Arçelik’ten Perakende Akademisi

Arçelik A.Ş. markalarının Türkiye satış noktalarındaki konumunu güçlendirmek, modern perakendecilik yaklaşımlarını ve uygulamalarını marka stratejilerine uygun aktarmak ve performans gelişiminin sürekliliğini sağlamak vizyonu ile ‘Arçelik Perakende Akademisi’ kuruldu. Arçelik Perakende Akademisi’nin ilk eğitimi ise ‘İş Dünyasının Değişen Dinamikleri ve Arçelik’ başlıklı seminer oldu.

Ev teknolojilerinde Türkiye’nin lider, dünyanın ise önde gelen şirketlerinden olan Arçelik, modern perakendecilik yaklaşımlarını ve uygulamalarını tüm Arçelik bayi ve satış noktalarına aynı dille aktarmak ve tüm müşterilere en iyi perakende deneyimini yaşatacak performans mükemmelliğini sağlamak amacıyla Arçelik Perakende Akademisi’ni kurduğunu duyurdu.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Hilton Bomonti Otel’de tanıtılan Arçelik Perakende Akademisi kapsamında, Koç Üniversitesi işbirliği ile hazırlanan Vizyoner Liderlik Programı’nın ilk eğitimi olan “İş Dünyasının Değişen Dinamikleri ve Arçelik” semineri de aynı gün 270 yetkili satıcı, 50 Arçelik A.Ş. çalışanının ve üst yönetimin katılımıyla gerçekleşti.

Arçelik’in Perakende TV’si yayına başladı

Arçelik Perakende Akademisi, bugünün perakende dinamikleri doğrultusunda, müşteri sadakatini ve memnuniyetini artıracak deneyimleri yaşatmak için gerekli olan tüm öğrenme-gelişim içeriklerini yeni yöntem, araç ve kaynaklarla daha etkili şekilde bir çatı altında yönetme misyonu taşıyor. Eğlenceli, interaktif uygulama odaklı sınıf içi eğitimlerin yanı sıra, akademiyi çok daha ulaşabilir kılmak amacıyla en güncel dijital öğrenme araçlarının entegre edildiği www.arcelikperakendeakademisi.com uzaktan öğrenme sitesi kuruldu. Yetkili satıcılar ile olan iletişimi güçlendirmek, etkileşimi artırmak ve bilgilendirmeler yapmak amacıyla Arçelik Perakende Akademisi kapsamında kurulan Perakende TV’de de kampanya, ürün ve perakende uygulamaları hakkında bilgilendirme, duyuru, soru-cevap yayınlarına ek olarak, kişisel gelişim ve eğlence amaçlı yayınlar da gerçekleştirilmeye başlandı.

Konuyla ilgili açıklama yapan Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, “Tüketicilerimiz bizimle temas kurdukları noktalarda kesintisiz ve kaliteli bir deneyim yaşamak istiyorlar. Perakende Akademisi sayesinde biz de mağazalarımız, internet sitemiz, çağrı merkezlerimiz ve yetkili servislerimiz ile paralel dilde bir perakende deneyimini hayata geçireceğiz” dedi.

Arçelik Perakende Akademisi’nin, perakende dönüşümü çerçevesinde, Arçelik ve marka değerlerine özel olarak tasarlandığını söyleyen Can Dinçer, katılımcıyı ve ihtiyacı merkeze alan, öğrenme hedeflerinin bilgi, beceri ve davranış olarak tanımlandığı ve ölçümlenebildiği eğitim içeriklerinin baz alındığını belirtti. Arçelik Perakende Akademisi kapsamında her hedef kitle için davranış, finans, satış, işletme-mağaza yönetim becerileri ve teşhir standartları gibi, perakendecilik dinamikleri odağındaki eğitimleri içeren modüler sistemli sertifikalı gelişim programları yapılandırıldığını sözlerine ekledi.

Arçelik Perakende Geliştirme Direktörü Erhan Akdoğan ise mükemmel müşteri deneyimi yaratmanın, sürecin her noktasında gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yaparak, Arçelik perakendecilik dönüşümünü, Akademi’nin de bu dönüşümle hayat bulduğunu ve mağazalardaki yansımalarını aktardı. Arçelik Perakende Eğitim ve Gelişim Yöneticisi Pelin Hekimoğlu’nun Akademi ve Vizyoner Liderlik Programı kapsamında bilgilendirmelerinin ardından, Koç Üniversitesi Yönetici Geliştirme Programları Danışmanları Doğan Taşkent ve Mustafa İçil Girişimcilik, Dijitalleşme ve Aile Şirketlerinden Kurumsallaşmaya Dönüş konuları kapsamında konuşmalar yaptı.

