Mc Donald’s Vietnam’daki İlk Şubesini Açtı

Ünlü Amerikan fast-food zinciri Mc Donald’s Vietnam’daki ilk şubesini geçtiğimiz aylarda açtı. Açılış saati olan sabah 8’de yüzlerce kişiden oluşan müşteri kuyruğu ile hizmete giren Mc Donald’s Vietnam’da Amerikan mutfağı temsilcisi olarak önemli bir yere sahip. Restoran açılışta Big Macs, Chicken McNuggets, french fries ve McPork Sandwich çeşitleri ile servise başladı. Açılışta Mc Donald’sın ünlü maskotu Ronald McDonald da gelenlere renkli bir atmosfer yaşattı. Rengarenk masa ve koltuklarla dikkat çeken iç dizaynı beğeni kazandı. Mc Donald’s restoran zincirlerinin Vietnam temsilciliğini Henry Nguyen aldı. Henry Nguyen ülkede Vietnam Başbakanının damadı olması ile tanınıyor.

Euromonitor açıklamasında Vietnam hazır yiyecek pazarının toplam cirosunun 2013 yılında 353 milyon dolar olduğunu kamuoyuyla paylaştı. Bu rakam geçen yıla kıyasla yüzde 14.5’lik artışı ifade ediyor. Büyüme oranlarına bakılarak önümüzdeki yıllarda Vietnam hazır yiyecek devlerinin ilgisini çekeceğe benziyor.

Mc Donald’s pazara yeni girmesine rağmen bu sektörde Vietnamda ilk değil. KFC firması 1997 yılında ülkede ilk şubesini açmıştı. Şu an ise 135 restoranı ile en kapsamlı hazır yiyecek firması konumunda. Burger King ise 2011 yılında pazara girmekle beraber şu an ülke çapında 20 restorana sahip. Starbucks ise 2013 yılında pazara girdi ve sadece birkaç şubesi mevcut. Şu an Mc Donald’s Vietnam’da en pahalı hamburgerini 85.000 Vietnam Dong’una yanı 3.99 Amerikan dolarına satmaktadır.

Yazar: Burak ÖÇLÜ

TESCO, TATA ile Hindistan’da Beraber İlerleyecek

İngiliz süpermarket devi TESCO Hindistan pazarına TATA Grup işbirliği ile girecek. TESCO özellikle Meyve- Sebze üzerine açacağı manav dükkanları ile Hindistan’da önemli bir paya sahip olmayı hedefliyor.  TESCO mart ayı içerisinde yaptığı bir açıklamada TATA sahipliğindeki Trent Hypermarket Ltd şirketine 140 milyon dolarlık yatırım ile yüzde 50 hissesini aldığını belirtti. Toplamda 12 mağazası bulunan zincir Meyve- Sebze dışında moda ürünler de satıyor. TESCO özellikle WAL-MART gibi bir rakibine karşı avantaj sağlamak için Hindistan pazarında varolmayı oldukça önemsiyor.

Yazar:Burak ÖÇLÜ

BMW Sahipleri Tedarik Zincirindeki İyileştirmeleri Bekliyor

Bayerische Motoren Werke AG (BMW), lüks segment araç üretiminde zirveye oynayan bir firma olmasına karşın yakın bir geçmişte uygulamaya başladığı yeni tedarik zinciri sistemi ile BMW araç sahiplerine yedek parça ulaştırmakta zorlanıyor.  Yedek parçaların yaklaşık yüzde 10’u BMW firmasının Dingolfing (Almanya) deposunda bulunmuyor. Mağdur olan müşterilerine e-posta yoluyla açıklama yapan BMW firması sorunun en kısa sürede giderileceğini bildirdi. Yaklaşık 2 aylık bir süreçten beri devam eden problem başta Almanya’da 300 şubesi bulunan araç bakım merkezleri olmak üzere bir çok merkezi mağdur etmiş durumda. Bu durum özellikle lüks segment araç sahipleri için memnuniyetsizliğe yol açmakla birlikte müşteri sadakati kavramına önem verem firmayı da zora sokuyor.

