı bulunuyor. 2012 yılında Çin pazarına giren TAB Gıda, dünya genelinde Burger King® sisteminde en güçlü operasyona sahip olma gücünü elinde bulunduruyor. 2012 yılında 65 restoranla başlayan Çin operasyonu, TAB Gıda’nın başarılı yönetim stratejisiyle 2016’da 600’den fazla restoran sayısına ulaştı.

Michelin, 2016 yılında hacmini %1,4 artırdı

Lastik devi Michelin, 2016 yılı bitmeden net satış rakamlarını 15,5 milyar Euro’ya ulaştırmayı başardı. Toplamda yüzde 1,4 hacim artışı sağlayan Michelin’in hacmine en büyük katkı, özel uzmanlık alanı 17 jant ve üzeri performans lastikleri segmentinde sağladığı yüzde 11’lik hacim artışından geldi.

Türkiye’nin de içinde bulunduğu binek araç ve hafif ticari araç lastikleri segmentinde orjinal ekipman pazarında yüzde 5 büyüyen Michelin, aynı pazarda ağır vasıta lastikleri segmentinde de yüzde 4’lük büyüme sağladı.

Michelin, 2016 yılında hacmini %1,4 artırdı

Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin, 2016 yılının ilk dokuz ayında net satışlarını 15,5 milyar Euro’ya ulaştırdı. Hacimsel anlamda pazarı geride bırakarak %1,4 oranında tonajını artıran Michelin, her zaman olduğu gibi iddialı olduğu performans lastikleri pazarındaki üstünlüğü ile 17” ve üzeri lastik segmentinde yüzde 11’lik hacim artışı elde etti.

Michelin net satışları 15,5 milyar

Net satışlarını 15,5 milyar Euro’ya ulaştıran Michelin, Türkiye pazarını da içine alan Avrupa bölgesinde halen artan talep sayesinde hem binek araç hem de hafif ticari araç lastikleri segmentinde büyüme göstererek grubun hacmini artırdı. Binek araç ve hafif ticari lastiklerinde Türkiye’yi içine alan Avrupa bölgesinde orijinal ekipman pazarında yüzde 5 büyüyen Michelin, tüm dünyada ise satılan lastik adedi bakımından da yüzde 2 artış gösterdi. Ağır vasıta lastikleri segmentinde ise, ilk 9 ayda Türkiye pazarını da içine alan Avrupa bölgesinde yüzde 4 büyüdü.

Michelin’in büyümesine Türkiye katkısı

Michelin Grubu’nun global anlamda büyümesine Michelin Türkiye, katkı sağlıyor. Türkiye, hem binek lastikleri ve hafif ticari grubunda hem de ağır vasıta grubunda hem de yüksek performans lastiklerinde da başarılı bir performans sergiliyor. Michelin, geliştirdiği teknolojiler ve lastik çözümleriyle tüketicilere destek sunmaya devam edecek.

Kastamonu Entegre, Robot yatırımlarına hız verdi

Ağaç panel sektöründe dünyanın önde gelen şirketleri arasına adını yazdırmayı başaran Kastamonu Entegre, tesislerindeki faal robot sayısını 2017 itibariyle 9’a çıkarıyor.

Kastamonu Entegre, yurt içinde Kastamonu, Gebze, Balıkesir, Samsun, Tarsus, Adana; yurt dışında Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek ve Rusya tesislerine yönelik gerçekleştirdiği revizyon, inovasyon çalışmaları ile robot yatırımlarına devam ediyor. Dünya standartlarında ileri teknolojiyle yüksek kapasiteli üretim yapan tesislerine yaptığı robot yatırımları ile Kastamonu Entegre, hızı, kaliteyi ve verimliliği arttırıp, maliyeti düşürüyor, üretimin hatasız ve insan sağlığını koruyacak şekilde gerçekleşmesini sağlıyor.

Kastamonu Entegre, Adana, Kastamonu, Gebze ve Rusya tesislerinde bulunan 7 adet parke istif, kalite tasnif, transfer robotlarına, 2017 itibariyle Adana tesisi için sipariş ettiği istif ve paketleme robotlarını ekleyerek bu sayıyı 9’a çıkarıyor.