Alışveriş Merkezlerinde başarının anahtarı, yakın işbirliği ve yenilikçi olmak

Geleneksel hale gelen ve bu yıl dokuzuncusu düzenlenen “ECE Türkiye Uluslararası Perakende Kiralama Günü”, 400’ün üzerinde katılımcıyla perakende dünyasının önde gelen aktörlerini ağırladı. Toplantıya katılan ECE Yönetim Kurulu üyeleri Klaus Striebich, Joanna Fisher ve ECE Türkiye Genel Müdürü Andreas Hohlmann, ECE’nin Türkiye ve Avrupa’da devam eden projeleri ile sektördeki inovasyonlar hakkında bilgi verdiler. Toplantıda ayrıca Alışveriş Merkezi sektörünün her açıdan değerlendirildiği ve sektör oyuncularının geleceğe dair vizyonlarının konuşulduğu bir panel de düzenlendi. Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin’in moderatörlüğünü üstlendiği panelin konuk konuşmacıları ise Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, ANKAmall Alışveriş Merkezi’nin yatırımcısı olan Yeni Gimat GYO A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel MüdürüLevent Kirman, QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan ve ECE Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Nuri Şapkacı oldu.

Toplantının açılış konuşmasını yapan ECE Türkiye Genel Müdürü Andreas Hohlmann, 2009 yılında 22 milyar TL ciro yaratan perakende sektörünün hacminin 2016 yılında 110 milyar TL’ye ulaşarak %400 oranında bir büyüme sağladığını belirtti. Hohlmann, “Sektörün başarısının anahtarı, müşterilerin, perakendecilerin ve AVM yatırımcılarının oluşturduğu zincirin bütünlüğünü koruması için tüm tarafların özen göstermesidir. İçerisinde bulunduğumuz dönem, uzun dönemli vizyonla hareket ederek doğru projelere yatırım yapmak için doğru zamandır. Bu bağlamda nitelik niceliğin önünde gelmelidir” dedi. Hohlmann sunumunda, 27 Nisan 2017 yılında Bursa’da açılacak olan Sur Yapı Marka projesi ile ilgili de detaylı bilgileri paylaştı.

ECE, Kiralamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Klaus Striebich, uluslararası pazarlara açılmak isteyen perakende grupları için ECE’nin Avrupa çapındaki inşaat ve planlama aşamasındaki 5 yeni projesinin yanı sıra genişleme ve yenileme aşamasındaki 18 proje hakkında bilgi verdi. Striebich, global anlamda perakende sektörünü etkileyen trendleri paylaşırken perakendede „müşteri odaklı“ yaklaşımın önemini vurguladı. Striebich, güçlü ve yenilikçi perakende markalarını Avrupa pazarına açılmaya davet etti.

ECE, AVM Yönetiminden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Joanna Fisher ise Alışveriş Merkezlerinin e-ticaret ve offline satışı biraraya getirebilecek önemli bir platform olduğunu iletti. Fisher, “Önümüzdeki dönemde, nihai müşteri, daha da ön planda olacak. Bu sebeple farklılaştırıcı hizmetler sunmak ve katma değer yaratmak önem kazanacak” dedi. Fisherayrıca, ECE’nin dijital perakende ve gastronomi alanındaki inovasyonlarından da bahsetti.

Sektörün değerlendirildiği ve sektörü oluşturan tarafların geleceğe dair vizyonlarının konuşulduğu, Prof. Dr. Emre Alkin’in moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Mavi CEO’su Cüneyt Yavuz, dalgalanma dönemlerinde kar marjlarındaki düşüşleri göz önüne alarak yatırımcıların perakendecilere desteklerini sürdürmelerini beklediklerini iletti. Yavuz, güçlü perakende markalarının yurt dışına açılarak riski dağıtabileceklerini kaydetti.

AVM yatırımcılarını temsilen panelde konuşan ANKAmall Alışveriş Merkezi’nin yatırımcısı olan Yeni Gimat GYO A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Levent Kirman, doğru projelerin doğru fizibilitelerle piyasaya sunulmasının önemini, sektörün sağlıklı bir biçimde büyümeye devam etmesi için tüm oyuncuların sürdürülebilirliğe odaklanması gerektiğini belirtirken zor zamanlarda yatırımcıların perakendecilere desteğinin önemli olduğunu vurguladı.

Sektöre finansman sağlayan bankacılık kurumunu temsilen panele katılan QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Ömür Tan „Alışveriş Merkezi yatırımlarının ve perakende markalarının gelişimi yönünde, doğru projelere destek vermeyi sürdüreceklerini bildirdi. Tan, “Ekonomik dalgalanma dönemlerinde çok doğal olarak finansman anlamında hassasiyetler olsa da alternatif ve yapıcı çözümlerle eskiden olduğu gibi önümüzdeki dönemde de müşterilerimizin yanında olmaya devam edeceğizdedi.

ECE Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Nuri Şapkacı, profesyonel yönetim şirketlerinin en önemli görevlerinden birinin de kiracı ve yatırımcıları fayda sağlayacakları optimum noktada buluşturmak olduğunu söyledi. Şapkacı, „Dalgalanma dönemlerinde maliyetlerin hassasiyetle gözden geçirilmesi önemlidir. Bununla birlikte ciroların artırılmasına yönelik olarak pazarlama planlarının adaptasyonu kaçınılmazdır“ dedi.