Yazar: Burak ÖÇLÜ

Formula 1 Hazırlıklarında En Önemli Nokta “Lojistik”

Geçtiğimiz günlerde Avusturalya’nın Melbourne şehrinde gerçekleştirilen Formula 1 yarışı önemli lojistik operasyonlarına sahne oldu. . Yarış pistinin hazırlanmasından, sinyalizasyon gereçlerine kadar tüm yarış öncesi, yarış esnası ve yarış sonrası operasyonel faaliyetlerde lojistik kilit rol oynuyor. DHL firmasının Motorsporları Lojistik Direktörü Pierluigi Ferrari yarış öncesi faaliyetlere yönelik açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 30 yıldır motorsporları organizasyonlarında kurumsal olarak yer aldıklarını belirten Ferrari hareketliliğin daha iyi anlaşılabilmesi adına konuşmasını rakamlarla destekledi. Avusturalya içinden pist alanına gelecek araç gereçlerin dışında ek olarak 50 TEU hacmindeki pist içinde kullanılacak araç ve gereç ayrıca yarışa katılacak olan markaların malzemelerini kapsayan bir gemi trafiği ortaya çıktığını belirten Ferrari aynı zamanda toplam elektronik ve yayın için gerekli televizyon ekipmanlarının 35-40 ton civarında bir ağırlığa sahip olduğunu belirtti. Tüm teçhizatın lojistiği esnasında intermodal taşımacılığın ön plana çıktığını da vurgulayan Ferrari bir çok ülkeden yola çıkan 150 konteyner, 100 tır ve 5 adet 747 kargo uçağının bu faaliyetlerde kullanıldığını ekledi.

Yazar: Burak ÖÇLÜ

Hollanda ve Belçika Liman Bilgi Sistemlerinde Entegrasyona Gidiyor

Ghent Limanı (Belçika) ve Zeeland Limanı (Hollanda) imzaladıkları bir protokol ile 2015 yılı itibari ile tek bir bilgi sistemi yazılımı kullanmak için ilk adımı attı. Özellikle gümrükleme işlemlerini daha güvenli ve hızlı bir şekilde yürütmek amacıyla imzalanan bu protokol Ghent- Terneuzen kanalında yer alan iki liman için önemli bir atılım olarak görülüyor. Aynı zamanda emsallerinin oluşması için de bir test alanı olarak takip ediliyor. Kanal içerisindeki gemi trafiğini yönetmek adına eskiden her iki liman da kendi sistemlerini kullanmaktaydı. Fakat sistemlerin ayrı oluşu aynı zamanda prosedürlerin armatörler tarafından tekrarlanmasına yol açmaktaydı. Bu durum zaman yönetiminde verimliliği düşüren önemli bir unsur olarak görülmekteydi.

Yazar: Burak ÖÇLÜ

 

Türk Savunma Havacılık Sanayiinde Etkin ve Verimli Tedarik Zincirlerinin Kurulması

Günümüz tedarik dünyasının diline pelesenk olduğu üzere, rekabet, artık rakip firmalar arasında değil de bu firmaların da içinde yer aldığı tedarik zincirleri arasında yaşanmaktadır.  En hızlı, en iyi performans gösteren, en iyi çözümleri sunan, en maliyet etkin çalışan, tarif edilen kalitede ürün/hizmet sunanlar ancak rekabet avantajı elde ederek pastadaki paylarını büyütebilecekler.

Dünyanın olduğu kadar ülkemizin de siyasî, ticarî ve askerî ilişkilerinde lokomotif gücü niteliğindeki savunma havacılık sanayiinde maliyet, zaman ve işgücü bakımından etkin kaynak yönetimine esas olacak etkin ve verimli tedarik zincirlerinin tesis edilmesi gerekliliği aşikârdır.

Zira, global savunma harcamalarının %45’i havacılıkla ilgili sistemlere ayrılmaktadır. Bu maliyetlerin %65-%80’i ise tedarikçiler tarafından sağlanan malzeme, parça, komponent ve hizmetlerden oluşmaktadır (Canbek, 2012).

Savunma havacılık sanayii, kendine mahsus özellikleriyle yüksek maliyetli, kompleks, ileri seviyede profesyonellik gerektiren yüksek katma değerli ürün, üretim ve teknolojileri, ürünlerin her an kullanıma hazır olma zorunluluğu, çalışan iş gücü, emniyet ve güvenilirliği öne çıkaran ileri derecede regüle yapısı, nisbî olarak dar bir pazara sahip olması, karmaşık tedarik zinciri ağları ve az sayıda kalifiye tedarikçisi ile diğer sektörlerden farklılık arz etmektedir(Canbek, 2012).