Robotların sıkı rekabet koşulları altında hızlı yatırım yapma zorunluluğuna cevap verdiğini belirten Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız, “Türkiye’de robot kullanım oranı artmaya başladı. Biz istifleme, palet ve ambalajlama bölümlerinde robotları aktif olarak kullanıyoruz. Böylece ürünlerin düşmesini, zedelenmesini, operasyonlarda gerçekleşecek üretim kayıplarını ve sevkiyat hatalarını minimize ediyoruz. Her yıl üretimi tesislerimizde robot envanterimizi artırmaya devam edeceğiz” dedi.

Tesislerindeki otomasyon altyapısı ile ilgili de açıklamalarda bulunan Yıldız “Üretimdeki verimi artırmak ve verileri kontrol edebilmek için aynı zamanda Gebze tesislerinde OEE projeleri yürütüyoruz. Bu projenin önümüzdeki süreçte diğer lokasyonlarda da uygulanmak üzere çalışmalarımız sürüyor. ” dedi.
Kastamonu Entegre Hakkında
1937 yılında temelleri atılan Hayat Holding çatısı altında 1969 yılında kurulan Kastamonu Entegre, ilk tesisi olan Yonga Levha Fabrikası ile 1971 yılında Kastamonu’da üretime başladı. 2015 yılı itibariyle yıllık 2.4 milyon m³ MDF, 2.6 milyon m³ yonga levha, 70 milyon m² laminat parke, 19.5 milyon adet kapı paneli ile toplamda 5 milyon m³ ahşap levha üretim kapasitesine sahiptir. 2015 yılında 350 milyon euro yurtdışı faaliyetlerinden kaynaklı olmak üzere 1 milyar euro konsolide ciro gerçekleştiren Kastamonu Entegre Ağaç Sanayi, Türkiye’de sektör liderliğinin yanı sıra Avrupa’da 4’üncü sırada, dünyada ise 7’inci sırada yer almaktadır. Kastamonu Entegre’nin yurt içinde Gebze, Kastamonu, Balıkesir, Samsun, Tarsus ve Adana’da, yurt dışında ise; Romanya, Bulgaristan, Rusya ve Bosna Hersek’te olmak üzere toplam 10 farklı lokasyonda 15 ayrı üretim tesisi bulunmaktadır. Toplam 93 ülkeye ihracat gerçekleştiren Kastamonu Entegre, 5 bin 500 kişiye istihdam sağlamaktadır. Kastamonu Entegre, ISO 9001 Kalite, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği, ISO 50001 Enerji Yönetimi, FSC (Sürdürülebilir Orman Yönetimi) kalite sistemleri ile Medepan markalı MDF ürünleri için TSE E0 Belgesi ve dünyanın önemli sertifikalandırma kuruluşlarından WKI tarafından verilen CARB Phase2 (California Air Resources Board) ile TURQUALITY® Belgesi’ne sahiptir. Kastamonu Entegre, TSE ve Avrupa Normları’na (EN) uygun üretim yapmaktadır.

Samsung IoT Day’de Türkiye’de Nesnelerin Internetinin geleceği konuşuldu

Samsung ve TBD’nin düzenlediği “Samsung IoT Day” etkinliğinde, nesnelerin interneti (IoT) kavramının yaratacağı ekonomik değer ve kamuya doğrudan katkısı ele alındı

Samsung Electronics’in gelecek vizyonuyla nesnelerin internetinin (IoT) ele alındığı, Samsung ve Türkiye Bilişim Derneği’nin düzenlediği “Samsung IoT Day” gerçekleştirildi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan katılımıyla gerçekleşen etkinliğin ev sahipliğini Samsung Türkiye Kamu Sektörü ve Dış İlişkiler Ülke Direktörü Dr. R. Erdem Erkul ve Türkiye Bilişim Derneği Başkanı İlker Tabak gerçekleştirdi.