Panelin moderasyonunu üstlenen Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin konuşmasında Alışveriş Merkezlerinin organize perakendenin gelişimi açısından büyük önem arz ettiğini, şehirleşmenin artmasıyla birlikte cadde perakendeciliğinden AVM’lere geçişin devam edeceğini bildirdi. Alkin, döviz riskinin yönetilebileceğini, daha fazla üzerinde durulması gereken konunun gelecek vizyonu, yeni konseptler ve AVM’lerin nasıl daha sosyal alanlar haline getirilebileceği olduğunu iletti. Alkin, AVM yönetiminin üniversitelerde, İşletme Branşı altında bir program olarak yer alması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Yetkili Satıcıların Ayakta Kalması için Tek Yol: İyi Yönetim

Türkiye’de yetkili satıcılar için araba satmak, özellikle de bilinen ve satış adedinde ilk beşte olan bir markanın bayisi iseniz, aslında çok da zor değil. Asıl zor olan sermaye ve stok maliyeti yönetimi gibi konulara ek olarak, çalışanlardaki yıpranma oranı, yönetim zafiyetleri, uzun vade iş planlarının olmayışı, bir türlü mutlu edilemeyen müşteriler ve sürekli değiştirilen vergi mevzuatı…

Her işte olduğu gibi yetkili satıcılıkta da yaptığınız işten en iyi kazancı elde etmeyi hedeflersiniz. Bu noktada yatırımcı kimliği olan yetkili satıcı sahiplerinin bile atladığı konular olabiliyor. Önemli olan “ne kadar kazandım?” sorusunun değil, “ne kadar sermaye koydum?” ve “koyduğum sermeyenin getirisi ne oldu?” sorularının yanıtıdır.

Bir yetkili satıcı optimum karı, minimum sermaye ile elde edebiliyorsa, işte o zaman farklılaşmış demektir. Bu farklılaşma ise iyi bir yönetim anlayışı ve kaliteli bir çalışan yapısıyla mümkün olabilir.

Sermayenizi Yükseltmeye Odaklanın

Son yıllarda her yetkili satıcı sahibinin haklı olarak yakındığı ve gittikçe düşen kar marjları karşısında sürekli serzenişte bulunmaktan ziyade, yetkili satıcılar olarak bu işe ayırdığımız sermayeleri sürecin başında belirleyerek gerekirse otomotiv dışı faaliyetlere aktardığımız sermaye tutarını geri çekerek, banka kredilerini azaltmalı ve sermayemizin getirisini yükseltmeye odaklanmalıyız.
Yetkili satıcılık yönetiminin başlıca zorluklarından biri stok yönetimidir. Çünkü stok en basit anlamıyla maliyettir. Stok tutmak için para ödersiniz ve bu paranın maliyeti bulunur. Depolarsınız, deponun maliyeti oluşur. Stoğu saydırır, taşır, güvenliğini sağlarsınız bunlar da ayrıca maliyet kalemi oluşturur. Değeri düşebilir yine maliyet yaratır. Elinizde yanlış stok olur ve bu yüzden doğrusunu alamamış olursunuz, bu stoğun bulunmaması da maliyettir. Hepsinin ötesinde stok planlama çalışması bile bir maliyettir.

Bu sebeple optimum stok seviyesinin belirlenmesi ve lojistik maliyetlerinin azaltılması, yetkili satıcılıkta ayrı bir önem taşır. Stoklara bağlanan para, tam ihtiyaca göre saptanabilirse yetkili satıcılar, sağlıklı bir finans yönetimini de sağlayacaktır.

Çoğu yetkili satıcılıkta ödenmiş stok maliyetinin finansman etkisi hesaplanmıyor… Halbuki bir yetkili satıcı, distribütörün kendisine tanıdığı ödeme süresi günü içinde stoklarını çevirmeyi başarabiliyorsa iyi, rasyonel ve karlı bir yetkili satıcı olur. Kısacası stok maliyet yönetiminin oldukça önemli, atlanmaması gereken bir konu olduğunu söylemeliyim..

Bu Sektörde Çalışan Hızlı Yıpranıyor

Diğer yandan, yetkili satıcılardaki çalışma şartlarının mesailer ve hedef baskısı sebebiyle diğer mesleklere göre daha ağır olması, çalışanların daha hızlı ve fazla yıpranmasına neden oluyor ki bu nedenle insan kaynakları yöneticileri için de doğru ve kaliteli işgücünü bulmak ek bir zorluk yaşatıyor.

Yetkili satıcıların yaşadığı bir diğer zorluk da artan rekabet koşulları nedeniyle müşteri memnuniyetinin sağlanmasının gün geçtikçe daha da zorlaşması… Müşteri memnuniyeti hâlihazırda başarının olmazsa olmaz unsurlarından biri durumunda ve tüm satış öncesi, sırası ve sonrası stratejilerinde yer almaktadır. Fakat son zamanlarda zorlu rekabet koşullarını bilmediği için haksız davranan müşteri grubu ile çalışmak, maalesef ki bu stratejilerin yeniden tasarlanmasını gerektiriyor.