Yapılacak işi uzun soluklu sözleşmelerle taahhüt etmeyi gerektirmesi ise savunma havacılık sanayii tedarik zincirlerinde uzun vadeli ilişkiler kurmayı gerektirmektedir. Bu yapılar içerisindeki tedarik zincirleri, stratejik ortaklıklar kurmayı destekler şekilde ürün teslimatı sonrasında da devam etmektedir. Bu sebeple, bahse konu zincirlerin etkinliği büyük önem taşımaktadır(Canbek, 2012).

Yazarlar:

Betül CANBEK, Uzman, Savunma Sanayii Müsteşarlığı,

Dr. M. Meftun CANBEK, Vergi Başmüfettişi, Maliye Bakanlığı,

 

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Müşteri Velinimetimizdir

Perakende, “Nihai müşterinin sürekli değişen talebini, analitik yöntemler ile en doğru biçimde anlayıp, ortaya çıkan ihtiyacı en hızlı biçimde karşılayacak teklifi yapma sanatıdır”. Bugünün değişen global ortamında bütün organizasyonlar rekabet avantajı elde etmek, müşteri sadakatini artırmak için yeni yollar aramaktadırlar.

Geleneksel esnaf kültürümüz, müşteriyi ağırlama, hizmet etme ve onu baş üstünde tutarak memnun etme üzerine kuruluydu. Bakkallar, duvarlarına “Müşteri velinimetimizdir.” levhası asarlardı. Aradan zaman geçti, bizler modern işletme kavramlarını öğrendik, şimdi aynı kavramı ifade etmek için “müşteri odaklı yönetimden” söz ediyoruz.

Rekabet yarışının bir şekilde sürdüğü günümüz koşullarında “Ürün Odaklılık”

artık yerini “Müşteri Odaklılık” fikrine bırakmıştır diyebiliriz.

Müşteri kimdir? suali, belki de perakendenin en temel sorusu. Tanımı boşver diyebilirsiniz fakat müşterinin kim olduğunu bilmeden hareket etmek, yüzünü görmeden kız istemeye benzer. Riski büyüktür.

Müşteri, “herhangi bir ürün veya hizmeti satın alma kararını veren kişidir”.

Müşteri varlığından ve getirdiği değerden en çok mutlu olduğumuz kişidir.

Görmekten en çok hoşnut olduğumuz, göremediğimizde “üzüldüğümüz” kişidir.

Müşteri, gelecekteki organizasyonların hayatta kalıp kalmayacağını da ortaya koyacak temel kriterdir.

Yazar: Eda Ekincioğlu

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Lojistik Sektöründe CRM

Müşteri kavramının, hangi sektör olursa olsun, en ön planda olduğu günümüz dünyası, sadece satılan ürün veya verilen hizmetin katma değer taşımasıyla sürdürülebilir gelir elde etmenin zorluğunu gözler önüne seriyor. Rakibinizin olmadığı veya arz-talep dengesinin lehinize olduğu sularda seyrediyorsanız sıkıntınız yok. Ama bugün bu özel durum hangi firmanın gerçeğidir derseniz, tartışmaya dahi gerek yok.

Şirketler her ne kadar sadakat çözümleri için yatırımlarını sürdürüyorlarsa da, marka bağımlılığı artık sadece bir logo aşkı ya da yaşam tarzına endekslenemez. Müşteriler için güven duygusu, fiyat/performans oranı (hizmet kalitesi, ürünün rekabetçi durumu vb.) sadakat noktasında artı değer taşıyor. Hal böyleyken B2C iş modelinde hayat bulan firmalar müşteri yönetimi konusunda odaklarını güçlendiriyorlar. Peki ya B2B iş modeli?

Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM)

Günümüzün kurumsal firmaları, müşteri firmalarını eskiyen tabir ile bir carinin çok ötesinde tanımaya, bulundukları sektörden yıllık cirolarına, çalışan sayılarından ödeme alışkanlıklarına pek çok konuda tanıyıp, iletişim halinde olmaya, bu bilgileri gelişen ticari hayatta güncel tutmaya (Account Management) çalışıyorlar. Bununla kalmayıp, müşteri firmaların temel bilgilerini yönetmenin ötesinde, farklı konular için farklı muhatapların bilgilerini “temas kişisi yönetimi” (Contact Management) faaliyeti olarak sürdürüyorlar. Bu noktada müşteri firmalar ile yapılan tüm temasların (telefon görüşmeleri, e-posta gönderimleri, ziyaretler vb.) kurumsal hafızada barındırılması diğer önemli bir nokta.