Samsung için nesnelerin interneti, fiziksel ve dijital dünyaların bir araya gelerek yaşam kalitesini artırması anlamına geldiğini belirten Dr. R. Erdem Erkul, “IoT’nin gerçek potansiyelini ortaya koymak için insanı merkeze koyan yaklaşımlara ihtiyacımız var. McKinsey1 araştırmasına göre, 2025 yılına gelindiğinde IoT’nin dünya ekonomisine etkisi 11 trilyon dolar olacak. Türkiye’nin bu değerden pay alması büyük önem taşıyor” dedi.

“Günümüzde nesnelerin internetinin şimdiden evler, ofisler ve fabrikalarda daha akıllı yaşam ve çalışma olanakları yarattığına şahit oluyoruz. IoT bireylerin yaşamını değiştiriyor” diyen Dr. Erdem Erkul, gelecekte ise toplumun çok daha geniş bir kesiminin IoT’nin faydalarına kavuşacağını belirtti. Bu doğrultuda Samsung’un insan odaklı, açık ve işbirliği prensiplerinden oluşan IoT vizyonuna, kamunun yaklaşımının önemine değinen Dr. Erkul, etkinliğin düzenlenmesindeki destekleri nedeniyle Türkiye Bilişim Derneği’ne teşekkür etti.

Türkiye Bilişim Derneği Başkanı İlker Tabak, “Günümüzde gelişen teknolojilerin başında nesnelerin interneti geliyor. Enerji tasarrufu, verimlilik artışı gibi faydalarla tüm endüstrilerin IoT ile hızla dönüşmeye başladığını gözlemliyoruz. Türkiye’nin bu gelişen alanda geri kalmaması ve oluşacak ekonomik değerin bir parçası olması için gerekli düzenlemeleri yapması gerekiyor. TBD olarak tüm bu düzenlemeler için gerekli desteği vermeye hazırız” dedi.

5G ile daha fazla nesne birbirine bağlanacak

Geçtiğimiz yıl elektronik haberleşme sektöründe toplam yatırım miktarı %204 oranında artarak 17,3 milyar liraya ulaştığına değinen Dr. Ömer Faruk Sayan, “Yatırım miktarındaki bu büyük artışın en önemli sebebi tabii ki 4.5G yatırımlarından kaynaklanıyor. Ülkemizdeki geniş bant internet abone sayısı Mart 2016 itibarıyla bir önceki yılın aynı dönemine göre %20,5 artışla 51,6 milyona ulaştı. Mobil abone sayısı 73.8 milyona çıktı. Bu artışlar önümüzdeki süreçte daha da büyüyecektir. Özellikle 5G teknolojisinin hayatımıza girmesi ve IoT (nesnelerin interneti) diye adlandırılan teknoloji ile akıllı binalar, akıllı şehirler, akıllı ulaşım gibi alanlarda daha fazla nesne birbirine bağlı olacaktır” dedi.

Kamunun üst düzey bürokratları ve Bilgi İşlem Daire Başkanlarının katılımıyla İlk kez düzenlenen etkinlik, Samsung’un IoT çözümleri ve başarılı örneklerine sahne oldu.

1 The Internet of Things: Mapping the Value Beyond the Hype, McKinsey Global Institute

E-imza sayısı iki milyonu aştı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) “Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü” üçüncü çeyrek pazar verileri raporunu yayımladı. Eylül 2016 sonu itibarıyla, 2.042.051 elektronik imza ve 424.657 mobil imza olmak üzere toplam 2.466.708 elektronik sertifika oluşturuldu. 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre, elektronik imza sayısında yüzde 4,2 ve mobil imza sayısında yüzde 3,6 oranında artış gerçekleşti. Türkiye’nin ilk elektronik imza üreticisi E-Güven ise ayda ortalama 15 milyon doğrulama ve 750 bin mobil imzalama işlemi gerçekleştiriyor.

BTK verilerine göre, 2016 yılının üçüncü çeyreği sonunda 2.466.708 elektronik sertifika oluşturuldu. 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre, elektronik imza sayısında yüzde 4,2 ve mobil imza sayısında yüzde 3,6 oranında artış gerçekleşti. 2015 yılının üçüncü çeyreğinde ise toplam 1.915.627 elektronik sertifika oluşturuldu. E-imza’nın yaygınlaşması için çalışmalarını sürdüren E-GÜVEN, sunduğu e-imza çözümleri ile de daha etkin ve verimli iş süreçleri sağlanmasında önemli bir rol oynuyor.