Tüm bu zorluklara bir de marka distribütörleri ile yetkili satıcıları birbirine sıkıca bağlayan bir aşk-nefret ilişkisi eklenince kısır döngüler çoğalıyor. Distribütörler ürettikleri araçları satıyorlar diye yetkili satıcıları el üstünde tutarken aynı zamanda araç satın alan müşterilerin yeteri kadar memnun edilmediği ve tesislere gereken yatırımların yapılmadığı gibi gerekçelerle rahatça yerebiliyorlar da.

Genel anlamda bakacak ve iğneyi kendimize batıracak olursak, ne yazık ki ülkemizdeki birçok yetkili satıcı iyi yönetilmiyor. Kilit noktadaki yöneticiler işin sorumluluğunu kaldırabilecek yöneticilik özelliklerine sahip değil. Genel Müdürlerin çoğunun geçmiş tecrübeleri sınırlı. Masa başı tecrübesi fazla olanların ise saha tecrübesi kısıtlı. Tabii ki bunu genellemek doğru değil fakat son 5 yılda 45’e yakın yetkili satıcının kapanışına veya el değiştirmesine şahit olunca bayi yönetim anlayışının önemi bir kez daha değer kazanıyor.

Geçmişte yaşanmış ve gelecekte yaşanacak kapanmalardaki en büyük sebep ise aslında uzun vadeli iş planlarının yapılmaması. Tüm çalışanlar anlık değerlendiriliyor, danışmanlara sadece sattıkları araç adetine göre davranılıyor, insan kaynaklarına yatırım yapılmıyor ve buna benzer uzun vadeli planlamalar, maliyetler sebebiyle göz ardı edilebiliyor. Halbuki kısa vade getirilerden çok uzun vadeli iş planlarının inşa edilmesi, anlık satış yapılan müşterilerin de uzun vadede firmaya bağlı kalmasını sağlamak müşteri sadakatini arttıracaktır.

Tüm bu zorluklar farklı şekillerde nasıl geçmişte yer aldıysa, gelecekte de hep var olacaktır. Bu zorlukları aşmayı başaran yetkili satıcılar, yeni zorluklarla da mücadelenin farklı yollarını aramak zorundalar.

Turkishceramics tanıtım atağına kalktı, Londra’da ‘Turkish Design Center’ kuruluyor

ÇCSİB, 2016 yılı ihracat rakamlarını açıkladı:
Türkiye, seramik ve çimento ihracatında dünyada
5’inci, cam ihracatında 17’nci sırada

Turkishceramics tanıtım atağına kalktı
Londra’da ‘Turkish Design Center’ kuruluyor

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği (ÇCSİB), temsil ettiği sektörlerin 2016 yılı ihracat rakamlarını açıkladı. Birliğin 2016 yılında 2.75 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğini belirten ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Kayan, 2017 yılında ihracattaki düşüşün sona ermesini beklediklerini ve artışa geçmeyi hedeflediklerini söyledi. ÇCSİB bünyesindeki Seramik Tanıtım Grubu ‘Turkishceramics’ ile dünyada tanıtım atağına kalktıklarını vurgulayan Bahadır Kayan, “Dünyada ‘En iyi seramiği İtalyanlar, İspanyollar ve Türkler’ yapar şeklinde bir algı var. Türk seramiğinin dünyadaki imajının geliştirilmesine yönelik faaliyetler kapsamında bu yıl Londra’da önemli bir adım atarak, Turkish Design Center kuruyoruz” dedi.

Üretiminde tamamen yerli kaynak kullanan ve net döviz girişi ile Türkiye’nin dış ticaret dengesine pozitif katkı yapan çimento, cam ve seramik sektörlerinin tek koordinatör birliği ÇCSİB’nin, 2016 yılı ihracat rakamlarına göre Türkiye, seramik ve çimento ihracatında dünyada 5’inci, cam ihracatında 17’nci sırada yer alıyor. 10 bine yakın üyesiyle 65 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayan ÇCSİB, 200’ün üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Sektör ihracatından çimento sektörü %19, seramik sektörü %33, cam sektörü ise %30 pay alıyor. Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri sektörünün 2016 yılında en fazla ihracat yaptığı ülkeler Almanya, ABD, İtalya, İsrail ve İngiltere olarak sıralanıyor.

2014
yılında 3.3 milyar dolar olan Birlik ihracatı, 2015 yılında %12,6 oranında düşerek 2.9 milyar dolara geriledi. 2016 yılında ise Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri sektörünün Türkiye geneli ihracatı, 2015 yılına göre değer bazında %5,5 azalışla 2.75 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Seramik ihracatı değer ve miktar olarak arttı
2016
yılında seramik sektörü ihracatı, 2015’e göre miktar bazında %6.2, değer bazında %1.3 artarak 1.8 milyon ton ve 945 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. ‘Seramik kaplama malzemeleri’nde Türkiye geneli ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar bazında %9, değer bazında ise %3.5 artarak, 1.4 milyon ton ve 511 milyon dolar oldu. ‘Seramik sağlık gereçleri’ Türkiye geneli ihracat kaydı ise miktar bazında %7, değer bazında ise %9.3 artarak 127 bin ton ve 211 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.