Lojistik firmaları B2B olarak tanımlanan bu iş modelinin çok klasik bir örneği. Bugün pek çok taşımacılık sektörü firması, hizmet sundukları müşterileri için müşteri ilişkileri yönetimi projeleri ile sürdürülebilir gelir modelini ilişkilendirmiş durumdalar. Bu çaba son on yıldır CRM (Customer Relationship Management) uygulamalarındaki gelişim ile daha somut çözümlere dönüşüyor.

Müşterilerine taşıma hizmetini farklı ürünler için sunabilen firmaların CRM uygulamalarında daha öncü olduğunu söylemek yanlış olmaz. Farklı tipte ürünler için (gıda, sanayi, enerji) farklı taşıma hizmetlerini (soğuk hava taşımacılığı, enerji taşımacılığı vb.) müşterileri ile buluşturan firmalar, özellikle kurumsal yapıda büyük müşterileri için bilgi yönetimini en üst derecede önem vererek gerçekleştiriyorlar. Bu çaba sadece bilgi yönetimi ile sınırlı kalmayıp satış, pazarlama ve müşteri hizmetleri sahalarında farklı ihtiyaçları karşılayacak arayışları da barındırıyor.

Satış için CRM

Lojistik firmalarında satış süreçlerinin kanayan yarası herkesin erişebildiği ve güncel tutabildiği müşteri veri tabanlarını oluşturmak ve satış sürecini bununla ilişkili yönetmek denebilir. Bu nedenle kurumların CRM projelerinde ilk adımları, satış operasyonu çalışanlarının bireysel çabalarla kendi bilgisayarlarında veya firmanın kendi bünyesinde geliştirdiği ya da dışarıdan satın alma yoluyla edindiği müşteri takip uygulamalarında bulunan müşteri kayıtlarını CRM uygulamalarına transfer etmek oluyor. Bu karar doğru olmakla birlikte, mükerrer ve güncel olmayan bilgiler, bazen proje sürecine paralel, bazen öncesinde, firmalar için bir efor olarak karşılarına çıkıyor. Bu korkulacak bir çaba değil, çünkü geleceğin başarılı uygulamasının temeli bu noktada güçleniyor.

Yazar: Engin ALAN

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

Teknolojiyi Doğru Kullanmak

Üniversite yıllarında Murat Erdal hocam bir dersinde kendisine sorduğumuz neden netten kayıt olamıyoruz sorusuna, sistemi getirirken ne kadar insanın ve kimlerin kullanacağını da düşünmeniz gerek demişti.

Eski nüfus sayımlarını hatırlarız. Sokağa çıkma yasağı ile ailecek evlere kapanır, bizi sayacak ve varlığımızı yasallaştıracak nüfus sayım görevlilerini beklerdik. Görevliler bizim çok önem arz ederdi bu yüzden çay, pasta, börek artık ne varsa ikram hazır olmalıydı. Ev de o gün çok temiz olmalıydı çünkü biz sayılacaktık ve sayılmalıydık. Beklenen an gelir çay ve diğer ikramlar eşliğinde sayılırdık.

Bu bahsettiğim sayım işlemi çok değil 15 yıl önceydi. Ama düşündüğümüzde anlatılanın daha eski bir zaman dilimine ait olduğunu düşünüyoruz hep. Bunun nedeni teknolojik ilerleme Aslında, engellenemeyen teknolojik ilerleme.Hepimiz teknoloji ilerlesin dedik ve bu teknolojik ilerlemenin topyekün bir gelişmeye imkan vereceği konusunda hemfikirdik. Tekonoloji ilerledi, ilerliyorda. Peki bu ilerlemenin bize yararı mı oluyor yoksa zararı mı bunu bilemiyoruz. Teknoloji bu kadar ilerlerken biz ne yönde ilerliyoruz ya da tekonoloji hızında ilerliyor muyuz ?