Çipli kimlik ve e-imza ile hız, güvenlik ve zaman tasarrufu sağlanacak

İçinde bulunduğumuz dijital çağ, hız kesmeden bireyleri ve kurumları dönüştürmeye devam ediyor. E-dönüşüm kapsamı içerisinde yer alan birçok uygulama, iş süreçlerini hızlandırırken, zaman ve maliyetten önemli oranda tasarruf edebilmeyi mümkün kılıyor. 2017 yılının Ocak ayında tüm Türkiye’de dağıtılmaya başlanacak yeni çipli kimlik kartları ile devlet kapsamında sunulan hizmetlere, internetin bulunduğu her yerden kimlik kartı ile erişilebilecek. Yeni çipli kimliklerle vatandaşlar; bankacılık, noter, okul, emniyet ve tapu işlemlerinin yanı sıra sağlık ve sigorta işlemlerinde de güvenli doğrulama işlemi yapabilecek. Yeni kimlik kartlarının içerisine uzun vadede isteğe bağlı olarak e-imza dahil edilebilecek. Yeni çipli kimliklerle bireysel e-imza kullanımı daha fazla yaygınlaşacak. Çipli kimlik kartları ile uzaktan kimlik doğrulaması yapan ilk kurum olan Türkiye’nin ilk elektronik imza üreticisi E-Güven, dijital dönüşüm sürecinde katma değer yaratmaya devam edecek.

E-imza kullanımı yüzde 4,2 oranında yükseldi

Teknolojinin gelişimi ile bireylerin ve kurumların birçok avantaj ve fırsatlara sahip olabildiklerini belirten E-Güven Genel Müdürü Can Orhun, “Yenilikçi teknolojiler hayatımızın vazgeçilmez bir parçasını oluşturuyor. Akıllı telefonlar ve yenilikçi uygulamalar, hayatımızı kolaylaştırıyor. Dünya genelinde yapılan araştırmalara baktığımızda, 3.419 milyar insanın internete bağlandığını görüyoruz. BTK verilerine göre, 2016 yılının üçüncü çeyreğinde geniş bant internet abone sayısı 59,1 milyonu aşmış durumda. E-imza’nın yüzde 4,2 oranında yükseldiği görülüyor. E-Güven olarak, 2016 yılında olduğu gibi 2017 yılında da e-dönüşüm uygulamaları ve özellikle e-imza kullanımının katlanarak artacağını öngörüyoruz. 2017 Ocak ayı içerisinde dağıtılacak yeni çipli kimlik kartları sayesinde de e-imza kullanımının yükselen bir grafik çizeceğini düşünüyoruz.” dedi.

ŞÖLEN’E YENİ AR-GE DİREKTÖRÜ

Türkiye’nin önde gelen gıda şirketlerinden Şölen, Ar-Ge Direktörü görevine Serdar Maraşlı’yı getirdi. Maraşlı, Şölen’in fark yaratan yenilikçi ürünlerinin geliştirilmesi konusunda tüm süreçten sorumlu olacak.

Cesur, kaliteli ve yenilikçi ürünleriyle dikkat çeken Şölen, deneyimli isimlerle kadrosunu genişletmeye devam ediyor. Sektörde 12 senelik deneyime sahip Serdar Maraşlı, Şölen’de Ar-Ge Direktörü olarak göreve başladı.

Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühedisliği bölümü mezunu olan Serdar Maraşlı, Ar-Ge Mühendisi olarak başladığı Yıldız Holding’de 2004-2013 yılları arasında çalıştı. Burada en son İş Geliştirme/Ar-Ge Müdürü olarak görev yaptıktan sonra Konya Şeker’e Atıştırmalık İş Birimi Ar-Ge Direktörü olarak geçiş yaptı. Maraşlı, 2013-2015 yılları arasında çalıştığı Konya Şeker’in ardından, Modern Çikolata’da Ar-Ge ve Kalite Direktörü pozisyonunda görev aldı.