Çimento ihracatı 498 milyon dolar
2016 yılı Türkiye geneli çimento sektörü ihracatı bir önceki yıla göre miktar bazında %13 artarak, değer bazında ise %6 azalarak 11.4 milyon ton ve 498 milyon dolar olarak gerçekleşti. Klinker ihracatı miktarda %30, değerde ise %5 artarak 3.8 milyon ton ve 130 milyon dolar oldu.

Cam ihracatı 792 milyon dolar
Dünya cam üretiminde 12’inci Avrupa cam üretiminde 5’inci sıradayız. 2016 yılı Türkiye geneli cam sektöründe 678 bin ton ve792 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Sektör ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre miktar bazında %18.6 artmış olmakla birlikte, değer bazında %10 azaldı.

“Dünyadaki konumumuzu daha yukarı taşımayı hedefliyoruz”
Birlik olarak, ihracatını gerçekleştirdikleri ürünlerin uluslararası standartlara uygun kalitede, iyi fiyatla ve üstün hizmet anlayışıyla sunduklarını belirten ÇCSİB Başkanı Bahadır Kayan, “Küresel dış ticaret talebinde gözle görülür bir yavaşlama, korumacılık, içe dönme ve ürün fiyatlarında gerileme eğilimleri yaşanıyor. Dünya mal ticareti son iki yıldır üst üste küçüldü, Türkiye’nin ihracatı da buna paralel olarak son iki yıldır azaldı. Tüm bu gelişmelerden etkilenen sektörlerimizin ihracatı, 2015 yılına göre değer bazında %5,5 azalışla 2.75 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ancak 2017 yılında ihracattaki düşüşün sona ermesini ve artışa geçmeyi bekliyoruz.
Bugün Avrupa’dan Amerika kıtasına, Orta Doğu ülkelerinden Afrika ülkelerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan 200 ülkeye ihracat gerçekleştiren ÇCİSB, Türkiye’nin toplam ihracatından yaklaşık %2 pay alıyor. Sektör temsilcileri olarak, dünyanın en büyük seramik, cam ve çimento üreticisi ve ihracatçıları sıralamasındaki konumumuzu daha yukarılara taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Turkishceramics Londra’da ‘Turkish Design Center’ açıyor
ÇCSİB altında
faaliyet gösteren Seramik Tanıtım Grubu ‘Turkishceramics’in yurtdışında tanıtım merkezleri kurma kararı alan TİM AŞ’ye başvurduğunu ve Londra’da açılacak Turkish Design Center için teşvik aldığını ifade eden Bahadır Kayan, şunları söyledi: “Seramik, kalite ve tasarımın gerçekten önem arz ettiği bir iş dalı ve Türkiye, en iyi algı adına dünyada ilk 3’te yer alıyor. Dünyada ‘En iyi seramiği İtalyanlar, İspanyollar ve Türkler’ yapar şeklinde bir algı var. Türk seramiğinin dünyada imajının geliştirilmesine yönelik çalışmalar çerçevesinde Seramik Tanıtım Grubu ‘Turkishceramics’ olarak, bu yıl Londra’da önemli bir adım atıyoruz. Uluslararası pazarda bir marka haline gelen ‘Turcishseramics’ ile aslında çok entelektüel bir iş yapıyoruz. 4 yıl önce Londra’da başladığımız çalışmalarımızla, mimarlık dünyasına yönelik çok sayıda faaliyet gerçekleştirdik. Londra’daki mimarlık dünyasında Türk seramiği 4 yıl önce yüzde 6 oranında tanınırken, bu yıl bu oran yüzde 50’ye çıktı. Royal Academy of Arts’ın mimarlık programını biz üstleniyoruz. Adımıza verilen bir Royal Academy of Arts Mimarlık Ödülü var. ‘Royal Academy of Arts’ altındaki mimari projeler ve yarışmalar ‘Turkishceramics’in sponsorluğu altında gerçekleştiriliyor. Yurtdışında Türk seramiğini tanıtmak ve Türk seramiğinin itibarını artırmak için doğrudan hedef kitlelere yönelik projeler geliştiren Turkishceramics’in, işletmesini üstlendiği Turkish Design Center, mimarlık dünyasının kabul ettiği Clerkenwell’da açılacak.”