Hepimizin elindeki akıllı telefonların bizleri daha akıllı kıldığını düşünmeye başladık. Yeni yazılım çıktığında yükleyip birbirimize hava bile atıyoruz bununla ilgili. “Sen 0.7.1.0.6.5 versiyonunu yükledin mi ?”, “Yeni yüklediğim çaklıt çok harika!” gibi cümleleri ne çok duymaya başladık. Telefonun içeriğine göre statümüzü yükseltiyoruz. Akıllı telefon, akıllı televizyon, akıllı robot ve hatta akıllı ev ! Bizlere her türlü imkanı sunduğunu iddia edip hayatımızı kolaylaştıracağını iddia eden bir çok sistem türedi ve bunların hepsine smart denildi. Eve girerken zile basmıyorsunuz, akıllı kapı sizi tanıyor, eve girdiğinizde ayakkabılarınızı ayakkabılığa koymazsanız ayakkabılık deli gibi bağırıyor, duşa girdiğinizde çeşmeyi açmanıza gerek yok su kendiliğinden akıyor, ışığı açmak için anahtara dokunmanıza gerek yok akıllı sistemler sizi algılıyor ve ışığı açıyor, hatta bu ev o kadar akıllı ki sizin yerinize kendi kendine yaşıyor ! Smart adı verilen bu sistemin aygıtlarından evlerimizde artık teknolojik bir çöplük oluştuğunun farkına varmamız gerek. 90’ lı yılların başlarında evimizde televizyonu paylaşamaz iken şu anda tabletleri ne zaman kullandığımızı ve nereye koyduğumuzu hatırlamaz hale geldik. Az önce de değindiğim gibi televizyon kavgalarından lütfen benim laptop’ ımı kullanma durumuna geldik. Üçlü prizler yetmiyor artık, beşli onlu prizlere ihtiyaç duyar olduk. Çoklu prizlere bağladığımız elektronik eşyaların kablolarını toparlamak için bugün hayatı kolaylaştıran büyük ev eşyası marketlerinde daha büyük kablolar satılıyor. Küçükleri toparlamak için daha büyüklerini almaya başladık yani.

Yazar: Göksal İZCİ

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız… 

info@’lere Neden Geri Dönüş Yok?

İletişim çağı her geçen gün gelişiyor ve büyüyor. Eskiden sadece mektup varken, bugün sms, mail, görüntülü konuşma vb. onlarca şekli ile insanlar birbirleri ile iletişim kurabiliyor. Bu gelişmelerle birlikte özellikle e-mail; iş yükünü azaltması, iletişimi daha basit ve kullanışlı hale getirmesi, zaman kazanmak, iş akışlarına yardımcı olması ve sayabileceğimiz birçok faydası ile hemen hemen tüm insanların kullandığı bir iletişim aracı olmuştur. Birçok kurum, kuruluş, firmada işi gereği bir mail adresi kullanmaktadır. Bunlardan en sık rastladığımız firmaların kullandığı info@ ile başlayan mail uzantılarıdır. Bu uzantılar, firmalar ile telefon dışında, daha hızlı iletişim kurabilmek, soru, öneri, dilek, iş başvurusu, randevu talebi gibi birçok amaca hizmet etmek için kullanılmaktadır.

 

Lakin birde geri dönüş yapılsa!

 

İşim gereği birçok firmanın info@ ile başlayan adreslerine mail göndermekteydim. Lakin geri dönüş oranları hiçte iç açıcı değil. Gönderdiğim on mailden dokuzuna geri dönüş yapılmıyor. Firmalar olumlu veya olumsuz olsun gönderdiğimiz maillere cevap yazmıyor. Bu sadece benim için değil, diğer sektörlerde ki herkes için geçerli bir durum.Türkiye’de tam kurumsallık yok denecek kadar az. Aynı mailleri Avrupa ve Amerika menşeli firmalara gönderdiğinizde on mailliden sekizine geri bildirim yapılıyor. Bu mailler özellikle işi Satınalma ile ilgili olan kişilere daha çok gönderiliyor. Kurumların Satınalma bölümünde bulunan kişilerin, kendilerine gönderilen maillere olumlu veya olumsuz olarak geri bildirim yapması, hem kurumsallığın, hemde kendisine mail gönderen kişinin mesleğine duyacağı saygının bir göstergesidir. Tarafınıza gönderilen bir maile geri bildirim yapmak ne kadar zor olabilir ki? Kendi işimize gösterdiğimiz saygıyı diğer insanlara da göstermemiz şart.

Yazar: Halit KAYA

Yukarıda özeti yayınlanan bu yazının tümünü Satınalma Dergisi Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.!

Satınalma dergisinin tüm sayılarını Apple Gazetelik (Iphone, Ipad) uygulaması içerisinde bulabilirsiniz!

Uygulamaya erişmek için tıklayınız…