Yıllık 3 milyon tonun üzerinde üretim kapasitesine sahip bir ‘güç’

Son 20 yıl içinde inşaat malzemelerinde, özellikle de plastik kapı ve pencere üretimi ve tüketiminde büyük bir artış yaşandı. Türkiye cam sanayi ise düz cam üretim hatlarını arttırarak geçtiğimiz yıl üretim kapasitesini 1,7 milyon tonun üzerine çıkardı. Toplamda 125 bin kişiye istihdam sağlayan Pencere, Cam ve Kapı sektörü, yıllık 3 milyon tonun üzerinde üretim kapasitesiyle de Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri. Tüm bu sektörleri bir araya getiren, dünyanın ikinci, Avrasya coğrafyasının ise en büyük ihtisas fuarı Avrasya Pencere, Cam ve Kapı Fuarı Mart ayında kapılarını açıyor.

Son yıllarda Türkiye, pencere, kapı ve cam sektöründe Ar-Ge destekli inovatif ürünleriyle büyük başarılara imza attı. Dünyanın en büyük cam üreticilerinden birine sahip olan Türkiye, pencere ve kapı sektörlerinde de artık dünyada söz sahibi. Yıllık 13.500.000 adet pencere, 4.050.000 adet kapı üretimine sahip olan ülkemizde cam üretimi ise 1,7 milyon ton civarında.

Yurt içi üretim kapasitesinin yüzde 50’sini düz cam, yüzde 32’sini cam ambalaj, yüzde 16’sını cam ev eşyası ve yüzde 2’sini cam elyafı üreterek gerçekleştiren cam sektörü, Türkiye’nin dünya ile rekabet ettiği en önemli sektörlerin başında geliyor. Ve bu büyüklük içerisinde Türkiye cam sektörü üretim kapasitesi olarak cam ev eşyasında dünyada 3’üncü, cam ambalajda ve düz camda 5’inci, cam elyafta ise 12’inci sırada yer alıyor.

“Türkiye; 525 milyon USD’lik ihracatıyla dünya sıralamasında 7’inci sırada”

Bu kapsamda 2016 yılında Türkiye’nin 430 bin ton profil ürettiğini söyleyen REED TÜYAP Genel Müdür Yardımcısı Fatih Özmert, sektörde çalışan kişi sayısının 100.000’den fazla olduğunu belirtti. Sektörün başlıca ihracat pazarlarının Rusya, İran, Irak, Türki Cumhuriyetler, Afrika ve Balkan Devletleri olduğunu söyleyen Özmert, “Pencere sektörü kentsel dönüşümün yarattığı yeni konutlar ve renovasyon gören yapılar sayesinde hızla büyüyor. Bu büyümeyle orantılı olarak da sektör, 140 bin ton civarında pencere profilinin ihracatını gerçekleştiriyor. Fakat bu sektör için konuştuğumuzda en çok pencere – kapı ihracatı yapan ülke, 3.17 milyar USD ile Çin. Almanya ve Polonya ihracatta Çin’in peşinden giderken Türkiye; 525 milyon USD’lik ihracatıyla dünya sıralamasında 7’inci Avrupa’da ise 4’ünücü sırada yer alıyor. Bu rakamlarla konuştuğumuzda sektörümüzün gücünü küçümseyemeyiz” dedi.

Özmert: Fuarımızın bir numaralı ziyaretçisi Rusya’dan gelen alıcılar…

Böylesine büyük sektörlerin inovatif ürünlerini dünya genelinde ve ülkemizde gerçekleşen fuarlarda tanıtabildiği söyleyen Özmert, REED TÜYAP olarak Avrasya Pencere, Cam ve Kapı 2017’de Ar-Ge ve inovasyon harikası ürünlerin sergileneceğini söyledi. Geçtiğimiz yıl gerçekleşen fuarı Türkiye’nin 79 ilinden ve dünyanın 117 ülkesinden toplam 57.681 profesyonelin ziyaret ettiğini aktaran Özmert, bu sene hedef bölgenin Rusya olduğunun tekrar altını çizerek, 190’dan fazla Rus firma yetkilisinin REED TÜYAP misafiri olarak İstanbul’a geleceğini belirtti. Özmert, “Fuarımızın bir numaralı ziyaretçisi Ruslar. Onları İran ve Makedonya takip ediyor. Aslına bakarsanız Rusya, aksesuarcılar için müthiş bir pazar. Çünkü Rusya da son yıllarda kendi profilini üretmeye başladı. Fakat aksesuar üretiminde hala etkin değiller. Dolasıyla bunu dışardan karşılıyorlar. İthal ürün alırken de Türkiye’yi çok tercih ediyorlar. Öte yandan geçmiş yıllarda büyük alımlar gerçekleştiren Rus firmalar bu yıl da fuarımızı ziyaret edeceklerini teyit ettiler. Bu bizim için çok sevindirici bir haber, çünkü fuarımızın yarattığı ticaret hacmini önemli ölçüde arttıracak bir gelişme” dedi. Öte yandan Kuzey Afrika’dan yoğun bir alım heyeti beklediklerini söyleyen Özmert, gelecek hedeflerinin Sahra Altı Afrika ülkelerinden daha yoğun ziyaretçi çekmek olduğunu belirtti.

 

Ayrıca fuarın Pencere ve Kapı Sektörü Derneği (PÜKAD), Pencere Üreticileri Kalite Birliği (PÜKAB) ve Girişimci Alüminyum Sanayici ve İş Adamları Derneği (GALSİAD) iş birliğiyle düzenlendiğini ve en son teknolojik yeniliklerin sergileneceği söyleyen REED TÜYAP Genel Müdür Yardımcısı Fatih Özmert; Avrasya Pencere, Cam ve Kapı Fuarı 2017’nin Avrupa ve Ortadoğu pazarları başta olmak üzere 100’ün üzerinde ülkeye ihracatı olan pencere sektörünün, Avrasya Bölgesi’ndeki en önemli buluşma noktası olma özelliği taşıdığını belirtti.

Tamek Ürünlerine Kadın Eli Değiyor

Türkiye’nin en köklü gıda ve meyve suyu firması Tamek’in, 1955 yılından günümüze sürdürdüğü kalite politikasının temelini kadın çalışanlar oluşturuyor. Tamek ürünlerinin üretiminden hasadına, işlenmesine kadar her aşamasına kadın eli değiyor. Tamek’te çalışanların yüzde 47’sini kadınlar oluşturuyor.

Yıllık 240 bin ton meyve suyu üretimi ve 65 bin ton gıda ürünü ile Türkiye’nin yerli gıda üretim üssü olan Tamek, son teknolojiyi kullandığı 3 üretim fabrikasında 1000 kişilik Tamek ailesi ile çalışıyor. Bursa-Karacabey, Balıkesir-Manyas ve Manisa-Salihli’deki tesislerde uluslararası gıda güvenliği ve kalite yönetim belgeleri ile üretim yapan Tamek, yüzde 47’lik kadın çalışan oranı ile gurur duyuyor.

3 Yıl Sonra Her İki Çalışandan Biri Kadın Olacak

Tamek’te kadın çalışan oranının 5 yıl içinde yüzde 4’lük bir artış gösterdiğini belirten Tamek Genel Müdürü Cem Kurt “Hedef 2020 yılında kadın çalışan oranının yüzde 50’ye çıkması, bu amaçla, fabrikalardaki üretim bölümünde çalışan kadın oranını da artıracağız” dedi.

Gıda sanayiinde meyve ve sebzelerin tazeliği kadar hangi koşullarda yetiştirildikleri de büyük önem taşıyor. Çiftçilerle kontrollü tarım uygulamasına geçen ilk gıda firması olan Tamek, bu uygulama sayesinde hem üretim zincirini denetliyor hem de sağladığı alım garantisi ile Türk çiftçisine destek oluyor. Tamek’in anlaşmalı çiftçilerinin de yüzde 20’ye yakınını kadın çiftçiler oluşturuyor. Tamek, anlaşmalı çiftçilerin ihtiyaç duydukları tohum, fide ve gübreyi ücretsiz olarak sağlıyor. Tamek’in tarım uzmanları ayrıca, her tarla ve bahçe ile ekimden hasada kadar ilgileniyor.

Kadın Çiftçiler, Tamek’te Çalışarak Kazandıkları Para ile Okudu, Ev Sahibi Oldu

Tamek’in anlaşmalı çiftleri arasında yer alan kadınların her biri Tamek’te çalışarak kazandıkları para ile hayatlarına farklı birer yön verdi. Kadın çiftçilerin bir kısmı kazançları ile üniversite eğitimlerine devam ederek kendilerine meyve bahçesi kurdular, bir kısmı çocuklarının eğitim hayatlarının devam etmesini sağladı, bir kısmı da kendi işinin sahibi oldular. Tamek’in kadın çiftçileri arasında, kazandıkları para ile ev sahibi olan, traktör alan ya da ekipmanlarını yenileyen kadınlar da çoğunlukta.

Hepsiburada Kargo Ücretini Sıfırladı

Türkiye’de online alışverişin lideri hepsiburada, Kargo Bizden Hareketi ile sağlık&güzellik, kozmetik, süpermarket ve petshop kategorilerinden tek seferde 200 TL ve üzeri alışveriş yapanlara bir ay boyunca geçerli ücretsiz kargo hizmeti sunuyor.

30 kategoride 3 milyon ürün çeşitliliğiyle Türkiye’nin lider e-ticaret platformu olan hepsiburada, Şubat ayında başlattığı ve yıl boyunca devam edecek “Kargo Bizden Hareketi” ile müşterilerine ücretsiz kargo hizmeti sağlayacak.

Sağlık&güzellik, kozmetik, süpermarket ve petshop kategorilerinden tek seferde 200 TL ve üzeri alışveriş yapan hepsiburada müşterileri, alışveriş yaptıkları tarihten itibaren bir ay boyunca kampanyadan yararlanabilecekler. Hepsiburada müşterileri aynı kategorilerden yapacakları tüm alışverişlerde Türkiye’nin her yerine geçerli olacak ücretsiz kargo hizmeti ayrıcalığını yaşama şansına sahip olacaklar.

‘ÇİN MALI’ TSE Güvencesinde

Halk arasında ‘Çin Malı‘ denildiğinde olumsuz bir öngörü söz konusu olsa da; Çin dünyada her seviyede, kalitede ve uygun maliyetli ürün ve hammadde bulunabilirliği avantajı ile son 20 yıldır tüm dünyanın üretim merkezi haline geldi. 2011 yılında Türk Standartları Enstitüsü’nün geliştirmiş olduğu yönetmelik ve yaptırımlar sonrası Çin mallarının kalitesi güvence altına alınıyor.

2016 yılında 28 milyar dolara ulaşan Türkiye-Çin Ticaret Hacmi, China Homelife Fuarı ile Türkiye ve Çin arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesine büyük katkı sağlıyor. Doğrudanüreticiden ürün ve hizmet temin etme imkânı veren fuar,1-3 Haziranda İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek ve ChinaHomelife’a 800’den fazla Çinli firma katılacak. China Homelife,Uzakdoğu potansiyelinden faydalanmak isteyen girişimciler için önemli bir fırsat niteliğini taşıyor.

Nelipide, istihdamda pozitif ayrımcılık yapıyor

2016 yılında 74 kadın çalışanı daha şirket bünyesine dahil eden;
Nelipide, istihdamda pozitif ayrımcılık yapıyor

 

Kadınların iş hayatına katılımının bir tercih değil eşitlik meselesi olduğunun farkındalığıyla IK süreçlerini yöneten Nelipide Gurme, 2016 yılında74 kadın personeli şirket bünyesine dahil ederek toplamda 262 kadın çalışanıyla, yoluna daha güçlü devam ediyor.

 

Son yıllarda kadınların iş gücüne katılım oranının bir işin başarısı için vazgeçilmez olduğu, araştırmalarla da ispatlanmış durumda. Değişen ekonomik ve sosyal yapı ile birlikte kadınların işgücü piyasasında daha fazla yer aldığı günümüzde şirketler, IK politikalarını bu bakış açısıyla güncelliyor.

 

Bu farkındalıkla kadınların iş hayatına katılımının bir tercih değil eşitlik meselesi olduğunun bilinciyle IK süreçlerini yönetenNelipide Gurme, hem Ordu’daki 4000 metrekarelik fabrikasında hem de restoranlarında kadın istihdamına önem veriyor. Son olarak 74 kadın personeli daha şirket bünyesine dahil ederek yüzde 60 oranında kadın istihdamıyla yoluna devam edenNelipide Gurme, kadının potansiyelini keşfetmenin ve değerlendirmenin başarı kriterinde asla göz ardı edilmemesi gereken bir konu olduğunu düşünüyor.

 

Dünyanın Gözü China Homelife’da

Avrasya bölgesinde ticari ilişkilerin geliştirilmesindeki en büyük ticaret platformlarından biri olan China Homelife Turkey Fuarı, 2017 yılında da katlanarak büyümeye devam ediyor. 1-3 Haziran 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan fuar, Uzakdoğu potansiyelinden faydalanmak isteyen girişimciler için önemli bir fırsat niteliğinde. Dördüncü kez organize edilen China Homelife Fuarı, her yıl 11 ülkede daha düzenleniyor. Türkiye, Polonya, Meksika, Mısır, Brezilya, Ürdün, Güney Afrika, Hindistan, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Iran da düzenlenen fuarlar serisi, her yıl 200 binden fazla ziyaretçi ağırlıyor.

Gelişmekte olan ülkeler arasında önemli bir konuma sahip olan Çin ve Türkiye, birbirini tamamlayabilen iki ülke olarak, yeni strateji ve işbirliği çerçevesinde ticari olarak önemli bir noktaya geldiler. Tüm Avrasya bölgesinden 15 binin üzerinde profesyonel ziyaretçinin 800 seçkin Çinli firma ile aynı platformda buluşacağı China Homelife Turkey fuarında; kontrolden geçirilmiş, yüksek kalitede binlerce seçkin marka sergilenecek. Küresel ticaretin lokomotifi olma özelliğini taşıyan China Homelife Turkey ile İstanbul, dünya ticaret akışının en hızlı büyüyen ticaret koridorunu oluşturuyor.

Ev Yaşamına Dair Her Şeyi China Homelife Turkey’de…

1 – 3 Haziran 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi, Yeşilköy’de düzenlenecek olan China Homelife Turkey fuarı 3 gün süresince tekstil, hazır giyim ve aksesuarları, kumaş, dekoratif kumaş, ev tekstili, inşaat malzemeleri, el aletleri ve hırdavat, ev gereçleri, elektrikli ev aletleri, mobilya, aydınlatma ürünleri, hediyelik eşya, zücaciye, mutfak ve banyo armatürleri, LED ve aydınlatma ürünleri başta olmak üzere 50 binin üzerinde ürünün yer alacağı sektörlerdeki seçkin katılımcılara ev sahipliği yapacak.